Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 13, Haziran 2015, s. 441-453



Benzer belgeler
SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK)

DEMANS NEDİR? ?????????????? ????????????

İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ

1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar. 2.Sanat ve Teknoloji. 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili. 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler

GİZLİ HİPNOZ TEKNİKLERİNE GİRİŞ Hüseyin Güngör NOT ALMA KISMI

HUKUK VE HUKUK BİLİMİ ÜZERİNE

Laboratuvara Giriş. Adnan Menderes Üniversitesi Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü TBT 109 Muavviz Ayvaz (Yrd. Doç. Dr.) 3. Hafta (03.10.

KAMU YÖNETİMİ PROGRAMI

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ)

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı

BİLGİ EDİNME İHTİYACI İnsan; öğrenme içgüdüsünü gidermek, yaşamını sürdürebilmek, sayısız ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve geleceğini güvence altına a

İYİ VE KÖTÜ NÜN KÖKENLERİ

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

Sizin değerleriniz neler ve neden bu değerlerin önemli olduklarını düşünüyorsunuz? Neyin önemli olduğuna inanıyorsunuz?

Prof.Dr.Muhittin TAYFUR Başkent Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

BILGI FELSEFESI. Bilginin Doğruluk Ölçütleri

Temel Kavramlar Bilgi :

Türk-Alman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Ders Bilgi Formu

Auswandern Studieren. Studieren - Universität. Bir üniversiteye kaydolmak istiyorum. Angeben, dass man sich einschreiben will

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

İSMAİL VATANSEVER ETİK VE BİYOETİK KAVRAMLARININ KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİ İLE İLİŞKİSİ

Alan: Sosyal Psikololji. 04/ /2008 Yüksek Lisans Humboldt Üniversitesi Berlin

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF 1. DÖNEM ALMANCA DERSİ MERKEZÎ ORTAK SINAVI

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

FELSEFİ YAPIDA EĞİTİM MODELLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO Κρατύλος

Çocuğunuzun uyumu, öğrenimi ve gelişimi

E.G.O. Grubu Kurumsal İlkeleri

3. Neujahrsball der Deutsch-Türkischen Wirtschaft. Alman- Türk Ekonomisinin 3. Yeni Yıl Balosu

1.4.Etik Sistemleri Etik ilkelerin geliştirilmesinde temel alınan yaklaşımlar hakkaniyet ilkesi, insan hakları, faydacılık ve bireysellik

DOÇ. DR. DOĞAN GÖÇMEN DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ FELSEFE BÖLÜMÜ

Yrd. Doç. Dr. Güler ATEŞ

Title Institution / University Year Assistant Philosophy/ Muğla Sıtkı Koçman Assistant Prof. Philosophy/Celal Bayar 2013

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat Görevini tamamlamak için 65 dakikan var.

SADETTİN ÖKTEN İÇİMDE AVM VAR!

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ,

Baleybelen Müfredatı

BAŞAKŞEHİR M. EMİN SARAÇ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ İNGİLİZCE PROJE SINIFLARI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF FELSEFE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

ÜNİTE:1. Felsefe Nedir? ÜNİTE:2. Epistemoloji ÜNİTE:3. Metafizik ÜNİTE:4. Bilim Felsefesi ÜNİTE:5. Etik ÜNİTE:6. Siyaset Felsefesi ÜNİTE:7.

SUNUMUN ÖNEMİ VE SUNUM TÜRLERİ

KİŞİSEL "GÜÇ KİTABINIZ" Güçlenin!

Facebook. 1. Grup ve Sayfalar. Facebook ta birçok grup ve sayfa üzerinden İngilizce öğrenen kişilerle iletişime geçebilir ve

MATEMATİĞİ SEVİYORUM OKUL ÖNCESİNDE MATEMATİK

İÇİNDEKİLER BÖLÜM - I

Kavram Haritaları ve Ebelikte Kavram Haritalarının Kullanımı. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN

A: Algılama gücü ve mantık yürütme kabiliyeti yüksek kişiliği temsil eder.

Kişisel hesap müşterek hesap Çocuk hesabı döviz hesabı kurumsal hesap öğrenci hesabı Aylık kesintiler var mı? Fragen, ob für das Konto monatliche Gebü

EĞİTİMİN FELSEFİ TEMELLERİ. 3. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

Gençler, "İrade, Erdem ve Hürriyet" Temasıyla Buluştu

[ülke] sınırları içinde para çekersem komisyon ücreti öder miyim? Fragen, ob Gebühren anfallen, wenn man in einem bestimmten Land Geld abhebt

YÖNLENDİRİLMİŞ ÇALIŞMA I DERS NOTLARI

Yrd.Doç.Dr. TUNCAY SAYGIN

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

PYP VELİ MEKTUBU 4. SINIF PRIMARY YEARS PROGRAMME EĞİTMEN KOLEJİ SORGULAMA HATLARI ÖĞRENEN PROFİLLERİ

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat dakikan ve bir canın kaldı.

Kısaca İçindekiler. KISIM I: Sosyal Bilgilere Giriş. KISIM II: Sosyal Bilgiler Öğretimin Temelleri

2. Klasik Kümeler-Bulanık Kümeler

KARİYER GELİŞİMİ VE MESLEKİ REHBERLİK

Bulanık Mantık. Bulanık Mantık (Fuzzy Logic)

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

3. SINIFLAR BU AY NELER ÖĞRENECEĞİZ? OCAK

Öğrenci Kitabı BEN DE BAŞARIRIM! telc TÜRKÇE B1 OKUL.

11/26/2010 BİLİM TARİHİ. Giriş. Giriş. Giriş. Giriş. Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri. Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir?

"Allah Adına Şiddete Hayır! Barışın Savunucuları Olarak Hıristiyanlar ve Müslümanlar"

Der kleine Hase möchte lesen lernen

İş Yerinde Ruh Sağlığı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS MESLEKİ İNGİLİZCE II İLH

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

BİLİM VE BİLİMSEL ARAŞTIRMA YRD. DOÇ. DR. İBRAHİM ÇÜTCÜ

sayfasını açınız Sayfanın sağ üst köşesinde AVON Login yazısını bulacaksınız. Buraya tıklayiniz

ETKİLİ LİDERLİK VE KARİZMA

Ýslâm Ahlak Teorileri (Ethical Theories in Islam)

SİYASİ DÜŞÜNCELER TARİHİ (TAR222U)

Stratejik Pazarlama 2. Hafta. Doç. Dr. Hayrettin Zengin

Eğitim bilimlerinde birbiri ile karışan kavramlar.

TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri,

İnsan-Merkezli Hizmet Tasarımı. 21. yüzyılda mükemmel hizmet deneyimleri yaratmak

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV

OYUNLAR TEORİSİNİN MADEN ARAMALARINA UYGULANMASI

EN ESKİ İNANÇLARDAN BİRİ OLAN ZERDÜŞTLÜK VE ZERDÜŞT HAKKINDA 9 BİLGİ

Hatta Kant'ın felsefesinin ismine "asif philosopy/mış gibi felsefe" deniyor. Genel ahlak kuralları yok ancak onlar var"mış gibi" hareket edeceksin.

Güvene dayalı felsefemiz dünyanın her

Düşünce Özellikleri Ölçeği

İnternet Destekli Temel Bilgisayar Bilimleri Dersinde Anket Uygulaması

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat 11. Sadece 60 dakikan kaldı, ve ek bir canın yok.

DİKKAT BU ÖZET 8 ÜNİTE

NEDEN ÇiZGi OKULLARI. Yılların Tecrübesi Çizgi ye Dönüştü. Çünkü Çizgi Okulları;

Yunan Medeniyeti kendinden sonraki Hellen ve Roma Medeniyetleri üzerinde etkili olmuştur.

ETKILI BIR FEN ÖĞRETMENI

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz.

HESAP. (kesiklik var; süreklilik örnekleniyor) Hesap sürecinin zaman ekseninde geçtiği durumlar

FLASHBACK: Die Kantstraße? Mädchen, die ist im Westen, verstehen Sie? Da können Sie jetzt nicht hin.

HSK Unterricht in Heimatlicher Sprache und Kultur Ana dili ve Kültür Dersleri

Transkript:

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 13, Haziran 2015, s. 441-453 Mehmet Akif DUMAN 1 İSOKRATES İN RETORİK ANLAYIŞININ BERTRAND RUSSELL IN İDEAL DİL VE LİMİTSİZ BELİRSİZLİK GÖRÜŞLERİ ÇERÇEVESİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ Özet Nietzsche Dili ciddiye alın! diyor. Dilin daha ziyade iknâ vasıtası olarak hizmet verdiği zamanlardan, onun teorisi üzerine kafa yorulduğu çağa atlamak bizi pratik ve teori çatışması ile karşı karşıya bırakmaz. Mukayeseden çıkarılacak çok daha mühim neticelerin olması böylesine basit bir değerlendirmeyi gölgede bırakır. Sofistlerin para kazanma aracı olarak kullandıkları dil aslında sadece yüzeysel olandır. Yani her ne olursa olsun muhatabı ikna etmek için odaklanmış bir konuşma ortama ve zamana göre büyük değişiklikler gösterebilir. Oysa doğrunun bir tek olması, zamana ve mekana göre dayanıklılık göstermesi gerekir. Bu noktada mantıksal bakımdan mükemmel, muğlak olmayan, tam/kesin bir dilin günlük konuşma için uygun olmadığını zaten tespit etmiştir Russell. Peki bu iki kullanımdan (ideal lisan ve hatibin dili) hangisi ciddiye alınmalı dır? Anahtar Sözcükler: İsokrates, sofizm, Bertrand Russell, belirsizlik, dil BEURTEILUNG VON ISOKRATES RHETORIK VERSTAENDNİS IM RAHMEN BERTRAND RUSSELL S IDEALER SPRACHE UND DER GRENZENLOSEN VAGHEITSANSCHAUNG Zusammenfassung Nietzsche sagt: "Nehmt die Sprache ernst!". Wir gelangen nicht in den Konflikt von "Praxis" und "Theorie", wenn wir uns in die Ära begeben wo man sich über die Theorie der Sprache den Kopf zerbrochen hat, als die Sprache eher als ein Überzeugungsmittel gedient hat. Die Tatsache, dass aus dem Vergleich viel wichtigere Ergebnisse auftauchen, lässt eine solch einfache Beurteilung im Schatten. Die "Sprache" die Sophisten als Mittel zum Geld verdienen gedient hat, ist in Wirklichkeit nur eine Oberflächliche. Das heißt, dass eine "Rede", die sich 1 Johannes Gutenberg-Universität / Mainz: Orientkunde- Turkologie; Doğu Bilimleri-Türkoloji/ Karşılaştırmalı Edebiyat- doktora öğrencisi. İletişim: mehmetakifduman@outlook.de

Mehmet Akif Duman 442 auf das Überzeugen des Adressaten konzentriert, trotz allem je nach Zeit und Ort Veränderungen aufzeigen kann. Stattdessen sollte die Wahrheit eins sein und gegen Ort und Zeit standhalten können. Russell hat festgestellt, dass an diesem Punkt eine Sprache die aus logischer Sicht perfekt und nicht vage ist, für die alltägliche Unterhaltung nicht geeignet ist. Aber welche dieser Verwendungen (ideale Sprache und die Sprache des Redners) sollte "ernst genommen" werden? Keywords/ Suchwörter: Isokrates, Sophismus, Bertrand Russell, Vagheit, Sprache. EVALUATION OF ISOKRATES UNDERSTANDİNG OF RHETORIC UNDER BERTRAND RUSSELL'S IDEAL LANGUAGE AND THE INFINITE VAGUENESS PERCEPTION Abstract Nietzsche says, "Take the language seriously". We do not enter into the conflict of "practice" and "theory" as we move into the era where one has broken on the theory of language upside down when the language has served more as a means of persuasion. The fact that the from the comparison there appear much more important results, leaves such a simple assessment in the shade. The "language" the sophists have served as a means to earn money is only a superficial in reality. This means that a "speech", which focuses on persuading the addressee, depending on the time and place can show changes in spite of everything. Instead, the truth should be one and can withstand against time and place. At this point Russell has determined that, a language which is perfect and not vague, from a logical point of view, is not suitable for everyday conversation. But which of these uses (ideal language and the language of the speaker) should be "taken seriously"? Keywords: İsocrates, sophism, Bertrand Russell, vagueness, language DOĞU HELENİSTİĞİNİN PEYGAMBERİ İSOKRATES 2 2 Temel kaynaklarımız: Alexiou, Evangelos (2010): Der "Euagoras" des Isokrates: Ein Kommentar (Untersuchungen Zur Antiken Literatur Und Geschichte), Gebundene Ausgabe, de Gruyter. Alexiou, Evangelos (1995): Ruhm und Ehre: Studien zu Begriffen, Werten und Motivierungen bei Isokrates (Bibliothek Der Klassischen Altertumswissenschaften, Neue Fol), Gebundene Ausgabe, Universitätsverlag Winter GmbH Heidelberg. Wersdörfer, H. (1940): Die ΦΙΛΟΣΟΦΙΑ des Isokrates im Spiegel in ihren Terminologie. Untersuchungen zur frühattischen Rhetorik und Stillehre. (Klassisch philologischen Studien). Bonn dissertation. Smethurst: S. E. (1953): Cicero and Isocrates, Transactions and Proceedings of the American Philological Association, Vol. 84, s. 262-320: http://www.jstor.org/discover/10.2307/283414?uid=3737864&uid=2129&uid=2&uid=70&uid=4&sid=21 104660408263 Voliotis, N. (1988): The Tradition of Isocrates in Byzantium and his Influence on Modern Greek Education, National and Capodistrian University of Athens, School of Philosophy, Athens. Orth, W. (2003): Perspektiven der gegenwärtigen Isokrates-Rezeption, in: Isokrates, zur Bewertung eines politischen Schriftstellers, Europäische und Internationale Studien 2, Trier, 1-6. Alexiou, E. (1995): Ruhm und Ehre. Studien zu Begriffen, Werten und Motivierungen bei Isokrates, Heidelberg: Winter. (Bibliothek der klassischen Altertumswissenschaften. N.F. 2. Reihe. Bd. 93.)

443 Isokrates in Retorik Anlayışının Bertrand Russell in İdeal Dil ve Limitsiz Belirsizlik Görüşleri Çerçevesinde Değerlendirilmesi IV. asrın edebî eserlerinde insan, şehir ve şehirdeki insan etrafında gelişen bir kaygı söz konusudur. 3 IV. asır sofistlerin göçebelikten yerleşik hayata geçtiği asırdır. Artık Atina da okul kurup öğrenci toplama ve güçlü bir propaganda ile isim yapma zamanıdır Yunanistanlı sofistler için. Rekabet bu asırda daha belirgindir; her zaman olduğu gibi sofistlerle filozoflar arasında. İsokrates (Ἰσοκράτης) (MÖ 436 - MÖ 338) de öldükten sonra kıymeti anlaşılan, eserleri okunan, adından söz edilen; kıymeti bilinenler grubuna girmez. O da müstakbel hocası Gorgias gibi daha yaşarken âbât olmuş düşünürlerdendir. (Mezar taşında hocası Gorgias ile birlikte anılır.) Gerçi filozof anlamındaki bu düşünür sıfatını kendisini tanımlamak için kullanır İsokrates, muhalifleri bunu reddetse de. Varlıklı bir aileden gelmesine rağmen Peloponnes Savaşı esnasında her şeyini kaybedince bir süre yazılı savunmalar hazırlar mahkemelerde. O zamanın popüler işlerinden biri olduğu için bu yazıcılık işi, hem para kazanamaz hem de sivrilemez. Utangaçlığı ve zayıf ses tonu nedeniyle asla konuşmacı olarak çık(a)maz meydanlara. Bu nedenle pratik anlamda politik bir kariyeri de olmaz. Buna rağmen Yunanistan ın hissedilebilir değişiklikleri ve politik yapısı ile yakından ilgilidir. 4 Ancak yeteneklerinin farkındadır İsokrates. Ona göre iyi bir söylevci sadece söylev öğretebilen kişi değil aynı zamanda felsefe bilim ve sanatta geniş bir bilgiye sahip olmalıdır. Uzun cümle kurma, konuyu toparlama, etkileyici girişler ve sonlar bulmak gibi can alıcı noktalarda oldukça iyidir. Bir okul kurar; aşağı yukarı İÖ 390 yılından başlamak üzere hemen hemen iki nesil boyunca okul müdür olarak vazife yapar. Okulun açık kaldığı kırk elli yıl boyunca prensiplerinde neredeyse zerre kadar değişiklik olmaz. Tabii ki ciddi kazançlar elde eder İsokrates buradan. Söylevciliğin bir sanat dalı olmasında da öncü olmuştur. Birçok söylevcinin tersine söylevi gerçeği öğretmekten çok gerçeği açığa çıkarmak olarak görür. Kendi öğrettiği sanatı logon paideia (söz eğitimi) olarak tanımlar. 5 İsokrates, zamanının problemlerini yansıtmak konusunda oldukça iyidir. 6 Onda zamanın umutsuz politik tablosuna ek olarak, çözüme ilişkin umutlar ve kaygılar da vardır. 7 Belki de bu kaygılarla pratik ağırlıklı olarak (hayata) hazırlar öğrencilerini. Bu amaçla yalnızca konuşma değil, kritik pratiği de önem taşır onun için. 8 Bu sayede şehirdeki mühim vazifelere gelir öğrencileri. MÖ 378'ten sonra öğrencisi Timotheos'u destekler, ki kendisi Atina politik hayatında mühim bir rol oynar. Timotheos'un MÖ 354'te ölümünden sonra İsokrates kendine yeni bir politik yol 3 Pointner, Franz (1969): Die Verfassungstheorie des İsokrates, Bd.1, W. Blasaditch, Münhen, s.1. 4 Papaevangelou-Varvaroussi, Panagiota (2003): İsokrates und Ailios Aristeides im Spiegel der Rhetorik und der Politik, (Dissertation/ Uni München 2002) Uni- Druck, München, s.198. 5 Paideia, antik kültür için çok mühim bir yere sahiptir. Eğitim, yetiştirme gibi kelimelerle karşılanacabilecek παιδεία paidèia akademik ve ahlaki eğitimi kapsadığı gibi eğitim sürecinin neticesini de içine alır. Yani sadece okul dersleri değildir kastedilen; aynı zamanda bireysel olgunluk/mükemmellik de amaçlanır. İsokrates te paideia için bkz: Jaeger, Werner (1989): Paideia, Berlin: de Gruyter,, s.981-1006. 6 Pointner, s.1. 7 Buchner, Edmund (1958): Der Panegyrikos des İsokrates. Eine historisc-philologische Untersuchung (Historia Einzelschriften, 2), Wiesbaden: Steiner, s.1. 8 Graeser, Andreas (1993): Die Philosophie der Antike, Bd. 2: Sophistik und Sokratik. Plato und Aristoteles, s.85.

Mehmet Akif Duman 444 çizer. Atinalı politikacı Lykurg ve Androtion ile hatip İsaios ve tarih yazıcısı Ephoros ve Theopompos onun öğrencileridir. Panyunanistiğin bir sonucu olarak birleşebilen Sparta, Athen, Theben ve diğerleri 404 ten sonra savaşı kaybeder. 9 Bu kayıp Atina ve Sparta arasındaki çatışmayı genişletir. 10 338'deki Chaironeia Çatışması'ndan sonra Makedon'lara karşı Atinalı'ların yenilmesi üzerine kendi iradesi ile hayatına son verir. (muhtemelen açlık grevi ile) Onun amacı sorumluluk sahibi halk ın politik gerçeklerle başa çıkacak hale gelmesidir 11 aslında. Retorik sanatıyla uğraşmanın Atina yı ve Yunanistan ı eski canlı yaşamına kavuşturacağına inanır. Ona göre retorik yaratıcı bir sanattır ve hayal gücü kuvvetli, canlı bir zihne ihtiyaç duyar. Retorik ile iyi lider ve yurttaş yetiştirmek mümkündür. Önemli olan sadece hatiplik değil, eylemlerdir de aynı zamanda. 12 Bu iyi niyete ve faydalı amaca rağmen ona ve okuluna yönelik ön yargılar değişmez. Zaten Platon un sofistlere karşı eleştirileri yüzünden İsokrates in söylev ve felsefe okulu ahlaka aykırı bulunur. 13 Atinalı İsokrates farkla en önemli retorik okulunun kurucusudur, Platon ve Aristo 14 ile birlikte çağının ruhsal fizyonomisini etkilemiştir. İsokrates'in okulu ile Akademia arasındaki temel fark fikir ayrılığından kaynaklanmaktadır. Platon, İsokrates'in retorik konseptini sert biçimde reddeder; İsokrates ise Akademia'daki eğitimi aşağı seviyede/düşük olarak değerlendirir. 9 Dahlheim, Werner (1995): Die Antike: Griechland und Rom von den Anfängen bis zur Exansion des İslam, Paderborn: Schöningh, s.287. 10 Dahlheim, s.241. 11 Graeser, s.81. 12 Antidoseos-Rede, 280. 13 Ona yönelik eleştirilerin aşırı (kısmen abartılı) bir örneği için: Niebuhr, B. G. (1851): Vorträge über alte Geschichte, V, Berlin, 404. Niebuhr a göre İsokrates bir hitabet ustasından başka hiçbir şey değildir. Kötü ve sefil bir yazardır ona göre İsokrates. En düşüncesiz ve berbat ruhlardan birine sahiptir. Onun oluşturduğu sanat, kelimelerden ve konuşmanın bir çeşidinden ibarettir; bir hitabet türünden öteye gidemez; bir düşünce sistemi/türü değildir. Bu bakışta Platon un tanrısallaştırılmasının tesiri vardır. Buna rağmen sonraki devler üzerinde ciddi tesirleri olur. Bkz: Hubbell, H. M. (1913): The Influence of Isocrates on Cicero, Dionysius and Aristides, New Haven, Yale University Press, (Dissertation); Laughton, E. (1961): Cicero and the Greek Orators, AJP 82, s.27-49. 14 Aristoteles in Rhetorik inde muhtelif yerlerde adı geçer İsokrates in. Bunları zikretmekte de fayda var: İnsanın kendisi hakkında söyleyecek fazla bir şeyi yoksa o, başkaları ile kapıştırılabilir. İsokrates adlî konuşmalarda yaptığı şey tam olarak budur Aristoteles e göre.(rhetorik, I, 1368a 20.) İkinci kullanım yine tahkir içerir. Bir şey daha aşağı, daha zayıf ve ahmak insanlarca mümkünse, bunları zıtları için de gayettabi mümkündür. Örnek olarak da İsokrates in Euthynos un bulduğu birşeyi kendinin keşfedememesinin garip oluşu verilir.(rhetorik 1392b 10.) Diğer kullanımda İsokrates in Helena, Paris ve Evagoras hakkında düşünceleri (Rhetorik 1399a 2) ve mesela ondan bir alıntı ile tanıt yolu örneklendirilir.[ İsokrates hakkında değil; tüm felsefe hakkında karar vereceksiniz. (1399b 10) Bu cümle elyazmalarında Sokrates olarak okunmasına rağmen cümleye Antidosis 173 te rastlanmıştır.] Bir başka yerde de politik ve adli söylev arasındaki fark anlatılırken hocası ile birlikte zikredilir İsokrates. Tören söylevinde, konuşma arasında kısa kısa öyküler serpiştirmektedir İsokrates.(Rhetorik 1418a 30.)

445 Isokrates in Retorik Anlayışının Bertrand Russell in İdeal Dil ve Limitsiz Belirsizlik Görüşleri Çerçevesinde Değerlendirilmesi İsokrates öğretimde gelenekçi bir yapı sergileyerek Homeros eğitiminin temelini oluşturan paradeigma (tarihten alınacak örnek kişiler ya da olaylar) ve mimesis (tarihteki ünlü kişilere, kahramanlara öykünme) idealarını kendi sistemine uyarlar. 15 Ona göre bir kişinin başarılı bir söylevci olabilmesi için gerekli üç ölçüt vardır: doğal beceriler, iyi bir öğretmen ve uzun bir eğitim. İsokrates söylev sanatını beceriksizlikleri yüzünden yanıltıcı biçimde kullanan ve bu beceriksizliklerini övgü konusu yapan sofistlere, olanaksız bilgiyi araştırıp faydasız konular üzerinde konuşan felsefecilere ve kendini sadece yasal konularla sınırlandıran mahkeme konuşmacılarının öğretilerine, karşı çıkar. Hakkındaki birçok bilgiyi Antidoseos Konuşması ndan ediniriz. Bunlara kısaca değinelim: İsokrates in anlayışına göre konuşmak kültürün temelidir (Antidoseos-Rede, 253-257); konuşmak kadar düşünmek de önemlidir. (244). İsokrates in eğitimi logos un içerdiği anlamlarla (konuşma, sözcük, düşünce, akıl) örtülü bir sistemdir. (46). İsokrates her şeyi kurallaştıran söylevcilere karşıdır. Kuru bilgi aktarımından çok uygulamalı, yaşanan hayatı tanıtan ve yetenekleri açığa çıkaran bir sistem benimser. (185-188). Zihinsel kesinlik sağladığı için matematiğin de öğrenilmesini zorunlu kılar. (268). Eristiği de kullanır; ancak bunun kuralları ve âdâbı vardır. (261). Philosophia terimi MÖ 5. yüzyıl Atina'sında genel olarak tarafsız zihinsel bir etkinlik ve kültür anlamında kullanılır. MÖ 4. yüzyılda felsefe retorikten tamamen ayrılmış olmasına karşın, İsoktrates kendisinin karşı çıktığı ve küçümsediği kuru bilgilerle dolu tekhnai (el kitapları) yazarlarıyla karıştırılmak istemez ve kendi yaptığı işin felsefe olduğunu söyler. İsokrates in belki de en farklı yanı güçlü bir karakter eğitimini hedef almasıdır. Onun Kaloskagathos u 16 ancak eğitimle mümkün olacaktır. Platon'un Akademia'sından birkaç yıl önce MÖ 4. yüzyıl sonunda kurduğu ve bütün Yunan dünyasına egemen olan söylev eğitimine philosophia, kendisine de philosophos demiştir. 17 Temel ilham kaynağı hocası Gorgias tır; temel felsefesini soylu konular üzerinde (ki bununla devlet için mühim olan konular kastedilir) iyi konuşmasını ve yazmasını öğrenmek olarak özetler. 15 Mimesis ve eğitim ilişkisi için bkz: Duman, Mehmet Akif (2014): Mimesis, İstanbul: Litera Kitap. (bilhassa Platon; Politeis/ Devlet ve İmitatio ve Aemulatio bölümleri) 16 Kaloskagathia (καλοκἀγαθία kalokagathía) kabaca "güzel ve iyi" anlamlarına gelir. Yunan idealinin sembolü olarak bedensel ve ruhsal mükemmeliği (güzellik ve iyilik) ifade eder. Bkz:Martin, Andy; Franc, Dan & Zounkova, Daniela (2004): Outdoor and Experiental Learning, An Holistic Approach and Creative Approach to Programme Design, Gower Pub Co., s.7. Bu ideale sahip olan tek kişi İsokrates değildir: Weiler, İngomar (2002): The Living Legacy: Classical Sport and Nineteenth-Centry Middle- Class Commentators oft he German-Speak Nations, in The European Sport History Review, V.4: Reformers, Sport, Modernizers, Ed. J. A. Mangan, Frank Cass, London, s.16. 17 Antidoseos-Rede 50; 270; 285. Kendi eğitme sürecini (de) felsefe olarak adlandırır İsokrates. Bu Aristoteles in ve Platon un algısı ile farklılık arz eder. Hobling, Franz H. (2007): Redner und Rhetorik: Studie zur Begriffs- und İdeengeschichte des Rednerideals, Felix Meiner, s.105. Ayrıca bkz: Steidle, W. (1952): Redekunst und Bildung bei İsokrates, İn: Hermes 80, s.259-264. İsokrates felsefe demekle zihinsel eğitimi kastetmektedir.o da öğretmeni Gorgias gibi varsayımdan hareket eder, ki bu da insanlara başarı ile uygulanamayacaktır. Davranışlar, bilimsel temelli ve yanılgıya pay bırakmayan bulgulara yöneltmelidir.

Mehmet Akif Duman 446 Kim gerçek yararı destek edinirse, o daima ve aynı anda iyiyi gerçekleştirir. İsokrates, ahlaki ilkelerle donatılmış bir uygulama olan bir yaşam pratiği ortaya koymak için bunu muhafaza etmeye çalışır. Kim hırs tarafından yönlendirilen bir övgü ve itibar kazanmak isterse, eğer o gerçekten kendi çıkarlarını takip ederse; konuşmalarında dikkatli olmalı, cömert olmalı, terbiyeli tutumları inandırıcı olmalı, kamu yararına yapılan eylemleri kendinden algılamalıdır. Böylece konuşmalar dizmek, dışın içe tesir etmesi gibi bir etki bırakır. Bu daha sonra kademeli olarak bir alışkanlık halini alabilir. Sonra bu insan iyi konuşmak ve mantıklı bir tertip oluşturmak için çok gayret sarf etmek zorunda kalır. İsokrates, kendi pedagojik retorik teorisini en etkili biçimde "Sofistlere Karşı" manifestosunda, bir şekilde tüm rakiplerini de kapsayacak şekilde özetlemiştir. Eğitim ve hatiplik her şeyden önce yetenek ve tecrübe kazanmaya bağlı şeyler etrafında yoğunlaşır. Eğer kişi yetenekli değilse, dersler sayesinde sınırlarını birazcık aşması bile erdemdir; o kişi asla hatip olamaz. Konuşma için gereken elementleri bir araya toplamak kolaydır, zor olan duruma ve koşullara göre elementleri doğru kullanabilmektir. Öğretmen sadece öğretilebilir olana aracılık eder, o zaten kendi öğrettikleri ile, kendi örnekleri ile tesir aramaya çalışmaktadır. Bu pozisyon, İsokrates'in edindiği yahut edinmek istediği bu konum rakiplerinin sert eleştirilerine uğrar. 18 İsokrates ismi altında zikredilen 21 konuşma ve 9 mektup vardır; bu konuşmaların 16'dan 21'e kadarı logograflık yaptığı zamanlardan kalma adlî konuşmalardır. Eserleri hiç şüphesiz şahsî politik tecrübelerinden de izler taşır. 19 Külliyatın en önemli kısmı olan konuşmalarda misal addedilebilecek somut bir olay ortaya konmaz. Eserler daha ziyade savunma ağırlıklıdır, sanattan bahsederler çoğunlukla politika ve eğitimden. Yaşamını panhelenizme adamıştır desek yanlış olmaz; en azından bu amaçla üzerine düşeni layıkıyla yerine getirmiştir. Onun eserleri Atina retoriğinin tekâmül etmiş şekli olarak tanımlanabilir. 20 "Sofistlere karşı" (13./gegen die Sophisten) ve Helena Konuşması (10./ Helenarede) okulun kurulduğu yıllara dayanır. Polykrates ve Antisthenes gibi kinitik (kynismus) hitabet hocalarına ve yazarlarına karşı yapılmıştır. Busiris (11.) Sparta'ya yönelik olarak tasavvur edilen bir devlet modeline ilişkindir. Resmi anlamda ise eser hatip Polykrates'in savunmasına bir eleştiridir. Panegyrikos (4.)'ta yine panhelenistik bir tavır vardır. 380 yılındaki Olimpiyat Oyunları'nda tüm Yunanlı'ları Atinalı'ların yönetimi alında Pers lere karşı mücadele etmeye çağırır. Yani tüm Yunan'lar Sparta hegamonyasındansa Atina yönetimine girmelidir ona göre. Atina'nın ilk Konfederasyon'daki hatayı tekrarlamayacağına söz verir. İki yıl sonra ikinci Atina Konfederasyonu kurulur. Panegyrikos unda (380) Pers lere karşı başını Sparta ve Atina nın çektiği bir panhelenistik birliğin kurulmasını şiddetle tavsiye eder. Sonra bunun gerçekleşmesi akabinde tekil hakimiyet beklentisi içindedir İsokrates. 21 Ancak unutulmamalıdır ki 18 Muhalif denerek eristikler, elit siyasi hatipler ve avukat hatipler kastediliyor olsa gerek. 19 Dobesch, Gerhard (1968): Der panhellenische Gedanke im 4.Jf.v.Chr und der Philippos des İsokrates- Untersucchungen zum Korinthischen Bund, Bd.1, s.95. 20 Buchner, s.1. 21 Bringmann, Klaus (1965): Studien zu den politischen İdeen des İsokrates, s.17.

447 Isokrates in Retorik Anlayışının Bertrand Russell in İdeal Dil ve Limitsiz Belirsizlik Görüşleri Çerçevesinde Değerlendirilmesi pannhelenismus 4. asırda çok az sayıda tahsilli insan arasında revaçtadır. İsokrates bu fikri izah etmeden önce Gorgias ve Lysias tarafından üzerinde durulmuştur. 22 Plataikos (14.) ve Archidamos (6.)'ta Theben (Böotien) halkına yönelir; Sparta'ya yakınlaşılması için propaganda yapar (bir nevi kampanya) bu sefer. Kıbrıs Konuşmaları'nda (Nikokles Konuşması/Rede des Nikokles /2., Kıbrıslı Nikokles Konuşması/ Rede des Nikokles an die Zyprioten /3. ve Euagoras /9.) ideal bir yöneticiyi tasavvur eder İsokrates. Aynı zamanda Euagoras, Kanon'dan bir savunma içerir. Bu Kanon'un oğlu Timotheos'a destek niteliğindedir. Timotheos'un ölümünden sonra Areopagitikos (7.)'ta Solon'un Anayasa'sına geri dönüşe çağırır. Barış Üstüne (über den Frieden /8.)'de emperyal tutkulardan vazgeçişe çağırır. İsokrates için Yunalı ların ve bilhassa Atinalı ların üstünlüğü belirleyicidir. 23 Köken olarak Yunan milliyetçiliği değil; bilakis bilinç olarak Yunan olanları bu kapsama almaktadır. 24 Panhelenik amaçla Makedonya Kralı II. Philipp i muhatap alarak Philippos u kaleme alır. Eseri önce deneme amaçlı olarak arkadaş çevresinde (s.22) duyurur; sonra da Yunanistan a ulaşacağı ümidi ile 25 ve özel olarak Kral Phill e hitaben yayar. (Kral a gönderilir: 17, 21, 23) Bu yazı ile sınırlarını aşarak halkın bir kısmını etkileyeceğinin farkındadır. 26 İsokrates in politik derinliği olan anlamlı eserlerinde Philippos ciddi varlık gösterir. 27 Yunanlı'ların idaresi için başka güçler önerir. (Philip'e/ An Philipp, /5) Antidoseos Konuşması'nda (Antidoseos-Rede /15.) ilk defa otobiyografik bir yapı ortaya konur, bir nevi kendi rızası ile hesap verir ihtiyar hitabet hocası. Burada değinilen şahsi bilgilerin büyük bir çoğunluğu da bu eserden alınmıştır zaten. Aristoteles Themison'a (Protreptikos) yaptığı öğüt (belki nasihat) konuşmasında Kıbrıslı Konuşması'nı örnek alır. Bunun üzerine muhtemelen İsokrates'in bir öğrencisi Demonikos (1.) ile cevap vermektedir. Genel içeriğinden dolayı eski editörler tarafından ilk sıralarda yer alır. Son eseri Panathenaikos (12.) başarısız Atina politiğinin bir bilançosu gibidir. Sonlara doğru öğrencisi ile arasında uzun bir diyalog geçer; her okuyucunun farkına varacağı gibi her okunuşta yeni şeyler keşfetmek için ideal bir kitaptır. BERTRAND RUSSELL- İDEAL DİL ve LİMİTSİZ BELİRSİZLİK 28 22 Bringmann, s.30. 23 Grieser-Schmitz, Dieter (1999): Die Seebundppolitik Athens in der Publizistik des İsokrates- eine Quellenkritische Untersuchung vor dem Hintergrund realer historischer Prozesse, Bonn, s.203. 24 (Paneg. 50) Bkz: Jüthner, Julius (1976): İsokrates und die Menschheitsidee, in: Friedrich Seck: İsokrates, Darmstadt, s.122. Yani, saf Yunanlıların değil o bilince sahip ve birlik oluşturacak insanların bütünlüğünü arzular İsokrates. Philippos, s.30. 25 Yani halka da ulaştırır: Dobesch, s.67. 26 Usener, Sylvia (1994): İsokrates, Platon und ihr Publikum- Hörer und Leser von Literatur im 4. Jahrhundert v. Chr., Tübingen, s.9 27 Dobesch, s.54 28 Russell ı bu yönü ile daha önce Dilde Belirsizlik ve Eş Anlamlılık isimli kitabımızda (Litera Kitap, 2015) da ele almıştık. Genel kaynaklar: Kluck, N.(2014): der Wert der Vagheit, de Gruyter, s.45-48.

Mehmet Akif Duman 448 İdeal, bilimsel amaç için belirsizliksizten uzak bir dilin savunucusu olarak karşımıza çıkar Russell. Alfred North Whitehead ile birlikte Principia Mathematica (1910-1913) isimli eserinde böyle bir dil için sentaks (syntax) ortaya koyar. Bu muhteva ile Russell'in kavramı "Vagueness/ Vagheit" (1923) o zamanın güncel "belirsizlik tartışmaları"nın çıkış noktası olur. Dilde (İngilizce özelinde tüm dillerde) temel problem mantık ile kurulan bağlantının zayıflığıdır. İdeal dilin günlük hayatta kullanılmasının gerektiği yanılgısı da bu tıkanmanın mühim sebeplerindendir. 29 Russell'e göre bu sadece "temsil" ile ilgili bir meseledir; ama bu temsil edilen gösterilen nesnesinin kendisi ile ilgili değildir. Bu "temsil edişten" sadece dili anlamaz; bilakis fotoğraf, harita, barigraf ve benzeri şeyler de "gösteri/temsil" kabiliyetine sahiptir. (s.85-89) Akabinde doğal dilin muğlaklığı ve hep öyle olduğuna dair (bunu illüze etmek için) bazı örnekler verir. Algısal temel fonksiyonların göstergesi olarak mesela "kırmızı" (red) kelimesini seçer. Bu rengin renk kartındaki yerini belirlemek tartışmalı olabilir. (s.85) 30 Buna ilaveten sözde kesin kelimeler/birimler "metre" ve "saniye" gibi kelimeler (bile) bulanıklıktan uzak değildir. Dünyanın dönüşü ("sezyum/ Cs atom periyodunun tanımlaması"nın saniye olarak belirlenmesinden hareketle sezyum atomunun titreşimleri) sebebi ile tüm ölçü birimleri ve şekilleri daima bir belirsizlik içinde kalacaktır. (s.86) Aslında tam bu noktada Russell'ın teorisi anlam kazanır. Özel isimlerde bile bir belirsizlik hakimdir. Zamansal bir belirsizliğin yahut zamanın belirsizliğe yol açmasının göstergesi olarak "isim" ele alınabilir. Doğum ve ölümün kademeli birer süreç olmasından hareketle, ne zamandan ne zamana kadar bir isim bir kişinin göstergesi olarak kalır? (s.86) Ayrıca "veya/ ya da / or" ve "değil/not"gibi mantıksal kesinlik sağlayıcıları ilk etapta "muğlaklık"tan uzak gibi görünür. Ancak bunlar önermelerde uygulanabilecekleri için potansiyel belirsizlik yükünü taşırlar. (s.88) "We can see an ideal of precision, to which we can approximate indefinitely; but we cannot attain this ideal." (s.88) diyen düşünür kapalı olmayan tek bir kelime olmadığı kanaatindedir; onun gözünde "tam/doğru" olana ulaşmak imkansızdır. Gri bir alanda (belirsizlik sahasında) yapılan bir doğrulama kullanılabilir değildir. Zira bu tespit bizatihi bulanık sınırlara sahiptir; dolayısı ile kullanım sahası da öylece belirsizliklerle doludur. (s.87) (Dönnighaus ve Kluck en temel kaynaklarımızdır) Wolski, W. (1980): Schlechtbestimmtheit und Vagheit- Tendenzen und Perspektiven, Tübingen: de Gruyter, s.85-90. Dönnighaus, S.(2005): s.44-58. Fries, N. (1980 ): Ambiguität und Vagheit: Einführung und kommentierte Bibliographie, de Gruyter, s.48. 29 Russell, B. (1923): "Vagueness", In: Australasian Journal of Philosophy, s.84-92, burada 84. Pdf: http://vserver1.cscs.lsa.umich.edu/~crshalizi/russell/vagueness/ Erişim: 21.05.2014. 30 Sorites Paradoks içinde ele alınan kırmızı iplik örneğini hatırlayalım: İki farklı kadının birbirinden habersiz olarak iplik almak istediğini düşünelim. Ama herhangi bir renk değil, belli bir renk seçmiş olsunlar. Bu renkleri gösteren bir renk kartelası olsun satıcının da. Yani mesela, beş yüz farklı rengin olduğu bir renk kartelası olsun firmanın. Bir kişi bu ipliği doğrudan dükkanda seçiyor olsun, diğeri de elinde bu kartela olarak telefon ediyor olsun. Her ikisi de kırmızı iplik istiyor. Standart kartelayı tahayyül edelim. Kırmızının konumu sarıdan başlayıp bordoya kadar uzanacaktır; takriben 500 rengin 125 tanesi kırmızının başlangıcını ve bitişini işaret eder. Bu iki kişi bir renk numarasına sahip değilse hangi kırmızıyı istediklerini nereden bileceğiz? Bu kartelada doğrudan kırmızı diyebileceğimiz en az 25 renk olacaktır. Hangi kımızı, kırmızı lığı temsil kabiliyetine sahip olacaktır? Ne zaman artık kırmızılıktan çıkıp bordo yahut lilaya yaklaşır. Bu iki kişinin aynı tonda uzlaşması (renklere numara verilmezse) bu sebeple ve durumda imkansız görünmektedir.

449 Isokrates in Retorik Anlayışının Bertrand Russell in İdeal Dil ve Limitsiz Belirsizlik Görüşleri Çerçevesinde Değerlendirilmesi "It is therefore not applicable to this terrestrial life, but only to an imagines celestial existence." yani kısaca klasik mantık doğal dil için kullanılabilir değildir. (s.88) İdeal dil tam, kesin (präzise/precise) ve doğru (accurate/genau) olmalıdır. Temsil sistemi ve temsil olunan sistem arasındaki bire birlik, Russell için bu doğruluğun tezahürüdür. Her iki sistemin elementleri de birbirleri ile ilişki halinde olmakla kalmaz aynı ilişkiyi yürütürler. O halde bir kavram tamsa ve hakikat ise "doğru/accurate" olur. Kesinlik ise kavramsallığı sadece bir gerçeği hakikat yapabilirse elde eder. (s.89) Belirsizlik ise buna karşın "bire karşın çokluk ilişkisi" içindedir; tıpkı bulanık bir fotoğrafta yahut bir haritada olduğu gibi. (s.89) Russell'ın tüm kelimelerin duyusal anlamda belirsizlik ilmi (alanı demek hafif olur) içine itilmesi fikri; tüm kelimelere hastalık bulaştığını düşünmesi nispeten zincirleme bir dizi algıyı da biçimlendirir. Kelimenin muğlaklığı, manayı ve anlamı da doğrudan bulanıklaştırır. "Anlamsal tesirin" de yönünü etkileyen bu tavır bardak kirli olduğu için suyun kati surette mikroplu olacağını var saymak gibidir. Oysa suyun tetkiki bardağınki gibi göz ile yahut "genel" bir değerlendirme ile yapılamaz. (s.87) Bu ve benzeri farkları ifa etmek Russell'a göre bilimin vazifesidir. Mümkün olduğu kadar kesin kanaatlerin edinilmesine çabalanmalıdır. Bu tavır, yani imkansızlığı vurgulayıp bir de talep etmek, kısmen sonuçları çürütülebilir gibi gösterse de bunun gerçekleşmesi çok daha değerli neticeler hasıl edecektir. Buna karşın "belirsizlik" tasavvurları yahut belirsizliğe olan inancın dayandığı temeller kolayca çürütülemez. Zira birçok "durum"u hakikate ulaştırmak, kesinlikle betimlemek imkansızdır. Saatin 16:31 olması, günlerden cumartesi olması, 183 cm boya sahip olmak bile sadece herkesin kabul ettiği göstergeleri kullanmaktır. Ölçü birimleri insanların ortak kabulünden başka bir şey değildir; zaman da öyle. Aksi halde mesela hicri ve rumi takvim olmazdı. Bu büyük ve evrensel muğlaklığı eş anlamlılara indirgediğimizde karşımıza farklı bir tablo çıkmaz: "İki kelime asla aynı olamaz. Aynılığı, öyle görülmek istenmesinden yahut öyle gösterilme çabasından kaynaklanır." Russell'in bir raddede "genellemeler" ile "belirsizlik"i karıştırması mesela daha sonra Max Black tarafından suçlanmasına sebep olur. 31 "The Philosophy of Logical Atomism" (1918) adlı kitabında ideal dilin temellerini izah eder. Bu dilde her bir basit nesne için tam anlamıyla tek kelime vardır. Karışık kelimeler ise bu kelimelerin kombinasyonu ile karşılanabilir. 32 Ancak, bu dilden sadece "mantık ilmi" sınırlarında istifade edilebilir, günlük hayata uygun değildir: "You all know that I invented a 31 Black, M.(1937): "Vagueness. An exercise in logical analysis", İn: Philosophy of Science 4, s.427-455. (burada 430-432) 32 Russell, B. (1918): The Philosophy of Logical Atomism, in: The Monist 28 (4), s.495-527. burada 520. 29 da nr.2 ve s.190-222: http://www.jstor.org/stable/27900737?seq=1#page_scan_tab_contents Pdf: https://www.ualberta.ca/~francisp/newphil448/russellphillogicalatomismpears.pdf

Mehmet Akif Duman 450 special language with a view to avoiding vagueness, but unfortunately it is unsuited for public occasions." 33 Hülasa, "belirsizlik"in kullanımı (idaresi) için Russell'in somut bir ifadesi yoktur. Mantıksal bakımdan mükemmel, muğlak olmayan, tam/kesin bir dil günlük hayattaki iletişim için uygun değildir zaten. Sonuç Dilin daha ziyade amaca hizmet için kullanıldığı zamanlardan onun teorisi üzerine kafa yorulduğu çağa atlamak bizi pratik ve teori çatışması ile karşı karşıya bırakmaz. Mukayeseden çıkarılacak çok daha mühim neticelerin olması böylesine basit bir değerlendirmeden men eder bizi. Sofistlerin para kazanma aracı, ikna vasıtası olarak kullandıkları dil aslında sadece yüzeysel olandır. Yani her ne olursa olsun muhatabı ikna etmek için odaklanmış bir konuşma ortama ve zamana göre büyük değişiklikler gösterebilir. Oysa doğrunun bir tek olması, zamana ve mekana göre dayanıklılık göstermesi gerekir. Bu noktada mantıksal bakımdan mükemmel, muğlak olmayan, tam/kesin bir dilin günlük konuşma için uygun olmadığını zaten tespit etmiştir Russell. İsokrates in meydanlarda insanları galeyana getiren, pratiğin merkezinde biri olmadığını biliyoruz. En başta karakter bakımından çekingen olması ve ses tonunun zayıflığı buna engel olmuştur. İşin daha ziyade öğretilmesi ve kısmen teorisi ile ilgilenen İsokrates in en mühim tespitlerinden birisi hatibin kültürlü olması gerekliliğidir. Verbalizm için öngörülen ve Platon un lanetlediği konuşmalar İsokrates ile bir bükülme yaşar. Retorik sanatıyla uğraşmanın Atina yı ve Yunanistan ı eski canlı yaşamına kavuşturacağına olan inancı kültürün temeline konuşma yı (iletişimi) yerleştirmesi ile örtüşür. İdeallerine o kadar bağlıdır ki Atinalı'ların Makedon'lara yenilmesi üzerine (338 Chaironeia Çatışması) kendi iradesi ile hayatına son verir. Russell ın yaptığını İsokrates üzerinden şöyle netleştirebiliriz. İdeal dilin günlük hayatta kullanılmasının gerektiği yanılgısı bir tıkanmaya sebep olur. Temel problem mantık ile kurulan bağlantının zayıflığıdır. Yani hatip hiçbir zaman ideal dil e yaklaşamamıştır; böyle bir gayeleri olmadığı ve daha da önemlisi bunun nesnel bir getirisi olayacağı için. İdeal dil tam, kesin (präzise/precise) ve doğru (accurate/genau) olmalıdır. Bunun değişmezliğe tâbî olması gerekliliği de nitelik bakımında retorikle uğraşanın ikincil addedilmesine sebep olur. Russell ın bu anlamda tüm kelimeleri belirsizlik içine yitmesi tavrı mananın kapalılıktan kurtulamaması bakımından haklı olmakla beraber pratik kullanımda aksaması ile yine günlük hayatın dışına çıkar. Mantıksal bakımdan mükemmel, muğlak olmayan, tam/kesin bir dil günlük hayattaki iletişim için tehlikeli bile olabilir. O halde dilin basit formu temel değerlendirmeler için kıstas olamaz. İsokrates için bilhassa politik anlamda bir silah olan dil aynı zamanda para kazandıran, haksız olunsa bile haklı çıkarabilen, kalabalıkları galeyana getirebilen vasıtadır. Dilin belirsizlik (vagheit/vagueness) içerisindeki zaafları hatip için katiyen bir mesele değildir; bilhassa söz oyunları çelişkilerden uzak tek kullanımlık zihin karıştırıcılardır. Zamanın gidişine uygun olarak dilin ivme kazanıp ideal üzerinden değerlendirilme çabası (icat edilen nesnenin zamanla geliştirilmesi gibi) mantıken doğru görünmekle beraber pratikte başarı (/hayatta kalma) şansını giderek yitirir. 33 Russell, B. (1923): s.84.

451 Isokrates in Retorik Anlayışının Bertrand Russell in İdeal Dil ve Limitsiz Belirsizlik Görüşleri Çerçevesinde Değerlendirilmesi Peirce gibi mantıkçıların suçlamalarına ve şimdiye kadar yapılamadığını iddia etmelerine rağmen bu meseleyi "doğal dil" sınırlarında halletmeye çalışanlar yok değildir. 34 Unutulmamalıdır ki belirsizlik aynı zamanda kullanılmaz olanların kati kesinliğinde olmamalıdır. Yani üzerinde tatbik yapılan dil, günlük hayatın üstüne uygulanabilecek olmalıdır. Bu mesele önce Black (1937) tarafından, sonra da Waismann (1945) ve sonraları Wittgenstein (1953) tarafından ele alınır. Akabinde Keynes (1973), Quine (1980) ve Austin (1975) de konunun bazı olumlu yönlerini tartışırlar. 35 Hempel, belirsizlik kavramı ile ilgili birtakım sorulara mantıklı izahlar bulmak; bunlara mantıksal duruş kazandırmak için uğraşır. Bu vesile ile Russell in tezini de ele alır; sonuçları tematize eder. 36 Her zaman baskın olan klasik mantıktan verim elde etmek ve tasarı kurmak için belirsizliğin kullanımı esnasında aynı anda her yerde olmaklığı, uygun mantıksal yapay kavramların yardımı ile bilimsel kavramlardaki belirsizliği indirgeme imkanları bulmada kullanılır. Ne kadar çaba harcanırsa harcansın maalesef hâlâ Aisopos un, Samos ta ölüm cezası ile yargılanan bir demagogu savunurken anlattığı hikaye 37 nin benzerlerini duymak ve daha vahimi bunların her geçen gün daha muteber olduğunu görmek zorunda kalınmaktadır. KAYNAKLAR ALEXİOU, E. (1995): Ruhm und Ehre. Studien zu Begriffen, Werten und Motivierungen bei Isokrates, Heidelberg: Winter. (Bibliothek der klassischen Altertumswissenschaften. N.F. 2. Reihe. Bd. 93.) -------------------- (1995): Ruhm und Ehre: Studien zu Begriffen, Werten und Motivierungen bei Isokrates (Bibliothek Der Klassischen Altertumswissenschaften, Neue Fol), Gebundene Ausgabe, Universitätsverlag Winter GmbH Heidelberg. -------------------- (2010): Der "Euagoras" des Isokrates: Ein Kommentar (Untersuchungen Zur Antiken Literatur Und Geschichte), Gebundene Ausgabe, de Gruyter. BLACK, M.(1937): "Vagueness. An exercise in logical analysis", İn: Philosophy of Science 4. BRAUN, L. (1982): Die schöne Helena, wie Gorgias und İsokrates sie sehen. İn: Hermes 110. 34 "Logicians have been at fault in giving vagueness the go-by, so far as even not to analyze it." age, s.446. 35 Dönnighaus, S.(2005): s.50-51. 36 Frege, Peirce ve Russel in temel meselesi yapay ve doğruluğu onaylanabilir bir dil yaratmaktır. Başka bir deyişle ideal bir dil denkleştirmek. Petermann, K. (2014): Verbale und nonverbale Vagheit in englisch- und deutschsprachigen Interviews, Berlin: Frank & Time, s.50. 37 Bir tilki bir nehri geçmek ister, bir burgaca (girdap gibi) kapılıp sürüklenir; mahsur kaldığı yerde bir sürü köpek biti musallat olur ona. Bir kirpi, dolaşırken tilkiyi görür; bu haline çok acır ve bitleri kovması gerekip gerekmediğini sorar. Tilki buna izin vermez. Sebebini soran kirpiye cevap verir: Bu bitler şu an doymuş durumda, daha fazla kan emmiyorlar. Bunları kovarsan yerine susamış olanlar gelecek ve kanımın son damlasına kadar içecekler. Öyleyse şimdi siz Samos un erkekleri der Aisopos, o size daha fazla zarar veremez (o zaten zengin biridir.); ama onu öldürürseniz; diğerleri gelecektir, fakir olanlar. Devlet hazinesini soyacaklar ve tamtakır edeceklerdir. (Aristoteles: Rhetorik, 1393b 23 (6)- 1394a 2 (7) Bkz: Braun, L. (1982): Die schöne Helena, wie Gorgias und İsokrates sie sehen. İn: Hermes 110, s.158-174.)

Mehmet Akif Duman 452 BRİNGMANN, Klaus (1965): Studien zu den politischen İdeen des İsokrates. BUCHNER, Edmund (1958): Der Panegyrikos des İsokrates. Eine historisc-philologische Untersuchung (Historia Einzelschriften, 2), Wiesbaden: Steiner. DAHLHEİM, Werner (1995): Die Antike: Griechland und Rom von den Anfängen bis zur Exansion des İslam, Paderborn: Schöningh. DOBESCH, Gerhard (1968): Der panhellenische Gedanke im 4.Jf.v.Chr und der Philippos des İsokrates- Untersucchungen zum Korinthischen Bund, Bd.1. DÖNNİGHAUS, S. (2005): Die Vagheit der Sprache: Begriffgeschichte und Funktionbeschreibung anhand der tschechischen Wissenschaftssprache, Wiesbaden: Harrassowitz Verlag. DUMAN, Mehmet Akif (2014): Mimesis, İstanbul: Litera Kitap. DUMAN, Mehmet Akif (2015): Platon'un Retorik Anlayışı, İstanbul: Litera Kitap. FRİES, N. (1980 ): Ambiguität und Vagheit: Einführung und kommentierte Bibliographie, de Gruyter. GRAESER, Andreas (1993): Die Philosophie der Antike, Bd. 2: Sophistik und Sokratik. Plato und Aristoteles. GRİESER-SCHMİTZ, Dieter (1999): Die Seebundppolitik Athens in der Publizistik des İsokrates- eine Quellenkritische Untersuchung vor dem Hintergrund realer historischer Prozesse, Bonn. HOBLİNG, Franz H. (2007): Redner und Rhetorik: Studie zur Begriffs- und İdeengeschichte des Rednerideals, Felix Meiner. HUBBELL, H. M. (1913): The Influence of Isocrates on Cicero, Dionysius and Aristides, New Haven, Yale University Press, (Dissertation) İSOKRATES: Antidoseos-Rede. JAEGER, Werner (1989): Paideia, Berlin: de Gruyter,, s.981-1006. JÜTHNER, Julius (1976): İsokrates und die Menschheitsidee, in: Friedrich Seck: İsokrates, Darmstadt. KLUCK, N.(2014): der Wert der Vagheit, de Gruyter. LAUGHTON, E. (1961): Cicero and the Greek Orators, AJP 82. MARTİN, Andy; FRANC, Dan & ZOUNKOVA, Daniela (2004): Outdoor and Experiental Learning, An Holistic Approach and Creative Approach to Programme Design, Gower Pub Co. NİEBUHR, B. G. (1851): Vorträge über alte Geschichte, V, Berlin. ORTH, W. (2003): Perspektiven der gegenwärtigen Isokrates-Rezeption, in: Isokrates, zur Bewertung eines politischen Schriftstellers, Europäische und Internationale Studien 2, Trier, 1-6

453 Isokrates in Retorik Anlayışının Bertrand Russell in İdeal Dil ve Limitsiz Belirsizlik Görüşleri Çerçevesinde Değerlendirilmesi PAPAEVANGELOU-VARVAROUSSİ, Panagiota (2003): İsokrates und Ailios Aristeides im Spiegel der Rhetorik und der Politik, (Dissertation/ Uni München 2002) Uni- Druck, München. PETERMANN, K. (2014): Verbale und nonverbale Vagheit in englisch- und deutschsprachigen Interviews, Berlin: Frank & Time. POİNTNER, Franz (1969): Die Verfassungstheorie des İsokrates, Bd.1, W. Blasaditch, Münhen. RUSSELL, B. (1918): The Philosophy of Logical Atomism, in: The Monist 28 (4) -------------------- (1923): "Vagueness", In: Australasian Journal of Philosophy. SMETHURST: S. E. (1953): Cicero and Isocrates, Transactions and Proceedings of the American Philological Association, Vol. 84. STEİDLE, W. (1952): Redekunst und Bildung bei İsokrates, İn: Hermes 80. USENER, Sylvia (1994): İsokrates, Platon und ihr Publikum- Hörer und Leser von Literatur im 4. Jahrhundert v. Chr., Tübingen. VOLİOTİS, N. (1988): The Tradition of Isocrates in Byzantium and his Influence on Modern Greek Education, National and Capodistrian University of Athens, School of Philosophy, Athens; WEİLER, İngomar (2002): The Living Legacy: Classical Sport and Nineteenth-Centry Middle- Class Commentators oft he German-Speak Nations, in The European Sport History Review, V.4: Reformers, Sport, Modernizers, Ed. J. A. Mangan, Frank Cass, London. WERSDÖRFER, H. (1940): Die ΦΙΛΟΣΟΦΙΑ des Isokrates im Spiegel in ihren Terminologie. Untersuchungen zur frühattischen Rhetorik und Stillehre. (Klassisch philologischen Studien). Bonn, dissertation. WOLSKİ, W. (1980): Schlechtbestimmtheit und Vagheit- Tendenzen und Perspektiven, Tübingen: de Gruyter. İNTERNET SİTELERİ http://vserver1.cscs.lsa.umich.edu/~crshalizi/russell/vagueness/ Erişim: 21.05.2014. http://www.jstor.org/discover/10.2307/283414?uid=3737864&uid=2129&uid=2&uid=70&uid= 4&sid=21104660408263 http://www.jstor.org/stable/27900737?seq=1#page_scan_tab_contents https://www.ualberta.ca/~francisp/newphil448/russellphillogicalatomismpears.pdf