EGE ÜNİVERSİTESİ HEMŞİRELİK YÜKSEK OKULU DERGİSİ



Benzer belgeler
EGE ÜNİVERSİTESİ HEMŞİRELİK FAKÜLTESİ NDE YILLARI ARASI BASILAN KİTAPLAR

HEMŞİRELERİNİN UYGULADIKLARI HASTA EĞİTİMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Uzm. Hem. Aysun ÇAKIR

HOŞGELDİNİZ. Diaverum

HEMŞİRELERİN HASTALARA VERDİKLERİ EĞİTİMLERİN ETKİNLİĞİNİN BELİRLENMESİ

HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR

HEMODİYALİZ VE PERİTON DİYALİZİ UYGULANAN HASTALARIN BEDEN İMAJI VE BENLİK SAYGISI ALGILARININ KARŞILAŞTIRILMASI

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK ( )

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

YOĞUN BAKIM HEMŞİRELERİNİN İŞ YÜKÜNÜN BELİRLENMESİ. Gülay Göçmen*, Murat Çiftçi**, Şenel Sürücü***, Serpil Türker****

Doç.Dr. Emine EFE. Akdeniz Üniversitesi Antalya Sağlık Yüksekokulu

POSTPARTUM DEPRESYON VE ALGILANAN SOSYAL DESTEĞİN MATERNAL BAĞLANMAYA ETKİSİ

Normal ve Sezaryen Doğum Yapan Kadınların Doğum Konfor Düzeyine Göre Karşılaştırılması

Hemşirelerin Hasta Hakları Konusunda Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi

MELLİTUS HASTALIGI VE HEMŞİRELİK BAKıMı

Bir Sağlık Yüksekokulunda Öğrencilerin Eleştirel Düşünme Ve Problem Çözme Becerilerinin İncelenmesi

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

Hastaların Ameliyat Öncesi Döneme Ait Bilgi Gereksinimlerinin Belirlenmesi

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

ABSTRACT $WWLWXGHV 7RZDUGV )DPLO\ 3ODQQLQJ RI :RPHQ $QG $IIHFWLQJ )DFWRUV

Yrd.Doç.Dr. NURDAN GEZER

HALKLA İLİŞKİLER FAALİYETLERİNİN SAĞLIK HİZMETİ ALANLAR VE ÇALIŞANLAR TARAFINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ ERCİYES ÜNİVERSİTESİ HASTANELERİ ÖRNEĞİ

HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

Özel Bir Hastane Grubu Ameliyathanelerinde Çalışan Hemşirelerine Uygulanan Yetkinlik Sisteminin İş Doyumlarına Etkisinin Belirlenmesi

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN BAŞARILARI ÜZERİNE ETKİ EDEN BAZI FAKTÖRLERİN ARAŞTIRILMASI (MUĞLA ÜNİVERSİTESİ İ.İ.B.F ÖRNEĞİ) ÖZET ABSTRACT

Yasemin ELİTOK. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi. Pediatrik Hematoloji-Onkoloji BD, Erzurum

ÖZGEÇMİŞ. Görev Kurum/Kuruluş Yıl Araştırma Görevlisi. Erzincan Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu. Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu

Birgül BURUNKAYA - Uzman Adana İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı Çalışan Sağlığı Birimi ANTALYA

TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

ÖZGEÇMİŞ I.KİŞİSEL BİLGİLER

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

The Study of Relationship Between the Variables Influencing The Success of the Students of Music Educational Department

POSTER BİLDİRİ PROGRAM AKIŞI

ENGELLİ KADINLARIN DOĞURGANLIK ÖZELLİKLERİ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ

İNFERTİL ÇİFTLERDE, İNFERTİLİTE TEDAVİSİ ESNASINDA ERKEKLERDEKİ PSİKOSOSYAL DURUMUN İNCELENMESİ

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuç: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT The Evaluation of Mental Workload in Nurses Objective: Method: Findings: Conclusion:

Bilim Uzmanı İbrahim BARIN

BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU ÖĞRENCİLERİNİN SAĞLIKLI YAŞAM BİÇİMİ DAVRANIŞLARININ İNCELENMESİ

Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastaneleri

JİNEKOLOJİK KANSERİ OLAN KADINLARIN BİLGİ GEREKSİNİMLERİ: LİTERATÜR İNCELEMESİ

15-49 YAŞ EVLİ KADINLARIN ÜREME SAĞLIĞINI KORUYUCU TUTUMLARININ BELİRLENMESİ*

Gebelere Antenatal Dönemde Verilen Eğitimin Fetal Bağlanma, Doğum Algısı ve Anksiyete Düzeyine Etkisi. Ebe Huriye Güven

SEZARYEN İLE DOĞUM YAPAN ANNELERİN EPİDURAL ANESTEZİ SEÇME NEDENLERİNİN İNCELENMESİ

SAĞLIK ÇALIŞANLARIN GÜVENLİĞİ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER (TÜRKİYE NİN GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNDE BEŞ FARKLI HASTANE ÖRNEĞİ)

Görevi Kurum Süre (Yıl - Yıl) Idari Görevler Dumlupınar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölüm Başkanlığı

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

: Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Maltepe Eğitim Köyü Başıbüyük Maltepe-İstanbul : behiceekici@hotmail.com

SİMÜLASYONLU PERİTON DİYALİZ UYGULAMASININ ÖĞRENCİLERİN PSİKOMOTOR BECERİLERİ ÖZ- YETERLİLİĞİNE ETKİSİ

Beden Eğitimi Öğretmenlerinin Kişisel ve Mesleki Gelişim Yeterlilikleri Hakkındaki Görüşleri. Merve Güçlü

ÇALIŞMAYAN KADINLARIN SAĞLIKLI YAŞAM BİÇİMİ DAVRANIŞLARI, SOSYAL GÖRÜNÜŞ KAYGISI VE FİZİKSEL AKTİVİTEYE KATILIMLARINI ENGELLEYEN FAKTÖRLER Zekai

FEN BİLGİSİ ÖĞRETMEN ADAYLARININ FEN BRANŞLARINA KARŞI TUTUMLARININ İNCELENMESİ

Üniversite Öğrencilerinde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri

Hacettepe Üniversitesi Ön Lisans Programı

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018

Yrd.Doç.Dr. RAHŞAN ÇAM

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

BESTE ÖZGÜVEN ÖZTORNACI

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Derece Okul Adı Bölüm Mezuniyet Yılı Bahçelievler Deneme

Prof. Dr. Yusuf ULCAY - Uludağ Üniversitesi Rektörü. Prof. Dr. Berrin TUNCA Uludağ Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Müdürü. Başkan

Temel Hemşirelik Uygulamalarına İlişkin Hizmet İçi Eğitimin Değerlendirilmesi

SEVGİ ŞİMŞEK , I. Uluslararası, XVI. Ulusal Jinekolojik Onkoloji Kongresi, Antalya

KONGRE PROGRAMI 11 EYLÜL 2017 PAZARTESİ. Prof. Dr. Galip AKHAN İzmir Kâtip Çelebi Üniv. Rektörü, Türkiye (Teşrifleri Halinde)

TAF Preventive Medicine Bulletin, 2008: 7(3)

Üniversite Öğrencilerinin Akademik Başarılarını Etkileyen Faktörler Bahman Alp RENÇBER 1

Yatan Hasta Memnuniyeti. Patient Satisfaction in Clinic Deparments

ÖĞRETMENLERE GÖRE MESLEK LİSESİ ÖĞRENCİLERİNİN REHBERLİK GEREKSİNİMLERİ

İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN MÜZİK DERSİNE İLİŞKİN TUTUMLARI

PSİKİYATRİ KLİNİĞİNDE ÇALIŞAN HEMŞİRELERDE İŞ DOYUMU, TÜKENMİŞLİK DÜZEYİ VE İLİŞKİLİ DEĞİŞKENLERİN İNCELENMESİ

Bir Üniversite Hastanesinin Yoğun Bakım Ünitesi Hemşirelerinde Yaşam Kalitesi, İş Kazaları ve Vardiyalı Çalışmanın Etkileri

EĞİTİM BİLGİLERİ. Ege Üniversitesi- Hemşirelik Yüksekokulu. Gaziantep Üniversitesi-Halk Sağlığı Hemşireliği ABD 2006 AKADEMİK/MESLEKTE DENEYİM

BASKETBOL OYUNCULARININ DURUMLUK VE SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ

EĞİTİM FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEK BİLGİSİ DERSLERİNE YÖNELİK TUTUMLARI Filiz ÇETİN 1

AMELİYATHANE HEMŞİRELERİNİN SAĞLIKLI YAŞAM BİÇİMİ DAVRANIŞLARININ (SYBD) BELİRLENMESİ *

PROBLEME DAYALI ÖĞRENİM MODELİNİN HEMŞİRELİK ÖĞRENCİLERİN SAĞLIĞI GELİŞTİRME DAVRANIŞLARINA ETKİSİ

DOĞUMA HAZIRLIK KURSUNUN GEBELER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ

ÖZGEÇMİŞ. Derece Bölüm / Program Üniversite Yıl

KÜLTÜREL MUHİTİN ÖĞRENCİ BAŞARISINA ETKİSİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

14. ULUSAL HALK SAĞLIĞI KONGRESİ, 4-7 EKİM 2011 P220 CEZAEVİNDE BULUNAN MAHKÛMLARIN İLKYARDIM BİLGİ DÜZEYLERİ

Melek ŞAHİNOĞLU, Ümmühan AKTÜRK, Lezan KESKİN. SUNAN: Melek ŞAHİNOĞLU. Malatya Devlet Hastanesi Uzman Diyabet Eğitim Hemşiresi

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Yrd. Doç. Dr. H. Coşkun ÇELİK Arş. Gör. Barış MERCİMEK

NÖROŞİRÜRJİ HEMŞİRELİĞİ DERNEĞİ 14. BİLİMSEL KONGRESİ KONGRE PROGRAMI SÖZEL VE POSTER BİLDİRİ SUNUMLARI

POSTER BİLDİRİ PROGRAM AKIŞI

TİP 1 DİYABETİ OLAN İNSÜLİN POMPASI KULLANAN BİREYLERE BAZAL İNSÜLİN DOZ DEĞİŞİKLİĞİ EĞİTİMİ VERMELİ MİYİZ?

ÖZGEÇMİŞ. Yabancı Dil: İngilizce. Uluslararası dergilerde yayınlanan makaleler

ÇOCUK VE AİLENİN SERVİSE KABULU

HS-003. Nuray ŞAHİN ORAK (Marmara Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik Bölümü, Hemşirelik Esasları Anabilim Dalı.

ÖNSÖZ. beni motive eden tez danışmanım sayın Doç. Dr. Zehra Özçınar a sonsuz

HEMŞİRELİK ÖĞRENCİLERİNİN MESLEĞİ ALGILAYIŞLARI* Ayşe SAN TURGAY** Birsen KARACA ** Esin ÇEBER*** Gülsün AYDEMİR****

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ

Mevsimlik Tarım İşçilerinin İş Kazası Geçirme Durumları

TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNDE GÜNDÜZ AŞIRI UYKULULUK HALİ VE DEPRESYON ŞÜPHESİ İLİŞKİSİ

BİR ÜNİVERSİTE HASTANESİNDE ÇALIŞAN SAĞLIK ÇALIŞANLARININ RUHSAL SAĞLIK DURUMUNUN BELİRLENMESI VE İŞ DOYUMU İLE İLİŞKİSİNİN İNCELENMESİ

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi

KUYUMCULUK VE TAKI TASARIMI PROGRAMI ÖĞRENCĐLERĐNĐN OKULDAN BEKLENTĐLERĐ VE MESLEKĐ GELECEKLERĐNĐN DEĞERLENDĐRĐLMESĐ

Transkript:

EGE ÜNİVERSİTESİ HEMŞİRELİK YÜKSEK OKULU DERGİSİ Cilt: 21 Sayı: 2 2005 V

ISSN 1300 3046 Cilt 21, Sayı 2 2005 Yayın Sahibi Prof. Dr. Zeynep CONK Hemşirelik Yüksek Okulu Adına Sorumlu Müdür Prof. Dr. Ahsen ŞİRİN Yayın Alt Komisyonu Prof. Dr. Çiçek FADILOĞLU (Başkan) Prof. Dr. Gülümser ARGON Prof. Dr. Alev DRAMALI Prof. Dr. Zeynep CONK Prof. Dr. Ayla BAYIK Dergi Yayın Kurulu Prof. Dr. Zeynep CONK (Editör) Doç. Dr. Olcay ÇAM (Editör Yrd) Doç. Dr. Leyla KHORSHID Doç. Dr. Ahsen ŞİRİN Doç. Dr. Süheyla Altuğ ÖZSOY Yrd. Doç. Dr. Şenay ÖZEN KAYMAKÇI Basım Yeri Ege Üniversitesi Basımevi Bornova İzmir Yönetim Yeri Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu (EÜHYO) tarafından yılda iki sayı/bir cilt olarak yayınlanır. VII

AÇIKLAMALAR Bu dergi 22 Ekim 1984 gün ve 18553 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan "Üniversitelerde Ders Aracı Olarak Kullanılan Kitaplar, Teksirler ve Yardımcı Ders Kitapları Dışındaki Yayınlarla İlgili Yönetmelik" bağlamında yayınlanmaktadır. Yayın Türleri Adı geçen yönetmeliğin 2. ve 3. maddeleri uyarınca dergide eğitim ve araştırma çalışmalarına paralel olarak orjinal araştırma raporları, bilimsel tarama yazıları, yeni bir yöntem veya teknik tanımlayan kısa bildiri yazıları ve çok önemli bilimsel çeviriler yayınlanabilir. Yayın Hakları Yayınlanacak yazıların bilim dil bakımından sorumluluğu yazarlara aittir. Yayın Kurulu gerekli değişiklik veya kısaltmaları yazardan isteyebilir veya yazarın izni alınarak içeriği bozmayacak değişiklikler yapabilir. Basılmayacak yazılar için bir ay içinde yazara bilgi verilir.

HEMŞİRELİK YÜKSEK OKULU DERGİSİ DANIŞMA KURULU ÜYELERİ Prof. Dr. Alev DRAMALI Prof. Dr. Zeynep CONK Prof. Dr. Çiçek FADILOĞLU Prof. Dr. Ayla BAYIK Prof. Dr. Gülümser ARGON Prof. Dr. Aynur ESEN Prof. Dr. Ayfer KARADAKOVAN Prof. Dr. Ahsen ŞİRİN Prof. Dr. Gülseren KOCAMAN Prof. Dr. Zuhal BAHAR Prof. Dr. Gülümser KUBİLAY Prof. Dr. Semra ERDOĞAN Prof. Dr. Suzan YILDIZ Prof. Dr. Ümit SEVİĞ Prof. Dr. Nimet KARATAŞ Prof. Dr. Hatice PEK Prof. Dr. Sevim SAVAŞER Prof. Dr. Hicran ÇAVUŞOĞLU Prof. Dr. Nuran AKDEMİR Prof. Dr. Zehra DURNA Prof. Dr. Tülin BEDÜK Prof. Dr. Nermin OLGUN Prof. Dr. Sevgi HATİPOĞLU Prof. Dr. Fethiye ERDİL Prof. Dr. Deniz ŞELİMEN Prof. Dr. Nevin KANAN Prof. Dr. Güler AKSOY Prof. Dr. Neriman AKYOLCU Prof. Dr. Nalan Özhan ELBAŞ Prof. Dr. Hülya OKUMUŞ Prof. Dr. Nur İNANÇ Prof. Dr. Hediye ARSLAN Prof. Dr. Hacer KARANİSOĞLU Prof. Dr. Ayşe ÖZCAN Prof. Dr. Filiz ULUSOY Prof. Dr. Kamerya BABADAĞ Prof. Dr. Gülsün TAŞOCAK Prof. Dr. Güler ÇİMETE Prof. Dr. Nuran KÖMÜRCÜ Prof. Dr. Nesrin AŞTI Prof. Dr. Selma DOĞAN Prof. Dr. Fatma ÖZ Doç. Dr. Günsel BAŞER Doç. Dr. Zümrüt BAŞBAKKAL Doç. Dr. Leyla KHORSHID Doç. Dr. İsmet EŞER Doç. Dr. Ümran SEVİL Doç. Dr. Süheyla Altuğ ÖZSOY Doç. Dr. Olcay ÇAM Doç. Dr. Lale ALGIER Doç. Dr. Sebahat GÖZÜM Doç. Dr. Nursen NAHÇİVAN Doç. Dr. Oya Nuran EMİROĞLU Doç. Dr. Firdevs ERDEMİR Doç. Dr. Ayşe OCAKÇI Doç. Dr. Nuray ENÇ Doç. Dr. Fatma ETİ ASLAN Doç. Dr. Türkan PASİNLİOĞLU Doç. Dr. Ferda ULUFER ÖZBAŞARAN Doç. Dr. Sevim BUZLU Doç. Dr. Kadriye BULDUKOĞLU Doç. Dr. Besti ÜSTÜN Doç. Dr. Şule ECEVİT ALPAR Doç. Dr. Süheyla ABAAN

İÇİNDEKİLER Editörden Araştırmalar - Histeroktomi Ameliyatı Olan Hastalara Verilen Eğitimin Etkinliğinin Saptanması Ebru ARICI KARAZEYBEK, Türkan ÖZBAYIR...1-11 - İlköğretim Öğrencilerinin Anneleri ile Olan İlişkilerini Algılayışları ve Bu İlişkiyi Etkileyen Etmenlerin İncelenmesi İlknur PEKTAŞ, Gönül ÖZGÜR...13-27 - Hemodiyaliz Tedavisi Alan Hastaların Cinsel Yaşama İlişkin Yaşadıkları Sorunlar ve Danışmanlık Gereksinimleri Gülten KARADENİZ, Saliha ALTIPARMAK, Gülay MARUL, Hatice MUSLU...29-36 - Kanserli Hastanın Yakınlarının Öfke ve Kaygı Düzeylerinin Belirlenmesi Ayşegül BİLGE, Gülseren ÜNAL...37-46 - Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniklerinde Çalışan Hemşirelerin Benlik Saygısı Düzeylerinin ve Çocuk Yetiştirme Tutumlarının İncelenmesi Bengü ÇETİNKAYA, Zümrüt BAŞBAKKAL...47-57 - Total Parenteral Beslenen Çocuklarda Standart Hemşirelik Bakım Modelinin Bakım Kalitesine Etkisi Nesrin ŞEN...59-75 Derleme Yazılar - Gebelikte Diyabet ve Bakım Ahsen ŞİRİN...77-88 - Anne-Bebek Etkileşiminde Hemşirenin Rolü Ayden ÇOBAN, Aynur SARUHAN...89-96 - Yaşlılarda Uyku Sorunları Gönül ÖZGÜR, Leyla BAYSAN... 97-105 - Şiddetli Akut Solunum Yetmezliği Sendromu (SARS) ve Korunma Önlemleri Asiye DURMAZ AKYOL... 107-123 - Ölmekte Olan Hastaya Kognitif-Davranışsal Hemşirelik Yaklaşımı Gülseren ÜNAL KESKİN... 125-134 - Cinsel Disfonksiyonu Olan Kardiyovasküler Hastaların Bakımı Hicran YILDIZ, Rukiye PINAR... 135-145 - Yaşlıların Kendi Kendine İlaç Kullanımına Uyumu ve Hemşirenin Rolü Gülşah GÜROL ARSLAN, İsmet EŞER... 147-157 VII

- Farkındalık ve Psikiyatri Hemşireliği Esra ENGİN, Olcay ÇAM... 159-168 - Yaşlılarda Sağlık Sorunları Ayfer KARADAKOVAN... 169-179 - Toplumsal Bir Sorun: Engellilik ve Hemşirelik Yaklaşımı Ayşegül BİLGE, Rabia EKTİ GENÇ, İskender NİŞLİ... 181-190 - Çocuk Cinsel İstismarına Psikodinamik Bakış Açısı ve Hemşirelik Yaklaşımı Gülseren KESKİN, Olcay ÇAM... 191-208 - Tüberküloz Algısı ve Tedaviye Uyum Ayşe ÇİL, Nermin OLGUN... 209-218

EDİTÖRDEN 2006 yılının yaklaşık yarısına ulaştığımız bu günlerde 2005 yılının son sayısını yayına hazırlayabildik. Dergimizin her sayısında araştırma makaleleri ile derleme makaleleri sayısını ½ düzeyinde orantılamaya gayret ediyorduk. Ancak elimizde değerlendirilmiş derleme makale sayısının birikmesi nedeniyle yazarlarımızı daha uzun süre bekletmemek için oranı tersine döndürmek zorunda kaldık. Ülkemizde hızla gelişen ve etkin çalışmalarıyla hemşire araştırmacılarını yönlendirmeyi hedefleyen Hemşirelikte Araştırma Geliştirme Derneği, Hemar-G nin düzenlemiş olduğu III.Ulusal Hemşirelik Araştırma Sempozyumu 10-11 Nisan 2006 tarihinde Ankara da gerçekleştirildi. Son derece nitelikli oturumların yer aldığı bu sempozyumun sonunda Ulusal Hemşirelik Araştırma Strateji Merkezinin oluşmasının önemi ve gerekliliği konusunda ortak bir karar oluştu. Bu çalışmaların bizleri kendimizin seçip bulduğu, bize göre önemli olan çalışmalardan ziyade ülke bazında önemli olan ve sonuçta kanıt oluşturacak ve uygulanabilecek araştırmalara yönlendireceğine inanıyorum. Böylece, dergimiz için hangi araştırma konularına öncelik vereceğimizi sizlerle paylaşabileceğimiz günlerin çok uzak olmadığını umuyorum. Hepinize sevgi ve saygılarımı sunar, esenlikler dilerim. Not: Dergimiz 2005 yılı sayılarından itibaren ege.edu.tr den Yüksekokullar/ HemşirelikYüksekokulu/linkler/Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi fullteks olarak çıkmaktadır. Prof. Dr. Zeynep CONK EDİTÖR İletişim Adresi: Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu Çocuk Sağlığı ve Hast.Hemşireliği Anabilim Dalı 35100 Bornova-İZMİR Tel : 0.232.38811103/113 Fax : 0.232.388 63 74 Email : zeynep.conk@ege.edu.tr. IX

Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi 21 (2) : 1-11, 2005 HİSTEREKTOMİ AMELİYATI OLAN HASTALARA VERİLEN EĞİTİMİN ETKİNLİĞİNİN SAPTANMASI DETERMINATION OF THE EFFICACY OF THE EDUCATION OF THE PATIENTS WHO HAVE HAD HYSTERECTOMY OPERATION Ebru ARICI KARAZEYBEK* Türkan ÖZBAYIR** * Akdeniz Üniversitesi Sağlık Meslek Yüksekokulu ** Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği AD Anahtar Sözcükler: Hemşirelik, histerektomi, taburculuk eğitimi Key Words: Nursing, hysterectomy, training of discharge Bu araştırma, 22-26 Ekim 2003 de 4. Ulusal Cerrahi ve Ameliyathane Hemşireliği Kongresinde sözlü bildiri olarak sunulmuştur. ÖZET Bu araştırma, histerektomi ameliyatı olan ve ameliyat olduktan sonraki yaşamlarına yönelik eğitim yapılan hastaların, evde bakımlarına yönelik bilgi düzeylerini saptamak amacıyla, betimleyici olarak planlanmıştır. Araştırmanın verileri, İzmir Dr. Ekrem Hayri Üstündağ Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesi Jinekoloji Servisinde, 01 Haziran 2002 30 Ağustos 2002 tarihleri arasında toplanmıştır. Araştırma örneklemini; histerektomi ameliyatı olan, araştırmaya katılmayı gönüllü kabul eden, iletişim kurulabilen ve ameliyat sonrası dönemde taburculuk eğitimi verilen 31 hasta oluşturmaktadır. Eğitimde birebir görüşme tekniği kullanılmış ve eğitim sonunda hastalara eğitim kitapçığı verilmiştir. Araştırmada; sosyo-demografik özelliklerin belirlenmesi için 12 soruluk tanıtıcı bilgi formu ve bilgi düzeylerini ölçmek için 20 soruluk ön-test ve son-test anket formu kullanılmıştır. Veriler SPSS (Statistical Package of Social Science) for Windows 10.0 istatistik paket programında değerlendirilmiştir. Araştırmadan elde edilen verilerin değerlendirilmesi sonucunda; eğitim düzeyi düşük olan hastaların histerektomi ameliyatı ve evde bakım konusunda daha az bilgiye sahip oldukları ve eğitim düzeyi yükseldikçe bilgi puan ortalamalarının düzenli olarak yükseldiği saptanmıştır. Histerektomi ameliyatı olan hastalara özellikle hemşireler tarafından bilgi verilmesi önerilmektedir. 1

SUMMARY This is an analytic descriptive study carried out to determine the level of home care and daily life knowledge of the people who have had hysterectomy operation. The research was carried out at İzmir Dr. Ekrem Hayri Üstündağ Gynecology and Obstetric Hospital. The Gynecologic Clinic data were gathered between June 01, 2002 and August 30, 2002. The samples of the study were of 31 patients who were communicable, took part in the study voluntarily, and have had Hysterectomy Operation. The patients were given post-operative discharge education. In the patients' education, interview technique was used and they were given a booklet. In this research a Demonstrative Information Form, which consisted of 12 questions, was used to find out the socio-demographic features of the patients, and their level of knowledge. A pre and final survey tests, which consisted of 20 questions, were applied. The data obtained were evaluated with SPSS (Statistical Package of Social Science) for windows 10.0 software package. After the analysis of the test results, it was found that the patients who had poor educational background had less information about hysterectomy operation and home care. It was also found out that the patients who had better educational background had higher information scores. It is suggested that information on hysterectomy operation should be given to the patients by the nurse. GİRİŞ Histerektomi, uterusun cerrahi olarak çıkarılmasıdır ve günümüzde sezeryandan sonra en sık uygulanan jinekolojik operasyondur. Ülkemizde Histerektomi ameliyatının uygulanma sıklığına ilişkin bilgiler bulunmamasına karşın, Amerika da Histerektomi oranı 100.000 kadında 530, İsviçre de ise, 100.000 de 190-200 dür. (Lambden 1997, Can ve Kömürcü 2001). Kadın açısından Histerektomi, sadece değer verilen bir organın kaybı değil, aynı zamanda ameliyat öncesi yaşam tarzının sürdürülememesidir (Eti 1988) Yapılan araştırmalarda, Histerektomi deneyimi ile karşılaşan kadında, vücut bütünlüğünün bozulması, doğurganlık yeteneğini ve kadınlık rolünü kaybetme, diğer insanların sevgisini kaybetme, menopozun zararlı etkilerini yaşama ve fiziksel gücünü kaybetme gibi kaygı ve endişelerin olduğu saptanmıştır (Karanisoğlu 1990, Güler ve Taşkın 2001, Can Ö ve Kömürcü N 2001). Ameliyat olan hastaların yeni yaşam biçimlerine uyumu, vücut imajındaki değişikliği kabullenmesi ve sonraki yaşamını olabildiğince bağımsız sürdürebilmesi, gerekli bilgi ve beceriyi öğrenmesiyle mümkündür. Karadağ ve Sabuncu nun (1998) çalışmalarında belirttiği gibi, (Black-1993, Lewis- 1996) ameliyat sonrası taburculuk eğitiminin yara bakımı, aktivite kısıtlaması, beslenme, evde ilaç kullanımı, ameliyat sonrası komplikasyonları önleme yolları, kişisel hijyen ve sağlık kontrollerini içermesi 2

gerektiğini ortaya çıkarmışlardır (Karadağ, Sabuncu 1998). Wade (2000) araştırmasında ise, histerektomi ameliyatı olacak kadınların anatomi ve fizyoloji, hastane ve cerrahi prosedürler, fiziksel, seksüel, duygusal değişimler ve histerektomi sonrası semptomlar ile hormon replasman tedavisi hakkında bilgi almak istedikleri saptamıştır (Wade 2000). Modern sağlık hizmetleri anlayışı bireylerin kendi sağlığını koruma, iyileştirme ve yükseltmede aktif olarak rol almasını gerektirmektedir. Sağlık bakım kaynaklarının pahalı ve sınırlı olması hastanın ameliyat öncesi ve ameliyatı takiben hastanede kalış süresinin kısalmasını zorunlu kılmaktadır. Hastalar taburcu olduklarında karşılaşabilecekleri sorunları bilmeden veya çözümleyemedikleri çeşitli sorunlarla ve endişelerle kendi ortamlarına dönmektedirler. Bakımın evde devamı için gerekli bilgi ve beceriden yoksun olarak eve dönen hasta sağlığını yeniden kazanmada başarısız olmaktadır. Bir ameliyatı takiben evde iyileşmeyi kolaylaştırmak için taburculuk bilgisi vermek, hemşirenin sorumlulukları arasındadır. (Brown 1995, Ertem ve Şirin 1998, Gültekin ve Özbayır 2002, Kanan 2002). Genellikle hastaların bilgilendirilmesi doktor tarafından yapılmaktadır. Ancak tedavi ve bakımı yürüten hemşire, hasta ile doğrudan ve sürekli birlikte olduğu için, diğer sağlık elemanlarına göre hasta eğitiminde daha etkin rol oynar. Hemşire hem hasta eğitimi konusunda donanımlı, istekli ve rolünü benimsemiş olmalı, hem de düzenli, sürekli ve planlı bakım verebileceği sayıda hastanın bakımını üstlenmiş olmalıdır. Yapılan bazı çalışmalarda, taburculuk eğitimi verilen hatsaların, iyileşme süreçlerinin hızlandığı, öz-bakım yeteneklerine paralel olarak öz-güvenlerinin arttığı, hastaneye/polikliniğe tekrarlı başvuruların azaldığı, buna bağlı olarak da hasta bakım maliyetinin azaldığı ve bakım kalitesinin yükseldiği belirtilmektedir (Gültekin ve Özbayır 2002, Kanan 2002). Taburculuk eğitimi, hastanın durumu ameliyat sonrası stabil hale geldiğinde ve hasta hastaneden çıkmadan önce başlatılır ve sürdürülür. Hasta eğitiminin çoğu alanlarında yeni teknolojiler geliştirilmesine karşın, yazılı eğitim materyalleri hasta eğitimde önemli bir yer tutmaktadır. Bununla birlikte hastanın okuma-yazma bilmesi ile yazılı eğitim materyallerinden yararlanması arasında pozitif bir ilişki vardır (Karadağ ve Sabuncu1998, Uzun 2000, Özer 2002). Hasta eğitimi yapılırken; uygun ortam yaratılmalıdır. Hasta yargılayıcı ve eleştirici davranışlarla ürkütülmemeli, bakış açısını anladığımızı belli eden sözlerle desteklenmelidir. Bireyin sadece hastalığı değil, sosyal, psikolojik ve kültürel durumu ile özgeçmişi dikkate alınmalıdır. 3

Hastaya rehberlik yapılmalı, hastanın kendi tedavisinde aktif rol oynaması ve tedavisine katılması sağlanmalıdır. Hasta eğitiminde, basit şekiller ve çizimler, modeller, maketler, diğer görsellikler sözel ve yazılı gereçlere yardımcı olarak kullanılabilir. Tıbbi terim kullanmak gerektiğinde yanında eş anlamlısı da verilmeli ve hasta eğitimi değerlendirilmelidir (Görgülü 1985, Özer 2002). GEREÇ VE YÖNTEM Araştırmanın evrenini; Dr. Ekrem Hayri Üstündağ Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesi, Jinekoloji Servisinde Histerektomi ameliyatı olmak için yatan hastalar oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise, Başhekim onayı alındıktan sonra, araştırmanın veri toplama süresince (01 Haziran 2002-30 Ağustos 2002), Histerektomi ameliyatı olan, araştırmaya katılmayı gönüllü kabul eden, iletişim kurulabilen ve ameliyat sonrası dönemde Histerektomi ameliyatı ve evde bakımları konusunda taburculuk eğitimi verilen hastalar oluşturmaktadır Araştırmada veri toplama amacıyla; 1) Dosya bilgileri, 2) 12 soruluk tanıtıcı bilgi formu 3) 20 soruluk ön test-son test anket formu kullanılmıştır. Geliştirilen ön-test anket formu, Histerektomi ameliyatı olan hastalarla görüşülüp, katılım onayları alındıktan ve gerekli açıklamalar yapıldıktan sonra, ameliyat sonrası, taburculuktan bir gün önce (3. veya 4. günlerde) uygulanmıştır. Ön-test anket formu, araştırmacı tarafından hastalarla birebir görüşme yapılarak doldurulmuş ve her görüşme yaklaşık 15 dakika sürmüştür. Hastalar anket formu doldurulduktan sonra, araştırmacı tarafından hazırlanan eğitim kitapçığı doğrultusunda, yaklaşık 30 dakika histerektomi ameliyatı ve evde bakımları (Histerektomi sonrası ilk bir ay içinde yapılmaması gerekenler, beslenme durumu, barsak ve idrar yollarının sağlığı için dikkat edilmesi gerekenler, istirahat süresi ve şekli, banyo yapma sıklığı ve şekli, doğru çamaşır kullanma, değiştirme sıklığı, taharetlenme yöntemi, cinsel yaşama başlama zamanı, ilaçlar, tıbbi kontrole gelme zamanı, enfeksiyon belirtileri, ağrıyı gidermek ve rahatı sağlamak için dikkat edilmesi gerekenler) konusunda bilgilendirilmiştir. Eğitime ilginin azalmasını engellemek, merakın oluşmasını sağlamak amacıyla birebir görüşme yöntemi, soru-cevap ve karşılıklı tartışma yöntemleri kullanılmıştır. Anlatım ve demonstrasyon yöntemlerinin kullanıldığı eğitim sırasında kadınların ilgisini uyandırmak amacıyla çeşitli resimli kitapçık, broşür ve araştırmacı tarafından hazırlanan eğitim kitapçığından yararlanılmıştır. Okuma-yazma bilme- 4

yen hastalara eğitim kitapçığı içindeki konular, özellikle ilgili resimler gösterilerek anlatılmıştır. Eğitim sonrasında, eğitim kitapçığı hastalara verilmiştir. Hastalar arasındaki bireysel farklılıklar göz önünde bulundurularak gerekli tekrarlar yapılmıştır. Son test anket formu, hasta taburcu olduktan bir ay sonra, hastaneye kontrole geldiği zaman uygulanmıştır. Verilerin analizi, Ege Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri İstatistik Bölümü nde SPSS (Statistical Package of Social Science) 10.0 istatistik programında yapılmıştır.araştırmadan elde edilen verilerin analizinde, sayı ve yüzde dağılımları, bağımsız gruplarda t-testi (Student-t testi) korelasyon analizi, tek yönlü varyans analizi (Oneway ANOVA), çoklu karşılaştırma yöntemlerinden (Post-Hoc) Duncan yöntemi uygulanmıştır. BULGULAR VE TARTIŞMA Hastaların; % 83.9 unu 41-51 yaş grubundadır. Bu yaş gruplarındaki kadınlar cinsel olgunluk döneminde olduklarından, jinekolojik sorunlar yönünden yoğunluk yaşamaları beklenen bir durumdur (Ertem ve Şirin 2001). Hastaların; % 90.3 ünün ev hanımıdır. Ev hanımı hastaların oranının fazla görülmesinin araştırmanın yapıldığı hastanenin özelliğinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Hastaların 48.4 ünün ilkokul mezunudur. Lise ve Yüksekokul mezunu kadınların oranı % 6.5 dir. Kimberly e göre, yüksek eğitim düzeyine sahip kadınlar daha çok cerrahi dışı yöntemleri tercih ederken, diğerleri Histerektomiyi daha kolay kabul etmektedirler (Kimberly 2001). Hastaların, %38.7 sinin Emekli Sandığı na bağlıdır. Hastaların sosyal güvencelerinin olması tedaviye erken dönemde başvurmalarına ve geleceğe daha ümitli bakmalarına neden olmaktadır. Hastaların, %41.9 unun gelirinin gidere denktir. Kimberly nin makalesinde belirttiği gibi, Chandra (1998) sosyo-ekonomik düzeyi düşük olan kadınlarda histerektomi oranlarının özellikle arttığını belirtmektedir (Kimberly 2001). Araştırmaya katılan hastaların menopoza girme durumu incelendiğinde; hastaların, % 83.9 unun ameliyat öncesi menopoza girmemiştir. 1993 yılı Türkiye Nüfus Araştırmasında her ne kadar konu doğrudan araştırılmamışsa da yurt çapında 48-49 yaş grubu kadınların %43.0 ünün doğal menopoz ya da histerektomi ameliyatı olduğu belirtilmektedir (Ertem ve Şirin 2001). Hastaların, %58.1 inin daha önce ameliyat olduğu, %51.6 sının ameliyatı hakkında bilgi aldığı ve bilgiyi %48.4 ünün radyo ve televizyondan, %3.2 sinin doktor ve hemşireden aldıklarını belirtmektedirler. 5

Hastaların büyük bir çoğunluğu bilgiyi medyadan almaktadır. Bunun sonucu olarak kitle iletişim araçlarının önemi ortaya çıkmaktadır. Toplumun eğitimi için medyadan, özellikle televizyon ve radyodan faydalanmak gerekmektedir. Hastaların, sağlık personeli ile birebir ilişki içinde olmamalarının nedeni sağlık personelinin yetersizliğinden ve sağlık personelinin eğitici rolünü, bu yetersizlikten dolayı kullanamamasından kaynaklanmaktadır (Görgülü 1985, Gültekin ve Özbayır 2002, Karadağ ve Sabuncu 1998, Taşkın ve Terzioğlu 1997). Hastalara verilen histerektomi ameliyatı ve evde bakım konulu eğitim sonrası hastaların ameliyatın ismini bilme durumları incelendiğinde bilme oranının (eğitim öncesi %12.9, eğitim sonrası %71.0) a yükseldiği, hastaların histerektomi ameliyatı ile hangi organın çıkarıldığını bilme oranının (eğitim öncesi, %54.8 eğitim sonrası %83.9) a yükseldiği saptanmıştır. Güler ve Taşkın ın (2001) yaptığı Histerektomi Ameliyatı Sonrasında Ortaya Çıkan Sorunlarla Baş Etmede Planlı Öğretimin Etkisi isimli çalışmada, eğitim verilen deney grubundaki kadınların tamamı alınacak organlarını, %67.7 si olacağı ameliyatı ve %64.5 i ise hastalığının adını doğru yanıtlarken, eğitim verilmeyen kontrol grubunda bu bilgi sorularını doğru yanıtlayan kadın sayısı oldukça azdır (Güler ve Taşkın 2001). Bu bulgular araştırmamızla uygunluk göstermektedir. Karanisoğlu nun (1990) Histerektomi Ameliyatının Kadınlık Yetenekleri ve Cinsel Yaşam Üzerindeki Etkilerinin İncelenmesi isimli çalışmasında da Şu anda ne ameliyatı oldunuz? sorusuna kadınların %75.4 ünün, rahim alındı şeklinde cevap verdiği, %26.6 sının ise bilmediği saptanmıştır (Karanisoğlu 1990). Banyo yapma sıklığını bilme oranının, (eğitim öncesi %41.9, eğitim sonrası %93.5) e yükseldiği, günlük içilmesi gereken en az su miktarını bilme oranının (eğitim öncesi %41.9, eğitim sonrası %83.9) a yükseldiği, istirahat pozisyonu bilme oranının, (eğitim öncesi %51.6, eğitim sonrası %87.1) e yükseldiği, cinsel ilişkiye başlama zamanı bilme oranının, (eğitim öncesi %71.0, eğitim sonrası %93.5) e yükseldiği saptanmıştır. Ameliyattan sonraki ilk bir ay içinde yapılmaması gereken uygulamalardan, merdiven çıkmanın yapılabilir bir uygulama olduğunu bilme oranın, (eğitim öncesi %48.4, eğitim sonrasında %83.9) a yükseldiği, hastaların eğitim öncesinde çamaşır asılmaması gerektiğini bilme oranının, (%58.1den, eğitim sonrasında %80.6) ya yükseldiği; hatsaların, yükseklere uzanılmaması gerektiğini bilme oranının, (eğitim öncesinde %83.9, eğitim sonrasında %96.8) e yükseldiği saptanmıştır. Güler ve Taşkın ın makalelerinde belirttiği gibi, Gould (1982) yaptığı çalışmasında, ameliyat sonrası ağır işler yapmaması konusunda bilgi verilmediği için kadınların hemen ağır ev işlerine başladıklarını ve jinekolojik 6

şikayetlerle tekrar hastaneye başvurmak zorunda kaldıklarını belirtmiştir. Ağırlık kaldırmanın karın içi basıncını arttırdığını ve karın bölgesinde gerginliğe neden olduğunu vurgulamakta ve kadınlara histerektomi sonrası iyileşme sürecinde ilk iki hafta bir kilogramdan fazla ağır şeyleri kaldırmamalarını önermektedir. Eğitim öncesinde, sürekli yatılmaması gerektiğini bilme oranının ise, %71.0 dan, %100.0 e yükseldiği saptanmıştır. Beslenme ile ilgili ifadelerden, İştahınız az olsa bile yemek yemeye devam edin ifadesinin doğru olduğunu bilme oranının (eğitim öncesi, %41.9 dan, %77.4 e yükseldiği), demir içeren gıdalar alınması gerektiğini bilme oranının (%96.8) ise eğitim sonrasında değişmediği saptanmıştır. Barsak ve idrar yollarının sağlığı açısından, sürekli istirahat etmenin yanlış olduğunu bilme oranının, (eğitim öncesi %71.0 iken, bu oranın eğitim sonrası %96.8) e yükseldiği saptanmıştır. Ameliyat bölgesinde ağrı artışının bir enfeksiyon belirtisi olduğunu bilme oranını, (%64.5 den, % 93.5) e yükselmiştir. Hastaların en çok bildiği enfeksiyon belirtisinin %87.1 ile dikişlerin açılması olduğu saptanmıştır. Hastaların ağrıyı giderme ve rahatı sağlamak için oturur pozisyonda istirahat edilmemesi gerektiğini bilme oranının, (eğitim öncesi %64.5 den eğitim sonrasında %80.6) ya yükseldiği saptanmıştır. Eğitim öncesinde hastaların %100.0 ünün sadece, kullandığınız iç çamaşırı nasıl olmalıdır? sorusuna doğru yanıt verdikleri saptan-mıştır. Bu oran eğitim sonrasında da değişmemiştir. Eğitim öncesi bilgi düzeyi ortalaması 28.38 ± 6.61 iken, verilen eğitimden 1 ay sonra uygulanan son-test sonuçlarına göre hastaların bilgi düzeyi ortalaması 36.77 ± 3.34 olarak saptanmıştır. Pamuklu iç çamaşırı kullanmak ve bunu her gün değiştirmek sadece ameliyat sonrası değil, günlük yaşamda da vulvanın temiz ve kuru tutulması için uyulması gereken hijyen kurallarından biridir. (Taşkın ve Terzioğlu 1997) Eğitim öncesinde, hastaların perine temizleme yöntemini bilme oranının, (%64.5 den, eğitim sonrasında %96.8) e yükseldiği saptanmıştır. Taşkın ve Terzioğlu nun (1997) yaptığı Histerektomi Operasyonu Geçiren Kadınların Sağlık Bakım Bilgileri isimli çalışmada, hastaların %63.5 inin perine temizleme yöntemini doğru bilmiştir. Bu bulgu, araştırma bulgularımızla uygunluk göstermektedir. (Taşkın ve Terzioğlu 1997) 7

Tablo 1. Hastaların Eğitim Öncesi ve Eğitim Sonrasını Bilgi Düzeylerinin Karşılaştırılması n Ortalama SD Test İstatistiği Ön-test Bilgi Düzeyi 31 28.38 6.61 Son-test Bilgi Düzeyi 31 36.77 3.34 t: -9.56 p: 0.000 (P<0.01) Tablo 1 de eğitim öncesindeki bilgi düzeyi ile eğitim sonrasındaki bilgi düzeyi arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (t:9.56, p: 0.000). Hastaların ön-test ve son-test bilgi ortalamaları arasında elde edilen bu farklı sonuç; hastalara verilen Histerektomi ve evde bakım konusuna yönelik eğitimin etkili olduğunu göstermektedir. Bu bulgu, (Ertem ve Şirin 2001, Can ve Kömürcü 2001) bulguları ile benzerlik göstermektedir. Tablo 2. Hastaların Eğitim Öncesi ve Eğitim Sonrası Bilgi Düzeyleri ile Bilgi Kazanç Puanlarının, Ameliyat Hakkında Bilgi Alma Durumlarına Göre Dağılımı. Eğitim öncesindeki Bilgi Düzeyi Eğitim sonrasındaki Bilgi Düzeyi Ameliyat Hakkında Bilgi N Ortalama SD Evet 16 31.56 6.29 Hayır 15 25.00 5.23 Evet 16 38.00 3.16 Hayır 15 35.46 3.11 Test İstatistiği t:3.144 *P:0.004 t:2.246 *P:0.033 Eğitim sonrası ile eğitim öncesi testler arasında oluşan fark Evet 16 6.43 4.03 t:-2.486 *P:0.019 Hayır 15 10.46 4.96 *(p<0.05); Bağımsız gruplarda t-testi Ameliyatı hakkında bilgi alan hastaların, eğitim öncesindeki bilgi düzeyi ortalaması (t:3.144, p:0.004) ile eğitim sonrasındaki bilgi düzeyi ortalaması (t:2.246, p:0.033), ameliyatı hakkında bilgi almayan hastalara göre anlamlı derecede daha yüksek bulunmuştur. Eğitim sonrası ve eğitim öncesi testler arasında oluşan fark ortalaması, ameliyatı hakkında bilgi alan hastalarda daha yüksektir (t:-2.486, p:0.019) Cerrahi girişim bireyin vücut bütünlüğünü, yaşamını ve sosyal durumunu tehdit eden önemli bir stres faktörüdür. Jinekolojik cerrahide bu strese ek olarak bireyin üreme kapasitesi ve seksüel 8

fonksiyonları da tehdit altındadır. Bu nedenle jinekoloji hastalarının rutinin dışında, daha çok destek ve bilgiye ihtiyaçları vardır. Histerektomi ameliyatı geçiren bir kadının ameliyatına ve sağlık bakımına ilişkin yeterli bilgi sahibi olması iyileşme sürecini sağlıklı geçirmesinde önemli rol oynar (Brown 1995, geocities.com/hemsirenet/histerek.htm 2003). Tablo 4. Hastaların Eğitim Öncesi ve Eğitim Sonrası Bilgi Düzeyleri ile Bilgi Kazanç Puanlarının, Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı. Eğitim Durumu n Ortalama SD Varyasyon df Kareler Kareler Test Kaynağı Ort. Top. İst. Eğitim öncesindeki Bilgi Düzeyi İlkokul mezunu değil 11 23.45 4.94 İlkokul mezunu 15 29.53 5.86 Ortaokul ve üzeri mezunu 5 35.80 2.38 Gruplar arası Grup içi 2 28 281.047 562.094 26.759 749.261 F:10.503 *P:0.000 TOPLAM 31 28.38 6.61 TOPLAM 30 1.311.355 İlkokul mezunu değil 11 34.45 2.58 Gruplar arası 2 58.546 117.092 Eğitim sonrasındaki Bilgi Düzeyi İlkokul mezunu 15 37.40 3.24 Ortaokul ve üzeri mezunu 40.00 1.00 TOPLAM 31 36.77 3.34 Grup içi TOPLAM 8 30 7.797 218.327 335.419 F:7.508 *P:0.002 İlkokul mezunu değil 11 11.00 5.58 Eğitim sonrası ile Gruplar arası 2 83.411 166.822 eğitim öncesi testler arasında oluşan fark İlkokul mezunu 15 7.86 4.01 Ortaokul ve üzeri mezunu 5 4.20 1.64 Grup içi 28 19.590 548.533 F:4.258 *P:0.024 TOPLAM 31 8.38 4.88 TOPLAM 30 715.355 *(p<0.05); ANOVA, Post-Hoc, Duncan Hastaların eğitim durumlarına göre, ortaokul ve üzeri mezunlarında, eğitim öncesindeki bilgi düzeyi ortalaması, ilkokul mezunu ve ilkokul mezunu olmayanlara göre anlamlı derecede yüksektir (f:10.503, p:0.000). Hastaların eğitim durumu da göz önüne alınarak ameliyat sonrası verilen eğitimi evde uygulayabildikleri, iyi düzenlenmiş ve uygulamaya konmuş taburculuk eğitiminin hastanın rehabilitasyonunda önemli olduğu ve sosyal yaşama uyumu kolaylaştırdığı düşünülmektedir. (Gültekin ve Özbayır 2002) SONUÇ VE ÖNERİLER Histerektomi ameliyatı olan hastalara taburcu olmadan önce verilen eğitimin etkinliğinin saptanması amacıyla yapılan bu araştırmada şu sonuçlar elde edilmiştir. Hastaların; % 83.9 unu 41-51 yaş grubundadır % 90.3 ünün ev hanımı, 48.4 ünün ilkokul mezunu, %38.7 sinin Emekli Sandığı na 9

bağlıdır. Hastaların, %41.9 unun gelirinin gidere denktir. %51.6 sının ameliyatı hakkında bilgi aldığı ve bilgiyi %48.4 ünün radyo ve televizyondan, %3.2 sinin doktor ve hemşireden aldıklarını belirtmektedirler. Hastaların ön-test ve son-test bilgi kazanç puanı ortalamaları 8.38 ± 4.88 dir. Aralarındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (t = 9.56, p=0.000). Bağımsız değişkenlere göre bilgi kazanç puanları incelenmiş, daha önce geçirilen ameliyatların hastaların bilgi düzeyini istatistiksel olarak etkilemediği, eğitim düzeyi ve ameliyat hakkında bilgi almanın ise hastaların bilgilerini istatistiksel olarak etkilediği saptanmıştır. Sonuç olarak; hastaların histerektomi ameliyatı ve evde bakım konusunda bilgi eksiklerinin olduğu ve bu konuda verilen planlı eğitimin hastaların eğitim öncesi ön-test ile saptanan açıklarını giderebildiği görülmüştür. Bu araştırmanın sonuçları dikkate alınarak; Histerektomi ameliyatı olan kadınların evde bakım konusundaki bilgi gereksinimleri saptanarak eğitim programlarının hazırlanması ve uygulanması, eğitim programlarında görsel-işitsel araçların geliştirilmesi ve kullanılması, Evde bakım konusunda yazılı eğitim materyallerinin kurumlarca geliştirilerek taburcu olurken hastalara verilmesi, Hasta eğitiminin, hastaların bilgilerini paylaşmalarına ve karşılıklı tartışmalarına imkan veren grup eğitimi şeklinde yapılması, eşleri veya onlara yardımcı olan kişilerin grup eğitimlerine katılmalarının sağlanması, Kitle iletişim araçlarında kadınlara yönelik programlarda histerektomi ile ilgili programlara yer verilmesi önerilebilir. KAYNAKLAR 1. Brown D, S (1995). Hospital Discharge Prepation Homeword Bound Elderly. Clinical Nursing Research, 4:2, 181-194. 2. Can Ö. Kömürcü N Histerektomi Ameliyatı Sonrası Kadın ve Eşlerine Uygulanan Eğitimin Etkinliği 1. Uluslar arası & VIII Ulusal Hemşirelik Kongresi Kitabı, 156-160. 3. Eti F (1988). Histerektomi Ameliyatının Kadında Yaratacağı Depresyonun İncelenmesi Ve Bunun Giderilmesinde Hemşirenin Etkinliği Uluslararası Cerrahi Kongresi Kitabı, İstanbul, 186-193. 10

4. Ertem G, Şirin A (2000). Menopoz Polikliniğine Baş vuran Kadınlara Menopoza İlişkin Yakınmalarına Verilen Planlı Eğitimin Etkinliğinin İncelenmesi 1. Uluslar arası & VIII Ulusal Hemşirelik Kongresi Kitabı, 256-259. 5. Görgülü S. (1985). Diabetes Mellitüs lü Bireylerin Bilgi Gereksinimleri 1.Ulusal Hemşirelik Kongresi Bildirileri kitabı, 319-321. 6. Gültekin G, Özbayır T (2002). Koroner Bypass Ameliyatı Olan Hastalara Taburcu Olmadan Önce Verilen Eğitimin Etkinliğinin Karşılaştırılması Ulusal Cerrahi Kongresi Kitabı, 309-317. 7. Güler H, Taşkın L (2001). Histerektomi Ameliyatı sonrasında Ortaya Çıkan Sorunlarala Başetmede Planlı Eğitimin Etkisi Cumhuriyet Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 5:2, 9-19. 8. Histerektomi, http://www.geocities.comhemsirenet/histerek.htm (erişim tarihi: 2003). 9. Kanan N (2002). Cerrahi Hastasında Erken Taburculuk, Ulusal Cerrahi Kongresi Kitabı, 15-25. 10. Karadağ M, Sabuncu H (1998). Ameliyat Olan Hastaların Taburcu Olurken Evde Bakımla İlgili Gereksinimleri İstanbul Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Dergisi, 4:4, 53-60. 11. Karanisoğlu H (1990). Histerektomi Ameliyatının Kadınlık yetenekleri ve Cinsel Yaşam Üzerindeki Etkilerinin İncelenmesi, Uluslar arası Cerrahi kongresi 90, Cerrahi hemşireleri Bildirileri KitabıHilal Matbaacılık, 155-162 12. Kimberly H ve ark. (2001). Syptom experience in Women After Hysterectomy, JOGNN, 30:5, September-October, 472-478. 13. Lambden M.P ve ark. (1997). Women s Sense Of Well-Being Before And After Hysterectomy, JOGNN, 26:5, 540-548. 14. Özer C. ve ark. (2002). Birinci Basamakta Hasta Eğitimi, STED Dergisi, 11:1, 11-14. 15. Taşkın L, Terzioğlu F (1997). Histerektomi Operasyonu Geçiren Kadınların Sağlık Bakım Bilgileri Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi, 4:1, 1-8. 16. Uzun Ö (2000). Ameliyat Öncesi Hasta Eğitimi, Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 3:2, 36-45. 17. Wade J ve ark. (2000). Hysterectomy: What Do Women Need And What To Know? JONN, 29:1, 33-41. 11

Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi 21 (2) : 13-27, 2005 İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN ANNELERİ İLE OLAN İLİŞKİLERİNİ ALGILAYIŞLARI VE BU İLİŞKİYİ ETKİLEYEN ETMENLERİN İNCELENMESİ FACTORS AFFECTING THE PERCEIVED RELATIONSHIP BETWEEN THE SCHOOL CHILDREN AND THEIR MOTHERS İlknur PEKTAŞ* Gönül ÖZGÜR** * Ege Üniversitesi İzmir Atatürk Sağlık Yüksekokulu, 35100 Bornova/İZMİR ** Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Psikiyatri Hemşireliği Anabilim Dalı, 35100 Bornova/İZMİR Anahtar Sözcükler: İlköğretim öğrencileri, anne-çocuk ilişkisi, ilişkinin algılanışı Key Words: The school childrens, mother-child relationship, perceived of relationship Bu araştırma, 1998 yılında E.Ü. Sağlık Bilimleri Enstitüsü Psikiyatri Hemşireliği nde Yüksek Lisans tezi olarak yapılmış ve 13-16 Ekim 1999 tarihleri arasında İstanbul da gerçekleşmiş olan Avrupa Sosyal Pediatri Derneği Yıllık Kongresi nde (İngilizce) Poster Bildirisi olarak sunulmuştur. ÖZET Bu çalışma, İzmir İli Karşıyaka İlçesi'nde bulunan ilköğretim 3. sınıf öğrencilerinin ve ailelerinin özelliklerini değerlendirmek, öğrencilerin anneleri ile olan ilişkilerini algılayışları ve etkileyen etmenleri belirlemek amacıyla tanımlayıcı bir alan araştırması olarak planlanmıştır. 1997-1998 öğretim yılında Karşıyaka İlçesi'nde bulunan ilköğretim okullarında okuyan 6869 3. sınıf öğrencisi araştırma evrenini oluşturmaktadır. Evreni temsil etmesi için 369 çocuk örnekleme alınmıştır. Çocuklar ve ailelerin sosyo-demografik özelliklerini belirleyebilmek için, araştırmacılar tarafından geliştirilen bir Anket Formu ile, çocukların anneleri ile olan ilişkilerini algılayışlarını saptayabilmek için Parental Acceptence- Rejection Questionnaire (PARQ) kullanılmıştır. Araştırma bulgularına göre; tüm çocukların yaş ortalaması 8.90±0.60'tır. Çocukların %50.68'si kız; %47.70'i ailede birinci çocuktur. Çocukların annelerinin yaş ortalaması 33.43±5.22'dir, %57.18'i ilkokul mezunudur, ailelerin %53.39'unun gelirleri giderlerine göre azdır, annelerin %79.95'i çalışmamaktadır. Annelerin %83.74'ü çocuklarına zaman ayırmaktadır. 13

Çocukların Aile Kabul-Red Ölçeği toplam puan ortalaması 97.69±27.00'dır. Çocuklarının Aile Kabul-Red Ölçeği toplam puan ortalamalarını etkileyen sosyodemografik özelliklerin; çocuğun yaşı, cinsiyeti, ailede kaçıncı çocuk olma durumu, annenin eğitimi, ailenin gelir düzeyi, ailenin çocuk sayısı, çocuğa zaman ayırma durumu olduğu saptanmıştır. Bu bulgular ışığında, çocuğun yaşı, cinsiyeti, ailede kaçıncı çocuk olma durumu, annenin eğitimi, ailenin gelir düzeyi, ailenin çocuk sayısı, çocuğa zaman ayırma durumu gibi sosyo-demografik özelliklerden birini taşıyan çocuğun, olumsuz anne-çocuk ilişkisini önlemek için koruyucu ruh sağlığı hizmetlerine ağırlık verilerek, önerilerde bulunulmuştur. SUMMARY The purpose of this descriptive field study was to evaluate characteristics of the third class primary school children and their mothres, to determine perceived relationship of children attending to with their mothers, and to establish factors affected relationship in Karşıyaka/İzmir. Population of the study constitute 6869 pupils of the third class of the school, which continued their education at the 1997-1998 education year in Karşıyaka. Sampling consist of 369 children. Data were collected by using the questionnaire forms which were; The Characteristics of Children and Their Families Form and Parental Acceptence- Rejection Questionnaire (PARQ). According to the findings, the average age of the whole children was found as 8.90±0.60; 50.68% of the children were girls; 47.70% of the sample were single child in the family; the average age of the children s mothers found as 33.43±5.22; 57.18% of the mothers were graduate from the primary school; income of 53.39% of the families were less than their expense; 79.95% of mothers were unemployed; 83.74% of mothers spend time to their children. The average score of the PARQ were 97.69±27.00. The socio-demographic characteristics which affect the total average scores of the PARQ were: the age of the child, sex, birth order of the children in theirs family, the numbers of children in theirs family, and the time spent by the parents to their children. In the light of these findings, the age of the child, sex, birth order of the children in theirs family, the numbers of children in theirs family, and the time spent by the parents to their children as mother-child relationship of a child carrying any of those characteristics defined to prevent in negative mother-child relationship, the protective mental health services, important and advices were given. GİRİŞ Biyo-psiko-sosyal bir varlık olan insanoğlunun gelişimi, bütüncül (holistik) bir yaklaşım içinde ele alındığında, doğumundan ölümüne kadarki gelişim süreçleri içerisinde hem biyolojik, hem psikolojik, hem 14

de sosyal yönden çevresiyle yoğun bir etkileşim içindedir (Kavaklı 1992, Öztürk 1995, Yalın 1996). Çocuklar, özellikle gelişim dönemlerinde öncelikle anneleri ile iletişim ve etkileşim içindedirler. Örneğin, dünyaya yeni gelen bebeğin yaşamının ilk aylarından başlayarak anne sıcaklığına büyük ölçüde duyarlı olduğu ve gereksinim duyduğu konusu yadsınamaz. Bu iletişim ve etkileşim süreçlerinde, gereksinim duyulan anne sevgisi, çocuğun bedensel gelişimi kadar psiko-sosyal gelişimi için önemli bir faktördür. Aynı zamanda, bu sevginin bebeğe/çocuğa dengeli, sürekli, tutarlı şekilde verilebilmesi, güçlü ve uyumlu bir kişilik gelişimi için de bir besin kadar önemlidir (Ekşi 1990, Öztürk 1995, Razon 1990). Diğer taraftan anne ve çocuk ilişkisinde, çocuğun yaşamını ve dolayısı ile kişiliğini önemli bir şekilde etkileyen kavram ve davranış şekli ise Anne Yoksunluğu dur. En genel anlamda çocuk için anne veya anne yerine geçecek kimsenin olmaması demektir (Ekşi 1990). Literatürde de özellikle ilk yaşlardan itibaren farklı nedenlerle (yetiştirme yurtlarında yaşama, uzun süre hastanede yatma yada boşanma nedeni ile anne ile uzun süre birlikte olamama) annelerinden ayrı kalan çocuklarda kişilik ve uyum bozukluklarının daha fazla görüldüğü, fobi, depresyon gibi çeşitli ruhsal hastalıkların ortaya çıktığı belirtilmektedir (Ekşi 1990, Öztürk 1995, Yıldırım 1992). Ancak günümüzde kadınlar dünya kuruluşundan bu yana sürdürdükleri annelik ve ev kadınlığının yanı sıra, ev dışında çalışarak üretim hayatına da katkıda bulunmaktadır (Oskay 1994). Nitekim, 1990 Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre, Türkiye de çalışan nüfusun %35.96 sını kadınlar oluşturmaktadır (Razon 1990, T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü 1995). Bu bağlamda, annelerin çalışması nedeniyle çocukları ile gün içerisinde kısa süreli birlikte olmalarını ve çocuklar üzerindeki etkilerinin ne olduğu konusu güncellik kazanmaktadır. Annenin çalışmasının çocuk üzerinde yaratacağı etkilerin olumlu veya olumsuz etkenlerinden şu şekilde söz edilmektedir; annenin çalışmaya başladığı dönemin çocuğun hangi gelişim aşamasına rastladığı, annenin çalışmasının ailede yarattığı sorunlar, annenin yaşı, eğitim düzeyi, annenin yokluğunda sağlanan bakımın türü ve özellikleri, bu bakımın sürekli ve dengeli olup olmaması, annenin eğitim anlayışı, çocuğu ile kurduğu ilişkinin türü. Diğer taraftan, çocuğu etkileyen faktörün, annenin ev dışında çalışma süresi ya da çocuğun bakıcı elinde büyümesi olmadığı, onu etkileyen faktörün annenin içtenliği, tutumu ve annenin çocukta uyandırdığı güven duygusu olduğu kabul edilmektedir (Ekşi 1990, Razon 1990, Öztürk 1995). 15

Ayrıca çocuğun ruhsal gelişimini etkileyen bir diğer önemli faktör ise ailedir. Ailenin yapısı, gelir durumu, çocuk sayısı, yaşanılan yörenin gelişmişlik düzeyi, anne-babanın eğitim düzeyi, aile içi ilişkiler gibi etmenlerin çocuğun gelişimini her yönüyle etkilediği bilinmektedir (Kağıtçıbaşı 1980, Kağıtçıbaşı 1995, Uçman 1990). Özellikle ailenin içinde bulunduğu olumsuz sosyo-ekonomik koşullar, çocuğun her türlü gelişimini etkilediği gibi annenin de bir işte isteyerek yada istemeyerek çalışma zorunluluğunu getirmiştir (Aydın 1976, Bilen...). Günümüzde de değişen yaşam koşulları doğrultusunda, çalışan anne oranının giderek artması, geleneksel yapı içinde yetişen annelerin iş yaşamı ile ev yaşamını birlikte sürdürmekte yaşadıkları sorunların yanısıra toplumumuzun bu yönde organize olmakta gecikmiş olması, anne-çocuk ilişkisini olumsuz yönde etkileyebileceği düşünülmektedir. Buna bağlı olarak, çocuklarda ortaya çıkabilecek ruhsal sorunlarda da artış olabileceği düşünülebilir. Bu nedenle annenin çalışmasıyla çocuklarda ortaya çıkabilecek ruhsal sorunların önlenmesi ya da en aza indirilmesi, koruyucu sağlık hizmetleri ile sağlanabilir. Koruyucu Sağlık Hizmetleri alanında okul sağlığı konusunda toplum ruh sağlığı hemşiresinin de önemli bir rol üstlenmesi beklenmektedir. Bu nedenle toplum ruh sağlığı hemşirelerinin anne-çocuk ilişkisinin olumsuzluğuna bağlı çocukta ortaya çıkabilecek ruhsal sorunların önlenmesi ya da en aza indirilmesi için anne-çocuk ilişkisinin nasıl olduğu ve bu ilişkiyi etkileyebilecek çeşitli etmenlerin neler olabileceğinin de araştırılıp anlaşılması ve bu konuda annenin ya da ailenin gereksinim duyduğu alanlarda desteklenmesi sağlanmalıdır. AMAÇ Bu çalışma, İzmir İli Karşıyaka İlçesi'nde bulunan ilköğretim 3. sınıf öğrencilerinin ve ailelerinin özelliklerinin değerlendirilmesi, öğrencilerin anneleri ile olan ilişkilerini algılayışları ve etkileyen etmenlerin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. GEREÇ VE YÖNTEM Araştırmanın Türü: Bu araştırma İzmir İli Karşıyaka ilçesinde bulunan ilköğretim 3. sınıf öğrencilerinin anneleri ile olan ilişkilerini algılayışları ve bu ilişkiyi etkileyen çeşitli etmenleri saptamak amacıyla, tanımlayıcı olarak planlanmış bir alan çalışmasıdır. İlköğretim 1. ve 2. sınıf öğrencilerin okula yeni başlamaları nedeniyle adaptasyon sürecinde olmaları, ilköğretim 4., 5., 6., 7. ve 8. sınıf öğrencilerinin adolesans çağına geçiş zorlukları göz önünde tutularak, anne-çocuk ilişkisine 16

en sağlıklı yanıtların ilköğretim 3. sınıf öğrencileri tarafından verileceği düşünülerek, araştırmaya ilköğretim 3. sınıf öğrenciler alınmıştır. Ayrıca çocuğun algıladığı anne-çocuk ilişkisini ortaya koyabilmesi için anneleri ölmüş ya da üvey annesi bulunan çocuklar araştırma kapsa-mına alınmamıştır. Araştırmanın Yeri: Araştırma, İzmir İline bağlı Karşıyaka İlçesinde bulunan 8 ilköğretim okulunda yapılmıştır. Araştırmanın Evreni: 1997-1998 eğitim-öğretim yılında, Karşıyaka Milli Eğitim Müdürlüğü nden alınan ve Karşıyaka da bulunan 57 adet ilköğretim okullarını gösterir listeden sosyo-ekonomik bölgelere göre ilköğretim okulları alfabetik olarak sıralanmıştır (Karşıyaka İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne Bağlı İlköğretim Okullarını Gösterir Liste, 1996). Bu okullarla yapılan telefon görüşmeleriyle saptanan, ilköğretim 3. sınıftaki kısmen gecekondu mahallelerinde bulunan 2713 öğrenci, gecekondu mahallelerinde bulunan 2183 öğrenci ve gecekondu olmayan mahallelerde bulunan 1973 öğrenci olmak üzere toplam 6869 ilköğretim 3. sınıf öğrencisi araştırma evrenini oluşturmuştur. Araştırmanın Örneklemi: Araştırmada, olayın evrende görülme sıklığının bilinmediği durumlarda kullanılan formülden yararlanılmış (Bahar 1995) ve araştırma kapsamına alınacak 369 kişinin evreni temsil edeceği sonucuna varılmıştır (Bahar 1998). Karşıyaka Milli Eğitim Müdürlüğü ne bağlı ilköğretim okullarında bulunan 6869 ilköğretim 3. sınıf öğrencilerinden %95 olasılıkla 369 kişilik örneklem seçiminde, önce okulların bulunduğu bölgelerin sosyoekonomik düzeyleri göz önüne alınarak, okul sayılarına göre tabakalı örneklem yöntemine başvurulmuştur. Belirlenen okul sayısı (8 okul) %13 lük orana göre 57 okulu temsil etmektedir. Daha sonra her bölgeden örneğe alınacak okul sayıları belirlenmiştir (Tablo 1). Tablo 1. Araştırma Kapsamına Giren İlköğretim Okullarının, Bulunduğu Sosyo-Ekonomik Düzeylere Göre Tabakalanması. Tabaka No Sosyo-Ekonomik Düzey Okul Sayısı Tabaka Ağırlığı Örneğe Giren Okul Sayısı 1 Kısmen gecekondu Böl. (orta) 25 25/57=0,44 0,44 x 8= 3 2 Gecekondu Böl. (alt) 19 19/57=0,33 0,33 x 8= 3 3 Gecekondu Olm. Böl. (üst) 13 13/57=0,23 0,23 x 8= 2 Toplam 57 8 ilköğretim okulu (57 okuldan %13 e göre) 17

Basit tesadüfi örnekleme yöntemi ile başlangıç kolonu 2 alınarak, okul listesinden (Karşıyaka İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne Bağlı İlköğretim Okullarını Gösterir Liste, 1996) araştırma kapsamına giren 8 ilköğretim okulunun isimleri belirlenmiştir. Son olarak bu ilköğretim okullarından telefon görüşmeleri ile saptanan 3. sınıf şubelerinden kura yöntemi ile belirlenen şubelerde bulunan tüm öğrenciler araştırma kapsamına alınmıştır. Böylece kısmen gecekondu bölgelerinden 150 öğrenci, gecekondu bölgelerinden 112 öğrenci, gecekondu olmayan bölgeden 107 öğrenci olmak üzere örneklem sayısı olan 369 öğrenci araştırma kapsamına alınmıştır. Verilerin Toplanması: Bu araştırmada, gerekli verileri toplayabilmek için 2 form kullanılmıştır. İlk form, araştırma kapsamına giren çocukların ailelerinin sosyo-demografik özellikleri ile ilgili bilgileri toplayabilmeyi amaçlayan ve araştırmacılar tarafından geliştirilen 25 sorudan oluşan bir soru formudur. İkinci form ise, çocukların anne-çocuk ilişkisini değerlendirebilmek amacıyla Connecticut Üniversitesi nde, Rohner, Saavedra ve Granum (1980) tarafından geliştirilen Parental Acceptence-Rejection Questionnaire (PARQ), geçerlik ve güvenirlik çalışması ülkemizde Erdem (1990) tarafından yapılan ve Polat (1988) tarafından Türkçe ye çevrilen Aile Kabul-Red Ölçeği (Çocuk Formu) dur. Bu ölçek, anne-çocuk ilişkisini 60 madde ile 4 ayrı alt ölçek halinde değerlendirme yapacak şekilde yapılandırılmıştır. Bu alt ölçekler: Sevgi (20 madde), Saldırganlık-kin (15 madde), İlgisizlik-ihmal (15 madde) ve Ayrıştırılmamış reddetme (10 madde) olarak adlandırılır. Genel olarak her madde, çocuğun davranışsal, bilişsel ya da duygusal gelişimini ve kişilik işlevlerini etkileyen anne-çocuk ilişkisini nasıl algıladığını belirlemektedir (Öner 1994). Erdem (1990), bu ölçeğin geçerlik güvenirlik çalışmasını 9-10 yaş grubunda yapmış ve ölçeğin toplam 60 maddesi için Cronbach α katsayısını 0.95 olarak bulmuştur. Aile Kabul-Red Ölçeği genel toplam ve alt ölçekler arasındaki korelasyon değerleri ise şöyledir: Sevgi alt ölçeği için r=0.87, Saldırganlık-kin alt ölçeği için r=0.90, İlgisizlik-ihmal alt ölçeği için r=0.90, Ayrıştırılmamış reddetme alt ölçeği için ise r=0.85 tir (Erdem 1990). Bu araştırma sonuçlarına göre ise, ölçek toplamı 60 madde için Cronbach α katsayısı 0.94 olarak bulunmuştur. Aile Kabul-Red Ölçeği genel toplam ve alt ölçekler arasındaki korelasyon değerleri ise; Sevgi alt ölçeği için r=0.87, Saldırganlık-kin alt ölçeği için r=0.74, İlgisizlik-ihmal alt ölçeği için r=0.90, Ayrıştırılmamış reddetme alt ölçeği için ise r=0.62 olarak bulunmuş olup, p<0.01 düzeyinde pozitif korelasyonlar saptanmıştır. 18

Aile Kabul-Red Ölçeği, alt ölçeklere ayrılmaksızın bir bütün halinde uygulanır. Ölçeği uygularken, çocuklardan her soru için Hiçbir zaman doğru değil (1), Nadiren doğru (2), Bazen doğru (3), Hemen hemen her zaman doğru (4) seçeneklerden birini işaretlemeleri istenir. Yukarıda belirtildiği gibi puanlama her madde için 1 ile 4 arasında değişmektedir. Ölçekte 27 adet tersine çevrilmiş madde vardır. Bu maddeler çocukların kalıplaşmış yanıt eğiliminde olabileceği düşünülerek tersine çevrilmiştir. Bu maddelerde puanlama, Hiçbir zaman doğru değil yanıtına (4), Nadiren doğru yanıtına (3), Bazen doğru yanıtına (2) ve Hemen hemen her zaman doğru yanıtına (1) puan verilerek yapılır. Aile Kabul-Red Ölçeğinde; Sevgi alt ölçeğinin min=20, max=80, Saldırganlık-kin alt ölçeğinin min=15, max=60, İlgisizlik-ihmal alt ölçeğinin min=15 max=60 ve Ayrıştırılmamış reddetme alt ölçeğinin min=10 max=40 tır. Aile Kabul-Red Ölçeği nden elde edilen genel toplam puanın min=60 max=240 tır. Aile Kabul-Red Ölçeğin den elde edilen genel toplam puan 4 alt ölçeğe göre, dört farklı düzeyde algılanan reddedilme grubunu oluşturmaktadır. Bu gruplar: 1) Düşük red grubu (67 puan ve alt), 2) Orta düzeyde düşük red grubu (68-92 puan arası), 3) Orta düzeyde yüksek red grubu (93-116 puan arası), 4) Yüksek red grubu (117 puan ve üstü) dur. Ölçeğin genel toplam puanı 60 ile 240 arasında sınırlandırılmıştır. Yüksek puan, yüksek düzeyde reddetmenin algılandığını gösterir (Erdem 1990, Öner 1994). Araştırma verileri, 1.12.1997-30.1.1998 tarihleri arasında, araştırmacılar tarafından, İzmir Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü nden ve okul idarelerinden gerekli yazılı izin alınmak suretiyle anneler ve öğrencilerden anket yöntemiyle toplanmıştır. Verilerin Değerlendirilmesi: Araştırma verilerinin analizinde yüzdelik, t-testi, varyans analizi ve ileri analizler için Duncan testi kullanılmıştır. BULGULAR VE TARTIŞMA Araştırma kapsamına alınan çocukların yaş ortalaması 8.90±0.60 tır. Baykara ve ark. (1992) nın ilkokul dönemi çocukları üzerinde yaptıkları bir araştırmada, ruhsal belirti açısından kliniğe başvuran çocukların yaş ortalamasının 8.92±1.39, başvurmayan çocukların ise 9.26±1.67 olduğu ve yaş grupları açısından 8-9 yaşlarındaki çocukların daha fazla çocuk psikiyatrisi kliniğine getirildiği saptanmıştır (Baykara ve ark. 1992). Ayrıca Aydın'ın (1976) anneleri çalışan ve çalışmayan iki grup çocukta davranış özelliklerini incelediği araştırmasında, araştırma örneklemini yaş ortalaması 9.1 olan ilkokul 3. sınıf öğrencileri oluşturmuştur (Aydın 1976). Bu bulgular ile araştırma bulguları benzerlik göstermektedir. 19

Araştırma bulgularına göre çocukların %50.68'i kız, %49.32'si ise erkektir. Erdem'in (1990) yaptığı Aile Kabul-Red Ölçeği'nin yapı geçerliliği çalışmasında, cinsiyetlere göre dağılımda %49.12 kız, %50.88 erkek çocuk oranı ile bir zıtlık göstermektedir (Erdem 1990). Araştırmada çocukların büyük çoğunluğu (%86.72) ailede 1. ve 2. çocuk olarak bulunmaktadır. 3. çocuk ve üzeri oranı ise (%13.28) oldukça azdır. Aydın ve ark. (1992)'nın 9-14 yaş grubu çocuklarda stres verici yaşam olaylarını incelemek üzere İzmir Metropolü nde yaptıkları araştırmada, çocukların büyük çoğunluğunun birinci ve ikinci çocuk olduklarını saptamışlardır (Aydın ve ark. 1992). Bu sonuç ile şimdiki araştırma sonuçları birbirine paralellik göstermektedir. Araştırma, üç sosyo-ekonomik düzeyi (SED) temsil eden bölgelerde yapılmıştır. Çocukların okulunun bulunduğu bölgelere göre en fazla kısmen gecekondu bölgesinde (%40.65) daha sonra da gecekondu bölgesinde (%30.35) yer aldığı saptanmıştır. Erdem (1990)'in Aile Kabul-Red Ölçeği'nin yapı geçerliliği çalışmasında belirlediği sosyo-ekonomik veriler ile Aydın'ın (1976) İzmir Merkez ilçede bulunan 16 ilkokulda yapmış olduğu araştırmada, saptadığı aşağı SED' de bulunan okullarda okuyan çocukların oranı (%31.25), bu araştırma verileri ile paralellik göstermektedir (Erdem 1990, Aydın 1976). Araştırma kapsamına giren çocukların annelerinin yaş ortalaması 33.43±5.22 olarak bulunmuştur. Araştırmada, ilkokul mezunu annelerin (%57.18) çoğunlukta olduğu görülmektedir. Annelerin okuma-yazma oranı ise %96.75 olarak bulunmuştur. Ekim 1992'de gerçekleştirilen Hane Halkı İşgücü Anketi'ne göre ülkemiz genelinde okuma-yazma oranı %72.9 olarak belirlenmiştir (T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) 1995). Bu araştırmada oranın yüksek olması, araştırmanın yapıldığı bölgeye bağlanabilir. Annelerin %20.05'i çalışmakta, %79.95'i ise çalışmamaktadır. Çalışmayan anne oranının %79.14'nü ev hanımları, %0.81'i emekli olan anneler oluşturmaktadır. 1992 Ekim ayı Hane Halkı İşgücü Anketi sonuçlarına göre işgücünde olan nüfusun yaklaşık %30.9' unu kadınlar oluşturmaktadır (T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü 1995). Araştırmamızda çalışan annelerin oranı, işgücünde olan kadın nüfusu oranından düşük bulunmuştur. Araştırma kapsamına alınan ailelerin yarıdan fazlası (%59.89) 2 çocukludur. Araştırmada, ailelerin ekonomik durumları incelendiğinde; yarıdan fazlasının (%53.39) gelirlerinin giderlerine göre az olduğu saptanmıştır. Ayrıca, araştırmada çalışan annelerin (%20.05) oranı düşük bulunmuştur. Araştırmada çalışmayan annelerin (%79.95) çoğunlukta 20