S E L A H A T T Ý N A L T I E R



Benzer belgeler
01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1

VIII MALÝ PÝYASALAR 125

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. KONSOLÝDE BÜTÇE ÝLE ÝLGÝLÝ ORANLAR (Yüzde)


KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr.

Küresel Finansal Kriz ve Türkiye ye Etkileri

07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi

FÝYATLAR A. FÝYATLARDAKÝ GENEL GÖRÜNÜM

2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI. (40 Test Sorusu)

ÝÇÝNDEKÝLER BÝRÝNCÝ BÖLÜM TÜRKÝYE EKONOMÝSÝ

Gelir Vergisi Kesintisi

ÝÇÝNDEKÝLER BÝRÝNCÝ BÖLÜM TÜRKÝYE EKONOMÝSÝ

ÝÇÝNDEKÝLER BÝRÝNCÝ BÖLÜM TÜRKÝYE EKONOMÝSÝ

CARİ AÇIK NEREYE KADAR?

VII PARA VE BANKA 105

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE YAŞANAN GELİŞMELER VE 2011 YILI EKONOMİK BEKLENTİLERİ. Dr.Süleyman Yaşar. 17 Nisan 2011

tepav Küresel Kriz e Karşı ş TEPAV Politika Önerileri TBB İstanbul , 28 Nisan 2009

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi

AB Krizi ve TCMB Para Politikası


EKONOMÝDE GELÝÞMELER

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

VII PARA, BANKA VE MALÝ PÝYASALAR

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2011, No:5

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KARMA BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7

Gelir Vergisi Kanununda Yer Alan Hadler

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

Türkiye Ekonomisi: Güncel Gelişmeler 29 Kasım, Prof. Dr. Ümit Özlale İTHİB Danışmanı

Ekonomi Bülteni. 01 Aralık 2014, Sayı: 48. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

TEMEL MAKROEKONOMİK GÖSTERGELER - BÜYÜME

Ekonomi Bülteni. 29 Haziran 2015, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

KÜRESEL KRİZ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ K. ÖNDER ERGÜN MALİYE UZMANI

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

Enflasyon çift haneye yaklaştı, cari açık daralıyor

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

-2.98% -7.3% 19.7% 13.5% % Şubat 19 Ocak 19 Şubat 19 Mart 19

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Aralık 2015 Ankara

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

ÝÇÝNDEKÝLER BÝRÝNCÝ BÖLÜM TÜRKÝYE EKONOMÝSÝ. Sayfa TÜRKÝYE EKONOMÝSÝNÝN GENEL GÖRÜNÜMÜ... 3

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

Ekonomi Bülteni. 22 Mayıs 2017, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

BAKANLAR KURULU SUNUMU

Küresel gelişmeler, Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektörü. 21 Ocak 2015

HAFTALIK RAPOR 17 Eylül 2018

7.26% 9.9% 10.8% 10.8% % Mart 18 Şubat 18 Mart 18 Nisan 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 24 Şubat 2016 Ankara

Ekonomi Bülteni. 27 Temmuz 2015, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ÝKÝNCÝ BÖLÜM DÜNYADAKÝ EKONOMÝK GELÝÞMELER

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Ocak 2012, No: 20

Kanguru Matematik Türkiye 2015

ÜÇ AYLIK EKONOMÝK RAPOR

Martta, ilk iki ayın toplamından daha fazla döviz geldi. (Milyon Dolar) Ocak Şubat Mart Ocak- Ocakvar.

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Nisan 2013, No: 58

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

Esentepe Mah. Ali Kaya Sok. Polat Plaza A Blok No: 1A/52 Kat 4 Şişli / İstanbul Tel: (0212)

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

GSYH (Milyar TL, Cari Fiyatlarla) GSYH (Milyar $, Cari Fiyatlarla)

6. ARTAN ÇÝN REKABETÝ

tepav Mart2011 N POLİTİKANOTU Cari Açığın Sebebini Merak Eden Bütçeye Baksın Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

TÜRKÝYE EKONOMÝSÝNDE KASIM ÞUBAT 2001 KRÝZLERÝ

FİNANSAL RİSKLER & KORUNMA YÖNTEMLERİ

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME PARA VE BANKA SORULAR

Ekonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

Ekonomi Bülteni. 21 Kasım 2016, Sayı: 45. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 13 Şubat 2017, Sayı: 7. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Böylelikle, yılın ilk dokuz aylık döneminde GSYH büyümesi %3.0 olmuştur, bu 2002 yılından bu

FON BÜLTENİ Ağustos 2012 Sayı 1

-2.98% -10.0% 19.7% 13.5% % Ocak 19 Ocak 19 Şubat 19 Şubat 19 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER.

Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Orta Vadeli Program. 22 Kasım 2013

GÖSTERGELERİ > > TÜRKİYE NİN HABER

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI KARMA BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU(EURO) YILLIK RAPOR

Ekonomi Bülteni. 15 Haziran 2015, Sayı: 15. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

Esentepe Mah. Ali Kaya Sok. Polat Plaza A Blok No: 1A/52 Kat 4 Şişli / İstanbul Tel: (0212)

Ekonomik Gelişmeler Erdem Başçı Başkan 11 Mart 2015 Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı, Ankara

Ekonomide Değişim. 15. ÇözümOrtaklığı Platformu. 15 Aralık

EÞÝTSÝZLÝKLER. I. ve II. Dereceden Bir Bilinmeyenli Eþitsizlik. Polinomlarýn Çarpýmý ve Bölümü Bulunan Eþitsizlik

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

Transkript:

Ekonomik Analiz S E L A H A T T Ý N A L T I E R

Dünya ve Türkiye Krizin Neresinde? Selahattin Altýer (*) I. Genel Bakýþ ve Dünyadaki Geliþmeler 1970 ve 1980 li yýllarda zengin kapitalist geliþmiþ ülkelerin önderliðinde geliþtirilen globalleþme(küreselleþme) teorisinin saðladýðý liberal ortamda baþtan beri zengin ve de sonradan zengin olan Arap ülkeleri ve Rusya gibi petrol zengini ülkelerde oluþan büyük parasal fonlar Dünyanýn gidebildikleri her yerinde aþýrý kar hýrsý ile spekülatif yatýrýmlara veya o ülkelerde fizikî yatýrýmlara yönelmiþlerdir. Bu fonlarýn önemli bir kýsmý da aþýrý kâr edebilecekleri geliþmekte olan ülkelere(emerging markets) gitmiþlerdir. Çin ve bazý ülkeler bu fonlarý reel üretim alanlarýna yönlendirip gelen paralarla ekonomik güç haline gelebilmiþlerdir(çin'in döviz rezervi 2 trilyon dolar). Türkiye gibi ülkelerde bu fonlar borsa, devlet tahvili gibi spekülatif alanlara gittiðinden bu tür ülkelerde aþýrý borçlu ülke durumuna geçmiþlerdir (Türkiye'nin dýþ borcu 250 milyar dolar ve sadece 70 milyar dolar döviz re-zervi vardýr). Globalleþmenin araçlarý liberalleþme(deregülasyon mevzuatýn, kurallarýn kalkmasý), özelleþtirme ve seküritizasyon olduðundan, bu araçlardan yararlanan uluslararasý sermaye globalleþme kapsamýnda sermaye hareketlerindeki sýnýrlandýrmalarý kaldýran ülkelere gitmiþ, bir yandan o ülke ana sektörlerini satýn alýrken diðer yandan da spekülatif yatýrýmlara(borsa, hazine bonosu v.s.) giriþmiþlerdir. Ayrýca çok geliþmiþ bilgisayar sistemlerinden de yararlanýp, sanal ve diðer yatýrým araçlarýnda seküritizasyon(menkul kýymetleþtirme) yaratmýþlardýr. Bu iþlemleri yapmak için ortaya çýkan Hedge (*) 21. Yüz Yýl Türkiye Enstitüsü Ekonomik Araþtýrmalar Bölümü Baþkaný ve T.C. Merkez Bankasý Eski Dýþ Ýliþkiler Genel Müdürü [221]

Selahattin Altýer Fonlar bir mortgage(konut) kredisini birkaç kez çoðaltarak fiktif finansal haklar ve kârlar yaratabilmiþlerdir. Ülkemizde de IMF ve AB(Avrupa Birliði) baskýsý ile sermaye hareketleri tamamen serbest(baþýboþ) býrakýldýðýndan, uluslar arasý sermaye ülkemizde at oynatmýþ, kurulan yüksek TL reel faiz sistemi ile paralarýný birkaç yýlda dört katýna çýkarabilmiþlerdir. ABD'de 150 yýllýk ve en büyük bankalardan biri olan Lehman Brothers'- ýn batmasý ile birkaç kat þiþirilmiþ olan finansal sistemin sihiri bozulmuþ ve zincirleme olarak finansal sistemde yaralar açýlmaya baþlanmýþtýr. Dünyadaki milli gelirin ¼'nün yaratýldýðý ABD'de baþlayan bu finansal kriz AB ve Japonya gibi ülkelere de yansýmýþ, bilahare yine önce ABD'de baþta otomotiv sektörü olmak üzere reel sektöre yansýmaya baþlamýþ, sonrada AB ve Japonya'nýn reel sektörüne bulaþmýþtýr. ABD'de bugünün devleri Generale Motors ve Chreysler'in verilen bütün desteklere raðmen batacaðýndan söz edilmektedir. Bu geliþmeler sonucu uluslararasý sermaye büyük zararlar ettiðinden zararlarýný gidermek ve batmamak için geldiði gibi bir çok ülkeden ve özellikle geliþmekte olan ülkelerden(ülkemiz dahil) geri çekilmektedir. Görüleceði üzere mevzuatýn ve düzenlemelerin olmadýðý ekonomik bakýmdan baþýboþ bir Dünya'da zengin ülkelerin sermayeleri istediði þekilde istediði ülkeye, genellikle spekülatif amaçlarla gitmiþ, parasýný deðerli tutabilen AB ve Japonya gibi ülkeler ve de ABD Dünya'nýn her yerinden ucuza mal ithal edebilmiþler, özellikle AB ve Japonya kýymetli tutulmuþ paralarý ile petrol fiyatlarýndaki aþýrý yükseliþten kendilerini koruyabilmiþler(yani dýþarýdan enflasyon ithal etmemiþler), bu yolla Dünya'yý ve geliþmekteki olan ülkeleri sömürmüþlerdir. 1930 yýlýnda baþlayan büyük ekonomik krizden sonra oluþturulan Keynesçi ekonomik teoriye göre, geliþmiþ bir ülkenin ayakta durabilmesi için her yýl belli bir oranda büyümesi ve bunun için de formüle edilen oranlarda tasarruf ve yatýrým yapmasý gerekir. Bu yatýrýmlar belli bir katsayý ile(çarpan -multiplier) büyümeyi ve halkýn gelirlerini arttýracaktýr, gelirlerdeki ve dolayýsýyla talepte oluþan artýþlar tekrar tasarruf ve yatýrýmlarý belli bir katsayý (hýzlandýran-accelarator) ile hýzlandýracaktýr. Eðer gerekli yatýrýmlar olmasa çarpan ve hýzlandýran süratle tersine(negatif) çalýþacak, kapitalist ekonomiler hýzla küçülecektir. Bu büyüme teorisi belli bir plân dahilinde uygulanmaz ise çarpan ve hýzlandýranýn negatif çalýþmasý halinde geliþmiþ ülkeler zaman zaman(konjonktürel) tökezleyip krize girecektir. Kriz halinde de tekrar kamu ve özel yatýrýmlar artarsa ekonomi yere düþüp tekrar sýçrayan bir top gibi [222] 21. YÜZYIL O cak - Haziran 2009

Dünya ve Türkiye Krizin Neresinde? yine yükseliþe geçecektir. Dünyanýn en zengin 8 ülkesi (G-8) Bu gün tam serbesti içinde Dünyaya yayýlan sermaye ve ucuz ithalatýn verdiði rehavetle, geliþmiþ ülkeler, ülkelerindeki yatýrýmlarý belli bir plân dahilinde yönlendirememiþler ve globalleþmenin tuzaðýna, yani kendi kazdýklarý çukura düþmüþlerdir. Zengin ülkelerin bu tüketim talebine göre ihracat düzeni kurmuþ olan baþta Çin, Güney Doðu Asya ülkeleri ve Türkiye gibi ülkelerde zengin ülkelerdeki talebin kýsýlmasý nedeniyle geliþmiþ ülkeler ile birlikte çukura sürüklenmektedirler. Bu güne dek ABD'de ekonomiye 4 trilyon dolara yakýn destek verilmiþtir, ancak bu yetmemektedir ve etkili olamamaktadýr; çünkü destek efektif olmayan finansal sektör ve otomotiv sektörüne verilmekte, destekler ekonomiyi canlandýracak efektif yatýrýmlara gitmemektedir, bu nedenle soruna çözüm bulunamamaktadýr, ayrýca ekonomik zararýn gerçek boyutu da bilinememektedir. ABD ve AB'de bugüne denk finansal sektör desteklenmiþtir. Bu krize çözüm olmadýðýndan, þimdi destekler reel sektöre yöneltilmektedir. Þunuda belirtelim ki, özellikle AB ülkelerinde enflasyondan da çok korkulduðundan reel sektöre yeterli parasal destek verilmesinden çekinilmektedir. ABD'de bankalarýn zararý tahminen 40-50 trilyon dolar olduðundan verilen 4 trilyon dolarýn bu zararlara ilaç olmadýðý görülmektedir. IMF, toksik(zehirli tahsili zor menkul kýymetler) varlýklarýn 2,7 trilyonunun ABD'de(konut kredisi destekli menkul kýymetler ve kredi kayýplarý), 1,07 trilyonunun AB'de, 149 milyar dolarýnýn Japonya'da olduðunu; ayrýca geliþmiþ ülke bankalarýnýn geliþmekte olan ülkelerdeki iþtiraklerinden ve menkul kýymetlerinden 340 milyar dolar batýrabileceðini açýklamýþtýr. 21. YÜZYIL O cak - Haziran 2009 [223]

IMF 2009 yýlýnda Dünyanýn ekonomide % 1,3, ABD'nin %2,8(yeni tahminler %5), Euro bölgesinin %4,2, Japonya'nýn %6,2 küçüleceðini tahmin ediyor. AB'nin motoru Almanya'da küçülme ise %5,6. Almanya ve Japonya ekonomileri ihracata dayandýðýndan bunlar iç talebi destekleyerek toparlanamazlar, Dünyadaki düzelmeyi beklemek zorundadýrlar. Ülkemiz için de ayný durum söz konusudur, yani bu ülkeler Dünya ekonomisinin 1/3'ü oluþturan ABD'nin toparlanmasýný bekleyeceklerdir. Ekonomilerdeki bu küçülmeler iþsizliði arttýracaktýr. En uç örnekleri alýrsak iþsizlik ispanyada %17,5 'e, Türkiye'de ise %13,5'e çýkmýþtýr. Bu iþsizliðin yarattýðý sosyal sorunlar birçok ülkede görülmeye baþlanmýþtýr. Ekonomilerdeki bu küçülmeler iþsizliði arttýracaktýr. Selahattin Altýer Dünya'daki bu ekonomik sorunlarýn bir nedeni aþýrý serbestlik kapsamýnda ülkelerde yeterli yatýrýmlar yapýlmamasý ise de bir nedeni de özellikle AB ve Japonya'da enflasyon olur endiþesi ile yeterli paranýn(likidite) piyasaya verilmemesi ve paralarýn aþýrý deðerli tutulmasýdýr, þimdi bu eksik likidite piyasaya verilmeye çalýþýlmaktadýr. ABD bu konuda daha gerçekçi davranmýþ, parasýnýn deðerini düþük tutmuþtur. Oluþan bu yeni düzende AB, Japonya ve parasý deðerli olan ülkemiz döviz kurlarýný ayarlamak, yani paralarýnýn deðerlerini düþürmek durumunda kalabileceklerdir. IMF 2010 yýlýnda Dünyada 1,9 büyüme bekliyor bu ancak ABD'nin toparlanmýþ olmasý halinde gerçekleþebilir ki bu þimdilik zor görünüyor. Krize önce ABD girdiðinden 2010 yýlýnda ABD toparlansa bile AB ve Japonya ve de geliþmekte olan ülkeler daha sonraki yýllarda büyümeye baþlayabileceklerdir. Þunu da belirtelim Nisan baþýnda yapýlan G-20 ülkeler toplantýsýnda AB kökten yeniden yapýlanma istemiþtir. Bazý AB ülkeleri korumacýlýk(safeguard) yapýlmasýný, bankalarýn kontrol altýna alýnmasýný istemiþlerdir. Ancak bu globalleþmenin çökmesi anlamýna geleceðinden bazý ülkeler karþý çýkmýþlardýr. Türkiye ise hem globalleþme sürsün hem de fakirlere yardým edilsin demiþtir. Esasen G-20 ülkelerinde korumacýlýk gizlice baþlamýþtýr. Örneðin Fransa otomotivcilere, ülkede üretimi kýsmayýn dýþarýda kýsýn diyor, diðer bir ülke demir çelik sektörünü koruyor. En son ABD kendi otomotiv fabrikalarýndan 17 bin oto satýn alýyor. Görüleceði üzere geliþmiþ olan G-20 ülkelerinde yapýsal farklýlýklar ve fikir farklýlýklarý vardýr. AB ülkeleri ve Japonya'nýn paralarý deðerlidir, AB'de iþsizlik oraný ABD'den yüksektir, AB ülkeleri özellikle ihracata duyarlýdýr, [224] 21. YÜZYIL O cak - Haziran 2009

Dünya ve Türkiye Krizin Neresinde? ancak ABD'nin bu sorunu fazla deðildir, iç piyasasý dünya piyasasýnýn 1/3'üdür. Eðer ABD korumacýlýk(gümrüklerde ve sermaye hareketlerinde kýsýtlama) yaparsa diðer ülkeler büyük girdaba girebilir. Ayrýca geliþmiþ ülkelerde yeterli yatýrým yapýlamamaktadýr, bu ülkeler ancak devletin öncülüðünde yatýrýmlarý teþvik etmeleri ve uluslararasý sermaye hareketlerine sýnýrlama getirmeleri halinde toparlanabilirler. Bu tür davranýþ sosyalizme gidiþ olarak görüldüðünden karþý çýkýlmaktadýr, ancak ABD'de yapýlan anketlerde halkýn %30'unun sosyalizme olumlu bakmaya baþladýklarý görülmüþtür. Sözü geçen önlemler üzerinde bu ülkelerin anlaþmasý zaman alacaðýndan ve en fleksibl ABD'nin toparlanmasý dahi zaman alacaðýndan, özellikle AB, Japonya ve geliþmekte olan ülkelerde krizin 2011 den sonra sona erebileceðine hazýrlýklý olunmalýdýr. Ancak gelirlerin düþmesi ve iþsizlik nedeni ile AB ve Japonya'daki sosyal rahatsýzlýklar büyüyebilir ve bu ülkeleri döviz kurlarýný düþürmeye ve devlet öncülüðünde yatýrým yapan karma ekonomiye sürükleyebilir. Hükümetler ve rejimler deðiþebilir, hatta AB Dünya yeni bir düzene doðru gitmektedir. Artýk globalleþmenin yarattýðý Çin-Hindistan gibi ülkelerle, petrolün tekrardan canlandýrdýðý Rusya da dünya arenasýna çýkmýþtýr. parçalanabilir. Nitekim Fransa'da sosyal eylemler görülmektedir. Fransa, Baþbakan Sarkozy'ye, önlem al yoksa halk ihtilâli kapýda demiþtir. ABD'de halkýn %30'u sosyalizmi seçenek olara görmeye baþlamýþtýr. Hollanda'da Ýslâm karþýtý parti iktidara gelecek kadar güçlenmiþtir, Yunanistan'- da ayrý sorunlar vardýr. Özetleyecek olursak, Dünya yeni bir düzene doðru gitmektedir. Artýk globalleþmenin yarattýðý Çin-Hindistan gibi ülkelerle, petrolün tekrardan canlandýrdýðý Rusya da dünya arenasýna çýkmýþtýr. Bu arenadaki çekiþmeler yeni ekonomik düzen, yeni dünya parasýnýn doðmasý, büyük sosyal rahatsýzlýklara hatta yer yer savaþlara dahi neden olabilir. Ülkeler gümrüklerini yeniden koyabilir, hatta suni AB devleti dahi parçalanabilir, bölgesel ekonomik topluluklar oluþabilir. Ülkemiz tüm bu geliþmelere hazýrlýklý olmalýdýr. II. Kriz Öncesi ve Krizde Ülkemizdeki Geliþmeler Globalleþmenin felsefesi kapsamýnda IMF ve AB'nin yönlendirmesi ile ülkemizde tüm kambiyo mevzuatý kaldýrýlmýþ ve bu çerçevede sermaye hareketlerine de tam serbestlik getirilmiþtir. Yine bu felsefe ile Nereden Buldun Yasasý da kaldýrýlmýþtýr. Saðlanan bu serbestlik ve uygulanan yüksek TL faiz ucuz döviz politikasý ve ABD'nin Irak'ý iþgali sonucu ülkemize Irak'- 21. YÜZYIL O cak - Haziran 2009 [225]

Obama da nihayetinde Clinton'ýn rengi siyah o- lan bir baþka versiyonudur. Selahattin Altýer tan akan paralar ülkemizde 4-5 yýl döviz bolluðu yaratmýþ, dýþ borçlarýmýz 250 milyar dolara,,iç borçlar da 200 milyar dolara varmýþ, kamu mallarýnýn büyük bir bölümü satýlarak döviz geliri elde edilmiþtir. Telekomünikasyon, bankacýlýk, sigortacýlýk, perakendecilik, otomotiv, kimya sektörlerinin ve limanlarýn önemli bir kýsmý yabancýlarýn eline geçmiþtir. Bu geliþmeler sonucu sanayimizin önemli bir kýsmý montaj sanayiine dönüþmüþ ve ham madde ve teknoloji bakýmýndan dýþa baðýmlý hale gelinmiþ, ithalatýmýz 200 milyar dolara çýkmýþtýr. Bu arada ihracatýmýz da 130 milyar dolara kadar yükselmiþtir. Bu geliþmeler devam ederken iþsizlik oraný %9'lar civarýnda seyretmiþ, gelir bölüþümündeki eþitsizlikler artmýþtýr. Ýstihdam saðlayýcý politikalara gerekli önem verilmemiþ, ekonomi sýcak paraya, ithalata ve de ihracata baðlý olarak büyümüþtür. Yani ülkemizde dýþa baðlý pembe bir tablo oluþmuþtur. Dünya'da doðan ekonomik kriz ile geliþmiþ ülkelerin iç ve dýþ taleplerinin azalmasý sonucu ihracata yönelik büyüyen ülkelerde sonuçlar ortaya çýkmýþ, zengin ülkeler fonlara ihtiyaçlarý nedeni ile sýcak paralarýný geri çekmeye baþlamýþlardýr. Bu geliþme ülkemizde zaten mevcut olan sorunlarý tetiklemiþ ve dýþtan gelen etkilerlerle su altýnda saklý duran problemler de ortaya çýkmýþ ve katlanarak etki yapmaya baþlamýþtýr. Yine krize giren geliþmiþ ülkelerdeki talep ve özellikle dýþ talep düþüþü ihracatýmýzý olumsuz etkilemeye baþlamýþtýr. Dünya krizi doðduktan sonra ülkemizdeki ekonomik tabloya bakarsak; -Otomotiv, beyaz eþya, elektronik gibi sektörlerde yapýlan ÖTV ve KDV indirimlerine raðmen þubat ayýnda tarihte ilk defa sanayide kapasite kullanýmý %63,8'e inmiþtir(geçen yýl bu oran %82 idi). Bazý sektörlerde bu o-ran %42'ye kadar inmiþ, otomotiv sektöründe %54 olmuþtur. Bazý fabrikalar geçici de olsa üretime ara vermiþtir. -Ýþsizlik oraný Ocak 2009 da %15'e çýkmýþtýr. Resmi iþsiz sayýsý 3,6 milyon olmuþtur. Son bir yýlda iþsiz sayýsý 1 milyon kiþi artmýþtýr. Eðer yeterli önlemler alýnmaz ise bu oranýn %20'leri aþabileceði tahmin edilmektedir. Çaresiz kalanlar iþ gücüne katýlmaya baþlamýþlardýr. Þehirlerde iþsizlik oraný %17,2'ye yükselmiþtir. Tarýmýn dýþýnda iþsizlik oraný ise %19'a çýkmýþtýr. Gençlerde iþsizlik oraný %28'dir, %30'a yükseleceði tahmin edilmektedir. Her yýl 1-1,5 milyon gencimizin iþ hayatýna katýldýðý ülkemizde iþsizliðin ne [226] 21. YÜZYIL O cak - Haziran 2009

Dünya ve Türkiye Krizin Neresinde? Dünyanýn geliþmekte olan 8 ülkesi (D-8) kadar önemli olduðu dikkatten kaçmamalýdýr. Türk-Ýþ asýl iþsiz sayýsýnýn 6,3 milyon olduðunu ifade etmiþtir. -Hükümetin açýkladýðý hedefe göre ülkemiz 2009'da %3,9 küçülecektir (oysa ilk hedef %4 büyüme idi). TC Merkez Bankasý(MB) da son açýklamasýnda ekonomideki küçülmenin çift haneli olacaðýný açýklamýþtýr. Enflasyon oraný %6, cari açýk 11 milyar dolar hedeflenmiþtir. IMF ise Türkiye'nin 2009 yýlýnda %5,1 küçüleceðini tahmin etmektedir. Sanayi üretiminin de 2009'da %9,7 düþeceði belirtilmiþ, üretimin 2010'da %3, 2011 de %4,7 büyüyeceði hedeflenmiþtir. -Ýç talepteki ve ithalattaki süratli düþüþ( ithalatta alýnan KDV'yi düþürüyor) ve krizin de etkisiyle 2009 yýlýnýn ilk çeyreðinde vergi gelirleri %5,2 azalmýþtýr. Bu dönemde Devlet Bütçesi 19 milyar TL açýk vermiþtir. Bu olumsuz geliþme devam edebilecektir. Diðer yandan Hazine 97 milyar TL ana Para, 57 milyar TL( 57 katrilyon ) faiz olmak üzere toplam 154 milyar TL borç ö- demesi yapacaktýr. Sosyal güvenlik harcamalarý için devletin 50 milyar TL ödeyeceði tahmin ediliyor. Reytingci Moodys kamu gelir dengesinde bozulma devam ederse Türkiye'nin reytingini düþüreceðini açýklamýþtýr, bu geliþme ekonomimizi olumsuz etkileyecektir. -Özel sektörün uzun vadeli borcu 135 milyar dolardýr. Bunun 30 milyar dolarý bankalara aittir ve bu borcun 35 milyar dolarý bu yýl ödenecektir. Dýþ borç imkânlarýnýn kýsýtlandýðý bir ortamda bu borçlar önem arz etmektedir. -Ýhracat bu yýl 104 milyar dolar olarak tahmin edilmiþtir. Bu hedefe güçlükle ulaþýlabilecektir. Ýthalatýn da düþmesi dýþ açýðý azaltabilecektir. Geliþ- 21. YÜZYIL O cak - Haziran 2009 [227]

miþ ülkelerde kriz en az iki yýl süreceðinden ihracattaki daha radikal düþüþlere hazýrlýklý olunmalýdýr. Diðer yandan bu yýlýn ilk üç ayýnda turizm gelirlerinde %12 düþüþ görülmüþtür. -MB gecelik borç verme faizlerini, istihdamý arttýrmak ve finansal sektöre destek vermek için, %9,5 oraný ile önemli miktarda indirmiþtir. Bu faiz indirimi þimdilik bankalarýn açtýðý kredilere pek yansýmamýþ ancak banka mevduat faizlerini %10'lu seviyelere indirmiþ, yine hazine bonosu faizleri de %12 seviyelerine inmiþtir. Bu ani indirimler olumlu ise de kýsa sürede ve gecikmeli olarak yapýldýðýndan ekonominin buna uyum saðlamasý sancýlý olabilecek, döviz kurlarý üzerine baský yapabilecektir. Bu da maliyet enflasyonunu tetikleyecek mahiyette olabilecektir. -2008 yýlýnda özelleþtirmeden elde edilen 19,5 milyar dolar gelirin bu yýl 6,5 milyar dolara düþeceði tahmin edilmektedir. -Halkýmýz bankalara tüketici, konut, taþýt, kredi kartý kredileri nedeni ile 100 milyar TL(katrilyon) borçludur. Krizde ülkemizde alýnan bazý önlemler; Dünya'da trilyon dolarlýk önlem paketleri açýlýrken ülkemizde henüz kapsamlý önlemlerin alýnmadýðý bir ortamda iþsizliðin süratle büyüdüðü, büyümenin ve kapasite kullanýmýnýn süratle düþtüðü resmi rakamlardan görülmektedir. Bu güne kadar alýnan ve alýnmasý ön görülen önlemlerin yaraya merhem olmadýðý ve olmayacaðý görülmektedir. Kýsaca bakarsak, Selahattin Altýer - Varlýk Barýþý önlemi: Bu, kayýt dýþý paranýn ülkemize getirilmesi i- çin alýnmýþ bir önlemdir. Bu kapsamda önce 13 milyar dolar geleceði açýklanmýþ ancak sonuçta 5 milyar dolarýn geldiði basýndan öðrenilmiþtir.(bu önlem kapsamýnda ancak birkaç milyar dolar gelebileceði Dergimizin evvelki sayýsýnda belirtilmiþti). Birkaç milyar dolar saðlayan bu önlem, kara paradan, uyuþturucu parasýndan çok sýkýntý çeken ve gençliði mahvolan AB ülkelerinde kanýmca büyük sýkýntý yaratmýþtýr. Bu gün IMF'nin Nereden Buldun Yasasý ný tekrardan yürürlüðe koymamýzý istemesinde bu Varlýk Barýþý Yasasý nýn etkili olduðu kanaati doðmaktadýr. Varlýk Barýþý Yasasý yerine yurt dýþýnda çalýþan vatandaþlarýmýzýn dövizlerini yurda getirilme önlemlerinin alýnmasý daha yararlý olabilirdi. Nereden Buldun Yasasý konusunda ülkemizin gidecek yolu kalmamýþtýr. [228] 21. YÜZYIL O cak - Haziran 2009

Dünya ve Türkiye Krizin Neresinde? - Otomotiv ve beyaz eþyada ÖTV ve KDV indirimleri yerli fabrikalarý teþvik ettiyse de özellikle yabancý otomotiv fabrikalarýný teþvik ettiði, Alman ve Fransýz iþçilerine istihdam saðladýðý ithal edilen otomobil sayýsýndaki artýþtan görülmektedir. -MB'nin gecelik faizleri indirmesi ve devlet tahvili faizlerinin indirilmesi sonucu bankalarýn kârlarýna kâr kattýðý görülmektedir. Ancak bu faiz indirimleri bankalarýn reel sektöre ve tüketicilere açtýðý kredilere pek yansýmamýþtýr. Sadece bankalarýn mevduat faizlerinde düþüþlere yol açmýþtýr. Demek ki faiz indirimi kadar bu indirimin reel sektöre yansýmasý için de kamuca önlemler alýnmasý gerekmektedir. Yani devletin öncülüðü olmadan sonuç alýnamamaktadýr. Bu geliþmelerden Sanayi Odalarý ve reel sektör bireyleri de þikâyetçidir. Bu önlemin geçmiþte olduðu gibi selektif uygulanmasý, faiz iadeleri gibi yollarla MB 'ca reel sektöre yansýtýlmasý gerekmektedir. -Þimdi Kredi Fonu kurulmasý plânlanýyor, bankalarca açýlacak kredilerin %60'ý Hazinece garanti edilecek. Bu çok tehlikeli bir sistemdir. Bankalar kredi açarken kendilerine ait %40'lýk bölümü çeþitli yollarla garanti altýna alabilirler ve %60'lýk kýsmý nasýl olsa Devlet garantisinde diye bol bol riskli alanlara daðýtabilirler, yine mevcut riskli kredilerini de bu kapsama dahil edebilirler. Böylece rasyonel çalýþmayan ekonomiye gerçek katkýsý olmayan firmalar da sunî olarak yaþatýlacaklardýr. Sunî yaþatma iþinden ABD de vazgeçmeye baþlamýþ, dev otomotivci Chrysler firmasýný iflasa terk etmiþtir. Ülkemizde de MB veya devlet bankalara yararlý sektörlere intikal ettirilmesi için fon aktarabilir ancak bankalarýn dikkatli davranmasý için firmalara açýlan kredilerin riskleri ticarî bankalar üzerinde kalmalýdýr. Eðer devlet %60 garanti verip piyasaya riskli firmalar kanalý ile para pompalamak istiyorsa, bunun daha kolay yolu vardýr, iþçi ve emeklilere zam yaparsa bu paradan hem daha fazla kiþi yararlanýr, hem de siyasî rant saðlanýr. Alýnan önlemlerin daðýnýk olmasý yararlarýný azaltmaktadýr. Eðer devlet %60 garanti verip piyasaya riskli firmalar kanalý ile para pompalamak istiyorsa, bunun daha kolay yolu vardýr, iþçi ve emeklilere zam yaparsa bu paradan hem daha fazla kiþi yararlanýr, hem de siyasî rant saðlanýr. Yukarda belirttiðimiz üzere Dünyada geliþmiþ ülkeler koruma önlemlerini açýk veya gizli almaktadýrlar ve bu önlemler zamanla artacaktýr hatta alýnan bu önlemler AB gibi sunî topluluklarýn daðýlmasýna da zemin hazýrlayabilecektir. Çünkü ortak faiz ve kur politikalarý her AB ülkesini ayrý ayrý etki- 21. YÜZYIL O cak - Haziran 2009 [229]

-Küreselleþme felsefesi ile devletlerin ekonomiden tamamen çekildiði bir ortamda bilgisayarlarýn yarattýðý imkânlardan da yararlanarak spekülatörler özellikle geliþmiþ ülkelerde varlýklarýn ve menkul kýymetlerin deðerlerini þiþirmiþler, spekülatif karlarýný maksimuma çýkarmýþlar, bu da sonuçta geliþmiþ ülkelerde olduðu gibi geliþmekte olan ülkelerde de gelir daðýlýmý eþitliðini olumsuz etkilemiþ, âdeta servetler belli ellerde toplanmýþtýr. Bu geliþme fiyatlarý da þiþirdiðinden geliþmiþ ülkelerdeki likidite(para miktarý) bu fiyatlarý karþýlayamaz hale gelmiþ ve ekonomilerde likidite sýkýntýlarý doðmuþtur. Bu da sonuçta reel ekonomileri durma noktasýna getirmiþtir (likidite ekonomilerin damarlarýndaki kan gibidir). Þimdi Baþta ABD olmak üzere bu sýkýntýlarý gidermek için ülkeler piyasalara trilyonlarca dolarý sýfýra yakýn faizlerle pompalamaktadýrlar. AB enflasyon korkusuyla geç kalmýþ olsa da þimdi piyasaya para pompalamakta ve faizleri düþürmektedir. Geliþmiþ ülkelerdeki bu geliþme yukarýda deðindiðimiz tasarruf ve yatýrým yetersizliðinden de(çarpan ve hýzlandýranýn tersine çalýþmasý) ortaya çýkmýþtýr þimdi geliþmiþ ülkelerde Keynes teorisine göre devlet öncülüðünde yatýrýmlara baþlanmasý mý, yoksa piyasaya para verelim; eski düzen devam etsin mi? tartýþmalarý yapýlmaktadýr. Ancak eðilim yatýrýmlara ve ekonomiye devlet öncülük etsin yönüne kaymaktadýr. Çünkü geliþmiþ ülke halklarý da küreselleþmenin zararlarýný görmekte, halk, iktidarlarý deðiþime zorlamaktadýr. Geliþmiþ ülkelerdeki bu yönsüzlüðün ve sadece parasal önlemlerle sorunu çöz- lemektedir. Örneðin tamamen ihracata baðlý ekonomisi olan Almanya'nýn deðerlenmiþ Euro iþine gelmemektedir, bu, ihracatýný dolayýsýyla sanayideki istihdamýný olumsuz etkilemektedir. Almanya'da iþsizlik %5'dir ve iþsiz sayýsý 5 milyona gelmiþtir, eksi büyüme vardýr. Bu ülkede sosyal haklar çok ileri olduðundan bu ülke eksi büyümeye ve bu iþsizliðe uzun süre dayanamaz. Yine Ýtalya ve Yunanistan gibi turizm ülkeleri de deðerli Euro nedeni ile turizm de zarar görmektedir. Bazý ülkeler sessizce Euro' dan da ayrýlmaktan da bahsetmektedir. Yine AB'ye yeni giren Doðu Avrupa ülkelerinin de dýþ borçlarý çýð gibi artmaktadýr. AB ülkeleri mutlaka korumacýlýða gideceklerdir. Yine AB de, Japonya da ayný þeyleri yapacaktýr. Bu kapsamda ülkemiz de AB ile olan gümrük Birliði(GB ) anlaþmasýný yeni geliþmelere göre gözden geçirmeli ve bölgesel iþ birliklerine önem vermelidir. III. Dünya ve Ülkemiz Krizin Neresinde? Bu kapsamda ülkemiz de AB ile olan gümrük Birliði(GB ) anlaþmasýný yeni geliþmelere göre gözden geçirmeli ve bölgesel iþ birliklerine önem vermelidir. Selahattin Altýer [230] 21. YÜZYIL O cak - Haziran 2009

Dünya ve Türkiye Krizin Neresinde? Dünyanýn en fakir 38 ülkesi me isteðinin geliþmiþ ülkelerdeki dalgalanmayý devam ettireceði anlaþýlmaktadýr. Bu da bu ülkelerde krizin en az 2-3 yýl daha süreceði kanaatini doðurmaktadýr. ABD AB 'ye göre daha dinamik hareket ettiðinden krizden daha çabuk çýkabilecek, muhafazakâr ve ihtiyar AB ülkeleri ise daha geç çýkacaklardýr. -Türkiye'de hem geçmiþten gelen birikim hem de Dünyadaki krizin etkileriyle ekonomik sorunlarla karþýlaþýlmaya baþlanýlmýþtýr. Bu ana sorunlar baþta ekonomik küçülme, iþsizlik, gelir bölüþümü eþitsizliði, ihracatta azalma, iç talep yetersizliði, sanayide küçülme, dýþ borçlar ve bütçe açýðýdýr. TL sýkýntýsý stoklarýn eritilmesi nedeni ile ithalatta hýzlý düþüþ görülüyorsa da bu ileride ters etkiyle mal sýkýntýsý yaratabilecektir. Ýthalatýn ihracattan daha hýzlý düþüþünün cari açýðýn kapatýlmasýnda etkisi varsa da, bugün uygulanan politikayla cari açýðýn azalmasý uzun süreli olamaz. Diðer yandan ihracatýmýzýn yarýsýndan fazlasýný yaptýðýmýz AB ülkelerinde kriz birkaç yýl süreceðin-den daha büyük ihracat düþüþlerine hazýrlýklý olmalýyýz(ab ülkelerine yapýlan ihracatýmýz %40 düþmüþtür), ayrýca turizm gelirleri de 2009'un ilk üç ayýnda %12 eksilmiþtir. Bu geliþmeler geçici düzelmiþ görünen cari dengede tekrar kronik bozulmalar olabileceðine iþaret etmektedir. Þunu da belirtelim devletin satacaðý mallar azaldýðýndan ve ülkemize Dünyadaki geliþmeler nedeni ile spekülatif sermaye giriþleri azalacaðýndan, ülkemizin sermaye hareketleri de olumsuz geliþebilecektir. Þimdi ülkemizde IMF'den gelecek 30-40 milyar dolar para ile cari denge ve sermaye hareketleri tablosundaki açýklarýn kapatýlacaðý hesaplanmaktadýr. Ancak IMF bize Nereden Buldun Yasasý ný yeniden koy dediðinden ülkemize spekülatif sýcak para giriþi duracaktýr. Bu da bir ülkede alýnan palyatif önlemlerin ileride nasýl karþýsýna çýktýðýný 21. YÜZYIL O cak - Haziran 2009 [231]

göstermektedir. Oysa piyasaya verilen paralar MB'nca konulacak kurallarla ihracata, yatýrýmlara, sanayiye ve diðer prodüktif sahalara yönlendirilmelidir. Reel sektöre verilen paralar üretimi arttýracaðýndan enflasyonist etki yapmaz. Yine ÖTV ve KDV indirimleri de reel sektöre çok az katký yapacak, daha ziyade diðer ülkeler sanayilerini destekleyecektir. Selahattin Altýer MB'mýz her ne kadar kredilere yansýmasa da, faizleri indirip reel sektörü canlandýrmak istemekte, piyasaya likidite vermektedir(son repo ihalesinde piyasaya 9 milyar katrilyon TL verilmiþ, bankalarýn talebi ise 11 milyar katrilyon olmuþtur). Ayný geliþmekte olan ülkelerde olduðu gibi piyasalardaki para þiþen fiyatlara yetiþemediðinden piyasada para sýkýntýsý(likidite sýkýntýsý) doðmuþtur ve ekonomide paralarýn az sayýda kiþilerin elinde toplandýðý görülmektedir. MB'nca piyasaya verilen bu paralarýn reel sektöre tam yansýmadýðý da izlenmektedir. TL'nda son yýllarda görülen deðerlenme ekonomideki güçlenmeden deðil TL'nin kýtlýðýndan doðmuþtur. Daha öncede paranýn piyasaya verilmesi kadar hangi kanallarla verildiðinin önemi vurgulanmýþtýr. Repo yolu ile bankalara verilen paralarla bankalar devlet tahvillerine de yatýrým yapabilir, isterlerse de reel sektöre de yansýtmayabilirler. Oysa piyasaya verilen paralar MB'nca konulacak kurallarla ihracata, yatýrýmlara, sanayiye ve diðer prodüktif sahalara yönlendirilmelidir. Reel sektöre verilen paralar üretimi arttýracaðýndan enflasyonist etki yapmaz. Yine ÖTV ve KDV indirimleri de reel sektöre çok az katký yapacak, daha ziyade diðer ülkeler sanayilerini destekleyecektir. Özetlediðimiz tüm bu geliþmeler alýnan parça önlemlerin etkilerini kýsa sürede yitirdiðini, reel sektörü canlandýramayacaðýný, iþsizliði gideremeyeceðini, ihracatýmýzý arttýramayacaðýný göstermektedir. Kanýmýzca ülkemiz ancak AB ve ABD krizden kurtulduktan sonra krizin etkilerinden kurtulabilecektir. IMF'den gelecek para kýsa süreli bir rahatlama saðlasa da, orta vadede ülkemizdeki krizin ve sosyal sýkýntýlarýn uzamasýna neden olabilecektir. Ülkemize artýk Irak tan ve sýcak spekülatif paralardan akacak fonlar çok a- zalmýþtýr. Açgözlü spekülatörler %3-4 reel faiz ile ülkemize para getirmezler, çünkü onlar yýllýk %12-40 arasý reel faizlere müptelâ olmuþlardýr. Sonuç olarak ülkemiz kriz ortamýna 2-5 yýl arasý hazýrlýklý olmalýdýr. MB ülkemizdeki ekonomik görünümü þimdilik kötümser vermekte, e- konomik küçülmenin çift haneli, enflasyonun %6 tahmin edildiðini söyle- [232] 21. YÜZYIL O cak - Haziran 2009

Dünya ve Türkiye Krizin Neresinde? mektedir. TL faizlerinin düþüþü nedeniyle döviz kurlarý yükseleceðinden maliyet enflasyonu nedeni ile % 6'lýk enflasyon tahmini artabilir. Çizilen bu karamsar tabloya aþýrý reel faizler nedeniyle gelinmiþtir, reel faizler geç düþürülmüþtür. Dünya krizi ekonomide oluþan habis urlarýn ortaya çýkmasýna neden olmuþtur. -Kriz öncesinde Çin ve bazý Doðu Asya ülkeleri, Brezilya akýllý davranmýþlar ülkelerine gelen yabancý sermayeyi reel sektöre yönlendirmiþler ve döviz rezervlerini arttýrmýþlar, dýþ borçlarýný kapatmýþlardýr(çin'in döviz rezervi 2 trilyon dolardýr). Bu ülkelerden en baþarýlý olan Çin ihracatýný da arttýrmýþ, Dünya ihracat 3.sü olmuþtur. Tabii ki bu ülkelerde dünyadaki her üç maldan birinin tüketildiði ABD'deki talep düþtüðünden krizden etkileniyor ama ülkemiz kadar deðil. Þimdi Çin'de, Rusya'da yeni bir ekonomik güç doðmuþtur ve yeni dünya düzeni kurulurken bunlar da etkili olacaklardýr. Bu geliþmeler ABD ve AB'nin aleyhine olacaktýr. Ýleride dünyanýn dengeye gelmesi sýkýntýlý olacak, yeni ekonomik bölgeler, para sistemi hatta yerel savaþlar olabilecektir. -Geliþmiþ ve diðer ülkelerde aþýrý basýlan paralar sonucu dünyayý enflasyon beklemektedir. Ekonomilerde leads and lags'ler öncü ve gecikmeli etkiler vardýr, bu nedenle enflasyon bir yýl sonra görülmeye baþlanacaktýr, bu da faizlerin tekrar yükselmesi ve ülkemizin gelecekte daha yüksek faizlerle borçlanmasý demektir. Enflasyonda kaynak daðýlýmý bozulur deniliyordu, oysa küreselleþmenin de saðladýðý fiyat istikrarý çerçevesinde kaynaklarýn ideal olarak daðýtýlmadýðý ve sanal bir ekonominin doðurduðu görülmüþtür. -Enflasyonda kaynak daðýlýmý bozulur deniliyordu, oysa küreselleþmenin de saðladýðý fiyat istikrarý çerçevesinde kaynaklarýn ideal olarak daðýtýlmadýðý ve sanal bir ekonominin doðurduðu görülmüþtür. Globalleþme sonucu ülkelerde gelir bölüþümünün daha kötüleþtiði ortaya çýkmýþtýr. Ülkemizde de ayný durum görülmüþ, sanayimiz montaj sanayine dönmüþ, iþsizlik çýk gibi büyümüþtür. -Globalleþmenin getirdiði liberalleþme(devletin ekonomiden çekilmesi ve kurallarýn kalkmasý), özelleþtirme ve seküritizasyon dünyayý felâkete sürüklemiþtir. Nitekim Dünya Bankasý Baþkaný, ekonomik kriz insanî felâkete dönüþüyor demiþtir. Globalleþmeyi kullanan uluslararasý spekülatif sermaye kendi kazdýðý kuyuya düþmüþtür. Ama esas sýkýntýyý dünya ülkelerindeki orta ve alt gelir düzeyli halk çekmektedir. Sermaye belli kiþilerde toplanmýþ, çoðunluk fakirleþmiþtir. Artýk dünyada taþ yerinden oynamýþtýr. 21. YÜZYIL O cak - Haziran 2009 [233]

Yeni dünya düzeni ve ekonomik sistem gelecektir. Bu da devletlerin öncülük ettiði kurallarý olan karma ekonomi düzeni olacaktýr. Devletlerin saf dýþý edildiði, kurallarý olmayan bir dünyanýn yaþayamayacaðý görülmüþtür. Ülkemizde de küresel sermaye hazýr kuruluþlarý satýn almýþ, spekülatif oyunlar oynamýþtýr, ülkemiz spekülatif sermayeyi kendi menfaatlerine göre yeterince yönetememiþtir. Küresel sermaye IMF, AB ve GB nedeni ile ülkemizde istediði gibi at oynatmýþtýr. -AB'nin çökmesine çeyrek kalmýþtýr. AB kriz ortamýnda artýk yüksek Euro faizlere ve deðerlenmiþ Euro döviz kuruna daha fazla dayanamaz. Artýk dünyada taþ yerinden oynamýþtýr. Yeni dünya düzeni ve ekonomik sistem gelecektir. Bu da devletlerin öncülük ettiði kurallarý olan karma ekonomi düzeni olacaktýr. Devletlerin saf dýþý edildiði, kurallarý olmayan bir dünyanýn yaþayamayacaðý görülmüþtür. Selahattin Altýer - ABD halký krizde 14 trilyon dolar kaybetmiþtir, bu nedenle kendini fakir hissetmektedir, ancak bu zararýný çýkarýrsa veya bu zarara alýþýrsa ABD'de talep tekrardan istenildiði þekilde canlanýr. -IMF ülkemizin Euro'ya geçmesini isteyebilir, bu ise ekonomimizin yabancýlara tam teslimi durumunu doðurabilir. -IMF ülkemizden standby anlaþmasý yapmadan önce deðerlenmiþ TL kurunun ayarlanmasýný isteyebilir. - Ülkemizde talep düþse de enflasyon düþmemektedir, çünkü üretimimiz özellikle ara mallarýnda dýþa baðlýdýr, döviz kuru yükseldikçe maliyet enflasyonu olmaktadýr. - Ülkemiz krizde altýn ihracatçýsý durumuna gelmiþtir. Para sýkýntýsý içinde kývranan halkýmýz yüksek altýn fiyatlarýndan da yararlanarak altýnlarýný satmakta bu hurda altýnlar eritilerek ihraç edilmektedir. Bu, ödemeler dengesine olumlu katkýda bulunmakla birlikte, ülkemizin servet kaybýna neden olmaktadýr. Resmi ve özel kuruluþlarýmýz satýldýktan sonra sýra halkýn altýnlarýna gelmiþtir, ümit ederiz sýra döviz rezervine gelmez. IV. Ülkemizde Alýnmasý Gereken Kriz Önlemleri -Þimdilik yüksek TL faiz, ucuz döviz politikasýndan vazgeçildiði görülmektedir. Bu, yüksek reel faiz yoluyla yurt dýþýndan spekülatif sýcak para getirilmesinden de vazgeçildiðini göstermektedir. Bu kapsamda spekülatörlerin yeni oyunlarýna gelmemek ve yatýrýmcýlara plânlama imkâný vermek [236] 21. YÜZYIL O cak - Haziran 2009

Dünya ve Türkiye Krizin Neresinde? için tam serbest döviz kuru sisteminden vazgeçip bir tünel içerisinde hareket eden dalgalý kur sistemine geçilmelidir. Bu arada TL'deki aþýrý deðerlenmeye de son verilmelidir, zaten mevcut sistemde aþýrý TL reel faizlere son verilince bu düzelme zamanla kendiliðinden olacaktýr. -Piyasaya verilen TL'ler repo yoluyla verilmemeli, MB'nca kurulacak bir sistemle reel sektöre(ihracat, sanayi, yatýrým v.s.) yönlendirilmelidir. Düþük TL faizlerle reel sektöre ve yatýrýmlara verilen paralar halkýn gelirlerini ve dolayýsý ile tasarruflarýný arttýracak, bu tasarruflar da yatýrýmlara yönelebilecektir. Sadece dýþ tasarruflardan yatýrým kaynaðý yapma sisteminin sonunda hüsran yarattýðý görülmüþtür. Yabancý yatýrýmcýlar spekülatif alanlara ve sadece hazýr yatýrýmlarý satýn almaya yönelmiþler, yeni yatýrým yapmamýþlardýr. Gerçek yatýrým olmadan kapitalizmin yatýrým çarpanýnýn çalýþmadýðý görülmüþtür. Þunu da belirtelim ki piyasaya yeterli likiditenin verilmesi gerekir, sadece 21. YÜZYIL Ocak - Haziran 2009 [237]

Selahattin Altýer faiz politikasý ile ekonomik sýkýntýlar giderilemez. Ülkemizde þiþen fiyatlara TL likidite yetiþememektedir, bu sýkýntý þimdi kýsmen giderilmeye çalýþýlmaktadýr, bu ihtiyaç geliþmiþ ülkelerdeki gibi hýzla giderilmelidir. Benzer durum ABD'de de vardýr, ABD'de faizler sýfýra indiði halde para kýtlýðý devam etmektedir ve o nedenle de parayý basmaktadýr. Nitekim 2008 yýlý ortasýnda FED(ABD Merkez Bankasý) bilanço büyüklüðü 600-700 milyar dolar iken þimdilerde 2 trilyon dolar olmuþtur, daha da artýp 4 trilyon dolar olacaðý tahmin edilmektedir. Ülkemizin de para basma imkâný vardýr ama faizleri sýfýra indiremez çünkü %10-40 reel faize alýþmýþ sýcak para kaçar, bu da baþka tür bir krize yok açabilir. Özetle piyasaya ne kadar para çýktýðý kadar hangi yollarla ve hangi hedeflerle çýktýðý da önemlidir. Emisyon reel sektör üzerinden yapýlmalýdýr. -Devletin öncülüðü olmadan verilen serbestlik ile kapitalist sistemin çalýþamadýðý son krizde görülmüþtür. Geliþmekte olan ülkemizde saðlanan bu serbestliðin sonuçlarý ortadadýr. Ülkemizdeki tam serbest sistemde yatýrýmlar Ýstanbul civarý ve batýya kaymýþtýr, hatta Anadolu'daki birçok fabrika ve tesis kapanmýþtýr. Bu nedenle derhal devlet öncülüðünde Anadolu'da yatýrýmlar devreye sokulmalýdýr. -Sermaye hareketlerinde tam serbestlik ülkeleri felakete sürükleyebilmektedir. Birçok geliþmiþ ülke sermaye hareketlerine sýnýrlama getirmektedir, ülkemizde de bu sýnýrlama derhal getirilmeli, devlet tarafýndan yönlendirilmelidir. -Ülkemizdeki iþsizlik ve eksi büyüme Dünya'ya paralel olarak MB'ný faiz indirmeye zorlamýþ, MB yüksek faiz politikasýný deðiþtirerek gecelik faizler %9,5'e kadar indirilmiþtir, daha da indirmek zorunda kalacaktýr, bu politika döviz kurlarýný yukarý itebilecektir. Son söz olarak Dünya'nýn taþý yerinden oynamýþtýr, yeni ekonomik düzen, sosyal ve siyasi sýkýntýlar, bölgesel iþbirlikleri görülecektir, ülkemiz IMF, AB çözümleri gibi palyatif önlemlere itibar etmeden kendi yolunu kendi imkânlarý ve siyasî hareketleri ile çizmelidir. [238] 21. YÜZYIL O cak - Haziran 2009