HAYVANLARDA DESTEK VE HAREKET SİSTEMLERİ YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU kisi.deu.edu.tr/asli.memisoglu asli.memisoglu@deu.edu.tr
GİRİŞ Hareket, hayvanları diğer canlılardan ayıran özelliklerden biridir Hayvanlar enerjilerinin büyük bir bölümünü besin arama, eş bulma ve tehlikeden kaçmak için hareket ederek harcar. Hayvan türlerinde yer değiştirme tipleri çok çeşitlidir. Süngerler ve sölenterler yer değiştirmez siller yardımıyla besinleri kendilerine çeker Tentakül denilen yapılarla avlarını yakalar
GİRİŞ Yüzme, sürünme, koşma, zıplama ve uçma gibi hareketlerin hepsinde harekete karşı gelen yer çekimi ve sürtünmeyi yenmek için enerji harcanır Yer değiştirmenin her türlüsü bir iskelet sisteminden destek alındığında başarılabilir Hareket = İskelet + kas sistemi İskeletin 3 temel işlevi: Destek Koruma hareket
İSKELET TÜRLERİ Hayvanlarda 3 çeşit iskelet yapısı görülür: 1. Hidrostatik iskelet 2. Dış iskelet 3. İç iskelet
İSKELET TÜRLERİ 1. Hidrostatik iskelet Sölenterler, solucanlar ve bazı yumuşakçalarda görülür Kasla çevrili bir vücut boşluğunda basınç altında tutulan sıvıdan oluşur. Hareketi sağlamak için kaslar kullanılır Ör: Halkalı solucan Sölom sıvısı hidrostatik iskelet görevi yapar Her bölme uzunlamasına ve halkasal kaslardan oluşur Bir bölmede halkasal kaslar kasıldığında o bölme daralır ve uzar Uzunlamasına kaslar kasıldığında o bölme genişler ve kısalır Dönüşümlü kasılan kaslar ile hareket sağlanır
HTTPS://WWW.YOUTUBE.COM/WATCH?V=GCVW466U9UC&FEATURE=YOUTU.BE
İSKELET TÜRLERİ 2. Dış iskelet: Madde depolanmasında rol almaz. Ektodermal kökenlidir Üzerinde vücut örtüsü bulunmaz Mercanlar, yumuşakçalar, eklem bacaklıların iskeleti bu tiptir Deriden salgılanan organik, inorganik maddeler veya ikisinin karışımından meydana gelir Evcik (Yumuşakçalarda) veya Zırh (Eklem bacaklılarda) şeklindedir Evcik şeklinde olanlar büyümeye engel olmazlar büyümeye paralel olarak her yıl yeni ve büyük ilaveler yapılır Evcikler kalsiyum karbonattan yapılmış ağır yapılardır ve harekete engel olurlar
İSKELET TÜRLERİ Karada yaşayan eklem bacaklılarda dış iskelet kitin denilen bir polisakkarid yapılmış olup hafiftir. Zırh şeklinde olanlar büyümeye engel olduklarından zaman zaman değiştirilir Hareketi sağlayan kaslar dış iskeletin iç yüzeyine bağlıdırlar Vücut korunması, desteklenmesi, karasal ortamda yaşayanlarda su kayıbının önlenmesi, hareketin sağlanmasında rol alır.
İSKELET TÜRLERİ 3. İç iskelet Omurgasızlardan süngerler, mürekkep balığı ve derisi dikenlilerde ve omurgalılarda görülür Özel hücreler tarafından salgılanan inorganik, organik maddeler veya bunların karışımından meydana gelmiştir Üzerlerinde doku veya hücre tabakası bulunur Organizmanın büyümesine engel olmaz Organizmanın hareketine engel olmaz Vücut şeklinin korunması, hareket, depolamada rol alır Mezoderm kökenlidir
İSKELET TÜRLERİ İç iskelet (omurgasızlar) Süngerlerde inorganik maddelerde oluşan iğneler (skipül) veya spongin proteininden oluşan lifler.
İSKELET TÜRLERİ İç iskelet (omurgasızlar) Derisi dikenlilerin deri altında sert plakalardan oluşan bir iç iskeletleri vardır Magnezyum karbonat veya kalsiyum karbonat kristallerinden oluşur Protein liflerle birbirine bağlanmıştır Deniz yıldızında daha gevşek, deniz kestanesinde daha sıkıdır
İSKELET TÜRLERİ İç iskelet - Omurgalılar Hareketi sağlayan kaslar dış yüzeye tutunmuştur İnorganik maddelerin (ca vb.) depolanmasında rol alır Bazı dokuların (kan) oluşumunda rol alır Organizma ile beraber büyüme gösterir Vücutta hayati organların korunması, şeklin oluşması ve hareketin gerçekleşmesinde rol alır. Kıkırdaklı balıklar ve omurgalı embriyolarında kıkırdaktan oluşur Kıkırdaklı balıklar hariç diğer omurgalı erginlerinde kemikten oluşur Eklem yerlerinde kıkırdakyapı korunmuştur
İç iskelet (omurgalılar) Kıkırdaklı balıklarda iskeletin tümü kıkırdak yapıdadır Kafatası, omurga ve kaburgalardan oluşan eksen iskeleti ve yüzgeç iskeletlerinden oluşur Köpek balığı, vatoz İSKELET TÜRLERİ Pullar ve yüzgeç ışınları dış iskelet olarak değerlendirilir
İSKELET TÜRLERİ İç iskelet (omurgalılar) Kemikli balıklarda pullar, kemik plakalar ve yüzgeç ışınları dış iskelet. Kafatası, omurga ve kaburgalardan oluşan eksen iskeleti ve yüzgeç iskeletleri iç iskelet Kafatası omurgaya hareketsiz biçimde bağlıdır
İç iskelet (omurgalılar) İSKELET TÜRLERİ Göğüs kemiği (sternum) ilk kez iki yaşamlılarda ortaya çıkmıştır. Kaburgalar iyi gelişmemiştir Kaburgaların uç kısmı göğüs kemiği ile bağlantılı değildir Sürüngenlerde kaburgalar gelişmiş ve göğüs kemiği ile bağlantılıdır
Kurbağa Timsah Kaburgalar sternuma birleşmez Kaburgalar sternuma birleşir
İSKELET TÜRLERİ İç iskelet (omurgalılar) Kuşlarda kemikler daha ince yapılıdır Uzun kemiklerin içlerinde hava keseleri vardır Uçmayı kolaylaştırır Sert kabuklu yumurtanın yumurtlanmasını kolaylaştırır Diğer omurgalılarda bulunan bazı kemikler kuşlarda yoktur Dişler yoktur Kaburgalar göğüs omurları ve göğüs kemiğine bağlıdır Göğüs kemiği göğüs bölgesini korumak ve uçma kaslarının bağlanmasını sağlamak amacı ile büyüktür
Geniş göğüs kemiği
İNSAN İSKELETİ İç iskelet (omurgalılar-insan) Dört çeşit kemik 1. Uzun kemikler 2. Kısa kemikler 3. Yassı kemikler 4. Düzensiz şekilli kemikler
İNSAN İSKELETİ 1. Baş iskeleti 2. Gövde iskeleti 3. Üyeler iskeleti olarak üç grupta incelenir
2. Gövde iskeleti
3. Üyeler iskeleti
KEMİK OLUŞUMU Sürekli yapım (osteoblast) ve yıkım (osteoklast). Büyüme döneminde yapım yıkımdan fazla olduğundan kemikler uzar Uzun kemiğin baş kısmı ile gövdesi arasında kıkırdak dokudan oluşan ve kemiğin uzunlamasına büyümesini sağlayan büyüme bölgesi bulunur epifiz plağı denir 19-23 yaşından sonra kemikleşir İnsanda boydaki uzamanın bu yaşlardan sonra durmasının sebebi budur.
KEMİK OLUŞUMU Kemik oluşumuna etki eden faktörler Hormonlar: TSH (Tiroid uyarıcı hormon, hipofiz bezi salgılar), kalsitonin (tiroid bezi salgılar), parathormon (paratiroid bezi salgılar) somatotropin (hipofiz bezi) testosteron (testisler) Mineraller: kalsiyum, fosfor, potasyum Vitaminler: A, C, D Kalıtım Spor Güneş ışınları (D vitamini) Beslenme (vitamin ve mineraller)
Kandaki kalsiyum seviyesi tiroid ve paratiroid bezlerinin salgıladığı hormonlarla ayarlanır
KEMİK OLUŞUMU Somatotropin: Hipofiz bezi tarafından salgılanır Büyüme hormonu Karaciğerde karbonhidrat, protein metabolizmasını hızlandırır (dolaylı etki) Testosteron: Kemik ve kas gelişimini uyarıcı
KEMİK OLUŞUMU A ve C vitaminleri kollajen liflerin sentezinde gereklidir. D vitamini D2 veya D3 şeklinde besinlerden alınır veya güneş ışınlarıyla deride üretilir Kalsiyum ve fosfor emilimi için gereklidir Vitamin D2 bitkilerde, en çok mantarda Vitamin D3 balıkta, süt ürünlerinde, en çok somonda bulunur
EKLEMLER İskeleti oluşturan kemik yapıların birbirleri ile bağlandığı ve kemikler arası hareketin gerçekleşmesini sağlayan yapılardır. 3 çeşittir: 1) Oynamaz eklemler 2) Yarı oynar eklemler 3) Oynar eklemler
EKLEMLER 1. Oynamaz eklemler Aralarında bulunan bağ dokusu aracılığı ile birbirlerine dişli yüzeylerle hareket etmeyecek şekilde bağlanmışlardır. Örnek: kafatası kemikleri, kalça kemerini oluşturan kemikler, alt çene kemiği hariç yüz kemikleri.
EKLEMLER 2. Yarı oynar eklemler Aralarında bulunan kıkırdak yastıklar sayesinde kısıtlı harekete sahip eklemlerdir. Örnek: Omurlar, el ve ayak bilek kemikleri
EKLEMLER 3. Oynar eklemler Aralarında yer alan özel eklem yapısı ile geniş açılar oluşturacak şekilde hareket edebilen eklemlerdir. İki kemiğin ucunu saran eklem kapsülü bulunur. Eklem bölgelerinde eklem sıvısı denen sinovial sıvı bulunur. Eklemde birleşen iki kemik ligamentler ile bir arada tutulur bağ doku Kaslar eklem noktalarında kemiklere tendonlar ile bağlanır Bağ doku Örnek: Omuz, kalça, parmak kemikleri arasındaki eklemler, diz, dirsek eklemleri.
Tendonlar kasları kemiğe bağlar Kıkırdak Ligamentler kemiği kemiğe bağlar
Bilya başlı eklem Döner eklem Eğerli eklem Elips eklem Menteşe eklem Düzlemsel eklem
KASLARIN KASILMA MEKANİZMASI Beyin, karaciğer, dalak, böbrek, pankreas, kılcal damarlar, akciğerler gibi organların yapısında kas bulunmaz. Çizgili, düz, kalp kası kasılma için aynı mekanizmayı kullanır: Kayan filament modeli Kasların en küçük kasılma birimine sarkomer denir Aktin ve miyozinden oluşan düzenli tekrar yapan birimler Aktin ve miyozin ipliklerinin birbiri üzerinde kaymaları
KASLARIN KASILMA MEKANİZMASI Kasılma sırasında görülen fiziksel değişimler: Z çizgileri ve aktin iplikleri birbirine yaklaşır Sarkomerin boyu kısalır H bandı önce daralır sonra kaybolur I bandı daralır A bandı, aktin ve miyozin ipliklerinin boyunda değişim olmaz Kasın boyu kısalır, eni genişler fakat hacmi değişmez.
KASLARIN KASILMA MEKANİZMASI Kasılma sırasında görülen kimyasal değişimler: Çizgili kaslar sinir sisteminden gelen motor nöronlar ile uyarılır Motor nöron ucundan asetil kolin salgılanır Kas hücresi uyarılır Sarkoplazzmik retikulumdan kalsiyum salınır Kalsiyum aktine bağlanarak bir dizi reaksiyon başlatır
Motor nörondan asetil kolin salgılanır Sarkoplazmik retikulumda depolanmış kalsiyum (Ca +2 ) iyonları serbest bırakılır Kalsiyum sarkoplazmik retikuluma aktif taşımayla geri alınır Kalsiyum aktine bağlanır ve kayma başlar
HTTPS://WWW.YOUTUBE.COM/WATCH?V=PA9PX_JO7OU
KASLARIN KASILMA MEKANİZMASI Kaslarda enerji kaynakları(sırası ile) ATP Kreatin fosfat Laktik asit Glikoz Glikojen Yağ asitleri Protein ATP ve kreatin fosfat glikoliz Oksidatif fosforilasyon
KASLARIN KASILMA MEKANİZMASI Eşik şiddeti: Kasın kasılması için gereken uyarı belli bir şiddetin üzerinde olmalıdır Bu şiddetin altındaki uyarılara tepki vermez Bu şiddetin üzerindeki uyarılara aynı derecede tepki verir = Ya hep ya hiç prensibi Uyarılan bir kasın bir kez kasılıp gevşemesine kas sarsı denir. Üç evre gözlenir: 1. Gizli evre: Uyarıldığı an ile kasıldığı an arasında geçen süre 2. Kasılma evresi: Kasın boyunun kısaldığı evre. 3. Gevşeme evresi: kas boyunun eski haline geldiği evre.
KASLARIN KASILMA MEKANİZMASI Fizyolojik tetanos: Kas kasılma evresinden sonra tekrar uyarılıncaya kadar dinlenir Kısa aralıklarla sık sık uyarılırsa tam gevşeyemez ve bir süre sonra sürekli kasılı kalır. Kalsiyum, magnezyum eksikliğinde görülür Kas tonusu: İnsan baygın olmadığı sürece kasları hafif kasılı durumdadır. Bu hızlı tepki gösterebilmeyi sağlar Kasın gevşemesi için de enerji gereklidir Sarkoplazmik retikuluma kalsiyumun geri alımı aktif taşıma ile olur Kasılan kaslar enerjiden yoksun kalırsa gevşeyemez
KAS PERFORMANSI 1. Kas lifi çeşidi İki çeşit kas lifi farklı yapıda miyozin üretir Bu da farklı hızda ATP yıkımı demektir. Kırmızı kas lifi: Fazla mitokondri ve damarlanma, oksidatif fosforilasyon kullanır Uzun süre egzersize dayanıklı Maraton koşucuları Beyaz kas lifi: Az mitokondri ve damarlanma, glikoliz kullanır Daha yüksek kasılma kapasitesi Kısa sürede yorulur Halterciler, kısa mesafe koşucuları Bazı lifler her ikisinden özellikler göstere ve uzun egzersizle oksidatife veya kuvvet egzersiziyle glikolitik kasa dönüştürülebilir Fakat genetik yapı en önemli belirleyici faktör
KAS PERFORMANSI 2. Egzersiz Anaerobik egzersizler (ağırlık kaldırma) kas gücünü artırır Aerobik egzersizler (yürüyüş) dayanıklılığı artırır Kas gücü: bir kasın uygulayabileceği en büyük kuvvet Dayanıklılık: Uygulanan kuvvetin devam ettirilebildiği süre 3. Enerji depoları Dayanıklılığı belirler Normalde kandaki glikoz ve yağ asitleri kullanılır Uzun süreli egzersizde kastaki glikojen depoları kullanılır Biterse kas yorgunluğu oluşur Glikojen miktarı beslenmeye bağlıdır Yüksek karbonhidrat ile artar Yüksek yağ ile azalır
KAS VE İSKELETİN BİRLİKTE ÇALIŞMASI İskelet kasları genelde çiftler halinde çalışır Açıcı kas Bükücü kas Bu kaslar birbirine zıt çalışır = antagonist Bazı kaslar aynı anda kasılıp gevşer Karın ve sırt kasları
KURBAĞA VÜCUDUNUN 20 KATI UZAKLIĞA ZIPLAYABİLİR İNSAN EN FAZLA 5 KATI????