Beyin Damar Hastalığı Sonrası Gelişen Frontal Belir ler ve BASKIDA



Benzer belgeler
Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu

Tepki Örüntüleri Olarak Duygular Duyguların İletişimi Duyguların Hissedilmesi

HEMORAJİK İNME. Yrd. Doç. Dr. Aysel MİLANLIOĞLU Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji ABD

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

PSİKOZ İÇİN RİSK GRUBUNDA OLAN HASTALARDA OBSESİF KOMPULSİF VE DEPRESİF BELİRTİLERİN KLİNİK DEĞİŞKENLER VE BİLİŞSEL İŞLEVLERLE İLİŞKİSİ

anosognozi birincil sıra belirtiler görsel varsanılar

Demansta görüntülemenin rolü Dr.Ercan Karaarslan Acıbadem Üniversitesi

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİ YATAN HASTA DEĞERLENDİRME FORMU

Oksipital Loblar ve Görme. Dr. Timuçin Oral

İki Nörodejeneratif Hastalıkta Zihin Kuramı Becerileri ve İşlevsellik Düzeyinin karşılaştırılması: Alzheimer ve Parkinson Hastalığı

Demans ve Alzheimer Nedir?

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

Nöroloji alanında güncel gelişmelerin olduğu konularda seminer Nöroloji Uzmanlık Öğrencileri tarafından sunulur.

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 8 a

Duygudur um bozuklarında bilişsel işlevler ve yapısal beyin görüntüleme bulguları. Dr. Emre Bora

SİNİR SİSTEMİ VE BEYİN ANATOMİSİ 2

Limbik Dizgenin Bir Üyesi Olarak Temporal Lob ve Psikiyatrideki Önemi: Davranýþsal Sendromlar

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Bilge Togay* Handan Noyan** Sercan Karabulut* Rümeysa Durak Taşdelen* Batuhan Ayık* Alp Üçok*

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

NİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ

KAFKAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM III DERS YILI GÖZ - SİNİR VE PSİKİYATRİ SİSTEM DERS KURULU

SINIF 5 Saat Ders Düzey Öğretim Üyesi Anabilimdalı SİNİR-DUYU BLOĞU

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

Bu bozukluk madde kullanımına veya genel tıbbi durumdaki bir bozukluğa bağlı değildir.

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem 5 PSİKİYATRİ STAJ TANITIM REHBERİ

ANKSİYETE BOZUKLUKLARININ KARDİYOVASKÜLER SİSTEM ÜZERİNE ETKİLERİ. Doç.Dr.Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD

Bipolar bozukluğun ve şizofreninin remisyon ve psikotik belirtili dönemlerindeki hastaların bilişsel işlevler açısından karşılaştırılması

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR

Genel tıbbi bir duruma bağlı psikotik bozukluk: Araknoid kist ve şizofreni benzeri psikoz - vaka sunumu

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuğa yaklaşım Epileptik sendrom kavramı

Pratik Sınav Tarihi: 22 Nisan 2015 Teorik Sınav Tarihi: 27 Nisan 2015

Demans kavramı nedir? Demanslarda ayırıcı tanı nasıl yapılır? Doç. Dr. Ahmet Tiryaki 49. UPK İzmir

SINIF 5 Saat Ders Düzey Öğretim Üyesi Anabilimdalı 4.GRUP / SİNİR-DUYU

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

ÇARŞAMBA 09:30 Koma A Gülsen YILDIZ BABACAN NÖROLOJİ

YÜKSEK KORTİKAL FONKSIYONLAR. Yrd.Doç.Dr.Adalet ARIKANOĞLU D.Ü.T.F.Nöroloji A.B.D

Çocuk ve Ergenlerde Ruhsal Psikopatolojiler DERS 1: MENTAL RETARDASYON. Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül

2014

Bipolar bozuklukta bilişsel işlevler. Deniz Ceylan 22. KES Psikiyatride Güncel Oturumu Nisan 2017

Frontotemporal demans(ftd) 1980 lerden sonra. Frontotemporal Demans: Şizofreni Benzeri Psikoz Tablosuyla Giden Bir Olgu Sunumu

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları. Radyoloji 3 3 Kulak Burun Boğaz 2 2. Tıbbi Genetik. İnfeksiyon hastalıkları 1 1 Toplam

Mizofoni: Psikiyatride yeni bir bozukluk? Yaygınlığı, sosyodemografik özellikler ve ruhsal belirtilerle ilişkisi

Uzm. Dr. Haldun Akoğlu

18.Esri Kullanıcıları Toplantısı 7-8 Ekim 2013 ODTÜ-ANKARA

Hepatik Ensefalopati. Prof. Dr. Ömer Şentürk

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi

YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM

SUNUM PLANI. Genel değerlendirme EKT TMU tdcs

Frontotemporal demans (FTD), orta yaşlarda. Frontotemporal Demans: Bir Olgu Sunumu. Olgu Sunumları / Case Reports

Unutkanlıktan Bunamaya

MEVLANA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM III V. DERS KURULU SANTRAL SİNİR SİSTEMİ HASTALIKLARI

TEKNİK TEKNİK TEKNİK TEKNİK TEKNİK BOS AKIM GÖRÜNTÜLEME Dr. Yusuf Öner PC SİSTERNOGRAFİ PC SİSTERNOGRAFİ PC SİSTERNOGRAFİ PC SİSTERNOGRAFİ

İSTİFÇİLİKLE VE AMAÇSIZ GEZİNME İLE SEYREDEN BİR FRONTOTEMPORAL DEMANS OLGUSU A CASE OF FRONTOTEMPORAL DEMENTIA PRESENTING WITH HOARDING AND WANDERING

RATLARDA ANNE YOKSUNLUĞU SENDROMUNA ZENGĠNLEġTĠRĠLMĠġ ÇEVRENĠN ETKĠSĠ. Serap ATA, Hülya İNCE, Ömer Faruk AYDIN, Haydar Ali TAŞDEMİR, Hamit ÖZYÜREK

PsikiyatrideYeniden Cerrahi Girişimler. Yrd.Doç.Dr. Serap ERDOĞAN Gaziosmanpaşa Ünv. TıpFak. Psikiyatri AD Gazi Ünv. Nöropsikiyatri Merkezi

EĞİTİM VEREN BİR DEVLET HASTANESİ PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN TANI GRUPLARINA GÖRE SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM

HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ

Ventrikulomegali. Prof Dr Rıza Madazlı Istanbul Universitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

Kognitif bozukluk ve davranışsal sorunlar İki Olgu

Demansta görüntülemenin rolü. Dr.Ercan Karaarslan Acıbadem Üniversitesi

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Tıp Fakültesi Trakya Üniversitesi 1999 Tıpta Uzmanlık Psikiyatri Anabilim Dalı Kocaeli Üniversitesi 2006

Nörovasküler Cerrahi Öğretim Ve Eğitim Grubu Hasta Bilgilendirme Formu

Omurga-Omurilik Cerrahisi

İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ Dönem 6 Öğrenim Esasları. A. Genel Tanıtım B. Çalışma Kılavuzu C. Rotasyon Tablosu D.Dönem Kurulu E.

Nöropsikoloji Eğitimi IV

AMİGDALA ve. Albert Long Hall, Boğazi. aziçi Üniversitesi 4-55 Nisan Limbik Sistem ve Emosyonlarımız antısı ve ifade edilmesinde

Şiddetin Psikolojisi Bahar Dönemi Adli Psikoloji Doktora Programı. Şiddetin nöropsikolojik, biyolojik ve genetik kökenleri

Rejyonel Anestezi Sonrası Düşük Ayak

Akdeniz Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Radyoloji Ana Bilim Dalı, Antalya. Demans, bilişsel (kognitif) kapasitenin edinsel ve ilerleyici kaybı şeklinde

BOS GLUKOZ DÜġÜKLÜĞÜ ĠLE SEYREDEN TÜBERKÜLOZ MENENJĠT ÖN TANILI VARİCELLA ZOSTER MENENJİTİ OLGUSU

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler

MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık

Beyin Omurilik ve Sinir Tümörlerinin Cerrahisi. (Nöro-Onkolojik Cerrahi)

HOŞGELDİNİZ. Dr. Dilek İnce Günal Nöroloji AD Öğretim Üyesi

Türkiye de NF-1 vakalarında klinik izlem konulu diğer bildirilerin özet sunumu. Dr. Sema Saltık İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Nöroloji

Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuk Epileptik sendrom kavramı ve West

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Ölümcül Santral Sinir Sistemi Hastalıkları I epidural, subdural, intraparankimal kanamalar

Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

TRAFİK KAZALARI, DÜŞMELER, DARP OLGULARI ve İŞ KAZALARINDA ADLİ SÜREÇ ÖRNEK OLGU DEĞERLENDİRMESİ

AÇIKLAMA Araştırmacı:Abdi İbrahim Otsuka. Konuşmacı: - Danışman: -

BEYİN ANATOMİSİ TEMPORAL VE FRONTAL LOB

YÜKSEK KORTİKAL FONKSIYONLAR. Dr.Adalet ARIKANOĞLU DAVRANIŞ NÖROLOJİSİ

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi. Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta

İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI

Otizm Spektrum Bozukluğu. Özellikleri

Dr.Sinem SEVİL Dr.Reyhan Dağ Karataş Doç.Dr.Altan Eşsizoğlu Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fak. Ruh Sağlığı ve Hastalıkları A.B.

ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE İNTİHAR GİRİŞİMİ

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Dr. Mehmet Seçer,* Dr. Nilay Taş,** Dr. İsmail Ulusal*

Acil Serviste Kafa BT (Bilgisayarlı Tomografi) Değerlendirmesi. Uzm. Dr. Alpay TUNCAR Acil Tıp Uzmanı KIZILTEPE DEVET HASTANESİ

Frontotemporal Demans. Frontotemporal Dementia. Betül Özdilek, Mustafa Ülker, Esma Kobak, Gülay Kenangil

Negatif Geri Beslemeli Kontrol

Transkript:

Türk Psikiyatri Dergisi 2007; 18(2): 3.ÇIKTI Beyin Damar Hastalığı Sonrası Gelişen Frontal Belir ler ve Klüver-Bucy BASKIDA Benzeri Sendrom Dr. Hatice ÖZDEMİR 1, Dr. Murat REZAKİ 2 Özet / Abstract Subaraknoid kanama ve hidrosefali sonrası frontal lob belirtileri ve Klüver-Bucy benzeri sendrom gelişen bir vaka sunulmaktadır. Klüver-Bucy Sendromu nadiren görülen sakinlik, görme agnozisi, hiperseksüalite, hiperoralite ve hipermetamorfoz (her görsel uyarana tepki verme veya dokunmaya çalışma eğilimi) ile kendini gösteren nörodavranışsal bir durumdur. Sıklıkla amigdala ve ilişkili yollardaki hasar ile ortaya çıkan bir sendromdur. Sendrom kafa travması, anoksik-iskemik ensefalopati, herpes simpleks ensefaliti ve Reye Sendromu sonrası görülmektedir. Bilateral orta serebral arter anevrizma ameliyatına bağlı menenjit sonrası hidrosefali gelişen 45 yaşındaki sağ elini kullanan kadın hasta bir takım davranışsal ve duygusal değişikliler nedeniyle psikiyatri polikliniğine başvurmuştur. Psikiyatrik değerlendirmede artmış ve disinhibe konuşma, perseverasyon, sakinlik, bozulmuş yap/yapma testi, çok yeme gibi özellikler saptanmıştır. Beyin manyetik rezonans görüntülemede her iki anterior superior temporal loblarda (amigdalayı da içine alan) ensefalomalazik gliotik değişiklikler, hidrosefali, frontal bölgede beyaz cevherde iki taraflı sinyal değişiklikleri ve bilateral sentrum semiovalede enfarkt alanı olduğu rapor edilmiştir. Sakinlik (azalmış korku ve öfke tepkileri) ve yeme alışkanlığında değişme Klüver-Bucy Sendromunun özellikleri arasındadır. Disinhibisyon ve perseverasyon ise frontal lob işlev bozukluğuna işaret etmektedir. Anahtar Sözcükler: Klüver-Bucy Sendromu, frontal lob, amigdala, manyetik rezonans görüntüleme SUMMARY: Klüver-Bucy-Like Syndrome and Frontal Symptoms Following Cerebrovascular Disease We present a case with frontal lobe symptoms and Klüver-Bucy like syndrome following subarachnoid hemorrhage and hydrocephaly. Klüver-Bucy syndrome is a rare neurobehavioral condition characterized by placidity, visual agnosia, hypersexuality, hyperorality and hypermetamorphosis (the tendency to react to or to touch every visual stimulus). The syndrome is usually associated with lesions of the amygdala or its pathways and it occurs after head travuma, anoxia-ischemic encephalopathy, herpes simplex encephalitis, and Reye s Syndrome. A 45-year old right-handed female patient who developed hydrocephaly after meningitis due to bilateral middle cerebral artery aneurysm surgery presented to our psychiatry clinic with various behavioral and emotional changes. In her psychiatric examination increased and disinhibited speech, perseveration, placidity, impaired go/no go task performance, and hyperphagia were observed. The patient was treated with risperidone 0, 5 mg/day. Magnetic resonance imaging (MRI) of the brain showed encephalomalatic-gliotic changes in the anterior superior medial temporal lobe (including bilateral amygdala), hydrocephaly, bilateral abnormal signal intensity in the white matter of the frontal region, and bilateral infarction in the centrum semiovale. Symptoms such as placidity (loss of anger and fear) and altered dietary habits are some of the clinical features of Klüver-Bucy syndrome, whereas disinhibition and perseveration are associated with prefrontal cortex dysfunction. Key Words: Klüver-Bucy Syndrome, frontal lobe, amygdala, magnetic resonance imaging 1 Uzm., Hacettepe Ü Tıp Fak., Öğrenci Sağlık Merkezi, Ankara. 2 Doç., Hacettepe Ü Tıp Fak., Psikiyatri AD., Ankara. Dr. Hatice Özdemir, e-posta: haticoezdemir@yahoo.de 1

GİRİŞ Temporal ve frontal lob hasarının psikiyatrik belirti ve sendromlarla ilişkisi uzun yıllardır bilinmektedir. Klüver ve Bucy (1938, 1939) maymunlarda bilateral temporal lobektomi (amigdala, hipokampus ve çevre kortikal yapılar) ile tekrar oluşturulabilen davranış değişiklikleri tanımlamışlardır. Bu hayvanlar, tüm nesneleri, elleri yerine, ağızları ile inceleme eğilimindedir. Buna psişik körlük veya vizüel agnozi denmektedir. Ayrıca korku ve öfke yaratan durumlara azalmış motor ve vokal tepki, görüş alanlarına giren her nesneye artmış ilgi (hipermetamorfoz), çok miktarda ve olur olmaz şeyleri yeme eğilimi (hiperoralite) ve artmış cinsel aktivite (hiperseksualite) gibi değişiklikler göstermişlerdir. Sayılan belirtilerden üç tanesinin bulunması halinde Klüver-Bucy Sendromu tanısı konmaktadır (Lilly ve ark. 1983). Amigdala hasarının mutlaka iki taraflı olması gerektiği, tek taraflı lezyonlarda sendromun oluşmadığı yaygın bir kanı iken (Lilly ve ark. 1983), tek olgu bildirimleri sol temporalektomi (Ghika-Schmid ve ark. 1995) ve sağ amigdala hasarı (Yoneoka ve ark. 2004) sonrasında da benzer belirtilerin olabileceğini göstermektedir. İnsanlarda herpes simpleks ensefaliti, anoksikiskemik ensefalopati, kafa travması, Pick hastalığı, transtentorial herniyasyon, adrenolökodistrofi, Reye sendromu, CO zehirlenmesi, subdural kanama gibi hastalıklar Klüver-Bucy Sendromu nedenleri arasında sayılmaktadır (Lilly ve ark. 1983). Klüver-Bucy Sendromu nun yalnızca amigdala lezyonuna özgü olmadığı, frontal lob hasarında (Takahashi ve Kawamura 2001) veya izole diensefalon lezyonlarında (Müller ver ark. 1999) da benzer belirtiler görülebildiği, bunun da dorsomedial talamus, prefrontal korteks (PFK) ve diğer limbik yapıları birbirine bağlayan yolaklardaki hasarla ilgili olabileceği bildirilmektedir. İnsanlarda tüm belirtilerin bir arada olduğu Klüver-Bucy Sendromu nadiren görüldüğü gibi, belirtilerin klinik görünümleri de farklı olabilmektedir. Yüz ifadesini ayırt etme güçlüğü (prosopagnozi), sakinlik, uysallık veya künt duygulanım, hipermetamorfoz, hiperoralite veya aşırı yeme, hiperseksüalite veya değişmiş-artmış seksüel davranışlar gibi belirtiler tanımlanmıştır (Lilly ve ark. 1983). Frontal lob hasarı ise klinik olarak daha sık rastlanan bir durumdur. Planlama, yürütme, basamaklı düşünce, sıraya koyma, yargılama, strateji değiştirme, davranış esnekliği, istenç, içgörü, hayalinde canlandırma, olayların muhtemel uzak sonucunu kestirme, işlem belleği gibi bilişsel işlevler frontal lob sorumluluğundadır (Mesulam 2000). Striatum, limbik sistem ve primer-sekonder kortikal bölgelerle çok sayıda karşılıklı bağlantıları vardır. Biliş, algı ve emosyonel alanda belirtilerin ortaya çıkışı frontal-striatal-talamik devrenin kesintiye uğraması ile ilgilidir. Bu devredeki hasar şizofreni, depresyon, mani, obsesif-kompülsif bozukluk ve frontal kişilik bozukluğu gibi bozuklukların temelini oluşturmaktadır (Joseph 1999). Bu vakada, subaraknoid kanama ve buna bağlı oluşan komplikasyonlar sonrası gelişen davranış değişiklikleri ile beyin görüntüleme bulguları tartışılacaktır. Hastalık öyküsü: Daha önce bilinen bir sistemik hastalığı olmayan 45 yaşındaki sağ elini kullanan kadın hasta evde bayılması üzerine hastaneye getirilmiş ve bilateral orta serebral arter (MCA) anevrizma kanamasına bağlı subaraknoid kanama (SAK) nedeniyle opere edilmiş. Hastanın ameliyattan sonraki haftada, ateşinin yükselmesi üzerine, lomber ponksiyon (LP) yapılmış ve menenjit tanısı konularak antibiyotik tedavisi başlanmış. Bu dönemde çekilen kontrol beyin tomografisinde ventriküllerde büyüme saptanmış ve tekrarlanan LP sinde beyin omurilik sıvısı (BOS) basınçları açılışta 195 mmh 2 O ve kapanışta 145 mm- H 2 O olarak ölçülmüş. Hastanede yattığı dört haftanın sonunda, hidrosefali açısından takip edilmek üzere, fenitoin ve metoprolol ile taburcu edilmiş. Kocasının ifadesine göre hastanın taburculuk sonrasında yaklaşık 10 gün süren, gelip giden bilinç bulanıklığı olmuş. Bilinç bulanıklığına dengesiz yürüme, idrar ve gayta inkontinansı da eşlik ediyormuş. Bu 10 günlük dönemin sonunda bilinç bulanıklığı, inkontinans gibi belirtilerde düzelme olmuş. Hastanın bundan sonraki dönemde yaklaşık bir ay süren anlamsız konuşması olmuş. Bu dönemde yapılan kontrol LP lerinde BOS basıncı normalmiş. Evde bir torunu olduğu halde üç torunu olduğunu söylüyor, geliniyle öncesinde sorunu olmadığı halde ona kötü davranıyormuş. Üç gün boyunca evlerinin taşlandığını gördüğünü, kendisine bu şekilde zarar verilmeye çalışıldığını söylüyormuş. Hasta genelde gergin ve endişeli görünüyormuş. Yakınlarının telkinleriyle yatışmıyor, başına gelebilecek kötülüklerden korktuğunu yineliyormuş. Evde sürekli kendi kendine konuşuyormuş. Hasta bu belirtilerle nöroloji bölümünün önerisi üzerine psikiyatri polikliniğine gelmiş. Yapılan ilk psikiyatrik görüşmede hastanın sürekli kendi kendine konuşutuğu, yer-kişi-zaman yöneliminin doğal olduğu, kötülük görme sanrısı ve görme 2

Resim 1. Koronal kesitte amigdalayı da içine alan, bilateral temporal lob lezyonu görülmektedir. varsanısı olduğu belirtilmiş ve psikotik bozukluk tanısı ile risperidon 2 mg/gün başlanmış. İzleminde korku, endişe ve kötülük görme sanrılarının yatıştığı, anlamsız konuşmasının azaldığı görülmüş. Aile bireyleri ile olan ilişkileri de düzelmiş. Ancak çok ve gereksiz yere konuşmaya ve konu tekrarları yapmaya devam ediyormuş. Hastalık öncesi dönemde az konuşan, kolayca sinirlenen ve işlerinde titiz birisi olarak tanımlanan hasta, ev işlerinde özensizmiş ve yaptığı yemekler zaman zaman yenmeyecek kadar tatsız oluyormuş. İnsan ilişkilerinde sınırsızmış ve sosyal olarak uygun davranmıyormuş. Olur olmaz yerlerde lafa karışıyor ve insanları rahatsız edici sorular soruyormuş. Yeme alışkanlığı da değişmiş; açlık hissetmeden sürekli yeme eğilimindeymiş. Daha önceki dönemde kolayca sinirlenen biriyken, daha sakin davranıyormuş. Herşeye daha az kızıyor, daha az sinirleniyormuş. Risperidon dozu intansiyonel tremor nedeniyle 1 mg/güne, ardından 0,5 mg/güne düşürülmüş. Soygeçmişi: Anne ve kardeşinde hipertansiyon ve kalp hastalığı öyküsü bulunmaktadır. Herhangi bir ruhsal hastalık tanımlanmamaktadır. Muayene bulguları: Sistemik muayenesi normal olarak değerlendirildi. Nörolojik muayenesi: Pupilleri anizokorik. Bilateral minimal dişli çark rijiditesi var. Ruhsal durum muayenesi: Kendine bakımı orta, konuşması anlaşılır ve çevresel. Disinhibisyonu var. Duygulanımı öforik. Perseverasyonu var. Düşünce içeriği fakir; obsesyon ve sanrı saptanmadı. Bilişsel yetileri: Dikkat normal. Yakın ve uzak bellek kusuru yok. Söylenen üç kelimenin ikisini 5 dakika sonra hatırladı. Hastalık dönemine ilişkin hatırlayamadığı olaylar dışında uzak bellek korunmuş. Yönelimi kişiye, zamana ve yere korunmuş. Algı kusuru yok. Gerçeği değerlendirme ve yargılama yetileri korunmuş. Hesaplama doğal. Basit aritmetik işlemleri yapabiliyor. Soyut düşünme korunmuş. Zeka düzeyi normal olarak değerlendirildi. Frontal işlevleri, özellikle disinhibisyonu değerlendiren bir test olan yap/yapma (go-no go) testi belirgin şekilde bozuktu. Hastanın eğitim düzeyi elvermediği için diğer frontal testler verilemedi. Laboratuar incelemesi: Rutin laboratuar tetkikleri normal sınırlarda. Beyin manyetik rezonans görüntülemesi (Resim 1,2) radyoloji bölümünce aşağıdaki şekilde değerlendirildi: Bilateral temporal lob anterior superior kesimlerinde kistik alanlar da içeren ensefalomalazik gliotik değişiklikler, bilateral MCA kliplenmesine bağlı artefakt. Sağ temporalde operkuler insuler doku hasarı Bilateral frontal sinyal değişikliği Birden fazla periventriküler iskemik/gliotik lezyon Triventriküler hidrosefali, hafif serebellar atrofi Bilateral sentrum semiovalede enfarkt alanı Tanı tartışması: Hastanın psikiyatrik belirtileri iki farklı dönemde incelenmiştir. Ameliyat sonrası dönemde başlayan ve yaklaşık bir ay süren kendi kendine anlamsız konuşma, tedirginlik, sinirlilik, kötülük görme sanrıları, görme varsanıları ve bozulmuş insan ilişkilerinin olduğu dönem, birinci dönem olarak kabul edildi. Psikotik belirtilerin yatıştığı ve bir takım kişilik değişikliklerin ön plana çıktığı ikinci dönemde ise disinhibisyon, perseverasyon, azalmış sosyal içgörü, planlama güçlüğü, sakinlik, uysallık, aşırı yeme baskın belirtilerdi. Bu yazıda öncelikle ikinci dönem belirtileri ele alınacak ve tartışılacaktır. Mevcut kişilik değişiklikleri göz önüne alındığında frontal ve temporal bölgelerin etkilendiği anlaşılmaktadır. Perseverasyon, disinhibisyon, planlama güçlüğü, azalmış sosyal içgörü ve uygunsuz davranışlar gibi belirtiler frontal işlev bozukluğunun göstergeleridir. Frontal lob, yürütücü işlevlerin merkezi olarak 3

Resim 2. Aksiyal kesitte bilateral frontal sinyal değişikliği ve hidrosefali görülmektedir. düşünülmektedir. Limbik sistem, striatum ve kortikal duyusal alanlardan gelen uyarı ve algıların işlenmesi, bütünleştirilmesi, inhibe edilmesi ve hatırlanmasında kritik öneme sahiptir (Joseph 1999). Frontal lob sendromunda, etkilenen anatomik bölgeye göre farklı klinik görünümler tanımlanmıştır: Dağınık tip (dorsal konveksite), disinhibe tip (orbitofrontal) ve apatetik tip (mesial frontal) (Duffy ve Campell 2001). Bu vakada, belirtilerin orbitofrontal sistem lezyonuyla ilişkili olması muhtemeldir. Manyetik rezonans görüntüleme bulgularından (Resim 2) da anlaşıldığı gibi hastanın bilateral frontal loblarında sinyal değişikliği saptanmıştır. Hidrosefalide ilk etkilenen anatomik bölgenin PFK olduğu ve en sık karşılaşılan bulgunun perseverasyon olduğu bildirilmektedir (Cummings 1995). Frontal ve temporal loblarda atrofi görülmemesi, benzer şekilde frontal lob belirtileri ile başlayan frontotemporal demansı ayırt etmektedir (Neary ve ark. 1998). Olgu ayrıca ilerleyici şekilde vizospasiyal yetilerde ve frontal lob işlevlerinde yıkım ile giden, görme varsanıları ve parkinsonizm belirtileri ile belirli Levy cisimcikli demans ile klinik gelişim, nörogörüntüleme bulguları ve parkinsonizm belirtilerinin yokluğu ile ayırt edilebilir. Parkinsonizm belirtilerinden olan rijidite Levy cisimcikli demansın temel belirtilerdendir, istirahat tremoru ise çok sıklıkla görülmemektedir (Geser ve ark. 2005). Bu olguda görülen hafif parkinsonizm belirtileri antipsikotik kullanımı ile ortaya çıkmış ve ardından ilaç dozunun düşürülmesi ile ortadan kalkmıştır. Başka bir deyişle parkinsonizm belirtileri hastalığın ilk döneminden itibaren eşlik etmemiştir. Çok konuşma, disinhibisyon ve öfori mani nöbetini akla getirmektedir. Ancak çağırışımlarda artma, fikir uçuşması, uyku gereksiniminde azalma, çok para harcama, artmış cinsel istek, enerjik hissetme gibi diğer mani belirtilerinin eşlik etmemesi bizi bu tanıdan uzaklaştırmaktadır. Üzerinde durulması gereken diğer durum, bilateral temporal hasar ile ilgili görünen duygulanımda ve yeme alışkanlığındaki değişikliklerdir. Manyetik rezonans görüntülemesinde görüldüğü gibi (Resim 1), hastanın cerrahiye bağlı oluşan sekelde, amigdalayı da içine alan, bilateral temporal lob lezyonu oluşmuştur. Hasta ameliyat öncesi dönemde oldukça sinirli bir yapıya sahipken artık daha tepkisiz, sakin biriymiş ve eskisine oranla daha fazla yemek yiyormuş. Bu belirtiler bilateral amigdala hasarı ile ortaya çıkan Klüver-Bucy Sendromu nun özellikleri arasındadır. Mediyal temporal lobun, hayatta kalma, yeme ve üreme davranışı üzerinde etkili bir role sahip olduğu bilinmektedir (Mesulam 1999). Farelerde yapılan bilateral amigdalektomi ile farelerin kedilerle karşılaştıklarında gösterdikleri donma davranışı ve otonomik tepkilerde azalma olduğu gösterilmiştir. İki haftalık maymunlarda yapılan izole amigdala lezyonlarında, cansız nesnelerle temasta azalmış anksiyete saptanırken, ikili sosyal etkileşimlerde daha anksiyeteli oldukları gözlemlenmiştir (Prather ve ark. 2001). Çocuklardaki (3-6 yaş) klinik tablonun farklılıkları üzerine duran Pradhan ve arkadaşları (1998), sosyal öğrenmenin belirti görünümünü etkilediğini vurgulamaktadır. Yapılan çalışmalarda izole amigdala lezyonu ile en sık tekrar eden davranışın sakinlik (azalmış korku ve öfke tepkisi) ve hiperoralite olduğu bildirilmektedir (Davis 1999). Hiperseksüalite öyküsünün bulunmaması nedeniyle, Klüver-Bucy Sendromu nun klasik hiperoralite, hiperseksüalite, sakinlik üçlüsünü karşılamasa da, bu hastada bilateral amigdala lezyonu nedeniyle duygulanımda ve yeme alışkanlığında değişiklik olduğu söylenebilir. Bilateral hipokampusları göreceli olarak korunmuş olan hastada, belirgin bir bellek bozukluğu da bulunmamaktadır. Psikotik belirtilerin hakim olduğu birinci döneme ait ayırıcı tanıyı geriye dönük yapmak oldukça güçtür. Hastanın bu döneme ilişkin herhangi birşey hatırlayamaması, bu konuda karar vermeyi güçleştirmektedir. Ancak poliklinik notlarından ve kocasından edinilen bilgilere 4

göre, o dönemde kişinin yer ve zaman yöneliminin bozulmamış olması ve bu belirtilerin gün içinde dalgalanma göstermemesi nedeniyle, deliryum tanısından uzaklaşılmıştır. Öncelikle düşünülecek tanı, tıbbi durum bozukluğuna bağlı psikotik bozukluktur. Bu tablo anevrizma kanamasına bağlı SAK sonrasında gelişen hidrosefali ile zamansal olarak ilişkili görünmektedir. Ameliyat sonrası dönemde gelişen menenjit ve buna bağlı oluşan yapışıklıklar hidrosefali gelişimini kolaylaştırmış olabilir. Sonuç olarak beyin-damar hastalığı, enfeksiyon ve cerrahi girişime ikincil hidrosefali nedeniyle frontal ve temporal bölge hasarına bağlı frontal lob ve Klüver-Bucy sendromu belirtileri gösteren hasta tartışılmıştır. Frontal lob sendromu göreceli olarak daha çok rastlanan bir durum iken, iki taraflı amigdala lezyonu nadiren görülmektedir. Bu olgu, amigdala işlevlerine ışık tutması bakımından önemlidir. KAYNAKLAR Cummings JL (1995) Neuropsychiatry: Clinical Assessment and Approach to Diagnosis. Comprehensive Textbook of Psychiatry. Ed. Kaplan HI, Sadock BJ (6. basım). William & Wilkins, ABD. Davis M (1999) Functional neuroanatomy of anxiety and fear: a focus on the amygdala. Neurobiology of mental illness. Ed. Charney DS, Nestler EJ, Bunney BS. Oxford University Press; ABD. Duffy JD, Campell JJ (2001) Regional prefrontal syndromes: a theoretical and clinical overview. The frontal lobes and neuropsychiatric illnesses. Ed. Salloway SP, Malloy PF, Duffy JD. (1. basım) American Psychiatric Publishing, ABD. Geser F, Wenning GK, Poewe W ve ark. (2005) How to diagnose dementia with Lewy bodies: state of the art. Mov Disord. Aug; 20 Suppl, 12:11-20. Ghika-Schmid F, Assal G, De Tribolet N ve ark. (1995) Klüver Bucy syndrome after left anterior temporal resection. Neuropsychologia, 33:101-113. Joseph R (1999) Frontal lobe psychopathology: mania, depression, confabulation, catatonia, perseveration, obsessive compulsions, and schizophrenia. Psychiatry, 62:139-171. Klüver H, Bucy PC (1938) An analysis of certain effects of bilateral temporal lobectomy in the rhesus monkey with special reference to psychic blindness. J Psycho, 5:33-54. Klüver H, Bucy PC (1939) Preliminary analysis of functions of the temporal lobes in monkeys. Arch Neurol Psychiat, 42:979-1000. Lilly R, Cummings JL, Benson DF ve ark. (1983) The human Klüver-Bucy syndrome; Neurology, 33:1141-1145. Mesulam MM (1999) Neural Substrates of Behavior: The Effects of Focal Brain Lesions upon Mental State. The Harvard Guide to Psychiatry. Ed. Nicholi AM (3. basım). The Belknap Press of Harvard University Press. ABD. Mesulam MM (2000) Behavioral Neuroanatomy: Large-Scale Networks, Association Cortex, Frontal Syndromes, the Limbic System, and hemispheric Specializations. Principles of Behavioral a Cognitive Neurology. Ed: Mesulam MM (2. basım). Oxford University Press. Müller A, Baumgartner RW, Rohrenbach C ve ark. (1999) Persistent Klüver-Bucy syndrome after bilateral thalamic infarction. Neuropsychiatry Neuropsychol Behav Neurol, 12(2):136-9. Neary D, Snowden JS, Gustafson L ve ark. (1998) Frontotemporal lobar degeneration. A consensus on clinical diagnostic criteria. Neurology, 51:1546-54. Pradhan S, Singh MN, Pandey N ve ark. (1998) Klüver-Bucy Syndrome in young children. Clin Neurol Neurosurg, 100:244-258. Prather MD, Lavenex P, Mauldin-Jourdain ML ve ark. (2001) Increased social fear and decreased fear of objects in monkeys with neonatal amygdala lesions. Neuroscience, 106(4):653-8. Takahashi ve Kawamura (2001) Oral tendency due to frontal lobe lesion. Neurology, 57:739-40. Yoneoka Y, Takeda N, Inoue A ve ark. (2004) Human Klüver Bucy syndrome following acute subdural haematoma. Acta Neurochir, 146: 1267-1270. 5