Biyosistem Mühendisliğine Giriş TARIM Nedir? Yeryüzünde insan yaşamının sürdürülmesi ve iyileştirilmesi için gerekli olan gıda, lif, biyoyakıt, ilaç vb. diğer ürünlerin sağlanması için hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve diğer yaşam formlarının üretimidir (International Labour Organization [ILO] 1999) 1
Tarım sanayi devrimine kadar ilkel yöntemlerle, çoğunlukla, insan ve hayvan gücüyle, basit araçlar kullanılarak yapılmıştır. James Watt tarafından 1763 te buhar makinasının bulunması ve geliştirilerek taşımacılıkta kullanılması ile ticaret artarak yeni pazarlara ulaşım kolaylaşmış, hammadde kaynaklarının bol olduğu yerlerde kurulan fabrikalarla birlikte yeni yerleşim yerleri kurulmuş ve kentsel nüfusta önemli artışlar gözlemlenmiştir İkinci Dünya savaşından sonra; toprak işleme, ekim-dikim, sulama, hasat-harman vb. güç ve zamanlılık gerektiren çeşitli tarımsal işlemlerde dizel motorlu tarım traktörlerinin kullanılması, kimyasal gübre üretimi gibi sağlanan bilimsel ve teknolojik gelişmelerle birlikte birim alandan alınan ürün verimi önemli oranda artmıştır. Tarımda teknik bilgi ve teknoloji kullanımı; arazi, emek ve sermaye gibi geleneksel girdilerden daha önemli hale gelmiştir. 2
İzleyen süreçte; şeker pancarından şeker üretiminin yapılması, biçerdöverin icadı, konserve yapımı, tarımda borulu sulama sistemlerinin kullanımı, tarımsal ürünlerin işlenmesi ve değerlendirilmesinde yeni tekniklerin geliştirilmesi ile tarımsal üretim çok hızlı bir şekilde artarken, tohumluk, kimyasal gübre, KÜRESELLEŞME tarım ilaçları, makine, ürün işleme ve pazarlama alanlarında büyük sermaye grupları tekeller oluşturmaya başlamışlardır. KÜRESELLEŞME Küreselleşme olarak adlandırılan ve 1980 lerde ortaya çıkan bu olgunun yarattığı beklentiler ile günümüzde meydana getirdiği etkiler birbiriyle önemli bir tezat oluşturmaktadır. 3
Küreselleşme ile rekabet teşvik edilerek daha etkin, tüketici taleplerine duyarlı, daha az devlet desteğine gereksinim duyan, yeni teknolojilere kısa sürede uyum sağlayan bir gıda üretim ve dağıtım yapısı oluşturulabileceği öne sürülmekteydi. Gerçekte olan Geldiğimiz noktada; endüstriyel tarım ve küresel ticaretin beklenen yararları sağlamadığı, aksine gen kaynakları ve gıda ürünleri gibi temel girdilerin üretim ve dağıtımında tekelleşmeye neden olduğu, kırsal yaşamı, insan ve çevre sağlığını, gıda güvenliğini, gelir dağılımını ve biyolojik çeşitliliği olumsuz yönde etkilediği görülmektedir (Rehber 2006). 4
Arazi Kapatma Küreselleşmenin bir başka etkisi arazi kapatma (land grabbing) olgusunda görülmektedir. Günümüzde aralarında ülkemizin de olduğu birçok ülke gıda ve enerji (biyoyakıt) ihtiyacını uzun vadede güvence altına almak için büyük bir bölümü Afrika ve Asya kıtalarında olmak üzere tarımsal açıdan ucuz ve verimli arazi ve su kaynaklarını kiralama hatta mülkiyetini satın alma (arazi kapatma) yarışına girmişlerdir. Arazi Kapatma Küresel olarak 82.2 milyon hektar alan, yağmur, yer altı ve yerüstü su kaynaklarıyla birlikte bitkisel ve hayvansal üretim için kapatılmıştır (Rulli, Saviori ve D Odorico 2013, Buying Farmland Abroad, 2009, 21 May). 5
Yine aynı kaynakta Katar ın ülkemizde tarımsal üretim amaçlı 500 milyon dolarlık (bu yatırımın 3-6 milyar dolara yükselebileceği öngörülmekte) arazi kapattığı bildirilmektedir. Burada verilen örnekten de açıkça anlaşıldığı üzere küreselleşen ekonominin sonuçlarından biri olan arazi ve su kaynaklarının kapatılması olgusu bitkisel ve hayvansal üretim ile enerji tarımı alanında yeni bir tekelleşme, hatta kolonileşmeyi de beraberinde getirmektedir. Dünya Arazi ve Su Varlığı Üzerine Günümüzde 13.2 milyar hektarlık dünya arazi kaynaklarının %12 si (1.6 milyar ha) tarımsal üretimde kullanılmakta, %28 i (3.7 milyar ha) orman, %35 i (4.6 milyar ha) mera ve ağaçlık ekosistem alanlarıdır. Tarımsal üretim için gerekli suyun %70 i akiferler, akarsular ve göllerden sağlanmaktadır ( [FAO] 2011). 6
Son 50 yılda çoğunlukla ormanlar, bataklıklar ve meraların tarım alanlarına dönüştürülmesi ve sulanan alanların 2 katına çıkarılmasıyla hızla artan gıda ve lif talepleri karşılanmış, bu süreçte görülen verimlilikteki hızlı artış; özellikle yoğun girdi kullanımı gerektiren makinalı tarım ve sulama teknolojileri sayesinde gerçekleşmiştir. Küresel olarak kişi başına tarım yapılan alan (bir kişi için gerekli besini sağlamak için tarımsal üretim yapılan alan) süreç içerisinde dramatik bir şekilde azalarak 0.45 ha dan 0.22 ha seviyesine düşmüştür ([FAO] 2011). 7
Bu süre içerisinde; Dünya tarımsal üretimi 2.5 3 kat civarında büyürken tarımsal üretim yapılan alanlarda sadece %12 artış görülmüştür. Bu durum girdi-yoğun tarımın başarıyla uygulandığının açık bir göstergesidir. Ancak, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü nün verilerine göre günümüzde dünyada yaklaşık 1 milyar insan açtır ([FAO] 2011; Lal, 2013). Dünyada açlık sorunuyla karşı karşıya olan insanların üçte biri; Hindistan, Çin, Kongo, Bangladeş, Endonezya, Pakistan ve Etiyopya olmak üzere sadece yedi ülkede yaşamaktadır. 8
Çok yakın bir gelecekte 9 milyarın üzerine çıkması beklenen dünya nüfus artış hızı, gıda fiyatlarındaki aşırı dalgalanmalar ve aşırı iklimsel olayların meydana gelme sıklığının küresel olarak artması ile Gıda Güvensizliği sorununu giderek şiddetlenmekte ve Tarımın insan yaşamı için nedenli önemli bir sektör olduğunu gözler önüne sermektedir. Ülkemizde Durum 2013 yılı itibariyle; ülkemizde istihdam edilen toplam işgücünün %23.6 sı tarım, %26.4 ü sanayi ve inşaat, %50 si ise hizmet sektörlerinde çalışmaktadır ( [TÜİK] 2013). 9
ABD ve İngiltere gibi gelişmiş ülkelerde istihdam edilen toplam işgücünün %1.6-1.2 tarım sektöründe çalışmaktadır. AB ülkelerinde ise bu durum %5 civarındadır. Son on yıllık dönemde dünyada toplam istihdam içinde tarımın payı %7 lik bir azalma ile %38 den %31 e düşmüştür (The World Bank 2014). 10