VARLIKBİLİMSEL KANIT ÜZERİNE KANT IN DÜŞÜNCESİ

Benzer belgeler
KANT FELSEFESİNDE PRATİK AKLIN ÖZGÜRLÜK POSTULATI

4.HAFTA/KONU: IMMANUEL KANT IN ETİK GÖRÜŞÜ: İNSANIN DEĞERİ. Temel Kavramlar: Ahlak yasası, isteme, ödev, pratik akıl, maksim.

Matematik Ve Felsefe

ONTOLOJİK KANIT VE AHLAK KANITI İLAHİYAT LİSANS TAMAMLAMA PROGRAMI DİN FELSEFESİ. Prof. Dr. Metin YASA

ETHOS: Felsefe ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Temmuz 2008 // Sayı: 1/4. SCHELLING İN KANT ELEŞTİRİSİ Ogün Ürek ÖZET

FARABİ DE BEŞ TÜMEL. Doktora Öğrencisi, Sakarya İlahiyat Fakültesi, İslam Felsefesi Bilim Dalı,

BILGI FELSEFESI. Bilginin Doğruluk Ölçütleri

BİLGİ VARLIK İLİŞKİSİ VE DEĞİŞİM PROBLEMİ. -İki Gizli Müttefik: PARMENİDES ve HERAKLEİTOS-

BİLGİ KURAMI DERS NOTLARI DİL VE TARİH-COĞRAFYA FAKÜLTESİ, FELSEFE BÖLÜMÜ

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV

Hegel, Tüze Felsefesi, 1821 HAK KAVRAMI Giriş

II.Ünite: KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI)

FELSEFE BÖLÜMÜ SOFİSTLER DERSİ DERS NOTLARI (3)

a) Doğru Bilginin Kaynağı Problemi

BİLGİ KURAMINA GİRİŞ

B. ÇOK DEĞERLİ MANTIK

10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK)

Not. Aşağıdaki Kant la ilgili notlar Taylan Altuğ un Kant Estetiği (Payel Yayınları, 1989) başlıklı çalışması kullanılarak oluşturulmuştur.

DOĞRU BİLGİNİN ÖLÇÜTÜ PROBLEMİ: Doğruluk Kuramları. Bütün dillerdeki bütün doğru lar ortak bir özü paylaşırlar mı?

Bilimsel Yasa Kavramı. Yrd.Doç.Dr. Hasan Said TORTOP Kdz.Ereğli-2014

ONTOLOJİK ARGÜMAN ELEŞTİRİLERİ

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

İbn Sînâ nın Kitâbu l-burhân Eserinde Bilimin Konu Sorunsal ve İlkelerinin Açıklanması

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS

FARABİ DE HEYULANİ AKIL-FAAL AKIL İLİŞKİSİ

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar

Editörler Prof.Dr.Işıl Bayar Bravo & Doç.Dr.Mustafa Yıldız MODERN MANTIK

6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler

Bilim ve Araştırma. ar Tonta. H.Ü. Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ

FELSEFE + SANAT => SANAT FELSEFESI

BĠLĠMSEL ÇALIġMALAR (SON 5 YIL)

ETKILI BIR FEN ÖĞRETMENI

BİLGİ EDİNME İHTİYACI İnsan; öğrenme içgüdüsünü gidermek, yaşamını sürdürebilmek, sayısız ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve geleceğini güvence altına a

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

Ontolojik Yaklaşım (*)

Felsefe Nedir OKG 1201 EĞİTİM FELSEFESİ. Felsefe: Bilgelik sevgisi Filozof: Bilgelik, hikmet yolunu arayan kişi

LEİBNİZ FELSEFESİNDE YALIN TÖZLER KAVRAMI

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

Bilgisayar II, Bahar, Kültür Üniversitesi, İstanbul, Nisan

Prof. Dr. Ertuğrul Rufayi TURAN FEL 402 Çağdaş Felsefe II Ders Notları

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ

NEDENSELLİK İLKESİ: HUME A KARŞI KANT PRINCIPLE OF CAUSALITY: KANT VERSUS HUME

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ)

MALTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Güz Yarıyılı. TIP İÇİN FELSEFE PHL 154 AKTS Kredisi:2 2. yıl 1. yarıyıl Lisans Seçmeli 2 s/hafta 2 kredi

Fen - Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü

Modern Mantık Açısından Ahlâk Çıkarımı. Moral Inference from the Point of Modern Logic

03 Temmuz 2013 tarih ve 51 sayılı Üniversite Senato toplantısının 1 nolu karar ekidir.

DİL DÜŞÜNCE VE VARLIK İLİŞKİSİ

İBN SİNA FELSEFESİNDE METAFİZİK BİLGİNİN İMKÂNI SORUNU. Ömer Türker, İstanbul: İsam Yayınları, 2010, 272 s.

T. C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İNSAN HAKLARI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI Bahar Yarıyılı

EĞİTİM FELSEFESİ KISA ÖZET KOLAYAOF

Hegel in Mantık Bilimi nde (Felsefi Bilimler Ansiklopedisi Birinci Cilt) Nesnellik in İki Anlamının İncelenmesi

T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE (SİSTEMATİK FELSEFE VE MANTIK) ANABİLİM DALI MODERN FELSEFEDE ÖZNE-NESNE AYRIMI

Kaygı, U.Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisi, Sayı 12 (Bahar 2009), Bursa, s

Bir önermenin anlamlı olması onun belli bir doğruluk değeri taşıması demektir. Doğru bir önerme de yanlış bir önerme de anlamlıdır.

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ KISIM FELSEFENİN AMAÇLARI VE DEĞERLERİ 7

ESTETİK; Estetiğin konusu olarak güzel;

Aristoteles Metafiziği Üzerine Yorumlar *

ÖZGEÇMİŞ Prof. Dr. Mehmet Sait REÇBER EĞİTİM YAYINLAR Makaleler

KAVRAMSAL AÇIDAN NESNELLİK Arş. Gör. Aslı ÜNER OBJECTIVITIY FROM OF CONSEPTUALLY

ÖDEV ETİĞİ VE İMMANUEL KANT

Yakın Çağ da Hukuk. Jeremy Bentham bu dönemde doğal hukuk için "hayal gücünün ürünü" tanımını yapmıştır.

V. Descartes ve Kartezyen Felsefe

İÇİNDEKİLER. Yedinci Baskıya Önsöz 15 İkinci Baskıya Önsöz 16 Önsöz 17 GİRİŞ 19 I. BÖLÜM FELSEFE ÖĞRETİMİ 23

VAN HIELE GEOMETRİ ANLAMA DÜZEYLERİ

AŞKIN BULMACA BAROK KENT

ÇÖZÜMLÜ ÖRNEK 3.5 ÇÖZÜM

I. KİTAP: BATI FELSEFE GELENEĞİ: ÖĞRETİ VE KAVRAMLAR AÇISINDAN YAKLAŞIM FELSEFEYE GİRİŞ

Örnek...2 : Örnek...3 : Örnek...1 : MANTIK 1. p: Bir yıl 265 gün 6 saattir. w w w. m a t b a z. c o m ÖNERMELER- BİLEŞİK ÖNERMELER

FELSEFE BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ I.YARIYIL DERSLERİ

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FELSEFEYE GİRİŞ DKB

İBN SİNA FELSEFESİNDE METAFİZİĞİN İNCELEME ALANI. Yakup ÖZKAN. Giriş

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı

Kant'ta Aritmetik Yargıların Doğası Üzerine Bir İnceleme 1

I. Ders. Prof. Dr. Ertuğrul Rufayi TURAN FEL 402 Çağdaş Felsefe II Ders Notları. M. Merleau-Ponty ( )

Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi)

LEİBNİZ FELSEFESİNDE BU DÜNYA OLANAKLI DÜNYALARIN EN İYİSİDİR KURAMI

ÜNİTE:1. Felsefe Nedir? ÜNİTE:2. Epistemoloji ÜNİTE:3. Metafizik ÜNİTE:4. Bilim Felsefesi ÜNİTE:5. Etik ÜNİTE:6. Siyaset Felsefesi ÜNİTE:7.

1.Tarih Felsefesi Nedir? 2.Antikçağ Yunan Dünyasında Tarih Anlayışı. 3.Tarih Felsefesinin Ortaçağdaki Kökenleri-I: Hıristiyan Ortaçağı ve Augustinus

LOCKE FELSEFESİNDE KESİNLİK SORUNU

DERS ÖĞRETİM PLANI. Prof. Dr. Yaşar AYDINLI

Baykuş Felsefe Yazıları Dergisi, Sayı 2 (Mayıs-Ağustos 2008), İstanbul, s

KANT: ZAMAN ZIVANASINDAN ÇIKARKEN BEN BAŞKASI OLUR

Editör Prof.Dr.Hüseyin Subhi Erdem KLASİK MANTIK

İLAHİYAT FAKÜLTESİ İLAHİYAT LİSANS TAMAMLAMA DİN FELSEFESİ TEİZM, DEİZM, PANTEİZM, PANENTEİZM 8. TEİZM, DEİZM, PANTEİZM, PANENTEİZM.

Temel Kavramlar Bilgi :

ETHOS: Felsefe ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar // Sayı: 3 (2) Temmuz 2010 KANT'IN BİLGİ ANLAYIŞI. [Kant's Understanding of Knowledge]

BİLGİ FELSEFESİ Felsefenin, insan bilgisinin yapısını ve geçerliliğini ele alan dalına bilgi felsefesi denir. O, belli bir bilgi türünü değil de,

EĞİTİMİN FELSEFİ TEMELLERİ. 3. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

Bilimsel Araştırma Yöntemleri AHMET SALİH ŞİMŞEK (DR)

Bilimsel Araştırma Yöntemleri II

Skolastik Dönem (8-14.yy)

BİLİM VE BİLİMSEL ARAŞTIRMA YRD. DOÇ. DR. İBRAHİM ÇÜTCÜ

Yrd.Doç.Dr. CENGİZ İSKENDER ÖZKAN

Tanrının Varlığına İlişkin Argümanlar Atölye Çalışması (20-21 Mayıs 2011)

HEGEL İN MANTIK ÖĞRETİSİ - HEGEL MANTIĞININ METAFİZİKSEL TEMELLERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME-

ÖZGEÇMİŞ EĞİTİM YAYINLAR

Transkript:

VARLIKBİLİMSEL KANIT ÜZERİNE KANT IN DÜŞÜNCESİ Yakup ÖZKAN Giriş Varlıkbilimsel akıl yürütme felsefe tarihinde Tanrı nın varlığı üzerine geliştirilmiş en ünlü kanıtlardan biridir. Bu kanıt, en eksiksiz Varlık ve zorunlu Varlık kavramlarının mantıksal çözümlemesiyle elde edildiği için varlıkbilimsel olarak adlandırılır. Başka bir deyimle Tanrı nın varoluşunun en yüksek ya da en yetkin Varlık olarak Tanrı tanımından zorunlulukla çıktığını gösterdiği için söz konusu adı alır. Bu kanıtlama biçiminde bütün süreç mantıksaldır, onda deneysel ve gözlemsel hiçbir veriye dayanılmaz. 1 Bu yazımda birçok felsefeci tarafından değer gören bu kanıtlama üzerine Kant ın getirdiği eleştiriyi ele almak istiyorum. Ancak yararlı olacağı için bundan önce bu kanıtlamanın tarihçesine en temel noktalarda özet olarak değinmenin gereğini duyuyorum. Varlıkbilimsel Kanıtın Tarihçesi Felsefe tarihinde bu kanıtlamadan ilk söz eden düşünürün Anselm olduğunu birçok felsefeci veya tarihçi dile getirir. 2 Ancak kanıtın tarihi köklerini daha geriye götürenler de yok değildir. Örneğin, Aydın a göre bu kanıtın tarihi kökleri İslam felsefesine kadar geri gider. Ama onu bir kanıtlama biçimi içinde dile getirdikten sonra felsefeye taşıyan, Anselm olmuştur. 3 Ona göre Anselm in varlıkbilimsel (ontolojik) kanıtında kullanılan bütün kavramlar Farabi nin İlk Neden hakkındaki konuşmasında vardır. Örneğin, Farabi ye göre İlk, yani Tanrı, en eksiksizdir (ekmel). O ndan daha fazla yetkinlik sahibi olan bir varlık düşünülemez. O, zorunlu Varlıktır; nedeni olmayan Varlıktır. O nun Bu yazı, 2011-2012 Güz doktora ders dönemimde ödev olarak sunulmuştur. Doktora Öğrencisi, Sakarya İlahiyat Fakültesi, İslam Felsefesi Bilim Dalı, 1 Aydın, S. Mehmet, Din Felsefesi, İzmir, 2002, s. 32; Cevizci, Ahmet, Felsefe Sözlüğü, Paradigma Yay., İstanbul, 2005, s. 1268. 2 Sahakian, William S., Felsefe Tarihi, (çev.: Aziz Yardımlı), İstanbul, 1997, s. 94-95, 129; Cevizci, Ahmet, Felsefe Sözlüğü, Paradigma Yay., İstanbul, 2005, s. 1268; Copleston, Frederick, Kant, (çev., Aziz Yardımlı), İstanbul, 2004, s. 141; Hegel, G. W. F., Felsefi Bilimler Ansiklopedisi I Mantık Bilimi, (Çev., Aziz Yardımlı), İstanbul, 2004, s. 284; Aydın, S. Mehmet, Din Felsefesi, İzmir, 2002, s. 29. 3 Aydın, S. Mehmet, Din Felsefesi, İzmir, 2002, s. 29. 1

yokluğunu düşünmek mantıksal bakımdan olanaksızdır. 4 Bununla birlikte bu kanıtlama biçimine İbn Sina nın zorunlu Varlık kavramıyla daha fazla yaklaştığı bazı tarihçiler tarafından kabul edilir. Örneğin onun bir ifadesi şöyledir: Zorunlu Varlığı kanıtlamak için yalnızca varlık kavramını çözümlememiz yeterlidir. Buna göre, biz zorunlu Varlığın kendi varlığına sahip olduğunu biliyor ve onu zorunlu Varlık olarak görüyoruz. Bu varlığın mahiyetini düşününce, bu varlık kendi varlığını ortaya koyar. 5 Dağ a göre her ne kadar İbn Sina da varlıkbilimsel kanıtın esasları bulunsa da o, bu kanıtı bütünlüğü içinde ortaya koymamıştır çünkü bu kanıtlamanın esasları onun eserlerinde ayrı parçalar halindedir. 6 Yukarıda da ifade edildiği üzere genel olarak Anselm le başlatılan bu kanıtı felsefi bir biçimde ortaya koyan ve yaygınlaştıran kişinin Descartes olduğu ve ayrıca bu kanıtlama biçimine varlıkbilimsel kanıt adını veren ilk kişinin de Kant olduğu kabul edilir. 7 Tanrı nın varlığı ile ilgili Anselm in ilk olarak ilgilendiği şeyi, bir içeriğin salt bizim düşüncemize sınırlı olup olmadığı sorusu olarak belirtebiliriz. Bunu şöyle ifade edersek, Tanrı yalnızca bizim düşüncemizde midir, yoksa dış dünyada da bir varlığa sahip midir? Bu soruyla ilgili Anselm in birinci kanıtlaması şöyledir: Hiç kuşkusuz, daha büyüğü düşünülemeyecek olan yalnızca zihinde olamaz. Çünkü yalnızca zihinde olsa bile, olguda da olduğu düşünülebilir ki daha büyük olacaktır. Öyleyse, daha büyüğü düşünülemeyecek olan yalnızca zihinde ise, daha büyüğü düşünülemeyecek olandan daha büyüğü düşünülebilir. Ama bu hiç kuşkusuz olamaz. 8 Anselm in ikinci kanıtlaması ise zorunlu Varlık kavramıyla ilgilidir. 9 4 Aydın, S. Mehmet, Din Felsefesi, s. 31; Fahri, Macit, İslam Felsefe Geleneğinde Ontolojik Kanıt: Farabi Örneği, Din Felsefesine Dair Okumalar I, (Derleyen: Recep Alpyağıl), İstanbul, 2011, s.449-460. 5 Dağ, Mehmet, Ontolojik Delil ve Çıkmazları, Ankara Ü. İ. F. D., Cilt: XXIII, s. 291; Ayrıca başka bir örnek için bakınız, Aydın, S. Mehmet, Din Felsefesi, İzmir, 2002, s. 31; 6 Dağ, Mehmet, Ontolojik Delil ve Çıkmazları, s. 292. 7 Dağ, Mehmet, Ontolojik Delil ve Çıkmazları, s. 287-288. 8 Hegel, G. W. F., Felsefi Bilimler Ansiklopedisi I Mantık Bilimi, s. 284. Ayrıca bakınız, Anselm, Tanrı nın Yokluğunu Tasavvur Etmenin İmkansızlığı, Din Felsefesine Dair Okumalar I, (Derleyen: Recep Alpyağıl), İstanbul, 2011, s. 463-465; Dağ, Ontolojik Delil ve Çıkmazları, s. 288-289; Yasa, Metin, Ontolojik Kanıt Ne Kadar A Prioridir?, Ondokuz M. Ü. İ. F. D., Sayı:22, s. 77. 9 Dağ, Mehmet, Ontolojik Delil ve Çıkmazları, s. 290. 2

Descartes ise tıpkı geometrik bir şeklin kendi tanımından gelmesi gibi, Tanrı nın varoluşunun da Varlığının açık düşüncesinden geldiğini belirtir. 10 Örneğin, Açıktır ki en eksiksiz Varlığın ideası olarak Tanrı ideasını da tıpkı herhangi bir şeklin ya da sayının ideası gibi kendimde bulurum. Ve edimsel ve sonsuz bir varoluşun bu doğaya ait olduğunu anlamam belli bir şekil ya da sayı için kanıtlayabildiğim her şeyin gerçekten bu şeklin ya da sayının doğasına ait olduğunu anlamamdan daha az ya da daha az seçik değildir. 11 Descartes ın varlıkbilimsel kanıtlamasıyla ilgili başka bir akıl yürütmesi de şöyledir. Çünkü zorunlu ve sonsuz varoluşun yalnızca onun özüne ait olduğu bir en yüksek Varlığın, bir Tanrı nın varolmasından daha açık başka bir şey olabilir mi? 12 Buna göre yeterli bir doğrulukla Tanrı nın doğasını araştırdıktan sonra, açık ve seçik olarak anlarız ki var olmak O nun gerçek ve değişmez doğasına aittir. Öyleyse Tanrı ya ilişkin olarak gerçeklik ile ileri sürebiliriz ki O vardır. Başka bir biçimde ifade edersek, tanırsal öz, en yüksek eksiksizlik olarak, kendisi bir eksiksizlik olan varoluşu kapsar. Bu nedenle Tanrı yı varoluşu olmaksızın kavrayamayız. Öyleyse Tanrı nın özünü anlatan düşüncesini anlayıp aynı zamanda varoluşunu yadsımamız olanaksızdır. 13 Leibniz, Descartes ın kanıtlama biçimini eksiksizleştirmeye çalışmıştır. Leibniz e göre, Tanrı vardır önermesinde eğer öznenin (Tanrı) kavramı anlaşılırsa, görülecektir ki yüklem (varoluş) öznede kapsanır. Tanrı kavramı en yüksek eksiksizlik düzeyindeki bir Varlığın kavramıdır. Şimdi, varoluş bir eksiksizliktir. Öyleyse varoluş Tanrı kavramında kapsanır. Başka bir ifadeyle, varoluş Tanrı nın özüne aittir. Öyleyse Tanrı zorunlu Varlık olarak ya da zorunlu olarak varolan Varlık olarak tanımlanabilirdir. Öyleyse var olmalıdır; çünkü zorunlu olarak varolan bir Varlığın varoluşunu yadsımak bir çelişki olacaktır. Böylece Tanrı ideasını çözümleyerek görebiliriz ki Tanrı vardır. 14 Tanrı nın Varoluşunun Varlıkbilimsel Bir Kanıtının Olanaksızlığı Kant a göre zihnin Tanrı ya doğru hareketi metafizikte her zaman arı aklın aşkınsal ideali tarafından güdülmüştür. Bir ideal ki arı aklın çabasının hedefidir. Ama bu boş ve 10 Sahakian, William S., Felsefe Tarihi, (çev., Aziz Yardımlı), İstanbul, 1997, s. 129. 11 Descartes, René, Kurallar ve Meditasyonlar, (Çev: Aziz Yardımlı), İstanbul, 1998, s. 126. 12 Descartes, René, Kurallar ve Meditasyonlar, s. 128. 13 Copleston, Frederick, Descartes, (Çev: Aziz Yardımlı), İstanbul, 2010, s. 122-123. 14 Copleston, Frederick, Leibniz, (Çev: Aziz Yardımlı), İstanbul, 1996, s.61. 3

sonuçsuz bir çabadır. Çünkü aşkınsal idea olarak Tanrının varoluşu kanıtlanamaz. 15 Kant ın felsefesine göre Tanrı salt arı akıl-kavramlarından biri olduğu için O nun kuramsal yolda hiçbir nesnel olgusallığı bulunamaz. Arı akıl Tanrı kavramını yalnızca mantıksal olanak düzleminde düşünebilir, ama Tanrı ya nesnel geçerlik veya olgusal olanağı yükleyemez. 16 Kant bu olanaksızlığı bu kanıtın akıl yürütme biçiminin aldatıcı olduğunu göstererek açığa sermeyi ister. 17 Kant a göre mutlak olarak zorunlu bir varlık kavramı bir arı akıl kavramıdır. Yani salt bir ideadır ki nesnel olgusallığı aklın ona gereksiniyor olması olgusu tarafından kanıtlanmış olmaktan çok uzaktır. Çünkü idea yalnızca erişilmesi olanaksız belli bir tamamlanmışlık üzerine yönergeler verir ve böylece gerçekte anlama yetisini (anlak/zeka) yeni nesnelere doğru genişletmekten çok onun sınırlanmasına hizmet eder. 18 Kant ın kanıtlama biçimine ilk itirazı Tanrı nın varoluşunun Kendi kavramından çıkarsanmasının, geometrik bir şeklin kendi tanımından yola çıkılarak yapılan bir çıkarsanmasına benzetilmesidir. Ona göre geometrinin her önermesinin (örneğin, bir üçgenin üç açısı vardır) saltık olarak zorunlu olması olgusundan esinlenerek, anlama yetisinin alanının bütünüyle dışında yatan bir nesneden sanki onun kavramı ile denmek istenen bütünüyle anlaşılıyormuş gibi konuşmaya gidilir. Buna göre tüm sözü edilen örnekler hiçbir kuraldışı olmaksızın yalnızca yargılardan alınmıştır; şeylerden ve onların varoluşlarından değil. Ama yargıların saltık zorunlulukları şeylerin koşulsuz bir zorunluluğu değildir. Çünkü yargının saltık zorunluluğu yalnızca şeyin, ya da yargıdaki yüklemin koşullu bir zorunluluğudur. Bu nedenle yukarıdaki önerme üç açının saltık olarak zorunlu olduğunu değil, ama bir üçgenin var (verili) olması koşulunda (ondaki) üç açının da zorunlu olarak var olacağını bildirir. Yani eğer bir üçgen varsayılırsa, ondaki üç açı da üçgenin varsayılması koşuluyla zorunlu olarak kabul edilir. Çünkü üç 15 Copleston, Frederick, Kant, (çev., Aziz Yardımlı), İstanbul, 2004, s. 141. 16 Kant, Immanuel, Arı Usun Eleştirisi, (çev., Aziz Yardımlı), İstanbul, 2010, s. 35. 17 Copleston, Frederick, Kant, s. 141. 18 Kant, Immanuel, Arı Usun Eleştirisi, s. 569. 4

açılı olmak üçgenin doğasına, özüne zorunlu olarak aittir. Mantıksal zorunluluğun yarattığı bu durum, büyük bir yanılgıdır. 19 Çünkü varlık eğer kavramından ya da düşüncesinden var oluyorsa, bunun nedeni yalnızca daha şimdiden düşünceye varoluş yüklemiş olmak ve böylece bütün soruyu daha içinde iken yanıtlamış olmaktır. Olanaktan edimselliğe (bilfiil) akıl yürütmede bulunulduğunu söylemek, eğer olanağa edimsellik kapsatılıyorsa, bu bir aldanmadır. 20 Çünkü anlama yetisi kavrama ya da ideaya varoluş yükler, daha şimdiden yüklediği bu varoluşu akıl yürütmelerle kavramından çıkardığını sanır. Dolayısıyla bu büyük bir yanılsamadır. 21 Kant a göre eğer özdeş bir yargıda yüklem ortadan kaldırılır ve özne saklanırsa bir çelişki doğar ve buna göre denir ki birincisi zorunlu olarak ikinciye aittir. Ama eğer özne yüklem ile birlikte ortadan kaldırılırsa hiçbir çelişki doğmaz, çünkü o zaman geriye çelişkili olabilecek hiçbir şey kalmaz. Örneğin bir üçgen konutlamak (varsaymak) ve gene de üç açısını ortadan kaldırmak çelişkilidir; ama üçgeni üç açısı ile birlikte ortadan kaldırmada hiçbir çelişki yoktur. Kant a göre saltık olarak zorunlu bir varlığın kavramı açısından da durum tam anlamıyla budur. Çünkü eğer Tanrı nın varoluşu ortadan kaldırılacak olursa, Tanrı nın kendisi de tüm yüklemleri ile birlikte ortadan kaldırılmış olur. Bu durumda hiçbir çelişki de doğmaz. Örneğin, Tanrı her şeye gücü yetendir; bu zorunlu bir yargıdır. Her şeye gücü yeten ortadan kaldırılmaz, eğer bir Tanrı, yani kavramı birincisiyle özdeş sonsuz bir varlık konutlanırsa. Ama eğer Tanrı yoktur denirse, o zaman ne herşeye gücü yetenin kendisi, ne de yüklemlerinden herhangi biri verilidir. Çünkü tümü de özne ile birlikte ortadan kaldırılmışlardır ve bu düşüncede en küçük bir çelişki bile kendini göstermez. Dolayısıyla eğer bir yargının yüklemi özne ile birlikte ortadan kaldırılırsa, yüklem ne olursa olsun, hiçbir zaman bir iç çelişki doğamaz. 22 Kant a göre salt olanağına göre düşünülen bir şeyin kavramına hangi gizli ad altında olursa olsun varoluşunun kavramı getirilirse, bunda daha şimdiden bir çelişki 19 Kant, Immanuel, Arı Usun Eleştirisi, s. 570-571. 20 Copleston, Frederick, Kant, s. 142-143. 21 Kant, Immanuel, Arı Usun Eleştirisi, s. 571. 22 Kant, Immanuel, Arı Usun Eleştirisi, s. 572. 5

yatar. Bunun altında Kant ın varoluşun hangi tür önermeyle kazanıldığına yönelik düşüncesi yatar. Bunu bir soruyla açmaya çalışırsak, şu ya da bu şey (ki ne olursa olsun olanaklı sayılır) vardır önermesi analitik bir önerme midir, yoksa sentetik mi? Kant a göre eğer analitik ise, o zaman şeyin varoluşu yoluyla şeyin düşüncesine hiçbir şey eklenmiş değildir. Ama bu durumda ya bizdeki düşünce şeyin kendisi olacaktır, ya da bir varoluşun olanak alanına ait olduğunu varsaymış ve sonra bu gerekçe üzerine varoluşunu iç olanaktan çıkarsamışızdır. Ona göre bu sefil bir genellemeden başka bir şey değildir. Çünkü eğer tüm koyma (neyin koyulduğu belirsiz olsa bile) olgusallık (realitat) olarak adlandırılırsa, şey daha şimdiden tüm yüklemleri ile birlikte öznenin kavramında koyulmuş ve edimsel olarak varsayılmıştır ve yüklemde yalnızca yinelenir. 23 Bu ifadeleri bir çıkarsamayla daha yalınlaştırırsak şunu söyleyebiliriz ki, mantıksal olanak düzleminde olan Tanrı kavramına varoluşu ya da herhangi bir yüklemi koyan, yükleyen ve edimsel olarak varsayan anlama yetisidir. Onun Tanrı vardır dediğinde yaptığı şey şudur ki, daha şimdiden kendisinin Tanrı kavramına koyduğu vardır yüklemini yalnızca yinelemesidir. Öyleyse Kant ın ileri sürmek istediği şey her varoluşsal önermenin bireşimli (sentetik) ve hiçbirinin çözümsel (analitik) olmadığıdır. Bu yüzden herhangi bir varoluşsal önerme çelişki olmaksızın yadsınabilir. 24 Bununla birlikte Kant için varoluş gerçekte hiç de bir yüklem değildir. Çünkü eğer bir yüklem olmuş olsaydı, o zaman buna göre bir şeyin varoluşu ileri sürüldüğünde bu şeyin düşüncesine bir eklemede bulunuluyor olunurdu. 25 Bu noktada Kant ın ifadesi şöyledir: Bir şeyi (nesne) herhangi ve istediğim kadar yüklemle düşünebilirim; zaten Bu nesnedir önermesini kurmuş olmakla bunu yapmış olurum. Ama bunu yapmakla nesneye en az oranda bile bir şey katılmış olmaz. Çünkü bunu yapmakla kavramın nesnesinin varolduğu gösterilmiş değildir. Bu yüzden bir en yüksek tanrı düşüncesinin ve kavramının karşılığı, onun varoluşu sorulmalıdır. Çünkü bu tanrı düşüncesi, anlama yetisinin bir kavramı olarak bir nesnenin olanaklı içeriğini gösterir. Ama bu kavramın bir nesne bilgisi içermesi için, her zaman a posteriori olana, yani deneyden gelene gereksinimi vardır. 26 23 Kant, Immanuel, Arı Usun Eleştirisi, s. 573. 24 Copleston, Frederick, Kant, s. 143; Kant, Immanuel, Arı Usun Eleştirisi, s. 573. 25 Copleston, Frederick, Kant, s. 143. 26 Cassirer, Ernst, Kant ın Yaşamı ve Öğretisi, (çev., Doğan Özlem), İstanbul, 2007, s. 274; Kant, 6

O halde Kant a göre bir nesneye ilişkin kavramımız neyi ve ne denli kapsıyor olursa olsun, eğer nesneye bir varoluş yükleyeceksek onun dışına çıkmamız gerekir. Duyuların nesneleri durumunda, bu ancak görgül yasalara göre bunların bizim algılarımızdan kimileri ile bağlantıları yoluyla olur. Ama arı düşüncenin nesneleri söz konusu olduğunda, bunların varoluşunu bilmenin hiçbir yolu yoktur çünkü bütünüyle a priori bilinmesi gerekecektir. Ama tüm varoluşa ilişkin bilincimiz (bu ister dolaysız algı yoluyla isterse birşeyi algı ile bağlayan kıyaslar yoluyla olsun) bütünüyle deneyimin birliğine aittir. Bu alanın dışındaki herhangi bir varoluş, gerçi saltık olarak olanaksız olduğunu ileri süremesek de, gene de hiçbir biçimde aklayamayacağımız bir sayıltıdır. 27 Böylece Kant a göre ünlü Leibniz üstüne aldığını yerine getirmede pek başarılı olamamış, yüksek bir ideal varlığın olanağını a priori anlayamamıştır. Buna göre, bir en yüksek varlığın varoluşunu kavramlardan çıkarsamaya çalışan ünlü varlıkbilimsel kanıtlamada tüm çaba ve emekler boşa gitmiştir. 28 Sonuç Varlıkbilimsel kanıt Tanrı nın varlığını kanıtlamaya yönelik birçok felsefecinin kullandığı en ünlü akıl yürütmelerden biridir. Bu kanıtlamada Tanrı nın varoluşu en yüksek Varlık, en eksiksiz Varlık ve zorunlu Varlık gibi kavramlardan çıkarılır. Bu kanıt, bu kavramların mantıksal çözümlemesiyle elde edildiği için varlıkbilimsel adını alır. Bu adlandırmayı ise Kant ın yaptığı kabul edilir. Varlıkbilimsel kanıtın tarihsel köklerinin İslam felsefesinde yer aldığı kabul edilmekle birlikte onu bir kanıtlama biçiminde ortaya koyan ilk kişinin Anselm olduğu genel olarak kabul görür. Bunu daha felsefi biçimde geliştirenin de Descartes olduğu ileri sürülür. Leibniz ise bu akıl yürütme biçimini eksiksizleştirmeye çalışmıştır. Tanrı nın varoluşuna yönelik bu ve diğer kanıtlamaların boş bir çaba olduğunu ciddi bir biçimde göstermeye çalışarak, onları yıkmaya çalışan kişi ise Kant tan başkası değildir. Kant a göre aşkınsal idea veya salt arı akıl kavramı olarak Tanrı nın varlığı, akılsal-mantıksal olarak, dolayısıyla da kuramsal yolda hiçbir şekilde kanıtlanamaz. Arı Immanuel, Arı Usun Eleştirisi, s. 575. 27 Kant, Immanuel, Arı Usun Eleştirisi, s. 575. 28 Kant, Immanuel, Arı Usun Eleştirisi, s. 577. 7

akıl Tanrı kavramını yalnızca mantıksal olanak düzleminde düşünebilir ama Tanrı ya nesnel geçerliği veya olgusal olanağı yükleyemez. Kant Descartes ın Tanrı nın varlığını kavramından çıkarma girişiminde geometrik yargılardan yararlanmasını doğru bulmaz. Ona göre eğer bir üçgen varsayılırsa, ondaki üç açı da üçgenin varsayılması koşuluyla zorunlu olarak kabul edilir. Çünkü üç açılı olmak üçgenin doğasına veya özüne zorunlu olarak aittir. Buna göre bir üçgen konutlamak (varsaymak) ve gene de üç açısını ortadan kaldırmak çelişkilidir. Ama üçgeni üç açısı ile birlikte ortadan kaldırmada hiçbir çelişki yoktur. Saltık olarak zorunlu bir varlığın kavramı açısından da durum tam anlamıyla budur. Çünkü eğer Tanrı nın varoluşu ortadan kaldırılacak olursa, Tanrı nın kendisi de tüm yüklemleri ile birlikte ortadan kaldırılmış olur. Bu durumda hiçbir çelişki de doğmaz. Kant a göre her varoluşsal önerme çözümsel değil, bireşimlidir. Bu nedenle herhangi bir varoluşsal önerme çelişki olmaksızın yadsınabilir. Ona göre anlama yetisi, Tanrı vardır önermesinde, daha şimdiden kendisinin Tanrı kavramına koyduğu vardır yüklemini yalnızca yineler. Böylece de Tanrı düşüncesine hiçbir şey eklemiş olmaz. KAYNAKLAR Anselm, Tanrı nın Yokluğunu Tasavvur Etmenin İmkânsızlığı, Din Felsefesine Dair Okumalar I, (Derleyen: Recep Alpyağıl), İstanbul, 2011, s. 463-465. Aydın, S. Mehmet, Din Felsefesi, İzmir İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları, İzmir, 2002. Cassirer, Ernst, Kant ın Yaşamı ve Öğretisi, (çev: Doğan Özlem), İnkılap İstanbul 2007. Cevizci, Ahmet, Felsefe Sözlüğü, Paradigma Yayınları, İstanbul, 2005. Copleston, Frederick, Kant, (çev., Aziz Yardımlı), İdea Yayınevi, İstanbul, 2004. Copleston, Frederick, Descartes, (Çev: Aziz Yardımlı), İdea Yayınevi, İstanbul, 2010. Copleston, Frederick, Leibniz, (Çev: Aziz Yardımlı), İdea Yayınevi, İstanbul, 1996. Dağ, Mehmet, Ontolojik Delil ve Çıkmazları, A. Ü. İ. F. D., Cilt: XXIII, s. 286-318. Descartes, René, Kurallar ve Meditasyonlar, (Çev: Aziz Yardımlı), İdea, İstanbul, 1998. Fahri, Macit, İslam Felsefe Geleneğinde Ontolojik Kanıt: Farabi Örneği, Din Felsefesine Dair Okumalar I, (Derleyen: Recep Alpyağıl), İstanbul, 2011 Hegel, G. W. F., Felsefi Bilimler Ansiklopedisi I Mantık Bilimi, (Çeviri ve Sunuş: Aziz Yardımlı), İdea yayınevi, İstanbul, 2004. Kant, Immanuel, Arı Usun Eleştirisi, (çev., Aziz Yardımlı), İdea Yay., İstanbul, 2010. Sahakian, William S., Felsefe Tarihi, (çev., Aziz Yardımlı), İdea Yay., İstanbul, 1997. Yasa, Metin, Ontolojik Kanıt Ne Kadar A Prioridir?, O.M.Ü.İ.F.D., Sayı:22,s. 76-88. 8