MİLLİ GELİRİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER: TÜKETİM, TASARRUF VE YATIRIM FONKSİYONLARI Harcama yöntemine göre yapılan GSYİH hesaplaması GSYİH = C + I + G şeklinde idi. Biz burada GSYİH ile MG arasındaki farkı bir kenara bırakarak, GSYİH yerine MG ifadesini kullanacağız. Öyle ise yukarıdaki ifadeyi Y = C + I + G şeklinde yazabiliriz. O halde Y reel milli gelir ya da kısaca ülkede bir yılda üretilen mal ve hizmeti, bir başka deyişle kısaca çıktıyı ifade etmektedir. Açık bir ekonomide ise yukarıdaki formül Y = C + I + G + (X - M) şeklini almaktadır. 1 1. TÜKETİM HARCAMALARI VE TÜKETİM FONKSİYONU Ev halkı için tüketim harcamaları, aile fertlerinin gereksinim duydukları mal ve hizmetlerin satın alımı için yaptıkları harcamaların toplamıdır. Makroekonomik anlamda tüketim harcamaları ise, bir ekonomideki tüm tüketicilerin (ev halkının) belirli bir dönemde gereksinim duydukları mal ve hizmetleri satın almak için yaptıkları harcamaların toplamıdır. A. Tüketim Harcamalarını Etkileyen Faktörler Keynes tüketim harcamalarını etkileyen faktörleri kişilerin kendilerine özgü yapısından kaynaklanan subjektiffaktörler (içsel faktörler) ve kişilerin kendi dışındaki nedenlerden kaynaklanan objektif faktörler(dışsal faktörler) olarak ayırmıştır. 2 1
Subjektiffaktörlere beklenmedik olaylara hazırlıklı olabilmek için fon oluşturmak, faiz geliri elde edebilmek amacıyla tasarruf etmek, ileride iş kurabilmek amacıyla tasarrufta bulunmak, alışkanlıklar nedeniyle hasis olma ve çocuklarına miras bırakmak arzusu örnek verilebilir. Objektif faktörler olarak da kişilerin gelecekteki gelirleriyle ilgili tahminleri, faiz haddindeki değişmeler, vergi ve para politikalarındaki değişmeler sayılabilir. Keynes in bahsettiği bu faktörlerin yanında zaman içinde yenileri de ilave edilmiştir. -Servet Düzeyi: Servet arttıkça harcamalar da artar. -Toplumdaki Gelir Dağılımı: Gelir dağılımında eşitliğe yaklaştıkça tasarruflar azalıp tüketim artar. 3 -Fiyatlar Genel Düzeyi İle İlgili Tahminler: Fiyatların artacağı beklentisi varken harcamalar artar. Fiyatların düşeceği beklentisi altında ise, harcamalar ertelenir ve dolayısıyla toplam harcamalar azalır. Gelir dışında tüketim fonksiyonunu etkileyen faktörlerden birinin değişmesi durumunda tüketim fonksiyonu değişir. (Tüketim eğrisi tümüyle yer değiştirir) B. Tüketim Fonksiyonu Harcanabilir gelirle tüketim harcamaları arasındaki şu şekilde ifade edilebilir: C = C 0 +cy d C = Tüketim harcamaları C 0 = Gelirden bağımsız (otonom) tüketim harcamaları c = marjinal tüketim eğilimi Y d = Harcanabilir kişisel gelir 4 2
Şekilde tüketim fonksiyonu gösterilmiştir. C =Y d doğrusu üzerindeki her noktada tasarrufun hiç olmadığı ve bütün gelirin tüketime gittiği varsayılmıştır. Tüketim doğrusu ile bu doğrunun kesiştiği E noktasında tasarruf 0 dır. Bu noktaya başabaş gelir düzeyi denmektedir. Bu noktanın sağında pozitif tasarruf, solunda ise negatif tasarruf durumu söz konusudur. 5 a. Marjinal Tüketim Eğilimi Marjinal tüketim eğilimi harcanabilir gelirdeki ( Y d )çok küçük bir artış karşısında tüketim harcamalarındaki artışın( C) ne kadar olacağını gösteren bir orandır. Marjinal Tüketim Eğilimi = ( C/ Y d ) = tgαdır. b. Ortalama Tüketim Eğilimi: Harcanabilir gelirin ne kadarının tüketime ayrıldığını gösteren bir orandır.. Ortalama tüketim Eğilimi = OC 1 /OY 1 = AY 1 /OY 1 = tgβdır.. 6 3
Marjinal tüketim eğilimi her noktada eşitken ortalama tüketim eğilimi gittikçe azalmakta, buna karşın marjinal tüketim eğiliminden her noktada daha yüksek olmaktadır. (Çünkü tgα, tgβ dan küçüktür). Ortalama tüketim eğilimi gelir Y 1 e erişene kadar 1 den büyükken Y 1 den sonra ise küçüktür. 2. TASARRUF VE TASARRUF FONKSİYONU A. Tasarruf Fonksiyonu Harcanabilir geliri Y d = C + S şeklinde ifade edersek S = Y d C dir. Öte yandan C = C 0 + cy d olduğundan C yerine bu ifadeyi koyarsak S = Y d (C 0 + cy d ) = Y d C o cy d = Y d (1-c)-C o 1-c = s olduğundan S = sy d C o, -C o ifadesi S o demek olduğundan S = S o + sy d ifadesi elde edilir. 7 Şekil 36-3 te harcanabilir gelirle tüketim fonksiyonu arasındaki farka eşit olan tasarruf fonksiyonunun diyagram yardımıyla elde edilişi gösterilmiştir. Tüketicilerin hiç geliri yokken bile tüketim yaptıklarını gösteren OC o mesafesi ile OS o mesafesi birbirine eşittir. Çünkü tüketicinin hiç geliri yokken bile borçlanarak ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Bu durumda tüketici negatif tasarruf yapmaktadır. Harcanabilir gelir Y 1 düzeyine erişene kadar negatif tasarruf söz konusu iken, Y 1 gelir düzeyinden sonra tasarruf pozitif olmaktadır. 8 4
a)marjinal Tasarruf Eğilimi Marjinal tasarruf eğilimi bir ekonomideki harcanabilir gelirdeki küçük bir artışın, ne kadarının tasarruf edildiğini ifade eder. Yani, Marjinal Tasarruf Eğilimi = S/ Y d = tgα dir. b)ortalama Tasarruf Eğilimi Ortalama tasarruf eğilimi, bir ekonomideki harcanabilir gelirin ne kadarının tasarruf edildiğini gösterir, yani S/Y d dir. Harcanabilir gelir miktarı Y 1 kadarken tasarruf miktarı AY 1 kadar olduğuna göre ortalama tasarruf meyli S/Y d = AY 1 /OY 1 = tgβkadar olmaktadır. Tasarruf fonksiyonunu orijinle birleştirdiğimizde kesikli çizgilerden oluşan açının tanjantı tasarruf fonksiyonunun eğimine eşittir ve örneğimizde sabittir. 9 B. Marjinal ve Ortalama Tüketim ve Tasarruf Eğilimleri Arasındaki İlişkiler Bir ekonomide hem marjinal hem de ortalama tüketim eğilimleri toplamı daima bire eşittir. a)marjinal Tasarruf ve Tüketim Eğilimleri Toplamı Y d =C + S olduğundan Y d = C + S yazabiliriz. Eşitliğin her iki yanını Y d ye böldüğümüzde Y d / Y d = C / Y d + S/ Y d = 1 olur. C / Y d =c ve S/ Y d =s olduğundan dolayı c + s =1 olur. b)ortalama Tüketim ve Ortalama Tasarruf Eğilimleri Toplamı Y d =C + S olduğundan her iki tarafı da Y d ye bölersek Y d / Y d =C / Y d + S/ Y d = 1olur. C / Y d ortalama tüketim eğilimine, S/ Y d ise ortalama tasarruf eğilimine eşit olduğundan ortalama tüketim eğilimi ile ortalama tasarruf eğilimlerinin de toplamları 1 e eşittir. 10 5
C. Tüketim ve Tasarruf Fonksiyonlarının Şekilleri Daha önce marjinal tüketim eğiliminin gelir arttıkça sabit kaldığını varsaydığımızı ifade etmiştik. Bu varsayım gerçek hayattaki durumla örtüşmemektedir. Gerçek ekonomik hayatta tüketicinin geliri arttıkça marjinal tüketim eğilimi azalırken, marjinal tasarruf eğilimi artmaktadır. D. Harcanabilir Gelirden, Milli Gelire Milli gelirden bazı kalemlerin çıkarılması ve bazı kalemlerin ilavesi ile erişilen kişisel gelirden vasıtasız vergiler çıkarıldığında harcanabilir gelir elde ediliyordu. Genellikle harcanabilir gelir milli gelirden daha düşük değerler almaktadır. 11 3. YATIRIM VE YATIRIM FONKSİYONU A. Yatırım Kavramı, Yatırım Çeşitleri ve Yatırım Fonksiyonu Yatırım, bir ekonomide belirli bir dönemde mevcut sermaye malları ve teçhizatı stokuna yapılan net ilavelerdir. a)yatırım Çeşitleri i. Plasman-Yatırım İlişkisi Mevcut yatırımların el değiştirmesine plasman denir ve ekonomik anlamada yatırım demek değildir. ii. Brüt Yatırım-Net Yatırım Safi(Net) Yatırım = Brüt (Gayri Safi) Yatırım Amortismanlar iii. Otonom Yatırımlar Uyarılmış Yatırımlar Otonom yatırımlar milli gelirdeki her türlü değişiklikten bağımsız yatırımlardır. Uyarılmış yatırımlar ise milli gelirdeki değişmelere göre değişmektedir. Şekil 36-7 de Y 1 düzeyinin altında negatif uyarılmış yatırımüzerinde ise pozitif uyarılmış yatırım söz konusudur. 12 6
b)yatırım Fonksiyonu Şekil 36-8 de yatırım ile milli gelir arasındaki ilişki gösterilmiştir. I o otonom yatırımı, a ise marjinal yatırım eğilimini göstermektedir. Uyarılmış ve otonom yatırımların her ikisini de ihtiva eden toplam yatırım fonksiyonu I = I o + ay şeklinde ifade edilir. B. Marjinal ve Ortalama Yatırım Eğilimi Marjinal yatırım eğilimi I/ Y şeklinde ifade edilirken ortalama yatırım eğiliminin fonksiyonunun formülü ise I/Y şeklindedir. Pozitif eğimli doğrusal bir yatırım fonksiyonunda marjinal yatırım eğilimi sabit olmasına karşın ortalama yatırım eğilimi uyarılmış yatırımlar arttıkça artmaktadır. 13 C. Yatırım Kararları, Sermayenin Marjinal Etkinliği ve Yatırım Talep Eğrisi Girişimci kendisine en yüksek kar getirecek alanda yatırım yapmayı tercih edecektir. Yatırımı belirlerken yatırım sonucunda elde edeceği getirinin, yatırıma ayırdığı paranın faiz getirisinden yüksek olması koşulunu arar. Yatırımın karlılık oranına sermayenin marjinal etkinliği denmektedir. Sermayenin marjinal etkinliği(sme) sermaye malının(örn. Makine) ekonomik ömrü boyunca yatırımcıya sağlayacağı net gelirin o günkü değerini, söz konusu sermaye malının alış fiyatına eşitleyen iskontooranıdır. C = MÜH k /(1+r) Burada Cmakinenin maliyeti, rsermayenin marjinal etkinliği, MÜH k ise sermayenin marjinal ürün hasılatıdır. C = MÜH 1 /(1 + r) + MÜH 2 /(1+r) 2 + MÜH 3 /(1+r) 3 + MÜH n /(1 + r) n formülü ise makinenin ömrü 1 yıl değil de n yıl kadarken oluşan gelirlerini makinenin maliyetine eşitleyen iskonto oranını(sermayenin marjinal etkinliğini) hesaplamamıza yardımcı olur. r>i olduğu sürece yatırımcılar yatırımlara devam edeceklerdir. Yatırımcılar r nin yüksek olduğu alanlara yönelecekleri için ekonomide yatırımların dağılımı açısından optimalite sağlanacaktır. 14 7
Ekonomide faiz oranı ile yatırımlar arasında ters yönlü bir ilişki vardır. Yani faiz oranı düştükçe yatırımlar artacaktır. Dolayısıyla yatırım talep eğrisi sol yukarıdan sağ aşağıya doğru inen bir eğri şeklindedir. TOBİN İN Q TEORİSİ VE YATIRIM TALEBİ Tobinfirmaların ne zaman yatırım yapmaları gerektiğine dair oldukça basit bir teori ortaya atmıştır. Buna göre, q =Firmanın piyasa Değeri/Firmanın Yenileme Maliyeti formülündeki q katsayısının değerine göre yatırım kararları şekillendirilmelidir. -Eğer q>1 ise, firmanın piyasa değeri yenileme maliyetinden büyük olduğu için firma kardadır ve yeni yatırım yapabilmek için sermaye stokunu genişletebilir. Bunun için piyasaya hisse senedi ihraç edebilir. -Eğer q<1 ise, firmanın piyasa değeri yenileme maliyetinden büyük olduğu için yatırım yapmak karlı değildir. -Eğer q=1 ise, bu durumda firma yeni yatırımlar yapmayıp mevcut üretimin aksamaması için yıpranmadan kaynaklanan güç kaybını önleyecek yatırımlar yapar. 15 D. Milli Gelirdeki Değişmelerin Yatırımlar Üzerindeki Etkisi Bir ülkede yatırım sadece faiz haddine değil milli gelire de bağlıdır. Milli gelirdeki bir artış yatırım talep eğrisini bütünüyle sağa kaydırmakta ve aynı faiz haddinde yatırım miktarının artmasına neden olmaktadır. E. Tüketim Harcamalarındaki Değişmelerin Yatırımlar Üzerindeki Etkisi: Hızlandıran Prensibi Hızlandıran prensibi tam kapasite ile çalışan bir ekonomide, tüketim malları talebindeki artışın, yatırım malları talebinde neden olduğu artışı konu alır. Tüketim harcamalarındaki artış yatırımları kendisinden daha büyük oranda artırdığı için hızlandıran prensibi denmiştir. Bir endüstride tüketim malları talebindeki artış C t dönemindeki toplam tüketim malları ile C t-1 dönemindeki toplam tüketim malları arasındaki fark kadardır. Bu artan tüketim mallarını karşılayacak talebin Y kadar olduğunu varsaydığımızda Y = C = C t -C t-1 formülünü elde ederiz. 16 8
Y kadar üretimi gerçekleştirmek için yeni yatırımlara ihtiyaç vardır. Tüketim malları talebindeki artış karşısında, uyarılmış yatırımlardaki artışın ne olması gerektiği, söz konusu ekonomideki sermaye-hasıla oranına bağlıdır. Sermaye-hasıla oranı, bir ekonomide bir birimlik ürün ya da hasıla elde edebilmek için ne kadarlık yatırım malına gerek olduğunu gösterir ve bir katsayı(v) ile ifade edilir. A = K/H (K =Sermaye, H = Hasıla). Bu formüle göre sermaye hasıla oranı büyüdükçe tüketim malları talebinin uyardığı yatırım malları talebi artacaktır. Sermaye-hasıla oranına uyarılmış yatırım katsayısı denildiği gibi, tüketim harcamalarındaki artışın yatırım harcamalarında artışa neden olmasından dolayı hızlandıran katsayısı da denilmektedir. Bir ekonomide sermayenin yıpranmasını önleyici ikame yatırımların (amortisman oranı kadar ilave yatırımın) da yapılması gerekir. O halde bir ekonomide her yıl yapılacak toplam yatırım -yıldan yıla değişen tüketim harcamalarının seyrine - tüketimin uyardığı yatırım miktarının ne kadar olacağını gösteren sermaye hasıla oranına -mevcut sermaye stokunun ömrüne bağlıdır. 17 Tablo 36-1 de tüketim harcamalarındaki küçük değişikliklerin yatırım harcamalarında büyük değişikliklere neden olduğu gösterilmiştir. 18 9
Yatırım malları endüstrisinin talebindeki dalgalanmalar, bu endüstride önemli istihdam sorunlarını ortaya koymaktadır. Ekonomide tüketim mallarına olan talebin bir defa artması değil, dönemler itibariyle artışlar olması halinde, yatırım malları talebinde dalgalanmalar olmayacaktır. Hızlandıran prensibi bir çok ekonomist tarafından eleştirilmiştir. Şöyle ki; -Tüketim malları talebindeki değişikliğin yatırım malları talebini uyarması için tüketim malları sanayisinin tam kapasitede faaliyette bulunması gerekir. Öte yandan tüketim malları sanayi tam kapasitede faaliyette bulunsa bile, yeni yatırımlara gitme yerine, fazla mesai ile aşırı kapasitede üretimde bulunarak, fazla talebi karşılayabilir. -Yeni yatırımlar yapılması için talep artışının sürekli olacağına inanılması gerekir. Üretim kapasitesinde artış sağlayabilmek için, gerekli makinaların üretimi bir yıldan fazla olabilecektir. -Sermaye-hasıla katsayısı oranının sabit olduğu varsayılmaktadır. Bu oran, çeşitli faaaliyetkollarında değişebilir. Sonuç olarak, tüketim malları talebindeki artışa, yatırımlardaki artışla cevap vermek hem gecikmeli hem de gereğinden az olabilir. Bu eleştirilere karşı hızlandıran prensibi, konjonktürel dalgalanmaların nedenlerinden biri olarak gösterilmektedir. 19 10