FAİZ DIŞI FAZLA NEDİR? TÜRKİYE DE MEVCUT FAİZ DIŞI FAZLA VE REEL FAİZLER İLE KAMU BORÇLARI ERİTİLEBİLİR Mİ? (MUHTEMEL SENARYOLARA GÖRE ÜÇ PROJEKSİYON)

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "FAİZ DIŞI FAZLA NEDİR? TÜRKİYE DE MEVCUT FAİZ DIŞI FAZLA VE REEL FAİZLER İLE KAMU BORÇLARI ERİTİLEBİLİR Mİ? (MUHTEMEL SENARYOLARA GÖRE ÜÇ PROJEKSİYON)"

Transkript

1 C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 5, Sayı 2, FAİZ DIŞI FAZLA NEDİR? TÜRKİYE DE MEVCUT FAİZ DIŞI FAZLA VE REEL FAİZLER İLE KAMU BORÇLARI ERİTİLEBİLİR Mİ? (MUHTEMEL SENARYOLARA GÖRE ÜÇ PROJEKSİYON) M. Said CEYHAN ÖZET Türk ekonomisi iç ve dış faktörlerin etkisi ile son yıllarda son derece ciddi bir mali krizi yaşamaktadır. Bu krizin ekonomik, sosyal, politik ve uluslararası alanlara yansımaları ve ülkemize pek çok maliyeti olmuştur. Türkiye de maliye politikası aracı olarak faiz dışı fazlanın artırılması çabası bu krizi atlatmak için değil, bilakis borçlanmanın sürdürülebilmesi amacıyla kullanılmaktadır. Borçlanmanın sürdürülmesi için faiz dışı fazlayı artırmak gerektiği bilinen bir gerçektir. Ancak, sadece bu araç ile bu hedefe ulaşmak imkansızdır. Bununla birlikte, reel faizlerin düşürülmesi, ekonomik büyümenin artırılması,ekonominin tümünde etkinliğin sağlanması ve bütçe açıklarının kapatılması da gerekiyor. Ayrıca, bugün faiz dışı fazlanın amacı olarak gösterilen borçlanmanın sürdürülebilirliği hedefi son derece tehlikeli ve belirsiz bir hedeftir. Faiz dışı denge yerine,borçların eritilmesi hedefi ikame edilmelidir. Aksi taktirde,borç sorunu yıllarca artarak devam edecektir. Anahtar Kelimeler: Bütçe açığı, Reel faiz, Faiz Dışı Fazla ABSTRACT Turkish economy has been in a deep crisis, due to external and internal factors, in recent years. Its economic, social, political and international dimension has been an important source of cost in Turkey. The efforts to increase primary surplus, as a medium of fiscal policy in our country, has not been aiming at overcoming the crisis, but to maintain sustainability of long term public dept. It is a well-known fact that maintaining sustainability of borrowing requires increasing of primary surplus. But, it seems that it is not possible to reach the target by using only this medium. In addition, reel interest rates have to be reduced, economic growth has to be increased, the economy as a whole has to be more efficient and budget deficits have to be minimised. Furthermore, maintaining of sustainability of long term public debt which has been introduced as a target of primary balance is extremely dangerous and dubious target. Instead of increasing the target of primary surplus, the target should be replaced by a new target, reducing total debts. Otherwise, Turkey s debt problem will continue for a long time. Keywords: Deficit of Budget, Reel Interest, Surplus the provinces Interest Yrd. Doç. Dr., Kırıkkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Maliye ve Ekonomi Bölüm

2 32 CEYHAN I.GİRİŞ 1990 den sonra mali serbestleşmeden üç olumlu sonuç beklenmişti. Bunlar; kredi hacminin genişlemesi, nominal ve reel faizlerin düşürülmesi ile uluslararası düzeye yaklaştırılması yoluyla yatırımların, istihdamın ve milli gelirin artırılıp,işsizliğin azaltmasıdır. Ancak,Türkiye de bunların hiçbiri oluşmamış ve kredi hacmi de genişlememiştir. Aksine, reel faizler yükselmiş ve saadet zinciri finansmanı, borç yükünü 1990 lar boyunca hızla büyütmüştür (Yeldan,2003;1) krizi nedeniyle kabul edilen stand-by anlaşması ile Türkiye, mali tercihlerinde faiz dışı fazla aracını etkili olarak kullanmayı kararlaştırdı. Ancak, bunu tek araç haline getiren on yıllık dönem( )kapanmış bulunmaktadır. Hatta,amacı faiz dışı fazlayı olabildiğince artırarak,borcun sürdürülmesi olan mali anlayışın,dönemin son yılının ortasında, yasa ile düzenlenmiş olduğunu bile görüyoruz. Peki faiz dışı fazla nedir? Bunu kısaca, bütçedeki reel giderler ile gelirler dengesinin fazla vermesi şeklinde tanımlayabiliriz. Hükümet,2003 yılı ekonomik hedefini %6.5 faiz dışı fazla verilmesinde yoğunlaştırırken,imf de bunun için ciddi bir denetim yapmaktadır. IMF kıskacındaki her borçlu ülkede,bu politika temel şartların başına konmaktadır. Ülkemizde kamu maliyesinin neredeyse tek amacı haline gelen faiz dışı fazla 1994 sonrasında borcun sürdürülebilirliği üzerine kurulmuştur. Oysa,bunun yerine borcun eritilmesi hedefi seçilmeliydi dan beri aktif olarak kullanılan faiz dışı fazla/gsmh payının artırılmasına rağmen iyileşme görülmediği gibi bu hedef 2007 yılına kadar da uzatılmıştır. Oysa,2004 yılı sonunda tek haneli enflasyon bekleniyor. Enflasyon ile reel faiz arasındaki ters orantılı ilişkiden dolayı tek haneli enflasyon, çift haneli reel faiz anlamına gelmektedir. Kim ödeyecek bu bedeli? Çözümün sadece faiz dışı fazla da aranması Türk kamu maliyesini acz noktasına doğru götürme riskini taşımaktadır. Mevcut gelirler ile iç borçların azaltılması mümkün gözükmemektedir. Borçluluğu azaltacak kamu gelir ve giderleri politikası da henüz mevcut değildir. Gelir politikasında ise yük genelde dolaylı vergilerin üzerinde devam ediyor. Piyasanın büyüme +faiz dışı fazla>reel faiz çözümünden hareket edersek, geriye sadece araç olarak aşırı yüksek büyüme hızlarına ulaşılması kalıyor. Hangi kaynaklarla?sorusunun cevabı ise pek görünmüyor(eken,2003;1). Ayrıca faiz dışı fazla sorunlarımızı çözebilecek mi? Bunu cevaplamak için, bütçe açıkları ve reel faizleri irdelememiz gerekiyor. II.TÜRKİYE DE KAMU AÇIKLARININ BOYUTLARI Türkiye de son 10 yılda uygulanan konsolide bütçe gelir ve giderleri ile bütçe açığı ve borç stoku büyüklükleri Tablo-1 de sunulmuştur.

3 C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 5, Sayı 2, (TABLO-1)TÜRKİYEDE KONSOLİDE BÜTÇE BÜYÜKLÜKLERİ VE BORÇ STOKU( ) (MİLYAR TL) BÜT. BORÇ GİDER/ GELİR/ AÇIK/ BORÇ/ YILLAR AÇIĞI STOKU GSMH GSMH GSMH GSMH _ Kaynak:Maliye Bakanlığı,2002 Yılı Ekonomik Rapor,Bütçe Gerekçesi Tabloda görüldüğü gibi;bütçe gelirleri artarken,giderler daha çok artığından, kamu açıkları büyümüştür. GSMH deki bütçe gelirlerinin payı 1993 yılında %15.3 iken,2002 yılında %28.1 e çıkmıştır. Milli gelire göre,deflate edilen gelirler %60.1 artarken,yıllık ortalama %3.3 lük büyümeler de eklendiğinde, reel artış %80.6 ya çıkmaktadır. Buna rağmen,bütçe açıkları 1993 de milli gelirin %4.3 nden,2002 yılında %14.4 e çıkmıştır. Bunun nedeni,bütçe giderlerinin artışı olup,giderlerin milli gelirdeki payı,1993 da %20.0 dan,2002 da %42.5 e çıkmıştır. Dönemdeki deflate edilen giderlerin reel artışı ise %74.9 olmuştur. Yıllık ortalama %3.3 büyüme oranları da eklendiğinde, giderlerin reel artışı %99.6 yı bulmaktadır. Bir işletmede nasıl satış hasılatı cari maliyetleri karşılayamadığında işletmenin denkleştirilmesi ve net borç stoku net aktifleri aştığı taktirde iflası istenirse,bir devletin de kamu borçlanma gereği vergi gelirlerini aşarsa denkleştirilmesi ve borç stoku net aktifi(toplam gelirleri) aşıyorsa iflası akla gelebilir. Devlet için ise iflas kolaylıkla söylenememekte ve konu çok katı sunulmakla birlikte,bu gerçek böylece ifade edilebilir(akalın,1998;21). Genel ve katma bütçeli kuruluşlara KİT leri, fonları, döner sermayeli kuruluşları, vakıfları, parafiskal kuruluşları, görev zararı ve kur farkları ile borç

4 34 CEYHAN anapara ödemelerini de eklediğimizde,kamu sektörünün milli gelirdeki payının çok yüksek olduğu görülür. Bu pay artıkça, devletin makro ekonomik dengesizlikteki rolü de artmaktadır. Kamu bu büyük kaynağı verimsiz kullandığı ve kıt kaynakları israf ettiği için kaynak ve harcama dengesi bozulmuştur. Böylece, devlet makro hedefleri olan büyüme,ekonomik istikrar ve gelir dağılımı adaletini sağlamak bir yana,sağlık,adalet,eğitim gibi temel hizmetleri dahi tam olarak sunamamıştır. Hükümetler,popülist amaçlar ve mali denge için yeterli kaynak bulamadıklarında,borçlanmak hem kolay,hem daha az siyasi risk taşıdığından,iç ve dış borçlarla faaliyetleri sürdürmeyi tercih etmişlerdir(türk,1996;226). III. İÇ BORÇ REEL FAİZLERİNDEKİ GELİŞMELER Borç reel faizlerinin, borç stoku ve bütçe yapısı üzerinde önemli bir etken olduğu bilinmektedir. Tablo-2 de yıllarında iç borç faiz ödemeleri, net borç artışı ve iç borç reel faiz ödemeleri gösterilmiştir. Reel faiz oranını basit bir denklemle hesaplayabiliriz. Reel faiz, 1+ nominal faiz oranı / 1+ enflasyon oranı denklemi ile bulunmaktadır. Aşağıdaki rakamlar analiz edildiğinde, ortalama yıllık reel faiz oranları,1996 yılından bugüne değişkenlik göstermektedir. (TABLO-2 ) İÇ BORÇ FAİZ ÖDEMELERİ,NET BORÇLANMA VE REEL FAİZ (MİLYAR TL) Yıllar Faiz ödemeleri(tl) Faiz ödemeleri ($) Net borç artışı (TL) Net borç art. ( $) Reel faiz (%) kaynak: www. hazine.gov.tr / stat / 2002.yıllık.borç.html En yüksek oranlar 1999 ve 2002 yıllarında %25 düzeyinde,en düşük ise 1997 de %2.6 ve 2000 de %2.1 oranında gerçekleşmiştir. Bu dönemdeki reel faiz ortalaması, yaklaşık %12.5 düzeyinde gerçekleşmiştir. Türkiye nin borç reel faizleri kıyaslandığında,dünyanın diğer ülkelerinden çok yüksek olduğu görülmektedir. Örneğin,1999 yılında gelişmiş ülkelerde bu oran ortalama %3.5 iken,abd de %3.3, Japonya da %0.1, Euro Bölgesi nde %3.0, endüstrileşmiş Asya Ülkelerinde %6.4 oranındadır(bağcı, 2001;100). Temmuz 2003 ayı gerçekleşen nominal faiz ve enflasyon oranına göre hesaplandığında,reel faizlerin bizde hala %25 lerde seyrettiği görülmektedir. Reel faizlerin bu denli

5 C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 5, Sayı 2, yüksek olması makro ekonomik krizin ana nedenidir. Kamu, düşük ve orta gelirlilerden,özellikle kamuya borç verenlere gelir transfer edip gelir dağılımını bozarken,anayasanın sosyal devlet ilkesini de ihlal etmektedir. Ayrıca,kamu borçları,sıcak portföy sermaye giriş ve çıkışını doğurarak ülke kaynaklarının dışa transferinde ve yoksullaşmada önemli rol üstlenmektedir. IV.BORÇ STOKU,REEL FAİZ VE ENFLASYON İLİŞKİSİ 2003 yılının %20 enflasyon hedefi yaklaşık 1-2 puanlık bir sapma ile inanılır görülmeye başlandı. Enflasyon ile işsizlik arasındaki ters orantılı ilişki gereğince, işsizlerin sayısında bir artış olma riski bulunmaktadır. Ancak, bundan daha büyük tehlike,türkiye nin en önemli sorunu olan iç borçların reel faizlerinin artışıyla borçların büyümesi ve içinden çıkılamaz bir hal almasıdır yılları itibariyle enflasyon oranları ile reel faizler Tablo-3 de sunulmuştur. (TABLO-3) DÖNEMİ ENFLASYON VE REEL FAİZ İLİŞKİSİ(%) Yıllar (1) TEFE Reel Faiz Büyüme Borç St / GSMH Kaynak: Hazine Müsteşarlığı,Hazine İstatistikleri( ) (1) Program Borcun döndürülmesi veya borç dinamiği,borç ana parasının normalde yeniden borçlanarak karşılanması, faizlerin de cari gelirlerden ödenmesi anlamına gelmektedir. Reel faiz, büyüme hızına denk olduğunda, borç stoku artmadan borcun çevrilmesi mümkün olacaktır. Reel faiz,büyüme hızından büyük ise faizlerin finansmanı için de yeniden borçlanmak gerekir. Bu mekanizma kronikleşirse (1997 ve 2000 yılları hariç diğer tüm yıllarda bu durum vardır) saadet zinciri anlamında ponzi usulü finansman gerçekleşir. Böylece,borç stokunun milli gelire oranı artacaktır. Nitekim,tablodaki iç borç/gsmh oranının 1994 de %17.8 den,2001 de %69.2 ye yükseldiği görülmektedir. Bu tür artışlar borç stokunun büyümesine,bir süre sonra alacaklıların borç anaparalarının ödenemeyeceği düşüncesine kapılmalarına ve borç krizine neden olmaktadır. Faizlerin cari gelirle ödenmesi bütçenin faiz dışı fazla vermesi ile mümkündür. Ancak bunun önemli alternatif maliyetleri vardır. Bunlar; reel faizlerin artması, bütçe gelirlerinin büyük ölçüde faiz için tahsis edilerek,bütçede yatırım, sağlık, eğitim için kaynak kalmaması sorunlarıdır. Borç ve faiz sarmalının kırılmasının önündeki en büyük engel ise yüksek borç stokudur yılında milli geliri

6 36 CEYHAN yaklaşık 210 milyar dolar tahmin edilen Türkiye nin 90.4 milyar dolarlık iç ve dış borç servisi yapacak olması, devletin borcu borçla kapatmak gibi bir zorunluluğunu ispatlamaktadır. Tabii ki borç verenler bu zorunluluğu çok iyi kullanmaktadırlar. Bankaların bunda çok büyük fonksiyonu vardır. Bankacılık sektörünün gelir gider dengesine bakıldığında,2000 yılındaki gelirlerinin %25 i kamu kağıtları faizlerinden oluşurken,bugün %53 üne çıkmıştır. Bunların kredilerinden sağladıkları faiz gelirlerinin oranı ise %21 dir. Dönmeyen kredilerin oranı %33 e ulaşmıştır. Bankacılık kesimi bu nedenle reel faizlerin düşmesine direnç göstermektedir(sak, ;1). Borç stokunun düşürülebilmesi için büyüme hızının artırılması veya reel faizlerin düşürülmesi gerekir. Milli gelirin artması yatırım artışına bağlı olduğu gibi yatırımlar da, yüksek faizler ile ters orantılı olduğundan,özel sektör tarafından yapılamazken, kamu sektörünce de faiz dışı fazla kaygısı ile öncelikle azaltılan bir bütçe kalemdir. Ayrıca, reel faizler de ancak nominal faizler düşürülerek ve/veya enflasyon yükseltildiğinde düşecektir. Yani,devletin borç yükünü azaltmasının bir yöntemi de enflasyonu artırmaktır. Enflasyonun borç stokunu eritebilmesi için ise borçlanma vadesinin uzun olması gerekir. Bazı yazarların iddia ettikleri gibi Türkiye de enflasyonun artmasıyla reel faizler arasında çok sıkı negatif ilişki bulunmamaktadır. Enflasyon her zaman reel faizleri düşüren unsur değildir(boratav,2003;2). Zira,son yıllarda ortalama borçlanma vadesi bir yılın altında seyretmektedir. Bugün bu durum hala devam etmektedir. Böylece,oluşan enflasyona uyumlu nominal faizler gerçekleşmekte ve bu enflasyon oranı reel faizlere yansımaktadır. Tablo-3,2002 dışındaki yıllarda enflasyon ile reel faizlerin pek yakın ilişki içinde bulunmadığını göstermektedir. Ancak reel faizlerin düşürülmesinde ve dolayısıyla borç stokunun eritilmesinde enflasyon olgusunun ihmal edilmesi de doğru değildir. Bunun gerçek ve kalıcı etkisini göstermesi için borç vadelerinin asgari iki yıla çıkarılması gerekir. Yoksa,gölge faiz mekanizması ve nominal faiz ve enflasyon yapışkanlığından enflasyonun reel faizleri düşürme gücü yok olmaktadır. Kısa vadeli ve dövize endeksli borçların ağırlığı artığından,alacaklılar piyasadaki faiz,fiyat ve kur değişiklikleri yönünde faiz talep ederek reel faizlerin düşmesini engellemektedirler. Son dönemlerde hazine borçlarının enflasyona ve kura yapışkanlığında artış meydana gelmiştir( Kılıç,2002;4). Borç stokunun eritilmesi için faiz dışı fazla dan daha önem arz eden araçlardan biri olan enflasyon aracından tam olarak yararlanmak için,önce kısa vadeli borçlanma ve değişken faizle borçlanma yöntemi esnetilerek uzun vadeli ve sabit faizli borçlanma politikasına yönelinmesi,bilahare Hazineye kısa vadeli avans kullanma imkanı verilerek,borç ve faiz ödemelerinde kullanılarak borç stokunun eritilmesine katkısı sağlanmalıdır. Böylece, senyoraj ve enflasyon vergisi üreterek,borçları eritecektir. Ayrıca enflasyonun zararları da yadsınamaz. Ancak, yıllarca ekonominin, alacaklıların yoğun baskı ve ipoteği altında ağır krizlere girip daralmasındansa,bir dönem kontrollü bir enflasyon üretilmesi ve enflasyon şoku uygulanarak reel faizlerin makul ölçülere çekilmesi, sonra faiz dışı fazla nın uygulanarak borçların itfası daha doğru ve tutarlı

7 C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 5, Sayı 2, görünmektedir. Bu yöntemin,halen ödenen ve ekonomiye ağır maliyetler yükleyen faizler hakkaniyet ve adalet ölçülerini aştığından,etik dışılığından da söz edilemez. V.FAİZ DIŞI FAZLA VE BORÇ STOKU İLİŞKİSİ Son yıllarda borçlanmanın sürdürülebilmesi için,dünya Bankası ve IMF gibi kuruluşların üzerinde en çok durduğu konulardan biri faiz dışı fazla dır. Faiz dışı fazla şöyle hesaplanmaktadır. Faiz dışı fazla = bütçe gelirleri (bütçe giderleri faiz giderleridir) dir. Bu hesaplamayı 2002 yılı için uyguladığımızda 71.1 ( ) = 15.8 katrilyon TL. bulunmaktadır. Bunu,2002 yılının GSMH na oranladığımızda %5.4 bulunmaktadır. Aynı yöntemi 2003 yılı bütçesine uyguladığımızda ise ( ) = 19.6 katrilyon TL. çıkmaktadır. Bunu tahmin edilen GSMH rakamına (354.7 katrilyon) oranladığımızda ise %5.5 bulunmaktadır(2003 bütçe gerekçesi;4). IMF nin zorlaması sonucunda hükümetin alacağı tasarruf tedbirleri ve ilave gelir kaynakları sonunda bu oranın, yıl sonu itibariyle %6.5 e çıkması öngörülmektedir yılı Mayıs ayı itibariyle oluşan bütçe değerlerini baz aldığımızda Faiz Dışı Fazla=37.1-( )=9.3 trilyon TL çıkmaktadır. Gerçekleşen fazlayı temel aldığımızda,yıl sonunda bu değer, yaklaşık 22.5 katrilyon Tl. bulunmaktadır. Bu değeri 2003 yılı için öngörülen GSMH ya (354.7 katrilyon TL)oranladığımızda, faiz dışı fazla nın GSMH ya oranı % 6.4 ü bulmaktadır, ki bu oran IMF e verilen taahhüt ile uyumludur. Bu rakamın yüksek olması bir bakıma finansman açığının bu tutar kadar az borçlanma yapılarak giderilmesi anlamına gelebilir. Ancak,bu sonuca kesin ulaşılacağını söylemek için reel faiz oranı ile büyüme oranının öngörülen düzeyde gerçekleşmesi gerekir. Nitekim, 2003 deki faiz dışı fazla ya rağmen iç borç stoku, yıl başındaki 150 katrilyon Tl. den,mayıs 2003 de 176 katrilyon TL.na çıkmış, borç stoku artmaya devam etmiş ve faiz dışı fazla politikası sadece borçlanma dinamiğini sağlamıştır Yıllarındaki gerçekleşen faiz dışı fazla ile faiz dışı fazlanın milli gelire oranları Tablo-4 de sunulmuştur yıllarındaki ortalama faiz dışı fazlanın GSMH içindeki payı yaklaşık %3.3 olarak gerçekleşmiştir. Tabloda görüldüğü gibi faiz dışı fazlanın GSMH içindeki payı, son on yılda değişkenlik göstermiştir. Bu oran 2000 yılından itibaren artarak %1.2 den,2002 yılında %5.4 e yükselmiştir.2003 de %6.5 oranında gerçekleşmesi beklenmektedir. Bu trendin gelecek yıllarda sürmesi, borçlanmanın sürdürülebilirliği açısından çok önemlidir.

8 38 CEYHAN (TABLO-4)KONSOLİDE BÜTÇE FAİZ DIŞI FAZLANIN MİLLİ GELİRE ORANI ( ) (TRİLYON TL.)(%) Yıllar (1) FDF FDF/GSMH Kaynak;Hazine Müsteşarlığı,Maliye Bakanlığı istatistikleri (1)Program Faiz dışı fazlayı artırmanın yolu, faiz oranları veri iken reel harcamalarını azaltmak ve/veya bütçe gelirlerini artırmaktan geçmektedir. Oysa faiz dışı bütçe giderlerinin (reel giderlerin) GSMH içindeki payı da mali krize rağmen artmaya devam etmektedir. Nitekim 1993 yılında bu oran %18.7 iken 1995 de %14.6 ya düşmüş ise de, daha sonraki yıllarda artarak,1999 yılında %22 ye yükselmiştir yılında ise bu oranın %23 civarında gerçekleşmesi beklenmektedir.1996 yılına kadar bütçedeki artışın en önemli nedeni faiz giderleri iken,bu yıldan itibaren Sosyal güvenlik kuruluşları için yapılan transferler de önem kazanmıştır. Sosyal güvenlik için yapılan transferlerin,gsmh deki payı 1993 yılında %0.6 iken, 1996 da %2.2 ye, 1999 da ise %3.5 e yükselmiştir. Alınan önlemler ile 2000 yılında %2.6 ya düşmüş ise de 2003 da %4.2 ye yükselmesi beklenmektedir (2003 Yılı Bütçe Gerekçesi;9-29). Bu durum,borçlanmanın piyasaya yapılacak ödemeye oranının %100 lerin üstüne çıkmasına neden olmaktadır ki,bundan iç borcun döndürülme riski doğmaktadır. Hazineyi burada rahatlatabilecek şey, iç borcun yaklaşık %51 inin kamudan yapılmış olması ve bu borçları yapılandırabilme esnekliğidir. Ancak,borçların sürdürülebilirliği açısından bu esneklik tek başına yeterli değildir. Dolayısıyla,2003 ve sonraki yıllarda, faiz dışı fazla nın artırılması için,hazine birliği ilkesine uyulması,faizlerin düşürülmesi,kit ve sosyal güvenlik kuruluşları açıklarının kapatılması,büyümenin artırılması gibi önlemlere gerek vardır.2003 yılındaki faiz dışı fazla hedefinin yakalanabilmesi için,150 katrilyon TL tutarındaki giderlerin azaltılması ve gelirlerde de büyük artış sağlanması gerekir. Diğer bir deyişle,harcamalarda tasarruf ve gelirlerde artışı sağlayacak önlemlerle 50 katrilyon TL tutarındaki bütçe açığının azaltılması gerekir. Acaba bütçemiz,böylesine bir imkanı bünyesinde taşımakta mıdır?2003 yılı başlangıç bütçe giderlerinin %44.8 i faiz harcamalarına ayrılmıştır. Buradan yapılacak tasarruf, öncelikle yeniden borçlanma faiz oranlarının aşağıya çekilmesi ve borçlanma vadesinin iyileştirilmesine endekslidir. Hükümetlerin üzerinde durdukları ve başarılı oldukları bütçede iki kalem bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, yatırım harcamalarıdır. Böylece işsizliği azaltan,istihdam ile gelecekte üretim ve milli geliri artıran yatırımların reel miktarında giderek azalma olmaktadır. Nitekim,1985 bütçesinde %20.7 pay alan yatırımların, 1990 dan itibaren gerileyerek, bugün %6 ya gerilemiş bulunmaktadır.

9 C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 5, Sayı 2, İç borç harcamalarının, yatırım harcamalarına oranı açısından,bu gelişme daha çarpıcıdır lı yıllarda iç borçların yatırım giderlerine oranı %90 larda iken, 1992 den itibaren %100 ün üzerine çıkarak,1999 yılında %638 e, 2000 de ise %1092 ye yükselmiştir. Bugün,devletin sosyal ve ekonomik yönlerinin öne çıkması nedeniyle, devletin ekstrafiskal görevleri büyük önem taşımaktadır(akdoğan, 1999;59).Ancak,1990 lar Türkiye sinde devlet bütçesinin artık sosyal altyapı ve ekonomik büyüme gibi ekstra fiskal hedeflerinden giderek uzaklaşarak, gelir dağılımının yeniden düzenlenmesinde negatif bir araç haline geldiği görülmektedir yılı ve sonrasında kamu, gerek üretim, gerekse yatırım ve istihdamın artırılması hedefini oldukça terk ederken, adeta sosyal gelir dağılımının sermaye lehine yeniden düzenleyen bir aracı rolünü üstlenmiş bulunmaktadır. Bütçenin diğer bir önemli kalemi olan personel harcamaları da son yıllarda reel anlamda büyük ölçüde azalmıştır. Kamunun istihdam ettiği personelin maaş, ücret ve özlük hakları yasalar ile nominal olarak garantiye alınmıştır. Ücretler reel olarak ancak enflasyonun altında zam verilerek azaltılabilir. Bu yöntem, zaten öteden beri uygulandığından,artık bunun uygulama alanı kalmamış ve bu bölümde de pek tasarruf imkanı bulunmamaktadır. Bütçenin diğer cariler ve hazine yardımları bölümlerinde ise zaten pek tasarruf imkanı kalmamıştır. Kamunun faiz dışı fazlayı oluşturmak (sermayeye gelir transferini yapabilmek) için bir diğer alternatif yöntemi de kamu gelirlerini artırmaktır. Bu noktada çeşitli sorunlar bulunmaktadır. Bu sorunların başında,kayıt altındaki vergi mükelleflerinin (bir maliye bakanının deyimiyle kümesteki tavukların) vergi yüklerinin çok ağır olmasıdır. Bir yandan ekonomik ve mali kriz,diğer yandan ağır vergi yükü,bunların bir çoğunun işsiz kalmasına ve ödeme gücünün düşmesine neden olmuştur. Dolayısıyla,bunların yeni vergileri yüklenmeleri ve vergi hasılatını artırmaları imkansızdır. Hükümetin bu yönde zorlamaya gitmesi,ciddi sosyal ve ekonomik sorunlar ortaya çıkacaktır. Alınabilecek bir diğer önlem, kayıt dışı ekonomiyi kayıt içine alıp vegileyerek ve vergiyi tabana yayarak vergi hasılatını artırmaktır. Kayıt dışını kayıt altına almak,ülkemizin en temel ekonomik önceliklerinden biridir. Kayıt dışılık sadece özel sektörde değil kamu sektöründe de yoğun olarak gözlenmektedir(rüşvet,yolsuzluk,yasal açıklar oluşturup kamuyu kaynak kaybına uğratmak vb.). Maliye Bakanlığının bir incelemesine göre,abd ve Japonya`da %8-10,Yunanistan ve İtalya`da %24-30 düzeyinde seyreden kayıt dışı ekonominin,türkiye`de %61 lerde olduğu belirlenmiştir. Ayrıca,bu oran giderek de artmaktadır(kaya,2003;3). Bu ekonominin sadece%50 si kayıt altına alındığında, (2003 yılında tahmini katrilyonluk GSMH nin %30.5 i(%61 in yarısı) milli gelir katrilyon TL artacaktır. Gelir vergisi tarifesi halen %20-45 arasında uygulanmaktadır,bu gelirden ortalama %30 oranında vergi alındığı varsayıldığında, 2003 yılında bu kaynaktan sadece gelir vergisi olarak,32.5 katrilyon TL gelir sağlanacaktır. Ayrıca,hükümetin özelleştirmeden beklediği 4.8katrilyon TL, Vergi Barışı Yasası ve ek vergi yasalarından beklenen 9 katrilyon TL kaynakla, toplam 46 katrilyon Tl ek gelir sağlanabilecektir. Bu toplam kaynak, 2003 yılı bütçe gelirlerinin yaklaşık %45 in oluşturacaktır. Sağlanacak bu kaynağın

10 40 CEYHAN sadece %50 sinin reel hizmetlerde kullanılması halinde faiz dışı fazla %12.9 a yükselebilecek,faizler düşürülecek,borçlar eritilecek ve kalan kaynak ile de ilave yatırımlar yapılarak istihdam hacmi de artırılmış ve işsizlik azaltılmış olacaktır. Kısa vadeli avans uygulamasına imkan verilmesi halinde,sağlanacak bu kaynak ile borç stoku önemli ölçüde azalacaktır. Bu borç dinamiği konusundaki olumsuz havayı dağıtarak,iç ve dış borç reel faizlerinin öncelikle %10 lar düzeyine ve uzun dönemde ise %6 lara kadar düşmesine neden olabilir.böylece,türkiye de borç-faiz kısır döngüsü kırılarak,fonksiyonunu yitirmiş olan bütçe,artık devletin ekonomik,mali ve sosyal amaçlarını gerçekleştiren bir araç haline gelebilecektir. VI.GELECEK ON YILDA SENARYOLARA GÖRE PROJEKSİYONLAR 1995 yılından bugüne kadar bütçe açıkları iç borçlanma ile finanse edilmiştir. Büyüme oranı, ortalama reel faiz ve faiz dışı fazlaya bağlı olarak, mevcut borçların sürdürülebilmesi,diğer bir deyimle borçlanma dinamiği olumlu veya olumsuz yönde etkilenebilmektedir ( Eken, Aysoy, 1999;7)Borç dinamiği için büyümede belirli bir seviyenin tutturulması gerekmektedir. Büyüme azaltılarak borç dinamiği sürdürülemez. Ayrıca, reel faizlerin büyümesi de borç dinamiğini riske sokmaktadır. Bu nedenle de reel faizlerin mümkün olduğunca düşürülmesi gerekir. Sadece,bu iki faktör ile de borçların sürdürülebilirliği sorununu çözmek mümkün değildir. Ayrıca,faiz dışı fazlanın da artırılması gerekir. Şayet, faiz dışı fazla hedeflenen düzeyin altında gerçekleşirse,borç stokunda reel bir azalış beklenirken,bilakis borç stokunu artırıcı etki meydana gelir. Borç stokunun azaltılması ile ilgili bir denklem kurarak, üç senaryo ile bunu analiz edebiliriz. A.DENKLEMİN OLUŞTURULMASI;Bunun için IMF programının modelinden yararlanabiliriz. IMF programı,jacques Polak ın Standart Mundell- Fleming modelidir. Açık ekonomide borç stokunun milli gelire oranı(db)ile,reel faizler(r)ile ve toplam borç stoku (TBS)ile gösterilmiştir. Herhangi bir (t) döneminde borç stokunun milli gelire oranı bir yığın simültane denklemleri çözerseniz, sonunda faiz aracı işin içine girer. Faiz borç stokunu artırıcı bir unsurdur. faiz dışı fazla yı ne kadar artırırsanız, borç o kadar kolay çevrilir. (D) reel büyüme oranı,(pd) faiz dışı fazladır, ki bunun artışı da borçları azaltır. Kuracağımız denkleme,normal bir ekonomik modele girmesi gereken birçok değişkeni,modeli basitleştirmek üzere dikkate almıyoruz. Denklemde yer alan, milli gelirin yıllar itibariyle büyüme oranı, kamu borç stoku, reel faizler ve faiz dışı fazla değişkenleri olacaktır. Denklemimizi 2002 yılı sonunda gerçekleşen borç stoku üzerinden on yıllık perspektife uyguladık. Değişkenler şöyledir; DB = Borç Stoku r= Reel Faiz Pd = Faiz Dışı Fazla D= Büyüme Oranı Denklemimiz; [ DB( t+1) = TBS ( t ). ( 1+r ) Pd.D ( t+1 )] dir. IMF in 2002 raporundaki hedeflerden enflasyon hedefi 2005 de %10 nun altına çekilecek ve 2003 de faiz dışı fazla %6.5,2006 da %6.3 çekilecektir: Bu iki veriyi bir denkleme yerleştirirseniz, dökümanda nominal faizler 2002 de %69 dan başlıyor, %46, %32, %27 lere kadar düşüyor. Ancak, denklemdeki reel faizler

11 C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 5, Sayı 2, programın ex-ante enflasyonuna göre insana endişe veriyor. Biz ödevlerimizi ne kadar yapsak da Türkiye de reel faizler buna göre hala çok yüksek olacaktır. Faiz dışı fazlayı zorladığımızda ve hedefin üzerine bile çıkardığımızda, programın temel denklemine giren reel faizleri azaltsa bile,yüksek reel faizler uzun süre devam edeceğe benziyor. Bu bir cebir hesabıdır. Faiz oranlarını düşürmek için daha fazla faiz dışı fazla vermek gerekiyor (Yeldan.2003;2). Bu basit denklemde görünmeyen, ancak dolaylı olarak reel faizleri etkileyen enflasyonun yüksek olması faktörü, borç stokunu etkilememiş gibi görülse de bazı hallerde olumlu bir şekilde etkilediği söylenmelidir. Ancak,dolaylı yoldan büyümeye olumsuz etkisi,(uzun vadede) güveni azaltması ve belirsizliği artırıp riski yükseltmesi nedeniyle reel faizleri de olumsuz etkilemektedir. Ayrıca,enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde enflasyonun getirdiği doğrudan ve dolaylı yükler nedeniyle denklem olumsuz etkilenebilmektedir. Ancak,döviz kurlarının yakın geçmişte görüldüğü gibi,düşerek TL nin değer kazanması,borç stokunda halen dövize endeksli borçlar ve dövizle yapılan iç borçlanmanın yüksek maliyetli olması nedeniyle olumlu katkıda bulunurken,ihracatın rekabet gücünü azaltıp büyümenin düşmesine ve denklemin olumsuz etkilemesine neden olabilir. Borç stoku kompozisyonunun değişerek değişken faizli borçlanma araçlarının ve kısa vadeli borçların artmış olması da enflasyonla borç eritme imkânını azaltmıştır. Borçlarda bir diğer olumsuz gelişme de,borç yapısında kamunun payının %70 lerden %50 lere inmesidir, ki piyasaya borç oranı arttıkça borçların sürdürülebilme sorunu büyümektedir. Dolayısıyla,toplam borçları azaltacak nitelikte birtakım tedbirlerin alınması gerekmektedir. Reel faizlerin düşürülebilmesi için kamuya borçların tahkime tabi tutulmak suretiyle azaltılmasıyla, toplam borç stoku önemli ölçüde azalacak ve borçların döndürülebilirliği konusundaki kuşkular ortadan kalkıp reel faizler azalacaktır. B.VARSAYIMLAR;Senaryolardaki veriler Tablo-5 de sunulmuştur. Trendi gözlemek için,2000 ve 2001 yılındaki borç stoku/ GSMH oranları olan sırasıyla %88.3 ve %162.9 baz aldık(hazine Müsteşarlığı, İstatistikleri, 12). Ayrıca denklemimizde, 2002 yılı sonunu başlangıç kabul ederek,borç stokumuzun GSMH deki payını on yıllık perspektifte üç alternatif senaryoya göre inceledik. Kötümser varsayımlara dayanan birinci senaryomuzda,geçen on yılın gerçek verilerinin ortalamasını aldık yılında milli gelirimizin 180 Milyar TL ve toplam borç stokumuzun da 230 milyar dolar olduğunu belirledik. Birinci senaryoda;geçen on yılın ortalama büyüme hızı %3.6, reel faiz %12.5, faiz dışı fazla %3.3 oranlarını baz aldık. İkinci senaryoda; daha iyimser, ancak muhtemel verileri kullandık. Bu senaryoyu; gelecek on yılda Türk ekonomisinin,olağan seyrine girerek %7 oranında büyümeye geçtiği,krizden çıkan ülkeler gibi ortalama reel faizleri %6 ya düşürdüğü, faiz dışı fazlayı ortalama %6.5 sağladığı verilere dayandırdık. Üçüncü senaryoda; oldukça iyimser,ancak ideal veriler kullandık. Bu senaryoda, Türkiye nin 2003 dan itibaren süratle krizden çıkarak, konjonktür dalgasının canlanma dönemine girdiği,her alanda güçlü atılıma geçtiği, büyüme

12 42 CEYHAN hızını yıllık%9 a çıkardığı,reel faizleri %5 e düşürdüğü, faiz dışı fazlasını, ekonomiyi kayıt altına alıp,etkin bütçe ve yönetim reformunu gerçekleştirerek %9 oranında gerçekleştirdiği varsayımına dayandırdık. C.BULGULAR;Bulgu-1.Tablo-5 ve Şekil-1 de görüldüğü gibi birinci senaryonun onuncu yıl sonuç değerleri hiç de iç açıcı değildir. Buna göre, 2002 yılı milli geliri 180 Milyar Dolardan,2012 yılında,249 milyar dolara yükselirken,borç stoku 230 milyar dolardan, 622 milyar dolara ve borç stoku/gsmh oranı da %128 den, %250 ye çıkmaktadır. Devletin borçluluk oranı,yaklaşık iki katına çıkmaktadır. Bu,borçluluk rasyosunun beş katı civarında yüksek bir oranı göstermekte ve ekonominin iflası anlamına gelmektedir. Türkiye,geçmişte uyguladığı ekonomik ve mali politikaları yürüterek,büyük sorun olan borç-faiz sarmalı sorununu çözemez. Bulgu-2.Birinci senaryoya göre daha dinamik bir ekonomi politikası ve daha objektif bir borç yönetiminin uygulanmasına dayanan ikinci senaryonun tablomuzdaki on yıllık uygulaması sonucunda, milli gelir 2002 yılında 180 Milyar Dolardan, 2012 sonunda 331 Milyar Dolara çıkacağı,borç stokunun 189 milyar dolara düşeceği ve borç stokunun milli gelir içindeki payının ise %61 e düşeceği hesaplanmıştır. Türkiye,bu uygulamayla borçlarını değil borç oranını azaltmakla birlikte son yılda bile rasyonun altına düşmemektedir.

13 C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 5, Sayı 2, (TABLO-5 )GELECEK ON YIL İÇİNDE ÜÇ MUHTEMEL SENARYOLARA GÖRE BORÇ STOKUNUN GSMH YA ORANI Ortalama Reel Faizler Büyüme Oranları Faiz Dışı Fazla Milli gelir Borç Stoku Borç Stoku/GSMH Yıllar (1) (2) (3) (1) (2) (3 (1) (2) (3) (1) (2) (3) (1) (2) (3) (1) (2) (3) Şekil Birinci Senaryo İkinci Senaryo Üçüncü Senaryo KAYNAK;Hazine Müsteşarlığı,Maliye Bakanlığı(1)Birinci Senaryo (2)İkinci Senaryo (3)Üçüncü Senaryo

14 44 CEYHAN Bulgu-3.Türkiye nin mevcut ekonomik krizini atlatması, ekonomik gelişme dönemine girilmesi,kaynak israfının minimize edilmesi, kamu yönetiminde yapılacak reformlar ile etkin bir bütçe ve maliye politikası yoluyla,yatırım,istihdam,üretim ve milli gelirin artırılması gibi büyük ölçüde iyimserliğe dayanan, ancak uygulanması imkansız da olmayan bir senaryoya dayanmaktadır. Ancak,bu ciddi bir mali disiplini gerektirir. Bu senaryonun gerçekleşmesi halinde;2012 yılında milli gelir,426 milyar dolara çıkarken,borç stoku 49 milyar dolara,borç stokunun milli gelirdeki payı ise 2008 yılında dünyanın borç rasyosu olan %50 ye eşitlenirken,2002 yılında %12'ye gerileyerek ülkemizin borç-faiz sarmalı çözülmüş olacak, böylece ekonominin gelişimi önündeki en önemli engel elimine edilecektir. VII. SONUÇ Türkiye, özellikle 1990 yılından sonra mali dengeyi yitiren bir sürece girmiştir. Kamu yönetiminde bütçe disiplinin bozulması,harcama denetiminin sağlanamaması, savurganlığın önlenememesi ve yolsuzlukların her alanda artması, bütçe açıklarına neden olmuştur. Bu açıklar, kamunun vergi ve diğer gelirlerinde önemli reel artışlar olmasına rağmen azalmamıştır. Siyasi iktidarlar ise bu açıkları kapatmaya yönelik tedbirleri almak yerine ekonomik,mali ve siyasi maliyeti gelecekte daha ağır olarak ödenecek olan popülist politikaları tercih ederek,programlarını iç ve dış borçlanmalar ile finanse etmişlerdir. Dolayısıyla Türkiye bugün içinden zor çıkılacak borç krizi ile karşı karşıya kalmıştır. Gerek teori ve gerekse uygulama sonuçları,bütçe açıklarının ekonomik istikrar ve buna bağlı olarak ekonomik büyüme ve kalkınma ve istihdamı tehdit ettiğini göstermekte ve politikacılar ile bürokratları uyarmaktadır. Türkiye, bu temel sorununu çözmeden diğer sorunlarını çözemez. Öncelikle borçlanmanın temel nedenlerini ortadan kaldırmak gerekir. Bugün borç stoku artışının birçok nedeni bulunmakla birlikte,bunların en önemlilerinden biri bütçe açıkları ve diğeri de reel faizlerdeki olağanüstü yüksekliktir. Bütçe açıklarının yapısal nedenlerden kaynaklandığı bilinmektedir. Dolayısıyla bu sorun çok ciddi mali,ekonomik,siyasi ve idari kapsamlı reformlar ile çözülebilir. Bunun için alınabilir belli başlı tedbirler;bütçede birlik ilkesinin ciddi ve samimi olarak uygulamaya sokulması,bütçelerin performans kriterlerine göre hazırlanması, uygulanması ve denetlenmesi,bütçe ile ilgili örgüt ve birimlerin süratle revizyona tabi tutularak elemanlarının niteliklerinin iyileştirilmesi, bütçelerin gerek hazırlanması ve gerekse uygulamasının süratle performans denetimine tabi tutulması,denetim ve yargılama organlarına mali,ekonomik ve idari özerkliğin sağlanması,kamu idari yapısının tutumluluk,etkinlik ve verimlilik esaslarına göre yapılandırılması, borç stoku/gsmh oranının on yıl içinde %10 lara kadar indirilmesi ve kaynak israfının önlenmesi gerekmektedir. Borçluluk düzeyinin ve sorunlarının azaltılması, IMF nin ve bazı yazarların iddia ettiği gibi,büyüme oranının düşürülmesi ve faiz dışı fazlanın

15 C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 5, Sayı 2, artırılması ile değil,bilakis iç talebin, dolayısıyla üretimin artırılması ve ekonomik büyümenin maksimum düzeye çıkarılması ile mümkün olabilir. Kaldı ki büyüme ile faiz dışı fazla arasında ters orantılı bir ilişki vardır. Büyüme artıkça,faiz dışı fazla düşmektedir.diğer yandan büyümenin düşmesi,reel faizleri artırdığından, borçların azalmasına değil artışına yol açar. Ayrıca, kayıt dışı ekonomi ve kamunun aşırı israfı da önlenerek ve vergi yükü tabana yayılarak, kamu gelirleri ile kamu giderleri dengesi sağlanabilir. Reel faizlerin düşürülebilmesi için;reel faizlerin yükselmesinde büyük rolü olan borç stoku içinde yaklaşık %50 lere varan kamu borçlarının tasfiye edilmesi veya faiz işletilmeyerek belirli bir dönemde eritilmesi,merkez Bankasının kısa vadeli avans uygulamasına ölçülü olarak geçilmesi,kit;sosyal güvenlik kuruluşları ve üst kurulların açıklarının önlenmesi, her türlü kamu kaynağını(fon,döner.sermaye, kamu vakfı, özel ödenek,özel hesap, vb.) hazine birliği ilkesi uygulanarak kayıt dışılığın önlenmesi,faiz dışı fazlanın olabildiğince arttırılması, borç yönetiminde daha etkin ve titiz uygulamalara gidilerek borçların azaltılması gerekir. En önemlisi, ekonomik hedefe sürdürülebilir borçlanma yerine, borçların eritilmesi hedefine yönelinmesi gerekmektedir. Senaryo sonuçları ipuçlarını vermektedir. Türkiye nin önünde kabaca üç alternatif bulunmaktadır. Türkiye;ya geçmişteki gibi akla,mantığa ve bilime aykırı müsrif ve optimallikten uzak politikaları sürdürerek ilk bulgumuzdaki gibi ekonomik ve mali iflası yaşayan ve istikrarsız bir üçüncü dünya ülkesi konumuna düşecek, ya kısmi gelişme göstererek ve kaynaklarını kısmen kontrol ederek vaziyeti idare etmek suretiyle ekonomiyi bıçak sırtında tutacak, enflasyon,işsizlik, yoksulluk gibi sorunlar devam ederken uzun süre borçlanmayı sürdürerek, ancak iflası önleyecek,ya da borçlanma oranını düşürerek, kaynaklarını tam ve etkin kullanarak büyümeyi,teknolojik gelişmeyi,yüksek istihdamı yakalayacak ve çağdaş gelişmiş ülkelerin onurlu bir üyesi olacaktır. Türkiye bu üç alternatiften birini seçmek durumundadır. Politik, ekonomik, mali,sosyal ve idari alanlarda etkin kararların alınarak,üçüncü senaryoya yakın sonucun sağlanması zorunludur. Türkiye, büyük bir dünya devletidir.değerli tarihi zenginliği,yeraltı ve yerüstü ekonomik potansiyeli, demografik dinamizmi ve stratejik konumuyla,bütün bu sorunların üstesinden gelebilecek yapıdadır. Yeter ki kamu yönetiminde ve eyleminde akıl ve bilim, rasyonellik ve etkinlikten uzaklaşmadan ekonomik,mali ve idari politikalar üretilip,uygulanabilsin. Türkiye,bunu başaramadığı ve bu hantal yapıyı devam ettirmesi halinde,son derece karanlık bir gelecek bizleri bekliyor demektir.

16 46 CEYHAN K A Y N A K Ç A Akalın,Güneri,(1998) Maliyenin İflası tartışmaları,mali Reform Ve Çıkış Yolları Salih Şanver e Armağan. Marmara Üniv.Uyg.Merk.Yay.No:10 İstanbul. Akdoğan,Abdurrahman; (1999) Kamu Maliyesi Gazi Kitabevi, Ankara. Bağcı,Hamdi,(2001), Kamu Borçları Yönetimi ve Türkiye İçin Bir Değerlendirme, Sermaye Piyasası Kurulu yay. No:135, Ankara. Boratav,Korkut, Enflasyon Düşerken,Cumhuriyet Gazetesi ( ), www. ataturquie. assof.fr/informationseconomie htm Eken,Adnan, Aysoy Cem;,(1999) İç Borçlanmanın Yapısı ;1999 Yılı İçin Bazı Eken,Nazif; (2003) İç Borç İdaresi tr. Senaryolar 8.B. Y. K. P, Borçlanma Ö. İ. K. Hazırlıkları Raporu, Ankara. Hazine Müsteşarlığı,Hazine İstatistikleri( ), T.C.Hazine Müsteşarlığı Yayını,Ankara Hazine Müsteşarlığı,(Nisan,2003) Ekonomik Göstergeler, Hazine Müsteşarlığı Yayını,Ankara Kaya, Muammer; ( ), Türkiye de Kayıt Dışı Ekonomi Kılıç,Saim; (2002) 2003 Yılı Faiz Dışı Fazlası Maliye Bakanlığı, (2002) 2003 Mali Yılı Bütçe GerekçesiAnkara Maliye Bakanlığı; (2002) 2002 Yıllık Ekonomik Rapor, Maliye Bakanlığı Yay. Sak,Güven; (2003), Yüksek Reel Faizde Bankaların Vebali Türk,İsmail ; (1996) Kamu Maliyesi Turhan Kitabevi, Ankara Yeldan,Erinç,

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( ) ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME (2014-2016) I- Dünya Ekonomisine İlişkin Öngörüler Orta Vadeli Program ın (OVP) global makroekonomik çerçevesi oluşturulurken, 2014-2016 döneminde; küresel büyümenin

Detaylı

2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi 2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisadi ve Mali Analiz Yüksek Lisansı Bütçe Uygulamaları ve Mali Mevzuat Dersi Kıvanç

Detaylı

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014 ORTA VADELİ PROGRAM (2015-201) 8 Ekim 2014 DÜNYA EKONOMİSİ 2 2005 2006 200 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 T 2015 T Küresel Büyüme (%) Küresel büyüme oranı kriz öncesi seviyelerin altında seyretmektedir.

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR Bu rapor ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş Gruplara Yönelik Gelir Amaçlı Kamu Borçlanma Araçları

Detaylı

2006 Bütçesinde; Yatırım ve Hizmetler Yine Erteleniyor

2006 Bütçesinde; Yatırım ve Hizmetler Yine Erteleniyor Bütçesinde; Yatırım ve Hizmetler Yine Erteleniyor Ahmet YETİM Hükümetlerin yıl içerisinde gerçekleştirmeyi öngördüğü harcamaları gösteren nin versiyonu yeni yılda tedavüle giriyor. Yeni yıl sinde yine

Detaylı

KAMU FİNANSMANI VE BORÇ GÖSTERGELERİ

KAMU FİNANSMANI VE BORÇ GÖSTERGELERİ KAMU FİNANSMANI VE BORÇ GÖSTERGELERİ HAZIRLAYAN 21.05.2014 RAPOR Doç. Dr. Binhan Elif YILMAZ Araş.Gör. Sinan ATAER 1. KAMU FİNANSMANI Merkezi Yönetim Bütçe Dengesi, 2013 yılı sonunda 18.849 milyon TL açık

Detaylı

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 Prof. Dr. Yıldırım Beyazıt ÖNAL 6. HAFTA 4. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ Gelişmekte olan ülkeler, son 25 yılda ekonomik olarak oldukça

Detaylı

2015 EKİM ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

2015 EKİM ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ EKİM ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ 17 Aralık Özel Sektörün Yurt Dışından Sağladığı Kredi Borcuna ilişkin Ekim verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından

Detaylı

EKONOMİ POLİTİKALARI VE

EKONOMİ POLİTİKALARI VE EKONOMİ POLİTİKALARI VE İSTİKRAR PROGRAMLARI EKONOMİ POLİTİKASININ ARAÇLARI.PARA EKONOMİSİ Açık piyasa işlemleri Reeskont politikası Zorunlu karşılıklar MALİYE POLİTİKASI GELİRLER POLİTİKASI İSTİKRAR PROGRAMLARI

Detaylı

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR SORULAR 1- Genişletici maliye politikası uygulanması sonucunda faiz oranının yükselmesine bağlı olarak özel yatırım harcamalarının azalması durumuna ne ad verilir? A) Dışlama etkisi B) Para yanılsaması

Detaylı

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ 2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ TEPAV EPRI Dış Politika Etütleri AB Çalışma Grubu 9 Kasım 2005 Ankara Zeynep Songülen

Detaylı

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler AB inin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Sayfa No Nüfus (Bin Kişi) 1 Nüfus Artış Hızı (%) 2 Cari Fiyatlarla GSYİH (Milyar $) 3 Kişi Başına GSYİH ($) 4 Satınalma Gücü Paritesine Göre Kişi Başına GSYİH

Detaylı

GENEL DEĞERLENDİRME TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

GENEL DEĞERLENDİRME TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI GENEL DEĞERLENDİRME Küresel kriz sonrası özellikle gelişmiş ülkelerde iktisadi faaliyeti iyileştirmeye yönelik alınan tedbirler sonucunda küresel iktisadi koşulların bir önceki Rapor dönemine kıyasla olumlu

Detaylı

Artış. Ocak-Haziran Oranı (Yüzde) Ocak-Haziran 2014

Artış. Ocak-Haziran Oranı (Yüzde) Ocak-Haziran 2014 6. Kamu Maliyesi 214 yılının ilk yarısı itibarıyla bütçe performansı, özellikle faiz dışı harcamalarda gözlenen yüksek artışın ve yılın ikinci çeyreğinde belirginleşen iç talebe dayalı vergilerdeki yavaşlamanın

Detaylı

Kamu Finansmanı ve Borç Göstergeleri

Kamu Finansmanı ve Borç Göstergeleri Kamu Finansmanı ve Borç Göstergeleri HAZIRLAYAN.1.14 RAPOR Doç.Dr.Binhan Elif YILMAZ Arş.Gör.Sinan ATAER 1. KAMU FİNANSMANI 13 yılının on aylık döneminde merkezi yönetim bütçe dengesi 7.664 milyon TL lik

Detaylı

MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ. Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir.

MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ. Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir. 68 MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir. Mikroiktisat küçük ekonomik birimler (hanehalkı, firmalar ve piyasalar) ile

Detaylı

Ekonomi II. 21.Enflasyon. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

Ekonomi II. 21.Enflasyon. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından Ekonomi II 21.Enflasyon Doç.Dr.Tufan BAL Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından faydalanılmıştır. 2 21.1.Nedenlerine Göre Enflasyon 1.Talep Enflasyonu:

Detaylı

Makro Görünüm Yılı Bütçe Tasarısına Dair Notlar 25 Ekim Erol Gürcan Ekonomist +90 (212)

Makro Görünüm Yılı Bütçe Tasarısına Dair Notlar 25 Ekim Erol Gürcan Ekonomist +90 (212) 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017 2018T COVERAGE KICKOFF OTOKAR March 30, 2015 Makro Görünüm 2019 Yılı Bütçe Tasarısına Dair Notlar 2019 Bütçe Tasarısında, 2019-2021

Detaylı

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 4 Ekim 2016

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 4 Ekim 2016 ORTA VADELİ PROGRAM (2017-2019) 4 Ekim 2016 İçindekiler 1. Dünya Ekonomisi 2. Orta Vadeli Programın Temel Amaçları ve Büyüme Stratejisi 3. Orta Vadeli Programın (2017-2019) Temel Makroekonomik Büyüklükleri

Detaylı

Bu sunum, borç stoku ve borçlanma ile ilgili güncel bilgileri. kamuoyuna kapsamlı olarak sunmak amacıyla hazırlanmıştır.

Bu sunum, borç stoku ve borçlanma ile ilgili güncel bilgileri. kamuoyuna kapsamlı olarak sunmak amacıyla hazırlanmıştır. Bu sunum, borç stoku ve borçlanma ile ilgili güncel bilgileri kamuoyuna kapsamlı olarak sunmak amacıyla hazırlanmıştır. Son güncelleme tarihi: 26 Mart 215 1 BORÇ GÖSTERGELERİ Borç Yönetiminde Gelinen Nokta

Detaylı

Maliye Politikası ve Bütçe

Maliye Politikası ve Bütçe Maliye Politikası ve Bütçe Giriş Bütçe ve kamu borcu arasındaki ilişki Bütçe açıklarının, vergi indirimlerinin ve artan kamu harcamalarının kısa veuzun dönem ekonomik etkileri Devlet Bütçesi Bütçe dengesi

Detaylı

tepav Mart2011 N201139 POLİTİKANOTU Cari Açığın Sebebini Merak Eden Bütçeye Baksın Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

tepav Mart2011 N201139 POLİTİKANOTU Cari Açığın Sebebini Merak Eden Bütçeye Baksın Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı POLİTİKANOTU Mart2011 N201139 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Sarp Kalkan 1 Politika Analisti, Ekonomi Etütleri Cari Açığın Sebebini Merak Eden Bütçeye Baksın Cari açık, uzun yıllardan

Detaylı

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu 11 1 13 1 * GSMH (milyar dolar) 1.9..79 1.86 1.3 1.83 1.578 1.61

Detaylı

EKONOMİ DEKİ SON GELİŞMELER Y M M O D A S I P R O F. D R. M U S T A F A A. A Y S A N

EKONOMİ DEKİ SON GELİŞMELER Y M M O D A S I P R O F. D R. M U S T A F A A. A Y S A N 1 EKONOMİ DEKİ SON GELİŞMELER 1 3 M A R T 2 0 1 4, P E R Ş E M B E Y M M O D A S I P R O F. D R. M U S T A F A A. A Y S A N 1948 DEKİ EKONOMİK DURUM 2 TABLO I Ülke ABD Doları Danimarka 689 Fransa 482 İtalya

Detaylı

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması Gazi Erçel Başkan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 1 Nisan 1998 Ankara I. Giriş Ocak ayı başında

Detaylı

MALİYE POLİTİKASI II

MALİYE POLİTİKASI II DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. MALİYE POLİTİKASI II KISA ÖZET KOLAYAOF

Detaylı

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU ENFLASYON AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU % TÜFE ÜFE Şubat 2011 2012 2011 2012 Yıllık 4,16 10,43 10,87 9,15 Yıllık Ort. 7,76 7,48 9,23 10,96 Aylık 0,73 0,56 1,72-0,09 2012

Detaylı

tepav Tasarruf kamudan başlar Nisan2012 N201124 DEĞERLENDİRMENOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

tepav Tasarruf kamudan başlar Nisan2012 N201124 DEĞERLENDİRMENOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı DEĞERLENDİRMENOTU Nisan2012 N201124 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Sarp KALKAN 1 Analist, Ekonomi Etütleri Tasarruf kamudan başlar Türkiye nin cari açık sorunu ve bunun altında yatan

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015) TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015) Hane Halkı İşgücü İstatistikleri 2014 te Türkiye de toplam işsizlik %10,1, tarım dışı işsizlik ise %12 olarak gerçekleşti. Genç nüfusta ise işsizlik

Detaylı

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ M A R M A R A Ü N İ V E R S İ T E S İ İ K T İ S A T F A K Ü L T E S İ A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ DÖVİZ KURLARI YURT DIŞINDAN PORTFÖY YATIRIMLARI VE İÇ BORÇLANMA SENETLERİ ENFLASYON ORANLARI İŞSİZLİK ORANLARI

Detaylı

DEVLET BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN YAPISAL REFORMALARIN MAKROEKONOMİK ETKİLERİ KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI (26 EKİM 2007 ANKARA)

DEVLET BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN YAPISAL REFORMALARIN MAKROEKONOMİK ETKİLERİ KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI (26 EKİM 2007 ANKARA) DEVLET BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN YAPISAL REFORMALARIN MAKROEKONOMİK ETKİLERİ KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI (26 EKİM 2007 ANKARA) Değerli Katılımcılar, Değerli Konuklar, Türkiye, yapısal reformlar ile

Detaylı

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%) 2016/17 Global İhracat-Büyüme Tahminleri Kaynak : EDC Export Credit Agency - ÜLKE ANALİZLERİ BÜYÜME ORANLARI ÜLKELERİN YILI BÜYÜME ORANLARI (%) Avrupa Bölgesi; 1,5 % Japonya; 0,50 % Kanada ; 1,30 % Amerika;

Detaylı

Sosyoekonomi / 2006-2 / 060208. Deniz Aytaç. Sosyo Ekonomi

Sosyoekonomi / 2006-2 / 060208. Deniz Aytaç. Sosyo Ekonomi Sosyoekonomi / 2006-2 / 060208. Deniz Aytaç Sosyo Ekonomi Temmuz-Aralık 2006-2 Maastricht Antlaşması Yakınlaşma Kriterleri Çerçevesinde Bütçe Disiplini ve Türkiye ile İlgili Bir Karşılaştırma Deniz Aytaç

Detaylı

2014 ARALIK ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

2014 ARALIK ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ 2014 ARALIK ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ 13 Şubat Özel Sektörün Yurt Dışından Sağladığı Kredi Borcu na ilişkin 2014 yılı Aralık verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası

Detaylı

Küresel gelişmeler, Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektörü. 21 Ocak 2015

Küresel gelişmeler, Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektörü. 21 Ocak 2015 Küresel gelişmeler, Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektörü 21 Ocak 2015 Sunum Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aydın ın değerlendirmesi Küresel ekonomi Türkiye ekonomisi Bankacılık sektörü 2 Değerlendirme

Detaylı

Türkiye Ekonomisi 2014 Bütçe Büyüklükleri ve Bütçe Performansı Raporu

Türkiye Ekonomisi 2014 Bütçe Büyüklükleri ve Bütçe Performansı Raporu Türkiye Ekonomisi 2014 Bütçe Büyüklükleri ve Bütçe Performansı Raporu HAZIRLAYAN 18.11.2013 RAPOR Doç. Dr. Nazan Susam Doç. Dr. Murat Şeker Araş. Gör. Erkan Kılıçer Türkiye Ekonomisi Bütçe Büyüklükleri

Detaylı

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER 1.KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM ABD Merkez Bankası FED, 18 Aralık tarihinde tahvil alım programında azaltıma giderek toplam tahvil alım miktarını 85 milyar dolardan 75 milyar

Detaylı

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2011, No:4

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2011, No:4 EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2011, No:4 Bu sayıda; Kredi Derecelendirme Kuruluşu Standard and Poor s (S&P) un yerel para cinsinden Türkiye nin kredi not artış kararı değerlendirilmiştir.

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi. HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi Aralık 2017 Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi 1 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2017

Detaylı

FEDERAL ALMANYA EKONOMİK GELİŞMELER RAPORU Yılı. II. Çeyrek Dönem Değerlendirmesi. Berlin Ekonomi Müşavirliği

FEDERAL ALMANYA EKONOMİK GELİŞMELER RAPORU Yılı. II. Çeyrek Dönem Değerlendirmesi. Berlin Ekonomi Müşavirliği FEDERAL ALMANYA EKONOMİK GELİŞMELER RAPORU Yılı II. Çeyrek Dönem Değerlendirmesi Berlin Ekonomi Müşavirliği İÇİNDEKİLER Yönetici Özeti (Genel Görünüm)...... 2 Sektörel Gelişmeler... 5 Cari Denge... 6 Tüketim....

Detaylı

Tablo 7.1: Merkezi Yönetim Bütçe Büyüklükleri

Tablo 7.1: Merkezi Yönetim Bütçe Büyüklükleri 7. Kamu Maliyesi 2016 yılında, maliye politikaları özellikle kamu harcamaları yoluyla büyümeye katkı sağlamıştır. Buna ek olarak, özel tüketimi desteklemek, reel sektöre finansal destek sağlamak ve yatırımı

Detaylı

TÜRKİYE DE MAHALLİ İDARELERİN MALİ YAPISI

TÜRKİYE DE MAHALLİ İDARELERİN MALİ YAPISI TÜRKİYE DE MAHALLİ İDARELERİN MALİ YAPISI Erhan USTA Devlet Planlama Teşkilatı 22 Mayıs 2008 Sunuş Planı Ülkemizde belediyelerin kaynak ve harcamalarının Gelişimi Artış nedenleri Kullanımı Belediyelerde

Detaylı

Büyüme, Tasarruf-Yatırım ve Finansal Sektörün Rolü. Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı

Büyüme, Tasarruf-Yatırım ve Finansal Sektörün Rolü. Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı Büyüme, Tasarruf-Yatırım ve Finansal Sektörün Rolü Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı Büyüme: Yatırım ve Tasarrufun Fonksiyonu Büyüme : Büyümenin Temel Unsuru : Üretimin Temel Faktörleri : Üretimin Diğer

Detaylı

MDT 225 Türkiye Ekonomisi ve Avrupa Birliği TÜRKİYE NİN SOSYO-EKONOMİK GÖSTERGELERİ

MDT 225 Türkiye Ekonomisi ve Avrupa Birliği TÜRKİYE NİN SOSYO-EKONOMİK GÖSTERGELERİ Türkiye ekonomisinin günümüzdeki çerçevesini daha 1980 de alınan 24 Ocak Kararları, ondan sonra 1989 da sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesi ve IMF-Dünya Bankası gözetimindeki diğer kararlar çizmiştir.

Detaylı

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler AB inin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Sayfa No Nüfus (Bin Kişi) 1 Nüfus Artış Hızı (%) 2 Cari Fiyatlarla GSYİH (Milyar $) 3 Kişi Başına GSYİH ($) 4 Satınalma Gücü Paritesine Göre Kişi Başına GSYİH

Detaylı

CARİ AÇIK NEREYE KADAR?

CARİ AÇIK NEREYE KADAR? CARİ AÇIK NEREYE KADAR? Prof. Dr. Doğan CANSIZLAR ANKARA - 14 Aralık 2011 1 Türkiye Ekonomisindeki Bazı Eşitlikler -Ekonomik Büyüme = Artan Dış Açık -Artan Dış Açık = Artan Dış Borçlanma -Artan Dış Borçlanma

Detaylı

Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Orta Vadeli Program. 22 Kasım 2013

Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Orta Vadeli Program. 22 Kasım 2013 Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Orta Vadeli Program 22 Kasım 201 Büyüme Tahminleri (%) 4, 4,1 Küresel Büyüme Tahminleri (%) 4,1,2,0 ABD Büyüme Tahminleri (%) 2,,,,,,1,6,6 2,8 2,6 2,4 2,2

Detaylı

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI 1 DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI Durgunluk Tanımı Toplam arz ile toplam talep arasındaki dengesizlik talep eksikliği şeklinde ortaya çıkmakta, toplam talebin uyardığı üretim düzeyinin o ekonominin üretim

Detaylı

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com Finansal Piyasa Dinamikleri Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com Neleri İşleyeceğiz? Finansal Sistemin Resmi Makro Göstergeler ve Yorumlanması Para ve Maliye Politikaları Merkez Bankası ve Piyasalar Finansal Piyasalardaki

Detaylı

2015 EYLÜL ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

2015 EYLÜL ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ 2015 EYLÜL ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ 13 Kasım 2015 Özel Sektörün Yurt Dışından Sağladığı Kredi Borcuna ilişkin Eylül 2015 verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası

Detaylı

AR& GE BÜLTEN. Ekonomide Büyüme Trendi Ne Kadar Sürecek?

AR& GE BÜLTEN. Ekonomide Büyüme Trendi Ne Kadar Sürecek? Ekonomide Büyüme Trendi Ne Kadar Sürecek? Ahmet YETİM 2000 Kasım ayında bankacılık-faiz-kur ekseninde gelişen, önce para piyasalarını sonra reel ekonomiyi kemiren krizden bu yana geçen 5 yılda ekonominin

Detaylı

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER 21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER KÜRESEL EKONOMİYİ ROTASINDAN ÇIKARABİLECEK 10 BÜYÜK TEHLİKE DÜNYA EKONOMİSİ VE ABD EKONOMİSİNDE OLASI MAKRO DENGESİZLİKLER (BÜTÇE VE CARİ İ LEMLER AÇIĞI) (TWIN TOWERS) İSTİKRARSIZ

Detaylı

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Ocak 2012, No: 20

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Ocak 2012, No: 20 EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Ocak 2012, No: 20 Bu sayıda; Dünya Bankası Küresel Ekonomik Beklentiler Raporundaki tespit ve değerlendirmelere yer verilmiştir. i Dünya Bankasından

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR Bu rapor ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu nun 01.01.2004-31.12.2004

Detaylı

2015 HAZİRAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

2015 HAZİRAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ HAZİRAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ 13 Ağustos Özel Sektörün Yurt Dışından Sağladığı Kredi Borcuna ilişkin yılı ikinci çeyrek verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası

Detaylı

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler Risk Yönetimi ve Kontrol Genel Müdürlüğü Ekonomik Analiz ve Değerlendirme Dairesi Küresel Ekonomik Görünüm Çin Ekonomisi Nisan-Haziran döneminde bir önceki yılın aynı

Detaylı

Bu sunum, borç stoku ve borçlanma ile ilgili güncel bilgileri. kamuoyuna kapsamlı olarak sunmak amacıyla hazırlanmıştır ve

Bu sunum, borç stoku ve borçlanma ile ilgili güncel bilgileri. kamuoyuna kapsamlı olarak sunmak amacıyla hazırlanmıştır ve Bu sunum, borç stoku ve borçlanma ile ilgili güncel bilgileri kamuoyuna kapsamlı olarak sunmak amacıyla hazırlanmıştır ve her ay sonu itibarıyla güncellenmektedir. Son güncelleme tarihi: 1 ŞUBAT 2011 1

Detaylı

2015 MAYIS ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

2015 MAYIS ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ MAYIS ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ 14 Temmuz Özel Sektörün Yurt Dışından Sağladığı Kredi Borcuna ilişkin yılı Mayıs verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından

Detaylı

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri plastik sanayi 2014 Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri Barbaros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri Türk ekonomisi 2014 yılının başında hızlı artırılan faiz oranlarıyla

Detaylı

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER 1.KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM 2013 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 2,8 oranında büyüyen ABD ekonomisi üçüncü çeyrekte yüzde 3,6 oranında büyümüştür. ABD de 6 Aralık 2013 te

Detaylı

AVRO BÖLGESİ NDE YENİ KORKU: DEFLASYON Mehmet ÖZÇELİK

AVRO BÖLGESİ NDE YENİ KORKU: DEFLASYON Mehmet ÖZÇELİK Mehmet ÖZÇELİK Bilgi Raporu Ekonomik Araştırmalar ve Proje Müdürlüğü KONYA Şubat, 2016 www.kto.org.tr 0 GİRİŞ 2008 küresel ekonomik krizinin ardından piyasalarda bir türlü istenilen hareketliliği yakalayamayan

Detaylı

2015 HAZİRAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

2015 HAZİRAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ HAZİRAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ 13 Ağustos Özel Sektörün Yurt Dışından Sağladığı Kredi Borcuna ilişkin yılı ikinci çeyrek verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİNDEKİ SON GELİŞMELERE ÇANAKCI. Hazine Müsteşarı. 11 Ağustos A

TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİNDEKİ SON GELİŞMELERE ÇANAKCI. Hazine Müsteşarı. 11 Ağustos A TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİNDEKİ SON GELE İLİŞKİN İŞKİN N DEĞERLENDİRMELERERLENDİRMELERRMELER İbrahim ÇANAKCI Hazine Müsteşarı 11 Ağustos A 2003 I. MAKROEKONOMİK K GELİŞ A. Büyüme B. Enflasyon C. Ödemeler Dengesi

Detaylı

1.56% -4.1% 20.3% 11.4% % Kasım 18 Ekim 18 Kasım 18 Aralık 18

1.56% -4.1% 20.3% 11.4% % Kasım 18 Ekim 18 Kasım 18 Aralık 18 ÖZET GÖSTERGELER Piyasalar USD/TRY 5.29 Altın (USD) 1,258 Aralık 18 EUR/TRY 6.05 Petrol (Brent) 51.9 BİST - 100 91,527 Gösterge Faiz 20.9 Büyüme Sanayi Üretimi Enflasyon İşsizlik 1.56% -4.1% 20.3% 11.4%

Detaylı

2012 yılı merkezi yönetim bütçesine bakış

2012 yılı merkezi yönetim bütçesine bakış Değişmeyen yapısal sorunlar ışığında 2012 yılı merkezi yönetim bütçesine bakış GİRİŞ Bütçe, öncelikle yürütme organının kamunun ihtiyaçlarını belirlemesi ve bunların karşılanması için halktan toplanacak

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI KARMA BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU(EURO) YILLIK RAPOR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI KARMA BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU(EURO) YILLIK RAPOR ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI KARMA BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU(EURO) YILLIK RAPOR Bu rapor ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş Gelir Amaçlı Karma Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım

Detaylı

Kur artışının ekonomiye olumlu ve olumsuz etkileri var

Kur artışının ekonomiye olumlu ve olumsuz etkileri var Kur artışının ekonomiye olumlu ve olumsuz etkileri var Türkiye 2012 yılına kadar sıcak paranın da etkisi ile düşük kur yaşadı. Düşük kur nedeniyle iç üretimden suni olarak daha ucuza gelen tüketim malını,

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER

TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER 27 EKİM 2017 BÜYÜME VE MİLLİ GELİR Kişi Başına GSYH, cari fiyatlarla 2013 yılında 12.480 dolar, 2014 yılında 12.112 dolar, 2015 yılında 11.019 dolar, 2016 yılında

Detaylı

Bankacılık sektörü. 2011 değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

Bankacılık sektörü. 2011 değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri Bankacılık sektörü 2011 değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri Şubat 2012 İçerik Bankacılık sektörünü etkileyen gelişmeler ve yansımalar 2012 yılına ilişkin beklentiler Gündemdeki başlıca konular 2

Detaylı

Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom ve Denkleştirici

Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom ve Denkleştirici Ödemeler Dengesi Doç. Dr. Dilek Seymen Araş. Gör. Aslı Seda Bilman 1 Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom

Detaylı

2012 YILI OCAK-EYLÜL DÖNEMİ BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİ 2012 YIL SONU BÜTÇE TAHMİNLERİ 2013 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE TASARISI MEHMET ŞİMŞEK MALİYE BAKANI

2012 YILI OCAK-EYLÜL DÖNEMİ BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİ 2012 YIL SONU BÜTÇE TAHMİNLERİ 2013 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE TASARISI MEHMET ŞİMŞEK MALİYE BAKANI 212 YILI OCAK-EYLÜL DÖNEMİ BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİ 212 YIL SONU BÜTÇE TAHMİNLERİ 213 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE TASARISI 16 EKİM 212 MEHMET ŞİMŞEK MALİYE BAKANI www.maliye.gov.tr EKONOMİK GÖRÜNÜM Küresel

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 28 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya 1 DenizBank Ekonomi Bülteni

Detaylı

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık İÇİNDEKİLER FİNANS, BANKACILIK VE KALKINMA 2023 ANA TEMA SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA: FİNANS VE BANKACILIK ALT TEMALAR Türkiye Ekonomisinde Kalkınma ve Finans Sektörü İlişkisi AB Uyum Sürecinde Finans ve Bankacılık

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ... İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ... 1-20 1.1. Temel Makro Ekonomik Göstergelere Göre Türkiye nin Mevcut Durumu ve Dünyadaki Yeri... 1 1.2. Ekonominin Artıları Eksileri; Temel

Detaylı

Finansal Krizler ve Türkiye Deneyimi. Nazlı Çalıkoğlu 11103567 Aslı Kazdağlı 10103545

Finansal Krizler ve Türkiye Deneyimi. Nazlı Çalıkoğlu 11103567 Aslı Kazdağlı 10103545 Finansal Krizler ve Türkiye Deneyimi Nazlı Çalıkoğlu 11103567 Aslı Kazdağlı 10103545 Finansal Krizler İkinci Dünya Savaşı ndan sonra başlayıp 1990 sonrasında ivme kazanan ulusal ve uluslararası finansal

Detaylı

EKONOMİK GÖSTERGELER

EKONOMİK GÖSTERGELER EKONOMİK GÖSTERGELER 1. özel SEKTÖRÜN YURTDIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİLER 2. HANE HALKI İŞGÜCÜ İSTATİSTİKLERİ 3. KISA VADELİ DIŞ BORÇLARIN GELİŞİMİ 4. SANAYİ ÜRETİM ENDEKSİ Dr. Adem KORKMAZ 1. ÖZEL SEKTÖRÜN

Detaylı

Büyüme Değerlendirmesi : Çeyrek

Büyüme Değerlendirmesi : Çeyrek Büyüme Değerlendirmesi : 2015 1. Çeyrek 10 Haziran 2015 NET İHRACAT BÜYÜMEYİ SIRTLADI Seyfettin Gürsel, Zümrüt İmamoğlu ve Barış Soybilgen Yönetici özeti TÜİK'in bugün açıkladığı rakamlara göre Gayri Safi

Detaylı

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ İÇİNDEKİLER BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ Giriş... 1 1. Makroekonomi Kuramı... 1 2. Makroekonomi Politikası... 2 2.1. Makroekonomi Politikasının Amaçları... 2 2.1.1. Yüksek Üretim ve Çalışma Düzeyi...

Detaylı

tepav Küresel Kriz e Karşı ş TEPAV Politika Önerileri TBB İstanbul , 28 Nisan 2009

tepav Küresel Kriz e Karşı ş TEPAV Politika Önerileri TBB İstanbul , 28 Nisan 2009 tepav Küresel Kriz e Karşı ş TEPAV Politika Önerileri TBB İstanbul, 28 Nisan2009 Küresel Krize Karşı TEPAV Politika Önerileri Slide 2 Çerçeve Krizi Türkiye ye taşıyan kanallar Krizin Türkiye üzerindeki

Detaylı

MAKROEKONOMİK GELİŞMELER 2011

MAKROEKONOMİK GELİŞMELER 2011 KKTC DEVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ MAKROEKONOMİK GELİŞMELER 2011 EKONOMİ VE ENERJİ BAKANLIĞI İÇİNDEKİLER GİRİŞ... 1 KKTC EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER... 2 1. BÜYÜME HIZI VE GSYİH NIN BİLEŞİMİ... 2 2. EKONOMİNİN

Detaylı

Cari açığın bazı özellikleri ve politika önerileri. Seyfettin Gürsel

Cari açığın bazı özellikleri ve politika önerileri. Seyfettin Gürsel Bilgi Notu 8/2 23.7.28 Cari açığın bazı özellikleri ve politika önerileri Seyfettin Gürsel Bu bilgi notunda büyümekte olan cari açığın (22-27) yatırım mallarının finansmanı, enerji fiyatları, reel kur

Detaylı

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ M A R M A R A Ü N İ V E R S İ T E S İ İ K T İ S A T F A K Ü L T E S İ A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ CARİ İŞLEMLER DENGESİ DIŞ TİCARET DENGESİ BORÇLANMA GÖSTERGELERİ VE CARİ İŞLEMLER DENGESİ NET ULUSLARARASI

Detaylı

ORTA VADELİ PROGRAM

ORTA VADELİ PROGRAM T.C. KALKINMA BAKANLIĞI 2016-2018 ORTA VADELİ PROGRAM TEMEL MAKROEKONOMİK VE MALİ HEDEFLER 11 Ocak 2016 T.C. KALKINMA BAKANLIĞI 2016-2018 ORTA VADELİ PROGRAM TEMEL MAKROEKONOMİK VE MALİ HEDEFLER 11 Ocak

Detaylı

Türkiye Ekonomisi 2000 li yıllar

Türkiye Ekonomisi 2000 li yıllar Türkiye Ekonomisi 2000 li yıllar Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü TÜRKİYE EKONOMİSİ DERS NOTLARI 1 1999 17 Ağustos 1999 depremi Marmara bölgesinde Üretim,

Detaylı

İlk satış ve ikinci el satış ayrıntısında konut satış sayıları, ortalama

İlk satış ve ikinci el satış ayrıntısında konut satış sayıları, ortalama TARİH: 26 TEMMUZ 2017 KONU: Konut istatistikleri, sektörel güven endeksleri, bankacılık kesimindeki gelişmeler ve bütçe açığı-hazine borçlanma limiti Konut Satış İstatistikleri, Haziran 2017 Türkiye genelinde

Detaylı

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002. C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002. DEVLET PLANLAMA TEŞKİLATI NIN GELİR DAĞILIMINDA ADALETSİZLİK VE YOKSULLUK SORUNUNA YAKLAŞIMI (SEKİZİNCİ

Detaylı

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ www.tisk.org.tr

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ www.tisk.org.tr TİSK AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ- MART 2016 (SAYI: 85) GENEL DEĞERLENDİRME 31.03.2016 Ekonomi ve İşgücü Piyasası Reformlarına Öncelik Verilmeli Gelişmiş ülkelerin çoğunda ve yükselen ekonomilerde büyüme sorunu

Detaylı

Sayı: 2009/18 Tarih: 09.08.2009 Aileler krize borçlu yakalandı; sorunu işsizlik katladı

Sayı: 2009/18 Tarih: 09.08.2009 Aileler krize borçlu yakalandı; sorunu işsizlik katladı Sayı: 2009/18 Tarih: 09.08.2009 Aileler krize borçlu yakalandı; sorunu işsizlik katladı - Ekonomik krizin şiddeti devam ederken, krize borçlu yakalanan aileler, bu dönemde artan işsizliğin de etkisi ile

Detaylı

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ MART 2018 Hazırlayan: Yağmur Özcan Uluslararası

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi. HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Ağustos 2017 1 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2017 TEMMUZ İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME Yılın İlk 7 Ayında

Detaylı

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ M A R M A R A Ü N İ V E R S İ T E S İ İ K T İ S A T F A K Ü L T E S İ A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ DÜNYA FAİZ ORANLARI EURO/DOLAR PARİTESİ TÜRKİYE EKONOMİSİ NDE BÜYÜME ÖDEMELER DENGESİ DIŞ TİCARET ENFLASYON

Detaylı

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık İÇİNDEKİLER FİNANS, BANKACILIK VE KALKINMA 2023 ANA TEMA SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA: FİNANS VE BANKACILIK ALT TEMALAR Türkiye Ekonomisinde Kalkınma ve Finans Sektörü İlişkisi AB Uyum Sürecinde Finans ve Bankacılık

Detaylı

ÜNİTE:1. Maliye Politikası: Kavramlar, Etkinliği ve Sınırları ÜNİTE:2. Maliye Politikasının Makroekonomik Temelleri ÜNİTE:3

ÜNİTE:1. Maliye Politikası: Kavramlar, Etkinliği ve Sınırları ÜNİTE:2. Maliye Politikasının Makroekonomik Temelleri ÜNİTE:3 ÜNİTE:1 Maliye Politikası: Kavramlar, Etkinliği ve Sınırları ÜNİTE:2 Maliye Politikasının Makroekonomik Temelleri ÜNİTE:3 Maliye ve Para Politikalarının Nispi Etkinliği ÜNİTE:4 İradi Politikalar ve Otomatik

Detaylı

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ Hazırlayan: Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik Görünümü IMF düzenli olarak hazırladığı Küresel Ekonomi Görünümü

Detaylı

1930 DÜNYA BUHRANI DÂHİL, TÜRKİYE BU KADAR AĞIR KRİZ YAŞAMADI.

1930 DÜNYA BUHRANI DÂHİL, TÜRKİYE BU KADAR AĞIR KRİZ YAŞAMADI. ESFENDER KORKMAZ CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ 30 HAZİRAN 2009 BASIN BİLDİRİSİ 1930 DÜNYA BUHRANI DÂHİL, TÜRKİYE BU KADAR AĞIR KRİZ YAŞAMADI. Türkiye 2009 un (Ocak- Şubat-Mart aylarında) ilk çeyreğinde tüm

Detaylı

8. BÖLÜM STAGFLASYONLA MÜCADELEDE MALİYE POLİTİKASI. Dr. Süleyman BOLAT

8. BÖLÜM STAGFLASYONLA MÜCADELEDE MALİYE POLİTİKASI. Dr. Süleyman BOLAT 8. BÖLÜM STAGFLASYONLA MÜCADELEDE MALİYE POLİTİKASI 1 STAGFLASYON Stagflasyon: Üretimde görülen durgunluk ve fiyatlarda yaşanan artışın bir araya gelmesidir. - Durgunluk içinde enflasyon: Reel ekonomik

Detaylı

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ağustos 2013

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ağustos 2013 Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ağustos 2013 DÜŞÜK BÜYÜMEYE DEVAM Zümrüt İmamoğlu* ve Barış Soybilgen 19.07.2013 Yönetici Özeti Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış Sanayi Üretim Endeksi (SÜE) Haziran

Detaylı

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter 2013 yılı, dünya ekonomisi için finansal krizin etkilerinin para politikaları açısından

Detaylı