HUKUK VE AYRIMCILIK RAPORU



Benzer belgeler
İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır

Hazırlayan: TACETTİN ÇALIK. Tacettin Hoca İle KPSS Vatandaşlık

FETHİYE. Tübakkom 10. Dönem Sözcüsü. Hatay Barosu.

Trans Olmak Suç Değildir!

Hukuki Durum: Av. R. Oya Söylemez ÖDD Yönetim Kurulu Üyesi

Sayı: 32/2014. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ, KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMESİ, YÖNETMELİK ve KARARI

Türkiye de Cinsiyet Çeşitliliğinin Hukuki Altyapısı. Etik ve İtibar Derneği TEİD. 28 Eylül 2018 Av. Okan Demirkan

TÜRK HUKUK DÜZENİNDE MEVCUT YAPTIRIM TÜRLERİ. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ

TÜRK HUKUK DÜZENİNİN YÜRÜRLÜK KAYNAKLARI (2) Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

Birleşmiş Milletler Avukatların Rolüne İlişkin Temel İlkeler Bildirgesi (Havana Kuralları)

TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR

3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet

TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü)

ANAYASAMIZI HAZIRLIYORUZ - 2-

2017 DİYARBAKIR BAROSU ASGARİ ÜCRET ÇİZELGESİ

MESLEK ÖRGÜTÜNÜN GöREV ÇAĞRISINA KATILMAK SUÇ MUDUR? BU NEDENLE HUKUKİ BİR YAPTIRIM UYGULANABİLİR Mİ?

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGININ GÖREV ALANI

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

İYİ İDARE YASASI İÇDÜZENİ. BİRİNCİ KISIM Genel Kurallar. İKİNCİ KISIM İyi İdarenin İlkeleri

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /26, 53 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/11497 Karar No. 2015/15217 Tarihi:

İdari Yargının Geleceği

ÜYE ROBERT CAROLAN TARAFINDAN BİLDİRİLEN KARŞIOY VE MUTABIK GÖRÜŞ YAZISI

YRD. DOÇ. DR. ULAŞ KARAN. Uluslararası İnsan Hakları Hukuku ve Anayasa Hukuku Işığında EŞİTLİK İLKESİ VE AYRIMCILIK YASAĞI

DEMOKRASİ VE SAYDAMLIK ENSTİTÜSÜ

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

4734 sayılı Kamu İhale Kanununda düzenlenen cezai ve idari yaptırımlar ile sorumluluk hükümleri; İhale dışı bırakılacak olanlar, İhaleye katılamayacak

Eşcinseller ve Askerlik Sorunsalı ve Bu Konu ile İlgili Yasal Mevzuat Kaos GL Ocak 2013

2018 DİYARBAKIR BAROSU ASGARİ ÜCRET ÇİZELGESİ

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

Kadına YÖNELİK ŞİDDET ve Ev İçİ Şİddetİn Mücadeleye İlİşkİn. Sözleşmesi. İstanbul. Sözleşmesİ. Korkudan uzak Şİddetten uzak

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI

Sigorta Sektörü Açısından Kişisel Sağlık Verilerinin Korunması Dr. Halit Başkaya

KİŞİSEL VERİLERİN KAYDEDİLMESİ SUÇU

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA

ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURU MÜRACAAT SÜRECİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR:

Kişisel Verilerin Korunması. Av. Dr. Barış GÜNAYDIN

Sayı: 27/2013 İYİ İDARE YASASI. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ

I. Genel Bilgiler Ülkeler arasındaki hayat standartlarının farklılığı, bazı ülkelerde yaşanan ekonomik sorunlar, uygulanan baskıcı rejimler, yaşanan

KAMU PERSONEL HUKUKU KISA ÖZET HUK303U

KOVUŞTURMA ve SONRASI Tanık, polise veya savcıya ifade vermek zorunda mıdır?

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü30 Mayıs 2009 CUMARTESİResmî GazeteSayı : ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI. İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Genç Asliye Ceza Mahkemesi

TÜRK YARGI KARARLARINDA MOBBİNG (Ankara 7. İdare Mahkemesi)

TEMEL YASALAR /DÜZENLEMELER

İÇİNDEKİLER SUNUŞ 7 ÖNSÖZ BİRİNCİ BÖLÜM EŞİTLİK KAVRAMI

YENİ TÜRK TİCARET KANUNU

Anahtar Kelimeler : Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Ek 1 Nolu Protokol

ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARININ TÜRLERİ VE NİTELİKLERİ

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 25540

9.Sınıf Sağlık Hizmetlerinde İletişim. 3.Ünte Toplumsal İletişim HUKUK KURALLARI / İNSAN HAKLARI 21.Hafta ( / 02 / 2014 )

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM GENEL OLARAK EVLİLİK BİRLİĞİNİN KORUNMASI VE EVLİLİK BİRLİĞİNDE EŞLERİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ

ÖĞRETMENLERİN HAKLARI VE SORUMLULUKLARI

SEVGİ USTA VELAYET HUKUKU

Yasal Çerçeve (Bilgi Edinme Kanunu ve Diğer Gelişmeler) KAY 465 Ders 1(2) 22 Haziran 2007

İÇİNDEKİLER GİRİŞ KONUYLA İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR.1) KONUNUN TAKDİMİ, ÖNEMİ

2006 Yılı Türkiye Đnsan Hakları Đhlalleri Bilançosu

2 Kasım Sayın Bakan,

1: İNSAN VE TOPLUM...

İlgili Kanun / Madde 506.S.SSK/Ek-47

BİRİNCİ KİTAP DENETİM MEKANİZMASI (KURUMSAL HÜKÜMLER) BirinciBölüm GİRİŞ

KAMU YÖNETİMİ. 9.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

BİLGİ GÜVENLİĞİNİN HUKUKSAL BOYUTU. Av. Gürbüz YÜKSEL GENEL MÜDÜR YARDIMCISI

1. Ceza Hukukunun İşlevi, Kaynakları ve Temel İlkeleri. 2. Suçun Yapısal Unsurları. 3. Hukuka Aykırılık Unsuru

TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ YETKİ TESPİTİ İLE GREV OYLAMASI HAKKINDA YÖNETMELİK. Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi/Sayısı: /28792 BİRİNCİ BÖLÜM

1.Medya Hukukunun Kavram ve Kaynakları. 2.Basın ve Yayın Faaliyetleri ve Yasal Düzenlemeler. 3.Radyo ve Televizyon Yayıncılığı

MALİYE BAKANLIĞI BAŞHUKUK MÜŞAVİRLİĞİ VE MUHAKEMAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İÇ GENELGELER

C E D A W KADINLARA KARŞI HER TÜRLÜ AYRIMCILIĞIN ÖNLENMESİ SÖZLEŞMESİ. Prof. Dr. Feride ACAR

25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI DAYANIŞMA GÜNÜ

İlgili Kanun / Madde 506 S. SSK. /68

1. İnsan Hakları Kuramının Temel Kavramları. 2. İnsan Haklarının Düşünsel Kökenleri. 3. İnsan Haklarının Uygulamaya Geçişi: İlk Hukuksal Belgeler

İDARİ YARGI DERSİ (VİZE SINAVI)

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI. Resmi Gazete: Anayasa Mahkemesi Başkanlığından: Esas Sayısı : 2009/59. Karar Sayısı : 2011/69

Çev.: Alpay HEKİMLER*

İşçinin Kişisel Verilerinin Korunması Hakkı

Lex specialis derogat legi generali

TANIMLAR EŞİT DAVRANMA İLKESİ İŞYERİNİN VEYA BİR BÖLÜMÜNÜN DEVRİ FESHİN GEÇERLİ SEBEBE DAYANDIRILMASI

CİNSİYET EŞİTLİĞİ MEVZUAT ÇERÇEVESİ: AB/TÜRKİYE

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

T.C. ANAYASA MAHKEMESİ

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

Danıştayın yürütmesini durduğu konular: 1. Mesai dışı çalışma,

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

Yeni İş Mahkemeleri Kanununun Getirdiği Değişiklikler

ÇALIŞANLARIN YASAL HAK VE SORUMLULUKLARI

T.C. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU E. 2011/76 K. 2014/1397 T

I sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunun başvuru konusu kuralının Anayasaya aykırılığı sorunu:

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ÜNİTE:1. Kurallar, Devlet ve Hukuk ÜNİTE:2. Hukukun Uygulanması ÜNİTE:3. Hukuk Sistemleri ve Türk Hukuk Tarihi ÜNİTE:4. Yargı Örgütü ÜNİTE:5

İŞVERENLERİN İŞSİZLİK SİGORTASI İLE İLGİLİ YÜKÜMLÜLÜKLERİ VE BU YÜKÜMLÜLÜKLERİ YERİNE GETİRMEDİKLERİ TAKDİRDE KARŞILAŞACAKLARI İDARİ PARA CEZALARI

6645 SAYILI SON TORBA KANUN İLE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ALANINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

İçindekiler İKİNCİ BAB HÜRRİYET ALEYHİNDE İŞLENEN CÜRÜMLER. Birinci Fasıl Siyasi Hürriyet Aleyhinde Cürümler

BİRİNCİ KISIM İDARE HUKUKUNUN TEMEL KAVRAMLARI

Transkript:

HAYATIN RENKLERĐ PROJESĐ HUKUK VE AYRIMCILIK RAPORU OYA AYDIN 2007, ANKARA 1

Gökkuşağının altında daha özgür günler Kaos GL, 1994 den bu yana sadece eşcinsellerin değil herkesin özgürleşmesi için mücadele ediyor. Toplumun herhangi bir kesiminin diğer kesimlerinden bağımsız ve kopuk bir şekilde özgürleşemeyeceğini, sorunlarını gerçekten çözemeyeceğini biliyoruz. Bu yüzden elimizden geldiği kadar, dilimiz döndüğü ve gücümüzün yettiği kadar toplumsal bir dönüşüm için mücadele ediyoruz. Herkesin rahat nefes alacağı bir gökkuşağı istiyoruz. Hayata ve özgürlüğe ilişkin sesimiz her zaman istediğimiz kadar güçlü olmayabiliyor. Ancak Sesimizin daha güçlü çıkmasını nasıl sağlarız? diye mücadele ediyoruz. Đnsan hakları mücadelesini tek başına hiçbir örgütün yapamayacağını bildiğimiz için 1994 den bu yana hem lezbiyen, gey, biseksüel, transgender (LGBT) örgütlerle hem de insan hakları örgütleri ile birlikte mücadele etmeye çalışıyoruz. Bu kitap insan hakları mücadelemizde ortak bir zemin yaratma çabasının sonucunda doğdu diyebiliriz. Eşcinseller için nasıl bir yasal çerçeve var?, Bu yasal çerçevenin eşcinsel bireylerin hayatlarında karşılığı ne? ; bu kitap temelde bu iki soruna yanıt bulmaya çalışıyor. Bu iki sorunun çözümünün, bu kitabın sayfalarında gizli olmadığının, ortak bir insan hakları mücadelesi kültürünün yaratılması ile mümkün olacağının altını bir kere daha çizme gereği duyuyoruz. Kaos GL Derneği nin Avrupa Birliği Đnsan Hakları ve Demokrasi Programı, Kampanya 2 kapsamında yürüttüğü Hayatın Renkleri Projesinin Cinsel Yönelim Ayrımcılığı ve Hukuk Raporu Avukat Oya Aydın tarafından hazırlandı. Hayatın Renkleri Projesi kapsamında eşcinsellere yönelik Haklarımız anketi gerçekleştirildi. Haklarımız anketi kapsamında eşcinsellerin yoğun olarak sorun yaşadıkları alanlar değerlendirildi. Eşcinsel kimliğiniz nedeniyle hiç fiziksel şiddete maruz kaldınız mı? sorusu anketin ilk sorusuydu. Fiziksel şiddete uğrayabileceğimiz alanlar olarak; aile, çalışma hayatı, sosyal yaşam ve ayrıca erkekler için askerlik olarak belirttik. Ankete katılan 1000 katılımcıdan 554 i bu soruya yanıt verdi. Yanıt veren katılımcılardan 50 kişi ailesinden, 12 kişi çalışma hayatında, 200 kişi sosyal yaşamında, 10 kişi askerlik sürecinde ve 24 kişi de öğrenim hayatında şiddete uğradıklarını belirttiler. Ancak katılımcıların çoğu açık eşcinsel olmadıkları gerekçesiyle şiddete uğramadıklarını eğer açık olsalardı daha fazla şiddete uğrayacaklarını belirttiler. Đkinci soruda ise Fiziksel şiddet içermeyen ayrımcılığa uğradınız mı? diye sorduk. Bu soruyu yanıtlayanların çoğu sosyal yaşam, aile, çalışma hayatı, okul ve askerlik sürecinde ayrımcılığa uğradıklarını belirttiler. Haklarını arama konusunda yasal bir güvence olmadığı için haklarını arayamadıklarını, aksine eşcinsellikleri nedeniyle cezalandırılacaklarını, haksızlığa uğrayacaklarını düşündükleri için hak arama yollarını kullanmadıklarını belirttiler. Haklarını aramak için kolluk kuvvetlerine ve yargıya başvuran kişilerin genellikle aleyhine kararlar alındığını veyahut hak arama sürecinde birçok ayrımcılığa ve şiddete maruz kaldıklarını belirttiler. Eşcinsellerin insan hakları ihlalleri sadece işkence ve kötü muamele ile sınırlı değil. Bunun yanında biz eşcinsellerin yurttaşlık haklarının inkâr edilmesi ile de ihlaller başlayabiliyor. Eğitim, sağlık, çalışma, barınma gibi en temel insan haklarında gündelik düzenlemeler ve uygulamalar nedeniyle ayrımcılığa ve insan hakları ihlallerine uğrayabiliyoruz. Bu kitabın birinci bölümü Avukat Oya Aydın tarafından Hayatın Renkleri Projesi kapsamında yapılan hukuk araştırmasının sonuçlarını içeriyor. Đkinci bölüm ise Hayatın 2

Renkleri Projesi kapsamında yapılan, Haklarımız anketi ve LGBT Ağ Kurma Toplantılarının sonuçlarının birleştirilmesi sonrasında ortaya çıkan ve medya taramasıyla zenginleştirilen ayrımcılık raporunu içermektedir. Bu kitap Kaos GL Derneği nin insan hakları ve hukuk alanında yaptığı izleme ve değerlendirme çalışmasının ilk adımı. Bundan sonraki süreçte -özellikle yasal sürecin takibinde- dönüp dönüp bakacağımız önemli bir kaynak kitap olacağını düşünüyorum. Gökkuşağının altında daha özgür günler yaşamak umuduyla! Umut Güner Kaos GL Derneği 3

Đçindekiler Birinci Bölüm: Cinsel Yönelim Ayrımcılığı ve Hukuk Raporu Anayasa da Cinsel Yönelim Ayrımcılığı 5 Çalışma Hukukunda Cinsel Yönelim Ayrımcılığı 7 Ceza Hukukunda Cinsel Yönelim Ayrımcılığı.. 9 Medeni Hukuk Ve Eşcinsellik. 11 Askerlik Ve Eşcinsellik. 12 Sonuç 13 Đkinci Bölüm: Ayrımcılık Raporu Yasal Çerçeve. 14 LGBTT Bireylerin Kamusal Alanda Algılanması 16 Sosyal Yaşam. 18 Aile. 19 Eğitim.. 20 Đş Hayatı. 24 Sağlık Hizmetleri. 25 Medya.. 27 Kültür Sanat.. 35 Sonuçlar. 36 4

l. BÖLÜM: CĐNSEL YÖNELĐM AYRIMCILIĞI VE HUKUK Bir kişinin cinsel yönelim farklılığı nedeniyle olağandan farklı bir muameleye tabi tutulması anlamında cinsel yönelim ayrımcılığı Türkiye hukukunda, bu alanda etkinlik gösteren örgütlerin konuyu gündeme getirmesi üzerine son birkaç yıldır tartışılmaya başlanmıştır. Tartışmanın taraflarını, eşcinsel haklarını savunan örgütler, dar bir akademik çevre ve eşcinsel hareketin gelişimine paralel olarak ortaya çıkan yargılamalar nedeniyle yargı organları oluşturmaktadır. Yasama organı, yürütme organı, sendikalar ve diğer demokratik kitle örgütleri, ısrarla tartışmanın tarafı olmaktan kaçınmaktadırlar. Var olan hukuksal tartışmada, büyük ölçüde, eşcinsellere yönelik olumsuz ayrımcılıktan korunmaya yönelik düzenlemelerin getirilmesi talebi (ayrımcılık yasağı) ve örgütlenme hakkı bağlamında yürütülmektedir. Yaşamın her alanında, evlenme, miras vs. konularda eşitliğin sağlanması talepleri henüz dile getirilmemektedir. Eşitlik ilkesinin gereği olan, farklı özelliklere sahip olan kişilerin toplumsal ve insansal olanaklardan eşit düzeyde yararlanmasını talep etme yetkisi adeta lüks olarak değerlendirilmektedir. Eşitlik talebinin dile gelmediği bir durumda, toplumsal olarak daha zayıf konumda bulunanların/bırakılanların öncelikle korunup kayırılması anlamında olumlu ayrımcılık (affirmative action) taleplerinin olmadığını söylemek gereksiz olacaktır. Bu genel girişin ardından temel kuruluş belgesi ve pozitif hukukun kaynağı niteliğinde olan Anayasa metninden başlayarak, eşcinsellik meselesiyle ilgili hukuk dallarında konunun nasıl düzenlendiği ya da düzenlenmediği anlatılacak ve son olarak da hukuk uygulamasından örnekler verilerek, somut durum yansıtılmaya çalışılacaktır. ANAYASA DA CĐNSEL YÖNELĐM AYIRIMCILIĞI 1982 Tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında, eşcinsellik veya cinsel yönelim konusunda olumlu ya da olumsuz bir düzenleme bulunmamaktadır. Eşitlik e ilişkin genel düzenleyici hüküm 10. maddede düzenlenmiştir. Anayasanın Kanun Önünde Eşitlik başlıklı 10. Maddesine göre: Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Madde metnine bakıldığında, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep gibi ayrımcılık sebeplerine açıkça yer verildiği halde cinsel yönelim olgusuna yer verilmediği görülür. Ancak madde metninde belirtilen ve benzeri sebeplerle ibaresi geniş yorumlanarak cinsel yönelim ayırımcılığı da bu madde kapsamında değerlendirilebilir. 5

Anayasa da dolaylı olarak eşcinselleri etkileyen bir diğer düzenleme, temel hak ve özgürlüklerin sınırlama nedenleri arasında yer alan genel ahlak ibaresidir. Bu ibarenin, hukuk uygulamasında eşcinselliğin ahlaka aykırı bir eylem olarak değerlendirilmesi nedeniyle yarattığı sıkıntıların ortadan kaldırılmasına yönelik olarak Özel Hayatın Gizliliği, Konut Dokunulmazlığı, Haberleşme Hürriyeti, Basın Hürriyeti, Dernek Kurma Hürriyeti, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Düzenleme Hakkı ile Sendika Kurma Hakkı na dair düzenlemelerde ahlak ilkesine referanslı sınırlandırmaların ayrımcılık yasağını zedeler bir şekilde cinsel yönelim ve cinsiyet kimlikleri aleyhine yorumlanmasını önleyici düzenlemelerin getirilmesi de eşcinsel örgütlerin temel anayasal taleplerinden birisidir. Anayasada düzenlenen ve eşcinsel erkekler için önemli bir konu da askerlik ile ilgili düzenlemelerdir. Konuya ilişkin anayasa normları, aslında özgürlükçü bir yasama ve yargı yorumu ile son derece ileri düzenlemeler olarak kullanılabilir niteliktedir. Anayasa'nın 24. maddesinde vicdani kanaat özgürlüğü düzenlenmektedir. Madde 24 Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. Kimse, ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz. Anayasa 15. maddesi ise savaş zamanında dahi kimsenin din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamayacağı ve bunlardan dolayı suçlanamayacağı kuralını getirmektedir. V. Vatan hizmeti başlıklı düzenlemede ise; Madde 72 Vatan hizmeti, her Türkün hakkı ve ödevidir. Bu hizmetin Silahlı Kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş sayılacağı kanunla düzenlenir. denilmektedir. Bu hüküm kimi hukukçular tarafından, vicdani ret olgusuna olanak tanındığı yönünde yorumlanmaktadır. Anayasa hukukçusu, yargıç Osman Can a göre; "Bu hizmetin silahlı kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş sayılacağı kanunla düzenlenir" hükmüne açıkça yer verilmesi ve hükmün gerekçesinde de "...vatan ödevinin yerine getirilmesi sayılacağı hallerin gelecekte kanunlarla düzenlenmesine imkân vermek ve kanun koyucuya bu yönden ışık tutmak..."tan söz edilmesi bu yoruma olanak vermektedir. Buna göre; herkes için zorunlu olarak kabul edilen hizmet askerlik hizmeti değil, vatan hizmetidir. Vatan hizmeti ise Silahlı Kuvvetler de yapılabileceği gibi kamu kesiminde de yapılabilir. Vicdan özgürlüğü sınırlama yapılmaksızın, yasama, yargı ve silahlı kuvvetlerin de parçası olduğu yürütme dâhil tüm devlet aygıtını kategorik olarak bağlarken, vatan hizmeti alternatifli olarak yerine getirilebilecek bir hizmettir. Dolayısıyla vicdan özgürlüğü ile vatan hizmeti biçimlerinden yalnızca biri olan silahlı hizmetin çatışmasında anayasal tercihin vicdani kanaat yönünde olduğu açıktır. Anayasada eşcinseller lehine uygulanabilecek önemli bir düzenleme de özel hayatın gizliliği ve korunmansa dair hükümdür. 3-Özel hayatın gizliliği Anayasa Madde 20 Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak, usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmi dört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırk sekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar. 6

Bu maddenin hukuk pratiğinde fazla etkili olmadığı bilinmektedir. Bunda, maddenin 2. fıkrasında yer alan genel ahlak a ilişkin sınırlamanın da etkisi bulunmaktadır. Ancak yukarıda da belirtildiği gibi, bu sınırlama nedeni, eşcinselliğin ahlaka aykırı yorumuyla bu etkiyi yaratmaktadır. Cinsel yönelim de özel hayatın gizliliğinin bir parçasıdır. Bundan dolayı cinsel yönelim nedeniyle ayrımcılık durumunda, Anayasada düzenlenen özel yaşamın gizliliği hakkına dayanılabilir. Bu hak Đnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin 8. maddesinde de düzenlenmiş olup, cinsel yönelim nedeniyle ayrımcılık durumunda, başvurucular bu madde üzerinden Đnsan Hakları Avrupa Mahkemesine başvurmaktadırlar. 22 Mart 2007 seçimlerinden sonra hükümet tarafından gündeme getirilen ve kamuoyunda değişik kesimlerce tartışılan Yeni Anayasa sürecinde, eşcinseller de tartışmaya bazı talepleri ile katılmışlardır. Ancak hükümetin cevabının olumsuz olduğu, Hürriyet Gazetesi nden Bülent Sarıoğlu nun 20 Ekim 2007 tarihli haberinden anlaşılmaktadır. Hükümeti temsilen Anayasa Komisyonu üyesi sıfatıyla Dengir Mir Fırat ve Burhan Kuzu nun verdiği beyanlar, önümüzdeki yüz yıl içerisinde bir değişiklik olmayacağı izlenimini vermektedir. Dengir Mir Fırat, gazeteye verdiği demeçte; 21. yüzyılın anayasasında biraz zor, belki 22. yüzyılda olur. Biz, üçüncü kuşak haklar dediğimiz çevre gibi konulara taslakta yer verdik. Ama bu dördüncü kuşak özgürlüklere giriyor. Böyle bir özgürlüğü düşünmedik, zannetmiyorum kabul görsün. AB Anayasasında daha yok zaten. Avrupa da da bunda bir mutabakat sağlanmadı. Toplumun bunları daha çok tartışması lazım diyerek hükümetin yaklaşımını özetlemiştir. ÇALIŞMA HUKUKUNDA CĐNSEL YÖNELĐM AYIRIMCILIĞI Çalışma yaşamını düzenleyen temel yasalarda eşcinsellik ile ilgili herhangi bir düzenleme yoktur. Oysa Avrupa Birliği nin bu konuda özel direktifleri bulunmakta ve üyelik sürecindeki ülkelerin iç hukuklarını bu direktiflere uyumlu hale getirmeleri beklenmektedir. 2000/78/EC sayılı direktifle çalışma yaşamında maluliyet, yaş ve cinsel yönelime dayalı ayrım yapılamayacağı kuralı getirilmiştir. Buna rağmen 4857 sayılı Đş Yasası 2003 yılı gibi yakın bir zamanda yürürlüğe girmesine karşın bu konuda olumlu ya da olumsuz herhangi bir kurala yer vermemektedir. Ancak işyerinde cinsel yönelim ile ilgili sorunlarda uygulanabilecek dolaylı hükümler vardır. Bunlar: Eşit Davranma Đlkesi başlıklı 5. maddede iş ilişkisinde ayrımcılık yasağı ve eşitlik ilkesi düzenlenmiştir. Madde metnine göre: Đş ilişkisinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayırım yapılamaz. Bu maddede yer alan ve benzeri sebepler ibaresi, cinsel yönelim ayrımcılığını kapsar biçimde yorumlanmalıdır. Ayrımcılık yasağı ilkesinin iş akdine son verilmesi aşamasına ilişkin kural ise Feshin Geçerli Sebebe Dayandırılması başlıklı 18. maddede yer almıştır: Irk, renk, cinsiyet, medeni hal, aile yükümlülükleri, hamilelik, doğum, din, siyasi görüş ve benzeri nedenlerle iş akdine son verilemeyeceğine dair bu kuralda da ve benzeri ibaresi, mahkemelerce, cinsel yönelim ayrımcılığında kullanılabilir. Đşçinin Haklı Nedenle Derhal Fesih Hakkı başlıklı 24. maddesinde, cinselliğe yönelik bir haksız eylem nedeniyle, işçiye iş akdinin feshi olanağını vermektedir. 24. maddeye göre: 7

Süresi belirli olsun veya olmasın işçi, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir: Đşveren işçinin veya ailesi üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak şekilde sözler söyler, davranışlarda bulunursa veya işçiye cinsel tacizde bulunursa Đşveren işçi hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ağır isnat veya ithamlarda bulunursa Đşçinin diğer bir işçi veya üçüncü kişiler tarafından işyerinde cinsel tacize uğraması ve bu durumu işverene bildirmesine rağmen gerekli önlemler alınmazsa işçi tazminata hak edecek biçimde iş akdini feshedebilir. Bu düzenlemeler, diğer uluslararası Đnsan Hakları Belgeleri birlikte, cinsel yönelim nedeniyle işten çıkarılma halinde, işverene karşı Đş Mahkemelerinde, tazminat ve diğer alacaklara ilişkin dava açabilme olanağı yanı sıra; işyerinde her hangi bir ayrımcılığa maruz kalma nedeniyle, işçiye, istediği zaman iş akdini haklı nedenle feshederek tazminatını alma olanağı verecek biçimde yorumlanabilir. Ayrıca aşağıda ceza hukuku bölümünde değinilecek olan ayrımcılık yasağına aykırı olarak iş yaşamında bir muamele, Türk Ceza Kanunun 122. maddesinde suç olarak sayılmıştır. Bu düzenleme, iş yaşamında bir ayrımcılığa uğranılması durumunda, ceza davası açılması istemiyle cumhuriyet savcılıklarına başvuru olanağı sağlamaktadır. Kamu görevlileri ile ilgili olarak da doğrudan cinsel yönelim ile ilgili bir madde bulunmamaktadır. Ancak gerek 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununda yer alan disiplin hükümleri gerekse bu kanuna dayanarak çıkarılan kamu kurumları disiplin yönetmeliklerinde memurluk ile bağdaşmayacak ahlaka aykırı tutumlar eşcinsellere yönelik olarak da kullanılmaktadır. 657 Sayılı Kanunun ilgili 125. maddesinde disiplin cezası verilecek eylem ve davranışlar arasında; uyarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılan Devlet memuru vaka rına yakışmayan tutum ve davranışta bulunmak, kınama cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılan, görev mahallinde genel ahlak ve edep dışı davranışlarda bulunmak ve bu tür yazı yazmak, işaret, resim ve benzeri şekiller çizmek ve yapmak, Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren, Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak fiilleri uygulamada eşcinsellere yönelik olarak kullanılmaktadır. Keza bu kanuna göre çıkarılan disiplin yönetmeliklerinde de aynı yaklaşım görülmektedir. Örneğin, Milli Eğitim mevzuatında, öğretmenlerin disiplin ve yükselmelerine ilişkin Đlk ve Orta Tedrisat Muallimlerinin Terfi ve Tecziyeleri Hakkında Kanun un 27. maddesinde, meslekten çıkarma yaptırımı uygulanan fiiller arasında sayılan gerek talebeye karşı gerek hariçte muallimlik sıfatıyla telif edilmeyen iffetsizliği sabit olma fiili, sadece eşcinsel olmalarının öğrenilmesi üzerine birçok öğretmen hakkında uygulanmış ve bu kişiler meslekten ihraç edilmişlerdir. Oysa benzer durumlarda Đnsan Hakları Avrupa Mahkemesi verdiği kararlarda, cinsel hayata, ancak kamu düzeni ve korunan diğer menfaatlerle uyuşmazlık halinde müdahale edilebileceğini kabul etmektedir. Bu durumlar, kişilerin istismarı ve özellikle çocuklara yönelik istismar durumu ile silahlı kuvvetlerde düzenin sağlanması açısından getirilen sınırlamalardır. Eşcinsel olmanın kendisi kamu görevinden yasaklanmayı gerektirir bir durum olarak değerlendirilmemektedir. Belirtilen haller dışındaki yaptırımlar Đnsan Hakları Avrupa Mahkemesi tarafından Đnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi nin 8. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliği ve korunması hakkının ihlali olarak değerlendirilmektedir. Anayasa'nın 90. maddesinde 7/5/2004 tarihli değişiklikle şu fıkra eklenmiştir: 8

Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır. Bu düzenleme iç hukukta, yasalara öncelikle uygulanacağından, cinsel yönelimi nedeniyle ayrımcılığa uğrayanlar bu sözleşmenin 8. maddesine dayanarak hak arayabilirler. Bu uygulamalar Avrupa Đnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8. maddesinde düzenlenen özel yaşam hakkına doğrudan müdahale sayıldığı için, Türkiye de davası kesin olarak sonuçlananlar, son karardan itibaren 6 ay içerisinde Đnsan Hakları Avrupa Mahkemesine başvurabilirler. Ancak bir yaptırımla karşılaşan eşcinsel kişilerin iç hukuk yollarına başvurmaktan kaçındıkları ve olayın görünmezlik perdesini kaldırmadığı paylaşılan bir kanıdır. CEZA HUKUKUNDA CĐNSEL YÖNELĐM AYIRIMCILIĞI Türk Ceza Kanununda eşcinsellik bir suç olarak görülmemektedir. Yani eşcinsel ilişki nedeniyle, hiç kimse hakkında yakalama, tutuklama, ceza soruşturması veya ceza davası açılamaz. Ancak Türk Ceza Kanununun 135. maddesinde yer alan kişisel verilerin kaydına ilişkin düzenleme cinsel yönelimi farklı olan gruplar aleyhine bir nitelik taşımaktadır. 135. maddeye göre; Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir. (2) Kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydeden kimse, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır. Bu düzenleme ilk bakışta cinsel yönelimi farklı olanlar lehine gibi görünse de madde dikkatli incelendiğinde siyasi, felsefi veya dini görüşler, ırki kökenlerden farklı olarak ahlaki eğilim ve cinsel yaşam a ilişkin verilerin ancak hukuka aykırı olarak kaydedilmesi suç sayılmıştır. Buradan çıkan sonuç açıktır; hukuk, bir biçimde bazı kişilerin ahlaki eğilimi ve cinsel yönelimini kayıt altına almaktadır. Bu yönüyle bakıldığında maddenin Anayasa ve uluslararası sözleşmelerde güvence altına alınan özel yaşamın gizliliği ve korunması hakkını ihlal ettiği açıktır. Bunun yanı sıra Ceza Kanununda bulunan genel ahlak ve cinselliğe ilişkin bazı hükümler dolaylı da olsa eşcinselleri ilgilendirmektedir. Zira bu hükümler uygulamada eşcinseller aleyhine kullanılmaktadır. Bu düzenlemelere örnek olarak Türk Ceza Kanunun, teşhircilik ve alenen cinsel ilişkiyi düzenleyen 225. maddesi ile müstehcenliği düzenleyen 226. maddesi örnek gösterilebilir. 225. Madde ye göre; Alenen cinsel ilişkide bulunan veya teşhircilik yapan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 226. Maddeye göre: Bir çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri veren ya da bunların içeriğini gösteren, okuyan, okutan veya dinleten, b) Bunların içeriklerini çocukların girebileceği veya görebileceği yerlerde ya da alenen gösteren, görülebilecek şekilde sergileyen, okuyan, okutan, söyleyen, söyleten, c) Bu ürünleri, içeriğine vakıf olunabilecek şekilde satışa veya kiraya arz eden, d) Bu ürünleri, bunların satışına mahsus alışveriş yerleri dışında, satışa arz eden, satan veya kiraya veren, e) Bu ürünleri, sair mal veya hizmet satışları yanında veya dolayısıyla bedelsiz olarak veren veya dağıtan, f) Bu ürünlerin reklamını yapan, Kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır. 9

(2) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden kişi altı aydan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. (3) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları kullanan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. (4) Şiddet kullanılarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin yazı, ses veya görüntüleri içeren ürünleri üreten, ülkeye sokan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, başkalarının kullanımına sunan veya bulunduran kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. (5) Üç ve dördüncü fıkralardaki ürünlerin içeriğini basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden ya da çocukların görmesini, dinlemesini veya okumasını sağlayan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. (6) Bu suçlardan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. (7) Bu madde hükümleri, bilimsel eserlerle; üçüncü fıkra hariç olmak ve çocuklara ulaşması engellenmek koşuluyla, sanatsal ve edebi değeri olan eserler hakkında uygulanmaz. Bu maddelerde kadın, erkek veya eşcinsel ayrımı yoktur. Ancak uygulamada, eşcinsellikle ilgili yayınlar, kadın-erkek ilişkilerinden farklı değerlendirilmekte ve eşcinsellik görüntüsü ile ilgili yayınlar, doğrudan müstehcen kabul edilmektedir. Bu durum Ceza kanununda müstehcenliğin ve teşhirciliğin çok genel tanımlanmasından kaynaklandığı gibi, uygulamacıların zihniyetinden de kaynaklanmaktadır. Đki erkeğin el ele dolaşması dahi, kimilerince teşhir ya da hayâsızca hareket olarak görülebilmektedir. Oysa aynı maddeler, heteroseksüellik için oldukça geniş yorumlanmakta ve çocukların kullanımı veya cinsel istismar, şiddet öğeleri barındırmama gibi kriterler uygulanmaktadır. Ceza Kanununda eşcinseller açısından lehe kullanılabilecek dolaylı düzenlemeler de bulunmaktadır. Bunlardan biri 3. maddede düzenlenen Ceza Kanununun uygulanması yönünden getirilen ayrımcılık yasağıdır. TCK 3. maddeye göre; Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur. Ceza Kanununun uygulamasında kişiler arasında ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, siyasal veya diğer fikir yahut düşünceleri, felsefi inanç, milli veya sosyal köken, doğum, ekonomik ve diğer toplumsal konumları yönünden ayrım yapılamaz ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınamaz. Bu maddede yer alan diğer toplumsal konumlar ibaresi, cinsel yönelim ayrımcılığını da kapsar biçimde yorumlanabilir. Lehe kullanılabilecek bir başka madde ayrımcılık yapılmasını suç sayan ayrımcılık yasağı başlıklı 122. maddesidir. Bu maddeye göre; Kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, özürlülük, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım yaparak; (1) a) Bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya bir hizmetin icrasını veya hizmetten yararlanılmasını engelleyen veya kişinin işe alınmasını veya alınmamasını yukarıda sayılan hallerden birine bağlayan, b) Besin maddelerini vermeyen veya kamuya arz edilmiş bir hizmeti yapmayı reddeden, c) Kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleyen, Kimse hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir. 10

Burada yer alan ve benzeri sebeplerle ibaresi cinsel yönelim ayrımcılığı söz konusu olduğunda da uygulanabilir. Cinsel yönelim nedeniyle ayrımcılık yapan kişi hakkında şikâyetçi olunduğunda ceza davası teorik olarak açılabilir görünmektedir. Ancak bu iddianın uygulamada ne kadar karşılık bulacağı bilinmemektedir. Ceza Kanunu çıkarılırken eşcinsel örgütlerin yoğun çaba ve taleplerine karşın Ayrımcılık Yasağı başlıklı 122. maddeye, cinsel yönelim ibaresi eklenmemiştir. Hazırlık çalışmaları sürerken bir ara gündeme gelmiş ancak daha sonra hiçbir düzenleme yapılmamıştır. Bunun dışında eşcinsellere yönelik nefret ve ayırımcılığın ayrı bir suç maddesi olarak düzenlenmesi talebi de, yasama organında hiçbir karşılık bulamamıştır. Oysa Türk Ceza Kanunu da Đş Kanunu gibi yakın zamanda, 2004 yılında, üstelik Avrupa Birliği ile ilgili üyelik sürecinin en canlı olduğu dönemde çıkarılmış yeni bir kanundur. Dikkat edilmesi gereken bir nokta da benzer nedenlerle ibaresi, cinsel yönelim açısından, diğer hukuk dallarında daha kolay uygulama olanağı vermekle birlikte, ceza kanunlarında, kanunilik ilkesi gereği açıkça suç sayılmayan bir durumun saç sayılmaması ilkesi karşısında kolay bir uygulanma olanağını bulamamasıdır. Bu nedenle ceza hukuku açsından ayrı ve özel bir düzenleme zorunluluk olarak görünmektedir. MEDENĐ HUKUK VE EŞCĐNSELLĐK Medeni Hukuk birçok bölümden oluşmaktadır: Şahsın Hukuku, Aile Hukuku, Miras Hukuku, Eşya Hukuku gibi. Eşcinsellik açısından Medeni Hukuk alanında Şahsın Hukuku bölümünde dernek kurma hakkı ile ilgili düzenlemeler önem arz etmektedir. Konuya ilişkin düzenlemeler şöyledir: 47. Madde.- Başlı başına bir varlığı olmak üzere örgütlenmiş kişi toplulukları ve belli bir amaca özgülenmiş olan bağımsız mal toplulukları, kendileri ile ilgili özel hükümler uyarınca tüzel kişilik kazanırlar. Amacı hukuka veya ahlaka aykırı olan kişi ve mal toplulukları tüzel kişilik kazanamaz. 56. Madde Dernekler, gerçek veya tüzel en az yedi kişinin kazanç paylaşma dışında belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları, tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarıdır. Hukuka veya ahlâka aykırı amaçlarla dernek kurulamaz. 89. Madde.- Derneğin amacı, kanuna veya ahlaka aykırı hale gelirse; Cumhuriyet savcısının veya bir ilgilinin istemi üzerine mahkeme, derneğin feshine karar verir. Mahkeme, dava sırasında faaliyetten alıkoyma dâhil gerekli bütün önlemleri alır. 101. Madde.- Vakıflar, gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluklarıdır. Bir malvarlığının bütünü veya gerçekleşmiş ya da gerçekleşeceği anlaşılan her türlü geliri veya ekonomik değeri olan haklar vakfedilebilir. Vakıflarda üyelik olmaz. Cumhuriyetin Anayasa ile belirlenen niteliklerine ve Anayasanın temel ilkelerine, hukuka, ahlaka, milli birliğe ve milli menfaatlere aykırı veya belli bir ırk ya da cemaat mensuplarını desteklemek amacıyla vakıf kurulamaz. Bu maddelere bakıldığında, bunun eşcinsellikle bağını kurmak zor gibi görünmektedir. Ancak hukuk uygulamasında eşcinselliğin kendisi ahlaka aykırı bir durum olarak değerlendirilmekte ve bu yolla eşcinsellerin örgütlenme özgürlüğü sınırlandırılmaktadır. (Kaos GL ile Lambdaistanbul a açılan davalar.) 11

Medeni Kanun un Aile Hukuku bölümünde 182. Maddeye göre; Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler. Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Hâkim, istem halinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir. Bu hükümde yer alan ahlak ibaresi de eşcinseller aleyhine kullanılmaktadır. Çekişmeli bir davada, velayetin, eşcinsel bir ebeveyne verilme şansının olmadığı söylenebilir. Bu konuda Yargıtay 2. Hukuk Dairesi nin 1982 yılında vermiş olduğu bir karar ile lezbiyen annenin ahlaka aykırı yaşamı nedeniyle çocuğunun velayetini alamayacağı hükmü konuya yargının yaklaşımını açık biçimde göstermektedir. Bunun dışında gerek aile hukukunda evlenme konusunda gerekse Miras Hukukunda yasal mirasçılık konusunda eşcinsellerle ilgili bir düzenleme yoktur. Evlenme hakkı, aynı cinsten olanlar için yoktur. Sosyal güvenlik hakkı ve benzeri aileye tanınan yetkiler de eşcinsel çiftler açısından söz konusu değildir. Evlat edinme hakkı açısından özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Medeni Kanuna göre 30 yaşını bitirmiş bekâr bir kimse evlat edinebilir. Buna göre, eşcinsel bir kişi de evlat edinebilir. Ancak evlat edinme aşamasında mahkemenin gözetimi aşamasında, eşcinselliğin açıklanması halinde, çocuğun yararına aykırı bir durum olarak değerlendirilirse; evlat edinme talebi mahkemece reddedilebilir. Eşcinsel beraberlikler açısından yasal mirasçılık hakkı da söz konusu değildir. Ancak kişiler mal varlıkları konusunda diledikleri gibi tasarrufta bulunup, istedikleri kişiye vasiyetname ile mallarını bırakabilirler. Vasiyetname ile bırakılan mirasa saklı pay (yasal mirasçılarının belli bir orandaki mutlak hissesi) hisseleri sahipleri dava yoluyla itiraz edebilirler. Bu durumda, Medeni Kanunda belirtilen saklı pay oranında indirim yapılarak vasiyet geçerli sayılır. Aile hukuku açısından, Đnsan Hakları Avrupa Mahkemesi, evlenme hakkı ve sosyal güvenlikten yararlanma vs. konularda yapılan başvurularda, bu konunun taraf devlet iç hukukunca çözümlenmesini tercih etmektedir. ASKERLĐK VE EŞCĐNSELLĐK Anayasa hukuku bölümünde, vatan hizmetinin 72. maddede düzenlendiğini ve bu düzenlemenin bu hizmetin Silahlı Kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş sayılacağının kanunla düzenleneceği belirtildiğinden; buradan zorunlu askerliğin çıkmadığını belirtmiştik. Yukarıda da belirtildiği gibi Anayasa hükmü kimi hukukçular tarafından, vicdani ret olgusuna olanak tanındığı yönünde yorumlanmaktadır. Ancak bu yorum yasama ve yargı düzeyinde destek bulmadığından, bugün için zorunlu askerlik kuralı uygulanmaktadır. Diğer taraftan eşcinsellik, askerliğe elverişli olmayan hastalık olarak değerlendirilmektedir. 24/11/1986 Tarih ve 19291 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliğinin 17. maddesinde Hastalık ve Arızalar Listesi sayılmaktadır. Bu maddenin (B) bendinin 3. fıkrasında Psikoseksüel bozukluklar ve (D) bendinin 4. fıkrasında Đleri derecede psikoseksüel bozukluklar ibareleri vardır. 12

Silahlı Kuvvetlerde eşcinsellik psikoseksüel bozukluk olarak değerlendirilmektedir. Bu durumda eşcinsel olan kişilerin psikiyatri bölümünce verilen eşcinsel raporu alarak askere gitmemeleri söz konusudur. Ancak yönetmelikte bu maddeden yararlanma, belli koşullara bağlanmıştır. Buna göre, seksüel davranış bozukluklarının tüm yaşamlarında ileri derecede belirgin olması, askerlik ortamında sakıncalı bir durum yarattığının ya da yaratacağının gözlem veya belgelerle saptanması gerekir. Bu düzenleme uygulamada, kişilik haklarının ihlali niteliğinde örneğin, eşcinsel cinsel birleşmeyi gösteren fotoğraf istenmesi gibi; uygulamalara yol açmaktadır. Bunun dışında, feminen davranış ve görüntü aranması ve sadece pasif olarak nitelendirilen kişilere rapor verilmesi, diğerlerine verilmeyerek askere alma gibi sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Ancak eşcinsel olduğu halde bu raporu alamayanlar Askeri Yüksek Đdare Mahkemesinde dava açarak, askere elverişlilik raporunu iptal ettirme olanağına sahiptirler. Halen bu biçimde işleyen Türkiye deki askeri psikiyatri, tüm dünyada kabul edilen ve psikolojik hastalıkları tanımlayan Amerikan Psikiyatri Birliği nin DSM-IV adlı kriteri yerine, aynı kuruluşun DSM-II kriterini esas alarak eşcinselliği bir hastalık olarak kabul etmektedir. Ancak, eşcinsellik, 1974 yılında DSM-II nin listesinde hastalık olmaktan çıkarılmıştır. Vatan hizmeti dışında orduya katılım ve askeri disiplin hukukunda da eşcinselleri ilgilendiren düzenlemeler vardır. Örneğin; Askeri Ceza Kanununun 162. maddesinde Askeri terbiyeyi bozan kişinin amirince cezalandırılabileceği öngörülmüştür. Burada yer alan askeri terbiye tanımı eşcinselliği belli eden herhangi bir durumda söz konusu olabilecektir. SONUÇ Bu çalışmada eşcinsellerin gündelik yaşamlarını doğrudan etkileyen hukuk alanlarındaki düzenlemelere yer verilmiştir. Ancak bunun dışında Askeri Yargıtay Kanununun 40. maddesi, Avukatlık Kanununun 17. Maddesi, Basın Kanununun 3. Maddesi, Hâkimler ve Savcılar Kanununun 11. Maddesi, Kat Mülkiyeti Kanunu 25. Maddesi, Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun 8 ve 9. maddeleri, 3984 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş Ve Yayınları Hakkında Kanun un 5. Maddesi, Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi Ve Sınıflandırılması ile Desteklenmesi Hakkında Kanunun 3. Maddesi, Sinema, Video ve Müzik Eserleri Kanunu 3. Maddesi Siyasi Partiler Kanununun 78. maddesi gibi pek çok kanunda genel bir sınırlama nedeni olarak kullanılan genel ahlak deyimi, ahlaka aykırı bir durum olarak değerlendirme nedeniyle eşcinsellerin aleyhine kullanılma potansiyeli içermektedir. Bu nedenle Anayasada cinsel yönelim ayırımcılığının yasaklanması ve bunun ceza kanununda bir suç haline getirilmesi, diğer hukuk alanlarında da, ahlaka aykırı deyiminin eşcinseller aleyhine kullanılmaması bakımından büyük öneme sahiptir. 13

2. Bölüm, Ayrımcılık Raporu Ayrımcılık Raporu, STGM tarafından desteklenen LGBTT Örgütleri Ağ toplantılarında LGBTT Örgütlerinin sorun analizi çerçevesinde hazırlanmıştır. Đnsan Hakları Mekanizmalarının LGBTT Bireyler Đçin Etkin Kullanımı Projesi sırasında ulaşılan vakalar ve medya taraması ile genişletilmiştir. Raporun hazırlanması sırasında katkılarından dolayı, Avukat Özlem Altıparmak a teşekkür ediyoruz. LGBTT Bireylere Yönelik Ayrımcılık Yasal çerçeve Türkiye de LGBTT bireyler cinsel yönelimleri ve/veya cinsiyet kimlikleri nedeniyle ayrımcığa uğramaktadırlar. LGBTT bireyler yasalar önünde eşit muamele görmemektedir. Hakları ayrımcılığa karşı ulusal hukuk tarafından güvence altına alınmamaktadır. LGBTT bireyler başta olmak üzere ayrımcılığa uğrayan grupları koruyacak yasal bir çerçeve bulunmamaktadır. 1982 anayasanın 10. maddesi eşit muamelenin temellerini ortaya koyar: Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrımcılık gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiç kimseye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar 1982 anayasasının 10. maddesi eşitlik ilkesini düzenlemektedir. Bu maddede cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği sayılmamaktadır. Benzeri sebepler ifadesiyle ayrımcılık alanlarının tümünün sayılmamış olduğu ortaya konmuş olsa da, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği maddede açıkça ifade edilmemiştir. Bu alanların Madde 10 kapsamına dahil edildiğine ilişkin Anayasa Mahkemesi tarafından oluşturulmuş bir içtihat ta yoktur. Kaos GL Derneği, Anayasanın 10. Maddesine Cinsel Yönelim eklensin talebini ilk kez 2002 yılında 1 Mayıs Mitinginde dile getirmiştir. Aynı yıl gerçekleşen Türkiyeli Eşcinseller Buluşması Güztanbul da bu talep LGBT örgütler tarafından da benimsenmiştir. Mevzuat ve içtihatlarda cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği alanlarını tanımlayan bir uygulama mevcut değildir. Buna karşın genel ahlak, müstehcenlik, teşhircilik gibi ahlak değersel yorumlara açık olan maddeler lgbtt bireylere yönelik ayrımcı uygulamalara zemin hazırlamaktadır. Ayrımcı uygulamalar genellikle temel hak ve özgürlüklerin ihlalleri ile birlikte gerçekleşmektedir. Ayrımcılık yapılarak temel hak ve özgürlükleri ihlal edilmektedir. Đstanbul da travesti ve transeksüellerin cinsiyet kimliklerine karşı, fuhuş yaptıkları gerekçesiyle Beyoğlu Kaymakamlığı Fuhuşla Mücadele Komisyonunun aldığı kararla evleri mühürlenmiştir. Ayrımcılığa uğrayan travesti ve transeksüellerin aynı zamanda konut hakları ihlal edilmiştir. Kabahatler Kanunu gerekçe gösterilerek Ankara da travesti ve transeksüellere kesilen para cezaları uygulamalarında ayrımcı uygulamalar karşımıza çıkmaktadır. Ankara da yaşayan travesti ve transeksüeller sırf cinsiyet kimlikleri nedeniyle ayrımcılığa uğramakta 14

ve otostop yapmak, kaldırım işgal etmek gibi suçlarla kendilerine para cezaları kesilmektedir. Türk Ceza Kanunu nun 122. Maddesi genel anlamda ayrımcılığı ilk kez yasaklamakta ve ayrımcılığa karşı cezai yaptırım öngörmektedir. Bununla birlikte, hazırlanan ilk taslakta "cinsel yönelime ilişkin ayrımcılık" da yasaklanmış olmasına rağmen, yasanın kabul edilen halinde cinsel yönelime ilişkin ayrımcılığın yer almaması üzüntü vericidir. Türkiye de ayrımcılıkla ilgili olarak sıkıntı yaratan bir diğer sorun da, Türkiye nin uluslararası Đnsan Hakları Sözleşmelerini onaylamak ve uygulamak konusundaki çekinceli tavrıdır. LGBTT Bireylerin Đnsan Haklarını Đzleme ve Hukuk Komisyonu olarak, LGBTT Bireylerin Đnsan Hakları Raporu 2007 nin içerisinde temel hak ve özgürlükleri ihlal edilen bireylerin aynı zamanda ayrımcılığa uğradıklarını görmekteyiz. Ayrımcılıkla ilgili ulusal mevzuatın yetersizliği nedeniyle mağdurların haklarını arayabilecekleri yasal zeminlerin olmadığı gerekçesiyle genellikle ayrımcı uygulamalara itiraz etmediklerini tespit ettik. Türkiye de LGBTT (lezbiyen, gey, biseksüel, travesti, transeksüel) bireyler ve LGBTT örgütleri gerek kamusal gerekse özel alanda ayrımcılığa ve şiddete uğramaktadır. Bireyler uğradıkları haksızlıklar karşısında gerekli hukuksal desteği alamayacaklarına, adil yargılanma sürecinin gerçekleşmeyeceğine inandıkları ve/ya da cinsel yönelimlerinin, kimliklerinin ifşa edileceği endişesini taşıdıkları için susmak zorunda kalmaktadır. Bu durum LGBTT bireylerin görünmezlik sorununu çoğaltırken, LGBTT bireylerin örgütlenmelerini de yavaşlatmaktadır. LGBTT bireylerin maruz kaldıkları insan hakları ihlalleri raporun temel hak ve özgürlükler bölümünde açıklanacaktır. LGBTT Bireylerin Türkiye Hukuk Mevzuatında durumu da raporun yasalar bölümünde ele alınacaktır. Türkiye Cumhuriyeti LGBTT bireylerin güvenliğini sağlamaya ve haklarını korumaya yönelik herhangi bir yasal düzenleme yapmadığı, varolanların düzenlemelerin yetersiz kalması LGBTT bireylere yönelik işlenen suçlarda ağır tahrik indirimine giderek mağdur LGBTT bireylere yönelik ayrımcılık yaptığı; yargı süreçlerinde hukuk önünde eşitlik ilkesini çiğnediği için lgbt bireyler ayrımcılığa ve şiddete maruz kalıyorlar. Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Haklar Sözleşmesinin ayrımcılık yasağını düzenleyen 2. maddesini, Avrupa Đnsan Hakları Sözleşmesinin, Ayrımcılık yasağını düzenleyen 14. maddesini ihlal etmektedir. 15

LGBTT Bireylerin Kamusal Alanda Algılanması LGBTT bireylerin kamusal alanda algılanması son derece tutucu ve önyargılıdır. Toplum LGBTT varoluşuna karşı alışageldik önyargılar beslemektedir. LGBTT varoluşu genel olarak bir sapıklık ya da hastalık olarak algılanmaktadır. Toplumun aşırı sağcı kesimi LGBTT bireylerin toplumdan kovulması ya da daha kanlı yöntemlerle ortadan kaldırılması gerektiğini düşünürken, Đslam başta olmak üzere tek tanrılı dinler LGBTT varoluşunun aleyhine yorumlanmakta ve/ya da heteroseksist, ataerkil sistem LGBTT bireylere yönelik nefret suçlarında bir artış zemini oluşturmaktadır. Demokratikleşme süreci ve LGBTT hareketindeki yükseliş, bir yanda LGBTT düşmanı olmayan heteroseksüellerin sayısını artırır, LGBTT bireylerin görünürlüğü toplumda bu olgunun tartışılmasının yolunu açarken diğer yanda LGBTT bireylere yönelik suç ve ayrımcılık oranlarındaki artışı da beraberinde getirmektedir. LGBTT bireyler cinsellikleriyle algılanmakta ve birey oldukları görmezden gelinmektedir. Hayatın her alanında LGBTT bireyler toplumda var olan imgeler ve inançlarla yer almakta, bu da varlıklarını kanıtlamak için mücadele alanlarını çoğaltmaktadır. LGBTT bireylerin maruz kaldıkları ayrımcılık ihlalleri içerisinde genellikle işkence ve kötü muamele ihlalleri ile birlikte yaşanıyorlar. LGBTT bireyleri yasal olarak uğradıkları ayrımcılığa karşı koruyacak her hangi bir mekanizma olmadığı için lgbtt bireyler uğradıkları ayrımcılığa karşı haklarını arayamıyorlar. 2007 yılı içinde medya taramasında, din ve eşcinsellik üzerine iki habere ulaşıldı. Bu haberlerde eşcinsellik günah olarak sunulmakta ve lgbtt bireyler tövbe etmeye çağrılmaktadır. Bu haberler sadece eşcinsel bireylere zarar vermemektedir. Eşcinsellerin açılma süreçlerini olumsuz etkileyerek aileleriyle ve sosyal çevreleriyle ilişkilerini olumsuz etkileyebilmektedir. Manşet: Müftü Homoları Tövbeye Çağırdı. Yazar: Sedat Temel Gazete: Akdeniz Kent Haber Tarih: 28/03/2007 Haber kaynağı: http://www.akdenizkenthaber.com.tr/haber_detay.asp?id=8179 Müftü Yeleser homoseksüellere nasihatten de geri kalmadı. Lut Kavmi nin sapık ilişkileri yüzünden helak edildiğini belirten Yeleser, bunu bildiği halde buna özenmenin, buna devam etmenin kötü sonuçlar doğuracağını söyledi. Lut Kavmi ile ilgili surenin lezbiyenleri de kapsadığını belirten Müftü Yeleser, Đster gay, ister lezbiyen, isterse travesti. Kim olursa olsun. Bunu kavrayıp kalben tövbe etmeleri durumunda Allah ın affetmesi tabi ki muhtemeldir dedi. Antalya Müftüsü Mahmut Yeleser, gazetemizde Pazartesi günü yayınlanan röportajda, Kur anda ki Lut Kavmi ile ilgili sure ve Diyanet e yönelik eleştirel ifadeler kullanan homoseksüellere, aralarında öğütler de bulunan cevaplar verdi. Müftü Yeleser ile yapılan röportajdan öne çıkan ifadeler şöyle; - Homoseksüellerin Yaratıcı, Lut Kavmi ile ilgili suresinde eşcinselliğin var olduğunu kabul ve ilan etmiştir. Tamam eşcinsel ilişki haramdır ama, bunu yapıyoruz diye de katlimiz vacip değildir. Katli vacip fetvasını sonraki din adamları çıkarmıştır şeklinde iddiaları var. Hatta, bu surenin lezbiyenleri kapsayıp kapsamadığı sorusunu Diyanet cevapsız bırakıyormuş. Sin ne diyorsunuz? -Lut Kavmi nin helak olması, eşcinsel ilişkinin haram ve yasak olmasına işarettir. Yüce Allah, ruhsal bozukluk ve zührevi hastalık nedeniyle haram kılmış ve bu tür ilişki yaşayanların helak edilebileceğini Lut Kavmi ile göstermiştir. Eşcinsel ilişkiler, Hz. Adem (A.S.) dan bu yana hiçbir dinde kabul görmemiştir. Bunu dinimizce savunulacak bir tarafı ve hoş görüsü yoktur. Bize düşen görev halkımızı dinimizce bilinçlendirmektir. -Bilinçlendirmek derken.. Neler yapılmalı mesela? 16

-Bütün insanlar bu sapkınlıktan uzak durmalı ve yavrularımızı bu tür pornografi, müstehcen sapkınlıklardan uzak tutmalıdır. Bütün insanlarda uzak durmalı, Müslüman olduğumuz için Türk Milleti ne de zaten haramdır ve uzak durmalıdır. -Eşcinsellik sizce bir hastalık mıdır? -Eşcinsellik ruhsal hastalığın neticesidir. Đnsan fıtratına göre değildir. Đnsan yaşamına kesinlikle uygun değildir. Dinimizde, erkek, erkeğin, kadın kadının avret yerlerine bakarak tatmin olması kesinlikle kabul edilmiyor. Dinimiz, bugün zuhur eden lezbiyenlik, travesti, gey veya buna benzer ilişkilere kapalıdır. Kamuoyunda da bu ilişkiler normal gösterilmemelidir. Đnsanların sapkınlık yapması, akli dengesinin bozulması demektir. Bu yasak ilahi emirdir. -Uzak tutulmalı diyorsunuz ama bir çoğu ekranlarda? -Bazı sanatçıların da bu tür meyilleri olduğu görülebilir. Tabii ki yanlıştır. Ancak sanatçıları insan olarak kötü örnek oluyor diye eleştirme hakkımız yok. Güzel sesleriyle sanatını icra etmesine saygı duyarız. Bu olayın hastalık yönü de var. Zührevi hastalıklar bu yolla bulaşır ve ailelerimize kadar hastalık riski olur. Çağımızın hastalığı olan virüs AIDS hastalığı bile hep gündemdedir. Birçok kişi AIDS hastalığı kapmıştır. Antalya da bile sayıları beli değildir. -Bunun terbiyesi var mıdır? Nasıl olmalıdır? -Toplum olarak ta eşcinsel ilişkileri kabul etmemiz mümkün değil. Birçok vatandaşımız sert tepki gösterir. Ancak bu sapkınlığı şiddetle, dayakla çözmek mümkün değil. Allah bunu haram kılmıştır. Đslam da yeri yoktur ve bunu bu tür insanlarımızı, genel anlamda toplumumuza anlatarak bilinçlendirerek çözüme kavuşturabiliriz. Diyanet Đşleri, Müftülük, Milli Eğitim, Salık Bakanlığı ile Sağlık Müdürlüğü, ailelerimizin de katılımıyla, geniş yelpazeli bir işbirliği yaparak insanlarımızı bu sapkınlıklardan kurtarabiliriz. -Aileler neler yapmalı? -Yavrularımızın yetişmesinde aile bireylerine, ana babalara büyük görev düşüyor. Aileler eğitim süreci içinde çok dikkatli olmalı. Çocuklarımızı yetiştirirken titiz davranmalıyız. Erkek çocuk, erkekliğiyle gurur duyarak, erkek olduğunun bilincine vararak ikilem yaşamadan yetişmeli, ruhsal bunalıma sürüklenmemeli. Kız çocuklarımız da annesi gibi yetiştirmeliyiz, kadınlık olgusunu tanımalı. Oyun olsun diye bile erkek çocuklara bayan kıyafeti giydirilmemeli. Đleri yaşlarda o erkek çocuğun bilinçaltına yerleşen bu davranış onu ikilem içine sokar. Ruhsal bozukluğa iter. Yavrularımız bu tür sapkınlıklara meyilli insanlardan ve görsel tanımlardan uzak tutulmalıdır. -Bunun ilahi açıdan affı sözkonusu mu? -Bizim görevimiz insanlarımızı bilinçlendirerek bu sapkınlıktan vazgeçmesini sağlamaktır. Şu da bilinmelidir ki, Yüce Rabbimiz affedicidir. Dinimiz affedicidir. Bu kişiler hata edebilir ancak Hak kapısı sonuna kadar açıktır. Kul, ruhen ve kalben tövbe ederse, Rabbimiz affeder. Allah ın nimetlerinden ümidinizi kesmeyin. Bu Kur-an ın ifadesidir. Cenab-ı Hak çok büyüktür. Tövbe edenleri af eder. Manşet: Allah bağışlayan ve esirgeyendir Yazar: Süleyman Ateş Gazete: Vatan Tarih: 11/05/2007 Kaynak:http://www.gazetevatan.com/root.vatan?exec=yazardetay&tarih=11.05.2007& Newsid=119086&Categoryid=4&wid=31 EŞCĐNSELLĐK güdüsü içinde bulunduğunu yazan bir genç, hayatın kendisine zindan olduğunu, bir kez işlediği bu günahın affedilip edilmeyeceğini soruyor ve özetle şöyle diyor: Kendimden nefret ediyorum. Bu pisliği de yaşadım ne yazık ki. Böyle bir şey yaptığım için içim içimi yiyiyor. Her şeye tövbe ettim. Şimdi beş vakit namazımı kılıyorum. Eşcinseller cennete giremez diye duyunca dünyam başıma yıkıldı. Kıldığımız namazlar, tuttuğumuz oruç, haccımız, tövbemiz, korkumuz hep boşa mı gidecek? Dayanılmaz bir hayat içindeyim. Eşcinseller tövbe edip ibadetlerini yerine getirmeye çalışmalarına rağmen cehenneme mi girecek? Biz yanmak için mi yaratıldık? Bu adaletsizlik olmaz mı? Allah, kâinatın en adil varlığıdır. Çamura batmış eşcinsellerden değilim. Önceden de değildim. Kadınlığa asla 17

özenmedim. Kadına da hiçbir şekilde benzemem. Sınır tanımaz serbest bir düyünceye sahip değilim. Zaten öyle olsam içim içimi yemezdi. Benim tövbem ve Allah a dönüşüm kabul olacak mı? Yoksa artık ben lanetli bir insan mıyım? ALLAH tövbe edenin tövbesini kabul eder. Eşcinseller cennete girmez diye Kur ân da bir ifade yok. Arada derece farkı olsa da zina da, eşcinsellik de, hırsızlık da büyük günahtır. Ama hangi günah olursa olsun Allah tövbe edenin günahını siler. Siz nefse uyup duygularınıza yenik düşerek bir veya daha çok günah işlemişsiniz. Şimdi bunlardan pişman olmuşsunuz. Tövbe etmişsiniz. Allah bütün günahları bağışlar, O çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. Sürekli günah işleyen ve günahından hiç dönmeyen, ömrünü günahla kapatan insan lanetli olur. Ama siz öyle değilsiniz ki, yaptığınıza tövbe etmişsiniz. Peygamberimiz, tövbe eden kimsenin, hiç günah işlememiş gibi olduğunu vurgulamıştır. Siz, öyle lanetli falan olduğunuzu düşünmeyin. Allah sizi seviyor, seviyor ki kendisine ibadete yöneltmiş. Namaz kılıyorsunuz, ne mutlu size... Sosyal yaşam LGBTT bireyler sosyal hayat içinde cinsel yönelim ve/ya da kimliklerini açıklayamayıp, gizlemek zorunda bırakılmaktadır. LGBTT örgütlenmelerinin içinde olmayan bireyler, ağırlıklı olarak heteroseksüellere yönelik kurulmuş sosyal ortamlarda var olmaya zorlanmaktadır. Đnternetin kullanımının artması bir yanda LGBTT bireylerin sosyalleşmesi için yeni bir imkân yaratırken diğer yanda LGBTT bireyler için bir tehdit aracına dönüşmektedir. LGBTT bireylere yönelik fiziksel şiddet çok yoğun olarak yaşanmakla beraber nefret suçlarında, özellikle de LGBTT cinayetlerinde gözle görünür bir artış vardır. Fiziksel şiddete uğrayan bireyler karakollara gidip şikâyetçi olmaktan çekinmekle beraber şiddet olayının polise yansıyacağını düşünerek tıbbi yardım alamamaktadır. Şiddet yaşayan bireyler LGBTT olmalarından kaynaklı suçluluk duygusuna kapılabilmekte ve kendilerine psikolojik baskı uygulayabilmektedir. Fiziksel şiddetin çok yoğun olarak yaşandığını tahmin etmekle beraber şiddete maruz kalan bireylerin bunu gizleme eğilimlerinden ötürü istatistiksel verilere ulaşılamamaktadır. Đstanbul Emniyet Müdürü Yardımcısı Halil Yılmaz ın Adli Tıp Kongresi nde yaptığı sunumda 1996 yılından itibaren rapora geçmiş 34 ü aydınlatılmış, 36 nefret cinayetini açıklaması dışında konu hakkında hiçbir veri sunulmamıştır. 1 Travesti ve transeksüel bireylerin toplu taşıma araçlarını kullanamaması, yine travesti ve transeksüel bireylere bürokratik işlemlerde ayrımcılık uygulanması, zorluk yaşatılması, kimliği açık ve görünür olan bireylerin ev kiralamakta zorlanması, LGBTT bireylerin kamusal alanlarda gizlenmek zorunda kalması LGBTT bireylerin karşısına çıkan zorluklardandır. 1 Kaos GL Dergisi, 2003, Sayı:18 18

Aile Türkiye deki hâkim sosyal atmosferi belirleyen geleneksel aile değerleri LGBTT bireyler için bir başka engel oluşturmaktadır. Aile içi ilişkiler ve akrabalık ilişkilerinin yavaş yavaş değişmekte olduğunu söylemek mümkünse de bireylerin tutum ve davranışlarının üzerinde aile dinamiklerinin etki ve kontrolü halen sürmektedir. Ailelerin otoriter tutumları, sadece bireyler üzerindeki sosyal güçleri nedeniyle değil, ekonomik güçleri nedeniyle de sosyal düzeni belirlemede önemli bir etken olmaktadır. Aile desteğini ve güvencesini kaybetme tehlikesi birçok insanı ailesine açılmaktan alıkoymaktadır. Çocuklarının LGBTT olduğunu, zorlanarak ya da kolayca kabullenen aileler varsa da, ayrımcı, katı aileler, LGBTT çocuklarını değiştirmek, tıbbi müdahalede bulunmak veya tehdit etmek, baskılamak için çeşitli yöntemler kullanmaktadır. LGBTT bireylerin ailelerine açılması LGBTT annesi, babası gibi kimlikleri beraberinde getirmekte, ebeveynler bu durumu gizlemek istemektedir. Çünkü onların da kendilerini bu toplumda var ederken ördükleri bir sosyal değerler bütünü bulunmaktadır. Bu bütünden dışarı çıkmak istememektedirler. Toplumun LGBTT bireyi dışlaması sık karşılaşılan bir olguyken, aynı toplum LGBTT bireylerin anne babalarını da Ne biçim anne, baba etiketiyle yaftalamaktadır. Toplumda birçok kimse birbirlerinin annelik, babalık vasfını yargılama hakkını kendinde bulabilmektedir. Kendi çocuklarının olumsuz yorumlanmasını istemeyen ebeveynler de çocuklarına kendilerini acındırmak, onları bizzat engellemeye çalışmak şeklinde onları değiştirmeye yönelik stratejiler geliştirmektedir. Evinden kaçtıktan sonra metropollere gelip iş bulamayan LGBTT bireyler zorunlu seks işçiliğine itilmektedir. Seks işçiliğine itilen geyler travesti alt kültürüyle tanışmakta ve cinsel kimliğini bir gey olarak kurabileceği bilgisinden yoksun olduğu için travestiliği ve transeksüelliği tek çözüm olarak görmektedir. Zorla evlendirilen LGBTT bireyler eşleri tarafından cinsel yönelimleri ve/ya da kimlikleri öğrenildiğinde, bu durumdan ötürü baskı altında tutulabilmekte, bu durum boşanma gerekçesi olarak gösterebilmekte, hatta velayet davaları LGBTT bireylerin aleyhine sonuçlanabilmektedir. Cinsel yönelimleri ve/ya da kimlikleri nedeniyle aileleri ve yakın çevreleri tarafından tacize, fiziksel ve psikolojik şiddete uğrayan, öldürülen, intihara sürüklenen LGBTT bireylere yönelik verilere ulaşılamamaktadır. LGBTT varoluşu sürekli bastırıldığı, göz ardı edildiği için, LGBTT bireylere yönelik ayrımcılık konusunda istatistiksel bilgiye ulaşmak neredeyse imkansızdır. 19

Eğitim Okul öncesinden başlayarak eğitim-öğretim hayatı boyunca bireylere yalnızca heteroseksüellik gösterilmekte, eşcinsellik, travestilik ve transeksüellik yok sayılmaktadır. Öğrenci LGBTT bireyler ayrımcılığa uğrayacakları, eğitimci LGBTT bireyler ise görevlerinden edilecekleri korkusuyla gizlenmek zorunda bırakılmaktadır. Türkiye de cinsel eğitim son birkaç yıldır gündemde olan ve kısıtlı sayıda uygulanan bir eğitim şeklidir. Bu eğitimlerin ülkedeki eğitim programlarına yerleştirilmesi, sadece üremeye dayalı cinsel eğitimden kurtarılması, LGBTT varoluşuna dair doğru ve eksiksiz bilginin okullarda verilmesi gerekmektedir. Türkiye Aile Planlaması Vakfı tarafından Đstanbul un ilçelerinde verilen eğitimlerde cinsel sağlık bilgisi dersi kapsamında cinsel yönelim konusunun anlatılması medyada olumsuz bir şekilde verildi. Bunun üzerine Milli Eğitim Bakanlığı soruşturma başlattı. Manşet: Eşcinselliğin anlatıldığı seminerlere inceleme Yazar: Tuncer Çetinkaya, Ömer Sarı; Đstanbul, Adana Gazete: Zaman Tarih: 17/03/2007 Kaynak: http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/haber.do?haberno=514702 Okullarda 'aile sağlığı' adı altında öğrencilere eşcinsellik, lezbiyenlik ve homoseksüellik gibi konuların anlatılmasına Milli Eğitim Bakanlığı el koydu. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Zaman'da dün çıkan "aile sağlığı' diye liseliye eşcinselliği anlatıyorlar" başlıklı haber üzerine milli eğitim müfettişlerine talimat vererek konunun incelenmesini istedi. Türkiye Aile Sağlığı ve Planlama Vakfı (TAP) Đstanbul'un bazı ilçelerinde 'aile sağlığı' adı altında eğitim vermek için Đstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü'nden izin almıştı. Vakfın okullarda verdiği seminerlerde kız ve erkek öğrencilere birlikte sunum yapması, 'eşcinsellik' gibi konuların anlatılması, lezbiyenlik, homoseksüellik gibi sapık eğilimleri normalmiş gibi sunması öğretmen, okul müdürü, veli ve öğrencilerin tepkisini çekmişti. Rehber öğretmenlerin raporlarına göre sakıncalı bulunan derslerde öğretmenlerin dışarı çıkarılması ve öğrencilere 'Burada anlatılanları ailelerinizle paylaşmayın' denilmesi tepkilere sebep olmuştu. Cinsel özgürlük propagandaları gençleri olumsuz etkiliyor Uzmanlara göre, 'bilinçlendirme' adı altında dağıtılan cinsel materyaller gençleri olumsuz yönde etkiliyor. Gençlerin bilgilendirilmesi amacıyla Dünya Orgazm Günü adı altında caddelerde dağıtılan haplar ve cinsel eğitim adı altında yanlış bilgilendirmeler gençlerin yanlış yollara sapmasına neden oluyor. Türk Eğitim-Sen Genel Sekreteri Đsmail Koncuk, aile kavramının son derece önemli olduğunu ifade ederek, okullarda ya da yapılan etkinliklerde gençleri olumsuz etkileyecek çalışmalara izin verilmemesini istiyor. Diyanet Đşleri Başkanlığı yetkilileri ise cinsel eğitimde manevi değerlerin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulayarak, "Cinselliğin gelişigüzel bir şekilde tatmini konusunda hiç kimsenin özgür olmadığı, dinî ve ahlaki prensipleri gözetmenin öneminin yanı sıra cinselliğin evlilik sonrasına ertelenmesi ve meşruiyet içerisinde tatmini vurgulanmalıdır." açıklamasında bulundu. LGBTT bireyler devlete ait lise ve üniversitelerde kulüp olarak temsil edilememekte, LGBTT örgütleri lise ve bazı üniversite etkinliklerinde stand açamamaktadır. Cinsel yönelimi ve/ya da kimliği açık olan LGBTT bireyler yurtlardan atılmaktadır. 20