12 Mart 2009 TS/BAS-BÜL/09-19 AVRUPA BRL KAPI ARALIINA SIKIMI ÜLKE: KUZEY KIBRIS Özet Bulgular Yönetim Kurulu Bakanı Arzuhan Doan Yalçında bakanlıındaki TÜSAD heyeti, 12 Mart 2009 tarihinde Lefkoa yı ziyaret etti. Ziyaret kapsamında TÜSAD ın, muadil kuruluu Kıbrıs Türk adamları Dernei (AD) ile ortaklaa yürüttüü, KKTC ekonomisini ele alan, AB Kapı Aralıına Sıkımı Ülke: Kuzey Kıbrıs balıklı rapor bir seminer aracılıı ile kamuoyuna tanıtıldı. Raporun tanıtım seminerinin açılı konumaları, KKTC Cumhurbakanı Mehmet Ali Talat, TÜSAD Yönetim Kurulu Bakanı Arzuhan Doan Yalçında ile AD Yönetim Kurulu Bakanı Metin Yalçın tarafından gerçekletirildi. Açılı konumalarının ardından, raporun yazarlarından Dou Akdeniz Üniversitesi Öretim Üyesi Dr. Mustafa Besim konu ilgili bir sunum yaptı. AD Yönetim Kurulu Bakanı Metin Yalçın ın bakanlıında düzenlenecek panele ise KKTC Maliye Bakanlıı Müstearı Zeren Mungan, Galatasaray Üniversitesi Öretim Üyesi Doç. Dr. Haluk Levent ve KKTC Cumhurbakanlıı Danımanı ve Lefkoa Milletvekili Özdil Nami konumacı olarak katıldı. Raporda özetle u bulgulara yer verildi: Kıbrıs sorunu, en uzun süreli uluslararası sorunların baında gelmektedir. Birlemi Milletler in dahil olduu süreçte, Ada daki Türk ve Rum taraflarının katılımı ile çeitli aamalarda müzakerelerin de yapılmı olmasına ve çözüm parametrelerinin büyük oranda belirlenmi olmasına ramen, nihai çözüme henüz ulaılamamıtır. Ancak içinde bulunulan dönem, çözüme yaklaılmı ve çözüme etki eden birçok parametrenin ciddi deiimler göstermi olması nedeniyle önemlidir. Bu dönemin önemli farklılıklarından birincisi, 2003 yılında Ada içinde karılıklı geçilere 30 yıl aradan sonra balanmı olmasıdır. kincisiyse, 1 Mayıs 2004 tarihinde Kıbrıs Cumhuriyeti nin AB ye fiilen üye olmasıdır. Özellikle bu ikinci olay Kıbrıs taki siyasi soruna yeni bir boyut kazandırmıtır. Tam da bu aamada, taraflar arasında 2004 yılı referandumu sonrası kopan görümelere yeniden, liderler düzeyinde balanmı olması ve tüm konuların liderler düzeyinde görüülerek 1
nihai bir çözüm hedefleniyor olması, süregelen bu uluslararası soruna bir çözüm bulunmasına ilikin inanç ve beklentileri artırmıtır. Bu çalımanın yapılmasına ihtiyaç da bu zamanda ortaya çıkmıtır. Bu çalımada, Ada da ulaılabilecek bir çözüm veya çözümsüzlüün olası etkilerinin aratırılması, siyasi gelimelerin yaratacaı ekonomik sonuçların ve ortaya çıkabilecek ekonomik potansiyelin getirilerinin analiz edilmesi hedeflenmitir. Olası bir çözüm veya çözümsüzlük durumunda, Ada daki her iki ekonominin, özellikle de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nin ekonomik kayıp ve kazançları üzerinde durulmakta ve geçmi ile gelecek arasında analizler ortaya konmaktadır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Ekonomisi KKTC ekonomisi 2007 yılı rakamlarıyla 3,460 milyon Gayri Safi Milli Hasıla üreten, kii baı gelir düzeyi $14,765 olan 2003-2007 arası yılda ortalama %11 düzeyinde büyüyen, 2007 yılı Tüketici Fiyat Endeksi ile yıllık enflasyon oranı %9,4 olan üst orta gelir düzeyinde bir ülkedir. KKTC ekonomisinin birçok yapısal sorunu bulunmaktadır. Bunların baında bütçe açıkları ve finansmanı gelmektedir. Açıkların önemli bir kısmı Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilmektedir. Bu yapı yardıma baımlılıı körüklerken mali disiplini de bozucu bir unsur olarak ilev görmektedir. Örnein 2002-2006 yılları arasında Kıbrıslı Türkler kii baına ortalama yıllık 517 ABD doları dı yardım almıtır. stihdamda kamu sektörünün öne çıkması ve bu sistemin sosyal güvenlik üzerinde yarattıı baskılar da dier yapısal sorunlardandır. stihdamın sektörel yapısı da dier ada ekonomilerinde olduu gibi hizmetler sektörü aırlıklı bir paya sahiptir. Bu yapı Güney Kıbrıs ta da benzer durumdadır. Dı ticarete konu ürün yapıları ve dı pazarlar yönünden de Güney Kıbrıs la ciddi benzemeler bulunmaktadır. Geleneksel ihraç ürünleri tarımsal ve tarıma dayalı ilenmi ürünlerden olumaktadır. Ancak Güney ve Kuzey Kıbrıs ihracat pazarlarını yıllar içerisinde farklılatırmıtır. Özellikle 1994 ATAD Kararları sonrası, Kuzey Kıbrıs meneli ürünler AB pazarından çekilirken, bunun yerine Türkiye ve Dou Avrupa ülke pazarlarına kayılmıtır. Güney Kıbrıs ise Gümrük Birlii ve AB üyelii ile birlikte AB pazar payını artırmıtır. KKTC Ekonomisinde Büyümenin Kaynakları KKTC ekonomisinin 1990-2007 yıllarını kapsayan uzun dönem büyümesinin kaynakları iki ayrı döneme ayrılabilir: 1990-1999 yılları arasındaki dönem, kamu kesiminin büyüme performansı üzerinde görece etkili olduu dönem ve 2000-2007 yıllarını kapsayan özel sektör tüketim ve yatırım harcamalarının ekonomik büyümede belirleyici olduu ikinci dönem. Sektörler temelinde ise her iki dönemde de hizmetler ve inaat sektörlerinin daha hızlı büyüdüü görülmektedir. 2002 sonrası KKTC ekonomisinde salanan, ancak sürdürülebilir olmayan büyüme performansı, dı talebin önemini ortaya koymaktadır. Özellikle inaat, turizm ve yüksek örenim sektörleri, dı talebe balı büyüyen öncelikli sektörler olarak göze çarpmaktadır. Ayrıca dier sektörlerden girdi kullanımı yoluyla, bu sektörler ekonomik büyüme üzerinde önemli etki yaratmaktadır. KKTC de gücü Birim Maliyeti ve Verimlilii Son iki yıldır KKTC genelinde uygulamaya giren igücü piyasalarının düzenlenmesine ve igücü akımının kayıt altına alınmasına yönelik yasal düzenlemeler, her ne kadar uzun 2
dönemde ekonomik ortamı iyiletirerek büyümeyi destekleyici olsa da, igücü maliyetlerinde artıa yol açarak kısa vadede rekabet gücünü olumsuz etkilemitir. Kayıt sisteminin yarattıı bürokrasi ve zaman maliyeti dıında iletme sahiplerine getirdii sosyal güvenlik katkı payı yükümlülükleri ciddi maliyetler yaratmıtır. Bu ilave maliyetlerin yanında, KKTC ye gelen yabancı igücünün niteliinin vasıfsız oluu igücü verimliliini olumsuz yönde etkilemekte, igücü verimliliinin düük seviyelerde olması yanında yüksek ücret düzeyleri de rekabet edebilirlik üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. KKTC de sektörler arası igücü verimliliine yönelik bir kıyaslama; hizmet ana sektörünün en yüksek, tarım ve inaatın ise en düük verimlilie sahip olduklarını göstermektedir. Ancak; milli gelir hesaplamalarında sanayi sektörüne verilen sübvansiyonların veri eksikliinden dolayı hesaplamadan düülememi olması nedeniyle, sanayi sektöründe verimlilik olduundan yüksek hesaplanmaktadır. Benzer ekilde, katma deer hesaplanmasında ücretler kullanıldıından ve kamu ücretlerinin yüksek olmasından dolayı kamu hizmetlerinde verimlilik çok yüksek çıkmaktadır. Dier bölge ülkeleri ile kıyaslandıında, KKTC de imalat sanayinin dier sektörlere kıyasla oldukça düük bir verimlilie sahip olunduu gözlemlenmektedir. Örnein, KKTC de imalat sanayi, aynı corafyada yer alan Güney Kıbrıs imalat sanayinin % 30 u, Türkiye imalat sanayinin ise ancak %13 ü kadardır. Söz konusu rakamlar, KKTC imalat sanayinin dı pazarlarda rekabet edebilirliinin oldukça düük olduunu göstermektedir. Düük verimlilie ilaveten yüksek ücret düzeyleri de sektörün rekabet edebilirliini ciddi anlamda kısıtlamaktadır. Ekonominin Kırılgan Yapısı ve Yapısal Sorunlar KKTC nin otuz yıllık kısa ekonomik tarihine bakıldıında, çok sayıda krizler yaandıı ve ekonomideki daralmaların youn olduu gözlenmektedir. Bu ekonomik krizler, gerek iç gerekse dı oklar neticesinde yaanmıtır. Kuzey Kıbrıs ekonomisinde 1980-2007 yılları arasında ortalama olarak her 6 yılda bir ekonomik küçülme yaanması, ekonominin çok kırılgan bir yapıya sahip olduuna iaret etmektedir. KKTC ekonomisi önemli sorunlar içeren bir yapı arz etmektedir. TL kullanımının yarattıı makro ekonomik istikrarsızlık; yüksek bütçe açıkları ve mali disiplinden uzak bütçe yapısı; sosyal güvenlik açıkları ve açıkları besleyen sosyal güvenlik sistemi; sübvansiyonlara ve mali destee dayalı tarım sektörü; verimsiz ve ekonominin taıma kapasitesinin üzerindeki kamu sektörü yapısı; aksak piyasa koulları; düük kapasite kullanımı ve fiziki altyapı eksiklii balıca yapısal sorunları oluturmaktadır. Ekonomide Makro ve Mikro Reform htiyacı Kıbrıs Türk halkının, yapısal sorunlara etkin çözümler getirebilmek, dı oklara karı kırılganlıı asgariye indirmek ve ekonomik kalkınma yolunda ilerleyebilmek için ekonomik vizyona ihtiyacı vardır. Kıbrıs Türk halkının ekonomik vizyonu; Ada da çözüm ve AB üyelii salanmasıyla, rekabet gücü yüksek ekonomisiyle bölgede çekim merkezi olacak, halkına AB standartlarında yaam kalitesini salayacak, çevresel zenginliklerini de koruyan ve gelitiren, sürdürülebilir bir ekonomik yapı oluturmaktır. Belirlenen vizyona ulamak için temel politikalar öyle olmalıdır: Sürdürülebilir ekonomik büyüme için güçlü kamu maliye yapısına ve bütçe disiplinine sahip olunması; kamunun ekonomideki rolünün üretici ve üretim kaynaklarının kullanımında belirleyici olmak yerine, ekonomiyi düzenleyen ve denetleyen, özel sektörle rekabet içinde deil ama özel sektörü 3
tamamlar nitelikte olması; serbest piyasa ekonomisinin kural ve kurumlarıyla ilerlik kazanması; ekonomik büyüme motorunun özel sektör olmasına imkan tanıyacak i ve yatırım ortamının tesis edilerek yatırımların önündeki engellerin kaldırılması; özel sektörde yenilikçiliin özendirilmesi yoluyla, hem yüksek katma deer yaratan hem de istihdam salayan verimli ve güçlü bir ekonomik yapının ortaya çıkması; kanun, kural ve standartlarının AB mevzuatına uyumlatırılması; üretim kapasitesini taıyacak ve artmasını salayacak fiziki altyapı kalitesinin gelitirilmesi; vatandaların bilgi ve becerilerini artıracak yenilikçi ekonomiye igücü salayacak etkin bir eitim sistemi; iyiletirilmi salık ve sosyal güvenlik hizmetleri; dı talebe balı sektörleri taıyabilecek kaynakların gelitirilmesi ve sürdürülebilir kalkınmada baarılı olabilmek için korunmu ve gelitirilmi bir çevre. Hükümetlerin katılımcı ve effaf bir yaklaım ile paydalarla birlikte yapısal sorunlara çözüm getirecek bir dizi makroekonomik reformları hayata geçirmesi gerekmektedir. Bu makro ekonomik reformlar: Rasyonel maliye politikalarının uygulanmasını; istikrarlı para birimine geçii; dı ticaret reformlarını; serbest piyasa ekonomisinin kurum ve kurallarıyla yerletirilmesini; fiziki altyapı eksikliklerinin giderilmesini ve iyiletirilmesini; AB mevzuatı uyum sürecinin hızlandırılmasını içermelidir. Mikro düzeyde gerekli ekonomik reformlar; KKTC nin kaynaklarına uygun ürün gelitirme ve uzmanlama politikalarını; özel sektörün gelitirilmesine yönelik KOB ve tevik politikalarını; igücü ve istihdam politikalarını; finansal kaynaklara eriim kolaylıklarını; yargı sistemine yönelik düzenlemeleri; piyasa sistemine girii kolaylatıracak, rekabeti etkin kılacak, i yapma iklimini gelitirecek, yabancı sermaye giriini özendirecek piyasa düzenlemelerini içermelidir. Çözüm Süreci ve Olası Senaryolar Ada da kırk yılı akın bir süredir devam etmekte olan sorunun önümüzdeki dönemde ulaabilecei aamaların hukuki ve siyasi sonuçlarından çok, ekonomik sonuçları ve etkileri üzerinde durularak üç farklı senaryo analizi yapılmıtır. Birinci senaryoda mevcut durumun, yani çözümsüzlüün devam etmesi varsayımı üzerinde durularak bu durumun sonuçları deerlendirilirken, ikinci senaryoda bütünlüklü bir çözüme ulaılmasa dahi KKTC nin gerek AB ile gerekse dünya ile daha ileri düzeyde ilikiler gelitirebilmesi varsayımları üzerinde durularak olası sonuçları deerlendirilmitir. Üçüncü senaryoda ise Kıbrıs sorununa bütünlüklü bir çözüm bulunarak, AB üyesi federal bir devlette gerek ada içindeki iki ekonominin birbirine yakınsaması ve sonuçları gerekse Kuzey Kıbrıs ekonomisinin AB içerisindeki geliimi deerlendirilmektedir. 1. Mevcut Durumun Devamı KKTC den uluslararası finans ve sermaye piyasalarına eriim olanaı bulunmadıından, ekonomide ihtiyaç duyulan dı kaynaklı finansman, sadece Türkiye üzerinden salanmaktadır. Gerek resmi krediler gerekse özel kesime yönelik faiz sübvansiyonlu krediler salanması, hatta bazı dı kaynaklı yatırım projelerinin özel kredi imkânlarını kullanarak yatırımların yapılması bunlara örnek olarak verilebilir. Kıbrıs ta bir anlama yolu ile çözüme ulaılamaması durumunda KKTC ekonomisi dünya ekonomisinden daha da izole edilmi olacak ve ekonomik yapıyı düzeltmek için gerekli yapısal reformların gerçekletirilmesi daha da gerekli olacaktır. Bu durumda da, KKTC nin belirli bir süre daha dı yardıma ihtiyaç duyacaı açıktır. Böyle bir siyasi gelime neticesinde, 4
KKTC nin kendi ayakları üzerinde durabilecek bir yapıya kavuması için; hem Kıbrıs Türk tarafının hem de Türkiye nin üstlenmesi gereken ciddi sorumluluklar olacaktır. Kıbrıs Türk tarafı son 3-4 yıldır gerek AB, gerekse AB içinden ve dıından bazı ülkelerle gelitirmeye çalıtıı ilikileri 2004 yılındaki referandumda verdii olumlu oy sonucunda kazanmıtır. Resmi tanınma getirmese de gerek direk uçu denemeleri, gerekse yabancı üst düzey bürokrat ve yöneticilerin Kuzey Kıbrıs ziyaretleri, bu dönemin kazanımları arasında deerlendirilebilir. Bu sonuçlar, Rum kesiminin uzlamaz tutumuna devam etmesi sonucunda ortaya çıkabilecek durum hakkında bir mesaj vermektedir. Ancak yeni süreçteki çözüm çabalarının hangi tarafça sekteye uratıldıına göre farklı sonuçlar geliebilecektir. Çalımanın bu senaryo kısmında, sürecin Türk tarafından kaynaklanan nedenlerle duraksaması ve çözüme ulaılmaması durumunda ne tür sonuçlar olabileceine yönelik analizlere yer verilmitir. Bu olumsuz gelimeler arasında AB ile ilikilerin askıya alınması, Yeil Hat tın mal ve insan geçilerine kapatılması, uluslararası tecridin artırılması, Türkiye nin yaptırımlara maruz kalması, çözümsüzlük nedeniyle göçün artması gibi senaryolar sıralanabilir. Bu gelimelerin tümünün yaratacaı hem ekonomik hem sosyal maliyetlerden bahsetmek mümkündür: Ada içi geçilerin baladıı 2003 yılından bu yana gerek Güney e ihracat, gerekse içi gelirleri ve Güney den turist ve ziyaretçi geçileri yoluyla ekonomiye yılda 200-300 milyon dolar arası bir giri olmaktadır. Geçilerin yasaklanması Güney de çalıan 5.000 civarı insanın isiz kalması anlamına da gelecektir. Özellikle baka pazarlara ihracat yapmayan, yalnızca Güney e az da olsa ihracatta bulunan iletmelerin ciddi sıkıntı yaayacaı da çok açıktır. Güney den Kuzey e geçerek çeitli mal ve hizmet tüketen Rumların saladıı gelirde de kayıp yaanacaktır. Sürecin Türk tarafından kaynaklanan nedenlerle duraksamasının olası sonuçlarından bir tanesi de var olan tecridin daha da arttırılması olasılııdır. Belli balı ülkelerin Kıbrıs ın kuzeyini riskli bölgeler arasına alması, turist hareketleri anlamında ciddi sonuçlar dourabilir. Ayrıca üniversitelerde okuyan üçüncü uyruklu yabancı örencilerin ülkelerinde karılaabilecekleri diplomalarının akredite edilmesi ile ilgili sorunlar bu sektörü, dolayısıyla da ekonomiyi olumsuz etkileme potansiyeline sahiptir. Olası bir çözümsüzlükten Türkiye nin sorumlu tutularak uluslararası ortamda yaptırımlara maruz kalması en ciddi sonuçları dourabilecek olanıdır. Özellikle Türkiye nin AB üyelik sürecinin askıya alınması sonucu, AB rotasından çıkma ihtimali ekonomiyi olumsuz etkilemesinin ötesinde, siyasal anlamda da önemli istikrarsızlıklar yaratma potansiyeli taımaktadır. Türkiye ye yönelik dı piyasalardaki risk algılamasının artmasıyla ekonomiyi ciddi ekilde etkileyebilecek sermaye çıkıları ve akabinde de mali ve finansal piyasalarda çalkantı yaanması olasılık dâhilindedir. Türkiye nin böylesi bir durumla karı karıya kalması Türkiye ekonomisinde ciddi sıkıntılar dourabileceinden, Türk Lirasını kullanan ve TC yardımlarına birebir baımlı olan Kuzey Kıbrıs ekonomisinde bu durum iki üç misli bir etkiyle hissedilecektir. 2. zolasyonların Kaldırılması ve AB ye Yakınlama (Kısmi Çözüm Durumu) Kıbrıs sorununa kalıcı bir çözüm bulunmaması durumunda, adadaki taraflar aralarındaki ilikilerin seviyesini yükseltmek yoluna gidebilecekleri gibi hâlihazırda olumu olan ekonomik iliki düzeyini de gelitirecek açılımlarda bulunabilecekleri deerlendirilmektedir. Özellikle AB tarafından atılabilecek adımlara Kıbrıs Rum tarafının da taraf olma gerei, bu açılımların temel motivasyonunu oluturabilir niteliktedir. Bu anlamda en önemli fırsat, Türkiye-Kıbrıs Cumhuriyeti arasındaki ilikileri normalletirme yoluna gidilmesi olasılıına 5
karılık Kıbrıslı Türklerin çıkarına olabilecek uygulamaların hayata geçirilmesinin zorlanmasıdır. Böylesi bir gelimenin yaanmasının yaratabilecei ekonomik sonuçları u ekilde sıralamak mümkündür: Kuzey Kıbrıs ta AB uyumlu yasal reformların hız kazanması, Kıbrıslı Rum ve Türk giriimcilerin ortak yatırım giriimleri, Türkiye nin Güney Kıbrıs bandıralı gemilere limanlarını açması ve bunun Kuzey Kıbrıs taki limanların da uluslararası trafie açılması ile ilikilendirmesi, Türkiye nin Gümrük Birlii Anlamasını Güney Kıbrıs a yönelik geniletmesini Kuzey in de dâhil edilmesi ile ilikilendirmesi, iki toplum arasında insani konularda daha yakın ibirlii, AB Dorudan Ticaret Tüzüü nün yasallatırılması, Kuzey Kıbrıs a dorudan uçu imkânı salanması, KKTC üniversitelerinin Bolonya sürecine dahil olması. Bu gelimeler sonucunda ekonomide ciddi bir hareketlenme olacaı, gerek yurtdıı kaynak girii, gerekse yeni dı pazar eriiminin yaratacaı imkanlarla ekonominin büyüme trendine girecei çok açıktır. 2002-2004 döneminde dahi çözüm beklentisinin yarattıı %12-14 aralıındaki büyüme trendinin de aılması olası görülmektedir. 3. BM Parametreleri Çerçevesinde Kapsamlı Bir Çözüm Senaryolar içerisinde en istikrarlı olan sonuçları öngörmektedir. Olası çözümün BM parametreleri ve AB mevzuatı çerçevesinde salanacak olması istikrarın en önemli gerekçesidir. Bu yönde bir yapılanma, Kuzey Kıbrıs ta tümden bir yeniden yapılanma anlamına geleceinden birçok olumlu reformun kendiliinden gerçeklemesini mümkün kılacaktır. Çözüm sonrası Kuzey ve Güney Ekonomileri entegrasyona gideceinden ciddi anlamda bir pazar genilemesi ve bunun da beraberinde daha dinamik bir rekabet ortamı yaratacaı çok açıktır. Bu döneme yönelik geçi politikalarının hassas bir ekilde tasarlanması ve doru araçlarla yönetilmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Özellikle federal maliye ve bütçe politikalarının iki ekonominin eitlenmesine yönelik uygulamalar içermesi kaçınılmazdır. Bu amaçla AB nin bölgesel yatırım ve tevik politikalarından Kuzey ekonomisinin azami ekilde yararlanabilmesine yönelik düzenlemelere ihtiyaç vardır. Bu dönemde uygulanacak sektörel politikaların da iki ekonomi arasındaki eitsizlii dikkate alması yanında iki ekonominin entegrasyonunun getirecei fırsat ve potansiyelleri de dikkate alma gereksinimi bulunmaktadır. Bu yöndeki uygulamaların Kuzey ekonomisinin Güney e yakınsaması yanında AB ekonomilerine de yakınsaması hedeflenmelidir. Siyasi sorunlarından arınmı bir birleik Kıbrıs, Akdeniz in dousunda yüksek kalitede hizmetler ihraç eden bir merkez olma potansiyeline sahiptir. Corafi konumundan da yararlanarak, çok kültürlü yapısıyla Kıbrıs, AB, Akdeniz ve Orta Dou ya bata turizm olmak üzere, yüksek örenim, finansal hizmetler, limancılık, bilgi teknolojileri, salık hizmetleri ve danımanlık gibi kaliteli, katma deeri yüksek hizmetler sunan bir ada olabilir. Bunu baarmak için yeni ortaklıın doru siyasi yapılandırmasının yanı sıra, bunu destekleyecek ve yaamasına zemin oluturacak gerçekçi, çalıır bir ekonomik yapıya ihtiyaç vardır. 6