Hiperlipidemili Hastalarda PON 55 Gen Polimorfizm Sıklığının Araştırılması



Benzer belgeler
Paraoksonaz geninde Leu-Met (55) ve Gln-Arg (192) polimorfizmleri ile koroner arter hastalığı arasındaki ilişki

Parkinson Hastalığı ile α-sinüklein Geni Polimorfizmlerinin İlişkisinin Araştırılması

Dr. Semih Demir. Tez Danışmanı. Doç.Dr.Barış Önder Pamuk

attomol apo B-100 quicktype

Kardiyovasküler hastalıklardan korunmak için 5 önemli neden :

SNP TEK NÜKLEOTİD POLİMORFİZMLERİ (SINGLE NUCLEOTIDE POLYMORPHISMS)

KRONİK BÖBREK HASTALIĞI (YETMEZLİĞİ) OLAN TÜRK HASTALARINDA TÜMÖR NEKROZ FAKTÖR ALFA ve İNTERLÖKİN-6 PROMOTER POLİMORFİZMLERİNİN ETKİSİ

Major Depresif Bozukluk (MDD) Dünyada maluliyete sebep olan en sık ikinci hastalık Amprik tedavi yaklaşımı İlaca yanıt Yan etki bireysel farklılıklar

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Tıbbi Biyokimya Bölümü, Cebeci, Ankara

CERRAHPAŞA TIP DERGİSİ Cilt (Sayı) 35 (2) PARAOKSONAZ * Özlem BALCI EKMEKÇİ, Orkide DONMA, Hakan EKMEKÇİ

Beyin Omurilik Sıvısında Myelin Basic Protein Testi; CSF myelin basic protein; BOS da myelin basic protein;

LİPOPROTEİNLER. Lipoproteinler; Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı. stabilize edilmeleri gerekir. kanda lipidleri taşıyan özel

Özlem Kurnaz-Gömleksiz, 3 Bengü Tokat, 3 Ezgi Irmak Aslan, Fatih Yanar, 2,3 Deniz Kanca, 4 Zehra Buğra, 3 Hülya Yılmaz Aydoğan

Koroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili;

Sosyoekonomik düzey ile miyokart enfarktüsü ve komplikasyonları arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı

HIV ile İlişkili Komorbiditeler Simpozyumu: Multidisipliner Bakım Ağı Oluşturma 4 Kasım 2016,(İstanbul)

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ

Farklı Psikiyatrik Tanılı Hastalarda Glisemik Kontrol ile Serum Lipid Profili Arasındaki İlişki: HbA1c, dislipidemi'yi mi öngörüyor?

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı

Demografik Özelliklerin Koroner Arter Hastalığına Etkisinin Analizi

AİLESEL AKDENİZ ATEŞİ (AAA-FMF)

YÜKSEK KOLESTEROL. Hiperkolesterolemi; Yüksek kolesterol sebepleri nelerdir?

Koroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili;

Tip 2 Diyabetli Hastalarda Metabolik Sendrom Prevalansı

Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi

YÜKSEK KOLESTEROL. Hiperkolesterolemi; Yüksek kolesterol sebepleri nelerdir?

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

Tükürük kreatinin ve üre değerleri kullanılarak çocuklarda kronik böbrek hastalığı tanısı konulabilir mi? Dr. Rahime Renda

LİPİD METABOLİZMASI TESTLERİ

Çok Yönlü Bir Enzim: Paraoksonaz

¹GÜTF İç Hastalıkları ABD, ²GÜTF Endokrinoloji Bilim Dalı, ³HÜTF Geriatri Bilim Dalı ⁴GÜTF Biyokimya Bilim Dalı

Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği En İyi Genç Araştırıcı Ödülü-2011

İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı

Hemodiyaliz hastalarında resistin ile oksidatif stres arasındaki ilişkinin araştırılması

BAZI ANTİOKSİDAN ENZİMLERİN GENETİK POLİMORFİZMLERİ İLE İSKEMİK İNME İLİŞKİSİ

α1-antitrypsin quicktype

Lipid panelinde Non-HDL kolesterol ve Total kolesterol / HDL kolesterol oranı

Cukurova Medical Journal

Sebahat Usta Akgül 1, Yaşar Çalışkan 2, Fatma Savran Oğuz 1, Aydın Türkmen 2, Mehmet Şükrü Sever 2

Dr. Nilay HAKAN Muğla Sıtkı Koçman Üniv. Tıp Fak. Neonatoloji Bilim Dalı Perinatal Medicine Nisan 2017, İZMİR

STATİN FOBİSİ Prof. Dr. Mehmet Uzunlulu

Kullanım Talimatları. SAS-3 HDL Kolesterol. Katalog No:

Hemodiyaliz Hastalarında Salusin Alfa ve Beta Düzeylerinin Ateroskleroz ile İlişkisi

Diyet yoluyla Menakinon alımı, daha az Koroner Kalp Hastalığı riski ile ilişkili: Rotterdam Çalışma

Yeni Tanı Hipertansiyon Hastalarında Tiyol Disülfid Dengesi

Kırım Kongo Kanamalı Ateş hastalarında ağırlık ve ölüm riskinin tahmininde plazma cell-free DNA düzeyinin önemi

Vaccinium myrtillus L. ekstresinin diyabetli sıçanlarda paraoksonaz ve lipoprotein düzeyleri

KRONİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA ENDOTEL PROGENİTÖR HÜCRELERİ, İNFLAMASYON VE ENDOTEL DİSFONKSİYONU

Paraoksonaz ve Ateroskleroz

MOLEKÜLER TANISI DÜZEN GENETİK HASTALIKLAR TANI MERKEZİ. SERPİL ERASLAN, PhD

Organik Solventler ile Çalışan İşçilerde Paraoksonaz 1 ve Arilesteraz Aktivite Düzeyleri

Kronik Böbrek Hastalığında Retinol Bağlayıcı Protein-4 Düzeyindeki Artış Endotel Disfonksiyonun Yeni Bir Göstergesi mi?

DÜZENLİ EGZERSİZİN KAN PARAOKSONAZ VE ARİL ESTERAZ AKTİVİTELERİ ÜZERİNE ETKİLERİ VE PARAOKSONAZ POLİMORFİZMİ İLE ilişkisi

Yaygın Hastalıklarda Genetik Yaklaşım

KRONİK VİRAL HEPATİT C Lİ HASTALARDA IL28B NİN İNTERFERON TEDAVİSİNE YANITLA İLİŞKİSİ. Dr. Gülay ÇEKİÇ MOR

Prof.Dr. Oktay Ergene. Kardiyoloji Kliniği

Paraoksonaz ve Aril Esteraz Aktivite Ölçümlerinin Standardizasyonu

İnfektobezite: Çocuklardaki Obezitede Adenovirüslerin Rolü

ÖNCEKİ GÖREVLERİ VE SON GÖREVİ

RENAL TRANSPLANT ALICILARINDA SODYUM ATILIMI, BÖBREK HASARI VE EKOKARDİYOGRAFİK PARAMETRELERİN İLİŞKİSİ

Lipoproteinler. Dr. Suat Erdoğan

Eskimeyen Yeniler: Nabız Hızı ve Nabız Basıncı

Kardiyovasküler hastalıklar endüstrileşmiş ülkelerde başlıca mortalite ve morbidite

ETKİN İLAÇ KULLANIMINDA GENETİK FAKTÖRLER. İlaç Kullanımında Bireyler Arasındaki Genetik Farklılığın Önemi

Diyabetik Periferik Nöropati; Çevresel ve Genetik Faktörlerin Etkisi

ESANSİYEL HİPERTANSİYONLU HASTALARDA PLAZMA APELİN ve ADMA DÜZEYLERİ

Metabolik Sendromlu Hastalarda Paraoksonaz 1 ve Arilesteraz. Aktivite Düzeyleri

Anahtar kelimeler: Kronik böbrek yetmezliği, MTHFR, A1298C, C677T

IL28B genotip tayini kronik hepatit B hastalarında oral antiviral tedavi cevabını öngörmede kullanılabilir mi?

Kolesterol yaşam için gerekli olan mum kıvamında yağımsı bir maddedir.

AF Konusunda Klinik Pratikte Kullanılan Genetik Çalışmalar Türkiye de Durum Ne?

Kadınlarda Koroner Bypass Operasyonunun Özellikleri ve Sonuçları

Klinik Araştırmalarda Farmakogenetik Bilginin Kullanılmasına Giriş ve Örnekler

Kronik Böbrek Hastalığında Hiperlipidemi Tedavisi. Dr. Abdülmecit YILDIZ U.Ü.Tıp.Fak NefrolojiB.D

TÜBİTAK BİDEB LİSE ÖĞRETMENLERİ FİZİK, KİMYA, BİYOLOJİ, MATEMATİK- PROJE DANIŞMANLIĞI EĞİTİMİ ÇALIŞTAYI LİSE3 (Çalıştay 2013) BİYOLOJİ GRUP TUHAF

Akut Koroner Sendrom Kliniği ile Başvuran Hastalarda Koroner Arter Hastalığı Risk Faktörleri

DİYABETTEN KORUNMADA CİNSİYET İLİŞKİLİ FARKLILIKLAR. Dr. İlhan TARKUN Kocaeli Üniversitesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı

NON NÖROJENİK NÖROJENİK MESANE ve ÜROFASİAL (OCHOA) SENDROM OLGULARINDA HPSE2 GEN DEĞİŞİMLERİNİN ARAŞTIRILMASI

MEME KANSERİ HASTALARINDA JAM-A VE LFA-1 GEN VARYASYONLARININ ETKİSİNİN İNCELENMESİ

Dr. Gökhan AKSAN Şişli Hamidiye Etfal E.A.H Kardiyoloji Kliniği 22/04/16

Prediyabetik ve Tip 2 Diyabetik Kadınlarda Kardiyovasküler Risk: Gerçekten Erkeklerden Daha Yüksek Mi?

Brunzell, J. D. et al. J Am Coll Cardiol 2008;51: Copyright 2008 American College of Cardiology Foundation. Restrictions may apply.

TOPLUM KÖKENLİ DERİ VE YUMUŞAK DOKU ENFEKSİYONLARINDA RİSK FAKTÖRLERİNİN BELİRLENMESİ VE TEDAVİDE SIK KULLANILAN ANTİBİYOTİKLERİN KARŞILAŞTIRILMASI

TÜRKİYE DE BULUNAN BAZI YERLİ SIĞIR IRKLARININ GENETİK YAPILARININ KARAKTERİZASYONU

Uzm.Dr., Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İç Hastalıkları Kliniği, İstanbul, Türkiye

Lipidler, polar olmayan çözücülerde çözünen, suda çözünürlüğü düşük olan, hidrofobik veya amfipatik özellik gösteren biyolojik moleküllerdir.

ÇALIŞMANIN AMACI: Türkiye de erişkinlerde ( 20 yaş) metabolik sendrom sıklığını tespit etmektir.

Amaç: Egzersiz programına katılmak üzere gelen bireylerin başlangıçta var olan hastalıklarını ve hastalık risk sınıflamasını öğrenmek

TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ AFYON KOCATEPE ÜNĠVERSĠTESĠ SAĞLIK BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi

Hiperlipidemiye Güncel Yaklaşım

Türk Kadınlarında ERα IVS1-401 Gen Polimorfizmi ve Koroner Arter Hastalığı Arasındaki İlişki

Diyabetik dislipidemi tedavisinde yenilikler

POLİMERAZ ZİNCİR REAKSİYONU (PZR-PCR) VE RESTRİKSİYON PARÇA UZUNLUĞU POLİMORFİZMİ (RFLP)

Böbrek nakli hastalarında akut rejeksiyon gelişiminde CTLA-4 tek gen polimorfizmlerinin ve soluble CTLA-4 düzeylerinin rolü varmıdır?

KORTİZOL, METABOLİK SENDROM VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLAR

KAPİLLER ELEKTROFOREZ DNA SEKANSLAMA

KAFKAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM I DERS YILI 4. KOMİTE: HÜCRE BİLİMLERİ DERS KURULU IV

Transkript:

Original Article / Özgün Araştırma Hiperlipidemili Hastalarda PON 55 Gen Polimorfizm Sıklığının Araştırılması Özlem Yüksel 1, Recep Sütcü 2, İsmail Hakkı Ersoy 3, Hikmet Orhan 4 1 Süleyman Demirel Üniversitesi Tıbbi Biyokimya AD Isparta. 2 Katip Çelebi Üniversitesi Tıbbi Biyokimya AD İzmir. 3 Isparta Devlet Hastanesi Endokrinoloji Kliniği, Isparta. 4 Süleyman Demirel Üniversitesi Halk Sağlığı AD, Isparta. Received: 01-08-2012 Accepted: 02-11-2012 Investigation of PON 55 Gene Polymorphism Frequency in Patients with Hyperlipidemia ABSTRACT Paraoxonase (PON1) is a calcium-dependent esterase that is a component of high density lipoprotein. PON1 serves as a protective factor against oxidative modification of LDL. Serum PON1 activity decreases with diseases related to lipid metabolism which increases risk of atherosclerosis. Research has focused on two polymorphisms. PON 55 L>M polymorphism which is one of two polymorphism effects concentration of paraoxonase because of connection to polymorphism on PON 1 promoter region. PON 55 L>M polymorphism located on PON1 s N-terminal region which has role to bind HDL. Many researches were carried out to investigate relationship between PON1 gene polymorphism and plasma lipoproteins. In this study, patients whose lipid profile measured in biochemistry laboratory are investigated. We examined amino acid changes at codon 55 in the PON1 gene by polymerase chain reaction and using restriction enzymes in 80 patients (26 men, 54 women; mean age 55.31±14.6 years) with high total cholesterol and LDL-C levels and in 60 patients (15 men, 45 women; mean age 42.75±17.7 years) with normal serum lipoprotein profile. Distribution of genotypes in the patient and control groups were 17.5% and 5% for MM, 40% and 51.7% for LM, 42.5% and 43.3% for LL, respectively. While the frequency of PON1 55M allele was higher in the patient group (0.375 vs.0.308), PON1 55 L allele frequency was higher in the control group. There was a marginal significant relationship between the PON1 M/L 55 polymorphism and hyperlipidemia (p=0.065). These data suggest that the PON1 M/L 55 polymorphism may show a significant relationship with hyperlipidemia. Key words: Hyperlipidemia, genotype, PON 55, polymorphism. Correspondence (Yazışma Adresi): Necmettin Erbakan Meram Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD, 42080, Akyokuş, Konya Tel: 0.332.2237347 Fax: 0332.2236181 e.mail: drbhdr@gmail.com ÖZET Paraoksonaz 1 (PON1) enzimi yüksek yoğunluklu lipoproteinlerde (HDL) bulunan, kalsiyuma bağımlı bir esterazdır. PON1, lipit peroksitlerini hidroliz ederek düşük yoğunluklu lipoproteinleri (LDL) oksidasyondan koruma yeteneğine sahiptir. Serum PON1 aktivitesi ateroskleroz riskinin yüksek olduğu, lipit European Journal of Basic Medical Science

Hiperlipidemili Hastalarda PON 55 Gen Polimorfizm Sıklığı metabolizması ile ilgili bozukluklarda azalır. PON1 geninde iki polimorfizm yaygın şekilde çalışılmıştır. Bunlardan biri olan PON 55 L>M polimorfizmi, PON1 promotor bölgesindeki polimorfizm bağlantısı yüzünden enzim konsantrasyonunu etkiler. PON 55 L>M polimorfizmi, PON1 in HDL ile bağlanmasında rol oynayan N-terminal bölgesinde lokalizedir. PON1 gen polimorfizmi ve plazma lipoproteinleri arasındaki ilişkiyi araştırmak için çeşitli çalışmalar yürütülmüştür. Çalışmada biyokimya laboratuvarında lipit profili bakılan hastalar incelendi. Total kolesterol ve LDL-K düzeyleri yüksek olan 80 (26 erkek, 54 kadın; ort.yaş 55.31±14.6), lipit profili normal olan 60 hastadan (15 erkek, 45 kadın; ort.yaş 42.75±17.7) genetik inceleme için kan alındı. PON1 geninde 55. kodondaki aminoasit değişiklikleri polimeraz zincir reaksiyonu ve kısıtlayıcı enzimler kullanılarak incelendi. Hasta ve kontrol gruplarında PON 55 bölgesinde genotip dağılımı MM için sırasıyla %17.5 ve %5, LM için %40 ve %51.7, LL için ise %42.5 ve %43.3 bulundu. PON 55 M alel frekansı hasta grubunda kontrollere göre daha fazla bulunurken (0.375 ve 0.308), L alel frekansı hasta grubunda kont- rollere göre daha düşük bulundu (0.625 ve 0.692). PON1 M/L 55 polimorfizmi ile hiperlipidemi arasında marjinal anlamlı ilişki görüldü (p=0.065). Bulgularımız, PON 55 L/M polimorfizmi ile hiperlipidemi arasında ilişki olabileceğini göstermektedir. Anahtar kelimeler: Hiperlipidemi, genotip, PON 55, polimorfizm. GİRİŞ Paraoksonaz (PON1) enzimi yüksek yoğunluklu lipoproteinlerde (HDL) bulunan, kalsiyuma bağımlı bir ester hidrolazdır (1). Karaciğerde sentezlenmektedir. İnsanlarda PON1 ayrıca böbrekler, beyin, kalp, ince bağırsak ve akciğerde de bulunmaktadır (2,3). PON1 enzimi 43 kda molekül ağırlığında, 354 aminoasitten oluşan bir proteindir (4). PON1, kromozom 7q21.3-q22.1 bölgesinde bulunan gen tarafından kodlanmaktadır (5). PON1 geni, aynı kromozom üzerinde bulunan ve PON2 ile PON3 ün de yer aldığı bir çoklugen ailesinin üyesidir. PON1 in diğerlerinden farkı, N-terminalinde hidrofobik bir sinyal dizisinin bulunmasıdır (6). PON un başlıca iki fonksiyonu bulunmaktadır. Bunlar, bir pestisid olan paraokson gibi organofosfat bileşiklerin detoksifikasyonuna katılmak ve lipit peroksitlerini hidrolize ederek LDL yi oksidasyondan korumaktır (7). PON1, LDL lipit oksidasyon ürünlerinin birikimini ve kolesterol taşınmasına etki ederek periferik dokularda kolesterol birikimini önler (8). Bu özellikleri nedeniyle PON1 geninin, öncelikle koroner arter hastalığı (KAH) olmak üzere kardiyovasküler hastalıkların patogenezinde rolü olduğu ileri sürülmektedir (9-11). PON1 in enzimatik aktivitesi bireysel farklılıklar göstermektedir. HDL-kolesterol konsantrasyonunun çok düşük olduğu durumlarda, serum PON1 düzeyi de düşük gözlenir (6). Serum PON1 aktivitesinin, miyokart enfarktüsü, ailesel hiperkolesterolemi, Balıkgözü hastalığı, Tangier hastalığı ve diabetes mellitus (DM) gibi ateroskleroz riskinin yüksek olduğu, lipit metabolizması ile ilgili hastalıklara yakalanan bireylerde düşük olduğu görülmüştür (8). PON1 aktivitesindeki değişimler bu enzimi kodlayan gendeki polimorfizmler nedeniyledir (4). PON1 geninin kodlama bölgesi iki polimorfik bölge içerir; pozisyon 55 de lösin (L) ve metiyonin (M) (55 L>M) transizyonu ve pozisyon 192 de glutamin (Q) ve arginin (R) (192 Q>R) transizyonu. Kodlama bölgesindeki bu polimorfizme ilaveten, özellikle pozisyon 107/108 de olduğu gibi promotor bölgede önemli değişiklikler olduğu da rapor edilmiştir (12). PON 55 L>M polimorfizmi, PON1 in HDL ile bağlanmasında rol oynayan N-terminal bölgesinde lokalizedir (13-15). PON 55 L/M polimorfizminde MM homozigot bireylerde, LL homozigotlara kıyasla paraoksona karşı daha düşük PON1 aktivitesi bulunmaktadır (12-16). Birçok çalışmada serum PON aktivitesindeki değişimin serum apo A1, LDL-K ve HDL-K ü içeren plazma lipoprotein konsantrasyonlarında değişim ile ilişkili olduğu öne sürülmüştür (17-19). PON1 gen polimorfizmi ve plazma lipoproteinleri arasındaki ilişkiyi saptamak için çeşitli çalışmalar yürütülmüştür. Leus ve ark. nın (17) yaptıkları çalışmada PON1 MM 55 genotipine sahip hastalar daha iyi plazma lipoprotein profiline sahipti. Fanella ve ark. (18) ise PON1 M55 taşıyanların taşımayanlara göre total ve LDL-K ve apob ortalama plazma konsantrasyonlarının daha yüksek olduğunu gösterdi. Bununla beraber diğer popülasyonlardaki bazı diğer çalışmalar PON1 polimorfizmi ve plazma lipoproteinleri arasında ilişki göstermedi (20-22). PON genotipi ve total kolesterol, HDL-K, LDL-K, apo B ve Apo A1 oranları arasındaki ilişkiler PON genotipinin bazı bilinmeyen mekanizmalar ile lipit metabolizmasını etkilediğini düşündürür. Bu çalışmada hiperlipidemi üzerine PON55 genotipinin etkisi araştırılmak üzere total K, LDL-K ü yüksek olan hastalar ile serum lipoprotein profili normal olan kontroller PON 55 genotipi için karşılaştırıldı. GEREÇ ve YÖNTEM Çalışmada biyokimya laboratuvarında serum lipit profili bakılan hastalar incelendi. Hastaların kanları 3500 rpm de 10 dakika santrifüj edilerek serumları ayrıştırıldı. Serum total kolesterol, trigliserid ve HDL düzeyleri 80

Yüksel ve ark. Tablo 1. Hasta ve kontrol gruplarının demografik özelliklei ve lipoprotein düzeyleri HASTA KONTROL Sayı % Ort±SS Sayı % Ort±SS p Yaş 55.31±14.6 0.001 Cinsiyet 0.001 Erkek 26 32.5 15 25 Kadın 54 67.5 45 75 DM 20 25 15 25 T.Kolesterol 243.3±26.6 160.85±19.7 0.001 HDL-K 58.35±15.2 54±13.8 0.083 LDL-K 158.2±20.1 86.2±15.3 0.001 TG 134.7±44.1 103.4±37.1 0.001 spektrofotometrik yönteme dayalı Olympus marka ticari kitler kullanılarak Olympus AU 2700 (Japonya) otoanalizörde çalışıldı. LDL-K düzeyleri Friedewald hesaplama yöntemi ile belirlendi. Total kolesterol ve LDL-K düzeyleri yüksek olan 80, lipit profili normal olan 60 hastadan genetik inceleme için K2-EDTA lı hemogram tüpüne yaklaşık 5 er cc venöz kan örnekleri alındı. DNA izolasyonuna kadar toplanan kanlar -80 C de muhafaza edildi. Norgen Biotek Corp. Blood Genomic DNA Isolation Kit (Kanada) kullanılarak DNA izolasyonu gerçekleştirildi. Elde edilen DNA örnekleri polimeraz zincir reaksiyonu (PZR) kullanılarak amplifiye edildi. Amplifikasyonda PON 55 L/M polimorfizmi için şu primerler kullanıldı: 5 -GAA ATG GAT CCA CAT CCT GC-3 (forward), 5 -TTG AAA GTG GGC ATG GGT AT-3 (reverse) Reaksiyon için 25 μl hacimde PZR karışımı hazırlandı. Karışım için 20-100 ng DNA, 100 µm dntps, 20 pmol primer (Forward ve Reverse primer), 1.5 mm MgCl2, 20 mm Tris-HCl PH 8.6, 50 mm KCl, 0.2 U Taq polymerase (MBI Fermentaş) kullanıldı. PZR, 94 C de 5 dakika, 94 C de 1 dakika, 59 C de 1 dakika, 72 C de 1 dakika (35 siklus), 72 C de 10 dakika olacak şekilde, ısı döngüleyici kullanılarak gerçekleştirildi. PZR ürünlerine PON 55 L/M polimorfizmi için NIaIII (New England Bio Labs.) kısıtlayıcı (restriksiyon) enzimi kullanıldı. PZR ürünleri 5U NIaIII enzimiyle gece boyunca 37 C de inkübe edildi. Kesim ürünleri %2 lik agaroz jel elektroforezinde yürütülerek Kodak İmage 2000MM (USA) cihazında görüntülendi. İstatistiksel Değerlendirme Tanımlayıcı istatistikler, incelenen sürekli değişkenler için ortalama± standart sapma (SD), kesikli değişkenler için adet ve yüzdeleriyle verildi. Genotip dağılımını karşılaştırmak için ki-kare, diğer özellikler için Mann- Whitney U-testi kullanıldı. İstatistiksel incelemeler SPSS 15.0 sürümü kullanılarak gerçekleştirildi. P değeri için anlamlılık düzeyi 0.05 olarak kabul edildi. BULGULAR Hasta (%57.15) ve kontrol grubunun (%42.85) büyük çoğunluğu kadınlardan oluşmaktaydı. Her iki grupta da hastaların %25 i diyabetikti (Tablo 1). Yüksek total kolesterol, LDL-kolesterol ve trigliserit sıklığının hasta grubunda anlamlı olarak daha fazla olduğu gözlendi. HDL-K değerlerinde gruplar arasında anlamlı fark yoktu. Kontrol grubu anlamlı olarak daha gençti (Tablo 1). Hasta grubunda PON 55 bölgesinde M homozigotların oranı %17.5, L homozigotların oranı %42.5, LM heterozigotların oranı ise %40 idi. Kontrol grubunda ise PON 55 bölgesinde M homozigotların oranı %5, L homozigotların oranı %43.3, LM heterozigotların oranı Tablo 2. Hasta ve kontrol gruplarında PON55 genotip dağılımı HASTA (n:80) KONTROL (n:60) Sayı % Sayı % p PON1 55 L/M genotipleri LL 34 42.5 26 43.3 LM 32 40 31 51.7 0.065 MM 14 17.5 3 5 PON1 55 L/M frekansı 0.625/0.375 0.692/0.308 81

Hiperlipidemili Hastalarda PON 55 Gen Polimorfizm Sıklığı ise %51.7 idi. Hasta ve kontrol gruplarında PON55 L alel frekansı sırasıyla 0.625/0.692, PON55 M alel frekansı sırasıyla 0.375/0.308 bulundu (Tablo 2). PON 55 L alel frekansının kontrol grubunda (0.625/0.692), PON 55 M alel frekansının ise hasta grubunda (0.375/0.308) daha fazla bulunması, PON 55 M/L polimorfizmi ile hiperlipidemi arasında marjinal olarak anlamlı bir ilişki olduğunu gösterdi (p=0.065). TARTIŞMA Hiperlipidemi, gelişmiş ülkelerde çevresel ve genetik faktörlerin birleşimi sonucu oluşan karmaşık bir hastalıktır. Kardiyovasküler hastalıklar tüm dünyada ölüm nedenlerinin başında gelmektedir. Hipertansiyon, sigara içimi, diyabet, hiperlipidemi koroner kalp hastalığı gelişimi için bağımsız risk faktörleridir (23). Kolesterol düzeyi ile koroner arter hastalığı (KAH) mortalitesi arasında lineer bir ilişki söz konusudur. Total koleste- rolde her 20 mg/ dl artış, KAH mortalitesinde %12 lik bir artışa sebep olmaktadır (24). Ayrıca Framingham Kalp Çalışması total kolesteroldeki her %1 yükselmenin KAH riskinde yaklaşık %2 artışa sebep olduğunu göstermiştir (25). Serum paraoksonaz enzimi HDL ye bağlı bir enzim olarak HDL nin antioksidatif özelliğinden sorumludur. In vitro çalışmalarda, HDL-bağımlı PON1 in LDL oksidasyonunu önlediği ve okside LDL deki biyolojik olarak aktif olan lipitleri parçaladığı gösterilmiştir (14). PON1 in in vitro ve in vivo LDL oksidasyonunu önlemesi, ayrıca PON1 i kodlayan PON1 genindeki polimorfizmlerin serum aktivitelerine olan etkisi nedeniyle, PON1 enziminin KAH yi oluşturan bağımsız bir risk faktörü olduğu ileri sürülmüştür (1,6). Hiperlipidemi de KAH için bağımsız bir risk faktörü olduğundan dolayı PON1 düzeyleri ve polimorfizmi ile hiperlipidemi arasındaki ilişki önemlidir. Birçok çalışma serum PON aktivitesindeki değişimin serum apo A1, LDL-K ve HDL-K ü içeren plazma lipoprotein konsantrasyonlarında değişim ile ilişkili olduğunu düşündürmüştür (17-19). PON1 gen polimorfizmi ve plazma lipoproteinleri arasındaki ilişkiyi saptamak için çeşitli çalışmalar yürütülmüştür. PON1 enzimini kodlayan genlerdeki polimorfizmlerin hiperkolesterolemi ile ilişkili olup olmadığı konusunda farklı görüşler vardır. Çalışmaların bir kısmında olumlu bir ilişki saptanırken, bazılarında herhangi bir ilişki ortaya konamamıştır (20-22). PON1 promotor bölgesindeki polimorfizm bağlantısı yüzünden, PON 55 L>M polimorfizmi enzim aktivitesini etkiler. Bu polimorfizm, promoter bölgede olduğu için gen ifadesini doğrudan etkileyerek lipoprotein metabolizmasında anormalliklere yol açabilecektir. Bundan dolayı biz, PON 55 gen polimorfizmini incelemeyi tercih ettik. Çalışmamızda PON55 L alel frekansı kontrol grubunda hasta grubuna göre daha yüksek (0.692/0.625), PON 55 M alel frekansı ise hasta grubunda kontrollere göre daha yüksek bulunmuştur (0.375/0.308). Ayrıca MM homozigot oranı hasta grubunda kontrol grubuna göre daha yüksekti (%17.5/%5). Genotip dağılımındaki bu fark sınırda anlamlıydı (p=0.065). Bu bulgu hiperlipideminin (yüksek total kolesterol ve LDL-K), PON 55 L/M polimorfizmi ile ilişkili olabileceğini düşündürmüştür. Fanella ve ark. (18) Oji-Cree ve Inuit olarak adlandırılan iki yerli Kanada popülasyonundan alınan örneklerde PON1 M55 taşıyanların taşımayanlara göre total ve LDL-K ve apob ortalama plazma konsantrasyonlarının daha yüksek olduğunu gösterdi. Malin ve ark. (19) LL homozigotların artmış HDL konsantrasyonlarına sahip olduklarını ve de daha yüksek apo A1 konsantrasyonlarına meyilli olduklarını buldular. Ancak Leus ve ark. nın Hollanda da ailesel hiperkolesterolemili hastalarda yaptıkları çalışmada (17) PON1 Leu/leu 55 ve met/met 55 li bireyler arasında ortalama total kolesterol ve LDL-K düzeylerinde anlamlı farklılık olduğu bulundu. Bu çalışmada PON1 M55 homozigotlar daha iyi plazma lipoprotein profiline sahipti. Bununla beraber diğer popülasyonlardaki bazı çalışmalar PON1 polimorfizmi ve plazma lipoproteinleri arasında ilişki olmadığını göstermişlerdir (20-22). Elde edilen sonuçlardaki bu farklılık, birinci olarak olgu kontrol çalışmalarında örnek seçiminde gözlenen değişikliklerden kaynaklanabilir. İkinci olarak ise etnik gruplar ve hatta bireyler arasındaki farklılıktan olabilir. Gen polimorfizmlerinde bulunan etnik farklılıklar nedeniyle, her bir etnik alt gruptaki yüksek veya düşük riskli bütün bireylerde, hiperlipidemi ile ilgili olabilen polimorfizmlerin araştırılması gerekmektedir. PON genotipi ve total kolesterol, HDL-K, LDL-K, apo B ve Apo A1 oranları arasındaki ilişkiler PON genotipinin bazı bilinmeyen mekanizmalar ile lipit metabolizmasını etkilediğini düşündürür. PON un lipoprotein metabolizmasını hangi mekanizmalar ile etkileyebildiğini bulmak ve farklı etnik kökenli değişik genetik izolatlardaki ilişkili çalışmalardan alınan sonuçların karşılaştırılması bu yüzden önemlidir. Bu çalışmada bazı kısıtlamalar bulunmaktadır. Bunlardan birincisi enzim aktivitesinin ölçülememiş olmasıdır. Özellikle heterozigot olgularda enzim düzeyleri, yani fenotipik görünüm 82

Yüksel ve ark. değişiklik göstermekte, ayrıca DM, PON1 aktivasyon düzeyini etkilemektedir. İkincisi ise, olgu sayısının sınırlı olması ve MM aleli taşıyan hasta ve kontrol sayısının az olmasıdır. Bu durumun genotip dağılımında aradaki farkın sınırda anlamlı çıkmasına neden olabileceğini düşünmekteyiz. Üçüncüsü HDL-K düzeylerinde hasta ve kontroller arasında fark olmamasıdır. Dördüncüsü ise çalışmanın ailevi hiperkolesterolemili hastalarda yapılmamış olmasıdır. Hiperlipidemi ile bu polimorfizim arasındaki ilişkiyi doğrulamak için özellikle otozomal dominant geçiş gösteren ailevi hiperkolesterolemili hasta popülasyonunda daha büyük örnek sayılarına sahip araştırmaların planlanması uygun olacaktır. Toplumlar arasında ve içinde çok büyük varyasyonlar gösteren polimorfik yapıların incelendiği her çalışmanın, bir toplumdaki genel bilgi birikimine sağlayacağı katkı ortadadır. Bundan dolayı çalışmamızın kısıtlılıklarına rağmen önemli olduğunu düşünmekteyiz. Sonuç olarak bulgularımız, PON 55 L/M polimorfizmi ile hiperlipidemi arasında sınırda anlamlı bir ilişki olduğu yönündedir. Bu sonuç, PON 55 L/M polimorfizminin hiperlipidemi gelişiminde risk faktörü olarak değerlendirilmesinin uygun olabileceğini düşündürmektedir. KAYNAKLAR 1. Antikainen M, Murtomäki S, Syvänne M, et al. The Gln- Arg191 polymorphism of the human paraoxonase gene (HUMPONA) is not associated with the risk of coronary artery disease in Finns. J Clin Invest 1996;98:883-5. 2. La Du BN, Adkins S, Kuo CL, Lipsig D. Studies on human serum paraoxonase/arylesterase. Chem Biol Interact 1993;87:25-34. 3. La Du BN. Structural and functional diversity of paraoxonases. Nat Med 1996;2:1186-7. 4. Durrington PN, Mackness B, Mackness MI. Paraoxonase and atherosclerosis. Arterioscler Thromb Vasc Biol 2001; 21:473-80. 5. Motti C, Dessì M, Gnasso A, et al. A multiplex PCR-based DNA assay for the detection of paraoxonase gene cluster polymorphisms. Atherosclerosis 2001;158:35-40. 6. 6. Aviram M. Does paraoxonase play a role in susceptibility to cardiovascular disease? Mol Med Today 1999; 5:381-6. 7. Mackness MI, Durrington PN. HDL, its enzymes and its potential to influence lipid peroxidation. Atherosclerosis 1995;115:243-53. 8. Sanghera DK, Saha N, Aston CE, Kamboh MI. Genetic polymorphism of paraoxonase and the risk of coronary heart disease. Arterioscler Thromb Vasc Biol 1997; 17:1067-73. 9. Ruiz J, Blanché H, James RW, et al. Gln-Arg192 polymorphism of paraoxonase and coronary heart disease in type 2 diabetes. Lancet 1995;346:869-72. 10. Serrato M, Marian AJ. A variant of human paraoxonase/ arylesterase (HUMPONA) gene is a risk factor for coronary artery disease. J Clin Invest 1995;96:3005-8. 11. Zama T, Murata M, Matsubara Y, et al. A 192Arg variant of the human paraoxonase (HUMPONA) gene polymorphism is associated with an increased risk for coronary artery disease in the Japanese. Arterioscler Thromb Vasc Biol 1997;17:3565-9. 12. Gupta N, Gill K, Singh S. Paraoxonases: Structure, gene polymorphism & role in coronary artery disease. Indian J Med Res 2009; 130(4):361-8. 13. Humbert R, Adler DA, Disteche CM, Hassett C, Omiecinski CJ, Furlong CE. The molecular basis of the human serum paraoxonase activity polymorphism. Nat Genet 1993;3:73-6. 14. Watson AD, Navab M, Hama SY, et al. Effect of platelet activating factor-acetylhydrolase on the formation and action of minimally oxidized low density lipoprotein. J Clin Invest 1995;95:774-82. 15. Adkins S, Gan KN, Mody M, La Du BN. Molecular basis for the polymorphic forms of human serum paraoxonase/ arylesterase: glutamine or arginine at position 191, for the respective A or B allozymes. Am J Hum Genet 1993;52(3):598-608. 16. Leviev I, Deakin S, James RW. Decreased stability of the M54 isoform of paraoxonase as a contributory factor to variations in human serum paraoxonase concentrations. J Lipid Res 2001;42(4):528-35. 17. Leus FR, Zwart M, Kastelein JJ, Voorbij HA.PON2 gene variants are associated with clinical manifestations of cardiovascular disease in familial hypercholesterolemia patients. Atherosclerosis 2001;154:641 649. 18. Fanella S, Harris SB, Young TK, et al. Association between PON1 L/M55 polymorphism and plasma lipoproteins in two Canadian aboriginal populations. Clin Chem Lab Med 2000; 38:413 420. 19. Malin R, Laaksonen R, Knuuti J, et al. Paraoxonase genotype modifies the effect of pravastatin on high-density lipoprotein cholesterol. Pharmacogenetics 2001;11:625 633. 20. Watzinger N, Schmidt H, Schumacher M, et al. Human paraoxonase1 gene polymorphisms and the risk of coronary heart disease: a community-based study. Cardiology 2002;98:116 122. 21. Mackness B, Davies GK, Turkie W, et al. Paraoxonase status in coronary heart disease: are activity and concentration more important than genotype? Arterioscler Thromb Vasc Biol 2001;21:1451 7. 22. Bonafe M, Marchegiani F, Cardelli M, et al. Genetic analysis of paraoxonase (PON1) locus reveals an increased frequency of Arg192 allele in centenarians. Eur J Hum Genet 2002;10:292 6. 23. Wilson PW, D Agostino RB, Levy D, Belanger AM, Silbershatz 83

Hiperlipidemili Hastalarda PON 55 Gen Polimorfizm Sıklığı H, Kannel WB. Prediction of coronary heart disease using risk factor categories. Circulation 1998;97:1837 47. 24. Haffner SM, Lehto S, Rönnemaa T, Pyörälä K, Laakso M. Mortality from coronary heart disease in subjects with type 2 diabetes and in nondiabetic subjects with and without prior myocardial infarction. N Engl J Med 1998, 339:229 34. 25. Stein E. The lower the beter? Reviewing the evidence for more aggressive cholesterol reduction and goal attainment. Atheroscler 2002 (Suppl):2;19-25. 84