Hacýbektaþ Lisesi eðitim öðretim yýlý Öðrenci Meclisi Temsilcisi Kubilay ÖZDOÐAN olduðu seçim kurulunca açýklanmýþtýr.

Transkript

1 Tarih: 10 Kasým 2012, 11:51 - ANKARA Hükümetin tehdit genelgesine karþýn Atatürk'ün ölümünün 74. yýlýnda onbinlerce kiþi Anýtkabir'e yürüdü. Resmi törenlerin ardýndan Anýtkabir'in avlusu týklým týklým doldu. Türkiye ilk kez baþbakan olmadan anma törenine sahne oldu. Cumhuriyet Bayramý'nda 1. Meclis'in önünü barikatlarla kapatarak, Anýtkabir'e yürüyüþü engellemeye çalýþan hükümet, benzer bir yasaklamayý 10 Kasým törenleri içinde getirmesine karþýn, sabah 08.00'de itibaren Sýhhiye Meydaný ve Tandoðan Meydaný'nda toplanmaya baþladý. Atatürkçü Düþünce Derneði, Türkiye Gençlik Birliði gibi sivil toplum örgütlerinin çaðrýsýyla toplanan vatandaþlar, Ýçiþleri Bakaný Ýdris Naim Þahin'in hukuka aykýrý ve komik genelgesinde verdiði "yürüyüþ yapýlmayacak" emrine karþýn, 4-5 kilometreye varan kortejlerle Anýtkabir'e yürüdü. Vatandaþlarýn hiçbir siyasi pankart ya da döviz taþýmadýklarý, sadece Türk bayraklarý ve Atatürk posterleriyle yaptýðý yürüyüþe polis bu kez müdahalede ya da engellemede bulunmadý. Polis, sadece Anýtkabir'in giriþinde barikat oluþturarak, resmi törenlerin bitimine kadar içeriye giriþ izni vermedi. Resmi törenlerin ardýndan barikatlar kaldýrýldý ve onbinlerce kiþi, Anýtkabir'in avlusunu doldurdu. Vatandaþlar, Atatürk'ün mozolesine ellerindeki karanfilleri býrakarak saygý duruþunda bulundu. Vatandaþlarýn býraktýðý karanfillerin mozolede adeta yýðýnlar oluþturdu. Bu yýðýnlar görevli askerler tarafýndan sýk sýk kaldýrýldý. Anýtkabir'de yapýlan resmi törene ise Cumhurbaþkaný Abdullah Gül, Meclis Baþkaný Cemil Çiçek ve CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu katýldý. Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan ise Endonezya gezisine, programýnda yer almayan Brunei'yi de ekleyerek yurt dýþý gezisini bir gün uzatmasý nedeniyle törenlere katýlamadý. Erdoðan'ýn dünyanýn en zengin adamý olan Brunei Sultaný Bolkiah'ýn ricasý üzerine gezisini uzattýðý iddia edilirken, Anýtkabir'deki anma törenleri ilk kez baþbakansýz yapýlmýþ oldu. (Gazeteciler Online) TTB ve SES, Van daki kurumlarý ziyaret ederek hazýrladýðý raporu kamuoyuna sundu. Saðlýk Bakanlýðý ve AFAD ýn þimdiye kadar sadece ölü, yaralý ve enkazdan sað çýkan sayýsýný verebildiðine dikkat çekilen raporda, Van da saðlýk koþullarýnýn hala sýkýntýlý olduðu belirtildi. Van da 18 kurumun incelendiði rapor, TTB Genel Merkezi nde TTB Genel Sekreteri Bayazýt Ýlhan tarafýndan kamuoyuna sunuldu. Ýlhan, kente yönelik yardýmlarda sadece belli dernek ve vakýflarýn ön plana çýktýðý, genelde de bu kurumlarýn iktidara yakýn olanlardan seçildiðini ifade etti. Van kent merkezinin þu anda deprem öncesindeki ortalama 500 bin sayýlý nüfusa yaklaþtýðýný belirten Ýlhan, hasarlý binalarýn ise yýkýmýnýn hala tamamlanmadýðýna, hatta yýkým faaliyetleri sýrasýnda yaralanmalarýn... Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði Baþkaný Nafiz Ünlüyurt, Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði nin kuruluþundan bu güne kadar gerçekleþtirmiþ olduðu ulusal ve uluslararasý olarak çok sayýda etkinlik gerçekleþtirdiðini söyleyen Ünlüyurt, Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði siyasi bir dernek deðildir. Derneðimizde siyasi olarak birbirinden farklý görüþte çok sayýda üye vardýr. Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði yönetiminde bulunan arkadaþlarýmda birbirinden ayrý siyasi çizgilerdedir. Yönetim Kurulunda görev almýþ tüm arkadaþlarýma teþekkür ediyorum hepsi büyük bir özveri ile çalýþýrken hiçbir zaman siyasi anlayýþlarýný biri diðerine dayatmamýþtýr. Hacý Bektaþ Veli Kültürünü yaymak ve yaþatmak hepimizin görevi olduðu bilinciyle çalýþýyoruz. Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði çok önemli henüz istediðimiz boyutta kurumsallaþamadýk. Bu anlamda derneðimizin yolu çok uzun. Hacýbektaþ Lisesi eðitim öðretim yýlý Öðrenci Meclisi Temsilcisi Kubilay ÖZDOÐAN olduðu seçim kurulunca açýklanmýþtýr. 30 Kasým da vizyona girecek Simurg filminin yönetmeni Ruhi Karadað Türkiye nin son 16 yýlýndan 8 inin ölüm oruçlarýyla geçtiðine dikkat çekerken, ölüm oruçlarýnda hükümetlerin yaný sýra 12 Eylül sonrasýnda duyarsýzlaþan toplumun da suçlu olduðunu söylüyor Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanýmýz Sayýn Taner Yýldýz'ýn, Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Sayýn Yusuf Yazar'ýn da katýlacaðý konferansýmýza özel sektör yetkililerinin de geniþ katýlým göstermesi beklenmektedir. Avustralya'nýn en genç finans profesörü olan Paresh Kumar Narayan ile Yunanistan Piraeus Üniversitesi öðretim üyesi Profesör Nicholoas Apergis'in davetli konuþmacý olarak...

2 Toplumun çok önemli bir kesimini rahatsýz eden bir söylem ve ruh hali içinde olan böyle bir Baþbakan ile yönetilmek zorunda kalan ülkemizde herkes kendine sorsun bakalým: Bahtsýz olan bedevi midir, yoksa bu ülke mi bir bütün olarak bahtsýzdýr? Konuþma üslubu asla hiçbir þekilde devlet adamlýðý ya da siyaset adamlýðýna, hele de bir ülke baþbakanýnkine yakýþmayacak ölçüde düþük, hatta yerlerde sürünen Baþbakan Erdoðan ýn gaflarýnýn sonuncusu tarif edilemeyecek ölçüde seviyesiz bir benzetme olan bahtsýz bedevi dir. Zaten bu ülke tarihinde birçok yönetici gaflarýyla anýlacaktýr k, bunlarýn en baþýnda geleni olan Erdoðan da, gelecekte siyasetinden ve icraatlarýndan daha çok bu gaflarýyla anýlacaktýr. Týpký Demirel gibi, týpki Akbulut gibi, týpký Çiller gibi. Baþbakan Erdoðan, Endonezya gezisi sýrasýnda ana muhalefet lideri Kemal Kýlýçdaroðlu ile ilgili konuþurken "Hani var ya tam bahtsýz bedevi misali" benzetmesini yapar ve Kýlýçdaroðlu ndan da "Libya, Suriye, Suudi Arabistan çöllerinde dolaþan ben deðilim. Aynaya bakarsan bahtsýz bedeviyi görürsün. O çöllerde gezerken aman kutup ayýlarýna dikkat et" yanýtýný almakta gecikmez. Erdoðan gün gelir yurtdýþýnda Almanya da kendisini dinleyen vatandaþa söyleyin þu sahtekâra ne istiyormuþ demekten kendisini alýkoymaz, gün gelir yurtiçinde yaptýðý bir mitinge katýlan ve sorunlarýný duyurmak, tarladaki mahsulünü kaldýramadýðýný anlatmak isteyen çiftçiye artistlik yapma, hadi ananý al da git buradan diyerek argo ve küfre olan yatkýnlýðýný sergiler. Gün gelir þeriat arzusunu ya 'Ýstanbul'u Medine yapacaðýz', sadece imamlar resmi nikah kýysýn', 'bütün okullar imam hatip yapýlacak', ya 'cumhurbaþkanýnýn imam hatipli olacaðý günler yakýndýr' ya da camiler kýþla, minareler süngü, kubbeler miðfer, müminler askerimizdir' sözleriyle dile getirir. Altýna imza attýðý Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesine sana mý kaldý türban konusunda karar vermek, bu ulemanýn iþidir. Ulema ne diyorsa o olur diyerek takiyye yapmaktan da geri kalmaz. O Erdoðan ki, bir 23 Nisan kutlamasýnda da koltuðunu býraktýðý çocuða yetki kullanma talimatlarýný verirken Baþbakan sensin, ister asar, ister kesersin diyerek padiþahlýk özlemini ve bir gün de Türkiye yi pazarlýyorum. Bizim için verilecek para önemlidir. her þeyi pazarlarýz, parayý veren düdüðü çalar diyerek, memleketin yer altý ve yerüstü tüm zenginliklerini bir satýcý tüccar mantýðýyla satabileceðini gözler önüne serer Demokrat geçinen, hatta kalemlerini satan kimi gazeteci, aydýn, yazar, çizer ve basýn mensubunca ileri demokrasiden yanaymýþ gibi gösterilmeye çalýþýlan RTE kadýn erkek eþitliðinden ve demokrasinden ne anladýðýný da Ben zaten kadýn erkek eþitliðine inanmýyorum. Onun için fýrsat eþitliði demeyi tercih ediyorum. Kadýnlar ve erkekler farklýdýr ve demokrasi bizim için bir tramvaydýr. Ýstediðimiz duraða gelince ineriz' sözleriyle ifade eder ki, zaten o tramvaya hiçbir zaman binmediðini biliyoruz. Görüldüðü gibi Erdoðan ýn söylemleri sadece gaf olarak adlandýrýlamaz. O genel söylemlerinde hem kendi karakterini, insanlara bakýþ açýsýný, yönetim anlayýþýný yansýtýr. Farklý tüm etnik ve inançsal kimlikleri ötekileþtiren bir zýhniyetin en baþtaki temsilcilerinden olan Erdoðan a göre Alevilik sapkýn bir inanç, Kars taki Barýþ heykeli de, Alevilerin cemevi de ucubedir. Ona göre tüm Kürtler, Yezidiler, Ermeniler teröristtir. Toplumun çok önemli bir kesimini rahatsýz eden bir söylem ve ruh hali içinde olan böyle bir Baþbakan ile yönetilmek zorunda kalan ülkemizde herkes kendine sorsun bakalým: Bahtsýz olan bedevi midir, yoksa bu ülke mi bir bütün olarak bahtsýzdýr? TTB ve SES, Van daki kurumlarý ziyaret ederek hazýrladýðý raporu kamuoyuna sundu. Saðlýk Bakanlýðý ve AFAD ýn þimdiye kadar sadece ölü, yaralý ve enkazdan sað çýkan sayýsýný verebildiðine dikkat çekilen raporda, Van da saðlýk koþullarýnýn hala sýkýntýlý olduðu belirtildi. Van da 18 kurumun incelendiði rapor, TTB Genel Merkezi nde TTB Genel Sekreteri Bayazýt Ýlhan tarafýndan kamuoyuna sunuldu. Ýlhan, kente yönelik yardýmlarda sadece belli dernek ve vakýflarýn ön plana çýktýðý, genelde de bu kurumlarýn iktidara yakýn olanlardan seçildiðini ifade etti. Van kent merkezinin þu anda deprem öncesindeki ortalama 500 bin sayýlý nüfusa Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Hasan KANKAL Nevþehir e yapýlmasý planlanan kapalý yüzme havuzunun yapým çalýþmalarýna önümüzdeki günlerde baþlanacaðý bildirildi. Nevþehir Gençlik Hizmetleri ve Spor Ýl Müdürü Mustafa Ünlüer yaptýðý açýklamada, Nevþehir e kapalý bir havuz yapmak için AK Parti Nevþehir Milletvekilleri A. Erdal Feralan, Murat Sulucakarahöyük/KAPADOKYA Hüseyin KAÝM Osmanlý, erken Cumhuriyet ve bölgede yaþayan Rum azýnlýðýn 19. yüzyýlda ortaya koyduðu tarihi yapýlarýyla dikkatleri üzerinde toplayan Kapadokya, bu deðerlerin butik otel yaklaþtýðýný belirten Ýlhan, hasarlý binalarýn ise yýkýmýnýn hala tamamlanmadýðýna, hatta yýkým faaliyetleri sýrasýnda yaralanmalarýn ve ölümlerin meydana geldiðine dikkat çekti. MÜLTECÝLER YALNIZ... Raporda, nüfus ve barýnmada deprem sonrasý yapýlanlar incelenerek, yýkýmýn fiziksel etkilerinin tam olarak halkýn üzerinden atýlamadýðý belirtildi. En güvenilir yerleþim olan konteynýr kentlerin yerleþmelerinin ancak 7 ay sonra tamamlandýðý, tamamý Van a geri dönen nüfusun, saðlýk eðitim gibi hizmetlerden yararlanmakta zorluklar yaþadýðý ve binalardan kaynaklý hala can tehlikesinin bulunduðu belirtilen Göktürk ve Ebubekir Gizligider ile koordineli bir þekilde çalýþmalar yürüttüklerini ve geçtiðimiz ay yarý olimpik yüzme havuzunun ihalesinin yapýlarak yer tespit çalýþmalarýnýn tamamlandýðýný kaydetti. Gençlik Hizmetleri ve Spor Ýl Müdürlüðü kompleksi içerisinde bulunan ve Damat Ýbrahim Paþa Spor Salonu karþýsýndaki toprak sahanýn yerine yapýlacak olan yüzme havuzunun ihale aþamasýnýn tamamlanarak inþaatýna önümüzdeki günlerde baþlanacaðýný olarak turizme kazandýrýlmasý ile birlikte tarihi dokunun en gerçekçi korunduðu dünyanýn sayýlý turizm merkezlerinden biri haline geliyor. 1990'lý yýllarda Nevþehir'in merkez ilçeye baðlý Uçhisar beldesinde Alman bir ailenin bölgeye yerleþmesi ve bunun ardýndan Fransýz uyruklu turistlerin eski yapýlarý satýn almasý ile baþlayan Kapadokya bölgesindeki butik otel geleneði hýzla yaygýnlaþýyor. Uçhisar Belediye Baþkaný Osman Süslü, Uçhisar beldesinde 1995 li yýllarda baþlayan eski yapýlarýn butik otel baþta olmak üzere restaurant gibi turistik mekanlar haline dönüþmesi ile birlikte, yýkýlmakta olan tarihi dokunun taze bir kana kavuþtuðunu belirtti. Bölgede 400 e yakýn küçük ve büyük eski yapýnýn 2000'li yýllarýn baþýnda Türk raporda, Van daki mültecilerin deprem sonrasý tamamen yalnýz býrakýldýðý ve mültecinin parklarda ve derme çatma barýnaklarda yaþamýný sürdürdüðü dile getirildi. KADIN HASTALIK VE ÖLÜMÜNDE ARTIÞ... Depremden sonra kadýn saðlýðý ile ilgili sorunlarda artýþ yaþandýðýna dikkat çekilen raporda, anne ölümlerindeki artýþ, etkili aile planlamasý kullanýmý yönteminin az olmasý, ev içi þiddet ve psikososyal sorunlara sýk rastlandýðý belirtildi. Bölgedeki kadýnlarýn, yardýmlardan yararlanma ve saðlýk hizmetlerine eriþme konusunda sýkýntýlar yaþadýðý ifade edilen raporda, ayrýca toplumun büyük bir çoðunluðunun psikolojik destek almasý gerekiyor. Öncelikle travmanýn ruhsal etkilerinin azaltýlmasýna yönelik sistematik çalýþmalara bir an önce baþlanmalýdýr yorumu yapýldý. Nüfusun nerdeyse tamamýnýn kente döndüðü bir durumda, kentte nüfus sayýmý bile yapýlmamýþ. Kentte yaþanan hastalýklarýnda tespiti yapýlamýyor. TOKÝ yapýlan bölgeye taþýnma hýzla sürse de, buralarda hâlâ saðlýk hizmeti verilemiyor. Nüfus tespitinin aciliyetine raporda þu þekilde dikkat çekildi: saðlýk hizmetinin akýlcý bir biçimde planlanmasýnda nüfusun tam olarak tespit edilmesi büyük önem taþýr. TTB ve SES, tüm bu konularda hala iþbirliðine hazýr olduklarýný belirtti. (Ankara/EVRENSEL) açýklayan Ünlüer, kapalý yüzme havuzunun yapýmýnýn 2 yýldan daha kýsa bir sürede tamamlanmasýnýn planlandýðýný açýkladý. turizmcilerinin de bu alanda kendilerini göstermesi ile daha saðlýklý bir þekilde gelecek kuþaklara aktarýlabilir hale getirildiðini vurgulayan Süslü, böylelikle hem tarihi dokularýn yýkýlýp tarihe karýþmaktan kurtarýldýðýný,hem de turizm sektöründe etkin kullanýmý ile birlikte bölgenin en modern ve en pahalý konaklama ünitelerine kavuþulduðunu kaydetti. Bölgedeki turistik konaklama tesislerinde bir gecelik ücretin TL arasýnda deðiþmesine karþýn, butik otellerdeki fiyatlar Euro arasýnda deðiþiyor. Halen Nevþehir'in merkez ilçeye baðlý Göreme ve Uçhisar beldeleri ile Avanos ilçesinin Çavuþin köyü, Ürgüp ilçe merkezi ile Ürgüp ilçesine baðlý Ortahisar ve Mustafapaþa beldeleri ile Ayvalý köyünde 50 yi aþkýn butik otel bölge turizmine katký saðlýyor.

3 25 Kasým 2012 Pazar günü gerçekleþtireceðimiz 2. Uluslararasý Hacýbektaþ Aþure Günü etkinliðimiz var. Ýran dan Niþabur dan konuklarýmýz var. Yurtdýþýndan gelecek konuklarý Hacýbektaþ a yakýþýr þekilde tüm halkýmýz ile aðýrlayacaðýmýzdan hiç kuþkumuz yok. Bu etkinliklerin kitap haline getirilerek arþivliyoruz. Yapýlan kültürel çalýþmalarýn görevi olduðu bilinciyle çalýþýyoruz. Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði çok önemli henüz istediðimiz boyutta kurumsallaþamadýk. Bu Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Naci ÖZÇELÝK Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði Çalýþma Yemeði 09 Kasým 2012 Cuma günü gerçekleþti. Hacýbektaþ Belediye Düðün salonunda 9 Kasým 2012 Cuma akþamý saat da baþlayan Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði Çalýþma Yemeði ne Hacýbektaþ tan katýlýmýn yüksek olmasý dernek yöneticilerini ve saðduyu sahibi Hacýbektaþlýyý sevindirdi. Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði 2. Baþkaný Mustafa Özcivan, Dernek Yönetim Kurulu nu temsilen yemeðe katýlan konuklarýn masalarýný tek tek dolaþarak hoþ geldiniz dedi. Mikrofonla salona hitap eden Mustafa Özcivan, Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneðinin etkinliklerini kýsaca özetleyerek tarihe bir kaynak olarak geçmesine çalýþýyoruz. Hacýbektaþlý hemþerilerimiz bu güne kadar çýkartýlan kitaplarý ücretsiz olarak derneðimizden temin edebilir. Buyurun gelin derneðimiz her gün saat dan ya kadar açýk. Bizler oradayýz. Siz konuklarýmýza hoþ geldiniz derken açýlýþ konuþmasýný yapmak üzere Dernek Baþkanýmýz Nafiz Ünlüyurt u sahneye davet ediyorum. Ýyi eðlenceler. Dedi. Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði Çalýþma Yemeði açýlýþ konuþmasý ile konuklarýný selamlayan Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði Baþkaný Nafiz Ünlüyurt, Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði nin kuruluþundan bu güne kadar gerçekleþtirmiþ olduðu ulusal ve uluslararasý olarak çok sayýda etkinlik gerçekleþtirdiðini söyleyen Ünlüyurt, Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði siyasi bir dernek deðildir. Derneðimizde siyasi olarak birbirinden farklý görüþte çok sayýda üye vardýr. Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði yönetiminde bulunan arkadaþlarýmda birbirinden ayrý siyasi çizgilerdedir. Yönetim Kurulunda görev almýþ tüm arkadaþlarýma teþekkür ediyorum hepsi büyük bir özveri ile çalýþýrken hiçbir zaman siyasi anlayýþlarýný biri diðerine dayatmamýþtýr. Hacý Bektaþ Veli Kültürünü yaymak ve yaþatmak hepimizin anlamda derneðimizin yolu çok uzun. Bugün bu salonu dolduran siz deðerli Hacýbektaþlýlara çok teþekkür ediyorum. 25 Kasým 2012 Pazar günü yine 2. Uluslararasý Hacýbektaþ Aþure Günü etkinliðimiz var. Sizleri ve tüm halkýmýzý buradan etkinliðimize davet ediyorum. 25 Kasým da yapýlacak etkinlik bizim deðil! Tüm Hacýbektaþlýnýn etkinliði. Çünkü, Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði; Hacýbektaþlýnýn derneði. Sözümü daha fazla uzatmak istemiyorum. Sizlere hoþ geldiniz diyerek iyi eðlenceler diliyorum. Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði Çalýþma Yemeði salonu dolduran Hacýbektaþlýnýn; Ali ve Kazým Kavlak ikilisi tarafýndan verilen müzik ziyafeti ile coþmasý devamýnda sahneye davet edilen konuk Müslüm Karabacak ve Sevda Karabacak çiftinin birlikte çalýp söyledikleri birbirinden güzel deyiþ ve türküler ile unutulmaz bir akþam yaþamalarýna vesile oldular. Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði Çalýþma Yemeði ne katýlan konuklarýn sesli düþüncesi; Hacýbektaþ ve Hacýbektaþlýya yakýþan iþte budur. Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði ne çalýþmalarýnda baþarýlar diliyoruz. Sonsuza dek Yol u açýk olsun. Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Cuma Onur ÞAHÝN sürdürülen bir haftalýk propaganda süresi sonunda gerçekleþti. Hacýbektaþ Lisesi eðitim öðretim yýlý Öðrenci Meclisi Temsilci seçimi yapýldý. Hacýbektaþ Lisesi öðrencileri, yeni öðretim yýlýnda kendilerini temsil edecek Hacýbektaþ Lisesi öðrencilerinin demokrasi bilincini geliþtiren yeni bir seçim deneyimi, coþkulu ve dostane biçimde Öðrenci Meclisi Temsilcisi seçimini 07 Kasým 2012 Çarþamba günü yaptý. Öðrenci Meclisi Temsilcisi seçim sandýðýnda kullanýlan oy pusulalarýnýn sandýk görevlilerince sayým ve tasnifleri sonunda; Öðrenci Meclisi Temsilciliðine aday olan Selen AVÞAR : 32 OY, Ali Doðan ERSOY : 44 OY, Hüseyin ULUTAÞ : 48 OY, Kubilay ÖZDOÐAN nýn ise 69 OY aldýðý tutanaklara geçirilmiþtir. Hacýbektaþ Lisesi eðitim öðretim yýlý Öðrenci Meclisi Temsilcisi Kubilay ÖZDOÐAN olduðu seçim kurulunca açýklanmýþtýr. Kubilay ÖZDOÐAN A Öðrenci Meclisi Temsilciliði görevinde baþarýlar dileriz.

4 Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý ndan (DÝB) sorumlu Bakan olan Bozdað þöyle buyurmuþ; Diyanet bu ülkenin çimentosudur. Bu ezber yýllardýr egemen siyasetin ve iktidarlarýn dilindeki istismar söylemidir. Türk Ýslam Sentezi, devleti ve toplumu Sünni-Hanefilik ekseninde tektipleþtirecek dinci toplum mühendisliðini tercih ettiði için, demokrasi, hukuk ve laiklik yerine mezhepçi kurumu çimento olarak önemsemektedir. Oysa hukuk devletlerini ve o devlette yaþayan farklý inanç, dil ve kültürlerden insanlarý bir arada ve eþit koþullarda tutmak için, en saðlam çimento hukukun evrensel ilkeleri, demokrasi, laiklik, çoðulculuk ilkesidir. Diyanet ülkemizi ve toplumsal olarak çok kültürlü yapýmýzý bir arada tutacak çimento olamaz, olsa olsa çamur olur. Diyanetin mezhep Bakaný Bekir Bozdað Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý mezhep esaslý bir teþkilat deðil. Bu ülkenin birliðinin, dirliðinin çimentosudur. Tekke ve zaviyeler açýlsýn diyor. Oysa DÝB nýn Sadece Sünni-Hanefi mezhebine uygun kamusal din dayatmasýyla meþgul olduðunu saðýr sultan bilir. DÝB nýn tüm dinsel ritüelleri (namaz, oruç, hac, vs), pratikleri ve yayýnlarý mezhepçidir. DÝB nýn mezhepçi olmadýðýný ifade etmek için, 88 yýllýk DÝB uygulamasýna ve dayatmalarýna kör kalmak gerekir. TEKKE VE ZAVÝYELER KANUNU NEDEN KALKMALI? Tekke ve zaviyeler açýlýsýn demek, tüm Sünni mezhepler için fiilen kalkmýþ olan sözde yasaklarý kaldýracak yasal statü kazandýrmaktýr. Þu an Türkiye de Tekke ve Zaviyeler ile ilgili kanunun tek maðduru Alevilerdir. Çünkü Sünni mezheplere ait kapalý ya da yasaklý Tekke, ibadet yeri, dini unvan kalmamýþtýr. Tarihi olan ya da yasaklý olduðu iddia edilen tüm mekânlar Ýslamcý cemaatlerin ve örgütlenmelerin tasarrufundadýr. AKP iktidarýnýn bu arsýz ve hakkaniyetsiz fiili uygulamalarýyla molla ve mele devlet memuru olmuþtur. Sünni cemaatlere ait türbeler fiilen açýk haldedir. Tüm cemaatlere, tarikatlara, þeyhlere ve müritlere tam serbestlik verilmiþtir. Tekke ve Zaviyelerin açýlmasý talebi gülünç ve samimiyetsiz bir maðduriyet edebiyatýdýr. Çünkü tüm Sünni-Ýslamcý cemaatlerin kurumlarý, dergâhlarý, Türbeleri ve camileri açýktýr ve denetimsiz çalýþmaktadýr. Tekke ya da Zaviye ismi olsun olmasýn Tekke, Zaviye ve Türbelerin Kapatýlmasý na iliþki kanun Sünni mezhep cemaatlerine iþlememekte olup bu çevrelerin varlýklarý sürdürmesine izin vermektedir. Bu kanun sadece Aleviler için uygulanmakta olup, Alevi-Bektaþi dergâhlarýnýn açýlmasýna, Alevi dedelerinin, babalarýnýn ve cemlerinin tanýnmasýný engellemektedir. SÜNNÝ TARÝKATLARA AÝT TEKKE VE DERGAHLAR 1950 VE 1990 YILINDA HÝZMETE AÇILDI Çoðunluk inancýný devletleþtiren resmi görüþün beslediði siyaset ve siyasiler, oy kaygýsý nedeniyle tarikatlarla kurduklarý çýkar iliþkisi sonucu, Ýslamcý cemaatlere ve tarikatlara büyük itibar kazandýrmasý sonucu bu yasa fiilen bu kesimlere zaten uygulanmaz duruma geldi. Tarikatlar ve cemaatler sözde yasaklý olmalarýna raðmen çalýþmalarýný ve örgütlenmelerini siyaset ve devlet desteðiyle sürdürebilmektedirler. 30 Kasým 1925 tarihinde kabul edilen Tekke, zaviye ve türbelerin kapatýlmasýna iliþkin 677 sayýlý kanun, önce 1950 yýlýnda çýkan 5566/1 numaralý yasa daha sonra da 1990 yýlýnda çýkan 3612/5 sayýlý yasa ile deðiþikliðe uðrayarak Sünni türbelerin ve dergâhlarýn açýlmasýna zemin hazýrlamýþtýr ve 1990 yýlýnda bu kanunda yapýlan deðiþikliklerle, yeni yasa, türbelerin bir bölümünün Milli Eðitim Bakanlýðý ve Kültür Bakanlýðýnýn onayý ile açýlmasýna olanak saðladý. Böylece Sünnilere ait birçok Dergâh ve Türbe tekrar hizmete açýldý. Sadece Alevi-Bektaþi dergâhlarý yasaklý olarak devletin elinden iþgal ve gasp edilmiþ olarak kaldý. Öyle bir hale gelindi ki, cennette arsa satan emlak iþlerinde tutun, büyükþehirlerin en lüks mekânlarýnda falcýlýk, büyücülük, muskacýlýk, medyumluk izinli, ruhsatlý mekânlarda yapýlýrken, cemevleri yapýmý yargý kararýyla, DÝB fetvasýyla ve TBMM görüþüyle yasaklanýyor. Bu ilkelliði besleyen AKP, Alevilerin insan haklarý ve inanç özgürlüðü kapsamýndaki haklarýný, üfürükçülerle ayný kefede deðerlendirmektedir. ALEVÝLERÝN HAKLARINI 677 DEN DAHA ÇOK, OSMANLIDAN SÜREGELEN ÞEYHÜLÝSLAM ZÝHNÝYETÝ ENGELLÝYOR AKP Alevileri Sünni sisteme DÝB üzerinden eklemlemek istiyor. Bunu yaparken, Cemevlerini, dede, Seyid ve baba gibi unvanlarý Tekke ve zaviyeler kanunu kaldýrmak ve böylece bu yasalarý boþa çýkarmýþ fiili duruma yasal zemin saðlamak istiyor. Bu durumda belli ki Aleviler AKP tarafýndan kullanýlmak ve tuzaða düþürülmek isteniyor. Oysa Alevilerin bu kanunla doðrudan bir iliþkisi olmayan taleplerini bile karþýlamayan AKP, bu kanunun deðiþmesiyle Alevilere özgürlük saðlayacaðýna dair bir taahhüdü ya da bir çözüm garantisi de yoktur. Örneðin AÝHM de kazanýlmýþ bir dava olan zorunlu din dersinin kaldýrýlmasý talebine karþý tutumu ve iki yeni din dersi ile verdiði cevap ortadýr. Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý gibi Sünni- Hanefi bir kurum ortada dururken, Alevilere genel bütçeden düþen 1 Milyar 150 Milyon TL civarýndaki payý Sünni-Hanefi kurumlara aktarýrken, Madýmak otelinin utanç müzesi olarak yapýlmasý yerine, katilleri aklayan yargýyý örgütlerken, Tekke ve zaviyeler kanunu kaldýrmak teklifi tam manasýyla bir tuzaktýr. Cemevlerinin açýlmasýnýn salt devrim kanunlarýna takýldýðý iddiasý mesnetsizdir. Cemevlerimizin ibadet yeri olarak kabul edilmesini engelleyen temel gerekçe, AKP ye ve resmi din anlayýþýnýn sürdürdüðü 16. Yüzyýl devlet aklýdýr. AKP hükümetin ucubeleþen siyaset tutumudur. 677 sayýlý kanun deðiþebilir ya da kaldýrýlabilir. Fakat bunun yolu Alevi inancýnýn, ritüellerinin, pratiklerinin ve ibadet yerlerinin inkârýna sýðýnarak olmaz. Öncelikle din, vicdan ve inanç özgürlüðünü gerçek laiklik anlayýþýna uygun olarak yasallaþtýrarak, tüm inanç gruplarýný ve inanmayanlarýn haklarýný güvenceye alacak kapsamlý bir yasal çerçeve konusunda anlaþmak lazým. Siyasal Ýslamcý cemaat ve tarikatlarýn fiili serbestliðine yasal kýlýfý da hazýrlamak için salt Alevilerin desteðini istismar edici, þark usulü kurnazlýk politikalarýyla bu olmaz.

5 30 Kasým da vizyona girecek Simurg filminin yönetmeni Ruhi Karadað Türkiye nin son 16 yýlýndan 8 inin ölüm oruçlarýyla geçtiðine dikkat çekerken, ölüm oruçlarýnda hükümetlerin yaný sýra 12 Eylül sonrasýnda duyarsýzlaþan toplumun da suçlu olduðunu söylüyor Simurg, yani küllerinden doðan kuþ. Ruhi Karadað ýn, hikayesi 1996 daki açlýk grevi ve ölüm orucu ile baþlayan filmi Simurg 30 Kasým da vizyona girecek. Geçtiðimiz yýllarda çok sayýda yarýþmaya katýlan ve ödül alan bu film, ölüm orucu ve beraberinde getirdiði Korsakoff hastalýðýný tüm çýplaklýðýyla izleyicilere aktarýyor. Geriye izleyici için tek bir soru kalýyor: Ben bunu durdurmak için ne yaptým? Ruhi Karadað ile filmin ortaya çýkýþýný ve vermek istediði mesajý konuþtuk: >> Simurg bir film mi yoksa bir belgesel mi? Simurg bir belgesel deðil, bir kurmaca film. Oynayanlarýn bir kýsmý açlýk grevi sýrasýnda Korsakoff sendromuna yakalanmýþ insanlar. Beden ve bellek sorunu yaþadýklarý için bazý anlatýmlarýný çekmemiz ve baþka görüntülerle desteklememiz gerekti. Ama bu arkadaþlar kendi hayatlarýný oynadýlar. Farklý bir sinema denedik. >> Neden açlýk grevleriyle ve ölüm oruçlarýyla ilgili bir film çekmeye karar verdiniz? Uzun süre gazetecilik yaptým lerin baþlarýnda Türkiye yeni bir gazetecilik yapýlanmasýna gitti. Bir þekil editöryal gazetecilik anlayýþý ortaya çýktý. 12 Eylül ün dokunamadýðý bir parça gazeteciler de bu þekilde safdýþý býrakýldý. Gazeteci olarak hem 1996 ölüm oruçlarýný hem de 2000 ölüm oruçlarýný izlemiþtim da Korsakoff sendromuna yakalanmýþ hastalarla tanýþtýktan sonra 2000 yýlýnda tekrar bir ölüm orucuyla karþýlaþmak bizi çok üzmüþtü. Ancak aynen bugün olduðu gibi gazeteler o dönemde de ölüm oruçlarýný görmediler da toplumsal bilinç farklýydý, halk dertlerini dinliyordu ama 2000 e geldiðimizde daha farklý bir toplum yapýsý vardý. Daha önce çalýþtýðým televizyon kanalýnda belgeseller çekmiþ; 1998 de çektiðim, dünya iþçi hareketleri ve 1 Mayýs ý konu alan bir belgeselle Simavi ödülü kazanmýþtým. Ölüm oruçlarýnýn da belgeselini çekmek istiyordum daki ölüm orucunun ardýndan tanýþtýðým Korsakoff hastalarýyla birlikte çalýþmaya baþlamýþtýk. Kafamda bir senaryo vardý, ama daha sonra bu insanlarýn oynayamayacak durumda olduðunu anladýk. >> Çekim süreci nasýl baþladý? 2000 deki ölüm orucunda da bu 6 kiþiyle birlikteydik. Onlar da dýþarýdan destek veriyordu. Ama ölüm orucundan inanýlmaz etkileniyorlardý. Haberi duyduktan sonra içlerine kapandýlar, yemek yiyemediler, uyuyamadýlar. Buna karþý bir þeyler yapmak istiyorlardý. Neler yapabileceklerini hesaba katarak bir senaryo hazýrladýk, yolu onlarla birlikte çizdik. Ölüm oruçlarýnýn 55. gününde sokaða çýktýk ve o senaryoyu çekmeye baþladýk. >> Filmde hikayelerini anlatacaðýnýz 6 kiþiyi neye göre seçtiniz? 1996 da topyekün bir duruþ vardý F tipine karþý. Buna karþý koyan farklý örgütler vardý. Ben de farklý geçmiþlere sahip, farklý örgütlerden birer karakter seçtim. Hepsinin öykülerinin farklý derinlikleri vardý tabi ki. Biri bedenini hiç kullanamýyordu. Diðeri bedenini kullanýyor, dilini kullanamýyordu. Biri çocuðunu cezaevinde doðurmuþ ve büyütmüþ. Diðeri cezaevinden sonra hiç konuþmamýþ. Filmde anlatýlan insanlarýn hikayelerinin derinliði çok etkileyiciydi. >> Filmin hazýrlanmasý neden 12 yýl aldý? Bu çok uzun bir süre deðil mi? Biz 2000 deki ölüm orucunun 40. gününde biraraya geldik tekrardan film için. Bu arkadaþlar ailelerinin, birden çok kiþinin yardýmýna muhtaçtý. Üstelik bu hastalýða yakalananlar ailesini de çok etkiliyor. Bütün ailenin hayatý deðiþiyor. Örneðin Ali Ekber in annesi Melek haným Ben oðullarýmý sapasaðlam devlete verdim, devlet benim oðullarýmý sakat ve ölü verdi bana diyordu. Bu, Türkiye de ilk diyebileceðimiz bir film. Mekanlarý gerçek, olaylarý gerçek, kiþileri gerçek, zaman gerçek. Tamamen gerçekliðin içinde, gerçekliðiyle çýplak bir film. Böyle bir süreçte filmi hazýrlamak uzun sürdü. Filmde Korsakoff hastalarýndan biri kameraya hiç konuþmadý. Kamerayý kapattýðýmda benimle konuþuyor, açýnca susuyordu. Ama 10 yýl boyunca görüþtükten sonra neden konuþmuyorsun diye sorduðumda ne konuþayým ya dedi. Sonra onu bir rüya sahnesinde konuþmaya ikna ettim. Rüya olduðuna inandýðýnda konuþtu sadece. Onun daha çok konuþmasýný isterdim. >> Bu filmi çekerken hedefiniz neydi? Kimlere ne anlatmak istiyorsunuz? Biz topluma Korsakoff hastalýðýnýn ne kadar tehlikeli bir þey olduðunu göstermek istiyoruz. Toplum olarak ne kadar tehlikeli bir þey yarattýðýmýzý anlatmaya çalýþtým. Herkes suçlu olabilir, herkes içeri girebilir, ama insanlarý bu hale getirmek çok farklý bir durum. Türkiye de son 16 yýlýn 8 yýlý ölüm oruçlarýyla geçmiþ. Ýnsanlarý süresiz açlýk grevine yatýracak politikalar üretmenin kimseye bir faydasý yok. Özgürlük arzulayan bir dünyada özgürlükleri daraltan siyasetler izlemek kesinlikle yanlýþ. Bu yüzden ölüm orucuna yatanlarý sorgulamak yerine, onlarýn ölüm orucuna yatmasýna neden olan þeyleri yapanlarý sorgulamak gerekiyor. Asýl bu filmi, Türkiye yi bu hale getirenlerin izlemesi gerekiyor. Evet, biz bu insanlarý açlýða, sakatlýða sürükledik, yoksaydýk diyenlerin izlemesini isterim. >> Türkiye de açlýk grevlerine duyarlý, bu konuyu bilen bir kesim olduðu gibi duyarlý olmayan da geniþ bir kesim var. Filminiz onlara açlýk grevi gerçeðini gösterebilir mi? Türkiye gittikçe daha zor dönemlerden geçiyor. Keþke söylediðiniz gibi gelip de izleseler. Çok zor bir soru. Bir önyargý var ölüm orucuna karþý. Örgüt emriyle, zorla yapýlýyor, aslýnda yemek yiyorlar diye düþünüyorlar. Toplum bunlarý neden görmüyor diye soracak olursak, toplumun düþünme yetisini yoketme çabasýnýn sonucu olduðunu söyleyebilirim. Oysa bir insan kendini bir süre eve hapsetse, acýktýktan sonra saatlerce aç kalsa, arkadaþsýz kalsa, haftalarca gökyüzünü görmese bunlardan herhangi birini yapsa açlýk grevindekileri anlayabilir. Ama toplum önyargýlarýný atamadýðýndan ötürü karþýsýndakini anlayamaz hale geliyor. Onlarý anlamamak basittir, ama anlamak için emek vermek gerekir. Herkes bir Korsakoff hastasýný ziyaret etse her þey çok deðiþir. >> 1980 lerde, 96 da, 2000 de ve son olarak 2012 de bütün hükümetlerin açlýk grevindekilere karþý tutumu ayný oldu. Hangi parti baþta olursa olsun, yöneticiler hep ayný sözleri söyledi. Bugün de Erdoðan bütün bunlar bir gösteri, aslýnda yemek yiyorlar benim bakaným gördü diyor. Bu tabloyu nasýl deðerlendiriyorsunuz? 12 Eylül ün Türkiye de yarattýðý büyük bir tahribat var. Bu toplum anlama yetisini 1980 lerden itibaren yitirmeye baþladý. Her dönem, her iktidar ayný yalaný söylüyor, ama toplum bu yalana inanmaya baþladý lerde toplum bu yalanlara daha az inanýyordu, ama yavaþ yavaþ istedikleri toplumu yarattýlar ve artýk herkes inanýr hale geldi. Bu yalanlarý göstermek isteyen kiþileri ise hapse atýyorlar. En basit protestolarýn bile suç sayýldýðý bir noktaya geldik. Ama bu direnci aþacak gücümüz var. Yeter ki paylaþmayý hatýrlayalým, birlikteliðimizi gösterelim. >> Sizce açlýk grevi ile verilmek istenen mesajlar baþka türlü verilebilir mi? Ýnsanlar açlýk grevi yerine baþka bir çözüm yolu deneyebilir mi? Filmi çekerken bunu çok tartýþtýk. Ben ölüm orucuna karþýydým. Bir insan bedenini ölüm orucuna yatýrmamalý, sevdikleri, ailesi, çocuklarý var diye düþünürdüm. Ama filmi çekerken þunu gördüm: Ýnanmak, toplumun geleceðine inanmak ve toplumun iç dinamiðini yaratmak uðruna hayatlarýný ortaya koymak baþka bir algý gerektiriyor. Bizi F tiplerine atacaklar ve orada öldürecekler. Onlar bizi öldüreceðine, biz tepkimizi gösterelim öldürülmeden. Bugünkü ölüm oruçlarýnda da ayný düþünce var. Bu insanlar sevdikleriyle, ailesiyle, çocuklarýyla görüþtürülmüyor; hücreye atýlýyor, okumasýna, düþünmesine izin verilmiyor. Yavaþ yavaþ öldürülüyor zaten. Ben bu insanlarý filmi çekerken anladým. Aslýnda suç biraz da bizde, dýþardakilerde. Evet ya, bunlar bizim kardeþimiz, abimiz, dostumuz ve her þeyden önce birer insan dememiz lazým. Yarýn biz bile girebiliriz hücreye. Ama niye diye soramadý toplum. Hükümeti yapan da biziz, getiren de biziz, götürecek olan da biziz. O yüzden hepimiz biraz suçluyuz. Hiçbir hükümet ölüm orucu karþýsýnda direnemedi bugüne kadar. Hepsi bir süre sonra iktidardan düþtü. Çünkü dünyanýn hiçbir ülkesinde, hiçbir rejiminde acý ile, ölüm ile, yoketmekle ayakta kalýnmaz. >> Bu filmde 6 farklý kiþinin hikayesi var. Hepsi birbirinden etkileyici, ancak içlerinden sizi en çok etkileyeni hangisiydi? Hikayeleri o kadar farklý ve etkileyici ki bir karþýlaþtýrma yapamam. Ama beni genel olarak en çok etkileyen þey büyün Korsakoff hastalarýnýn kocaman bedende birer çocuk olmalarýydý. >> Filme koyamadýðýnýz hikayeler oldu mu? Evet, çok ilginç hikayeler var. Örneðin ölüm orucuna Ýstanbul Küçük Armutlu da destek veren bir grup mahkum ve tutuklu yakýnlarý vardý, onlar da ölüm orucuna yatmýþtý. Onlarýn tek tek ölümlerine tanýk olmamýz çok acý vericiydi. Biri ölüm orucunun 148. günde hayatýný yitirdi. Daha da acý olan ise bu evin basýlýp, yaðmalanýp yakýldýktan sonra polis karakoluna çevrilmesiydi. Bugün hala polis karakolu olarak kullanýlýyor. Bu süreçte mahallede de çok büyük bir dönüþüm yaþandý, medya bunlar örgüt emriyle hareket ediyor diye hedef gösterdi, polis topyekün savaþ açtý ama mahallede bütün bu yaþananlarý polis ablukasý nedeniyle yeterince belgeleyemedik. Onun haricinde 2000 yýlýndaki ölüm orucu sýrasýnda filmi çekmeye baþladýðýmýzda 6 Korsakoff lu arkadaþlar bir otelde kalýp çalýþmalara baþlamýþtýk. Bir sabah saat 7 de Hayata Dönüþ operasyonunun yapýldýðýný duyduk. Ýþte o an, arkadaþlarýmýzýn yüzündeki ifadeyi çekmiþ olmak isterdim. O atmosferi kameralarla görüntüleyerek izleyiciye aktarmak isterdim. >> Elinizde olup da koymamayý tercih ettiðiniz görüntüler oldu mu? Bir yemek sahnesi var. Operasyondan 2 gün önce hepberaber bir yemek düzenlemiþtik. Orada çektiðim görüntüleri kullanmamaya karar verdim. Çünkü çok etkileyiciydi. WENICKE-KORSAKOFF HASTALIÐI NEDÝR? Uzun süreli açlýk durumda B vitamini eksikliðine baðlý olarak ortaya çýkan bu hastalýk sonucunda hastalar olmamýþ olaylarý sanki olmuþ gibi hatýrlarken olmuþ olaylarý hatýrlayamayabilirler. Yön duygularý karmaþa içindedir, bulunduklarý yer ve zamaný þaþýrabilirler. Göz kaslarýnda yetersizlikler, çift görmeler, kas ve eklem bozukluklarý bu hastalýðýn oluþturduðu kötü sonuçlardan bazýlarýdýr. BÝRGÜN

6 Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Hüseyin KAÝM Mayýs 2013 tarihleri arasýnda düzenlenecek "Uluslararasý Enerji Ekonomisi ve Politikasý" konulu konferans ile ilgili iþbirliði protokolü imzalandý. Nevþehir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ile Ahiler Kalkýnma Ajansý tarafýndan düzenlenecek olan "Uluslararasý Enerji Ekonomisi ve Politikasý" konulu konferans ile ilgili protokol; Nevþehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Filiz Kýlýç, Ahiler Kalkýnma Ajansý Genel Sekreter Vekili Davut Yeþil ve Konferans Baþkaný Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Alper Aslan arasýnda imzalandý. Protokolün ardýndan "Uluslararasý Enerji Ekonomisi ve Politikasý" konulu konferans ile ilgili yapýlan açýklamada þu bilgilere yer verildi: "Tüm ekonomiler için enerji sektörü ekonomik faaliyet hacmi içerisinde çok önemli yer tutmaktadýr. Bilimsel anlamda çeþitli uluslararasý akademik dergilerde enerji, enerji ekonomisi, enerji politikalarý ile ilgili makaleler yer alsa da, farklý ülkelerden çeþitli disiplinlerden akademisyenler ve araþtýrmacýlarýn bir araya geldiði bilimsel konferans ve sempozyumlarýn sayýsý çok sýnýrlýdýr. Bu gerçekten hareketle, Nevþehir Üniversitesi olarak Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlýðý, Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüðü, Ahiler Kalkýnma Ajansý iþbirliði ile ülkemizde daha önce hiç düzenlenmemiþ "Uluslararasý Enerji Ekonomisi ve Politikasý" baþlýklý bir konferans tertip etmeyi planlamaktayýz. Böylece geniþ çapta katýlýmcýlara ulaþarak ülkemizin en önemli turizm zenginliklerinden olan "Kapadokya Bölgesi"nde enerji odaklý ekonomi politikalarý ve enerji sektörünün geliþimini akademik olarak tartýþmayý amaçlamaktayýz. Bu amaçla, Nevþehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Filiz Kýlýç, Ahiler kalkýnma Ajansý Genel Sekreter Vekili Davut Yeþil ve Konferans Baþkaný Sosyal Bilimler Enstitü Müdürü Doç. Dr. Alper Aslan arasýnda iþbirliði protokolü imzalanmýþtýr. Bu birliktelik ile uluslararasý alanda konusunda otorite isimlere ev sahipliði yapmayý planladýðýmýz Kapadokya Serisi: Uluslararasý Enerji Ekonomisi ve Politikasý Konferansý'nda çeþitli ülkeler ve ülke gruplarý ile yerel ve bölgesel bazda enerji ekonomisinin etkilerinin ortaya konulmasý, enerji sektörünün küresel bir pencereden ele alýnmasý ile bu paralelde enerji sektörünün ekonomik, siyasi ve sosyal etkileri konusunda politika çýkarýmlarý yapýlabilecektir. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanýmýz Sayýn Taner Yýldýz'ýn, Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Sayýn Yusuf Yazar'ýn da katýlacaðý konferansýmýza özel sektör yetkililerinin de geniþ katýlým göstermesi beklenmektedir. Avustralya'nýn en genç finans profesörü olan Paresh Kumar Narayan ile Yunanistan Piraeus Üniversitesi öðretim üyesi Profesör Nicholoas Apergis'in davetli konuþmacý olarak katýlacaðý konferansýmýza uluslararasý haber ajans temsilcilerinin de katýlmasý beklenmektedir. Bu baðlamda konferansýmýzýn özellikle ampirik olarak iktisadi etkileþim baðlamýnda desteklenmiþ çeþitli bilimsel çalýþmalarýn sunulduðu ve konuþulduðu aþaðýdaki ana baþlýklar üzerinde yoðunlaþmasý düþünülmektedir; - Enerji tüketimi, - Enerji modellemeleri, - Elektrik üretimi ve tüketimi, - Ekonomik büyüme-enerji, - Enerji politikasý, - Enerji planlamasý, - Enerji öngörüleri, - Enerji fiyatlamasý, - Yenilenebilir enerji, - Biokütle ve biyoenerji, - Enerji depolanmasý, - Çevresel etkiler, emisyonlar ve sürdürülebilirlik, - Enerji ve sera gazý azatlýmý, - Geliþmekte olan ülkelerde enerji sektörünün finansmaný, - Enerji-çevre etkileþimi, - Enerji sistemleri, - Enerji sektöründe tahmin, finansman, yatýrým, vergileme, geliþim, düzenleme, risk yönetimi, sigorta, portföy teorisi, mali rejimler, muhasebe ve çevre. Bu denli geniþ çapta yapýlan uluslararasý bir organizasyonun ülkemizin ve Kapadokya'nýn adý ile birlikte anýlacak olmasý da bu konferansýn düzenlenmesinde bizlere en büyük teþviki saðlamaktadýr. Organizasyon sonrasýnda konferansta sunulan ve hakem sürecinden geçirilen çalýþmalar "International Journal of Energy Economics and Policy" ve "Nevþehir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi"nde yayýnlanacaktýr." Sulucakarahöyük/GÖREME Hasan KANKAL Göreme'de çiftçilere yönelik sonbahar ilaçlamalarý ve TARSÝM konusunda bilgilendirme toplantýsý düzenlendi. Nevþehir Gýda Tarým ve Hayvancýlýk Ýl Müdürlüðünde görevli ziraat mühendisleri Göreme'de tarýmla uðraþan vatandaþlara bilgilendirme toplantýsý düzenledi. Gýda Tarým ve Hayvancýlýk Müdürlüðü mühendisi Ayþe Koca ve tekniker Ramazan Özdemir tarafýndan çiftçilere sonbahar aylarýnda yapýlan ilaçlamalar ve TARSÝM konularýnda bilgiler verildi. Tarým alanýnda geliþimin önemli olduðunu vurgulayan mühendis Ayþe Koca, tarýmýn kalitesinin artýrýlmasý için bu Sulucakarahöyük/KAPADOKYA Cuma Onur ÞAHÝN Peribacalarý ile ünlü Nevþehir Kapadokya bölgesi, sonbaharda eþsiz bir güzelliðe büründü. Güneþin yaz boyunca kavurucu sýcaðýna dayanamayan meyve aðaçlarýnýn altýn sarýsýna dönüþmeye baþladýðý Kapadokya bölgesi, sonbaharýn güzelliklerini tüm ihtiþamý ile ziyaretçilerine sergiliyor. Her mevsim farklý güzellikleri ile tür toplantýlarý düzenlediklerini belirttiler. Toplantýda çiftçilerin sorularýna da cevaplar verildi. Göreme Belediye kahvehanesinde düzenlenen toplantýya Gýda Tarým ve Hayvancýlýk Müdürlüðü yetkilileri ile birlikte çok sayýda vatandaþ katýldý. Nevþehir Gýda Tarým ve Hayvancýlýk Ýl Müdürlüðünde görevli ziraat mühendisleri Göreme'de tarýmla uðraþan vatandaþlara bilgilendirme toplantýsý düzenledi. Gýda Tarým ve Hayvancýlýk Müdürlüðü mühendisi Ayþe Koca ve tekniker Ramazan Özdemir tarafýndan çiftçilere sonbahar aylarýnda yapýlan ilaçlamalar ve TARSÝM konularýnda bilgiler verildi. Tarým alanýnda geliþimin önemli olduðunu vurgulayan mühendis Ayþe Koca, tarýmýn kalitesinin artýrýlmasý için bu tür toplantýlarý düzenlediklerini belirttiler. Toplantýda çiftçilerin sorularýna da cevaplar verildi. Göreme Belediye kahvehanesinde düzenlenen toplantýya Gýda Tarým ve Hayvancýlýk Müdürlüðü yetkilileri ile birlikte çok sayýda vatandaþ katýldý. ziyaretçilerini aðýrlayan Kapadokya, sonbaharda yine binlerce yerli ve yabancý turisti kendine çekmeyi baþarýyor. Kapadokya bölgesinde özellikle vadi içlerinde yapraklarý sarý ve kýzýla dönüþen meyve aðaçlarý, peribacalarý arasýnda masalsý bir görüntü sunuyor. Özellikle fotoðraf meraklýlarýnýn çekim için en ideal mevsim olarak deðerlendirdikleri sonbaharda peribacalarý altýn sarýsý yaprak görünümleri ile hayranlýk uyandýrýyor.

7 Akþamlarý Televizyon kanallarýný sýrayla tarar haberleri izledikten sonra hangi kanalda tartýþma programý var onu izlesem deseniz bir iki kanalýn dýþýnda dizi filmleri dýþýnda bir þey bulamýyorsunuz. Bu kanallar susuyor mu, susturuluyor mu? Bilemiyorum ama bildiðim bir þey var oda sözde ulusal kanallarýn büyük bir kýsmý Ýktidarý övmek, reklamlar ve dizi filmler sergilemekten baþka bir iþe yaramaz oldular. Uzun zamandýr bir kanalda oynayan Muhteþem Yüzyýl dizisini son günlerde mümkün olduðu kadar kaçýrmadan izlemeye çalýþýyorum. Bunun nedeni ise bize anlatýlan Osmanlý ile dizideki Osmanlý arasýndaki farký görmeye çalýþýyorum. Uzun süredir izlediðim kadarý ile Sarayda Padiþah ve avanesinin halkýn sorunlarý ile ne kadar yakýndan ilgilendikleri. Diziye bakýnca Sarayýn halkla uzaktan yakýndan bir ilgisi alakasý yok. Varsa yoksa her þey Harem, Entrika. Dizide, oldukça açýk bir þekilde görülüyor ki güç kimde ise o elindeki gücü acýmasýzca kullanýyor ve kendisinin ayakta kalabilmesi için baþkalarýnýn ortadan kaldýrýlmasý da mübah. Haremde baþlayýp haremde biten Osmanlý hanedanlýðýnýn en acýmasýz, en gaddar kadýsý Ebu Suud (efendi)birkaç bölümdür sahnede. Görünüþte son derece adil, halkýn haklarýný koruyan bir Ebu Suud. Ama iþin aslý hiç de öyle deðil. Alevilerin katli vaciptir diye fetva yayýnlayan, bu yüzden de Kýzýlýrmak boylarýnda kýrk bin alevinin baþýný kestiren birisi dizide dünyanýn en adil adamý olarak gösteriliyor. Gerçi Baþbakan Tayyip Erdoðan Çorum da yaptýðý bir konuþmada Ebu Suud efendiyi göklere çýkartmadýðý kalmýþtý. Ýnsanlar tarihin derinliklerinde nelerin olduðunu pek bilmezler, derinlemesine bir inceleme yapma gereði de duymazlar. Geçmiþini bilmeyen geleceðine yön vermekte zorlanýr hatta hata bile yapabilir. Dönemin Ebu Suud efendisi,müftü Hamza ve buna benzer sözde din adamlarý yazdýklarý fetvalarla nice baþlarýn alýnmasýna sebep olmuþlardýr ama kendi sonlarý verdikleri kararlardan daha kötü olmuþtur. Geçmiþte bir söz çok kullanýlýrdý. Zulm ilen abad olan ahiri berbat olur. Zulüm üzerine kurulan düzenler tez yýkýlmaktadýr. Tarihe dönüp baktýðýnýzda baþkasýný deðil kendi içlerinde birbirlerini yiyen topluluklar aradan bin yýllar da geçse yaþanan o vahim olaylarý hiç unutmazlar. Bunlara verilecek olaylara bakacak olursak. Kerbela vakasýndan tutunda Baba Ýlyas, Baba Ýshak, Þahkulu, Baba Zünnun, Kalender Çelebi, Celali Ayaklanmalar, Malya, Amasya ve daha nice olaylarýn yaný sýra yakýn tarihte Çorum, Amasya, Malatya, Maraþ, Sivas, Gazi olaylarýnda yaþananlar tarihe bir kara leke olarak düþmüþtür. Umarým dizinin önümüzdeki bölümlerinde doðrular gösterilir ve kadý Ebu Suud efendinin mal varlýðýna hangi entrikalarla sahip olduðunu izleriz. Bu dizide Tuncel Kurtiz de isabetli olmuþ. Tarihi bilen birisinin dizide ne kadar canlý oynadýðý da ortaya çýkmýþ oluyor. Osmanlý Hanedanlýðý dizideki gibi ise, bunu günümüze taþýyacak olsak. Kimlerin ne kadar süre içerisinde hangi varlýklara hangi yollarda sahip olduklarýný görebilsek. Kimlerin astýðý astýk kestiði kestik. Alýnan kararlar tartýþarak mý yoksa birilerinin istediði doðrultuda mý alýndýðýný. Bir kiþinin cihana hükmetmesi anlayýþýnýn ne kadar düzenli bir þekilde iþletildiðini ama sonunun ne olacaðýný görebilsek. Film de Osmanlý düzeni açýk bir örnek mi acaba? Sulucakarahöyük/ANKARA Yýlmaz KIZILIRMAK 10-Kasým-2012 Ey ölüm nereden ve nasýl gelirse gelsin diyenlere övgüyle yüreðini açan, ama kendi içinde boðan kendi sesini, gücünü baþkasýnýn gücüne katmayan sana sesleniyorum, bak avuçlarýna Öyle bir yol ayrýmýndasýn ki artýk, mümkün deðil tek baþýna savunman hiçbir þeyi, ya kalmana boyun eðeceksin ayaklar altýnda, ya alacaksýn direnenlerin yanýnda yerini, sahip çýkmak için yaþamýn aydýnlýðýna (Þair Kemal ÖZER, Bir yol ayýrýmýndasýn) Saflar öyle belirginleþmeye baþladý ki týpký þair Kemal ÖZER in þiirinde ifade ettiði gibi Bir yanda yaþamý ve öte yanda ölümü savunanlar. Bir yanda yeryüzünün en kutsal varlýðý insaný yaþatmak için gecesini gündüzüne katan, uykularý kaçan, duyacaklarý acý bir haber karþýsýnda þimdiden dünyalarý kararanlar, öte yanda kustuklarý kin, saçtýklarý nefret tohumlarýyla kan ve gözyaþýndan beslenenler Þair Kemal ÖZER tam da bugünler için söylemiþ söyleyeceklerini, ne üçüncü bir seçenek ne de ortasý var. Saflar belirlenmiþ; ya insan yaþamýný savunanlarýn ya da ölümü isteyenlerin yanýnda olacaksýn.! Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri, açlýk grevcileriyle dayanýþmasýný sürdürüyor Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri bir kez daha çýktý meydanlara bugün; yine duymayanlara, görmeyenlere, bizi aþýyor diyenlere inat, gözümüzün önünde erim erim eriyenlerin talep ve sorunlarýný haykýrdý meydanlarda. 12 Eylülden bu yana açlýk grevini sürdüren Kürt siyasi tutuklularýn insani ve demokratik talepleri bir kez daha Kýzýlay Meydaný nda benim taleplerim diye haykýrýldý. Ýçeride süren açlýk grevinin 59. gününde, demokrasi güçleri yine yürüdü Daha önceki günlerde olduðu gibi yine saat: 18:30 da Ýnsan Haklarý Anýtý önünde buluþuldu. ÖLÜM DEÐÝL ÇÖZÜM, 59. GÜN pankartý arkasýnda oluþturulan kortejle Sakarya Meydaný na yürüyüþ yapýldý. Her zaman ki sloganlar haykýrýldý eylem sýrasýnda; ZÝNDANLAR YIKILSIN TUTSAKLARA ÖZGÜRLÜK DEVRÝMCÝ TUTSAKLAR ONURUMUZDUR TECRÝT ÖLÜMDÜR TECRÝTE SON. Eylemin konuþmasýný bu kez ÇHD Ankara Þube Baþkaný Murat YILMAZ yaptý Sakarya Meydaný na gelindiðinde bu kez açýklamayý Çaðdaþ Hukukçular Derneði (ÇHD) Ankara Þube Baþkaný Murat YILMAZ yaptý. 700 kiþi ile baþlayan açlýk grevindekilerin sayýsý, süresizdönüþümsüz 10 binlere ulaþtý 12 Eylül 2012 tarihinde yaklaþýk 700 kiþiyle baþlayan Kürt siyasi tutuklularýn açlýk grevinin 59. gününde kritik evrenin çoktan aþtýðýný hatýrlatarak konuþmasýna baþlayan YILMAZ, 5 Kasým 2012 tarihi itibariyle süresiz ve dönüþümsüz açlýk grevi yapanlarýn sayýsýnýn 10 binlere ulaþtýðýný bildirdi. Kürt siyasi tutuklularýnýn talepleri net ve tartýþýlmayacak kadar insani ve demokratik Bedenlerini ölüme yatýran Kürt siyasi tutuklularýn, Abdullah ÖCALAN üzerinde uygulanan tecridin son bulmasýný istediklerini belirten YILMAZ, anadil üzerindeki tüm engellerin kaldýrýlmasýnýn da Kürt siyasi tutsaklarýn talepleri olduðunu hatýrlattý. YILMAZ, geçmiþ yýllarda çok farklý taleplerle yapýlan açlýk grevleri ve ölüm oruçlarýnda yüzlerce tutuklu yaþamýný yitirdi ve sakat kaldý Hapishanelerin her dönem þiddetin sürekli uygulandýðý, yoðun insan haklarý ihlallerinin yaþandýðý yerler olduðuna iþaret eden YILMAZ, geçmiþ yýllarda çok farklý taleplerle yapýlan açlýk grevleri ve ölüm oruçlarý nedeniyle yüzlerce siyasi tutuklunun yaþamýný yitirdiðini ve yüzlercesinin de sakat kaldýðýný bildirdi. YILMAZ, yetkililer sorunu çözmek yerine karalamalar ve müdahale tehditleriyle zaman kaybediyorlar Ülkedeki demokratik kitle örgütlerinin ve muhaliflerin tüm uyarýlarý ve açýk çaðrýlarýna raðmen siyasal iktidarýn sorunu çözmek yerine karalama, müdahale tehdidi, yok sayma ve geçiþtirme tavrýný sürdürdüðünü kaydeden YILMAZ, bu yaklaþýmdan dolayý birçok tutuklunun yaþamýnýn tehdit altýnda olduðunu kaydetti. YILMAZ, baþbakan hukuku hiçe sayýyor Dile getirilen taleplerin tamamýnýn kýsa bir süre içerisinde karþýlanabilir talepler olmasýna raðmen siyasal iktidarýn sorunu çözmek yerine en yetkili aðýzlardan müdahale tehdidinde bulunduðuna dikkat çeken YILMAZ, baþbakan ERDOÐAN ýn hukuku hiçe sayarak siyasi tutuklu Abdullah ÖCALAN ýn avukatlarý ile görüþtürülmesinin söz konusu olamayacaðýný söylemesinin kabul edilmezliðine dikkat çekti. Baþbakanýn söyleminin açýkça hukuka aykýrý olduðunu dile getiren YILMAZ, bunun ayrýca sorunun çözümünü de zorlaþtýrdýðýný söyledi. YILMAZ, devletin yýllardýr Kürt halkýna dönük uygulamalarý bugün AKP ile daha katmerli bir þekilde sürüyor YILMAZ, devletin yýllardýr Kürt halkýna dönük uyguladýðý baský ve imha politikalarýnýn bugün AKP iktidarý eliyle daha da katmerleþtirildiðini, Kürt halkýnýn haklý taleplerinin sürekli yok sayýldýðýný ve mevcut baskýlarýn artarak sürdürüldüðünü belirtti. YILMAZ, KCK operasyonlarý kapsamýnda 3 bine yakýn insanýn hapishanelerde tutulmasý dahi bu çerçevede hukuksuzluðun ve baskýnýn niteliðini ortaya koyduðunu ifade etti. YILMAZ, süreçle birlikte endiþeler artýyor, ölümlerin durdurulmasý ve acýlarýn dindirilmesi için herkes hala biþeyler yapabilir Açlýk grevlerinde gelinen süreçte endiþe ve kaygýlarýnýn büyük oranda arttýðýný bildiren YILMAZ, her þeye raðmen ölümlerin durdurulmasý ve acýlarýn dindirilmesi için herkesin mutlaka yapacaðý bir þeyler olduðuna inandýklarýný kaydetti. YILMAZ, olasý ölümleri makul ve mazur gösterecek hiçbir gerekçe olamaz Cezaevlerinde gerçekleþecek ölümleri makul ve mazur gösterecek hiçbir gerekçenin olamayacaðýný belirten YILMAZ, böylesi bir sonucun tüm sorumluluðunun Adalet Bakanlýðý baþta olmak üzere siyasi iktidarýn, soruna duyarsýz kalan tüm muhalefet partileriyle TBMM nin olacaðýný söyledi. YILMAZ, sorunun ana kaynaðý tecrit ve kamusal alanda Anadilin engellenmesidir Siyasal iktidar yalan ve tehditlere son vererek sorunu çözmelidir diyen YILMAZ, sorunun ana nedeninin bugün açlýk grevi direniþine kaynaklýk eden tecrit baþta olmak üzere siyasi tutuklularýn tüm taleplerinin derhal karþýlanmasý olduðunu, bu konuda herkese tarihsel ve siyasal sorumluluðunu bir kez daha hatýrlattý ve; SÝYASÝ TUTSAKLAR YALNIZ DEÐÝLDÝ SÝYASÝ TUTSAKLAR ONURUMUZDUR SÝYASÝ TUTSAKLARIN KATLEDÝLMESÝNE ÝZÝN VERMEYECEÐÝZ diyerek konuþmasýný bitirdi. Daha önce 10 Kasým da yapýlacaðý duyurulan Kolej den Kýzýlay a yürüyüþ, 11 Kasým Pazar gününe alýndý, yürüyüþü destekleyenler arasýnda DÝSK, KESK, TTB ve TMMOB var YILMAZ ýn konuþmasýndan sonra daha önce 10 Kasým Cumartesi günü yapýlacaðý duyurulan Kolejden Kýzýlay a yürüyüþün 11 Kasým Pazar gününe alýndýðý, KESK, DÝSK, TMMOB, TTB nin desteklediði bu eylem için; Ankara da 11 Kasým Pazar günü, saat da Kolej Meydaný nda toplanýlarak Ziya Gökalp Caddesine yürüneceði ve burada kitlesel basýn açýklamasý yapýlacaðý belirtildi. BDP, Hayatlarý karatmayýn, ölümlere hayýr diyenlere seslendi, 11 Kasým Pazar günü, akþam saat: 19:00 dan itibaren ýþýklarý söndürün, pencere önlerine mum yakýp býrakýn Barýþ ve Demokrasi Partisi nin (BDP) yayýnladýðý bir genelge ile 11 Kasým Pazar günü Hayatlarý karartmayýn, ölümlere hayýr þiarý çerçevesinde tüm parti üye ve dostlarýnýn akþam saat dan itibaren bütün evlerin ve iþyerlerinin gece boyunca ýþýklarýnýn kapatýlmasýný ve dýþarýdan görünür bir þekilde pencere önlerine mum yakýlmasýný istediði öðrenildi. Halklarýn Demokratik Partisi nin (HDP) ilan edileceði Halklarýn Demokratik Kongresi (HDK) Kasým da, Ankara da Kocatepe Kültür Merkezi nde Ankara da Kasým 2012 tarihlerinde, Kocatepe Kültür Merkezi nde gerçekleþecek olan Halklarýn Demokratik Kongresi nin (HDK) önemli gündemlerinden birisinin açlýk grevlerinin olacaðý, saat: 10:30 da bir konuþma yapmasý beklenilen BDP Eþ Genel Baþkaný Selahattin DEMÝRTAÞ ýn bu konuda önemli mesajlar vereceði de tahmin ediliyor. HDK, Kasým tarihlerinde gerçekleþtireceði 2. kongresinde ilan edeceði Halklarýn Demokratik Partisi (HDP) adýyla yoluna yürüyeceði kaydediliyor. 9 Kasým 2012

8 Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ TMMOB, Van depreminin 1. yýldönümünde tüm sorumlularýn ve yetkililerin dikkatini bir kez daha deprem gerçeðine çekmek için Van daydý. Ýnþaat Mühendisleri Odasý nýn yürütücülüðünde 8-9 Kasým 2012 tarihlerinde gerçekleþtirilen etkinliklerle kamuoyu depreme duyarlý olmaya çaðrýldý. TMMOB Van Ýl Koordinasyon Kurulu tarafýndan 8 Kasým Perþembe günü Van Sanat Sokaðý nda düzenlenen kitlesel katýlýmlý basýn açýklamasýyla baþlayan depreme duyarlýlýk etkinliði ayný gün düzenlenen Van Depremi ve Sonrasý" konulu panelle devam etti. Etkinliklerin ikinci günü ise depreme duyarlýlýk yürüyüþü ve anýt heykel açýlýþý gerçekleþtirildi. Van Depremlerinin Birinci Yýldönümünde TMMOB Dün Olduðu Gibi Bugün de Van da Van ÝKK tarafýndan 8 Kasým 2012 tarihinde yapýlan "Van Depremlerinin Birinci Yýldönümünde TMMOB Dün Olduðu Gibi Bugün de Van da" baþlýklý basýn açýklamasýna çok sayýda TMMOB üyesi katýldý. TMMOB Van ÝKK Sekreteri Þemsettin Bakýr tarafýndan okunan açýklamada, Van ýn birinci derece deprem kuþaðýnda yer almasýna karþýlýk yetkililerin önlem almadýðýna dikkat çekildi; merkezi idare ve yerel yönetimler, TMMOB nin uyarýlarýný dikkate almaya çaðrýldý. "Van Depremi ve Sonrasý" paneli Basýn açýklamasýnýn ardýndan Van Ticaret ve Sanayi Odasý (VATSO) toplantý salonunda "Van Depremi ve Sonrasý" konulu bir panel düzenlendi. Panele konuþmacý olarak katýlan TMMOB Þehir Plancýlarý Odasý 2. Baþkaný Ümit Özcan "Van ýn yeniden planlanmasý", TMMOB Van Ýl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Þemsettin Bakýr "Hasar tespitleri, geçici ve kalýcý konutlar", Yapý Denetim Kuruluþlarý Birliði Baþkaný Hüseyin Kaya "Van da yapý denetimi", Van Ticaret ve Sanayi Odasý Eski Genel Sekreteri Necdet Takva "Depremin Van ýn ekonomik yapýsýna etkisi", Van Kadýn Derneði Üyesi Aylin Çelik "Depremin sosyolojik etkileri", Van Haber Gazetesi Genel Yayýn Yönetmeni Naif Yaþar "Medyada Van depremi" konularýnda bilgi verdi. Depreme Duyarlýlýk Yürüyüþü Etkinliklerin ikinci günü olan 9 Kasým da ise saat da Kültür Kavþaðý nda toplanýlarak Milli Egemenlik Cad. - Hastane Cad. - Beþyol Kavþaðý - Akköprü güzergâhýnda yüzlerce mühendis, mimar, þehir plancýsý ve Vanlýlarýn katýlýmýyla "depreme duyarlýlýk yürüyüþü" ve anýt heykel açýlýþý gerçekleþtirildi. Burada Ýnþaat Mühendisleri Odasý Yönetim Kurulu Baþkaný Taner Yüzgeç, TMMOB Yönetim Kurulu Baþkaný Mehmet Soðancý ve Van Belediyesi Baþkanvekili Sabri Abi birer konuþma yaptýlar. BASIN AÇIKLAMASI VAN DEPREMLERÝNÝN BÝRÝNCÝ YILDÖNÜMÜNDE TMMOB DÜN OLDUÐU GÝBÝ BUGÜN DE VAN DA Geçtiðimiz yýl 23 Ekim 2011 de 604 insanýmýzýn hayatýna mal olan bir deprem yaþadýk. Henüz Ýlk depremin yaralarý sarýlmadan 9 Kasým da gerçekleþen ikinci bir deprem ile bu sefer 34 insanýmýzý kaybettik. Depremlerde hayatýný kaybedenleri saygýyla anýyor, bu ülkenin mimar, mühendis ve þehir plancýlarýnýn örgütü TMMOB olarak yakýnlarýný kaybedenlerin acýlarýný paylaþýyoruz. Bugün burada bizlerle olan üst birliðimiz TMMOB, ilk depremden üç gün sonra kalabalýk bir heyet ile bölgemize ilk ziyaretini gerçekleþtirdi. Ayný günlerde ülke genelindeki örgütlülüðümüz bölge halkýyla dayanýþmak için insani yardým seferberliði baþlattý. Üst Birliðimizin katkýlarýyla Van Belediyesi nin tahsis ettiði arsa üzerinde deprem nedeniyle hizmet binasý sýkýntýsý yaþayan TMMOB birimlerinin kullanacaðý TMMOB Hizmet Binasý nýn yapýmý Mayýs ayýnda tamamlanarak hizmete girdi. Depremin yaþandýðý ilk günden beri Van da, Van halkýyla birlikte olan, tüm mesleki birikimini seferber eden üst birliðimiz TMMOB, ilk depremin yýldönümünde de burada bizlerle olmak için programýný hazýrladý. 23 Ekim 2012 de "Depreme Duyarlýlýk Yürüyüþünü" de içeren bir dizi etkinlik planlandý. Ancak Valilik söz konusu tarih bayrama denk geldiði için olasý bir "yoðunluk" nedeniyle etkinliðe izin vermedi. TMMOB, ilk depremin ardýndan Van Valiliðine baþvurarak, ön hasar tespit çalýþmalarýnýn hýzlý ve güvenli bir þekilde gerçekleþtirilmesi için mühendis ve mimarlarýn gönüllü olarak görev alabileceðini iletmiþ ancak olumlu yanýt alamamýþtý. En yetkili aðýzlarýn hiçbir bilimsel veriye dayanmaksýzýn "oturulabilir" ilan ettiði yapýlar, ne yazýk ki, 9 Kasým daki ikinci depremde yýkýlmýþ ve maalesef yeni can kayýplarý yaþanmýþtý. Birliðimize baðlý Ýnþaat Mühendisleri Odamýzýn ve Mimarlar Odamýzýn yoðun çabalarý ancak ikinci depremin ardýndan sonuç verebildi. Örgütümüzün gönüllü mühendis ve mimarlarý Valilik ve Belediye ile imzalanan protokol doðrultusunda deprem bölgesindeki hasar tespit çalýþmalarýnda üç hafta boyunca bilfiil görev aldý. Bilinmelidir ki, afet gibi insanlýðý bir araya getiren siyaset üstü bir durumda dahi TMMOB ve baðlý Odalarýn birikimlerini elinin tersiyle iten, bilim insanlarýný uyarýlarýna kulak asmayan yaklaþým, Van depremlerinin öncesinde ve sonrasýnda yaþananlarda da ciddi rol oynadý; týpký 99 Marmara depremleri gibi... Bilim insanlarýnýn, Van Gölü nün kuzeydoðusundaki Çaldýran Fayý 1976 da 7.3 büyüklüðünde bir deprem üreterek kýrýlmasýnýn ardýndan geçen 35 yýllýk sürenin önemli bir enerji birikimine neden olduðu ve fay hattýnda her an yeni bir kýrýlmanýn gerçekleþebileceði noktasýndaki uyarýlar bile duymazlýktan gelindi. Van ilimizde etkili bir deprem bekleniyor ve yetkililerin önlem almasý isteniyordu. Ancak Van ne 2001 yýlýnda 19 pilot ilde uygulanmaya baþlanan yapý denetim sistemine dâhil edildi, ne de yapý denetim sistemi kamu binalarýný kapsayacak þekilde geniþletilebildi. Ne proje ve uygulama denetlenebildi ne de yapý malzemelerinin 1998 deprem yönetmeliðindeki standartlara uygun olup olmadýðý kontrol edilebildi. Bu nedenle; deprem sonrasý ne Erciþ Devlet hastanesi ne Van Devlet hastanesi ayakta kalýp yaralýlara hizmet verebildi ne de Yurt Kur a baðlý yurtlar depremde evleri hasar görmüþ vatandaþlarýmýza ev sahipliði yapabildi. Oysa 99 depremlerinin ardýndan "Deprem Konseyi", "Deprem Þurasý", "Bütünleþik Kentsel Geliþme Stratejisi ve Eylem Planý" gibi son derece önemli bilimsel çalýþmalar gerçekleþtirilmiþti. Ancak bilimsel saptamalarýn yapýldýðý ve çözüm önerilerinin geliþtirildiði bu çalýþmalardan faydalanmasý ve politika üretmesi beklenen siyasi iktidar, Türkiye nin deprem gerçeðini popülist söylemler ve þovlarla suiistimal etmeyi tercih etti. 99 depremlerinin 12. Yýldönümü olan 17 Aðustos 2011 tarihinde duyurulan "Ulusal Deprem ve Strateji Eylem Planý" da, Van depremlerinin ardýndan rafa kaldýrýlarak, kamuoyunda "kentsel dönüþüm yasasý" olarak bilinen yasanýn Meclisten geçmesiyle birlikte ülkemiz genelinde bir "kentsel dönüþüm furyasý" baþlatýldý. Bilindiði gibi "Afet Riskli Altýndaki Alanlarýn Dönüþtürülmesi" hakkýndaki kanun Mayýs ayýnda Meclis genel kurulundan geçti ve 5 Ekim 2012 tarihinde ise yýkýmlar baþladý. 5 Ekim de "33 ilde ayný anda 150 kamu binasý" sloganýyla gerçekleþtirilen yýkýmlar, Yasanýn bütünleþik bir plana dayanmadýðýný, mevcut yapý stokuna yönelik bir çalýþma olmaksýzýn hazýrlanýp uygulamaya konulduðunu açýkça göstermekteydi. Yýkýmlarýn neye göre gerçekleþtirildiðine dair açýk olan tek nokta, Çevre ve Þehircilik Bakanlýðý nýn Haziran ayýnda Riskli alan ve riskli yapýlarýn tespit çalýþmalarýnýn baþlatýlmasý için 81 il Valiliði ve Belediyelere bir genelge göndererek talimat verdiðiydi. Valilik ya da belediyeler nasýl bir çalýþma yapmýþtýr? Yýkýmlar hangi plana dayanýlarak, hangi veriler ýþýðýnda ve hangi önceliðe göre gerçekleþtirilmiþtir? Van ilimiz özelinde ise yýkýmý büyük bir þovla gerçekleþtirilen Ýskele Caddesi üzerinde bulunan Ýller Bankasý Van Bölge Müdürlüðü hizmet binasý zaten Van depremlerinde hasar görmüþ bir bina deðil midir? Deprem nedeniyle ciddi acýlar yaþamýþ bir kentte hasar görmüþ binalarýn yýkýlmasý ile övünülmesini ve bunun kentsel dönüþüm þovuna alet edilmesini anlamak ne kadar mümkündür? "Kentsel dönüþüm yasasý" ve "yönetmeliði" ile tüm denetimlerden muaf tutulan TOKÝ nin mevcut yetkilerine yenileri eklendi. Afet Riski Altýndaki Alanlar Hakkýndaki Kanun ile birlikte TOKÝ, riskli alanlarýn ve rezerv yapý alanlarýnýn belirlenmesi, riskli yapýlarýn tespiti, devri, cins deðiþikliði, tevhit ve ifrazý, kamulaþtýrma iþlemleri konularýnda yetkili kýlýndý. Yönetmelikte ise rezerv alanlarýnýn belirleniminde TOKÝ ve idarenin talepleri doðrultusunda hareket edileceði açýkça ifade edildi. Van ilimiz özelinde TOKÝ nin depremlerin hemen ardýndan inþaatlara baþlamýþ ve akýl almaz bir hýzla inþaatlarý tamamlamýþ olmasýyla övünülmektedir. Oysa Van ýn jeolojik etütleri geçtiðimiz Temmuz ayýnda tamamlanmýþtýr. Elbette Van halkýnýn yaþamýnýn bir an önce normale dönmesini saðlamak gerekmektedir. Ancak bu hýz Van halkýna güvenilir konutlar üretmenin önüne geçiyorsa, siyasi kaygýlarla sadece günü kurtarmak amacýyla hareket edildiði þüphesi doðrulanmaktadýr. Bu anlamda fay hattý üzerine inþa edildiði söylenen yapýlara dair spekülasyonlar bir yana, TOKÝ nin anahtar teslimi yaptýðý birçok yerde su ve kanalizasyon gibi ciddi altyapý sorunlarý yaþandýðý bilinmektedir. Gerek Van özelinde gerekse ülke genelinde TOKÝ hangi etüt ve planlar rehberliðinde proje üretmektedir? Ayný TOKÝ rezerv yapý alanlarýný hangi kriterlere göre belirleyecektir? Van depremlerinin öncesinde ve sonrasýnda sýnýfta kalmýþ olan bir siyasi iktidarýn mevcut yetersizliðini örtmek için ortaya attýðý "kentsel dönüþüm yasasý" ile açýkça yepyeni bir maceraya sürüklenmekteyiz. Hak sahipliðinden yerel yönetimlere, kent yoksullarýndan mühendislik mesleðine kadar geniþ bir yelpazeyi etkileyecek olan bu kentsel dönüþüm sürecinin sosyolojik açýdan da deðerlendirilmesi gerekmektedir ki, dünyadaki diðer örneklerden hareketle, "Kentsel Dönüþüm Projelerinin" öz itibariyle yoksullarý kent merkezlerinin dýþýna çýkartmayý ve bu merkezlerin sermayeye açýlmasýnýn hedeflendiði bilinmektedir. Üst birliðimiz TMMOB, insan hayatýnýn en yüce deðer olduðunun bilinciyle ve bilimin bu deðere hizmet etmesi gerektiðine duyduðu inançla, sadece büyük þovlarla kamuoyuna sunulan uygulamalarýn sadece maskesini düþürmek için deðil, ayný zamanda yaþanan sorunlara bilimin önderliðinde çözümler üretilmesini saðlamak için de bugün buradadýr. Marmara depremlerini unutmamak ve gereken önlemlerin alýnmasýný saðlamak için týpký 2008 de, 2009 da, 2010 da ve 2011 de 99 depremlerinin yýktýðý Marmara bölgesinde olduðu gibi bu yýl da Van da, Van depremlerinin birinci yýldönümünde "Depreme Duyarlýlýk Yürüyüþü"nü gerçekleþtireceðiz. Tüm kamuoyunu etkinliðimize davet ediyor yeni yýkýmlarýn ve acýlarýn yaþanmamasý için mücadele etmekte kararlý olduðumuzu bir kez daha ifade ediyoruz. Van genelinde aðýr hasarlý yapý sayýsý 28532, Bugüne kadar yýkýlan konut sayýsý civarýnda büyük bir kýsmýný vatandaþ kendi imkanlarý ile yýktý, halen Van merkezde tane aðýr hasarlý konut var. Yaklaþýk civarýnda TOKÝ konutlarý yapýlmýþtýr, bu konutlarýn adedinin kurallarý çekildi ancak hiçbir konut oturulacak durumda deðildirler, halkta tepki çekmemek için kurallar çekildi ancak anahtarlarý teslim edilmedi, yaptýðýmýz incelemelerde bazý konutlarýn iç kýsýmlarý daha bitmemiþ, ayrýca alt yapýlarý tamamlanmamýþ konutlar vardýr, özelikle Kalecik ve Edremit konutlarýnýn su sorunu halen çözülmemiþtir. TOKÝ aslýnda sosyal proje kapsamýnda bedelsiz verilmesi gereken konutlarýn TL ye satmaktadýr. Çevre ve Þehircilik Bakanlýðýnýn 2012 yapý yaklaþýk birim maliyetleri III. Sýnýf B grubu m2 maliyeti 560 TL dir, ancak TOKÝ nin yaptýðý konutlarda m2 maliyeti 1050 TL dir Vatandaþýn evi yýlmýþ diye sözde m2 baþýna 300 TL yi indirerek m2 baþýna 750 TL ye vatandaþa satmaktadýr. Yani TOKÝ deprem konutlarýný % civarýnda karla vatandaþa satmaktadýr. Ýnsanlarda evsiz kaldýklarýndan dolayý mecburiyetten satýn almak zorunda kalmýþlardýr.