KANATLILARDA ZYGOTE TAN SONRAKİ GELİŞMELER
Polylecithal tip olan kanatlı yumurtasında vitellus membranı ile sarılmış bulunan yumurta hücresi, yumurta sarısı, sitoplazma ve nükleustan ibarettir. Ovulasyonda, ovaryumdan ovidukta atılan yumurta hücresi budur. Bu hücrenin vitellus membranı dışında, enine çizgili ince bir tabaka (zona radiata) bulunur. Bu enine çizgiler, zona radiatayı dıştan saran membrana granulosa katındaki follikül epitel hücrelerinin sitoplazmik uzantıları olup, yumurta sarısının yapılması sırasında gerekli materyalin follikül epitel hücrelerinden yumurta hücresinin sitoplazmasına geçmesini sağlarlar.
Ovulasyona kadar yumurta sarısının yapımı tamamlanır ve olgun yumurta hücresi theca nın yırtılması sonucu, zona radiata sız olarak ovidukta atılır. Bu hücrede sitoplazma çok az olup nükleusla birlikte animal kutupta bulunur. Hücrenin kalan kısmı yumurta sarısı ile doludur.
YUMURTA SARISI iç içe yerleşmiş beyaz ve sarı renkli vitellus halkalarından yapılmıştır. Nükleus ve sitoplazmayı içinde bulunduran disk şeklindeki beyaz renkli vitellusa Pander in nükleusu ismi verilir. Yumurta akı (albumin), yumurta hücresini saran iç kısımda daha koyu, dış kısımda ise daha sıvı durumdadır. Yumurta akı ve bundan oluşan şalaz, oviduktun infundibulumundan sonraki kısmında yapılır.
Ovidukt tektir; bu kanalda, önce koyu kıvamdaki albumin salgılanır ve yumurta hücresi kanalın spiral oluklu kısmından geçerken de şalaz şekillenir. Oviduktun aşağı kısımlarında ise sıvı albumin ve çift membran (iç ve dış zarlar) eklenir.yumurtanın geniş kutbuna isabet eden bölgede çift membran arasında hava boşluğu bulunur. Kireç kabuk uterusta yapılır, porözdür, solunuma hizmet eder. Yumurta sarısı bazı yumurtalarda çift olabilir. Bu durum, ovulasyon esnasında iki yumurta hücresinin peşpeşe atılmasından meydana gelir. Her ikisi de ovidukttan geçerken aynı örtülerle sarılarak çift sarılı yumurtayı meydana getirirler. Bu yumurtalarda döllenme olsa dahi normal bir gelişme görülemez. Çünkü yumurta içerisindeki hava ve besin maddesi ancak bir yavrunun gelişmesine yetecek kadardır.
Bazı yumurtalarda da yumurta sarısı üzerinde kırmızı lekeler görülebilir. Bunlar ovulasyon esnasında ovaryumda patlayan bir kapillar damardan sızan ve vitellus membranı üzerine düşen kan damlacıklarından ibarettir. Membrana yapışan kan damlacıkları albuminle örtülerek yumurta içerisinde kalır. Kireç kabuğun beyaz ya da kahverengi oluşu bir ırk özelliğidir. Ovulasyonla yumurta yoluna atılan yumurta hücresi burada döllenir. Kanatlılarda diğer hayvanlardan farklı olarak, bir değil birkaç spermiyum yumurta hücresine girebilir. polispermi Fakat bunlardan yalnızca birinin başı erkek pronükleusu olarak yumurta hücresinin nükleusuna (dişi pronükleusu) yaklaşır ve ona kaynaşır (karyogamy). Diğer spermiyumlar hiçbir gelişme göstermez ve zigotun ilk bölünmeleri sırasında dejenere olarak kaybolurlar.
Kanatlı yumurtasında bölünmeler ve gelişmeler animal kutupta meydana gelir.çünkü az olan sitoplazma, nükleusla birlikte burada bulunur ve yumurtanın geri kalan kısmı, yumurta sarısı adını verdiğimiz vitellus ile doludur. Zigotun şekillenmesinden sonra başlayan bölünmeler amphioxus tan farklıdır. İlk bölünme sitoplazma ve nükleusun bulunduğu disk şeklinde saha içerisinde bir yarıklanma ile başlar. Derinliğine devam eden bu yarıklanma birinci meridyonal bölünme olarak kabul edilebilir. Bu yarıklanma sonucu disk şeklindeki saha tam olmayan 2 yarıma ayrılır. İkinci meridyonal bölünme ise birinciye dikey olmak üzere yine yarıklanma şeklinde meydana gelir ve sonuçta embriyonal saha tam olmayan 4 parçaya ayrılır.
Bundan sonraki yarıklanma, diskin iç kısmında ve yüzeye paralel bir şekilde olur. Bu üçüncü yarıklanma tektir ve yönü dolayısıyla HORİZONTAL BÖLÜNME adını alır. Sonra blastomerlerde devam eden bölünmelerle MORULA meydana gelir. Bu hücre topluluğu vitellusa yapışık durumdadır. Kısa bir zaman sonra morulanın alt yüzeyindeki hücrelerin saldığı enzimlerle oradaki vitellus maddesi erimeye başlar ve bir boşluk meydana gelir (morula boşluğu).
Morula boşluğu kısa zamanda genişleyerek blastocoel e dönüşür ve böylece disk şeklinde bir blastula meydana gelmiş olur. Buna DİSCOBLASTULA ismi verilir. Blastocoel ün üzerindeki hücre topluluğu da BLASTODERM adını alır. Blastocoel, blastoderm tabakası ile vitellus kütlesi arasında bulunur.
4-6 saatlik kanatlı embriyosu: sulcus primitivusun oluşması Blastoderm yalnızca çevre kısmında vitellus ile kaynaşmış durumdadır. Bu aşamada yumurtaya üstten bakılacak olursa, disk şeklindeki blastoderm tabakasının blastocoel üzerine rastlayan orta kısmı şeffaf, AREA PELLUCİDA, kenar kısmı ise koyu renkli görülür AREA OPACA adı verilir
Area pellucida daki blastoderm hücreleri aşırı bir çoğalma gösterirler. Meydana gelen yeni hücreler, blastodermin alt yüzüne doğru (blastocoel e doğru) göç ederek orada bir tabaka oluşturacak tarzda yayılırlar. Blastocoel ün tavanını döşeyen bu tabaka endoderm dir. Endoderm üzerindeki blastoderm hücreleri de ektodermi yaparlar. Endodermin meydana geliş olayına POLYİNVAGİNASYON denir.
Endodermin oluşmasından sonra bu tabaka ile vitellus kütlesi (yumurta sarısı) arasında kalan blastocoel artığı da Archenteron (ilk barsak kanalı) adını alır. Kanatlılarda tipik bir gastrulasyon görülmediği için gastrocoel de şekillenmez. Endodermin meydana gelmesinden sonra embriyonun gelişeceği disk şeklindeki saha DİSCUS EMBRİYONALİS adını alır.
Gelişme ilerledikçe diskin caudal kenarında, ektodermde bir oluk (sulcus primitivus) belirir. Kranial yönde uzayan bu oluk diskin orta kısmına yakın bir yerde bir çukurlukta sonlanır. Bu çukurluğa FOSSA PRİMİTİVUS denir. Fossa nın ön yarımında meydana gelen hücre (ektodermal) çoğalması ile bir yumru oluşur. Buna da NODUS PRİMİTİVUS (Hensen nodusu) denir. Daha sonraki gelişmelerde nodus primitivus un ön kısmında cranial yönde ikinci bir oluk şekillenmeye başlar. Bu oluk sinir sisteminin kökeni olan SULCUS NÖRALİS tir.
Chorda dorsalis ve mezodermin oluşması Bu gelişmeler sırasında sulcus primitivus un tabanında ve Hensen nodusunda ektoderm hücreleri çoğalarak endoderme doğru bir hücre topluluğu meydana getirirler. Sonradan mezodermi ve chorda dorsalis i yapacak olan bu indiferent hücre topluluğuna MESECTODERM adı da verilir. Bunun Hensen nodusundan gelişen ve ektoderm ile endoderm arasında, sulcus nöralisin hemen altında, baş bölgesine doğru kordon şeklinde uzayan kısmı CHORDA DORSALİS, sulcus primitivus tabanından gelişen ve bilateral olarak yayılan kısmı ise MEZODERM dir.
22 saatlik kanatlı embriyosunda gelişmeler İndiferent hücre topluluğu, chorda dorsalis ve mezodermi oluşturduktan sonra kendisini meydana getiren sulcus primitivus, fossa primitivus, ve nodus primitivuslarda bir gerileme görülür ve bunlar yavaş yavaş kaybolurlar. Mezoderm başlangıçta embriyonun baş bölgesinde görülmez. Burada yalnızca ektoderm ve endoderm vardır. Canalis nöroentericus: Amphioxus ta gastrocoel ile neural saha arasında meydana gelen bu kanal kanatlılarda fossa primitivus un ön duvarında şekillenir. Bu kanal kısa bir süre için neural sahanın beslenmesini sağlar ve sulcus primitivus ile fossa primitivus un gerilemeleri ve kaybolmaları sırasında o da kaybolur ve yok olur.
Mezoderm: Dorsal, intermedier (ara) ve lateral mezoderm olmak üzere 3 bölüm halinde gelişir. Dorsal mezodermden; - somitler ve bölümleri (dermatom, myotom ve sklerotom) İntermedier mezodermden; - böbrekler ve iç genital organlar meydana gelir. Lateral mezoderm de; -somatopleura ve splanchniopleuranın yapısına katılır.
2 günlük tavuk embriyosu SOMATOPLEURA (dıştadır) = Lateral mezodermin paryetal yaprağı (somatik mezoderm) +ektoderm SPLANCHNIOPLEURA (içtedir)= Lateral mezodermin visceral yaprağı (splanchnik mezoderm) + endoderm den oluşur. Sonraki gelişmelerde somatopleura embriyo üzerine doğru kıvrılarak embriyoyu içine alan AMNİYON KESESİ ni ve CHORİON U meydana getirir.
3 günlük tavuk embriyosu Somato ve splanchniopleura lar arasında bir boşluk bulunur. Başlangıçta MESOCOELOM olarak isimlenen yarık şeklindeki bu küçük boşluk, sonradan genişleyerek intraembriyonal ve extraembriyonal sahalara yayılır. Boşluğun embriyonal saha içindeki kısmı ENDOCOELOM, embriyonal saha dışındaki kısmı (extraembriyonal) EXOCOELOM adını alır. Her iki boşluk birbiri ile bağlantı halindedir. Endocoelom sonraki gelişmelerde karın, göğüs ve kalp kesesi boşluklarını meydana getirecektir.
5 günlük tavuk embriyosu Exocoelom ise extraembriyonal keseleri (CHORİON, VİTELLUS, AMNİON ve ALLANTOİS KESELERİ) içinde bulunduran büyük bir boşluk halinde kalır. Yavrunun yumurtadan çıkışında keselerle birlikte bu boşluğun görevi de sona erer. Kanatlılarda karın ve göğüs boşlukları, diyaframın rudimenter oluşu nedeniyle tek boşluk halindedir.
Mezoderm ve chorda dorsalis in gelişmesi sırasında sulcus nöralis in uzamaya devam ettiği, buna karşılık sulcus primitivus un gerilediği ve nihayet nodus primitivus ile birlikte kaybolduğu görülür. Böylece embriyonal diskte yalnızca sulcus nöralis kalır. Embriyonun gelişeceği bu saha AREA EMBRİYONALİS olarak isimlenir. Sulcus nöralis kapanmaya başlar. Ektodermle de bağlantısı kalmaz. Tamamen kapanınca CANALİS NÖRALİS e dönüşür. Canalis nöralis daha sonraki gelişmelerde encephalon, medulla spianalis ve spinal gangliyonları meydana getirecektir. Amnion ve chorion keselerinin şekillenmesi sırasında, splanchniopleura ile sarılmış olan vitellus kesesi embriyoya yakın kısmından boğumlanarak 2 bölüme ayrılır. Embriyonun içerisinde kalan dorsal bölüm cranio-caudal yönde uzayarak barsak kanalını (canalis intestinalis) meydana getirir. Alt bölüm ise vitellus kesesi olarak kalır. Yumurta sarısı tarafından doldurulmuş olan vitellus kesesi, kuluçkadan çıknıcaya kadar yavruyu beslemekle görevlidir. Çünkü, kanatlılarda yavru, uterus dışında fakat yumurta içerisinde geliştiğinden devamlı olarak vitellustan beslenir.
Beslenme kan damarları aracılığı ile olur. Kan damarları önce vitellus kesesinin embriyoya yakın olan kısmında, splanchnik mezoderm üzerinde şekillenir ve yavaş yavaş vitellus kesesi üzerine yayılır. Bu nedenle vitellus kesesi üzerinde damarlı ve damarsız olmak üzere 2 bölge ayrt edilir. Embriyoya yakın olan damarlı bölgeye AREA VASCULOSA, damarsız bölgeye de AREA VİTELLİNA ismi verilir. Damarlaşma embriyonun gelişmesiyle yayılma gösterir. Area vasculosa ne kadar yaygın ise embriyonun gelişmesi o kadar ilerlemiş demektir. Vitellus kesesi zerindeki damarlar ARTERİA ve VENA VİTELLİNA lardır.
7 günlük kanatlı embriyosu ve extraembriyonal keseler
Vitellus kesesinin barsak kanalına bağlanan sap kısmı (duktus vitellinus), yavru yumurtadan çıktıktan sonra kısa ve kör bir kese halinde devamlı olarak kalır; ince barsağın orta bölgesinde görülen bu vitelus kesesi artığına MECKEL DİVERTİKÜLÜ adı verilir. AMNİON KESESİ şekillenirken barsak kanalının arka bölgesinde ve ventral yönde bir evaginasyon meydana gelir. Göbek kordonu içerisinde uzayan bu evaginasyon exocoelom a ilerleyerek genişler ve bir kese (ALLANTOİS KESESİ) halini alır. Zamanla chorion un altına yayılır. Allantois kesesi kendi damarları aracılığı ile hem yumurta akından albumin rezorbe eder, hem de havadan O 2 alıp CO 2 vererek (kireç kabuk ve chorion yoluyla) solunuma hizmet eder. Yumurta akı, ilk gelişmelerde yavruyu koruduğundan ve onu beslediğinden, memeli hayvan plasentası ile kıyaslandığında maternal kısım yani uterus karşılığı olarak kabul edilebilir.