ÜÇ KUġAK ARASINDAKĠ DEĞER DEĞĠġĠMĠ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ÜÇ KUġAK ARASINDAKĠ DEĞER DEĞĠġĠMĠ"

Transkript

1 T.C. SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ SAĞLIK BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ ÜÇ KUġAK ARASINDAKĠ DEĞER DEĞĠġĠMĠ Bülent Kaya YÜKSEK LĠSANS TEZĠ SOSYAL HĠZMET ANABĠLĠM DALI DanıĢman Prof. Dr. Aliye Mavili AKTAġ KONYA-2013

2 i

3 ÖNSÖZ sorular vardı; Bu araģtırmaya baģlamadan önce değer sistemine iliģkin aklımda bir takım Modern dünyada değerler kayması hangi yanaydı? Varsa; bu süreçten hangi kuģak daha çok etkileniyordu? Buna bağlı olarak üç kuģağın tutum ve davranıģ yönetimini öğrenebilecek miydim? Bende merak uyandıran bu sorularla yola çıktım. Ġlk aģamada kuramsal bilgileri toplama için bilim adamının eserlerini okudum. Hepsinin amaçları genelde ortaktı: daha iyi bir aile, daha iyi bir toplum, daha iyi kurumlar, daha iyi bir birey, daha iyi bir eğitim hedefliyorlardı. Buradan, hepsine emekleri için teģekkür etmek istiyorum. Çünkü onların bu araģtırmaya katkıları çok büyük oldu. Bu araģtırmayı yapmamda benimle görüģmeyi kabul eden üç kuģağın temsilcilerinin de katkıları çok oldu. Hepsi de; Atabek in değerler sistemine iliģkin hazırlamıģ olduğu sorulara, çok güzel cevaplar verdi. PaylaĢımları için hepsine teģekkür ediyorum. Bilgi paylaģtıkça zenginleģir ve değiģim katar. Bu araģtırmanın ortaya çıkmasında; profesyonel yardımlarıyla bana rehberlik eden, desteğini esirgemeyen ve düģünceleri ile zenginlik katan danıģmanım Prof. Dr. Aliye Mavili AKTAġ a, her zaman olduğu gibi emeğiyle bana destek olan ve araģtırmama zenginlik katan sevgili meslektaģım Hasan Hüseyin TEKĠN e ve zaman zaman yazılarımı okuyan ve benimle düģüncelerini paylaģan eģim Aycan KAYA ya teģekkür etmek istiyorum. Bülent KAYA Konya ii

4 ĠÇĠNDEKĠLER Sayfa ONAY SAYFASI... i ÖNSÖZ... ii SĠMGELER VE KISALTMALAR... v ÇĠZELGELER LĠSTESĠ... vi 1. GĠRĠġ Türk Ailesi ve Toplumsal DeğiĢimi Aile ve Tüketim Ailenin Fonksiyonları ve KüreselleĢme Aile Sorunları ve KüreselleĢme Aile DeğiĢimi ve Kültür Kültürün Bireycilik ve Toplulukçuluk Boyutu Kültürün Kadınsılık-Erkeksilik Boyutu Kültürün Güç Aralığı Boyutu Kültürün Belirsizlikten Kaçınma Boyutu KuĢaklar Arası ĠletiĢim ve Kültürel Farklılıklar Ergenlerin Psiko-Sosyal GeliĢimi Acısından Ailenin Rolü Değer DeğiĢmeleri Sonucu Değer ÇatıĢmaları Değerler Değer Kavramı Değerler DeğiĢimi Değerler ve Tutumlar Değerlerimiz KiĢilik Değerleri ĠĢlev Değerleri Ait Olma Değerleri Saygınlık Değerleri Statü değerleri GEREÇ VE YÖNTEM AraĢtırmanın Tipi iii

5 2.2. AraĢtırmanın Yapıldığı Yer ve Özellikleri AraĢtırmanın Evreni Örnek Büyüklüğünün Belirlenmesi Örnek Seçimi Veri Toplama Tekniği ve Araçları Anket Formu (EK-A) Ön Uygulama Verilerin Toplanması Verilerin Analizi AraĢtırmanın Amacı ve Önemi AraĢtırmanın Sınırlılıkları AraĢtırmanın Soruları AraĢtırmanın Varsayımları BULGULAR KuĢağa Göre BeĢ Temel Değere Ait Bulgular Öğrenim Durumuna Göre BeĢ Temel Değere Ait Bulgular TARTIġMA AraĢtırmaya Katılan Üç KuĢağa Ait Sosyo-Demografik Bulguların TartıĢılması KuĢağa Göre BeĢ Temel Değere Ait Bulguların TartıĢılması Öğrenim Durumuna Göre BeĢ Temel Değere Ait Bulgular TartıĢılması SONUÇ VE ÖNERĠLER ÖZET SUMMARY KAYNAKLAR EKLER (EK-A) Anket Formu (EK-B) Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Etik Kurul Onayı ÖZGEÇMĠġ iv

6 SĠMGELER VE KISALTMALAR ATE : Açık Toplum Enstitüsü ABD : Amerika BirleĢik Devletleri SED : Sosyo-ekonomik düzey Vb : ve benzeri v

7 ÇĠZELGELER LĠSTESĠ Sayfa Sosyo demografik özelliklere ait frekans dağılımı Ekonomiye bağlı sosyo demografik özelliklere ait frekans dağılımı Genç kız, anne ve anneannelerin yaratıcılık değerleri tablosu Genç kız, anne ve anneannelerin sorumluluk değerleri tablosu Genç kız, anne ve anneannelerin dayanıģma değerleri tablosu Genç kız, anne ve anneannelerin hak etme değerleri tablosu Genç kız, anne ve anneannelerin özgüven değerleri tablosu Genç kız, anne ve anneannelerin yararlılık değerleri tablosu Genç kız, anne ve anneannelerin grup çalıģması değerleri tablosu Genç kız, anne ve anneannelerin verimlilik değerleri tablosu Genç kız, anne ve anneannelerin hedef değerleri tablosu Genç kız, anne ve anneannelerin aile değerleri tablosu Genç kız, anne ve anneannelerin kurum değerleri tablosu Genç kız, anne ve anneannelerin köken değerleri tablosu Genç kız, anne ve anneannelerin kültür değerleri tablosu Genç kız, anne ve anneannelerin geçmiģ değerleri tablosu Genç kız, anne ve anneannelerin etiket değerleri tablosu Koruma genç kız, anne ve anneannelerin değer değerleri tablosu Öğrenim durumuna iliģkin genç kız, anne ve anneannelerin sorumluluk değerleri tablosu Genç kız, anne ve anneannelerin verimlilik değerleri tablosu Genç kız, anne ve anneannelerin öğrenim düzeylerine göre hedef değerleri tablosu Genç kız, anne ve anneannelerin aile değerleri tablosu Genç kız, anne ve anneannelerin kurum değerleri tablosu Genç kız, anne ve anneannelerin köken değerleri tablosu Genç kız, anne ve anneannelerin geçmiģ Değerleritablosu Genç kız, anne ve anneannelerin öğrenim düzeylerine göre etiket değerleri tablosu vi

8 1. GĠRĠġ Ġnsanlığın tarihi kadar eski bir kurum olan aile, toplumsal yapımızın temel taģlarındandır. Toplumsal, ekonomik, siyasi ve tarihi olaylardan etkilenerek değiģime uğramıģ olsa bile, önemini ve yerini hala muhafaza eden bir kurumdur.. Günümüzde aile iliģkilerinde ve yapısında önemli değiģiklikler olmakta özellikle büyük Ģehirlerde boģanma oranlarında çarpıcı bir artıģ eğilimi görünmektedir. Ancak boģanma oranlarındaki bu artıģ geliģmiģ Avrupa ve Amerika daki artıģla kıyaslanamayacak düzeydedir. Avrupa ülkelerinin pek çoğunda her üç evlilikten biri boģanma ile neticelenmektedir. Ülkemizde son beģ yıldaki artıģ ise binde beģ gibi bir oran olsada bizi endiģelendirmeye yetmiģtir. Çünkü Türk toplumunun temel yapı taģı olan aile kurumu hala önemli bir sosyal destek unsuru olmaya devam etmektedir. Aile ile ilgili yaģanan önemli değiģikliklerden birisi yetiģen yeni nesil üzerindeki kontrol gücünün zayıflamasıdır. Bu zayıflamada ailenin ekonomik ve sosyal destek gücünün azalmasının da etkisi vardır. Evin geçimini tek baģına sağlayan baba tüketim harcamalarının çeģitlenmesi nedeniyle diğer aile üyelerinin desteğine ihtiyaç duymaktadır. Ekonomik olarak para kazanabilen kadın ve genç yetiģkin hatta çocuklar aile kararlarına katılımda bulunmakta kendi geleceği ile ilgili söz sahibi olmak istemektedir. Medyada yer alan çok sayıda kadın programları da kadınların aileleriyle ilgili değerlerini değiģime uğratmaktadır (AktaĢ 2007). KüreselleĢme, toplumun eski değer iliģkilerine yeni boyutlar eklemlemiģtir. Namus ve ahlak anlayıģı, güven ve himaye kültürü, sadakat ve ihanet, gizlilik ve mahremiyet, sevgi ve hoģgörü, saygı ve korku, özgürlük ve teslimiyetçilik, özerklik ve bağımlılık küresel değerlerin rüzgarına kapılıp ya eski anlamlarını yitirmiģ ya çözülüp içi boģaltılmıģ ya da yeni anlamlarla yeniden tanımlanmaya baģlamıģtır (AktaĢ 2010). Türk aile yapısında özellikle de son yıllardaki bu değiģimler değer aģınmasına veya bir baģka ifadeyle değer yitimine uğradığı sık sık dile getirilmektedir. Her ne Ģekilde ifade edilirse edilsin, değer yargılarının değiģtiği, günümüzde bir gerçektir. Özellikle de tüketim değerlerindeki değiģime bağlı olarak insanlarımızda, yerel ve ulusal kimlikleriyle kazandıkları özellikler aģınma sürecine bağlı olarak yerini küreselleģmenin getirdiği yeni kimliklere bırakmıģtır. 1

9 Yukarıda ifade edilen değer kavramı sosyolojik tanımından biraz farklı kullanılmakta ve normatif bir özellik kazanmaktadır. Gerçekten, bu kullanımda değer iyi ya da kötü gibi yargıların dıģında bir kavram olarak anlaģılmaktadır. Zira, toplumumuz değerlerini kaybediyor denilirken, her Ģeyden önce bir yakınma, bir endiģe söz konusudur. Söylenmek istenen, toplumun adeta bir ahlâk çöküntü içine girdiğidir. Değerlerdeki bu aģınmanın sık sık dile getirilen göstergelerinden bazıları ise Ģöyle sıralanabilir (Atabek 2009): Yaygın bir bencillik ve kiģisel çıkarın diğer amaçların önüne geçmesi, Maddiyatın ve maddi baģarının aģırı önem kazanması, Maddiyatın artan önemine paralel olarak, bu amaca ulaģmada her yolun mubah görülmesi, Yolsuzluk, rüģvet gibi davranıģların bile ayıplanır olmaktan çıkması, adeta Beceriklilik ve iģbilirlik olarak görülmesi, Toplumun temel kurumlarına duyulan güvenin azalması, Bireylerin birbirine güvenmemesi, yaygın bir toplumsal güvensizlik (Atabek 2009). Bu göstergelere bir çok Ģey eklemek mümkündür. Ancak yargılama ve normatif yaklaģımlardan mümkün olduğunca uzak kalınmalıdır. Yani; değiģmele bir kötüye gidiģin göstergeleri olarak algılanmakta ve o yüzden de toplumun gidiģi açısından, kuģku, endiģe, hatta korku ile izlenmektedir. Bu korkular, endiģelenmeler ve yakınmalar çok eskiden gelen bir taģtıģmalardır. KuĢaklar arasında değer farklılıkları sürekli olarak yaģanmaktadır. Hofstede (1980) nin Kültürün sonuçları adındaki kitabında ortaya koyduğu bu kavramlar, kültürteki değer farklılaģmalarını en iyi açıklayan boyut olarak değerlendirmiģ ve sonrasında kültürler-arası çalıģmalarda önem kazanmıģtır. Hofstede bu iki kavramı Ģöyle tanımlamıģtır: Bireycilik bireyler arasındaki bağların gevşek olduğu, herkesin sadece kendine veya çekirdek ailesine bakmak zorunda olduğu kültürler için geçerlidir. 2

10 Derken toplulukçuluğu da Ģöyle açıklamıģtır: Toplulukçuluk, insanların doğuştan itibaren güçlü ve sıkı gruplara bağlı olduğu ve bağlılığın yaşam boyunca, sorgulanmayan bir sadakat karşılığında var olduğu toplumlarda vardır ( KağıtçıbaĢı 2006). Diğer tanımlarda Triandis ve ark. (1990) kiģinin baģkalarıyla olan iliģkilerini bireyci toplulukçu bağlamında Ģu Ģekilde özetlemiģlerdir: Bireyci kültürlerde, bireyler iç gruplardan duygusal olarak kopukturlar; ayrıģıklık ve özerklik gereksinimi büyüktür. Onlar için kiģisel amaçlar, grup amaçlarından önce gelir, davranıģlar yararzarar analizi çercevesinde incelenir ve baģkalarıyla çatıģma olağandır. Toplulukçu kültürlerde ise, kiģinin benliği içgrup terimleriyle tanımlanır. Bireyler için grup amaçları bireysel amaçların önüne çıkar ve kiģinin davranıģları iç grubun istekleri ve normları doğrultusunda belirlenir. ÇatıĢma hoģ görülmez, grup içi uyum önem taģır ( KağıtçıbaĢı 2006). Toplulukçu kültürel özelliklere bağlı olarak yaģayan Türk toplumunda, dayanıģma, paylaģma, toplumsal sorumluluk gibi insan hakları felsefi değerlerin yerini rekabet ve kazanma, kiģisel hedeflere ve arzulara ulaģma bağımsız olma çabaları gibi bireyci toplulukların özellikleri ön plana çıkmaya baģlamıģtır. Bu durum aile içi anlaģmazlık ve çatıģmaları neden olmaktadır. Toplumun çeģitli kurumları aynı zamanda Ģimdiki zamanla değiģen, dönüģen değerlerin taģıyıcılarıdır. Bu araģtırmada bireyin sosyalleģmesi ve içinde yaģayacağı toplumun bir parçası olmasında en etkili kurum olan aile kurumundaki bağlılık, dayanıģma ve toplumsal sorumluluk gibi değerlerin yerine toplumsal değiģimin etkisine bağlı olarak bireyci kültürün değerlerinin etkisinin olup olmadığına iliģkin bir inceleme yapmaktır. Amaç, mevcut verilerin elverdiği ölçülerde toplumsal değiģime bağlı olarak yaģanan aile değerlerindeki değiģmelerin yönü hakkında bir fikir ortaya koyabilmektir. Çocuk yetiģtirmek, en az üç farklı kuģağın etkileģim ve iletiģimini içeren dinamik bir süreçtir. Aile, içinde yaģadığı kültürü yetiģtirdiği kuģağa aktaran bir yapıdır. Kültürün geçiģi, yaģam pratiği içinde iliģki dinamikleri ile olmaktadır. ĠliĢki 3

11 dinamikleri, aynı ortamda yaģayan insanların hem birbirlerinden, hem de koģullardan etkilenmeleriyle oluģur. Anne ve babalar çocuklarını yetiģtirmede iki temel etki altındadır: Ġçinde yetiģtiği aile geleneği ve Çocuğunun geleceği ile ilgili kaygılar. Hem geleneklere bağlılık hem de çağdaģ yaģama uyum, anne babalar için bir ikilem oluģturur. Bu değiģimlerin ele alınıģ biçimi; kuģaklar arasında nasıl bir etkileģim olduğu, anneanne, kızı ve torunu arasındaki sosyal bağlar, sosyal iliģkilerin dönüģümü ve değerlerin sürekliği konusunda karģılaģtırmalar yaparak bir sonuca aktarımı arasındaki karģılaģtırmalı olarak incelenecektir. Bu inceleme yapılırken aile dayanıģmasına etki eden beģ değer (kiģilik değerleri, iģlev değerleri, ait olma değerleri, saygınlık değerleri, statü değerleri) göz önünde bulundurulacaktır Türk Ailesi ve Toplumsal DeğiĢimi Aile kuģkusuz toplumun en küçük, fakat belki de en büyük temel birimidir. Buna rağmen ailenin kesin bir evrensel tanımını yapmak, sosyolojik, coğrafi ve ekonomik geliģmeler ve farklılıklar göz önüne alındığında pek mümkün görünmemektedir. Öncelikle aile topluluğu, yalnızca insana özgü bir toplumsal kurum değildir. Ailenin temelini oluģturan biyolojik ve temel unsurlar, yani cinsel güdüler ile üreme ve çocuk yetiģtirme iģlevleri diğer türlerde de söz konusudur. Bunun yanı sıra, biyolojik etkilerin benzer olmasına karģılık, aile çeģitleri ve buna bağlı olarak evlenme biçimleri, aile üyelerinin görevleri, akrabalık kuralları, bir kültürden diğerine, hatta aynı toplumun tabakaları arasında farkllık gösterebilmektedir. Her toplum, aile ile ilgili örf ve adetleri kendi kültürel yarısı doğrultusunda normlaģtırmıģ, hatta kurumsallaģtırmıģtır (Tolan 1985). ÇeĢitli aile tanımları arasında üzerinde en çok görüģ birliğine varılan yapısal fonksiyonel yaklaģımı belirli aile biçimlerinin belirli görevleri yerine getirdiğini, belirli görevlerin aile içi iliģkileri, rol ve statüleri yaratarak aile yapısını Ģekillendirdiği ve bu yapının, içinde yer aldığı daha geniģ sisteme (toplum) fonksiyonel olarak bağlı olduğunu göstermeye çalıģır. Bu sosyolojik yaklaģım, ailenin diğer toplumsal kurum ve alt sistemler ve toplumsal yapı ile iliģkilerini içerdiği için tümcü bir görüģtür (Serim 1972). 4

12 Teknolojik ve ekonomik kökenli baģ döndürücü bir değiģmenin egemen olduğu bir ortamda herhangi bir toplumsal kurumun bu değiģmeden etkilenmemesi düģünülemez. Örneğin aile, özellikle sanayi devriminden sonra en temel iģlevi olan toplumsal yeniden üretimi, yani sosyalleģtirme ve eğitim iģlevi olan toplumsal yeniden üretimi, yani sosyalleģtime ve eğitim iģlevini giderek okulu terk etmiģti. ġimdilerde yeni iletiģim biçimleri olan televizyon ve bilgisayarlı iletiģim, insanlık müzesine konulacak bir toplumsal kurum gibi, okulu da geride bırakıyor; daha henüz tanımını yapamadığımız, adını bilmediğimiz yeni sistem ve gereçler teknolojik ufukta görüntüden somuta dönüģüyor. Televizyon, bilgisayar gibi modern teknolojinin araç ve gereçleri günlük yaģamımızı, hatta mahremiyetimize kadar girmiģken, sanayi ötesi toplumun mekan ve zaman kavramları yeni anlam ve boyutlar alırken, çeliģen öğelerle örülmüģ değerler sistemi kuģaklar arasındaki iletiģimi neredeyse olanaksız kılarken, aile yapısının durağan kalması beklenemez. Ailenin türü ve nitelikler, ailede otorite yapısı ve karar mekanizmaları, eģlerin rolleri, çocuk ebeveyn iliģkileri, evli kadının ekonomik ve toplumsal iģlevleri de EĢyanın doğasına uygun olarak geleneksel toplumdakinden farklılaģacaktır (Tolan 1991). Toplumsal değiģme sürecinde yaģananlardan en hızlı etkilenen kurumlardan birisi olan aile kurumu, özellikle 1990 yıllardan sonra hızlı bir Ģüreci yaģamıģtır. Bu süreçte küreselleģme, kentleģme, teknoloji ve uygulanan ekonomik politikalar gibi pek çok unsur etken olmuģtur. Türk ailesinin 1990 lı yıllardan beri belli baģlı değiģme eğilimleri aģağıdaki gibi özetlenebilir (Bilgin 1991): 1. Aile yapısı geçiģ ailesi nitelikleri kazanmaktadır. Aile modernleģme sürecinin sorunlarını yaģayan toplumsal yapıda, bireylerin kimlik ve toplumsal bütünleģmelerini üreten bir fonksiyona sahiptir. Bu fonksiyonlar modernleģmeyi motive edecek bir kiģilik yapısını da besleyici neticeler doğurabilir. 2. Büyük kentlerde aileler küçülme eğilimi göstermektedir. Çocuk sayısında belirgin azalma ve geç evlenmeler bu süreci desteklemektedir. 5

13 3. Aile kendi kendisine yeten üretim birimi olmaktan çıkıp, iktisadi bakımdan dayanıģma ve tüketim ünitesi niteliği kazanmaktadır. 4. Aileler, toplumsal değiģme açık değer yapısını benimsemektedirler. DeğiĢme sürecinde beklenti düzeylerinin yükselmesi bu anlayıģı yerleģtirmektedir. Kentlerin gecekondu bölgelerinde, alt sosyo-ekonomik düzey ailelerinde bu durumun çeliģkili yanları ortaya çıkmıģtır. Aileden beklenti kaynaklarına yönelmeye de neden olmaktadır. 5. Aileler eğitimi, toplumsal hareketlilik yolu olarak görmektedir. Bu durum ailelerin eğitim seviyesini yükselttiği gibi, eğitim kurumununda geliģmesini zorlayıcı baskı yaratmaktadır. Bu hareketlilikte Avrupa müktesebatının da zorlayıcı etkisi göz ardı edilmemelidir. 6. KentleĢme ve sanayileģme düzeyinin yükselmesi, kent ailelerin kırsal kesimdeki ailelerin sayıca fazlalığı teģvik etmektedir. Bu durumun sosyal ve ekonomik politikalarda desteklenmesi beklenmektedir. 7. Ailenin karģılaģtığı sorunlar büyük ölçüde, kalkınmanın sosyal problemleriyle ilgilidir. Bu sorunların aile yapısını çözücü olumsuz etkileri, kalkınma/sanayileģme çabaları devam ettikçe varlığını sürdürebilir. 8 Ailelerin yapısını destekleyici sosyal politikaların ve sosyal yardımların pek çok sorunun aģılmasında önemli olduğu açıktır. 9. Ailelerin Ģehir mekânında, ĢehirleĢme sürecine katılması, toplumsal kurumların bu yönde değiģmesiyle mümkündür. Bunun sağlanmasında karģılaģılacak modern sosyal hizmetlerin kentlerin gecekondu bölgelerinde ve alt sosyo- ekonomik bölgelerinde gerçekleģtirilmesi gerekmektedir. 10. Türk ailesi, sosyal sorunların ağırlığıyla, gerek medeni kanunda gerekse sosyal yaģamda kadın ve erkeğin paylaģma ve sorumluluk alanlarını eģitleme eğilimi içerisindedir. Bu sorunların, çok fazla ağırlaģmaması ise, aile yapısını çözücü yönde (boģanma ve ayrılmalar... vb.) etki yapabilir. 11. Aile kurumunu destekleyici politikalarda kadına yönelik pozitif ayrımcılığın tercih edilmesi, bölgeler arasındaki geliģme, farklılıkları çerçevesinde yönlendirilme eğilimindedir ( Haydi kızlar okula... vb.). Ancak bu politikaların yasal ve ekonomik düzenlemelerin sosyal ve kültürel değiģme ve geliģme ile uzun erimli çalıģmalarla desteklenmesi beklenmektedir. 6

14 12. Toplumsal ekonomik geliģme hangi düzeyde olursa olsun, aile kurumu göz ardı dilebilecek bir sosyal kurum değildir. Toplumsal yapının temel taģlarından olan aileye yönelik sosyal politikaların ve kurumsal hizmetlerin, kapsayıcı ve bütünleģmiģ olma zorunluluğu gündemdedir. Türk aile yapısındaki değiģmeler ve içinde bulunduğu durum ile ilgili bilgiler yukarıda ifade edilmiģtir. KüreselleĢme, izlenen ekonomik politikalar ve sosyal sorunlara bağlı olarak aile üyelerinin tüketim harcamalarında ve alıģkanlıklarında değiģmelere maruz kalmıģtır (Bilgin 1991) Aile ve Tüketim Kapitalizme yerel düzeyde karģı çıkmak önemli olmakla birlikte yeterli değildir. Her Ģeyden önce emperyalizm aģamasını tüm dünyaya yaymıģ, ülkelerin siyasi sınırlarını anlamsızlaģtırmıģ olan kapitalizmin dünyanın herhangi bir yerinde gerçekleģtirdiği üretim yöntemlerinin yol açtığı toplumsal-ekolojik-siyasi yıkım, göçler, çevresel felaketler, çatıģma ve savaģlar tüm dünyayı etkilemektedir (Çalık 2012). W.Wackergel in insan gezegenin kendini yeniden onarabilmesi için gerekli olan doğal sistemlerin üretebileceğinden % 30 daha fazla tüketiyor tespitinden bu yana bu oran her geçen dakika adım adım artmaktadır. Kapitalizmin gezegeni dolayısıyla insanlığın geleceğini tehdit eden bu üretim anlayıģına karģı koymanın yanında doğayla barıģık bir üretim ve tüketim anlayıģını da geliģtirmek zorundadır. Ġnsanların kendi gereksinimlerini kendilerinin belirleyebileceği bir bilginin-kültürün örgütlenmesi gerekiyor. Çünkü Kapitalizmin biriktir biriktir hırsının bugün için getirdiği; medya, reklam sektörü, kültür emperyalizmi, teknolojik geliģim ve dünkü metanın bugün eskimesi ile peģinden gelen tüketim çılgınlığı... öyle bir noktaya geldi ki, artık insanlar neyi, nasıl, ne zaman tüketeceklerine, neyin gereksinim olup olmadığına karar veremez durumdalar Bu (yönlendirilmiģ) tüketim çılgınlığı her gelir düzeyine yönelik mal ve hizmet üretimiyle yaygınlaģtırılırken; 7

15 Gelir dağılımındaki eģitsizlikler derinleģmekte. Kullanım ömrü dolmamıģ (fakat modası geçmiģ ) malların yarattığı kirlilik artmakta, Üzerinde gelecek kuģakların da hakkı olan kaynaklar daha çok kar için yok edilmektedir. (Çalık 2012) Modern zamanda insan tüketmek için vardır. Avcılık ve toplayıcılık döneminde insanlar sadece ihtiyaca yönelik tüketim yaparken, zaman ilerlemiģ âdemoğlu artık yalnızca karnını doyurmak ve vahģi hayvanlardan korunmakla yetinmemiģtir. Artık zevk ve zevk veren Ģeyler ön plana çıkmaya baģlamıģtır. Kısaca ortaya çıktığı ilk zamanlardan bu yana tüketim olgusu modern toplum hayatında daha önemli bir yer tutar hale gelmiģtir. Nesneler insanları ele geçirdi. Artık onlar bize değil biz onlara bağımlı durumdayız. Bolluk içindeki insanlar artık tüm zamanlarda olduğu gibi baģka insanlar tarafından değil, daha çok nesneler tarafından kuģatılmıģ durumda. Nesneler çağını yaģıyoruz: Nesnelerin ritmine ve onların hiç kesintisiz ardarda geliģlerine göre yaģıyoruz. GeçmiĢ uygarlıkların tümünde dayanıklı nesneler, araçlar veya binalar kuģaklarca insandan daha uzun yaģamıģken, bugün onların doğmasını, geliģmesini ve ölmesini izleyen bizleriz (Baudrillard 1997). Günümüzde ise insanların tek tatil günü olan pazar gününü de tüketime ayırdıklarını görülmektedir. Ortalama bir aile ele alındığında bu günde birlikte vakit geçirmek yerine hepsi dört bir yana dağılırlar ve tüketim Ģölenlerine hızlıca baģlarlar. Herkes bireysel faaliyetlerde bulunur. Aile ya da arkadaģ ziyaretleri yerine bu mekânları tercih ederler ve giderek yalnızlaģırlar. KentleĢmeyle birlikte insanın çevresine yabancılaģması, ulaģım ve maddi olanakların yetersizliği gibi faktörler de sosyal iliģkilerin azalmasında rol oynar (Ulusoy 2012). Son zamanlarda sanatsal faaliyetler de alıģveriģ merkezlerine taģındığı görülmektedir. Sinema, tiyatro ve konser salonları, sergiler ve diğer aktiviteleri toplu bir halde bulmak mümkün hale geldi. Neden? Mekânlar arası mesafeyi kısaltmak ve sonuç olarak modern zamanın en büyük hazinesi zaman dan tasarruf etmek için mi yoksa insanları tüketim alanına gönüllü mahkumlar haline getirmek için mi? Sanatsal faaliyetlerinin de tüketim mekânlarına girmesiyle her Ģey orijinalitesini yitirdi ve 8

16 büyü bozuldu. Bir filmi izlerken artık fazlaca haz duymuyoruz. Ya da tablolar bizi eskisi kadar etkilemiyor. Çünkü hepsi bir öncekinin taklidi, bir sonrakininse aslı niteliğinde. Büyük patronlarda bunu fark etmiģ olacaklar ki yeni arayıģlar içine girdiler. Nostaljik temaları allayıp pullayarak insanlara sunmaya baģladılar. Eski kıyafetlere yeni yorumlar getirildi. Eski filmlerin çağdaģ uyarlamaları yapıldı ve bunun gibi birçok örnek verilebilir. 21. yüzyılda yeni sanat eserlerini ortaya çıkmıyor. Sanatçılar yeni bir tablo yapmak yerine kompozisyonlar yapmayı ya da fotoğraf çekmeyi tercih ediyorlar (Ulusoy 2012). Tüketimin had safhaya ulaģtığı mekânlardan biri de muhakkak ki Mc Donalds ve benzeri fast food restoranlarıdır. Adından da anlaģılacağı gibi buralarda her Ģey çabucak tüketilir. GeniĢ zamanlara tahammül yoktur. Daha geleneksel restoranlarda yapılan masa baģı sohbetlerden ve paylaģımlardan burada söz edilmez bile. Etnik yemeklerden ve farklı lezzetlerden eser yoktur. Her Ģey tek tipleģtirilmiģtir ve standartlaģtırılmıģtır; sandviç ekmeğinin boyutundan ketçapın miktarına kadar. ÇalıĢanlar bile robotlaģmıģ, otomatiğe bağlanmıģçasına hızlı ve seri hareket ederler. Ġnsanın aklına ister istemez otomobil fabrikaları ve seri üretim bantları gelir. Burada hataya yer yoktur. Çünkü bu yiyecekleri tüketmek için sırada bekleyen binlerce aç insan vardır. Ayrıca bu mekânların dekorasyonları tüketimi destekleyici niteliktedir. ÇalıĢanlar bir örnek giyimli, Ģık ve kibardılar. Öyle ki size yardımcı bile oluyorlardı. ġelale, bahçe ve çiçek taklitleri de kendinizi doğada belki de insanların en huzur buldukları yerde- hissetmenizi sağlıyor, ortama güven duymanıza neden oluyor (Ritzer 1999) Ailenin Fonksiyonları ve KüreselleĢme KüreselleĢme olgusuyla birlikte yaģanan geliģmelere bağlı olarak aile kurumu büyük ölçüde değiģimin etkisine girmiģtir. Özellikle geliģmekte olan ülkelerde, bu değiģimin yarattığı büyük sarsıntılar aile kurumunu iģlev, rol ve talepleri yerine getirmede büyük zorluklarla karģı karģıya bırakmıģtır. Aile kurumunun kendisinden beklenen iģlev, rol ve talepleri yerine getirememesi sonucunda, aile içi Ģiddet, kötü alıģkanlıklar, boģanmalar ve suç oranlarında belirgin bir artıģ gözlenmektedir (Aile ve Sosyal AraĢtırmalar Genel Müdürlüğü 2011). 9

17 Aile fonksiyonları kısaca özetlenecek olursa: Aile ekonomik iģ birliğinin ve iģ bölümünün hüküm sürdüğü uygun ortamlardır. Aile, kadın ve erkek arasında toplumun onayladığı cinsel iliģki ortamını oluģturur. Yeni doğan çocuğun eğitim ve öğretimini geliģtirmede aileye düģen görevleri üstlenir. Aile, kültürel mirası aktarma sorumluluğu vardır. Hızlı sanayileģme ailenin birlikteliğini sağlayan güvenlik ve dayanıģma duygusu, güvensizlik ve korkulara da dönüģmüģtür. Bu durum ailede yetiģen genç kuģakları da daha bireyselleģmiģ, zaman zaman bencilleģmiģ baģına buyruk, baģkaldırısıyla özerklik mücadelesi veren bir yapıya dönüģtürmüģtür. Bireyi kendi ayakları üzerinde özgür ve bağımsız tutmayı amaçlayan bu değer sistemi, genci yeteneklerini geliģtirmeye yöneltmiģ, aile kurgusu itaat ve himayeden uzaklaģtırmıģtır. Ailenin empoze ettiği itaat kültürünün töresel edimleri ve alıģkanlıkları(el öpmek, büyüklere karģı gelmemek vb) yer değiģtirmiģ ve dönüģtürülmüģtür. Bilindiği gibi el öpmek eģit olmayan bir kültürü (itaat) ortaya çıkardığı bir iliģkinin ifadesidir. Bu durum itaate dayalı saygıdan, sevgiden çok minnet, borçluluk ve korku duygularının egemenliğinin varlığını düģündürmektedir (AktaĢ 2009). KüreselleĢme, toplumun, eski değer iliģkilerine yeni boyutlar eklemlemiģtir. Namus ve ahlak anlayıģı güven ve himaye kültürü, sadakat ve ihanet, gizlilik ve mahremiyet, sevgi ve hoģgörü, saygı ve korku, özgürlük ve teslimiyetçilik, özerklik ve bağımlılık küresel değerlerin rüzgârına kapılıp ya eski anlamlarını yitirmiģ, ya çözülüp içi boģaltılmıģ ya da yeni anlamlarla yeniden tanımlamaya baģlanmıģtır. Bu tanımlamalarda özerklik, bağımsızlık rüzgârı özel olan muhabbeti ile aile içinde kadın, erkek ve çocukların birbirine ve birlikteliğe iliģkin sorumluluklar yerine getirilemeden hak talep kârlığı furyasına katılmıģtır. Bu durumun kritik uzantılarının toplumun böylesi değiģim ve dönüģüm dönemlerinde yaģanması kaçınılmazdır. Bilgiye dayalı rekabet, verimlilik, toplam kalite, insan hakları ve demokrasi serbest piyasa ekonomisi ailesine ve aile birlikteliğine daha az zaman ayıran aile üyeleri 10

18 yaratmıģtır. Yalnızlık ve kopukluk ailenin geleneksel değerlerinden uzaklaģmıģ bir birey yaratmıģtır. Böylesi bireyselleģmiģ bireylerin kuracağı ailenin yaratacağı iliģkilerde kuģkusuz geleneksel aileden farklı olacaktır. Rekabet, aile içinde kadına ve erkeğe de aynen yansıyabilir ve yansımaktadır. Bu yeni dönemde geleneksel değerler (kadınlığı, erkekliği ve çocukluğu ile ilgili) kültürel ve toplumsal grup bağlılıklarını kritik ederek bireysel ve toplumsal verimliliğini ve performansını geliģtirme ve buna uygun ödüllendirme beklediği bir yapıya dönüģmüģtür. Aile içinde kadınlığını, anneliğini, evlatlığını kendi sorumluluk ve emekleriyle geliģtirmeye, yenilemeye çalıģmaktadır. Bilgilenme ve emekle yeni bir bireysel kimlik oluģturmaya yöneltmektedir. Bu kurgu içindeki bireylerin kuracakları ailelerde aile bağı ve değerleri mahkûmiyetler değil emek ve sorumlulukla geliģtirilen bireysellikler sunabilir. (AktaĢ 2009) Aile Sorunları ve KüreselleĢme Türk toplumunun süratli bir değiģme içinde bulunduğunu hepimiz biliyor ve söylüyoruz. Bu değiģme teknolojik sahada olduğu kadar sosyal ve kültürel konularda da görülmektedir. Gerçekte teknolojik değiģmeden daha önce ve özellikle göze çarpan Ģey insan münasebetlerindeki değiģmedir, çünkü bunlar hepimizin günlük hayatını doğrudan doğruya ve önemli ölçüde ilgilendirmektedir(güngör 1998). Bu etkilenme küreselleģmeyle birlikte daha da ivme kazanmıģtır. KüreselleĢmenin aile hayatı üzerine etkisi de kültür üzerinedir. Aile, artık, pazar koģulları içinde bir tüketim birimi olarak görülmektedir. Kitle iletiģim araçları ile sürekli bir biçimde bombardıman altında olan aile için artık kendi kültürünü, değerlerini oluģturmak ve bunları aktarmak neredeyse imkânsız hale gelmiģtir. Çünkü küreselleģmenin hedeflerinden biri olan kitle kültürünü yaratma ve tek tipleģtirme süreci ailelere nasıl olmaları gerektiği, rol modelleri, davranıģ hatta duygu biçimleri hakkında mesajlar vermektedir (Ġçağasıoğlu 2004). Medya ve tüketim ekonomisinin pompaladığı pek çok ürün aile ekonomisinin tüketim alıģkanlıklarını değiģtirmiģ; aile üyeleri böyle bir arenada bir arada geçirdikleri zamanları azaltmak zorunda kalmıģlardır. Çünkü daha çok tüketmek ya da tüketim pazarının sundukları aile yaģantısına aktarmak için, daha çok 11

19 çalıģmak zorunda kalan erkek, ailesiyle daha az zaman geçirmeye baģlamıģtır. Eskiden evinde çocuklarının bakımı ve yetiģtirilmesiyle ilgilenmek durumunda olan kadın da çalıģmaya baģlamıģtır (AktaĢ 2005). KüreselleĢmeyi savunanlar için önemli olan belirsizlik ve güvensizlik içinde olan bireydir. Ġnsan yalnız kalıyor, bocalıyor, insan hep bir endiģe içinde gördüklerini elde edememe ve tüketim endiģesiyle yaģıyor. Bu aile kurumunu olumsuz yönde etkiliyor, değer yargısında değiģmelere neden oluyor. Özellikle de eski Ģeylerin dıģlanması birlikteliği zayıflatıyor. Bu durum küreselleģme güç odaklarının iģine yarıyor. Çünkü istedikleri edilgen insanlar ve toplumlardır. Bir de tüketen insanlar ve toplumlar. Güç odaklarının yaģamlarını sürdürebilmeleri, daha da güçlü olabilmeleri için sömürünün sürmesi gerekir ki, bunun en kolay yolu tüketimin artmasıdır (ġeker 2006). Ġnsan bir gruba, topluma, kültüre ait olduğunu hissettiğinde ve bildiğinde kendini daha güvenli hisseder. Günümüzde ait olma duygusu, çok hızlı toplumsal değiģmeye ve değerlerin değiģmesine bağlı olarak zayıflamıģtır. Bireyler salt yaģadıkları yere, iģe değil; kendilerine, ailelerine, çevrelerine yabancılaģtırılmaktadırlar. Çocuklar; Benim ailem artık internet diyebilmektedirler. Bu da insanları gerçek yaģamdan kopardığı gibi bireyler arasındaki bağları zayıflatmaktadır. ĠletiĢim araçları, reklâm dünyası ve halkla iliģkiler sektörü insanların kendi gibi olmasına izin vermiyor. Herkes aynı konuyu konuģuyor, aynı tür elbiseler giyiyor, aynı biçimde eğleniyor. Tüm bunlar bizi aynı tür tüketici yapıyor. ArkadaĢlık, aile, sevgi, saygı iliģkileri değiģim gösterdi. Aile ziyaretleri azaldı, bayram ziyaretleri tatil fırsatlarına dönüģtü. Artık aile yok, ben yok, biz varız. Peki biz kimiz? Biz aynı tüketim alıģkanlığına sahip, aynı özellikte insanlarız. Tüm bunlar inanlara mutluluktan ziyade yeni sorunlar getirdi. Aile bağlarının zayıflaması değiģik sorunları da beraberinde getirdi. Aile parçalanması, kimlik, kiģilik problemleri, sosyal destek ve soysal koruma sistemlerini zayıflaması, AIDS, madde kullanımı, depresyon, aile içi Ģiddet gibi. Bu sorunlar her yaģtan insanı, her cinsiyetten insanı, her sosyoekonomik ve kültür 12

20 düzeyinden insanı etkilemekte. Evlilik sorunları, geçimsizlikler, boģanmalar, ayrı yaģamalar hızla artmaktadır. Ailenin en önemli özelliklerinden birisi aile içi bütünlüğü sağlamak, korumak ve aileyi devam ettirmektir. Ancak bütün toplumlarda olduğu gibi ülkemizde de ailenin çeģitli anlaģmazlık ve çatıģmaları vardır. Bunlar ana baģlıklarıyla Ģu Ģekilde özetlenebilir (AktaĢ 2007): EĢ seçimiyle ilgili çatıģma ve anlaģmazlıklar, Aile içindeki rol dağılımı ve paylaģımı ile ilgili çatıģmalar, KiĢi uyuģmazlıklarından kaynaklanan çatıģmalar, EĢlerin birbirleriyle ilgili beklentileri, Akrabalarla iliģkilerde yaģanan çatıģmalar, Ekonomik sorunlar, Çocuk yetiģtirmeyle ile ilgili anlaģmazlıklar, Sağlık koģulları, kaza ve hastalıklar, ĠliĢki ve iletiģim farklılıkları Aile içi Ģiddet (fiziksel, cinsel, ekonomik ve psikolojik) (AktaĢ 2007). Günümüz Türk ailesi küresel sorunların kendi iç bünyemize yansımaları ve kendi iç bünyemizdeki sorunların yarattığı darboğazlarla (ekonomi, iģsizlik, medya vb) pek çok riskle karģı karģıyadır. Aile içi sorunların çatıģmaya ve bütünlüğünü tehdit eden boyutlara ulaģması genç neslimizin maddi ve moral geliģimini tehdit etmektedir. 1.2.Aile DeğiĢimi ve Kültür Aile toplumun ayrılmaz bir parçasıdır ve doğal olarak toplumun sosyal yapısına, değerlerine ve normlarına bağlıdır. Bu sosyal ve kültürel özellikle zaman içinde ve toplumdan topluma değiģtiği için ailede de değiģiklikler göze çarpar. Ailede çeģitlilikle karģılaģan psikologlar, bu çeģitliliği ya sosyolojik ve antropolojik çalıģmaların bir konusu olarak algılamıģlardır. Geçici durum algısı, modernleģme kuramının temel varsayımına bağlıdır. Buna göre, dünyadaki çeģitliliğin protipik Batı modelinde odaklaģacağı ve dolayısıyla Batı modelinden farklı olan her modelin 13

21 zamanla bu modele benzeyecek Ģekilde değiģeceğini savunulur. Yani, kültürlerarası bir aile kuramının yokluğunda, ilk olarak modernleģme kuramının ortaya koyduğu, sosyal geliģimle Batı modeline doğru tek yönlü bir değiģim olacağı varsayımı, halen de varlığını sürdürmektedir. ModernleĢme kuramının sosyolojide popülerliğini yitirmesine ve ciddi eleģtirilere maruz kalmasına karģın, Batı modeline doğru tek yönlü bir değiģim beklentisi psikologlara arasında sürmektedir (KağıtçıbaĢı 2006). Birey-aile ve toplum iliģkilerini inceleyen KağıtçıbaĢı; dünyada kullanılan aile modellerinin karģılaģtırmasını yaparak yeni bir model geliģtiriyor. Ġlk modeldeki yaklaģıma göre, tarım toplumlarında genellikle ataerkil değerlere dayalı, birey ve ailenin bütünselliğini oluģturan bir karģılıklı bağımlılık modeli vardır. Yani birey ve aile arasında karģılıklı bağımlılık söz konusudur. Bu modele iliģkin olarak yapmıģ olduğu çocuğun değeri araģtırmasında, çocukların ekonomik ve psikolojik değerleri öne çıktı. Bunlardan birincisi, çocuğun küçükken ve büyüdüğünde ailesine maddi katkıda bulunmasını kapsıyordu. Ġkincisi ise, ana-babanın çocukta bulduğu sevgi, onunla duyduğu gurur, onun kendilerine arkadaģlık etmesi gibi değerleri içeriyordu. AraĢtırmadan çıkan önemli bir bulgu az geliģmiģ ülkelerde, çocuğa atfedilen ekonomik değerin ve özellikle yaģlılık güvencesi değerinin belirginliğidir. Örneğin, kadınlar için çocuğun yaģlılık güvencesi olarak görülmesi, Endonezya daki iki alt örneklemde %93 ve %98, Filipinler de %89, Tayland ve Tayvan da %79 ve Türkiye de %77 oranında çocuk doğurma nedeni olarak belirtilmiģtir. Bu değer, Almanya ve ABD de sadece %8 oranı ile diğer ülkelerdekine bir tezat oluģturmaktadır. Kore (%54) ve Singapur (%51) gibi hızlı ekonomik geliģme süreci yaģayan ülkelerde görülen oranlar ise bu iki uç nokta arasında yer alıyordu. Söz konusu araģtırmanın getirdiği sonuçların analizi bize orta ve üst gelir grubundaki ailelerde akrabaların birincil gruba ekonomik bağımlılıklarının pek önem arz etmesine rağmen aile fertleri arasındaki iliģkilerde herhangi bir gevģemenin meydana gelmediğini gösteriyor (Vergin 1991). Ġkinci modelde ise; toplumlar endüstrileģmenin etkisiyle değiģmeye ve çağdaģlaģmaya baģladıkları zaman bireyin aileden koptuğu bağımsızlık modeli ortaya çıkıyor. ÇağdaĢ kentsel endüstri toplumlarında birey, artık aileden bağımsızlaģmıģ aralarındaki etkileģim en aza inmiģ, hatta kimi zaman da kopmuģ. Buradaki 14

22 sosyalleģme değerleri ve aile etkileģimi, bağımsız, ayrıģmıģ, belirgin sınırları olan bir benlik geliģimi doğurur. Birey ve aile düzeyindeki etkileģimler, birbirinden ayrı, birbirleriyle örtüģmeyen kiģiler arasında cereyan eder. Çocuk yetiģtirmede denetime daha az yer verilir ve karģılıklı bağımlılık modelindeki yetkeci ana-baba davranıģı, yerini serbest bırakan ana-baba davranıģına bırakır. Bireyci ideolojiyle bağlantılı olarak özerklik önem kazanmıģtır. KuĢaklararası maddi bağımlılığın en aza indiği sosyo-kültürel ve ekonomik bir bağlamda, bağımsızlığa ve kendine güvene değer verilir, çünkü artık, yaģlılık güvencesi için çocuğun ana-babaya sadakat duyması ve bağımlı olması gerekmektedir. Bu tür bir sosyalleģme hem kuģaklararası hem kiģilerarası bağımsızlığı doğurur. Yani, bu model, bağımsız, ayrıģmıģ benliğin iģlevsel nedenlerini ortaya koymaktadır (KağıtçıbaĢı 2007). Kendisinin ortaya koyduğu üçüncü modele duygusal bağlılık modeli adını veriyor. Bu modele göre birey ve aile, fiziksel olarak birbirlerinden bağımsızlaģmıģ, fakat birbirlerine duygusal bağlılık iliģkisi olduğunu belirtiyor. KağıtçıbaĢı nın bu modele iliģkin özellikleri kısa baģlıklar halinde özetleyecek olursak: Duygusal alanda bağlılık görülürken, maddi alanda ailevi ve bireysel bağımsızlık söz konusudur. Bağlılık kültürüne (toplulukçuluk) sahip geliģmiģ ve kentleģmiģ bölgelerde daha yaygındır. Kültürel devamlılıkla beraber sosyal, yapısal ve ekonomik değiģme ve geliģme görülür. KuĢaklararası duygusal bağlılık, genç yetiģkinlerin duygusal yatırımlarını hem ana-babaya hem çocuklarına yönetmelerine neden olur. KuĢaklararası karģılıklı duygusal bağlılık devam ettiği için sosyalleģme değerlerinde aileye/gruba bağlılık vurgulanır. Bu model özerkliği ve bağlanmayı birlikte getirir. Çocukların özerk olması aile için tehdit olmaktan çıkmıģtır. Bu özellikle ilgili olarak Ġmamoğlu nun yapmıģ olduğu bir araģtırmada; Türkiye deki, kentli, yüksek sosyo-ekonomik düzeydeki (SED) annelerin, çocukta bağımsızlığa ve kendine yeterliliğe önem verdiklerini, orta ve düģük SED deki annelerin ise itaat ve sadakati ön plâna çıkardıklarını görmüģtür. Buna paralel olarak, düģük SED deki ana-babalar çocukların kendilerine minnettarlık duymalarını isterlerken, yüksek SED deki ana-babalar böyle bir istek belirtmemiģlerdir. 15

23 Bireysel ve grup (aile) bağlılığının bir arada varolduğu yine Ġmamoğlu nun yapmıģ olduğu araģtırmadan örnek vererek desteklemiģ: çocuklarının kendilerine minnettarlık duymalarını istemeyen yüksek sosyo-ekonomik statüdeki ana-babalar da dahil olmak üzere bütün ana-babalar, çocuklarının onları sevmelerini ve onlara yakın olmalarını istediklerini belirtmiģlerdir. Ana-babalar aynı zamanda çocukların büyüdükçe ana-babalarına karģı daha saygılı olmalarını da istemiģlerdir. Bu verilerin ıģığı altında, akrabalar arasında sıkı teması teģvik eden ve aile değerlerini vurgulayan bir kültür ile modernleģmesinin bağdaģabilirliği konusunda bir hipotez ileri sürmek mümkündür Kültürün Bireycilik ve Toplulukçuluk Boyutu Bireycilik/toplulukçuluk kavramları, kültürlerarası psikolojide 1980 li yıllarda en çok tartıģma ve araģtırma konusu olan kavramlardır. Akademik çalıģmalar sonucu elde edilen bulgular ve Doğuda, özellikle Uzak Doğu daki ekonomik atılımlar nedeniyle, bireycilik/toplulukçuluk konusuna artan bir ilgi olmuģtur. (KağıtçıbaĢı 1991). Hofstede tarafından yapılan çalıģmalar Batılı kültürlerin bireyci, Doğulu kültürlerin ise toplulukçu olduğuna yönelik bulgular sunmuģtur. Bu bulgular, bireyci kültürlerdeki kiģilerin bireysel davranıģ gösterdikleri, toplulukçu kültürlerdeki kiģilerin ise ortaklaģa davranıģ gösterdiğini iģaret etmektedir. Bu kültür farklılıkları, o kültürlerin içinde yaģayan bireylerin sadece davranıģlarını değil bütün psikolojik süreçlerini etkilemektedir (Yıldız 1998). Hofstede nin yaptığı çalıģmalar sonucu Türk çalıģanlarının bireycilik eğilimlerinin toplulukçu eğilimlere göre düģük olduğu saptanmıģtır. Bireyciliğe karģıt bir konumda olan toplulukçu kültürlerde biz bilinci hâkimken, bireyci kültürlerde ben bilinci geliģmiģtir. Toplulukçu kültür, grubu ön planda tutarken, bireyci kültürler bireyi ön planda tutmaktadır. Hofstede in araģtırmasında Batılı ülkelerin yüksek bireycilik puanlarına ulaģtıkları, Doğulu ve Latin kökenli ülkelerin ise ortaklaģa davranıģçı eğilimler gösterdikleri görülmüģtür (KağıtçıbaĢı 2001). 16

24 Bireyciliğin toplumsal normlarına iliģkin verilen sonuçlarda; düģük bireycilik eğilimine iliģkin tanımlamaların Türk kültürü ile büyük ölçüde benzeģtiği gözlenmiģtir. ABD nin 91 puanla birinciliği aldığı bireycilik ölçeğinde Türkiye 37 puan almıģtır. Dikkate değer bir diğer bulgu ise Yunanistan ın bireycilik ölçeğinde Türkiye ye paralel Ģekilde 35 puanla yer almasıdır Kültürün Kadınsılık-Erkeksilik Boyutu ÇalıĢmada Türk toplumunda kadınsı değerlerin erkeksi değerlere göre hâkim olduğu saptanmıģtır. Hofstede, erkeksi kültürün özelliklerini; atılganlık, para elde etme hırsı ve materyalist değerleri olarak ele almıģtır. Erkeksi değerlere önem veren toplumlarda bireyler güç ve baģarıyı ön planda tutmaktadırlar. Bu toplumlarda kadın ve erkek rolleri arasında kesin bir ayrım vardır. UyuĢmazlıkların tartıģılarak çözümlenmesi yoluna gidilmektedir. Kadınsı değerlerin tercih edildiği toplumlarda ise, kiģilerarası uyum ve anlaģma çok önemli bir yere sahiptir. (Köksal 2007) Bu kültürler insan iliģkileri ve insana verilen önemin, yaģamın genel niteliğinin ön plana alındığı kültürler olarak belirlenmiģtir (Yıldız ve ErdoğmuĢ 1998). Bu nedenle, anlaģmazlıklarda çatıģmaya girmektense, örtbas etme yoluna gidilmektedir. Mutluluk ve kiģilerarası huzur, baģarı ve güç elde etmekten daha ön planda tutulmaktadır. Japonya, Avusturya, Venezüella, Ġsviçre ve Ġtalya erkeksi değerlerin benimsediği ülkelerin baģında bulunmuģtur. Danimarka, Hollanda, Norveç ve Ġsveç ise kadınsı değerlerin benimsendiği ülkelerin baģında bulunmuģtur. Türkiye otuzuncu sırayla (1= yüksek erkeksi değerler; 40 = yüksek kadınsı değerler) kadınsı değerlerin ağır bastığı bir kültür olarak tanımlanmıģtır. Buradan Türk kültüründe kadınsı değerlerin (Ģefkat, merhamet, nezaket, çocukları çok sevmek, sadakat vb.) egemen olduğu söylenebilmektedir (Temel ve ark 2004) Kültürün Güç Aralığı Boyutu Kültürün boyutlarından bir diğerini oluģturan değer ise toplumlarda kiģilerarası güç iliģkilerdeki güç mesafesine dayanan boyuttur. Güç aralığı, toplumda güç dağılımındaki eģitsizliğin nasıl algılandığı ile ilgilidir. Güç aralığı geniģ olan kültürlerde, güç dağılımında ve buna bağlı olarak fırsat eģitsizliğindeki 17

25 dengesizlik kabullenilmektedir. Bu kültürlerde unvan, statü, pozisyon gibi betimleyici öğelere de fazlasıyla önem verilerek ve saygı duyulmaktadır; iģ yerlerinde iģçi ile iģveren arasındaki mesafe hissedilmekte ve korunmaktadır. Güç aralığı dar olan kültürlerde ise güç sahibi kiģilere yaklaģmak ve onlarla yakınlaģmak daha kolaydır. ĠĢyerlerinde önemli kararlar verileceği sırada, çalıģanların fikri alınır ve karar sürecine dâhil edilmektedir. Fırsatlarda ve ödüllendirmede eģitsizliğe daha az rastlanılmaktadır. Hofstede, dar güç aralığı yaģanan toplumlara örnek olarak Avusturya, Ġsrail, Danimarka, Yeni Zelanda ve Ġrlanda yı göstermiģtir. GeniĢ güç aralığının en çok yaģandığı toplumların ise Malezya, Panama, Guatemala, Filipinler ve Venezuela olduğunu bulmuģtur. Türkiye bu değerlendirmede onsekizinci sırayı almıģtır. (1= en geniģ güç aralığı; 40=en dar güç aralığı). Güç mesafesi yüksek toplumlarda, örgüt yapıları çok kademeleģmiģ hiyerarģiler Ģeklinde bulunmaktadır. Özellikle Kamu kesiminde güç mesafesinden doğan bu yansıma çok açık Ģekilde görülmektedir (Dengiz 2008). Hofstede tarafından yapılan Toplumsal Değerler AraĢtırması nın bulgularına göre Türk insanları Ġngilizlere oranla üstlerine daha itaatkâr, güçlü ve nüfuzlu insanlardan daha fazla çekinen ve kendilerine ne yapacaklarının söylenmesinden daha az rahatsız olan bir yapı sergilemiģtir Kültürün Belirsizlikten Kaçınma Boyutu Türk toplumu, belirsizliğe oldukça müsamahasızdır. Bireyler karmaģıklığın arttığı, enformasyonun açık olmadığı, değiģimin ivmelenerek hızlandığı bir ortamda, kendilerini tehdit ve baskı altında hissetmekte ve geleceklerinin ne olacağı konusunda korku yaģamaktadırlar (Dengiz 2008). Belirsizlikten kaçınmanın yüksek olduğu toplumlarda, bireyler belirsizlik karģısında güvensizlik ve tehdit edilmiģlik duygusuna kapılmaktadırlar. Bunu yaģamamak için ise kurallar çerçevesinde hareket etmeyi tercih etmekte ve üstlerinin kendilerine yön göstermesini beklemektedirler. DeğiĢimin ve farklılığın hoģ karģılanmadığı bu kültürlerde, çalıģma koģullarında süreklilik ve oturmuģluk arayıģı söz konusudur. Belirsizlikten kaçınmanın az olduğu toplumlarda ise, yenilikler, farklılıklar ve değiģiklikler anlayıģla karģılanır; belirsizlikler tehdit olarak algılanıp kaçınılmaz, aksine aģılması gereken engeller olarak algılanıp üzerine gidilmektedir. Bu tür toplumlarda, bireyler riski daha rahat 18

26 göze almakta ve üstünlük kullanmaktan kaçınmamaktadırlar. Belirsizlikten kaçınmanın en yüksek düzeyde yaģandığı toplumlara örnek olarak Hofstede, Yunanistan, Portekiz, Guetamala, Uruguay ve Salvador u göstermiģtir. Bunun en az yaģandığı ülkeler arasında da Singapur, Danimarka, Hong Kong, Ġngiltere, Ġrlanda bulunmuģtur. Türkiye bu boyutta onaltıncı sırada yer almıģtır. (1= belirsizlikten en çok kaçınma; 40 = belirsizlikten en az kaçınma) Yüksek güç mesafesiyle belirsizlikten kaçınma bir araya geldiğinde toplulukların otoriter yönetimlere kayması (hatta tek seçenekmiģ gibi görmesi) artmaktadır. Türkiye de, belirsizliğe hoģgörünün azaldığı dönemlerde (ekonomik kriz, siyasal kriz, terörün artması, yolsuzluk gibi) toplumun birbirlerine kenetlenerek (ortaklaģa davranıģ eğiliminin artması daha önce hiç ortak eylem yapmamıģ esnaf kesiminin son ekonomik krizde bir araya gelip eylem yapması gibi) tepki verildiği gözlenmektedir. YaĢama karģı tutumla da iliģkili olan belirsizlikten kaçınma, değiģime karģı direnç, yarıģma, problem çözme vb konularda kedini göstermektedir (Dengiz 2008) KuĢaklar Arası ĠletiĢim ve Kültürel Farklılıklar Ergenlerin Psiko-Sosyal GeliĢimi Acısından Ailenin Rolü Aile kurumu, çocuğun alacağı kavramları seçerek vermekte, onları yorumlamakta ve sonucu değerlendirmektedir. Bu seçici ve değerlendirici süreç, çocukta kiģisel ve sosyal davranıģlarla ilgili değer duygusunun geliģmesiyle sonuçlanmaktadır. Hiç kuģkusuz çocuğun bulunduğu kültür çevresi içinde yer alan ve onu etkileyecek olan gelenek ve kurallarda vardır. Ancak yargıların oluģtuğu, tercihlerin yapıldığı ya da en azından etkilendiği yer ailedir. KiĢiliğinin geliģmesi, bir dizi tercihin geliģtirilmesiyle olanaklıdır. Bu tercihler bireyin değerlerini temsil eder ve geniģ ölçüde ailenin koģullandırılmasının bir sonucudur (Yavuzer 1994). Yavuzer, geliģme evresinde, ergen ile ilgili olara Ģu ifadeyi kullanıyor; değiģen ve geliģen kiģiliği içinde, çevrede yeni değerler aramaya, kiģiliğinin olgunlaģmasında rol oynayan, özdeģleģme, özerklik, sorumluluk kavramlarına yanıt 19

27 bulmaya çalıģır. Bu kavramlar gence kiģilik kazandırır; toplumla iliģkilerini biçimlendirir; Toplumdaki yerini ve rolünü oluģturur. ÖzdeĢleĢme, gençlik çağına özgü ruhsal yapı içinde aile bireylerinden baģlayarak çevredeki kiģilere, düģüncelere, kültüre doğru gittikçe geniģleyen bir alanda, gencin istemli ya da istemsiz olarak benimsediği, özümlediği düģünce, davranıģ tutum ve eylemlerden oluģan bir süreçtir. ÖzdeĢleĢmenin oluģtuğu ortamın, toplumsal, ekonomik, kültürel özellikleri, bir yönden kiģiliğini oluģtururken, diğer yönden kiģilikle tolum arasındaki tüm iliģkilerin temeli olan özerklik ve sorumluluk kavramlarını biçimlendirir (Yavuzer 1993). Ergenin önemli çabalarından biri de, toplumun onayladığı değerlere uygun varsayımlar geliģtirebilmektir. Doğru ve yanlıģ kavramlarının geliģtirilmesinde bu kez kullanılan ölçüt, çocuğunkinden farklı ve yetiģkin yaģamın gereksinimlerine yöneliktir. Dolayısıyla, yetiģkinliğe adım atmadan önce özyönetim mekanizmalarını yeterince geliģtirmiģ olması gerekir. Ne var ki, hızlı değiģen çağdaģ toplumda geçerli değerlere ulaģabilmek pek de kolay olmaz ve baģarıyla atlatılamayan kimlik bunalımı ergende, toplum içindeki rolüne iliģkin bir ĢaĢkınlık yaratır (Gençtan 1993). Bu dönemde anneler ve babalar veya yetiģmesinde zaman zaman görev üstlenen babaanne, büyükbaba, anneanne çocukların eğitiminde, yetiģmelerinde zaman zorluklar yaģamaktadırlar. Çocuklarına sınır koymakta güçlük yaģadıkları gibi yeteri kadarda zaman ayıramamaktadırlar. Bunlara bağlı olarak nesnelerle olan iliģkileri sürekliliği azaltmakta, bu da gençlerin kalıcı değerlere sahip olmasını engellemektedir. (Gençtan 1993). DeğiĢen Toplumda Kimlik krizi ve Ergenlik konulu konferansında Çuhadaroğlu, gençlerin nesnelerle olan bağlantılarını Ģöyle belirtmiģtir (Atabek 2013): Toplumsal değişim, teknolojik gelişmeler, fazla uyaranla etkileşim, sosyal hareketlilik, kadınların çalışma yaşamına atılması nesne ilişkileri değişikliklerine yol açmaktadır. Nesne ilişkilerinde, kalıcılık yerini gelip geçiciliğe bırakmıştır. Toplumlarda bir kâğıt eşya kültürü oluşmuştur, buna kullan-at kültürü de 20

28 diyebiliriz. Bu kültür gerçeklik duygusunu azaltmakta, insanlarda yabancılaşmaya yol açmaktadır. belirlemiģtir: Bütün bunların ergene etkilerini ve oluģan kimlik krizini Atabek Ģu Ģekilde Bağımsız iģlevlerin(otonom) fazla kullanılması. Dilsel, motor, sanatsal becerilerde azalma riski doğması. Suçluluk duygularını bastırılması. DavranıĢ bozukluklarının artması Dürtü kontrolünde ve iģbirlikçi iģlevlerde zorlanma olarak görülmektedir. Bunlara süperego erozyonu diyenlerde vardır. Engellenmeye karģı tahammülsüz. Ġdealleri kaybolmuģ. ÖzdeĢim ve rol modeli bulamayan. Nesne iliģkileri sürekliliğini kuramayan. Günlük yaģamdan zevk almayan, amaçsız, huzursuz birisi olmaktadır. Atabek, hızla değiģen değer yargılarından en çok etkilenen kesim gençler olduğunu ve tepkilerini Ģiddetle ifade ettiklerinin nedenlerini Ģu Ģekilde anlatıyor; Bütün değer yargıları hızla değiģmekte, insanlar bu hızlı değiģme ayak uydurmakta çok zorlanmaktadır. Çünkü neyin nereye nasıl gittiğini anlamakta güçlük çekmektedirler. O nedenle de, geçmiģin bildikleri değerlerine daha çok sarılmakta bu değerlerdeki değiģmezliği benimsemektedirler. Gençlik, geliģme evresinin özelliği nedeniyle sabırsızdır. Önündeki yılları beklemeye değil, gerekirse zorla değiģtirerek isteklerini gerçekleģtirmeye yatkındır. Bu yaklaģım, Ģiddeti; davranıģın gerekli, hatta zorunlu bir özelliği olarak kabul ettirmelerine yol açmaktadır. Engelleme, insanda Ģiddetin kaynaklarından birisidir. Bir engeli aģmanın yolu Ģiddet değil de, uzunca da olsa, Ģiddet dıģı yöntemlerle daha kolay olacağını öğrenmeleri için eğitim ve deneyim gereklidir. Bu da eğitim ve deneyim kazanamamıģ gençlerde eksik olduğu için böyle gençler Ģiddet yolunu yeğler. 21

Hofstede, 1980. Kültürleri Birbirinden Ayıran Öğeler. 40 ülkedeki IBM çalışanlarının (116 bin) tutum ve değerlerini ölçen anketler uyguladı

Hofstede, 1980. Kültürleri Birbirinden Ayıran Öğeler. 40 ülkedeki IBM çalışanlarının (116 bin) tutum ve değerlerini ölçen anketler uyguladı Hofstede, 1980 Kültürleri Birbirinden Ayıran Öğeler 40 ülkedeki IBM çalışanlarının (116 bin) tutum ve değerlerini ölçen anketler uyguladı Kültürleri Birbirinden Ayıran Öğeler 1.Bireycilik/Toplumculuk (Individualism/CollecMvism)

Detaylı

www.binnuryesilyaprak.com

www.binnuryesilyaprak.com Türkiye de PDR Eğitimi ve İstihdamında Yeni Eğilimler Prof. Dr. Binnur YEŞİLYAPRAK Türk PDR-DER Başkanı 16 Kasım 2007 Adana Türkiye de Psikolojik Danışma ve Rehberlik Hizmetleri Başlangıcından günümüze

Detaylı

TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE. Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi

TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE. Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi ÇOCUK ÇEVRE ĠLIġKISI Ġnsanı saran her Ģey olarak tanımlanan çevre insanı etkilerken, insanda çevreyi etkilemektedir.

Detaylı

YAŞAM ÖYKÜSÜ. Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı:

YAŞAM ÖYKÜSÜ. Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı: YAŞAM ÖYKÜSÜ ADI: TARĠH: Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı: Mesleği: Sağlığı: Eğer vefat etmiģse ölüm yaģı: O zaman siz kaç yaģındaydınız: Ölüm Nedeni: Anne: Adı: YaĢı: Mesleği:

Detaylı

TOPLUMSAL CĠNSĠYETLE ĠLGĠLĠ KURAMLAR. İlknur M. Gönenç

TOPLUMSAL CĠNSĠYETLE ĠLGĠLĠ KURAMLAR. İlknur M. Gönenç TOPLUMSAL CĠNSĠYETLE ĠLGĠLĠ KURAMLAR İlknur M. Gönenç Erkek diģi sorulmaz, muhabbetin dilinde, Hak kın yarattığı her Ģey yerli yerinde. Bizim nazarımızda, kadın erkek farkı yok, Noksanlıkla eksiklik, senin

Detaylı

Örgütler bu karmaģada artık daha esnek bir hiyerarģiye sahiptir.

Örgütler bu karmaģada artık daha esnek bir hiyerarģiye sahiptir. Durumsallık YaklaĢımı (KoĢulbağımlılık Kuramı) Durumsallık (KoĢulbağımlılık) Kuramının DoğuĢu KoĢul bağımlılık bir Ģeyin diğerine bağımlı olmasıdır. Eğer örgütün etkili olması isteniyorsa, örgütün yapısı

Detaylı

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Ahmet ÖZKAN tarafından hazırlanan Ġlkokul ve Ortaokul Yöneticilerinin

Detaylı

T.C. BĠNGÖL ÜNĠVERSĠTESĠ REKTÖRLÜĞÜ Strateji GeliĢtirme Dairesi BaĢkanlığı. ÇALIġANLARIN MEMNUNĠYETĠNĠ ÖLÇÜM ANKET FORMU (KAPSAM ĠÇĠ ÇALIġANLAR ĠÇĠN)

T.C. BĠNGÖL ÜNĠVERSĠTESĠ REKTÖRLÜĞÜ Strateji GeliĢtirme Dairesi BaĢkanlığı. ÇALIġANLARIN MEMNUNĠYETĠNĠ ÖLÇÜM ANKET FORMU (KAPSAM ĠÇĠ ÇALIġANLAR ĠÇĠN) ÇALIġANLARIN MEMNUNĠYETĠNĠ ÖLÇÜM ANKET FORMU (KAPSAM ĠÇĠ ÇALIġANLAR ĠÇĠN) Düzenleme Tarihi: Bingöl Üniversitesi(BÜ) Ġç Kontrol Sistemi Kurulması çalıģmaları kapsamında, Ġç Kontrol Sistemi Proje Ekibimiz

Detaylı

TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ

TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ FELSEFESİ,TEMEL İLKELERİ,VİZYONU MEHMET NURİ KAYNAR TÜRKIYE NIN GELECEK VIZYONU TÜRKĠYE NĠN GELECEK VĠZYONU GELECEĞIN MIMARLARı ÖĞRETMENLER Öğretmen, bugünle gelecek arasında

Detaylı

SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ. MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY

SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ. MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY GİRİŞ ÇalıĢmak yaģamın bir parçasıdır. YaĢamak nasıl bir insan hakkı

Detaylı

OKULLARDA GELİŞİMSEL ve ÖNLEYİCİ PDR-3. Prof. Dr. Serap NAZLI Ankara Üniversitesi

OKULLARDA GELİŞİMSEL ve ÖNLEYİCİ PDR-3. Prof. Dr. Serap NAZLI Ankara Üniversitesi OKULLARDA GELİŞİMSEL ve ÖNLEYİCİ PDR-3 Prof. Dr. Serap NAZLI Ankara Üniversitesi KGRP de 5 Ana Müdahale Doğrudan müdahaleler: 1. Psikolojik danıģma 2. Sınıf rehberliği Dolaylı müdahaleler: 3. Konsültasyon

Detaylı

GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale. Prof. Dr. Serap NAZLI

GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale. Prof. Dr. Serap NAZLI GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale Prof. Dr. Serap NAZLI Okul psikolojik danışmanları okullarda hangi PDR etkinliklerini uygular? PDR etkinliklerinin genel amacı nedir? Doğrudan-Dolaylı Müdahaleler

Detaylı

PROSTAT KANSERİ HASTALARA BİYOPSİKOSOSYAL YAKLAŞIM GAZĠANTEP ÜNĠVERSĠTESĠ SAĞLIK HĠZMETLERĠ M.Y.O. ÖĞR. GÖR. ADĠLE NEġE (ÇAPARUġAĞI)

PROSTAT KANSERİ HASTALARA BİYOPSİKOSOSYAL YAKLAŞIM GAZĠANTEP ÜNĠVERSĠTESĠ SAĞLIK HĠZMETLERĠ M.Y.O. ÖĞR. GÖR. ADĠLE NEġE (ÇAPARUġAĞI) PROSTAT KANSERİ HASTALARA BİYOPSİKOSOSYAL YAKLAŞIM GAZĠANTEP ÜNĠVERSĠTESĠ SAĞLIK HĠZMETLERĠ M.Y.O ÖĞR. GÖR. ADĠLE NEġE (ÇAPARUġAĞI) Kanser hastalığının yol açtığı strese verilen yanıt, sergilenen uyum

Detaylı

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Feyzi ÖZMEN tarafından hazırlanan Aday Öğretmenlerin Öz Yeterlilikleri

Detaylı

V. DÖNEM AĠLE DANIġMANLIĞI SERTĠFĠKA EĞĠTĠMĠ DERS ROGRAMI

V. DÖNEM AĠLE DANIġMANLIĞI SERTĠFĠKA EĞĠTĠMĠ DERS ROGRAMI V. DÖNEM AĠLE DANIġMANLIĞI SERTĠFĠKA EĞĠTĠMĠ DERS ROGRAMI ------------------------------------------------------------TEORĠK DERSLER------------------------------------------------------------ 18 Ekim,

Detaylı

İletişim Programlarına Özgü Öğretim Çıktıları

İletişim Programlarına Özgü Öğretim Çıktıları İletişim Programlarına Özgü Öğretim Çıktıları Lisans düzeyindeki bir iletiģim programının değerlendirilmesi için baģvuruda bulunan yükseköğretim kurumu, söz konusu programının bu belgede yer alan ĠLETĠġĠM

Detaylı

T.C ADALET BAKANLIĞI Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü

T.C ADALET BAKANLIĞI Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü T.C ADALET BAKANLIĞI Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Ceza Ġnfaz Kurumlarında Madde Bağımlılığı Tedavi Hizmetleri Serap GÖRÜCÜ Psikolog YetiĢkin ĠyileĢtirme Bürosu Madde bağımlılığını kontrol altında

Detaylı

ANNE-BABA TUTUMLARI VE ÇOCUĞUN KiŞiLiK GELiŞiMiNE ETKiLERi

ANNE-BABA TUTUMLARI VE ÇOCUĞUN KiŞiLiK GELiŞiMiNE ETKiLERi ANNE-BABA TUTUMLARI VE ÇOCUĞUN KiŞiLiK GELiŞiMiNE ETKiLERi Çocuğunuzun Nasıl Birey Olmasını İstersiniz? ANNE-BABA-ÇOCUK İLİŞKİSİ Anne-baba-çocuk iliģkisi, temelde anne ve babanın tutumlarına bağlıdır.

Detaylı

Sosyal DeğiĢme Bağlamında Aile ve Benlik GeliĢimi

Sosyal DeğiĢme Bağlamında Aile ve Benlik GeliĢimi Sosyal DeğiĢme Bağlamında Aile ve Benlik GeliĢimi Prof. Çiğdem KAĞITÇIBAġI Koç Üniversitesi Türkiye Bilimler Akademisi AÇEV YETKECİ KİŞİLİK KURAMI nın SORGULANMASI (1960 lar) Kurama göre: Ailede sıkı disiplin,

Detaylı

www.binnuryesilyaprak.com

www.binnuryesilyaprak.com ÇOCUKLA VE ERGENLE ĠLETĠġĠM (Anababa eğitim semineri) Prof. Dr. Binnur YEġĠLYAPRAK Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği Onursal Başkanı

Detaylı

OKULÖNCESĠNDE TEMATĠK YAKLAġIM ve ETKĠN ÖĞRENME. Prof. Dr. Nilüfer DARICA Hasan Kalyoncu Üniversitesi

OKULÖNCESĠNDE TEMATĠK YAKLAġIM ve ETKĠN ÖĞRENME. Prof. Dr. Nilüfer DARICA Hasan Kalyoncu Üniversitesi OKULÖNCESĠNDE TEMATĠK YAKLAġIM ve ETKĠN ÖĞRENME Prof. Dr. Nilüfer DARICA Hasan Kalyoncu Üniversitesi Uzun yıllar öğretimde en kabul edilir görüģ, bilginin hiç bozulmadan öğretenin zihninden öğrenenin zihnine

Detaylı

: ARİF ÖZUTKU PSİKOLOJİK DANIŞMAN

: ARİF ÖZUTKU PSİKOLOJİK DANIŞMAN ,. Hazırlayan : ARİF ÖZUTKU PSİKOLOJİK DANIŞMAN Dünyada ergen olmaktan daha zor bir şey varsa o da ergenlik çağındaki bir gencin anne - babası olmaktır. ERGENLİK NEDİR? Ergenlik dönemi, biyolojik, psikolojik,

Detaylı

ÇALIŞMA EKONOMİSİ KISA ÖZET

ÇALIŞMA EKONOMİSİ KISA ÖZET DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETĠN ĠLK ÜNĠTESĠ SĠZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERĠLMĠġTĠR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNĠTELERĠ ĠÇĠNDEKĠLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBĠLĠRSĠNĠZ. ÇALIŞMA EKONOMİSİ KISA ÖZET WWW.KOLAYAOF.COM

Detaylı

BĠRĠNCĠ BASAMAK SAĞLIK ÇALIġANLARINDA YAġAM DOYUMU, Ġġ DOYUMU VE TÜKENMĠġLĠK DURUMU

BĠRĠNCĠ BASAMAK SAĞLIK ÇALIġANLARINDA YAġAM DOYUMU, Ġġ DOYUMU VE TÜKENMĠġLĠK DURUMU GOÜ Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Tokat Halk Sağlığı Müdürlüğü BĠRĠNCĠ BASAMAK SAĞLIK ÇALIġANLARINDA YAġAM DOYUMU, Ġġ DOYUMU VE TÜKENMĠġLĠK DURUMU Yalçın Önder¹, Rıza Çıtıl¹, Mücahit Eğri¹,

Detaylı

ĠSHAKOL. Ġġ BAġVURU FORMU. Boya Sanayi A.ġ. En Son ÇekilmiĢ Fotoğrafınız. No:.. ÖNEMLĠ NOTLAR

ĠSHAKOL. Ġġ BAġVURU FORMU. Boya Sanayi A.ġ. En Son ÇekilmiĢ Fotoğrafınız. No:.. ÖNEMLĠ NOTLAR Ġġ BAġVURU FORMU ĠSHAKOL Boya Sanayi A.ġ. No:.. En Son ÇekilmiĢ Fotoğrafınız ÖNEMLĠ NOTLAR 1. BaĢvuru formunu kendi el yazınızla ve bütün soruları dikkatli ve eksiksiz olarak doldurup, imzalayınız. ĠĢ

Detaylı

SAĞLIKLI ŞEHİRLER EN İYİ UYGULAMA ÖDÜLÜ / 2010

SAĞLIKLI ŞEHİRLER EN İYİ UYGULAMA ÖDÜLÜ / 2010 SAĞLIKLI ŞEHİRLER EN İYİ UYGULAMA ÖDÜLÜ / 2010 S A Ğ L I K L I K E N T L E R B Ġ R L Ġ Ğ Ġ B A ġ K A N L I Ğ I SAĞLIKLI ŞEHİRLER EN İYİ UYGULAMA ÖDÜLÜ / 2010 ÖDÜLÜN AMACI Bugün Avrupa da ve dünyada birçok

Detaylı

SINIFTA ÖĞRETĠM LĠDERLĠĞĠ

SINIFTA ÖĞRETĠM LĠDERLĠĞĠ SINIFTA ÖĞRETĠM LĠDERLĠĞĠ Doç. Dr. Yücel GELĠġLĠ G.Ü.MEF. EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ BÖLÜMÜ Öğretimde Liderlik 1 Liderlik kavramı Liderlik kavramı yöneticiyle eģ tutulan kavram olmakla beraber aralarında ciddi fark

Detaylı

İLEDAK İletişim Programlarına Özgü Öğretim Çıktıları

İLEDAK İletişim Programlarına Özgü Öğretim Çıktıları İLEDAK İletişim Programlarına Özgü Öğretim Çıktıları Lisans düzeyindeki bir iletiģim programının değerlendirilmesi için baģvuruda bulunan yükseköğretim kurumu, söz konusu programının bu belgede yer alan

Detaylı

ĠNFERTĠL ÇĠFTLERĠN GEREKSĠNĠMLERĠ

ĠNFERTĠL ÇĠFTLERĠN GEREKSĠNĠMLERĠ ĠNFERTĠL ÇĠFTLERĠN GEREKSĠNĠMLERĠ BAKIM GEREKSĠNĠMĠ Bakım vericiler, tıbbi bilgileri doğrultusunda çiftlerin gereksinimlerini bütüncül bir yaklaşımla değerlendirerek, sorunları saptar, planlar, uygular

Detaylı

GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale. Prof. Dr. Serap NAZLI

GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale. Prof. Dr. Serap NAZLI GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale Doğrudan-Dolaylı Müdahaleler Doğrudan müdahaleler: 1. Psikolojik danıģma 2. Sınıf rehberliği Dolaylı müdahaleler: 3. Konsültasyon (müģavirlik) 4. Koordinasyon 5. Akran

Detaylı

S. NO İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KİŞİ VE KURULUŞLAR

S. NO İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KİŞİ VE KURULUŞLAR 1 2 DR.FEVZİ-MÜRÜVET UĞUROĞLU ORTAOKULU 2016-2017 / 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILLARI EĞİTİM ORTAMLARINDA UYUŞTURUCU KULLANIMI VE BAĞIMLILIK İLE MÜCADELE EYLEM PLANI Eğitim ortamında ortamlarında uyuģturucu

Detaylı

EĞĠTĠM VE BĠLĠM. Ġġ GÖRENLERĠ SENDĠKASI

EĞĠTĠM VE BĠLĠM. Ġġ GÖRENLERĠ SENDĠKASI EĞĠTĠM VE BĠLĠM Ġġ GÖRENLERĠ SENDĠKASI ÖĞRETMENLERĠN EKONOMĠK DURUMLARINA ĠLĠġKĠN ÖĞRETMEN GÖRÜġLERĠ ARAġTIRMASI Kasım, 2015 EĞĠTĠM Ġġ (Eğitim ve Bilim ĠĢgörenleri Sendikası) ÖĞRETMENLERĠN EKONOMĠK DURUMLARINA

Detaylı

2009 YILI SAYILARIYLA SAVUNMA SANAYİİMİZ

2009 YILI SAYILARIYLA SAVUNMA SANAYİİMİZ YÜZDE 29 YILI SAYILARIYLA SAVUNMA SANAYİİMİZ M. Kaya YAZGAN SaSaD Genel Sekreteri Giriş Bilindiği gibi Savunma Sanayii Ġmalatçılar Derneği SASAD her yıl yaptığı bir anketle yurdumuzun savunma sanayiinde

Detaylı

G Ü Ç L E N İ N! Technical Assistance for Supporting Social Inclusion through Sports Education

G Ü Ç L E N İ N! Technical Assistance for Supporting Social Inclusion through Sports Education Technical Assistance for Supporting Social Inclusion through Sports Education Bu proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak finanse edilmektedir. Spor Eğitimi Yoluyla Sosyal Katılımın

Detaylı

ĠLE MESLEKĠ ĠLGĠLERĠ ARASINDAKĠ

ĠLE MESLEKĠ ĠLGĠLERĠ ARASINDAKĠ M.Ü. Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi Yıl: 1995, Sayı: 7 Sayfa: 239-250 GĠRĠġ LĠSE SON SINIF ÖĞRENCĠLERĠNĠN KĠġĠLĠK ÖZELLĠKLERĠ ĠLE MESLEKĠ ĠLGĠLERĠ ARASINDAKĠ ĠLĠġKĠLER: PĠLOT BĠR ÇALIġMA

Detaylı

Sürdürülebilir Kırsal Planlamada Doğa Turizmi ve Yerellik

Sürdürülebilir Kırsal Planlamada Doğa Turizmi ve Yerellik Sürdürülebilir Kırsal Planlamada Doğa Turizmi ve Yerellik Yrd.Doç.Dr. Gül GÜNEŞ Atılım Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Turizm ve Otel İşletmeciliği Bölümü İşletme Fakültesi ggunes@atilim.edu.tr

Detaylı

PSĠKOLOJĠK DANIġMANLAR ĠÇĠN ETĠK VE YASAL KONULAR

PSĠKOLOJĠK DANIġMANLAR ĠÇĠN ETĠK VE YASAL KONULAR PSĠKOLOJĠK DANIġMANLAR ĠÇĠN ETĠK VE YASAL KONULAR Prof.Dr. Binnur Yeşilyaprak Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Fakültesi Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği Başkanı SUNU PLANI Toplumsal YaĢamı

Detaylı

Toplumsal Cinsiyet Kalıp Yargıları ve Cinsiyet Ayrımcılığı. Ġlknur M. Gönenç

Toplumsal Cinsiyet Kalıp Yargıları ve Cinsiyet Ayrımcılığı. Ġlknur M. Gönenç Toplumsal Cinsiyet Kalıp Yargıları ve Cinsiyet Ayrımcılığı Ġlknur M. Gönenç BİR PRENSES HAYAL EDELİM. SİZCE HANGİ MESLEK? KALIP YARGILAR Kalıpyargılar bir gruba iliģkin bilgi, inanç ve beklentilerimizi

Detaylı

AKDEM 2009 AĠLE EĞĠTĠM VE DANIġMANLIK BĠRĠMĠ. 1 OCAK- 30 Haziran FAALĠYETLERĠ

AKDEM 2009 AĠLE EĞĠTĠM VE DANIġMANLIK BĠRĠMĠ. 1 OCAK- 30 Haziran FAALĠYETLERĠ AKDEM 2009 AĠLE EĞĠTĠM VE DANIġMANLIK BĠRĠMĠ 1 OCAK- 30 Haziran FAALĠYETLERĠ 2009 1 Ocak-30 Haziran BAġVURU Başvuru Psikolog 1060 Hukuk 234 Eğitim 433 Psikiyatri 129 Toplam (BaĢvuru formu dolduran ) 1329

Detaylı

SAĞLIKTA DÖNÜġÜMÜN TIP EĞĠTĠMĠNE ETKĠSĠ

SAĞLIKTA DÖNÜġÜMÜN TIP EĞĠTĠMĠNE ETKĠSĠ SAĞLIKTA DÖNÜġÜMÜN TIP EĞĠTĠMĠNE ETKĠSĠ Sağlıkta yapılan dönüģümü değerlendirirken sadece sağlık alanının kendi dinamikleriyle değil aynı zamanda toplumsal süreçler, ideolojik konumlandırılmalar, sınıflararası

Detaylı

ÜCRET SİSTEMLERİ VE VERİMLİLİK YURTİÇİ KARGO

ÜCRET SİSTEMLERİ VE VERİMLİLİK YURTİÇİ KARGO ÜCRET SİSTEMLERİ VE VERİMLİLİK YURTİÇİ KARGO ALĠ ARIMAN:2008463007 OSMAN KARAKILIÇ:2008463066 MELĠK CANER SEVAL: 2008463092 MEHMET TEVFĠK TUNCER:2008463098 ŞİRKET TANITIMI 1982 yılında Türkiye'nin ilk

Detaylı

TÜRK SPOR SİSTEMİNİN YAPILANDIRILMASI VE BAZI ÜLKELERLE KARŞILAŞTIRILMASI (3) DOÇ.DR.HAKAN SUNAY A.Ü.SBF

TÜRK SPOR SİSTEMİNİN YAPILANDIRILMASI VE BAZI ÜLKELERLE KARŞILAŞTIRILMASI (3) DOÇ.DR.HAKAN SUNAY A.Ü.SBF TÜRK SPOR SİSTEMİNİN YAPILANDIRILMASI VE BAZI ÜLKELERLE KARŞILAŞTIRILMASI (3) DOÇ.DR.HAKAN SUNAY A.Ü.SBF ANAYASAMIZIN 59 MADDESİ; Devlet her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek

Detaylı

EĞĠTĠM ÖĞRETĠM YILI 8. SINIF DĠN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BĠLGĠSĠ DERSĠ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIġMA TAKVĠMĠNE GÖRE DAĞILIM ÇĠZELGESĠ

EĞĠTĠM ÖĞRETĠM YILI 8. SINIF DĠN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BĠLGĠSĠ DERSĠ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIġMA TAKVĠMĠNE GÖRE DAĞILIM ÇĠZELGESĠ KASIM EKĠM EYLÜL Öğrenme Alanı: ĠNANÇ. ÜNĠTE: KAZA VE KADER Öğrencilerle TanıĢma, Dersin Amacı ve ĠĢleniĢ ġekli. Öğretmeni tanır ve dersin amacı, derste iģlenecek konular ve ders iģleme teknikleri hakkında

Detaylı

Örnekleme Süreci ve Örnekleme Yöntemleri

Örnekleme Süreci ve Örnekleme Yöntemleri Örnekleme Süreci ve Örnekleme Yöntemleri Prof. Dr. Cemal YÜKSELEN Ġstanbul Arel Üniversitesi 4. Pazarlama AraĢtırmaları Eğitim Semineri 26-29 Ekim 2010 Örnekleme Süreci Anakütleyi Tanımlamak Örnek Çerçevesini

Detaylı

Erişkin yaşamda sağlıklı ve mutlu bir yaşantı ancak içinde bulunduğunuz ve ergenlik olarak tanımlanan bu değişim döneminde yeterli bilgi, beceri,

Erişkin yaşamda sağlıklı ve mutlu bir yaşantı ancak içinde bulunduğunuz ve ergenlik olarak tanımlanan bu değişim döneminde yeterli bilgi, beceri, Erişkin yaşamda sağlıklı ve mutlu bir yaşantı ancak içinde bulunduğunuz ve ergenlik olarak tanımlanan bu değişim döneminde yeterli bilgi, beceri, uygun tutum ve değerlerin kazanılması ile sağlanabiliyor.

Detaylı

SAĞLIK BAKANLIĞI Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü. 0-6 YAġ ÇOCUĞUN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠMĠNĠ DESTEKLEME PROGRAMI (ÇPGD)

SAĞLIK BAKANLIĞI Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü. 0-6 YAġ ÇOCUĞUN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠMĠNĠ DESTEKLEME PROGRAMI (ÇPGD) SAĞLIK BAKANLIĞI Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü 0-6 YAġ ÇOCUĞUN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠMĠNĠ DESTEKLEME PROGRAMI (ÇPGD) Erken Dönem Beyin GeliĢimi ile ĠliĢkili Ġleri YaĢlardaki Ruhsal Sorunlar YaĢamın

Detaylı

HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ. SÜREKLĠ EĞĠTĠM UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ FAALĠYET RAPORU

HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ. SÜREKLĠ EĞĠTĠM UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ FAALĠYET RAPORU HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ SÜREKLĠ EĞĠTĠM UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ FAALĠYET RAPORU 2012 ĠÇĠNDEKĠLER ÜST YÖNETĠCĠ SUNUġU I- GENEL BĠLGĠLER A- Misyon ve Vizyon.. B- Yetki, Görev ve Sorumluluklar... C- Ġdareye

Detaylı

SOSYAL BİLGİLER DERSİ ( SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN

SOSYAL BİLGİLER DERSİ ( SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN SOSYAL BİLGİLER DERSİ (4.5.6.7 SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI 1 DERS AKIŞI 1.ÜNİTE: SOSYAL BĠLGĠLER ÖĞRETĠM PROGRAMININ GENEL YAPISI, ARADĠSĠPLĠN, TEMATĠK YAKLAġIM 2. ÜNİTE: ÖĞRENME ALANLARI 3. ÜNİTE: BECERĠLER

Detaylı

EV EKSENLĠ ÇALIġMA; Kadınlar Neden Ev Eksenli ÇalıĢıyor?

EV EKSENLĠ ÇALIġMA; Kadınlar Neden Ev Eksenli ÇalıĢıyor? EV EKSENLĠ ÇALIġMA; Kadınlar Neden Ev Eksenli ÇalıĢıyor? Ev Eksenli ÇalıĢmanın Sorunları ve Olası Çözüm Yolları Gül ERDOST-Ev Eksenli ÇalıĢan Kadınlar ÇalıĢma Grubu BĠZ KĠMĠZ? Ev-eksenli çalıģanlardan

Detaylı

ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI ÖZEL BAHÇELİEVLER İHLAS İLKÖĞRETİM OKULU TRAFİK VE İLK YARDIM DERSİ

ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI ÖZEL BAHÇELİEVLER İHLAS İLKÖĞRETİM OKULU TRAFİK VE İLK YARDIM DERSİ EYLÜL EKİM 1. 2. 3. (19 EYLÜL- 07 EKİM) 3 SAAT 1. ÜNİTE 1: TRAFİK TEŞKİLATI 1.Trafik teģkilatı hakkında temel bilgileri 2. Trafik düzenini sağlayan unsurları TRAFĠKLE ĠLGĠLĠ KURULUġLAR VE GÖREVLERĠ 1.

Detaylı

TÜRKİYE NİN TOPLUMSAL YAPISI

TÜRKİYE NİN TOPLUMSAL YAPISI TÜRKİYE NİN TOPLUMSAL YAPISI KISA ÖZET KOLAYAOF 2 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 2 1. Ünite Toplumsal Yapıyı Açıklayan Kavram ve Kuramlar TOPLUMSAL YAPI KAVRAMI Toplum, insanları etkileyen gerçek ilişkiler

Detaylı

1.ÇAĞDAŞ EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ VE REHBERLİK. Abdullah ATLİ

1.ÇAĞDAŞ EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ VE REHBERLİK. Abdullah ATLİ 1.ÇAĞDAŞ EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ VE REHBERLİK Geleneksel eğitim anlayışı bireyi tüm yönleri ile gelişimini sağlama konusunda sorunlar yaşanmasına neden olmuştur. Tüm bu anlayış ve

Detaylı

T.C. FIRAT ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ EĞĠTĠM PROGRAMLARI VE ÖĞRETĠM ANABĠLĠM DALI YÜKSEK LİSANS TEZ ÖNERİSİ

T.C. FIRAT ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ EĞĠTĠM PROGRAMLARI VE ÖĞRETĠM ANABĠLĠM DALI YÜKSEK LİSANS TEZ ÖNERİSİ T.C. FIRAT ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ EĞĠTĠM PROGRAMLARI VE ÖĞRETĠM ANABĠLĠM DALI YÜKSEK LİSANS TEZ ÖNERİSİ ÖĞRENCĠNĠN ADI SOYADI: Seda AKTI DANIġMAN ADI SOYADI: Yrd. Doç. Dr. Aysun GÜROL GENEL

Detaylı

ALİ RIZA DOĞAN. ZİLE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ ROBOT KULÜBÜ KURUCUSU,DANIŞMAN ÖĞRETMENİ ve OKUL PROJELER KORDİNATÖRÜ

ALİ RIZA DOĞAN. ZİLE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ ROBOT KULÜBÜ KURUCUSU,DANIŞMAN ÖĞRETMENİ ve OKUL PROJELER KORDİNATÖRÜ ALİ RIZA DOĞAN ZİLE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ ROBOT KULÜBÜ KURUCUSU,DANIŞMAN ÖĞRETMENİ ve OKUL PROJELER KORDİNATÖRÜ Dünyamızda teknolojinin hızla ilerlemesiyle birlikte kısa süre önce imkansız olduğunu düģündüğümüz

Detaylı

İnsan Kaynakları Yönetiminin Değişen Yüzü

İnsan Kaynakları Yönetiminin Değişen Yüzü İnsan Kaynakları Yönetiminin Değişen Yüzü İnsan Kaynakları Yönetiminin Değişen Yüzü 21. yüzyılda Ģirketlerin kurumsallaģmasında, insan kaynakları yönetiminin Ģirketlerde etkin bir Ģekilde iģlemesi, giderek

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI 3-4 Aile bireyleri birbirlerine yardımcı olurlar. Anahtar kavramlar: şekil, işlev, roller, haklar, Aileyi aile yapan unsurlar Aileler arasındaki benzerlikler ve farklılıklar Aile üyelerinin farklı rolleri

Detaylı

İç Çevre Analizi. Doç. Dr. Barış BARAZ

İç Çevre Analizi. Doç. Dr. Barış BARAZ İç Çevre Analizi Doç. Dr. Barış BARAZ Neden? İşletmenin iç çevresinin analiz edilmesi işletmenin analizi anlamına gelmektedir. İşletmenin analizi basit olarak işletmenin aynaya bakmasıdır. İşletmenin ne

Detaylı

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız Disiplinlerüstü Temalar Kim Olduğumuz Bulunduğumuz mekan ve zaman Kendimizi ifade etme Kendimizi Gezegeni paylaşmak Bireyin kendi doğasını sorgulaması, inançlar ve değerler, kişisel, fiziksel, zihinsel,

Detaylı

DOĞAL GAZ SEKTÖRÜNDE PERSONEL BELGELENDĠRMESĠ

DOĞAL GAZ SEKTÖRÜNDE PERSONEL BELGELENDĠRMESĠ Türk Akreditasyon Kurumu Personel Akreditasyon Başkanlığı Akreditasyon Uzmanı 1 Ülkemizde ve dünyada tüm bireylerin iģgücüne katılması ve iģgücü piyasalarında istihdam edilebilmeleri için; bilgiye dayalı

Detaylı

KRĠZ VE KRĠTĠK KONFERANSLARI III

KRĠZ VE KRĠTĠK KONFERANSLARI III KRĠZ VE KRĠTĠK KONFERANSLARI III krizkritik@sakarya.edu.tr KADIN, KRĠZ, KRĠTĠK 28-29 Kasım 2012 Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Konferans Bilim Kurulu Prof. Dr. Fatmagül BERKTAY (Ġstanbul

Detaylı

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni GSO-TOBB-TEPAV Girişimcilik Merkezinin Açılışı Kredi Garanti Fonu Gaziantep Şubesi nin Açılışı Proje Değerlendirme ve Eğitim Merkezi nin Açılışı Dünya Bankası Gaziantep Bilgi Merkezi Açılışı 23 Temmuz

Detaylı

ĠZMĠR KENT KONSEYĠ GENÇLĠK MECLĠSĠ BĠLĠġĠM ÇALIġMA GRUBU ETKĠNLĠK VE EĞĠTĠMLERĠ. Simge SavaĢan & Baran Güntan

ĠZMĠR KENT KONSEYĠ GENÇLĠK MECLĠSĠ BĠLĠġĠM ÇALIġMA GRUBU ETKĠNLĠK VE EĞĠTĠMLERĠ. Simge SavaĢan & Baran Güntan ĠZMĠR KENT KONSEYĠ GENÇLĠK MECLĠSĠ BĠLĠġĠM ÇALIġMA GRUBU ETKĠNLĠK VE EĞĠTĠMLERĠ Simge SavaĢan & Baran Güntan AJANDA Kent Konseyi Nedir? Gençlik Meclisi Nedir? Ġzmir Gençlik Meclisi BiliĢim ÇalıĢma Grubu

Detaylı

KALĠTE BĠLGĠLENDĠRME TOPLANTISI SONUÇ BĠLDĠRGESĠ. 18 Temmuz Harran Üniversitesi. Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi

KALĠTE BĠLGĠLENDĠRME TOPLANTISI SONUÇ BĠLDĠRGESĠ. 18 Temmuz Harran Üniversitesi. Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi KALĠTE BĠLGĠLENDĠRME TOPLANTISI SONUÇ BĠLDĠRGESĠ 18 Temmuz 2018 Harran Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu Osmanbey YerleĢkesi, ġanlıurfa Harran Üniversitesi Kalite Koordinatörlüğü

Detaylı

AİLE YAPILARI. Psikolog Psikoterapist Aile Danışmanı Sibel CESUR AKYUNAK

AİLE YAPILARI. Psikolog Psikoterapist Aile Danışmanı Sibel CESUR AKYUNAK AİLE YAPILARI Psikolog Psikoterapist Aile Danışmanı Sibel CESUR AKYUNAK AİLE VE TOPLUM Aile toplumun en küçük yapı taşını oluşturur. Toplumlar ailelerin bir araya gelmesiyle oluşur. İnsanlar tarih öncesi

Detaylı

AKDEM 2008. YAġAM BOYU EĞĠTĠM. PSĠKOLOJĠK DANIġMANLIK. HUKUKĠ DANIġMANLIK EVDE BAKIM SOSYAL FAALĠYETLER

AKDEM 2008. YAġAM BOYU EĞĠTĠM. PSĠKOLOJĠK DANIġMANLIK. HUKUKĠ DANIġMANLIK EVDE BAKIM SOSYAL FAALĠYETLER AKDEM 2008 YAġAM BOYU EĞĠTĠM PSĠKOLOJĠK DANIġMANLIK HUKUKĠ DANIġMANLIK EVDE BAKIM SOSYAL FAALĠYETLER AKDEM 2008 BAġVURULARI Başvuru Psikolog 505 Hukuk 112 Evde Bakım 91 Toplam 591 Not:1) Erkek baģvuru

Detaylı

NĠHAĠ RAPOR, EYLÜL 2011

NĠHAĠ RAPOR, EYLÜL 2011 9. GENEL SONUÇLAR... 1 9.1. GĠRĠġ... 1 9.2. DEĞERLENDĠRME... 1 9.2.1. Ġlin Genel Ġçeriği... 1 9.2.2. Proje Bölgesinin Kapasiteleri... 1 9.2.3. Köylülerin ve Üreticilerin Kapasiteleri... 2 9.2.4. Kurumsal

Detaylı

MUSTAFA KEMAL ÜNĠVERSĠTESĠ BĠLGĠSAYAR BĠLĠMLERĠ UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ

MUSTAFA KEMAL ÜNĠVERSĠTESĠ BĠLGĠSAYAR BĠLĠMLERĠ UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ MUSTAFA KEMAL ÜNĠVERSĠTESĠ BĠLGĠSAYAR BĠLĠMLERĠ UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Mustafa Kemal Üniversitesi

Detaylı

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve III TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Canan ULUDAĞ tarafından hazırlanan Bağımsız Anaokullarında

Detaylı

Prof. Dr. Binnur YEġĠLYAPRAK

Prof. Dr. Binnur YEġĠLYAPRAK REHBERLĠK VE PSĠKOLOJĠK DANIġMA-AĠLE REHBERLĠĞĠ VE AĠLE DANIġMANLIĞI Prof. Dr. Binnur YEġĠLYAPRAK Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fak. (Türk Psikolojik DanıĢma ve Rehberlik Derneği BaĢkanı) Hizmetiçi

Detaylı

BİLGİ EVLERİNDE UYGULANAN ÖĞRENCİ KOÇLUĞU ÇALIŞMALARI

BİLGİ EVLERİNDE UYGULANAN ÖĞRENCİ KOÇLUĞU ÇALIŞMALARI BİLGİ EVLERİNDE UYGULANAN ÖĞRENCİ KOÇLUĞU ÇALIŞMALARI BİLGİ EVLERİ ÖĞRENCİ KOÇLUĞU AMAÇ: Öğrencilerin kendilerini tanımalarını, güçlü yanlarını ve yeteneklerini keģfedebilmelerini, hedef koyabilmelerini

Detaylı

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır.

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır. Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır. / /20 YAZI ARKASINDA SİZİN FOTOĞRAFINIZ KULLANILMAKTADIR En Kıymetlim, Sonsuz AĢkım Gözlerinde sevdayı bulduğum, ellerinde

Detaylı

Örnek Araştırma Tek Ebeveynli Aileler

Örnek Araştırma Tek Ebeveynli Aileler Örnek Araştırma Tek Ebeveynli Aileler 9 Kasım 2010 Nobody s Unpredictable Çalışmanın Amacı 2010 Ipsos Türkiye de boşanma, ayrılık, ya da vefat nedeniyle ebeveynlerden birinin yokluğunun psikolojik ekonomik

Detaylı

YEREL MEDYA SEKTÖRÜ VE GLOBALLEġEN MEDYAYA GÖRE KONUMU

YEREL MEDYA SEKTÖRÜ VE GLOBALLEġEN MEDYAYA GÖRE KONUMU YEREL MEDYA SEKTÖRÜ VE GLOBALLEġEN MEDYAYA GÖRE KONUMU Gizem ARABACI Hande UZUNOĞLU Türkiye de medya ulusal ve yerel medya tabanlı olmak üzere temel iki Ģekilde iģlemektedir. Bu iģleyiģ bazen daha kapsamlı

Detaylı

Yaşam Boyu Öğrenim de MTÖ Öğretmen Sendikalarının Rolü. ETUI-ETUCE Semineri Vilnius Litvanya Mart 2011

Yaşam Boyu Öğrenim de MTÖ Öğretmen Sendikalarının Rolü. ETUI-ETUCE Semineri Vilnius Litvanya Mart 2011 Yaşam Boyu Öğrenim de MTÖ Öğretmen Sendikalarının Rolü ETUI-ETUCE Semineri Vilnius Litvanya 29-31 Mart 2011 Sendikamızı temsilen yönetim kurulu üyelerimiz Fikret Civisilli ve Deniz Özalp ETUCE konferansına

Detaylı

SINIF ÖĞRETMENLĠĞĠ SOSYAL BĠLGĠLER ÖĞRETĠM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN

SINIF ÖĞRETMENLĠĞĠ SOSYAL BĠLGĠLER ÖĞRETĠM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN SINIF ÖĞRETMENLĠĞĠ SOSYAL BĠLGĠLER ÖĞRETĠM PROGRAMI 1 BECERĠLER 2 Beceri Nedir? ġimdiye kadar bilgi edinme, yaģam ve okulun temel amacı olarak görülmüģtür. Günümüzde ise bilgiye bakıģ değiģmiģtir. Bilgi;

Detaylı

DEMOKRATİKLEŞME VE TOPLUMSAL DAYANIŞMA AÇILIMI

DEMOKRATİKLEŞME VE TOPLUMSAL DAYANIŞMA AÇILIMI 2009 DEMOKRATİKLEŞME VE TOPLUMSAL DAYANIŞMA AÇILIMI BİLGE ADAMLAR STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ Demokratikleşme ve Toplumsal Dayanışma Açılımı BirikmiĢ sorunların demokratik çözümü için Hükümetçe baģlatılan

Detaylı

IV.ULUSLARARASI POLİMERİK KOMPOZİTLER SEMPOZYUMU SERGİ VE PROJE PAZARI SONUÇ BİLDİRGESİ 7-9 MAYIS 2015

IV.ULUSLARARASI POLİMERİK KOMPOZİTLER SEMPOZYUMU SERGİ VE PROJE PAZARI SONUÇ BİLDİRGESİ 7-9 MAYIS 2015 IV.ULUSLARARASI POLİMERİK KOMPOZİTLER SEMPOZYUMU SERGİ VE PROJE PAZARI SONUÇ BİLDİRGESİ 7-9 MAYIS 2015 TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Ege Bölge ġubesi Koordinatörlüğünde IV. Uluslararası PolimerikKompozitler

Detaylı

ĠġLETMELERDE ĠNSAN KAYNAĞININ ETKĠLĠ YÖNETĠMĠNDE KURUM ĠÇĠ HALKLA ĠLĠġKĠLER VE MOTĠVASYON

ĠġLETMELERDE ĠNSAN KAYNAĞININ ETKĠLĠ YÖNETĠMĠNDE KURUM ĠÇĠ HALKLA ĠLĠġKĠLER VE MOTĠVASYON ĠġLETMELERDE ĠNSAN KAYNAĞININ ETKĠLĠ YÖNETĠMĠNDE KURUM ĠÇĠ HALKLA ĠLĠġKĠLER VE MOTĠVASYON YRD.DOÇ.DR. NĠLAY BAġOK YURDAKUL E-MAĠL: yurdakul@iletisim.ege.edu.tr (BU NOTLAR SEMĠNERE AĠT ALT BAġLIKLARDAN

Detaylı

BU PAZAR SEÇĠM OLSA! Faruk Acar ANDY-AR BĢk.

BU PAZAR SEÇĠM OLSA! Faruk Acar ANDY-AR BĢk. TÜRKĠYE SĠYASĠ GÜNDEM ARAġTIRMASI-NĠSAN 2013 AraĢtırma; Kantitatif AraĢtırma tekniklerinden ( Yüzyüze görüģme ) yöntemi uygulanarak 04-10 Nisan 2013 tarihleri arasında 21 il'de toplam 3.473 denek ile görüģme

Detaylı

Küresel Kriz Sonrası Dünya Ekonomisinin Geleceği

Küresel Kriz Sonrası Dünya Ekonomisinin Geleceği 2009 TEMMUZ - EKONOMĠ Dr. Orkun ÖZBEK Küresel Kriz Sonrası Dünya Ekonomisinin Geleceği ABD de konut kredisi piyasalarında baģlayan ve kısa sürede tüm dünyayı saran küresel krizin baģlamasından bu yana

Detaylı

YÖNETMELİK. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinden: MEHMET AKĠF ERSOY ÜNĠVERSĠTESĠ KADIN SORUNLARI UYGULAMA VE. ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ

YÖNETMELİK. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinden: MEHMET AKĠF ERSOY ÜNĠVERSĠTESĠ KADIN SORUNLARI UYGULAMA VE. ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ 3 Temmuz 2012 SALI Resmî Gazete Sayı : 28342 YÖNETMELİK Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinden: MEHMET AKĠF ERSOY ÜNĠVERSĠTESĠ KADIN SORUNLARI UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç,

Detaylı

GÜNEġĠN EN GÜZEL DOĞDUĞU ġehġrden, ADIYAMAN DAN MERHABALAR

GÜNEġĠN EN GÜZEL DOĞDUĞU ġehġrden, ADIYAMAN DAN MERHABALAR GÜNEġĠN EN GÜZEL DOĞDUĞU ġehġrden, ADIYAMAN DAN MERHABALAR ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ BAġARILI YÖNETĠMDE ĠLETĠġĠM Hastane İletişim Platformu Hastane ĠletiĢim Platformu Nedir? Bu

Detaylı

BENİMLE OYNAR MISIN?

BENİMLE OYNAR MISIN? GAZİANTEP ŞEHİTKAMİL HACI LÜTFİYE ŞİRECİ ÖZEL EĞİTİM İŞ UYGULAMA MERKEZİ MEHMET ADİL KASAPSEÇKİN İLKOKULU ORTAK PROJESİ BENİMLE OYNAR MISIN? Benimle Oynar mısın? 1 Projenin adı:benimle Oynar Mısın? Proje

Detaylı

Aile büyüklerinizi beş yıldızlı yaşam evimizde ağırlıyoruz. www.viphuzurevi.com

Aile büyüklerinizi beş yıldızlı yaşam evimizde ağırlıyoruz. www.viphuzurevi.com Aile büyüklerinizi beş yıldızlı yaşam evimizde ağırlıyoruz www.viphuzurevi.com Davetler, toplantılar Aile büyüklerinin özel ihtimam ve ilgiye ihtiyacı var. Ancak yaģadığımız yoğun iģ ve seyahat temposunda

Detaylı

Mühendislik ve Mimarlık Fakültesinde Ekonomi Dersinin Önemi

Mühendislik ve Mimarlık Fakültesinde Ekonomi Dersinin Önemi 258 Mühendislik ve Mimarlık Fakültesinde Ekonomi Dersinin Önemi Ethem Tarhan 1 Özet Günümüzde öğretim üyeleri, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesinde branģ dersleri olmayan ĠĢletme Yönetimi, Ekonomi, Pazarlama

Detaylı

ÖZEL SPOR MERKEZLERİNDEKİ İŞLETME SORUNLARININ İNCELENMESİ (Ankara İli Örneği) Doç. Dr. Hakan SUNAY Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi

ÖZEL SPOR MERKEZLERİNDEKİ İŞLETME SORUNLARININ İNCELENMESİ (Ankara İli Örneği) Doç. Dr. Hakan SUNAY Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi ÖZEL SPOR MERKEZLERİNDEKİ İŞLETME SORUNLARININ İNCELENMESİ (Ankara İli Örneği) Doç. Dr. Hakan SUNAY Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi GİRİŞ-AMAÇ Günümüzde teknolojik gelişmeler, bilim alanındaki

Detaylı

Free, Open Access, Medical Education Serbest,Açık Erişimli Tıp Eğitimi Kısaca FOAM adı verilen ve Free, Open Acess, Medical Education manasına gelen

Free, Open Access, Medical Education Serbest,Açık Erişimli Tıp Eğitimi Kısaca FOAM adı verilen ve Free, Open Acess, Medical Education manasına gelen Free, Open Access, Medical Education Serbest,Açık Erişimli Tıp Eğitimi Kısaca FOAM adı verilen ve Free, Open Acess, Medical Education manasına gelen ve ICEM 2012 Konferansı esnasında Dublin de baģlayan

Detaylı

Engellilere Yönelik Tutumların Değiştirilmesi ZEÖ-II 2015

Engellilere Yönelik Tutumların Değiştirilmesi ZEÖ-II 2015 Engellilere Yönelik Tutumların Değiştirilmesi ZEÖ-II 2015 Ön yargı Farklılık Tutumlar Korkular Kaygılar Tabular Hoşgörü Tahammül Farklılıklar Hepimiz birbirimizden farklıyız. Aşağıdakileri kabul ettiğimizde

Detaylı

SOSYAL BİLGİLER DERSİ ( SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN

SOSYAL BİLGİLER DERSİ ( SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN SOSYAL BİLGİLER DERSİ (4.5.6.7 SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI 1 DERS AKIŞI 1.ÜNİTE: SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETİM PROGRAMININ GENEL YAPISI, ARADİSİPLİN, TEMATİK YAKLAŞIM 2. ÜNİTE: ÖĞRENME ALANLARI 3. ÜNİTE: BECERİLER

Detaylı

TOPLUMSAL KURUMLAR VE AİLE ÇIKMIŞ SINAV SORULARI MURAT YILMAZ EGE ANADOLU LİSESİ

TOPLUMSAL KURUMLAR VE AİLE ÇIKMIŞ SINAV SORULARI MURAT YILMAZ EGE ANADOLU LİSESİ TOPLUMSAL KURUMLAR VE AİLE ÇIKMIŞ SINAV SORULARI MURAT YILMAZ EGE ANADOLU LİSESİ 1-) Türkiye de cumhuriyetin ilanından hemen sonra eğitimde, dinde, yönetimde, hukukta, ekonomide, sanatta, aile yapısında

Detaylı

Yaşam Boyu Sosyalleşme

Yaşam Boyu Sosyalleşme Yaşam Boyu Sosyalleşme Lütfi Sunar Sosyolojiye Giriş / 5. Ders Kültür, Toplum ve Çocuk Sosyalleşmesi Sosyalleşme Nedir? Çocuklar başkalarıyla temasla giderek kendilerinin farkına varırlar ve insanlar hakkında

Detaylı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI. BABA ve ÇOCUK

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI. BABA ve ÇOCUK k İl u ok l ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI BABA ve ÇOCUK PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - OCAK 2013 Tarihsel Süreç İçinde Baba Olma Kavramı Sosyo-ekonomik ve bilimsel gelişmeler, geleneksel aile

Detaylı

ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT ORTAOKULU MART 2016

ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT ORTAOKULU MART 2016 ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT ORTAOKULU MART 2016 AİLE İÇİ İLETİŞİM VE SINAV KAYGISI PSİKOLOJİK DANIŞMA ve REHBERLİK BÖLÜMÜ İçindekiler Motivasyonu Arttırma ve Hedef Belirleme Hedef Belirlerken Göz Önünde Bulundurulacak

Detaylı

AĠLE EĞĠTĠMĠ. GiriĢ. II. AĢama

AĠLE EĞĠTĠMĠ. GiriĢ. II. AĢama AĠLE EĞĠTĠMĠ GiriĢ Her aile bir bebek beklerken o bebeğe iliģkin hayaller kurar ve engelli bir çocuğun dünyaya gelmesi ihtimali hiç düģünülmez. Yapılan tüm hazırlıklar normal bir bebek içindir. Ana-baba

Detaylı

KENTLERE SU SAĞLANMASINDA ĠLBANK IN VĠZYON VE MĠSYONUNDAKĠ YENĠ YAKLAġIMLAR MEHMET TURGUT DEDEOĞLU GENEL MÜDÜR

KENTLERE SU SAĞLANMASINDA ĠLBANK IN VĠZYON VE MĠSYONUNDAKĠ YENĠ YAKLAġIMLAR MEHMET TURGUT DEDEOĞLU GENEL MÜDÜR KENTLERE SU SAĞLANMASINDA ĠLBANK IN VĠZYON VE MĠSYONUNDAKĠ YENĠ YAKLAġIMLAR MEHMET TURGUT DEDEOĞLU GENEL MÜDÜR Suyun insan hayatındaki önemi herkesçe bilinen bir konudur. Ġnsan yaģamı açısından oksijenden

Detaylı

2014-2015 EĞĠTĠM ÖĞRETĠM YILI ÖZEL ATA ORTAOKULU 7.SINIF TEKNOLOJĠ ve TASARIM DERSĠ YILLIK DERS PLANI

2014-2015 EĞĠTĠM ÖĞRETĠM YILI ÖZEL ATA ORTAOKULU 7.SINIF TEKNOLOJĠ ve TASARIM DERSĠ YILLIK DERS PLANI -7 Eylül EYLÜL 1 15-19 Eylül 014-015 ÖĞRETĠM YILI ÖZEL ATA ORTAOKULU 7.SINIF TEKNOLOJĠ ve TASARIM DERSĠ YILLIK DERS PLANI 1. Teknoloji ve Tasarım kavramlarını kavratmak.teknoloji ve Tasarım Dersinin Genel

Detaylı

MAVİ YAKALILARIN ÇALIŞMAYA YÖNELİK TUTUMLARI

MAVİ YAKALILARIN ÇALIŞMAYA YÖNELİK TUTUMLARI MAVİ YAKALILARIN ÇALIŞMAYA YÖNELİK TUTUMLARI ÇALIŞMA PSİKOLOJİSİ VERİ BANKASI ÖRNEĞİ www.calismapsikolojisi.net Yrd. Doç. Dr. Burcu KÜMBÜL GÜLER Kocaeli Üniversitesi Gündem İnsan Kaynakları ve Çalışma

Detaylı

Kitap Tanıtımı: İlköğretimde Kaynaştırma

Kitap Tanıtımı: İlköğretimde Kaynaştırma Ankara SOSYAL Üniversitesi GEÇERLĠK Eğitim Bilimleri KAVRAMI Fakültesi VE TÜRKĠYE DE ÖZEL EĞĠTĠM ALANINDA YÜRÜTÜLEN Özel Eğitim Dergisi LĠSANSÜSTÜ TEZLERDE SOSYAL GEÇERLĠĞĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ 2010, 11(2)

Detaylı

Ek-1. Tablo 1. TYYÇ nin OluĢturulma AĢamaları ve Tamamlanma Tarihleri. 1 Süreci baģlatmak için karar alınması Nisan 2006

Ek-1. Tablo 1. TYYÇ nin OluĢturulma AĢamaları ve Tamamlanma Tarihleri. 1 Süreci baģlatmak için karar alınması Nisan 2006 Ek-1 Tablo 1. TYYÇ nin OluĢturulma AĢamaları ve Tamamlanma Tarihleri TYYÇ OluĢturma AĢamaları Tamamlama Tarihi 1 Süreci baģlatmak için karar alınması Nisan 2006 2 ÇalıĢma takviminin oluģturulması 2006

Detaylı

Kadınların Eğitim Düzeyi Arttıkça, İşgücüne Katılım İmkanları da Artmaktadır

Kadınların Eğitim Düzeyi Arttıkça, İşgücüne Katılım İmkanları da Artmaktadır Kadınların Eğitim Düzeyi Arttıkça, İşgücüne Katılım İmkanları da Artmaktadır Nimet ÇUBUKÇU Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Toprak İşveren: Ülkemizde, kadının çalıģma yaģamındaki sorununu değerlendirir

Detaylı