Smyrna Tıp Dergisi. Ülkü Bozkurt 1, Tevfik Tanju Yılmazer 2, Murat Suher 3



Benzer belgeler
Diyet yoluyla Menakinon alımı, daha az Koroner Kalp Hastalığı riski ile ilişkili: Rotterdam Çalışma

SON DÖNEM BÖBREK YETMEZLİKLİ HASTALARDA VASKÜLER SERTLİK İLE VASKÜLER HİSTOMORFOMETRİK BULGULARIN KORELASYONU

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

RENAL TRANSPLANT ALICILARINDA SODYUM ATILIMI, BÖBREK HASARI VE EKOKARDİYOGRAFİK PARAMETRELERİN İLİŞKİSİ

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

Eskimeyen Yeniler: Nabız Hızı ve Nabız Basıncı

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi

Dr. Gökhan AKSAN Şişli Hamidiye Etfal E.A.H Kardiyoloji Kliniği 22/04/16

Hipertansiyon ve Kronik Böbrek Hastalığı

Kadınlarda Koroner Bypass Operasyonunun Özellikleri ve Sonuçları

Hemodiyaliz Hastalarında Salusin Alfa ve Beta Düzeylerinin Ateroskleroz ile İlişkisi

Kardiyovasküler hastalıklardan korunmak için 5 önemli neden :

T.C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM KLİNİĞİ

Dr. Semih Demir. Tez Danışmanı. Doç.Dr.Barış Önder Pamuk

Farklı Psikiyatrik Tanılı Hastalarda Glisemik Kontrol ile Serum Lipid Profili Arasındaki İlişki: HbA1c, dislipidemi'yi mi öngörüyor?


Bir Üniversite Kliniğinde Yatan Hastalarda MetabolikSendrom Sıklığı GŞ CAN, B BAĞCI, A TOPUZOĞLU, S ÖZTEKİN, BB AKDEDE

Obez Çocuklarda Kan Basıncı Değişkenliği ve Subklinik Organ Hasarı Arasındaki İlişki

Çok Kesitli Bilgisayarlı Tomografik Koroner Anjiyografi Sonrası Uzun Dönem Kalıcı Böbrek Hasarı Sıklığı ve Sağkalım ile İlişkisi

PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA KARDİYOVASKÜLER HASTALIK GELİŞME RİSKİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Hipertansiyon ve akut hipertansif atakta ne yapmalı? Prof. Dr. Zeki Öngen İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

GERİATRİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA KOMORBİDİTE VE PERFORMANS SKORLAMALARININ PROGNOSTİK ÖNEMİ; TEK MERKEZ DENEYİMİ

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA KORONER AKIM REZERVİ VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIK İLİŞKİSİ

Demografik Özelliklerin Koroner Arter Hastalığına Etkisinin Analizi

Sosyoekonomik düzey ile miyokart enfarktüsü ve komplikasyonları arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi

Yeni Çalışmalar Hipertansiyon Kılavuzlarında Tedavi Hedeflerini Değiştirecek mi?

KRONİK BÖBREK YETMEZLİĞİ HASTALARINDA KONİSİTE İNDEKS ÖLÇÜMLERİNİN LİPİD PROFİLİ İLE İLİŞKİSİ

Tip 2 Diyabetli Hastalarda Metabolik Sendrom Prevalansı

Prediyabetik ve Tip 2 Diyabetik Kadınlarda Kardiyovasküler Risk: Gerçekten Erkeklerden Daha Yüksek Mi?

PERİTON DİYALİZİ YAPAN HASTALARDA İKODEXTRİN KULLANIMININ METABOLİK SENDROM VE DİĞER KARDİOVASKÜLER RİSK FAKTÖRLERİ İLE İLİŞKİSİ

ÇALIŞMANIN AMACI: Türkiye de erişkinlerde ( 20 yaş) metabolik sendrom sıklığını tespit etmektir.

Uzm.Dr., Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İç Hastalıkları Kliniği, İstanbul, Türkiye

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi

Yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, Önlenebilen veya geciktirilebilen bir hastalıktır.

UYKU. Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya...

Atrial Fibrilasyon dan Gerçek Kesitler: WATER (Warfarin in Therapeutic Range) Registry den İlk Sonuçlar

hs-troponin T ve hs-troponin I Değerlerinin Farklı egfr Düzeylerinde Karşılaştırılması

14 Aralık 2012, Antalya

Koroner arter kalsiyum skoru ile koroner arter hastalığı arasındaki ilişkinin çok kesitli bilgisayarlı tomografi ile değerlendirilmesi

Değişken Türleri, Tanımlayıcı İstatistikler ve Normal Dağılım. Dr. Deniz Özel Erkan

Akut Koroner Sendromlar ve Güncel Yaklaşım. Yrd.Doç.Dr. Hasan Büyükaslan Harran üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A.D.

Hiperlipidemiye Güncel Yaklaşım

KORONER ARTER? NE ZAMAN? Hacettepe Üniversitesi Tıp T Fakültesi Radyoloji A.D.

HIV ile İlişkili Komorbiditeler Simpozyumu: Multidisipliner Bakım Ağı Oluşturma 4 Kasım 2016,(İstanbul)

Projede istatistik analiz planı

Babalar Gününe Özel Panellerimiz Varlıkları ve Sağlıkları Bizim İçin Önemlidir

SALTurk Çalışması. Türk Toplumunda Tuz Tüketimi ve Kan Basıncı Çalışması. 22 Mayıs Antalya

Diyaliz hastalarında morbidite ve mortalite oranı genel populasyondan kat daha yüksektir.*

Hemodiyaliz Hastalarında Serum Visfatin Düzeyi İle Kardiyovasküler Hastalık Ve Serum Biyokimyasal Parametreleri Arasındaki İlişki

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA REZİDÜEL RENAL FONKSİYON VE İNVAZİF OLMAYAN ATEROSKLEROZ BELİRTEÇLERİ İLİŞKİSİ

PURE Türkiye Sağlık Çalışması 3. Yıl Analiz sonuçları. PURE Türkiye

ARAŞTIRMA / RESEARCH REPORT İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2011;18(3):155-9.

Kronik böbrek hastalığı adeta bir salgın halini almıģ olan önemli bir halk sağlığı sorunudur.

Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Biyoistatistik AD, Bursa. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kardiyoloji AD, Bursa

Koroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili;

Kardiyovasküler olayların önlenmesinde statinler. Dr. Sadi GÜLEÇ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

Diabetes Mellitus ta Ayak Tendonlarındaki Değişikliklerin Değerlendirilmesi

KORELASYON VE REGRESYON ANALİZİ. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyoistatistik Anabilim Dalı

TİP 2 DİYABETİK BİREYLERDE GLOMERULAR FİLTRASYON HIZI HESAPLAMADA KULLANILAN ÜÇ FARKLI YÖNTEMİN KARŞILAŞTIRILMASI

Koroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili;

SÜT ÇOCUKLARINDA UZUN SÜRELİ PERİTON DİYALİZİNİN SONUÇLARI

Akut İshalli Çocuklarda İshal Etkenleri, Çevresel Etkenler ve Diyette Doğal Probiyotik Tüketiminin İshal Şiddeti İle İlişkisi

Düşüğe Neden Olan Bir Hipertansif Fibromusküler Displazi Vakası. A Case of Hypertensive Fibromuscular Dysplasia Leading To Abortus

NADİR Mİ, YOKSA?! Doç. Dr.Hülya KAŞIKÇIOĞLU. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi HAZİRAN 2010

Doç. Dr. Ahmet ALACACIOĞLU

AÜTF İBN-İ SİNA HASTANESİ GÖĞÜS HASTALIKLARI POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ VE HASTALIKLARININ SİGARAYLA OLAN İLİŞKİSİ

ÖRNEK BULGULAR. Tablo 1: Tanımlayıcı özelliklerin dağılımı

Beyin Omurilik Sıvısında Myelin Basic Protein Testi; CSF myelin basic protein; BOS da myelin basic protein;

Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER***

KEMİK VE MİNERAL YOĞUNLUĞU ÖLÇÜMÜ (KMY) Dr. Filiz Yenicesu Düzen Laboratuvarı 6 Ekim 2013

TND Böbrek Sağlığı Otobüsü

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Genel Pediatri, Ankara, Türkiye 2. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Pediatrik Endokrinoloji, Ankara, Türkiye 3

Türkiye KBH Prevalansı Araştırması 5

Diyabetik hastada kardiyovasküler değerlendirme: Ne zaman anjiyografi yapalım? Doç.Dr.Özlem Batukan ESEN Memorial Şişli Hastanesi

T.C. İZMİR KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ İÇ HASTALIKLARI KLİNİĞİ

DİYABETTEN KORUNMADA CİNSİYET İLİŞKİLİ FARKLILIKLAR. Dr. İlhan TARKUN Kocaeli Üniversitesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı

Türkiye Diyabet Prevalans Çalışmaları: TURDEP-I ve TURDEP-II

Metabolik Sendrom Tanı Tedavi Dr. Abdullah Okyay

Periferik Arter Hastalıklarına Yaklaşım. Dr. Murat İKİZLER Eskişehir, 201 3

¹GÜTF İç Hastalıkları ABD, ²GÜTF Endokrinoloji Bilim Dalı, ³HÜTF Geriatri Bilim Dalı ⁴GÜTF Biyokimya Bilim Dalı

(İnt. Dr. Doğukan Danışman)

Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi

TİP 1 DİYABETİ OLAN İNSÜLİN POMPASI KULLANAN BİREYLERE BAZAL İNSÜLİN DOZ DEĞİŞİKLİĞİ EĞİTİMİ VERMELİ MİYİZ?

YÜKSEK KOLESTEROL VE İLAÇ KULLANIMI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT

TOPLUM KÖKENLİ DERİ VE YUMUŞAK DOKU ENFEKSİYONLARINDA RİSK FAKTÖRLERİNİN BELİRLENMESİ VE TEDAVİDE SIK KULLANILAN ANTİBİYOTİKLERİN KARŞILAŞTIRILMASI

Sık kullanılan istatistiksel yöntemler ve yorumlama. Doç. Dr. Seval KUL Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi

Diyabetik Hasta Takibi. Dr. Hasan Onat PHD Diyabet Çalışma Grubu İnece ASM, Kırklareli

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı

Tam revaskülarizasyonda CABG standart tedavidir

HEMODİYALİZ HASTALARINDA KORONER ARTER KALSİFİKASYON PROGRESYONU VE OSTEOPROTEGERIN / RANKL

FİZİKSEL AKTİVİTE RİSKLER & YARARLAR. Prof.Dr.Gülfem ERSÖZ

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

Sivas İl Merkezinde Yaşlı Nüfusta Bazı Kronik Hastalıkların Prevalansı ve Risk Faktörleri

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

ORTOPEDİK CERRAHİ GİRİŞİMLERLE İLİŞKİLİ İNFEKSİYONLARIN İRDELENMESİ. Dr. Hüsrev DİKTAŞ Girne Asker Hastanesi/KKTC

TEŞEKKÜR. Araştırmacı bu çalışmanın gerçekleşmesinde katkılarından dolayı aşağıda adı geçen kişi ve kuruluşlara içtenlikle teşekkür eder.

The Study of Relationship Between the Variables Influencing The Success of the Students of Music Educational Department

Transkript:

Smyrna Tıp Dergisi 1 Smyrna Tıp Dergisi Araştırma Makalesi Posteroanterior Akciğer Grafisinde Görülen Aortik Ark Kalsifikasyonu Her Zaman Koroner Arter Hastalığı Anlamına Gelir mi? Does Aortic Calcification Detected at Chest Radiogram Always Mean Coronary Heart Disease? Ülkü Bozkurt 1, Tevfik Tanju Yılmazer 2, Murat Suher 3 1 Dr., Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Aile Hekimliği Bölümü, Ankara, Türkiye 2 Uzm.Dr., Tepecik Eğitim Araştırma Hastanesi, Aile Hekimliği Kliniği, İzmir, Türkiye 3 Doç.Dr., Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İç Hastalıkları Kliniği, Ankara, Türkiye Özet Amaç: Bu çalışmada; posteroanterior (PA) akciğer grafisinde aortik arkta görülen kalsifikasyonun aterosklerozu öngörmede geleneksel kardiyak risk faktörlerine benzer şekilde kullanılıp kullanılamayacağını değerlendirmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Ocak 2005-Aralık 2006 yılları arasında Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi İç Hastalıkları Kliniği nde yatırılarak izlenen ve posteroanterior (PA) akciğer grafilerinde aortik arkta kalsifikasyon görülen 48 kadın ve 20 erkek toplam 68 hasta ve kontrol grubu olarak da; kalsifikasyon görülmeyen, 18 kadın ve 4 erkek 22 hasta çalışmaya alındı. Çalışma retrospektif olarak hasta epikrizlerinin değerlendirilmesi ile gerçekleştirildi. Hastalarda, antropometrik ölçümlerden; boy, vücut ağırlığı, beden kitle indeksi, bel çevresi, bel kalça oranı, biyokimyasal değerlerden; üre, kreatinin, lipid profilleri, 24 saatlik idrarda mikroalbüminüri değerleri, Framingham koroner arter hastalık (KAH) risk skorları ve komorbid olarak diyabet ve/veya hipertansiyonun varlığı kaydedildi. Bulgular: Aortik ark kalsifikasyonu prevalansı her iki cinsiyette yaşla artmaktaydı ve erkeklere göre kadınlarda ve özellikle 65 yaş sonrasında daha fazlaydı. Ancak; koroner arter hastalığı riski skoru açısından kalsifikasyon olan ve olmayan gruplar arasında istatistiksel anlamlı fark yoktu. Diyabetes mellitus ve/veya hipertansiyon varlığında da aort kalsifikasyonu daha sık görülmüyordu. Bel çevresi, bel kalça oranı ve beden kitle indeksi gibi antropometrik ölçümler ile aortik kalsifikasyon arasında anlamlı bir korelasyon saptanmadı. Lipid paneli de aortik ark kalsifikasyonu üzerinde anlamlı bir etkiye sahip değildi. Mikroalbüminüri ve aortik ark kalsifikasyonu arasında da anlamlı bir ilişki saptanmadı. Biyokimyasal değerlerden kan üre ve kreatinin düzeyleri ile aortik ark kalsifikasyonu arasında ise anlamlı bir pozitif korelasyon belirlendi. Sonuç: Sadece PA akciğer grafisinde aortik arkta kalsifikasyon gördüğümüzde bunu artmış koroner arter hastalık riski olarak yorumlamanın doğru olmayacağı ve aortik ark kalsifikasyonunun, KAH riskini belirlemede geleneksel risk faktörlerinin arasındaki yerini tam olarak ortaya koyabilmek için daha kapsamlı başka çalışmalara gerek olduğu düşünüldü. Anahtar kelimeler: Ateroskleroz, grafi, kalsifikasyon Abstract Objective: This study is planned to assess the predictive value of aortic arch calcification seen on chest radiogram for detecting atherosclerosis along with traditional atherosclerotic risk factors. Material and Method: A total of 68 patients composed of 48 women and 20 men who had aortic arch calcification on chest radiograms and 22 patients composed of 18 women and 4 men who didn t have calcification that were hospitalized in Internal Diseases Clinic at Atatürk Training and Research Hospital between January 2005 and December 2006 were studied. This study was performed retrospectively by investigating the patient files. The concomitance of diabetes or hypertension, lipid profile, height, weight, body mass index, waist circumference, waist-hip ratio, urea, creatinine, microalbuminuria value in 24 hour urine specimen were noted; coronary artery risk score was calculated by Framingham coronary artery disease risk scores. Results: Aortic arch calcification was positively correlated with age, but was more common in women than men particularly after 65 years of age. We failed to show any significant difference at coronary heart disease risk score between the patients with or without aortic arch calcification. Aortic calcification was not more common at patients with diabetes or hypertension. There was also no correlation between waist circumference, waist-hip ratio, body mass index and aortic arch calcification. The lipid profile had also no effect on aortic arch calcification. There were also no correlation between microalbuminuria and aortic arch calcification. Among biochemical evaluations; the level of of urea and creatinine was positively associated with aortic arch calcification on the chest radiogram. Conclusion: It can t be interpreted that the calcification of aortic arch on the chest radiograms indicate an increased risk of coronary hearth disease. More studies are needed to definetely state the validity of aortic arch calcification detected on chest radiograms as a predictor of coronary artery risk along with traditional risk factors. Keywords: Atherosclerosis, radiogram, calcification Kabul Tarihi:11.Kasım.2012

Smyrna Tıp Dergisi 2 Giriş Ateroskleroz damar yatağını etkileyen sistemik bir hastalık olup kardiyovasküler hastalıkların ve gelişmiş toplumlarda mortalite ve morbiditenin en önemli sebebidir. Çok sayıda risk faktörü de aterosklerozun ortaya çıkış eğilimini arttırır (1,2,3,4). Aterosklerozda etkilenen dolaşım yatağının özelliğine göre değişik klinik belirtiler ortaya çıkmaktadır. Koroner arterlerin aterosklerozu da miyokard infarktüsüne ve angina pektorise neden olmaktadır (2). Hiperkolesterolemi, diyabetes mellitus (DM), hipertansiyon ve sigara içimi gibi endojen ve eksojen çeşitli faktörlerin aterosklerozun en önemli komplikasyonu olan akut miyokard infarktüs (AMI) riskini belirgin olarak arttırdığı bilinmektedir. Ancak bu faktörler aterosklerozlu olguların sadece bir bölümünü açıklayabilmektedir. Bireylerin AMI ile ilgili kesin riskini hesaplayabilmek için konuyla ilgili başka risk faktörleri de araştırılmaktadır (4,5). Bu çalışma ile; sıklıkla görülen bir bulgu olan, PA akciğer grafisindeki aortik ark kalsifikasyonunun, KAH risk artışının öngörülmesinde yaygın olarak kabul görmüş yaş, cinsiyet, DM, hipertansiyon, ailede iskemik kalp hastalığı (İKH) öyküsü, sigara içimi ve kolesterol değerleri gibi klasik risk faktörleri arasındaki yerinin ve olası öngörüsel değerinin araştırması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem Çalışma Ocak 2005-Aralık 2006 yılları arasında, hastane etik kurul onayından sonra, Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi İç Hastalıkları Kliniği nde değişik nedenlerle yatmakta olan ve PA akciğer grafisinde aort arkusunda kalsifikasyon olan hastalar ve kalsifikasyon olmayan kontrol grubu ile yapıldı. Aortik arkta kalsifikasyon olan hasta grubu yaşları 44-88 arasında değişen 48 kadın ve yaşları 51-93 arasında değişen 20 erkek olmak üzere toplam 68 hastaydı. Aortik arkta kalsifikasyon olmayan kontrol grubu ise yaşları 26-77 arasında değişen 18 kadın ve yaşları 42-70 arasında değişen 4 erkek olmak üzere toplam 22 kişiydi. Çalışma, retrospektif olarak hasta epikrizlerinin değerlendirilmesi ile gerçekleştirildi ve aort topuzunda kalsifikasyon olduğu belirlenen hastaların dosyalarında değerlendirme aynı araştırmacı tarafından yapıldı. Hastaların eşlik eden DM ve hipertansiyon hastalıklarının olup olmadığı, lipid profilleri, boyları, vücut ağırlıkları, beden kitle indeksleri, bel çevreleri, bel kalça oranları, üre, kreatinin, 24 saatlik idrarda mikroalbüminüri değerleri ve HP75 kalkülatörü ile Framingham Koroner Arter Hastalık Risk Skorları belirlenerek kaydedildi. İncelenen hastalardan koroner arter tanısı alanlar çalışmaya dahil edilmedi. Verilerin analizi Statistical Programe for Social Sciences (SPSS) 11.5 paket programında yapıldı. Sürekli ölçümlü değişkenlerin dağılımının normale uygun olup olmadığı Shapiro Wilk testi ile araştırıldı. Tanımlayıcı istatistikler sürekli ölçümlü değişkenler için ortalama±standart sapma veya ortanca (minimum-maksimum) olarak, nominal değişkenler ise gözlem sayısı ve (%) şeklinde gösterildi. Gruplar arasında ortalamalar yönünden farkın önemliliği Student s t testi ile, ortancalar yönünden anlamlı farkın olup olmadığı ise Mann Whitney U testi ile incelendi. Nominal değişkenler Pearson un ki-kare testi ile değerlendirildi. Sürekli değişkenler arasındaki doğrusal ilişkinin büyüklüğü Spearman ın rho katsayısı ve önemlilik düzeyi hesaplanarak incelendi. Tek değişkenli istatistikler sonucunda KAH risk yüzde düzeyleri üzerinde etkili olan veya etkili olabileceği düşünülen risk faktörlerinin birlikte etkilerini incelemek amacıyla çoklu doğrusal regresyon analizi kullanıldı. Regresyon analizi sonucunda KAH risk yüzde düzeyi üzerinde en fazla anlamlı etkiye sahip olan risk faktörleri belirlendi. Her bir değişkene ilişkin regresyon katsayısı, %95 güven aralığı ve önemlilik düzeyleri saptandı. KAH risk yüzde düzeyleri normal dağılmadığı için doğrusal regresyon analizinde logaritmik dönüşüm değerleri kullanıldı. p<0.05 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Bulgular Aortik arkta kalsifikasyon saptanan vaka grubunun yaş ortalaması 67,8±11,3, kalsifikasyon saptanmayan kontrol grubunun yaş ortalaması 58,9±13,5 olup, vaka grubunun yaş ortalaması kontrol grubunun yaş ortalamasından anlamlı olarak yüksekti (p:0.003). Aortik ark kalsifikasyonu saptanan hastaların %41,17'si 44-65 yaş arasında, %58,8'i 65 yaş üzerindeydi. Gruplar arasında kadın ve erkeklerin dağılımı benzerdi (p:0.301). DM ve HT sıklığı; kalsifikasyon saptanmayan kontrol grubunda vaka grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde daha yüksek bulundu (p:0.004 ; p:0.012). Gruplar arasında antropometrik ölçümlerden bel çevresi, bel kalça oranı ve beden kitle indeksi ortalamaları istatistiksel olarak benzer bulundu (p:0.595 ; p:0.597 ; p:0.214) (Tablo 1).

Smyrna Tıp Dergisi 3 Tablo 1. Gruplar arasında yaş, cinsiyet ve antropometrik ölçümlerin dağılımı Değişkenler Kalsifikasyon olmayanlar Kalsifikasyon olanlar (n=22) (n=68) P Yaş 58.9±13.5 67.8±11.3 0.003 a Cinsiyet E/K 4 (%18.2) / 18 (%81.8) 20 (%29.4) / 48 (%70.6) 0.301 b Bel Çevresi 101.5±10.3 99.9±13.1 0.595 a Bel Kalça Oranı 0.93±0.08 0.92±0.09 0.597 a Beden Kitle İndeksi 30.9±6.4 29.2±5.2 0.214 a a: Student s t testi. b: Pearson un Ki-Kare testi. Biyokimyasal değerlendirmeler açısından; gruplar arasında total kolesterol, LDL kolesterol, HDL kolesterol ve trigliserid kolesterol ortancaları benzerdi (p:0.108 ; p:0.212 ; p:0.306 ; p:0.526). Biyokimyasal değerlerden üre ve kreatinin ortanca düzeyleri kalsifikasyon olan vaka grubunda, kontrol grubuna göre istatistiksel anlamlı olarak daha yüksekti (p:0.034 ; p:0.049). Mikroalbuminüri ve KAH riski yüzde ortancaları ise vaka ve kontrol grupları arasında benzer bulundu (p:0.866 ; p:0.304) (Tablo 2). Üre, kreatinin ve mikroalbüminüri düzeyleri ile KAH risk yüzde düzeyleri arasında ise istatistiksel olarak anlamlı doğrusal korelasyon tespit edilmedi (p>0.05) (Tablo 3). Tablo 2. Gruplar arasında lipid profillerinin ve laboratuvar ölçümlerin dağılımı Değişkenler Kalsifikasyon olmayanlar (n=22) Kalsifikasyon olanlar (n=68) P değeri Total Kolesterol 193.5 (108 800) 178 (53 287) 0.108 a LDL 113.5 (45 812) 104.5 (34 262) 0.212 a HDL 44 (26 500) 42 (19 107) 0.306 a TG 136.5 (65 452) 150 (26 400) 0.526 a Üre 38 (23 151) 48 (16 252) 0.035 a Kreatinin 0.92 (0.6 16) 1.15 (0.6 8.4) 0.049 a Mikroalbüminüri 19.9 (0 500) 16.1 (0 807) 0.866 a KAH Riski % 13 (1 25) 13 (1 37) 0.304 a a: Mann Whitney U testi. Tablo 3. Sürekli değişkenler ile KAH risk yüzde düzeyi arasındaki korelasyon katsayısı ve önemlilik düzeyleri Değişkenler İlişki Katsayısı (rho) P değeri Üre -0.094 0.379 Kreatinin -0.062 0.562 Mikroalbüminüri 0.077 0.472 Tartışma Günümüzde tanı tedavi rehberleri, uygulanacak kardiyovasküler korunma etkinliğinin yoğunluğunun belirlenebilmesi için tüm erişkinlerin KAH açısından risk değerlendirmesinin yapılmasının gerektiğini belirtmektedir (6). Bu amaçla Framingham Risk Skoru kullanılmaktaysa da; uygun ek testlerle risk değerlendirmesinin geliştirilebileceği ve uygun koruyucu önlemlerin alınmasıyla da kardiyovasküler olayların azalmasının sağlanabileceği ifade edilmektedir (6,7). KAH nedenlerinden olan aterosklerotik sürecin çeşitli aşamalarında damarlarda farklı histolojik ve histokimyasal değişiklikler oluşmaktadır. Bu değişikliklerin en son aşamasında; lezyonlarda kalsiyum depolanması görülür (1). Koroner ve ekstrakoroner arterlerdeki kalsiyum depolanmasının aterosklerotik lezyonların yaygınlığı yönünde bilgi verip aynı zamanda subklinik kardiyovasküler hastalığın göstergesi de olabileceği belirtilmekte ve arterlerdeki kalsiyum depolanmasını gösterecek çeşitli laboratuar yöntemleri kullanılmaktadır (1,4,8). Bu yöntemlerden olan posteroanterior akciğer grafisi rutin sağlık taramasında ve acil servislerde hasta değerlendirilmesinde de sıklıkla kullanılan, ulaşılması kolay, non-invaziv ve nispeten ucuz bir görüntüleme yöntemidir (3). Kalsiyum depolanmasının kardiyovasküler hastalığın göstergesi olabileceği belirtilmekteyse de; değişik yöntemlerle belirlenmiş olan koroner ve ekstrakoroner kalsifikasyonun artmış kardiyovasküler hastalık göstergesi olarak kabul edilip edilemeyeceği tartışmalıdır (4). Damar yataklarındaki kalsifikasyonla

Smyrna Tıp Dergisi 4 ilgili çoğu çalışmada koroner arterler ve torasik aorta incelenmiştir (1,4,9,10,11,12). Ayrıca koroner ve torasik aortadaki kalsifikasyon arasındaki bağlantı da ortaya konmuştur (11, 13, 14). Genel olarak; ileri yaş ve erkek cinsiyetin damar yataklarında kalsiyum depolanmasında en güçlü risk faktörleri olduğu belirtilmektedir (10). Itani ve Adler aorta kalsifikasyonlarının yaşla birlikte arttığını belirtmiştir (11,12). Iribarren ise; aortik ark kalsifikasyonunun erkeklere göre kadınlarda ve özellikle 65 yaş sonrasında daha fazla olduğunu bulmuştur. (4). Aortik ark, koroner ve karotid arterler, abdominal aortu inceleyen çalışmalarda, damar yataklarında kalsifikasyon sıklığının yaşla birlikte arttığı ve 80 yaş ve üzeri erkeklerin hepsinde koroner arterlerde ve kadınların da yine hepsinde aortik arkta kalsifikasyon olduğu bildirilmiştir (1,4,15). Post; aort kalsifikasyonu ve koroner arter kalsifikasyonu arasındaki korelasyonun ortak genler ve çevresel faktörler ile bağlantılı olduğunu belirtmiş ve yaş, erkek cinsiyet, nabız basıncı, total kolesterol düzeyleri ve sigara kullanımını koroner arter kalsifikasyonu ile ilişkili bulmuştu. Post un çalışmasında koroner arter kalsifikasyonun erkeklerde daha fazla olduğu belirlenmiş, aort kalsifikasyonu prevalansında ise belirgin bir cinsiyet ayrımı bulunmamıştı (9). Yapılmış olan çalışmada da aortik ark kalsifikasyonu prevalansı her iki cinsiyette yaşla birlikte artmaktaydı ancak erkeklere göre kadınlarda ve özellikle 65 yaş sonrasında daha fazlaydı. Odink tarafından yapılan ve koroner arter, aortik ark ve karotid arterlerdeki kalsifikasyonların karşılaştırıldığı bir çalışmada erkeklerde en güçlü korelasyon; aortik ark ve karotid arter kalsifikasyonları arasında bulunurken, kadınlardaki bağlantı daha zayıftı (1). Adler de; kadın cinsiyet ve torasik aort kalsifikasyonu arasında anlamlı bir ilişki bulmuştu (11). Reaven koroner arter kalsifikasyonu olanlarda koroner arter hastalığı ve kardiovasküler hastalık oranını artmış olarak belirledi (8). Yapılan çalışmada, aortik ark kalsifikasyonu olanlar ile aortik ark kalsifikasyonu olmayanlar arasında koroner arter hastalığı riski açısından anlamlı fark bulunmadı. Yapılmış olan çalışmada aort topuzunda kalsifikasyon saptanan vakaların %70,6 sı kadınlardan oluşmaktaydı. Iribarren, kalsifikasyonun kadınlarda daha fazla görülmesinin nedeninin yaşlı kadınlarda osteoporoz gelişmesi ve bir miktar kalsiyumun kemiklerden aterosklerotik arterleri de kapsayan yumuşak dokulara dağılması olabileceğini, diğer bir açıklamanın da benzer bulgulara sahip erkeklerin daha erken yaşta ölmelerinin olabileceğini belirtmiştir (4). Çalışmada antropometrik ölçümlerden bel çevresi, bel kalça oranı, beden kitle indeksi ile aortik kalsifikasyon arasında anlamlı bir korelasyon saptanmadı. Iribarren in çalışmasında ise beden kitle indeksi ile aortik ark kalsifikasyonu ters ilişkiliydi, yani aortik ark kalsifikasyonu olanların beden kitle indeksi daha az bulunmuştu ve bu durumun beden kitle indeksi arttıkça vasküler kalsifikasyonu tespit etmenin zorlaşmasından kaynaklanıyor olabileceğini belirtmişti (4). Simon çalışmasında; koroner kalsiyum depolanma derecesinin, total kolesterolün HDL kolesterole oranı ile bağlantılı olduğunu gösterdi. Aynı çalışmada koroner arterler dışında görülen damarlarda aterosklerotik plak alanları arttıkça total kolesterolün HDL kolesterole oranının ve sigara içme sıklığının da arttığı belirlendi (16). Yapılan çalışmada total kolesterol, LDL kolesterol, HDL kolesterol ve trigliserit düzeyleri ile aortik ark kalsifikasyonu arasında anlamlı korelasyon saptanmadı. Allison; electron beam computed tomography (EBCT) ile koroner arter, karotid arter, torasik aorta, abdominal aorta ve iliak arterlerdeki kalsifikasyonlar arasında anlamlı ilişki olduğunu gösterdi. Torasik aortadaki kalsifikasyonun en yüksek oranda renal arter kalsifikasyonu ile bağlantılı olduğunu belirlemişti. Renal arter kalsifikasyonu anlamlı olarak yaş, cinsiyet, sigara ile ilişkiliydi. Erkeklerde renal arter kalsifikasyonu daha fazla görülmekteydi. Bu araştırmanın sonuçlarına göre; yüksek serum kreatinin düzeyleri aterosklerozis ile ilişkiliydi. Bu da ateroskleroz ve böbrek fonksiyonları arasında bir bağlantı olduğunu öneriyordu (10). Çalışmada da, benzer şekilde, kan üre ve kreatinin düzeyleri ile aortik ark kalsifikasyonu arasında anlamlı bir pozitif korelasyon bulundu. Ancak; üre, kreatinin düzeyleri ile KAH risk derecesi arasında istatistiksel olarak anlamlı doğrusal korelasyon tespit edilmedi. Çalışmada mikroalbüminüri ve aortik ark kalsifikasyonu arasında anlamlı bir ilişki bulunmadı. Papanas ise aortik ark kalsifikasyon derecesi ile mikroalbüminüri arasında anlamlı bir bağlantı bulmuştu (17). Çalışmanın kısıtlılığı olarak, hasta grubu sayısının az olması ve kalsifikasyonu tespit etmede bilgisayarlı tomografiye göre duyarlılığı düşük olan PA akciğer grafisini kullanmamız belirtilebilir. Sonuç Sonuç olarak; koroner ve ekstrakoroner kalsifikasyonun artmış kardiyovasküler hastalık göstergesi olarak kabul edilip edilemeyeceği tartışmalıdır (18). Ancak; koroner arter kalsifikasyonunun özellikle Framingham Risk Skor Sistemine göre orta derecede risk kategorisine giren ve klinik açıdan kesin karar verilemeyen hastalarda Framingham Risk Skoru öngörüsünü kuvvetlendireceği belirtilmiştir (4,6)

Smyrna Tıp Dergisi 5 Posteroanterior akciğer grafisinde görülen aortik arkta kalsifikasyon yaşla artmakta olup, erkeklerde kadınlardan fazla görülmektedir. Antropometrik ölçümler ve kan lipid düzeyleri ile ilişkili değildir ve bu koroner arter hastalık riskinin artmış olduğu şeklinde yorumlanamaz. Ancak; aortta kalsifikasyon saptanan hastaların böbrek fonksiyonlarının değerlendirilmesi açısından da dikkatli olunmalıdır. Aortik ark kalsifikasyonunun, KAH riskini belirlemede geleneksel risk faktörlerinin yanında yer almasının uygunluğunu belirlemek için kapsamlı çalışmalara gerek vardır. Kaynaklar 1. Odink AE, Van der Lugt A, Hofman A, Hunink MG, Breteler MM, Krestin GP, Witteman JC. Association between calcification in the coronary arteries, aortic arch and carotid arteries: the Rotterdam study. Atherosclerosis 2007;193(2):408-13. 2. Libby P. Aterosklerozun Patogenezi. Harrison İç Hastalıkları Prensipleri içinde. (ed) Braunwald E, Fauci AS, Kasper D, Hauser SL, Longo DL, Jameson JL. 15. baskı. İstanbul, Nobel Matbaası. 2004;1377-86. 3. Li J, Galvin HK, Johnson SC, Langston CS, Sclamberg J, Preston CA. Aortic calcification on plain chest radiography increases risk for coronary artery disease. Chest 2002;121(5):1468-71. 4. Iribarren C, Sidney S, Sternfeld B, Browner WS. Calcification of the aortic arch: risk factors and association with coronary heart disease, stroke, and peripheral vascular disease. JAMA 2000;283(21):2810-5. 5. Endler G, Klimesch A, Sunder-Plassmann H, Schillinger M, Exner M, Mannhalter C et al. Mean platelet volume is an independent risk factor for myocardial infarction but not for coronary artery disease. Br J Haematol 2002;117(2):399-404. 6. Greenland P, LaBree L, Azen SP, Doherty TM, Detrano RC. Coronary artery calcium score combined with Framingham score for risk prediction in asymptomatic individuals. JAMA 2004;291(2):210-5. 7. Budoff MJ, Gul KM. Expert review on coronary calcium. Vasc Health Risk Manag 2008;4(2):315-24. 8. Reaven PD, Sacks J. Coronary artery and abdominal aortic calcification are associated with cardiovascular disease in type 2 diabetes. Diabetologia 2005;48(2):379-85. 9. Post W, Bielak LF, Ryan KA, Cheng YC, Shen H, Rumberger JA et al. Determinants of coronary artery and aortic calcification in the old order Amish. Circulation 2007;115(6):717-24. 10. Allison MA, DiTomasso D, Criqui MH, Langer RD, Wright CM. Renal artery calcium: relationship to systemic calcified atherosclerosis. Vasc Med 2006;11(4):232-8. 11. Adler Y, Fisman EZ, Shemesh J, Schwammenthal E, Tanne D, Batavraham IR et al. Spiral computed tomography evidence of close correlation between coronary and thoracic aorta calcifications. Atherosclerosis 2004;176(1):133-8. 12. Itani Y, Watanabe S, Masuda Y. Aortic calcification detected in a mass chest screening program using a mobile helical computed tomography unit. Relationship to risk factors and coronary artery disease. Circ J 2004;68(6):538-41. 13. Takasu J, Mao S, Budoff MJ. Aortic atherosclerosis detected with electron-beam CT as a predictor of obstructive coronary artery disease. Acad Radiol 2003;10(6):631-7. 14. Eisen A, Tenenbaum A, Koren-Morag N, Tanne D, Shemesh J, Golan A et al. Coronary and aortic calcifications inter-relationship in stable angina pectoris: A Coronary Disease Trial Investigating Outcome with Nifedipine GITS (ACTION)--Israeli spiral computed tomography substudy. Isr Med Assoc J 2007;9(4):277-80. 15. Rodondi N, Taylor BC, Bauer DC, Lui LY, Vogt MT, Fink HA et al. Association between aortic calcification and total and cardiovascular mortality in older women. J Intern Med 2007;261(3):238-44. 16. Simon A, Giral P, Levenson J. Extracoronary atherosclerotic plaque at multiple sites and total coronary calcification deposit in asymptomatic men. Association with coronary risk profile. Circulation 1995;92(6):1414-21. 17. Papanas N, Symeonidis G, Maltezos E, Giannakis I, Mavridis G, Lakasas G et al. Evaluation of aortic arch calcification in type 2 diabetic patients. Vasa 2005;34(2):113-7. 18. Sensoz Y, Ates M, Sahin S, Kayacioglu I, Yekeler I. Does atherosclerotic aortic plaque detected by telecardiography indicate an increased risk of coronary artery disease? Heart Surg Forum 2007;10(2):E120-4. İletişim: Uzm.Dr. Tevfik Tanju Yılmazer Tepecik Eğitim Araştırma Hastanesi Aile Hekimliği Kliniği Yenişehir, İzmir Tel: +90.505.5079612 e-mail: tanjuyilmazer@gmail.com