Türkiye de Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımlarının Temel Belirleyicileri: 1990-2006 Dönemine Đlişkin Ekonometrik Analiz



Benzer belgeler
Yükseköğretimin Büyümeye Etkisi: Eşbütünleşme Analizi The Effect of Higher Education on Growth: A Cointegration Analysis

TÜRKİYE EKONOMİ KURUMU. TARTIŞMA METNİ 2005/14 http :// org.tr

C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 11, Sayı 1,

The Impact of Custom Union on the Foreign Trade of Between Turkey and EU (15)

GDP and openness while it is negatively effected by labour cost and inflation variables.

DOLAR/EURO PARİTESİNİN TÜRKİYE NİN İHRACATINA ETKİSİ: EKONOMETRİK BİR ANALİZ

TÜRKİYE DE TURİZM GELİRLERİ İLE EKONOMİK BÜYÜME ARASINDAKİ İLİŞKİ ( )

TÜRKİYE DE PARA TALEBİNİN İSTİKRARI VE SINIR TESTİ YAKLAŞIMIYLA ÖNGÖRÜLMESİ:

Dilek ŞAHİN 1 TÜRKİYE DE DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI ve EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİ: ARDL SINIR TESTİ YAKLAŞIMI

Enflasyonun Borsa Performansı Üzerindeki Etkisi

Zaman Serisi Modelleri: Birim Kök Testleri, Eşbütünleşme, Hata Düzeltme Modelleri

Birim Kök Testleri. Zaman Serisi Modelleri: Birim Kök Testleri, Eşbütünleşme, Hata Düzeltme Modelleri

Döviz Kuru Belirsizliğinin İhracata Etkisi: Türkiye İçin Bir Uygulama

Birim Kök Testleri 3/24/2016. Bir stokastik sürecin birim kök içerip içermediğini nasıl anlarız? Hatırlarsak aşağıdaki AR(1) sürecinde

İŞSİZLİK VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİNDE ASİMETRİ ASYMMETRY IN THE RELATIONSHIP BETWEEN UNEMPLOYMENT AND ECONOMIC GROWTH

TÜRKİYE DE REEL DÖVİZ KURU İLE KISA VE UZUN VADELİ SERMAYE HAREKETLERİ İLİŞKİSİ

TÜRKİYE DE EKONOMİK BÜYÜME VE DÖVİZ KURU CARİ AÇIK ÜZERİNDE ETKİLİ MİDİR? BİR NEDENSELLİK ANALİZİ

C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 11, Sayı 1,

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE BÜYÜME İLE İŞSİZLİK ORANLARI ARASINDAKİ NEDENSELLİK İLİŞKİSİ

Şeyma Çalışkan Çavdar Yildiz Technical University ISSN : scavdar@yildiz.edu.tr Istanbul-Turkey

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Sayı: / 24 Mayıs 2010 EKONOMİ NOTLARI

Birim Kök Testleri. Random Walk. Bir stokastiksürecin birim kök içerip içermediğini nasıl anlarız? Hatırlarsak aşağıdaki AR(1) sürecinde

Hisse Senedi Fiyatlarıyla Yabancı İşlem Hacmi Arasında Nedensellik:

THE CAUSALITY RELATION BETWEEN CONSUMER CONFIDENCE AND STOCK PRICES: CASE OF TURKEY. Abstract

TÜRKİYE DE EKONOMİK BÜYÜME İLE ELEKTRİK TÜKETİMİ İLİŞKİSİ: SINIR TESTİ YAKLAŞIMI

ÇOKLU DOĞRUSAL BAĞLANTI

BİRİM KÖK TESTLERİNDE YAPISAL KIRILMA ZAMANININ İÇSEL OLARAK BELİRLENMESİ PROBLEMİ: ALTERNATİF YAKLAŞIMLARIN PERFORMANSLARI

Türkiye nin İthalat ve İhracat Bağımlılığı: Seçilmiş Ülke Örnekleri Üzerine Ampirik Bir Uygulama

TÜRKİYE DE ELEKTRİK TÜKETİMİ, İSTİHDAM VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİ

Rasyonel Beklentiler Hipotezinin Testi: Enflasyon, Faiz ve Kur 1

KONYA İLİ SICAKLIK VERİLERİNİN ÇİFTDOĞRUSAL ZAMAN SERİSİ MODELİ İLE MODELLENMESİ

PETROL FİYATLARININ BORSA İSTANBUL SANAYİ FİYAT ENDEKSİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

NET YABANCI İŞLEM HACMİ İLE HİSSE SENEDİ GETİRİLERİ ARASINDA UZUN DÖNEMLİ İLİŞKİ VAR MIDIR? Cüneyt AKAR (*)

Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı 33, Ağustos

İŞSİZLİK VE İNTİHAR İLİŞKİSİ: VAR ANALİZİ Ferhat TOPBAŞ *

Dış Borcun Büyüme Üzerine Etkileri: Orta Asya Cumhuriyetleri ve Türkiye Örneği

TERS PARA İKAMESİ SÜRECİ VE DÖVİZ KURU OYNAKLIĞI: TÜRKİYE ÖRNEĞİ. Burak DARICI Balıkesir Üniversitesi, Bandırma İİBF

HİSSE SENEDİ FİYATLARI VE DÖVİZ KURU İLİŞKİSİ

AKADEMİK BAKIŞ Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi ISSN: X Sayı: 10 Eylül 2006

Turizm Talebi ve Döviz Kuru Şokları: Türk Turizm Sektörü İçin Ekonometrik Bir Analiz

Tüketici Güveni ve Hisse Senedi Fiyatları Arasındaki Nedensellik İlişkisi: Türkiye Örneği (2004: :01)

Teknolojik bir değişiklik veya üretim arttırıcı bir yatırımın sonucunda ihracatta, üretim miktarında vs. önemli artışlar olabilir.

KİŞİ BAŞINA DÜŞEN GSYİH DEĞERLERİNE GÖRE TÜRKİYE DEKİ COĞRAFİ BÖLGELERİN VE GSYİH YI OLUŞTURAN SEKTÖRLERİN KÜMELENMESİ

Türkiye nin Kabuklu Fındık Üretiminde Üretim-Fiyat İlişkisinin Koyck Yaklaşımı İle Analizi

TCMB FAĐZ KARARLARININ HĐSSE SENEDĐ PĐYASALARI ÜZERĐNE ETKĐSĐ

Ekonomik Büyüme İle Vergi Gelirleri Arasındaki İlişki: Sınır Testi Yaklaşımı 1

Borsa Getiri Oranı ve Faiz Oranı Arasındaki İlişkinin Doğrusal Olmayan Yöntemlerle Analizi: Türkiye Örneği

ÜCRET-FİYAT SPİRALİ: TÜRK İMALAT SANAYİ ÖRNEĞİ

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü, Ankara e-posta: Geliş Tarihi/Received:

AVRASYA Uluslararası Araştırmalar Dergisi. Cilt : 6 Sayı : 15 Sayfa: Kasım 2018 Türkiye. Araştırma Makalesi

Dolar Kurundaki Günlük Hareketler Üzerine Bazı Gözlemler

Satın Alma Gücü Paritesinin Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan İçin Geçerliliği: Birim Kök ve Eşbütünleşme Analizi

AYÇİÇEK VE SOYA YAĞI İTHALAT TALEBİNİN ANALİZİ

Belirsizliğin Özel Tüketim Harcamaları Üzerindeki Etkisi: Türkiye Örneği

Türkiye de Kırmızı Et Üretiminin Box-Jenkins Yöntemiyle Modellenmesi ve Üretim Projeksiyonu

Yabancı Sermaye Yatırımlarının Ekonomik Büyümeye Olan Etkisinin Türkiye Bağlamında Test Edilmesi

Box-Jenkıns Modelleri ile Aylık Döviz Kuru Tahmini Üzerine Bir Uygulama

TÜRKİYE DE FAİZ, DÖVİZ VE BORSA: FİYAT VE OYNAKLIK YAYILMA ETKİLERİ

İMKB DE YABANCI İŞLEMLERİ VE HİSSE SENEDİ GETİRİLERİ İLİŞKİSİ THE RELATIONSHIP BETWEEN FOREIGN INVESTMENTS AND STOCK RETURNS ON ISE

EKONOMİK PERFORMANS VE BÜROKRASİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ

DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLAR VE İHRACAT İLİŞKİSİ: GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER ÜZERİNE BİR NEDENSELLİK ANALİZİ

Eurasian Journal of Researches in Social and Economics Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi ISSN:

FAİZ ORANINDAKİ BİR ARTIŞ CARİ İŞLEMLER AÇIĞINI ARTIRIR MI?

Türkiye de Petrol Tüketimi İle Reel GSYİH Arasındaki Uzun Dönem İlişkinin Johansen Eş-Bütünleşme Yöntemi İle Analiz Edilmesi

The Roles of Financial Factors on the Real Money Demand: Turkey Case


TÜRK EKONOMİSİNİN ENERJİ BAĞIMLILIĞI ÜZERİNE BİR EŞ-BÜTÜNLEŞME ANALİZİ A CO-INTEGRATION ANALYSIS ON THE ENERGY DEPENDENCY OF THE TURKISH ECONOMY

Türkiye Ekonomisinde Enerji Tüketimi ve Ekonomik Büyüme

SESSION 1. Ahmet Kamacı (Artvin Çoruh University, Turkey) Yener Oğan (Artvin Çoruh University, Turkey) Abstract

TÜRKİYE DE DIŞ TİCARET VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİNİN ANALİZİ ANALYSIS OF RELATIONSHIP BETWEEN FOREIGN TRADE AND ECONOMIC GROWTH IN TURKEY

Türkiye de Faiz Kanalı İle Parasal Aktarım Mekanizması

ULUSAL HİSSE SENETLERİ PİYASASI NDA ETKİNLİK

Kırılgan Beşlide Satın Alma Gücü Paritesi (SAGP) Hipotezinin Test Edilmesi The Test of Purchasing Power Parity Hypothesis for Fragile Five

RASYONEL BEKLENTLER DOAL ORAN HPOTEZ Türkiye çin Zaman Serisi Bulguları

TÜRKİYE DE DÖVİZ KURU KANALININ İŞLEYİŞİ: VAR MODELİ İLE BİR ANALİZ. Seyfettin ERDOĞAN * Durmuş Çağrı YILDIRIM **

Erkan Özata 1. Econometric Investigation of the Relationships Between Energy Consumption and Economic Growth in Turkey

İTHALATA DAYALI BÜYÜME: TÜRKİYE ÖRNEĞİ

REEL DÖVİZ KURU VE ÇIKTI ARASINDAKİ NEDENSELLİK İLİŞKİSİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ ( )

Mevsimsel Kointegrasyon Analizi: Güney Afrika Örneği. Seasonal Cointegration Analysis: Example of South Africa

Sabit Sermaye Yatırımları ve Ekonomik Büyüme: Ampirik Bir Analiz

Türkiye nin İthalat ve İhracat Bağımlılığı: Seçilmiş Ülke Örnekleri Üzerine Ampirik Bir Uygulama

REEL KURLAR VE BALASSA- SAMUELSON HİPOTEZİ. Arş. Gör. Almıla BURGAÇ ÇİL

PARA ARZININ ÇIKTI ÜZERİNE ETKİLERİ

YAPISAL KIRILMALI BİRİM KÖK TESTLERİNİN KÜÇÜK ÖRNEKLEM ÖZELLİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

TÜRKİYE DE FISHER ETKİSİNİN GEÇERLİLİĞİ: DOĞRUSAL OLMAYAN EŞBÜTÜNLEŞME YAKLAŞIMI

TÜRKİYE DE YAŞAM BEKLENTİSİ - EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİ: ARDL MODELİ İLE BİR ANALİZ

MEVSİMSEL EŞBÜTÜNLEŞME TESTİ: TÜRKİYE NİN MAKROEKONOMİK VERİLERİYLE BİR UYGULAMA

Türkiye de Politik Bütçe Hareketlerinin Kamu Harcamalarının Dağılımı Açısından Analizi

EĞİTİM, SAĞLIK VE İKTİSADİ BÜYÜME ARASINDAKİ İLİŞKİLER: TÜRKİYE İÇİN BİR ANALİZ

Cari İşlemler Açığı ve Sürdürülebilirlik: Türkiye Örneği

Türkiye deki Cari Açık Sürdürülebilir mi? Ekonometrik Bir Analiz

YAPISAL KIRILMA DURUMUNDA SAĞLIK HARCAMALARI VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİ: TÜRKİYE ÜZERİNE BİR UYGULAMA

ÜRETİCİ FİYATLARINA GEÇİŞ ETKİSİNDE ARA MALLARI İTHALATININ ROLÜ

Şekil 5: Doğru akım motoru modeli

MEVDUAT BANKACILIĞINDA KARLILIK VE MAKROEKONOMİK DEĞİŞKENLER İLİŞKİSİ: TÜRKİYE ÜZERİNE BİR UYGULAMA

Reel Kesim Güven Endeksi ile İMKB 100 Endeksi arasındaki dinamik nedensellik ilişkisi

TÜRKİYE DE FAİZ ORANLARININ BELİRLENMESİNDE İÇSEL VE DIŞSAL FAKTÖRLERİN ROLÜ Kaan MASATÇI ÖZET ABSTRACT

HİSSE SENEDİ FİYATLARI, ALTIN FİYATLARI VE HAM PETROL FİYATLARI ARASINDAKİ NEDENSELLİK İLİŞKİSİNİN ANALİZİ

Araştırma Makalesi. Selçuk Üniversitesi Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi 26 (2): (2012) ISSN:

Transkript:

Türkiye de Doğrudan Yabancı Seraye Yaırılarının Teel Belirleyicileri: 199-26 Döneine Đlişkin Ekonoerik Analiz Recep TARI Hanife BIDIRDI Öze: Bu çalışanın eel aacı, 199-26 döneine ilişkin Türkiye de doğrudan yabancı seraye yaırılarının belirleyicilerini espi eek ve ahin sonuçlarından harekele poliika önerisinde bulunakır. Bu çerçevede, Johansen çoklu eşbüünleşe ahin yönei kullanılarak uzun döne doğrudan yabancı seraye girişine ilişkin odel ahin ediliş ve buradan harekele Haa Düzele Modeli yardııyla kısa döne ilişkileri araşırılışır. Açıklayıcı değişken olarak GSYĐH, işgücü aliyei, enflasyon ve dışa açıklık oranının yer aldığı odelin ahin edilesi ile Türkiye de doğrudan yabancı seraye yaırılarının GSYĐH ve dışa açıklık oranından poziif, işgücü aliyei ve enflasyon değişkenlerinden ise negaif olarak ekilendiği gözlenişir. Anahar Kelieler: Doğrudan Yabancı Seraye Yaırıları, Çoklu Eşbüünleşe, Haa Düzele Modeli. The Main Deerinans of Foreign Direc Invesen Flows o Turkey: An Econoeric Analysis for The Period 199-26 Absrac: The ain objecive of his sudy is o esablish he deerinans of foreign direc invesen flows o Turkey for he period 199-26 and o ake policy proposals for he fuure. In his fraework, he long-er foreign direc invesen is esiaed by he use of Johansen s ulivariae co-inegraion ehod, and by his way, he shor-er relaionships are searched for by Error-Correcion Model. Esiaion resuls of he odel in which GDP, labor cos, inflaion and openness are independen variables indicaes ha foreign direc invesen flows o Turkey is posiively effeced by GDP and openness while i is negaively effeced by labour cos and inflaion variables. Key Words: Deerinans of Foreign Direc Invesen, Mulivariae Co-inegraion, Error Correcion Model. GĐRĐŞ Dünya ekonoileri arasındaki enegrasyonun arasına sahne olunan 199 lı yıllarda, öncelikle alların serbes dolaşıı önündeki engellerin kaldırılası aaçlaış, buna paralel olarak da serayenin serbes dolaşıı sağlanaya çalışılışır. Böylece, icare ve yaırı, ekonoik enegrasyonun gerçekleşiği en öneli iki kanal olarak oraya çıkışır. Dünyanın çeşili bölgelerine akalarındaki oivasyonlar birbirinden çok farklı olakla birlike yaırılar, porföy yaırıları ve doğrudan yabancı yaırı olarak iki şekilde gerçekleşekedir. Doğrudan yabancı seraye yaırıları (DYSY), icarele bağlanılı fakörlerden ekilenirken, porföy yaırıları daha çok finansal fakörlerden ekilenekedir. Gelişeke olan ülkelerin asarruf açıklarını kısen de olsa kapaan ve ikisadi kalkınaları için gereksini duydukları serayeyi ein edebilelerini sağlayan DYSY nin, özellikle 199 lar sonrasında öne kazandığı görülekedir. Prof. Dr., Kocaeli Üniversiesi, Đ.Đ.B.F., Đkisa Bölüü Arş.Gör., Kocaeli Üniversiesi, Đ.Đ.B.F., Đkisa Bölüü DYSY, bir şirkein üreiini, kurulu bulunduğu ülkenin sınırlarının öesine yayak üzere ana erkezinin dışındaki ülkelerde ürei esisi kurası veya evcu ürei esislerini saın alası şeklinde anılanakadır (Seyidoğlu, 27: 598). Şirkelerin kendi ulusal sınırları dışında, ürün ve hize sunuuna yönelik saın aldığı veya yeni kurduğu esisler, kaıldığı oraklıklar ve her ürlü şirke birleşeleri de doğrudan yaırıın konusuna girekedir. 195 lere kadar geleneksel uluslararası seraye harekeleri eorisine göre açıklanan DYSY, 196 lardan iibaren yeni yaklaşılarla açıklanaya çalışılışır. Şirkelerin ihraca veya lisanslandıra yerine neden DYSY yi ercih eiklerini açıklanaya yönelik oluşurulan bu yaklaşılar, Agarwal (198) ın sınıflandırasına paralel olarak Moosa arafından a rekabe ve eksik rekabe varsayıı açısından sınıflandırılışır. Bu bağlada, a rekabe varsayıı çerçevesinde gelişirilen geleneksel uluslararası seraye harekeleri yaklaşıında DYSY, ülkeler arasındaki serayenin geiri oranındaki farklılıklara dayandırılarak açıklanışır. Bunun yanı sıra 196 lı yıllara gelindiğinde geiri oranları farklılığı hipoezi, porfolyo çeşilendiresi hipoezi ile yeniden gündee gelişir. Bu yaklaşıda yaırıcı, alernaif yaırılar arasında, bu yaırıların risk ve geirilerini karşılaşırarak uluslararası çeşilendiriliş bir porföy oluşuracakır. Doğrudan yaırılar da bu porföy içinde yer alacakır. Diğer bir yaklaşı olan piyasa büyüklüğü hipoezinde ise ülkedeki çokuluslu şirkein saışları veya ülkenin gayri safi yuriçi hasılası (GSYĐH) ile ölçülen piyasa büyüklüğünün doğrudan yaırılar üzerinde belirleyici olacağı ileri sürülekedir (Moosa, 22: 24-27). Yukarıda sözü edilen yaklaşılardan farklı olarak, 196 larda firaların eksik rekabe piyasasında faaliye göserdiği ve yaırı kararlarında rakiplerinin yaırı kararlarından ekilendiklerini öne süren yeni yaklaşılar oraya çıkışır. Bu eoriler arasında, endüsriyel yapı, ürün haya devreleri, oligopolisik epki, içselleşire ve büünleşirici (eklekik paradiga) eori yer alakadır. Hyer ve Kindleberger arafından gelişirilen endüsriyel yapı eorisinde, ülkeye özgü fakörlerden çok, firaya özgü fakörler üzerinde yoğunlaşılış ve DYSY nin yalnızca uluslararası faiz farklılıklarıyla açıklanaayacağı ileri sürülüşür. Bu eoriye göre uluslararası alanda yapılan doğrudan yaırıların nedeni, piyasalardaki oligopolisik yapıdır. Teori, uluslararası yaırıa girişen işleelerin belirsizlik ve risk ile karşı karşıya olduğunu, yaırıın yapıldığı ülke işleelerinin ise daha avanajlı oldukları düşüncesine dayanır (Hyer, 197: 441-48; Moosa, 22: 47). Doğrudan yaırıları, ürünün ar-ge aşaasından ölüüne kadar uzanan evreleri inceleyerek açıklaaya çalışan ürün haya devreleri eorisi ise yaırıcının, ürünün sandar ürei sürecine girdiği son aşaada, diğer ülkeler karşısında aliye avanajını koruyabilek için ürünün üreiini fakör aliyelerinin düşük olduğu ülkelere kaydırdığını ifade eekedir (Vernon, 1966: 191). Knickerbocker in oligopolisik epki eorisine göre, bir oligopolisik endüsride işleelerden birinin DYSY ye yönelesi duruunda diğer rakip işleeler de çok hızlı bir şekilde aynı piyasada savuna yaırıı yapacaklardır. Bu eori, yaırılara karşılık verilesinin (yani savuna yaırılarının) nedenlerini araşırakla birlike lider işleenin niçin yabancı seraye yaırıı yapığını açıklayaaakadır (Roo, 199: 627). Đçselleşire eorisi ise yabancı kaynakların işleilesinde, doğrudan yaırıların neden ihraca ve lisanslaadan daha ekin bir yol olduğuna açıklaa geirekedir. Şirke, piyasadaki işlelerin geirdiği aliyelerden kaçınak için yaay ve dikey büünleşelere gieke ve bu işleleri içselleşirekedir (Candeir, 26:

25). Dunning (1988: 21) arafından gelişirilen ve OLI paradigası olarak nielenen eklekik uluslararası ürei eorisi, çokuluslu şirkelerin doğrudan yaırı kararı alırken ülkiye (Ownership), konu (Locaion) ve içselleşire (Inernalizaion) avanajlarını bir arada sağlayan opsiyonları değerlendirdiğini öne sürüşür. Firanın sahip olduğu ülkiye avanajları arasında arka, paen, ölçek ekonoileri, eknolojik üsünlükler, ürei ve yönei odelleri yer alakadır. Pazar büyüklüğü, haadde kaynaklarına yakınlık, fakör aliyeleri ve bölgesel büünleşelere araf ola gibi özellikler, yaırıcıların aradığı konusal avanajlar arasında sayılabilir. Đçselleşire, yaırıcı firanın, sahip olduğu paen ve arka gibi üsünlükleri koruyabilek ve bu üsünlüklerin geirdiği üreici ranından faydalanabilek aacıyla doğrudan yaırı kanalıyla ülke pazarına giresidir. Bu sayede yaırıcı fira, ürei fonksiyonlarını büünleşiriş; ürei ve edarik zincirinin aruz kalabileceği dışsal riskleri asgari düzeye indiriş olacakır. Teorik olarak bakıldığında DYSY yi belirleyen fakörler konusunda a bir fikir birliği sağlanaaakla birlike, bu eorilerin birbirini aalayıcı nielike olduğu görülekedir. DYSY ye yönelik poliikaların belirlenesi için doğrudan yaırıların geleceke nasıl bir seyir izleyeceğinin ahin edilesi gerekekedir. Türkiye 198 li yıllarda, ihal ikaeci sanayileşe sraejisi yerine ihracaa dönük sanayileşe sraejisini beniseyerek dünya ekonoisi ile büünleşeye başlaışır. Ticare engellerini azalarak ülkenin dışa açılıını gelişireyi hedefleyen siyasi oorie, hayaa geçirdiği düzenleelerle al ve seraye akıları üzerindeki konrolünü hafifleişir. 1989 da yürürlüğe giren Türk Parası Kıyeini Korua Hakkında 32 Sayılı Karar ile yabancı seraye harekelerinin önündeki kısılaalar azalılışır. Liberal ikisadi poliikaların gelişirdiği yaırı oraı ile 199 lı yıllarda Türkiye ye gelen yıllık doğrudan yaırı ikarı oralaa 1 ilyar dolar civarında seyreişir (DPT, 28). Küresel doğrudan yaırı girişleri içindeki payı düşük seviyelerde seyreden Türkiye, 21 yılı sonrasında hız verdiği özelleşire uygulaaları ile doğrudan yaırı girişlerini arırışır. Türkiye ye gelen doğrudan yaırıların 26 yılı iibariyle, 2,1 ilyar dolar olduğu görülekedir (YASED, 27: 5). 199 dan 26 yılına kadar Türkiye de doğrudan yaırıların belirleyicileri olarak alınan GSYĐH, dışa açıklık, işgücü aliyei ve enflasyonun DYSY üzerindeki ekilerini araşıran bu çalışada, öncelikle DYSY ile ilgili eel kavralar açıklanarak, çokuluslu şirkelerin başka ülkelerde yaırı-ürei faaliyelerini ve farklı yaırı ürlerini açıklaaya yönelik eorilere değinilişir. DYSY girişlerini ekileyen fakörlere değinilerek DYSY nin belirleyicileri kurasal düzeyde oraya konuşur. Ayrıca, ilgili apirik lieraür özelendiken sonra çalışada kullanılan odel ve değişkenler anıılışır. Son olarak, Türkiye ye gelen DYSY üzerine yapılan ekonoerik analiz ile DYSY nin eel belirleyicileri espi edileye çalışılışır. Bu çerçevede, Johansen çoklu eşbüünleşe ahin yönei kullanılarak uzun döne ilişkiler ahin ediliş ve buradan harekele, Haa Düzele Modeli yardııyla kısa döne ilişkileri araşırılışır. Çalışa, odelin ahin edilesi ile elde edilen sonuçlar ve bu sonuçlar ışığında oluşurulan poliika önerileri ile aalanakadır. LĐTERATÜR ĐNCELEMESĐ DYSY nin belirleyicileri üzerine çok geniş ve aynı zaanda arışalı bir lieraür bulunakadır. DYSY yi ekileyen fakörleri genişleen ve değişik açılardan ele alan araşıracılar oluşur. DYSY yi ekileyen fakörlere ilişkin lieraürü özeleyen Chakrabari (21: 91-92), bu fakörleri piyasa haci, işgücü aliyei, icare engelleri, büyüe oranı, dışa açıklık, icare açığı, döviz kuru ve vergi şeklinde sınıflandırışır. UNCTAD ise, 1998 yılı Dünya Yaırı Raporu nda, DYSY yi ekileyen fakörleri ekonoik (pazara, kaynağa veya ekinliğe odaklı), poliik ve yaırı oraına ai fakörler olarak üç al başlık alında sınıflandırışır (UNCTAD, 1998: 91). Pazar arayan uluslararası yaırıcılar için en iyi alernaif büyük bir pazara sahip ülkelerdir. Pazarın büyüklüğü, ev sahibi ülkenin GSYĐH veya kişi başına GSYĐH si ile ölçülekedir. Piyasa haci hipoezi, ölçek ekonoisinden faydalanabile ve kaynakların ekin kullanıı için büyük bir piyasanın gerekliliği görüşünü desekleekedir (Chakrabari, 21: 97). Piyasa büyüklüğünün, DYSY üzerindeki ekisini belirleek aacıyla 196 lı yıllardan günüüze, çeşili araşıralar gerçekleşirilişir. Örneğin, Scaperlanda ve Mauer (1969) yapış oldukları çalışada, piyasa büyüklüğünün öneli olduğuna ilişkin kanılar elde eişlerdir. Daha sonra Roo ve Ahed (1979) in gelişeke olan ülkelere ilişkin yapış oldukları çalışada da aynı sonuca ulaşılışır. Yine, Kravis ve Lipsey (1982) yapıkları çalışada, ev sahibi ülkenin piyasa büyüklüğünün, çokuluslu şirkelerin yerleşi yeri kararı üzerinde öneli bir ekiye sahip olduğunu gözleleişlerdir. Bunun dışında Schneider and Frey (1985) az gelişiş ülkelerdeki DYSY ye ilişkin yapış oldukları çalışada piyasa büyüklüğünün öneli bir fakör olduğu sonucuna ulaşışlardır. Aynı şekilde, Shasuddin (1994), Billingon (1999), Obwona (21), Chakrabari (21), Bouoiyour (23) ve Krisjansdoir (25) arafından yapılan çalışalarda benzer sonuçlara ulaşılışır. Piyasa büyüklüğüne ilişkin genel kanı bu değişkenin DYSY yi poziif yönde ekileyen öneli bir belirleyici olduğu yönündedir. DYSY nin ekonoik belirleyicileri arasında en arışalı olanı, işgücü aliyeleridir. Ucuz işgücünün yabancı yaırılar için bir cazibe unsuru olduğu genel kabul gören bir görüşür. Örneğin, Saunders (1982), Schneider ve Frey (1985), Shasuddin (1994) ve Hazius (2) arafından yapılan çalışalarda, daha yüksek ücrelerin DYSY yi caydırdığı sonucuna ulaşılışır. Bununla birlike, düşük ücrelerin DYSY yi cezbeede ekili olaayacağını ya da ikisi arasında öneli bir ilişkinin oladığını savunan görüşler de bulunakadır. Caves (1974), Nankani (1979) ve Swedenborg (1979), reel ücrelerle DYSY arasında poziif ve öneli bir ilişki olduğu sonucuna ulaşakla birlike Wheeler ve Mody (1992) bu iki değişken arasında iala sanayinde çok zayıf bir poziif ilişki olduğunu oraya koyuşlardır (Chakrabari, 21: 97). DYSY ile ücreler arasında doğrudan

bir ilişkinin olayacağını ileri süren görüşler, işgücünün ürei sürecinde serayeye oranla giderek daha az pay alası ve yabancı yaırıcıların ücrelerden çok işgücü verililiğini dikkae alası gibi nedenlere dayandırılarak açıklanakadır (Gövdere, 23: 3; Larudee ve Koechlin, 1999). Bir ülkenin dış icare haci/gsmh oranı ile ölçülen dışa açıklık derecesi de doğrudan yaırıları ekileekedir. Yaırıların, icare edilebilir sekörlere yöneldiği görüşünden harekele, dışa açıklık oranı yüksek olan ülkelerin daha fazla yabancı yaırı çekeceği kabul edilekedir. Kravis ve Lipsey (1982) ile Edwards (199) ülkenin dışa açıklık derecesinin, DYSY üzerinde, güçlü bir poziif ekiye sahip olduğu sonucuna ulaşışlardır. Schiz ve Bieri (1972) ise, dışa açıklık ve DYSY arasında zayıf bir poziif ilişki bulgusuna ulaşırken Wheeler ve Mody (1992), elekronik sanayiinde zayıf bir negaif ilişki, iala sanayiinde ise güçlü bir ilişki olduğu bulgusuna ulaşışlardır (Chakrabari, 21: 1). Ev sahibi ülkenin para biriindeki bir değerlene ve değer kaybını göseren döviz kurları da bu ülkedeki ükeicilerin saın ala gücünü değişirerek yerel piyasaya dönük doğrudan yabancı seraye girişini ekiyecekir. Örneğin döviz kurundaki reel değer kaybı, daha ucuz hale gelen yerli işgücüne yönelik avanaj sağlaa iseğiyle ülkeye seraye akışını arırabilir. Çünkü karşılaşıralı ürei aliyeleri gibi belirleyiciler reel döviz kuruyla yakından ilişkilidir (Güngör, 22: 76). DYSY daha çok çokuluslu şirkelerce yapılaka ve bu şirkelerde çok sayıda ülkede faaliye göserdikleri için, çok sayıda para birii ile çalışak duruundadırlar. Bundan dolayı, döviz kurlarındaki harekelilik ve belirsizliklerin, söz konusu firaların he karlılığını, he de ürei yeri ercihlerini ekileesi beklenecekir (Gövdere, 23: 7). Teorik olarak böyle bir bekleninin varlığına rağen DYSY ile döviz kurları arasındaki ilişkilerin araşırıldığı apirik çalışalarda a bir fikir birliğine varılaaışır. Edwards (199), yapığı çalışada döviz kurundaki değişelerin DYSY yi poziif ekilediği sonucuna ulaşırken Froo ve Sein (1991) ise negaif yönde ekilediği sonucuna ulaşışlardır. Diğer yandan Sader (1993) ile Tuan ve Eer (1999) arafından yapılan çalışalarda ise bu iki değişken arasında öneli bir ilişki bulunaaışır. Ticare engellerinin de DYSY nin belirleyicileri arasında yer aldığı genel kabul görekle birlike, bu konu da arışalıdır. Tarife farklılığı hipoezine göre, icaree konulan engeller söz konusu ülkeye ürün ihracaını zorlaşırdığı için, firalar o ülke içinde yaırıa yönelekedirler. Koruacı poliikalar, he ürei aliyelerini, he de fiyaları yükselerek, onopol karlarını yükselici bir eki yapabilekedir (Gövdere, 23: 8). DYSY yi ekileyen fakörler arasında öneli olan bir diğeri ise, icare açığı olarak göserilekedir. Torissi (1985) icare fazlasının, dinaik ve sağlıklı bir ekonoinin gösergesi olduğunu, bu nedenle de, DYSY yi eşvik eiğini belirekedir. Bu alanda yapılan diğer çalışalar da, aynı yönde bulgular oraya koyuşur. Örneğin, Schneider ve Frey (1985) ile Hein (1992) icare fazlası ve DYSY arasında güçlü bir poziif ilişkinin bulunduğuna işare eişlerdir (Chakrabari, 21: 1). DYSY üzerindeki ekisi olan bir diğer ekonoik fakör de büyüedir. Daha hızlı büyüyen ekonoiler, firalara nispi olarak daha iyi fırsalar sunakadır. Bir başka ifade ile, daha iyi kar olanakları sağlaakadırlar. Bu iki değişken arasındaki ilişkileri araşıran Bandera ve Whie (1968), Lunn (198), Schneider ve Frey (1985) ve Cule (1988) büyüenin, DYSY üzerinde öneli bir poziif ekiye sahip olduğunu gözleleişlerdir (Chakrabari, 21: 11). Bununla birlike, farklı sonuçlara ulaşan yazarlar da vardır. Örneğin, Nigh (1985) büyüenin DYSY üzerindeki ekisini gelişiş ve gelişeke olan ülkeler açısından karşılaşıralı olarak inceleiş ve gelişiş ülkeler için zayıf, az gelişiş ülkeler için güçlü bir ilişki bulunduğu sonucuna ulaşışır. Ekonoik fakörler dışında yaırı kararını ekileyen bir diğer eken grubu da poliik fakörlerdir. Ekonoik, siyasi ve sosyal isikrar, yabacı yaırılar için önelidir. Ekonoik isikrar, yaırı yapılacak ülkenin evcu ve gelecekeki ekonoik gösergelerinin ekonoik riskleri uygun yaırı oraını sağlayacak şekilde en düşük seviyede ua kabiliyeine sahip olası anlaına gelekedir. Ekonoik gelişelerin öngörülebilir sınırlar içinde gerçekleşesi duruunda yaırıcı kendisini güvende hissedecekir. Aynı duru siyasi isikrar için de geçerlidir (Kayak, 25: 88). Para arzı üzerindeki ekonoik baskıyı hesaba kaak için enflasyon oranı çoğu zaan ekonoik isikrarın bir gösergesi olarak kullanılakadır. Obwona (21) yabancı yaırıcıları Uganda da yaırı yapaya ien eel fakörleri inceleniş ve analiz sonucunda ekonoik ve poliik isikrarın ü diğer özendirici fakörlerden daha ekili olduğu sonucuna ulaşışır. Aynı şekilde Bajo-Rubia ve Sosvilla- Rivero (1994) Đspanya ve Yih Yun Yang vd. (2) de Avusurya için yapıkları analizlerde, yüksek enflasyonun ev sahibi ülkenin akroekonoi poliikasındaki belirsizliği yansıığını ve bu nedenle doğrudan yaırıları caydırdığı sonucuna ulaşışlardır. Yaırı kararı alınırken gözeilen diğer bir poliik fakör de vergi poliikalarıdır. Yaırılar ve karlar üzerindeki aşırı vergi yükü, çokuluslu şirkelerin ev sahibi ülkeye yaırı yapasını engelleyecekir. Vergi yükü karlar yanında, ana şirke ile bağlı şirke arasındaki her ürlü para ransferini içerekedir. Özelleşire poliikaları da hüküein, he devlein ekonoideki ağırlığı ile ilgili he de serbes piyasanın işleyişi ile ilgili avrını göserdiğinden dolayı yabacı yaırılar için öne arz eekedir. Özelleşire uygulaalarının ana hedeflerinden birisi, ülkiyein el değişiresi yoluyla rekabein sağlanasıdır. Özelleşire prograları, DYSY nin giderek Lain Aerika, Ora ve Doğu Avrupa ülkelerine kayasında öneli bir fakördür (Sabır, 22: 5). Yabancı yaırıcıların belirli bir süre gelir vergisinden uaf uulası, ihal eiği ara alların gürük vergisi indirileri ve sübvansiyonlar gibi ali eşviklerin yabancı yaırı için

ülkenin çekiciliğini arırdığı düşünülekedir. Ancak, yapılan araşıralar, ekonoik karlılıkan çok ali karlılığı düşünen yaırıcılar isisna olarak değerlendirilirse, ülkenin poliik ve ekonoik koşullar bakıından cazip olaası duruunda ali eşviklerin bunu elafi edeeyeceği yönündedir (Efe, 22: 17). Teşvikler yabancı serayeyi çekeke ek başına ekili değildir. Yaırı eşviklerinin ekinliğini azalan öneli bir fakör, her gelişeke olan ülkenin farklı ölçülerde de olsa eşvik edbirleri uygulaaka olasıdır (Duran, 22: 71-72). Birçok ülke üzerine yapılış çok sayıda çalışa olasına rağen, DYSY yi belirleyen değişkenlerin işare ve büyüklülüklerinin ülke ve sekörlere göre farklılık arz eiği görülekedir. DYSY nin farklı bakış açıları ile ele alındığı bu çalışalarda elde edilen sonuçların farklılığının, ülkelerin sahip olduğu farklı ekonoik, poliik ve sosyal şarlardan kaynaklandığı görülekedir. Farklı ülkeler üzerine yapılan apirik lieraürü bu şekilde özelediken sonra DYSY nin belirleyicilerine ilişkin Türkiye üzerine yapılan çalışalara bakıldığında, Özağ (1994) arafından yapılan çalışa göze çarpakadır. Bu çalışada 198-1992 döneine ilişkin yıllık veriler kullanılarak DYSY yi ekileyen fakörler araşırılışır. GSMH, Đşgücü aliyei, reel döviz kuru ve yaırı eşviklerinin bağısız değişken olarak alındığı bu çalışada, GSMH ve eşviklerin DYSY yi poziif, reel döviz kuru ve işgücü aliyelerinin ise negaif ekilediği sonucuna ulaşılışır. Taoğlu ve Glaiser (1998) in yapığı bir çalışada ise Türkiye ye yaırı yapan 98 yabancı fira yöneicisine anke uygulanış ve Türkiye yi ercihlerinde ekili olan en öneli fakörler sorgulanışır. Bunun için piyasa büyüklüğü, ekonoinin büyüe hızı, poliik ve ekonoik isikrar, alyapı yaırılarının düzeyi, kalifiye işgücü olanakları, yabancı yaırılara karşı hüküe arafından yürüülen poliika, eşvikler, ulaşı ve haberleşe aliyeleri, karların ransfer edilebilirliği gibi fakörler kullanılışır. Çalışada, Türkiye nin sahip olduğu yerleşi yeri fakörlerinin nispi önei, yaırı yapan firanın hangi ülkeye ai olduğu ve yapılan yaırıın piyasaya giriş biçiine göre değişiği sonucuna ulaşılışır. Erdal ve Taoğlu (22) arafından yapılan bir başka çalışada da 198-1998 döneine ilişkin yıllık veriler kullanılarak DYSY, GSMH, büyüe oranı, ihracaın ihalaa oranı, döviz kuru değişkenliği ve faiz oranı değişkenleri arasındaki uzun döneli ilişkiler araşırılışır. Çalışa sonunda ele alınan değişkenlerden GSMH, büyüe oranı, alyapı yaırıları ve dışa açıklık oranı ile DYSY arasında poziif yönlü, faiz oranı ve döviz kuru ile DYSY arasında negaif yönlü uzun döne ilişkisi espi edilişir. Alıcı ve Ucal (23) arafından yapılan bir çalışada Türkiye ye gelen DYSY, ihraca ve büyüe arasındaki nedensellik ilişkisi incelenişir. 1981:1-22:4 döneine ilişkin yapılan analiz sonucunda ihracaaki büyüenin çıkıdaki büyüenin Granger nedeni olduğu faka ihracaaki büyüe ve çıkıdaki büyüe ile doğrudan yaırılar arasında herhangi bir nedenselliğin oladığı oraya konuşur. Deichann vd. (23) arafından 1995 yılında Türkiye de faaliye göseren 293 yabancı fira üzerine yapılan çalışada ülkenin kalkınışlık düzeyi, alyapı ikanları, ulaşı ikanları, kalifiye işgücü olanakları, banka kredilerinin ikisadi faaliye içindeki payı, arısal üreiin ekonoi içindeki payı ve kau yaırılarının GSYĐH içindeki payı açıklayıcı değişken olarak kullanılışır. Çalışa sonucunda DYSY ile gelir seviyesi, alyapı olanakları ve kalifiye işgücü değişkenleri arasında poziif yönlü bir ilişki espi edilirken, kalifiye işgücündeki yeersizlikler, arıın ekonoideki payı ve kau yaırılarının GSYĐH içindeki payı ile DYSY arasında negaif yönlü bir ilişkinin olduğu sonucuna ulaşılışır. Yukarıda özelenen çalışaların dışında Dursun (24: 167-182) arafından yapılan dokora ezinde Türkiye ye yönelik doğrudan yaırıları belirleyen fakörler 1981-23 dönei için analiz edilişir. Kişi başına GSMH ve reel ücre değişkenlerine ilave olarak enflasyon belirsizliğinin de açıklayıcı değişken olarak kullanıldığı çalışa sonucunda kişi başına GSMH ile reel ücre değişkenlerinin doğrudan yaırılar üzerindeki ekisi poziif olarak bulunuşur. Çalışada düşük ücrelerin Türkiye için doğrudan yaırıları çeken bir unsur oladığı ifade edilişir. Ayrıca çalışada enflasyonun, enflasyon belirsizliğini arırdığı; enflasyon belirsizliğinin ise doğrudan yaırılar üzerinde olusuz bir eki yaraığı sonucuna ulaşılışır. Türkiye ye ilişkin çalışalara bakıldığında DYSY yi ekileyen fakörleri genişleen ve bu fakörleri değişik açılardan ele alan çok sayıda çalışanın olduğu görülekedir. Bu çalışada Türkiye için farklı bir veri sei ve çok değişkenli koenegrasyon ve haa düzele odeli kullanılarak DYSY nin belirleyicileri araşırılışır. EKONOMETRĐK ANALĐZ Model ve Değişkenler DYSY nin Türkiye deki belirleyicilerinin araşırıldığı bu çalışada DYSY, piyasa büyüklüğü, ülkenin dış icaree açıklık oranı, işgücü aliyei ve enflasyon ile açıklanaya çalışılışır. DYSY nin eel belirleyicilerini ahin eeye yönelik oluşurulan fonksiyon için çif logariik kalıpa bir odel kuruluşur. Çif logariik kalıp, araşıracıya ahin edilen kasayıların esneklik olarak yorulanabilesi açısından büyük bir avanaj sağlaası nedeniyle ercih edilekedir. Bu bağlada kurulan odelde DYSY nin ele alınan değişkenlere karşı esneklik kasayıları hesaplanacakır. Apirik analizin odeli ve bu odele ilişkin değişkenler aşağıdaki gibidir: LnFDI =β + β 1LnGDPSA +β 2LnINF + β 3LnOPENSA + β 4LnWAGE + µ (3.1)

LnFDI =a +a 1 µ -1 + a2 LnGDPSA -i+ a3 LnINF -i + a4 LnOPENSA -i + a5 LnWAGE -i + a6 LnFDI -i+ε 1 (3.2) 199:1-26:4 döneini (1) kapsayan üçer aylık verilerin kullanıldığı çalışada Türkiye ye giren doğrudan yabancı seraye verileri (FDI), piyasa büyüklüğünün ekisini ölçek üzere GSYĐH (GDP), işgücü aliyeinin ekisini yansıak üzere reel ücre endeksi (WAGE), dışa açıklık oranının ekisini ölçek üzere ihalaın GSYĐH ye oranı (OPEN) ve ekonoik isikrarın bir ölçüsü olarak opan eşya fiyaları endeksi (ENF) verileri ele alınışır. Çalışada kullanılan serilerin 199-26 döneindeki seyri EK-1 de verilişir. (3.1) uzun döne ve (3.2) ise kısa döne DYSY girişine ilişkin denkleleri göserek üzere, GDP ve OPEN değişkenlerinin kasayılarının beklenen işarei poziif iken WAGE ve ENF değişkenlerinin beklenen işarei negaifir. Bu çalışada kullanılan veriler, TCMB elekronik veri dağıı sisei ve IFS (Inernaional Financial Saisics) Kuruu nun web siesinden sağlanışır. TCMB elekronik veri dağıı siseden orijinal hali 1997=1 olan reel ücre endeksi ve orijinal hali 1968=1 olan opan eşya fiyaları endeksi verilerle uyulu olası açısından, arafıızdan 199=1 bazlı hale dönüşürülüşür. Analizde kullanılan odelin sebolleri Tablo 1 de anıılakadır. Sebol Tablo 1: Modeldeki Seboller ve Anlaları Anlaı ve Ölçü Birii FDI Doğrudan Yabancı Seraye Yaırıları (ilyon $) GDP Gayri Safi Yuriçi Hasıla (ilyon $) INF Topan Eşya Fiyaları Endeksi (199=1) WAGE Reel Ücre Đndeksi (199=1) OPEN SA Đhalaın GSYĐH ye Oranı ((Đhala/GSYĐH)*1) Mevsisel Düzele (SA-Seasonal Adjusen) Ln Logaria Fonksiyonu, LnX=LOG(X) Birinci Fark Đşlecisi, LnX=D(LnX) µ -1 Uzun Döne DYSY ye ilişkin Regresyondan Elde Edilen Arık Terilerin Bir Döne Gecikesi (ECT-Haa Düzele Terii) 1 Ele alınan değişkenlere ilişkin verilere 199:1-26:4 iibariyle ulaşılabildiği için araşıra dönei bu şekilde belirlenişir.

Analiz için kullanılan serilerin üçer aylık olası nedeniyle evsisel eki içerip içerediğine kukla değişken yöneiyle bakılış ve GDP ve OPEN serilerinde evsisellik gözlenişir. Bu nedenle, söz konusu seriler TRAMO-SEATS (2) yöneiyle evsiselliken arındırılarak analize dahil edilişir. Analizler, Econoeric Views 5.1 pake prograı yardııyla yapılışır. Modeldeki değişkenler arası ilişkileri araşırada kullanılan 3.1 nolu denklein ahin edilebilesi için, öncelikle değişkenlerin durağan olası gerekekedir. Zaan serilerinin durağan olası, oralaası ile varyansı zaan içinde değişeyen ve iki döne arasındaki orak varyansı bu orak varyansın hesaplandığı dönee değil de, yalnızca iki döne arasındaki uzaklığa bağlı olan olasılıklı bir süreci ifade eekedir (Gujarai, 21: 713). Herhangi bir zaan serisinin durağan olup oladığı, yapılan çalışaların büyük çoğunluğunda biri kök esiyle sınanakadır. Biri kök üzerine yapılan çalışalarda, biri kök içeren değişkenlerin EKK yönei ile ahin edilesi halinde güvenilir olayan sonuçlara yol açacağı beliriliş ve bu duru sahe regresyon olarak ifade edilişir. Dolayısıyla değişkenler arasında ekonoerik olarak anlalı ilişkiler elde edilebilesi için, analizi yapılan serilerin durağan seriler olası gerekekedir. Durağanlığı sağlaak aacıyla uygulanan fark ala işlei ise, serilerde bilgi kaybına yol açakadır. Bunu önleek aacıyla eşbüünleşe yönei kullanılakadır. Durağan olayan serilerin doğrusal kobinasyonlarının uzun dönede durağan olasını ifade eden eşbüünleşe ilişkisinin araşırılabilesi için, büün değişkenlerin aynı erebeden durağan olası gerekir (Enders, 1995: 358-359). Zaan serilerinin durağanlığı, liaraürde bulunan çeşili yöneler kullanılarak es edilekedir. Bu çalışada değişkenlerin durağanlıkları Dickey ve Fuller (1979, 1981) arafından gelişirilen DF-ADF biri kök esleri kullanılarak araşırılışır. Ancak bu biri kök esleri serilerde yapısal kırıla olası duruunda biri kökün varlığı konusunda sapalı sonuçlar verebilir. Bu sakıncayı giderek için Zivo ve Andrews (1992) biri kök esi kullanılışır. Bu esler sonucunda aynı erebeden durağan oldukları anlaşılan FDI, GDP, OPEN, INF ve WAGE serileri arasında uzun döneli ilişki olup oladığı, Engle-Granger yöneiyle es edilebilekedir (Engle ve Granger, 1987: 251-276). Ancak araşırılan eşbüünleşe ilişkisinde n ane değişken varsa en çok (n-1) ade eşbüünleşik vekör olabileceğinden dolayı Johansen çoklu eşbüünleşe yönei kullanılış ve eşbüünleşik vekör sayısı araşırılışır (Johansen ve Juselius, 1988: 231-254; 199: 169-21). Johansen yöneinde eşbüünleşik vekör sayısı, özdeğerler (eigenvalues) kullanılarak log olabilirlik es isaisiğine dayanan iz isaisiği (race saisics) ve r sayıda eşbüünleşik vekörün r+1 sayıdaki alernaifi karşısında es edilesine dayalı aksiu özdeğer isaisiği (axiu eigenvalues saisics) ile bulunakadır. Johansen yöneiyle eşbüünleşik vekör sayısı ve uzun döne eşiliği belirlendiken sonra ilk aşaada (3.1 nolu denkle) elde edilen haa erilerinin bir döne gecikeli değeri haa düzele odelinde (3.2 nolu denkle) kullanılarak kısa döne ilişkileri araşırılaya çalışılışır. Analiz Sonuçları Biri Kök Tesi Sonuçları Değişkenler arasında ekonoerik olarak anlalı ilişkilerin espi edilesi için, daha önce de ifade edildiği gibi, serilerin durağan olası gerekekedir. Trend ve evsisellik içeren seriler durağan değillerdir. Bu nedenle, öncelikle serilerin evsisellik, sabi ve rend gibi deerinisik özelliklerine bakılış ve evsisellik gözlelenen seriler evsiselliken arındırılış olarak odele kaılışır. Tablo 2 de odelde yer alan değişkenlerin deerinisik bileşenlerine ilişkin sonuçlar yer alakadır. 2 Mevsilik ekilerin belirlenesinde ve serilerin evsisel ekilerden arındırılasında kullanılan çeşili yöneler bulunakadır. Bunlar; harekeli oralaalar yönei, evsisel kukla değişken yönei, üsel düzleşire yönei, CENSUS II, X11 yönei ve TRAMO-SEATS gibi yönelerden oluşakadır. Çalışaızda serilerin evsisel ekilerden arındırılası için TRAMO-SEATS yönei kullanılışır. Bu yönede evsisel düzleşire için ARIMA eelli bir odel oluşurularak serideki ilk bakışa gözleneeyen, gizli bileşenleri ayrışırılaka ve iniu oralaa haa karesi elde edilekedir. Goez ve Maravall (1996) arafından oraya konan ve Maravall (22, 25) arafından gelişirilen TRAMO ve SEATS prograları ile seri önce düzelileke ve ardından düzelilen ARIMA odeli bileşenlerine ayrılarak düzleşirilekedir. Yönele ilgili ayrınılı bilgi için bkz. Bozkur ( 27: 23-24).

Tablo 2: Değişkenlerin Deerinisik Özellikleri Değişkenler Sabi Trend S 1 S 2 S 3 LnFDI 4,84,36 -,451 (,71) -,34 (,171) -,26 (,293) LnGDP 1,43,14 -,29 (,8) -,519 -,338 LnOPEN 2,77,13,1 (,8),74 (,47) -,253 LnWAGE 4,498 -,3 -,26 (,26),2 (,91),16 (,434) LnINF 4,793,11,33 (,815),42 (,784),12 (,934) No: Kasayıların alında paranez içinde yer alan rakalar isaisiğinin olasılık değerlerini göserekedir. Tablo 2 incelendiğinde, ü değişkenlerin rend ve sabi değişkeni içerdiği gözlenekedir. Ayrıca, LnGDP ve LnOPEN dışındaki değişkenlerin evsisellik içerediği söylenebilir. Bu nedenle söz konusu değişkenler, evsisel düzeleye abi uularak, odele dahil edilişir. Modelde yer alan değişkenlere ilişkin deerinisik bileşen gerekliliği araşırıldıkan sonra, sokasik bileşen içerip içerediği, öncelikle DF biri kök esi kullanılarak es edilişir. Faka ahin edilen odelin haa erilerinde ookorelasyona raslanası duruunda, iniu SC (Schwarz Krieri) değerlerine ulaşılıncaya kadar bağılı değişkenin gecikeleri de eker eker odele ilave edilerek ADF biri kök esine başvuruluşur. Bu çerçevede yapılan biri kök eslerine ilişkin sonuçlar Tablo 3 e verilekedir. Tablo 3 e yer alan ADF biri kök esi sonuçları incelendiğinde, LnFDI, LnGDPSA, LnOPENSA, LnWAGE ve LnINF değişkenleri için ulak değer iibariyle ADF isaisiği, kriik değerden küçük olduğundan, serilerin bir biri kök içerdikleri, yani durağan oladıklarını ifade eden sıfır hipoezinin reddedileediği görülekedir. Çalışada kullanılan ü değişkenler düzeyleri iibariyle durağan değildir. Bu nedenle değişkenlerin birinci farkları alınarak ekrar biri kök eslerine abi uuluşur. Tablo 3: ADF Biri Kök Tesi Sonuçları Değişkenler ADF Tes Đsaisiği %5 Kriik Değer LnFDI -,87 (2)** -3.48 LnGDPSA -2,3 ()** -3.48 LnOPENSA -2,55 ()** -3.48 LnWAGE -3,42 (8)** -3.48 LnINF -2,62 ()** -3.48 LnFDI -9,88 (1)* -1.945 LnGDPSA -7,9 ()* -1.945 LnOPENSA -7,95 ()* -1.945 LnWAGE -2,4 (7)* -1.945 LnINF -5,53 ()* -3.48 No: Paranez içindeki değerler, Schwarz krierine göre ookorelasyonun bulunadığı iniu gecike uzunluklarını göserekedir. *, % 5 anlalılık düzeyinde sıfır hipoezinin reddini göserir. **, % 5 anlalılık düzeyinde sıfır hipoezinin kabulünü göserir. Durağanlaşıra işlei sırasında fark alınırken genellikle rend ve sabi kaybolakadır (Tarı, 25: 4). Bu nedenle, LNINF serisi haricindeki diğer serilerin grafikleri de sabi ve rend ekisinin oladığını göserdiğinden, bu değişkenlere ilişkin ADF esinde sabi ve rend konulaışır. Değişkenlerin birinci farkları iibariyle ADF biri kök esi sonuçları Tablo 3 e yer alakadır. Bu sonuçlar incelendiğinde, ADF esi için hesaplanan es isaisiği ulak değer olarak kriik değerleri aşığından, serilerin bir biri kök içerdikleri, yani durağan oladıklarını ifade eden sıfır hipoezinin reddedilerek alernaif hipoezin kabul edildiği görülekedir. Başka bir ifadeyle, çalışada kullanılan ü değişkeler birinci erebeden durağandır. Yapısal değişelerin varlığı duruunda, ADF gibi geleneksel biri kök eslerinin yanlış sonuçlar vereceği ve gerçeke durağan olan bir serinin durağan değiliş gibi görünebileceği lieraürde oldukça sık arışılakadır. Yapısal kırılanın serilerin durağanlığı üzerinde ekili olup oladığını araşırak aacıyla, Zivo ve Andrews (1992) in gelişirdiği yapısal biri kök esine

başvuruluşur. Zivo ve Andrews in önerdiği biri kök esine ilişkin birinci ve üçüncü odel (Model A ve Model C) (3) uygulanarak, yapısal kırılanın biri kök eslerine ekisi araşırılışır. Tablo 4, bu ese ilişkin sonuçları içerekedir. Tablo 4: Zivo-Andrews Biri Kök Tesi Sonuçları Model A Model C Değişkenler Tes Đsaisiği* %5 Kriik Değer Tes Đsaisiği* %5 Kriik Değer LnFDI -1,99 (23:4) -4,8-3.91 (22:1) -5,8 LnGDPSA -4.5 (23:2) -4,8-5. (21:2) -5,8 LnOPENSA -3.79 (1994:4) -4,8-4.61 (1998:1) -5,8 LnWAGE -.82 (1994:1) -4,8-2.32 (21:2) -5,8 LnINF -3.56 (1999:3) -4,8-3.6 (1999:1) -5,8 No: Paranez içindeki değerler olası kırıla zaanını göserekedir. *, es isaisiği α kasayısına ilişkin iniu değerlerini göserekedir. Zivo ve Andrews biri kök esinde Model A için serinin sabiinde (oralaasında) yapısal kırıla olan rend durağan bir süreç seklindeki alernaif hipoezine karşılık serinin biri kök içerdiği boş hipoezi es edilekedir. Tablo 4 en de görüldüğü gibi ü değişkenler için α kasayısına ilişkin isaisiği, % 5 anlalılık düzeyindeki kriik değerden küçükür. Dolayısıyla biri kökün varlığını ifade eden sıfır hipoezi reddedileeekedir. Buna göre ü seriler birinci dereceden enegredir yani I(1) dir. En geniş odel olan Model C de ise serinin sabiinde (oralaasında) ve eğiinde yapısal kırıla olan rend durağan bir süreç alernaif hipoezine karşılık serinin biri kök içerdiği boş hipoezi es edilekedir. Tablo 4 deki es sonuçlarına bakıldığında ü değişkenler için α kasayısına ilişkin isaisiği, % 5 anlalılık düzeyindeki kriik değerden küçükür. Dolayısıyla biri kökün varlığını ifade eden sıfır hipoezi reddedileeekedir. Yani C odeline göre de büün seriler birinci dereceden enegredir.yapılan biri kök esinin he A he de C odeli için verdiği genel sonuç yapısal kırılaların seriler üzerinde kalıcı ekiler bırakadığı ve büün serilerin I(1) olduğu yönündedir. Tü değişkenlerin aynı erebeden I(1) enegre olası, Johansen çoklu eşbüünleşe esini uygulayabilenin eel koşulunu sağlaakadır. Bu duruda, her biri ek başına durağan olayan serilerin doğrusal kobinasyonlarının durağan olup oladığı incelenebilir. Johansen Eşbüünleşe Analizi Sonuçları Bu çalışada kullanılan serilerin biri kök özellikleri incelendiken sonra, değişkenler arasında uzun döne ilişkisi olup oladığını es eek aacıyla Johansen çoklu eşbüünleşe esine başvuruluşur. Daha önce ADF ve Zivo-Andrews biri kök esleri uygulanarak birinci dereceden I(1) enegre olduğuna karar verilen büün değişkenler eşbüünleşe analizine dahil edilişir. Büün değişkenlerin aynı erebeden I(1) durağan olası, bu değişkenlerle kurulacak olan bir odelin, gerçek bir ilişkiyi yansıabileceği, yani sahe regresyon ola ihialinin düşük olduğunu göserekedir. Değişkenler arasındaki uzun döneli ilişkinin varlığı Johansen eşbüünleşe yöneiyle araşırılışır. Öncelikle ele alınan değişkenler arasında uygun gecike uzunluğunun belirlenesi aacıyla VAR odeli ahin ediliş ve bu odelden elde edilen iniu gecike uzunluklarına ilişkin ahin sonuçları Tablo 5 de özelenişir. Tablo 5: Johansen Eşbüünleşe Tesi Miniu Gecike Uzunluğu Lag LogL LR FPE AIC SC HQ -33.8716 NA 2.41e-6 1.25392 1.42546 1.32127 1 363.974 718.69 1.45e-11-1.7733-9.74412* -1.3692* 2 383.552 32.278 1.75e-11-1.5984-8.71148-9.85758 3 417.138 49.7863 1.38e-11-1.8743-8.12963-9.79668 4 446.1932 38.473* 1.31e-11* -11.62* -7.4382-9.59183 5 469.113 26.4984 1.61e-11-1.9358-6.47573-9.18469 3 Zivo-Andrews esinde, yapısal kırılanın biri kök eslerini nasıl ekilediğini araşırak için üç odel gelişirilişir. Ancak, son odel, B odelinde var olan eğideki kırılanın ekisini de içerdiği için uygulaada yaygın olarak A ve C odelleri ercih edilekedir. Bizi çalışaızda da sadece Model A ve Model C es sonuçlarına yer verilekedir. Kullanılan bu odellerle ilgili ayrınılı bilgi için bkz EK-2.

6 495.494 26.398 1.92e-11-1.989-5.66311-8.8933 * kriere ilişkin seçilen gecike uzunluğu; LR: Olabilirlik oranı es isaisiği (% 5 düzeyinde); FPE: Son ahin haası krieri; AIC: Akaike bilgi krieri; SC: Schwarz bilgi krieri; HQ: Hannan-Quinn bilgi krieri. Tablo 5 incelendiğinde, AIC, LR, FPE değerlerinin 4 gecike için iniu değer verdiği ve SC ve HQ için ise 1 gecikenin iniu değer verdiği gözlenekedir. Üç krierin aynı gecikede iniu değer veresi üzerine, Johansen eşbüünleşe analizi için opial gecike uzunluğu 4 olarak alınışır. Tablo 6 da yer alan Johansen eşbüünleşe es sonuçları incelendiğinde, he aksiu öz değer esi, he de iz esi isaisiklerine göre, % 5 anlalılık düzeyinde, DYSY girişi (LnFDI), GSYĐH (LnGDPSA), dışa açıklık (LnOPENSA), reel ücre (LnWAGE) ve enflasyon (LnINF) arasında uzun döne ilişkisini ifade eden bir eşbüünleşik vekörün var olduğu görülekedir. Herhangi bir eşbüünleşik vekörün bulunadığını (r = ) öne süren sıfır hipoezi için aksiu özdeğer isaisiği 34,6; iz isaisiği ise 75,16 olarak hesaplanışır. Bu değerler, % 5 anlalılık düzeyinde aksiu özdeğer esi için 33,87 ve iz esi için 69,81 olan kriik değerlerden yüksekir. Bu nedenle eşbüünleşik vekör bulunadığını öne süren sıfır hipoezi her iki es arafından da reddedilişir. Bunun anlaı, bir eşbüünleşik vekörün var olduğudur. Ayrıca birden fazla eşbüünleşik vekörün var olduğunu göseren hipoezler de reddedildiğinden eşbüünleşik vekör sayısının 1 olduğu anlaşılışır. Tablo 6: Johansen Eşbüünleşe Tes Đsaisikleri Maksiu Öz Değer Tesi (Maxiu Eigenvalue Tes) Đz Tesi (Trace Tes) Boş ( H ) Hipoez Alernai f Hipoez Tes Đsaisiğ i % 5 Kriik Değeri Boş ( H ) Hipoez Alernaif Hipoez Tes Đsaisiği % 5 Kriik Değer r = r = 1 34.64 33.87 r = r > 75.161 69.81 r =1 r = 2 16.1 27.58 r 1 r >1 41.97 47.85 r = 2 r = 3 13.187 21.13 r 2 r >2 25.86 29.79 r = 3 r = 4 9.9343 14.26 r 2 r >2 11.898 15.49 r = 4 r = 5 1.9641 3.841 r 2 r >2 1.9642 3.841 Bu sonuçlara göre, ele alınan döne iibariyle, doğrudan yaırılar, GSYĐH, dışa açıklık, ücreler ve enflasyon arasında uzun dönede bir ane eşbüünleşe ilişkisi vardır. Eşbüünleşe vekörü, doğrudan yaırı değişkeninin kasayısına göre noralize edildiğinde, değişkenler arasında aşağıda verilen ilişki elde edilişir. LnFDI= 5,11 LnGDPSA - 9,48 LnWAGE + 5,84 LnOPENSA,67 LnINF (3.3) (1.1649) (2.25418) (2.13334) (.27757) Johansen esi sonucunda elde edilen eşbüünleşe vekörüne ilişkin kasayıların işareleri beklenilere uygun çıkışır. Paraereler isaisiki açıdan anlalıdır ve odel bir büün olarak anlalıdır. Bu çerçevede, GSYĐH deki % 1' lik arış, doğrudan yaırılarda % 5,11 lik bir arışa neden olakadır. Reel ücre endeksinde eydana gelen % 1 lik arış ise doğrudan yaırıları % 9,48 azalakadır. Dışa açıklık değişkenindeki % 1 lik arış ise doğrudan yaırılarda % 5,84 lük bir arışa sebep olakadır. Ekonoik isikrarın bir gösergesi olarak alınan opan eşya fiyaları endeksindeki %1 lik arış ise doğrudan yaırıları %,67 azalakadır. Yani bu endekseki azalalar ekonoik isikrarı yansıaka ve doğrudan yaırıları ers yönde ekileekedir. Ayrıca ücreler ve enflasyondaki arışlar ürei aliyelerinde yükseleye neden olduğu için ülkenin rekabe gücünü azalakadır. Bu duruun, doğrudan yabancı yaırıları olusuz ekilediği görülekedir. Aynı şekilde piyasa büyüklüğünü göseren GSYĐH deki arış ve dışa açıklığı göseren ihalaın GSYĐH ye oranındaki arışların da doğrudan yaırıları özendirdiği görülekedir. Türkiye de piyasa büyüklüğü, işgücü aliyei ve dışa açıklık doğrudan yaırı girişini belirleyen çok öneli değişkenlerdir. Ekonoik isikrarın ise doğrudan yaırılar üzerindeki belirleyiciliği daha azdır. Haa Düzele Modeli Tahin Sonuçları Johansen eşbüünleşe esinin ilk aşaasında, uzun döneli eşbüünleşe ilişkisinin bulunasının ardından, ikinci aşaa olarak bu değişkenlerin kısa döneli davranışları, haa düzele odeli çerçevesinde ele alınışır. Haa düzele odelinde, bağılı değişkendeki değişe, açıklayıcı değişkenlerin durağan halleri ile gecikeli değerlerinin ve eşbüünleşe denkleinden elde edilen haa erileri serisinin gecikeli değerinin fonksiyonu olarak ifade edilekedir. Burada haa düzele eriinin kasayısı, bağılı değişkende kısa dönedeki dengesizliğin ne kadarının bir sonraki dönede düzelildiğini göserir. Haa düzele odelinde, değişkenler durağan oldukları

seviyeleriyle kullanılır. Bu bağlada ahin edilecek haa düzele odeli ve ahin sonuçları aşağıda verilekedir. LnFDI =a +a 1 µ -1 + (3.4) a 2 LnGDPSA -i+ a 3 LnINF -i + a 4 LnOPENSA -i + a 5 LnWAGE -i + 1 a 6 LnFDI -i+ε Haa düzele odelindeki aksiu gecike uzunluğu, dör olarak seçilişir. Bu çerçevede hesaplanan haa düzele odeline ilişkin sonuçlar Tablo 7 de özelenişir. Tablo 7: Haa Düzele Modeli Tahin Sonuçları Değişkenler Kasayı Sandar Haa T isaisiği c -.735878.5426-1.3562 µ -1 -.363553.15122-2.4416 LnFDI(-1) -.55295.17425-3.17333 LNFDI(-2) -.33659.194-1.7367 LNFDI(-3) -.15914.19263 -.82614 LNFDI(-4) -.92784.18195 -.5993 LNGDPSA(-1) -1.327389 1.47535 -.89971 LNGDPSA(-2).48559 1.38567.355 LNGDPSA(-3) 1.59226 1.36191 1.16765 LNGDPSA(-4).89335 1.27455.69855 LNWAGE(-1) -2.938168 3.88283 -.75671 LNWAGE(-2) -3.152457 4.13147 -.7634 LNWAGE(-3) -6.95786 4.16193-1.679 LNWAGE(-4) -7.22369 4.29-1.71956 LNOPENSA(-1) -.837889 1.72444 -.48589 LNOPENSA(-2) -2.714376 1.6966-1.6863 LNOPENSA(-3) 1.476192 1.6564.8914 LNOPENSA(-4) -.7159 1.59197 -.44636 LNINF(-1).743375 3.29542.22558 LNINF(-2) 4.19716 3.41171 1.2322 LNINF(-3) 1.82916 3.53912.3598 LNINF(-4) 1.361482 3.27219.4168 R 2 =.58 F hes = 2,75 Breusch-Godfrey LM Tesi (5)= 17,71 (,85)* *paranez içindeki değer Breusch-Godfrey LM esine ilişkin olasılık değerini göserekedir. Tablo 7 de yer alan haa düzele odeli sonuçlarına ilişkin yapılan esler, odelde herhangi bir sorun bulunadığına işare eekedir. Modelde bağılı değişkenin de gecikeli değeri yer aldığından ookorelasyon için DW esi yerine, Breusch ve Godfrey in gelişirdiği ookorelasyon esi kullanılış ve ookorelasyon oladığı sonucuna ulaşılışır. Ayrıca odelde, haa düzele eriinin kasayısı, beklendiği gibi negaif işareli ve isaisiksel olarak anlalı çıkışır. Söz konusu kasayının değeri, cari dönedeki dengesizliğin %,36 lık bölüünün bir sonraki dönede giderildiğini göserekedir. Bu duru odelin uzun döne dengesine ayarlana hızının 2,7 çeyrek döne (1/,36 = yaklaşık 2,7 çeyrek döne) olduğunu göserekedir. Kısa dönede doğrudan yaılarla sadece doğrudan yaırıların bir döne gecikeli değeri arasında anlalı bir ilişki olduğu görülekedir.

SONUÇ VE ÖNERĐLER Doğrudan yaırılara yönelik poliikaların belirlenesi için doğrudan yaırıların geleceke nasıl bir seyir izleyeceğinin ahin edilesi gereğinden harekele hazırlanış olan bu çalışada, ilgili lieraür göz önüne alınarak doğrudan yaırıların eel belirleyicileri ekonoerik odel yardııyla ahin edilişir. Uzun döne analiz sonuçlarına göre Türkiye de doğrudan yaırıların piyasa büyüklüğü, ücreler ve dışa açıklığa karşı esnekliğinin ekonoik isikrara göre fazla olduğu sonucuna ulaşılışır. Doğrudan yaırı girişleri beklendiği gibi piyasa büyüklüğü ve dışa açıklık değişkenlerinden poziif yönde ekilenirken işgücü aliyei ve ekonoik isikrar değişkenlerinden negaif yönde ekilenekedir. Bu sonuçlar beklenileriizle ve ekonoik eori ile de oldukça uarlıdır. Türkiye deki gelirin arası ve ülkenin dış icaree daha açık bir hale gelesi yabancı firalar arafından ülke ekonoisi için olulu gelişeler olarak değerlendirileke, yuriçi piyasanın genişleesi ve daha raha dış icare ikanları yabancı yaırıları cazip hale geirekedir. Bunun dışında ücreler, ürei sürecindeki aliyeleri yükseleke ve Türkiye nin rakip ekonoiler karsısındaki rekabe gücünü azalarak doğrudan yaırıları olusuz ekileekedir. Benzer şekilde enflasyon oranlarındaki arış da ekonoik isikrarsızlığın bir ölçüü olarak yorulanaka ve doğrudan yabancı yaırıları olusuz ekileekedir. Birçok gelişeke olan ekonoi gibi asarruf yeersizliği ile karşı karşıya bulunan Türkiye nin sürdürülebilir bir ekonoik büyüe için doğrudan yabancı yaırılara ihiyacı vardır. Başarısız poliikalar, isikrarsızlıklar ve icarein önündeki bir akı engeller nedeniyle sahip olduğu avanajların birçoğunu yeeri kadar kullanaayan Türkiye nin, daha çok yabancı seraye yaırıı çekebilek için ekonoik isikrarı sağlayarak güvenilir bir yaırı oraı oluşurası, dışa açıklığın önündeki görünez engelleri kaldırası ve verililiğe dayalı ücre siseine geçesi gereklilik arz eekedir. Özellikle ekonoik isikrar konusunda he yabancı he de yur içi yaırıcılara uygun bir yaırı oraının sağlanası için 26 yılından iibaren uygulanan enflasyon hedefleesi sraejisi büyük bir kararlılıkla sürdürülelidir. KAYNAKÇA ALICI, A. A. ve UCAL, M. Ş. (23). Foreign Direc Invesen, Expors And Oupu Growh Of Turkey: Causaliy Analysis, European Trade Sudy Group (ETSG) Fifh Annual Conference, (11-13 Sepeber 23 in Madrid Universiy): 1-17 BAJO-RUBIA, O. and SOSVILLA-RIVERO, S. (1994). An Econoic Analysis of Foreign Direc Invesen in Spain,, Souhern Econoic Journal, 61(1): 14-117. BILLINGTON, N. (1999). The Locaion of Foreign Direc Invesen: An Epirical Analysis, Applied Econoics, 31(1): 65-76. BOUOIYOUR, J. (23). The Deerining Facors of Foreign Direc Invesen in Morocco, hp://www.afhou.co/press6/172e12.pdf, (15.9. 28). BOZKURT, H. ( 27). Zaan Serileri Analizi, Bursa: Ekin Kiabevi. CANDEMĐR, A. (26). Türkiye de Doğrudan Yabancı Seraye Yaırılarını Ekileyen Fakörler: Bir Uygulaa, Cil I, Yased Yayınları. CHAKRABARTI, A. (21). The Deerinans of Foreign Direc Invesen: Sensiviy Analyses of Cross-Counry Regressions Kyklos, 54: 89-114. DEICHMANN, J., KARIDIS, S. and SAYEK, S. (23). Foreign Direc Invesen In Turkey: Regional Deerinans, Applied Econoics, 35: 1767 1778. DICKEY, D. A. and FULLER, W. A. (1979). Disribuion of he Esiaors for Auoregressive Tie Series wih a Uni Roo, Journal of Aerican Saisical Associaion, 74(366): 427-431. DICKEY, D. A. and FULLER, W. A. (1981). Likelihood Raio Saisics for Auoregressive Tie Series wih a Uni Roo, Econoerica, 49(4): 157-172. DPT (28). Teel Gösergeler, hp://ekuup.dp.gov.r/eg/28/ 1/v. 22.xls (4.5.28) DUNNING, J. H. (1988). The Theory of Inernaional Producion, The Inernaional Trade Journal, 3(1): 21-66. DURAN, M. (22). Türkiye de Yaırılara Sağlanan Teşvikler ve Ekinliği, Ankara: Hazine Müseşarlığı Yayını. DURSUN, G. (24). Yabancı Doğrudan Yaırılar ve Belirleyicileri; Türkiye Analizi (1981-23), (Basılaış Dokora Tezi), Marara Üniversiesi Sosyal Bililer Ensiüsü. EDWARDS, S. (199). Capial Flows, Foreign Direc Invesen, and Deb- Equiy Swaps in Developing Counries, Naional Bureau of Econoic Research, Working Paper No: 3497. EFE, B.(22). Küreselleşe Sürecinde Doğrudan Yabancı Seraye Yaırılarının Analizi: Đzir Örneği, Đzir: Đzir Ticare Odası Yayını. ENDERS, W. (1995). Applied Econoeric Tie Series, New York: John Wiley and Sons Inc. ENGLE, R. F. and GRANGER, C. W. J. (1987). Co- Inegraion and Error Correcion: Represenaion, Esiaion, and Tesing, Econoerica, 55(2): 251-276. ERDAL, F. and TATOĞLU, E. (22). Locaional Deerinans Of Foreign Direc Invesen In An Eerging Marke Econoy: Evıdence Fro Turkey, Mulinaional Business Review, 1(1): 1-7. FAETH, I. (25). Foreign Direc Invesen in Ausralia: Deerinans and Consequences, Ph.D. Thesis, The Universiy of Melbourne.

FROOT, K. A. and STEIN, J. C. (1991). Exchange Raes and Foreign Direc Invesen: An Iperfec Capial Markes Approach, Quarerly Journal of Econoics, 16: 1191-1217. GÖVDERE, B. (23). Doğrudan Yabancı Seraye Yaırılarının Belirleyicilerinin Günüüzdeki Geçerliliği, Dış Ticare Dergisi, 28: 1-11. GUJARATI, D. N. (21). Teel Ekonoeri (Çev. Üi Şenesen ve Gülay G. Şenesen), Đsanbul: Lieraür Yayıncılık. GÜNGÖR, B. (22). Gelişeke Olan Ülkelerde Uygulanan Yabancı Direk Seraye Poliikaları, Đkisa Đşlee ve Finans Dergisi, Kası: 73-84. HATZIUS, J. (2). Foreign Direc Invesen and Facor Elasiciies, Europen Econoic Review, 44 (1): 117-143. HYMER, S. H. (197). The efficiency of Mulinaional Corparaions, The Aerican Econoic Review, 6 (2): 441-448. JOHANSEN, S. and JUSELIUS, K. (1988). Saisical Analysis of Coinegraion Vecors, Journal of Econoic Dynaics and Conrol, 12: 231-254. JOHANSEN, S. and JUSELIUS, K. (199). Maxiu Likelihood Esiaion and Inference on Coinegraion - wih Applicaion o The Deand for Money, Oxford Bullein of Econoics and Saisics, 52(2): 169-21. KAYMAK, H. (25). Yabancı Doğrudan Yaırıları Arırak Đçin Teşvikler Gerekli ve/veya Yeerli i?, Maliye Dergisi, 149: 74-14. KRAVIS, I. B. and LIPSEY, R. E. (1982). The Locaion of Overseas Producion and Producion for Expor by U.S. Mulinaional Firs, Journal of Inernaional Econoics, 12: 21 223. KRISTJANSDOTTIR, H. (25). Deerinans of Foreign Direc Invesen in Iceland, Research Paper, No: 15, Denark: Universiy of Copenhagen. KUTLAR, A. (1998). Bilgisayar Uygulaalı Ekonoeriye Giriş, Đsanbul: Bea Yayınları. LARUDEE, M. and KOECHLIN, J. (1999). Wages, Produciviy and Foreign Direc Invesen Flows, Journal of Econoic Issues, 33 (2): 419-426. MOOSA, I. A. (22). Foreign Direc Invesen: Theory, Evidence and Pracice, New York: Palgrave Macillan. NIGH, D. (1985). The Effec of Poliical Evens on Unied Saes Direc Foreign Invesen: A Pooled Tie- Series Cross-Secional Analysis, Journal of Inernaional Business Sudies, 16(1): 1-17. OBWONA, M. B. (21). Deerinans of Foreign Direc Invesen and Their Ipac on Econoic Growh in Uganda, African Developen Review, 13: 46-81. ÖZAĞ, F. E. (1994). Ev Sahibi Ülke Açısından Yabancı Seraye Yaırılarını Ekileyen Fakörler ve Türkiye Üzerine Bir Uygulaa, Ekonoik Yaklaşı, 5 (12): 63-77. ROOT, F. and AHMED, A. (1979). Epirical Deerinans of Manufacuring Direc Foreign Invesen in Developing Counries, Econoic Developen and Culural Change, 27: 751-767. ROOT, F. R. (199). Inernaional Trade and Invesen, 6. ed., Souh-Wesern Publishing Co. SABIR, H. (22). Doğrudan Yabancı Seraye Yaırılarını Gelişeke Olan Ülkelere Yönlendirici Poliikalar, DTM Dergisi, Eki: 1-8. hp:// www.d.gov.r/dadin/upload/ead/taniikoordinasy ondb/sabir.doc (4.5.28) SADER, F. (1993). Privaizaion and Foreign Invesen in he Developing World, 1988-92, World Bank Working Paper, No:122. SAUNDERS, R. S. (1982). The Deerinans of Inerindusry Variaion of Foreign Ownership in Canadian Manufacuring, Canadian Journal of Econoics, 15: 77-84. SCAPERLANDA, A.E. and MAUER, L.S. (1969). The Deerinans of U.S. Foreign Direc Invesen in he E.E.C., Aerican Econoic Review, 59: 558-568. SCHNEIDER, F. and FREY, B. S. (1985). "Econoic And Poliical Deerinans Of Foreign Direc Invesen," World Developen, 13(2): 161-175. SEYĐDOĞLU, H. (27). Uluslararası Đkisa: Teori Poliika ve Uygulaa, 16. Baskı, Đsanbul: Güze Can Yayınları. SHAMSUDDIN, A.F. (1994). "Econoic Deerinans of Foreign Direc Invesen in Less Developed Counries", Pakisan Developen Review, 33(1): 41-51. TARI, R. (25). Ekonoeri, Gözden Geçiriliş ve Genişleiliş 3.Baskı, Đsanbul: Avcı Ofse. TATOGLU, E., and GLAISTER, K. W. (1998). Deerinans of Foreign Direc Invesen in Turkey, Thunderbird Inernaional Business Review, Vol. 4(3): 279-314. TCMB (28). Elekronik Veri Dağıı Sisei, hp://cbf4.cb. gov.r/cb.hl (1.5.28) TUMAN, J. P. and EMMERT, C. F. (1999), "Explaining Japanese Foreign Direc Invesen in Lain Aerica, 1979-1992", Social Science Quarerly 8(3): 539-555. UNCTAD (1998). World Invesen Repor 1998: Trends and Deerinans, UN: New York and Cenova. VERNON, R. (1966), Inernaional Invesen and Inernaional Trade in he Produc Cycle, The Quarerly Journal of Econoics, 8: 19-27. YASED (28). Uluslararası Doğrudan Yaırılar Değerlendire Raporu: Teuz 27, hp://www.yased.org.r/webporal/turkish/ isaisikler/ udyi/docuens /UDY Raporu-euz7.pdf (4.5.28)

YIH YUN YANG, J., GROENEWOLD, N. and TCHA, M. (2). The Deerinans of Foreign Direc Invesen in Ausralia, The Econoic Record, 76: 45-54. ZIVOT, E. and ANDREWS, D.W.K. (1992). Furher Evidence on he Grea Crash, The Oil Price Shock, and The Uni Roo Hypohesis, Journal of Business and Econoic Saisics, 1(3): 251-27.

EKLER EK-1: Çalışada Kullanılan Serilerin 199-26 Dönei Eğilileri 1 9 8 7 6 5 11.6 11.2 1.8 1.4 1. 4 199 1992 1994 1996 1998 2 22 24 26 LNFDI 9.6 199 1992 1994 1996 1998 2 22 24 26 LNGDPSA 4.7 4.6 4.5 4.4 4.3 4.2 199 1992 1994 1996 1998 2 22 24 26 LNWAGE 12 11 1 9 8 7 6 5 4 199 1992 1994 1996 1998 2 22 24 26 LNINF 3.8 3.6 3.4 3.2 3. 2.8 2.6 199 1992 1994 1996 1998 2 22 24 26 LNOPENSA EK-2: Zivo ve Andrews (1992:254) in yapısal kırılayı dikkae alan biri kök esleri için oluşurdukları üç odel aşağıdaki gibidir: Model A: k A A A A A Y = µ + θ DU ( λ) + β + α Y 1 + c j Y j + e j= 1 Model B: k B B B * B B Y = µ + β + γ DT ( λ) + α Y 1 + c j Y j + e j= 1 Model C: k C C C c * C C = µ + θ DU ( λ) + β + γ DT ( λ) + α Y 1 + c j Y j j= 1 Y + e * Eğer > T (λ) ise, DU ( λ) = 1, diğer durularda ; eğer > T (λ) ise, DT ( λ) = Tλ, diğer durularda olur. Burada =1,2,3.T olak üzere rend değişkenini, λ=t B /T göreli kırıla zaanını, T B kırıla yılını göserekedir. DU ve * DT, sabieki ve renddeki kırılayı göseren kukla değişkenlerdir. Đlk odel sabi eride görülen olası bir kırılayı, ikinci odel rendde bulunan olası bir kırılayı, üçüncü odel ise he sabieki he de renddeki yapısal kırılayı inceleekedir. EKK yöneiyle ahin edilen bu denkleelerde, yapısal biri kök esi için, α kasayısının isaisiksel olarak anlalı olup oladığı

es edilir. Bu es için gerekli olan kriik değerler, Zivo ve Andrews arafından oluşurulan ablolarda yer alakadır. Tes sonucunda elde edilen isaisiği ulak değer olarak kriik değerlerden küçükse serinin biri kök içerdiğini beliren sıfır hipoezi kabul edilekedir. Elde edilen isaisikleri ulak değer olarak kriik değerlerden büyükse sıfır hipoezi reddedileke ve serinin yapısal kırılayla birlike rend durağan olduğunu beliren alernaif hipoez kabul edilekedir.