Yıl: 4, Sayı: 15, Ekim 2017, s

Benzer belgeler
Bahar Keçeli-Kaysılı, Ph. D. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, Özel Eğitim Bölümü (0312) /7104

Otizm Spektrum Bozukluğu. Tarihçe, Yaygınlık ve Nedenler

70. Yılında Otizm Spektrum Bozuklukları. Dr. Sabri Hergüner Meram Tıp Fakültesi, Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi AD

ERGOTERAPİ ve OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUKLARI

OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU. Prof. Dr. Berna Özsungur Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD

DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS MB-Özel Eğitim Ön Koşul

1 ÖZEL EĞİTİM VE ÖZEL EĞİTİME MUHTAÇ ÇOCUKLAR

Cinsiyet Hormonları ve Nörogelişimsel Bozukluklar

Tohum Türkiye Otizm Erken Tanı ve Eğitim Vakfı. Sayın Milletvekili, konusunda kamuoyunda bilinç oluşturmaya gayret etmekteyiz.

EĞİTİMDE KAVRAMLAR, İLKELER, HİZMETLER VE SAYISAL BİLGİLER

ZİHİN ENGELLİLER VE EĞİTİMİ TANIM, SINIFLANDIRMA VE YAYGINLIK

Zihinsel Bozukluk Belirtileri ve Semptomları

ÖZGEÇMİŞ Adı - Soyadı: Doğum Tarihi: Ünvanı: Öğrenim Durumu: Akademik Ünvanlar : öğretim görevlisi öğretim görevlisi dr. yardımcı doçent.

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri

Yrd. Doç. Dr. Özge ELİÇİN

BĠYOLOJĠ EĞĠTĠMĠ LĠSANSÜSTÜ ÖĞRENCĠLERĠNĠN LĠSANSÜSTÜ YETERLĠKLERĠNE ĠLĠġKĠN GÖRÜġLERĠ

TÜRKİYE DE EV ZİYARETLERİ (HOME VISITING) VE BENZERİ HİZMETLER

Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Çocuk Gelişimi Konya Selçuk Üniversitesi

ÖZEL EĞİTİM. Arş.Gör. Dr. Canan SOLA ÖZGÜÇ 1.Hafta

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

III- BİLİMSEL İLGİ ALANLARI

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

FİZİKSEL AKTİVİTENİN ENGELLİ BİREYLER ÜZERİNDEKİ KATKILARI

TANIM. Aşağıdaki gelişim alanlarının bir kaçında ağır ve yaygın yetersizlik ile karekterize edilir;


Bebeklikten Ergenliğe Gelişimsel Psikopatoloji (PSY 319) Ders Detayları

Eğitim Bağlamında Oyunlaştırma Çalışmaları: Sistematik Bir Alanyazın Taraması

ÖZGEÇMİŞ. : Cevizlik Mah. İzzet Molla Sok. 8/5 Bakırköy / İSTANBUL

Türkiye de Biyoloji Eğitimi. Türkiye de Biyoloji Eğitimi İÇERİK

OTİZMLİ ÇOCUĞA SAHİP OLAN EBEVEYNLERİN, ÇOCUKLARININ HAREKET EĞİTİMİYLE SOSYALLEŞME DÜZEYLERİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ

DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS A- Seçmeli IV-Okul Öncesi Eğitimde Kaynaştırma Ön Koşul -

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler.

SAĞLIK YÜKSEKOKULU ÇOCUK GELİŞİMİ TEZLİ YÜKSEK LİSANS DERSLERİ YÜKSEK LİSANS BİLİMSEL HAZIRLIK DERSLERİ YÜKSEK LİSANS ZORUNLU/SEÇMELİ DERSLERİ

Çocuk ve Ergenlerde Ruhsal Psikopatolojiler DERS 1: MENTAL RETARDASYON. Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül

Okul Temelli Mesleki Gelişim Nedir?

HEMŞİRELİK VE BAKIM HİZMETLERİ BÖLÜMÜ ÇOCUK GELİŞİMİ PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ I.YARIYIL

Geçmişten Günümüze Kastamonu Üniversitesi Dergisi: Yayımlanan Çalışmalar Üzerine Bir Araştırma 1

ÇOCUK HEMŞİRELİĞİ EĞİTİMİNDE BİLİŞİM VE TEKNOLOJİNİN KULLANIMI

EPİSTEMOLOJİK İNANÇLAR ÜZERİNE BİR DERLEME

Otizm Spektrum Bozukluğu. Özellikleri

Ders Ayrıntıları Yarıyıl Kodu Adı T+U Kredi AKTS Çocuk Hukuku

GİRİŞ. Eğitsel Tanım. Eğitsel Tanım Dünyadaki Engelli İstatistikleri

OCAK-NİSAN 2017 E BÜLTEN

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR

OKUMA YAZMAYA HAZIRLIK ÇALIŞMALARI

Y.C. Tanı Süreci

ÖĞRETMEN ADAYLARININ MESLEK BİLGİSİ DERSLERİ ÜZERİNE BAKIŞ AÇILARI

Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü 1. Sınıf Güz Yarıyılı (1. Yarıyıl) Dersin Kodu Türü Türkçe Adı İngilizce Adı T U Kredi AKTS ATA101 Z

DERS BİLGİ FORMU BİLGİ VE İLETİŞİM TEKNOLOJİSİ. Okul Eğitimi Süresi. Haftalık Ders Saati. Ders Kredisi

2014

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SAMSUN MESLEK YÜKSEKOKULU Çocuk Bakımı ve Gençlik Hizmetleri Bölümü Çocuk Gelişimi Programı

Zihinsel Yetersizliği Olan Öğrenciler

EĞİTSEL DEĞERLENDİRME SÜRECİ

Bazı araştırmacılar, zihinsel engelli olan ve olmayan çocukların oyun türü ve düzeylerini karşılaştırmışlardır.

Ders Kod Ders Ad T U L K AKTS DİL. HEM155 Psikoloji MAT171 Temel Matematik I TD101 Türk Dili I Seçmeli Ders Grup 1 6

EĞİTSEL VE DAVRANIŞSAL DEĞERLENDİRME ASSESSMENT Ders 1: Tarihsel, Felsefi ve Yasal Boyutları. Prof. Dr. Tevhide Kargın

Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program/Alan Üniversite Bitirme Yılı Lisans Fizik / Fen Edebiyat / Fizik Dicle Üniversitesi 2004

Doktora Zihin Engelliler Öğretmenliği Anadolu Üniversitesi 2017

OKUL ÖNCESİ REHBERLİK HİZMETİ

NİSAN 2015 BÜLTENİ. Merhaba! Nisan ayı boyunca yaptığımız etkinlikleri bulabileceğiniz. bültenimizi sizinle paylaşmanın sevinci ve gururu. içindeyiz.

ÖZGEÇMİŞ II-ÖĞRENİM III- BİLİMSEL İLGİ ALANLARI

Farklı Gelişen Çocuklara Yönelik Pedagojik ve Psikolojik Danışmanlık

MALTEPE ÜNİVERSİTESİ ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM GENEL HÜKÜMLER

ÖZGEÇMİŞ. 1. Ünal, H., Ortaokul Dönemindeki Kız Çocuklarda Antropometrik Ölçümlerin Farklılaşmasının İncelenmesi. Hacettepe Üniversitesi

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Öğretmenliği MÜZİK EĞİTİMİ I. Yrd. Doç. Dr. Hatice VATANSEVER BAYRAKTAR

T.C. SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

ÜSTÜN YETENEKLİ ÇOCUKLARI ANLAMAK

TÜRKİYE DE EBELİK ARAŞTIRMALARININ DURUMU. Prof. Dr. Zekiye KARAÇAM ADÜ- Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik Bölümü

Ders Adı : A.SEÇ.III: ÇOKLU ENGELLİ ÇOCUKLAR VE EĞİTİMİ Ders No : Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 4.

2 NİSAN OTİZM FARKINDALIK GÜNÜ Farklı olduğumu biliyorum ama yetersiz değilim.

ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÖZEL EĞİTİM ANABİLİM DALI ÖZEL EĞİTİM TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMINA İLİŞKİN BİLGİLER

BİREYLERE YÖNELİK HİZMETLER

Ders Adı : Z.E. MATEMATİK ÖĞRETİMİ Ders No : Teorik : 4 Pratik : 0 Kredi : 4 ECTS : 6. Ders Bilgileri

DIR Floortime BAŞLANGIÇ DÜZEYİ KURSU

Türk Halk Müziği ASD Programına 60 öğrenci alınacaktır.

ÖZGEÇMİŞ. :

OTİZMLİ VE ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLARIN ANNELERİNİN OTİSTİK BELİRTİLER GÖSTERME EĞİLİMLERİ

ÖZEL GEREKSİNİMLİ ÖĞRENCİLER: ÜSTÜN YETENEKLİLER

Tam Öğrenme Kuramı -2-

SERDAL DENİZ, YAHYA ÇIKILI, ŞERİFE ŞENAY İLİK,

Emine Sevinç Tok. İzmir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü. Gürsel Aksel Bulvarı No: Üçkuyular İzmir

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler

BASIN DAVETİ. Sayın Basın Mensubu,

Yrd.Doç.Dr. GÖZDE İNAL KIZILTEPE

İÇİNDEKİLER 1.BÖLÜM. ÖZEL GEREKSİNİMİ OLAN BİREYLER Prof. Dr. Gönül AKÇAMETE

ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ALANI ÇOCUK GELİŞİMİ VE BAKIMINDA TEMEL BİLGİLER VE ETKİNLİKLER KURS PROGRAMI

1 GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE HAYAT BİLGİSİ DERSİNİN GELİŞİMİ

ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÖZEL EĞİTİM ANABİLİM DALI

P.Y. Tanı Süreci: Temmuz 2014 doğumlu P. nin 2,5 yaşını geçmesine rağmen konuşmaması, yerinde sallanması ailenin çocuğunda bir şeylerin yolunda

BARTIN ÜNİVERSİTESİ OKUL ÖNCESİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ÖZGEÇMİŞ. Telefon: Mezuniyet Tarihi Derece Alan Kurum 2017 Doktora Gelişim Psikolojisi Hacettepe Üniversitesi

Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı Yüksek Lisans Ders İçerikleri

BİREYSEL EĞİTİM PLANI Ebeveynler için Rehber

Template. Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Çocuklar İçin Teknoloji Temelli Müdahale Yöntemleri: Bir Betimsel Analiz Çalışması

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

ÖZGEÇMİŞ. İDARİ GÖREVLER Ankara Üniversitesi Özel Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdür Yardımcılığı, Ocak 2018-Devam Ediyor

SAMSUN MESLEK YÜKSEKOKULU ÇOCUK VE GENÇLİK HİZMETLERİ BÖLÜMÜ ÇOCUK GELİŞİMİ PROGRAMI (1.Ö.) DERS DAĞILIM ÇİZELGESİ

SUZUKi METHODU ile KEMAN EĞİTİMİ

Prof. Dr. Serap NAZLI

Yaşam Temelli Öğrenme. Yazar Figen Çam ve Esra Özay Köse

Transkript:

Yıl: 4, Sayı: 15, Ekim 2017, s. 66-76 Ebru AYATA 1 TÜRKĠYE DE 2010-2016 YILLARI ARASINDA MÜZĠK ALANINDA ÖZEL YETENEKLĠ OTĠZMLĠ BĠREYLERĠN MÜZĠK EĞĠTĠMĠ ÜZERĠNE YAPILMIġ ÇALIġMALARIN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ Özet Müzik alanında özel yeteneklere sahip otistik bireylerin erken yaşta tanılanmasıyla, bireylerin eğitimlerine katkı sağlayıp var olan yeteneklerinin bireysel ve toplumsal faydaya dönüştürülmesi mümkündür. Yapılan çalışmalar otizmlilerin müzikten sadece hoşlanmakla kalmayıp oldukça yüksek seviyede bir müzik becerisine sahip olduklarını ortaya koymaktadır. %10 unda bazı konularda üstün özelliklere, %1 inde ise olağan üstü yeteneklere rastlanabilir (Darrow., Armstrong, 1999). Gelişmiş işitme yetenekleri olanlar, önceden öğrenmedikleri müzik aletlerini çalabilirler. Bu kapsamda Türkiye de 2010 2016 yılları arasında otizm tanısı konmuş müzik alanında özel yetenekli çocukların müzik eğitimiyle ile ilgili çalışmalar incelenmiştir. Bu konuda yapılmış herhangi bir çalışmaya rastlanmamıştır. Daha sonra özel yetenekli olmayan otizmli çocukların müzik eğitimi üzerine yapılan çalışmalar incelenmiştir. Bununla ilgili 3 çalışma yapıldığı tespit edilmiştir. Türkiye de özel müzik yetenekleri olan otizmli bireylerin profesyonel müzik eğitimleri ile ilgili çalışmalara ağırlık verilmesi ve bu alanda uzman müzik eğitimcilerinin yetiştirilmesi önerilmektedir. Anahtar Kelimeler: Otizm, Özel Yetenek, Müzik, Eğitim 1 Doç.Dr. Yıldız Teknik Üniversitesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi, ebruayata3@gmail.com

Ebru Ayata EVALUATION OF STUDIES ON MUSĠC EDUCATION OF AUTISTIC INDIVIDUALS WITH SPECIAL MUSICAL SKILLS BETWEEN 2010-2016 IN TURKEY Abstract By diagnozing autistic individuals with special musical skills at early ages, it is possible to transform these characteristics into individual and social benefits. Children with autism show unusual sensitivity and attentiveness to music. It is accepted that 10% of autistic people have superior features in some subjects and 1% have extraordinary abilities (Darrow., Armstrong, 1999). Those with advanced hearing abilities can play musical instruments that they have not learned before. In this context, studies on music education of musically gifted autistics carried out in Turkey between 2010-2016 were examined. Any work were found on this subject. Later, studies on music education of autistic people without special skills were examined. 3 studies have been determined. It is suggested that studies on professional music education of autistics with special musical skills in Turkey should be increased and special music educators should be trained in this area. Keywords: Autism, Music, Special Skills, Education GĠRĠġ Bir bebek dünyaya geldiği zaman, genellikle anne babalar çocuklarını sevmeyi ve ona şefkat göstermeyi, karşılığında da sevilmeyi ve şefkat görmeyi ümit ederler. Ne yazık ki, bazı çocuklar, anne babalarının sevgisine karşılık verme becerisini zayıflatan bir bozuklukla doğarlar. Otizm, yaygın gelişimsel bozukluk veya diğer adıyla otizm spektrum bozukluğu yelpazesi altındaki beş bozukluktan biridir: 1) Otistik bozukluk, 2) Rett bozukluğu, 3) Çocukluğun tümleşik olmayan (dezintegratif) bozukluğu, 4) Asperger bozukluğu, 5) Başka türlü adlandırılamayan yaygın gelişimsel bozukluk. (Hourigan, Hourigan, 2009). Yaygın gelişimsel bozukluk adı altında yer alan tüm bozuklukların ortak noktaları olmakla birlikte birbirlerinden farklı özelliklere sahip oldukları da görülmektedir. Bu kategoriler içerisinde otistik bozukluk diğer bozukluklara göre daha yaygın olarak görülmektedir. Otizm, yaşamın ilk 3 yılı içinde ortaya çıkan bir özürlülük durumudur ve ilk kez 1943 te Johns Hopkins Üniveritesi psikiyatri profesörü Leo Kanner tarafından adlandırılmış ve nitelendirilmiştir. Kanner, bu çocukların başka insanlarla ilişki kurmaktansa kendi yarattıkları dünyada yaşama eğilimlerini işaret ediyordu. Bu tarihten sonra otizm binlerce çalışmaya konu olmuş, bilim adamları bu konuya ilişkin çok sayıda yanıt aramış, tedavi teknikleri geliştirmiştir (Çanak, 2008). Kanner otizm terimini ( auto, kendi, -ism, koşul ), çocuğun görünür şekilde kendi içine çekilmesine gönderme yapma amacıyla seçmiştir. Otizmlilerde, iletişim ve sosyal etkileşim yetenekleri ileri seviyede bozukluk gösterir ve gelişmede bir uyumsuzluk meydana gelir. Bu kişilerde başka insanlarla normal sosyal ilişkiler geliştirmekte bir yetersizlik, iletişim 67 Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı:15, Ekim 2017, s. 66-76

Türkiye de 2010-2016 Yılları Arasında Müzik Alanında Özel Yetenekli Otizmli Bireylerin Müzik Eğitimi Üzerine Yapılmış Çalışmaların Değerlendirilmesi becerisi gelişiminde zayıflama ve tekrarlayan garip davranışlar görülmektedir (Carlson, 2014). Ayrıca bulundukları mekanların iç düzeninin değişmemesi konusundaki ısrarları, göz temasından kaçınmaları, küçük eşyalara olan aşırı bağlılıkları da belirtiler arasındadır. Otizm spektrum bozukluğu, günümüzde zihinsel yetersizlikten sonra en sık rastlanan nörogelişimsel yetersizliktir. 1967 de dönemin klinisyenleri otizmin soğuk, duyarsız, mesafeli ebeveynlerin çocuklarında meydana geldiğini düşünmüştü ancak günümüzde, araştırmacılar bu durumun biyolojik etkenlerden kaynaklandığını ve anne babalara suçlama değil yardım ve duygudaşlık verilmesi gerektiğine ikna olmuşlardır. Titiz çalışmalar otistik çocukların anne ve babalarının diğer ebeveynler kadar sıcak, sosyal ve sorumluluk sahibi olduklarını göstermiştir (Carlson, 2014; Cox vd., 1975). The Centers for Disease Control and Prevention (Amerika Birleşik Devletleri Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri) 2012 verilerine göre otizmin 88'de 1 görülme sıklığı vardır; erkek çocuklardaki yaygınlığı, kızlardan 4 kat fazladır. Her 54 erkek çocuktan birini ve 252 kız çocuğundan birini etkilediği kabul edilmektedir (Darrow, Armstrong, 1999). Otizmin bildirilen rastlanma sıklığı, geçen yirmi yılda artış göstermiştir. Teşhis konulan kişi sayısının yılda %10 ila %17 arttığı belirtilmiştir (Hourigan, Hourigan, 2009). Ancak Fombonne a göre (2005) bulgular görünürdeki bu artışın, hastalıkla ilgili yükselen bilinçlenme ve genişletilmiş teşhis ölçütlerinin bir sonucu olduğunu göstermektedir. Bu yaygınlık bilgileri Birleşik Devletler kaynaklı iken, ülkemizde otistik bozukluğun yaygınlığına ilişkin henüz yeterli bilimsel veri bulunmamaktadır (Pektaş, 2016). Otizmli çocukların tamamen kendilerine has ve karmaşık öğrenme özellikleri bulunmaktadır; sürekli olarak müziğe alışılmadık bir duyarlılık ve dikkat gösterirler. Konuyla ilgili yapılan araştırmaların çoğu bu çocukların konuşmaya yanıt vermedikleri halde müziğe sıkça yanıt verdiklerini göstermektedir. Ayrıca bu çalışmalar, müzikten sadece hoşlanmakla kalmayıp oldukça yüksek seviyede bir müzik becerisine sahip olduklarını ortaya koymaktadır (Darrow., Armstrong, 1999). 68 Thaut (1988) yaptığı bir çalışmada, otizm tanısı konmuş çocukların müzik alanında diğer alanlara göre son derece iyi bir performans gösterdiklerini belirtmiştir. Birçoğu çok erken yaşlarda iyi bir ritim duygusuna sahiptir; çok düzgün ve doğru seslerle şarkı söyleyebilirler (Darrow, Armstrong, 1999; Oppenheim, 1974). Applebaum ve arkadaşlarının, (1979) yaptığı araştırma, otizmli çocukların normal çocuklar kadar hatta bazen onlardan daha iyi bir şekilde sesleri taklit edebildiklerine sıkça rastlandığını göstermiştir. Otizmli çocukların müziğe gösterdikleri bu özel, sıra dışı ilgi ve beceri, araştırmacıları, bu çocukların normal dışı davranışlarını düzeltme amaçlı olarak, müziği kullanma yoluna götürmüştür. 1979 da Watson ın yaptığı bir çalışmada, müziğin bu tür çocukların dil, sosyal veya motor fonksiyonlarını geliştirici çeşitli aktivitelere katılımlarını cesaretlendirme amaçlı kullanıldığı belirtilmiştir (Darrow, Armstrong, 1999; Watson, 1979). Tarihin başlamadığı eski çağlarda doğmuş olan müzik duygu, düşünce ve hayal dünyasının ifade edilebilmesi için seçilebilecek en önemli yollardan biridir. Dünyada herkesin anlayabildiği ve anlayabileceği tek dildir. Ünlü Macar müzik eğitimcisi Kodaly bir sözünde Eskiden çocuğun müzik eğitimi, doğumundan dokuz ay önce başlamalı, diye düşünürdüm. Şimdi aynı düşüncede değilim. Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı: 15, Ekim 2017, s. 66-76

Ebru Ayata Çocukların müzik eğitimi annenin doğumundan dokuz ay önce başlamalı (Kamacıoğlu, 1993) diyerek daha iyi ve daha mutlu bir insan olmak için herkesin müzik eğitiminden geçmesi gerektiğini vurgulamıştır. Eğitim çabalarının genel amacı, yetişmekte olan gençlerin, içinde bulundukları topluma sağlıklı ve verimli bir şekilde uyum sağlamalarına yardım etmek olduğuna göre, bu uyumun sağlanması ancak, bireylerin yetenekleri doğrultusunda yönlendirilip geliştirilmesine bağlıdır. Topluma yaratıcı düşünebilen, aktif, sorumluluk sahibi, kendinin ve çevresinde olanların bilincinde, değerlere saygılı bireyler kazandırmak için eğitimde sanata büyük bir önem ve yer verilmelidir. İnsanlar kendilerini daha iyi ifade edebilmek ve çevreleriyle sağlıklı ilişkiler kurabilmek çabasıyla sanattan yararlanmışlardır ( Gün, Yıldız, 2013). Tüm sanat dalları içinde, insan ruhu üzerinde en derin etkiyi bırakan sanatın müzik olduğu kabul edilmektedir. Sağlıklı bir eğitim, kişiyi ilgi ve yetenekleri doğrultusunda, en iyi şekilde yetiştirmeyi amaçlar. Bedensel koordinasyon, zamanlama, hafıza, konsantrasyon ve dinleme becerilerini geliştirmesinden dolayı, çocukların ve gençlerin sağlam bir ruh ve kişilik eğitimi almalarında müzik eğitiminin önemi büyüktür. Müzik, ruhsal ve bedensel sorunları olan çocukların ve yetişkinlerin psikiyatrik durumlarını belirlemede yol gösterici bir iletişim yöntemidir. Diğer yandan müzikle tedavi, toplumdaki sosyal ilişkilerin geliştirilmesi, bireylere güven duygusunun kazandırılması ve bedensel sorunları olan bireylerin fiziksel egzersizleri kolaylıkla gerçekleştirebilmeleri açısından önem taşımaktadır. (Gençel, 2006). Kısacası kendini dış dünyaya tamamen kapatmış olan otizmli çocuğun gizli dünyasına girebilmek için müzik ideal bir yoldur. Otizmli çocukların zihinsel gelişimi üzerine yapılan çalışmalarda, zihinsel performansları açısından iki alt gruba ayrılmışlardır. Zihinsel becerileri normal olanlar yüksek fonksiyonlular, zihinsel olarak yetersiz görülenler ise düşük fonksiyonlular olarak tanımlanmıştır. Otizmli çocukların %40 ının 40-45, %30 unun 50 70, %30 unun ise 70 ve yukarı zekaya sahip oldukları saptanmıştır. ( Fazlıoğlu, Baran, 2004). Otizm sendromu bir uçta, ciddi bir şekilde zeka özürlü ve suskun, tik hareketleri olan bireyler, diğer uçta, oldukça konuşkan, yetersiz sosyal becerileri ve sosyal iletişim açısından yetersizlikleri olan, kafası yalnız tek şeyle meşgul dâhiler içeren uzun bir boyutun parçasıdır ( Çanak, 2008 ). Otizmlilerin %10 unda bazı konularda üstün özellikler, %1 inde ise olağan üstü yeteneklere rastlanabilir. Bazıları, henüz konuşmaya başlamadan, okumayı öğrenebilirler. Gelişmiş işitme yetenekleri olanlar, önceden öğrenmedikleri müzik aletlerini çalabilir, bir kere işittikleri müziğin notalarını çıkarabilirler ( Ünal, 2006 ). Dar ilgi alanlarında tekrarlayıcı davranışlarla ilgilenme eğilimi otistikler için her zaman bir dezanvantaj değildir. Örneğin bu yatkınlık diğer bilişsel, emosyonel veya fiziksel yeteneklerle birlikte olduğunda, o yeteneğin ortaya çıkma olasılığını arttırır. Otistik bireylerin bilişsel güçlüğü olan popülasyonun küçük bir kısmını oluşturmasına karşın yetenekli ancak bilişsel bozukluk gösteren bireylerin çoğu otistiktir ( Heaton, Wallace, 2004 ). Savant sendromu, ağır düzeyde gelişimsel ya da zihinsel yetersizliklerin yanında çoğu insanda bulunmayan sıra dışı zihinsel becerileri olan kişileri tanımlamaktadır. Savant sendromu olgularının yaklaşık yarısının otistik bozukluğa bağlı olduğu kabul edilmektedir ( Durukan, 69 Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı:15, Ekim 2017, s. 66-76

Türkiye de 2010-2016 Yılları Arasında Müzik Alanında Özel Yetenekli Otizmli Bireylerin Müzik Eğitimi Üzerine Yapılmış Çalışmaların Değerlendirilmesi Türkbay, 2010 ). Rimbland ın yaptığı bir çalışmaya göre 5400 otistik çocuk içinde 531 savant olguya rastlanmıştır. Buradaki savant yaygınlığı ise %9,8 olarak saptanmıştır. Bu ise otistik hasta popülasyonundaki savant yaygınlığının zeka geriliği olan grubun aksine oldukça yüksek olduğuna işaret etmektedir ( Heaton, Wallace, 2004 ). İnsanda var olan tüm beceriler göz önüne alındığında, savant becerilerinin genellikle 5 kategoriyle sınırlı olması ilginçtir. Bu becerilerden ilki müziktir. Sıklıkla piyano çalma becerisi tarzındadır. Ayrıca sadece beste yapan ya da 22 farklı enstrüman çalan olgular da bildirilmiştir (Treffert, 2009). Diğer beceriler ise sanat, matematik ve mekanik becerilerdir. Dawson, ana akım görüşe meydan okurken önce otizm ile düşük IQ arasındaki bağlantıya dikkat çekti. Montreal Üniversitesi otizm araştırma programı başkanı Laurent Mottron ile birlikte yaptığı ve 2007 yılında yayımlanan araştırma ( Dawson, vd., 2007 ) otistik bir kişinin IQ düzeyinin uygulanan deneye göre değiştiğini ortaya koymaktaydı. En yaygın sınama yöntemi olan Weschler Zekâ Testi uygulandığında, otistiklerin dörtte üçünün 70 ya da daha düşük puan aldıkları görüldü. Bu da, Dünya Sağlık Örgütü nün ölçütlerine göre, zihinsel özürlü oldukları anlamına geliyordu. Ancak toplumsal bilgiye daha az yer veren Raven Standart Gelişim Matrisleri gibi farklı, ancak bir o kadar geçerli IQ testi uygulandığında çoğunun onları bu sınıflandırmanın dışında tutacak puanlar elde ettikleri görüldü. Daha önce yapılan binlerce araştırma ve veriyi yeniden gözden geçiren Dawson, olumsuz görüşler yüzünden gizli kalmış otistik becerilerle ilgili deneysel kanıtlar içeren onlarca araştırmaya tanık oldu ( Dawson, vd., 2007). 2007 yılında İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü nden Kamila Markram ile Henry Markram (2007) tarafından yapılan bir araştırmadan elde edilen bulgulardan yola çıkılarak ortaya atılan yoğun dünya sendromu kuramına göre otizm, gündelik duyusal deneyimleri yoğunlaştıran hiperaktif bir beyinden kaynaklanmaktadır. Otopsi bulgularına göre otistik kişilerin beyinlerindeki korteks bölümünde yapısal farklılıklar bulunmaktadır. Courchesne ve arkadaşları, serebral korteksin lokal bölgelerinin aşırı etkinliğinin, bazı otistikler tarafından gösterilen olağandışı yetenekleri ve hünerleri açıklayabileceğini öne sürmüştür (Carlson, 2014; Courchesne., vd, 2005). 70 Gerçekten de, otistikler arasında çok başarılı mühendislere, bulaşık makinesini boşaltmayı beceremeyen müzik dahilerine, konuşmaktan yoksun matematik bilginlerine ve yetenek ile yeteneksizliğin birlikte var olduğu böylesi daha nice bileşimlere tanık oluyoruz. 1930 da Phillips otistik savant olgularındaki eksik yönleri ortadan kaldırmanın mı yoksa yetenekleri eğitmenin mi daha yararlı olacağı sorusunu ortaya atmıştır (Durukan, Türkbay, 2010; Phillips, 1930). Yıllar içinde edinilen deneyimler yeteneklerin eğitilmesi ve geliştirilmesinin öncelikli olması gerektiğini işaret etmektedir. AraĢtırmanın Amacı Otizm spektrum bozukluğu tıbbi olarak henüz tedavi edilememektedir. Tek ve en önemli tedavi sistemli ve düzenli bir özel eğitimdir. Özellikle son yıllarda müzikal becerileri çok gelişmiş olan otistik bireylere sıkça rastlanmaktadır. Bu tür otistik bireyler otistik savantlar olarak da adlandırılır. Toplumda otistik savantların çoğalma sebebinin daha ziyade konuyla ilgili bilinçlenme ve farkındalığın artması, ailelerin otizm tanısı konmuş çocukların eğitimine çok daha fazla özen göstermeleri olduğu düşünülmektedir. Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı: 15, Ekim 2017, s. 66-76

Ebru Ayata Bu çalışmanın amacı, Türkiye de 2010-2016 yılları arasında özel müzik yeteneklerine sahip otizmli bireylerin müzik eğitimlerine dair çalışmaları gözden geçirerek, konuyla ilgili tespitler ve önerilerde bulunmaktır. Sınırlılıklar Bu araştırmada, Türkiye de 2010 2016 yılları arasında müzik alanında özel yetenekli otistik bireylerin müzik eğitimi üzerine yapılmış çalışmalar ile ilgili tez ve makaleler incelenirken, müziğin otizmlilerde tedavi yöntemi olarak ele alındığı çalışmalar araştırma kapsamına alınmamıştır. Yöntem Bu çalışmada, otizmli çocukların müzik eğitimine yönelik gerçekleştirilen lisansüstü tez çalışmalarını belirlemek üzere Yükseköğretim Kurulu nun internet sitesinden ve diğer sitelerden tarama yapılmıştır. Çalışma kapsamında, öncelikle üstün yetenekli otistik çocukların müzik eğitimi ile ilgili herhangi bir çalışma yapılıp yapılmadığı araştırılmıştır. Konuyla ilgili herhangi bir veriye ulaşılamamasının ardından otizmli bireylerin müzik eğitimine yönelik tez ve makaleler incelenmiştir. Bu araştırmada betimsel tarama yöntemi kullanılmıştır. Bulgular ve Yorum Bu çalışma kapsamında yapılan tarama sonucunda Türkiye de üstün yetenekli otistik çocukların (otistik savant) müzik eğitimine yönelik hiçbir çalışmaya ulaşılamamıştır. Bunun üzerine otizm tanısı almış çocukların müzik eğitimiyle ilgili yapılan incelemede ise 2 tez, 1 makale olmak üzere toplam 3 çalışma tespit edilmiştir. Otistik Çocuklarda Müzik Eğitimi isimli Yüksek Lisans Tez çalışmasında Önal (2010) otistik rahatsızlığı olan çocukların müzik eğitimine olan yatkınlıkları ve müziğe olan duyarlılıklarını tespit edebilmeyi amaçlamıştır. Araştırmanın denekleri OÇEM özel alt sınıfında bulunan iki otistik çocuktan oluşmaktadır. Araştırmadan elde edilen bulgular her iki denek on oturumun sonunda yetenekleri paralelinde şarkının sözlerini ve ezgisini öğrenmiş ve yine her iki denek şarkının kaydını dinlerken şarkıya uygun ritim vurabildiğini göstermektedir. Otizmli çocukların yetenekleri ve ilgileri doğrultusunda verilen müzik eğitimine katılabilecekleri; bireysel müzik eğitiminin gerekliliği ve her otizmli çocuğa özel müzik eğitimi programının hazırlanması bu araştırmanın sonuçlarındandır. Otizm Tanısı Almış Bir Çocuğun Müziğe ve Müzik Çalışmalarına Verdiği Tepkilerin Betimlenmesi ( Gökmen, 2010) konu başlıklı Yüksek Lisans Tez inde otizm tanısı almış bir çocuğun müziğe ve müzik çalışmalarına verdiği tepkileri incelemiştir. Katılımcı, 6 yaşında otizm tanısı almış bir çocuktur. Çalışmanın sonucunda, yapılandırılmış ortamda, içerik olarak herhangi bir düzenleme yapılmaksızın gerçekleştirilen çalışmalarda, katılımcının müziğe ve müzik çalışmalarına olumlu tepkiler gösterdiği, araştırmacı ile istekli olarak iletişime geçtiği ve müzik çalışmalarına bağımsız ve istekli olarak katıldığı tespit edilmiştir. Otizm Spektrum Bozukluğu Tanısı Almış Çocuklarda Müzik Eğitiminin Önemi (Pektaş, 2016) isimli makalede otizm spektrum bozukluğu tanısı almış çocukların eğitiminde müziğin ne denli önemli bir araç olduğu gerçeği vurgulanmaktadır. Aynı zamanda, otistik çocukların eğitim aldığı özel eğitim kurumlarında müzik daha aktif bir rol oynamalı ve her özel eğitim kurumunda bir müzik öğretmeni bulundurulmasının yararlı olacağı sonucuna varılmıştır. 71 Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı:15, Ekim 2017, s. 66-76

Türkiye de 2010-2016 Yılları Arasında Müzik Alanında Özel Yetenekli Otizmli Bireylerin Müzik Eğitimi Üzerine Yapılmış Çalışmaların Değerlendirilmesi Tablo 1. 2010 2016 yılları arasında Otistik Çocukların Müzik Eğitimi Konusunda Yapılan Toplam Tez -Makale Sayısı ve Dağılımları: Çalışmalar f % Tez 2 %~66,66 Makale 1 %~33,33 Toplam 3 100 Tablo1 de görüldüğü gibi, belirtilen yıllar arasında otistik çocukların müzik eğitimine yönelik iki yüksek lisans tezi ve bir makale olmak üzere toplam üç çalışma tespit edilmiştir. Bu çalışmaların % 66 sının tez, %33 ünün makale olması, konunun içerik itibariyle uzun deneysel çalışmalar gerektirmesi açısından tez çalışmalarına daha elverişli olduğunu düşündürmektedir. Diğer taraftan bu araştırmanın amacını oluşturan üstün yetenekli otistik çocukların müzik eğitimiyle ilgili özel bir çalışmaya veya bir eğitim modeline dair herhangi bir veriye ulaşılamamış olması da oldukça dikkat çekicidir. Tablo 2. Otistik Çocukların Müzik Eğitimi Konusunda Yapılan Tez ve Makalelerin Yıllara Göre Dağılımları Yıllar f % 2010 2 tez %~66,66 2016 1makale %~33,33 72 Toplam 3 100 Tablo2.de çalışmaların yıllara göre dağılımı gösterilmiştir. Araştırma kapsamındaki 2 tezin 2010 yılında, makalenin ise 2016 yılında yapıldığı belirlenmiştir. Buna göre çalışmaların %66 sının 2010 yılında, %33 ünün ise 2016 yılında yapıldığı görülmektedir. Geri kalan 5 yıl içerisinde otistik çocukların müzik eğitimine dair hiçbir çalışmanın olmadığı tespit edilmiştir. SONUÇ ve ÖNERĠLER Bu çalışmada Türkiye de 2010 2016 yılları arasında üstün yetenekli otistik bireylerin (otistik savant) özel müzik eğitimlerine yönelik yapılan çalışmalar tarama yöntemiyle incelenmiştir. Ülkemizdeki çalışmalar kapsamında ulaşılan tez ve makaleler internette, Yüksek Öğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi resmi sitesinde ve Üniversitelerin Kütüphane veri tabanlarında yayınlanan tez ve makalelerle sınırlı kalmıştır. Elde edilen bulgular konuyla ilgi herhangi bir çalışma olmadığını ortaya koymuştur. Ardından otistik çocukların müzik eğitimiyle ilgili araştırmalar incelendiğinde 2010 yılında yapılmış 2 tez ve 2016 yılında yapılmış1 makale olmak üzere toplam 3 çalışmaya ulaşılmıştır. Bu araştırma kapsamında yapılan çalışmalar sırasında Türkiye de otizm ve müzik alanında yapılan çok sayıda çalışma olmasına rağmen profesyonel müzik eğitimiyle ilgili olmadıkları gözlemlenmiştir. Yapılan çalışmaların hangi alanlara ilişkin gerçekleştirildiğini ortaya çıkarmak, araştırma gereksinimi belirlemek açısından önem taşımaktadır. Bu araştırma Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı: 15, Ekim 2017, s. 66-76

Ebru Ayata sürecinde otizmli bireylerde müziğin, daha çok amaç olarak değil araç olarak kullanıldığı tespit edilmiştir. Diğer bir deyişle müzik genel anlamda otistik çocuklarda tedavi ve sosyal iletişim aracı olarak kullanılmaktadır. Bu yolla otizm spektrum bozukluğu tanısı almış çocukların gelişimsel beceri alanlarının birçoğunda ilerlemeleri ve tanıya ilişkin bazı problem davranışların azalması sağlanabilmektedir. Amerika da müzikal duyarlılık üzerine yapılan araştırmaların psikolojik-nörolojik araştırmalar kapsamında değerlendirildiği gözlemlenmiştir. Genel olarak bütün araştırmaların çıkış noktası otizmli çocukların müziğe karşı olan aşırı ilgileridir. Bu aşırı ilgi, yüksek fonksiyonlu otizmli çocuklarda yüksek müzikal algıyı da beraberinde getirir. Yapılan müzik çalışmaları ve çalgı eğitimi ile müzikal algı üzerine odaklanılır. Yapılan kimi çalışmalarda mutlak kulak özelliğine sahip olan otizmli çocuklara rastlanır, bu çocuklar belirli bir frekansı olan her sesin nota karşılığını söyleyebilme yeteneğine sahiptirler. Genel olarak müzikal duyarlılık üzerine yapılan araştırmalar nörolojik araştırmalar kapsamında düşünülür ( Darrow, Armstrong, 1999 ). Oysa bu durumun nörologlar kadar müzik eğitimcilerini de ilgilendirmesi gerektiği tartışılmaz bir gerçektir. Örneğin International Business Times da yayınlanan bir yazıda (2012) Yeni Zelanda da yaşayan otistik savant 14 yaşında bir çocuğun, bir tarafta istisnai bir kulak (absolü kulak) ve ritim duygusuna sahip olduğu aynı zamanda muhteşem piyano çalabildiği; diğer tarafta ise hayatın geri kalan alanlarındaki yetersizlikleri, zorlukları belirtilmiştir. Bu tür çocuklara literatür taramasında sıklıkla rastlanmaktadır. Türkiye de de müzikal becerileri çok gelişmiş, özel yetenekli otistik çocukların varlığı bilinmektedir. Fakat diğer alanlardaki yetersizlikleri sebebiyle normal çocukların alabildiği müzik eğitimi onlara sağlanamamakta, diğerleri gibi konservatuarlara veya muadili eğitim kurumlarına gidememektedirler. 73 Bu özel yetenekleri ve becerileri daha ileriye götürebilmeleri ve profesyonel müzik eğitimi alabilmeleri için müzik eğitimcilerinin devreye girmesi ve ilgili eğitim kurumlarında konuyla ilgili bazı yasal düzenlemeler ve çalışmalar yapılması gerektiği düşünülmektedir. Gerek normal gelişim gösteren, gerekse özel gereksinimli bireylerin eğitimden faydalanmaları onların hayatlarında başarılı birer birey olmaları için en önemli unsurdur. Özel eğitim alması gereken bireyler de normal bireyler gibi yaşadıkları toplumun bir parçası olabilmek, topluma uyum sağlamak ve sahip oldukları yetenekleri en üst düzeyde kullanabilmek için eğitime ihtiyaç duyarlar ( Odluyurt ve Batu, 2009). Özel gereksinimli bireylerin yeteneklerini ortaya çıkarmak için özel eğitim desteğine ihtiyaç duydukları ilgili literatürde üzerinde durulan en önemli konudur. Özel gereksinimli bireyler için çıkarılan yasalar incelendiğinde de özel eğitim için özel yetiştirilmiş personel, özel program ve özel yöntemlere vurgu yapıldığı görülmektedir. Türkiye de özel yetenekli otizmlilere akademik anlamda müzik eğitimi veren herhangi bir kurum bulunmamaktadır (www.muzikveotizm.com). Müzik alanında üstün yetenekli olmalarına karşın diğer sosyal alanlarda ve sınavlardaki yetersizlikleri sebebiyle standart eğitim kurumlarına girememektedirler; bu tür eğitim kurumlarına girebilmenin kriterlerini (YGS LYS - TEOG vs ) yerine getirememektedirler. Bunun yanı sıra zaten standart müfredatın altından kalkmaları da pek mümkün olamamaktadır. Otizmli çocuklarla müzik eğitiminin güçlükleri ortadadır. Bütün bunlar göz önünde bulundurularak, otizmli çocuklarla müzik eğitiminde süreklilik oldukça önemlidir (Önal 2010). Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı:15, Ekim 2017, s. 66-76

Türkiye de 2010-2016 Yılları Arasında Müzik Alanında Özel Yetenekli Otizmli Bireylerin Müzik Eğitimi Üzerine Yapılmış Çalışmaların Değerlendirilmesi Ayrıca otizm spektrum bozukluğu tanılı öğrencilerle çalışacak öğretmenlerin çok özel donanımlara sahip olmaları gerektirmektedir. Türkiye de ise otizm spektrum bozukluğu tanılı öğrencilere öğretmen ya da uzman yetiştirmeye yönelik bir lisans ya da lisansüstü program yoktur. Dolayısıyla, zihinsel engellilerin öğretmenleri, otizm tanılı öğrencilerle de çalışmak durumunda kalmaktadırlar. Ancak, yukarıda belirtildiği gibi, otizm spektrum bozukluğu tanılı öğrencilerin eğitim gereksinimleri, diğer özel eğitim gruplarının gereksinimlerinden farklılaşmaktadır. Bu nedenle, zihinsel engelli öğretmenleri, otizm tanılı öğrencilerle çalışırken önemli sorunlarla karşılaşmaktadırlar (tohumotizmvakfı.org). Bu sebeple, sadece otizmli bireylere eğitim verebilecek; aynı zamanda müzik alanında özel yetenekli otistik savantları sanat dünyasına ve topluma kazandırabilecek uzman eğitimciler yetiştirebilen lisans ve lisanüstü programların açılması büyük önem taşımaktadır. Otistik çocukların eğitim aldığı özel eğitim kurumlarında da müziğin çok daha aktif bir rol oynamasının ve her özel eğitim kurumunda otizm konusunda uzman müzik öğretmenleri bulundurulmasının ilk aşamada yararlı olacağı düşünülmektedir. Böylelikle müzik alanında özel yetenekli bireylerin ortaya çıkması daha kolaylaşacaktır. Clark, üstün yetenekli otistik bireylerin eğitiminde başarıyla kullanılan yöntemleri birleştirerek Savant Beceri Müfredatını geliştirmiştir (Durukan, Türkbay, 2010; Clark, 1930). Los Angeles da 2003 yılında kurulan Savant Akademisi savant olguların müzik, matematik, dil ve sanat alanlarındaki eğitimlerini desteklemek için kurulmuş ve çalışmalarına devam etmektedir (Durukan, Türkbay, 2010; Treffert, 2009). Türkiye de ise maalesef üstün yetenekli veya özel müzik becerilerine sahip otistik gençler sadece ailelerin, bazı özel kurumların ve hocaların bireysel çabalarıyla birtakım başarılara imza atmaktadırlar. 74 Son yıllarda otizmin üstünlükleri giderek su yüzüne çıkmaktadır. Cumhuriyet Gazetesinin 6 Ağustos 2010 tarihli Otistik Üstünlük konulu yazısında otistik her 10 kişiden 1 tanesinin olağanüstü yeteneklere sahip olduğu ve bugüne dek hep engelleyici bir durum olarak tanımlanan otizmi artık olumlu yönleriyle ele almanın zamanının geldiği belirtilmektedir. New Scientist Dergisi 1 Mayıs 2010 tarihli sayısında, otizmle ilgili bilgilerin eskiliğine dikkat çeken bir yazı yayınladı. Otistik kişilerin engelli değil, sadece farklı düşünen nörotipik insanlar olduğu dahası, kimi açılardan daha iyi düşünebildikleri vurgulanıyor (www.cumhuriyet.com.tr). Ne var ki, otizmin üstünlüğü kavramının tüm dünyada kabul görmediğini de önemle belirtmek gerekiyor. Kimi araştırmacılar ve anne babalar, otistik kişilerin yaşadıkları güçlükler toplum tarafından hafife alınır ve yeterince destek verilmez korkusuyla, bu duruma özgü üstünlüklerin aşırı vurgulanmasından kaçınıyorlar. En iyi çözümün, iki düşünce arasında bir denge kurarak, otizmi hem olumlu, hem olumsuz yönleriyle değerlendirip, otizmli bireylere yetenekleri doğrultusunda ve konun özel eğitimli uzmanları vasıtasıyla sağlam bir eğitim verebilmek, ayrıca üstün yeteneklerin mümkün olduğu ölçüde topluma kazandırılmasını sağlamak olduğu düşünülmektedir. Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı: 15, Ekim 2017, s. 66-76

Ebru Ayata KAYNAKLAR Applebaum,, E., Egel, A. L., Koegel, R. L., Imhoff, B. (1979). Measuring Musical Abilities of Autistic Children. Journal of Autism and Developmental Disorders, 9, 279 285. Carlson, N.R. (2014). Davranışın Nörolojik Temelleri. (Çev. Ed. Şahin, M.), Nobel Akademik Yayıncılık Eğitim Danışmanlık. Ankara. Çanak, N. (2008). Otizmli Çocukların Resimlerinin İncelenmesi Yüksek Lisans Tezi, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Edirne. Darrow, A. A., Armstrong, T. (1999). Research on Music and Autism Implications for Music Educators, Sage Journals, Vol 18, Issue 1, 15 20. Dawson, M., Soulières, I., Gernsbacher, M. A., Mottron, L. (2007). The Level and Nature of Autistic Intelligence, Psychol Sci. 18(8):657-62. Durukan, İ.,Türkbay, T. (2010 ). Savant Sendromu: Klinik ve Nöropsikolojik Özellikleri, Cilt: 2 Sayı: 2. web site: http://dergipark.ulakbim.gov.tr/pskguncel/article/view/ (Erişim Tarihi: 22.08.2017). Fazlıoğlu, Y. Ö., Baran, G. (2004). Duyusal Entegrasyon Programının Otizmli Çocukların Duyusal Ve Davranış Problemleri Üzerine Etkisinin İncelenmesi Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Fombonne, E. (2005). Epidemiology of autistic disorder and otherpervasive developmental disorders, Journal of Clinical Psychiatry, 66 (Suppl. 10), 3 8. Gençel, Ö. (2006). Müzikle Tedavi, Kastamonu Eğitim Dergisi, Cilt:14 No:2 697-706, Kastamonu. Gökmen, U. (2010). Otizm Tanısı Almış Bir Çocuğun Müziğe Ve Müzik Çalışmalarına Verdiği Tepkilerin Betimlenmesi. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul. Gün, E., Yıldız, G. (2013). Piayano Eğitiminde Başarıyı Etkileyen Faktörler, Dergi Park Akademik, Cilt 8, Sayı 1, S 103 114. Heaton, P., Wallace, G.L. (2004). Annotation: The Savant Syndrome. J Child Psychol Psychiatry, 45:899 911. Hourigan, R., Hourigan, A. (2009). Teaching Music to Children with Autism: Understandings and Perspectives, Music Educators Journal, Vol. 96 Issue 1, p40 45. International Business Times, (2012). Teen with Savant Autism Finds Tranquility in Music, web site: http://web.b.ebscohost.com ( Erişim tarihi: 20.08.2017). Kamacıoğlu, F. (1993). Eğitim Müziği ve Kodaly Metodu, 1. Ulusal Müzik Eğitimi Sempozyumu Bildirisi, Trabzon. Markram, K., Markram, H. (2007). The Intense World Syndrome an Alternative Hypothesis for Autism Front Neurosci. Nov. 1(1): 77 96. 75 Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı:15, Ekim 2017, s. 66-76

Türkiye de 2010-2016 Yılları Arasında Müzik Alanında Özel Yetenekli Otizmli Bireylerin Müzik Eğitimi Üzerine Yapılmış Çalışmaların Değerlendirilmesi Odluyurt S., Batu, E. S. (2009). Okul öncesi dönemdeki kaynaştırmaya hazırlık becerilerinin öğretmen görüşlerine ve alanyazın taramasına dayalı olarak belirlenmesi, Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri, 9, 1819-1851. Önal, O. (2010). Otistik Çocuklarda Müzik Eğitimi Yüksek Lisans Tezi, Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kırıkkale. Pektaş, S. (2016). Otizm Spektrum Bozukluğu Tanısı Almış Çocuklarda Müzik Eğitiminin Önemi. Sanat Egitimi Dergisi, Cilt 4 (1), s. 95-110 Thaut, M. H. (1988). Measuring Musical Responsiveness in Autistic Children: A Comparative Analysis of Improvised Musical Tone Sequences of Autistic, Normal, and Mentally Retarded Individuals, Journal of Autism and Developmental Disorders, 18, 561 571. Treffert, D. A. (2009). The Savant Syndrome: an extraordinary condition. A Synopsis: past, present, futur. Philos Trans R Soc Lond B Biol Sci, 364 (1522): 1351 1357. Ünal, A. (2006). Sanat Egitiminin Otizmli Çocukların Duyusal Problemleri Üzerine Etkisinin İncelenmesi Yayınlanmamıs Y. Lisans Tezi, T.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Edirne. www.cumhuriyet.com.tr (2010) Otistik Üstünlük ( Erişim Tarihi: 29.08.2017 ) www.muzikveotizm.com ( Erişim Tarihi: 15.08.2017 ) www.tohumotizm.org.tr ( Erişim Tarihi: 15.08.2017 ) 76 Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı: 15, Ekim 2017, s. 66-76