Bausch and Lomb'un aylık araştırma güncelleme yazısına hoşgeldiniz. Bilhassa anterior göz üzerine klinik oftalmik araştırmalar konusundaki deneyimlerimize dayanarak, Bausch and Lomb, bizden, her ay araştırma yayınlarından çıkan bazı enteresan bulgularla ilgili bağımsız bir rapor hazırlamamızı istedi. Yoğun bir doktor olarak, bu, en son klinik araştırmaları takip edebilmenizi sağlıyor ve vurgulanan bir konu hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak istediğinizde, makalelerin yerini belirlemenize imkan tanıyor. Profesör James Wolffsohn, Aston Üniversitesi'nde Optometri Bölümü Başkanıdır. James'in araştırma ve öğretim ilgi alanları, genellikle intraoküler lensler, kontakt lensler, az görme ve uyumun ölçümü etrafında dönmektedir. 100'ün üzerinde meslektaş denetimine tabi tutulmuş akademik makale yayınlamış, Az Görme ve Görüntüleme üzerine kitaplar yazmış ve sayısız uluslararası sunum yayınlamıştır. James ayrıca, geçmişte İngiliz Kontakt Lens Birliği Başkanlığı da yapmıştır. Amy Sheppard, Aston Üniversitesi'nde Ön Segment grubuyla birlikte çalışan bir araştırma görevlisidir. 2004'te optometrist olarak uzmanlığını alan Amy, 2007 yılında, lens akomodasyonunun in vivo analizi üzerine bir PhD derecesi almak için Aston Üniversitesi'nin Oftalmik Araştırma Grubuna katılmadan önce, İngiltere'de üç yıl tam zamanlı uygulayıcı olarak çalıştı. Sayı 9 Aşağıdaki klinik meslektaş denetimine tabi tutulmuş temel yayınlar incelenecektir: YAYIN CİLT American Journal of Ophthalmology 150(5) Archives of Ophthalmology 128(10) British Journal of Ophthalmology 94(11) Clinical ve Experimental Ophthalmology 38(7) Clinical and Experimental Optometry 93(6) Contact Lens and Anterior Eye 33(6) Cornea 29(11) Investigative Ophthalmology and Visual Science 51(11) Journal of Optometry 3(3) Journal of Refractive Surgery 26(10) Ophthalmic and Physiological Optics 30(6) Ophthalmology 117(11) Optometry and Vision Science 87(10)
Görme Kalitesini (QOV) Geliştirme anketi McAlinden ve ark., kontakt lens ve gözlük kullananlara, refraktif cerrahi ve katarakt ameliyatı geçiren hastalara ve diğer göz hastalıkları olan kişilere uygulanmak üzere, Rasch testi yapılmış, doğrusal ölçekli 30 maddeli bir QOV anketinin geliştirilmesini anlatmaktadırlar. Anket, iyi bir duyarlılık, güvenilirlik ve tekrar edilebilirlik gösterdi. Anketle, semptom sıklığı, şiddeti ve rahatsız edici etkilerle ilgili bir QOV skoru sağlanmaktadır. Investigative Ophthalmology and Visual Science (2010) 51: 5537-5545 İnsan konjonktivasını etkileyen yaşa bağlı değişiklikler 0 ila 60 üzeri yaşa kadar deneklerde, yaşlanmanın insan konjonktivası üzerindeki etkisini analiz etmek için, in vivo lazer tarama konfokal mikroskopi kullanıldı. Epiteliyel ve goblet hücrelerinin ne morfolojisi ne de yoğunluğu zaman içinde anlamlı ölçüde değişti. Yaşla birlikte konjonktival mikrokistler artarken, dendritik hücrelerin yoğunluğu ve subepitel liflerin çapı arttı. Goblet hücre yoğunluğu zaman içinde sabit kalmasına rağmen, konjonktival mikrokistlerin artan prevalansı, goblet hücresel işlevinde bir düşüşe işaret eder. British Journal of Ophthalmology (2010) 94: 1448-1453 Pinguekula için argon lazer fotoablasyon Young Shin ve ark., konjonktival Pinguekulanın, argon lazer fotoablasyon tedavisi kullanılarak başarılı bir şekilde nasıl çıkarıldığını anlatmaktadırlar. Tedaviden bir yıl sonra, hiçbir skarlaşma veya nüks görülmedi. Bu durum, problemli Pinguekulada lazer ablasyonun cerrahi eksizyona bir alternatif olabileceğini göstermekteydi. Clinical and Experimental Ophthalmology (2010) 38: 735-736
Orta ila şiddetli derecede kuru göz için terapötik oküler yüzey ortamına (TOSM) yönelik klinik çalışma Bu prospektif çalışmaya, maksimal ölçüde konvansiyonel tedavi yöntemlerine rağmen orta ila şiddetli derecede kuru göz bulguları olan kırk altı hasta dahil edildi. Çift maskeli plasebo kontrollü bir çalışmada, TOSM uygulanan hastaların % 44'ünde Bengal Rose konjonktival boyanmasında (en az 3 puanlık) bir iyileşme gözlemlenirken, TOSM tedavisi uygulanmış hastalarda blefarit skoru da iyileşme gösterdi. TOSM, kolayca üretilebilecek fizyolojik bir gözyaşı replasmanıdır ve gelecekte yaygın bir şekilde kullanılabilir. Ayrıca, blefarit tedavisinde kullanılma potansiyeli de göstermektedir. Cornea (2010) 29: 1241-1246 Kuru gözün tedavisi için alt punktal oklüzyona karşı üst punktal oklüzyon Bu çalışmada, kuru göz durumu olan hastalarda, kollajen pluglarla üst veya alt punktumun oklüzyon etkinliğini araştırılmış, ölçümlerin sonuçlarından biri, gerçek zamanlı OCT kullanılarak ölçülen düşük gözyaşı menisküs yüksekliğidir. Punktal oklüzyonun, subjektif bulgularda anlamlı bir iyileşmeye ve klinik bulgularda azalmaya neden olduğu görüldü. Üst ve alt punktumu tıkamanın etkinliği çok benzerdi ve daha düşük gözyaşı menisküs yüksekliği, tedavinin başarısı için geçerli bir endikasyonu yansıtmaktadır. Investigative Ophthalmology and Visual Science (2010) 51: 5571-5577 Pterijiyumların oküler aberasyonlar üzerindeki etkisi Yüksek dereceli aberasyonların, özellikle trefoil ve komanın, kontralateral normal gözlere kıyasla, pterijiyumlu gözlerde anlamlı şekilde daha yüksek olduğu görüldü. Toplam aberasyonların ortalama kare kökünde bir artış görülen daha büyük pterijiyumlu 31 deneğin altmış iki gözü incelendi. Cornea (2010) 29: 1232-1235
Fotorefraktif keratektominin (PRK) ardından moksifloksasine karşı gatifloksasin PRK'nin ardından bu iki adet dördüncü nesil koruyucu maddesiz florokinolonun (antimikrobiyal profilaksi için kullanılan), epiteliyel iyileşmesi üzerindeki etkisi değerlendirildi. Kırk dört PRK hastası, epitel tamamen iyileşinceye kadar, günde dört kez, bir göze gatifloksasin, diğer göze moksifloksasin uyguladı. İyileşme süresi, operasyon sonrası ağrı ve görüş keskinliği bakımından ilaçlar arasında anlamlı bir fark görülmedi. Cornea (2010) 29: 1236-1240 RGP, silikon hidrojel ve konvansiyonel hidrojel kontakt lenslerin takılmasına ilişkin muayene sayısı ve diagnostik lensler Martin ve Alonso, 196 hastadan oluşan bu retrospektif çalışmada, çeşitli tiplerde kontakt lenslerin takılması için gerekli ziyaret sayısını ve diagnostik lensleri araştırdı. Belki de şaşırtıcı olmayan şekilde, RGP lensleri, silikon hidrojel veya konvansiyonel hidrojel tasarımlardan (her ikisinin medyanı = 3, aralık 2-5) daha fazla lens uygulama randevusu (medyan = 4, aralık 2-6) gerektirmekteydi. RGP uygulamada, (medyan=3, aralık 1-5) hidrojellere kıyasla (her ikisinin medyanı = 2, aralık 1-4) daha fazla diagnostik lens gerekliydi. Journal of Optometry (2010) 3: 169-174 Amerika Birleşik Devletleri'nde yumuşak kontakt lens komplikasyonlarına ilişkin risk faktörleri 1276 yumuşak kontakt lens kullanıcısının kayıtları üzerinde yapılan bu retrospektif inceleme, 5.00 D üzeri refraktif kusurun ve 25 altı olan hasta yaşının, inflamatuar ve enfeksiyöz olayların insidansında bir artışla ilişkili olduğunu vurgulamaktadır. Günlük tek kullanımlık lensler, göz kapağı irritasyonu ile ilişkiliydi, fakat başka tipte bir yan etki söz konusu değildi. Araştırmadaki hastaların % 82'si, en az 2 yıllık bir süre boyunca herhangi bir kontakt lens komplikasyonu yaşamadı. Optometry and Vision Science (2010) 87: 725-735
İngiltere'deki göz doktorlarının (ECP'ler) RGP kontakt lens kullanımına yönelik tavırları İngiltere'de rastgele seçilmiş 1000 ECP'nin, RGP kontakt lens kullanımına ilişkin tutumları araştırıldı. Daha deneyimli doktorlarla, uzmanlığını yeni almış doktorlar arasında, RGP'lere yönelik tutum farklılıkları belirgindi. Daha deneyimli ECP'lerin, hastalarına RGP'leri tavsiye etme ihtimali daha yüksekti ve bunları takmanın zorluğu daha çok hoşlarına gidiyordu. Uzmanlığını yeni almış ECP'lerin ise RGP lenslerin demode hale gelmeye başladığını hissettiklerini bildirme ihtimalleri daha yüksekti. Daha yeni uzmanlar arasındaki olumsuz tutumlar, GP lens reçetelendirmesini azaltabilir. Ophthalmic and Physiological Optics (2010) 30: 731-739 Silikon hidrojel kontakt lenslerin sürekli kullanımı esnasında korneal infiltratif olaylara (CIE'ler) ilişkin risk faktörleri İki yüz beş deneğe, sürekli kullanılmak üzere lotrafilcon A kontakt lensleri takıldı ve bir yıl gözlemlendi. Silikon hidrojel lens kullanımı sırasında korneanın boya almasının sık olduğu görüldü, fakat bu, CIE'lerin gelişimiyle bağlantılı değildi. Ancak, sigara kullanımı ve anlamlı derecede lens bakteriyel biyo-yükünün varlığının, CIE'lerle bağlantılı olduğu görüldü. Investigative Ophthalmology and Visual Science (2010) 51: 5421-5430 Mikrobiyal büyümeyi ve kolonizasyonu kontrol etmek için gümüş emdirilmiş olan kontakt lensler Wilcox ve ark., Pseudomonas aeruginosa, Staphylococcus aureus ve Acanthamoeba castellaniinin büyümesi üzerindeki etkiyi değerlendirmek için, etafilcon A kontakt lensleri, çeşitli konsantrasyonlarda gümüş nano-partiküller içeren çözeltilere batırdı. Gümüş nanopartiküllerin, doza bağlı bir etkiyle, lensler üzerinde bakteriyel kolonizasyonu ve büyümeyi etkili bir şekilde azalttığı görüldü. Ayrıca, 20 ppm gümüş, Akantamoebanın izler oluşturma yetisini yaklaşık 1 log birime kadar azalttı. Journal of Optometry (2010) 3; 143-148
Descemet stripping endoteliyel keratoplastinin (DSEK) ardından katarakt oluşumu ve ekstraksiyonu Bu retrospektif çalışmada, 50 yaşın üstündeki hastalarda, DSEK'nin ardından katarakt oluşum ve ekstraksiyon oranlarının anlamlı şekilde daha yüksek olduğu görüldü. Greft işleminin ardından 3 yıl içinde, 50 yaşın üzerindekilerde % 55 orana kıyasla, 50 yaşın altındaki DSEK hastalarının yalnızca % 7'sine katarakt ekstraksiyonu uygulandı. British Journal of Ophthalmology (2010) 94: 1468-1471 Topikal anestezisiz uygulanan Goldmann tonometrenin rahatsızlığı Baptista ve ark., 31 hasta üzerinde yaptıkları çalışmalarında, hastaların büyük çoğunluğu üzerinde, Goldmann aplanasyon tonometrenin, kabul edilebilir rahatsızlık düzeylerinde, anestezik madde olmadan başarıyla gerçekleştirilebileceğini belirlediler. Ayrıca, topikal anestetikle veya olmaksızın belirlendiğinde, Goldmann IOP'lerde anlamlı bir fark yoktu. Ophthalmic and Physiological Optics (2010) 30: 854-859 Tek taraflı katarakt hastalarında, tek odaklı, yerleştirmeli ve çok odaklı lol'ler Mesci ve ark., tek odaklı, akomodasyonlu (Human Optics 1CU), difraktif çok odaklı (Tecnis ZM900) veya refraktif çok odaklı (AMO Rezoom) IOL implante edilmiş 87 tek taraflı katarakt hastasının görme performansını inceledi. Yakın görme keskinliği, (tek odaklı veya akomodasyonlu tasarımlara kıyasla) iki multifokal implant ile daha iyiydi ve multifokal gruplar arasında, daha yüksek derecede gözlükten bağımsızlık görüldü. Multifokal lol'ler, mevcut bir akomodatif implanta kıyasla, tek taraflı katarakt hastalarında, bir dizi uzaklıkta daha iyi görme performansı sağlayabilir. American Journal of Ophthalmology (2010) 150: 609-618
Geleneksel in-the-bag IOL'ye karşı bag-in-the-lens performansı Morcher BioComFold 89A bag-in-the-lens implant, benzersiz kapsüler fiksasyon tekniği sayesinde, arka kapsül kesafetini ortadan kaldırmak üzere tasarlanmıştır. Araştırmacılar, bu yeni fiksasyonun, presbiyop gözlerde, siliyer kas kasılmasına yanıt olarak, optiğin öne aksiyal kaymasını kolaylaştırıp, böylelikle yerleşim kapasitesini geri kazandırıp kazandırmayacağını belirlemeye çalışmışlardır. 52 katarakt hastasının tek gözüne BioComFold 89A, kontralateral göze ise geleneksel bir in-the-bag IOL implant edildi. Bag-inthe-lens IOL, fizyolojik veya farmakolojik kaynaklı siliyer kas kasılmasının ardından klinik olarak anlamlı bir aksiyal optik kayma göstermedi ve dolayısıyla, geleneksel tasarıma karşı herhangi bir yakın görme avantajı sunmadı. Sonuçlar, odak kayması prensibi nedeniyle minimum düzeylerde aksiyal optik harekete ilişkin daha fazla kanıt sağlamaktadır. American Journal of Ophthalmology (2010) 150: 619-627 Crystalens implantasyonunun ardından akomodasyon eğitiminin etkisi Araştırmacılar, Crystalens AT-52SE akomodatif IOL'nin ilk implantasyonundan 29 ay sonra 1 haftalık akomodasyon eğitimi alan bir hastada odak derinliğinin artması sayesinde yakın görme performansında bir iyileşmeyi anlatmaktadır. Araştırmacılar, bu tekniğin, akomodatif olma potansiyeline sahip IOL'lerin implantasyonundan sonra yaygın şekilde kullanılabileceği sonucuna varmaktadır. Journal of Refractive Surgery (2010) 26: 772-779 EN ETKİLEYİCİ BULGU: Harsum ve ark., herpes simpleks keratitten etkilenen bir hastada, yüksek miyopinin neredeyse tamamen ortadan kalktığını anlatmaktadırlar. Etkilenen gözün akut reaktivasyonundan 10 ay sonra, refraktif kusurun, -7.50/-1.25 x 165'ten -0.75 D'ye değişmiş olduğu görüldü (6/9 oranında bir VA ile). Düşük miyopik reçetelendirme, HSK reaktivasyonundan sonra en az 5 yıl süresince stabildi ve hasta, etkilenmeyen gözde devam eden yüksek miyopiye rağmen, anisometrik bulgulardan rahatsız değildi. "Herpes simpleks keratitin ardından yüksek miyopinin sona ermesi" Harsum SE, Shah AN ve Perera S. (2010) Clinical and Experimental Optometry 93:471-472
EN ENTERESAN ARAŞTIRMA ÇALIŞMASI BAŞLIĞI: "Ultra-Yüksek Çözünürlüğe Sahip Spektral Bölge Optik Koherens Tomografi ile Ortaya Konan Av Kuşlarının Retinal Yapısı." Ruggeri M. ve ark. Investigative Ophthalmology and Visual Science (2010) 51: 5789-5795 Araştırmacılar, av kuşlarının retinal yapısının in vivo analizi için, ultra yüksek çözünürlüğe sahip bir 3-D OCT sisteminin gelişimini anlatmaktadır. Atmaca ve baykuş türleri incelenerek, şaşırtıcı retina detayları ortaya çıkarıldı. Sonraki rapor Kasım 2010 James S Wolffsohn Profesör ve Optometri Bölümü Başkanı Aston Üniversitesi Birmingham, İngiltere