ACİL TIP VE YOĞUN BAKIM

Benzer belgeler
Nabızsız Arrest. TYD Algoritması: Yardım çağır KPR başla O2 ver Monitöre veya defibrilatöre bağla. Ritim kontrolü

Nabızsız Arrest. TYD Algoritması: Yardım çağır KPR başla O2 ver Monitöre veya defibrilatöre bağla. Ritim kontrolü

NORMAL ELEKTROKARDĠYOGRAFĠ (EKG)

Disritmiler, Ölümcül Disritmiler ve Elektriksel Tedaviler

YOĞUN BAKIMDA KARDİYAK RESUSİTASYON. Doç.Dr.Hakan Tezcan

DR. ERGÜN ÇİL.

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ

ERİŞKİN TEMEL YAŞAM DESTEĞİ AKIŞ ŞEMASI. Hareket veya yanıt yok. 112 yi arayın AED getirin veya 2. kurtarıcıyı yardım için gönderin

KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM

Bradikardili Hastaya Yaklaşım. Doç. Dr. Mustafa KARACA ĠKÇÜ KARDĠYOLOJĠ KLĠNĠĞĠ

KARDİYOPULMONER RESUSİTASYON

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

RESUSİTASYON FARMAKOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

CPR. Uzm.Songül DEMİROK Hemşire H.i.E. 2013

İKYD 2010 Önerileri. Kardiyoserebral resüsitasyon TYD KPR Sürekli End-tidal CO2 monitorizasyonu Kaliteli masaj

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

Öğrenim Hedefleri. Plan. Dolaşım. Çocukta TYD Temel yaşam desteğinde farklılıklar. Çocuk resüsitasyonunda ana ilkeler

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

) Şoku tanımlayabilmek 2) Şokta sıvı tedavisinde kullanılan sıvıları

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

Ders. İLERİ YAŞAM DESTEĞİ Bakış Açısı

Şok hastasına yaklaşım, kan ve sıvı resüsitasyonu. Dr. Murat ORAK Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

Çoklu Travma Hastasına Yaklaşım. Travma Merkezleri. Travma Merkezleri. Travma Merkezleri. Travma Merkezleri. Dr.Erkan Göksu Acil Tıp A.D. I.

SEPSİS OLGULARI. Prof Dr Sait Karakurt Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Ana Bilim Dalı

PEDİATRİK RESÜSİTASYON.

İlk Değerlendirme İşlemleri

Çocuklarda Kardiyopulmoner Arrestin Engellenmesi

Bradikardinin neden olduğu hemodinamik bozukluk ve semptomları var mı? (Bilinç durumu,şok bulguları,göğüs ağrısı vs.)

Travma. Ülkemizde travma nedeniyle ölümlerde trafik kazaları birinci sırada yer alırken; iş kazaları 2. sırada yer almaktadır.

TANIM ANİ KARDİYAK ÖLÜM ANİ KARDİYAK ÖLÜM (AKÖ) NEDİR? ŞU ANKİ RESÜTASYONDAKİ TANI ALMIŞ KARDİYAK HASTALIĞI OLAN VEYA OLMAYAN KİŞİLERDE KISA

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever

Hazırlayan: Hatice Şentürk Acıbadem Bursa Hastanesi Klinik Eğitim Hemşiresi Hazırlanma Tarihi: 01/08/2016

Genel Bilgiler. Dünyada Ölümler. 1.Koroner Arter Hastalıkları 2.Travma (1-44 yaş arası 1. sırada) 3.İnme sendromları

Temel Cerrahi Aciller: Akut batın Travma

ACLS Protokollerinin Gözden Geçirilmesi

ÖLÜMCÜL EKG TANILARI VE ACİL YAKLAŞIMLAR. Uzm.Dr.Cesareddin DİKMETAŞ İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi

ECMO TAKİP. Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Perfüzyonist Birol AK

YANIK ALGORİTMASI I.DERECE YANIKLAR I.DERECE YANIKLAR II.DERECE YANIKLAR

Yoğun Bakımda Nörolojik Resüsitasyon

Erişkin Bireylerde Kalp ve Solunum Durması

International Guidelines for Management of Severe Sepsis and Septic Shock: Dr. Merve Gü eş Öza dı

Kafa Travmalarında Yönetim

27/04/16. Sunu Planı YANIKLI NON-SEPTİK HASTADA VOLÜM REPLASMANI. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Yanık tipleri Patofizyoloji Volüm Replasmanı

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI

BRADİKARDİK HASTAYA YAKLAŞIM

YENİDOĞANDA MEKANİK VENTİLASYON KURSU OLGU SUNUMU-1

TRAVMALI HASTAYA YAKLAŞIM

Ders. İLERİ YAŞAM DESTEĞİ Bakış Açısı

MEKANİK VENTİLASYON - 2

Bu Ünitede; Şokun Tanımı Fizyopatoloji Şokta sınıflandırma Klinik Özellikler Tedavi anlatılacaktır

TEMEL YAŞAM DESTEĞİ. Dr. Ayşegül Bayır Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A.D.

GELİŞEBİLECEK ARİTMİLERDE OLASI SORUNLAR VE TEDAVİSİ

β Bloker ve Kalsiyum Kanal Bloker Zehirlenmeleri Uzm. Dr. Yusuf Ali Altuncı Ege Ünv. Tıp Fak. Acil Tıp Ad

Hipotermi Suda boğulma Anaflaksi

BRADİARİTMİLER. Dr. Özlem M. Bostan Uludağ Üni.Tıp Fak. Çocuk Kardiyoloji Bilim Dalı

İleri Kardiyak Yaşam Desteği

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

ACİL SERVİS TRİYAJ TALİMATI

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Çocuklarda Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu (ARDS) ve Tedavisi. Tolga F. Köroğlu Dokuz Eylül Üniversitesi

DR. GÜLNUR GÖLLÜ BAHADIR ÇOCUK CERRAHİSİ AD

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

PULMONER HİPERTANSİYONUN. Prof Dr Sait Karakurt Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Ana Bilim Dalı

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

Post-kardiyak Arrest Sendromu ve. Post-resüsitatif Bakım

SEPSİS VE SEPTİK ŞOK. Prof.Dr.Figen ESEN Anesteziyoloji Anabilim Dalı Yoğun Bakım Bilim Dalı

Olgular. Kan Gazı Değerlendirilmesi Sunum planı. AKG Endikasyonları

EGZERSİZ VE TERMAL STRES. Prof.Dr.Fadıl ÖZYENER

Dr. Murat Sungur Erciyes Universitesi Tıp Fakultesi İç Hastalıkları ABD. Yogun Bakım Bilim Dalı

Anestezi ve Termoregülasyon

Solunum Fizyolojisi ve PAP Uygulaması. Dr. Ahmet U. Demir

İleri Kardiyak Yaşam Desteği

Anestezide Sıvı Tedavisi, Hesaplamalar ve Temel İlkeler

Kaç çeşit yara vardır? Kesik Yaralar Ezikli Yaralar Delici Yaralar Parçalı Yaralar Enfekte Yaralar

Konjestif Kalp Yetmezliğinde Solunum Desteği. Uzm. Dr. Nil ÖZYÜNCÜ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

SOLUNUM YETMEZLĠĞĠ VE ġok

ŞOKTAKİ HASTAYA YAKLAŞIM. Kamil YILMAZ Şişli Etfal Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Temel ve İleri Yaşam Desteği. Dr. Çiğdem KATIRCI EKŞİ Mod. Yrd.Doç.Dr H.Ufuk AKDEMİR

Oksijen tedavisi. Prof Dr Mert ŞENTÜRK. İstanbul Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilimdalı

Kan Gazı. Dr.Kenan Ahmet TÜRKDOĞAN Isparta Devlet Hastanesi. II. Isparta Acil Günleri Solunum Acilleri, 19 Ocak 2013 Isparta

Solunum Sistemine Ait Tıbbi Terimler. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire

ARDS Akut Sıkıntıılı Solunum Sendromu. Prof. Dr. Yalım Dikmen

TYD Temel Yaşam Desteği

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

TEMEL YAŞAM DESTEĞİ. Bebek -Çocuk-Erişkin

Acil serviste pacemaker kullanımı. Uzm.Dr.Şükrü YORULMAZ S.B.Ü ANKARA EAH ACİL TIP KLİNİĞİ

PaCO 2 = 31 mmhg FiO 2 =.70 (Venturi)

DEFİBRİLASYON ATT.Cengiz DURMUŞ

DEHİDRASYON: Vaka Temelli İnteraktif Tartışma

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri

İNFANT VE ÇOCUKLARDA MODİFİYE GLASKOW KOMA SKALASI

Hipoglisemi Tedavisi. Dr. Ömer Salt. Acil Tıp Uzmanı Yozgat/Türkiye

Bu Ünitede; Kritik Hastanın Erken Tanınması Hastane İçinde Resüsitasyon Erişkin İleri Yaşam Desteği Algoritması

Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi. Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler

Kemik dokusu. Yağ dokusu ELEKTRİK VE YILDIRIM ÇARPMASI. Tendon. Elektrik hasarının şiddetini etkileyen faktörler. Elektrik akımına karşı doku direnci

KARDİYOJENİK ŞOK ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI

Travmatik Beyin Yaralanması Doç Dr Özlem GÜNEYSEL Dr Lütfi Kırdar Kartal EAH Acil Tıp Kliniği

PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA SIVI KONTROLÜ

ERİŞKİN TEMEL YAŞAM DESTEĞİ. Olgu 1. Olgu 2. Kaynaklar. Olgu Türkiye Acil Tıp Derneği Asistan Oryantasyon Eğitimi

Transkript:

ACİL TIP VE YOĞUN BAKIM

Kritik hasta çocuk izleminde yoğun bakım ünitelerinde mortalite göstergesi olarak kullanılan skorlama sistemleri vardır Bu skorlama sistemlerinden en yaygın kullanılan PRISM(Pediatrik Mortalite Riski) III skorlamasıdır. Bu skorlama sisteminde kardiyovasküler ve nörolojik vital bulgular,hematolojik testler,biyokimyasal testler ve asit-baz/kan gazları vardır.

PRISM III

PEDİATRİK ACİLLER VE RESÜSİTASYON Pediatrik aciller çok çeşitli olup;kardiyak,endokrin travmatik ve enfeksiyoz nedenli olabilmekdedir. Solunum sistemi ile ilgili sorunlar çocuklarda sık görülür, kardiyak arrestin en önemli nedenidir Solunumla ilgili sorunlar Üst veya alt hava yolu tıkanıklığı, Alveollerde gaz değişiminin bozulması, Akciğer kan akımı bozuklukları, Solunumun merkezindeki bozukluklar nedeniyle ortaya çıkabilir.

Bebek ve çocuklarda ani kalp durması erişkinlere göre daha enderdir. Çocuklarda genellikle önce solunum ve dolaşım giderek bozulur sonra kalp durması ile sonuçlanır. Herhangi bir nedenle solunum ve/veya kalp durması olan hastalara temel yaşam desteği uygulanır. Temel yaşam destegi fizyolojik insibitalitenin saptanması ve değerlendirilmesi için gözlemle başlar.

TEMEL YAŞAM DESTEĞİ BASAMAKLARI 1. Yüksek sesle çevreden yardım iste, 2. Kendi güvenliğini sağla, 3. Travma olup olmadığını sorgula, 4. Çocuğun bilinci kontrol et 5. Bilinç kapalı ise: Ağızda gözle görülebilen yabancı cisim varsa temizle

6. Hava yolunu açmak üzere başa pozisyon ver, Travma şüphesi yoksa baş geri çene yukarı hareketi uygula, Travma şüphesi varsa çene itme hareketi uygula, bu şekilde hava yolu açılmazsa baş geri çene yukarı hareketi uygula. 7. Çocuğun soluyup solumadığını bak, dinle, hisset yöntemiyle kontrol et. Solunumu yeterli ise derlenme pozisyonu ver,

8. Solunumu yok ise; ard arda iki soluk ver (hayat kurtarıcı soluk, hayat öpücüğü). Göğüs kafesi yükselmiyorsa; Pozisyonu gözden geçir ve soluk verme işlemini tekrarla, Göğüs kafesi yine yükselmiyorsa yabancı cisme bağlı hava yolu tıkanıklığı düşünerek gerekli işlemleri yap.

9. Dolaşımı kontrol et. 10. Çocukta dolaşım belirtileri yoksa kalp masajına başla. Ard arda 15 kalp masajı yap sonra 2 kez solut. (kurtarıcı tek başına ise 30 defa kalp masajı) Yaklaşık iki dakika içinde beş döngü hedeflenmelidir. Her beş döngüde bir (yaklaşık iki dakika) çocuk tekrar değerlendirilmelidir Bu aşamadan sonra ileri yaşam desteğine ihtiyaç vardır.

Gögüs kompresyon /Ventilasyon ilişkisi YENİDOĞAN 1-8 YAŞ >8 YAŞ KOMPRESYON HIZI 120 EN AZ 100 100 KOMPRESYON/VEN TİLASYON ORANI 3:1 5:1* 15:2 NABIZ KONTROLU UMBLİKAL ARTER BRAKİAL ARTER KAROTİD ARTER Resusitasyonu bir kurtarıcı yapıyorsa kompresyon /ventilasyon oran 30:2 olmalıdır. *Entübasyon yapıldı ise

YABANCI CİSME BAĞLI HAVA YOLU TIKANIKLIĞI Yabancı bir cisme bağlı olarak (yiyecek, oyuncak parçaları vb.) hava yolunun tam tıkanması durumunda çocuk: Hiç nefes alamaz, Ses çıkaramaz, Öksüremez. Hava yolu kısmen tıkanmış ise çocuklarda: Ani solunum sıkıntısı, Zayıf veya sessiz öksürme, Hırıltı ortaya çıkar.

Benzer bulgular çocuklarda üst solunum yolu enfeksiyonu durumunda da ortaya çıkabilir. Yabancı cisme bağlı hava yolu tıkanıklığı durumunda bulgular çok ani başlar ve öncesinde herhangi bir hastalık bulgusu yoktur. Yabancı cisme bağlı hava yolu tıkanıklığı kısmi olarak oluşmuşsa çocuğun kendiliğinden olan solunumu ve öksürmesi desteklenmelidir. Ancak tam tıkanma bulguları ortaya çıkarsa müdahale edilmelidir.

Bilinci açık ve hava yolu tam tıkanmış bebekde; Dönüşümlü olarak sırt vuruşu (skapulalar arasına 5 kez) ve göğüs basısı (göğüste kalp masajı yapılan noktaya 5 kez) yapılır. Her saniyede bir vuruş yapılmalıdır. Sırt vuruşu ve göğüs basısına dönüşümlü olarak yabancı cisim çıkana veya bebeğin bilinci kapanana kadar devam edilmelidir. Bilinç kapanmış ise dil-çene kaldırma yöntemi ile ağız açılır ve resüsitasyona başlanır.

Bilinci açık hava yolu tam tıkalı çocuk da Heimlich yöntemiyle karın basısı yapılmalıdır; basıya beşerli seriler halinde yabancı cisim çıkana veya çocuğun bilinci kapanana kadar devam edilir. Bilinç kapanmış ise dil-çene kaldırma yöntemi ile ağız açılır, resüsitasyona geçilir.

SUDA BOĞULMA DURUMUNDA TYD Hipoksinin süresi ve ağırlığı çocuğun yaşamsal bulgularını etkiler. Çocuğa en kısa zamanda, mümkünse çocuk sudan çıkarılmadan hayat kurtarıcı soluk uygulanmalıdır. İlk soluktan sonra dolaşım bulgularına bakılmalı, yok ise kalp masajına başlanmalıdır. Çocuğun akciğerlerine kaçan su yabancı cisim olarak kabul edilmemeli ve suyu çıkarmak için karın basısı uygulanmamalıdır.

ŞOK VE KARDİYAK ARREST TEDAVİSİ ŞOK; Kan akımının azalması sonucu, dokuların metabolik ihtiyaçlarının karşılanamadığı klinik bir durumdur. ŞOK BULGULARI ;Taşikardi, normal ya da azalmış kan basıncı,nabız dolgunluğunda azalma, deride renk değişikliği ve soğukluk, kapiller geri doluş süresinde uzama,bilinç bozukluğu, idrar miktarında azalma ŞOK EVRELERİ Kompanze şok: Kan basıncı normaldir. Dekompanze şok:kan basıncı düşüktür.

HİPOVOLEMİK ŞOK TEDAVİSİ İzotonik kristalloid sıvılar, Kan ve kan ürünleri Kolloid sıvılar, (olumsuz etkileri nedeniyle genellikle tercih edilmez) Glukoz içeren sıvılar (hipoglisemi dışında kullanılmaz)

İzotonik kristalloid sıvılar: En ideal sıvıdır %0.9 NaCl, Ringer laktat (Etkili, ucuz, kullanıma hazır, allerjik değil) Doz: 20 ml/kg (5-20 dakikada). Gerektiğinde bir saat içinde 2-3 kez tekrarlanabilir (Toplam doz:40-60 ml/kg).

Kan ve kan ürünleri: Travmaya (kanama) bağlı hipovolemik şok tedavisinde; 40-60 ml/kg (20 ml/kg dozunda 2-3 kez) kristalloid sıvı verilmesine rağmen yeterli doku dolaşımı sağlanamıyorsa 10 ml/kg dozunda eritrosit süspansiyon verilebilir.

Kolloid sıvılar: Etkili hacim genişliği sağlarlar, Alerjik reaksiyonlara yol açabilirler, Akciğer-kalp hastalığı olan çocuklarda akciğer ödemine neden olabilirler, Mortaliteyi arttırabildiği ileri sürülmüştür. (istenmeyen etkileri nedeniyle pek önerilmez)

Şok bulguları düzelen çocukta sürekli sıvı tedavisi Sürekli sıvı infüzyonuna 1/2 veya 1/3 SF ile başlanmalı Çocuklarda günlük sıvı ihtiyacı: İlk 10 kg için 100 ml/kg İkinci 10 kg için 50 ml/kg Daha sonraki her kilo başına 20 ml

İLAÇLAR Vazopressörler: Sistemik ve akciğer damar direncini arttırırlar. Vazodilatörler: Sistemik ve akciğer damar basıncını düşürürler İnotroplar: Kalbin kasılma gücünü ve kalp hızını arttırırlar. İnodilatörler: Kalbin kasılma gücünü arttırırken ard yükü azaltırlar.

DOPAMİN İnotrop, vazopressör, düşük dozlarda vazodilatör DOBUTAMİN İnotrop ADRENALİN İnotrop, vazopressör SODYUM NİTROPRUSSİD Vazodilatör

DOPAMİN Dopamin yüksek dozlarda ;İnotrop ve vazopressör etki gösterir. Beta-adrenerjik reseptörleri doğrudan, norepinefrin salınımını dolaylı yoldan uyararak kalbin kasılma gücünü arttırır.sistemik damar direncini arttırarak arteriyel basıncı yükseltir. Dopaminerjik reseptörleri uyarır ve damarlarda gevşeme yaparak; böbrek, bağırsak, kalp, beyin kan akımında artışa neden olur.

DOZ: 2-20μg/kg/dk dır. Başlangıç dozunu takiben idrar debisi, sistemik dolaşım ve kan basıncı izlemlerine göre sonraki dozlar ayarlanır. -0.5-2 μg/kg/dk: Bağırsak ve böbrek kan akımını arttırır. -5-20 μg/kg/dk: Vazopressör ve inotrop etki gösterir. -20 μg/kg/dk nın üzeri: Şiddetli vazokonstriksiyona sebep olabilir.

DOBUTAMİN Dobutamin, beta-1 adrenerjik reseptörlere seçici etkili, inotrop bir katekolamindir. Kalp debisini artırır, akciğerlerdeki kapiller basınç ve sistemik damar direncini bir miktar düşürür. Özellikle kalp kası işlevindeki yetersizliğe ikincil gelişen düşük kalp debisi tedavisinde kullanılır.

DOZ: 2-20μg/kg/dk dır. İlacın infüzyon hızı alınan cevaba göre ayarlanmalıdır. Taşikardi, taşiaritmi, ektopik atımlara neden olabilir. Güvenli bir damar yolundan verilmelidir. NaHCO 3 ile birlikte verilmemelidir

ADRENALİN Vazopressör ve inotrop etkilidir. Sistemik dolaşım yetersizliği ve kalbin kasılma gücünde yetersizlik varsa kullanılabilir. Kan basıncında düşüklük ya da hemodinamik bozukluklara neden olan bradikardi tedavisinde kullanılır.

Doz: 0.05-1 μg/kg/dk dır. Doz, kalp hızı, kan basıncı ve sistemik dolaşım izlemlerine göre her beş dakikada bir yeniden ayarlanmalıdır. Güvenli bir damar yolundan verilmelidir. NaHCO 3 ile birlikte verilmemelidir.

SODYUM NĠTROPRUSSĠD Bölgesel nitrik oksit üretimini uyararak tüm damar yataklarında damar gerginliğini azaltan bir vazodilatördür. Tedavi edici dozlarda kalp kası üzerine doğrudan bir etkisi yoktur. Sistemik ve akciğer damar direncini düşürerek kalbin etkili kasılma gücünü ve dolayısıyla kalp debisini artırır.

Kalbin ard yükünü azaltmanın yanısıra venlerde genişleme yaparak, venöz kapasitenin artmasını ve kalbin ön yükünün de azalmasını sağlar. Sıvı açığı olan hastalarda, ciddi hipotansiyon gelişme riski nedeniyle verilmesi önerilmez.

DOZ: 0.1-1 μg/kg/dk dır. İhtiyaca göre 8 μg/kg/dk ya kadar çıkarılabilir. İlaç, uygun dozda dekstroz içeren sıvı içinde hazırlandıktan sonra, şişenin alüminyum sargı ya da benzeri bir cisimle örtülerek ve beraberinde özel serum seti kullanılarak güneş ışığından korunması sağlanmalıdır

KARDİYAK ARREST Kardiyak arrest; kalbin mekanik işlevinin durduğu klinik bir durumdur. Uyarılara yanıtsızlık, Apne, Merkezi nabız yokluğu ile karakterizedir. Solunum ve dolaşım yetmezliğinin erken tanı ve tedavisi, kardiyak arresti önler.

Yeniden canlandırma sırasında kullanılan ilaçlarının verilme yolları: Çevresel yada merkezi venöz yol (İV), Kemik içi yol (Kİ), Trakeal yol, (Pnömotoraks, aritmi, koroner arter yırtılması, ve kalp tamponadı riski nedeniyle kalp içi enjeksiyon ÖNERİLMEZ).

KULLANILAN İLAÇLAR ADRENALİN SODYUM BİKARBONAT (Yeniden canlandırma uygulamalarının uzaması durumunda) GLİKOZ (Hipoglisemi durumunda) KALSİYUM (Hipokalsemi durumunda

ADRENALİN Alfa-adrenerjik uyarı ile vazokonstriksiyon yapar Aortik diastolik basıncı ve koroner dolaşım basıncını artırarak kalp masajı sırasında kalbe daha fazla kan ve oksijen gitmesini sağlar. Kendiliğinden olan kalp kasılmalarını uyarır, Kalp hızını artırır,kalbin kasılma gücünü artırır, Kan basıncını artırır, Ventriküler fibrilasyonu büyük dalgalı hale getirerek, defibrilasyonun başarı şansını yükseltir, Ancak kalp kasının oksijen ihtiyacını da arttırır.

DOZ: 0.01 mg/kg İV ya da Kİ (1:10.000 lik çözeltiden 0.1 ml/kg), 0.1 mg/kg trakeal yoldan (1:1.000 lik çözeltiden 0.1 ml/kg) Kardiyak arrest devam ettiği sürece doz her 3-5 dakikada bir tekrarlanır.

SODYUM BİKARBONAT Yeniden canlandırma uygulamalarının uzaması durumunda verilir. Ayrıca; ciddi metabolik asidoz, hiperkalemi ve hipermagnezemi durumunda da kullanılır. Trakeal yoldan verilmemelidir. Güvenli bir damar yolundan verilmelidir. Katekolaminler ve kalsiyumla ile birlikte verilmemelidir.

DOZ: 1 meq/kg İV/Kİ (%8.4 lük NaHCO3: 1ml/kg). Daha sonraki uygulamalara kan gazı ölçümleriyle karar verilir. Kan gazı ölçümü yapılamıyorsa her 10 dakikada bir 0.5-1 meq/kg sodyum bikarbonat verilmesi düşünülebilir.

KALSİYUM DOZ: 0.5-1 ml/kg (10% luk kalsiyum glukonat İV/Kİ yavaş infüzyon.) Bu doz, gerektiğinde 10 dakika sonra tekrarlanabilir. Sonraki dozlar ise kalsiyum düzeyine göre ayarlanır. Güvenli bir damar yolundan verilmelidir. NaHCO 3 ile karşılaştığında yapısal değişikliğe uğrar ve çökelti oluşur.

Kardiyak arrest tedavisinde endotrakeal yolla uygulanabilecek ilaçlar: -Adrenalin -Lidokain -Atropin -Naloksan Adrenalin İV dozun 10 katı dozda verilmelidir.

Bu soru iptal edilmiştir

KRİTİK HASTADA RİTM PROBLEMLERİ KALP DURMASINA NEDEN OLABİLECEK DURUMLAR Hipoksi Asidoz Pnömotoraks Isı kaybı (hipotermi) Yabancı cisim Emboli/tromboz Düşük kan hacmi İlaçlar/toksinler Kalp tamponadı

RİTM PROBLEMLERİ Nabız hızı göz önüne alınarak üç başlık altında toplanabilir: Yavaş ritimler: Hızlı ritimler: Kollaps ritimleri: Bradikardi Taşikardi Nabızsız arrest

BRADİKARDİ Çocuklarda yavaş ritimlerin en sık nedeni hipoksidir. Semptomatik bradikardisi olan hastalarda öncelikle havayolu açılmalı ve yeterli oksijenlenme sağlanmalıdır. Yeterli oksijenlenmeye rağmen yavaş ritim devam ediyorsa ilaç tedavisi düşünülmelidir, Sempatomimetikler (Adrenalin): Kalp hızını artırır, Antikolinerjikler (Atropin): Vagal uyarıyı baskılar. Sinüs düğümü işlev bozukluğu veya kalp bloklarına bağlı bradikardilerde kalp pili takılmalıdır

BRADİKARDİ NEDENLERİ Hipoksi, Hipotermi, Kalp blokları, Kafa içi basınç artışı, İlaçlar/Zehirlenmeler, Aşırı vagal uyarı,

ÇOCUKLARDA BRADİKARDİYE YAKLAŞIM Hava yolunu aç, Gerekiyorsa solunumu sağla ve oksijen ver Defibrilatöre bağla Dolaşım bozukluğu (solunum güçlüğü, bilinç bozukluğu, hipotansiyon) var mı? Hayır Evet Gözle Oksijen vermeye devam et Uygun merkeze gönder Destek tedavisi sürerken bradikardi nedeni araştırılır (HAPIYEDİK) Yeterli oksijenlenme ve ventilasyona rağmen kalp hızı <60/dk ise kalp masajı yap ve ilaç tedavisi uygula Adrenalin İV/Kİ: 0.01 mg/kg (1/10.000 yoğunlukta, 0.1 ml/kg) Trakea içi: 0.1mg/kg (1/1.000 yoğunlukta 0.1 ml/kg) 3-5 dakikada bir tekrar Vagal uyarı varsa Atropin 0.02 mg/kg (En az 0.1 mg) Bir kez daha tekrar edilebilir ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI 64

TAŞİKARDİ Dar QRS li ( 0.08 sn) taşikardi Sinüs taşikardisi SVT Geniş QRS li (>0.08 sn) taşikardi VT Torsades de pointes ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI 65

SİNÜS TAŞİKARDİSİ Sinüs düğümünden yaşa göre normalden fazla uyarı çıkmasıdır, Genellikle diğer sorunlara ikincil gelişir, bu nedenle öncelikle altta yatan nedene yönelik tedavi yapılmalıdır, ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI 66

SİNÜS TAŞİKARDİSİ Sinüs taşikardisinin en sık nedenleri; Ateş, Hipoksi, Hipovolemi, Metabolik bozukluklar, İlaçlar, Zehirlenmeler, Ağrı Huzursuzluktur.

SUPRAVENTRİKÜLER TAŞİKARDİ (SVT) Genellikle ataklar halinde kendini gösterir, Monitörde sıklıkla dar QRS izlenir, Çoğu çocukta SVT başlangıçta iyi tolere edilir, ancak bazı çocuklarda dolaşım bozukluğuna yol açabilir. ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI 68

SVT-SİNÜS TAŞİKARDİSİ AYRIMI SVT Sinüs taşikardisi Öykü Özgün değil Altta yatan bir neden vardır (ateş,ağrı, dehidratasyon) P dalgası Yok/anormal Var/normal Kalp hızı Sabit Bebeklerde 220/dk Çocuklarda 180/dk Değişken Bebeklerde <220/dk Çocuklarda <180/dk ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI 69

SVT TEDAVİSİ (DOLAŞIM DENGEDE) Öncelikle vagal uyarı denenmelidir. Bebeklerde yüze buz uygulaması Çocuklarda, tek taraflı karotis masajı, valsalva manevrası, öğürme refleksinin uyarılması İki kez vagal uyarı ile SVT düzelmezse adenozin uygulanır. SVT devam ediyorsa çocuk kardiyoloğuna haber verilir (kardiyoversiyon ihtiyacı?). ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI 70

SVT TEDAVİSİ (DOLAŞIM BOZUK) Acil elektriksel kardiyoversion uygulanır. Çocuğun damar yolu açık ve adenozin hazır ise adenozin tedavisi ilk seçenek olabilir. Ancak ilaç uygulaması elektriksel kardiyoversionu geciktirmemelidir. Kardiyoversiyon işlemini geciktirmemek koşulu ile hazırlık sırasında vagal uyarılar da denenebilir. ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI 71

EŞZAMANLI ELEKTRİKSEL KARDİYOVERSİYON Cihazın eş zamanlama (senkronize) düğmesi açık olmalıdır, Cihaz R dalgası ile eş zamanlı olarak akım gönderir. Elektriksel kardiyoversiyon ağrılı bir işlemdir ve mümkünse işlem öncesinde çocuğa sedasyon yapılmalıdır, Midazolam 0.1 mg/kg Eşzamanlı kardiyoversiyonda başlangıç dozu 0.5-1 J/kg ve tekrarlama dozu 2 J/kg dır. ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI 72

ADENOZİN UYGULAMASI Adenozin Adenozin etkisini geçici AV blok oluşturarak gösterir, Sürekli EKG izlemi ile, 0.1 mg/kg (en fazla 6 mg) dozunda, hızlıca ve arkasından serum fizyolojik verilerek uygulanır. Yarı ömrü çok kısa olduğundan etkisi saniyeler içerisinde gelişir ve kaybolur, Eğer ilk uygulamada başarı sağlanamaz ise, ilaç iki kat dozda (0.2 mg/kg, en fazla12 mg) ikinci kez verilir. ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI 73

TAŞİKARDİLİ ÇOCUĞA YAKLAŞIM (DAR QRS) Hava yolunu aç, Gerekiyorsa solunumu sağla ve oksijen ver Defibrilatöre bağla EKG Dar QRS ( 0.08 sn) Geniş QRS (>0.08 sn) Sinüs taşikardisi P dalgası normal Hız değişken Bebekte <220/dk Çocukta <180/dk Altta yatan neden var Altta yatan nedene yönelik tedavi SVT P dalgası yok/anormal Hız sabit Bebekte 220/dk Çocukta 180/dk Altta yatan neden yok Dolaşım yeterliyse vagal uyarı, düzelmezse Adenozin DOLAŞIM BOZUKSA Kardiyoversion 1. doz 0.5-1 J/kg 2. doz 2 J/kg (Sedasyon) VT Adenozin Ġlk doz: 0.1 mg/kg (max 6mg) ĠV/KĠ Ġkinci doz: 0.2 mg/kg (max 12mg ĠV/KĠ ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI 74

VENTRİKÜLER TAŞİKARDİ (VT) QRS geniştir, Ventrikül hızı düzenli ve 120/dk dır, P dalgası yok ya da düzensizdir, T dalgası QRS in ters yönündedir, ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI 75

VENTRİKÜLER TAŞİKARDİ (VT) VT, çocukluk yaş grubunda nadir görülür. Genellikle altta yatan bir neden vardır, Kalp hastalıkları, Akut hipoksi, Asidoz, Elektrolit dengesizliği Zehirlenmeler Geniş QRS li taşikardi aksi kanıtlanana kadar VT gibi kabul edilmelidir.

VENTRİKÜLER TAŞİKARDİ (VT) TEDAVİ DOLAŞIM DENGEDE İSE Amiodaron: 5 mg/kg İV/Kİ, (20-60 dak) Prokainamid: 15 mg/kg İV/Kİ, (30-60 dak) DOLAŞIM BOZUKSA Acil elektriksel kardiyoversion 1. doz 0.5-1 J/kg 2. doz 2 J/kg ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI 77

TORSADES DE POİNTES Farklı şekillerde QRS dalgalarının bulunduğu bir VT şeklidir. Tedavisinde magnezyum uygulanır 25-50 mg/kg (en fazla 2 g), 10 dk da verilmelidir. ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI 78

TAŞİKARDİLİ ÇOCUĞA YAKLAŞIM Hava yolunu aç, Gerekiyorsa solunumu sağla ve oksijen ver Defibrilatöre bağla Altta yatan nedeni araştır (HAPIYEDĠK) Dar QRS ( 0.08 sn) EKG Geniş QRS (>0.08 sn) Sinüs taşikardisi SVT VT Altta yatan nedene yönelik tedavi DOLAŞIM BOZUKSA Kardiyoversion veya Adenozin Dolaşım yeterliyse vagal uyarı düzelmezse Adenozin DOLAŞIM YETERLİYSE İlaçlar Amiodaron: 5mg/kg iv (20-60 dak) Prokainamid: 15 mg/kg (30-60 dak) DOLAŞIM BOZUKSA Kardiyoversion 1. doz 0.5-1 J/kg 2. doz 2 J/kg ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI 79

NABIZSIZ ARREST Nabızsız arrest durumunda çocukta dolaşım bulgusu saptanmaz. Bu grupta; Ventriküler fibrilasyon (VF), Nabızsız ventriküler taşikardi (VT), Nabızsız elektriksel aktivite (NEA), Asistoli bulunur. ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI 80

NABIZSIZ ARREST Kalp durması ani gelişmişse asistoliden çok VF ve nabızsız VT düşünülmelidir. VF ve nabızsız VT de acil defibrilasyon ve ilaç tedavisi uygulanır. Defibrilasyon için hazırlıklar tamamlanana kadar YCU sürdürülmelidir ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI 81

VF / NABIZSIZ VT Ventriküllerin düzensiz kasılmaları sonucu yeterli atım hacmi oluşamaz, VF ve nabızsız VT de ACİLEN defibrilasyon uygulanır. ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI 82

VF / NABIZSIZ VT TEDAVİ Çocuk defibrilatöre bağlanır (bu sırada YCU devam etmelidir), Yaşına uygun kaşıklar takılır ve jel sürülür, Defibrilatörün eş zamanlama düğmesi kapalı olmalıdır, 2 J/kg olacak şekilde enerji dozu ayarlanır, Kimsenin çocuğa dokunmadığından emin olunur ve akım uygulanır, Beş döngü (çocuk entübe ise iki dakika devamlı) YCU yapılır, ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI 83

VF / NABIZSIZ VT TEDAVİ Ritim değerlendirilir, VF veya nabızsız VT devam ediyorsa enerji 4 J/kg olacak şekilde yeniden akım uygulanır, YCU ya başlanır (beş döngü veya çocuk entübe ise iki dakika devamlı) diğer yandan adrenalin verilir, Ritim tekrar değerlendirilir, VF veya nabızsız VT devam ediyorsa enerji 4 J/kg olacak şekilde yeniden akım uygulanır, YCU ya başlanır (beş döngü veya çocuk entübe ise iki dakika devamlı) diğer yandan amiodaron veya lidokain verilir, ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI 84

VF / NABIZSIZ VT TEDAVİ VF/nabızsız VT sürüyorsa defibrilasyon (4J/kg) ve ilaç (adrenalin, amiodaron veya lidokain) ardışık olarak uygulanır. Defibrilasyon 2J/Kg YCU Defibrilasyon 4J/Kg YCU Adrenalin Amiodaron Ritim değerlendir, VF/ Nabızsız VT ise Lidokain Defibrilasyon uygulama anı dışında YCU kesintisiz olarak sürdürülür. ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI 85

EŞ ZAMANLI KARDİYOVERSİON / DEFİBRİLASYON Kardiyoversiyon Defibrilasyon Sedasyon Uygulanır Uygulanmaz R dalgası ile eş zamanlama Var Yok Endikasyonlar Nabızlı ritimler (Semptomatik VT, SVT) Nabızsız ritimler (VF ve nabızsız VT) Enerji dozu 1. Uygulama: 0.5-1J/kg 2.Uygulama: 2 J/kg 1.Uygulama: 2 J/kg Sonrakiuygulamalar:4J/kg ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI 86

DEFİBRİLASYON Defibrilasyon üç şekilde sonuçlanabilir: VF/VT durarak kalbin normal ritmi geri döner VF/VT durur ancak ritim geri dönmez (asistoli) VF/VT durmaz ve bu ritim asistoliye kadar ilerler ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI 87

NABIZSIZ ELEKTRİKSEL AKTİVİTE Elektriksel uyarı olmasına rağmen nabzın alınamamasıdır. Genellikle geniş QRS li yavaş atımlar vardır. Kalp kasılmaları çok zayıftır. Erken tanınması hayat kurtarıcı olabilir. Tedavide YCU yapılır, ilaç olarak adrenalin kullanılır. Altta yatan neden tespit edilirse hızla tedavi edilmelidir. ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI 88

ASİSTOLİ Asistolide hiç elektriksel uyarı yoktur. EKG de düz bir çizgi mevcuttur. Çocukta nabız, kendiliğinden solunum ve uyarılara cevap yoktur. Tedavide YCU yapılır, ilaç olarak adrenalin kullanılır. Altta yatan neden (HAPIYEDİK) tespit edilirse hızla tedavi edilmelidir. Defibrilasyon etkili olmadığından yapılmamalıdır. ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI 89

NABIZSIZ ARREST DURUMUNDA Nabızsız VT / VF YCU YAKLAŞIM- ÖZET Hava yolunu aç, Gerekiyorsa solunumu sağla ve oksijen ver Defibrilatöre bağla EKG Asistoli/NEA Altta yatan nedeni araştır (HAPIYEDĠK) Defibrilasyon 2J/kg 5 döngü/2 dak YCU YCU VF/VT devam ediyorsa Defibrilasyon 4J/kg VF/VT devam ediyorsa Defibrilasyon 4J/kg Adrenalin 5 döngü/2 dak YCU Amiodaron: 5mg/kg İV/Kİ Lidokain: 1mg/kg İV/Kİ 5 döngü/2 dak YCU Nabızsız VT/VF EKG Adrenalin ĠV/KĠ: 0.01 mg/kg (1/10.000; 0.1 ml/kg) Trakea içi: 0.1mg/kg (1/1000; 0.1 ml/kg) Her 3-5 dakikada bir tekrar ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI 90

SOLUNUM SIKINTISI VE SOLUNUM YETMEZLİĞİ Ac lerde gaz alışverişinin bozulması solunum yetmezliğine neden olur. Patogenezde; -hipoventilasyon -difüzyon bozukluğu -intrapulmoner şantlar(ards,pnömoni,pul. Hemoraji..) -ventilasyon/perfüzyon uygunsuzluğu

SOLUNUM YETMEZLİĞİ NEDENLERİ AKCİGER KAYNAKLI NEDENLER Santral hava yolu obstrüksiyonları (trakeomalazi,epiglottit,yc aspirasyonları,vasküler halka,adenotonsiller hipertrofi) Periferik hava yolu obstrüksiyonları (bronşiolit,astım,aspirasyon) Diffüz alveolar hasar(sepsis,pnomöni,pulmoner ödem,pulmoner emboli,şok,sepsis)

SOLUNUM YETMEZLİĞİ NEDENLERİ AKCİĞER DIŞI NEDENLER 1. Göğüs duvarı patolojileri(kifoskolyoz,diyafragma hernisi,yelken göğüs) 2. Nöromüsküler hastalıklar 3. SSS patolojileri

Solunum sıkıntısı klinik bir tanıdır. Solunum yetmezliği için tanısal yöntemler vardır. Hipoksemik solunum yetmezliği PO2nin 60mmHg altında olması olarak tanımlanırken hiperkarbik solunum yetmezliği PCO2 nin 50 mmhg üstünde olmasıdır.

NÖROLOJİK ACİLLER VE STABİLİZASYON Akut nörolojik bozuklukların çocuklardaki en sık nedenleri -kafa travması -hipoksi-iskemi -SSS enfeksiyonlar -ensefalopatiler İlk olay beyinde primer hasar oluştururken,tanının konması gecikirse sekonder hasar meydana gelebilir.

Akut nörolojik bozukluklar nöbet,koma,güçsüzlük ve mental durum değişikliği gibi bulgularla kendini gösterir. Koma,stupor ve letarji gibi durumlar global serebral ilerleyici bir süreci düşündürmekdedir.

Kafa Travmasında Bulgu Belirtiler Bilinç kaybı, uykuya eğilim Zamanı ve yeri bilememe Huzursuzluk Kusma Baş ağrısı Kafa kemiği kırıkları Kulak zarının kanlı görünümü Göz çevresinde ekimoz Burun/ kulaktan beyin-omurilik sıvısı gelmesi

KAFA TRAVMASI Kafa içi basınç artışını düşündüren bulgular: Başağrısı, Bulantı-kusma, Bilinç bozukluğu, Düzensiz solunum Beyin sapının fıtıklaşmasını düşündüren bulgular: Pupil boyutlarında değişiklik, ışık refleksi kaybı Sabit ve genişlemiş pupillalar, Bradikardi, hipertansiyon, Düzensiz solunum

UYARLANMIŞ GLASGOW KOMA PUANLAMASI (Göz açılması) ÇOCUK Kendiliğinden Sesli uyarı ile Ağrılı uyarı ile Yok BEBEK 4 Kendiliğinden 3 Sesli uyarı ile 2 Ağrılı uyarı ile 1 Yok

UYARLANMIŞ GLASGOW KOMA PUANLAMASI (Sözel Cevap) ÇOCUK Uygun 5 Cevapta zorlanma 4 Uygunsuz cevap 3 Anlaşılmaz sesler 2 Yok 1 BEBEK A-gu sesleri Tedirgin, ağlama Ağrılı uyarana karşı ağlama Ağrılı uyarana karşı inleme Yok

UYARLANMIŞ GLASGOW KOMA PUANLAMASI (Motor Cevap) ÇOCUK Komutlara uyar 6 Ağrılı uyaranı lokalize eder 5 Ağrılı uyaran verilen yeri çeker 4 Ağrılı uyaranla fleksiyon 3 Ağrılı uyaranla ekstansiyon 2 Yok 1 BEBEK Kendiliğinden ve amaçlı hareket Dokunulan yeri çeker Ağrılı uyaran verilen yeri çeker Ağrılı uyaranla fleksiyon Ağrılı uyaranla ekstansiyon Yok Toplam puan 3-15 arasında değişir, komanın derinliği arttıkça puan azalır

Hipoksi-İskemi Serebral hipoperfüzyon dolayısı ile oluşan ensefalopati tablosu travmadan daha ağırdır. Bu hastalarda GKS<3,hipotansiyon,serebral ödem,25 dk dan uzun süren CPR gerektirmiş persistan apne,kranial sinir reflekskerinde kayıp,24 saatten uzun süren koma kötü prognoz işaretidir. Görüntüleme yöntemlerinden difüzyon MR en değerlisidir.

SSS enfeksiyonları Menenjit,meningoensefalit,subdural veya epidural ampiyem ve beyin abseleri akut nörolojik bozukluğun sebebi olabilir. Ensefalopatiler Hipoglisemi,hiperglisemi,hiperamonyemi,laktik veya organik asidoz oluşturan metabolizma bozuklukları, hiperamonyemi ile olan durumlar veya çeşitli ilaçların ve maddelerin alımı sonucu oluşur.

Herniasyon Beyin sapı herniyasyonu yukarı ve aşağı beyin merkezlerinden kaynaklanabilir. Komayı takiben dekortike bir rijidite,küçük pupiller ve cheyne-stokes solunumu görülür. Orta beyin ve pons tutulumunda ;deserebre postür,middilate pupil ve hiperpneik solunum Medulla etkilendiğinde KB ve kalp hızı,solunum değişiklikleri Unilateral unkal lop herniasyonunda 3. sinir basısına bağlı ipsilateral anizokori,pupil reflekslerinin kaybı ve pitozis olur

Global nörolojik disfonksiyon gelişmiş hastada destek prensipleri; -solunum ve dolaşımım normale döndürülmesi -Uygunsuz ADH sendromu ve DI varlığında yeterli sıvı tedavisi -İntrakranial basıncın normale döndürülmesi -nöbet varsa durdurulmasıdır.

BEYİN ÖLÜMÜ Çocuklarda beyin ölümünün en sık nedeni travmadır. Beyin ölümü için; -geri dönüşümsüz bilinç kaybı -geri dönüşümsüz beyin sapı reflekslerinin kaybı -SSS hasarı yaratabilecek herhangi bir faktörün olmaması

Beyim ölümü kriterleri Ön koşullar 1.Tüm beyin fonksiyonlarının geri dönüşümsüz bir şekilde durduğunu açıklamaya yetecek düzeyde bilinen bir koma nedeni olmalı 2.Potansiyel olarak geri dönüşümlü olabilecek koma nedenleri ekarte edilmeli (ilaçlar,hipotermi,metabolik ve endokrin nedenler,hipotansiyon)

Klinik Değerlendirme 1.Yüksek beyin fonksiyonlarının yokluğu 2.Beyin sapı fonksiyonu yokluğu(pupiller orta hatta veya dilate,ışığa yanıt yok,vestibulookuler refleks ve okulosefalik reflekslere yanıt yok,korneal uyarıya göz kırpma yanıtı yok,trakea aspirasyonuna öksürük yanıtı yok,okülokardiyak reflekse yanıt yok)

Doğrulama testleri 1.Yüksek beyin fonksiyonun yokluğu;en az 30 dk süreyle EEG de elektroserebral sessizlik 2.Kan akımının yoklugu ile komplet beyin ve beyin sapı enfaktüsünün dört damarlı kontrast anjiografi ve radyonüklid inceleme ile doğrulanması Belirli zaman boyunca gözlem,fizik muayene ve dogrulayıcı laboratuvar testlerinin tekrarlanması gerekmekdedir.

APNE TESTİ: Bu teste yanıtta PCO2 >80 mmhg ve hastanın spontan solunumu olmazsa beyin ölümü tanısı konabilir.

ŞOK Şok hastaneye yatan hastaların % 2 sinde görülür. %20-50 mortalite oranı vardır. 5 major şok tipi vardır: -hipovolemik en -septik sık -kardiyojenik -distrübitif -obstrüktif

ŞOK FİZYOPATOLOJİSİ Ekstrakorporeal sıvı kaybı Plazma onkotik basıncında düşme Anormal vasodilatasyon Vasküler permeabilite artışı Kardiyak disfonksiyon

SIRS Aşağıdakilerden iki veya daha fazlasını içermelidir *Ateş: >38 rektal(37.8 oral, 37.2 aksiller) veya <35 rektal (35.8 oral,35.2 aksiller) (ateş ve ya hipotermi) *Taşikardi: kalp hızı; yaş için normalin >2 SD üstünde ya da >90.persentil ya da ½-4 saat içinde açıklanamayan nabız artışı ya da Bradikardi:1 yaş altı için normalin <10 % yada ½ saat içinde açıklanamayan kalp hızında devamlı azalma *Takipne: solunum sayısı yaş için normalin >2 SD yada kas hastalığı veya anestezi sonrası olmayan akut olarak gelişen mekanik ventilasyon ihtiyacı ya da hiperventilasyon(paco2 < 32 mmhg olması bunun göstergesi) *Lökosit; >12000/mm3 ve ya 4000/mm3 ve ya > %10 band formu (lökositoz ve ya lökopeni)

SEPSİS Enfeksiyona yanıt sonrası SIRS ve hipotansiyon görülmesidir. Bir enfeksiyon nedeniyle sistemik inflamatuvar yanıtın ortaya çıkmasına bağlı olarak etkin doku perfüzyonunu sağlayacak dolaşımın yetersizliği sonucu hücresel işlev bozukluğu ve akut organ yetersizliği tablosuna SEPSİS denir

Ağır sepsis Organ disfonksiyonu,hipoperfüzyon ve ya hipotansiyonun eşlik ettiği sepsistir. Mental durum değişikliği oligüri hipoksemi ve ya laktik asidoz görülebilir. Sepsis ile birlikte aşağidakilerden en az birisinin olması: 1.bilinç düzeyinde değişiklik (SSS hastalığı olmaksızın glaskow koma skoru< 15) 2.arteriyel laktat düzeyi >1.6 mmol/l ve ya venöz laktat düzeyi >2.2 mmol/l 3.iki saat boyunca üriner kateter ile elde edilen idarar miktarının < 1 ml/kg/saat

Septik şok 20 ml/kg ve ya daha fazla kristalloid ve ya kolloid verildikten sonra hipotansiyon (iki ayrı kan basıncı ölçümümde yaşa göre <3. persentil) saptanmasına ek olarak ; 1.inotropik ve ya vazopressör destek gereksinimi (dopamin ve ya dobutamin >5 mikrogr/kg/dk) ve ya 2.ağır sepsis tanı kriterlerinin birinin varlığı ile karakterizedir.

MODS Çoklu organ disfonksiyıonu sendromu Organ fonksiyonlarındaki bozulma sonucu homeostazın korunamaz hale geldiği durumdur.

SEPSĠSDE ORGAN YETMEZLĠĞĠ KRĠTERLERĠ Sepsisde KVS disfonksiyon : Ġntra vasküler volüm azalması Vasküler dirençte azalma(periferik vazodilatasyon) Azalmış miyokard kontraktilitesi Kan akımı redistribüsyonu SONUÇ: DOKU HİPOKSİSİ

SOLUNUM DĠSFONKSĠYONU Mikrovasküler permeabilitede artma Akut akciğer hasarı Solunum yetmezliği PaO2/ FĠO2: <300 (konj kalp hastalığı veya kronik akc hastalığı yokluğunda) PaCO2>65 mmhgveya bazal değerin 20mmHg SO2 >% 92 için FĠO2 >% 50 Elektif olmayan invazif yada invazif olmayan mekanik ventilatör ihtiyacı SONUÇ: AKUT RESPĠRATUAR DĠSTRES SENDROMU ARDS

DĠĞERLERĠ Renal disfonksiyon: Akut oligürik ve ya anürik böbrek yetmezliği Adrenal yetmezlik Hiperglisemi ve insülin direnci

Renal disfonksiyon Kreatinin >2 kat ve üzerine çıkması( yaş için normal üst sınırın) Başlangıç kreatinin değerinin 2 kat artması Hepatik sistem TB>4 mg/dl ve üzeri (Yenidoğan dışı) ALT nin yaşa göre üst sınırının 2 katı artması

Hematolojik sistem Trombositlerin <80.000 Veya kronik hematolojik ve onkolojik hastalar için son üç gündeki en yüksek değerin % 50 < Ya da INR>2 Nörolojik disfonksiyon GKS <11 Akut bilinç durum değişikliği

DĠSSEMĠNE ĠNTRAVASKÜLER KOAGÜLASYON SEPSĠSTE KOAGÜLASYON Prokoagülan - antikoagülan dengesi bozulur. Prokoagülan Antikoagülan

Sepsiste; Protein C Protein S Antitrombin 3 Doku faktörü yolu inhibitörü Fibrinolizis PAI-1 in sentezi

ŞOK KLİNİK BULGULARI Bulgular şok tipine göre değişmekle birlikde tedavi edilmediği takdirde birbirine çok benzemekdedir. Hipovolemik şok;mental durumda değişiklik, taşikardi,takipne,hipotansiyon,zayıf periferik nabızlar,soğuk ekstremiteler ve oligoüri ile gelir. Kardiyojenik şok ;soğuk ekstremiteler,kdz da uzama,hipotansiyon,zayıf periferik ve santral nabızlar,bilinç bulanıklığı ve oligoüri ile gelir.

SEPTİK ŞOK 2 faza sahiptir: SICAK ŞOK Kapiller dolum zamanı < 1 sn Sıçrayıcı nabızlar Sıcak ekstremiteler SOĞUK ŞOK Kapiller dolum zamanı > 2-3 sn Azalmış nabızlar Soğuk Ekstremiteler

Hemorajik şok ensefalopati sendromu;şokun nadir görülen bir formudur. Sıcak çarpmasına benzer klinik bulgular vardır Genelde 3 yaş altında görülen bu sendromda ensefalopati,ateş,sulu ishal,dic,renal ve hepatik disfonksiyon vardır. Zayıf perfüzyon,hipotansiyon bulguları dışında ağır nörolojik bulgular ve rabdomyolize bağlı myoglobinüri gözlenir. Mortalite yüksekdir.

ŞOK TEDAVİSİ Kalp akciğer böbrek ve hematolojik disfoksiyonu önleyici tedaviler Doku hipoksisisni düzelt, efektif doku perfüzyonunu sağla İnflamasyon ve koagülasyon defektlerini düzelt

Hasta durumuna göre ve sepsis evresine göre kristalloid ve ya kollodlerile sıvı tedavisi Vasopresör, inoropik ajanlar(dobutamin..) En sık dobutamin kullanılır.20 mikrogr/kg/dk a kadar yükseltilebilir. Miyokard septik şok sırasında katekolamin uygulamasına az yanıt verdiği için fosfodiesteraz inhibitörleri kullanılmaktadır. Milrinon septik şokta kardaik indexi %20 iyileştirir.

Vazoaktif ajanlar Kan basıncını etkin olarak korumak için kullanılırlar Norepinefrin Epinefrin Dopamin Fenilefrin Vasopressin

MULTİPL TRAVMA Travma tüm dünyada çocuk ölümleri ve sakatlıklarının önde gelen nedenlerindendir. Travmalar oluş şekline göre; Künt travmalar Delici-kesici travmalar olarak ikiye ayrılır.

TRAVMA ŞEKİLLERİ Künt Travmalar (%90): Araç içi ve araç dışı trafik kazaları Yüksekten düşmeler Oyun ve spor yaralanmaları Ezilme Delici - kesici Travmalar (%10): Delici-kesici alet yaralanmaları Ateşli silah yaralanmaları ÇİLYAD, TRAVMA DURUMUNDA YCU VE OMURGA TESPİTİ 142

Organlar yüzeyel ve birbirine yakın olduğundan çoklu organ yaralanmaları daha fazla görülmektedir, Baş göreceli olarak büyük olduğundan genellikle travmadan etkilenir, Kemik ve kas yapılar iç organları yeterince koruyamaz,

Kemikler esnek olduğundan kırık olmadan iç organ hasarı görülebilir, Büyüme kıkırdağı etkilendiğinde ömür boyu sakatlıklar görülebilir, Vücut yüzeyi geniş ve deri altı yağ dokusu ince olduğundan ısı ve sıvı kaybı fazladır, Çocuklar travmadan ruhsal olarak daha fazla etkilenirler.

MULTİPL TRAVMA HASTASINDA AKUT BAKIM Pediatrik travma merkezinde bakılması gereken hastalar: 1.Birden fazla sistem hasarı olanlar 2.Kritik bakım gerektiren sistem hasarı olanlar 3.Transfüzyon gerektiren şok bulguları olan hastalar 4.Nörovasküler veya kompartman hasarı şüphesi ile komplike fraktürlü hastalar 5.Aksiyel iskelet fraktürü olanlar 6.2 veya daha fazla uzun kemik kırığı olanlar 7.Spinal kord yaralanması yada vertebra kırığı olanlar 8.Komplike kafa travması olanlar

PEDİATRİK TRAVMA SKORU En iyi puan 12 olup, puan azaldıkça risk artmaktadır +2 +1-1 Boyut >20 kg 10-20 kg <10 kg Hava yolu Normal Sürdürülebilir açıklık Sürdürülemez açıklık Sistolik KB >90 mmhg 90-50 mmhg <50 mmhg SSS Uyanık Bilinç kapalı Koma/desebre Açık yara Açık yara Minör Majör/ penetran İskelet sistemi Yok Kapalı fraktür Açık/multipl fraktür

Belirti ve Bulgular GÖĞÜS TRAVMASI Solunum sıkıntısı, solunum sayısında artış, morarma Göğüs ağrısı, baskı hissi Huzursuzluk Göğüs kafesinde ezilme, şekil bozukluğu, kaburga kırığı Azalmış solunum sesleri, eşit olmayan göğüs hareketleri (pnömotoraks) 147

Belirti ve Bulgular Trakeanın yer değiştirmesi (pnömotoraks) Cilt altı amfizem (pnömotoraks) Boyun damarlarında belirginleşme (kalp tamponadı) Hemoptizi (büyük damar ve/veya akciğer yaralanması) Hipovolemi, şok GÖĞÜS TRAVMASI

GÖĞÜS TRAVMASI Etkilenen Yapılar Hava yolu (pnömotoraks, pnömomediastinum) Akciğer parankimi (akciğer ezilmesi) Göğüs duvarı (kaburga kırıkları, yelken göğüs) Kalp ve büyük damarlar (hemotoraks, kalp tamponadı) Özefagus ve diyafram (pnömotoraks, pnömomediastinum) 149

GÖĞÜS TRAVMASI Kaburga kırıkları Ağrı tedavisi Dinlenme Yelken göğüs (çoklu kaburga kırığı) Yukarıdaki tedavilere ek olarak serbest olan kaburgalar sabitlenmeli ve gerekiyorsa çocuk entübe edilerek yapay solunum desteği sağlanmalıdır. 150

GÖĞÜS TRAVMASI Çocuklarda kaburgalar esnek olduğu için kaburga kırıkları nadiren görülür. Kaburga kırığı ciddi bir travma için uyarıcı olmalıdır. Hastada pnömotoraks şüphesi varsa Orta aksiller hat ve 5. interkostal aralıktan İĞNE İLE KAPALI SU ALTI DRENAJI uygulanmalıdır. Tanıyı doğrulamak için radyografi sonucunu BEKLEMEYİNİZ!!! 151

GÖĞÜS TRAVMASI Pnömotoraks Basit pnömotoraks Plevra aralığında hava vardır ve hava miktarı sabittir. Basınçlı pnömotoraks Plevra aralığına tek yönlü hava girişi vardır ve basınç atmosfer basıncını geçmiştir. İĞNE veya GÖĞÜS TÜPÜ İLE KAPALI SU ALTI DRENAJI YAPILMALIDIR 152

Açık pnömotoraks GÖĞÜS TRAVMASI Pnömotoraks Plevra aralığı dış ortama açılmış ve plevra basıncı atmosfer basıncına eşitlenmiştir. YARANIN ÜÇ TARAFI KAPATILMALI VE İĞNE veya GÖĞÜS TÜPÜ İLE KAPALI SU ALTI DRENAJI YAPILMALIDIR 153

GÖĞÜS TRAVMASI Kalp tamponadı Kalp sesleri derinden gelir, boyun venlerinde dolgunluk ve kan basıncı düşüklüğü vardır. Akciğer filminde kalp gölgesi büyümüştür, tanı ekokardiografi ile doğrulanır ACİL PERİKARDİOSENTEZ ve/veya TORAKOTOMİ Hemotoraks GÖĞÜS TÜPÜ İLE KAPALI SU ALTI DRENAJI 154

Göğüs travmalarında acil operasyon endikasyonları Masif devam eden pnömotoraks Kardiyak tamponat Açık pnömotoraks Ösefagus hasarı Trakeabronşial yaralanmadan aşırı hava kaçağı Aort veya diğer damar yaralanmaları Akut diyafragma rüptürü

KARIN TRAVMASI Bulgu ve Belirtiler Karın ağrısı Bulantı, kusma Hematemez Hemotokezya Hematüri Ezilme (emniyet kemeri izi) Karında hassasiyet Karın şişliği Defans, rebound varlığı Bağırsak seslerinde azalma Kemik pelvisin stabil olmaması Hipovolemi, şok 156

KARIN TRAVMASI Karın içine kanamalar genellikle dalak, karaciğer ve böbrek yaralanmalarına bağlı gelişir. Karın şişliği, karın içi kanamaya veya periton içinde serbest havaya bağlı olabilir. Ayakta çekilen direk karın grafisinde diyafram altında serbest hava görülmesi mide-bağırsak yaralanmasını düşündürür. 157

KARIN TRAVMASI Pelvik ve perineal bölgede ekimoz, hematom gibi yaralanma belirtisi, pelvis kırığı, kanlı idrar veya işeyememe gibi üretra yaralanmasını düşündürecek bulguların varlığında üretranın bütünlüğü radyolojik olarak doğrulanmadan idrar sondası takılmamalıdır. Üretra yaralanması şüphesi varsa Çocuk Cerrahisi konsültasyonu istenmelidir ÇİLYAD, TRAVMA DURUMUNDA YCU VE OMURGA TESPİTİ 158

Karın yaralanmalarında laparatomi endikasyonları Künt yaralanmalar: Resusitasyona rağmen hemodinamik insititabilite Devam eden kanama bulguları Kan volümünün ½ sinden fazla transfüzyon ihtiyacı Pnömoperitoneum Periton irritasyon bulgularının varlığı Ciddi organ yaralanması varlığı

BOĞULMA Boğulma sonucu oluşan hipoksik ve iskemik hasar mortalite ve morbiditenin en önemli sebebidir. Yaş,erkek cinsiyet ve etnik köken risk faktörleridir. Suda boğulma sırasında oluşan hipoksi sonucu kısa sürede kardiyak arrest gelişir. Hipoksi ve iskemiye en duyarlı organ beyindir,serebral kan akımında azalma sonrasında reperfüzyona bağlı hasar,ca hemostazındaki değişiklikler,serebral ödem ve hiperglisemi SSS nin hipoksik iskemik hasarından sorumludur.

Akciğerlerde pulmoner vasküler endotel hasarı vasküler permabiliteyi arttırarak akut RDS ye yol açabilir. Kalpde myokardiyal disfonksiyon,hipotansiyon ve aritmiler,kardiyak infaktlar gelişir. Böbrekde ATN ve vasküler endotel hasarı sonucu DIC gelişebilir.

Klinik yaklaşım tuzlu ya da tatlı su aspirasyonunda belirgin farklılık göstermez. Tuzlu su hipertonikdir,interstisyel ve intravasküler sıvıların alveollere geçmesine sebep olmanın yanında sülfaktanı inhibe ederek yüzey gerilimini arttırır ve atelektaziye eğilimi arttırır. Tatlı su hipotonikdir,sülfaktanı yıkar, alveoler insitabilite ve kollapsa yol açar.

Her iki durumdada -ventilasyon/perfüzyon uygunsuzluğu -artmış intrapulmoner şant -azalmış ac kompliyansı -artmış küçük hava yolu rezistansı sonucu hipoksemi ve pulmoner yetersizlik gelişir. Masif tuzlu su aspirasyonunda hipernatremi,masif tatlı su aspirasyonunda ise hiponatremi gelişebilir.

Suya batmadan sonra sık olarak hipotermi gelişir.orta ve ağır hipotermide ;bradikardi,bozulmuş myokard kontraktilitesi ve yetersiz perfüzyon nedeniyle hipotansiyon ve sok oluşur.ağır hipotemi spontan VF ve asistole eğilimi arttırır. Hipotermiye bağlı;ards,ilaç klirensinde azalma,hipoglisemi,trombositopeni ve trombosit disfonksiyonu,dic,sepsise duyarlılık oluşur. Boğulma vakalarında hipotermi varlığı körü prognoz işaretidir.

TEDAVİ Tüm suda boğulma vakaları asemptomatik olsada 6-12 saat gözleme alınmalıdır. Olay yerinde CPR işlemlerinin hemen başlatılması şarttır. Çocuğun akciğerlerine kaçan su yabancı cisim olarak kabul edilmemeli ve suyu çıkarmak için karın basısı uygulanmamalıdır. Boğulma tehlikesi olan hastalarda rutin PEEP uygulaması pumoner yetersizliğe bağlı mortaliteyi azalmıştır.

Hipotermiye dikkat etmek ve yeniden ısıtma çabalarına hemen başlamak gerekir.isıtılmış sıvılar ve nemli O2 kullanılmalıdır. Solunum sistemi yaklaşımında O2 desteği,gerekirse entübasyon ve PEEP uygulanabilir.peep uygulanması fonksiyonel rezidüel kapasiteyi arttırır,intrapulmoner şantı azaltır,ventilasyon/perfüzyon yuymunu ve kompliyansı arttırır.pco2 hedefi 35-40 mmhg olmalıdır.

Kalp fonksiyonunu düzeltmek ve doku perfüzyonunu yeniden sağlamak için sıvı resusitasyonu ve inotropik ajanlar sıklıkla kullanılır. Hipotermi tedavisinde aktif eksternal ısıtma dışında daha agresif olarak hemodyaliz,ekstrkorporeal ısıtma ve kardiyopulmoner bypass uygulanabilir. Suda boğulma tehlikesi geçiren hastaların 1/3-1/2 sinde ilk 48 saatte %80 kendiliğinden düzelen ateş yüksekliği olur.

Bu hastalarda oluşabilecek pnömonilerde seyrek görülen pseudalescheria boyaii gibi etkenler söz konusu olabilir. PROGNOZ: -uzun süreli CPR uygulanması -GKS skorunun 6 nın altında olması -ilk 72 saatte yapılan nörolojik muayenenın kötü olması kötü prognoz işaretidir.

YANIK Yanık bakımında çeşitli aşamalar söz konusudur: -yanıkdan koruna -akut bakım ve resusitasyon -yara bakımı -ağrı azaltma -rekonstrülsiyon -rehabilitasyon -psikososyal uyumun sağlanması

YANIKLARDA ACİL BAKIM Hospitalizasyon endikasyonları: 1. Vücut yüzeyinin %15 inden fazla yanık 2. Yüksek gerilimli elektrik yanıkları 3. Vücut yüzeyinden bağımsız olarak inhalasyon yaralanmaları 4. Yetersiz ev şartları 5. Eller,ayaklar ve genital bölgedeki yanıklar

YANIKLARDA ACİL BAKIM 1. Kardiyovasküler ve pulmoner durum gözden geçirilmeli 2. Yeterli hava yolu sağlanmalı 3. Yanık yüzdesi%15 den fazla ise İV sıvı desteği sağlanmalı 4. Elektrik yanıklarında myoglobinürik böbrek hasarını önlemek amacıyla idrar alkali yapılmalı 5. %15 den fazla yanığı olanlarda ileus riski nedeniyle oral alım kesilmeli 6. İdrar sondası takılmalı ve tüm yaralar steril havlu ile kapatılmalı

YANIK SINIFLAMASI Yüzey görünümü Birinci derece İkinci derece Üçüncü derece Kuru,bülsüz,eritema töz görünüm Nemli büller,alttaki doku pembe -beyaz Ağrı Çok ağrılı Çok ağrılı Hissiz Histolojik kalınlık Yalnız epidermal tabakalar Epidermis,papiller ve retiküler dermis İyileşme süresi Skarsız 2-5 gün Yüzeyel :5-21 gün Derin:21-35 gün greftsiz Kuru,köseleşmiş skar Subkutan doku, fasia,kas Büyük alanlarda greftleme gerekebilir.

YANIKLARDA AKUT TEDAVİ 1. İlk yardım 2. Sıvı resusitasyonu 3. Enerji gereksiniminin karşılanması 4. Ağrının kontrolü 5. Enfeksiyondan koruma 6. Bakteriyel yara florasının kontrolü 7. Yarayı kapatmak için biyolojik ve sentetik örtüler

Yanık yüzeyinin doğru olarak hesaplanması yanık yaralanmasının ciddiyetini ortaya koyan asıl parametrelerden biridir. Hem verilecek sıvı replasman tedavisinin miktarını belirlemede önemli, hem de hayati tehlike ya da ölüm sebebi olup olmadığının değerlendirilmesi açısından önemlidir. Yanık alanlarının genişliği belirlenirken her bir yanık alanının genişliği değil tüm vucut yüzey alanının % kaçının yandığı şeklinde hesaplama yapılır

Lund ve Browder kartı

TEDAVİ Minor yanıklarda (%10 dan az) tetanoz profilaksisi ve profilaktik antibiyotik kullanımı önerilmez. Büller intakt bırakılmalı basitrasin ve sülfodiyazin kremle kaplanmalıdır. Yara örtüleri günde bir kez değiştirilmelidir.

Her türlü travma, yaralanma ve acil durumda olduğu gibi her yanıklı hastada yapılacak ilk iş yeterli hava yolu açıklığı ve solunumun sağlanmasıdır. İlk değerlendirme ve acil müdahaleleri tamamladıktan sonra tepeden tırnağa hasta tekrar değerlendirilmelidir. Yanık yaralarının ötesinde hastada diğer travmaların olup olmadığı araştırılmalıdır.

Yanık yarasının hastane öncesi dönemde bakımı oldukça basittir. Sadece yaranın temiz tutulmasına gayret gösterilir ve yara temiz bir pansuman yada örtü ile kapatılır. Bundan sonra ağrı kesici yada sedatif verilebilir Eğer yeterince zaman ve olanak varsa yanık yarasına soğuk su ile soğutma uygulanır Yanığın boyutlarını ve derinliğini değerlendirmek hastanın prognozu, yaralanmanın ciddiyeti ve hastanın transferi ile ilgili verileri ortaya koyar.

Sıvı resusitasyonu: Sıvı tedavisi erken dönemde başlatılmalıdır. İlk 24 saat içinde başlatılacak tedavi çok önemlidir. Parkland formülüne göre 2 ve 3.derece yanık alanlar için 4 X Yanık % X kg şeklinde verilecek Laktatlı Ringer solüsyonun hacmi belirlenir İlk 24 saatten sonra sıvı ihtiyacı yarıya iner Hesaplanan tüm sıvılar ve veriliş hızı 1 ml / kg / saat idrar çıkacak şekilde ayarlanmalıdır Oral destek tedavisi 48 saatten sonra başlanabilir

Albumin düzeyi 2gr/dl olacak şekilde albumin infüzyonu yapılmalıdır. %20 den fazla yanığı olanlarda antibakteriyel yanık örtüsü olarak %0.5 gümüş nitrat kullanılıyorsa Na destek tedavisi başlanmalıdır.bu amaçla 4gr/m2 yanık alanı/gün olacak şekilde oral sodyum klorid desteği genellikle tolere edilir.

Yanık yarasına ilk tedavi ve girişimler Burada üç girişim ayrıcalık taşır, bunlar ; yanık yarasının -yıkanması, -soğutulması -eskar dokusuna eskarotomi işlemlerinin yapılmasıdır.

Kimyasal yanıklar, radyasyon yanıkları, fosfor yanıkları gibi yanıklarda hemen erken dönemde yanık yarası bolca su ile yıkanmalıdır. Eğer çeşitli asit tuzları ile yanık olmuşsa bunlar ilk once fırçalanır ve daha sonar bolca su ile yıkanır Yanık yarasının soğutulması ise, yanmış cildin soğuk uygulama ile ilk 30 dk içinde soğutulmasıdır

Yanık pansumanında kullanılan pansuman materyalleri esas olarak 4 grupta toplanır 1- Konvansiyonel materyaller 2- Biyosentetik materyaller 3- Biyolojik Materyaller 4- Diğerleri

1- Konvansiyonel materyaller a- Yağlı veya antibakteriyel pomad, krem ve merhemler Gümüş sülfadiazine (%1) Mafenide Acetate Nitrofurazon Povidon Iyot Bacitracin Polymyxin-B + Oxytetracycline Triticum Vulgare Sulu ekstresi Gümüş nitrat solusyonu %0.5

b- Emdirilmiş tül veya gazlı bezler 2- Biyosentetik materyaller: Antibiyotikli kremler yerine tek başına ince film şeklindeki örtüler ikinci derece yanık tedavisinde sıkça kullanılmaktadır 3- Biyolojik materyaller Allogreft (Homogreft) Amnion zarı Ksenogreft

Enfeksiyon önlenmesi amacıyla penisilin profilaktik kullanımı ve santral venöz kataterin sık değiştirilmesi ile ilgili bilgiler tartışmalıdır. Topikal antimikrobiyal tedavi seçiminden bağımsız olarak tüm 3. derece yanıklarda bakteriyel kolonizasyon gelişmeden yanık dokularının tamamen eksize edilmesi ve çabucak greftlenmesi önemlidir.

ELEKTRİK YANIKLARI VE ÇARPMALARI Elektrik akımı ile canlı dokular temas ettiğinde elektrik çarpması, ve elektrik akımıda ısı ürettiği zaman elektrik yanığı oluşturur Elektrik yaralanmalarında doku hasarının oluşmasında iki mekanizma söz konusudur: 1. Elektrik yaralanmasında akım hücre membranındaki protein ve lipitlerde denatürasyon ve hücre membranı geçirgenliğinde artma 2. Elektrik akımı solid bir dokudan geçişi sırasında elektrik enerjisi ısı enerjisine dönüşür ve ortaya çıkan ısı doku hasarı yapar.

Genel olarak Elektrik yanığı Klinik Bulguları : 1. Genellikle ekstremitelerde akım giriş ve çıkış yerleri 2. Giriş ve çıkış yerlerine yakın deri yanıkları 3. Refrakter Kardiyak aritmiler 4. Serum elektrolit bozuklukları 5. İdrarda myoglobin ve hemoglobin 6. İskelet kası ve sinir hasarı

6. Geçici paraliziler (Geçici cansızlık belirtisi) 7. Adele kompartman sendromları 8. Omurga yaralanmaları 9. Görme değişiklikleri

TEDAVİ İlk yapılacak şey hastayı elektrik güç kaynağından ayırmaktır Kalp ritmi normal olana kadar kardiyo-pulmoner resusitasyon ve monitörizasyon Önemli cilt yanığı yoksa, başlangıç sıvı tedavisi; kan basıncı, nabız hızı, idrar çıktısına ve klinik durum gözönüne alınarak ayarlanır Verilen sıvıya idrarı alkalileştirmek için sodyum bikarbonat eklenmelidir

SOĞUK YARALANMALARI Soğuk yaralanmaları lokal doku hasarına maruziyete bağlı olarak değişen yaralanma paterni ile -nemli soğuk(frostnip,immersiyon ayağı veya gangrene giden ayak) -kuru soğuğa -jeneralize sistemik etkilere(hipotermi) neden olabilir.

FROSTNİP(Don Karıncalanması) Yüz,kulaklar ve ekstremitelerde sert,soğuk alanlar oluşmasına yol açar.24-72 saatte bül ve soyulmalar gerçekleşir. İMMERSİYON AYAĞI Soğuk havada ayaklar ıslak ve nemli kaldığında veya hava alamayan botlarda kaldığında gelişir.doku maserasyonu ve enfeksiyon,uzamış otonomik bozukluk sık görülür.

FROSTBİTE(Soğuk ısırığı) Deride başlangıçta görülen batma veya ağrı hissi ile başlar soğuk,sert ve beyaz anestetik ve uyuşuk alanların gelişmine kadar gidebilen bir durumdur. Soğuk yaralanmalarında tedavi de etkilenen alanın ısıtılması esasdır.ileri derecede etkilenmelerde prazosin ve fenoksibenzamin gibi vasodilatörler etkili olabilir.antikoagülanlar,kimyasal ve cerrahi sempatektomi de tedavi de kullanılan yöntemlerdir.

HİPOTERMİ -Aşırı letarji,yorgunluk,koordinasyon bozukluğu, apati,mental konfüzyon,irritabilite,halisünasyon ve bradikardi oluşabilir.

NUTRİSYONEL STABİLİZASYON Enerji tüketiminin ölçümümde altın standart yöntem indirekt kalorimetredir. Aşırı beslenme -Kh ların aşırı verilmesi hiperglisemi, hiperosmolarite, osmotik diürez ve dehidratasyona sebep olabilir. Ayrıca CO2 üretiminde de artışa neden olabilir. -Lipitlerin aşırı veilmesi;hipertrigliseridemi,yağlı kc ve enfeksiyon riskinde artışa neden olur.

Yoğun bakımda yatan hastanın beslenme sinde enerjinin %70i kh,%30 u lipitlerden sağlanmalıdır. Aa suplementasyonu yapılmalı,glutamin,alanin ve esansiyel aaler replase edilmelidir.dallı zincirli aalerin faydası yoktur. Sepsis sırasında hiperglisemi ve insülin direnci gelişebilir.bu hastalarda insülin infüzyonu ile normoglisemi sağlanmalıdır. Yoğun bakım hastalarında erken enteral beslenme ülseratif komplikasyonların gelişimini engelleyebilir.

YB kastalarının diyetine glutamin,arjinin,omega3 yağ asitleri ve nükleotid eklemenin immun fonksiyonlar üzerine etkisi tartışmalıdır.