İkI Dünyanın HIkâyesI



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

...Bir kitap,bir mesaj!

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

3. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (13 Mayıs Haziran 2013) Sayın Velimiz, 13 Mayıs Haziran 2013 tarihleri arasındaki temamıza ait bilgiler

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesin olarak inanırlar. Bakara suresi, 4. ayet.

KURAN YOLU- DERS 3. (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti)

DİNİ GELİŞİM. Bilişsel Yaklaşım Çerçevesinde Tanrı Tasavvuru ve Dinî Yargı Gelişimi

Question. Kur an ın (Defaten Ve Tedricî) İnişi. Dr.İbrahimiyan

Felsefe Nedir OKG 1201 EĞİTİM FELSEFESİ. Felsefe: Bilgelik sevgisi Filozof: Bilgelik, hikmet yolunu arayan kişi

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

Güzel Bir Kitap: 'İslam Estetiği'

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

6. SINIF DERS: DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÜNİTE:1 KONU: DEĞERLENDİRME SORU VE CEVAPLARI

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 1. BÖLÜM İSLÂM FELSEFESİNE GİRİŞ

1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar. 2.Sanat ve Teknoloji. 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili. 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan

2014 YILI KUTLU DOĞUM HAFTASI SEMPOZYUMU HZ. PEYGAMBER VE İNSAN YETİŞTİRME DÜZENİMİZ

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

İzzet Boğazlıyanlıoğlu TRT ÇOCUK ULUSLARARASI ÇOCUK KONFERANSI İÇERİĞİ ULAŞTIRMA

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır.

Altın Ayarlı İslâmi Finans

YASIYOR. MUYUZ. SASIYOR.. MUYUZ? Bismillahirrahmanirrahim MUHİDDİN YENİGÜN. (e-posta: yayınevi sertifika no: 14452

AVCILIK. İnsanlığın tarihi kadar eski bir fenomen ve bir faaliyettir.

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH

İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

MehMet Kaan Çalen, tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı yılında Trakya

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

Standart Eurobarometer 76. AVRUPA BİRLİĞİ NDE KAMUOYU Sonbahar 2011 ULUSAL RAPOR TÜRKİYE

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

Öğrenme Alanları Bilişsel, Duyuşsal ve Devinişsel (Davranışsal) Öğrenme 1/61

Yılmaz Özakpınar İNSAN. İnanan BIr Varlık

YENİ BİR İSLAM MEDENİYETİ TASAVVURU İÇİN FELSEFEYİ ANADOLU DA YENİDEN YURTLANDIRMAK PROJESİ

Giorgio Colli, Felsefenin Doğuşu / Çev. Fisun Demir Dost Yayınları, Ankara, 2007, s. 94.

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar

ANASINIFI PYP VELİ BÜLTENİ. (07 Aralık Ocak 2016)

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Akıllı Kral Süleyman

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

Sosyoloji. Konular ve Sorunlar

Değerler Ekim Page 2

Türkiye nin Milli Güvenliği: Güncel Durum ve Gelecek

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

ÖZGEÇMİŞ. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ankara Üniversitesi 2015

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI


Fadıl Ayğan. Eylül 2015

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ,

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İSLÂMÎ İLİMLER FAKÜLTESİ LİSANS PROGRAMI 1. Yıl / I. Dönem Ders. Kur'an Okuma ve Tecvid I

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

Tragedyacılara ve diğer taklitçi şairlere anlatmayacağını bildiğim için bunu sana anlatabilirim. Bence bu tür şiirlerin hepsi, dinleyenlerin akıl

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Yaptığım şey çok acayip bir sır da değildi aslında. Çok basit ama çoğu kişinin ihmal ettiği bir şeyi yaptım: Kitap okudum.

İNSAN HAKLARı. Kısa Tarihi ve Felsefi Temelleri. Doç. Dr. Doğan Göçmen Adıyaman Üniversitesi-Felsefe Bölümü Adıyaman Üniversitesi 10 Aralık 2010

KADIKÖY ANADOLU LİSESİ

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

11/26/2010 BİLİM TARİHİ. Giriş. Giriş. Giriş. Giriş. Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri. Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir?

2013 YILI Faaliyet Raporu

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

4. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (17 Aralık Ocak 2013) Sayın Velimiz, 17 Aralık Ocak 2013 tarihleri arasındaki temamıza ait bilgiler bu

HİKMET YURDU Düşünce Yorum Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi

1. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (19 Aralık Şubat 2017)

Değerli büyüğümüz Merhum Fatma ÖZTÜRK ün ruhunun şad olması duygu ve dileklerimizle Lisans Yayıncılık

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

MİT VE DİN İLİŞKİSİ. (Kutsal Metinlerle İlişkisi) DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

Antik Yunan da Felsefe ve Çağımıza Etkileri Ulusal Sempozyum Programı

Arkadaşınız UNITE OGRENCI RAPORLARI VE YANIT KAĞITLARI. ICI P.K. 33 Bakırköy / İstanbul

II) Hikâye Dışı düzlemi

Türkçe. Cümlede Anlam Cümlenin Yorumu. Metinde Kazandıkları Anlamlara Göre Cümleler

Esmâu l-hüsnâ. Çocuklar ve Gençlere, 4 Satır 7 Hece

Düşüncelerimizi, duygularımızı ve kültürümüzü oyunlar aracılığı ile ifade ederiz.

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN IKUMA VE TECVİD II İLH

AYA THEKLA YERALTI KİLİSESİ

HİKÂYE ETME BİLİMİ 1 :

MATEMATİĞİ SEVİYORUM OKUL ÖNCESİNDE MATEMATİK

Yaşam alanları ihtiyaca ve koşullara göre değişiklik. gösterir. BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN

1. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (07 Aralık Ocak 2016)

İsa Mesih elçilerini seçiyor

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Transkript:

İkI Dünyanın HIkâyesI İnsan Anlam ve Medeniyet Üzerine Düşünceler Süleyman Eryiğit

Süleyman EryIğIt; 1960 yılında Gaziantep de doğdu. Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi İşletme Fakültesini Bitirdi. Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü nde Üretim Yönetimi ve Pazarlama dalındaki yüksek lisansını Ahi Birliklerinde Yönetim ve İşletme Fonksiyonları nın Temel Yapısı adlı teziyle tamamladı. Bu tezi Kamu İşletmeleri İşverenleri Sendikası tarafından yayımlandı. Genel İşletme dalındaki doktorasını yine aynı Enstitü de Türkiye de İşletmelerin Kayıtdışı Personel Çalıştırmasında Ücret Maliyeti İçindeki Yasal Kesintilerin Etkisi isimli teziyle yaptı. El an Türk Yurdu dergisinde yazılar yazmaktadır.

İçIndekIler Takdim... 11 DIn, Anlam ve İnsana DaIr Önce Söz Vardı... 15 Logos tan Ratio ya Batı Düşüncesindeki Akıl Üzerine Birkaç Söz... 21 Varolmanın Anlamı Üzerine... 27 Bilginin Amacı Açısından Din ve Bilim... 34 Tanrı, İnsan ve İki Medeniyet: Batı ve Biz... 45 Din Zihniyet Ve Toplumsal Değişme... 53 İyi Nedir? İyi Olanın İyi Olmaklığı Nereden Gelmektedir?... 60 DIn ve İdeolojIye DaIr Pagan Kültür ve Liberalizm... 73 Liberalizmin Tutarsızlığı... 78 İslâm ve Liberalizm... 88 İslâm ve Seküler Demokrasi... 95 Kültür, Ahlâk ve Demokrasi... 106 Din ve Kültür Bağlamında Dinin Kültürleşmesi... 114 Kutsalın Masuniyyeti Karşısında Düşünme ve Düşündüğünü İfade Etme Hürriyeti... 120

DIn ve Devlete DaIr İçerideki Oryantalistler: Müstağribler... 131 Medine... 139 Siyasal Anlamıyla İslâmi Küresel Toplum Tasavvuru Üzerinde Bir Kere Daha Teemmül Etmek... 146 Ümmetçilik Fikri Karşısında Bölünme Taleplerinin Meşruiyeti... 157 Devlet... 166 Devletin Tahakkümünden Firmaların Esaretine İnsanın Özgürlük Sorunu... 172 İnsan ve İdeolojIye DaIr İnsan ve İdeoloji... 183 Milliyetçilik Hem Şahsî Hem de İçtimaî Bir Şeydir... 189 Milletten Vatandaş Topluluğuna: Bir Çözülüşün Hikâyesi... 196 Kapitalizmin Değil İnsanın Krizi... 202 Kapitalizm, Gelişme ve Müslümanlar ın Kapitalistleşmesi... 212

Onlar ki, ayakta, otururken, yanları üzerinde iken hep Allah ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler: Ey Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın (Âl-i İmran, 191).

Takdim Allah, Kelâm sıfatıyla insanlara iletilmek üzere son kez Hz. Muhammed e konuştu. Allah ın tahrifata uğratılmamış son ve yegâne vahyi bu oldu. Hz. Peygamber bunu insanlara iletti ve Hatem ül Enbiya olarak görevini tamamladı âhiret e irtihal etti. O ndan sonra hiç bir Resul gelmedi ve gelmeyecek. Ancak Allah insanlara, Kur an üzerinden konuşmaya devam ediyor ve Kıyamet e kadar da edecek. Yani önce söz vardı, sonra söz var ve hep söz olacak. Bu kitapta yer alan yazılar Allah bizden ne istemektedir? sorusunun cevabını arayan yazılardır. Bu yazılar yazılmak için kırk yıldan fazla beklediler. Bir başka ifade ile bu yazılar kırık yıldan fazla bir süredir demlenen yazılardır. Bundan dolayı bu yazıları kırk yılı aşkın bir hayat devresinde sadece okuyan, sadece dinleyen ve sadece anlamaya çalışan bir insanın satırlara dökülmüş samimiyeti olarak görmek; bu ihtirazî kayıtla okumak gerekir. Yazmak paylaşmaktır. Bizim medeniyetimiz malum olduğu üzere paylaşma üzerine inşâ olunmuş bir medeniyettir. Paylaşmak için paylaşacak bir şeyinizin olması gerekir. Bununla birlikte içerideki ses ve düşünce iken yazıya dönüşen ve sadece samimiyetin izharı olarak görülmesi gereken bu yazıların paylaşılmaya müstahak olup olmadıklarını bilmiyorum. Bu yazılar yazılmak mecburiyetinde miydi? Bu sorunun da cevabını bilmiyorum.

12 İkI Dünyanın HIkâyesI Ama yazıldılar ve kitap haline gelmeden önce Türk Yurdu Dergisinde okuyucularla paylaşıldılar. Zaten kitap haline gelmesini mümkün kılan da bu oldu. Başta aziz dostum Cengiz Aydoğdu Bey olmak üzere Türk Yurdu dergisi yetkilileri ve okuyucular, bu yazıların kitap olarak neşrinin lüzumlu olduğunda ısrar ettiler. Bu kitap, söz konusu bu yazıların tekrar gözden geçirilmesi suretiyle; bu ısrarların sonucu ortaya çıktı. Bu bağlamda yazıların kitaplaştırılması yönünde ısrar ve teşvik eden tüm dost ve okuyuculara, yazıları kitap olarak basmayı kabul eden Ötüken Neşriyat a teşekkür etmek bir hakşinaslık gereğidir.

DIn, Anlam ve İnsana DaIr

Önce Söz Vardı Allah dilediğini yaratır, bir şeyin olmasını dilediğinde ona sadece ol der. O da hemen oluverir. (Al-i İmrân, 47) HırIstiyanlığın dört kanonik İncilinden birisi olan Yuhanna İncili şöyle başlar: Başlangıçta söz vardı. Söz Tanrı yla birlikteydi ve söz Tanrı ydı. Başlangıçta O, Tanrıyla birlikteydi. Her şey O nun aracılığı ile var oldu; var olan hiçbir şey O nsuz olmadı... Sonra şöyle devam eder: Söz insan olup aramızda yaşadı. Bu metinleri literal okuma ile anlamak istersek; burada söz olarak bahsedilen Hz. İsa dır. Yani Tanrı yla birlikte olan; Tanrı da olan ve hatta Tanrı olan Söz; yani Hz. İsa, tecessüm ederek insanoğlu olarak görünmüştür. Yani söz, söz olarak kalmamış, somut varlığa; yani insana dönüşmüştür. Artık insanın idrakinin önünde olan; idrakini belirleyecek olan soyut bir varlık olan söz değil, somut bir varlık olan insan kişidir. Bir başka şekilde ifade edecek olursak vahiy insan olarak tecessüm etmiştir. Batı düşüncesi Sokrat a ve Platon a rağmen antik dönemden bu yana hakikati somut varlıklar üzerinden an-

16 İkI Dünyanın HIkâyesI lamaya çalışmıştır. Tanrı, aşkın bir varlık olsa da Batı düşüncesi O nu hep gözü ile görmek arzusundan kendini kurtaramamıştır. Onun için tüm tanrıları insan tanrılar olmuşlardır. Hıristiyan ilahiyatı da bu bakış açısından kendisini kurtaramamıştır. Söz, ses olmak ve yazıya dönüşmek yanı itibariyle somuta yakın ve hatta somut bir mahiyet arz etse de; hatta söz somut bir nesneyi anlatıyor olsa da sonuçta insanı soyut olana taşır. Bir başka şekilde söyleyecek olursak bir somut olay ya da nesneyi anlatıyor olsa da söz, eğer o somut olay ya da nesne gözümüzün önünde değilse kaçınılmaz olarak söz soyut kalacaktır. Bu ise hem sözü söyleyeni hem de söze muhatap olanı soyut olan bir anlatma ve anlama çabasına sokacaktır. Ve biz biliyoruz ki insanoğlu soyutlama yeteneğinin ulaştığı seviyeyle mütenasip, diğer canlı varlıklardan ayrılır, ayrılmıştır. Soyutlama yeteneğine, becerisine sahip olduğu için felsefeyi sadece insan yapabilir; dinin tebliğine sadece insan muhataptır. Sadece insan şiir yazabilir, sadece insan konuşur. Bununla birlikte insan, tabiatının bir icabı olarak görmek de ister. Görerek bilmek ister. Meselâ sanatçı hayal ettiği ya da imgelendiği şeyleri söz ile anlatırken kaçınılmaz olarak soyut kalır. Buna mukabil bu algılarını resme ya da heykele dönüştürmesi, bir yanıyla yaratma iken diğer yanıyla soyut olanı gözü ile görmek ve göstermek istemesinin ifadesidir. Bunun için olsa gerek insanoğlu bir dinle karşılaştığında hemen her defasında o dinin mübelliğinin mucize göstermesini talep etmiştir. Bunun tek istisnası Hz. Peygamber ve İslâm dır. Hz Peygamber görsele hitap eden mucizeler göstermemiştir. İlginç olan müşrikler de böyle bir talepte bulunmamışlardır. Çünkü Söz yani Kur an mucizenin ta kendisiydi. Hz. Peygamber in tebliği sadece söz idi. Kur an sadece söz idi. Kaynağı Allah olan bir söz idi. Bu nedenle Hz.

DIn, Anlam ve İnsana DaIr 17 Peygamber tebliğini sadece söz üzerinden yapmıştır. Nitekim Allah, Cebrail vasıtasıyla Resulüne ilk talimat olarak oku demiştir. Okumak söz söylemektir. Buna mukabil Ben-i İsrail peygamberleri kavimleri tarafından talep edildiği için tebliğlerini ve peygamberliklerini göze hitap eden mucizelerle desteklemek ya da ispatlamak zorunda bırakılmışlardır. Hz. İsa ya dair İncil metinlerinde bu hususa dair bolca mucize olayı vardır. Mucize bilindiği üzere söz ile ikna olmayanları ikna etmek için göze hitap eden ve olağanüstü olan olaylar/tecellilerdir. Esasen Batı düşüncesinin temel kavramlarından olan logos söz demektir. Ama aynı zamanda akıl/bilme anlamına da gelmektedir. Ancak Batı düşüncesi hem söz hem de akıl anlamına gelen logos u; yani aklı, anlamanın ve bilmenin yegâne imkânı olarak kabul etmesine rağmen aklı araçsallaştırarak, aklı hikmeti bulmanın değil, sadece eşyayı anlamanın aracı kılmıştır. Bir başka anlatımla sözü, yani akletmeyi somuta hapsetmiştir. Oysa akıl İslâm düşüncesinde insanı somuta, sınırlıya, olguya değil soyuta kanatlandırmak ister. Onun için Kur an da sıklıkla akletmiyor musunuz! aklınızı kullanmıyor musunuz! ikazlarıyla; akıl sahipleri, aklını kullananlar nitelemeleri ile karşılaşırız. Akla yüklenen bu iki anlam İslâm geleneği ile Batı düşüncesinin temel farkı gibi durmaktadır. Bilmenin, anlamanın yegâne imkânı olan akıl Batı düşüncesinde ölçmek, saymak, tartmak ve görmek ister. Dikkat edilirse tüm bu eylemler görsel eylemlerdir. Çünkü buradaki ölçme, sayma, tartma, gözleme ve görme eylemleri soyut olana ilişkin fiiller değil; somuta ilişkin fiillerdir. Buradan şu sonuç çıkar: Hakikati görmeden, ölçmeden, saymadan, tartmadan anlayamazsınız. Oysa soyut olan ne görülür, ne ölçülür, ne tartılır. İşte bu takıntısından dolayı Batı düşüncesi Tanrı yı anlamak isterken de onu tecessüm ettirmekten kendini kurtaramamıştır. Önünde dua edilen

18 İkI Dünyanın HIkâyesI Hz. İsa ikonu ile Hz. Meryem ikonasını; bu tecessüm ettirilmiş tanrısal nesneler önünde yapılan bu ritüelleri başka türlü anlamak nasıl mümkün olabilir? Bu tavır Hıristiyan bir mümin için hiç şüphesiz değerlidir, samimidir ve onu tatmin de etmektedir. Ve ayrıca bu tavır hiç şüphesiz saygı duymayı da hak eder. Ancak bu anlamlarıyla yapılan eylemi ne kadar soyutlaştırmaya çabalarsak çabalayalım yapılan ritüel, soyut kalması gereken ve fakat somutlaştırılmış olan kutsala karşı bir bağlılık ve ihtiram işareti; ondan bir yardım talebidir. Nitekim Hıristiyan bir mümin yardım talep ederken doğrudan bu iki somut figüre hitap eder: Kutsal İsa!, Kutsal Meryem! 1 Bu tavır/psikoloji, Batı düşüncesinin hakikati anlamak ve bilmek isterken düşünme sistematiğini maddi olandan kurtaramadığının bir göstergesi olarak okunabilir kanaatindeyiz. Bir başka şekilde söyleyecek olursak; Batı düşüncesi sözü değil gözü öncelemiştir ve öncelemektedir. Ve yine bu nedenle ne kadar felsefe yaparsa yapsın 2, ne kadar sanat marifetiyle soyuta ulaşmaya çabalarsa çabalasın, Batı Medeniyeti görmeden eyleyemeyen bir medeniyet olarak ortaya çıkmıştır. Esasen sanki bu hususiyet öteden beri Batı düşüncesinin belirleyici niteliği gibi durmaktadır. Nitekim antik dönemde de aynı durumla karşı karşıya kalırız. Özellikle Grek mitolojisinin konusu olan tanrı ve tanrıçalar kaçınılmaz olarak somut birer varlığa dönüşmüşler ve hatta heykelleşmekten kendilerini kurta- 1 Biz şundan eminiz: Ne Hz. İsa ne de Hz. Meryem Hıristiyan mü minlerin bu tavırlarını onaylamazdı. Nitekim Kur an da böyle söyler. 2 Felsefe yapmak akılla yapılan bir iştir. Çünkü felsefe akıl yürütme eylemidir. Ancak felsefe eşyanın bilinmesi eylemi olarak anlaşılabilecek olan bilimin anladığı akıldan daha başka bir akılla bu işi yapar. Nitekim rasyonalizm/akılcılık başlangıçta akıl yürütme anlamında felsefenin aleti olan aklı/akılcılığı tanımlarken daha sonra anlam kaymasına uğramış ve pozitif olanın bilgisine ulaştıran araçsal aklı anlatır olmuştur.

DIn, Anlam ve İnsana DaIr 19 ramamışlardır. Aynı durumun son tezahürü, az yukarıda belirtildiği üzere Hz. İsa nın, Hz. Meryem in gerek resim gerek heykel olarak, logos, yani söz olmaktan çıkartılıp görsel kılınmasıdır. Bir şeyin görsel olması; (sözle) tasvir edilenin tecessüm ettirilmesi, sınırsız olanın tahdit edilmesidir. Göz görmek ister; görmek ise kaçınılmaz olarak tecessüm ve tahdit edilmeyi gerektirir. Resim dahi soyut olana en yakın bir sanat eylemi olmakla beraber tasvirin tahdit ve tecessüm ettirilmesinden başka bir şey değildir. Dolayısıyla hakikati bilmenin, anlamanın, idrak etmenin tek imkânı olan akletme İslâm geleneğinde insanın içerisinde bir yerlerde gerçekleştirilen bir çaba kılınırken, insanın tahdit ve tecessüm ederek anlama eğilimleri de sözle önlenerek aklın özgürlüğü temin edilmiştir. Maddeye takılıp kalmış aklın özgürlüğünden bahsetmek mümkün değildir. Maddeye; yani görsele takılıp kalmış akıl, sahibini görsele; yani eşyaya hapsetmekte; Tanrı ya götürememektedir. Kaldı ki aslında içimizde olan; bize şah damarımızdan daha yakın olan Allah ı hâşâdışımızda tecessüm ve/veya temessül ettirerek anlamak ontolojik olarak Tanrı dan bir kopuşa da delalet eder. Çünkü dışımızda olan şey özünde bize ait ya da biz olan şey değildir. 3 İşte bunun için tecessüm ve temessül etmenin/ettirilmenin bu tehlikesinin farkında olarak Hz. Peygamber in hemen ilk başta uğraştığı meselenin resim ve heykel yapmayı yasaklamak olduğu hatırlanmalıdır. Mamafih insan düşüncesinin hemen her şeyi somutlaştırarak anlamak eğiliminde olmasına bağlı olarak bunun ne kadar güç olduğunu da insanlık tarihi bize apaçık göstermektedir. Do- 3 Gerçi bu görüş Panteizm ya da Vahdet-i Vücûd la reddedilebilir ama bu iki felsefî/tasavvufî bakış açısı da ciddi eleştirilerden, akıl ve Kur an vahyi ile çatışmaktan kurtulmuş değildir.

20 İkI Dünyanın HIkâyesI ğu dan Batı ya neredeyse İslâm hariç diğer tüm dinler bu eğilimden kendisini kurtaramamıştır. Bunu sadece İslâm başarmıştır. İslâm söz dür, yani Kur an dır. Hiç şüphesiz başlangıçta söz vardı. Hâlâ söz var ve gelecekte de hakikate ulaşmanın yegâne yolu söz olacaktır. O söz ise Levh-i Mahfuzdan payımıza takdir edilen Kur an dır. Ve son söz yine Allah ın sözü olacaktır: Çünkü O bir şeyi dilediğinde ona sadece ol der. O da hemen oluverir. Yani; hep söz vardı.