Tıp Araştırmaları Dergisi: 2011 : 9 (1) 40-44. Primer provox ses protezinin uygulanmasındaki başarı oranları, komplikasyonlar ve değiştirme nedenleri



Benzer belgeler
Total Larenjektomili Hastalarda Primer Trakeoözefageal Fistül Komplikasyonları ve Konușma Fonksiyonuna Etkisi

Total larenjektomi sonrası ses restorasyonu için provox 2 kullanımı

TOTAL LARENJEKTOMİ SONRASI SES RESTORASYONU

Total Larenjektomi Sonrası Ses Restorasyonunda Provox Konuşma Protezi Tecrübelerimiz

Total larenjektomi sonrası ses protezi uygulaması komplikasyonları

Provox ses protezinin kullan m süresini etkileyen faktörler

Total larenjektomili hastalarda ses protezi ile konuflma rehabilitasyonu

TOTAL LARENJEKTOMİDEN SONRA VOKAL REHABİLİTASYON*

LARENKS KANSERİ OLGULARIMIZIN RETROSPEKTİF ANALİZİ

Lokal Hastalıkta Hangi Hasta Opere Edilmeli? Doç. Dr. Serdar Akyıldız E ge Ü n i v e r sitesi Tı p Fakültesi K B B Hastalıkları Anabilim D a l ı

Glottik Tümörlerin Tedavisinde Vertikal ve Suprakrikoid Parsiyel Larenjektomi

Total larenjektomi sonrası stomal nüks: Risk faktörlerinin klinik ve patolojik analizi

Larenks kanserinin preoperatif, intraoperatif ve postoperatif evrelemelerinin karşılaştırılması

Total Tiroidektomi yapılan hastalarda MSKKM Nomogramının Değerlendirilmesi

Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız

METASTATİK KÜÇÜK HÜCRELİ DIŞI AKCİĞER KANSERİ TANISI SAĞKALIMI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Total larenjektomi sonrası farengokutanöz fistül: Sıklığı, etkileyen faktörler ve tedavi yaklaşımı

Doç. Dr. Ahmet ALACACIOĞLU

Kanser Hastalarında Dental Yaklaşım. Dr.Kıvanç Bektaş-Kayhan İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş, Çene Cerrahisi Anabilim Dalı

Transoral robotik cerrahi uygulanan baş boyun kanserli hastaların ameliyat sonrası hemşirelik bakımı açısından değerlendirilmesi

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM

Lokal İleri Baş Boyun Kanserinde İndüksiyon Tedavisi mi? Eşzamanlı Kemoradyoterapi mi?

Near Total Larenjektomi Tecrübelerimiz

Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması

SEKONDER TRAKEO-ÖZEFAGEAL FİSTÜL İLE KONUŞMA PROTEZİ SONUÇLARIMIZ (+)

ILAŞTIRILMASI. ve Araştırma rma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği

Tamamlayıcı Tiroidektomi ve Total Tiroidektomi Komplikasyonlarının Karşılaştırılması. Doç. Dr. Mehmet Ali GÜLÇELİK

OP. DR. YELİZ E. ERSOY BEZMİALEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ AD İSTANBUL

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

24. ULUSAL TÜRK OTORİNOLARENGOLOJİ & BAŞ - BOYUN CERRAHİSİ KONGRESİ

Burun yıkama ve sağlığı

Tiroidektomi Sonrası Hipokalsemi Gelişiminde İnsidental Paratiroidektominin, Hastaya Ait Özelliklerin ve Cerrahi Yöntemin Etkilerinin İncelenmesi

Paratiroid Kanserinde Yönetim İzmir den Üç Merkezli Deneyim

Coğrafi temel yaklaşım farklılıkları

REKTUM KANSERİNDE NEO / ADJUVAN RADYOTERAPİ. Ethem Nezih Oral İstanbul Üniversitesi İTF Rad Onk AD

Total Larenjektomili Hastaya Konuşma Protezi Uygulaması

D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNİN TOTAL TİROİDEKTOMİ SONRASI HİPOKALSEMİ RİSKİ ÜZERİNE ETKİSİ

Beslenme desteğinde hangi içerik kime, ne zaman, hangi yolla uygulansın?

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

Postüral Drenaj Uygulama

Substernal Guatr: 37 Hastanın Klinikopatolojik Özellikleri

Primeri Bilinmeyen Aksiller Metastazda Cerrahi Yaklaşım. Dr. Ali İlker Filiz GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Genel Cerrahi Servisi

Giriş Güncel cerrahide tanı ve tedavi planlamalarında ultrasonografinin önemli bir yeri bulunmaktadır. Ultrasonografinin cerrah tarafından gerçekleşti

İatrojenik Bilateral İliak Arter Komplikasyonunda Başarılı Hibrit Tedavi

Yrd.Doç.Dr. Özgür Günal Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Endobronşiyal Brakiterapi

Lokalizasyon çalışmalarının şüpheli olduğu primer hiperparatiroidi olgularında 99 Tc-MIBI intraoperatif gama-prob kullanımı: Kohort değerlendirme

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

Dr. Figen HANAĞASI Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Nöroloji Bölümü

JİNEKOLOJİDE SİNGLE PORT OPERASYONLAR. Doç Dr Ahmet Kale. Kocaeli Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği

Prof Dr Barış Akin Böbrek Nakli Programı Başkanı İstanbul Bilim Üniversitesi Florence Nightingale Hastanesi

OLGU SUNUMU. Araştırma Gör. Dr. N. Volkan Demircan

Trakea Rüptürü. Nadir Bir Entübasyon Komplikasyonu. Doç. Dr. Aydın KARAKUZU Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Lefkoşe, KKTC Nisan 2011

Mide Tümörleri Sempozyumu

GLİAL TÜMÖRLERDE POSTOP GÖRÜNTÜLEME

Oral kavite skuamöz hücreli kanserlerinde evreleme ile perinöral, vasküler ve ekstrakapsüler invazyon bulgularının ilişkisi

Küçük Hücreli Akciğer Kanserlerinde Radyoterapi. Dr. Meltem Serin

Onkoplastik meme cerrahisi ve yenilikler

İntraoperatif Sinir Monitorizasyonunun Bir Cerrahi Kliniğe Katkısı

TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma

PROF.DR. KADİR BAYKAL GATA HAYDARPAŞA EĞİTİM HASTANESİ ÜROLOJİ KLİNİĞİ

Ders Yılı Dönem-V Göğüs Cerrahisi Staj Programı

TİROİD CERRAHİSİNDE İNTRAOPERATİF SİNİR MONİTÖRİZASYONU PRENSİPLERİ

Omurga-Omurilik Cerrahisi

SEREBRAL PALSİ TANILI SKOLYOZLU HASTADA SOLUNUM FİZYOTERAPİSİNİN FONKSİYONEL KAPASİTEYE ETKİSİ: OLGU SUNUMU. Candan Algun 2

Rejyonel Anestezi Sonrası Düşük Ayak

Multidisipliner Konseyin Endokrin Hastalıkların Tanı Ve Tedavi Süreci Üzerine Etkisi

KONVANSİYONEL/ LİGASURE TİROİDEKTOMİ

Baş Boyun Radyoterapisi Yan Etkileri. Yrd. Doç. Dr. Banu Atalar Acıbadem Üniversitesi Radyasyon Onkolojisi A.D.

VARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI. Endovenöz Radyofrekans Ablasyon

Larenks kanserli hastalarda cerrahi ve radyoterapi sonras tiroid fonksiyonlar n n prospektif olarak de erlendirilmesi

KARACİĞER METASTAZLARINDA ROBOTİK STEREOTAKTİK BEDEN RADYOTERAPİSİ

Yrd.Doç.Dr. RAHŞAN ÇAM

Şaşılık cerrahisi onam formu

Cerrahi: Hangi Hastalara Prof. Dr. Sertaç İşlekel

Zenker divertikülü tedavisinde transoral endoskopik cerrahinin kısa dönem sonuçları

Hava Yolu ve Solunum Sistemi İnvaziv Girişimler. Doç Dr Evvah Karakılıç MD, PhD Ankara Numune E&A Hastanesi Acil Tıp Kliniği

Tl VE T2 LARENGEAL KARSİNOMALARDA CERRAHİ VE KÜRATİF RADYOTERAPİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

FİZYOTERAPİNİN PREOPERATİF ve POSTOPERATİF BAKIMDA YERİ Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı

Tamamlayıcı Tiroidektomilerde Gama Dedektör Yardımlı Cerrahinin Rolü

Dr. Halil İbrahim SÜNER, Dr. Özgür KARDEŞ, Dr. Kadir TUFAN Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji A.D. Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve

Hastane Çalışanlarının Cerrahi Alan Enfeksiyonlarının Önlenmesi ve Kontrolüne Yönelik Bilgi Durumunun Değerlendirilmesi

SERVİKAL YETMEZİĞİNDE MCDONALDS VE MODDIFIYE ŞIRODKAR SERKLAJ YÖNTEMLERININ KARŞILAŞTIRILMASI

Papiller Tiroid Karsinomunda Santral Lenf Nodu Diseksiyonu

Dr. Mehmet TÜRKELİ A.Ü.T.F İç Hastalıkları A.D Medikal Onkoloji B.D 5. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi Mart 2014-Antalya

Servikal smearlerde RİA etkisinin incelenmesi

Dünyada ve Türkiye de Kronik Hastalıklar. Prof. Dr. H. Erdal Akalın, FACP, FRCP, FIDSA Hacettepe Üniversitesi emekli Öğretim Üyesi

HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ

Öğrenim Hedefleri. Önceden Gözden Geçirilmesi Gereken Dersler. Ders İçeriği KULAK BURUN BOĞAZ YABANCI CİSİMLERİ

Epidermal Büyüme Faktörü Türkiye'de Uygulama Yapılan İlk Üç Hasta

İntraoperatif Rekürren Laringeal Sinir Monitorizasyonunda Tekrar Kullanım Güvenlimidir? Doç. Dr. Barış Saylam Ankara Numune EAH Meme Endokrin Cerrahi

Non-palpabl meme lezyonlarında cerrahi yaklaşım

Dr. Birgül Kaçmaz Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Radyoterapiye Bağlı İkincil Kanserler. Dr. Meral Kurt Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi AD

LARİNKS SKUAMÖZ HÜCRELİ KANSERİ PAPİLLER TİROİD KANSERİ BİRLİKTELİĞİ VE TEDAVİ YAKLAŞIMI

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri

3. Atriyal Fibrilasyon Zirvesi Antalya. Leadless Pacemaker. Enis Oğuz, LivHospital Ulus-İstanbul

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

Transkript:

Tıp Araştırmaları Dergisi: 2011 : 9 (1) 40-44 T AD ARAŞTIRMA Primer provox ses protezinin uygulanmasındaki başarı oranları, komplikasyonlar ve değiştirme nedenleri Mehmet Fatih Garça 1, Kürşat Yelken 2, Erdoğan Gültekin 3, Mehmet Külekçi 4 1 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB AD Van, 2 Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakütesi KBB Kliniği, Tokat, 3 Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Kliniği, 4 Taksim Eğitim ve Araştırma Hatanesi KBB Kliniği, İstanbul, Türkiye. Özet Amaç: Provox ses protezinin konuşmadaki başarı oranını, insitu ömrünü, oluşan komplikasyonları ve protezin değiştirilme nedenlerini araştırmaktır. Ek olarak başarı oranıyla cerrahi uygulama ve radyoterapi arasındaki ilişkiyi saptamaktır. Yöntem: 32 hastaya total larenjektomi ile eş seanslı trakeoesofageal fistül işlemi ile Provox ses protezi uygulandı. Bu hastaların 9 una yalnızca total larenjektomi, 23 üne total larenjektomi ile beraber boyun diseksiyonu ve bu 23 hastadan 17 sine de boyun diseksiyonu sonrasında bir ay süre ile radyoterapi uygulandı. Hiçbir hastaya krikofarengeal myotomi uygulanmadı. Bulgular: Protez uygulanan 32 hastanın 19 u (% 59) başarılı konuşmakta, 8 i (%25) konuşamıyor ve 5 i (% 16) kalitesiz konuşmaktaydı. Konuşma protezinin ömrü en kısa 20 gün ve en uzun 20 ay olup ortalama 8.5 ay olarak bulundu. Protez değişiminin en sık iki nedeni, protez içinden sıvı gelmesi ve/veya protez çevresinden saliva gelmesi idi. Majör komplikasyon gözlenmedi. Yazışma Adresi: Yrd.Doç.Dr. Mehmet Fatih Garça Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB AD, Van, Türkiye Tel: 0530 3277496 e-mail: fatihgarca@hotmail.com En sık gözlenen minör komplikasyon protezde mantar kolonizasyonu idi. Uygulanan cerrahi protokolün (total larenjektomi, total larenjektomi ile beraber boyun diseksiyonu ve radyoterapi) ses protezi ile konuşabilme başarısını etkilemediği saptandı. Radyoterapinin uzun dönemde konuşmanın üzerine olumsuz etkisi görülmemekle beraber trakeoesofageal fistülde genişleme (%18.8) ve migrasyon (%4) komplikasyonunu arttırdığı gözlendi. Boyun diseksiyonu uygulanan hastalarda konuşma becerisi olumsuz etkilenmemekle beraber konuşma egzersizlerine başlama 20. güne uzamakta idi. Sonuç: Trakeoesofageal fistül ile primer provox ses protezi tatbiki başarı oranı yüksek ve komplikasyon oranı düşük, basit ve kısa sürede uygulanabilen yararlı bir ses rehabilitasyonu yöntemidir. Radyoterapinin ve boyun diseksiyonunun uzun dönemde provox ses protezi ile konuşma üzerine olumsuz etkisi bulunmamaktadır. Anahtar Kelimeler: Total larenjektomi, Trakeoesofageal fistül, Provox, Radyoterapi Success rates, complications and causes for replacement of primary provox voice prothesis Abstract Objective: To analyze the speech success, in situ lifetime, causes for replacement and the

41 Garça ve ark. complications encountered in Provox Voice Prosthesis rehabilitation. In addition, to determine the relationship between the rate of speech success and surgical procedure and radiation therapy. Methods: A total of 32 male patients managed with Provox Voice Prosthesis voice rehabilitation were included. Nine patients underwent total laryngectomy and 23 patients underwent total laryngectomy combined with neck dissection. The indwelling Voice Prosthesis were inserted immediately at the time of primary tracheoesophageal puncture. Pharyngoesophageal myotomy was not performed. Seventeen patients were managed with postoperative radiotherapy. Results: Nineteen of 32 patients (59%) demonstrated successful speech, eight patients (25%) were found to be aphonic and five patients (16%) demonstrated less successful speech. The mean in situ lifetime of the Voice Prosthesis was 8.5 months (range; 20 days - 20 months). The most common causes for Voice Prosthesis replacement were; leakage of saliva around the prosthesis and leakage through the prosthesis. There was no major complication and the most common minor complication was fungus colonization on the prosthesis. Surgical procedure (total laryngectomy alone, total laryngectomy in combination with neck dissection and postoperative radiotherapy) was found to have no effect on speech success. Enlargement of the tracheoesophageal fistula (18.8%) and migration (4%) were more common in the patients who received postoperative radiotherapy. Phonation exercises were delayed until 20th day postoperatively in the patients who underwent neck dissection. Conclusion: Primary Provox voice prosthesis insertion via trachea-esophageal fistula is an easy and useful rehabilitation method with high success and low complication rates. Radiotherapy and neck dissection have no long term negative effect on speech success of Provox voice prosthesis. Key Words: Total laryngectomy, Trachea-esophageal fistula, Provox, Radiotherapy Total larenjektomi sonrası oluşan ses kaybı, hastaları kişisel, sosyal veya ekonomik açıdan kısıtlayan önemli bir sorundur. Konuşmanın yeniden temini hastanın fizik, psişik ve sosyal sorunlarının giderilmesinde esas rolü oynar (1-3). Total larenjektomi sonrası konuşmanın yeniden sağlanabilmesi için esofageal konuşma, elektrolarenks, trakeoesofageal şantlarla oluşturulan konuşma yöntemleri ve trakeoesofageal fistül ile vokal protez kullanılmaktadır (1,3). Önerilen yöntemlerin çoğunda amaç trakea ve farenks arasında hava geçişini sağlayan bir pasaj oluşturarak lokal dokuların titreşimini sağlayıp, işitilebilen ve anlaşılabilen bir konuşma sesi sağlamaktır. Ses restorasyonu tekniği; kolay uygulanabilir, ameliyat süresini fazla uzatmayan, nüks görülme ihtimali olmayan, aspirasyon sorunu ortaya çıkarmayan, oluşturulan fistülün genişlemediği veya kapanmadığı ve hasta tarafından kolay tolere edilebilen özelliklere sahip olmalıdır (1-3,6,9). Eosfageal konuşmada istatistiklere göre en iyi şartlarda başarı % 60'tır (2,3). Trakeoesofageal şant yöntemini Asai, Amatsu, Stafieri gibi otörler ve Türkiye'de Başarer (2) ve arkadaşları yıllardır başarı ile uygulamaktadırlar (1,3,7). Yöntemin başarı oranının stabil olmayışı, tekniğin zorluğu, kronik aspirasyon, radyoterapili olgularda kısıtlama olması yaygınlaşmasını kısıtlayan faktörlerdir (3,7). Trakeoesofageal fistül ile ses protezlerin kullanım rahatlığı, aspirasyonun minimal olması, değiştirilebilirliği, primer ve sekonder uygulanabilmesi ve %80'e varan başarı oranı gibi avantajları nedeniyle daha sonraları Shapiro, Hermann, Henley, Groningen, Blom- Singer ve Provox gibi bir çok değişik tipte silikondan yapılmış ses protezleri kullanılmaya başlanmıştır (2,4,5). Bu yazıda hastalara total larenjektomi sonrası primer uygulanan Hilgers ve Schouwenberg (1990) tarafından tasarlanan Hollanda-İsveç ortak yapımı düşük rezistanslı provox ses protezinin sonuçları sunulmuştur. Provox ses protezinin konuşmadaki başarı oranı, insitu ömrü, oluşan komplikasyonlar ve protezin değiştirilme nedenleri araştırılmış ek olarak başarı oranıyla cerrahi uygulama ve radyoterapi arasındaki ilişki saptanmıştır. Gereç Yöntem Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi KBB Kliniğinde Ağustos 1997 ile Eylül 2001 tarihleri arasında, 35 erkek hastaya larenks kanseri tanısı ile total larenjektomi yapıldı ve aynı seansta trakeoesofageal fistül işlemi ile Provox (Atos Medical AB, Horby; Sweden and Entermed BV, Woerden, the Netherlands) ses protezi uygulandı. Bu hastaların 9 una total larenjektomi 6 sına total larenjektomi ile beraber boyun diseksiyonu ve 17 sine boyun diseksiyonu sonrasında bir ay süre ile radyoterapi uygulanmıştır. Provox ses protezi uygulanan hastaların yaşları 28 ile 80 (ortalama yaş 54) arasındaydı. Hastaların takip süresi 5 ay ile 54 ay arasında değişmekteydi. 35 hastanın 3 ü çeşitli nedenler ile takipleri olamadığından, değerlendirme dışında bırakıldı. Tüm hastalara Provox ses protezleri primer olarak larenjektomi ameliyatı ile aynı seansta uygulandı. Provox ses protezi 3-5 mm H2O basıncı ile açılabilmekte olduğundan hastalara larenjektomi ile aynı seansta

42 Tablo 1. Tedavi protokolün konuşma becerisi üzerine etkisi (TL: Total Larenjektomi, BD: Boyun Diseksiyonu, RT: Radyoterapi) Tedavi Protokolü Olgu Sayısı Konuşabilenler Konuşamayanlar Kalitesiz Konuşanlar TL 9 6 (%66.6) 2 (%22.2) 1 (%11.1) TL+BD 6 3 (%50) 2 (%33.3) 1 (%16.6) TL+BD+RT 17 9 (%52.9) 5 (%29.4) 3 (%17.6) Toplam 32 18 (%56.25) 9 (%28.1) 5 (%15.6) Tablo 2. Olgularda gözlenen minör komplikasyonlar Komplikasyonlar Olgu sayısı Yüzde% Protez etrafından saliva kaçağı 30 35.2 Protez içinden saliva kaçağı 17 20 Peristomal enflamasyon 4 4.7 Minör yara infeksiyonu 13 15.2 Protez etrafında granülasyon 23 27 Fiştülde Genişleme 16 18.8 Fistül migrasyonu 4 4.7 Ameliyat sonrası fistül 10 11.7 Mantar kolonizasyon 44 51.7 Valvin tıkanması 18 21.1 Ttrakeostomal darlık 8 10.5 Protezin yutulması 3 3.5 krikofarengeal myotomi uygulanmadı. Hastalar da ameliyat sonrası yaklaşık onuncu gün konuşma egzersizlerine geçildi. Boyun diseksiyonu yapılan hastalarda konuşma 20. güne kadar uzamaktaydı. Ameliyat öncesi radyoterapi alan hasta bulunmamaktaydı, ameliyat sonrası ise değerlendirilen 32 hastanın 17 si (%53.1) ortalama bir ay süre ile radyoterapi (50-70 Gy) aldı. Bulgular Kliniğimizde trakeoesofageal fistül yöntemi ile Provox ses protezi uygulanan 35 hastanın 32 sinin sonuçları değerlendirildi. Protez uygulanan 32 hastanın 19 u (%59) başarılı konuşmakta, 8 i (%25) konuşamıyor ve 5 i (%16) kalitesiz konuşmaktaydı. Konuşamayan 8 olgunun; kooperasyon yetersizliği, trakeoesofageal fistülde genişleme ve akciğer problemi gibi nedenler ile konuşamadığı tespit edildi. Uygulanan cerrahi protokolun ses protezi ile konuşabilme başarısını etkilemediği saptandı (Tablo 1). Ameliyat sonrası radyoterapi alan hastalarda boyunda ve trakeostoma çevresinde devam eden ödem, kızarıklık nedeni ile bu dönem zarfında protez ile konuşma ve protezin bakımında yetersizlikler gözlenmekteydi. Uzun dönemde radyoterapinin konuşmanın üzerine olumsuz etkisi görülmemekle beraber trakeoesofageal fistülde genişleme (%18.8) ve fistülde migrasyon (%4) komplikasyonu daha sıklıkla gözlendi. Larenjektomi ile beraber 23 hastaya boyun diseksiyonu uygulandı. Bu hastalarda konuşma becerisi olumsuz etkilenmemekle beraber konuşma egzersizlerine başlama 20. güne uzamaktaydı. Protez uygulanan 10 hastada (%31.25) farengokütanöz fistül gelişti. Bu hastalar farengokutanöz fistülün tedavisi sonlanıncaya kadar ses protezini kullanamadı. Farengokütanöz fistül oluşumunun ses protezi ile konuşma başarısını olumsuz etkilediği görüldü. Farengokutanöz fistül gelişen hastalardan 5 i (%50) kaliteli konuşuyor, 2 si (%20) kalitesiz konuşuyor ve 3 ü de (%30) konuşamıyordu. Farengokutanöz fistül gelişmeyen hastalarda kaliteli konuşanların oranı % 63 idi. Protez değişiminin en sık sebebi mantar kolonizasyonu nedeniyle protez etrafından ve protez içinden saliva gelmesiydi. Kliniğimizde trakeoözofageal delme ile provox ses protezi uygulamasında majör komplikasyonlar

43 Garça ve ark. gözlenmedi. Minör komplikasyonlar tablo 2 deki gibi dağılmaktaydı. En sık gözlenen minör komplikasyon protezde mantar kolonizasyonuydu. Bunların hepside candida ve subgrubundan mantarlar idi. Mantar kültürlerinde üreme görülen hastalarda ortalama bir ay süre ile günde dört defa oral nystatin süspansiyon tedavisi uygulandı. Provox konuşma protezini yenilemenin en sık iki nedeni, protez ile ilgili valv sisteminin bozulması sonucu protez içinden sıvı gelmesi ve/veya bununla beraber fistülle ilgili problem sonucu protez çevresinden saliva gelmesiydi. Olgularda konuşma protezinin ömrü en kısa 20 gün ve en uzun 20 ay olup ortalama 8.5 ay idi. Tartışma Larenksin ileri evre kanserlerinde uygulanan total larenjektomi ses kaybına yol açarak sosyal iletişimini bozar. Bu nedenle total larenjektomi sonrası oluşan afoninin, çeşitli yöntemlerle rehabilitasyonuna yönelik çok sayıda çalışma yapılmıştır (1-3,7). 1919 da Seemen tarafından ilk kez özefagus konuşması tarif edilmiştir (1-3). Literatürlerde total larenjektomili hastaların özofagus konuşmasını %65-%85 oranında öğrenebildiklerini bildiren sonuçlar olmasına karşın, Gates ve ark 35 hastada yaptığı araştırmada, konuşma eğitiminden sonra dahi, sadece %34 hastanın özofagus konuşmasını günlük konuşmada kullanabildiğini ve bu düzeye ancak 6 ay sonra ulaşabildiklerini bildirmişlerdir (3). Trakeoesofageal şant yöntemi, akciğerdeki havayı trakeadan, farengoesofageal segmente aktararak buradaki mukozanın vibrasyonu ile ses oluşmasını sağlamaktadır. Yöntemin başarı oranının stabil olmayışı, tekniğin zorluğu, kronik aspirasyon ve neticede pulmoner komplikasyonlar, fistül traktının stenozu, radyoterapili olgularda kısıtlama olması ve geniş baş boyun ameliyatlarından sonra uygulanamayışı yaygınlaşmasını kısıtlayan faktörlerdir (3,6,7). Neoglottik rekonstrüksiyon yöntemleri içerisinde en çok kabul edilen Staffieri ve Serafini tarafından 1976 yılında tarif edilen yöntemdir. Bu yöntemde başarı oranı %92 civarında olduğu yayınlanmış ancak aspirasyon (%40-70), tekniğin zorluğu, tüm hastalarda uygulanamayışı ve nüks gibi dezavantajları vardır (7). Yurdumuzda bu konuda en geniş seriye sahip olan Başarer kendi tekniği ile tadminkar ses oranının %90 civarında olduğunu belirtmekte ve aspirasyon sorununun ise %10 ların altında olduğunu belirtmektedir (3). Trakeoesofageal delme ile oluşturulan fistüle protez yerleştirme prosedürü ilk olarak Singer ve Blom tarafından 1979 yılında tanımlanmıştır. Ekspirasyon havası ile vibrasyon farengeal artikulatörlerle şekillenmekte ve kelimelere dönüşmektedir. Yeterli vibrasyonun oluşabilmesi için hava akımının 50-100 cc/sn ve direncin ise 35-42 mm H2O/LPS (sn. de litre) olması gerekmektedir. 1987 yılında Hilgers ve Schovwenburg Hollanda da Groningen protezine benzer özellikte ancak valvi 3-5 mm H2O basıncı ile daha kolay açılabilen bir protez olan Provox u geliştirmiştir (4). Çalışmamızda tüm hastalara primer Provox ses protezi takıldı. Provox ses protezi uygulanması basit, kısa sürede takılabilmekte, yabancı cisim reaksiyonu yaratmamakta, kendi kendini temizleme özelliğine sahip ve cerrahi restorasyon yöntemlerinden çok daha düşük oranda tükrük kaçağına yol açmaktadır (4,5,8,9). Esofageal sese oranla daha normale yakın bir ses oluşturmaktadır. Kullanılan Provox ses protezinin açılma basıncı düşük olduğundan (3-5 mm H2O) faringoesofageal hipertonisiteyi ortadan kaldırmak amacıyla krikofarengeal myotomiye ihtiyaç duyulmamıştır (13). Provox ses protezinin ortalama ömrü 5-6 aydır (4). Mantar kolonizasyonu sonucu protez içinden ve/veya çevresinden saliva kaçağı olması protez değişiminin en sık sebebidir (8,10). Kliniğimizde takılan Provox ses protezinin ortalama ömrünün 8.5 ay idi. Fonksiyonunu yitirmesi nedeni ile değiştirilen protezlerinde yapılan kültürde protezlerin hepsinde candida kolonileri üremişti. Mantar kolonilerinin protezin slikon yapısını erittiği ve protez valvinden veya kenarlarından saliva kaçağına yol açtığı görülmüştür. Bunu önlemek amacı ile protezin lokal temizliği ile beraber hastalarda ortalama bir ay süre günde 4 defa oral nystatin süspansyon gargara tedavisi uygulandı. Literatürde mantar kolonizasyonuna karşı Amfoterasin-B nin günde 4 defa alınması önerilmektedir. Eğer protez değiştirilse fistül yeri taurolin gibi non-irritan topikal anti-bakteriyel ve anti-mantar ile önce temizlenip, protez takıldıktan sonra bir ay Amfoterasin-B nin dekontaminasyon amacı ile kullanılması önerilmektedir (10,11). Protez uygulaması, taşınması ve kullanımında bazı majör ve minör komplikasyonlara sebep olmaktadır. Trakeoesofageal delme yapılan hastalarda tüm komplikasyonların oranı %15-72 arasında değişmektedir (8,9). Majör komplikasyonlar hastalarda %15-20 oranında gözlenmektedir. Kliniğimizde hastaların hiç birinde majör komplikasyon gözlenmedi. Minör komplikasyonların oranı %20-45 arasında değişmektedir (8). Bu komplikasyonlar; protez etrafından ve içinden saliva kaçağı, peristomal enflamasyon, esofageal stenoz, minör yara infeksiyonu, hematom, subkutanöz anfizem,

44 protez etrafında granülasyon dokusu, protezin yerinden çıkması, trakeoesofageal fistül migrasyonu, mantar kolonizasyonu, valvin tıkanması, hipofarengeal ve trakeostomal stenoz, disfaji ve gastrik reflüdür (8-10). Kliniğimizde en sık karşılaştığımız minör komplikasyon mantar enfeksiyonu ile ilişkili olarak protez içinden ve/veya etrafından esofageal içeriğin gelmesi idi. Literatürlerde protez içinden ve/veya etrafından saliva kaçağına %20 oranında karşılaşılmaktadır (8). Bizim olgularda bu komplikasyon oranının (%35) yüksek olmasının nedeni; protez yenilenirken hastaların ekonomik gücü göz önüne alınarak minör saliva kaçaklarında protez yenilenmeyip daha uzun süre tutularak saliva kaçağı komplikas boyutuna ulaştığında protezin yenilenmesidir. Bu durum bizde protez ömrünün neden daha uzun ( 8.5 ay) olduğunu da açıklar. Boyun diseksiyonu uygulanması boyunda venöz konjesyon ve ödem nedeniyle protezin trakeal yaprağında gömülme meydana getirerek konuşma egzersizlerine başlamayı geciktirmektedir. Bu durum konuşma egzersizlerine başlamayı 20. güne kadar uzamakla beraber geç dönemde konuşma becerisi üzerine olumsuz etki gözlenmedi. Literatürlerde de ameliyat sonrası radyoterapi komplikasyonları ve protez yaşam süresini etkilememektedir (12). Komplikasyon görülen olgular radyoterapi alıp almadıklarına göre değerlendirildiğinde, literatür ile uyumlu olarak fark görülmedi. Sonuç olarak total larenjektomi sonrası konuşamaz duruma gelen hastalara uygulanan trakeoesofageal fistül ve primer provox ses protezi tatbiki basit ve kısa sürede uygulanan, düşük açılma basıncı ile krikofarengeal myotomiye ihtiyaç duyulmaması, kendi kendini temizleme özelliği, esofageal sese oranla daha normale yakın bir ses oluşturması nedenleriyle yararlı bir ses rehabilitasyonu yöntemidir. Ayrıca radyoterapinin ve boyun diseksiyonunun uzun dönemde provox ses protezi ile konuşma üzerine olumsuz etkisi bulunmamaktadır Kaynaklar 1. Schindler JS. Vocal rehabilitation folloving laryngectomy. İn: Cummings CW. Cummings otolaryngology. Head and Neck Surgery. Elsevier Mosby, Philadelphia 2005: 2420-40. 2. Erişir F, İnci E. Vocal rehabilitation following total laryngectomy. Cerrahpaşa J Med. 2001; 32: 80-5. 3. Singer MI, Gress CD. Voice rehabilitation after laryngectomy. İn: Bailey BJ, Johnson JT, eds. Otolaryngology - Head & Neck Surgery, 4th ed. Philadelphia, PA: Lippincott Williams & Wilkins 2006: 1779-93 4. Schwandt LQ, Tjong-Ayong HJ, van Weissenbruch R, der Mei HC, Albers FW. Differences in aerodynamic characteristics of new and dysfunctional Provox 2 voice prostheses in vivo. Eur Arch Otorhinolaryngol. 2006; 263: 518-23. 5. Demir D, Süoğlu Y, Emin H, Güven M, Kiyak E. Factors that affect in situ lifetime of Provox voice prosthesis. Kulak Burun Bogaz Ihtis Derg. 2004;13: 126-31. 6. Malik T, Bruce I, Cherry J. Surgical complications of tracheo-oesophageal puncture and speech valves. Curr Opin Otolaryngol Head Neck Surg. 2007;15:117-22. 7. Omori K, Kojima H. Neoglottic vibration in tracheoesophageal shunt phonation. Eur Arch Otorhinolaryngol. 1999; 256: 501-05. 8. Starmer HM, Ishman SL, Flint PW, Bhatti NI, Richmon J, Koch W et all. Complications that affect postlaryngectomy voice restoration: primary surgery vs salvage surgery. Arch Otolaryngol Head Neck Surg. 2009;135: 1165-69. 9. A, Poissonnet G, Chamorey E, Demard F, Santini J, Peyrade F et all. Results of vocal rehabilitation using tracheoesophageal voice prosthesis after total laryngectomy and their predictive factors. Eur Arch Otorhinolaryngol. 2009 Nov 5. 10. Bauters TG, Moerman M, Vermeersch H, Nelis HJ. Colonization of voice prostheses by albicans and non-albicans Candida species. Laryngoscope. 2002; 112: 708-12. 11. Ameye D, Honraet K, Loose D, Vermeersch H, Nelis H, Remon JP. Effect of a buccal bioadhesive nystatin tablet on the lifetime of a Provox silicone tracheoesophageal voice prosthesis. Acta Otolaryngol. 2005; 125: 304-06. 12. Elving GJ, Van Weissenbruch R, Busscher HJ, Van Der Mei HC, Albers FW. The influence of radiotherapy on the lifetime of silicone rubber voice prostheses in laryngectomized patients. Laryngoscope. 2002; 112: 1680-83. 13. Dağlı Ş, Akşit M, Özdem C, Ölçer S. Total larinjektomi sonrası konuşma rehabilitasyonunda trakeoesofageal fistül ve provox ses protezi uygulaması. K.B.B. ve Baş Boyun Cerrahisi Dergisi 1993; l: 243-47.