YAŞLANMA /YAŞLANMA ÇEŞİTLERİ VE TEORİLERİ BEYZA KESKINKARDEŞLER 0341110024
YAŞLANMA Hücre yapısını ve organelleri oluşturan moleküler yapılarından başlayıp hücre organelleri,hücre,doku,organ ve organ sistemlerine kadar organizmayı oluşturan tüm yapıların,morfolojik, anatomik yapı ve fonksiyonlarında bozulma ve gerilmelerin meydana geldiği birikimli ve karmaşık bir süreçtir. İnsanda bunlardan başka ruhsal ve sosyal yönlerde değişmeler, yetersizlikler de devreye girer.
Yaşlanma birikimli bir süreç olduğundan doğumla başlar ve bir daha durmaz. Bu nedenle yaşlanmayla meydana gelen gelen yapısal, fizyolojik, psikolojik ve sosyal yetersizliklerin tümü daha önceki değişim ve gerilmelerin vektöriyel bir sonucudur.
YAŞLANMA SÜREÇLERİNİN İŞLEYİŞ İLKELERİ Bir organizmada, tüm doku ve organlar aynı hızda yaşlanmayabilir. Herhangi bir organ (beyin, omurilik, karaciğer, kalp gibi) ayni türün farklı bireylerinde aynı hızda yaşanmayabilir. Aynı türün bireyleri arasında yaşlanma sürecinde farklılıklar gözlenebilir.
Bireyin veya toplumun genetik yapı ve çevresel koşullarının karşılıklı etkileşimine bağlı olarak yaşlanma sürecinde farklılıklar olabilir. Yaşlanma canlının oluşumuyla başlayan süreçtir. Cinsiyetler arasında yaşlanma süreci farklılıkları görülebilir.
YAŞLANMA ÇEŞİTLERİ Biyolojik yaşlanma, ruhsal yaşlanma, kronolojik yaşlanma, sosyal yaşlanma, patolojik yaşlanma, ekonomik yaşlanma serileri vardır. Bunların hepsi toplam yaşlanma serilerini oluşturur. Bu serilerin tümünün karşılıklı etkileşimi sonucu yaşlanma ortaya çıkar. Yaşlanmanın değerlendirilmesinde bütün yaşlanma değişiklikleri serinin birlikte ele alınmasını gerektirir.
BIYOLOJIK YAŞLANMA Bireyin yaşam sürecinde vücudun yapı ve fizyolojisinde görülen giderek artan, birikimli ve ağırlaşan tarzda ortaya çıkan olumsuz değişikliklerdir. Deride kırışıklıkların görülmesi, kasların gücünün azalması, görme ve işitme kayıpları, kalp atışlarının bozulması biyolojik yaşlanma belirtileridir. Vücudun hem yapısında hem organ ve sistemlerin çalışmasında görülen değişikliklerdir.
RUHSAL YAŞLANMA Bireyin davranışlarında ve uyum yeteneğinde yaşa bağlı olarak görülen değişimlerdir. Yaşın ilerlemesiyle, birey giderek daha hassas ve alıngan olmakta, olayları abartarak ve karamsar yorumlamalarla değerlendirme eğilimine girmektedir. Yaş ilerledikçe yeni şeyler öğrenemeyeceği, yeni yaşam şekline uyum sağlayamayacağı, ailesi ve dostlarının kendini arayıp ilgilenmeyeceği endişesine kapılarak ruhsal sıkıntılara, strese girmesi, ruhsal yaşlanmanın değişik belirtileridir.
KRONOLOJIK YAŞLANMA Doğum tarihine göre bireyin sahip olduğu yaşıdır. Toplumda yaşam dönemleri kronolojik yaşla belirlenmektedir. 50-65 yaş ileri olgunluk, 65 ve yukarısı yaşlı dönemi olarak kabul edilmektedir. Buna göre de çalışanların emeklilik yaşları ve sigorta primlerinin miktarları belirlenmektedir.
SOSYAL YAŞLANMA Yaşın ilerlemesiyle, bireyin toplumdaki rolünün değişmesidir. Bu durum yaşlının sosyal uyum sorunu yaşamasına neden olur. Sosyal uyum sorunu denildiğinde, yaşlı bireyin yaşamdan geri çekilmesi, yaşamdan zevk alamaması, yaşama aktif olarak katılamaması, kısacası yaşamından doyum sağlayamaması anlaşılmaktadır. Patolojik Yaşlanma Kültürel alışkanlığa veya çevresel faktörlere bağlı olarak patolojik yaşlanma ortaya çıkar. Vücudun organ sistemlerinde oluşturduğu bozukluk patolojik yaşlanmaya neden olur. Örneğin: aşırı beslenme, yetersiz beslenme vb.
EKONOMIK YAŞLANMA Parasal koşulların değişmesinin sonucu yaşlı kişinin yaşam biçiminin değişmesi, maddi olanakların azalması yaşlıyı sıkıntıya sokmaktadır. Bu da ekonomik yaşlanmaya sebep olur.
YAŞLANMA TEORİLERİ Yaşlanmanın uzun bir süreci kapsaması, birikimli, çok çeşitli etmenlerin etkileşimiyle ortaya çıkması nedeniyle, her biri yaşlanmanın bazı yönlerini açıklamaya çalışır. Yaklaşık 130'dan fazla teori vardır.
METOBOLIK ARTIK BIRIKIM TEORISI Metobolik artıkların yaşam sürecinde birikerek hücre, doku, organ ve organ sistemlerinin dolayısıyla organizmanın hayatsal faaliyetlerinde düzensizliklere yol açarak yaşlanmaya neden olduğunu ileri süren kuramdır. Somatik Mutasyon Teorisi Hücre bölünmesi sırasında, kalıtsal karakterlerin şifrelerini taşıyan DNA'ların eşlenmeleri sırasında DNA nükleotidlerinin bazılarının hatalı eşlenmesi veya kaybolmasıyla mutasyon meydana gelir.
GEN TEORISI Yaşlanma sürecinin işleyişini, canlının sahip olduğu kalıtsal özelliğiyle açıklamaya çalışan yaşlanma kuramıdır. Replikatif Sonlanma Hayflick, laboratuvar koşullarında insanın bağ dokusu fibroblast hücrenin 80-90 kez bölünebildiğini, daha sonra bir daha bölünemediklerini gözlemlemiştir. Bu durum hücre yaşlanmasının laboratuvardaki bir modeli olarak kabul edilmiş ve replikatif sonlanma teorisi olarak sunulmuştur.
MITOKONDRIYAL YAŞLANMA TEORISI Mitokondrilerde bulunan mt DNA'nın hücre çekirdeğinde bulunan DNA'lara göre daha yüksek oranda hasar görmeleri nedeniyle, hücrelerin fonksiyonlarını yerine getirmekte giderek güçlük çekmeleri ve bunun sonucunda yaşlanma belirtileri, dolayısıyla yaşlanmanın ortaya çıkması kuramıdır. Bağışıklık Mekanizması Teorisi Yaşın ilerlemesine paralel olarak vücudun bağışıklık sisteminin performansı ve olanaklarında azalmanın görülmesi esasına dayanan bir yaşlılık kuramıdır.
KAYNAKÇA Galip, A., Gerontoloji: Her Yönüyle Yaşlılık, 2006, Palme Yayıncılık, Ankara. http://www.tihudum.org/tihud_content/uploads/a ssets/7.15.pdf http://www.jasstudies.com/makaleler/353309806_ 24Gen%C3%A7Yusuf-vd-461-482.pdf http://www.turkiyeklinikleri.com/article/trbiyolojik-yaslanma-teorileri-oksidatif-stresinrolu-52459.html
DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER.