Word Forms With Three Consonantal Roots In Arabic And Their Aspect Of Structural Polysemy

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Word Forms With Three Consonantal Roots In Arabic And Their Aspect Of Structural Polysemy"

Transkript

1 C.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi 2012, Cilt: XVI, Sayı: 2 Sayfa: ARAP DİLİNDE SÜLASÎ MÜCERRET SİYGALAR VE YAPISAL ÇO- KANLAMLILIK YÖNÜ Mehmet Ali ŞİMŞEK * Özet Arap dilinde isim ve fiiller için oluşturulan vezinler, birden fazla yapısal anlama sahip olduklarından dolayı, bir tür yapısal çokanlamlılığa neden olmaktadır. Vezinlerin yapısal çokanlamlığı, onların birden fazla kategoriye ait olabilmesinden ve birden fazla gramatik fonksiyonda kullanılabilme kabiliyetlerinden kaynaklanmaktadır. Bu çalışma, söz konusu edilen bu tür yapısal çokanlamlığı, Arap dilindeki sülasî mücerret kelime yapıları çerçevesinde ele almakta, diğer bir ifadeyle sülasî mücerret kelime yapılarının yapısal çokanlamlılığını ortaya koymaktadır. Bu bakış açısıyla makalede anlam, çokanlamlılık, yapısal çokanlamlılık, sülasî mücerret kelime yapılarının yapısal çokanlamlılığı ve mümkün çözüm yolları üzerinde durulmuştur. Anahtar Kelimeler: Vezinler, üç harfli (sülasî) isim ve fiiller, yapısal çokanlamlılık Word Forms With Three Consonantal Roots In Arabic And Their Aspect Of Structural Polysemy Abstract Since word forms for nouns and verbs in Arabic have more than one structural meaning, they give rise to a kind of structural polysemy. Structural polysemy of the word forms has its source in * Doç. Dr., Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi - Sivas (kapkaramurat@hotmail.com)

2 224 Mehmet Ali ŞİMŞEK their relation to various categories and their capability to be used in more than one grammatical category. This study discusses the kind of structural polysemy in question for morphological structure of the word with three consonantal roots in Arabic. From this standpoint, it is focused here on meaning, polysemy, structural polysemy and the structural polysemy of the word forms with three consonantal roots and the avaible solutions of it. Key Words: Word forms, verbs and nouns with three consonantal roots, structural polysemy Giriş Arap Dilinde fe-ayn-lam harflerinden oluşan yapılar,(فعل) ister isim olsun ister fiil, sülasî (üç kök harften oluşan) kelimelerin karşılığı olarak getirilmiş vezinlerdir. Eskiden beri dille ilgili yapılan çalışmaların sarfla ilgili bölümlerinde ya da münferit sarf kitaplarında, bir kelimeyi oluşturan harflerden hangisinin kök, hangisinin ek harf olduğunu göstermek için, daha ilk çalışmalarda yüzlerce kalıp (vezin, siyga, misâl) belirlenmiş 1, bu yolla benzer kelime guruplarını birbirinden ayırt etmek daha da kolaylaştırılmıştır. Mîzân ya da vezin, kelimenin yapısını; zâid ve aslî harfleri ve bunlardan takdim ya da tehir etmiş veyahut hazfedilmiş olanı, harekeli ve sakîn olanları birbirinden ayırabilmenin yöntemini belirler. Sarf âlimleri Arapça kelimelerin ya üç, ya dört ya da beş kök harften oluştuğunu ve bunların çoğunun sülâsî olduğunu farkederek, bunların veznini belirlemek için üç harf üzerine kurdukları bir ölçüt ortaya koymuşlardır; bu, üç kök harften oluşan فعل yapısıdır. Bu yapının harekelenmesi ise mevzûn (ölçülen) kelimede olduğu gibidir. Fe, kelimenin birinci; ayn, ikinci; lâm ise üçüncü harfine karşılık gelir. Kelimedeki harflerin harekeleri, karşılık م ر ض ;ف ع ل (yazdı) fiilinin vezni ك ت ب Örneğin; geldiği harflere uyarlanır. (hastalandı, hasta oldu) fiilinin vezni ك ر م ;ف ع ل (cömert oldu) fiilinin vezni 1 es-suyûŧî (ö. 911 h.), el-muzhir adlı eserinde vezinlerin sayısı hakkında şu bilgileri aktarmaktadır: İbnu l-ķaŧŧâ (ö. 515 h.), el-ebniye adlı kitabında şunları zikretmiştir: Sîbeveyh (ö. 161 h.), sadece isim vezinlerinden üçyüz sekiz misâl (vezin) zikretmiştir. İbn es-serrâc (ö. 316 h.), Sîbeveyh in zikrettiklerine yirmi iki misâl daha eklemiştir. Sonra Ebû ǾAmr el-cermî (ö. 225 h.) ve İbn Ħâleveyh (ö. 370 h.) bunlara birkaç tane daha eklemiştir. Zikretmedikleri ise zikrettiklerinden kat kat fazladır. Araştırma ve gayretlerimiz ve kitaplarda dağınık halde bulunanları derlemek suretiyle ulaştığımız misâl sayısı toplam 1210 dur. Bkz. es-suyûŧî, el-muzhir, II, 4.

3 Arap Dilinde Sülasî Mücerret Siygalar ve Yapısal Çokanlamlılık Yönü 225 Ke- şeklindedir. ف ع ل (yük) isminin vezni ح ل ;ف ع ل (ay) isminin vezni ق م ر ;ف ع ل limeler, bu mizana göre ölçülür ve birinci harfe fâu l-kelime, ikinci harfe aynu l-kelime ve üçüncü harfe de lâmu l-kelime (ya da lâmu l-fiil) denir 2. Bu çalışmada, vezinlerle ilgili harf düşmesi (hazf), harf ilavesi (ziyâde), ta vîz (düşen harfin, başka bir harfle telafi edilmesi) ve harflerin yer değiştirmesi (kalb mekânî) türünden olgulara değinilmeyecektir. Makalenin konusu, sülasî mücerret kelime vezinlerinin yapısal çokanlamlılık açısından incelenmesi olduğundan, önce yapısal çokanlamlılıktan kısaca bahsedecek, daha sonra da bu çerçevede فعل yapısının yapısal çokanlamlılık yönü ele alınacaktır. Kelimelerin en az iki tarafı vardır: Biçim ve anlam. İkisi arasındaki ilişkiyi sağlayan şey ise delâlettir. Delâlet/gösterge çerçevesinde, dâll/gösteren-medlûl/gösterilen ilişkisine baktığımızda karşımıza ilk önce sözcük ve onun karşılığında anlam çıkmaktadır. Anlamı, sözcüğün başlangıçtaki kavramı olarak görür, ama sonradan aynı sözcüğün farklı terkiplerde yeni tepkilere karşılık olarak yeni kullanımlar elde ettiği gerçeğini kabul eder, dolayısıyla, sözcüğün yansıttığı ilk kavramı ve edindiği yeni kullanımları 3 bir bütün olarak onun anlamları şeklinde bir değerlendirmeye gidersek; buna göre sözcüğün yansıttığı ilk kavramın, onun ilk anlamı olduğu sonucuna varırız. Buna göre kavram ile anlam aynı şeydir. Sözcüğün sonradan elde ettiği yeni kullanımlar ise onun kavramları değil anlamlarıdır. Bu ifadeye göre de anlamlar, sözcüğün kullanımlarıdır. Şu da var ki, bir sözcüğün birden fazla anlamı olabilir ama birden fazla kavramı olamaz. Çünkü, sözcüğün delalet ettiği ilk anlamı -ki bu tektir-, onun kavramıdır. Kavram ise, sözcük zikredildiğinde zihnimizde beliren o nesneye ait genelleme, o nesnenin özellikler toplamıdır 4. 2 Bkz. İbnu l-ĥâcib, eş-şâfiye fî Ǿilmi t-taśrîf, s. 6; el-ĥamlâvî, Şeźâ l-ǿarf fi fenni ś-śarf, s. 11; el-ĥalvânî, Muĥammed Ħayr, el-vâđiĥ fî Ǿilmi ś-śarf, s. 60; İmîl BedîǾ YaǾķûb, MuǾcemu levzân, s الداللة الذاتية ve الداللة الوضعية األوىل) Śubĥî ś-śâliĥ, bunlardan kelime ve siyganın temel anlamı olarak sözeder. Bu iki delalet (الداللة املكتسبة املتطورة) ve sonradan kazandığı anlam (األصلية hakkında geniş bilgi için bkz. Śubĥî ś-śâliĥ, Dirâsât fî fiķhi l-luġa, s Kavram, anlam ve bunlarla ilişkili hususlar hakkında geniş bilgi için bkz. Mehmet Ali Şimşek, Arap Dilinde Çokanlamlılık ve karîne İlişkisi (Basılmamış Doktora Tezi), Konya 2000, Birinci Bölüm: Lafız-Anlam İlişkileri (s ).

4 226 Mehmet Ali ŞİMŞEK Sözcüğün kavramı, anlamı ve kullanımları dışında, bir de onun yapısal anlamı vardır. Bir diğer ifadeyle sözcükler, iletişim amacıyla cümle içinde kullanılacağı zaman onlara yapısal anlamlar yüklenir. Çünkü yapısal anlamı olmayan sözcüklerle iletişim kurulamaz. İşte yapısal anlam, genel olarak, yukarıda bahsettiğimiz gibi sözcüğün doğrudan yansıttığı kavram ve anlamları dışında kalan, cümleyi anlamamızı sağlayan sözcükler arası ilişkilerdir 5. Charles C. Fries, yapısal anlam, herhangi bir dilin gramatikal yapıyla ilişkili anlamları (yapısal anlamları: structural meanings) belirleyen ilişkilerden oluşur diyor. Cümledeki vurgulama, istifham ya da rica gibi anlamlar, cümle terkibinin belirlediği yapısal anlamlardandır. Yapısal anlamlardan biri de, kendilerine işaret edilen farklı unsurların yerine getirdiği görevlerle ilişkili olanlardır [Kim ن) (م ya da ne (ماذا) olayı ortaya koydu... vs.]. Cinse, fiilin zaman ve şekline vs. ait olan yapı anlamlarının belirtilmesi, her hangi bir dil sisteminin işlevli hale getirilmesinin bir parçasıdır 6. Buna göre yapısal anlam, cümledeki tek tek sözcüklerin sözlük anlamlarından ayrı olarak, diğer sözcüklerle olan ilişkisinden, cümle ve sözce içindeki yerinden ve işlevinden, hatta sözlü dilde vurgu ve titremlemeden doğan anlam 7 olarak da tanımlanabilir. Yapısal anlamı Arapça da değerlendirecek olursak, Arapça cümlede yapısal anlamı, cümle içindeki öğeler arası isnat, terkip, tebe iyyet, tahsîs gibi nahvî ilişkiler ve te hîr-takdîm gibi hususlar belirler diyebiliriz. Ayrıca şunu da zikretmemiz gerekir ki, Türkçe gibi eklemeli bir dilde eklerin gördüğü fonksiyonların bir kısmı Arapça da harekeler tarafından, diğer bir kısmı da edatlar (edâvâtu r-rabt) aracılığıyla yerine getirilir. Eklemeli dillerde bazı yapısal anlamlar, kelimenin köküne getirilen fazlalıklarla ifade edilmekte iken, bu gibi anlamlar çekimli bir dil olan Arapça da siygaların farklı şekillere sokulmasıyla elde edilmektedir. Örn. Türkçe de git- eyleminden etken bir yapı elde edilmek istenince kelimenin köküne - en eki (yapım eki) eklenmekte (gid-en), Arapça da ise فعل yapısı فاع ل siygasına dönüştürülmektedir. Şu halde, Arapça da ism-i fâil dediğimiz bu yapıda, zâid olarak getirdiğimiz elif harfinin yapısal bir anlamı, daha doğru bir ifadeyle yapısal bir anlam yükü vardır ve kelime bu anlamı, 5 Yapısal anlam için bkz. Başkan, Özcan, Lengüistik Metodu, s es-saǿrân, Ǿİlmu l-luġa, s Koç, Nurettin, Açıklamalı Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü, s. 304.

5 Arap Dilinde Sülasî Mücerret Siygalar ve Yapısal Çokanlamlılık Yönü 227 vezniyle kazanır. Dolayısıyla, bir kelimeyi, kendi içinde incelemek bir فاع ل sarf incelemesi olduğundan, sarf düzeyinde kelimenin yapısal anlamı demek, o kelimenin, o vezinde gelmesinden dolayı kazandığı anlamlar olduğu sonucu çıkacaktır. Kelimenin isim, fiil ya da harf olması, belirsiz/nekre ya da belirli/marife olması, tekil/müfret, ikil/müsenna ya da çoğul/cemi olması da o kelimenin yapısal anlamlarındandır. Yeri gelmişken, İbn Cinnî (ö. 392 h.) nin belirttiği, tek bir fiil için söz konusu edilebilecek delaletlere değinmekte yarar görüyoruz. İbn Cinnî nin, delâlet ilişkileri çerçevesinde ele aldığı hususlardan biri fiilin delâletleridir. O, fiilin delâletini üçe ayırmaktadır: Lafzî, sınâî ve manevî delâlet. Bu üç delâlet arasında lafzî delâleti ilk sıraya, sınâî delâleti ikinci ve manevî delâleti de son sıraya koymaktadır. İbn Cinnî, tüm fiiller için bu üç delâletin de söz konusu olduğunu belirtmiştir. Örneğin قام fiilinin lafzı masdarına (lafzî delâlet), binası zamanına (sınaî delalet) ve anlamı da fâiline delâlet eder (manevî delalet). Bunlar, lafız, siyga ve anlamının delâletleridir 8. İbn Cinnî, sarf yapılarının yani vezinlerin delâletini de sınâî delâlet olarak görmektedir. İbn Cinnî nin sınâî delalet olarak söz ettiği anlamı biz, yapısal anlam olarak belirliyoruz. O, ف ع ل veznindeki قط ع (küçük küçük parçalara kesmek) ve كس ر (küçük küçük parçalar halinde kırmak) kelimelerini örneklendirirken şunları söylemiştir: Bu iki fiilin lafızları, hades (masdar/oluş) anlamı bildirir, biçimleri ise iki şey ifade eder: (1) Geçmiş zaman, (2) Fiilin çokça yapılmış olması. Aynı şekilde ار ب kelimesi, lafzen hadese (vurma eylemi), binasıyla geçmiş zamana ve fiilin iki şey tarafından gerçekleştiğine delâlet eder. Aynı kelime, anlamıyla da bir fâilinin olduğunu gösterir. Yani her bir fiilin toplam dört anlamı vardır 9. Yapısal anlamın ne demek olduğu belirlendiğine göre, yapısal çokanlamlılığa geçmeden önce çokanlamlılıktan da kısaca bahsetmek uygun olacaktır. Çünkü yapısal çokanlamlılık, çokanlamlılığın yapısal kısmını oluşturur. ض 8 Bkz. İbn Cinnî, el-ħaśâǿiś, III, 98. İbn Cinnî nin fiilin lafzî, sınâî ve manevî delâletlerine getirdiği yorumlar hakkında ayrıca bkz. Menķûr, ǾAbdulcelîl, Ǿİlmu d-dilâle uśûluhu ve mebâĥiŝuhu fi t-turâŝi l-ǿarabî, min Menşûrâti ittiĥâdi l-kuttâbi l-ǿarab, Dimeşķ Bkz. İbn Cinnî, el-ħaśâǿiś, III, 101.

6 228 Mehmet Ali ŞİMŞEK Sözcüklerin birden fazla anlam ifade etmeleri hususunda akla en yakın açıklama şudur: Başlangıçta her bir gösterge, mutlaka bir nesneyi, bir duyguyu, bir kavramı adlandırmalı, dolayısıyla, iletişimde kullanılacak her bir varlık, kavram, bir göstergeyle anlatılmış olmalıdır 10. Oysa, günümüzde ister sözlüğe baktığımızda, isterse herhangi bir iletişime girdiğimizde, neredeyse hiçbir sözcüğün tek anlamlı olmadığını hemen farkeder, konuşurken ortaya koyduğumuz ses vurgusunu ve beden dilini (özellikle jest ve mimikleri) de dikkate aldığımızda, bir kelimenin farklı bağlamlarda nasıl farklı anlamlar için kullanılabildiğini anlarız. İşte, çokanlamlılık, bir sözcüğün, asıl kavramını koruyarak, yeni kavramlar içerme özelliğine sahip olması demektir. Bir başka deyişle, gösteren tek, gösterilen çoksa, çokanlamlılık söz konusudur 11. Özellikle bağlamın belirlenememesi ve karînelerin ortaya konulamaması halinde iletişimde aksaklık çıkarabilecek bir yapıya sahip olan çokanlamlılık semantik, pragmatik ve sentaktik çokanlamlılık olmak üzere üç türde karşımıza çıkabilmektedir. Bunlardan, sentaktik çokanlamlılık, bir sözcüğün birden fazla kategoriye ait olması, dilde birden çok sentaktik görevde kullanılması olarak tanımlanmaktadır 12. Bizi burada ilgilendiren kısım işte bu sentaktik çokanlamlılık, diğer bir ifadeyle yapısal çokanlamlılıktır. Temmâm Hassân, yapısal çokanlamlılıktan tek bir yapının işlevsel çokanlamlılığı olarak bahsetmektedir 13. Dikkat edileceği üzere çokanlamlılık, bir göstergenin birden fazla anlamda kullanılabilme özelliği, yapısal çokanlamlılık ise kelime ya da cümlelerin, birden fazla kategoriye ait olması ya da bunların birden fazla görevde kullanılabilme özelliğidir. Anlam ve çokanlamlılıktan kısaca bahsettikten sonra şimdi yapısal çokanlamlılık üzerinde biraz daha durmak konuyu daha da netleştirecektir. İbn Fâris, es-sâhibî adlı kitabında, ف ع ل yapısının iki zıt manaya gelebileceğini söyleyerek şu örnekleri vermektedir: ب ع ت الشيء: بعت ه واشرتيته (sat- 10 Bkz. Aksan, Doğan, Anlambilimi ve Türk Anlambilimi (Ana Çizgileriyle), s Bkz. Koç, Dilbilgisi Terimleri, s Gösteren sözcüğü, sözcüksel çokanlamlılıkta sözcüğe, yapısal çokanlamlılıkta yapıya; gösterilen sözcüğü ise sözcüksel çokanlamlılıkta anlama, yapısal çokanlamlılıkta fonksiyon/işlev/vazifeye işaret etmektedir. 12 Bkz. Cevizci, Ahmet, Felsefe Sözlüğü, s Bkz. Temmâm Ĥassân, a.g.e., s. 165.

7 Arap Dilinde Sülasî Mücerret Siygalar ve Yapısal Çokanlamlılık Yönü 229 tım/satın aldım), ر ت و ت الشيء : أرخيت ه وشد د ته (serbest bıraktım/sıkıca bağladım), (topladım/dağıttım) vb 14. Örneklerde görülen, sarfî ش ع ب ت الشيء : مجعته وفر ق ت ه bir siyganın böylesine iki zıt manaya gelmesini biz, ezdâd kaynaklı yapısal çokanlamlılık türü olarak niteliyoruz. Daha önce yaptığımız açıklamaları ve yukarıdaki örnekleri de dikkate alarak yapısal çokanlamlılığı şu şekilde tanımlayabiliriz: Yapısal çokanlamlılık, bir siyganın, bir yapının, bir terkibin ya da bir cümlenin, sözcüksel anlamları tek olduğu halde, birden fazla anlama gelebilmesi, birden fazla işlev için kullanılabilmesidir. Buna göre kelime ve terkiplerin temel anlamları yanında birden fazla yan anlamda kullanılabilme özelliği sözcüksel çokanlamlılığın; sarfî (siyga) ve nahvî bir yapının (edâtların) birden fazla anlama gelebilme ihtimali de yapısal çokanlamlılığın konusunu oluşturmaktadır. Dolayısıyla yapısal çokanlamlılığın hem nahvî hem de sarfî olmak üzere iki farklı boyutu vardır. Şunu bilmeliyiz ki, tek bir yapı (cümle de dâhil), çokanlamlıdır ve siyak dışında kendisine nispet edilebilecek bütün anlamlara aynı düzeyde yaklaşır. Ancak, bir yapı, siyak içerisinde lafzî, manevî ve hâlî karînelerin belirlediği tek bir anlam ifade edecektir 15. Arap dilinde, çekim yapılarına baktığımızda örneğin müenneslik tâ sının bazen bir fiili فتحت ) açtı ) bazen bir ismi طالبة) bir bayan öğrenci ) müennesleştirdiği, bazen de tek bir şeye delâlet etmek için kullanıldığını ( ت ف احة bir elma ), hatta ف mübâlağa için ( ع الة yapısında olduğu gibi) dahi geldiğini görebiliriz. Aynı şekilde elif-nûn un bazen hakikî müsenna için ( ال ا gibi), bazen de ب ي ت ن mutabakat için البيتان اجلميالن) gibi) geldiğini görürüz. Bazı durumlarda ise elif-nûn, fiilin sonuna gelerek, elif harfi ikile, nûn harfi ise ref alâmetine delâlet eder. Aynı şekilde, merfû ismin, hem fâil, nâib-i fâil, kâne nin ismi, inne nin haberi, mübteda, haber, hem de tâbi (na t, bedel, atf, tekit ten biri) olarak gelebilmesi; yine, mansûp ismin, hem beş mef ûlden biri (mef ûlun bih, mef ûlun fîh, mef ûlun anh, mef ûlun lieclih, mef ûlun 14 İbn Fâris, eś-śâĥibî, s Temmâm Ĥassân, a.g.e., s. 164, 165, er-rummânî (ö. 384 h.) nin MaǾânî l-ĥurûf adlı kitabında bazı harflere yapmış olduğu taksimler sarfî yapısal çokanlamlılık cihetiyle ilgi çekicidir. O, kitabında, onbir çeşit eliften, yedi çeşit he den, on çeşit ye den, sekiz çeşit nûn dan ve yedi çeşit te den bahsetmiştir. Bkz. er-rummânî, Kitâbu MaǾânî l-ĥurûf, (thk. ǾAbdulfettâĥ İsmaǾil Şelebî), Dâru ş-şurûķ, 2. baskı, Cidde 1981, s

8 230 Mehmet Ali ŞİMŞEK mutlak), hâl, temyiz, müstesnâ, muzâf münâda, muhtas isim, müşteğal anh, hem de tâbi vb. olabilmesi de bir yapının birden fazla işlevselliği çerçevesinde yapısal çokanlamlılığa girmektedir 16. Yapısal çokanlamlılık dâhilinde, ism-i fâil, ism-i mef ûl, sıfat-ı müşebbehe vs. müştâk isimlerin vasfiyyet özellikleri unutulup alem (özel isim) olarak kullanılmaları طا ه ر ش ر يف أش ع ب ح س ن) gibi); masdarın isim oluşu unutulup fiilin yerine konulması ض ر با ز ي دا ) gibi); fiilin fiilliği unutulup özel isim (el-ismu l-ǿalem) olarak nakledilmesi ي ش ك ر ي ز يد ) gibi); zarftaki م ىت ) zarfiyet anlamı unutulup şart ya da istifham edâtları olarak kullanımı cümle- lafızlarının harf oluşu unutulup bunların م ن ذ ve م ذ gibi); أي ن ح ي ث م ن kullanımı; lerle birlikte getirilerek ibtidâ-i ğâye anlamında zarf olarak lafızlarının ism-i mevsûl özellikleri unutulup bunların şart ya da أي ve ما istifham gibi üsluplarda kullanılmaları... bütün bunlar, nakil kabilinden ve tek bir sarfî yapının işlevsel çokanlamlılığı türünden örneklerdir 17. Fiil siygaları da böylesi bir çokluğa ve ihtimale müsaittir. Örneğin siygasına bakarsak, bu siyganın anlamının ta diye (geçişlilik), bir أف ع ل şeyin bir sıfatta bulunması, selb ve izâle (kelimenin delalet ettiği anlamın kendisinden giderilmesi), sayrûret (bir şeyi bir şey sahibi yapma, bir hâlden başka bir hâle dönüşme), duhûl (bir yere/zamana girme), istihkâk (hak etme/vakti gelme), ta rîz (sunma, yüzyüze getirme), temkîn (imkân verme/yaptırma) olabileceğini; yine فع ل yapısının anlamının teksîr (bir şeyi çokça yapma), bir şeyi fiilin aslına nispet etme, teveccüh (bir şeye/yere yönelme), bir şeyi kabul etme olabileceğini görürüz 18. Yapısal çokanlamlılık oluşturan bir diğer faktör de hem fiil hem de isim siygalarının aynı vezinlerde gelebilmeleridir. Her ne kadar genel olarak isimlerin, sıfatların (müştakların) ve fiillerin kendilerine ait, diğerlerinden farklı siygaları olsa 19 da, bazı siygalar hem isim hem de fiil için ortak olarak kullanılabilmektedir. Örneğin bu siygalardan şunları sayabiliriz: ف ع ل ف ع ل أف ع ل ف ع ل ل فا ع ل Bu siygalar, şu örneklerde görüleceği üzere görünüş itibariyle aynı olsa da birisi isim, diğeri fiil olarak gelmektedir: 16 Bkz. Temmâm Ĥassân, a.g.e., s Geniş bilgi için bkz. Temmâm Ĥassân, a.g.e., s. 98, , Temmâm Ĥassân, a.g.e., s Temmâm Ĥassân, a.g.e., s. 136.

9 Arap Dilinde Sülasî Mücerret Siygalar ve Yapısal Çokanlamlılık Yönü 231 dikkatli), (uyanık, ح ذ ر (yazdı); ك ت ب deve), (erkek مجل (be- أ ب ي ض (bildi); ع ل م yaz), أقد م (ileri atıldı); ج ع ف ر (Ca fer), (ya- ساب ق (yüzük), خ ات (yuvarladı); د ح ر ج rıştı) gibi 20. Yukarıda verdiğimiz bilgilerden sonra, şimdi de asıl konumuz olan فعل yapısının, ne gibi bir yapısal anlamı olabileceğine ve çokanlamlılığından kaynaklanan ne gibi problemler oluşturabileceğine geçebiliriz. 1. İsim Olarak Sülasî Mücerret (فعل) Yapılar Hepsi de bir kök harfine karşılık gelen sülâsî mücerret isimlerin toplamda on iki farklı vezni vardır: ف ل س (pul ve para), ف ر س (at), ر ج ل (erkek د ئ ل (boyun), ع ن ق (bilmece), ل غ ز (kilit), ق ف ل omuz), (kürek kemiği, ك ت ف insan), (çakal), ر ج ل (ayak), ع ن ب (üzüm), ح ب ك (yol, yörünge), إ ب ل (deve sürüsü) gibi. ف ع ل ف ع ل gelmişlerdir: Misallerini verdiğimiz bu isimler, şu on iki vezinde. 21 ف ع ل ف ع ل ف ع ل ف ع ل ف ع ل ف ع ل ف ع ل ف ع ل ف ع ل ف ع ل Sarf âlimleri, yukarıda saydığımız sülâsî aslî isim vezinlerinden söyle- dışında) her birinin hem sıfat hem de isim olabileceğini ف ع ل ve ف ع ل) ح ذ ر (omuz), ك ت ف (kahraman); ب ط ل (ay), ق م ر (kolay); س ه ل (ok), س ه م. 22 mişlerdir (dikkatli, uyanık); ع ض د (pazu, güç), ي ق ظ )ي ق ظ( (uyanık); ح ل (yük), ن ق ض (yıkık); ع ن ب (üzüm), ز ي (dağınık, ayrılmış parça); إ ب ل (deve sürüsü), ب ل ز (iri, kocaman); ق ف ل (kilit), ح ل و (tatlı); ص ر د (bir tür karga), ح ط م (zâlim sert çoban, obur); ع ن ق (boyun), ناقة س ر ح (hızlı deve) gibi. Biz bu vezinleri burada tek tek isim, sıfat ve masdar olabilme açılarından ele alacak, bu vezinlerde çoğul olarak gelmiş kelimeler varsa, bunu da ayrıca belirteceğiz. 20 Śubĥî ś-śâliĥ, a.g.e., s Bkz. İbn ǾUśfûr, a.g.e., I, 60-61; Ebû Ĥayyân, el-mubdiǿ fi t-taśrîf, s. 55; İbnu l-ĥâcib, a.g.e., s. 9-10; İmîl BedîǾ YaǾkûb, a.g.e., s ; el-ĥalvânî, a.g.e., s ; el-ĥamlâvî, a.g.e., s İbn Cinnî, el-munśif, s. 18; Śubĥî ś-śâliĥ, a.g.e., s. 334; el-ĥamlâvî, a.g.e., s

10 232 Mehmet Ali ŞİMŞEK Vezni ف ع ل 1.1. ك ل ب (panter), ف ه د kullanılır; a) Bu vezin, hem isim hem sıfat için (köpek) ve ص ع ب (zor), ض خ م (iri) gibi 23. b) Müteaddî mücerret sülâsî fiilin -yaygın- masdar vezinlerindendir; ر د ر د ا (geri çevirmek, kabul etmemek), ض ر ب ض ر با (vurmak, dövmek) gibi 24. قع د ق ع ودا جل س ج ل وسا masdarı, vezninde gelen lâzım fiillerin kıyâsî ف ع ل vezninde ف ع ول örneklerinde olduğu gibi aynel-fiili illetli değilse هن ض ن ه وضا gelir. Fakat, ف ع ل vezninde gelen lazım fiil illetliyse, bu tür fiillerin gelebileceği masdar vezinlerinden biri de ل dir ف ع (örn. سار ي س ري س ري gibi) 25. Bu da gös- vezninde hem müteaddi hem de lâzım masdarlar gelebileceğini ف ع ل termektedir. Hatta Kahire Arap Dil Kurumu, el-ferrâǿ (ö. 215? h.) nın rivayet ettiği ف ع ل vezninin masdarı hiç duyulmamışsa, Hicâz lehçesine uyarak ل ;ف ع Necid lehçesine uyarak ف ع ول şeklinde getir 26 sözü ya da birçok ف ع ل vezninde gelmesinden yola çıkarak, lâzım ف ع ل lâzım fiilin masdarının siygasının masdarı olarak hem ف ع ل hem de ف ع ول veznini câiz görmüştür 27. c) İsm-i tafdîl siygası أف ع ل vezninde gelip de çok kullanımdan dolayı hemzesi düşmüş üç lafız ( خ ي ر ش ر ح ب ) bu vezinde gelmiştir 28. Yukarıda verilen bilgiler ışığında şunu söyleyebiliriz ki, ف ع ل siygası, hem ب ي ت (ev) gibi muayyen bir isim, hem ض ر ب (vurma, dövme) gibi masdar, hem de ش ه م (anlayışlı, kibar) gibi sıfat (sıfat-ı müşebbehe) için uygun 23 Bkz. İbn ǾUśfûr, a.g.e., I, 61; es-suyûŧî, a.g.e., II, 5; İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s. 13, 147; el- Ĥalvânî, a.g.e., s Bkz. İbn Ķuteybe, a.g.e., s. 417, 418, 419; İbnu l-ĥâcib, a.g.e., s ; İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s. 147, 240; el-ĥamlâvî, a.g.e., s el-ĥamlâvî, a.g.e., s. 43. Bu türden bir fiil olduğu halde masdar olarak başka vezinlerde gelenler de vardır. Geniş bilgi için bkz. el-ĥamlâvî, a.g.e., s. 43. Biz burada bu veznin, masdar vezinlerinden sadece biri olduğunu vurgulamak istiyoruz. 26 Bkz. İbnu l-ĥâcib, a.g.e., s Kahire Arap Dil Kurumunun aldığı karar (44. dönem 7. oturum) için bkz. İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s el-ĥamlâvî, a.g.e., s. 49.

11 Arap Dilinde Sülasî Mücerret Siygalar ve Yapısal Çokanlamlılık Yönü 233 bir yapıdır. Bu üç anlamdan biri ancak karînelerle belirlenebilir. Örneğin kelimesi için böyle bir durum söz konusudur. Bu kelimeyi siyak الع د ل هو احلكم الع د ل (Adalet, mülkün temelidir) ve الع د ل أساس امللك alır, içerisinde ele birincisi- (O, âdil, latif ve bilen hakemdir) ifadelerine bakarsak, اللطيف اخلبري nin masdar, ikincisinin ise sıfat-ı müşebbehe olduğunu farkedebiliriz 29. Vezni ف ع ل 1.2. a) Sülâsî isim vezinlerinden olan bu vezin, hem isim hem sıfat için ن ض و (yıkık), ن ق ض (hurma ağacının gövdesi) ve ج ذ ع (adalet), ع ك م kullanılır; (eskiyip atılmış) gibi 30. b) Arapça da masdarı ف ع ل vezninde gelen sülâsî (masdar) kelimeler veznine getirilerek değişmekte ve ism-i mef ûl (edilgen) anlamında ف ع ل sıfat-isim türünden bir yapıya dönüşebilmektedir. Bu durum, الذ ب ح (boğazlama) ve الذ ب ح (boğazlanan/kurban); الق ت ل (öldürme) ve الق ت ل (öldürülen, düşman) kelimelerinde açıkça görülmektedir 31. Şu örnekler de bu çerçeveye girmektedir: ك س ر (kırmak), ك س ر البيت (evin yanı, kırıntı); ن ق ض (yıkmak), ن ق ض (yıkık, çökmüş); س ق ط (düşmek), س ق ط (çakmak taşından çıkan kıvılcım) Bkz. Temmâm Ĥassân, a.g.e., s Burada, masdarların, sıfat tamlamasında kullanılabileceğini de hatırlatalım. Masdarlar, sıfat tamlamasında kullanıldığında mevsûfu ister müzekker ister müennes, ister müfret ister müsenna isterse cem i olarak gelsin, kendisi tek yapıda gelir. 30 Bkz. İbn Cinnî, el-munŝif, I, 18; İbn ǾUśfûr, a.g.e., I, 61-62; İbnu l-ĥâcib, a.g.e., s. 25; es- Suyûŧî, a.g.e., II, 5; İmîl BedîǾ YaǾkûb, a.g.e., s. 14, , 151; el-ĥamlâvî, a.g.e., s. 42; el-ĥalvânî, a.g.e., s İbrâhîm es-sâmerâî, el-ǿarabiyye, târîħ ve teŧavvur, s Ayrıca bkz. Bkz. İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s Bkz. İbrâhîm es-sâmerâî, a.g.e., s Bu vezin, ism-i mef ûl anlamında geldiğinde, هذا دقيق kullanılır; sıfatı olarak hem müzekker hem de müennes isimler için aynı yapı (Bu öğütülmüş un, bu da öğütülmüş buğdaydır) gibi. Bkz. İmîl BedîǾ ط ح ن وهذه ح ن ط ة ط ح ن YaǾķûb, a.g.e., s. 151.

12 234 Mehmet Ali ŞİMŞEK c) Masdar vezinlerinden biridir. Örneğin, ح ل م ح ل ما (ağırbaşlılık, yu- (anmak, ذك ره ذ ك را olmak), (günahkar/fâsık ف س ق ف س ق ا. 33 (bilmek) gibi ع ل م ع ل ما (söylemek) ق ال ق و ال / ق يال muşak huylu olmak) ve zikretmek), Vezni ف ع ل 1.3. ق ف ل (küpe), ق ر ط kullanılabilir; a) Bu vezin, hem isim hem sıfat için (kilit) ve م ر (acı), ح ل و (tatlı) gibi 34. غ ف ل edilmiştir; b) Kıyasî olmayan mübalağa siygalarından kabul (meçhul, kapalı) gibi 35. ق ب ح biridir; c) Lâzım ya da müteaddi fiillerin masdar siygalarından س ق م س ق م (olgunlaşma), ن ض ج ن ض ج ا olma), (pis خ ب ث خ ب ث ا (çirkinlik), ق ب ح ا (has- ا ك ف ر ك ف ر (sevmek/sevgi), و د و د ا (içmek), ش ر ب ش ر ب ا olmak), ta/sıska et- (inkar ا mek), ج اع ج وع ا (acıkmak), ش ك ر ش ك ر ا (şükretmek), ش غ ل ش غ ال (meşgul etmek/meşguliyet) gibi 36. أ س د (askerler), ج ن د siygalarındandır; d) Çokluk bildiren cem-i teksîr (aslanlar) gibi 37. أف ع ل vezninde olan ف ع الء Bu siyga, sıfat olarak gelen ve müennesi siygasının kıyasî cem-i kesret veznidir; أ ح ر ح راء ح ر gibi 38. Bu özellikleri ناقة خ و ار و خ ور vardır. taşımadığı halde bu vezinde gelen başka kelimeler de (sütü bol) ve رجل خو ار و خ ور (zayıf, korkak) gibi 39. Diğer taraftan bu vezinde gelenlerden aynel ve lamel-fiilleri sahîh olan ve mudaaf olmayanların 33 İbn Ķuteybe, a.g.e., s. 418; İbnu l-ĥâcib, a.g.e., s Bkz. İbn ǾUśfûr, a.g.e., I, 61; İbnu l-ĥâcib, a.g.e., s. 25; es-suyûŧî, a.g.e., II, 5; İmîl BedîǾ YaǾkûb, a.g.e., s. 14, , 149; el-ĥamlâvî, a.g.e., s. 39; el-ĥalvânî, a.g.e., s Bkz. İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s Bkz. İbn Ķuteybe, a.g.e., s ; İbnu l-ĥâcib, a.g.e., s. 26; el-ĥalvânî, a.g.e., s Bkz. İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s , 149. Çokluk bildiren diğer siygalar için bkz. İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s el-ĥamlâvî, a.g.e., s. 64. Bunun tek istisnası olarak, ف ع ل vezninde gelmiş olan ve aslında so- (başı siyah sonu beyaz/başlangıcı karanlık ثالث ليال د ر ع şeklinde gelmesi gereken د ر ع nucu aydınlık üç gece) örneği zikredilmiştir. Bkz. es-suyûŧî, a.g.e., II, es-suyûŧî, a.g.e., II, 86.

13 Arap Dilinde Sülasî Mücerret Siygalar ve Yapısal Çokanlamlılık Yönü 235 aynel-fiilleri şiirde çoğu kere dammelendiği olur أجنل جن الء جن ل) geniş, güzel gibi) 40. Vezni ف ع ل 1.4. ج ب ل (deve), مج ل kullanılabilir; a) Bu vezin, hem isim hem sıfat için (dağ), ف ر س (at) ve ب ط ل (kahraman), ح س ن (iyi, güzel, hoş), ش ل ل (felç) gibi 41. b) Hem lâzım hem de müteaddi mücerret sülâsî fiillerin masdar vezinleri arasındadır; ف ر ح ف ر حا (sevinmek), جو ي ج وى (göğsü sıkışmak, aşırı حل ب حيل ب ح ل با olmak), (cömert كر م ك ر م ا olmak), (felç ش ل ش ل ال duymak), sevgi (sağmak), طل به ط ل با (istemek) gibi 42. Vezni ف ع ل 1.5. ك ت ف (karaciğer), ك ب د kullanılır; a) Bu vezin, hem isim hem sıfat için (omuz) ve و ج ع (acı çeken/acılı), ح ذ ر (uyanık/dikkatli) gibi 43. Sıfat vezinlerinden biri olan ف ع ل vezninde gelen örneklerin çoğu aynı zamanda ف ع ل vezninde de gelmiştir; ف ط ن ف ط ن (zeki) ve ط م ع ط م ع (aşırı istekli) ve رجل جن د جن د (cesur) gibi 44. Yine, رجل ن ط س ن ط س (bir şeyde aşırıya giden); رجل ي ق ظ ي ق ظ (uyanık/dikkatli) ve رجل ن ك ر ن ك ر (zeki/dahi) örnekleri de böyledir el-ĥamlâvî, a.g.e., s ع ن ق kelimesi ع ن ق şeklinde okunabilir. ق ف ل kelimesinin de bir ع س ر kelimeleri ي س ر ve ع س ر Çünkü, şeklinde okunabileceği belirtilmiştir. ق ف ل görüşe göre 13. s. şeklinde okunmuştur. Bkz. İbnu l-ĥâcib, a.g.e., ي س ر 41 Bkz. İbn ǾUśfûr, a.g.e., I, 62; İbnu l-ĥâcib, a.g.e., s. 25; es-suyûŧî, el-muzhir, II, 5; el- Ĥamlâvî, a.g.e., s. 39; İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s. 13, , 148. el-ĥalvânî, a.g.e., s. قال vezninde gelen isimlerdendir. Zira bunların asılları ف ع ل kelimeleri de باب دار ساق 141. ب و ب د و ر kelimesi gibi (ikinci kök harfi vâv asıllı) olup, ses değişiminden önceki hâlleri şeklinde idi. İllet harfi ve iki benzer harekenin birarada bulunması sebebiyle illet س و ق harfi elif e dönüşmüştür. Bkz. İbn ǾUśfûr, a.g.e., II, Bkz. İbn Ķuteybe, a.g.e., s ; İbnu l-ĥâcib, a.g.e., s ; İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s. 148, Bkz. İbnu l-ĥâcib, a.g.e., s. 25; es-suyûŧî, a.g.e., II, 5; el-ĥamlâvî, a.g.e., s. 39; İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s. 14, , ; el-ĥalvânî, a.g.e., s Bkz. İbrâhîm es-sâmerâî, a.g.e., s Bkz. İbrâhîm es-sâmerâî, a.g.e., s Bu vezinde sıfat olarak gelen ve mef'ûl (edilgen) anlamı veren iki tane kelime zikredilmiştir. Bunlar şunlardır: غالم ج د ع (kötü beslenmiş) ve غالم س غ ل (kötü beslenmiş). Bkz. es-suyûŧî, a.g.e., II, 83.

14 236 Mehmet Ali ŞİMŞEK gibi 46. b) Kıyasî mübalağa siygalarından biridir; ح ذ ر (teyakkuz halinde) سر قه bırakmak), (mahrum حر مه ح ر ما biridir; c) Masdar vezinlerinden (oynamak) لع ب لع با (gülmek), ضح ك ضح كا (boğmak), خن قه خ ن قا (çalmak), س ر قا gibi 47. d) ف ع ل vezninde gelip de ikinci harfi boğaz harflerinden olan kelimeler (örn. فخ ذ gibi), ف خ ذ ve ف خ ذ ve ف خ ذ şeklinde de okunabilmektedir 48. Diğer taraftan, ف ع ل veznindeki bazı sıfat-ı müşebbeheler için ف ع يل vezninin حز ن وحز ين (örn. zikre değer) ve ح ر وح ر ي söylenmiştir: de kullanılabileceği (üzgün) gibi 49. Vezni ف ع ل 1.6. ر ج ل kullanılır; a) Bu vezin, hem isim hem de nâdir de olsa sıfat için (adam), س ب ع (aslan) ve ح د ث (tatlı dilli) خ ل ط (şeyleri/olayları birbirinden ayırabilen) gibi 50. Vezni ف ع ل 1.7. a) Sülâsî isim vezinlerinden olup, hem isim hem de sıfat için kullanılır; ع و ض (bedel/karşılık), ض ل ع (kaburga kemiği), ع ن ب (üzüm) ve ز ي (dağınık, parçası ayrılmış), ع د ى (kıyı, düşmanlar, gurbetçiler) gibi 51. Sıfat olarak sadece bu iki kelime zikredilmiştir Bkz. İmîl BedîǾ YaǾkûb, a.g.e., s İbn Ķuteybe, a.g.e., s ; İbnu l-ĥâcib, a.g.e., s İbnu l-ĥâcib, a.g.e., s. 12. ك ت ف kelimesi de ك ت ف ve ك ت ف şekillerinde okunmuştur. Bkz. İbnu l-ĥâcib, a.g.e., s Zikredilenler ve başka örnekler için bkz. Don Yuhanna Marta, Fevâǿid śarfiyye ve naĥviyye, el-meşriķ, s Bkz. İbn ǾUśfûr, a.g.e., I, 62; es-suyûŧî, a.g.e., II, 5, 93; İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s. 13, 148; el-ĥalvânî, a.g.e., s Bkz. İbn Cinnî, el-munŝif, I, 19; İbn ǾUśfûr, a.g.e., I, 62-63; Ebû Ĥayyân, a.g.e., s. 55; İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s. 14, 184; el-ĥalvânî, a.g.e., s Sîbeveyh, ف ع ل vezninde sıfat olarak sadece قوم ع د ى örneğindeki illetli ismin geldiğini belirtmiştir. İbn Ķuteybe, Sîbeveyh dışındakilerin bu vezinde مكان س و ى (düz yer), ز ي gibi örnekleri de getirdiklerini zikretmiştir (Bkz. İbn Ķuteybe, Edebu l-kâtib, s. 392.). Bazı na- س و ى ve ق ي م (Taha, 20/58) âyetlerinde geçen وم كانا سوى 6/161), (En âm, د ينا ق ي ما âlimleri, hiv vb. kelimeleri ve ماء ر و ى, ر ضى gibi örnekleri konu dışı sayarken, bazıları da bunları tevil etmektedirler (Bkz. es-suyûŧî, a.g.e., II, 6.). Örneğin İbn ǾUśfûr bu konuda şu değerlendirmeyi yapmaktadır: س و ى kelimesi ise "müstevi" anlamında olup müzekkerle müzekker, müennesle müennes olması gerekirken, müennesle birlikteyken müennes olarak

15 Arap Dilinde Sülasî Mücerret Siygalar ve Yapısal Çokanlamlılık Yönü 237 b) Çokluk bildiren cem-i kesret vezinlerindendir; ع ل ل gibi 53. Bu ve-, ح ج ة ح ج ج veznidir; vezninde gelen isimlerin düzenli çoğul ف ع ل ة zin, ك س ر ة kelimelerinin حل ي ة ve ح ل ي ة (yalan) gibi. Bununla birlikte ف ر ي ة ف ر ى (kırıntı), ك س ر kelime- veznindeki bir ف ع ل ة vezninde de çoğulları duyulmuştur. Yine ف ع ل nin de (örn. ص ورة ص و ر gibi) ف ع ل vezninde çoğulunun geldiği gözlenmiştir 54. c) Bu vezin, sülâsî fiillerin masdar vezinleri arasında da zikredilmektedir; عظ م ع ظ م (büyük/iri/yüce olma), س ن (şişmanlık) ve ص غ ر (küçüklük) ve غ ن (zenginlik) gibi 55. Vezni ف ع ل 1.8. Sülâsî mücerret isim vezinlerinden olup, nâdiren kullanılan vezinlerden birisidir 56. Hem isim hem sıfat için gelebilir; إ ب ل (deve) ve إ ب د (yaban eşeği) gibi 57. إط ل (bel) kelimesi إ ط ل şeklinde, ب ل ز kelimesi ise ب ل ز şeklinde de okunmuştur ki, ikinci örnek için meşhur olanın şeddeli hali olduğu söylenmiştir. Dolayısıyla ب ل ز kelimesinin diğerinden tahfif edilmiş şekli olması mümkündür 58. ق ي م değildir. (düz yurt/ev) gibi. Dolayısıyla bu kelime gerçekte sıfat ر ب ع ة س و ى gelmemiştir. kelimesi de aslında masdardır. Fakat sıfat olarak kullanılmıştır. Yine ماء ر و ى ماء ص ر ى gibi ifadelerde de ف ع ل vezninde gelen ve sıfat olarak kullanılan isimler, mevsûfuna mutabakat sağlamamıştır. Bunlardan ر و ى ve ص ر ى kelimeleri hem çoğul hem de tekil için kullanı- ف ع ل (doyurucu) gibi. Dolayısıyla bu kelimeler gerçekte مياه ص ر ى ومياه ر و ى labilmektedir; vezninde gelmiş sıfatlar değildir. Bkz. İbn ǾUśfûr, a.g.e., I, Ayrıca bakılabilir: Ebû Ĥayyân, el-mubdiǿ fi t-taśrîf, s Bkz. es-suyûŧî, a.g.e., II, 5; İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s , el-ĥamlâvî, a.g.e., s Bkz. İbnu l-ĥâcib, a.g.e., s Bu sebeple olmalı ki Sîbeveyh, bu vezinde sadece إب ل kelimesinin geldiğini söylemiştir. Bkz. Ebû Ĥayyân, el-mubdiǿ fi t-taśrîf, s. 55; el-ĥamlâvî, a.g.e., s Bkz. İbn Cinnî, el-munśif, I, 18; İbn ǾUśfûr, a.g.e., I, 65; İbn Ķuteybe, a.g.e., s. 392; es- Suyûŧî, a.g.e., II, 6, 65-66; İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s. 14, İbn ǾUśfûr, a.g.e., I, 65. Ayrıca bakınız. Ebû Ĥayyân, a.g.e., s. 55; es-suyûŧî, a.g.e., II, 6. es-suyûŧî, el-muzhir adlı eserinde, ف ع ل vezninde ve lügat (lehçe) olarak görülen birçok örnek zikretmektedir. Bkz. es-suyûŧî, a.g.e., II, 6, 66.

16 238 Mehmet Ali ŞİMŞEK Vezni ف ع ل 1.9. Yaygın görüşe göre sülâsî mücerret isim vezinlerindendir, fakat kullanımı bulunmamaktadır. Çünkü damme den kesra ya ya da kesra dan damme ye geçiş Arapça da çirkin görülmüştür 59. Bununla birlikte görü- kelimesi, şâz olarak احلبك (Zâriyât, 7) âyetinde geçen والسماء ذات احلبك len bir kıraate göre ف ع ل şeklinde okunmuştur. Kelimenin bu vezinde okunmasının gerekçesi olarak, bir görüşe göre ح ب ك ve ح ب اك) ح ب ك kelimesinin çoğulu gökyüzündeki yıldızların yolları/yörüngeleri ) şeklindeki iki ذات şekline dönüşmesi, diğer bir görüşe göre ح ب ك lügatin içiçe girerek kelimesine itbâ (çeşitli yollarla harekeleri birbirine uydurmak suretiyle aralarında ahenk oluşturmak) için ĥâ harfinin kesralanması gösterilmiştir 60. Vezni ف ع ل a) Bu vezin, hem isim hem sıfat için kullanılır; ن غ ر (bülbül), ص ر د (bir tür karga), ve ل ب د (evinden ayrılmayan mukim/çok), ح ط م (zâlim sert çoban, obur) gibi 61. b) Yaygın kullanıma göre başka bir vezinde gelmesi gereken bazı kelimeler, bu vezinde gelmiştir 62. Müennes çoğulların manevi tekit lafız- مج عاوات ب ع عاوات ك ت عاوات lafızlar, gibi. Bu مج ع ب ع ع ك ت ع ب ت ع böyledir; ları da آخ ر kelimelerinden dönüşmüşlerdir 63. İsm-i tafdîl siygasında gelen ب ت عاوات kelimesinin müennesinin çoğulu olan أ خ ر kelimesinin ise madul (başka مررت بزينب وفتيات أ خ ر belirtilmelidir; bir vezinden dönüşmüş) bir sıfat olduğu örneğinde olduğu gibi Bkz. İbn ǾUśfûr, a.g.e., I, 60-61; es-suyûŧî, a.g.e., I, 247; el-ĥamlâvî, a.g.e., s ; İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s. 14, İbnu l-ĥâcib, a.g.e., s. 10; el-ĥamlâvî, a.g.e., s Ayrıca bkz. es-suyûŧî, a.g.e., II, Bkz. İbn Cinnî, el-munśif, I, 19-20; İbn ǾUśfûr, a.g.e., I, 62; es-suyûŧî, a.g.e., II, 5-6; İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s. 14, 149; el-ĥalvânî, a.g.e., s ع م ر ز ف ر ز ح ل ث ع ل ج ش م zikretmişlerdir: Bazı nahiv âlimleri bu vezinde 15 tane özel isim maduldur. siygasından فاع ل Bütün bunlar مج ع ق ز ح د ل ف ع ع م ج ح ى ب ل ع م ض ر ه ب ل ه ذ ل ق ث م Bkz. İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s Bkz. İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s Bkz. İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s. 149.

17 Arap Dilinde Sülasî Mücerret Siygalar ve Yapısal Çokanlamlılık Yönü 239 c) Çokluk bildiren cem-i teksîr vezinlerindendir; د م ى (kukla, biblo, küçük heykel) gibi 65. ت م ة (hazımsızlık) nin çoğulu olarak gelen ت م da böyledir. Bu vezin, ف ع ل ة ve أف ع ل ) ف ع ل ى vezninin müennesi) vezinlerinin düzenli ح ج ة (bıçak), م د ي ة م دى (oda), غ ر ف ة غ ر ف Örneğin, çoğulu olarak gelmektedir.. 66 (daha/en büyük) gibi ك ب ر ى ك ب küçük), (daha/en ص غ ر ى ص غ ر (delil), ح ج ج d) ف ع ل vezni, mübalağa vezinlerinden birisi olarak da zikredilmiştir,. 67 (vefasız) gibi غ د ر هد ى vezinlerindendir; e) Masdar erdir- (ulaştırmak, hidayete ه د ى mek) ve سر ى س ر ى (gece yürümek, geçmek) gibi 68. Vezni ف ع ل Nâdir kullanılan sülasi isim vezinlerinden biridir. Bu vezinde sadece د ئ ل (bir hayvan adı ve Ebu l-esved ed-duǿelî nin kabilesinin ismi) ismi geldiği söylenmiştir 69. Bu vezinde olduğu söylenen bir diğer isim de (dübür) kelimesidir. Bu iki kelimenin de büyük bir ihtimalle sülâsî ر ئ م mücerret mazi fiilin meçhul yapısından menkûl isimler olduğu ileri sürülmüştür 70. Çünkü bu vezin,(ف ع ل) sülâsî mücerret meçhûl mazi siygasına و ع ل tahsis edilmiştir 71. Bu vezinden olduğu söylenen bir diğer kelime olan ise و ع ل (dağ keçisi, güçlü, efendi) kelimesinin bir lehçesi olarak görülmektedir 72. Bu sebeple, sülasi mücerret isim vezinleri arasında sayılmamaktadır. 65 Bkz. İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s , 149; el-ĥamlâvî, a.g.e., s Fakat, cesur erkeğin bir sıfatı olan ب ه م ة kelimesinin, ف ع ل ة veznindeki ن و ب ة ve ق ر ي ة kelimelerinin, ف ع ل ة veznindeki حل ي ة kelimesinin ve ف ع ل ة vezninde gelen ت م ة kelimesinin çoğulunun bu vezinde (ف ع ل) gelmesinin ise şâz olduğu belirtilmiştir. Bkz. el-ĥamlâvî, a.g.e., s Bkz. es-suyûŧî, a.g.e., II, İbnu l-ĥâcib, a.g.e., s. 26; es-suyûŧî, a.g.e., II, Bkz. İbn Ķuteybe, a.g.e., s. 392; es-suyûŧî, a.g.e., II, 6, 49; İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s. 14, 151; el-ĥalvânî, a.g.e., s Bkz. İbn ǾUśfûr, a.g.e., I, 60-61; İbnu l-ĥâcib, a.g.e., s Śubĥî ś-śâliĥ, a.g.e., s Bkz. es-suyûŧî, a.g.e., II, 50.

18 240 Mehmet Ali ŞİMŞEK Vezni ف ع ل a) Bu vezin, hem isim hem sıfat için kullanılır; ط ن ب (çadır ipi, kiriş), (cünüp, uzak, yabancı) gibi 73. Sıfat olarak ج ن ب (hızlı), س ر ح (boyun) ve ع ن ق gelmesi halinde müzekker ve müennes yapıları aynı olur, diğer bir ifa- هذا رجل ج ن ب وهذه امرأة ج ن ب kullanılır; deyle müennes için de müzekker şekli gibi 74. b) Çokluk bildiren cem-i kesret vezinlerindendir; ع م د (direkler) ve. 75 (kitaplar) gibi ك ت ب Yukarıda isim olarak فعل yapısının (daha doğru bir ifadeyle yapılarının) kullanımları hakkında verilen bu bilgiler, bu yapıların birden fazla fonksiyon icra ettiklerini ve buna bağlı olarak sarf düzeyinde yapısal bir çokanlamlılığa yol açabileceklerini açıkça ortaya koymaktadır. Aynı durum, fiil olarak kullanılan فعل yapısı/yapıları için de geçerlidir. Aşağıda bu konu üzerinde durulacaktır. 2. Fiil Olarak Sülasî Mücerret (فعل) Yapılar Tüm harfleri aslî (kök) olan sülâsî fiillerin dört farklı vezni vardır. Bunlar şunlardır: ف ع ل, ف ع ل, ف ع ل, ف ع ل. Bu vezinler, aşağıda müteaddi (geçişli) ya da lâzım (geçişsiz) oluşları açısından ele alınacak, farklı bir kullanımı varsa bu durum ayrıca belirtilecektir Vezni ف ع ل a) Sülâsî mücerred mazi fiil vezinlerindendir; ض ر ب gibi 76. b) Bu vezindeki mazi fiiller, müteaddi ya da lâzım olarak kullanılabilir; ض ر ب ve ق ع د gibi 77. Bu vezindeki tek bir fiilin bazen hem müteaddi hem de lazım olduğu da görülmektedir. İbn Ķuteybe (ö. 276 h.) nin ver- ه ج م ت على (saldırmak), ه ج م ت على القوم şunlardır: diği örneklerden bazıları 73 Bkz. İbnu l-ĥâcib, a.g.e., s. 25; es-suyûŧî, a.g.e., II, 6; el-ĥamlâvî, a.g.e., s. 39; İmîl BedîǾ YaǾkûb, a.g.e., s. 14, , 150; el-ĥalvânî, a.g.e., s Bkz. İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s Bkz. el-ĥamlâvî, a.g.e., s. 65; İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s , 150. ف ع ل vezninin çoğul vezni olarak gelebilmesi hakkında Kahire Arap Dil Kurumu nun aldığı kararlar için bkz. Bkz. İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s Bkz. İbnu l-ĥâcib, a.g.e., s. 17; İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s Bkz. İbn ǾUśfûr, a.g.e., I, 180; Ebû Ĥayyân, a.g.e., s. 108; İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s. 157.

19 Arap Dilinde Sülasî Mücerret Siygalar ve Yapısal Çokanlamlılık Yönü 241 د ل ع الرجل çıkması), (dilin sarkması/dışarı د ل ع ل سان الرجل (kışkırtmak); القوم غريي زاد (eksiltmek); ن ق ع ت ه olmak/azalmak), (eksik ن ق ص الشيء çıkarmak); (dil لسان ه (artmak), ز د ت ه (artırmak); ه ب ط مثن الس ل ع ة (malın fiyatının düşmesi), ه ب ط ت ه (malın fiyatını düşürmek); ر ع ت املاشية (yayılmak), ر ع ي ت ها (yaymak); و ف ر الشيء (bol ol- الشيء وع ب ت ه bulundurmak); (bolca وف ر ت ه mak), bulmak/ayıplamak) gibi gibi م ر ح 2.2. Vezni ف ع ل (kusurlu olmak, kusurlu عاب a) Sülâsî mücerret mazi fiil vezinlerindendir; ش ر ب gibi 79. b) Bu bapta gelen mazi fiil, müteaddi ya da lâzım olabilir; ع ل م ه ve Hastalık, rahatsızlıklar ve hüzün ya da bu anlamların zıddını ifade eden fiiller çoğunlukla bu vezinde gelmiştir; سق م (hasta/iyice zayıf oldu), ku- (sevindi) gibi 81. Renk, فر ح (üzüldü), حز ن (iyileşti), بر ئ (hastalandı), مر ض sur ve süs bildiren fiiller de hep bu vezinde gelirler. Fakat, س ر (kararmak, esmerleşmek), عج ف (zayıf/sıska olmak), ح ق (ahmak/saf olmak), خر ق (ah- رع ن konuşmak), (dili anlaşılmaz olmak, yabancı gibi عج م olmak), mak (aptalca hareket etmek) örnekleri, aynel-fiilleri açısından hem kesralı hem de dammeli olarak gelmiştir Vezni ف ع ل a) Mücerret sülâsî mazi fiil vezinlerindendir; ض خ م gibi Bkz. İbn Ķuteybe, a.g.e., s Bkz. İbnu l-ĥâcib, a.g.e., s. 17; İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s Bkz. İbn ǾUśfûr, a.g.e., I, 180; İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s İbnu l-ĥâcib, a.g.e., s İbnu l-ĥâcib, a.g.e., s. 19; es-suyûŧî, a.g.e., II, Bkz. İbnu l-ĥâcib, a.g.e., s. 17; İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s س د ت ه babındaki (yani ecvef vâvî sülasî fiillerin müteharrik ref zamirine bitişmeleri durumundaki feu l-fiilin harekesi olan) damme, harekenin nakli için değil, kelimenin vâv lı olduğunu göstermek için olduğundan, örnekteki kelimenin vezni ف ع ل değil ف ع ل şeklindedir. Aynı durum, ب ع ت ه babındaki (yani ecvef yâî sülasî fiillerin müteharrik ref zamirine bitişmeleri durumundaki feu l-fiilin harekesi olan) kesra için de aynı durum söz konusu olup ب ع ت kelimesin vezni ref babındaki (yani ecvef vâvî sülasî fiillerin müteharrik خ ف ت Oysa, şeklindedir. ف ع ل ت

20 242 Mehmet Ali ŞİMŞEK b) Bu babta gelen mazi fiil, hep lâzım olarak gelir; ظ ر ف (zarif oldu), vezninde ف ع ل (şerefli oldu) gibi 84. Renk, kusur ve süs bildirdiği halde ش ر ف gelmesi gereken أد م س ر عج ف ح ق خر ق عج م رع ن gibi bazı kelimelerin, hem bu vezinde hem de ف ع ل vezninde geldiğini, ف ع ل vezniyle ilgili açıklamalarda belirtmiştik. c) Taaccub maksadıyla aslı müteaddi olan ama lâzıma dönüştü- ف ه م الرجل kullanılır; rülmüş kıyasî taaccub siygalarından biri olarak da (Adam ne kadar da anlayışlı /zeki) gibi Vezni ف ع ل Mücerret sülâsî mazi fiilin siyga ya da lafzen meçhul olan veznidir; (dehşete düştü/şaşırdı) gibi 86. Meçhûl fiil için, îcaz ya da bilinmediği د ه ش ya da korkulduğu ya da yüceltmek veya alçak göstermek (ya da öyle olmasından dolayı) veyahut dinleyiciye kapalı kalması istendiği için fâili söz içinde zikredilmeyen mazi fiil şeklinde bir tanımlamaya gidersek, aynı zamanda hem meçhul fiilin tanımını vermiş hem de ma lûm fiilin meçhûl siygaya dönüştürülmesinin maksadını açıklamış oluruz. Meçhûl fiiller, genel olarak malûm yapılarından dönüştürülmüş fiillerdir. Fakat, Arap dilinde, sadece meçhûl olarak gelen fiiller de vardır. Bunlardan bazıları şunlardır; ع ن فالن حباجتك (Filan kişi, senin ihtiyacınla ilgilendi), ز ه ي علينا (Bize karşı büyüklendi), (Bedenini ح م geçirdi), (Felç ف ل ج ج ن yakalandı), (Verem hastalığına س ل bastı), hummadan dolayı iyice ateş (şaşkınlaştı/şaşırdı) ش د ه (Bayıldı) ve أ غم ي عليه yitirdi), (Delirdi/aklını عقله gibi 87. zamirine bitişmeleri durumundaki fâu l-fiilin harekesi olan) kesra, yapıyı açıklamaktadır yani mazi fiilin vezninin ف ع ل değil, ف ع ل şeklinde olduğunu göstermektedir. Bkz. İbnu l-ĥâcib, a.g.e., s Bkz. İbn ǾUśfûr, a.g.e., I, 180; Ebû Ĥayyân, a.g.e., s. 108; İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s Müteaddî olarak kullanılan ) رح ب ت ك الدار )أي رح بت ب ك örneğinin şâz olduğu belirtilmiştir. Bkz. İbnu l-ĥâcib, a.g.e., s. 19; es-suyûŧî, el-muzhir, II, Bkz. İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s Bkz. İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s Bkz. el-ĥamlâvî, a.g.e., s. 31.

21 Arap Dilinde Sülasî Mücerret Siygalar ve Yapısal Çokanlamlılık Yönü 243 Daha önce belirttiğimiz gibi, Arap dilinde ف ع ل vezninde, د ئ ل gibi tartışmalı bir ya da birkaç tane isim olması, bu veznin fiil vezinleri arasında sayılmasına yol açmıştır. Bu vezinde az sayıda isim gelmesi, bu veznin isim ya da fiil olma yönüyle oluşturacağı yapısal çokanlamlılığı da bir anlamda çözecektir. Zira, daha önce de belirttiğimiz gibi sarf âlimleri bu vezni, fiillere ait bir vezin olarak görmektedirler 88. sarf yapısının yapısal çokanlamlılığına geçmeden önce şunu da فعل,(فع ل يفع ل) belirtmeliyiz ki, sülasî mücerret fiiller genelde fethu damme fethu kesra يفع ل),(فع ل fethatân يفع ل) (فع ل bablarında gelirler ve bunlar, hem lâzım hem de müteaddî olabilirler. Sadece dammetân ( يفع ل (فع ل babının lâzım olarak gelmesi ve kesratân يفع ل) (فع ل babının da (sahîh fiiller için) kullanımının az olması (bu bâbda gelenler özellikle mu tel fiillerdir) 89, sülasî mücerret fiil vezinleri arasındaki yapısal çokanlamlılığı Arap dilinde kullanımı en yaygın olan üç vezinle sınırlamamızı mümkün kılmaktadır. 3. Sülasî Mücerret (فعل) Yapıların Yapısal Çokanlamlılığı Fe-ayn-lam harflerinden oluşan sülasî mücerret bir kelime, on iki ف ع ل ف ع ل ف ع ل ف ع ل ف ع ل şunlardır: farklı isim vezninde gelebilir. Bunlar ف ع ل ف ع ل ف ع ل ف ع ل ف ع ل ف ع ل ف ع ل 90. Sülasî mücerret kelime vezinlerinin fiil ya da isim olabilme ihtimalini dikkate aldığımızda, fiil ve isim için ortak olan dört yapının, ف ع ل, ف ع ل, ف ع ل) (ف ع ل yapısal bir çokanlamlılık oluşturduğunu görürüz. Bu dört yapı, yukarıda fiil yapısı ve isim yapısı olarak iki ayrı başlık altında incelenmişti. İlke olarak, bu yapılardan, cümle içine konulmalarından sonra, sırf kendileri için tahsis edilmiş fonksiyonları yerine getirmesi beklenir. Fakat, dilin ister sözlük birimleri olarak, isterse sarf ve nahiv birimleri olarak, kendilerine birden fazla fonksiyon/anlam yüklenebileceğini; cümle içindeki konumu itibariyle o yapının birden fazla anlama gelme ihtimalinin bulunabileceğini ve bu durumun da yapısal çokanlamlılık terimiyle ifade edildiğini daha önce belirtmiştik. Bu 88 Muhakkiklerin isim vezinlerini on adet olarak kabul etmeleri de bundan kaynaklanmaktadır. Bkz. es-suyûŧî, a.g.e., II, 6; Śubĥî ś-śâliĥ, a.g.e., s Bkz. el-ĥamlâvî, a.g.e., s Bkz. İbn ǾUśfûr, a.g.e., I, 60-61; İmîl BedîǾ YaǾķûb, a.g.e., s ; el-ĥalvânî, a.g.e., s

22 244 Mehmet Ali ŞİMŞEK başlık altında, sarf birimleri olarak yapısal çokanlamlılığa neden olan bu yapıların hangi durumlarda birden fazla fonksiyon yüklenebileceği, bunun da nasıl bir anlam kapalılığına sebep olabileceği ve bu anlam kapalılığının ortadan kaldırılmasının mümkün olup olmayacağı ve eğer mümkünse bunun yolları üzerinde durulacaktır. Bu arada şunu belirtmeliyiz ki, kelime sonundaki harfin harekesi binâ harekesi değil, irab harekesidir 91. Dolayısıyla, kelime sonundaki harfi (örn. fetha ile) harekelemek, فعل yapısında gelip de, fiil ya da isim oluşu yönüyle meydana gelebilecek bir kapalılığı tamamıyla ortadan kaldırmayacaktır. Çünkü bu yapıdaki isimlerin de nasb durumunda son harekeleri fetha olacaktır. Diğer taraftan kelimenin isim ya da fiil vezninde olduğu belirlense bile, vezinler için söz konusu olan kapalılık, veznin sadece isim soylu mu fiil soylu mu olduğunu belirleyememekten kaynaklanmaz. Aynı zamanda, söz konusu veznin, isim, sıfat, masdar gibi hangi türden isim olduğunu, hatta bunların tekil-çoğul olup olmadığını belirleyememekten veyahut bu gibi ihtimallerin söz konusu olabilmesinden de kaynaklanır. Bütün bunların yanında, tek bir fiil yapısının birbirine zıt (ezdad) iki farklı anlama geldiği de görülebilmektedir 92. Bunlara geçmeden önce, bir ismin aynı anlamda birden fazla şekilde okunabileceğini de belirtelim 93. Bu bir açıdan konuşmacıya telaffuz kolaylığı sağlarken, diğer bir açıdan da yapısal çokanlamlılık alanını daha da genişletmektedir. İbn Ķuteybe nin Edebu l-kâtib adlı eserinde zikrettiği örneklerden bazıları şunlardır: 91 Bkz. İbn ǾUśfûr, a.g.e., I, Bazı dilciler, dilde asıl olanın açıklık ve anlamlılık olduğunu vurgulayarak, tek bir lehçe açısından ne iki yapının ne de iki farklı kelimenin aynı anlamda gelebileceğini ileri sürerler. Bunların başında İbn Durusteveyh gelmektedir (Geniş bilgi için bkz. es-suyûŧî, a.g.e., I, ). İbn Ķuteybe nin ف ع ل vezninin birbirine zıt iki anlam için geldiğini belirttiği kelimelerden bazıları şunlardır: ب ع ت الشيئ (satın aldım, sattım), ش ر ي ت الشيء (satın aldım, sattım), ر ت و ت الشيء (sıkılaştırdım, gevşettim), خ ف ي ت الشيء (açığa vurdum, gizledim/ketmettim), ش ع ب ت الشيء (biraraya getirdim, dağıttım/tefrik), هن ل ت (susadım, suya kandım), ت ه ج د ت (gece namaz kıldım, uyudum), ) ظ ن ن ت )تيق نت وشك ك ت (yakinen bildim, zannettim), ل م ق ت (yazdım, sildim) gibi. Bkz. İbn Ķuteybe, a.g.e., s İbn Durusteveyh, bu olguyu (yani bir kelimenin birden fazla vezinde okunmasını) lehçelere bağlamaktadır. Bkz. es-suyûŧî, a.g.e., II, 109.

ARAPÇADA İSİMLER. Sonu ref ile biten sözcüğe ref edilmiş anlamında merfû adı verilir. Ref alametleri:

ARAPÇADA İSİMLER. Sonu ref ile biten sözcüğe ref edilmiş anlamında merfû adı verilir. Ref alametleri: ARAPÇADA İSİMLER Arapçada isimleri kimi zaman bir cümlenin öznesi ya da nesnesi olarak, kimi zaman bir tamlama içinde görmemiz mümkündür. Arapçada isimler cümle içinde harekelerine göre farklı isimler

Detaylı

tyayin.com fb.com/tkitap

tyayin.com fb.com/tkitap 2. Dönem konu 7 İşaret isimleri tyayin.com fb.com/tkitap Yakın İçin Kullanılan İşâret İsimleri Cemi(Çoğul) Müsenna(İkil) Müfred(Tekil) ه ذ ا ه ذ ه ه ذ ان - ه ا ت ن - ه ذ ي ن ه ات ي ه ؤال ء هؤ ال ء Bunlar

Detaylı

İsimleri okumaya başlarken- و ب س ي د ن ا - eklenmesi ve sonunda ع ن ه ر ض ي okunması en doğrusu.

İsimleri okumaya başlarken- و ب س ي د ن ا - eklenmesi ve sonunda ع ن ه ر ض ي okunması en doğrusu. س ي د ن ا و ن ب ي ن ا م ح م د صلى تعالى عليه و سل م İsimleri okumaya başlarken- و ب س ي د ن ا - eklenmesi ve sonunda ع ن ه ر ض ي okunması en doğrusu. 1 ا ب ى ب ك ر ب ن الص د يق 30 ث اب ت ب ن ا ق ر م 2

Detaylı

5. Ünite 1, sayfa 17, son satır

5. Ünite 1, sayfa 17, son satır EYLÜL 2014 VE ÖNCESİ TARİH BASKILI ARAPÇA IV DERS KİTABINA İLİŞKİN CETVELİ Değiştirilen kelimeler yuvarlak içinde gösterilmiştir. 1. Ünite 1, sayfa 5, son satır 4. ت ض ع أ ن ث ى الا خ ط ب وط تم وت ج وع

Detaylı

Melek BOZDOĞAN Murat BOZDOĞAN

Melek BOZDOĞAN Murat BOZDOĞAN ب ت ا ELİF BE Melek BOZDOĞAN Murat BOZDOĞAN KİTAPTAN SEÇİLMİŞ ÖRNEK SAYFALAR ELİF BE Melek BOZDOĞAN Murat BOZDOĞAN 1 بسم هللا الرحمن الرحيم İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER...1 ÖNSÖZ...2 Harfler.3 Üstün...5 Esre..6

Detaylı

ARAPÇA-III KISA ÖZET KOLAYAOF

ARAPÇA-III KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. ARAPÇA-III KISA ÖZET KOLAYAOF 2 Kolayaof.com

Detaylı

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK Yâsîn Suresi 13-27 Ayetlerinin Tilaveti Ve Tecvid Tahvilleri Ünite 6 İlahiyat Lisans Tamamlama Programı KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK 1 Ünite 6 YÂSÎN SURESİ 13-27 AYETLERİ TİLAVET VE

Detaylı

İsmi Tafdil. Alimde olan hilimden (yumuşaklıktan) daha güzel bir hilm hiçbir kimsede olmamıştır. Bu misalde ل الك ح lafzı, ismi tafdil olan

İsmi Tafdil. Alimde olan hilimden (yumuşaklıktan) daha güzel bir hilm hiçbir kimsede olmamıştır. Bu misalde ل الك ح lafzı, ismi tafdil olan İsmi Tafdil Alimde olan hilimden (yumuşaklıktan) daha güzel bir hilm hiçbir kimsede olmamıştır. Ben hiçbir adam görmedim ki, onun gözünde olan kuhlin güzelliği, Zeydin gözünde olan kuhlin güzelliği gibi

Detaylı

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK Bakara Suresi 285-286 Ayetlerinin Tilaveti Ve Tecvid Tahvilleri Ünite 4 İlahiyat Lisans Tamamlama Programı KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK 1 Ünite 4 BAKARA SURESİ 285-286 AYETLERİ TİLAVET

Detaylı

KUR AN HARFLERİNİN MAHREÇLERİ (ÇIKIŞ YERLERİ)

KUR AN HARFLERİNİN MAHREÇLERİ (ÇIKIŞ YERLERİ) KUR AN HARFLERİNİN MAHREÇLERİ (ÇIKIŞ YERLERİ) ب ت خ ح ج ث Dil ucu ile üst uçlarından ا ذ ر ز Boğazın ağza en yakın olan kısmından Dil ucu ile üst diplerinden Peltektir. Boğazın orta kısmından Dudaklar

Detaylı

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm 11 1 Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm Müslümanların, bilhassa idareci konumundakilerin

Detaylı

İSİMLER VE EL TAKISI

İSİMLER VE EL TAKISI İSİMLER VE EL TAKISI Bu ilk dersimizde günlük hayatımızda kullandığımız isimleri öğreneceğiz. Bu isimleri ezberlememiz gerekmekte ancak kendimizi çokta fazla zorlamamıza gerek yok çünkü ilerleyen derslerimizde

Detaylı

ی س ر و لا ت ع س ر ر ب ت م م ب ال خ ی ر

ی س ر و لا ت ع س ر ر ب ت م م ب ال خ ی ر ر ب ی س ر و لا ت ع س ر ر ب ت م م ب ال خ ی ر Yâ Rabbi! Kolaylaştır, zorlaştırma. Hayırla sonuçlardır. KUR ÂN HARFLERİNİN ÇIKIŞ YERLERİ ض Dilin yan tarafını sağ veya sol üst yan dişlere vurarak çıkarılır.

Detaylı

رويدا تراك. Ma nel Fiil. 1-İsim Fiiller. Günah işleyen Allahu Subhanehu ve Tela dan uzak oldu. Günahı terk et! Dünyada rahatlık hasıl olmadı.

رويدا تراك. Ma nel Fiil. 1-İsim Fiiller. Günah işleyen Allahu Subhanehu ve Tela dan uzak oldu. Günahı terk et! Dünyada rahatlık hasıl olmadı. Ma nel Fiil Günah işleyen Allahu Subhanehu ve Tela dan uzak oldu Günahı terk et! Dünyada rahatlık hasıl olmadı. Alimin ahlakının Muhammedî olması gerekir. 1-İsim Fiiller ه ي ه ات (ا ى ت ر اك م ن ا لم ذن

Detaylı

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

Kolay Yolla Kur an ı Anlama بسم هللا الرحمن الرحيم Kolay Yolla Kur an ı Anlama Ders 18 #kuranianlama Bu derste Kur an: Dua ال : bilgisi Dil ق ق ام Eğitim ipucu: Başarının temeli Bu derste 7 yeni kelimeyle Kur'an da 2466 defa tekrar

Detaylı

HADİS II DERSİ EZBER HADİSLER

HADİS II DERSİ EZBER HADİSLER HADİS II DERSİ EZBER HADİSLER م ن ق ال ح ني ي س م ع ال م ؤ ذ ن و أ ن أ ش ه د أ ن ل إ ل ه إ ا ل ا ا لل و ح د ه ل ش ر يك ل ه و أ ان م امد ا ب د د ه و س و ل ه 1 س ض يت ب ا لل س ا ب و ب ح امد س و ل و ب ل و

Detaylı

40 HADİS YARIŞMASI DİKKAT 47'DEN 55'E KADAR Kİ HADİSLERİN ARAPÇA METİNLERİ DÜZELTİLMİŞTİR. SINIFI 5-6,7-8 1-) 9-10,11-12 SINIFI 5-6,7-8 2-) 9-10

40 HADİS YARIŞMASI DİKKAT 47'DEN 55'E KADAR Kİ HADİSLERİN ARAPÇA METİNLERİ DÜZELTİLMİŞTİR. SINIFI 5-6,7-8 1-) 9-10,11-12 SINIFI 5-6,7-8 2-) 9-10 DİKKAT 47'DEN 55'E KADAR Kİ HADİSLERİN ARAPÇA METİNLERİ DÜZELTİLMİŞTİR. 5-6, 1-), 5-6, 2-) 5-6 3-) 40 HADİS YARIŞMASI 5-6, 4-) 5-6, 5-) 5-6, 6-) 5-6, 7-) 5-6, 8-) 5-6, 9-) 5-6, 10-) 5-6, 11-) 5-6, 12-)

Detaylı

Arapça Dersleri-17: Mezîd Fiiller - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

Arapça Dersleri-17: Mezîd Fiiller - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi Değerli kardeşlerim bir arapça dersi ile yine sizlerle beraberiz. Malum 2012-2013 yılı eğitim-öğretim yılı başladı açık öğretim ilahiyat dersleri de Kasım ayı itibariyle başlıyor. Özellikle bugüne kadar

Detaylı

DUALAR DUANIN ÖNEMİ Dua

DUALAR DUANIN ÖNEMİ Dua DUANIN ÖNEMİ Dua, insanda doğuştan var olan bir duygudur. Bu sebeple bütün dinlerde dua mevcuttur. Üstün bir varlığa inanan her insan, hayatının herhangi bir anında dua ihtiyacını hisseder. Çünkü her insan,

Detaylı

Öğretim İlke ve Yöntemleri 1

Öğretim İlke ve Yöntemleri 1 Öğretim İlke ve Yöntemleri 1 Dr. Öğr. Ü. M. İsmail BAĞDATLI mismailbagdatli@yahoo.com EĞİTİM Bireyin kendi iradesi ile belirli bir program dahilinde davranış kazandırma, davranış geliştirme, davranış değiştirme

Detaylı

أتي E-t-y. Gelmek, ulaşmak, varmak, yapmak, etmek, işlemek

أتي E-t-y. Gelmek, ulaşmak, varmak, yapmak, etmek, işlemek أتي E-t-y Bu kökten türeyen kelimeler Kuran da 549 kez kullanılmıştır. Kelime Ayet No Anlamı Açıklama 2/23, 2/25, (etâ) أ ت ى 2/38, 2/85, 2/106, 2/109, 2/118, 2/145, 2/148, 2/189 (2defa), 2/210, 2/214,

Detaylı

(Dersini sabah namazından sonra yapmanı tavsiye etmekle birlikte, sana uygun olan en münasip bir vakitte de yapmanda bir sakınca yoktur.

(Dersini sabah namazından sonra yapmanı tavsiye etmekle birlikte, sana uygun olan en münasip bir vakitte de yapmanda bir sakınca yoktur. 3 1 Değerli Kardeşim; Unutma! Dünya hayatı çabuk geçer, önemli olan bu dünya hayatında kendine, ailene, ümmete ve tüm insanlığa ne kadar faydalı olduğuna bakman ve bunun muhasebesini yapmandır. Toplumun

Detaylı

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

Kolay Yolla Kur an ı Anlama بسم هللا الرحمن الرحيم Kolay Yolla Kur an ı Anlama Ders 15 #kuranianlama Bu derste Kur an: Övme, Rukü, secde غ ف ر & ص ب ر ظ ل م ض ر ب : bilgisi Dil Eğitim ipucu: Alışkanlık haline getirme ve davranışlara

Detaylı

İşaret zamiri. İşaret isimleri. Bu ikisi. Bunlar. Şu ikisi. Şunlar. Onlar. Yakın mesafe için*bu* uzak mesafe için *şu-o* Çoğul İkil Tekil.

İşaret zamiri. İşaret isimleri. Bu ikisi. Bunlar. Şu ikisi. Şunlar. Onlar. Yakın mesafe için*bu* uzak mesafe için *şu-o* Çoğul İkil Tekil. الد ر س األو ل Ders 1 sayfa1 Bu أ س م اء اإل ش ار ة İşaret isimleri Bayan ve müennes kelimeler için. Erkek ve kelimeler için. ھ ذ ا... ھ ذ ه İşaret zamiri Bu م ذ ك ر م ف ر د ھ ذ ا Çoğul İkil Tekil ھ ذ

Detaylı

MAKSUD MÜZAKERESİ. Musannıf Hazretleri Fiillerin taksimatını Bina kitabındakinden biraz farlılıkla (adet bakımından) 30 bâb olarak beyan eder.

MAKSUD MÜZAKERESİ. Musannıf Hazretleri Fiillerin taksimatını Bina kitabındakinden biraz farlılıkla (adet bakımından) 30 bâb olarak beyan eder. MAKSUD MÜZAKERESİ... ن م س ن م ح ر م س... Maksut un musannıfı İmam-ı Azam Ebû Hanife Hazretleridir. Hicrî 80 de Kûfe de doğmuş ve Hicrî 150 de de Bağdat ta vefat etmiştir. Musannıf Hazretleri; Arabî ilimlerin,

Detaylı

Onlardan bazıları. İhtilaf ettiler. Diri-yaşayan. Yüce. Sen görüyorsun ت ر dostlar. ..e uğradı

Onlardan bazıları. İhtilaf ettiler. Diri-yaşayan. Yüce. Sen görüyorsun ت ر dostlar. ..e uğradı Onlardan bazıları م ن ه م Peygamberler ر س ل ك ل م Konuştu د ر ج ات Dereceler آ ت ي ن ا Verdik أ ي د ن ا Destekledik İhtilaf ettiler اخ ت ل ف وا Diledi ش اء م ن ه م Onlardan bazıları ي ر يد İstiyor أ ن

Detaylı

Mezîd Fiiller (Artırılmış Fiil Kalıpları)

Mezîd Fiiller (Artırılmış Fiil Kalıpları) Mezîd Fiiller (Artırılmış Fiil Kalıpları) Arap dilinde fiil kökleri en az üç harften oluşur. Kökü dört harfli olan fiiller de vardır, fakat sayıları azdır. Üç harfli kök fiillere sülasi mücerred (üçlü

Detaylı

Yarışıyorlarkoşuyorlar

Yarışıyorlarkoşuyorlar ت ن ال وا Ulaşıyor-içine alıyor و ض ع Konuldu ب ب ك ة Mekke ت ص د ون Engelliyorsun ت ب غ ون İstiyorsunuz ع و ج ا Eğrilik ت ط يع وا İtaat ediyorsunuz ي ع ت ص م Sıkıca tutuyor ت ق ات Sakınmak و اع ت ص م

Detaylı

İmam Tirmizi nin. Sıfatlar Hususundaki Mezhebi

İmam Tirmizi nin. Sıfatlar Hususundaki Mezhebi İmam Tirmizi nin Sıfatlar Hususundaki Mezhebi İmam Ebu İsa Muhammed İbni İsa Tirmizi (209H-274H) Cami'u Sünen Tirmizi www.almuwahhid.com 1 بسم هللا الرحمن الرحيم İmam Tirmizi de kendi dönemindeki hadis

Detaylı

audio emsile dersleri

audio emsile dersleri audio emsile dersleri http://www.halisiyye.com/sarf_nahiv_dersleri/sarf_nahiv_dersleri.htm http://www.halisiyye.com/sarf_nahiv_dersleri/sarf_nahiv_dersleri.htm http://www.halisiyye.com/sarf_nahiv_dersleri/sarf_nahiv_dersleri.htm

Detaylı

KURAN DA TEKRARLANAN AYETLER

KURAN DA TEKRARLANAN AYETLER KURAN DA TEKRARLANAN AYETLER İmran AKDEMİR 2013 (Güncelleme 2018) TEKRAR EDEN 97 AYET Kuran ın 97 ayeti diğer ayetler gibi Kuran da sadece bir kez bulunmaz, tekrar ederler. Bu 97 ayetten birçoğuna 2 kez

Detaylı

HURUF-İ MUKATTAA MUKATTA HARFLERİNİN TECVİT TAHLİLLERİ

HURUF-İ MUKATTAA MUKATTA HARFLERİNİN TECVİT TAHLİLLERİ 81 HURUF-İ MUKATTAA HURUF-İ MUKATTAA: Kuran ı kerimde bulunan 114 sûrenin 29 tanesi huruf i mukatta diye tabir edilen harflerle başlar. MUKATTAA kelimesi arapça bir isimdir. KAT EDİLMİŞ, KESİLMİŞ, KESİK,

Detaylı

ON EMİR الوصايا لعرش

ON EMİR الوصايا لعرش ON EMİR الوصايا لعرش ] ريك - Turkish [ Türkçe - şeyh Muhammed Salih el-muneccid الشيخ د صالح الجد Terceme: IslamQa koordinasyon: Sitesi Islamhouse رجة: وقع الا سلا سو ال وجواب تسيق: وقع IslamHouse.com

Detaylı

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuk Usulü II

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuk Usulü II Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuk Usulü II -Ders Planı- Dersin konusu: manaya delaletinin kapalılığı bakımından lafızlar [hafî-müşkilmücmel-müteşâbih] Ön hazırlık: İlgili tezler: hakkı

Detaylı

األصل الجامع لعبادة هللا وحده

األصل الجامع لعبادة هللا وحده األصل الجامع لعبادة هللا وحده İBADETİN MANASI Şeyh Muhammed bin Abdilvehhab (rh.a) www.almuwahhid.com 2 بسم هللا الرمحن الرحيم Şeyh Muhammed bin Abdilvehhab (rh.a) diyor ki: 1 Sana, tek olan Allah a ibadetin

Detaylı

REHBERLİK VE İLETİŞİM 1

REHBERLİK VE İLETİŞİM 1 REHBERLİK VE İLETİŞİM 1 Yrd. Doç Dr. M. İsmail Bağdatlı mismailbagdatli@yahoo.com HİDAYET Hidâyet kelimesi türevleriyle birlikte 316 âyet- i kerimede yer almaktadır. Arap dilinde "hedâ" kökünden gelir.

Detaylı

BAZI AYETLER ÜZERİNE KÜÇÜK Bİ R TEFEKKÜR ( IV)

BAZI AYETLER ÜZERİNE KÜÇÜK Bİ R TEFEKKÜR ( IV) BAZI AYETLER ÜZERİNE KÜÇÜK Bİ R TEFEKKÜR ( IV) ي و ه و ال ذ ي م د األ ر ض و ج ع ل ف يه ا ر و اس اث ن ي ن ي غ ش ي الل ي ل الن ه ا ر إ ن ف ي ذ ل ك م ت ج او ر ات و ج ن ات م ن أ ع ن اب و ز ر ع و ن يل ص ن و

Detaylı

HADİS USULU. Yazar : Ömer b. Muhammed b. Fettuh ed-dımaşki Beykuni

HADİS USULU. Yazar : Ömer b. Muhammed b. Fettuh ed-dımaşki Beykuni HADİS USULU Yazar : Ömer b. Muhammed b. Fettuh ed-dımaşki Beykuni أتدأ تانح د ي ص ه ا عه ** ي ح د خ س ث أ زس ال 1-Hamd ile baslıyorum, gönderilmis Nebilerin en hayırlısı Hz.Muhammed e salat ve selam olsun.

Detaylı

Harflerin Mahreçleri

Harflerin Mahreçleri 12 Harflerin Mahreçleri S. Mahreç (çıkış yeri) nedir? C. Bir harfi seslendirirken harfin sesinin çıktığı yerdir. Mahreçler vasıtasıyla harfler birbirinden ayırt edilir. S. Harfin mahreci nasıl bilinir?

Detaylı

AVÂMİL RİSÂLESİ. İMÂM BİRGİVÎ Takıyyüddin Mehmed b. Pîr Ali el-birgivî (929/ /1573)

AVÂMİL RİSÂLESİ. İMÂM BİRGİVÎ Takıyyüddin Mehmed b. Pîr Ali el-birgivî (929/ /1573) AVÂMİL RİSÂLESİ ر سا ل ة ال ع وا م ل İMÂM BİRGİVÎ Takıyyüddin Mehmed b. Pîr Ali el-birgivî (929/1523-981/1573) Çeviren: MUSA ALAK İstanbul Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Arap Dili ve Belâğatı Okutmanı

Detaylı

REFERANS AYET: HİCR 87

REFERANS AYET: HİCR 87 REFERANS AYET: HİCR 87 Hicr Suresi nin 87 nci ayeti Tekrarlanan İkilinin verildiğini ve verilen iki sayıdan birinin 7 olduğunu bildiren tek ayettir. Ayrıca bu ayet peygambere indirilen vahyin hem sayısal

Detaylı

Ebu l-hasan Muhammed b. Abdillah el-varrâk, İlelü n-nahv, thk. Mahmud Muhammed Mahmud Nassâr, Beyrut: Dâru l- Kutubi l-ilmiyye, 2002.

Ebu l-hasan Muhammed b. Abdillah el-varrâk, İlelü n-nahv, thk. Mahmud Muhammed Mahmud Nassâr, Beyrut: Dâru l- Kutubi l-ilmiyye, 2002. Iğdır Üniversitesi / Iğdır University İlahiyat / Journal of Divinity Faculty Sayı / No: 2, Ekim / October 2013: 225-232 KİTAP TANITIMI / BOOK REVIEW Ebu l-hasan Muhammed b. Abdillah el-varrâk, İlelü n-nahv,

Detaylı

Ders 1-5 Tekrar. Rab, efendi. Alem, dünya ه ذا

Ders 1-5 Tekrar. Rab, efendi. Alem, dünya ه ذا Ders 1-5 Tekrar Kelime: Đsim, fiil, harf. Đsim: Varlıkları gösteren kelimelerdir. Sıfatlar dilbilgisi bakımından isim sayılır. Đsimler şahıslara göre çekilirler. Ben Bu Zeyd Darbe, vuruş Temiz, güzel Rab,

Detaylı

İHL 9.SINIF ARAPÇA 2.ÜNİTE 1.DERS OKULDA İLKGÜN Sayfa: 33,34,35,36,37 GİRİŞ. arapcadersi.com Ben İstanbulluyum. Ya Râşid!

İHL 9.SINIF ARAPÇA 2.ÜNİTE 1.DERS OKULDA İLKGÜN Sayfa: 33,34,35,36,37 GİRİŞ. arapcadersi.com Ben İstanbulluyum. Ya Râşid! İHL 9.SINIF ARAPÇA 2.ÜNİTE 1.DERS OKULDA İLKGÜN Sayfa: 33,34,35,36,37 2 الت ح ية والت عا رف SELAMLAŞMA VE TANIŞMA الوحدة ال ي و م الأ ول يف ا : ال د رس الأ ول مل د رسة تهيد م 1.DERS: OKULDA İLKGÜN GİRİŞ

Detaylı

Allah, ancak samimiyetle ve kendi rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder. (Nesâî, Cihâd, 24)

Allah, ancak samimiyetle ve kendi rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder. (Nesâî, Cihâd, 24) ع ن ت م يم الد ار ى أ ن الن ب ص ل الل ع ل ي ه و س ل م ق ال :»الد ين الن ص يح ة «ق ل ن ا: ل م ن ق ال :»لل و ل ك ت اب ه و ل ر س ول ه و ل ئ م ة ال م س ل م ني و ع ام ت ه م.«Temîm ed-dârî anlatıyor: Hz. Peygamber

Detaylı

Bayram hutbesi nasıl okunur? - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

Bayram hutbesi nasıl okunur? - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi Allâhu Ekber Allâhu Ekber Allâhu Ekber Allâhu Ekber Lâ ilâhe illallâhü vallâhü Ekber. Allâhu Ekber ve lillâhil'hamd, Allâhu Ekberu kebiiraa velhamdülillahi kesiiraa ve sübhaanallaahi bükratev ve esıila

Detaylı

İsmi Muzâf. 2.Muzaf, Muzafun ileyh kelimeleri umumilik ve hususilik konusunda eşit olmamalıdır.

İsmi Muzâf. 2.Muzaf, Muzafun ileyh kelimeleri umumilik ve hususilik konusunda eşit olmamalıdır. İsmi Muzâf Allahu Subhanehu ve Teala ya ibadet etmek hayırdır. خ ي ر ت ع ال ى الل ه ع ب اد ة İsmi muzaf, kendisnden sonra gelen ve muzafun ileyh diye isimlendirilen kelimeyi cer eder. Cer ameli yapması

Detaylı

Damla Yayın Nu: Editör Mehmet DO RU. Dil Uzman lyas DİRİN. Görsel Tasar m Uzman Cem ÇERİ. Program Gelifltirme Uzman Yusuf SARIGÜNEY

Damla Yayın Nu: Editör Mehmet DO RU. Dil Uzman lyas DİRİN. Görsel Tasar m Uzman Cem ÇERİ. Program Gelifltirme Uzman Yusuf SARIGÜNEY ا ب ع ق ظ ل ز ك İMAM HATİP LİSELERİ MESLEKİ ARAPÇA 9 Öğrenci Çalışma Kitabı ج ن 9 ل ث ان و ي ات ال ئ م ة و ال خ ط باء ا لل غ ة ال ع ر ب ي ة ك ت اب الت د ر يب ات Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye

Detaylı

Borçlunun sadaka vermesinin hükmü

Borçlunun sadaka vermesinin hükmü Borçlunun sadaka vermesinin hükmü ] رك Turkish [ Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn 3Terceme3T 3T: 3TMuhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2013-1434 ح م صدقة املدن» اللغة الرت ة «بن صالح العثم مد رمجة:

Detaylı

فضل صالة الرتاويح اسم املؤلف حممد صالح املنجد

فضل صالة الرتاويح اسم املؤلف حممد صالح املنجد 1436 TERÂVİH NAMAZININ FAZÎLETİ فضل صالة الرتاويح باللغة الرتكية Muhammed Salih el-muneccid اسم املؤلف حممد صالح املنجد Çeviren Muhammed Şahin ترمجة حممد شاهني Gözden Geçiren Ali Rıza Şahin مراجعة يلع

Detaylı

الصيام برؤية واحدة اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني

الصيام برؤية واحدة اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني 1436 HİLALİN BİR YERDE GÖRÜLMESİYLE ORUCA BAŞLAMAK الصيام برؤية واحدة باللغة الرتكية Muhammed b. Salih el-useymîn اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني Çeviren Muhammed Şahin ترمجة حممد شاهني Gözden Geçiren

Detaylı

Kar veya yağmur sebebiyle Cuma namazını terk etmenin hükmü. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Kar veya yağmur sebebiyle Cuma namazını terk etmenin hükmü. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin Kar veya yağmur sebebiyle Cuma namazını terk etmenin hükmü ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 202-433 ح م ترك المعة س ثللج أو ملطر» اللغة

Detaylı

(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. (Fâtiha, 1/5)

(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. (Fâtiha, 1/5) ا ي اك ن ع ب د و ا ي اك ن س ت ع ني (Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. (Fâtiha, 1/5) 1 و م ا ا م ر وا ا ل ل ي ع ب د وا الل م ل ص ني ل ه الد ين ح ن ف اء و ي ق يم وا الص

Detaylı

SELÂMIN ŞEKLİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

SELÂMIN ŞEKLİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin SELÂMIN ŞEKLİ ] تريك Turkish [ Türkçe Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 20-432 صفة لسلا لسلا» باللغة لرت ية «شد بن حسني لعبد لكريم ترمجة: حممد مسلم شاهني مر

Detaylı

Rahmân ve Rahîm olan Allâh ın ismiyle Hamd, - Allâh a mahsustur. O na hamd eder, O ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve

Rahmân ve Rahîm olan Allâh ın ismiyle Hamd, - Allâh a mahsustur. O na hamd eder, O ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve إن ال ح م د ل ل ب س م االله الر ح م ن الر ح يم ذ و ع ي و س ت غ ف ر يى و س ت ع و ح م د ي ب ب ل ل م ه ش ر ر أ و ف س ىب م ه ئب ت سي أ ع م بل ىب م ه د ي ا ل ل ف ال م ض ل ل م ه ي ض ل ل ف ال ب د ي ل ي د أ ن

Detaylı

1. BÖLÜM SAHİH FİİLLER MAZİ FİİL Fiili Mazi iki kısımdır: a) Mazi Malum b) Mazi Meçhul MAZİ MALUM: Mazi malum üç şekil üzere bulunur: gibi. آ ت ب gelir. kalıbında ف ع ل 1) gibi. ع ل م gelir. kalıbında

Detaylı

İHLAS VE NİYET. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

İHLAS VE NİYET. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin İHLAS VE NİYET ] تريك Turkish [ Türkçe Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2011-1432 لا خلا جگية» باللغة لرت ية «شد بن حسني لعبد لكريم ترمجة: حممد مسلم شاهني

Detaylı

(40 Hadis-7) SEÇME KIRK HADİS

(40 Hadis-7) SEÇME KIRK HADİS www.behcetoloji.com (40 Hadis-7) SEÇME KIRK HADİS BİRİNCİ HADİS ف ض ل ت ع ل ى ا ل ن ب ي اء ب س ت أ ع ط يت ج و ام ع ال ك ل م و ن ص ر ت ل ي ال غ ن ائ م و ج ع ل ت ل ي ا ل ر ض ط ه ور ا و م س ج د ا و أ ر س

Detaylı

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuk Usulü II

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuk Usulü II Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuk Usulü II -Ders Planı- Dersin konusu: istinbat metotları ve va z olunduğu mana bakımından lafızlar [hâs] Ön hazırlık: İlgili tezler: ibrahim özdemir

Detaylı

İman; Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve âhiret gününe iman etmendir. Keza hayrı ve şerriyle kadere inanmandır.

İman; Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve âhiret gününe iman etmendir. Keza hayrı ve şerriyle kadere inanmandır. »ب ن ي ال س ل م ع ل ى خ م س : ش ه اد ة أ ن ل إ ل ه إ ل الل و أ ن م ح م د ا ر س ول الل و إ ق ام الص ل ة و إ يت اء الز ك اة و ال ح ج و ص و م ر م ض ان «İslam beş esas üzerine kurulmuştur: Allah tan başka

Detaylı

Kur an ın, şerî meseleleri ders verirken aynı anda tevhid dersi vermesi hakkında izahta bulunabilir misiniz?

Kur an ın, şerî meseleleri ders verirken aynı anda tevhid dersi vermesi hakkında izahta bulunabilir misiniz? Sorularlarisale.com Kur an ın, şerî meseleleri ders verirken aynı anda tevhid dersi vermesi hakkında izahta bulunabilir misiniz? "Şeriat" denildiğinde, daha çok dinin ahkâm kısmı anlaşılır. Kur'an-ı Kerîm,

Detaylı

ARAPÇA DA FİİLLERİNİN YERİNE MANSUB OLARAK KULLANILAN MASTARLAR

ARAPÇA DA FİİLLERİNİN YERİNE MANSUB OLARAK KULLANILAN MASTARLAR ARAPÇA DA FİİLLERİNİN YERİNE MANSUB OLARAK KULLANILAN MASTARLAR Selahattin YILMAZ * Anahtar Kelimeler:Mastar, mefulü mutlak, tekit ÖZET Arapça da fillerinin yerine kullanılan mastarlar önemli bir yer tutar.

Detaylı

Question. Neden Hz İsa Ruhullah (Allah ın ruhu) olarak adlandırılmıştır? Yüce Allah ın kendi ruhundan. Peygamberi Âdem e üflemesinin manası nedir?

Question. Neden Hz İsa Ruhullah (Allah ın ruhu) olarak adlandırılmıştır? Yüce Allah ın kendi ruhundan. Peygamberi Âdem e üflemesinin manası nedir? Question Neden Hz İsa Ruhullah (Allah ın ruhu) olarak adlandırılmıştır? Yüce Allah ın kendi ruhundan Peygamberi Âdem e üflemesinin manası nedir? Answer: Bazı özellikler değişik ve birçok şey ve bireylerde

Detaylı

Altı aylık iken anne karnından düşen ceninin cenaze namazını kılmanın hükmü

Altı aylık iken anne karnından düşen ceninin cenaze namazını kılmanın hükmü Altı aylık iken anne karnından düşen ceninin cenaze namazını kılmanın hükmü ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2013-1434 الصلاة ىلع السقط

Detaylı

الوحدة 4 الدر س 1. 9.sınıf arapça 4.ünite 1.ders Alışveriş Giyim mağazası/elbisecide sayfa 64 65 66 67 68 69

الوحدة 4 الدر س 1. 9.sınıf arapça 4.ünite 1.ders Alışveriş Giyim mağazası/elbisecide sayfa 64 65 66 67 68 69 9.sınıf arapça 4.ünite 1.ders Alışveriş Giyim mağazası/elbisecide sayfa 64 65 66 67 68 69 الوحدة 4 الت سو ق الد ر س الأ و ل: يف م ل ب ي ع امل الب س eyyü hidmeh arapça مستعد لخدمتك demektir. en güzel Türkçe

Detaylı

1- EBEVEYNLERİN ÇOCUKLAR ÜZERINDEKİ HAKLARI

1- EBEVEYNLERİN ÇOCUKLAR ÜZERINDEKİ HAKLARI Ders : 107 Konu : İSLAMDA AİLE - BİREYLERİNİN SORUMLULUKLARI - 2 1- EBEVEYNLERİN ÇOCUKLAR ÜZERINDEKİ HAKLARI Saygı Çocukların anne-baba üzerinde hakkı olduğu gibi, anne babanın da çocukları üzerinde hakkı

Detaylı

Med Yapmanın Hükümleri

Med Yapmanın Hükümleri 33 Med Yapmanın Hükümleri S. Med nedir? C. Med harflerinden herhangi biriyle sesi uzatmaktır. S. Med harfleri nelerdir? ( ا و ي ) : şunlardır C. Med harfleri a. ا : Kendinden önceki harf üstün harekesi

Detaylı

Zekatın Fazileti Gönderen Kadir Hatipoglu - Haziran :57:10

Zekatın Fazileti Gönderen Kadir Hatipoglu - Haziran :57:10 Zekatın Fazileti Gönderen Kadir Hatipoglu - Haziran 23 2016 16:57:10 İNDİR Bizleri on bir ayın sultanı olan Ramazan ayına kavuşturan Rabbimize sonsuz hamdu senalar olsun. Peygamber Efendimize, ȃline ve

Detaylı

İBN SİNA NIN RUH İLE İLGİLİ KASİDESİ İbn Sînâ, el Kasidetü l Ayniyye isimli kasidede insanî nefsin bedenle birleşmesi ve ondan ayrılışını konu

İBN SİNA NIN RUH İLE İLGİLİ KASİDESİ İbn Sînâ, el Kasidetü l Ayniyye isimli kasidede insanî nefsin bedenle birleşmesi ve ondan ayrılışını konu İBN SİNA NIN RUH İLE İLGİLİ KASİDESİ İbn Sînâ, el Kasidetü l Ayniyye isimli kasidede insanî nefsin bedenle birleşmesi ve ondan ayrılışını konu edinmektedir. Ruh kasidesi kaynaklarda çeşitli isimlerle zikredilmektedir.

Detaylı

55. Sizi ondan (arzdan) yarattık, ve ona iâde ederiz ve bir kere daha ondan çıkarırız.

55. Sizi ondan (arzdan) yarattık, ve ona iâde ederiz ve bir kere daha ondan çıkarırız. ÂYETLERİN AÇIKLAMALI MEÂLİ : م ن ه ا خ ل ق ن اك م و فيه ا ن عيد ك م و م ن ها ن ر ج ك م ت ر ة ا خ ر ى 55 55. Sizi ondan (arzdan) yarattık, ve ona iâde ederiz ve bir kere daha ondan çıkarırız. Biz sizi ilkin

Detaylı

ALLAH IN RAZI OLDUĞU KULLAR

ALLAH IN RAZI OLDUĞU KULLAR Ders : 203 Konu : ALLAH IN RAZI OLDUĞU KULLAR ALLAH IN RAZI OLDUĞU KULLAR Rıza kelimesi sözlükte; memnun olma, hoşnut olma, kabul etme ve seçme anlamlarına gelir. Genel olarak rıza; Allah ın hüküm ve kazasına

Detaylı

İNSANLARA İLİM ÖĞRETMENİN VE ONLARI İYİLİĞE DÂVET ETMENİN FAZÎLETİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

İNSANLARA İLİM ÖĞRETMENİN VE ONLARI İYİLİĞE DÂVET ETMENİN FAZÎLETİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin İNSANLARA İLİM ÖĞRETMENİN VE ONLARI İYİLİĞE DÂVET ETMENİN FAZÎLETİ ] تريك Turkish [ Türkçe Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 0-43 فضل تعليم جگا عوتهم ىل خلري»

Detaylı

124. SOHBET Sözü Güzel Söylemek

124. SOHBET Sözü Güzel Söylemek 124. SOHBET Sözü Güzel Söylemek Kendisini ifade etmek için açıklamalarda bulunmak ve anlamlı bir şekilde söz söylemek sadece insana mahsustur. Söz ki, onu insan için yaratan Allahu Teala dır. Rahman suresinde

Detaylı

Bir kişinin kalbinde iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hıyanet ile emanet bir arada bulunmaz. (İbn Hanbel, II, 349)

Bir kişinin kalbinde iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hıyanet ile emanet bir arada bulunmaz. (İbn Hanbel, II, 349) »ا ل م س ل م م ن س ل م ال م س ل م ون م ن ل س ان ه و ي د ه و ال م ؤ م ن م ن أ م ن ه الن اس ع ل ى د م ائ ه م و أ م و ال ه م» Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden güvende olduğu kimsedir. Mümin

Detaylı

{socialsharing} KENDİ KENDİME OSMANLICA ÖĞRENİYORUM OSMANLICA DERSLERİ-I. Osmanlıca alfabesi: كعك Osmanlıca Harfler ب ب ب ب

{socialsharing} KENDİ KENDİME OSMANLICA ÖĞRENİYORUM OSMANLICA DERSLERİ-I. Osmanlıca alfabesi: كعك Osmanlıca Harfler ب ب ب ب {socialsharing} KENDİ KENDİME OSMANLICA ÖĞRENİYORUM OSMANLICA DERSLERİ-I Osmanlıca alfabesi: كعك Osmanlıca Harfler Korunmuş Bitiş Orta Başlangıç Adı ا ا hemze ء ب ب ب ب 1 / 14 پ پ پ پ ت ت ت ت ث ث ث ث ج

Detaylı

BERAT KANDİLİ. Dr. Hamdi TEKELİ

BERAT KANDİLİ. Dr. Hamdi TEKELİ BERAT KANDİLİ Dr. Hamdi TEKELİ I- Konunun Plânı A- Beratın Kelime Anlamı B- Istılah Anlamı C- Kur an ve Sünnette Berat Kelimesi D- Berat Kandilinin Vakti E- Berat Kandilinin Değerlendirilmesi F- Berat

Detaylı

SURE VE AYET SIRASIYLA KUR AN SÖZLÜĞÜ KİTABINDAN ÖRNEK SAYFALAR OTUZUNCU CÜZ سورة النبا (78)

SURE VE AYET SIRASIYLA KUR AN SÖZLÜĞÜ KİTABINDAN ÖRNEK SAYFALAR OTUZUNCU CÜZ سورة النبا (78) ( Cüz: 30) ( 78 / Nebe Sûresi) 1 SURE VE AYET SIRASIYLA KUR AN SÖZLÜĞÜ KİTABINDAN ÖRNEK SAYFALAR OTUZUNCU CÜZ سورة النبا (78) (NEBE (Önemli Haber) SÛRESİ) (Mekke de inmiştir. 40 ayettir.) CÜZ: 30, KUR

Detaylı

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

Kolay Yolla Kur an ı Anlama بسم هللا الرحمن الرحيم Kolay Yolla Kur an ı Anlama Ders 14 #kuranianlama Bu derste Kur an: Ezan ve abdest د خ ل ع ب د ك ف ر : bilgisi Dil Eğitim ipucu: Kelime kartları Bu derste 11 yeni kelimeyle Kur'an

Detaylı

DUA KAVRAMININ ANLAMI*

DUA KAVRAMININ ANLAMI* DUA KAVRAMININ ANLAMI* A. SÖZLÜK VE TERİM ANLAMI Sözlükte; çağırmak, seslenmek, davet etmek, istemek ve yardım talep etmek anlamlarına gelen dua, din ıstılahında; Allah ın yüceliği karşısında insanın aczini

Detaylı

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25 136. Ey iman edenler, Allah'a, elçisine, elçisine indirdiği kitaba ve bundan önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, elçilerini ve ahiret gününü inkar ederse, uzak bir sapıklıkla

Detaylı

SALÂT I NÛR VE TERCÜMESİ

SALÂT I NÛR VE TERCÜMESİ SALÂT I NÛR VE TERCÜMESİ İbnü l Arabî (1165 1240) Hazırlayan İhramcızâde Hacı İsmail Hakkı ALTUNTAŞ BİR KÜLTÜR HİZMETİDİR PARA İLE SATILMAZ İSBN: ismailhakkialtuntas@gmail.com http://ismailhakkialtuntas.com

Detaylı

AYETLERLE MÜBTEDA -HABER

AYETLERLE MÜBTEDA -HABER AYETLERLE MÜBTEDA -HABER www.youtube.com/user/sanalmedrese Mübteda ve haber her ikisi de merfudur.bu merfuluk lafzan,mahallen veya takdiren olabilir. Durum Ayet Mübteda Ayet no Mahallen م ا م ع ا م ا م

Detaylı

Allah Teâlâ ya hamd eder, Hz. Muhammed (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) e, âl ve ashabına selam ederiz.

Allah Teâlâ ya hamd eder, Hz. Muhammed (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) e, âl ve ashabına selam ederiz. İstihare Hakkında Allah Teâlâ ya hamd eder, Hz. Muhammed (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) e, âl ve ashabına selam ederiz. Âlimlerin ittifakıyla istihare yapmak sünnettir.[1] El-Buhârî nin rivayetine göre Cabir

Detaylı

Ey sevgilim! Sana karşı olan aşırı sevgim hayretim ziyadeleşsin! Ancak, gönlümü yakan aşkınla, ateşler saçan kalbime biraz merhamet eyler misin?

Ey sevgilim! Sana karşı olan aşırı sevgim hayretim ziyadeleşsin! Ancak, gönlümü yakan aşkınla, ateşler saçan kalbime biraz merhamet eyler misin? KASİDE-İ RÂİYYE İBNÜ'L FARİD ز د ين بف ر ط احل ب فيم ت ي ا وار ح م ح ش بل ظ ى ىوا ك جسؼ را Ey sevgilim! Sana karşı olan aşırı sevgim hayretim ziyadeleşsin! Ancak, gönlümü yakan aşkınla, ateşler saçan kalbime

Detaylı

Kur an şöyle buyurmaktadır: Gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık. Onlar ise oradaki,

Kur an şöyle buyurmaktadır: Gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık. Onlar ise oradaki, Question Kur an şöyle buyurmaktadır: Gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık. Onlar ise oradaki, (Allah ın varlığını gösteren) delillerden yüz çevirmektedirler. (Enbiya, 32) Allah, gökleri görebileceğiniz

Detaylı

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

şeyh Muhammed Salih el-muneccid ALLAH TEÂLÂ'NIN İSİMLERİ DOKSAN DOKUZ İLE SINIRLI DEĞİLDİR أسماء االله عاىل غ صورة ف سعة و سع ا س م ا ] ريك - Turkish [ Türkçe - şeyh Muhammed Salih el-muneccid الشيخ مد صالح املنجد Terceme: IslamQa koordinasyon:

Detaylı

NEVÂKIDU L-İSLÂM METNİ VE TERCÜMESİ

NEVÂKIDU L-İSLÂM METNİ VE TERCÜMESİ NEVÂKIDU L-İSLÂM METNİ VE TERCÜMESİ خطبة الحبجة و س ت غ ف ر ي و ع ذ ب ب ل ل م ه ت ع يى و س و ح م د ي إ ن ال ح م د ل ل م ه ش ر ر أ و ف س ىب م ه س ي ئب ت أ ع م بل ىب م ه ي د ي ا ل ل ف ل م ض ل ل إ ل ا ل ل

Detaylı

İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir.

İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir. ال ي ل دغ الم ؤم ن م ن ج ح ر مر ت ي ن Mü min bir yılan deliğinden iki defa ısırılmaz. إن م م ا أد ر ك الن اس م ن ك الم الن ب و ة األول ى : إذ ا ل م ت س ت ح ف اص نع ش ئ ت م ا İlk peygamberlerden itibaren

Detaylı

Orucun fazîleti hakkında Selmân'ın rivâyet ettiği zayıf hadis. İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

Orucun fazîleti hakkında Selmân'ın rivâyet ettiği zayıf hadis. İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi Orucun fazîleti hakkında Selmân'ın rivâyet ettiği zayıf hadis ] ريك Turkish [ Türkçe İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2011-1432 حديث سلمان يض االله

Detaylı

ARAPÇA SARF NE NAHİV BİLGİSİ

ARAPÇA SARF NE NAHİV BİLGİSİ 1 ARAPÇA SARF NE NAHİV BİLGİSİ Hazırlayan ve Derleyen M.sani ÖZDEMİR Tatvan Anadolu İmam Hatip Lisesi Meslek Dersleri Öğretmeni NOT: 1. Bu notlar öğreticilere yönelik hazırlandığından dolayı öğretici,

Detaylı

ALİMLERİN TAKLİDİ YEREN SÖZLERİ KİMLERE HİTAP ETMEKTEDİR?

ALİMLERİN TAKLİDİ YEREN SÖZLERİ KİMLERE HİTAP ETMEKTEDİR? ALİMLERİN TAKLİDİ YEREN SÖZLERİ KİMLERE HİTAP ETMEKTEDİR? www.tavhid.org 1 ر ر ز ي ر ز ي ل Taklid; İbn Kudame el-hanbeli nin tarifiyle- bir kimsenin sözünü delilsiz olarak kabul etmek manasına gelmektedir.

Detaylı

MERYEM SURESİNDEKİ MUKATTAA HARFLERİ كهيعص

MERYEM SURESİNDEKİ MUKATTAA HARFLERİ كهيعص MERYEM SURESİNDEKİ MUKATTAA HARFLERİ كهيعص Ünlü İslam bilgini Taberi, tefsirinde, mukattaa harfleri ile ilgili, Abdullah b. Abbas, Said b. Cübeyr ve Abdullah b. Mesud dan şu görüşü nakletmiştir: Her bir

Detaylı

Tedbir, Tevekkül Ve Kader Anlayışımız Gönderen Kadir Hatipoglu - Ağustos :14:51

Tedbir, Tevekkül Ve Kader Anlayışımız Gönderen Kadir Hatipoglu - Ağustos :14:51 Tedbir, Tevekkül Ve Kader Anlayışımız Gönderen Kadir Hatipoglu - Ağustos 26 2015 06:14:51 Kainatı yoktan var eden ve bizlere rahmetiyle, sevgisiyle ve şefkatiyle muamele eden Yüce Mevla mıza bizlere bahşetmiş

Detaylı

ب Namaz. İbadet ederiz Sen-senin Yol göster

ب Namaz. İbadet ederiz Sen-senin Yol göster Âlemler İsmi ile ب س م ع ال م ين Gün Sahip م ال ك ي و م Gün Din الد ين إ ي ا İbadet ederiz Sen-senin ك ن ع ب د Yol göster اه د Yardım dileriz ن س ت ع ين Yol Biz-bizim ن ا ص ر اط O kimseler ki Dosdoğru

Detaylı

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR 4O HADIS HER YIL KIRK HADİS 1-12. SINIFLAR ASFA EĞİTİM KURUMLARI 2015-2016 4 4O HADIS ASFA EĞİTİM KURUMLARI Yayın No : Yayın Yılı : 2015 ISBN : 978-000-00000-00 HER SINIFTA KIRK HADİS --- --- --- --- ---

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS MESLEKİ Y.DİL DKB

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS MESLEKİ Y.DİL DKB DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS MESLEKİ Y.DİL DKB265 3 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Seçmeli Dersin Koordinatörü

Detaylı

ICERIK. Din kelimesinin sözlük anlami Din kelimesinin Kur an daki anlamlari Din anlayislari Dinin cesitleri Ayetlerle din

ICERIK. Din kelimesinin sözlük anlami Din kelimesinin Kur an daki anlamlari Din anlayislari Dinin cesitleri Ayetlerle din DIN KAVRAMI ICERIK Din kelimesinin sözlük anlami Din kelimesinin Kur an daki anlamlari Din anlayislari Dinin cesitleri Ayetlerle din SÖZLÜKTE DIN Cesitli sekilde anlasiliyor; Ilki hakimiyet, güc, üstünlük,

Detaylı

BİRKAÇ AYETİN TEFSİRİ

BİRKAÇ AYETİN TEFSİRİ 1 BİRKAÇ AYETİN TEFSİRİ ب س م الل ه الر ح م ن الر ح يم ك ت اب ت ف س ير ال ق ر آن KUR AN TEFSİRİ { الر ح م ن الر ح يم } اس م ان م ن الر ح م ة الر ح يم و الر اح م ب م ع ن ى و اح د ك ال ع ل يم و ال ع ال م

Detaylı

ه: د ع ل ض ب او ت ن ل ه ب م ذ ت خ أ إن ا م م كي ف ت ر ك ت د ق ي فإ ن يت للا س ن و با ك ت

ه: د ع ل ض ب او ت ن ل ه ب م ذ ت خ أ إن ا م م كي ف ت ر ك ت د ق ي فإ ن يت للا س ن و با ك ت ف إ ن ي ق د ت ر ك ت ف يك م م ا إ ن أ خ ذ ت م ب ه ل ن ت ض ل وا ب ع د ه : ك ت اب الل و س ن تي "Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız O emanetler, Allah ın kitabı

Detaylı