Şubat 2007. Ankara Ticaret Odasõ. Editör Önder DOĞAN onderdogan@atonet.org.tr Tel:0312 285 95 02



Benzer belgeler
Kasõm Önder DOĞAN Tel:

Haziran Ankara Ticaret Odasõ. Editör Önder DOĞAN Tel:

TÜRK SANAYİCİLERİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ BASIN BÜROSU

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU


AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

Tüketici güveni yılın en düşük seviyesinde

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ekim 2012

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

AYDIN TİCARET BORSASI

OCAK 2019-BÜLTEN 12 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

AYDIN TİCARET BORSASI

7.26% 9.9% 10.8% 10.8% % Mart 18 Şubat 18 Mart 18 Nisan 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

EKONOMİK GELİŞMELER Mart

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE HAFTALIK GELİŞMELER

Mayıs. Sanayi sektörünün. Reel Kesimin Beklentileri İyileşti Tüketici Güveni Haziran da Zayıfladı. Kapasite Kullanımı Güçlenmeyi Sürdürdü

AYDIN TİCARET BORSASI

Kıvanç Duru 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Programı Değerlendirmesi


SAYILARLA TÜRKİYE EKONOMİSİ

AYDIN COMMODITY EXCHANGE ARALIK 2013 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ.

AYDIN TİCARET BORSASI

EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz 2013

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Şubat 2012

EKONOMİK GELİŞMELER Nisan 2013

Makroskop. Haftalõk Ekonomi ve Strateji Raporu. Mart İçeri, Pire Dõşarõ... Kurumsal Bankacõlõk Küresel Piyasalar Ekonomik Araştõrmalar ve Strateji

GSYH (Milyar TL, Cari Fiyatlarla) GSYH (Milyar $, Cari Fiyatlarla)

AYDIN TİCARET BORSASI

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE HAFTALIK GELİŞMELER

AYDIN TİCARET BORSASI

Türkiye Cumhuriyeti KATILIM ÖNCESİ EKONOMİK PROGRAM

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI

EKONOMİK GELİŞMELER. Tablo 6: Mevsimsel Düzeltilmiş İmalat Sanayi Kapasite Kullanõm Oranlarõ... 5

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

2002 YILI KATILIM ÖNCESİ EKONOMİK PROGRAMI

ARALIK 2018-BÜLTEN 11 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

Ekonomi Bülteni. 22 Mayıs 2017, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 72

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE HAFTALIK GELİŞMELER

MİLLİ GELİR VE BÜYÜME

AYDIN TİCARET BORSASI

İSTANBUL TİCARET ODASI NA KAYITLI FİRMA KURULUŞLARINDA YABANCI ORTAK ve SERMAYE DURUMU 2007 OCAK - HAZİRAN

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs 2013

EKONOMİK GELİŞMELER Mart

Mayõs Ankara Ticaret Odasõ. Editör Önder DOĞAN Tel:

Ekonomi Bülteni. 15 Mayıs 2017, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran 2013

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE HAFTALIK GELİŞMELER

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım 2013

EKONOMİK GELİŞMELER Eylül

Sanayi üretimi azaldı

2012 Nisan ayında işsizlik oranı kuvvetli bir düşüş ile 2012 Mart ayına göre 0,9 puan azalarak % 9 seviyesinde

Artış. Ocak-Haziran Oranı (Yüzde) Ocak-Haziran 2014

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE HAFTALIK GELİŞMELER

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

EKONOMİK GELİŞMELER. KALKINMA BAKANLIĞI Temmuz 2018 İÇİNDEKİLER

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ DEVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ

Ekonomi Bülteni. 22 Haziran 2015, Sayı: 16. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

100 BÜYÜK SANAYİ KURULUŞU ÖZET DEĞERLENDİRME

ŞUBAT 2019-BÜLTEN 13 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran 2012

AYDIN TİCARET BORSASI

GÜVEN ENDEKSLERİ. Kaynak: TCMB & TÜİK SANAYİ SEKTÖRÜ

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim 2013

2007 yõlõ Nisan ayõnda Cumhurbaşkanlõğõ seçimi ve Kasõm ayõnda ise genel seçimlerin

AYDIN TİCARET BORSASI

Ekonomi Bülteni. 2 Ocak 2017, Sayı: 1. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 5 Mart 2007

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 5 Ocak 2007

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Mart 2013

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 6 Şubat 2017, Sayı: 6. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Seramikten musluk taşõ, lavabo, küvet, bide, pisuar vb. porselenden Seramikten musluk taşõ, lavabo, küvet, bide, pisuar vb. diğer.

TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER

GÖSTERGELER BÜYÜME: Yıllık büyüme hızının seyri (%)

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs

ALAN YATIRIM. Migros 1Ç 2006 Sonuçları. 18 Temmuz Cirodaki Yüksek Artõş Karlõlõğõ Olumlu Etkiliyor

AYDIN TİCARET BORSASI

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE HAFTALIK GELİŞMELER

29,000 27,000 25,000 23,000 21,000 19,000

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

29,000 27,000 25,000 23,000 21,000 19,000. üstlendi

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE HAFTALIK GELİŞMELER ve GENEL GÖRÜNÜM

AYDIN TİCARET BORSASI

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

KARSAN (KARSN.IS) 12 aylõk hedef fiyat: ABDc0.68 Aylin Çorman 12/02/ ! Yeni modellerin piyasaya sürülmesiyle kapasite

Transkript:

AYLIK EKONOMİK GÖRÜNÜM Şubat 2007 Ankara Ticaret Odasõ Editör Önder DOĞAN onderdogan@atonet.org.tr Tel:0312 285 95 02

TÜRKİYE EKONOMİSİNİN GÖRÜNÜMÜ Türkiye, 2007 yõlõna, 2006 yõlõnda da çözümleyemediği temel ekonomik sorunlarõyla birlikte girdi. Seçim yõlõ olmasõnõn da etkisiyle hükümetin, temel sorunlarõn çözümünden uzak durma eğilimi de belirginleşti. Oysa Türkiye ekonomisinin yeniden istihdam yaratabilmesi, ihracata ve üretime dalyalõ sürdürülebilir bir büyüme yörüngesine girebilmesi için bir çok yapõsal düzenlemenin, zaman geçirilmeden gerçekleştirilip uygulamaya konulmasõ gerekiyor. Yoksa şimdiye kadar ödenen tüm bedeller karşõlõksõz kalacak. Geçen yõl Mayõs-Haziran aylarõnda yaşanan dalgalanma, bu yõl ve gelecek yõllarda da yaşanmasõ olasõ dalgalanmalarõn ekonomik dengeleri nasõl kõsa sürede etkilendiğini net bir şekilde ortaya koydu. Büyüklüğü 5-6 milyar dolar olarak tahmin edilen bir sõcak para çõkõşõnõn, tüm ekonomik hedefleri kağõt üzerinde bõrakabildiğini yaşadõk. Türkiye nin diğer ülkelerle arasõndaki mesafeyi azaltabilmesi için onlardan daha yüksek bir hõzda büyümesi ve yeni istihdam olanaklarõ yaratmasõ gerekiyor. Oysa, Türkiye 2007 yõlõna önceki yõllara göre yavaşlayan bir büyüme eğilimiyle girdi. Resmi işsizliğin yüzde 10 civarõnda, gerçek işsizliğin ise yüzde 20 ye yakõn seyrettiği bir dönemde ekonomideki büyümenin yavaşlatõlmasõnõn doğru bir politika tercihi olduğunu düşünmüyoruz. Türkiye nin daha yüksek oranda ve sağlam kaynaklarla büyümesi gerekiyor. Türkiye ekonomisinin karşõ karşõya bulunduğu en önemli sorunu yeniden yüzde 15 lere kadar yükselen reel faiz oluşturuyor. Türkiye nin 2000 yõlõnda uygulamaya başladõğõ IMF programlarõnõn temel amacõ yüksek reel faiz oranlarõnõ kabul edilebilir bir düzeye indirmek olarak açõklanmõştõ. Türkiye için sürdürülebilir bir reel faiz oranõ ise yüzde 5-7 olarak öngörülüyordu. Türk halkõ geride kalan ve IMF denetim-gözetiminde geçen altõ yõlda çok büyük fedakarlõklarda bulunduğu halde, hala dünyanõn en yüksek faiz oranlarõnõ ödüyor. Bu faizi, Türkiye, devletin en temel görevleri olan sağlõk, eğitim, savunma, iç güvenlik, adalet ve benzeri hizmetlerinden kõsarak karşõlõyor. 2007 yõlõna taşõnan ekonomik sorunlarõn başõnda, GSMH nin yüzde 8 ine kadar ulaşan cari işlemler açõğõ bulunuyor. Merkez Bankasõnõn, enflasyonu kontrol edebilmek adõna faiz oranlarõnõ yüksek tutmasõnõn da etkisiyle değerlenen Türk parasõ, cari işlemler açõğõnõn bu yõl da aynõ ölçüde bir kõrõlganlõk unsuru olmaya devam edeceğini gösteriyor. Türkiye, bu ölçüde yüksek bir cari işlemler açõğõnõ, yeni bir krize yakalanmadan ve GSMH büyüme hõzõnõ da düşürmeden çözebilecek mi? 2007 nin seçim yõlõ olmasõ önceki yõllarda sağlanan mali disiplinden önemli ölçüde taviz verilebileceği kaygõlarõnõ da doğurdu. Hükümet de aldõğõ kimi kararlar ve uygulamalarla bu kaygõlarõ doğruladõ. Bu nedenle, son yõllarda daralan bütçe açõğõnõn, seçim ekonomisi yüzünden artacak harcamalar ve iç borçlanma faizlerinin yüksek seyri yüzünden bu yõl yeniden yükselişe geçmesi kaçõnõlmaz gözüküyor.

BÜYÜME: KUR DALGALANDIKÇA BÜYÜME YAVAŞLADI Geçen yõlõn birinci üç aylõk döneminde yüzde 6.4, ikinci dönemde yüzde 8.8 olan GSMH büyüme oranõ üçüncü üç aylõk (Temmuz-Eylül) dönemde ise yüzde 3 e kadar geriledi. Açõklanan veriler yõlõn dördüncü üç aylõk dönemini de Türkiye nin, düşük bir büyüme hõzõyla geride bõraktõğõ gözleniyor. Geçen yõlõn ikinci yarõsõndan itibaren ekonomide başlayan yavaşlama eğilimi, Türkiye ekonomisindeki büyümenin düşük kur, ucuz ithalat ve sõcak para girişiyle sağlandõğõnõn önemli bir göstergesi de oldu. Mayõs ve haziran aylarõnda piyasalarda yaşanan dalgalanmanõn döviz kurlarõnda yarattõğõ dalgalanmaya Merkez Bankasõnõn faiz oranlarõnõ artõrarak tepki göstermesiyle büyüme hõzõ, geçen yõlõn ikinci yarõsõndan itibaren 2002 yõlõnõn ilk çeyreğinden bu yana en düşük noktaya geriledi. Üretim tarafõndan bakõldõğõnda büyüme hõzõnõn yavaşlamasõnda tarõm sektöründeki küçülmenin yanõ sõra ticaret sektöründe büyüme hõzõnõn yüzde 3.7 ye kadar inmesi belirleyici oldu. Sanayi sektörü, ihracat artõşõnõn etkisiyle diğer sektörlere göre nispeten daha yüksek bir büyüme hõzõnõ sürdürdü. Geçen yõlõn üçüncü çeyreğiyle birlikte büyüme hõzõnõn düşmesinin önemli nedenlerden birini de özel tüketim artõş hõzõndaki yavaşlama oluşturdu. Geçen yõlõn birinci üç aylõk döneminde yüzde 8.4 ikinci üç aylõk dönemde ise yüzde 10.4 oranõnda artan özel tüketim harcamalarõnda, üçüncü çeyrekteki büyüme yüzde 1.3 te kaldõ. Bunda da özellikle dayanõklõ tüketim mallarõ (otomobil-beyaz eşya vb.) talebindeki yavaşlama belirleyici oldu. Özel tüketim harcamalarõndaki artõş hõzõnõn geçen yõlõn son çeyreğinde de nispeten düşük kaldõğõ hesaplanõyor. 2006 yõlõndaki yõllõk ortalama büyümenin de yüzde 5.5 düzeyinde kaldõğõ tahmin ediliyor. BÜYÜMENİN LOKOMOTİFİ: ÖZEL TÜKETİM Geçen yõlõn ikinci yarõndan itibaren artõş hõzõ yavaşlasa da yõlõn ilk dokuz ayõnda sağlanan yüzde 5.7 oranõndaki Gayri Safi Yurt İçi Hasõla (GSYİH) büyümesinin dinamizmini, özel tüketim ve özel yatõrõm harcamalarõndaki artõş oluşturdu. Ocak-Eylül 2006 döneminde yüzde 5.6 olan GSYİH büyüme oranõna özel tüketim harcamalarõndaki artõş 4,1 puanlõk, yatõrõm harcamalarõndaki artõş ise 4,6 puanlõk katkõ yaptõ. İhracatõn katkõsõ ise 1.8 puanda kaldõ. Stoklardaki artõş (2.4 puan) ve ithalat ise (3,3 puan) büyüme oranõnõ aşağõ çekti.

TALEP UNSURLARINDAKİ GELİŞMELER (%) Yõllõk 2006 2005 2006 2004 2005 I.Ç. II.Ç. III.Ç. 9 Aylõk 9 Aylõk Toplam Tüketim 10,1 8,1 8,4 11,1 2,3 6,2 6,9 Kamu 0,5 2,4 8,1 18,0 15,4 3,8 14,2 Özel 32,4 8,8 8,4 10,4 1,3 6,4 6,2 Sabit Sermaye Yat. -4,7 24,0 30,8 11,5 9,4 20,9 15,7 Kamu 14,8 25,9 34,5-11,4-5,6 34,0 2,2 Özel -24,4 23,6 30,4 15,4 13,0 18,9 18,8 Stok Değişimi.(1) -3,2-2,5-4,0 0,4-2,4-1,2-2,0 Top. Nihai Y.İçi Talep 45,5 12,1 13,8 11,2 4,2 9,8 9,3 Toplam Yurt İçi Talep 60,3 8,8 8,8 10,4 1,7 7,9 6,8 Net Mal ve Hizm. İhr. 15,3-1,7-3,1-3,8 1,8-1,5-1,4 Mal ve Hizmet İhracatõ 12,5 8,5 2,9 3,4 5,7 7,7 4,1 Mal ve Hizmet İthalatõ 24,7 11,5 8,2 9,5 1,7 10,2 6,6 GSYİH(Harcama) 9,0 7,4 6,5 7,8 3,4 6,7 5,7 Talep bileşenleri, GSYİH deki büyümenin özel sektör kaynaklõ olduğuna işaret ediyor. Geçen yõlõn ilk yarõsõndaki yüzde 5.6 lõk GSYİH büyümesinin yaklaşõk 4.7 puanõnõn özel sektörden kaynaklandõğõ belirlendi. Kamunun tüketim ve yatõrõmlarõnõn GSYİH büyümesine katkõsõ ise 1 puan civarõnda kaldõ. Büyümenin, özel nihai tüketim ve özel yatõrõm kaynaklõ (toplam yurt içi özel talep) olmasõ hem özel sektör firmalarõnõn, hem de ailelerin borç dağlarõ biriktirmesine yol açtõ. Yurt içi talepteki büyümeye paralel olarak tasarruf oranõ da hõzla azalõyor. Özel tüketim harcamalarõnõn harcanabilir gelire 2002 yõlõnda yüzde 73.6 olan oranõnõn 2006 da yüzde 86.3 e kadar yükseldiği tahmin ediliyor. Aynõ dönemde tasarruf oranõnõn ise yüzde 26.4 ten yüzde 13.7 ye kadar düştüğü izleniyor. Buna göre 2006 yõlõnda özel kesim gelirinin her 86 lirasõnõ harcarken sadece 14 lirasõnõ tasarruf edebildi. Özel kesimin harcanabilir geliri 2005 yõlõnda reel olarak yüzde 1.3 oranõnda artarken, tüketim yüzde 11 büyüdü. 2006 yõlõnda ise gelirinin yüzde 4, tüketiminin ise yüzde 7.6 oranõnda büyüdüğü tahmin ediliyor. Özel tasarruf oranõnõn bu ölçüde düşük bir düzeye gerilemesi, Türkiye ekonomisinin yatõrõmlar için giderek daha fazla dõş borçlanmaya gitmesine yol açõyor. Üretim tarafõndan bakõldõğõnda ise geçen yõlõn dokuz ayõndaki büyümeye sanayi sektörü 2.2 puanlõk hizmetler sektörü 2 puanlõk. İnşaat sektörü 0.8 puanlõk katkõ yaparken, tarõm sektörü geçen yõlõn ilk dokuz ayõnda büyümeye herhangi bir katkõ sunamadõ. Büyüme oranõnõn 1 puana yakõn kõsmõnõn (0.8 puan) tek başõna ithalat vergilerindeki artõştan kaynaklandõğõna dikkat çekmek gerekiyor.

İç talep kaynaklõ büyüme modeli, ucuz kurla birleşince Türkiye yi ithalata dayalõ bir büyüme noktasõna getirdi. Bu nedenle de büyüme ülkenin istihdamõna tam olarak yansõmadõ. Dolayõsõyla da yüksek büyüme hõzlarõna rağmen işsizlik oranõ 2001 krizinden sonra çõktõğõ yüzde 10 lu düzeyden fazla aşağõya inemedi. SEKTÖREL BÜYÜME HIZLARI (%) Yõllõk 2006 2005 2006 2004 2005 I.Ç. II.Ç. III.Ç. 9 Aylõk 9 Aylõk Tarõm 2,0 5,6 5,4-1,6-2,0 7,3-1,2 Sanayi 9,4 6,5 4,5 10,8 6,4 5,3 7,3 İmalat 10,1 6,1 4,0 11,0 5,9 5,0 7,1 Hizmetler 10,2 8,2 7,5 7,3 4,1 7,3 6,2 İnşaat 4,6 21,5 27,1 14,7 20,0 24,3 20,1 Ticaret 12,8 7,4 7,0 7,5 3,7 6,5 5,9 Ulaştõrma 6,8 8,8 3,3 5,2 0,9 6,5 3,0 İthalat 26,2 12,2 15,4 13,4 3,2 10,8 10,4 GSYİH 8,9 7,4 6,5 7,8 3,4 6,7 5,6 GSMH 9,9 7,6 6,4 8,8 3,0 6,8 5,7 DÜŞÜK KUR MİLLİ GELİRİ NASIL ŞİŞİRDİ Uluslararasõ karşõlaştõrmalar açõsõndan ülkelerin milli geliri, kişi başõna gelirleri ve benzeri ekonomik büyüklükleri dolar cinsinden ifade ediliyor. Bu nedenle de ülkelerin para birimlerinin dolar karşõsõndaki değeri, bu tür ekonomik göstergeler açõsõndan büyük önem taşõyor. 2002 yõlõndan sonraki beş yõllõk dönemde Türkiye ekonomisinde birikimli olarak (2006 da yüzde 6 büyüme yaşandõğõ varsayõmõyla) yüzde 32.7 oranõnda bir büyüme yaşanmõş olmasõna rağmen dolar cinsinden milli gelirde ise yüzde 116 civarõnda bir büyüme yaşandõğõ hesaplanõyor. (2002 yõlõnda 181,9 milyar dolar düzeyinde bulunan GSMH nin 2006 yõlõnda 391 milyar dolara çõktõğõ tahmin ediliyor) Türk Lirasõ ve dolar cinsinden büyüme oranlarõnda bu ölçüde büyük bir fark bulunmasõ dolar kurundan kaynaklandõ. Türkiye İstatistik Kurumu nun (TÜİK) GSMH hesaplamalarõnda kullandõğõ ithalat ağõrlõklõ dolar kuru 2000 yõlõnda 1.5205 YTL düzeyinde bulunuyordu. 2006 yõlõnda ise söz konusu dolar kuru 1.4404 olarak gerçekleşti. Döviz kurundaki bu düşüş nedeniyle milli gelir dolar cinsinden çok daha yüksek büyüdü. Devlet Planlama Teşkilatõ, Türk Lirasõnõn değerlenmesi yada değer kaybetmesinin etkisinden arõndõrmak için 1998 yõlõ sabit fiyatlarõyla ve 1998 yõlõ dolar kuruyla GSMH ve kişi başõna gelir hesaplõyor. Mevcut dolar kurlarõyla hesapladõğõmõzda 2002 yõlõnda 180.9 milyar dolar olan Türkiye nin milli gelirinin 2006 yõlõnda 391.2 milyar dolara yükseldiği tahmin ediliyor. Oysa DPT nin 1998 sabit fiyatlarõyla ve dolar kuruyla yaptõğõ hesaplamaya göre ise 2002 yõlõnda 201.3 milyar dolar olan GSMH, 2006 yõlõnda 267.2 milyar dolara çõktõ. Cari kurlarla 2003-2006 yõllarõnõ kapsayan dört yõlda milli gelirde 210.3 milyar dolarlõk artõş yaşandõğõ hesaplanõyor. Oysa sabit kurla yapõlan hesaplamaya göre artõş 65.9 milyar dolar düzeyinde bulunuyor. Döviz kurundaki düşüş diğer bir ifadeyle Türk Lirasõnõn değerlenmesi dolar cinsinden GSMH de 123.9 milyar dolarlõk sanal bir artõş yaşanmasõna yol açtõ.

Dolar kurundaki bu gelişmenin etkisi kişi başõna gelirde de kendisini gösterdi. Cari kurla 2002 yõlõnda 2 bin 598 dolar olarak gerçekleşen kişi başõna gelir 2006 yõlõnda 5 bin 390 dolara kadar yükseldi. 1998 yõlõ fiyatlarõyla ve dolar kuruyla ise kişi başõna gelir bu dönemde 2 bin 891 dolardan 3 bin 660 dolara çõktõ. Cari kurla 2002-2006 yõllarõ arasõnda kişi başõna gelir 2 bin 793 dolar arttõ. 1998 sabit kurlarõyla artõş ise 769 dolarda kaldõ. Düşük kur kişi başõna geliri 1.654 dolar daha fazla artõrdõ. Kişi Başõna Gelir ( Cari ve sabit kurla; dolar) 6.000 5.500 5.000 4.500 4.000 3.500 3.000 2.500 2.000 5.391 5.008 4.172 3.255 3.660 3.015 3.255 3.057 3.383 2.718 2.891 3.261 3.496 2.965 2.598 3.014 2.879 2.123 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 Cari Kurla 1998 Sabit Kuruyla CARİ VE 1998 SABİT KURLARIYLA GSMH (Milyar dolar) 400,0 350,0 360,9 391,2 300,0 250,0 200,0 150,0 100,0 299,5 267,2 206,6 239,2 194,0 206,2 201,3 186,6 252,1 234,3 206,6 180,9 213,2 185,3 200,0 145,7 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 Cari kurla Sabit Kurla Ayrõca döviz kurunu enflasyon oranõ kadar artõrarak yapõlan hesaplamalarda bu açõdan çarpõcõ sonuçlar veriyor. Eğer 2002 yõlõndan sonra kur ortalama enflasyon (TÜFE) oranõnda artsaydõ 2006 yõlõ için ortalama 1 dolar=2.41 YTL ye yakõn bir kur oluşmasõ gerekecekti. Bu düzeyde bir kurla ise 2006 yõlõ için GSMH 233.7 milyar dolar, kişi başõna gelir ise 3 bin 202 dolar olarak hesaplanõyor.

İSTİHDAM: TARIMDAN KOPAN NÜFUSA İŞ YOK Türkiye ekonomisi 2003-2006 yõllarõnõ kapsayan son dört yõlda yõllõk ortalama yüzde 7.3 civarõnda bir GSMH büyüme hõzõ sergilerken, istihdamdaki ortalama artõş ise yüzde 1.1 civarõnda kaldõ. Yüksek ithalat, verimlilik artõşõ, tarõm sektöründen nüfusun çözülüşü gibi nedenlerle istihdam artõşõ sõnõrlõ kaldõ. Büyümenin aynõ oranda istihdam yaratamamasõnda tarõm sektöründeki çözülme etkili olsa da Türk Lirasõndaki değerlenme ve faiz oranlarõnõn önceki yõllara göre nispeten düşük seyretmesinin özel sektör kuruluşlarõnõ daha fazla sermaye yoğun üretime yöneltmesinin büyük rolü bulunuyor. Türkiye nin giderek daha fazla aramalõ ve tüketim malõ ithalatçõsõ konumuna gelmesi sanayi sektöründe istihdam artõşõnõ sõnõrlayan önemli bir etken olarak varlõğõnõ sürdürüyor. İstihdam üzerindeki kamu yükünün çok yüksek bir düzeyde seyretmesi de istihdam artõşõnõ sõnõrlayan önemli bir neden olarak duruyor. TÜİK in aylõk olarak açõkladõğõ verilere göre işsizlik geçen yõl kasõm ayõnda (Ekim-Kasõm- Aralõk aylarõnõn ortalamasõ) yüzde 9.6 olarak gerçekleşirken, tarõm dõşõ sektörlerdeki işsizlik yüzde 12.2 oldu. Kentlerde işsizliğin yüzde 11.7 yle çift haneli oranlarda gezdiği geçen yõl kõrsal kesimdeki işsizlik ise ücretsiz aile işçiliği tanõmõ sayesinde yüzde 6.5 olarak hesaplandõ. Kõrsal kesimde çalõşabilir yaştaki bireylerin önemli bir bölümünün ücretsiz aile işçisi olarak sõnõflandõrõlmasõ işgücü ve istihdam rakamlarõnõ büyütürken, işsizlik oranõnõ da küçültüyor. Büyüme-İşsizlik ve Enflasyon (%) Enflasyon Büyüme İşsizlik İşsiz Sayõsõ (TÜFE) (GSMH) Oranõ (*) 1997 99,2 8,3 7,2 1.643 1998 69,7 3,9 6,7 1.615 1999 68,8-6,1 7,4 1.715 2000 39,0 6,3 6,5 1.497 2001 68,5-9,5 8,4 1.967 2002 29,7 7,9 10,3 2.464 2003 18,4 5,9 10,5 2.493 2004 9,4 9,9 10,3 2.498 2005 7,7 7,6 10,3 2.520 2006 9,7 6,0 9,8 2.344 (*) Yõllõk ortalama TÜİK in aylõk olarak hesapladõğõ işsizlik oranõ yõllõk ortalama bazda ise yüzde 9.8 olarak gerçekleşti. Türkiye ekonomisinin geçen yõl ortalam 300 bin kişiye yeni iş olanağõ sağlayabildiği hesaplandõ. TÜİK in işgücü istatistiklerine göre geçen yõl Türkiye de toplam istihdam yüzde 1,3 oranõnda arttõ. İmalat sanayi sektöründe istihdamõn yüzde 2,6

arttõğõ geçen yõl istihdam tarõmda yüzde 6 daraldõ, diğer sektörlerin istihdamõ ise yüzde 5.1 oranõnda genişledi. İŞSİZLİK: GERÇEĞİ ARTIYOR İstihdamõn Sektörel Dağõlõmõ (Bin kişi) (*) Toplam Tarõm İmalat Sanayi Diğer 2000 21.580 7.769 3.638 10.173 2001 21.524 8.089 3.581 9.854 2002 21.354 7.458 3.731 10.165 2003 21.147 7.165 3.663 10.319 2004 21.791 7.400 3.801 10.590 2005 22.046 6.493 4.084 11.469 2006 22.346 6.098 4.191 12.057 (*)Yõllõk ortalamalar Son bir yõlda tarõm sektöründe istihdam yaklaşõk 400 bin kişi azaldõ. İmalat sanayini 113 bin, diğer sektörler ise 588 bin kişiye yeni iş olanağõ yaratabildi. Tarõmda çalõşanlarõn azalmasõ, imalat sanayinde istihdam artõşõnõn sõnõrlõ kalmasõ, Türkiye nin istihdam sorununu çözümünü inşaat ve hizmetler gibi sektörlerin üzerine bõraktõ. TÜİK in uluslararasõ standartlara göre belirlediği işgücü istatistiklerinde, işsiz olduğu halde herhangi bir şekilde iş aramayanlar (küskünler) ve mevsimlik çalõştõğõ için o mevsimde çalõşmayanlar işgücüne dahil edilmiyor, dolayõsõyla işsiz olarak kabul edilmiyorlar. Bunlarõ da işgücüne ve işsizlere dahil ettiğimizde TÜİK in 2006 yõlõ için 2.5 milyon kişi olarak tahmin ettiği işsiz sayõsõ 4.9 milyona kadar yükseliyor. Yüzde 10 civarõnda seyreden resmi işsizlik oranõ, iş aramadõğõ için işsiz sayõlmayanlarla mevsimlik çalõşanlar da dahil edildiğinde yüzde 18.1 e kadar yükseliyor. 2003 yõlõndan sonra resmi işsizlik oranõ azalõrken, gerçek işsizlik oranõ artõyor. 2003 yõlõnda ortalama yüzde 10.5 olan işsizlik oranõ, 2006 yõlõna kadar 0.8 puan düştü. Oysa 2003 yõlõnda yüzde 17 olan gerçek işsizlik oranõ ise bu dönemde 1.1 puan artõş kaydetti. Resmi ve Gerçek İşsizlik (*) Resmi İşsizler (Bin kişi) İşsiz Sayõlmayanlar (Bin kişi) Gerçek İşsizler (Bin Kişi) Resmi İşsizlik Oranõ (%) Gerçek İşsizlik Oranõ(%) 2000 1.497 1.738 3.235 6,5 13,0 2001 1.967 1.826 3.793 8,4 15,0 2002 2.464 1.833 4.297 10,3 16,8 2003 2.493 1.839 4.332 10,5 17,0 2004 2.498 1.687 4.185 10,3 16,1 2005 2.520 2.195 4.715 10,3 17,6 2006 2.442 2.491 4.933 9,8 18,1 (*)Yõllõk ortalamalar

Gerçek işsizlik oranõndaki artõş, tarõm sektöründen yaklaşõk 400 bin kişinin koptuğu ve işgücüne her yõl 800-900 bin kişinin katõlmasõ gereken ekonomide, 300 bin kişiye istihdam sağlanarak işsizliğin düştüğünü gösteren TÜİK istatistiklerinin metodolojisinin sorgulanmasõ gerektiğini de ortaya koyuyor. Bu arada, çok kõsa bir süre çalõşan ancak bir iş bulsa daha uzun üre çalõşmaya hazõr olanlarla, kendi mesleğini yapmadõğõ için çalõşõrken bir yandan yeni iş arayanlarõn oluşturduğu eksik istihdamla gerçek işsizlik oranlarõyla birlikte değerlendirdiğimizde Türkiye deki çalõşabilir durumdaki her 100 kişiden 21 inin atõl konumda bulunduğu ortaya çõkõyor.

SANAYİ ÜRETİMİ VE BÜYÜME TAHMİNLERİ Sanayi sektörünün toplam üretimi geçen yõl yüzde 6 oranõnda büyüme kaydetti. 2004 yõlõndaki yüzde 9.8 in oldukça altõnda kalan 2006 yõlõ sanayi üretim artõş hõzõ, yõlõn son aylarõndaki yavaşlamaya rağmen 2005 yõlõndaki düzeyinin üzerine çõktõ. 2005 yõlõnda üretim artõşõ yüzde 5.4 olarak gerçekleşmişti. 2006 yõlõnda üretim artõşõnõ kamçõlayan sektörlerin başõnda makine ve teçhizat, ana metal, elektrikli makine ve cihazlar, kimyasal maddeler, motorlu taşõt araçlarõ, gõda ve içecek, metalik olmayan mineraller gibi alt sektör geldi. Sanayi üretimindeki yüzde 6 lõk artõşõn tek başõna 1.1 puanõnõ makine ve teçhizat, 0.9 puanõnõ ana metal, 0.8 puanõnõ elektrikli makine ve cihazlar, 0.8 puanõnõ kimyasal maddeler, 0.5 puanõnõ motorlu taşõt araçlarõ, 0.6 puanõnõ gõda ve içecek, 0.5 puanõnõ metalik olmayan mineraller üretimindeki artõş oluşturdu. Sanayi Üretimindeki Değişim (%) 2004 2005 2006 TOPLAM SANAYİ 9,8 5,4 6,0 MADENCİLİK 4,0 13,8 4,3 -Kömür.linyit, -6,6 33,3 6,1 -Ham doğal gaz 0,5 8,5-13,0 -Metal cevheri 0,6 8,8 22,0 -Diğer Madencilik 20,1-1,9 5,9 İMALAT SANAYİİ 10,4 4,8 5,8 -Gõda ürünleri ve içecek imalatõ -0,4 6,2 6,0 -Tütün ürünleri imalatõ -21,2 13,2 14,0 -Tekstil ürünleri imalatõ -1,4-11,8-1,2 -Giyim eşyasõ imalatõ 3,5-12,5-5,0 -Derinin işlenmesi, bavul el çantasõ vb. 11,7-19,0 13,0 -Ağaç ve mantar ürünleri imalatõ (Mobilya hariç) 17,2 15,8 11,8 -Kağõt ve kağõt ürünleri 2,4 4,9-3,9 -Basõm ve yayõm imalatõ 34,0 0,9 4,2 -Kok kömürü, rafine edilmiş petrol ürünleri -4,6-0,1 2,3 -Kimyasal madde ve ürünlerin imalatõ 16,1 6,3 8,4 -Plastik-kauçuk ürünleri imalatõ 12,8 19,8-11,8 -Metalik olmayan diğer mineral ürünlerin 9,2 10,3 7,7 -Ana metal sanayi 11,6 3,4 11,3 -Metal eşya sanayi, makine ve teçhizat hariç 9,4 32,0 10,3 -B.y.s. makine ve teçhizat imalatõ 31,0 1,2 21,1 -Büro, muhasebe ve bilgi işlem makineleri 79,3 23,3 121,0 -B.y.s. elektrikli makine ve cihazlarõn -4,6 17,3 28,0 -Radyo,TV, haberleşme teçhizatõ ve cihazlarõ 34,9 4,8-15,9 -Tõbbi,hassas ve optik aletler, saat imalatõ 12,9 38,0 1,4 -Motorlu kara taşõtõ,römork ve yarõ römork 53,3 9,6 9,7 -Diğer ulaşõm araçlarõnõn 2,5-7,4 41,1 -Mobilya imalatõ, b.y.s. diğer -3,7 40,3 5,2 ELEKTRİK. GAZ SU 6,8 7,6 8,8

Söz konusu yedi alt sektörün üretim artõşõna toplam katkõsõ 5.2 puanõ buldu. Sanayi üretiminin lokomotifi olan söz konusu sektörlerin geçen yõl ihracatlarõnda da aynõ eğilim gözlendi. Makine sektörünün ihracatõ geçen yõl yüzde 22.9, elektrik elektronik sektörünün ihracatõ yüzde 18.7, motorlu taşõt araçlarõ ihracatõ yüzde 22.9, demir ve demir dõşõ metallerin ihracatõ yüzde 31.3 olarak gerçekleşti. Bu gelişme, ucuz kur yüzünden ithalatõn ağõr rekabetiyle karşõ karşõya bulunan Türk sanayisinin, büyümesini ancak ihracat olanaklarõna bağlõ olarak sürdürebildiğini gösteriyor. Buna karşõlõk, hem iç piyasada hem de dõş piyasada ucuz Çin ve diğer Uzakdoğu ülkelerinin ürünleriyle rekabet etmek zorunda bulunan giyim eşyasõ, tekstil, plastik-kauçuk gibi alt sektörlerin ise üretimde azalõş yaşandõ. SANAYİ SEKTÖRÜNÜN BÜYÜMEYE KATKISI 2006 yõlõnda yaşanan yüzde 6 oranõndaki sanayi üretimi artõşõnõn GSMH büyüme hõzõna yaklaşõk 2 puanlõk bir katkõ yapmasõ bekleniyor. Sanayi sektörünün GSMH içerisindeki ağõrlõğõ yüzde 30 düzeyinde seyrediyor. TÜİK 2006 yõlõ GSMH sonuçlarõnõ 2 Nisan 2007 de açõklayacak. 2006 yõlõnõn birinci üç aylõk döneminde yüzde 6.4, ikinci üç aylõk döneminde yüzde 8.8 ve üçüncü üç aylõk döneminde de yüzde 3 oranõnda büyüyen GSMH nin, dördüncü üç allõk dönemde de yine aynõ düzeyde arttõğõ tahmin ediliyor. Yõlõn son çeyreğinde sanayi üretiminin geçen yõlõn aynõ dönemine göre yüzde 5.2 yle üçüncü üç aylõk dönemdekiyle yaklaşõk aynõ düzeyde kalmasõ, Aralõk 2007 de ithalatta yaşanan azalma, bazõ dayanõklõ tüketim mallarõnõn iç pazardaki satõşlarõnda yaşanan yavaşlama, tüketici kredilerinin eğilimi büyüme hõzõnõn, yüzde 3-4 civarõnda kalmõş olabileceğine işaret ediyor. BÜYÜME SENARYOLARI Hükümet 2006 yõlõna girerken yüzde 5 oranõnda bir büyüme hedeflemişti. Ancak Ekim ayõnda büyüme hedefi yüzde 6 olarak revize edildi. 2006 yõlõndaki büyüme oranõ her koşulda geçen yõlki yüzde 7.6 oranõnõn altõnda kalacak. Eğer geçen yõlõn dördüncü üç aylõk dönemde Türkiye ekonomisi üçüncü üç ayda olduğu gibi yüzde 3 büyürse yõllõk ortalama büyüme hõzõ yüzde 5.1 olarak gerçekleşecek. Dördüncü çeyrekteki büyüme oranõ yüzde 5 olursa yõllõk büyüme hõzõ yüzde 5.6 olarak gerçekleşecek. -Hükümetin, yüzde 6 olan en son büyüme tahmininin gerçekleşmesi ise dördüncü çeyrekte büyüme oranõnõn yüzde 6,8 e yükselmesine bağlõ bulunuyor. BÜYÜME OLASILIKLARI 4. çeyrekte büyüme sõfõr olursa 2006 yõllõk büyüme yüzde 4,3 4. çeyrekte büyüme yüzde 3 olursa 2006 yõllõk büyüme yüzde 5,1 4. çeyrekte büyüme yüzde 5 olursa 2006 yõllõk büyüme yüzde 5,6 2006 büyüme hõzõnõn yüzde 6 olmasõ için Büyüme 4. çeyrekte yüzde 6.8 olmalõ 2006 büyüme hõzõnõn yüzde 7.6 olmasõ için Büyüme 4. çeyrekte yüzde 13.2 olmalõ

ÖDEMELER DENGESİ : YİNE REKOR CARİ AÇIK Türkiye, kriz sonrasõnda yeniden kõsa vadeli yabancõ sermayenin yoğun olarak yatõrõm yapmaya başladõğõ bir ülke olmaya başladõ. Bu gelişmenin yarattõğõ döviz bolluğu yüzünden Türk lirasõ değerlenerek ithal mallara olan talebi artõrõrken cari işlemler açõğõnõ da hem tutar hem de milli gelire oran olarak tarihi rekorlara çõkardõ. 2006 yõlõnda 31 milyar 316 milyon dolara kadar yükselen cari işlemler açõğõ bir önceki yõla göre yüzde 37.2 artarken, 2002 yõlõndaki düzeyinin ise yaklaşõk 20 kat üzerine çõktõ. Bu gelişme sadece dõş ticaret açõğõndaki patlamadan değil hizmetlerden sağladõğõ net gelirlerdeki azalmadan da kaynaklandõ. 2002 yõlõyla 2006 yõllarõ arasõnda Türkiye nin bavul ticareti dahil ihracatõ (FOB) 1.3 kat artarken, altõn dahil ithalat artõşõ 1.8 katõ buldu. Dolayõsõyla dõş ticaret açõğõ 4.5 kat arttõ. 2002 yõlõnda 40 milyar dolar olan ihracat (FOB) 2006 yõlõnda 91.5 milyar dolara kadar çõkarken, aynõ dönemler itibariyle ithalat 47.4 milyar dolardan 131.5 milyar dolara ulaştõ. Dõş ticaret açõğõnõn 4.5 kat arttõğõ 2002-2006 yõllarõ arasõnda Türkiye nin hizmetler dengesindeki fazla ise sade 0.7 katlõk bir artõş kaydetti. 2002 yõlõnda 7.9 milyar dolar olan hizmetler dengesindeki fazla 2006 yõlõnda 13.5 milyar dolarda kaldõ. 2002 yõlõnda Türkiye, hizmetlerden sağladõğõ döviz fazlasõyla dõş ticaret açõğõnõn tümünü finanse edebilecek bir yapõya sahipti. 2006 yõlõnda ise hizmetler dengesinde verilen fazla dõş ticaret açõğõnõn sadece yüzde 33.9 unu karşõlayabildi. Hükümet 2006 yõlõ için başlangõçta 22 milyar dolarlõk bir cari işlemler açõğõ tahmini yapmõştõ. Daha sonra söz konusu tahmin 30.7 milyar dolara çõkarõlmõştõ. 2006 yõlõ cari işlemler açõğõ başlangõçtaki tahminin 9.3 milyar dolar, daha sonra yapõlan tahminin de 600 milyon dolar üzerine yükseldi. Cari İşlemler Dengesi(Milyon Dolar) 2002 2003 2004 2005 2006 Değ(%) Cari işlemler Dengesi -1.524-8.036-15.604-22.824-31.316 37,2 İhracat (FOB) 40.124 51.206 67.047 76.950 91.550 19,0 İthalat (FOB) -47.407-65.216-90.925-110.466-131.484 19,0 I.Dõş Ticaret Dengesi -7.283-14.010-23.878-33.516-39.934 19,1 Hizmet gelirleri 14.025 17.945 22.928 26.463 24.307-8,1 Hizmet giderleri -6.146-7.441-10.144-11.426-10.768-5,8 II.Hizmetler Dengesi 7.879 10.504 12.784 15.037 13.539-10,0 Yatõrõm gelirleri 2.486 2.246 2.651 3.684 4.472 21,4 Yatõrõm giderleri -7.042-7.803-8.288-9.483-11.080 16,8 III.Yatõrõm Dengesi -4.556-5.557-5.637-5.799-6.608 14,0 Cari Transferler(NET) 2.436 1.027 1.127 1.454 1.687 16,0 Cari açõk/gsmh -0,8-3,3-5,2-6,3-8,0

Böylece Türkiye AKP iktidarõyla geçen son dört yõlda Türkiye toplam 77.8 milyar dolarlõk cari işlemler açõğõ verdi. (Önceki 80 yõlda verilen açõk 57 milyar dolar) 2007 yõlõnca cari işlemler açõğõnõn 30.4 milyar dolar olacağõ tahmin ediliyor. Böylece beş yõllõk AKP iktidarõ dönemindeki toplam cari işlemler açõğõ 108 milyar dolara ulaşacak. 2005 yõlõnda yüzde 6.3 olan cari işlemler açõğõnõn milli gelire (GSMH) oranõ 2006 yõlõnda ise yüzde 8 e kadar çõktõ. Cari açõğõn GSMH ye oranõ 2002 yõlõnda yüzde 0.8 düzeyinde kalmõştõ. DÖVİZ GELİR VE GİDERLERİ (Milyon dolar) 160,0 140,0 120,0 100,0 80,0 60,0 40,0 131,4 153,3 109,4 122,0 80,5 108,6 60,6 93,8 59,1 72,4 2002 2003 2004 2005 2006 Döviz Geliri Döviz Gideri ÖDEMELER DENGESİNİN FİNANSMANI 2006 yõlõnda cari işlemler açõğõ 31.3 milyar dolarla tahminlerin altõnda kalõrken, cari açõğõn finansman gereksinimi ise 34.1 milyar dolara ulaştõ. Cari açõğõn GSMH ye oranõ yüzde 8 de kalõrken, açõğõn finansman gereksiniminin GSMH ye oranõ ise yüzde 8.7 düzeyinde gerçekleşti. Açõğõn finansman gereksinimi, cari işlemler açõğõ tahminleriyle aynõ noktada oluştu. Türkiye, geçen yõl ki rekor cari işlemler açõğõnõ güçlü seyreden sermaye akõmlarõ sayesinde finanse etti. Özellikle 18.9 milyar dolara ulaşan doğrudan net yabancõ sermaye girişleri ve özel sektörün 20.9 milyar dolarõ aşan net dõş borçlanmasõ yüksek düzeydeki cari açõğõn finansmanõnõ kolaylaştõrõrken bir yandan da Merkez Bankasõ ve ticari bankalarõn 16.4 milyar dolarlõk rezerv biriktirmelerine neden oldu. Ancak Türkiye nin cari işlemler açõğõnõ geçen yõl sorunsuz finanse ettiği görüşlerine katõlmak mümkün gözükmüyor. Türkiye bu yüksek cari işlemler açõğõnõ finanse edebilmek için, mayõs ve haziran aylarõnda yaşanan döviz çõkõşõnõ engelleyebilmek amacõyla, Türk Lirasõnõn nominal ve reel faiz oranlarõnõ dünyanõn en yüksek düzeyine çõkarmak zorunda kaldõ. Türk Lirasõ faiz oranlarõnõn bu günkü düzeyinde cari işlemler açõğõnõn yarattõğõ kõrõlganlõğõn önemli bir rolü bulunuyor. Giderek de Türkiye nin yüksek cari işlemler açõğõ sorununu yumuşak bir geçişle çözebilme olanağõ azalõyor.

2006 yõlõnda Türkiye ye doğrudan yatõrõm, portföy yatõrõmõ, borçlanma ve mevduat gibi yollarla toplam 55 milyar dolarlõk bir giriş yaşandõ. Bu girişin 32.4 milyar dolarlõk kõsmõnõ dõş borç yaratan fonlar oluşturdu. 22.6 milyar dolarõ ise doğrudan yabancõ sermaye ve Hazine iç borçlanma kağõtlarõna yatõrõm için gelen bu nedenle de dõş borç yaratmayan fonlardan kaynaklandõ. 2006 yõlõnda Türkiye ye yönelik net sõcak para girişi ise 10.5 milyar dolar olarak hesaplandõ. Ödemeler Dengesinin Finansmanõ(Milyon dolar) 2005 2006 1. Cari İşlemler Dengesi -22.824-31.316 2. Net Hata Noksan 2.342-2.736 I. Toplam Finansman İhtiyacõ (1+2) -20.482-34.052 II. Finansmanõn Kaynaklarõ (A+B+C) 20.482 34.052. A) Sermaye hareketleri (net) 44.024 54.955 -Doğrudan yabancõ yatõrõm(net) 8.735 18.863 - Portföy yatõrõmlarõ 13.437 7.049 * Hükümet tahvil ihracõ (net) 3.417 3.334 * Bankalarõn tahvil ihracõ (net) -350 0 * Yabancõlarõn Türkiye'de menkul alõmõ 11.603 8.068 * Yerleşiklerin yurt dõşõnda menkul alõmõ -1.233-4.353 - Krediler (IMF kredileri hariç) 20.449 26.165 * Genel hükümet -2.165-712 * Bankalar 9.248 6.011 * Diğer sektörler 13.366 20.866 - Mevduat 489 4.622 - Diğer 914-1.744. B) IMF kredileri -5.353-4.511. C) Rezerv değişimi (- artõş) -18.189-16.392 - Bankalar döviz varlõklarõ -342-10.278 - Resmi rezervler -17.847-6.114 Sermaye hareketlerinin türü (IMF Kredileri hariç-net hata noksan dahil) Dõş borç yaratanlar 24.919 32.377 Dõş borç yaratmayanlar 19.105 22.578 Dõş varlõk artõşõ (- artõş) -2.311-5.287 Sõcak para(net hata noksan dahil) 18.292 7.776 Sõcak para(net hata noksan hariç) 15.950 10.512

DIŞ BORÇ STOKU:YENİDEN ÇOK BORÇLULUĞA GİDEN YOL Türkiye, 2003-2006 yõllarõnõ kapsayan son beş yõlda 77.8 milyar dolarlõk cari işlemler açõğõ verirken, bunun en önemli sonucu dõş borçlardaki yükseliş oldu. Toplam 25.5 milyar dolarlõk cari işlemler açõğõ verilen geçen yõlõn ilk dokuz aylõk döneminde dõş borç stokundaki büyüme ise 28 milyar dolarõ buldu. Dõş borç stokunun 2005 yõlõnda yüzde 47.4 e kadar gerileyen GSMH'ye oranõ ise yüzde 50.8 le yeniden kritik noktaya yükseldi. Dõş borcun GSMH ye oranõnõn yüzde 50 nin üzerinde seyretmesi çok borçluluk ölçütlerinden biri olarak değerlendiriliyor. Dõş Borç Stoku (Milyon dolar) Kamu Merkez Bankasõ Özel Stok 1996 40.192 12.373 26.821 79.386 1997 38.918 11.757 33.560 84.234 1998 39.737 12.978 43.549 96.264 1999 42.526 10.998 49.602 103.125 2000 48.621 14.082 55.801 118.503 2001 46.110 24.343 43.139 113.592 2002 63.617 21.995 44.393 130.005 2003 69.503 24.364 50.972 144.839 2004 73.825 21.401 67.006 162.231 2005 68.172 15.417 86.940 170.529 2006 Eylül 68.660 15.518 114.083 198.261 Bir yandan da dõş borç stokunda kõsa vadeli borçlarõn payõ yükselmeye devam ediyor. 2002 yõlõnda yüzde 12.6 ya kadar gerileyen kõsa vadeli borçlarõn dõş borç stoku içerisindeki payõ 2005 yõlõ sonunda yüzde 22.4 e çõktõ. Geçen yõl Eylül sonunda ise yüzde 21.9 oldu. Dõş Borç Stoku (Milyon dolar) Kõsa Vade Orta-Uzun Stok Dõş Borç/GSMH 1996 17.072 62.314 79.386 43,2 1997 17.691 66.543 84.234 43,8 1998 20.774 75.490 96.264 46,6 1999 22.921 80.204 103.125 55,7 2000 28.301 90.202 118.503 59,3 2001 16.403 97.189 113.592 78,0 2002 16.424 113.581 130.005 71,9 2003 23.013 121.826 144.839 60,5 2004 32.569 129.662 162.231 54,2 2005 38.247 132.282 170.529 47,3 2006 Eylül 43.322 154.939 198.261 50,7 Yurt içi tasarruf oranõndaki gerileme ve ucuz kur özel sektörün dõş borçlanmasõnõ son yõllarda önemli ölçüde artõrdõ. İlk kez 2006 yõlõnda özel sektör dõş borçta kamu sektörünü geride bõraktõ. Özel sektörün 114 milyar dolara kadar ulaşan dõş borçlarõ, Türkiye nin 2007 yõlõna ilişkin en önemli kõrõlganlõk unsurlarõndan birini oluşturmaya başladõ.

DIŞ DENGEDE BOZULMA: DIŞ TİCARET AÇIĞININ ÖNLENEMEZ YÜKSELİŞİ 2001 krizinden sonra yüzde 70 e yakõn bir oranda değerlenen Türk parasõ, kaçõnõlmaz olarak ithalatta önemli bir patlamaya yol açtõ. 2001 yõlõnda yüzde 24 oranõnda küçülen ithalat 2002 yõlõnda yüzde 25, 2002 yõlõnda yüzde 34.5, 2004 yõlõnda yüzde 40, 2005 yõlõnda yüzde 19.7 ve 2006 yõlõnda yüzde 17.3 oranõnda büyüme sergileyerek 137 milyar dolara kadar çõktõ. İhracat ise 2003 yõlõnda yüzde 31, 2004 yõlõnda yüzde 33,7, 2005 yõlõnda yüzde 16.3, 2005 yõlõnda ise yüzde 15.9 oranõnda artõş kaydetti. İhracat bu artõşla 85.1 milyar dolara kadar yükseldi. İhracat artõş hõzõnõn ithalatõn gerisinde kalmasõ yüzünden dõş ticaret açõğõ dõş ticaret hacminden çok daha hõzlõ büyüdü. 2001 yõlõnda yüzde 13.8 ve 2002 yõlõnda yüzde 17.7 olan dõş ticaret açõğõnõn dõş ticaret hacmine oranõ (nispi dõş ticaret açõğõ) geçen yõl yüzde 23.4 olarak gerçekleşti. Dõş ticaret açõğõ GSMH nin de yüzde 13 üne yakõn bir büyüklük oluşturdu. 2001 yõlõnda kriz nedeniyle 10 milyar dolara kadar geriledikten sonra 2002 yõlõnda 22.1 milyar dolara yükselen dõş ticaret açõğõ 2006 yõlõnda ise 51.9 milyar dolar oldu. Dõş ticaret açõğõnõn 2001 yõlõnda yüzde 6.9, 2002 yõlõnda yüzde 8.6 olan GSMH ye oranõ 2006 yõlõnda yüzde 13.3 e kadar çõktõ. Bu oranõn 2000 yõlõnda da yüzde 13.4 düzeyinde gerçekleştiğine dikkat çekilmeli. 2006 yõlõndaki ithalat artõşõnda aramalõ ithalatõnõ belirleyici oldu. Ham petrol ve doğal gaz fiyatlarõnõn yüksekliğinin de etkisiyle yüzde 20 oranõnda artan aramalõ ithalatõ 98 milyar dolarla toplam ithalatõn yüzde 71.7 sini oluşturdu. Geçen yõl tüketim mallarõ ithalatõ yüzde 14.2 oranõnda artarken, yatõrõm mallarõ ithalatõndaki artõş ise yüzde 8.7 düzeyinde kaldõ. Yatõrõm malõ ithalatõndaki artõşõn 2006 yõlõnda hõz kesmesi ve toplam ithalat içerisindeki payõnõn yüzde 16 ya kadar inmesi yatõrõm eğilimindeki düşüşü göstermesi açõsõndan geleceğe dönük olarak önemli bir olumsuzluk göstergesi sayõlmalõ. Bu arada 2001 krizinden sonra, tüm olumsuz koşullara rağmen Türkiye ihracatõnõ da artõrdõ. İhracat tutar olarak geçen yõl 85.1 milyar dolara kadar tõrmandõ. Dõş Ticaretteki Gelişmeler (Milyon Dolar) İhracat İthalat Denge Hacim Tutar Değ.(%) Tutar Değ.(%) Tutar Değ.(%) Tutar Değ.(%) Karşõlama Oranõ(%) 2000 27.775 4,5 54.503 34,0-26.728 89,8 82.278 22,3 51,0 2001 31.334 12,8 41.399-24,0-10.065-62,3 72.733-11,6 75,7 2002 36.059 15,1 51.554 24,5-15.495 53,9 87.613 20,5 69,9 2003 47.253 31,0 69.340 34,5-22.087 42,5 116.593 33,1 68,1 2004 63.167 33,7 97.540 40,7-34.373 55,6 160.707 37,8 64,8 2005 73.476 16,3 116.774 19,7-43.298 26,0 190.251 18,4 62,9 2006 85.142 15,9 137.032 17,3-51.890 19,8 222.174 16,8 62,1

Ancak T 2002 yõlõnda yüzde 19.9 olan ihracatõnõn GSMH ye oranõ geçen yõl yüzde 21.8 düzeyinde gerçekleşti. Dolayõsõyla ihracat artõşõ milli gelirdeki artõşa paralel bir seyir izledi. Oysa aynõ dönemde ithalatõn GSMH ye oranõ yüzde 28.5 ten yüzde 35 e kadar tõrmandõ. İhracatõn GSMH ye oranõnõn 0.9 puan arttõğõ bir dönemde ithalatõn oranõndaki artõş 6.5 puan oldu. Dõş Ticaret Göstergelerinin GSMH ye oranõ (%) Dõş Tic. Dengesi Dõş Tic. İhracat/GSMH İthalat/GSMH /GSMH Hacmi/GSMH 2000 13,9 27,3-13,4 41,1 2001 21,5 28,4-6,9 49,9 2002 19,9 28,5-8,6 48,4 2003 19,8 29,0-9,2 48,7 2004 21,1 32,6-11,5 53,7 2005 20,4 32,4-12,0 52,7 2006 21,8 35,0-13,3 56,8 Dõş ticaret açõsõndan kritik bir gösterge olan ihracatõn ithalatõ karşõlama oranõ henüz 2000 yõlõndaki yüzde 51 lik kritik düzeyine inmedi. Ancak 2001 yõlõnda yüzde 75 olan ihracatõn ithalatõ karşõlama oranõ 2002 yõlõnda yüzde 70 e, 2003 yõlõnda yüzde 68 e, 2004 yõlõnda yüzde 65 e, 2005 yõlõnda yüzde 63 e kadar düştükten sonra 2006 da ise yüzde 62 ye kadar geriledi. YTL NE KADAR DEĞERLENDİ Türk parasõnõn değerlenmesi 2001 krizinin oluşumunda önemli bir rol oynamõştõ. Döviz kurunun önceden açõklanan para ve kur programõ çerçevesinde baskõ altõnda tutulduğu 2000 yõlõnda değerlenen Türk parasõ Türkiye yi dõş dengede oldukça kõrõlgan bir noktaya getirmişti. Merkez Bankasõ nõn Türk parasõnõn 1995 yõlõndaki ortalama değerini 100 kabul ederek oluşturduğu TÜFE Bazlõ Reel Efektif Döviz Kuru Endeksi (1995=100) 2000 yõlõ başõndan Ocak 2001 e kadar olan dönemde yüzde 16.3 oranõnda değerlendi. 190,0 170,0 150,0 130,0 110,0 90,0 Ara.99 Nis.00 TÜFE Bazlõ Reel Kur Endeksi (1995=100) Ağu.00 Ara.00 Nis.01 Ağu.01 Ara.01 Nis.02 Ağu.02 Ara.02 Nis.03 Ağu.03 Ara.03 Nis.04 Ağu.04 Ara.04 Nis.05 Ağu.05 Ara.05 Nis.06 Ağu.06 Ara.06 Şubat 2001 de başlayan krizde ise hõzla değer kaybetti. TÜFE bazlõ reel kur endeksi Şubat 2001 - Ekim 2001 arasõnda yüzde 34 oranõnda düştü. Kasõm 2001 le birlikte Türk Lirasõ yeniden değerlenme sürecine girdi. Merkez

Bankasõnõn, kendi hesaplamalarõ Kasõm 2001-Ocak 2007 arasõnda Türk Lirasõnõn yüzde 70.5 oranõnda değerlendiğini gösteriyor. YTL nin değerlenmesi işçi ücretleri, su, kira, elektrik gibi üretim girdilerinin maliyetlerin döviz cinsinden yüksek kalmasõna yol açõyor. Gelirleri döviz olan ihracatçõlarõn, yerli para cinsinden maliyetleri artõnca kar marjlarõ daralõyor. Genellikle katma değeri düşük, ucuz iş gücüne dayalõ mal ihraç eden Türk ihracatçõlar, ihracat fiyatlarõnõ artõrarak kar marjlarõnõ koruma yoluna da gidemiyorlar. Ekonomi yönetimi, ihracatçõlarõn bu durumdan kurtulmak için verimlilik artõşõna yönelerek kar marjlarõnõ yeniden ihracatlarõnõ sürdürebilecekleri bir seviye çõkaracaklarõnõ umut ediyor. İhracatçõlarõn da maliyetlerini düşürebilmek için örneğin, daha az enerji tüketen, işçi sayõlarõnõ azaltmalarõna yardõmcõ olan ve birim sürede daha fazla mal üretmelerine olanak tanõyan yatõrõmlara yöneldikleri düşünülüyor. Ancak bu tercih de kõsa vadede ithalatõ ve dõş ticaret açõğõnõ büyütürken işsizliği artõrõyor.

BÜTÇE GELİŞMELERİ 2006 yõlõnda bütçe gelirleri 171.3 milyar YTL ye kadar yükselirken, bütçe harcamalarõ ise 175.3 milyar YTL olarak gerçekleşti. Dolayõsõyla bütçe 4 milyar YTL açõk verdi. 2005 yõlõnda ise konsolide bütçe gelirleri 137.1 milyar YTL ve bütçe harcamalarõ da 146.1 milyar YTL olarak gerçekleşmişti. 2006 yõlõnda bütçe harcamalarõ yüzde 20, bütçe gelirleri ise yüzde 25 oranõnda artarken, bütçe açõğõndaki azalma ise yüzde 52 düzeyinde oluştu. Ancak bilindiği gibi bütçeye gider yazõlan mahalli idare ve fon paylarõnõn tahsilat ve ödeme dönemleri arasõnda bir aylõk bir kayma yaşanõyor. Maliye mahalli idareler ve fonlar adõna tahsil ettiği paylarõ bir ay sonraki bütçeye gider olarak kaydediyor. Aralõk ayõnda 1.2 milyar YTL civarõnda olduğu tahmin edilen söz konusu paylarõn ödenmesindeki kayma düzeltildiğinde bütçe açõğõ 5.2 milyar YTL civarõnda bir noktada oluşuyor. Her iki hesaplama da bütçe açõğõnõn 2005 yõlõna göre önemli ölçüde azaldõğõnõ gösteriyor. MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİ (Milyon YTL) 2005 2006 Değişim(%) Merkezi Yönetim Bütçe Giderleri 146.098 175.304 20,0 Personel Giderleri 31.856 37.733 18,4 Sos. Güv.k Kur. Dev. Primi 4.533 5.067 11,8 Mal ve Hizmet Alõm Giderleri 14.446 18.646 29,1 Faiz Giderleri 45.680 45.945 0,6 Cari Transferler 35.223 49.603 40,8 Sermaye Giderleri 9.805 11.934 21,7 Sermaye Transferleri 1.546 2.637 70,6 Borç Verme 30.009 3.738-87,5 Merkezi Yönetim Gelirleri 137.981 171.309 24,2 Genel Bütçe Gelirleri 135.756 166.620 22,7 Vergi Gelirleri 106.929 137.474 28,6 Vergi Dõşõ Gelirler 25.486 26.435 3,7 Sermaye Gelirleri 2.025 1.841-9,1 Alõnan Bağõşlar ve Yardõmlar 1.333 870-34,8 Özel Bütçeli İdarelerin Öz Gelirleri 2.225 3.292 47,9 Düz. ve Denetleyici Kurumlar - 1.398 Bütçe Dengesi -8.117-3.995-50,8 Faiz Dõşõ Bütçe Dengesi 37.563 41.951 11,7 BİR DEFALIK GELİRLER Ancak bütçe açõğõndaki bu azalmanõn en önemli nedenini 2006 yõlõna özgü bir defalõk gelirler oluşturdu. 2006 yõlõnda TMSF İmar Bankasõ nedeniyle el koyduğu Uzanlara ait varlõklarõn tümüne yakõnõnõ elinden çõkardõğõ ve grubun Devlete olan ve

6.2 milyar YTL yi bulan vergi, gecikme zammõ ve Hazine payõ gibi borçlarõnõ ödedi. Sosyal güvenlik kuruluşlarõnõn prim affõndan 3.8 milyar YTL tahsilat sağlandõ. Bu nedenle SSK ve Bağ-Kur a bütçeden bu ölçüde daha az bir transfer yapõldõ. Türk Telekom un 1.4 milyar YTL olan özelleştirme öncesi nakit fazlasõ Ocak 2006 da bütçeye aktarõldõ. Telekom un temettü ödemeleriyle birlikte artõk bu yõl alõnamayacak olan bu tutar 2 milyar YTL ye ulaştõ. Yaklaşõk 12 trilyon liraya bulan bu gelirler 2007 ve izleyen yõllarda olmayacak. Bu bir defalõk gelirler olmasaydõ bütçe GSMH nin yüzde 3 üne yakõn bir açõk verecekti. 2007 yõlõnda bütçe açõğõnõn 16.7 milyar YTL ye çõkmasõ bekleniyor. Buna göre 2006 yõlõnda yüzde 0.7 olan bütçe açõğõnõn GSMH ye oranõ 2007 yõlõnda yüzde 2.7 ye kadar yeniden çõkacak. Açõğõn GSMH ye oranõ 2005 yõlõnda ise yüzde 1.7 düzeyinde gerçekleşmişti. 2006 yõlõnda vergi gelirleri yüzde 28 oranõnda bir büyüme kaydederek 137.5 milyar YTL ye kadar yükseldi. Vergi gelirlerinin yüzde 68.5 i dolaylõ, yüzde 31.5 i ise dolaysõz vergilerden kaynaklandõ. 2005 yõlõnda ise vergi gelirlerinin yüzde 70 i dolaylõ ve yüzde 30 u da dolaysõz vergilerden kaynaklanmõştõ. Dolaysõz vergilerin payõnda geçen yõl yaşanan artõş gelir vergisinde kaydedilen yüzde 41.7 lik artõştan kaynaklandõ. Kurumlar vergisi tahsilatõndaki artõş ise kurumlar vergisi oranõnda yapõlan 10 puanlõk indirimin de etkisiyle sadece yüzde 13.1 de kaldõ. Katma değer ve özel tüketim vergisi tahsilatõ ise yüzde 19 oranõnda artõş kaydetti. Dõş ticaretten alõnan vergiler ise ithalattaki yüksek artõş nedeniyle yüzde 42.8 oranõnda büyüme kaydetti. Verginin Yüzde 70'i Dolaylõ (%) 100% 80% 60% 54,6 59,1 59,5 66,3 67,0 68,9 69,4 68,5 40% 20% 45,4 40,9 40,5 33,7 33,0 31,1 30,6 31,5 0% 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 Doğrudan Dolaylõ Bütçe vergi gelirlerinin GSMH ye oranõnõ (Vergi yükü) 2006 yõlõnda yüzde 24.4 düzeyine yükseldi. 2005 yõlõnda bu oran yüzde 22 olarak gerçekleşmişti.

Bütçede geçen yõl sağlanan olumlu gelişme vergi yükündeki bu artõşõn yanõ sõra bir defalõk gelirlerden de kaynaklandõ. Yüzde 55 i özelleştirilen Türk Telekom un nakit fazlasõnõn bütçeye aktarõlmasõ (1.4 milyar YTL), TMSF nin Telsim i satõşõnõn ardõndan bu kuruluşun Devlete olan vergi borçlarõyla bunlarõn faiz ve gecikme zamlarõnõn bir kõsmõnõn ödenmesi ve benzeri bir defalõk gelirler bütçe performansõnõ olumlu yansõdõ. 2006 yõlõnda vergi gelirleri başlangõçtaki tahminin 5.3 milyar YTL üzerine çõktõ. Bu gelişmede ithalatta yaşanan patlama büyük rol oynadõ. İthalatõn 137 milyar dolara kadar tõrmanmasõ nedeniyle dõş ticaretten alõnan vergiler tahminlerin 3.3 milyar YTL üzerine çõkarak 27.5 milyar YTL ye kadar çõktõ. Gelir vergisi tahsilatõ ise başlangõçtaki tahminin 2.9 milyar YTL aşarak 30 milyar YTL ye ulaşõrken, kurumlar vergisi tahsilatõ ise tahminlerin 1.7 milyar YTL altõnda kaldõ. Enflasyonun 2006 yõlõnda yüzde 5 olan hedefin oldukça üzerine çõkarak yüzde 9.65 e ulaşmasõna rağmen, enflasyona bağlõ vergiler olan KDV ve ÖTV de tahsilat tutarlarõ hedeflenen düzeyde gerçekleşti. Faiz ödemeleri geçen yõl 45.9 milyar YTL ile 2005 yõlõndaki düzeyiyle yaklaşõk aynõ noktada kaldõ. 2005 yõlõnda da bütçeden 45.6 milyar YTL lik faiz ödenmişti. 2006 yõlõnda her 100 liralõk bütçe harcamasõnõn 26.2 lirasõ faiz ödemelerine gitti. Bu tutar 2005 yõlõnda 31.2 liraydõ. Devlet 2006 yõlõnda topladõğõ her 100 liralõk verginin de 33.4 lirasõnõ faiz olarak ödedi. 2005 yõlõnda bu oran yüzde 42.8 düzeyinde bulunuyordu. BÜTÇENİN HALA BÜYÜK KISMI FAİZ ÖDEMELERİNE GİDİYOR Faiz ödemeleri hala bütçe harcamalarõndan da en fazla payõ alan kalem olmaya devam ediyor. Geçen yõl her 100 liralõk bütçe harcamasõnõn 26.2 lirasõ faiz ödemelerine gitti. Bu yõl da harcamalarõn yüzde 27 si faiz ödemeleri için ayrõldõ. Bütçe Pastasõndan Kim Ne Kadar Pay Aldõ Diğer Transferler; 14,9 Sosyal Güvenlik Kurumlarõ; 13,4 Personel Giderleri; Sosyal Güvenlik 21,5 Kurumlarõna devlet primi; 2,9 Borç Verme; 2,1 Sermaye Transferleri; 1,5 Yatõrõm; 6,8 Faiz Giderleri; 26,2 Mal ve Hizmet Alõm Giderleri; 10,6

Ancak nominal ve reel faiz oranlarõnõn bu yõl da geçen yõlki düzeyinin altõna inmeyeceğine ilişkin beklentiler, faiz ödemelerinin 2007 yõlõ bütçesindeki payõnõn hükümetin öngördüğü düzeyin oldukça üzerine çõkabileceğine işaret ediyor. 2006 yõlõnda bütçeden yatõrõm için yapõlan harcamalarõn payõ yüzde 6.8 de kalõrken, sosyal güvenlik kurumlarõnõn açõklarõnõn finansmanõ amacõyla bütçeden yapõlan transferlerin bütçe harcamalarõna oranõ ise yüzde 13.4 düzeyinde gerçekleşti. İÇ BORÇLAR: KRİZ ÖNCESİNE DÖNEMEDİ Türkiye, 2001 krizinden iç borç stokunu yüzde 137 oranõnda büyüterek çõkarken, stokun GSMH ye oranõn ise yüzde 41 den yüzde 69 a kadar yükselmişti. İzleyen yõllarda uygulanan kemer sõkma politikalarõyla bütçede verilen faiz dõşõ fazla sayesinde iç borç stokunun GSMH ye oranõ 2006 yõlõnda yüzde 44.7 ye kadar geriledi. Borç stokunun GSMH ye oranõnda kriz sonrasõnda yaşanan 24.5 puanlõk düşüşe rağmen hala Türkiye 2000 yõlõndaki yüzde 29 düzeyinin oldukça üzerinde bir iç borçluluk düzeyinde seyrediyor. İç borçluluğun 2001 krizinde bu ölçüde yükselmesi bankacõlõk krizi nedeniyle Hazine nin üstlendiği maliyetten kaynaklanmõştõ. Hazine bir yandan kamu bankalarõnõn görev zararõ gibi kamudan olan alacaklarõnõ iç borçlanma kağõdõ vererek karşõlarken, bir yandan da bu bankalarõn sermaye açõğõnõ kapatmõş, diğer bir yandan da TMSF bünyesine alõnan batõk özel bankalarõn yükümlülüklerini yine iç borçlanma kağõdõ vererek karşõlamõştõ. İç Borç Stoku (Milyar YTL) Tahvil Bono Toplam GSMH GSMH/Borç 2000 34,4 2,1 36,4 125,6 29,0 2001 102,1 20,0 122,2 176,5 69,2 2002 112,8 37,0 149,9 275,0 54,5 2003 169,0 25,4 194,4 356,7 54,5 2004 194,2 30,3 224,5 428,9 52,3 2005 227,0 17,8 244,8 486,4 50,3 2006 241,9 9,6 251,5 562,9 44,7 Hazine henüz iç borçluluk düzeyini 2001 krizi öncesine indiremezken, stokun çevrilebilirliğiyle ilgili kõrõlganlõk yaratan unsurlarõn ise azalarak da olsa devam ettiği gözleniyor. 2006 yõlõ sonunda 251.5 milyar YTL olarak gerçekleşen iç borç stokunun çevrilebilirliğiyle ilgili en önemli kõrõlganlõğõ, stokun değişken faizli ve döviz ile dövize endeksli borçlarõn payõnõn hala önemli bir büyüklük oluşturmasõ meydana getiriyor. 2003 yõlõnda yüzde 42.8 olan YTL cinsinden sabit faizli iç borçlarõn iç borç stoku içerisindeki payõ geçen yõl sonunda yüzde 44.3 e yükseldi. Faiz oranlarõndaki değişimlerden kõsa sürede etkilenen değişken faizli YTL cinsinden borçlarõn payõ ise hala 2003 yõlõ düzeyine

yakõn bir noktada seyrediyor. 2003 yõlõnda yüzde 42.8 olan değişken faizli Türk parasõ cinsinden borçlarõn iç borç stoku içerisindeki payõ yüzde 41.7 olarak gerçekleşti. Stokun bu yapõsõ yüzünden geçen yõl yüzde 14 lere kadar gerileyen iç borçlanma faiz oranlarõnõn yeniden yüzde 20 lere kadar yükselmesi sadece yeni borçlanmalarõn değil mevcut borç stokunun faiz yükünü de artõrõyor. Stoktaki değişken faizli tahvillerin faiz oranõ Hazine nin üç veya altõ ay vadeli olarak hemen her ay yaptõğõ referans bono ihaleleriyle belirleniyor. İç Borç Stokunun Kompozisyonu 100% 80% 9,2 12,7 4,2 2,3 13,4 13,2 0,7 13,1 60% 42,8 40,1 43,1 41,9 40% 20% 35,3 42,3 41,4 44,3 0% 2003 2004 2005 2006 YTL Sabit getirili YTL Değişken faizli Döviz Cinsinden Dövize endeksli İç borç stokundaki döviz ve dövize endeksli borçlarõn payõ ise yüzde 21.9 dan yüzde 13.5 e kadar geriledi. Bu gerilemeye rağmen iç borç stoku hala önemli bir kur riski taşõmayõ sürdürüyor. İÇ BORÇLANMA FAİZLERİ VE REEL FAİZ İç borç stokunun çevrilebilirliğiyle ilgili önemli bir endişe kaynağõ da reel faiz oranlarõnõn bugünkü seyri. Geçen yõl nisan ayõna kadar yüzde 8 civarõnda seyreden Hazine nin iç borçlanmasõndaki ortalama beklenen reel faiz, geçen yõl mayõs ayõndan itibaren hõzla yükseldi. Hazine 2006 yõlõndaki iç borçlanmasõnõ ortalama yüzde 18.1 oranõnda bir nominal faiz oranõyla tamamladõ. Merkez Bankasõ nõn yüzde 70 olasõlõkla yüzde 5.1 olarak öngördüğü 2007 yõlõ enflasyon beklentisi dikkate alõndõğõnda 2006 yõlõndaki borçlanmalar için Hazine yüzde 12.4 oranõnda bir reel faiz ödeyecek. Hazine bu yõl ocak ayõnda ise ortalama yüzde 20.25 nominal faizle borçlanmaya gitti. Eğer yõllõk enflasyon hedeflendiği gibi gelecek yõl ocak ayõnda yüzde 4 civarõnda gerçekleşirse Hazine bu borçlanma için yüzde 16 yayakõn bir reel faiz ödemek zorunda kalacak.

Bu arada, ne nominal faizlerin bu yõl yüzde 20 li düzeyden aşağõ doğru inmesi beklenmiyor. Beklenen siyasi gerginlikler ve buna bağlõ dalgalanmalarõn faizde düşüşü engelleyeceği savunuluyor. Ayrõca bu yõl bütçe açõğõnõn geçen yõla göre önemli ölçüde artacak olmasõnõn da borçlanma gereksinimini büyüterek faiz oranlarõnõn yüksek seyretmesine neden olacağõ tahmin ediliyor. İÇ BORÇLANMANIN NOMİNAL VE REEL FAİZ ORANLARI (%) Nominal Faiz Reel Faiz 1989 58,3-4,6 1990 51,2-11,1 1991 72,1 5,4 1992 75,4 9,4 1993 87,5-9,1 1994 152,3 30,3 1995 122,8 23,5 1996 135,3 26,7 1997 109,7 13,6 1998 118,2 32,3 1999 109,6 35,3 2000 38,2-10,5 2001 99,9 37,9 2002 63,5 30,5 2003 44,1 30,3 2004 24,7 15,3 2005 16,3 6,1 2006 18,1 12,4(**) 2007 Ocak 20,3 15,6(***) (*)2007 için tahmin edilen yõllõk ortalama enflasyon (TÜFE) (**) Merkez Bankasõnõn yüzde 5.1 olan 2007 enlasyon tahmini dikkate alõnarak hesaplandõ. (***) 2008 yõlõnda enflasyon yüzde 4 e düşerse KREDİ VE MEVDUAT GELİŞMELERİ Bankacõlõk sektörünün kredi hacminde 2002 yõlõndan sonra başlayan genişleme eğilimi 2006 yõlõnda da devam etti. Sektörün topladõğõ mevduatlarõn yüzde 23.1 oranõnda arttõğõ geçen yõl yurt içine açõlan kredilerdeki büyüme ise yüzde 23.2 olarak gerçekleşti. 2002 yõlõ sonundan bu yõl ocak ayõ sonra kadar olan dönemde ise toplam krediler yüzde 381.4 genişlerken, mevduattaki artõş ise yüzde 115.8 olarak gerçekleşti. Hazinenin, yüksek düzeydeki faiz dõşõ fazla nedeniyle iç borçlanmasõnõ önceki yõllara göre nispeten azaltmasõ ve genel olarak kredi talebindeki büyüme bankalarõn mevduat ya da borçlanarak topladõklarõ kaynaklarõn önemli bir bölümünü kredi olarak kullandõrmaya yöneltti. Yurt içi kredilerin, bankalarõn topladõklarõ mevduata oranõ geçen yõl sonunda

yüzde 64,8 e kadar yükseldi. Mevduatõn krediye dönüşüm oranõ 2001 krizinden önce yüzde 53.2 düzeyinde seyrediyordu. Hazinenin mali sektör üzerindeki borçlanma baskõsõnõn zirveye ulaştõğõ 2001 yõlõnda bu oran yüzde 35.2 ye, 2002 yõlõnda ise yüzde 28.4 e kadar geriledi. Sektördeki bankalarõn önemli bir bölümünün ayõklandõğõ 2002 yõlõndan sonra mevduatõn krediye dönüşüm oranõ da yükselmeye başladõ. Faiz oranlarõnõn nispeten düşmeye başlamasõyla birlikte tüketicilerin yoğun olarak konut ve otomobil kredisi kullanmaya başlamalarõ, artan kredi kartõ kredileri yüzünden, mevduatõn krediye dönüşüm oranõ 2003 yõlõnda yüzde 37.3 e, 2004 yõlõnda yüzde 46.7 ye, 2005 yõlõnda yüzde 55.7 ye ve 2006 yõlõ sonunda da yüzde 64.8 e yükseldi. 2006 yõlõnõn ikinci yarõsõndan itibaren başlayan tüketici kredilerindeki yavaşlama nedeniyle söz konusu oranõn bir süre bu noktada seyredebileceği tahmin ediliyor. Kredi ve Mevduatlardaki Gelişim (Milyon YTL) Kredi Stoku Kredilerdeki Yõllõk Değişim(%) Toplam Mevduat Mevduattaki Yõllõk Değişim(%) Kredi/ Mevduat 2000 28.612 53.757 53,2 2001 36.111 26,2 102.583 90,8 35,2 2002 37.488 3,8 131.890 28,6 28,4 2003 55.142 47,1 147.957 12,2 37,3 2004 85.405 54,9 182.762 23,5 46,7 2005 124.539 45,8 223.430 22,3 55,7 2006 178.254 43,1 275.242 23,2 64,8 2007 Oc. 180.477 1,2 284.645 3,4 63,4 Kredi ve mevduat hacminde 2002 yõlõndan sonra yaşanan gelişim tasarruf eğiliminin kredi talebini karşõlamaktan oldukça uzak seyrettiğini de ortaya koyuyor. 2002 yõlõndan sonra yurt içi kredi stoku sõrasõyla yüzde 47, yüzde 55, yüzde 46, ve yüzde 43 oranlarõnda artarken, toplam mevduattaki artõşlar ise yine sõrasõyla yüzde 12.2, yüzde 23.5, yüzde 22.3 ve yüzde 23.2 olarak gerçekleşti. Bankacõlõk sektörü artan kredi talebini karşõlamak amacõyla da dõş borçlanmaya yöneldi. Son yõllarda Türkiye nin dõş borç stokunun yeniden hõzlõ bir şekilde büyümeye başlamasõnõn temelinde bu gelişmenin de önemli bir rolü bulunuyor. YURT İÇİ TASARRUFLAR : DÖVİZ YENİDEN GÖZDE Türkiye deki iç talep artõşõyla birlikte yurt içi tasarruf eğiliminde yaşanan azalma giderek belirginleşiyor. 2006 yõlõnda yurt içi tasarruflarda sadece yüzde 14.9 oranõnda bir büyüme yaşandõ. Bu reel olarak yüzde 4.7 lik bir büyüme anlamõna geliyor. Ancak bu reel büyüme tümüyle nominal olarak yüzde 30 luk bir artõş yaşanan döviz cinsinden tasarruflardaki büyümeden kaynaklandõ. Türk lirasõ cinsinden tasarruflardaki nominal artõş ise yüzde 9.7 de kaldõ. Bir başka anlatõmla Türk Lirasõ tasarruflarda geçen yõl reel bir büyüme gözlenmedi.