büyük deðiþiklikler yaratmýþtýr. Halk burjuva partilerinin

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "büyük deðiþiklikler yaratmýþtýr. Halk burjuva partilerinin"

Transkript

1 OCAK 1999 SAYI: 12 DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ KENDÝMÝZLE OLAN SAVAÞI AÞI KAZANMALI VE ÖRGÜTLENMELÝYÝZ DURSUN KARATAÞ... Beynimizde, hücrelerimizde burjuvaziye, düzene ait ne varsa söküp atmalýyýz. Beyni devrimle dolu, devrimle yatýp devrimle kalkan insanlarýn önünde hiç bir engel olamaz. Bugün yaþananlar, yaþadýklarýmýz 12 Eylül ortamýný aratýr duruma gelmiþtir. Öyle ki cunta dönemi hatýrlandýðýnda, bugünkü koþullarda yaþanan baskýlarla kýyaslandýðýnda o zaman yaþananlarýn çok daha az olduðu söylenebilir. Elbette her uygulama kendi tarihi ve siyasal koþullarý içinde ele alýnýr. Ama bugün gelinen aþamayý göstermek açýsýndan bu kýyasý yapmak mümkündür. 12 Eylül Cuntasý ile gündeme getirilen baský yönetimi katmerleþerek sürmüþ, sýnýf mücadelesinin geliþmesi ile orantýlý olarak bugünkü noktaya gelmiþtir. Ýktidarýn hiç bir yasa ve kurala uymadýðý, devletin bütünüyle devrimci mücadeleye göre þekillendiði, Susurluk olayýyla birlikte hemen bütün halk kesimlerinin gözünde açýk bir hale geldi. Baský, terör, her türlü karanlýk iþ ve yoðun sömürü ortamý halk kitlelerinin düþüncelerinde büyük deðiþiklikler yaratmýþtýr. Halk burjuva partilerinin ve devletin niteliðini görmesine karþýn, bunun nasýl deðiþebileceðinin bilincinde deðildir. Devlet, sistem olarak çöktüðünün, kendini yenilemek için yeni bir þey üretemediðinin farkýndadýr. Çözüm için getirilen 28 Þubat kararlarý da çözüm olmamýþ, tersine baský, yoksulluk, yolsuzluk artan oranda sürmüþ; bütün partilerin, devlet kurumlarýnýn birbirleriyle olan savaþý daha da yükselmiþ ve devlet halk nezdinde inandýrýcýlýðýný yitirmiþtir. 28 Þubat, düzeni ve düzen partilerini disipline ederek baský ve zor ile sonuç alma operasyonuydu. Bu operasyon henüz bitmemesine raðmen, daha büyük bir planýn bir parçasý deðilse þu anda tamamen baþarýsýz, çeliþkileri çok daha derinleþtirici bir pratik sergilemiþtir. Öyle bir hale gelmiþtir ki; burjuva partileri hemen hiç bir konuda uzlaþma saðlayamamakta ve her fýrsatta çýkar kavgalarýný en üst boyutta sürdürmektedirler. Bir hükümet bile kurmaktan aciz hale gelmiþlerdir. Devletin baský ve terörle halkýn mücadelesini ortadan kaldýrma ve düzeni yeniden onarma çabalarý sonuç vermemiþ, tersine ekonomik krizi üst boyutlarda siyasal krize dönüþmüþtür. MGK, orduya dayanarak kendisini partilerin ve tüm devlet kurumlarýnýn üstünde, sorunlarý çözücü, etkili bir karar mekanizmasý olarak göstermesine raðmen, kýsa süre içinde bunun ger- Devamý 3. Sayfada

2 2 THKP-C'DEN DHKP-C'YE KIZILDERE'DEN BALKICA'Y ALKICA'YA UZANAN BU TARÝH 30 YILLIK BÝR DÝRENÝÞ DESTANIDIR KIZILDERE 1972 EGE/BALKICA 1998 BU DESTAN TÜRKÝYE DEVRÝMÝNÝN ZAFERE ULAÞMASININ DESTANININ ÝLK BÖLÜMÜDÜR YALNIZCA. KIZILDERE'DEN, ÇÝFTEHAVUZLAR'A, BAÐCILAR'DAN, BALKICA'YA UZANAN DÝRENÝÞ VE SAVAÞ ÇÝZGÝSÝ, TÜRKÝYE HALKLARININ KURTULUÞ YOLUDUR. ZULÜM NÝCE GÜÇLÜ GÖRÜNÜRSE GÖRÜNSÜN, ER GEÇ NAMLULARIMIZIN ÖNÜNDE DÝZ ÇÖKECEKTÝR. ÝÇÝNDEKÝLER KENDÝMÝZLE OLAN SAVAÞI KAZANMALI VE ÖRGÜTLENMELÝYÝZ...1 SAVAÞIMIZ BÜYÜYECEKTÝR...12 BÜTÜN DAÐLAR BÝZÝM OLACAK...20 YENÝ YIL MESAJI...32 ÝDEOLOJÝK BAÐIMSIZLIK...34 HALKIN ADALETÝ...43 CEPHE KAYIPLAR ÝÇÝN VURDU...49 GELÝÞMEK VE YENÝLENMEK KESÝNTÝSÝZ BÝR SÜREÇTÝR...54 KURALLARIN ÖZÜ...60 EMPERYALÝZM, SOL VE GERÇEKLER...67 MUHASEBEDEN VE ÖZELEÞTÝRÝDEN KAÇIÞ...81 CEPHE'DEN...96

3 3 KENDÝMÝZLE OLAN SAVAÞI AÞI KAZANMALI VE ÖRGÜTLENMELÝYÝZ Baþtarafý 1. Sayfada çekle baðdaþmadýðý ortaya çýkmýþtýr. Ordunun sistem içindeki çýkar kavgasýnýn tam ortasýnda olduðu, baskýyý, terörü, yolsuzluklarý ve sömürüyü bizzat koruduðu ve kolladýðý görülmüþtür. MGK, 28 Þubat ile düzen partilerini tümüyle denetim altýna almak istemiþ ama yapamamýþtýr. Yoksulluk, iþsizlik ve bütün devlet kurumlarýndaki yolsuzluk Cumhuriyet tarihinde görülmemiþ bir oranda yükselmiþtir. Bu süreç, özellikle Susurluk tan sonraki yýllar, Susurluk ekonomisi, siyaseti ve ahlakýnýn bütün devlet kurumlarýnda hýzla yayýldýðý, çürümenin önüne geçilemediði yýllar olmuþtur. Oligarþi cephesinde cumhurbaþkanýndan, MGK sýndan bütün burjuva partilerine, tek tek bireylere kadar ancak mizahla anlatýlabilecek büyük bir çapsýzlýk, kalitesizlik ve yozlaþma yaþanmaktadýr. Henüz devrim saflarýnda olmayan çeþitli kesimler dahi, devlet kim, yöneten kim sorularýný sormaya baþlamýþ, çok yüksek sesle olmasa da memnuniyetsizliklerini dile getirmektedirler. Yine bu yýllar Susurluk a karþýyýz diyerek temiz toplum isteðinde bulunan bir çok parti ve kurumun aslýnda Susurluk u yaratanlar olduðu ve bu koþullardan çýkar umduklarý, halkýn devrimci demokrat taleplerini geri plana itmek için bu yönteme baþvurduklarý açýða çýkmýþtýr. Bu yöntemi yalnýz düzeni savunanlar deðil, sözde düzene karþý olduðunu söyleyen bir kýsým sol da kullanmýþtýr. Bunlar düzenin iflas etmeye baþladýðý, her yönüyle teþhir olduðu ve halkýn tepkilerinin yükseldiði her koþulda oligarþi ile birlikte halkýn mücadelesini engellemek için yöntemler üretirler. Oligarþi, baský ve terörü esas alýrken; sol görünenler ise bilinçleri çarpýtarak, devleti hedeften uzaklaþtýrýp mücadeleyi engellemek isterler. Bütün baskýlara, kiþiliksizleþtirmelere raðmen, þeriatçýlar devlete karþý savaþmayý deðil, onunla uyum saðlamayý tercih etmiþlerdir. Kafalarýna vuruldukça geri adým atmýþ ve yine ýsrarla, halkýn kurtuluþ mücadelesinden uzak durmayý seçmiþlerdir. Oligarþinin bugün üç hedefi vardýr. Birincisi PKK dýr. Bölücülük demagojisiyle PKK nezdinde Kürt ulusal hareketini yok etmek veya ýslah etmeyi hedeflemektedir. PKK yý yok edememiþtir. Ama emperyalistlerle birlikte ýslah etme sürecine sokmuþlardýr. PKK nýn hýzla, varlýk þartý olan emperyalizme karþý olma, baðýmsýzlýk ve Marksizm-Leninizm çizgisinden sapmasý, emperyalizm ve oligarþinin iþini kolaylaþtýrmýþtýr. Son olarak otonomi ve kültürel haklar isteði ile emperyalizmle paralellikler kurulmasý, emperyalizmden çözüm istenmesi bu ýslah sürecinin iþlediðinin açýk kanýtlarýdýr. Bu tavýrlarýyla PKK nýn Irak Kürdistanýndaki Kürt milliyetçi örgütleriyle özde bir farký kalmamýþtýr. Artýk sorun emperyalistlerin, dolayýsýyla oligarþinin denetimi altýndadýr. Emperyalizm ve oligarþi belirleyecekleri zamanda kültürel haklar temelinde emperyalist çözümü dayatacaklardýr. PKK nýn hala bu emperyalist dayatmadan kurtulma þansý vardýr. Ama bugünkü düþünce ve pratiði ile buna istekli görünmemektedir. Oligarþinin PKK ya karþý þiddet politikasý ve emperyalizmin bu politikaya desteði, PKK ya kendi çözümünü kabul ettirmek içindir. PKK, ya emperyalizm ve oligarþiye doðrudan tavýr alýp, bütün Türkiye halklarý ile birlikte mücadele ve birlikte kurtuluþ bayraðýný kaldýracak veya emperyalist çözümü kabul

4 4 edecektir. Ara yol yoktur. PKK talepleriyle, emperyalistlerle iliþkileriyle, strateji ve taktikleriyle emperyalist çözüm politikalarýna angaje olmuþ görünmektedir. Oligarþi kendi çözüm planýný kabul ettirmek için þiddet politikasýný uygulamaya devam edecektir. Ve PKK nýn bu sürece girmesiyle giderek tehlikesiz hale geleceðini bilmektedir. Ýkincisi þeriatçý güçlerdir. Bu güçleri devletin kullandýðý, özellikle belli dönemlerde devrimci mücadelenin karþýsýna çýkardýðý bilinmektedir. Boyutlanan kriz ortamýnda, bu güçlerin varolan memnuniyetsizliði örgütleyerek iktidar olabileceðini düþünen MGK güçleri, bu kesimleri de geçmiþte olduðu gibi kullanabilmek, devletin yedek vurucu güçleri haline getirebilmek için bir operasyon baþlatmýþtýr. Oligarþi için bu güçler bazý aykýrý yanlarýnýn törpülenip, zararsýz hale getirilmesiyle devrimci mücadeleye karþý kullanýlabilecek güçlerdir. Bu amaçla baþlatýlan operasyonda baþarýsýz olduklarý söylenemez. Öyle bir hale getirmiþlerdir ki; bu kesimler türban dýþýnda hiç bir düþüncelerini savunamama noktasýna gelmiþlerdir. Devlete ters düþmemek için her türlü riyakarlýða, yalakalýða baþvurmaktan çekinmemektedirler. Bütün baskýlara, kiþiliksizleþtirmelere raðmen, þeriatçýlar devlete karþý savaþmayý deðil, onunla uyum saðlamayý tercih etmiþlerdir. Kafalarýna vuruldukça geri adým Devlet reformistleri kullanmýþ, güç toplamýþ, iþi bitince dur demiþtir... Hýzla geliþmiþ ama ayný hýzla küçülmüþler ve yenilmiþlerdir. Burjuvazi ile birlikte yeniden meþruiyet kazanma çabalarý ise giderek sol söylemlerini tümden yitirmelerine, gericileþmelerine neden olacaktýr. atmýþ ve yine ýsrarla, halkýn kurtuluþ mücadelesinden uzak durmayý seçmiþlerdir. Þeriatçýlarýn bu tavýrlarý devletle yeniden barýþma, uyum saðlama çabalarýdýr. Nitekim oligarþinin halk kitlelerine yaptýðý zulüm, yoksulluk, Suriye ye karþý savaþ politikalarýnda çok kaba bir biçimde devletin yanýnda, halkýn mücadelesinin karþýsýnda olduklarýný göstermiþlerdir. MGK ve MGK cýlar, sözde hala þeriatçý tehlikeden söz etmelerine karþýn, gerçekte bu güçlerin devlete karþý olmadýðýný bilmektedirler. Bu yanýyla þeriatçý güçler artan ve eksilen oranda zaman zaman devletin anti-laiklik söylemlerinde yer alsa da tehlike deðillerdir. Ancak MGK nýn güç toplama, politika oluþturma temelinde çeþitli politik manevralarýnýn aracý olarak kullanýlacaklardýr. Üçüncüsü devrimci-demokrat sol güçler ve esas olarak Parti-Cephe dir. Oligarþinin üçüncü hedefi devrimcilerdir. Bu sýfatla anýlan pekçok örgüt olmakla birlikle bunlarýn birçoðu oligarþi açýsýndan bir tehdit oluþturmamakta, oligarþi asýl olarak Parti-Cephe yi hedef almaktadýr. Çünkü Parti- Cephe yi yokettiðinde diðerlerini sindirmesi çok daha kolay o- lacaktýr. Bugün bir çok örgüt veya kendisine örgüt diyen bir çok grup, çevre vardýr. Bunlarý da kendi içinde üçe ayýrabiliriz: A- Yasalcý, düzen içi mücadeleyi esas almýþ, kitleler nezdinde hiç bir inandýrýcýlýðý kalmamýþ, halký parlamenter mücadeleye çaðýran, bu nitelikleriyle yasalcýlar, reformistler dediðimiz güçlerdir. Özellikle Susurlukla birlikte devlet, devrimci güçleri yok etmek için bu yasalcý güçlere büyük bir icazet ortamý saðladý. Bu güçler devletin, iþbirlikçi tekellerin ve emperyalistlerin desteðini almak için her türlü yola baþvurmuþlardýr. Özellikle de emperyalistlerin ve iþbirlikçi tekellerin talepleriyle uyum saðladýlar. Silahlý devrimci güçlerle iliþkileri olmadýðýný göstermek için ellerinden gelen her þeyi yaptýlar. Yalan, dedikodu ve örgüt düþmanlýðýyla bunu baþaramadýklarý noktada provokasyonlar yarattýlar. Provokasyon, örgüt ve mücadele düþmanlýðý, bu güçlerin devrimcilere karþý mücadelesinin esas halkasýný oluþturmaktadýr. Devletin þiddetiyle, reformistlerin karþý propagan-

5 5 dalarý birlikte sürdürülmüþ ve halen de sürmektedir. Ancak bütün bu devrimci ahlak ve düþünceden yoksun politikalar, devrimcilerin tarihsel ve siyasal haklý mücadelesine gölge düþürememiþ ve giderek kendilerini vurmuþtur. Devrimci mücadele düþmaný bu yasalcý partiler, devletin devrimci güçleri baský ve zor yöntemleriyle yýldýrabildiði bir ortamda yorgun ve yýlgýnlarý saflarýnda toplayýp büyümeyi hayal ediyorlardý. Büyüyecekler, burjuva partileriyle rekabet edecekler, burjuva partileriyle iþbirliði yapacaklar ve iktidar olacaklardý. Hala bu hayallerini sürdürmektedirler. Ama oligarþinin krizi, çaresizliði öylesine büyük bir korkuyu yaratmýþtýr ki; oligarþi, devletin elden gideceði düþüncesiyle her þeyden korkar hale gelmiþtir. Devrimci güçlere karþý bu reformist güçleri destekleyen devlet, ne reformistlerin, ne de kendi denetiminde bile olsa baþka herhangi bir gücün fazla geliþmesini istememektedir. Bu nedenle o- ligarþi reformist güçleri kendi iç çatýþmalarýnda ve de devrimcilere karþý kullanabildiði kadar kullanacak ve sonuçta onlara da icazetin sýnýrlarý olduðunu hatýrlatacaktýr. Bugün yaþanan budur. Devrimci güçlerin en ufak bir gösterisinin þiddetle daðýtýldýðý koþullarda, bir zamanlar icazete dayanarak gösteriler yapan reformistlere dokunmayan devlet, bugün icazetin sýnýrýný aþmayýn, buraya kadar demektedir. Bir çok reformist grup, parti binalarýnýn kapýsý önüne bile çýkamayacak durumdadýr. Çünkü artýk sadece Çiller-Aðar-Bucak ý hedef alarak, anti-laiklik demagojisi yaparak MGK safýnda yeralma politikasý prim yapmamaktadýr. Susurluk un sadece Aðar-Bucak-Çiller deðil, devlet olduðu kesinlik kazanmýþtýr. Devlet reformistleri kullanmýþ, güç toplamýþ, iþi bitince dur demiþtir. Þimdi reformistler seçim politikalarýyla burjuva partilerine yaklaþarak ve tekellerin talepleriyle birlik saðlayarak meþruiyet kazanmak istemektedirler. Hýzla geliþmiþ ama ayný hýzla küçülmüþler ve yenilmiþlerdir. Burjuvazi ile birlikte yeniden meþruiyet kazanma çabalarý i- se giderek sol söylemlerini tümden yitirmelerine, gericileþmelerine neden olacaktýr. Seçim, seçim yasalarý, burjuva partileriyle iþbirliði politikalarýnýn halkýn mücadelesine Örgüt olup olmamanýn kýstasý bir düþüncenin savaþçýsý olmak, kitleleri örgütlemek ve devlete karþý mücadeleyi ortaya çýkarmaktýr. Mücadele etmeyen, halk kitlelerine kendini ispat etmeyen hiç bir çevre, ben örgütüm demekle kimseyi inandýramaz. deðil, burjuvaziye hizmet ettiði kesindir. Reformist kesimlerin etkisi altýndaki bir çok insan bu politikalarýn çýkmaz yol olduðunu ve devrimci silahlý mücadelenin, illegal örgütlenmenin gerekliliðini yeniden görmeye baþlamýþtýr. Reformistlerin solu birleþtirdik, sol dalga yarattýk sözlerinin büyük bir yalan olduðu açýða çýkmýþtýr. Moralsiz ve güçsüzdürler; öyle ki, bir çok parti ve belde binasýnýn kapýsýný açacak insan bile yoktur. MGK icazeti bittiðinde devrimcilik de bitmiþtir. Bu reformist kesimler tümden çözülmeye, etkilerini yitirmeye mahkumdurlar. Hala belirli bürokrat, yýlgýn, düzene yerleþmiþ eski solcu unsurlardan güç almakla birlikte, geliþme ve büyüme yollarý týkanmýþ, her gün biraz daha gerilemek durumundadýrlar. B- Marksist-Leninist söylemi kullanan, ama bunun özünü hiç bir zaman kavramamýþ; özgüvenden, yaratýcýlýktan yoksun, oportünist dediðimiz çevrelerdir. Varlýðý, adý bilinen veya bilinmeyen bir çok gruptan sözedilebilir. Bir çoðunun halk i- çinde hiçbir faaliyeti yoktur. Kendisine örgüt demektedir. Örgüt müdür, deðil midir bu da bilinmez. Adeta sýrdýr. Örgüt o- lup olmamanýn kýstasý bir düþüncenin savaþçýsý olmak, kitleleri örgütlemek ve devlete karþý mücadeleyi ortaya çýkarmaktýr. Mücadele etmeyen, halk kitlelerine kendini ispat etmeyen hiç bir çevre, ben örgütüm demekle kimseyi inandýramaz. Bugün kendisine örgüt diyen

6 6 Düþman bu tehlikeli gücü yok etmek için sürekli imha politikalarýna baþvurmaktan çekinmemiþtir. Parti- Cephe denilince bütün yasa ve kurallar bir kenara itilmiþtir. Her türlü zorbalýk, terör, ideolojik ve psikolojik savaþ Parti-Cephe ye karþý uygulanmýþtýr... Parti-Cephe yi silahlý veya silahsýz yaþatmamak için her þey yapýlmýþtýr. öyle kesimler vardýr ki; ayda yýlda bir çýkardýðý ve içeriðinde ne dediði belli olmayan üç beþ dergi sayfasýndan ibarettir. O da olmazsa hiç kimse varlýðýndan haberdar olmayacaktýr. Hiç bir örgütlü iþleyiþi, hiç bir baðýmsýz düþüncesi olmayan çevreler vardýr. Bunlar baþka bir örgütün güç kazanmak, politik manevralar yapmak için bazý insanlarýna sen bu adý kullan dediði kesimlerdir. Baþka bir örgütün seksiyonu, komitesi bile deðillerdir. Varlýk þartlarý baðlý olduklarý örgüte hizmet etmektir. Bu ortadan kalkýnca, onlar da o ismi artýk kullanmazlar. Kendisine örgüt görünümü verip, halký ve kendilerini aldatma yolunu seçenleri ciddiye a- lamayýz. Gruplar, çevreler hep olacaktýr. Devrimden önce veya sonra bunlarý tümden yok etmek veya yok saymak mümkün deðildir. Bu grup ve çevreler kendilerini doðru tanýmladýklarý, mücadele içinde þu veya bu biçimde yer aldýklarý sürece deðerlendirilmelidir. Ama niteliðinin dýþýnda kendisine farklý misyonlar yüklediðinde doðal ki çeliþkiler gündeme gelecektir. Bu kesimler genellikle þekillenmemiþ, daha çok suni ayrýþmalarýn sonucu ortaya çýkmýþlardýr. Ya süratle þekillenip kendi iþleyiþlerini oturtarak, mücadele içinde kendilerini kanýtlayýp örgüt olacaklar ya da bir grup ve çevre olarak bile kalma þanslarý olmayacaktýr. Oportünist cephenin yeni bir þey üretememe, geliþememe, taklitçilik, faydacýlýk ve fýrsatçýlýk anlayýþý devam ettiði sürece bu tür çevre ve gruplarýn kopmasý yeniden gündeme gelecektir. Ne yapay birlikler, ne baþkalarýna dayanarak güç toplama, ne de partimize düþmanlýklar bu gerçeði deðiþtiremez. Düþüncelerini, strateji ve taktiklerini doðru bulmasak da, tarihleri, mücadeleleri, þehitleri ve hala varlýklarýyla ciddiye alýnmasý gereken az sayýda örgüt vardýr. Bunlarýn bir kýsmý bugün lafýzda farklý olsalar da pratikte PKK nýn emperyalist çözüm politikalarýna hizmet e- der duruma gelmiþlerdir. Güçsüzlüklerini, politikasýzlýklarýný PKK gücüne dayanarak gidermek istemektedirler. Ama bu düþüncelerinin iflas ettiði, güçlenme yerine daha da zayýfladýklarý, hatta giderek kendi kimliklerini yitirmeye baþladýklarýnýn iþaretlerini vermektedirler. Denilebilir ki bu örgütler ülke gerçeðinde hiç bir özgün politikaya sahip olmamýþlardýr. Bu nedenle de düþünceleri zikzaklardan, belirsizliklerden kurtulamamýþtýr. Bu zaaf onlarý giderek þekilsizleþmeye, hatta bazýlarýný kendi stratejilerini pratikte reddetmeye kadar götürmüþtür. Bu zikzaklý tutumlarýn onlarý nerede, ne zaman, nereye savuracaðý belirsiz hale gelmiþtir. Bu belirsizlikler, güçsüzlükler, politikasýzlýklar, faydacýlýðý, grupçuluðu, küçükburjuva rekabetini geliþtirmiþtir. Keskin söylemlere karþýn pratikte ileriye yönelik tek bir a- dým atamama, kendi içlerinde de moral bozukluðu ve yýlgýnlýðý sürekli beslemektedir. Bu durum onlarý daha da hýrçýnlaþtýrmakta, hatta zaman zaman gerici tavýrlara itmektedir. Her þeye, bütün olumsuzluklara raðmen, ülke gerçeðimiz içinde bu örgütleri doðru devrimci çizgiye çekebilmek için uyarmak, eleþtirmek görevini sürdürmeliyiz. C- Doðruyu görerek veya farklý amaçlarla emperyalist Kürt çözümüne angaje olmamýþ ve bu birliðin dýþýnda kalmýþ örgütler de vardýr. Bunlarýn nitelikleri, düþünce yapýsý öz olarak yukarýdakilerden farklý deðildir. Ancak baðýmsýz çizgilerini korumada ve iddialarýnda ýsrarlý olduklarýnda diðerlerinden daha avantajlý bir konumdadýrlar. Ýddialarýný büyütme, bunun için kendi iç sorunlarýna eðilme ve politika üretmek ko-

7 7 nusunda daha elveriþli koþullardadýrlar. Baðýmsýz geliþme ve doðru devrimci birlik arayýþlarýný sürdürürlerse bugün kendileri için açmaz olan bir çok yol açýlacaktýr. Doðru devrimci birlik çizgisi her örgütün kendini daha iyi gördüðü, oligarþiye büyük darbeler vurduðu koþullarý yaratacaktýr. Ama bu çizgiye gelinmez, geçmiþ yanlýþ politikalarda ýsrar edilirse büyümenin yerini küçülme, hizipler, ayrýþmalar alacaktýr. Olumsuz birlik deneyleri çokça yaþanmýþtýr. Bu yaþananlar, bu deneyler birliðin nasýl olacaðýný ve olmayacaðýný herkesin gündemine yeniden getirecektir. Devrim iddiasýnda olan herkes bütün bunlarý yeniden düþünmek zorundadýr. Mücadele için, birliðin tek yol olduðunu söyleyenlerden deðiliz. Ama birliðin daha büyük bir güç olduðunu da kimse inkar edemez. Göstermelik, halký aldatan, onbeþ örgüt imzasý yayýnlayýp hiç bir þey yapmayan, bir eyleme her örgütten on insan bile getiremeyen, baþkasýnýn emekleri, gücü üzerinde isim reklamý yapmaya çalýþan birliklerden yana olmayacaðýz. Parti-Cephelilik düþüncesinde belirsizliðe, kararsýzlýða yer yoktur. Yaþamda ve teoride her þey açýk ve nettir. Hiç bir sorun karmaþýk, anlaþýlmaz hale getirilmez. Parti- Cephe, mücadeleyi geliþtirmeyen, halký mücadeleye katmayan hiç bir politikaya deðer vermez. Ýþte bu siyasal tablo içinde, oligarþinin hedefindeki üçüncü güç, PartiCephe dir. Parti- Cephe siyasi arenaya çýktýðýndan itibaren ülke, emperyalizm ve devlet gerçeðini doðru tahlil etmesiyle, strateji ve taktikleriyle, pratiðiyle düþman için en korkutucu ve tehlikeli güç olmuþtur. Düþman bu tehlikeli gücü yok etmek için sürekli imha politikalarýna baþvurmaktan çekinmemiþtir. Parti-Cephe denilince bütün yasa ve kurallar bir kenara itilmiþtir. Her türlü zorbalýk, terör, ideolojik ve psikolojik savaþ Parti-Cephe ye karþý uygulanmýþtýr. Denilebilir ki infazlar, katliamlar, kayýplar Parti-Cephe nin savaþýyla oligarþinin gündemine girmiþtir. Parti-Cephe yi silahlý veya silahsýz yaþatmamak için her þey yapýlmýþtýr. Parti-Cephe cumhuriyet tarihinin en büyük saldýrýlarýna raðmen, her koþulda direnmesini, savaþmasýný ve yeni politikalar üretmesini bilerek ayakta kalmýþtýr. Bu tehlikeli gücü düþman terörle dize getirmeye çalýþýrken, soldan da bir çok kesim Parti-Cephe nin etkinliðini, kitleselliðini, savaþ gücünü zayýflatmak için bir devrimcinin asla düþünemeyeceði yöntemlere, karþý propagandalara baþvurmaktan çekinmemiþlerdir. Öyle bir hale gelmiþtir ki, Parti-Cephelilerin olduðu her yerde düþman ve sol refleks halinde harekete geçmiþtir. Parti-Cephe nin geliþmemesi i- çin þiddet ve yalan propagandaya baþvurulmuþtur. Parti-Cephe nin olduðu her yerde kitlesellik, örgütlenme, direniþ ve mücadele vardýr. Hiç bir zaman, hiç bir ilerici demokrat güç - istisnalar hariç- Parti-Cephe nin denetimindeki kitle eylemini veya silahlý hareketi desteklemek için çaba sarfetmemiþtir. Tersine onu zayýflatmak, prestijini zedelemek doðrultusunda hareket etmiþtir. Bu yanýyla Parti-Cepheliler bütün tarihleri boyunca esas olarak düþmanla savaþýrken, bir yandan da sol kesimlerin politikalarýyla uðraþmak durumunda kalmýþtýr. Bu sürecin olumsuzluklarý yanýnda olumluluklarý da olmuþtur. Düþmanýn saldýrýlarý iddiamýzý kararlýlýðýmýzý büyütüp Parti- Cephe kiþiliðini, mücadele tarzýný geliþtirmiþtir. Solun saldýrýlarý ise, oportünizm ve reformizm gerçeðini insanlarýmýza öðretmiþtir. Baðýmsýz düþüncenin, örgütsel baðýmsýzlýðýn, devrimci ahlak ve deðerlerin, güçlü kiþiliklerin, Parti-Cephe çizgisinin doðruluðunu pekiþtirmiþtir. Parti-Cepheliler yaþadýklarýyla, gördükleriyle her seferinde kendilerine dönüp bakmýþlardýr. Baþkasýnýn yanlýþlarýný, olumsuzluklarýný gördükçe kendilerini, kendi güçlerini çok daha iyi tanýdýlar. Parti-Cephelilik düþüncesinde belirsizliðe,

8 8 kararsýzlýða yer yoktur. Yaþamda ve teoride her þey açýk ve nettir. Hiç bir sorun karmaþýk, anlaþýlmaz hale getirilmez. Parti- Cephe, mücadeleyi geliþtirmeyen, halký mücadeleye katmayan hiç bir politikaya deðer vermez. Parti-Cephe her zaman geniþ halk kesimlerinin taleplerini, ruh hallerini dikkate alarak politikalar oluþturur. Parti- Cephelilikde kuru, soyut, ezberlenmiþ dogmalara yer yoktur. Devrimin çýkarý nerededir, kitlelerin örgütlenmesinin, geliþmesinin, savaþýnýn önünü nasýl açacaðýz, sorularýna cevap a- rarken Marksist-Leninisttir. Ama Marksizm-Leninizmi soyut kalýp ve reçetelere tutsak edemez. Marksizm-Leninizmi ülkemiz ve halkýmýz gerçeðine uygun olarak ele alýr. Parti-Cephelilik küçük-burjuva aydýnlarýnýn emperyalistlerden alýnmýþ ahlak ve deðerlerini, yaþam biçimini taklit etmez. Halkýmýzýn ve devrimci hareketin tarihine sahip çýkar. Mücadeleyi kendi tarihimiz ve deðerlerimiz üzerinde inþa eder. Parti-Cephe bu tarihte olumlu olan her þeye sahip çýkarken, o- lumsuzluklarý reddeder. Parti- Cephe bu yanýyla yeni bir yaþam biçimi, yeni bir kültür, yeni bir tarzdýr. Bu tarz, bu yaþam, düþmanýn hatta solun anlayamadýðý bir tarzdýr. Parti-Cephe yi bunun için kimse kendi kalýplarýna sýðdýramaz. O, hayatýn içinde devrimi büyütmek isteyen, kendi tarihine, ahlak ve geleneklerine baðlý, çizgileri baþkalarýndan kalýn bir biçimde ayrýlmýþ farklý bir güçtür. Parti-Cephelilik her deðiþen koþulda yeni politikalar ü- retendir. Yenilebilir, güç kaybedebilir. Ama yeniden ayaða kalkma ve yürüme direnci çok büyük olan bir harekettir. Ne bürokratik iþleyiþler, ne bitmez tükenmez tartýþmalar Parti-Cephenin tarzý olmamýþtýr. Kitlelerin, devrimin çýkarlarý gerektirdiðinde bir günde, hatta bir kaç saatte bir çok þeyi deðiþtirebilme yeteneðindedir. Parti-Cepheliler yaþadýklarý çaðda bütün teknik geliþmeleri takip ederler. Teknik büyük mesafeler katetmiþken eski olanda ýsrar etmezler. Parti-Cepheliler sað veya soldan etkilenmez, yalnýz baþýna da kalsa doðru bildiklerini savunurlar. Parti-Cepheli teo- Kendini yenileyip kitlelere gitme, savaþý büyütme yerine baþkasýndan güç alarak varolma yolunu seçmiþtir. Bu yol hiç bir devrimci gücü geliþtirmez. Onlarca örgüt birleþse bile güç deðilsen, halký savaþtýramýyorsan, oligarþiye sürekli darbeler vuramýyorsan ciddiye alýnamazsýn. Güç olamazsýn. Bunun için biz kendimize dönmeliyiz. riyi, devrimciliði, kitleleri örgütlemek ve savaþmak için öðrenir. Örgütlemeyen ve savaþmayan Parti-Cepheli olamaz. Parti-Cepheliler Türkiye sol hareket tarihinin en büyük direniþ kahramanlýklarýný yaratmýþ insanlardýr. Direnmek ve teslim olmamak Parti-Cephelilerin yaþam biçimidir. Parti-Cepheliliðin özelliklerini daha da çoðaltabiliriz. Ýþte bütün bu özelliklerdir ki Parti- Cephe yi yenilmez yapmýþ ve düþman için en tehlikeli güç haline getirmiþtir. Bütün bunlar bizim gururla sahipleneceðimiz tarihimiz ve karakterimizdir. Ama bunlarý bugün geliþtiremezsek, bu özelliklerde binlerce kadro, binlerce savaþçý, onbinlerce taraftar yetiþtiremezsek, kitlelerin mücadelesini büyütemezsek bu onurlu tarih de bizi kurtaramaz ve zaferi elde edemeyiz. Bu tarihte, yüzlerce þehidimiz, kahramanýmýz, tutsaðýmýz gece gündüz bir saat bile demeden bize devrimi öðütlüyor. Kendinizi tekrar etmeden, yeni ve ileri adýmlar atýn, devrimi örgütleyin diye emrediyor. Bu emirlerin gereðini yapmalýyýz. Bunun için, kendimize dönmeliyiz. Dýþýmýzdaki sol güçler vardýr, þu veya bu biçimde tek kiþi kalana kadar parçalansa da, tek bir satýr bildiri daðýtacak gücü bile kalmasa da var olmaya devam edecek ve karþýmýzda olacaktýr. Soldaki olumsuz kültür deðiþmedikçe býrakýn birliði, karþýsýndakini güçsüzleþtirmeyi amaçlayacaktýr.

9 9 Biz birlik konusunda iki yýl çok büyük çabalar harcadýk. Ama hiç bir sonuç vermedi. Bu nedenle yakýn dönemde birliðin koþullarý yoktur. Bizim dýþýmýzda, esasta bize karþý yapýlan bazý birliklerin ise, yaþama þansý olmayacaktýr. Kaldý ki onbeþ örgüt bir araya gelip ciddi hiç bir þey yapamýyorsa ortada birlik deðil, çok farklý amaçlarla bir araya geliþ var denilebilir. Bunlardan uzak duracaðýz. Onlarla kaybedecek zamanýmýz yoktur. Zaten kendimize dönmezsek, kendi eksikliklerimize, yapamadýklarýmýza cüretli vuruþlar yapmazsak, kendi kendimizi yok etmenin yolunu açarýz. Bugün oportünizmin içine düþtüðü durum bundan farklý deðildir. Kendini yenileyip kitlelere gitme, savaþý büyütme yerine baþkasýndan güç alarak varolma yolunu seçmiþtir. Bu yol hiç bir devrimci gücü geliþtirmez. Onlarca örgüt birleþse bile güç deðilsen, halký savaþtýramýyorsan, oligarþiye sürekli darbeler vuramýyorsan ciddiye alýnamazsýn. Güç olamazsýn. Bunun için biz kendimize dönmeliyiz. Daha yakýn zamanda devrimin koþullarýnýn olmadýðýný iddia e- denler, bugün çok farklý þeyler yazýyorlar. Bugün yaþananlar, oligarþinin içinde bulunduðu kriz, cumhuriyet tarihi boyunca yaþanan en derin krizdir. Artýk burjuva ekonomistleri, devletin sözcüleri bile bu durumu inkar edemiyor. Yoksulluk ve zenginlik kelimeleri bile açýlmaya muhtaç ifadeler haline gelmiþtir. Büyük uçurumlar oluþmuþtur. Önemli olan ben yaptým, þu kadar insan örgütledim, þu eylemleri yaptým, þu kadar olanak yarattým diyebilmektir. Bir Parti-Cepheli bunlarý diyemiyorsa, olmazlarýn teorisini yapýyorsa zavallýlýðý teorileþtiriyor demektir. Parti- Cephe karakterinden uzak demektir. Her Parti-Cepheli, her sempatizan, bulunduðu her yerde Parti-Cepheli olarak yaþayacaksa örgütleyici olmak durumundadýr. Ve her gün onbinlerce insan açlýkla, iþsizlikle baþbaþa kalmaktadýr. Oligarþinin halk kitlelerine vereceði hiç bir þey kalmamýþtýr. Devletin çözüm bulacaðý, devletin büyüklüðü gibi anlayýþlar süratle yok olmaktadýr. Halk kitleleri, hatta bazý burjuva kesimler arayýþ içindedir. Burjuva kesimler hala devletin yeniden kendini yenileyebileceði umutlarýný taþýrken, halk kitleleri büyük bir umutsuzluða sürüklenmektedir. Bütün burjuva partileri ve ordunun hiç bir þeyi çözemeyeceði giderek halkýn beyninde þekillenmektedir. Ancak bu durum, geliþen yoksulluk ortamý, halký kendiliðinden mücadeleye katamaz. Yer yer kendiliðinden kitle hareketleri, ayaklanmalar, direniþler olabilir, olacaktýr da. Ama bunlar örgütsüzse, devrimcilerin yönetiminde deðilse, hala iþleyen zor mekanizmasý bu hareketleri bastýracaktýr. Bugün devrimcilerin temel sorunu halka devletin, sömürünün ne olup olmadýðýný göstermek deðil, bu devletten kurtulmak için nasýl mücadele edeceðiz, nasýl örgütleneceðiz ve ne yapacaðýz sorularýný cevaplayabilmektir. Bütün çalýþmalarýmýzýn o- daðýnda örgütlenme yoksa, her gün artan oranda insan örgütlemiyorsak, taraftar kazanamýyorsak, gerekli çalýþmayý yapmýyoruz demektir. Her Parti- Cepheli, illegal veya legal, demokratik, siyasal veya silahlý hangi alanda çalýþýrsa çalýþsýn örgütleme yapmak durumundadýr. Biz örgütlemezsek düzen kendi iþleyiþi içinde milyonlarca gencin, halkýn haklý taleplerini, haksýzlýða karþý çýkan duygu ve düþüncelerini, adalet isteklerini, hatta namusu ve onuruyla yaþama özlemlerini bir biçimde yok edecektir. Solun ne icazetli politikalarý, ne birbirleriyle uðraþmalarý bir sonuç veremez. Örgütlenmeyi bekleyen, haksýzlýklara karþý mücadele etmek isteyen milyonlarca insan arayýþ içindeyken, halkla bir ilgisi olmayan gruplarla uðraþmak görevimiz olmamalýdýr. Bu da bir yerde kaçýþtýr. Devrimden, halktan kaçýþtýr. Kitlelere, mutlaka

10 10 kitlelere dönmeliyiz. Bunun için kendimize dönmek, kendimizi eleþtirmek, biz ne yapýyoruz, neyi niçin yapamadýk? sorularýný gerekirse onlarca kez doðru cevaplar alýncaya kadar sormak görevini benimsemeliyiz. Kitleleri örgütlemeyen, silahlý eylemi yükseltmeyen herþey, her anlatým kendimize yeterince dönmediðimizin, doðru cevaplar almaktan korktuðumuzun, kaçýþýmýzýn, eksik ve zaaflarýmýzýn ifadesidir. Hiç kimse Parti-Cephe nin büyük bir potansiyeli olduðunu inkar edemez. Þehirlerden, kýrsal alanlara kadar bu böyledir. Ama sorun bizim bu potansiyeli ne kadar örgütleyebildiðimizdir. Binlerce taraftarýmýz, gönül baðý olanlar, dostlarýmýz herkes gücü oranýnda savaþmaya, katkýda bulunmaya, desteklemeye hazýrdýr. Ama bir çok alan ve bölgede bizim onlarý gidip bulup örgütlememiz yerine, onlarýn gelip bizi bulduðuna tanýk oluyoruz. Bu ne demektir? Bu, bizim yeterince kitlelere gitmediðimizin, örgütlenme yapmadýðýmýzýn, mücadeleyi büyütmek için seferber olmadýðýmýzýn a- çýk göstergeleridir. Olanak, güç, herþey kitlelerdedir. Kitlelere gitmeyenler hiç bir þeye sahip olamazlar. Giderek umutsuz, iddiasýz yorgunlar olmak zorundadýrlar. Aciz, zavallý, hiç bir þeyi örgütleyemeyen insanlar deðilsek kitlelere gitmeliyiz. Her kadro, hatta taraftarlarýmýz neden yapamadýðýnýn gerekçeleriyle rapor doldurmamalýdýr. Önemli olan ben yaptým, þu kadar insan örgütledim, þu eylemleri yaptým, þu kadar olanak yarattým diyebilmektir. Bir Parti-Cepheli bunlarý diyemiyorsa, olmazlarýn teorisini yapýyorsa zavallýlýðý teorileþtiriyor demektir. Parti-Cephe karakterinden uzak demektir. Her Parti-Cepheli, her sempatizan, bulunduðu her yerde Parti-Cepheli olarak yaþayacaksa örgütleyici olmak durumundadýr. En küçük bir potansiyeli, en küçük bir olanaðý, en küçük bir kitle hareketini deðerlendirmek ve þekil vermek zorundadýr. Öncü güç olmak zorundadýr. Bir kitle hareketinde, örgütlenmede, tavýr alýþda benim konumum þu, bu demeden öne atýlmak zorundadýr. Kararlý olmak zorundadýr. Doðrudur, düþman boþ Düþman kadri mutlak bir güç deðildir. Düþmanýn devasa gücüne raðmen, devrimci mücadeleyi engelleyemeyeceði defalarca kanýtlanmýþtýr. Bugün güçlü olan düþman deðil biziz. Her þeyden önce düþman kitleleri kaybetmiþtir. Kitlelere vereceði hiç bir þey kalmamýþtýr. Sorun sadece bizim kitleleri örgütleyemememizdir. durmuyor. En küçük bir açýðýmýzý, zaafýmýzý deðerlendiriyor ve buluyor. Düþman nasýl vuruyor, nasýl çalýþýyor diye düþünülmezse, geceler ve gündüzler devrime katýlmazsa, ne düþmaný ne de kendimizi tanýrýz. Düþmaný iyi tanýyan onun yöntemlerini de iyi bilir. Neyi yapýp yapmayacaðýný da iyi bilir. Düþmana fýrsat vermez. Bizim kadrolarýmýz, birim ve alan örgütlenmelerimiz çok geniþ insiyatiflere sahiptirler. Kitleler ve örgüt çýkarýna olan her türlü kararý alma yetkisine sahiptirler. Mücadele eden, devrimi düþünen herkes kararlarýnýn sorumluluðunu duyar. Aldýðý kararýn ne anlama geldiðini bilir ve çekinmeden karar alýr. Düþman teknik olarak çok geliþkindir. Biz de geliþmeliyiz. Düþman sýnýrsýz devlet gücünü kullanýyor, bizim bu gücümüz yoktur. Ama yaratýcýlýðýmýzla, kararlýlýðýmýzla, hýzlýlýðýmýzla düþmanýn yöntemlerini etkisiz hale getirebiliriz. Düþman kadri mutlak bir güç deðildir. Düþmanýn devasa gücüne raðmen, devrimci mücadeleyi engelleyemeyeceði defalarca kanýtlanmýþtýr. Bugün güçlü olan düþman deðil biziz. Her þeyden önce düþman kitleleri kaybetmiþtir. Kitlelere vereceði hiç bir þey kalmamýþtýr. Sorun sadece bizim kitleleri örgütleyemememizdir. Bütün birim ve alanlardaki yoldaþlarýmýz daha hýzlý bir geliþimin yolunu açmak için ama sýz, ancak sýz düþünmek zorundadýrlar. Kurnazlýklarla, hilelerle, kaçak güreþmekle hiç

11 11 Bilip de yapmayanlar, bilip de devrimci mücadeleye katýlmayanlar, destek vermeyenler, görünümleri ne olursa olsun düþmana hizmet ediyorlardýr. Mevcut koþullarda mücadele etmek artýk bir ideoloji sorunu deðil, ahlak ve vicdan sorunu haline gelmiþtir. kimse bir yere varamaz. Kaçýþ yolu yoktur, ya devrimcilik layýkýyla yapýlýr ya da düþman bulur etkisiz hale getirir. Ama köylü kurnazlarý kendi gerçeklerinden kaçarak üç beþ gün daha yaþamayý maharet sayar. Bu yol devrimcilik deðildir. Parti-Cepheli olacaksak, þehitlerimizin takipçisi olacaksak, kitleleri örgütleyeceðiz. Bu ülkenin bütün daðlarýnda ve þehirlerinde olmayý hedefleyeceðiz. Halkýn olduðu her yerde Parti-Cephe örgütlerinin oluþmasýný saðlayacaðýz. Elbette yerimizde saydýðýmýz, hiç bir þey yapmadýðýmýz, geliþmediðimiz söylenemez. Örgütlenmemizin hiç olmadýðý, bütün örgütlenmelerimizin daðýldýðý alanlara yeniden girdik. Çeþitli silahlý örgütlenmeleri yeniden oluþturduk. Bir çok savaþçýmýzý yeniden eðittik, silahlandýrdýk, eylemler yaptýk. Kitlelerin örgütlenmesinde yeni politikalar geliþtirdik. Ama bütün bunlar hedeflerimize ulaþmamýzdan uzaktýr henüz. Politika kitleler ve silahlarla yapýlýr. Daha büyük kitleler ve daha çok silahlý güç ve ülkenin her tarafýnda örgütlenmeyi amaç edinmeliyiz. Düþünmeyen, devrim için yoðunlaþmayan kiþiler kendilerini eðitmezler. Kendilerini eðitmeyenler yaþamdan öðrenmenin, büyümenin önüne set çekmiþler demektir. Bu kiþiler doðal ki öðrenmedikleri gibi öðretmeyeceklerdir. Öðretmeyenler kimseyi örgütleyemez. Örgütleme, insan kazanma yerine sorun yaratýr, mevcut bir örgütlenme varsa onu da daðýtýr. Bu da yetmez, kendisini yok eder. Hala eðitim faaliyetini ýsrarla sürdürmemekte ýsrar eden insanlarýmýz bu ýsrarlarýndan vazgeçmezlerse, bu, kendilerinin bitiþlerinin ifadesi olacaktýr. Ne açýk saldýrýlar, ne de bu tür gizli saldýrý ve engellemeler bizi hedeflerimizden uzaklaþtýramaz. Önlem almak zorundayýz. Hiç kimseye devrimcilik zorla yaptýrýlamaz. Ama kiþiler devrimci faaliyete gönüllü katýlmýþsa onun kurallarýna uymak ve gerekenleri yapmak zorundadýr. Yapmayanlar düzenin pisliðine dönebilirler. Ama býrakýn devrimciliði, biraz ahlaký ve kiþiliði olan, ilericiyim demokratým diyen hiç kimse bugünün koþullarýnda mücadele etmeden, bildiklerini insanlara öðretmeden, kitleleri eðitmeden bir gece dahi rahat uyumamalýdýr. Bilip de yapmayanlar, bilip de devrimci mücadeleye katýlmayanlar, destek vermeyenler, görünümleri ne olursa olsun düþmana hizmet ediyorlardýr. Mevcut koþullarda mücadele etmek artýk bir ideoloji sorunu deðil, ahlak ve vicdan sorunu haline gelmiþtir. Düþman her yerdedir. Kitlelerin olduðu her yerde düþman da vardýr. Biz de olacaðýz. Onlarýn bulunduðu her yerde biz de olmalýyýz. Kitlelerin yanýbaþýnda, ortasýnda, daðda, þehirde, halkýn olduðu her toprak parçasý bizim çalýþma alanýmýzdýr. Güçsüz ve korkak olan, çaresiz olan biz deðil, düþmandýr. Kitle örgütlenmesinde, gerillada, propaganda ve a- jitasyonda, yayýnda yenilenmek durumundayýz. Alýþýlagelende ýsrar ileri sonuçlar yaratamaz. Hiç bir hazýr reçeteye baðlý kalmadan bütün birimler kendi alanýna özgü propaganda, ajitasyon, örgütlenme ve eylem biçimleri yaratmak zorundadýr. Alýþýlagelenin dýþýna çýkarak cüretli kararlar alýp pratikte denemek zorundayýz. Bütün bunlarý baþarmak için, Parti- Cephe kimliðini içselleþtirmek için, beynimizde, hücrelerimizde burjuvaziye, düzene ait ne varsa söküp atmalýyýz. Beyni devrimle dolu, devrimle yatýp devrimle kalkan insanlarýn ö- nünde hiç bir engel olamaz. Çözümsüz hiç bir þey yoktur. Bütün Parti-Cepheliler kendilerine bu tarzla yeniden bakmalýdýr. O zaman kendimizi de, düþmaný da tüm açýklýðýyla bir kez daha göreceðiz.

12 12 HÝÇ BÝR KUÞATMA ARTIK HALKIN SAVAÞINI, CEPHENÝN GELÝÞÝMÝNÝ ENGELLEYEMEZ KRÝZ DERÝNLEÞECEK, SAVAÞIMIZ BÜYÜYECEKTÝR ANASOL-D hükümeti, giderayak tekelci kesimlerin krize karþý istediði önlemleri aldý, tekeller için yeni kaynaklar yaratýldý. Ancak, halkýn mücadelesinin, devrimci mücadelenin bastýrýlamadýðý koþullarda bunlarýn fazla bir önemi yoktur. Oligarþi açýsýndan krizin yükünü halka yükleyebilmenin ve halkýn bu yük altýnda patlamasýný önlemenin tek bir yolu vardýr. Halk ve devrimciler üzerinde daha fazla terör estirip, örgütlü güçleri sindirerek, daðýtarak kýpýrdayamaz hale getirmek. Oligarþi, tüm kurumlarýný seferber ederek saldýrýyor; bu, beklenmeyen bir saldýrganlýk deðildir. Oligarþi, ancak devrime gebe bir ülkenin egemen sýnýflarýnýn gösterebileceði bir pervasýzlýkla zulümü yaygýnlaþtýrýyor. Uzun süre inkar edilen kriz, gelinen noktada oligarþinin hemen tüm kesimleri tarafýndan itiraf edilmeye baþlandý. Kriz elbetteki yeni bir olgu deðildi, ama bir derinleþme sözkonusuydu. Kriz, ne yalnýz ekonomik, ne de yalnýz siyasaldýr. Her alaný, her kesimi etkileyen bir kriz sözkonusudur. Hem oligarþiyle halk arasýndaki, hem de oligarþi içi çeliþkiler üzerinde etkilidir. Oligarþi içi çeliþkiler oldukça derinleþmiþ, MGK- TÜSÝAD desteðindeki ANA- SOL-D hükümeti, seçime az bir zaman kala hükümetten düþürülmüþtür. Ancak MGK bu çeliþkinin, oligarþinin belli kesimleri açýsýndan geri plana atýlmasýný istemektedir. Çünkü, oligarþi, krizin yükünü çok daha boyutlu olarak halka yükleyecektir ama bir yandan kendi iç çeliþkilerinin yolaçtýðý istikrarsýzlýðý tam olarak çözememekte, öte yandan sosyal patlama korkusu da yakasýný býrakmamaktadýr. ANASOL-D hükümeti, giderayak tekelci kesimlerin krize karþý istediði önlemleri aldý, tekeller için yeni kaynaklar yaratýldý. Ancak, halkýn mücadelesinin, devrimci mücadelenin bastýrýlamadýðý koþullarda bunlarýn fazla bir önemi yoktur. Oligarþi açýsýndan krizin yükünü halka yükleyebilmenin ve halkýn bu yük altýnda patlamasýný önlemenin tek bir yolu vardýr. Halk ve devrimciler üzerinde daha fazla terör estirip, örgütlü güçleri sindirerek, daðýtarak kýpýrdayamaz hale getirmek. MGK nýn uzun süredir uyguladýðý politika da budur zaten. Hükümetlerin istikrarsýzlýðýna ve politikasýzlýðýna raðmen, MGK krizin derinleþeceði tesbitini önceden yapmýþ, oligarþinin uzun vadeli çýkarlarý doðrultusunda halka karþý savaþý doðrudan yönetip týrmandýrmaya baþlamýþtýr. 28 Þubat Kararlarý, bu saldýrýda yalnýzca bir halkadýr. MGK nýn sürece müdahalesini 28 Þubat la özdeþleþtirenler, MGK kurmaylýðýnda halka karþý yürütülen savaþý görmemektedirler. Oligarþi gündemdeki seçimden fazla umutlu deðildir. Adeta bu seçim istenmemektedir. Çünkü, seçimlerin klasik iþlevi olan halk kitlelerinin öfke ve tepkilerini geçici bir süre için yumuþatma, ve oligarþi içi çeliþkileri çözme konusunda, bu seçimden bekleyebilecekleri faz-

13 13 pishanelerin disipline edilmek, þovenist saldýrýlarla halkýn birbirine düþürülmek istenmesi, üniversitelerde faþist çetelerin harekete geçirilmesi, kayýp eylemlerine saldýrýlmasý, demokratik kurumlar üzerinde yoðunlaþan baskýlar, en basit demokratik talepli gösteriler karþýsýndaki tahammülsüzlük hep bu amaca yönelik olarak birbirini izleyen ve birbirini bütünleyen saldýrý hamleleridir. ÖNERMEK YETMEZ, DÝRENÝÞ VE SAVAÞI AÞI ÖRGÜTLEMELÝ, YÖNETMELÝYÝZ Çok açýktýr ki, oligarþi sosyal patlama tehlikesini görüyor, bundan korkuyor. Ama görmek ve korkmakla kalmýyor. Korkusunu yaratan nedeni ortadan kaldýrmaya, etkisizleþtirmeye çalýþýyor. Peki ne yapýyor? Oligarþiyi asýl korkutan kendi- Bulunduðumuz her alanda, tüm imkanlarýmýzý seferber ederek, direniþleri örgütlemeye, mevcut direniþlere müdahale edip güç vermeye çalýþmalýyýz. Bu yalnýzca iþçi alanýnýn, iþçi hareketinin görevi olarak da görülmemelidir. Tüm alan ve birimler, kendi açýlarýndan bu görevi üstlenmelidirler. la bir þey yoktur. Seçimler oligarþinin yönetememe krizini daha da aðýrlaþtýracak sonuçlar da çýkartabilir ortaya. Bu, seçimler konusunda öngörülebilecek olasýlýklardan biridir. Ama kesin olan þudur; seçimler hangi hükümeti iþbaþýna getirirse getirsin, MGK politikalarý uygulanmaya devam edecektir. Her alanda MGK politikalarýnýn devamý, krizin devamý demektir Kasým ve ardýndan Aralýk ayý sonunda yapýlan MGK toplantýlarýnda alýnan kararlar, son bir yýldýr alýnan kararlarýn adeta kopyasý niteliðindedir. Ayný hedefler sýralanmakta ve bunlara karþý mücadelenin kararlýlýkla ve kesintisiz sürdürülmesi kararlaþtýrýlmýþtýr denilmektedir. Yýkýcý, bölücü terör ve irtica olarak adlandýrýlan bu hedeflere karþý, uzun süredir ayný kararlarýn tekrar edilmesi, MGK politikalarýnýn belli kesimleri bastýrmakta, sindirmekte istediði sonuçlarý alamadýðýný göstermektedir. Bu kesimlerin baþýnda devrimci hareket geliyor. Esasýnda islamcý kesim, kendisi için simgeleþmiþ bir kaç noktada direniþini sürdürüyor gözükse de büyük ölçüde MGK politikalarýyla ayný paralele çekilmiþtir. Kürt ulusal hareketinin siyasal gerileyiþi ise malumdur. Elbette MGK için, siyasal tavýr açýsýndan geriletmek yetmiyor. Kürt, islamcý veya devrimci, bu anlayýþlarýn kitle tabanlarýný da daraltmak, hareketsiz hale getirmek istiyor. Devrimci basýnýn susturulmak, haliðinden baþlayýp sönecek olan bir sosyal patlama dan çok, devrimcilerin önderlik edeceði veya müdahale edebilecekleri bir patlamadýr. Bu korku, uygulanan baský ve terörün Cephe üzerinde bir kuþatma ya dönüþtürülmek istenmesinin de nedenidir. Oligarþi, devrimci harekete karþý yürüttüðü imha ve sindirme operasyonuyla bunun önlemini almaya çalýþýyor. Ýþçi sýnýfý içinde devrimci sendikacýlarýn tasfiyesinden gecekondu semtlerinde halk örgütlülükleri üzerinde estirilen teröre, devrimci basýnýn susturulmak istenmesinden, infaz, kayýp politikasýna kadar her þey bu çerçevede yürütülmekte, halkýn tepkisine, öfkesine, ayaklanmasýna önderlik edecek yapý daðýtýlmaya çalýþýlmaktadýr. Bu arada iþsizlik sigortasý, yargý reformu, çetelerin temizlenmesi gibi halkýn en duyarlý olduðu konularda çeþitli vaatler gündemde tutularak, halk kitlelerinin tepkilerini yumuþatýcý manevralara da baþvuruluyor. Keza, oligarþinin bu noktada, halkýn, özel olarak da iþçi sýnýfýnýn öfkesini, tepkisini boðmakta MGK sendikacýlarý gibi iþbirlikçileri de kullanacaðý unutulmamalýdýr. Çünkü, sosyal patlama korkusu, en az tekeller kadar, MGK sendikacýlarýnýn da korkusudur. Bu korkuyla MGK politikalarýna çok daha sýký sarýlmaktadýrlar. Ancak sonuçta tüm bu yöntemlerin ve araçlarýn etkisinin geçici olacaðý da açýktýr. Çok çeþitli biçimlerde eylemler, direniþler geliþecektir.

14 14 Oligarþinin ne yapacaðý, neyi hedeflediði aþaðý yukarý ortadadýr. Sürecin nasýl geliþeceði ise, bizim ne yapacaðýmýza, neyi ne kadar baþarabileceðimize baðlýdýr. Belirttiðimiz gibi, oligarþinin tüm baský, tehdit ve oyalama manevralarýna raðmen, eylemler, direniþler olacaktýr. Süreç açýsýndan öncelikli görevlerimizden biri, iþte bu noktada ortaya çýkýyor. Bu noktada sadece tahlil lerle, çaðrý larla yetinenler, koþullar üzerinde hiçbir etkide bulunamazlar. Bulunduðumuz her alanda, tüm imkanlarýmýzý seferber ederek, direniþleri örgütlemeye, mevcut direniþlere müdahale edip güç vermeye çalýþmalýyýz. Bu yalnýzca iþçi alanýnýn, iþçi hareketinin görevi olarak da görülmemelidir. Tüm alan ve birimler, kendi açýlarýndan bu görevi üstlenmelidirler. Keza krizin sonuçlarý bugün daha çok iþçi sýnýfý üzerinde yoðunlaþmasýna raðmen tüm halk kesimleri bundan bir biçimiyle etkilenmektedir ve bu etkilenme daha da artacaktýr. Dolayýsýyla tüm alan ve birimler bu açýdan da hazýrlýklý olmak durumundadýrlar. Kuþku yok ki, bu süreçte çeþitli halk kesimlerinin en önemli sorunu örgütsüzlüktür. Mevcut örgütlülüklerin geriliði veya yetersizliðidir. MGK sendikacýlarý daha baþtan krizin yükünün halka, iþçi sýnýfýna yüklenmesi karþýsýnda göstermelik açýklamalar yapmaktan öteye geçmemiþ, asýl olarak da tavýrlarýný tekellerden yana belirlemiþlerdir. KESK ten de oligarþi tarafýndan hesaba katýlýr güç ve kararlýlýða sahip bir tavýr yoktur ve kýsa vadede olmasý fazla muhtemel deðildir. Yerel direniþler, asýl olarak küçük, orta ölçekli iþletmelerde, sendikalar dýþýnda geliþmektedir. Bu, direniþler açýsýndan bir dezavantaj yaratmaktadýr kuþkusuz. Ancak bu ayný zamanda müdahale açýsýndan bir avantajý da içerir. Konfederasyonlar dahil, tüm demokratik kitle örgütlülüklerini tavýr almaya, direniþlerle dayanýþma içine girmeye zorlamak elbette gerekli ve yapýlmasý gerekendir. Ancak þu veya bu alanda her þey buna baðlandýðýnda, orada bir þey yapýlamaz. Her kesimin kendi özgücüne ve devrimcilerin önderliðine, desteðine güvenmekten baþka bir çýkar Çeþitli alanlarda taban örgütlülüklerinin yaratýlmasý, hak ve özgürlükler mücadelesinin geliþtirilmesi, mevcut direniþler çerçevesinde müdahalenin ve dayanýþmanýn örgütlenmesi, ve tabii diðer mücadele biçimleriyle de sürece müdahale edilmesi, bütün bunlar ayný zaman kesiti içinde gerçekleþtirmekle karþý karþýya olduðumuz görevlerdir. yolu yoktur. Çeþitli alanlarda taban örgütlülüklerinin yaratýlmasý, hak ve özgürlükler mücadelesinin geliþtirilmesi, mevcut direniþler çerçevesinde müdahalenin ve dayanýþmanýn örgütlenmesi, ve tabii diðer mücadele biçimleriyle de sürece müdahale e- dilmesi, bütün bunlar ayný zaman kesiti içinde gerçekleþtirmekle karþý karþýya olduðumuz görevlerdir. MGK nýn düzen üzerindeki belirleyiciliði 12 Eylül den bu güne uzanýr. Ancak Susurluk süreci, bu belirleyiciliði daha ön plana çýkarmýþtýr. Susurluk la birlikte düzen partileri iyice etkisizleþmiþ, MGK öne çýkmýþtýr. Burjuva politikacýlarý, generallerin iþaretleriyle, mesajlarýyla hareket eder durumdadýrlar. MGK nýn öne çýkmasý, MGK da alýnan kararlarýn dayatýlmasýyla kalmamýþ, MGK, Kriz Merkezleri, Batý Çalýþma Grubu gibi yeni örgütlenmelerle, devletin diðer kurumlarý içindeki düzenlemelerle yönetim içindeki yerini, daha alt kademelere indirmiþtir. Diyanet Ýþleri Baþkanlýðýndan RTÜK e kadar artýk hemen her yerde MGK temsilcileri vardýr. Gerillaya karþý operasyonlardan, devrimci basýna, radyolara yönelik baský ve kapatmalara kadar hemen tüm saldýrýlar bu anlamýyla MGK da merkezileþmiþ, kuþatma buradan koordine edilmektedir. Saldýrýnýn MGK tarafýndan mý, hükümet tarafýndan mý yönetildiði esasýnda mücadele açýsýndan çok belirleyici

15 15 deðildir; bizim açýmýzdan asýl önemli olan saldýrýnýn niteliði, biçimleniþi, hedeflerinin çözümlenmesi ve nasýl geriletileceðidir. DÝRENÝÞ VE SAVA- ÞIMIZ MEÞRUDUR: Saldýrý kiþileri ve kurumlarý kuþatarak, geriletmeyi, yýldýrmayý, yoketmeyi hedefliyor. Saldýrýlarý göðüslemek, direniþ çizgisini tereddütsüz uygulamaktan geçiyor. Direniþin siyasal temeli, meþruluða inançtýr. Buna sabýr ve cüreti de eklemeliyiz. Meþruluða inanç tam olduðunda, sabýr ve cürete sahip olunduðunda bu saldýrýlarý göðüslemek, saldýrý ve kuþatma altýnda dahi geliþimi sürdürmek mümkündür. Kuþkusuz bunlarýn yanýnda daha pek çok þey sýralanabilir. Bunlarý özel olarak vurgulamamýz, sürecin temel bazý özellikleri açýsýndandýr. Yýllardýr kitlelerin en sýradan hak ve özgürlük eylemleri, terörizm, bölücülük olarak nitelendirilmiþ, devlet terörü bu demagoji üzerinde geliþtirilmiþ, bu politika, kitleler ve reformizm üzerinde belli sonuçlar yaratmýþtýr. Kitleler nezdinde, devlet terörünün yarattýðý korku, yer yer meþruluk duygusunun önüne geçmekte, reformizm ise, devletin, polisin çizdiði sýnýrlar içinde hareket etmeyi kabul ederek, kendi meþruluðunu inkar eden bir çizgiye gerilemektedir. Bu gerileme, reformizmle de sýnýrlý olmayýp, oportünizmden Kürt ulusalcýlarýna Meþruluk, her alana yönelik propaganda ve ajitasyonda, eðitim faaliyetlerinde, hatta tek tek insanlarýn eðitiminde öne çýkarýlmalýdýr. Bu noktada herkesin kafasý net olmalýdýr. Netlik yalnýzca Cephelilerle sýnýrlý kalmamalý, bulunduðumuz alandaki kitlelere taþýnmalýdýr. kadar pek çok kesimi etkilemekte, bu kesimler de meþru mevzilerini savunmakta oldukça geri bir çizgide durmaktadýrlar. Dolayýsýyla böyle bir saldýrý dönemini püskürtmekte, meþruluða inanç, bu meþruluðun pratikte ortaya konulmasý son derece belirleyici olacaktýr. Cephelilerin hayatýn çeþitli a- lanlarýndaki direniþ çizgisiyle, reformizmin, oportünizmin direniþ çizgisi arasýndaki temel farklýlýk da bu noktada somutlanýr. Meþruluk, her alana yönelik propaganda ve ajitasyonda, eðitim faaliyetlerinde, hatta tek tek insanlarýn eðitiminde öne çýkarýlmalýdýr. Bu noktada herkesin kafasý net olmalýdýr. Netlik yalnýzca Cephelilerle sýnýrlý kalmamalý, bulunduðumuz a- landaki kitlelere taþýnmalýdýr. Oligarþi yoðun bir biçimde iþçi çýkarmanýn, zamlarýn doðal, zorunlu olduðunun, teröre karþý mücadele nin toplumun huzuru için olduðunun propagandasýný yapýyor. MGK sendikacýlarýnýn, reformistlerin tavýrlarý bu propagandaya güç veriyor. Bu kanýksatmaya karþý i- deolojik olarak kitlelere krizin bizim krizimiz olmadýðýný, halkýn, devrimcilerin mücadelesinin terör olmadýðýný, direniþimizin haklý, meþru olduðunu kavratmalýyýz. Kitlelerin meþruluk sorunu varsa, bunu çözmek görevimizdir. Bunu kendiliðindenliðe býrakamayýz. Ve bunu yalnýz eðitimle de baþaramayýz. Eðitim temel halkalardan biridir, ama pratik olarak da göstermeliyiz. Devrimci teorinin bilinen bir doðrusudur: Kitleler esas olarak kendi deneyleriyle öðrenirler. Kitleler kendi deneylerini yaþayarak öðreneceklerdir. Deneyler üzerine oturmuþ bir e- ðitim ise bilince dönüþecektir. Aksi halde, kitleleri suçlama geliþir ki, bu -kitleler açýsýndan deðil ama, kitleleri suçlayanlar açýsýndan- politikasýzlýðýn, yýlgýnlýðýn, yorgunluðun ifadesidir. DEVRÝM ÝÇÝN GERE- KEN SABIRA VE CÜRE- TE SAHÝBÝZ: Sabýr ve cüret de bu süreçte özel bir rol oynayacaktýr. Bu nedenle, bunlar her Cephelinin kuþanmasý gereken iki silahtýr. Sabýr, bizi küçük burjuvaca yakýn devrim hayallerinden ve dolayýsýyla hayal kýrýklýklarýndan korur; cüret ise devrimin þiddeti karþýsýnda küçük burjuvaca geriye

16 16 çekiliþin, sinmenin önünde barikat olur. Cüretin gerekliliði üzerinde söylenecek sözler fazla da görülebilir. Bu nedenle önderliðin bu konudaki deyiþlerinden birini aktarmak yeterli olacaktýr. Daha yüksek bir savaþ, daha büyük bir kararlýlýk, daha çok cesaret, daha çok cüret demektir. Savaþ bir yerde cesaret ve cüretle sürmek zorundadýr. Daha cesaretli, daha cüretli, daha kararlý olan kazanacaktýr. Bugünkü savaþ gücümüzü ancak daha kararlý ve cüretli olmakla büyütebiliriz. Büyümek, düþman güçlerine vurmak, etkisiz kýlmak ve imha etmek demektir. Daðda, þehirde, ovada, zindanlarda, her yerde Parti ve Cephe anlayýþýyla düþmana vurmalýyýz. Vurmak kazanmaktýr. Sabýr da gereklidir. Çünkü saldýrýlarýn göðüslenmesini, kuþatma altýnda mücadeleyi, kýsa vadeli süreçler olarak görmemek durumundayýz. Oligarþi e- sas olarak saldýrýyý her zaman sürdürecektir. Bunun sürekliliði ülkemiz koþullarýnýn ortaya çýkardýðý bir özelliktir. Tartýþýlan daha çok artmasý, azalmasý, farklý yönlerde yoðunlaþmasý veya farklý biçimler almasýdýr. Bu anlamda saldýrýnýn gelip geçici olmadýðýnýn bilinciyle örgütlenmeli, çok kýsa vadeli ama geçici sonuçlar ortaya çýkarmak yerine, kalýcý örgütlülükler yaratmayý, mücadeleyi süreklileþtirecek temelleri atmayý hedeflemeliyiz. Bu, anlýk durumlarda gereken tepkileri göstermenin, geliþmelere müdahale etmenin, hýzlý örgütlemeler yapmanýn önünde engel deðildir tabii ki. Halkýn ve devrimcilerin hemen her kesimi MGK nýn saldýrý hedefleri içindedir. Kuþkusuz MGK belli öncelikler koyup bu önceliklerine göre zamanlama da yapmaktadýr. Ama son bir kaç ayýn pratiðine bakýldýðýnda bile, en reformist kesimlerin, sendikalarýn dahi belli bir sýnýr içinde tutulmasýna yönelik genel bir saldýrý politikasýnýn izlendiði görülebilir. Bu saldýrýnýn öncelikli üç hedefinin Kürt ulusal hareketi, islamcý kesim ve devrimci hareket olduðu tartýþýlamayacak kadar açýktýr. Ama bu, diðer muhalif kesimleri saldýrý hedefi olmaktan çýkartan bir politika deðildir. ÖDP, EMEP gibi reformist partiler, iþçi veya memur sendikalarý, ÝHD gibi kurumlar Gözaltý, tutuklanma, deþifrasyon gibi nedenlerle yöneticilerin, komitelerin sürekli deðiþmesi, plan-program yapmaktan vazgeçip kendiliðinden bir çalýþmanýn hakim hale gelmesinin gerekçesi olursa, bu, düþmanýn saldýrýsýnýn bir yerde amacýna ulaþmasý demektir. Bu, örgütsel faaliyetimizi bir kýsýr döngüye hapsetmek demektir. da en geri noktaya çekilmeye zorlanmaktadýr. Reformizm, i- cazetli çizginin onlarý nerelere kadar hapsettiðini artýk görmelidir. Binalarýnýn önünde bile basýn açýklamasý yapamayýp, bina içine girip balkondan seslenmek zorunda kalmak, reformistleri de yeniden düþündürmelidir. Nereye kadar gerileyeceksiniz? Özgürlük, emek, sosyalizm deyip, bu kavramlarýn temsil ettiði deðerlerin meþruluðunun savunulamadýðý yerde, hiç bir mücadele verilemez. Bunu görmelisiniz artýk. Meþruluk, saldýrýlar karþýsýnda direnmenin ön koþuludur. Susmak, sinmek, meþru direniþ ve savaþ biçimlerinden vazgeçmek, yenilgiyi baþtan kabullenmektir. YAÞADIÐIMIZ SÜRECÝN ÖZGÜNLÜKLERÝ AÇISINDAN AN KADROLARIN, TARAFT ARAFTARLARIN ARLARIN SORUMLULUÐU Düþman demokratikte, legalde veya illegalde sürekli olarak birim, alan örgütlenmelerinin yönetim mekanizmalarýný daðýtmayý, kadro ve yöneticileri etkisizleþtirmeyi hedefliyor. Hiçbir hukuki dayanaðý olmayan gözaltý ve tutuklamalar, kaçýrma, haber gönderme gibi doðrudan ve dolaylý deðiþik biçimlerdeki tehditler öncelikle buna yöneliyor. Yönetim mekanizmalarýna, yönetici kadrolara yönelik bu sürekli saldýrýlar uzun vadeli

17 17 planlar yapmayý zorlaþtýrýyor. Pekala bu durumda plan, program yapmaktan vaz mý geçeceðiz? Elbette hayýr. Gözaltý, tutuklanma, deþifrasyon gibi nedenlerle yöneticilerin, komitelerin sürekli deðiþmesi, planprogram yapmaktan vazgeçip kendiliðinden bir çalýþmanýn hakim hale gelmesinin gerekçesi olursa, bu, düþmanýn saldýrýsýnýn bir yerde amacýna ulaþmasý demektir. Bu, örgütsel faaliyetimizi bir kýsýr döngüye hapsetmek demektir. Saldýrýnýn bu biçimi tüm kadrolarýmýz, yöneticilerimiz ve taraftarlarýmýz açýsýndan bazý konularda çok daha özenli olmayý, bazý görevlerin, her ne olursa olsun asla ertelenmeyecek görevler olarak ele alýnmasýný gerektirir. Bunlardan biri, alternatif yöneticiler yetiþtirmek, bir diðeri birimin, alanýn güvenliðini saðlamak ve de denetleyici olmaktýr. ALTERNATÝFÝMÝZÝ HAZIRLAMALIYIZ: Kadro ve yöneticiler, birim ve alanda yönetici olarak görev aldýklarý andan itibaren alternatiflerini de hazýrlamaya, yetiþtirmeye baþlamalýdýrlar. Alternatifini yetiþtirmek, kendi altýndaki insanlarý eðitmek ve birime, alana vakýf hale getirmektir. Yönetici, kendi altýndaki insanlarý, yalnýz anlatarak deðil, pratiðin içinde yetiþtirecektir. Yönetici arada iletme mekanizmasý deðildir. Yalnýzca hareketten gelen talimatlarý, programlarý altýndakilere aktarýp, uygulayýn demek, yönetmek deðildir. Bürokrasi tam da budur iþte. Bu konumdaki bir yöneticinin bir bürokrattan farký yoktur. O konuþacak, alttakiler yapacak, uygulayacak; Birincisi, bu devrimci bir tarz deðildir. Ý- kincisi, hiçbir yönetici hiçbir alanda bunu yapabilecek hazýr bir alt yapý bulamaz. Uygulayýn, yapýn! Solun kitleleri harekete geçirme, kitlelere iþ yaptýrma tarzý da budur zaten. O yüzden de bu tarzdan hiçbir iþ çýkmamaktadýr. Özetleyerek söylersek, yöneticilik örgütlemektir. Yönetici fetva veren deðil, yol gösteren, yolu altýndakilerle birlikte arþýnlayandýr. Alternatif Bir yönetici, gerektiðinde kendi bölgesinde, gerekli tüm önlemleri yirmidört saat, hatta daha kýsa süre içinde alabilmelidir. Yer deðiþtirmeli, malzemeleri, insanlarý çekebilmeli ve yirmidört saat sonra da herþeyi tekrar yerine yerleþtirip, faaliyetin sürekliliðini saðlayabilmelidir. Bu ne zor, ne de imkansýzdýr. Aksine yapýlmasý zorunlu olandýr. Yapmamak düþmanýn önünü açmaktýr. yöneticiler de böyle bir pratik içinde çýkar. Yoðun bir teorik eðitime tabi tutmak ve daha fazla pratik görev vermek elbette alternatifimizi hazýrlamak açýsýndan yapýlmasý gerekenlerin içindedir. Ancak yoðunlaþtýrýlmýþ bir teorik eðitim ve pratik, bir insaný yetiþtirmekte önemli olsa da onu alanýndaki yöneticinin alternatifi yapmaya yetmez. Alternatifini yetiþtirmek, kadrolaþtýrma açýsýndan gerekenleri yapmanýn ötesinde alana, birime vakýf hale getirebilmektir. Yani sorunlara tek tek insanlar, tek tek eylemler açýsýndan deðil, alanýn bütünü açýsýndan bakabilecek bir bakýþ açýsýný vermek ve bu bakýþ açýsýnýn altýný gereken bilgi ve tecrübeyle doldurmaktýr. Tabii bütün bunlarýn ancak kolektif bir iþleyiþ içerisinde mümkün olabileceði açýktýr. Eðer siz, bulunduðunuz alanda, birimde tek baþýna yönetmenin kolaycýlýðýna kaçmadan bir komite oluþturmuþsanýz, yapýlacak iþleri, ortaya çýkan sorunlarý o alanýn, birimin komitesinde ele alýyorsanýz, zaten o komitede yeralanlarý alana vakýf hale getiriyorsunuz demektir. GÜVENLÝÐÝ SAÐLA- MALIYIZ: Kadro ve yöneticiler, kendilerinin, altlarýndaki insanlarýn, bütün olarak birimin güvenliðini saðlamak zorundadýrlar. Güvenlik çok çeþitli yanlarý içerir, ancak özü birimdeki, alandaki faaliyetin sürekliliðinin saðlanmasýdýr. Mese-

18 18 le kiþilerin korunmasýnýn ötesinde budur. Yönetici, bunlarý yapabilmek için, düþmaný iyi tahlil eden, takip eden, düþmanýn ne yaptýðýný çözümleyebilen bir kadro olmalýdýr. Savaþýn bu boyutunu görmeden yöneticilik misyonunu yerine getirmek zordur. Düþman nasýl yapýyor, nasýl hazýrlanýyor, nasýl darbe vuruyor, bunun karþýsýnda biz ne yapacaðýz? Her bölge, birim bu sorularýn kendi alanlarýndaki cevaplarýný ve dolayýsýyla çözümlerini bulmak zorundadýr. Her bölge birim açýsýndan bu çözümler farklý farklýdýr. Ýþte bu nedenle bu konuda sunulacak genel perspektifler yeterli olamaz. Bu perspektifi yönetici kendi alanýnda somutlamalýdýr. Her kadro kendi ü- retecek, yaratacaktýr. Merkez o- nun sorununu çözemez. Merkez, alan ve birim yöneticisine çeþitli önerilerde bulunabilir. Ama o- nun altýndaki, onun daha altýndaki ne olacak? Yöneticinin sorumluluðu iþte tam da buradadýr. O altýndakilerin, tüm birimin güvenliðini düþünecek, planlayacak ve onu uygulayacaktýr. Bir yönetici, gerektiðinde kendi bölgesinde, gerekli tüm önlemleri yirmidört saat, hatta daha kýsa süre içinde alabilmelidir. Yer deðiþtirmeli, malzemeleri, insanlarý çekebilmeli ve yirmidört saat sonra da herþeyi tekrar yerine yerleþtirip, faaliyetin sürekliliðini saðlayabilmelidir. Bu ne zor, ne de imkansýzdýr. Aksine yapýlmasý zorunlu olandýr. Yapmamak düþmanýn önünü açmaktýr. Polis hemen almýyor, önce bilgi biriktiriyor. Takibini yapýyor, ifadelerle, dinlemelerle, kanýt oluþturuyor. Ve sonra yükleniyor. Burada düþmanýn saldýrýsýný boþa çýkaracak, en azýndan fazla bir zarar verebilmesini önleyecek olan, legal ya da illegal nerede olursak olalým ilke ve kurallarý çok dikkatli o- larak uygulamaktýr. Ne demokratik alaný, ne de bu alanda kazanýlan mevzileri terketmek sözkonusu deðildir. Ancak bu alanýn rehavet, ilke ve kurallarýn esnetilmesi, disiplinsizlik gibi olumsuz yönde geliþen a- lýþkanlýklarý hýzla terkedilmek zorundadýr. Mevziler terkedilmeden, çalýþma aksatýlmadan, polisin gözünden, takibinden mümkün olduðunca uzak bir faaliyeti örgütleyebilmeliyiz. Yönetici onlarca iþi denetleyecektir. Düþmanýn örgütlenme faaliyetimizi, mücadelemizi plansýzlýða, programsýzlýða mahkum etmeye yönelik saldýrýlarý karþýsýnda, denetim en güçlü silahlarýmýzdan biridir ve bu silah ancak herþeyi denetleyecek dinamizmi, ýsrarý gösteren yöneticiler elinde etkili bir biçimde kullanýlabilir. HERÞEYÝ DENETLE- MELÝYÝZ: Yönetici onlarca iþi denetleyecektir. Düþmanýn örgütlenme faaliyetimizi, mücadelemizi plansýzlýða, programsýzlýða mahkum etmeye yönelik saldýrýlarý karþýsýnda, denetim en güçlü silahlarýmýzdan biridir ve bu silah ancak herþeyi denetleyecek dinamizmi, ýsrarý gösteren yöneticiler elinde etkili bir biçimde kullanýlabilir. Yönetici Ya iþte zaten biliyordur, O kadarýný da yapar, tekrar anlatmaya gerek yok diye düþünmeyecek. Tekrar tekrar anlatacak. Ayrýntýlandýracak, maddelendirecek. Söyledim iþte demekle yetinmeyecek. Yaptým, tamam cevaplarýyla da yetinmeyecek. Somut cevap almamýþsak, sonuçlarýný görmemiþsek iþi yapýlmamýþ kabul edeceðiz. Yönetici her þeyi düþünecek, her þeyi hesaplayacaktýr. Engellerin gerekçe haline getirilmesi kabul edilemez. Engel doðal o- landýr. Engeli aþmak da öyle olmalýdýr. Böyle olacaðýný, polisin bu kadar yýðýnak yapacaðýný veya saldýracaðýný tahmin etmemiþtik gibi bir gerekçe olamaz örneðin. Yaptýðýmýz her iþi ciddi hazýrlýklarla yapmalýyýz. Bir eylemin, bir faaliyetin askeri, politik, kitlesel, teknik her yanýyla inceden inceye uðraþmalýyýz. "Düþünmedim, düþünemedim demek bir açýklama olamaz. Niye düþünmedim, niye düþünemedim sorusunun cevabý bulunmalýdýr... Yirmi dört saatini devrim için harcayan, devrimden baþka bir iþi olma-

19 19 yan bir insanýn düþünmemesi mümkün deðildir. Düþüncede ve eylemde yoðunlaþan insan soru sormaya baþlayan insandýr. Sorular cevaplarý ortaya çýkartacak, cevaplar eksik ve yanlýþlarý gösterecektir. Soru sormayan yönetici, düþünmeyen, üretmeyen, yasak savan gerçekte profesyonel devrimci olmayan insandýr. Devrimci yaþam biçimini gerçek anlamda uygulamayan, bir yanýyla düzende yaþayan insandýr. (DHKP Kuruluþ Kongresi Kararlarý, Karar No: 12) Saldýrýnýn örgütlülükleri daðýtmak, kýsýr döngüye sokmak temelindeki bu biçimleniþi, yöneticiler dýþýndaki tüm kadro ve taraftarlarýmýza da özel görevler yüklemektedir. ÝNSÝYATÝFLÝ, SORUM- LULUK ÜSTLENEN, MÜ- DAHALE EDEN, BOÞ- LUKLARI DOLDURAN OLMALIYIZ: Taraftarlar, doðan, doðabilecek her boþlukta insiyatifli davranmalý, sorumluluk üstlenmelidirler. Bunun için birikimleri yetersiz olabilir, müdahaleleri yetersiz kalabilir. Ancak, bu yönde harcanacak her çaba mutlak bir daðýnýklýktan, müdahalesizlikten daha iyidir. Bu müdahale bireysel deðil, kolektif bir müdahale olarak düþünüldüðünde, muhtemel eksikliklerin önüne de zaten daha baþtan geçilmiþ olacaktýr. Düþmanýn saldýrýsý altýnda bana görev verilmedi, ben ne yapabilirim ki, benim yetkimi (veya kapasitemi) aþar türünden düþünceler sorumluluktan kaçýþýn deðiþik biçimleridir. Cepheli, bu durumda ya yanlýþ yaparsam kaygýsýyla da görevden kaçamaz. Evet, yanlýþ yapmamak için her zaman beþ kere düþünüyorsa, onbeþ kere düþünmeye baþlayacaktýr, ama görevi, müdahale sorumluluðunu üstlenecektir. Ýnsiyatifsizliðin kökeninde herþeyden önce kendine güvensizlik vardýr. Hangi düzeyde o- lursa olsun tüm Cepheliler genç komutanlarýmýzý düþünsünler. Kendine güvensizliði aþmanýn en kestirme yolu, kendimizi tümüyle harekete, devrime sunmaktýr. Bunda netleþtiðimizde, kendimize güvenimizi de buna paralel olarak kazanýrýz. Genç komutanlarýmýzýn en önemli niteliði budur. Cesaretle ileri çýkmýþ, ben bunu yapacaðým demiþ, Alandaki kadro ve taraftarlarýn boþluðu doldurmak üzere geliþtireceði insiyatif ve müdahale, düþmanýn saldýrýlarýnýn göðüslenmesinde kilit bir öneme sahiptir. Bu insiyatif ve müdahale yapýldýðýnda, düþmanýn örgütlülüðü daðýtma hedefi boþa çýkarýlýyor demektir. Düþman sonuç aldýkça saldýrýyý ayný çizgide sürdürüp pervasýzlaþacaktýr. Bunu bozmalýyýz. adýmlarýný buna uydurmuþlardýr. Alandaki kadro ve taraftarlarýn boþluðu doldurmak üzere geliþtireceði insiyatif ve müdahale, düþmanýn saldýrýlarýnýn göðüslenmesinde kilit bir öneme sahiptir. Bu insiyatif ve müdahale yapýldýðýnda, düþmanýn örgütlülüðü daðýtma hedefi boþa çýkarýlýyor demektir. Düþman sonuç aldýkça saldýrýyý ayný çizgide sürdürüp pervasýzlaþacaktýr. Bunu bozmalýyýz. Yöneticilerimizin alternatiflerini yaratma görevi de, tüm kadro ve taraftarlarýmýzýn insiyatif ve müdahale görevi de iþte buna yoðunlaþmalýdýr: Düþman sonuç alamamalý. DÝRENÝÞ VE SAVAÞI AÞI BÜYÜTECEK, DEVRÝMÝ GELÝÞTÝRECEÐÝZ Emperyalist ülkelerde de kriz her geçen gün derinleþirken, baðýmlý bir Türkiye ekonomisinin krizden çýkmasý mümkün deðildir. Halkýn mücadelesini bastýramadýklarý sürece, siyasal krizden de kurtulamayacaklardýr. Böyle bir ülkede, devrimciler görevlerini yerine getirdikleri takdirde, devrimin geliþmemesi için hiç bir neden yoktur. Cepheliler, bulunduklarý her alanda direniþ ve savaþý geliþtireceklerdir. Direniþ ve savaþ, devrimi geliþtirmektir. Türkiye halklarý, Cephe önderliðinde direnecek, savaþacak, devrim geliþecektir. Emperyalizmin ve oligarþinin hiç bir vahþeti, hiçbir manevrasý, artýk bunu engelleyemez.

20 20 BÜTÜN DAÐLAR BÝZÝM OLACAK! BÜTÜN ANADOL ADOLU SAVAÞ AÞ ALANIMIZDIR! Anadolu ihtilali büyüyor. Daðlarda açýlan yeni bir gerilla cephesi, gecekondularda kurulan bir halk örgütlülüðü, dizginsizce bir terör karþýsýnda Cephe bayraðý altýnda toplanan onbinler, düþmanýn kuþatmasýna raðmen korunan bir mevzi, düþmana vurulan darbeler, askeri, demokratik, lojistik örgütlenmelere eklenen yeni bir halka, halkýn biriken ve büyüyen öfkesi, kendiliðinden eylemler... bu büyümenin birbirinden farklý ama birbirini tamamlayan parçalarýdýr. Ege daðlarýnda yankýlanan silah sesleri, Anadolu ihtilalinin yaygýnlaþmasý doðrultusunda yeni bir savaþ cephesi açmýþtýr. Bu cephede gerilla savaþýnýn baþlatýlmasý, Parti-Cephemizin devrim ve iktidar iddiasýnýn, savaþý geliþtirmekteki sabýr, irade ve kararlýlýðýnýn sonucudur. Emperyalizm ve oligarþinin baþta Parti-Cephe ve Kürt ulusal hareketi olmak üzere tüm muhalif kesimlere karþý imha ve etkisizleþtirmeye yönelik terörünü týrmandýrdýðý, tüm halka karþý pervasýzca bir saldýrýya geçtiði, operasyonlarýn aralýksýz sürdüðü, bazen gözaltýlarýn bir günde yüzlerle ifade edildiði, reformizmin mücadele arenasýndan neredeyse tümüyle çekildiði, oportünizmin iyice daralarak faaliyetinin varlýk yokluk mücadelesine dönüþtüðü, PKK nýn emperyalist çözüm tercihine doðru hýzla yol alýp, devrimden her geçen gün uzaklaþtýðý bir süreçte, Ege de gerilla, devrimci alternatifin DHKP -C çizgisinde somutlandýðýnýn açýk bir göstergesi; iktidar hedefimizdeki netliðin, devrimi geliþtirmedeki kararlýlýk ve ýsrarýmýzýn ifadesidir. Düþman, çok çeþitli araç ve yöntemleri kullanýp sürdürdüðü imha politikalarýyla, kitlelerle bað kurulmasýnda belli bir iþlevi olan tüm kurum ve araçlara yönelik yaygýn saldýrýlarýyla, Ege daðlarýnda yankýlanan silah sesleri, Anadolu ihtilalinin yaygýnlaþmasý doðrultusunda yeni bir savaþ cephesi açmýþtýr. Bu cephede gerilla savaþýnýn baþlatýlmasý, Parti-Cephemizin devrim ve iktidar iddiasýnýn, savaþý geliþtirmekteki sabýr, irade ve kararlýlýðýnýn sonucudur. dört Cepheliyi birden kaybedecek kadar pervasýzca bir þiddetle devrimci hareketi bitirmeye oynarken, Balkýca direniþi, onun tüm psikolojik ve fiziki saldýrýlarýný etkisizleþtirip, planlarýný bozmuþtur. Hiç beklenmeyen bir zamanda ve özellikle böyle bir süreçte hiç beklenmeyen bir yerden gerillayý büyüten adýmlar atmamýz, düþmanlarýmýzý da dostlarýmýzý da þaþýrtmýþtýr. Ancak yine de düþmanlarýmýzdan çok solun þaþýrdýðýný söyleyebiliriz. Çünkü düþmanlarýmýz çok yaþamýþtýr bunlarý, kendince sonuçlar çýkarmýþtýr; ancak sol böyle bir iradeye, bu tür dönemlerde böyle adýmlarýn atýlabileceðine inançsýzdýr. Þaþkýnlýðý bundandýr. Düþmanýn, kuþatma altýnda bitirdik, yok ettik sandýðý, dost bildiklerimizin bir çoðunun da hah iþte bitiyorlar diye seyrettiði anda, Devrimci Hareketi karþýlarýnda çok daha güçlenmiþ olarak bulmalarý ilk deðildir. Son da olmayacaktýr. Düþmaný da, dostlarýmýzý da þaþýrtmaya devam edeceðiz. Devrim uzun vadelidir. Silahlarýn bir kaç ay susmasýndan hareketle Cephe hakkýnda tahliller yapanlar, bir, Cephe yi yeterince tanýmamakta, iki,

ZORUNDAYIZ ÖÐRENMEK VE ÖÐRETMEK DURSUN KARATAÞ

ZORUNDAYIZ ÖÐRENMEK VE ÖÐRETMEK DURSUN KARATAÞ AÐUSTOS 1998 SAYI: 11 DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ ÖÐRENMEK VE ÖÐRETMEK ZORUNDAYIZ DURSUN KARATAÞ mayanlara, düzeniçi reformlarla yetinenlere, Marksist-Leninistlere karþý oligarþi adýna i-

Detaylı

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ!

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ! DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ! Silahlý Propaganda ve Gerilla Savaþý Nikaragua da Devrim ve Seçim Proletarya ve Sosyalist Siyasal Bilinç Demokratik Muhalefette Demokrat! Türkiye Devriminde Kürt

Detaylı

17 NİSAN 30 MART YOLUMUZ DEVRÝM YOLUNDA DÜÞENLERÝN YOLUDUR PARTÝMÝZÝN YOLU KURTULUÞUN YOLUDUR

17 NİSAN 30 MART YOLUMUZ DEVRÝM YOLUNDA DÜÞENLERÝN YOLUDUR PARTÝMÝZÝN YOLU KURTULUÞUN YOLUDUR NÝSAN 1999 SAYI: 13 DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ YOLUMUZ DEVRÝM YOLUNDA DÜÞENLERÝN YOLUDUR 30 MART 17 NİSAN DEVRİM ŞEHİTLERİNİ ANMA VE DHKP-C NİN KURULUŞUNU KUTLAMA GÜNLERİ PARTÝMÝZÝN YOLU

Detaylı

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi Devrimci Marksizm Yayın Kurulu Uzun vadede bu felâket konusunda suçun nasýl daðýtýlacaðý çok þeyi belirleyecektir. Ýþte bu, önemli bir entelektüel

Detaylı

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI TMMOB Danýþma Kurulu 38. Dönem 2. Toplantýsý 16 Nisan 2005'te Ankara'da TMMOB çalýþmalarý üzerine bilgilendirme ve TMMOB çalýþmalarýnýn deðerlendirilmesi gündemi

Detaylı

Tarihte, Günümüzde ve Devrimci Mücadelede Kadýnlar

Tarihte, Günümüzde ve Devrimci Mücadelede Kadýnlar Tarihte, Günümüzde ve ERÝÞ YAYINLARI Bu broþüre yer alan yazýlardan "Tarihte ve Günümüzde Emekçi " yazýsý, Kurtuluþ Cephesi'nin Mart-Nisan 1997 tarihli 36. Sayýsýnda; " " yazýsý, Kurtuluþ Cephesi'nin Mart-Nisan

Detaylı

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

Ýstanbul hastanelerinde GREV! Ýstanbul hastanelerinde GREV! Onaylayan Administrator Wednesday, 20 April 2011 Orijinali için týklayýn Doktorlar, hemþireler, eczacýlar, diþ hekimleri, hastabakýcýlar, týp fakültesi öðrencileri ve taþeron

Detaylı

Silahlı propagandanın amacı her şeyden önce bu suni dengenin bozulmasıdır. Şimdi hepimizin bildiği bu teoriyi Mihrac Ural ın durumuna tercüme edelim:

Silahlı propagandanın amacı her şeyden önce bu suni dengenin bozulmasıdır. Şimdi hepimizin bildiği bu teoriyi Mihrac Ural ın durumuna tercüme edelim: Hemen başlangıçta belirteyim: Bu yazı Mihrac Ural ile ilgilidir. Suni denge ile Mihrac Ural ın ne ilgisi var? diye düşünüyorsanız, okuyunca görürsünüz. Suni dengenin tanımını biliyorsunuz: Halkta potansiyel

Detaylı

TAKIM KURMA. 4) Üyeler arasýnda yüksek derecede güven duygusu geliþmiþtir. 2. TAKIM ÝLE ÇALIÞMA GRUBU ARASINDAKÝ FARKLILIKLAR :

TAKIM KURMA. 4) Üyeler arasýnda yüksek derecede güven duygusu geliþmiþtir. 2. TAKIM ÝLE ÇALIÞMA GRUBU ARASINDAKÝ FARKLILIKLAR : NOT : Bu bölüm önümüzdeki günlerde Prof.Dr. Hüner Þencan ýn incelemesinden sonra daha da geliþtirilerek son halini alacaktýr. Zaman kaybý olmamasý için büyük ölçüde- tamamlanmýþ olan bu bölüm web e konmuþtur.

Detaylı

SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME

SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME Doç. Dr. Ýlker BELEK Akdeniz Üniversitesi Týp Fakültesi Halk Saðlýðý Anabilim Dalý Öðretim Üyesi SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME Burjuva Sýnýf Saldýrýsýnýn Tepe Noktasý Yukarýda tanýmlanan saðlýk sistemi yapýsý

Detaylı

DEVRÝMÝN GELÝÞÝMÝ ve Küçük-Burjuva Hareketin Yalpalamasý

DEVRÝMÝN GELÝÞÝMÝ ve Küçük-Burjuva Hareketin Yalpalamasý DEVRÝMÝN GELÝÞÝMÝ ve Küçük-Burjuva Hareketin Yalpalamasý 38. Sayý / 30 Mart-13 Nisan 2005 Devrimci dönemlerin kitle örgütlenme araçlarý genel olarak komitelerdir. Komiteler, komiteleþme üzerine düþünen

Detaylı

Alt Üst O luþ Sýnýflar mücadelesinin geliþmesi ve temelindeki

Alt Üst O luþ Sýnýflar mücadelesinin geliþmesi ve temelindeki Yeni Evrede Başyazı Alt Üst O luþ Sýnýflar mücadelesinin geliþmesi ve temelindeki nesnel geliþmeler, sürecin yoðunluðuna göre karþýmýza kýsa sürede ya da daha uzun sürede yeni durumlarý çýkarýr. Günümüzde

Detaylı

DÜNYA PROLETARYASI. kent ve kýr arasýnda bölünmeyi sürdürür.

DÜNYA PROLETARYASI. kent ve kýr arasýnda bölünmeyi sürdürür. DÜNYA PROLETARYASI Proletarya Kapitalizmin geliþmesi ve sermaye birikiminde artýþ demek, proletaryanýn da büyümesi anlamýna gelmektedir. Bu büyüme, belli alanlardan, dünyaya doðrudur. Kapitalizm görüldüðü

Detaylı

Olmak ya da Olmamak. Cumhuriyetin temel niteliklerine

Olmak ya da Olmamak. Cumhuriyetin temel niteliklerine 2007y ý l ý ü l k e - m i z için bir ol-mak ya da olmamak savaþýna sahne olacaða benziyor. AKP, çeþitli kesimlerden gelen uya-rýlara raðmen ülkemizi bir is-lâm devletine dönüþtürme tutkusundan vazgeçmedi,

Detaylı

Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB)

Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB) Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB) RUSYA DA KARÞI- DEVRÝM VE KAPÝTALÝZMÝN GELÝÞMESÝ geocities.com/icgcikg/turkish RUSYA DA KARÞI-DEVRÝM VE KAPÝTALÝZMÝN GELÝÞMESÝ Devrimin ve Karþý-Devrimin Bilânçosuna

Detaylı

TERÖR VE TERÖRLE MÜCADELE. Hazýrlayan: M. Sadi Bilgiç RAPOR NO: 17

TERÖR VE TERÖRLE MÜCADELE. Hazýrlayan: M. Sadi Bilgiç RAPOR NO: 17 TERÖR VE TERÖRLE MÜCADELE Hazýrlayan: M. Sadi Bilgiç RAPOR NO: 17 RAPOR NO: 17 Terör ve terörle mücadele NOT: BÝLGESAM farklý disiplin ve görüþlere sahip bilim adamlarýný sinerji saðlayacak þekilde biraraya

Detaylı

Sendikaların krizi mi, sosyalistlerin krizi mi?

Sendikaların krizi mi, sosyalistlerin krizi mi? Sendikaların krizi mi, sosyalistlerin krizi mi? Sungur Savran Günümüzde sosyalistler arasýnda sendikalar konusundaki en yaygýn tavýr aðlaþmaktýr. En yaygýn kelime ise kriz. Sosyalist solun çok büyük bir

Detaylı

mmo bülteni þubat 2005/sayý 81 doðalgaz temin ve tüketim politikalarý raporu da basýn mensuplarýna daðýtýlmýþtýr.

mmo bülteni þubat 2005/sayý 81 doðalgaz temin ve tüketim politikalarý raporu da basýn mensuplarýna daðýtýlmýþtýr. TÜRKÝYE DE DOÐAL GAZ TEMÝN VE TÜKETÝM POLÝTÝKALARI Basýna ve Kamuoyuna 10 Ocak 2005 Oda Baþkanýmýz Emin KORAMAZ Odamýzýn Doðalgaz alanýnda yaptýðý çalýþmalarý ve Türkiye deki Doðalgazýn durumu hakkýnda

Detaylı

Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý.

Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý. Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý. Aðaçlar gördüm yeryüzü yaþýnda; Gölgesinde yaz uyur, kýþ uðuldar baþýnda.

Detaylı

DANIÞMANLIK TEDBÝRÝ KARARLARININ UYGULAMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA TEBLÝÐ Perþembe, 30 Ekim 2008

DANIÞMANLIK TEDBÝRÝ KARARLARININ UYGULAMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA TEBLÝÐ Perþembe, 30 Ekim 2008 DANIÞMANLIK TEDBÝRÝ KARARLARININ UYGULAMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA TEBLÝÐ Perþembe, 30 Ekim 2008 25 Ekim 2008 CUMARTESÝ Resmî Gazete Sayý : 27035 TEBLÝÐ Taþpýnar Muhasebe Devlet Bakanlýðý, Milli Eðitim

Detaylı

www.tukcev.org.tr www.tupadem.hacettepe.edu.tr Editörler: Prof. Dr. Müberra Babaoðul Araþ. Gör. Uzm. E. Betül Sürgit

www.tukcev.org.tr www.tupadem.hacettepe.edu.tr Editörler: Prof. Dr. Müberra Babaoðul Araþ. Gör. Uzm. E. Betül Sürgit Sanayi ve Ticaret Bakanlýðý nýn katkýlarý ile Tüketici ve Çevre Eðitim Vakfý (TÜKÇEV) ve Hacettepe Üniversitesi, Tüketici - Pazar - Araþtýrma - Danýþma - Test ve Eðitim Merkezi (TÜPADEM) ortak çalýþmasý

Detaylı

POLÝTÝK MÜCADELE. Proletaryanýn nihai (sonal) amacý sýnýfsýz toplumdur,

POLÝTÝK MÜCADELE. Proletaryanýn nihai (sonal) amacý sýnýfsýz toplumdur, POLÝTÝK MÜCADELE Proletaryanýn nihai (sonal) amacý sýnýfsýz toplumdur, komünizmdir. Bu amaca ancak politik mücadele yoluyla varýlýr. Bunun dýþýndaki yollar, yalnýzca iþçi sýnýfýný amacýndan uzaklaþtýrýr

Detaylı

ÝÞYERÝ SAÐLIK BÝRÝMLERÝ VE ÝÞYERÝ HEKÝMLERÝ ÝLE ÝLGÝLÝ YENÝ YÖNETMELÝÐÝN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ

ÝÞYERÝ SAÐLIK BÝRÝMLERÝ VE ÝÞYERÝ HEKÝMLERÝ ÝLE ÝLGÝLÝ YENÝ YÖNETMELÝÐÝN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ m e s l e k i s a ð l ý k v e g ü v e n l i k Dr. Hamdi AYTEKÝN, Prof., Uludað Ü. Týp Fak. Halk Saðlýðý AD., Baþkaný Dr. Necla AYTEKÝN Prof., Uludað Ü. Týp Fak. Halk Sað. AD Öðr. Üyesi Dr. Emel ÝRGÝL Doç.,

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN*

ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN* 1.Giriþ ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN* Toplu olarak kullanýlmasýndan dolayý kolektif sosyal haklar arasýnda yer alan sendika hakký 1 ; bir devlete sosyal niteliðini veren

Detaylı

KANUNSUZ TALÝMATLARI YERÝNE GETÝRMEK ZORUNDA DEÐÝLSÝNÝZ. Çünkü Anayasa ve yasalar bizden yana: 2 Nisan 2007 Onlarca film ve dizi, 3 yýllýðýna kiraya verildi. TRT ye 40 milyon dolar gelir getirmesi gerekirken,

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

ÝÞ SAÐLIÐI GÜVENLÝÐÝ EÐÝTÝMÝ GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ

ÝÞ SAÐLIÐI GÜVENLÝÐÝ EÐÝTÝMÝ GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ YANGIN YÖNETMELÝÐÝ VE UYGULAMALARI Türk Tesisat Mühendisleri Derneði ile Þubemizin ortaklaþa düzenlediði Yangýn Yönetmeliði ve Uygulamalarý Semineri 20 Ekim 2010 tarihinde Þubemiz Eðitim Salonunda gerçekleþtirildi.

Detaylı

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de Onaylayan Administrator Wednesday, 20 April 2011 Orijinali için týklayýn Saðlýk emekçilerinin 2 gün süren grevleri baþladý. Ülke genelindeki hastanelerin nereyse tamamýnda hastanede

Detaylı

KÜRDÝSTAN PROLETARYASI KOMÜNÝST PARTÝSÝNÝ YARATMALIDIR

KÜRDÝSTAN PROLETARYASI KOMÜNÝST PARTÝSÝNÝ YARATMALIDIR Yeni Evrede Kürdistan KÜRDÝSTAN PROLETARYASI KOMÜNÝST PARTÝSÝNÝ YARATMALIDIR Biliniyor ki, birleþik devrimin baþarýsý için, Kürdistan proletaryasýnýn kendi komünist partisinde örgütlenmesinin gerekliliði,

Detaylı

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým. Kaybolan Çocuk Çocuklar için öyküler yazmak istiyordum. Yazmayý çok çok sevdiðim için sevinçle oturdum masanýn baþýna. Yazdým, yazdým... Sonra da okudum yazdýklarýmý. Bana göre güzel öykülerdi doðrusu.

Detaylı

Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB) ULUSAL EFSANESÝ VE. geocities.com/icgcikg/turkish

Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB) ULUSAL EFSANESÝ VE. geocities.com/icgcikg/turkish Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB) ULUSAL KURTULUÞ EFSANESÝ VE KOMÜNÝZM geocities.com/icgcikg/turkish ÖNSÖZ YERÝNE Ýlkin 1981 yýlýnda ispanyolca yazýlmýþ ve yayýmlanmýþ bu makale, daha sonra fransýzca

Detaylı

Onuruna sahip çýk! Sýnýfa Karþý Sýnýf Kurultayý'na güç ver!

Onuruna sahip çýk! Sýnýfa Karþý Sýnýf Kurultayý'na güç ver! Ýþçi Bülteni Özel Sayýsý: 69 OSB-ÝMES Ýþçi Bülteni Ýþçi sýnýfýnýn kurtuluþu kendi eseri olacaktýr! Mayýs 2006 Fiyatý 25 YKr Onuruna sahip çýk! Sýnýfa Karþý Sýnýf Kurultayý'na güç ver! Geçtiðimiz kýþ aylarýnda

Detaylı

mmo bülteni ekim 2005/sayý 89

mmo bülteni ekim 2005/sayý 89 8 Ekim 2005 tarihinde Ankara'da yapýlacak olan "TMMOB mitingi" için TMMOB Yönetim Kurulu Baþkaný Mehmet Soðancý 15 Eylül 2005 tarihinde basýn açýklamasý yaptý. ÖZGÜRLÜKTEN, EMEKTEN, DEMOKRASÝDEN VE BARIÞTAN

Detaylı

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi BÝRÝNCÝ BÖLÜM 1 Dünya döndü Son ders zili çalýnca tüm öðrenciler sevinç çýðlýklarý atarak okulu terk etti. Ýkili öðretim yapýlýyordu. Sabahçýlar okulu boþaltýrken, öðleci grup okula girmeye hazýrlanýrdý.

Detaylı

NATO DAÐITILACAK BASKILAR BÝZÝ YILDIRAMAZ

NATO DAÐITILACAK BASKILAR BÝZÝ YILDIRAMAZ Merhaba, Bu sayýmýzý da aðýrlýklý olarak Türkiye de yapýlan NATO Zirvesi gündemiyle çýkarýyoruz. Zirve süresince yaþanan sýcak geliþmeler, internet üzerinden baþka basýn yayýn kuruluþlarýna gönderildi.

Detaylı

Örgüt Kültürü. da öðrenmek isteyecektir.

Örgüt Kültürü. da öðrenmek isteyecektir. NOT : Bu bölüm önümüzdeki günlerde Prof.Dr. Hüner Þencan ýn incelemesinden sonra daha da geliþtirilerek son halini alacaktýr. Zaman kaybý olmamasý için büyük ölçüde- tamamlanmýþ olan bu bölüm web e konmuþtur.

Detaylı

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ 6. SINIF DENEME SINAVI / 16. SAYI ÇÖZÜMLER TÜRKÇE TESTÝ 1. Silkelemek sözcüðü; 1. cümlede üstündeki þeyleri düþürmek, 2. cümlede kuvvetle sarsmak, 3. cümlede etkilemek ve 4. cümlede

Detaylı

ODADAN HABERLER ASANSÖR KONTROL MERKEZÝ ONAYLANMIÞ KURULUÞ GÖREVLENDÝRME SÖZLEÞMESÝ ÝMZA TÖRENÝ YAPILDI ODA'DAN HABERLER

ODADAN HABERLER ASANSÖR KONTROL MERKEZÝ ONAYLANMIÞ KURULUÞ GÖREVLENDÝRME SÖZLEÞMESÝ ÝMZA TÖRENÝ YAPILDI ODA'DAN HABERLER ODADAN HABERLER ASANSÖR KONTROL MERKEZÝ ONAYLANMIÞ KURULUÞ GÖREVLENDÝRME SÖZLEÞMESÝ ÝMZA TÖRENÝ YAPILDI TMMOB Makina Mühendisleri Odasý Asansör Kontrol Merkezi Onaylanmýþ Kuruluþ Görevlendirme Sözleþmesi

Detaylı

MARKSÝST YÖNTEM ve OPORTÜNÝST YÖNTEM

MARKSÝST YÖNTEM ve OPORTÜNÝST YÖNTEM MARKSÝST YÖNTEM ve OPORTÜNÝST YÖNTEM Geliþme basitten karmaþýða, bir alt biçimden bir üst biçime doðrudur. Geliþmenin basitten karmaþýða doðru oluþu genellikle gözardý ediliyor. Þeyleri duraðan halde gören

Detaylı

Kafkaslarda Barýþa Giden Yol Savaþtan mý Geçmeli?

Kafkaslarda Barýþa Giden Yol Savaþtan mý Geçmeli? Kafkaslarda Barýþa Giden Yol Savaþtan mý Geçmeli? Dr. Ali Asker (*) AGÝT Minsk Grubu = AGÝT Turizmi Son birkaç aydan beri Azerbaycan siyasi terminolojisine yeni bir terim dahil edilmiþtir: AGÝT Turizmi.

Detaylı

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ 7. SINIF DENEME SINAVI / 20. SAYI ÇÖZÜMLER TÜRKÇE TESTÝ. Tutmak sözcüðü,. cümleye denetimi ve yetkisi altýna almak, 2. cümleye gereðini yapmak, yerine getirmek, 3. cümleye bir

Detaylı

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Üstüne, günlerin yorgunluðu çökmüþtü. Bunu ancak oyunla atabilirdi. Caný oyundan

Detaylı

KURTULUÞ CEPHESÝ. Sakýp Sabancý sýz Seçimlerin Sayýsal Sonuçlarý Üzerine. Büyük Kentlerin Seçim Sonuçlarý

KURTULUÞ CEPHESÝ. Sakýp Sabancý sýz Seçimlerin Sayýsal Sonuçlarý Üzerine. Büyük Kentlerin Seçim Sonuçlarý H Anti-Emperyalist ve Anti-Oligarþik Mücadelede KURTULUÞ CEPHESÝ Zafer Bizim Olacaktýr! http://www.kurtuluscephesi.com YIL: 13 SAYI: 70 Kasým-Aralýk 20 Sakýp Sabancý sýz Seçimlerin Sayýsal Sonuçlarý Üzerine

Detaylı

TÜRK-RUS ÝLÝÞKÝLERÝ: SORUNLAR VE FIRSATLAR. Prof. Dr. Ýlter TURAN

TÜRK-RUS ÝLÝÞKÝLERÝ: SORUNLAR VE FIRSATLAR. Prof. Dr. Ýlter TURAN TÜRK-RUS ÝLÝÞKÝLERÝ: SORUNLAR VE FIRSATLAR Prof. Dr. Ýlter TURAN 63 TÜRK-RUS ÝLÝÞKÝLERÝ: SORUNLAR VE FIRSATLAR GÝRÝÞ Prof. Dr. Ýlter TURAN Türk-Rus iliþkileri tarih boyunca rekabetçi bir zeminde geliþmiþ,

Detaylı

Yeni anayasa neyi hedefliyor?

Yeni anayasa neyi hedefliyor? Yeni anayasa neyi hedefliyor? Siyasal iktidar Yeni Anayasanın yazımına kapalı kapılar ardında devam ederken, yeni anayasanın yazılma sürecine dair öğrenebildiğimiz yegâne şey, mecliste oluşturulan uzlaşma

Detaylı

ZUBRÝTSKÝ, MÝTROPOLSKÝ, KEROV KAPÝTALÝST TOPLUM ERÝÞ YAYINLARI. Kapitalist Toplum

ZUBRÝTSKÝ, MÝTROPOLSKÝ, KEROV KAPÝTALÝST TOPLUM ERÝÞ YAYINLARI. Kapitalist Toplum ZUBRÝTSKÝ, MÝTROPOLSKÝ, KEROV KAPÝTALÝST TOPLUM ERÝÞ YAYINLARI 1 2 SEKÝZÝNCÝ BASKI KAPÝTALÝST TOPLUM ZUBRITSKI, MITROPOLSKI, KEROV, KUZNETSOV, GRETSKI, LOZOVSKl, KOLOSSOV 3 Y. Kuznetsov [Birinci ve Üçüncü

Detaylı

sayý 94 yýl : 17 MART - NÝSAN 2009

sayý 94 yýl : 17 MART - NÝSAN 2009 sayý yýl : 7 MART - NÝSAN 200 TEKNÝK GEZÝLERÝMÝZ DEVAM EDÝYOR eskisehir.mmo.org.tr No lu telefonu çevirin en yakýn Makina Mühendisleri Odasý Þubesi karþýnýzda olacaktýr. Cep telefonu ile arayan üyelerimiz

Detaylı

Ş İ İ İ ç İ İ İ İ ç ç ç Ç ç ç ç ç İ Ö İ ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç Ç ç ç ç ç ç Ö Ö ç ç ç ç Ö ç Ö ç ç ç ç ç ç ç Ç ç ç ç Ç ç ç ç ç ç Ç ç Ö ç ç ç ç Ç ç Ö Ç ç ç Ş ç ç Ç Ş ç İ ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç

Detaylı

Ç Ç ç Ğ ç Ö Ğ Ş ç Ö Ö Ğ Ğ Ö Ö Ç Ü ç Ç Ü ç Ö ç ç ç ç Ğ ç ç Ç Ç ç Ç Ü ç ç Ç ç ç ç Ö ç Ö Ö ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç Ö Ş ç ç ç ç ç ç ç ç Ü ç ç Ü ç ç ç ç ç ç ç Ö Ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç Ö ç ç Ğ Ç Ü ç ç Ç Ü ç ç Ç

Detaylı

İ Ç Ü ş ö ğ ş ö ğ Ü öğ ç ş Ö Ü ğ ç ö ç ş ş ğ Ğ ç ç ğ ğ ö ş İ ç Ü ç ş ö ğ ö ç ç ş ş İ ğ ş ğ ş ç ş ğ ş ç ş ğ ç ç ş ş ö ş Ö Ş Ö ğ ş ö ç ş ğ Ç Ü Ç ğ ş Ç ğ İ Ü İ Ü ö ş ş ş ğ ç ş ö ğ çö ğ ş ş ç ö ş ş ş ğ ç ş

Detaylı

Ü Ö Ö ö ö Ü Ü Ö ö ç ç ö ç ö ç ç ö ö ö ö ö ç ö ö ç ç ç ç ç ç ö ö ö ö ç ç ö ç» ö ö ö ö ç ö ö ö ö ç ö ç ö ç ö ç ö ö ç ç ç ç ö ö ö ç ç ç ç ç ç ç ç ç ö ç ç ö ç ç ç ç ç ç ö ö ö ç ç ç ö ö ö ç ç ç ç ö ç ç ç ç

Detaylı

ğ Ş ğ ş ğ İ ö ç ö ö İ ğ ş ş ç ç ğ ç ğ ş ğ İ Ş Ü İş ö Ö ğ Öğ ş ğ ğ İ ö ö Çğ ö İ ö ç İ ş ş ş ç ş öğ ş Ş ğ ö ğ ş ö ğ İ ğ ö ş ş ş ğ ğ İ ş ğ çö ğ ğ ş ö öğ ç öği İ ğ ğ ğ ğ öğ ö ş ğ İ ç ş İ İ ğ ç İ İ Ö ÖĞ İ ğ

Detaylı

Ü Ü Ğ Ş Ş Ş Ş Ş Ü Ğ ç Ş Ğ Ü Ü Ğ Ü Ş Ö ç ç Ğ Ğ Ü Ş Ü Ş Ş ç ç Ç Ü Ş Ç Ç Ü Ş Ş Ü Ü Ü Ü Ü Ü ç Ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç Ç ç ç ç ç ç Ş Ğ Ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç Ş ç ç ç Ç ç ç ç ç ç ç Ç ç Ç ç ç ç

Detaylı

İ İ İ İ İ İ İ İ İ İ Ö İ İ İ İ İ Ü Ç İ Ş Ş İ İ Ü İ İ İ İ İ İÇİ Ö Ö Ç Ç Ç İ Ü Çİ İ Ü Ü İ İ İ İ İ İ İİ İ Ç Ş İ İ İ İ Ü Çİ Ö İ Ü Çİ İ İ Ü İİ İ Ç Ö İ Ö İ Ç Ç İ Ç Ö İ İ İİ İ Ç Ç Ç Ü İ Ç İ Ç İ Ş Ç İ Ğ İ İ İ İ

Detaylı

İ» Ö İ İ ğ ğ İ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ İ ö ö ç ğ ğ ğ ğ ğ Ö Ü Ü ğ ğ ğ ö ğ ğ ğ ğ ö ğ ğ İ İ İ İ ğ ğ ğ ö İ ğ ğ ğ ğ ğ ö ğ ğ ö ö ğ öğ ğ ğ ğ İ ö ç ç ğ ö ö ç ğ ç ç ğ ç ğ ö ç ğ ğ ğ ğ ğ ğ İ Ü Ş İ ö İ ğ ğ İ İ ğ ğ ğ ç ğ ğ

Detaylı

Ç Ü ğ Ç ç Ğ ç Ü ç ğ ç ğ ğ ç ğ ç ç ğ ç ç Ö Ş Ö ğ ç ğ Ç Ü Ç ğ Ç ğ Ü Ü Ç Ü ğ ğ Ü ğ ç Ç ğ Ü ç ç ğ Ğ Ğ ç ç ğ ğ ğ ğ ğ Ğ Ğ Ğ Ğ Ğ Ş Ş Ç Ö Ö ç Ç ğ ç ç ğ ç ğ ç ç ç ğ ç ç ç Ü ç ç ç ğ Ö Ü Ç Ş Ş ç Ö ç ğ ğ ğ ç ğ ğ ğ

Detaylı

ç ğ ğ ğ ç ç ç ğ ç ğ ğ ç ğ ğ ç ğ ç ğ ğ ğ ç ğ ğ ç ğ ğ ç ç ğ ğ ğ Ü ç ğ ç ç ç ğ ç ç ğ ğ ğ ğ ğ ğ Ü ğ ğ ç ç ç ğ ç ğ ğ ç ğ ç ç ğ ğ ç ğ ğ ğ ğ ğ ç ğ ğ ğ ğ ç ğ ç ğ Ü ğ ğ ğ ç ç ğ ç ğ Ü ç ğ ğ ğ ç Ü ç ç ç ç ğ ç ğ ğ

Detaylı

Ç ö Ü ğ ö Ş ç ç Ş Ü Ö Ü Ü ö Ü ğ ğ ö ö ç ç Ü ğ ç ç ğ ğ ğ Ü ğ ö ö Ş ö ç ğ ö ç ç ğ ç ç ö Ş Ş ö ğ ç Ç ç ö ö ç Ç ö ğ Ü ö ğ ğ ç ö ç ğ ç ğ ö ç ö ö Üç ğ ö ç ö ç ö ç ğ ö ğ ö ç Ç ğ ç ç ğ ö ö ç ç ç ğ ğ ç ğ ç ğ ç

Detaylı

Ç Ü ö ö Ü ö ç Ö Ü ç ö ç ç Ğ ç ç ç ö ö ç ç Ü ç ö ö ç ç ç ç ç ç ö Ö Ş Ö ö ç Ç Ü Ç Ç Ü Ü ö ç ö ç ç ç ç ö ç ç ç ö ç ö ö ö ç ö ö Ü ç çö çö Ü ç çö Ö ö ö çö ç Ü ö ç ç ç çö ç ç ç ö ç çö çö ö ö ö ç Çö çö çö ö ç

Detaylı

Ü İ İ İ İ ö İ ö ğ ğ Ü ö Ş Ç ğ İç Ş Ç ğ Ü ö İ İ ğ Ü ö ğ Ü ö İ İ Ş Ç ğ İ İ ğ Ü ğ ğ ğ ç ç ö ğ ö ö ğ ğ ğ ö ç ç Ç Ç ö Ö ğ ğ ç ç Ş ğ ğ Üç Ç ğ ç ö Ş Ç ğ ğ Ş Ü ğ ğ Ş ğ ç ç ç ğ ö ö ğ ö ö İ ç ç ğ ğ Ü ö İ İ ğ Ş ğ

Detaylı

ç Ğ Ü ç ö Ğ «ö ç ö ç ö ç ç ö ç ç ö ö ö ç ç ç ç ö ç ç ö ç ç ç ö ö ö ç ç ç Ç Ö Ü ç ç ç ç ç ç ç Ü ç ç ö ö ç ç ç ö ç ç ç ö ö ç ç ö Ç ç ö ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç ç Ç ç ç ç ç ç Ü ö ç ç ç ç ç Ç Ç ç ç Ç

Detaylı

Ş İ İ ç İ İ İ İ ç Ş ü ü ü ü ç ü üç ü ü ü ç ü ü Ü İ Ğ Ş üç ü İ ü ü ü ç ü ç Ç ç İ ü üç ü Ç üç ü ç ç Ç ü Ç ç üç ü ç Ç ç ç ç ç Ğ Ğ ç İ ü ü ç ç ç ü ü ü Ü ç ç ü ç ç ü ü ü Ö ü ü ü ü Ü ü ü ç ü ç ç ü ü ü ü ç ü

Detaylı

ç ü ü ç ç ş İ Ç Ü ş İ Ç Ü ç ş ü İ Ç Ü ş ş ç ş ü Ö ü Ö İş ş ç İ Ç Ü ş ş ç ü ç ş ş İ Ç Ü ş ç Ü İ Ç Ü İ Ç Ü ü ç ş ş ş İ Ç Ü ç ü ş İ Ç Ü İş ş ş ü ş İ Ç Ü ş ü ş üç ü ş ş ş ç ü ü ç ş ş ş ş ü ş ü ü ş ç ü ç ç

Detaylı

Ü ş ğ ğ Ü ş Ç ğ ş ş Ç ğ ş Ü ğ Ü ş ğ Ü Ç ğ ğ Ü ğ ğ ğ ş ğ ğ ğ ş ş ğ ş ş ş Ç Ç Ö ş ğ ş ş ğ ş ğ ğ ş Ü Ç ğ ş ğ ş ş ğ Ü ğ ş ş ğ ş ş ş ş ş ş ğ ğ ş ş ş ş ş ş ş Ü ğ ş ş Ü Ç ğ Ç Ç ş ş ş ğ ş Ö ÇÜ Ö ş ğ Ö ş ş ğ ş

Detaylı

İ Ç Ü ö üğü İ Ö ö üğü Ş ü öğ ü ç Ç ü ü ü Ç Ü ç ğ ç ğ Ğ ç Ş ğ ç ö ğ ğ ü ç Ü Ç ö üğü ö ü ü İİ Ç ğ ü ğ ç ğ ü ü ü ç ü ü Ş ü ğ ç ü ü ç ü ü ç ö Ö Ş Ö ğ ö ü ç ğ İ Ç Ü Ç ğ Ç ğ Ü Ü İ ü ç ğ ğ ğ ğ ğ ğ ç Ç ç ü ç Ş

Detaylı

İ İ İ Ğ İ İ İ İ Ğ Ğ Ş Ç Ş Ö Ş Ç İ Ç İ Ç Ş Ç Ü İ İ İ Ş Ş Ş Ş Ö Ç Ş Ş Ğ Ş Ç Ö Ş Ö Ö İ Ş Ç Ş Ş Ç Ş Ğ Ğ Ğ Ç İ Ğ Ş Ş Ç Ç Ş İ Ç Ş Ş Ş Ş İ Ğ Ö Ö Ş Ç Ş Ç Ş Ş Ş Ü Ö Ö Ö Ö Ö Ç Ç Ç Ö Ş Ç Ö Ö Ş İ İ Ç Ş Ş Ğ Ü Ş İ Ö

Detaylı

ü Ğ İ Ğ ü İ ç ü ü ü ç Ç ü ü ç Ç ü ü ç ü ü Ü Ç Ü ç ü ü ü ü ü ç Ç ü ü ç İ ü Ğ Ş İ İ ü Ğ İ Ğ ü İ Ö üçü ü Ö Ö ü Ö ü İ İ Ş Ğ İ İĞİ ü ü ü Ğİ İ Ğ İ Ğ ü Ö Ö Ü İĞİ ü Ü İ İ Ğİ ü ü Ğ İ İ İ İ İ İ ç ü ç ü ç ü ü ç ü

Detaylı

Ç Ç ü Ş ç Ü İ İ İ İ İ Ü İ İ Ş ğ ü Ö ç ç ü ç İ Ü ç İ İ ü ç ü ç İç ö ö ö ö ü ü ü ü ü ü ö Ü İ Ö İ ç ö ğ ü ö ç ç ö ç ö ü ğ ğ Ş ç Ç Ç Ş ü ö ç ğ ç ü ü ü ö ö ü ö ü ü ü ğ ğ ç ğ ğ ü ü ü ç ö ğ ç ğ ö ğ ğ ğ ç ü ü

Detaylı

ö Ü Ü ö Ö ğ ğ ğ ö Ü Ş ö Ü Ğ ö Ü ö Ü ö ğ ö ğ ö ö ğ ğ Ş Ü ğ ö ğ ğ ğ ğ ğ Ş Ş ğ ö ğ ğ ğ ğ ğ ö ö Ş ğ Ç ğ Ç Ş ö Ç ö ğ Ç ğ ö ğ ö ö ğ ö ğ ö Ş ğ Ç ğ Ç ğ ğ Ç Ş ö ö ö ğ Ç Ş Ç ö ö ğ ğ ğ ğ Ü Ü ö ğ «ğ ğ ğ ö ö «ö ğ ğ

Detaylı

ç ç ö Ğ Ö Ş ö ü ü Ş ç ö ü ç ğ ü ç ç Ğ Ü Ü ÜĞÜ ç ö ö ü ç ü üç ç ğ ü ü Ş ğ ü ü üğü ç ö ö ü ç ü ö ç Ş Ş ü ü üğü Ğ Ğ Ş ü üğü Ğ ç ü ö ğ ü ö Ö Ü Ş ü ü ü Ğ ğ ü ö ğ ü ü üğü ğ Ö Ğ ğ ü ü ü ç ö ö ü ö ü ü ğ ç ç ö

Detaylı

İ Ç Ü ş ö üü ş ş ö üü Ü ü ü ö ü ç ü ü ü Ö Ü Ü Ö ç ç ş ş ç ç ü İ ü ç Ü ç ş ö üü ö ü ü ç ş ş ü ş ş ç ş ş ü ü ü ç ü ş ü ç Ş ü Ü ç ü ü ü ç ş ş ö ş Ö ş Ö ş ö ü ç ş Ç Ü Ç ş Ç İ Ü İ Ü Ş ş ü ş ö çü ü Ç Ü ü ö ş

Detaylı

Ğ ü ü ç ş ş ğ ğ ğ ğ Ö ü ğ ş ğ ü ş Ç ş ş Ç ş ü ü ü ğ ç ç ş ü ş ş Ç ş ü ü ü ü ğ ş ş ü ü ş ş ş ü ü ğ ü üğü ş ç ü ü Ç ç ğ ü ü üğü ğ ü ç ş ş ş ş ğ ç ü ü ü ş ş ş Ç ş Ç ğ Ç ğ Ç Ç ü ş ş ü Öğ ü ş ş ğ ç Ç Ç ş Ç

Detaylı

ü ü üğü ğ Ö ü ö üş ö İ ü ü üğü ş ğ ç İ ç Ş ç ş ğ ş ş ğ ç ö ç ğ ş ş ş ö ü ğ ş ğ ü ü üğü ü ğ ö ü ü üğü ş ğ ş ş ş ö ü ç ğ ö ü ğ ö ü ü üğü ş ö ğ ç ğ ü ü üğü ü ğ ü ü üğü ü ü ü üğ ü ğ ö ü ğ ş ö üş ü ü üğü ü

Detaylı

ü ü ü ö ü ü Ö Ö Ö öğ öğ ü ü İ ç ö ü ü ü Ü ü ö ü ü ö ö ö ö ö ç ö ö ü ö ü İ Ö Ü ü ü ü ü ö ü ö ü ü ü ü ü ç ü ö ç Ö ü ç ö ö ö ü ü ö ö ö ç ü ç ö ç ö ö ü ö ö ç ü ç ç ö ü ü ü ü ö ü ü ö ü Ö Ö ö ü ü Ö ö ö ö ü ü

Detaylı

İ Ç Ü ö üğü İ ö üğü ü öğ ü ü ü ü Ö ği İ ü ö İ ğ Ğ Ü Ç ö üğü ö ü ü Ç ğ ü ğ Ş ğ ü ü ü ü ü ğ ö ü ü ü ü ü ö Ö Ş Ö ğ ö ü Ç ğ İ Ç Ü Ç ğ ğ Ü Ü ü «ü ö üğü İ Ü Ö Ü İ Ş İ Ü ü ö ü ö ğ ü İ «Ö ü ö ü İ ğ Ş ü Ş ö ö ü

Detaylı