Genel Kültür vatandaşlık KPSS pratik analitik şematiközet anlatım
KPSS Vatandaşlık Özet Anlatım EDAM Öğrenci Kitaplığı 42 EDAM ın yazılı izni olmaksızın, kitabın tümünün ya da bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltılması ve/veya dağıtımı yapılamaz. Hazırlayan Süleyman ERTEKİN sertekin34@hotmail.com.tr KPSS Temel Kitap - Nobel Yayınları ndan yararlanılmıştır. Kapak Tasarım Nevzat ONARAN Grafik Tasarım ve Uygulama Ahmet KARATAŞ Semih Edis ISBN 978-605-4919-10-9 1. Basım: Mart 2014, İstanbul Baskı ve Cilt Limit Ofset Litros Yolu, 2. Matbaacılar Sitesi, A Blok, ZA 13, Topkapı / İstanbul - Tel: +90 212 613 8737 eğitim danışmanlığı ve araştırmaları merkezi Ferah Mah. Ferah Cad. Bulduk Sok. No:1 34692 Üsküdar - İstanbul / Türkiye Tel./Fax: +90 216 481 30 23 www.edam.com.tr egitim@edam.com.tr - 2 -
içindekiler HUKUKUN BAŞLANGICI 6 Toplumsal Yaşam 6 Hukukun Kuralları 15 Hukukun Kaynakları 20 Hukukun Dalları 24 a. Kamu Hukuku 25 b. Özel Hukuku 29 c. Karma Hukuku 32 Hukukta Boşluk 32 Kişi Kavramı ve Ehliyet 35 Hak Kavramı 41 Çocuk Hakları Bildirgesi 51 Demokrasi ve Devlet Kavramı 53 Devlet Biçimleri 56 ANAYASA 59 Anayasa Kavramı 59 1982 Anayasası 66 Yasama 79 Yürütme 89 Yargı 98 KAMU YÖNETİMİ 109 Türkiyenin İdari yapısı 117 YEREL YÖNETİMLER 121 KURUM ve KURULUŞLAR 141 ULUSLARARASI ÖRGÜTLER 157 KPSS-2013 soruları 176 GÜNCEL BİLGİLER 180-3 -
Ön Söz Elinizdeki eser KPSS de size yardımcı olma arzusuyla hazırlandı. Eser; I. Hukuk II. Anayasa III. Kamu Yönetimi (İdare) IV. Güncel Konular başlıkları altında oluşturuldu. Her bölüm ayrıntılı olarak anlatıldı. Konunun önemli noktaları uyarı olarak belirtildi. Konuları iyice çalıştıktan sonra, sorularla konuları pekiştirmeye çalışınız. Eski yılların KPSS sorularını çözerek soru tipleri hakkında bilgi sahibi olunuz. - 4 -
Temel Yurttaşlık Bilgisi ve Güncel Konular Soru Dağılımı: * Hukuk başlangıcı ve genel kamu hukuku % 5 * Anayasa % 5 * İdare % 5 * Güncel Konular % 10 Edam KPSS Vatandaşlık ve Güncel Bilgiler kitabının sizlere faydalı olması temennisiyle, başarılar dileriz. EDAM - 5 -
Genel Hukuk TOPLUMSAL YAŞAM 1. Toplumsallaşma İNSAN ve TOPLUM Toplumsallaşma, bireyin içinde yaşadığı toplumla bütünleşmesi, o toplumun kültürünü maddi ve manevi öğeleriyle öğrenmesi ve benimsemesidir. Toplumsallaşma, bireye benlik ve kişilik kazandırırken, aynı zamanda o toplumun sürekliliğini de sağlamaktadır. Toplumsallaşma özü itibariyle bir kültürel çevreye hazırlanma demektir. Kültür; insanların, dil, din, gelenek, görenek, eğitim, öğretim, sanat, hukuk, siyasal kurumlar vasıtasıyla elde ettikleri birikimlerden gelecek kuşaklara kazandırdıklarıdır. 2. Toplumsal Gruplar Toplumsal grup, iki ya da daha fazla kişinin ortak bir amaç çevresinde bir araya geldikleri ve nispeten sürekli olan birlikteliklere denir. Toplumsal grup yapılanması cemaat ya da cemiyet tipi olarak karşımıza çıkmaktadır. Cemaat tipi yapılanmada; grubun duygu yüklü, sayısal olarak küçük, geleneksel ve bireylerin gereksinimlerini karşılamaya yönelik olduğunu görmekteyiz. İnsanlar arasında yardımlaşma öne çıkmaktadır. Çıkar ilişkileri geçerli değildir. Cemiyet tipi yapılanmada ise; insanların toplum içinde yüklendikleri rolü en iyi biçimde yerine getirmeleri ve bu sayede işlerin başarılı bir şekilde yapılması önemlidir. Resmi, sevgiden arınmış ve çıkarlara dayalı bir ilişki sistemi vardır. 3. Toplumsal Kurumlar Örgütlenmiş ve göreli bir bütün oluşturan, düşünceler, inançlar, gelenekler, davranışlar, belirleyici öğeler ve simgelerden meydana gelen kurumlardır. Belirgin özellikleri, bir bütün oluşturmaları ve süreklilik sergilemeleridir. - 6 -
Kurumlar, ait oldukları toplumun özelliklerini meydana getiren koşulları daha da sağlamlaştırmak ve belirgin kılmak amacıyla oluşturulmuştur. Örneğin, aile, eğitim, din, parlamento, sivil toplum örgütleri. Toplumsal kurumlar, resmi olan veya olmayan davranış kurallarına göre hareket eder. a. Aile Aile; geçmişi, bugünü ve yarını ifade eden bir kavramdır. İnsanlık tarihinin ilk dönemlerinden beri süregelen hemen hemen en eski ve temel toplumsal kurumdur. Toplumsal süreç içerisinde aile; anne, baba, büyükanne, büyükbaba ve çocuklardan oluşan kalabalık yapıdan, çekirdek aile dediğimiz anne, baba ve çocuklardan oluşan bir yapıya dönüşmüştür. Bireyin ilk duygu, davranış ve düşüncelerinin şekillendirdiği ve ilk eğitimini aldığı yerdir. Aynı zamanda bir eğitim kurumu olan aile, biyolojik, psikolojik, kültürel birikimlerin aktarıldığı, kişisel gelişimin tamamlandığı, gelenek ve görenekler ile, dinî vecibelerin öğretildiği kurumdur. Türk Medeni Kanunu nun aile ve evlilik birliği ile ilgili bazı kuralları şunlardır: Eşler oturacakları konutu birlikte seçerler. Birliği eşler beraberce yönetirler. Eşler, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılırlar. Eşlerden her biri, ortak yaşamın devamı süresince sürekli ihtiyaçları için evlilik birliğini temsil eder. Eşlerden biri meslek ve iş seçiminde diğerinin iznini almak zorunda değildir. Ancak meslek ve iş seçiminde ve bunların yürütülmesinde evlilik birliğinin huzur ve yararı göz önünde tutulur. - 7 -
b. Eğitim Eğitim, kültürün bilinçli ve planlı olarak aktarılması, bireyin davranışlarının geliştirilmesidir. Eğitim, çocuğa insan olma özelliği kazandırır ve toplumsallaştırır. Toplumda yer alan bütün kurumlar, toplumsal olgu ve değerler bireyin eğitimini etkilemekle birlikte eğitimden asıl sorumlu kurum okuldur. c. Din İnsanların inanma gereksinimleri olduğu ilk dönemlerden itibaren bilinmektedir. Bu nedenledir ki toplumlara ve toplumsal değişmelere göre inanç farklılıkları ortaya çıkmaktadır. Dinin toplumda dört temel görevi bulunmaktadır. Bunlar; İnsanın belirli kurallara uyarak öz denetim kazanmasına yardımcı olması, Bireyler arasında birleşme ve dayanışma sağlaması, Geleneklerin devamlılığını temin etmesi, Huzur ve güven ortamı oluşturarak insanları mutlu kılması, onları kaygılarından ve endişelerinden uzaklaştırmasıdır. d. Parlamento Parlamento; yasama gücüne ve yetkisine sahip meclis/meclisler demektir. Yönetim konusundaki görüşlerin oluşturduğu politika, yönetim biçimleri ve yönetimle ilgili uygulamaları yönlendirmektir. Politika ve yönetimi üç temel kavram olan; güç, otorite ve devlet oluşturur. Güç, bireylerin ya da grupların kendi çıkarlarını gerçekleştirebilme yeteneğini; otorite, hükümetin meşru güç kullanımını; devlet ise, belirli bir toprak parçası üzerinde ve bir siyasal sistem çerçevesinde, gerektiğinde egemenliğini ve politikalarını yürütmek için askeri güç kullanma yeteneğini anlatır. e. Sivil Toplum Örgütleri Farklı konularda kamuoyu oluşturmak, devletin ulaşamadığı ya da etkin olamadığı alanlarda faaliyet göstermek üzere örgütlenmiş topluluklardır. - 8 -
Belirli toplumsal kesimlerin temsilciliğini yapan sivil toplum örgütleri ile genel toplumsal talepler arasında denge kurulmaya çalışılmaktadır. f. Kitle İletişim Araçları Bugün kitle iletişim araçları sayesinde dünyanın herhangi bir yeri ile istenilen anda iletişim kurulabilmektedir. Bunun olumlu yanları olduğu kadar olumsuz yanları da vardır. Kendini sürekli yenileyen ve geliştiren medya, gençlerin, çocukların hatta yetişkinlerin olumsuz davranışlara itilmesine de yol açabilmektedir. g. Çalışma Yaşamı Kişi edindiği meslek ve yaptığı iş ile toplumda rol sahibi olur. Çalışma yaşamında yaratıcı ve üretken olan kişi öz güven kazanır, toplumda belirli bir yer edinir, gelecek kuşaklara örnek olur. Üreterek toplumsallaşan kişi, kendini sürekli geliştirerek daha önemli, saygın ve onurlu bir yurttaş durumuna gelir. 4. Toplum Hayatını Düzenleyen Kurallar İnsanlığın ilk dönemlerinden itibaren toplum hayatını düzenleyen kurallar var olmuştur. Zaman içerisinde meydana gelen gelişmelere paralel olarak kuralların nitelikleri de değişmiştir. Genel ve yazılı olmayan kuralların yerini zamanla yazılı ve ayrıntılı kurallar almıştır. Toplu yaşam, bireylerin bazı davranışlarını sınırlandırma ihtiyacını doğurmuştur. Her bireyin kendi gereksinimini sağlama çabası toplumda kaosun olması anlamına gelmektedir. Bu sebeple, toplumsal düzeni sağlayan etkili bir toplumsal kontrol sisteminin bulunması gerekir. Birey, toplumsallaşma süreci ile birlikte mevcut sisteme uyum kabiliyeti kazanır. Bulunduğu her ortamda sisteme uygun olan/olmayan davranışları öğrenir. Sistem, bireyi toplumsal kurumlar ve diğer birimler aracılığıyla ortak değer ve eylem ölçülerine uygun davranışlarda bulunmaya zorlar. - 9 -
a. Değerler Bir kültüre mensup üyelerin; istenilenin veya istenilmeyenin, iyinin veya kötünün, güzelin veya çirkinin ne olduğunu belirlemede kullandıkları standartlardır. Değerler, halkın yaşam biçiminin her alanına fiilen yansıyan genel ilkelerdir. Toplumsal yaşamda her şey değerlere göre algılanır ve değerlere göre karşılaştırma konusu olur. Toplumlar kabul gören değerlerini gelecek kuşaklara aktarır. Aktarma sırasında, bireyden değerleri anlaması değil, hissetmesi istenir. Değer, mutlak bir gerçeklik olarak görülür ve doğal kabul edilir. Değerlere örnek olarak; başarı, disiplinli ve çok çalışma, insancıl olma, eşitlik, özgürlük, uyumlu olma, demokrasi, kendine ve başkasına saygıyı verebiliriz. Değerler zamanla yerlerini yenilerine terk ederler. Bireylerin, tüm değerlere aynı ölçüde bağlı olması beklenmemektedir. Bireyler arası veya kuşaklar arası çatışmaların sebeplerinden biri değerlerdeki değişimdir. b. Normlar Her toplumun değerlerini koruması ve sürdürmesi zorunludur. Bireyler ile toplum ve kurumlar arasındaki ilişkileri düzenleyen yazılı veya yazılı olmayan kurallar bulunmaktadır. Belirli bir durumda uygun olan veya olmayan değer, tutum veya davranışı belirleyen ve yaptırımla desteklenen toplumsal kurallara norm denilmektedir. Normlar toplumsallaşma sürecinde öğrenilir ve birey için bir alışkanlık niteliği taşır. Süreç sonunda birey normları benimsemiş ve özümsemiş duruma gelir. Buna normun içselleştirilmesi denilmektedir. Normların geçerli kural olmasında içselleştirmenin yanı sıra, normların yaptırımlarının bulunması da önemli bir etkendir. Toplumda geçerli normlar arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Normları yazılı olan veya olmayan şeklinde ayrıştırabiliriz. Toplumda uzun süre geçerliliğini devam ettirerek gelişen ve gelenekselleşen yaygın ve genel normlara âdet, daha güçlü değerler içeren normlara ise örf denilmektedir. Örf ile âdet arasında yalnızca bir düzey farkı söz konusudur. - 10 -
c. Örf ve Âdetler İnsanların ilişkilerine büyük ölçüde yön veren bu kurallar bulundukları çevre ile sınırlı olup oldukça esnektir. Aynı toplum içinde farklı örf ve âdetler bulunabilmekte, ayrıca bazı insanlar örf ve âdetlere aynı düzeyde ilgi göstermeyebilmektedir. Kaldı ki örf ve âdetler de zamanla değişikliğe uğrayabilmektedir. Örf ve âdetlerin yaptırım gücü bireylerin dışlanması şeklinde açığa çıkmaktadır. Evlenenlere takı takılması, yardıma muhtaç kimselere ve kimsesizlere yardım edilmesi, aşevi açılması, işlerin imece ile yapılması vb. örf ve âdetlere örnektir. d. Görgü Kuralları Bireyler arası ilişkilerde nezaket, sevgi ve saygıya dayalı olarak ortaya çıkan kurallara görgü kuralları denilmektedir. Toplumun yaşanabilir duruma gelmesi için toplumun bütün kesimlerince benimsenmiş görgü kurallarının bulunması ve bireylerin bunlara azami özeni göstermesi gereklidir. Görgü kurallarının yaptırımı, dışlama, küçük görme ve ayıplama şeklinde açığa çıkmaktadır. Sokağa çöp atma, tükürme, sokakta başkalarını imrendirecek şeyler yeme, başkalarını rahatsız edecek kadar yüksek sesle konuşma vb. görgü kuralları ihlâlleridir. e. Ahlak Kuralları İyi ve güzel huylar biçiminde tanımlanabilecek olan ahlak, davranış kazanma boyutuyla bireyi ilgilendirir. Ahlakın ortaya çıkması ve gelişmesi ise toplum içerisinde gerçekleşir. Ahlak, belli kuralları kapsamaktadır. İnsanların birbirleriyle olan ilişkilerini, bu kuralları gözeterek geliştirdikleri kabul edilmektedir. Kurallar yaşantımızın her alanını kapsar. Ahlak kurallarının içselleştirilmesi, hatalı davranışların ortaya çıkmasını engeller. Hataların algılanması da dönemsel değişiklikler göstermektedir. Çocuğun toplumsallaşma sürecinin ilk evrelerinde hatanın sonucu, hatanın yol açtığı zararla ölçülürken, ileri evrelerde hatayı yapanın niyetinin ne olduğu daha fazla önem kazanır. Genel ahlaki normlar bütün toplumlar tarafından benimsenmektedir. Ahlak kuralları en az yazılı kurallar kadar geçerlidir. Selam vermemek, ilgilenmemek, azarlamak ve yardım etmemek gibi yaptırımları vardır. - 11 -
f. Din Kuralları İnsanların inanma gereksinmesinden doğan din, zaman içerisinde yaklaşım ve uygulama bakımından farklı biçimlere bürünmüştür. Din, her şeyden önce bir inanç meselesidir. Dinlerin koyduğu kurallar, insan ilişkilerinin düzenlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Bazı din kuralları günlük yaşamı düzenleyebilmektedir. Din, iyi-kötü, doğru-yanlış gibi ölçütler getirerek davranışları yönlendirmektedir. Dine aykırı davranışlar, davranışın niteliğine göre yine dinin kendi kuralları çerçevesinde cezalandırılmaktadır. Ancak günümüzde din kuralları ile yönetilen ülkeler dışında bu çerçevenin terk edildiğini ve artık hukuk kurallarındakine benzer bir cezalandırmanın olduğunu görüyoruz. 1924 Anayasasında yer alan Türk Devleti nin dini İslam dır. hükmü 1928 yılında kaldırılmıştır. Laiklik, 1937 de Anayasaya girmiştir. g. Hukuk Kuralları Toplumsal yaşam geliştikçe bireylerin birbiriyle ve devletle olan ilişkilerinin yoğunlaştığı görülmektedir. Bu ilişkilerin düzenlenmesi, çatışmaların ve anlaşmazlıkların giderilmesi, toplum düzeninin sağlanması, yükümlülüklerin belirlenmesi ve uygulanması amacıyla yaptırımlar geliştirilmesi gerekmiştir. Bu amaçla daha önce yazılı olmayan kurallar yazılı hâle getirilmiş, ülkelerin yasa koyucuları tarafından yasa haline getirilerek uyulması zorunlu hukuk kuralları oluşturulmuştur. Hukuk kurallarının amacı; toplumun birliğini ve bütünlüğünü, bireyin topluma ve devlete olan güvenini, kalıcı toplumsal barışı, bireylerin yasa önünde eşitliğini, kişinin özgürlüğünü ve özgürleşmesini sağlamaktır. Hukuk kuralları, toplumdaki gelişmelere ve gereksinimlere göre değiştirilebilir ya da yenilenebilir. Hukuk kurallarının toplumda istenilen düzenleyici görevini yapabilmesi için, bireyin bu kuralları benimsemiş olması ve bilinçli bir davranış haline getirmesi gerekir. Eğitim burada temel unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Eğitimli toplumlarda hukuk kurallarına uymanın ve hukuk kurallarını uygulamanın üst seviyede olduğu görülmektedir. - 12 -
Hukuk kurallarının temel nitelikleri: Toplumsal yaşamı düzenler. Geneldir. Soyuttur. Yaptırıma bağlanmıştır. Hukuk kuralları ile diğer kurallar arasındaki farklar: Hukuk kurallarının yaptırımı maddidir. Diğerlerinde ise yaptırımlar genel olarak vicdanidir. Hukuk, bireylerin dışa vurdukları iradeleriyle ilgilenirken, diğer kurallar kişilerin kendi iç dünyalarında yer alan duygu ve düşünceleri esas alır. Ceza, zorla icra ve tazminat hukiki yaptırımlara örnek olarak verilebilir. Hukuk Kuralları ile Sosyal Düzen Kuralları Arasındaki İlişki Hukuk Kuralları ile Din Kuralları Arasındaki İlişki 1. Din kuralları değişmez; hukuk kuralları değişebilir. 2. Din kuralları hem uhrevi hayatı hem de dünyevi hayatı düzenler; hukuk kuralları ise sadece dünyevi hayatı düzenler. 3. Din kuralları davranışları sevap/ günah olarak nitelendirir; hukuk kuralları ise davranışları haklı/haksız olarak değerlendirir. Hukuk Kuralları ile Ahlak Kuralları Arasındaki İlişki 1. Ahlak kuralları bir davranışı iyi/doğru ve kötü/yanlış şeklinde düzenler; hukuk kuralları ise haklı/haksız olarak değerlendirir. 2. Ahlak kurallarının yaptırımları manevidir; hukuk kurallarının yaptırımları ise maddidir. 3. Ahlak kuralları kişinin hem manevi hem de maddi alanını düzenlerken, hukuk kuralları ise sadece maddi alanı düzenler. 4. Ahlak kuralları yazılı olmayan kurallardır. Hukuk kuralları ise genelde yazılıdır. 5. Ahlak kuralları kişiye sadece yükümlülük yükler; hukuk kuralları ise hem yükümlülük yükler hem de yetki verir. 6. Hukuk davranışı esas saydığı halde, ahlakta niyet ve maksat da dikkate alınır. - 13 -
Hukuk Kuralları ile Örf ve Adet Kuralları Arasındaki İlişki 1. Hukuk kuralları yetkili organlar tarafından konulurken, örf ve âdet kuralları, belli bir konuda bireylerin aynı şekilde davranmalarının sonucudur. 2. Örf ve âdet kuralları ile hukuk kuralları muhatapları bakımından farklıdır. Hukuk kuralları ülkedeki tüm insanlar için geçerliyken, örf ve adet kuralları belli bir toplumsal çevredeki insanlara hitap eder. 3. Hukuk kurallarının yaptırımı maddidir; örf ve âdet kuralarının yaptırımı ise manevidir. Hukuk Kuralları ile Görgü Kuralları Arasındaki İlişki 1. Görgü kuralları genelde aynı çevreye mensup insanlar arasında uygulanır. Hukuk kuralları ise genelde tüm ülkede uygulanır. 2. Görgü kuralları yazılı değildir; hukuk kuralları genelde yazılıdır. 3. Görgü kuralları sadece sorumluluk yüklerken, hukuk kuralları hem sorumluluk yükler hem de haklar bahşeder. 4. Görgü kurallarının yaptırımı manevidir ve bu kuralları ihlâl eden kişi kaba, görgüsüz olarak nitelendirilir. Hukuk kurallarının yaptırımları ise maddidir. - 14 -