Pekiştirme Tarifeleri

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Pekiştirme Tarifeleri"

Transkript

1 Pekiştirme Tarifeleri B U N L A R I B İ L İ Y O R M U Y D U N U Z? Pekiştirme tarifeleri, davranım sıklığını ve örüntülerini belirler. Oranlı pekiştirme tarifeleri, aralıklı pekiştirme tarifelerine göre daha yüksek davranım sıklığı yaratır. Tarife etkileri her bir pekiştirme tarifesini karakterize eden geribildirim fonksiyonu ile ilişkilidir. Bir davranım zinciri eğitiminde, zincirin son bileşeni ile başlamak zorunlu değildir. Pekiştirme, iki ya da daha fazla davranım alternatifi için eş zamanlı olarak hazır tutulabilir. Eşleme Yasası seçme davranışını betimler. Kısmi ya da kesikli pekiştirme eğitiminden sonra sönme, sürekli pekiştirme eğitiminden sonraki sönmeyle kıyaslandığında daha yavaş gerçekleşir. Kısmi pekiştirme, anılar ve ödül yokluğunun hayal kırıklığı yaratıcı etkilerine bağlı olarak, direnç mekanizmalarının öğrenilmesine yardımcı olur.

2 Altıncı bölümde edimsel koşullama, önceden belirlenmiş bir edimsel davranışın her oluşunda pekiştirecin verilmesi biçiminde örneklerle tanımlandı. Edimsel tepki ile pekiştireç arasında nedensel bağıntının bulunduğu günlük yaşamsal durumlarda bu ideal e yaklaşılır. Hemen her zaman musluğu çevirdiğinizde suyun aktığını görürsünüz; ne zaman telefonun ahizesini kaldırsanız çevir sesini duyarsınız ve çoğu zaman güzel görünen bir pastayı aldığınızda, pastanın lezzetinin yerinde olduğuna tanık olursunuz. Ancak, bu örneklerde dahi edimsel davranış ile pekiştireç arasındaki ilişki mükemmel değildir. Evinize suyu getiren borular patlayabilir; telefonunuz bozulabilir ya da aldığınız pasta bayatlamış olabilir. Edimsel koşullama durumlarının çoğunda her edimsel davranış pekiştireç ile sonlanmaz. Edimsel tepkinin bir pekiştireç ile sonuçlanıp sonuçlanmayacağı, çeşitli faktörlere bağlıdır. Bazen, pekiştirecin verilmesinden önce davranımın bir kaç kez tekrarlanması gereklidir. Bazen, tepki ancak belirli bir süre geçtikten sonra pekiştirilir. Bazen de, hem tepkinin tekrarlanması hem de geçen zaman önemlidir. Hangi edimsel davranış durumunun pekiştirileceğini belirleyen kural pekiştirme tarifesi (schedule of reinforcement) olarak adlandırılır. Pekiştirme tarifeleri, edimsel davranışın birçok yönüyle açıklanmasına olanak sağlaması açısından araştırmacıların ilgisini çeken bir konu olmuştur. Serbest-edim (free operant) durumlarında edimsel tepkinin sıklığı (rate of responding) ve örüntüsü (pattern of responding) pekiştirme tarifeleriyle belirlenir. Bir pekiştirme tarifesinde, görünüşte önemsiz bir takım değişmeler, organizmanın ne sıklıkla tepkide bulunacağı ve ne zaman bir aktivitede bulunmak yerine diğerini tercih edeceği üzerinde önemli etkilere sahiptir. Pekiştirme tarifeleri, pekiştirecin verilmesi artık daha fazla olanaklı olmadığında, edimsel davranışın sönmeye direncini de belirler. Birikimli Kayıt Değişik pekiştirme tarifeleriyle ortaya çıkan tepki sıklığı ve örüntüsü tipik olarak, serbest-edim yordamları kullanılarak araştırılır. Mikroişlemciler edimsel davranışı kayıt etmek (örneğin, sıçanlarda pedala basma) ve hangi tepkinin pekiştirileceğini belirlemek üzere programlanır. Eğitim oturumları yaklaşık olarak günde bir saattir ve programda tipik olarak çok sayıda oturum yer alır. Belirli bir pekiştirme tarifesiyle yoğun bir deneyimden sonra, tepki oranı ve örüntüsü belirginleşir, bir değişmezliğe ulaşır. Sonuçlar, birikimli kayıt (cumulative record) terimleriyle uygun bir biçimde betimlenir. Bir birikimli kayıt, yatay eksende geçen zamanın ve düşey eksende ise, belirli bir zaman noktasına kadar olan toplam ya da birikimli tepki sayısının gösterildiği özel bir grafik gösterimi ifade eder (bkz. Şekil 8.1). Eğer katılımcı bir süre tepkide bulunmazsa, katılımcının toplam ya da birikimli tepki sayısı aynı kalır ve ortaya çıkan birikimli kayıt, -Şekil 8.1 deki A ve B arasındaki gibi- düz, yatay bir çizgidir. Yapılan her tepki önceki toplama eklenir. Bu yüzden de, katılımcının her tepkide bulunmasıyla birikimli kayıt biraz yukarıya doğru ilerler. Tepkiler geri alınamayacağına göre, birikimli kayıt hiç bir zaman aşağıya doğru ilerlemez. Birikimli kayıtın eğimi katılımcının tepkide bulunma oranını verir. Eğim, grafik üzerindeki iki noktanın düşey düzlemdeki yer değiştirme değerinin, bu noktaların yatay düzlemdeki yer değiştirme değerine bölünerek hesaplanır. Birikimli kayıt üzerindeki

3 Birikimli tepki sayısı A B C D Zaman ŞEKİL 8.1 Bir birikimli kayıt örneği. A noktasından B noktasına kadar olan kısım tepkinin olmadığını göstermektedir. B noktasından C noktasına kadar olan kısım düşük oranlı tepkide bulunmayı göstermektedir. C noktasından D noktasına kadar olan kısım ise yüksek oranlı tepkide bulunmayı göstermektedir. D noktasından sonra tepkide bulunma oranı dereceli olarak sıfıra inmektedir. düşey yer değiştirme, tepki sayısını; yatay yer değiştirme ise, zamanı ifade eder. Bu yüzden, birikimli kayıtın eğimi birim zamandaki tepki sayısını ya da oranı verir. Düşük tepkide bulunma oranı birikimli kayıt üzerinde sığ bir eğim ile belirgindir (Şekil 8.1 de B noktasından C noktasına olan kısımda olduğu gibi). Yüksek tepki oranları daha dik bir eğim ile kendisini gösterir (Şekil 8.1 de C noktasından D noktasına kadar olan kısımda olduğu gibi). Basit Pekiştirme Tarifeleri Basit pekiştirme tarifelerinde, davranımın pekiştirilmesi ya son pekiştireçten sonraki tepki sayısına ya da son pekiştireçten beri ne kadar zamanın geçtiğine bağlıdır. Eğer pekiştirmenin belirlenmesinde kritik faktör tepkilerin sıklığı ise, işleme oranlı tarife (ratio schedule) adı verilir. Son pekiştireçten beri geçen zamanda tepkinin zamanlaması kritik faktör ise, işleme aralıklı tarife (interval schedule) adı verilir. Her iki durumda da katılımcı tepkide bulunmadan pekiştireç alamaz. ORANLI TARİFELER Sabit-oranlı pekiştirme tarifesi (fixed-ratio schedule of reinforcement). Oranlı tarifelerde, tepkinin pekiştirilip pekiştirilmeyeceğini belirleyen tek şey, katılımcının son pekiştireçten beri gösterdiği tepki sayısıdır. Söz konusu tepkilerde bulunmak için ne kadar zaman harcadığı önemli değildir. Temel olarak, sabit ve değişken olmak üzere iki oranlı tarife tipi bulunmaktadır. Sabit-oranlı tarifede (fixed ratio schedule) katılımcı her pekiştireç için sabit sayıda tepkide bulunmak zorundadır. Örneğin, bir matematik dersinde, her bir sınav dört problem içermekte ve sınavı başarıyla tamamlayan öğrenciler bir yıldız almaktadır. Bu tarife sabit-oranlı-4 tarifesidir ve kısaca FR 4 olarak gösterilir.

4 Sabit Oranlı Değişken Oranlı Birikimli tepki sayısı Pekiştirme sonrası duraklama Pekiştireç Oranlı koşu Zaman ŞEKİL 8.2 Sabit-oranlı ve değişken-oranlı pekiştirme tarifelerine ilişkin tipik sonuçlar. Veri, yiyeceğin pekiştireç olarak kullanıldığı ve güvercinlerle koşulan FR 120 ve VR 360 pekiştirme tarifelerinden elde edilmiştir. Kırık çizgiler, ne zaman pekiştirecin verildiğini göstermektedir. Ferster ve Skinner (1957) den uyarlanmıştır. Sabit-oranlı tarifede pekiştirme için gereken tepki sayısı az ya da çok olabilir. Bazı derslerde, sınav kağıdında dört soru yer alabilir; diğer bir derste bu sayı 15 olabilir. Sayının büyüklüğünden bağımsız olarak, eğer bir derste, her sınav kağıdındaki sayı aynı ise, sabit-oranlı pekiştirme tarifesi kullanılıyor demektir. Şekil 8.2 de sabit-oranlı pekiştirme tarifeleri sonunda ortaya çıkan kararlı örüntü gösterilmektedir. Şekilde kırık çizgiler pekiştirecin verilmesini göstermektedir. Davranışın sabit-oranlı tarife ile pekiştirilmesine ilişkin tipik sonuç örüntü, şeklin sol yanında gösterilmektedir. Söz konusu örüntüde iki özellik üzerinde durmak gerekmektedir. Birinci olarak, her kırık çizgiden ya da her pekiştirmeden sonra tepki oranı sıfır olmaktadır. Katılımcı tepkide bulunmayı durdurmaktadır. Bu durum pekiştirme sonrası duraklama (postreinforcement pause) olarak adlandırılır. Pekiştirme sonrası duraklamadan sonra, sonraki pekiştirmeye kadar düzgün ve yüksek oranlı bir tepkide bulunma gözlenir ki, buna da oranlı koşu (ratio run) denir. Şekil 8.2 de gösterildiği gibi, sabit-oranlı tarife dur-koş (break-run) tipi bir örüntüye yol açar. Katılımcı ya hiç tepkide bulunmaz (pekiştirme sonrası duraklama) ya da düzgün ve yüksek oranlı (oranlı koşu) bir biçimde tepkide bulunur. Pekiştirme sonrası duraklamanın süresi, oran sayısı tarafından belirlenir. Oran sayısı arttıkça (örneğin, FR 10 dan FR 20 ye oradan da FR 40 a gibi), pekiştirme sonrası duraklama süresi de artar (Felton & Lyon, 1966). Değişken-oranlı pekiştirme tarifesi (variable-ratio schedule of reinforcement) Değişken oranlı tarifesinde (variable-ratio schedule) de, benzer biçimde, pekiştirmenin ön koşulu tepki sayısıdır. Sabitoranlı ve değişken-oranlı tarifeler arasındaki fark, değişken-oranlı tarifelerde pekiştirilecek tepki sayısının bir pekiştirmeden diğerine değişmesidir. Örneğin, bir golf topuna vurulmasında pekiştirme, topun deliğe girmesiyle sağlanır. Bazen, ilk vuruşta topu deliğe sokabilirsiniz. Ama daha sıklıkla, deliğe sokabilmek için bir kaç kez topa vurmanız gerekecektir. Topun deliğe girip girmemesi topa vurmanıza bağlıdır. Her bir vuruş için ne kadar zaman harcadığınız ya da vuruşlarınız arasında ne kadar zaman harcadığınız konuyla ilişkili değildir. Dolayısıyla bu bir oranlı tarifedir. Ancak, topa vurma davranışınızın sayısı bir deliğe sokma durumundan diğerine değişmektedir. O halde, bu bir değişken-oranlı tarifedir. Bir değişken-oranlı tarife VR ile sembolize edilir. Eğer, topu deliğe sokmak için ortalama 3 vuruş yapmanız gerektiyse, VR 3 pekiştirme tarifesi ile pekiştiriliyorsunuz demektir. Değişken-oranlı pekiştirme tarifesine ilişkin tipik sonuçlar Şekil 8.2 nin sağ panelinde gösterilmektedir. Sabit-oranlı tarifelerden farklı

5 olarak, değişken-oranlı tarifeler, belirgin bir duraklaması olmayan, düzgün ve yüksek oranlı bir tepki örüntüsü ortaya çıkarırlar. ARALIKLI TARİFELER Zamandan bağımsız olarak katılımcının ortaya koyduğu ve katılımcının tepki sayısının temel alındığı oranlı-tarifelerin tersine, aralıklı tarifelerde (interval schedule) tepkilerin ne zaman olduğu önemlidir. Oranlı tarifelerde olduğu gibi, aralıklı tarifelerde de sabit ve değişken olmak üzere iki temel tarife söz konusudur. Sabit-aralıklı pekiştirme tarifesi (fixed-interval schedule of reinforcement). Bir sabit-aralıklı tarifede (fixed-interval schedule), bir tepkinin pekiştirilebilmesi için sabit bir sürenin geçmesi gereklidir. Sabitaralıklı tarifeler, pekiştirecin hazırlanması ya da düzenlenmesi için belirli bir zamanın geçmesinin gerektiği durumlarda ortaya çıkar. Bir örnek olarak jöleli bir tatlının yapılmasını düşünelim. Tatlıyı oluşturan bütün içerik karıştırıldıktan sonra, soğuması için jölenin bir süre (diyelim ki 1 saat boyunca) buzdolabında tutulması gerekecektir; jöle ancak bu süre sonunda yenmeye hazır hale gelecektir. Eğer jöleyi buzdolabından çok erken çıkarırsanız, jöle sulu olacaktır ve davranışınız pekiştirilmeyecektir. Jöleyi bir saatlik sürenin bitiminden önce yeme girişimleri pekiştirilmeyecektir. Bu örneğin bir diğer önemli yanı, bir kez pekiştireç hazır olduktan sonra, bireyin tepkide bulunmasına kadar hazır beklemesidir. Jöle, yenmeye hazır hale geldikten sonra, hemen yemeniz gerekmez. Ertesi gün dahi yemek isteseniz, jöleniz sizin için buzdolabında bekliyor olacaktır. Sabit-aralıklı bir pekiştirme tarifesinde, pekiştirecin hazır olmasından önce, belirli bir sürenin geçmesi gerekmektedir. Ancak, pekiştireç belirlenen sürenin sonunda otomatik olarak verilmez. Pekiştirecin alınabilmesi için belirli bir tepkinin yapılması gereklidir. Zamanından önce gösterilen tepkiler herhangi bir sonuç doğurmayacaktır. Bu tepkiler pekiştirecin daha erken gelmesine de davranışın cezalandırılmasına da yol açmayacaktır. Özetle, pekiştireç belirlenen süre geçtikten sonra ne zaman istenirse alınabilecektir; basit-aralıklı tarifede, katılımcı pekiştireci almak için, sadece sınırlı bir zaman dilimi içerisinde, tepkide bulunmak zorunda değildir. Sabit-aralıklı tarifeler FI ile gösterilir, FI dan sonra gelen rakam, tepkilerin pekiştirilmeyeceği sabit zaman aralığını gösterir. Şekil 8.3 güvercinlerin yiyecek elde etmek üzere bir anahtarı gagalama davranışlarına ilişkin FI 4-dakika tarifesinde elde edilmiş serbest edim verisi gösterilmektedir. Bu tarifede, bir sabit aralık sonunda pekiştirecin verilmesi, sonraki sabit-aralıklı döngüyü başlatır. Her döngünün başlamasından dört dakika sonra pekiştireç hazır olur ve güvercin anahtarı gagaladığı takdirde pekiştireç verilir. Sabit-aralıklı tarifede ortaya çıkan tepki örüntüsü, sabit-oranlı tarifede ortaya çıkan tepki örüntüsüne benzerdir. Sabit aralığın başlangıcında ya hiç ya da çok az bir tepkide

6 Sabit aralıklı Değişken aralıklı Birikimli tepki sayısı Zaman ŞEKİL 8.3 Sabit-aralıklı ve değişken-aralıklı pekiştirme tarifelerine ilişkin tipik sonuçlar. Veri, yiyeceğin pekiştireç olarak kullanıldığı ve güvercinlerle işe koşulan FI 4 ve VI 2 pekiştirme tarifelerinden elde edilmiştir. Kırık çizgiler, pekiştirecin ne zaman verildiğini göstermektedir. Ferster ve Skinner (1957) den uyarlanmıştır. bulunma söz konusudur. Aralığın pekiştirecin verilmesinden hemen sonra başlamasına bağlı olarak, burada gözlenen tepki sayısındaki azalmaya pekiştirme sonrası duraklama denir. Tepkide bulunma, aralığın sonu yaklaştıkça artar; katılımcı aralık sonunda tepkide bulunma oranını en yüksek düzeye çıkarır. Gözlenen tepki örüntüsü deniz kabuğunu (scallop) andırdığı için bu örüntüye FI kabuğu ya da FI scallop denir. Değişken-aralıklı pekiştirme tarifesi (variable-interval schedule of reinforcement). Değişken-aralıklı tarifeler (variable-interval schedule), pekiştirecin hazırlanması için gereken sürenin bir denemeden diğerine değişmesi dışında, sabit-aralıklı tarifelerden farksızdır. Öğretmenin sınav kağıtlarını okuyup okumadığını kontrol etme davranışı değişken-aralıklı bir tarife ile pekiştirilir. Sınav kağıtlarının okunması zaman alacaktır; ancak ne kadar süreceği bir sınav döneminden diğerine değişir. Sınav kağıtlarının okunup okunmadığının kontrolü davranışı, sadece tarifeye ilişkin döngünün başlamasından bir süre sonra pekiştirilir. Erken tepkiler (sınav kağıtlarının değerlendirmesinden önceki tepkiler) pekiştirilmez. Halbuki, sınav kağıdı değerlendirildikten sonra ne zaman isterseniz sınavınızın sonucunu öğrenebilirsiniz. Değişken-aralıklı tarifeler VI ile gösterilir, VI ın ardından gelen rakam tepkilerin pekiştirilmeyeceği ortalama zaman aralığını gösterir. Şekil 8.3 güvercinlerin yiyecek elde etmek üzere bir anahtarı gagalama davranışlarına ilişkin VI 2 dakika tarifesinde elde edilmiş serbest edim verisi gösterilmektedir. Bu tarifede, her döngünün başlamasından ortalama iki dakika sonra, pekiştireç hazır olur. Değişken-aralıklı tarifelerde tepki örüntüsü, VR tarifelerindeki tepki örüntüsüne benzerdir. Her iki durumda da önceden kestirilebilen bir duraklamanın ya da değişmenin olmadığı, düzenli bir tepki oranı elde edilir. Basit aralıklı tarifelerde, bir kez pekiştireç hazır olduktan sonra, bireyin tepkide bulunmasına kadar pekiştireç beklemede kalır. Organizma, pekiştireci aldıktan sonra

7 Bir saatteki pekiştireçler Bir saatteki tepkiler ŞEKİL 8.4 Oranlı pekiştirme tarifelerinde geribildirim fonksiyonları. Her bir geribildirim fonksiyonunun düz bir çizgi olduğuna dikkat edin. Bu yüzden tepki oranındaki her artış, pekiştirme oranındaki artmanın uyuşması ile sonuçlanır. kutu döngü yeniden başlar. Örneğin, mektuplarınızı posta kutusundan almanız değişken-aralıklı bir tarife ile pekiştirilir. Mektup posta kutunuza bırakılmadan önce posta nuzu kontrol etmeniz, postacının mektup getirme hızını arttırmaz. Öte yandan, bir kez mektuplar posta kutunuza atıldıktan sonra, mektupları da hemen almanız gerekmez. Ertesi gün almak isteseniz dahi mektuplarınız posta kutusunda sizi bekliyor olacaktır. Bazı özel durumlarda, pekiştireç hazırlandıktan sadece sınırlı bir süre sonrasına kadar organizma için hazır bekler. Örneğin, bir çöreğin pişirilmesi için belirli bir süre fırının içinde kalması gerekir, ancak eğer çöreği gereğinden daha uzun bir süre fırın içerisinde tutmaya devam ederseniz, çörek yanacaktır. Bu durum sınırlı bekletmeli (limited hold) aralıklı tarife olarak adlandırılır. Sınırlı bekletmeli aralıklı tarifede, pekiştireç sınırlı bir süre için bekletilir. Dolayısıyla, pekiştirecin alınabilmesi için tepkinin bu süre içerisinde yapılması gerekmektedir. Bir aralıklı tarifeye sınırlı bekletmenin eklenmesi, tepkide bulunma oranını yükseltir. Bekletme süresi yeterince uzun tutularak, katılımcının pekiştireci kaybetmesi olasılığı azaltılmış olur. Tarifeli Performansa İlişkin Mekanizmalar Tarife etkilerinin analiz edilmesine ilişkin anahtar kavram, tarifeyi karakterize eden geribildirim fonksiyonudur. Edimsel bir tepkinin pekiştirilmesi, söz konusu tepki için bir geribildirim olarak ele alınabilir. Pekiştirme tarifeleri bu geribildirimin nasıl düzenleneceğini belirler. Bu düzenlemeyi betimlemenin bir yolu, elde edilen pekiştirme oranının, tepkide bulunma oranı ile nasıl ilişkili olduğunu göstermektir. Bu ilişki geribildirim fonksiyonudur (feedback function). ORANLI TARİFELER İÇİN GERİBİLDİRİM FONKSİYONLARI Oranlı tarifeler için geribildirim fonksiyonları belki de öğrenmesi en kolay olanlardır. Oranlı bir tarifede, organizmanın ne kadar çabuk (ve ne kadar sıklıkla) pekiştirileceği, sadece, organizmanın gerekli sayıda davranımı ne kadar hızlı tamamladığı tarafından

8 Saatteki pekiştireç sayısı Saatteki tepki sayısı ŞEKİL 8.5 Bir VI 3 dakika pekiştirme tarifesinde geribildirim fonksiyonu. Tepkide bulunmanın zaman içerisinde seçkisiz olarak yayıldığı varsayılır. Organizma ne kadar çabuk tepkide bulunursa bulunsun maksimum pekiştirme oranı 20/saat dir. belirlenir. Diğer bir deyişle, organizma ne kadar hızlı davranırsa, pekiştireci o kadar hızlı elde eder. Şekil 8.4 de bazı oranlı tarifelere ilişkin geribildirim fonksiyonları gösterilmektedir. FR 1 ya da sürekli-pekiştirme tarifesinde, katılımcı her edimsel davranışı için pekiştirilir. Bu yüzden, pekiştirilme oranı, tepkide bulunma oranına eşittir. Bu durum eğimi 1.0 olan bir geribildirim fonksiyonunu ifade eder. Eğer pekiştirilmek için birden fazla tepkide bulunmak gerekiyorsa, pekiştirme oranı, tepkide bulunma oranından daha az olacaktır ve geribildirim fonksiyonunun eğimi 1.0 den küçük olacaktır. Örneğin, FR 5 pekiştirme tarifesinde, katılımcı her beşinci davranışından sonra bir pekiştireç alır. Bu koşullar altında, pekiştirme oranı, tepkide bulunma oranının beşte biridir ve geribildirim fonksiyonunun eğimi de 0.2 dir. Eğimleri her ne olursa olsun, oranlı tarifeler için geribildirim fonksiyonları her zaman doğru bir çizgi üzerinde yer alır. Bu yüzden, tepkide bulunma oranındaki bir artış her zaman pekiştirme oranındaki bir artışa yol açar. Bu hem sabit-oranlı hem de değişken-oranlı tarifeler için geçerlidir. ARALIKLI TARİFELER İÇİN GERİBİLDİRİM FONKSİYONLARI Aralıklı tarifelere ilişkin geribildirm fonksiyonları, oranlı tarifelere ilişkin olanlardan dikkat çekici biçimde farklıdırlar. Şekil 8.5 de VI 3 dakika pekiştirme tarifesine ilişkin geribildirim fonksiyonu gösterilmektedir. Bu tarifede, pekiştireç son verilişinden ortalama 3 dakika sonra hazır hale gelir. Dolayısıyla, organizma ne sıklıkla tepkide bulunursa bulunsun, alabileceği en fazla pekiştireç sayısı saatte 20 (20/saat) ile sınırlıdır. Oranlı tarifelerde olduğu gibi, aralıklı tarifelerde de eğer katılımcı bir tepkide bulunmazsa pekiştireç alamaz. Tepkide bulunma oranındaki sıfırın üzerine doğru yükseliş, hazırdaki pekiştirecin alınması şansını arttırır. Dolayısıyla, belirli bir noktaya kadar, pekiştirme oranındaki artış tepkide bulunma oranındaki artışa eşlik eder. Öte yandan, katılımcı bir saatte alınabilecek pekiştireçlerin hepsini alacak kadar sık tepkide bulunduğunda, tepkide bulunma hızındaki herhangi bir ek artış, ek bir yarar sağlamaz. Bu bakımdan, aralıklı tarifede geribildirim fonksiyonu, mümkün olan en yüksek pekiştirme oranına ulaşıldıktan sonra düzleşir.

9 GERİBİLDİRİM FONKSİYONLARI VE TARİFELİ PERFORMANS Edimsel davranışa ilişkin çarpıcı bulgulardan bir tanesi, oranlı tarifelerin, aralıklı tarifelerle kıyaslandığında iki tarife türünde pekiştirme oranları karşılaştırılabilir düzeyde olsa bile dikkat çekici bir biçimde daha fazla davranıma yol açtığıdır (McDowell & Wixted, 1988; Peele, Casey, & Silberberg, 1984; Reynolds, 1975). Neden oranlı tarifelerin daha fazla davranıma yol açtığının yanıtı geribildirim fonksiyonlarından çıkarılabilir. Bir aralıklı tarife için geribildirim fonksiyonu, bir maksimuma, belirli bir tepkide bulunma oranı ile ulaştığı için, bu noktanın ötesinde tepkide bulunma oranını arttırmanın bir yararı olmaz. Böylece, aralıklı tarifelerde, tepkide bulunma oranındaki artış belirli bir noktanın ötesinde ayırıcı olarak pekiştirilmez. Bunun tersine, oranlı tarifelerde böyle bir sınır söz konusu değildir. Oranlı tarifelerde, tepkide bulunma oranındaki artış, pekiştirme oranındaki artış ile sonuçlanır. Yüksek tepkide bulunma oranlarında ayırıcı pekiştirme için bir sınır yoktur. Oranlı pekiştirme tarifeleri yüksek oranlı tepkide bulunmaya yol açar; çünkü bu tarifeler bir sınır olmaksızın yüksek tepkide bulunma oranlarını ayırıcı olarak pekiştirir. Geribildirim fonksiyonları tarifeli performansı açıklama açısından önemli bir çabayı ifade etseler de, bazı kavramsal sınırlılıkları söz konusudur. Önemli bir sorun, geribildirim fonksiyonlarının karakterize edilmesindeki güçlükten kaynaklanmaktadır. Bu durum özellikle aralık-temelli tarifeler için geçerlidir. Aralıklı tarifelerde pekiştirme, sadece tepkide bulunma oranına değil; aynı zamanda tepkilerin zamanda nasıl dağıtıldığına da bağlıdır. Şekil 8.5 de gösterilen VI 3dk. tarifesine ilişkin geribildirim fonksiyonu, tepkilerin zamanda seçkisiz olarak dağıldığı varsayımına dayanmaktadır. Diğer sayıltılar, söz konusu geribildirim fonksiyonunun başlangıç kısmındaki artışı değiştirebilir. Buna benzer sorunlara karşın, yine de, birçok araştırmacı, tarifeli performansın doğasının, esas olarak, pekiştirme tarifelerinin edimsel davranış için nasıl bir geribildirim sağladığı tarafından belirlendiğine inanmaktadır. Zincirli Pekiştirme Tarifeleri Basit pekiştirme tarifelerinde sadece bir edimsel davranış söz konusudur. Katılımcının aynı koşullar altında söz konusu tepkiyi tekrarlamasına izin verilir ve tarife hangi tepkilerin pekiştirileceğini belirler. Oysa, bir zincirli tarifede (chained schedule) bir dizi tepkiden söz edilmektedir. Her bir tepki, zincirli tarifenin bir bileşenini oluşturur ve her bir tepki bileşeni bağıntılı olduğu kendi uyarıcısına sahiptir. Ana pekiştireç katılımcıya zincirdeki tüm bileşenleri ve bunları da doğru sırada tamamlamadan verilmez. HETEROJEN ZİNCİRLER En çok bilinen zincirli tarife olarak heterojen zincirli tarife, her biri farklı bir uyarıcı durumunda gösterilen birbirinden farklı bir tepki dizgesine ilişkindir. Örneğin, bir kazağın giyilmesi işlemini düşünelim. Hedef ya da pekiştireç kazağın giyilmesidir. Bu noktaya gelebilmek için, önce her bir kolunuzu kazağın kollarına sokmanız gerekir.

10 Heterojen Zincir [ [S 1 S 2 R 1 R 2 S * [S 1 R 1 (FR 15) Homojen Zincir [ S 2 R 1 (FI 3 dk) S * ŞEKİL 8.6 Heterojen ve homojen zincirler arasındaki fark.. Heterojen zincirde, organizma pekiştireç (S * ) alabilmek için, bir dizi birbirinden farklı tepkilerde (R 1, sonra R 2) bulunmak zorundadır. Homojen zincirde ise, organizma, pekiştireç (S * ) alabilmek için, aynı davranışı (R 1), izleyen farklı pekiştirme tarifelerine (FR 15, sonra FI 3) uygun biçimde yapmak zorundadır. Her iki durumda da, her bir davranım bileşeni kendi ulanık olduğu bir uyarıcıya sahiptir. Sonra, kazağı yukarı doğru kaldırıp, kafanıza ve boynunuza doğru çekmeniz gerekir. Son olarak da, kazağın eteğini aşağıya, belinize doğru çekmeniz gerekir. Dikkat edeceğiniz üzere, kazağın giyilmesi bir dizi farklı tepkiyi içermektedir. Buna ek olarak, her bir tepki farklı bir uyarıcının varlığında yerine getirilir. Önce kazağı önünüze alırsınız. Bu, kazağın kollarını giymeniz için uyarıcıdır. Kazağın kollarını giymiş olmanız, kazağı kafanıza geçirmeniz için uyarıcıdır. Kazağı kafanıza ve boynunuza geçirmiş olmanız, kazağı belinizin çevresine doğru çekmeniz için uyarıcıdır. Pekiştireç, kazağı giymenin verdiği hazdır ve ancak zincirleme tepkilerin sonunda elde edilir. İşlem boyunca, tepki dizgesi (örneğin kazağı kafanıza geçirmek üzereyken) kesintiye uğradığında hiç bir tatmin ya da pekiştirilme yaşanmaz. Birçok etkinlik tepki zincirleri olarak analiz edilebilir: Bir kola kutusunu açmak, ev ödevi yapmak ya da çimleri biçmek gibi. Tüm bu durumlar, farklı tepkilerden oluşan bir dizgeye ilişkindir ve her bir etkinlik farklı bir uyarıcının varlığında ortaya çıkar. Eğer tepki zinciri farklı tepkilerden oluşan bir dizgeden oluşuyorsa, bu heterojen zincir (heterogenous chain) olarak adlandırılır. HOMOJEN ZİNCİRLER Bir diğer zincirli tarife homojen zincir (homogeneous chain) olarak adlandırılır. Homojen zincirde, bileşenlerin tümü aynı tepkiye ilişkindir; ancak, her bir bileşen farklı bir uyarıcının varlığında ortaya çıkar ve farklı bir tarifeye tabidir. Şekil 8.6 da sunulan örnek iki tepki bileşenini içermektedir: FR 15 ve FI 3 dk. ve her biri S 1 ve S 2 biçimindeki uyarıcılarla ulanıktır. S 1 süresince (bu bir kırmızı ışık olabilir), katılımcı FR 15 koşulunu yerine getirmek için 15 kez davranımda bulunmalıdır. 15. davranımdan sonra, S 2 (örneğin, bir yeşil ışık) sunulmakta ve FI 3 dk koşulu devreye girmektedir. FI 3 dk tarifesinde, birincil pekiştireç S 2 de 3 dakika dolduktan sonra yapılan ilk davranım için verilmektedir. Homojen zincirde, tarifenin her bir bileşeni, o bileşenle ilgili basit tarife karakteristiği olan bir davranış örüntüsü ortaya çıkarır. FR 15- FI 3 dk zincir tarifesinde, katılımcılar duraklayıp sonra FR 15 bileşeninde düzgün ve yüksek sıklıkta davranacaklardır. Sonra, FI 3-dk bileşeninde, duraklayıp, FI tarifesinin karakteristiği olan, kabuk örüntüsünü göstereceklerdir. Homojen zincir tarifeleri, bir kimse aynı tepkiyi, işin farklı parçaları süresince farklı izlerliklerin söz konusu olduğu durumlarda yapmak zorunda olduğunda devreye girer. Örneğin, vida kullanarak bir sandığa bir kilit mekanizması takmak istiyorsunuz. Bunun için, satın aldığınız asma kilit tutucusunun her biri, iki

11 oynar kol ve bir sabit dil olmak üzere üç kısımdan oluşuyor. Her bir oynar kolun üzerindeki deliğin içinden alttaki parçadaki dili geçirip, bu dile asma kilit asarak sandığınızı daha güvenli hale getirmek istiyorsunuz. Her bir oynar kolun montajı için dört vida ve sabit dilin montajı için de iki vida gerekiyor. Yapılacak iş, iki oynar kol ve bir de sabit dil için olmak üzere üç bileşenli bir homojen zincir tarifesidir. Her bir bileşenin tamamlanması için belirli sayıda vidanın takılması gerekmektedir. O halde, her bir bileşen, bir vida takmanın bir tepkiye karşılık geldiği sabit oranlı bir tarifeyi ifade etmektedir. Dizge, S 1(FR 4) S 2(FR 4) S 3(FR 2) biçiminde gösterilebilir. Burada S 1 ve S 2 oynar kolları ve S 3 de sabit dili göstermektedir. TEPKİ ZİNCİRLERİNİN ÖĞRENİLMESİ Tepki zincirlerinin oluşturulması, öğretmenlerin, özellikle de, öğrencilerine yoğun yönerge vermeleri gereken öğretmenlerin oldukça ilgisini çekmektedir. Bir zaman öncesine kadar, tepki zincirlerinin, geriye doğru zincirleme (backward chaining) işlem yoluyla (Ferster & Perrot, 1968) en kolay öğrenileceği düşünülmekteydi. Geriye doğru zincirleme işleminde, zincirin en son tepki ya da tepki bileşeni, pekiştirecin verilmesine en yakın olduğu için, ilk olarak öğretilir. Katılımcı o davranım parçasında uzmanlaştıktan sonra, sırasıyla, önceki davranım parçaları eklenir. Kazak giyme örneğini hatırlayacak olursak, son tepki, kazağın kalça üzerine çekilmesidir. Bu davranımı kazandırmak için öğretmen kazağı çocuğun kafasından geçirir; sonra da çocuğu kazağı kalçasına doğru aşağıya doğru çekmeye yüreklendirir. Çocuk bu son davranımda uzmanlaştıktan sonra da, bu davranımdan bir önceki tepki parçası eklenir. Kazak örneğinde, bu davranımın öğretilmesi için, kazak çocuğun başının üzerinde tutulur ve çocuk kazağı kafasından geçirip, omuzlarından aşağıya doğru ve kalçalarının üzerine çekmeye yönlendirilir. Çocuk dizideki tüm tepkileri yerine getirebilir hale gelinceye dek, dereceli olarak, daha ön sıradaki tepkiler eklenir. Geriye doğru zincirleme yöntemi tepki dizilerinin öğretilmesinde etkili bir yaklaşımdır. Ancak, tepki zincirleri sıranın başından başlayarak, yani dizideki ilk tepkiyi pekiştirmek suretiyle de etkili bir biçimde öğretilebilir. İlk tepki öğrenildikten sonra, ikincisi eklenebilir; sonra üçüncü, dördüncü, biçiminde gidilebilir. Böylesi bir ileriye doğru zincirleme (forward chaining) yöntemi, geriye doğru zincirleme yöntemi kadar etkili olabilir (bkz. Sulzer-Azaroff & Mayer, 1991). Ancak, ileri doğru dizi öğretme yönteminde, zincirin her bir bileşeni, başlangıç olarak, birincil pekiştireç ile pekiştirilmelidir. A B G a g a l a m a V I 5 - dk V R 1 5 Y i y e c e k k a b ı ŞEKİL 8.7 Eş zamanlı pekiştirme tarifesine ilişkin grafik gösterim. Soldaki düğmeyi gagalama davranışı VI 5 dk pekiştirme tarifesi ile pekiştirilmektedir. Sağdaki düğmeyi gagalama davranışı ise, VR 15 pekiştirme tarifesine göre pekiştirilmektedir. Eş zamanlı Tarifeler Buraya kadar incelediğimiz pekiştirme tarifelerinin her birinde organizma, belirli bir edimsel davranımda ya bulunur ya da bulunmaz. Bu işlemler, genellikle, bir seçme işi olarak değerlendirilmezler; ancak aslında tüm edimsel koşullama durumları bir seçmeyi içerir. Basit ve zincirli tarifelerde seçme, pekiştirme tarifesiyle belirlenmiş davranımda bulunmak ya da başka bir davranımda bulunmak arasındadır.

12 Araştırmacılar, edimsel koşullamaya ilişkin eksiksiz bir anlamaya ulaşabilmenin, organizmaların bir davranışta bulunmayı, bir diğer alternatif davranışta bulunmaya neden tercih ettiklerini anlamayı gerektirdiği konusunda artık ikna olmuş bulunmaktadırlar. Maalesef, basit ve zincirli pekiştirme tarifeleri, seçmenin nasıl yapıldığını analiz etmek için uygun değildir. Basit ve zincirli tarifelerde, alternatif davranım ya da organizmanın yapabileceği başka bir şey çok açık değildir ve ölçülmez. Bu yetersizlikler eş zamanlı tarifeler tarafından giderilmektedir. Eş zamanlı tarifeler, alternatif tepkilerin açık bir biçimde tanımlanmasına ve ölçülmesine olanak sağlamakta ve böylece de, organizmaların neden bir aktiviteyi diğerine tercih ettiklerinin daha doğrudan bir biçimde çalışılabilmesine izin vermektedir. Tahmin edebileceğiniz gibi, bir şeyi ya da başka bir şeyi yapıp yapmayacağınız, her bir aktiviteden elde edeceğiniz faydaya bağlıdır. Koşullama terminolojisiyle ifade edilecek olursa; B aktivitesiyle karşılaştırıldığında, A davranımında ne sıklıkla bulunacağınız, A davranımı için devrede bulunan pekiştirme tarifesinin, B davranımı için devrede bulunan pekiştirme tarifesiyle karşılaştırılmasına bağlı olacaktır. Bir parkta, Burak, fiziksel mücadele gerektiren oyunları oynamayı seven Tunç ile oynayabilir ya da sakin oyunlar oynamayı seven Cem ile kum havuzunda oynayabilir. Eğer Burak, Tunç ile oynamaktan hoşlanmaz ise, Cem ile oynayabilir. Laboratuvarda eş zamanlı tarifeler, benzeri durumları modellemek için kullanılır. Bir eş zamanlı tarife A ve B gibi, en az iki tepki alternatifini içerir (bkz. Şekil 8.7). A alternatifinde tepkide bulunmak bir pekiştirme tarifesiyle pekiştirilir (örneğin, VI 5-dk) ve B de tepkide bulunmak farklı bir tarife ile pekiştirilir (örneğin, VR 15). Her iki tepki alternatifi (ve ilgili pekiştirme tarifeleri) aynı zamanda hazır bulunmaktadır ve katılımcı bir aktiviteden diğerine istediği zaman geçebilir. Her iki seçenek de aynı zamanda hazır bulunduğu için bu işlem eş zamanlı tarife (concurrent schedule) olarak adlandırılır. Organizmanın, davranışlarını iki tepki alternatifi arasında nasıl paylaştıracağının belirlenmesinde çok sayıda faktör yer alır. Bunlar arasında, her bir tepkinin doğası, bir tepki seçeneğinden diğerine geçmek için gereken çaba ve zaman, her bir tepki için sağlanan pekiştirecin çekiciliği ve her bir tepki seçeneği için devrede olan pekiştirme tarifesi sayılabilir. Her bir faktörün etkisinin dakik ve diğer faktörlerin etkisinden arınık olarak incelenebilmesi için deney düzeneklerinin çok dikkatli bir biçimde kurulması gerekmektedir. Edimsel koşullama çalışan araştırmacıların ilgisini en fazla seçim üzerinde devredeki pekiştirme tarifesinin etkisi çekmektedir. Bu değişken üzerinde yoğunlaşabilmek ve diğer faktörlerin katkısını en aza indirebilmek için çeşitli işlem yolları geliştirmektedirler. Eş zamanlı tarife çalışmaları sıklıkla güvercinlerle yapılmaktadır. Deney odasının bir duvarında, yaklaşık olarak güvercinin başının hizasında olacak biçimde iki tepki düğmesi yer alır. Güvercinin yiyeceği alabileceği bir yem kabı, bu iki düğmenin altında ve iki düğmeye eşit uzaklıkta olacak biçimde yerleştirilmiştir. Böylesi bir düzenlemenin avantajı, iki tepki düğmesinin de güvercin açısından eşit miktarda bir çabayı gerektirmesidir. Sağ ve sol düğmelerin gagalanması farklı tarifelerle pekiştirilmesine karşın, her iki durumdaki pekiştireç aynı türde yiyecektir. Bir başka avantaj ise, sağ ve sol düğmeler birbirlerine yakın mesafede yerleştirildiği için, güvercinin bir tepkiden diğerine kolayca geçebilmesidir. Her bir tepki alternatifi için gereken çaba eşit, her bir tepki için kullanılan pekiştireç aynı ve tepki alternatifleri arasında geçişler yapmak kolay olduğuna göre, iki alternatif arasında tepkilerin paylaştırılması, her bir tepki alternatifi için devrede olan pekiştirme tarifesine bağlı olacaktır. Yapılan çok sayıdaki deneyin sonuçları Eşleme Yasası na (Matching Law) (Herrnstein, 1970) uymaktadır. Eşleme yasasına göre, bir tepki alternatifindeki göreli tepkide bulunma oranı, o tepki alternatifinde elde edilen göreli pekiştirme oranına eşittir. Örneğin, tüm pekiştirmelerin %70 i iki düğmeden soldakinde elde ediliyor ise, tepkilerin %70 i sol düğmeye yönelik olacaktır. Eş zamanlı seçme durumunda, organizmalar göreli tepkide bulunma sıklıklarını, göreli pekiştirme sıklığıyla eşleme eğilimindedirler. Tepki alternatifleri farklı düzeyde çaba gerektirdiklerinde, her bir tepki alternatifi için farklı pekiştireçler kullanıldığında veya bir tepki seçeneğinden diğerine geçiş zor hale getirildiğinde bu eşleme durumundan sapmalar ortaya çıkmaktadır (Davison & McCharty, 1988; Williams, 1994).

13 Edimsel Davranışta Sönme Buraya kadar olan kısımda edimsel davranış düzenli olarak pekiştirildiğinde ne olacağını betimledim. Konuyla ilgili olarak akla gelecek ilk sorular belki de Peki, pekiştireç daha fazla verilmemeye başlanırsa ne olur? Edimsel davranış koşullandıktan sonra, pekiştireç artık verilmese de edimsel davranış devam eder mi? veya Koşullu davranımın devamı için pekiştirme işlemlerinin devam ettirilmesi gerekli midir? soruları olacaktır. Halihazırda koşullanmış bir edimsel davranış için pekiştirmenin kesilmesi işlemine sönme (extinction) denir. Katılımcının edimsel davranışta bulunmasına izin verilir; ancak pekiştireç verilmez. Edimsel koşullanma yaşantısından geçmiş organizmalar sönmede bir süre daha tepkide bulunmaya devam ederler. Fakat, pekiştirecin yokluğu, sonunda davranışta bir azalma ile sonuçlanır. Edimsel olarak koşullanmış bir davranışın sönmesi, Pavlovian koşullu tepkinin sönmesiyle benzer bazı özellikler taşır. Pavlovian sönmede olduğu gibi, bir sönme oturumunun ardından gelen hareketsiz bir evre, söndürülmüş edimsel davranışın kendiliğinden geri gelmesiyle (spontaneous recovery) sonuçlanabilir. Edimsel davranışın sönmesinde, ketlenmenin kalkması (disinhibition) fenomeni de gözlenir. Koşullama Sönme PRF Koşma hızı CRF Denemeler ŞEKİL 8.8 Aralıklı pekiştirme-sönme etkisinin (PREE) grafik gösterimi. Koşullama evresinde, edimsel davranım, bir grupta aralıklı pekiştirme (PRF) tarifesi ile, diğer grupta ise sürekli pekiştirme (CRF) tarifesi ile koşullanır. Sönme evresinde, davranış her iki grupta da pekiştirilmediğinde; PRF grubu, CRF grubuna göre daha ısrarlı bir tepkide bulunma gösterir. Yeni bir uyarıcının sunulması, söndürülmüş edimsel davranışın geçici olarak yeniden gelmesine (temporary recovery) neden olabilir. Pavlovian ve edimsel sönme arasındaki bir diğer benzerlik de yenileme etkisidir (renewal effect). Diğer bir deyişle, eğer sönme, koşullamanın yapıldığı bağlamdan -ayırıcı biçimde- farklı bir ortamda gerçekleştirilir ise, katılımcı koşullamanın yapıldığı bağlama geri döndürüldüğünde edimsel davranış geri gelir. Edimsel davranışın sönmesi ile klasik olarak koşulanmış davranışın sönmesi arasında bazı aynılıklar bulunmasına karşın, edimsel sönme araştırmaları büyük ölçüde bağımsız bir çizgide yapılmaktadır. Özelde, araştırmacılar, sönme evresi başladığında, farklı pekiştirme tarifelerinin tepkide ısrar (persistence) üzerindeki etkisine odaklanmışlardır. Pekiştirme tarifelerinin, edimsel tepkide ısrar üzerindeki etkisini incelemek üzere yüzlerce deney yapılmıştır. Bu çalışmaların bir çoğu kısmi pekiştirme sönme etkisi (partial reinforcement extinction effect) ile ilgilidir.

14 ARALIKLI PEKİŞTİRME-SÖNME ETKİSİ Daha önce de betimlediğim gibi, pekiştirme tarifeleri farklı biçimlerde olabilir. Oranlı tarifeler, aralıklı tarifeler ve eş zamanlı tarifelerden söz ettik. Farklı pekiştirme tarifelerinin farklı davranışsal örüntüler üzerindeki etkileri, serbest edim (free operant) yöntemlerinin kullanıldığı çalışmalarda oldukça ayrıntılı bir biçimde araştırılmıştır. Bunun tersine, pekiştirme tarifelerinin edimsel davranışın sönmesi üzerindeki etkileri, kesikli-deneme yöntemleri (discrete-trial procedures) kullanılarak, düz-labirent koşu yolunda araştırılmıştır. Sönmede, tepkide ısrarın belirleyicilerinden en önemlisi, edimsel davranışın koşullanma aşamasında sürekli pekiştirme (continuous reinforcement-crf) tarifesi ile mi, yoksa aralıklı pekiştirme (partial reinforcement-prf) tarifesi ile mi pekiştirildiğidir. Bir sürekli pekiştirme tarifesinde, katılımcının her edimsel davranışı pekiştirilir. Buna karşın, bir aralıklı pekiştirme tarifesinde katılımcının yaptığı bazı edimsel davranışları pekiştirilir. Genel olarak, aralıklı ya da kısmi pekiştirme, sürekli pekiştirme ile kıyaslandığında çok daha yüksek bir tepkide ısrar üretir (bkz. Şekil 8.8). Bu bulgu aralıklı pekiştirmesönme etkisi (partial reinforcement extinction effect) ya da PREE olarak adlandırılır. Aralıklı pekiştirme-sönme etkisi ilk kez Humphreys (1939) tarafından gözlendi ve söz konusu etki bir süre Humphrey nin paradoksu olarak adlandırıldı. Humphrey nin çalışmalarından önce, sönme, koşullu tepkinin çağrışımsal gücü ya da tepkinin ne kadar iyi öğrenildiğinin bir ölçüsü olarak düşünülüyordu. Ayrıca, davranışın pekiştirilme sıklığı çağrışımsal gücün belirleyicisi olarak kabul ediliyordu. Bu varsayıma göre,bir tepki ne kadar sık pekiştirilirse, o kadar iyi öğrenilecek ve sönmeye karşı da o kadar dirençli olacaktı. Edimsel davranım, sürekli tarife durumunda, aralıklı tarifeye göre daha sık pekiştirildiği için; sönmede CRF nin, PRF ye göre daha ısrarlı tepkilere yol açacağı bekleniyordu. Aralıklı pekiştirme-sönme etkisi bu beklentinin tam tersi bir durumu ifade eder. Aralıklı pekiştirme sonrasında, PREE de, sürekli pekiştirmeye göre daha yüksek bir tepkide ısrar ortaya çıkar. Bu bakımdan PREE paradoksal bir bulgu olarak değerlendirilmiştir. Humphrey nin gösteriminden sonra, PREE çok çeşitli edimsel koşullama durumlarında, çeşitli canlı türleri kullanılarak çalışıldı (örneğin, Bitterman, 1975). Söz konusu fenomen hala paradoksal olarak değerlendirilmektedir; ancak PREE anormal bir durumu ifade etmez. Hatta, PREE edimsel davranışın genel bir karakteristiğidir. Kumarbazlar, ünlü olmaya çalışan aktörler, müzisyenler ve araştırmacı biliminsanları, vs. hepsi birden aralıklı pekiştirme tarifesine tabidirler ve hepsi de davranışlarında büyük ölçüde ısrar gösterirler. Bu kişiler hedeflerine doğru, yol boyunca uzun ve tekrarlayan başarısızlıklarla karşı karşıya gelseler ya da hiç pekiştirilmeseler bile, azimle koşmaya ısrarla devam ederler. PREE YE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR Ayırt etme hipotezi. Aralıklı pekiştirme-sönme etkisini açıklamaya yönelik olarak ortaya atılan ilk ve belki de en basit yaklaşım ayırt etme hipotezidir (discrimination hypothesis). Edimsel davranışın pekiştirildiği bir koşullama döneminden sonra sönmenin başlaması pekiştirmenin izlerliğini değiştirir (oyunun kurallarında bir değişikliğin yapılması gibi düşünebilirsiniz). Ayırt etme hipotezinin savunucuları, sürekli pekiştirmeden sonra sönmenin başlatılmasının; aralıklı pekiştirmeden sonra sönmenin başlatılması durumuna göre, katılımcı üzerinde daha büyük ya da daha farkedilebilir bir değişme yarattığına işaret etmektedirler. CRF süresince, her edimsel davranıştan sonra bir pekiştireç gelir. Bu durum, pekiştirecin hiç verilmediği sönme durumundan çarpıcı bir biçimde farklıdır. Buna karşın, aralıklı pekiştirme tarifesinde, edimsel tepkiler arada bir pekiştirilmediği için, PRF den sönmeye geçiş o kadar belirgin değildir. Bu bakımdan, bir aralıklı pekiştirme işlemi, bazı açılardan sönmeye benzerdir. Ayırt etme hipotezine göre, PRF evresinden sonra sönmenin farkedilmesi daha zor olduğu için, davranımda bulunma, CRF ile kıyaslandığında, PRF den sonra daha ısrarlıdır.

15 Koşullama Evre 1 Koşullama Evre 2 Sönme Grup C CRF CRF S* YOK Grup P PRF CRF S* YOK ŞEKİL 8.9 Sönmeden önce sürekli pekiştirme eklenmesiyle PREE yi açıklamaya yönelik deney deseni. Grup C koşullamanın ilk evresinde sürekli pekiştirme alır, bu arada Grup P aralıklı pekiştirmeye tabi tutulur. Koşullamanın ikinci evresinde, her iki grupta da edimsel tepkiler bir sürekli pekiştirme tarifesi ile pekiştirilir. Sonra her iki grup birden sönmeye tabi tutulur. Theios ve Jenkins deneyi. Ayırt etme hipotezi ilk bakışta mantıklı gibi görünse de, fazlasıyla basitleştirilmiş bir yaklaşımdır ve doğru olmadığı da gösterilmiştir. Söz konusu hipotez, birbirlerinden bağımsız olarak, Theios (1962) ve Jenkins (1962) tarafından geliştirilen oldukça dakik bir deneyin sonuçlarıyla çürütüldü. Theios ve Jenkins in deney deseni Şekil 8.9 da gösterilmektedir. İki grubun sönmeye ilişkin performansları karşılaştırıldı. PREE çalışmalarının tümünde görüldüğü gibi, başlangıç olarak, C grubu CRF koşullaması, P grubu da PRF koşullaması aldı. C ve P gruplarının her ikisinin de CRF koşullaması aldığı koşullamanın ikinci evresinde, iki grup için de pekiştirmeden sönmeye doğru değişme eşitlenmiş oldu. İkinci evrede iki grup için aynı CRF eğitimi verildiği düşünülürse, sönme işleminin P ve C grupları için farkedilebilirliğinin aynı olması gerekir. Ayırt etme hipotezine göre, her iki gruba eklenen CRF eğitimi, aralıklı pekiştirme-sönme etkisini ortadan kaldırmalıydı. Ancak, bu yordamanın tersine, hem Theios ve hem de Jenkins, sönme evresinde P grubunda, C grubuna göre daha fazla tepkide ısrar gözlemlediler. PREE, P grubuna sönmeden hemen önce sürekli pekiştirme eğitimi verilerek ortadan kaldırılmamıştır. Theios ve Jenkins ın deneyleri önemlidir; çünkü, söz konusu deneyler, aralıklı pekiştirme işleminden sonra davranışta gözlenen ısrarın, sönme evresinin başlangıcını algılamakta yaşanan olası algısal güçlüklerden kaynaklanmadığını ortaya koymaktadır. Dolayısıyla, PREE koşullamadan sönmeye geçişe ait bir özellik değildir. Daha ziyade, PREE; grup P deki katılımcıların, sönme başlamadan uzun zaman önce öğrendikleri bir şeyden deneyin başlangıcında yer alan, aralıklı pekiştirme eğitimi süresince öğrendikleri bir şeyden, kaynaklanmaktadır. Theios ve Jenkins in deneyi, aralıklı pekiştirmenin bir sonucu olarak ortaya çıkan tepkide ısrar durumunun, sonradan eklenen sürekli pekiştirme ile ortadan kalkmadığını göstermiştir. Arada bir kazanmak (aralıklı pekiştirme) suretiyle kumar alışkanlığı edinen bir kimsenin bu alışkanlığı, daha sonra sürekli olarak kazanır hale gelmesi (sürekli pekiştirme) ile değişmeyecektir. Dizi kuramı ve engellenme yaklaşımı. Sönmede ısrarı yaratan aralıklı pekiştirme sürecinde öğrenilen nedir? Bir yazarın makalelerinin tekrarlayan bir biçimde reddedilmesine karşın, yazdıklarının ara sıra yayımlanmak üzere kabul edilmesiyle yazmaya devam etmesi durumunda yazarın öğrendiği nedir? Bu sorulara yanıt olabilecek iki kuram söz konusudur: Dizi kuramı ve engellenme kuramı. E. J. Capaldi (1967, 1971) tarafından geliştirilen dizi kuramı (sequential theory) organizmaların edimsel davranışlarının pekiştirildiğinde karşılaştıkları önceki ödül ya da ödülün yokluğuna ilişkin hatırlamalarının önemli bir uyarıcı kaynağı olabileceği fikrini temel alır. Dizi kuramına göre, eğer edimsel davranış, ödülün yokluğunu işaret eden belleğe ilişkin ipuçlarına koşullanmış ise, o zaman, sönmeye direnç ortaya çıkar. Ödülün olmadığı denemeler sürekli pekiştirme durumunda yer almaz. Bu bakımdan, bir CRF tarifesinde edimsel davranış ödülün yokluğuna ilişkin belleğe koşullanamaz. Bunun tersine, aralıklı pekiştirme durumunda, ödülün olmadığı denemeler kaçınılmaz bir biçimde yer alacaktır. Ayrıca, bu ödülün olmadığı denemeleri, ödüllü denemeler izleyecektir. Böylesi bir geçiş olduğunda, ödülsüzlüğe ilişkin bellek, edimsel davranışla bağıntılanacaktır ve sönmedeki ısrarı ortaya çıkaracaktır. Dizi kuramına göre,

16 CRF den ziyade PRF durumunda edimsel davranışla ödülün olmadığına ilişkin belleğin bağıntılanması farkı, aralıklı pekiştirme sönme etkisinden sorumludur. A. Amsel (1958, 1967, 1992) tarafından geliştirilen engellenme kuramı (frustration theory), dizi kuramından farklı olarak, ödülsüzlüğün duygusal ya da engellenme yaratıcı etkileri üzerine odaklanır. Pekiştirecin yokluğu oldukça rahatsız edici olabilir. Örneğin, bir içecek makinesinde paranızı kaybettiğinizi düşünün. Parayı attığınızda karşılığında makinenin size içecek vereceğini beklersiniz; ancak, eğer makine bozuk ise ve içeceğinizi vermez ise sinirlenirsiniz. Örnekte görüleceği gibi, özellikle pekiştirme beklentisi içerisindeyken pekiştirilmemek rahatsız edicidir. Engellenme kuramı davranımdaki ısrarı, engellenme beklentisi durumunda davranımda bulunmayı öğrenmenin bir sonucu olarak görür. Böylesi bir öğrenme aralıklı pekiştirme durumunda ortaya çıkar; ancak, sürekli pekiştirme durumunda ortaya çıkmaz. Bir aralıklı pekiştirme tarifesinde gerçekleşen pekiştirmesiz denemeler engellenmeye ilişkin bir beklenti yaratır. Normal olarak, organizma, engelleneceğini umduğu için tepkide bulunmak istemez. Ancak, PRF tarifesinde davranımda bulunmayı bırakmak anlamlı bir yol değildir; çünkü, eğer, organizma davranımda bulunmayı bırakırsa elde edebileceği pekiştireçleri de kaybedecektir. Aralıklı pekiştirme tarifesindeki arada bir pekiştirme, organizmaya, engellenme beklentisine karşın, tepkide bulunmaya devam etmeyi öğretir. Böylece, PRF durumu, organizmalara, engellenmeyi beklediklerinde tepkide bulunmaya devam etmelerini öğretmek suretiyle davranışta ısrara neden olur. Özet Pekiştirme tarifeleri, birçok durumda, her davranım bir pekiştirme ile sonuçlanmadığı için ilgi konusudur. Bir tepki, sabit ya da değişken sayıdaki tepki yapıldıktan sonra pekiştirilebilir (FR ve VR tarifeleri) veya son pekiştirmenin üzerinden sabit ya da değişken miktarda bir süre geçtikten sonra pekiştirilebilir (FI ve VI tarifeleri). Değişkenden ziyade, sabit tarifeler, pekiştirmenin sunulmasının hemen öncesinde yüksek hızlı bir tepkide bulunmaya yol açarlar ve pekiştirmeden hemen sonra da tepkide bulunmada ani bir yavaşlamaya neden olurlar. Genelde, oranlı tarifeler, zamanlı tarifelere göre daha yüksek bir tepkide bulunma hızına yol açarlar ve bu fark, oranlı ve zamanlı tarifeler arasında zıt çalışan geribildirim fonksiyonlarıyla ilgilidir. Pekiştirme, bir tepki zinciri ya da iki veya daha fazla sayıdaki aktivite seçeneğiyle tarifelendirilebilir. Tepki zincirleri aynı tipteki aktiviteleri içeren bir dizi bileşenden oluşabileceği gibi (homojen zincir), farklı tipteki aktiviteleri içeren bir dizi bileşenden de oluşabilir (heterojen zincir). Eğer pekiştirme, aynı zamanda, iki (ya da daha fazla) farklı etkinlik için olası ise, eş zamanlı bir tarifenin devrede olduğu söylenir. Eş zamanlı tarifelerde tepkide bulunma Eşleme Yasası nı izleme eğilimindedir. Pekiştirme tarifeleri, pekiştirmenin daha fazla olası olmadığı sönme durumunda ortaya çıkan tepkide ısrarın derecesini belirlemesi bakımından da ilgi konusudur. Genelde, aralıklı ya da kesikli pekiştirme, sürekli pekiştirme ile kıyaslandığında, tepkide bulunmada daha yüksek bir ısrara yol açmaktadır. Sürekli pekiştirmeden ziyade aralıklı pekiştirme durumu, tepkide ısrar mekanizmalarının öğrenilmesini, ödülsüzlüğün bellek ve engellemeye yol açıcı etkileri temelinde gerçekleştirmektedir. Önerilen Okumalar AMSEL, A. (1992). Frustration theory: An analysis of dispositional learning and memory. Cambridge, England: Cambridge University Press. BAUM, W. M. (1993). Performances on ratio and interval schedules of reinforcement: Data and theory. Journal of the Experimental Analysis of Behavior, 59, CAPALDI, E. J. (1971). Memory and Learning: A sequential viewpoint. In W.K. Honig & P. H. R. James (Eds.), Animal memory (pp ). FERSTER, C. B., & SKINNER, B. F. (1957). Schedules of reinforcement. New York: Appleton-Century-Crofts. WILLIAMS, B. A. (1994). Reinforcement and choice. In N. J. Mackintosh (Ed.), Animal learning and cognition (pp ). San Diego: Academic Press. Teknik Terimler

17 Aralıklı pekiştirme sönme etkisi Aralıklı tarife Ayırt etme hipotezi Birikimli kayıt Değişken-aralıklı tarife Değişken-oranlı tarife Dizi kuramı Engellenme kuramı Eş zamanlı tarife Eşleme Yasası Geribildirim fonksiyonu Geriye doğru zincirleme Heterojen zincir Homojen zincir İleriye doğru zincirleme Oranlı koşu Oranlı tarife Pekiştirme sonrası duraklama Pekiştirme tarifesi Sabit-aralıklı tarife Sabit-oranlı tarife Sınırlı tutma Sönme Tepkide ısrar Zincirli tarife

18

Edimsel Koşullama ÖĞRENMEDE ÖDÜL VE CEZANIN ROLÜ. Doç.Dr.Hacer HARLAK

Edimsel Koşullama ÖĞRENMEDE ÖDÜL VE CEZANIN ROLÜ. Doç.Dr.Hacer HARLAK Edimsel Koşullama ÖĞRENMEDE ÖDÜL VE CEZANIN ROLÜ Edimsel Koşullama Davranış ile sonuç arasında bağlantı kurmayı öğrenmedir. Pekiştirilen (memnun edici sonuçlara yol açan) davranışlar güçlenir, cezalandırılan

Detaylı

ÖĞRENME KLASİK VE EDİMSEL KOŞULLAMA

ÖĞRENME KLASİK VE EDİMSEL KOŞULLAMA ÖĞRENME KLASİK VE EDİMSEL KOŞULLAMA Öğrenmede Temel Kavramlar Öğrenme, deneyim yoluyla yeni ve kalıcı bilgi ya da davranış edinme süreci olarak tanımlanabilir. Yiyecek/acı gibi olayları beklemeyi ve bu

Detaylı

EDİMSEL KOŞULLANMA. Doç. Dr. Tülin ŞENER

EDİMSEL KOŞULLANMA. Doç. Dr. Tülin ŞENER EDİMSEL KOŞULLANMA Doç. Dr. Tülin ŞENER Skinner (1904-1990) Programlı öğretimin kurucusu olarak bilinir. Skinner in görüşlerine dayalı olarak geliştirilen davranışı biçimlendirme yaklaşımı otistik ve zihinsel

Detaylı

Öğrenme, Örgütsel Öğrenme

Öğrenme, Örgütsel Öğrenme Öğrenme, Örgütsel Öğrenme Öğrenme: Kişide istediği sonuca ulaşmak amacıyla hareket etmesini engelleyecek çeşitli eksiklikleri tamamlamasını sağlayacak bir süreç Hayatın her sürecinde öğrenme İşyerinde

Detaylı

Değerlendirme. Psikolojiye Giriş. Haftalık okuma raporları. Arasınav (%30) Final (%35) Haftalık okuma raporları (%15) Kitap inceleme (%20)

Değerlendirme. Psikolojiye Giriş. Haftalık okuma raporları. Arasınav (%30) Final (%35) Haftalık okuma raporları (%15) Kitap inceleme (%20) Değerlendirme Arasınav (%30) Final (%35) Psikolojiye Giriş Temeller, Bölüm 2: Skinner Ders 4 Haftalık okuma raporları (%15) Kitap inceleme (%20) Deneye katılım 2 Değerlendirme Arasınav (%30) Final (%35)

Detaylı

EDIMSEL KOŞULLANMA ELİF GÖKALP TAŞ EMEL DOKUR MERMERDAŞ

EDIMSEL KOŞULLANMA ELİF GÖKALP TAŞ EMEL DOKUR MERMERDAŞ EDIMSEL KOŞULLANMA ELİF GÖKALP TAŞ EMEL DOKUR MERMERDAŞ Camilerin etrafında güvercin ve kumruların toplanması, kuşların dindar olduğunu mu gösterir? Nasrettin Hoca, eşeğine nasıl okuma öğretti? EDİMSEL

Detaylı

Öğrenmeye Bilişsel Yaklaşım

Öğrenmeye Bilişsel Yaklaşım Öğrenmeye Bilişsel Yaklaşım Öğrenmeye Bilişsel Yaklaşımlar Bireyin algılama, hatırlama ve düşünme gibi bilişsel süreçlerine ağırlık veren bir bakış açısı. Bilişsel öğrenme: Doğrudan gözlenemeyen zihinsel

Detaylı

ÖĞRENME. Temel Kavramlar. Doç.Dr.Hacer HARLAK

ÖĞRENME. Temel Kavramlar. Doç.Dr.Hacer HARLAK ÖĞRENME Temel Kavramlar Öğrenme nedir? Davranışlarda göreli olarak kalıcı değişimlere yolaçan deneyimlerdir. Olgunlaşma sonucu davranışların değişmesi öğrenme sayılmaz. Davranışta kısa süreli ufak değişiklikler

Detaylı

ALIŞTIRMA-UYGULAMA YAZILIMLARI

ALIŞTIRMA-UYGULAMA YAZILIMLARI ALIŞTIRMA-UYGULAMA YAZILIMLARI Öğretim Aşamaları Bilginin Sunulması Öğrencinin Yönlendirilmesi Öğretici Programlar Uygulama Alıştırma- Uygulama Yazılımları Değerlendirme 2 Alıştırma-Uygulama Yazılımları

Detaylı

ÖĞRENME KURAMLARI. Davranışçı Kuram Bilişsel Kuram Duyuşsal Kuram

ÖĞRENME KURAMLARI. Davranışçı Kuram Bilişsel Kuram Duyuşsal Kuram ÖĞRENME KURAMLARI Davranışçı Kuram Bilişsel Kuram Duyuşsal Kuram DAVRANIġÇI KURAMLAR Davranışçı kuramlar, öğrenmenin uyarıcı ile davranış arasında bir bağ kurularak geliştiğini ve pekiştirme yoluyla davranış

Detaylı

BİYOİSTATİSTİK Olasılıkta Temel Kavramlar Yrd. Doç. Dr. Aslı SUNER KARAKÜLAH

BİYOİSTATİSTİK Olasılıkta Temel Kavramlar Yrd. Doç. Dr. Aslı SUNER KARAKÜLAH BİYOİSTTİSTİK Olasılıkta Temel Kavramlar Yrd. Doç. Dr. slı SUNER KRKÜLH Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Biyoistatistik ve Tıbbi Bilişim D. Web: www.biyoistatistik.med.ege.edu.tr 1 OLSILIK Olasılık; Tablo

Detaylı

BÖLÜM 13 HİPOTEZ TESTİ

BÖLÜM 13 HİPOTEZ TESTİ 1 BÖLÜM 13 HİPOTEZ TESTİ Bilimsel yöntem aşamalarıyla tanımlanmış sistematik bir bilgi üretme biçimidir. Bilimsel yöntemin aşamaları aşağıdaki gibi sıralanabilmektedir (Karasar, 2012): 1. Bir problemin

Detaylı

Yapılan alan araştırması sonucunda aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir. ( ) ( ) ( ) ( )

Yapılan alan araştırması sonucunda aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir. ( ) ( ) ( ) ( ) İKİ DEĞİŞKENLİ OLASILIK Rassal bir deneme yapılmakta ve farklı iki olay ile ilgilenilmektedir. A 1, A 2,,A i olayları bağdaşmaz ve bütünü kapsayıcıdır. B 1, B 2,,B j olayları bağdaşmaz ve bütünü kapsayıcıdır.

Detaylı

Tam Öğrenme Kuramı -2-

Tam Öğrenme Kuramı -2- Tam Öğrenme Modeli Tam Öğrenme Kuramı Okulda öğrenme (Tam öğrenme) kuramı, başarıyı normal dağılım eğrisinden üçgen dağılıma götüren ya da okuldaki % 20 oranındaki beklendik başarıyı % 75 ile % 90'a hatta

Detaylı

Kesikli Şans Değişkenleri İçin; Olasılık Dağılımları Beklenen Değer ve Varyans Olasılık Hesaplamaları

Kesikli Şans Değişkenleri İçin; Olasılık Dağılımları Beklenen Değer ve Varyans Olasılık Hesaplamaları Kesikli Şans Değişkenleri İçin; Olasılık Dağılımları Beklenen Değer ve Varyans Olasılık Hesaplamaları 1 Şans Değişkeni: Bir dağılışı olan ve bu dağılışın yapısına uygun frekansta oluşum gösteren değişkendir.

Detaylı

1 Hipotez konusuna öncelikle yokluk hipoteziyle başlanılan yaklaşımda, araştırma hipotezleri ALTERNATİF HİPOTEZLER olarak adlandırılmaktadır.

1 Hipotez konusuna öncelikle yokluk hipoteziyle başlanılan yaklaşımda, araştırma hipotezleri ALTERNATİF HİPOTEZLER olarak adlandırılmaktadır. Özellikle deneysel araştırmalarda, araştırmacının doğru olup olmadığını yapacağı bir deney ile test edeceği ve araştırma sonunda ortaya çıkan sonuçlarla doğru ya da yanlış olduğuna karar vereceği bir önermesi

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım DAVRANIŞ 2

ADIM ADIM YGS LYS Adım DAVRANIŞ 2 ADIM ADIM YGS LYS 187. Adım DAVRANIŞ 2 SONRADAN KAZANILMIŞ DAVRANIŞLAR (ÖĞRENİLMİŞ DAVRANIŞLAR) Deneyim sonucu kazanılan davranışlardır. Bu davranışlar aynı türün farklı bireylerinde farklı sonuçlar doğurabilir.

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15 Bilimin Anlamı ve Özellikleri...17 Psikoloji...18 Gelişim Psikolojisi...25 Öğrenme Psikolojisi...26 Psikolojide Araştırma Yöntemleri...26

Detaylı

TEMEL İSTATİSTİKİ KAVRAMLAR YRD. DOÇ. DR. İBRAHİM ÇÜTCÜ

TEMEL İSTATİSTİKİ KAVRAMLAR YRD. DOÇ. DR. İBRAHİM ÇÜTCÜ TEMEL İSTATİSTİKİ KAVRAMLAR YRD. DOÇ. DR. İBRAHİM ÇÜTCÜ 1 İstatistik İstatistik, belirsizliğin veya eksik bilginin söz konusu olduğu durumlarda çıkarımlar yapmak ve karar vermek için sayısal verilerin

Detaylı

Kesikli ġans DeğiĢkenleri Ġçin; Olasılık Dağılımları Beklenen Değer ve Varyans Olasılık Hesaplamaları

Kesikli ġans DeğiĢkenleri Ġçin; Olasılık Dağılımları Beklenen Değer ve Varyans Olasılık Hesaplamaları Kesikli ġans DeğiĢkenleri Ġçin; Olasılık Dağılımları Beklenen Değer ve Varyans Olasılık Hesaplamaları Kesikli ġans DeğiĢkenlerinin Olasılık Fonksiyonları X, şans değişkeni ve, 2,.., n ise bu tesadüfi değişkenin

Detaylı

Deneysel Yöntem. Yaşar Tonta H.Ü. BBY yunus.hacettepe.edu.tr/~tonta/courses/fall2007/sb5002/ SB5002 SLIDE 1

Deneysel Yöntem. Yaşar Tonta H.Ü. BBY yunus.hacettepe.edu.tr/~tonta/courses/fall2007/sb5002/ SB5002 SLIDE 1 Deneysel Yöntem Yaşar Tonta H.Ü. BBY tonta@hacettepe.edu.tr yunus.hacettepe.edu.tr/~tonta/courses/fall2007/sb5002/ SB5002 SLIDE 1 Babbie, Bölüm 8: Deneyler Deneye uygun konular Klasik deney Deneklerin

Detaylı

ÖĞRENMEDE DAVRANIŞSAL YAKLAŞIMLAR Sevim Çiftçi

ÖĞRENMEDE DAVRANIŞSAL YAKLAŞIMLAR Sevim Çiftçi ÖĞRENMEDE DAVRANIŞSAL YAKLAŞIMLAR Sevim Çiftçi 183-202 Kaynak II; Eğitim Psikolojisi Yazar;B.YEŞİLYAPRAK Hazırlayan; Sevim ÇİFTÇİ 2005-2006 Slaytları Yeniden Düzenleyen; Doç. Dr. Nasip DEMİRKUŞ Ders Sor.;

Detaylı

KESİKLİ ŞANS DEĞİŞKENLERİNİN OLASILIK DAĞILIMLARI. Bernoulli Dağılımı Binom Dağılımı Poisson Dağılımı

KESİKLİ ŞANS DEĞİŞKENLERİNİN OLASILIK DAĞILIMLARI. Bernoulli Dağılımı Binom Dağılımı Poisson Dağılımı KESİKLİ ŞANS DEĞİŞKENLERİNİN OLASILIK DAĞILIMLARI Bernoulli Dağılımı Binom Dağılımı Poisson Dağılımı 1 Bernoulli Dağılımı Bir şans değişkeninin bernoulli dağılımı göstermesi için ilgilenilen süreçte bernoulli

Detaylı

Cezanın Davranışlar Üzerindeki Etkisi

Cezanın Davranışlar Üzerindeki Etkisi Cezanın Davranışlar Üzerindeki Etkisi Dr. Selim HOVARDAOĞLU A.Ü.D.T.C. Fakültesi Psikoloji Bölümü I. Giriş Ceza işlemi, bir davranışın ortadan kaldırılması için sıklıkla başvurulan bir davranış kontrolü

Detaylı

UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİNDE VERİLERİN GRAFİKSEL ANALİZİ

UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİNDE VERİLERİN GRAFİKSEL ANALİZİ UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİNDE VERİLERİN GRAFİKSEL ANALİZİ Uygulamalı davranış analizinde verilerin gösterilmesi ve yorumlanması için grafikler kullanılır. Grafikler öğrenci performansının merkezi eğilimi,

Detaylı

ÖĞRENME. Temel Kavramlar

ÖĞRENME. Temel Kavramlar ÖĞRENME Temel Kavramlar Öğrenme nedir? Davranışlarda göreli olarak kalıcı değişimlere yolaçan deneyimlerdir. Olgunlaşma sonucu davranışların değişmesi öğrenme sayılmaz. Davranışta kısa süreli ufak değişiklikler

Detaylı

Davranışların ölçülmesi

Davranışların ölçülmesi Davranışların ölçülmesi Doğal ortam ve durumlardaki davranış örüntülerini kayıt etmek, hedef davranışın boyutlarını ölçmek ve hedef değişkenle ilişkili değişkenleri belirlemek. + Kullanılan yöntemlerin

Detaylı

BKİ farkı Standart Sapması (kg/m 2 ) A B BKİ farkı Ortalaması (kg/m 2 )

BKİ farkı Standart Sapması (kg/m 2 ) A B BKİ farkı Ortalaması (kg/m 2 ) 4. SUNUM 1 Gözlem ya da deneme sonucu elde edilmiş sonuçların, rastlantıya bağlı olup olmadığının incelenmesinde kullanılan istatistiksel yöntemlere HİPOTEZ TESTLERİ denir. Sonuçların rastlantıya bağlı

Detaylı

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... iii YAZARLAR HAKKINDA... iv 1. ÜNİTE EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1 Giriş... 2 Eğitim Psikolojisi ve Öğretmen... 3 Eğitim Psikolojisi... 3 Bilim... 6 Psikoloji... 8 Davranış... 9 Eğitim...

Detaylı

Temel ve Uygulamalı Araştırmalar için Araştırma Süreci

Temel ve Uygulamalı Araştırmalar için Araştırma Süreci BÖLÜM 8 ÖRNEKLEME Temel ve Uygulamalı Araştırmalar için Araştırma Süreci 1.Gözlem Genel araştırma alanı 3.Sorunun Belirlenmesi Sorun taslağının hazırlanması 4.Kuramsal Çatı Değişkenlerin açıkça saptanması

Detaylı

Tepki Örüntüleri Olarak Duygular Duyguların İletişimi Duyguların Hissedilmesi

Tepki Örüntüleri Olarak Duygular Duyguların İletişimi Duyguların Hissedilmesi Duygular Tepki Örüntüleri Olarak Duygular Duyguların İletişimi Duyguların Hissedilmesi Tepki Örüntüleri Olarak Duygular Duygusal bir tepki üç tip bileşen içerir: Davranışsal Otonomik Hormonal Tepki Örüntüleri

Detaylı

SÜREKLİ RASSAL DEĞİŞKENLER

SÜREKLİ RASSAL DEĞİŞKENLER SÜREKLİ RASSAL DEĞİŞKENLER Sürekli Rassal Değişkenler Sürekli Rassal Değişken: Değerleriölçümyadatartımla elde edilen, bir başka anlatımla sayımla elde edilemeyen, değişkene sürekli rassal değişken denir.

Detaylı

5. HAFTA PFS 107 EĞİTİMDE ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME. Yrd. Doç Dr. Fatma Betül Kurnaz. betulkurnaz@karabuk.edu.tr KBUZEM. Karabük Üniversitesi

5. HAFTA PFS 107 EĞİTİMDE ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME. Yrd. Doç Dr. Fatma Betül Kurnaz. betulkurnaz@karabuk.edu.tr KBUZEM. Karabük Üniversitesi 5. HAFTA PFS 107 EĞİTİMDE Yrd. Doç Dr. Fatma Betül Kurnaz betulkurnaz@karabuk.edu.tr Karabük Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi 2 İçindekiler Standart Hata... Hata! Yer işareti tanımlanmamış.

Detaylı

TANIM. Aşağıdaki gelişim alanlarının bir kaçında ağır ve yaygın yetersizlik ile karekterize edilir;

TANIM. Aşağıdaki gelişim alanlarının bir kaçında ağır ve yaygın yetersizlik ile karekterize edilir; OTİZM TANIM Aşağıdaki gelişim alanlarının bir kaçında ağır ve yaygın yetersizlik ile karekterize edilir; Sosyal etkileşim becerileri, İletişim becerileri Basma kalıp ilgiler, aktiviteler ya da davranışların

Detaylı

Olasılık bir diğer ifadeyle bir olayın meydana gelme şansının sayısal ifadesidir. Örnekler:

Olasılık bir diğer ifadeyle bir olayın meydana gelme şansının sayısal ifadesidir. Örnekler: OLASILIK Populasyon hakkında bilgi sahibi olmak amacı ile alınan örneklerden elde edilen bilgiler bire bir doğru olmayıp hepsi mutlaka bir hata payı taşımaktadır. Bu hata payının ortaya çıkmasının sebebi

Detaylı

TORK VE DENGE 01 Torkun Tanımı ve Yönü

TORK VE DENGE 01 Torkun Tanımı ve Yönü TORK VE DENGE 01 Torkun Tanımı ve Yönü Kuvvetin döndürme etkisine tork ya da moment denir. Bir kuvvetin bir noktaya göre torku; kuvvet ile dönme noktasının kuvvete dik uzaklığının çarpımına eşittir. Moment

Detaylı

Şekil-1. Doğru ve Alternatif Akım dalga şekilleri

Şekil-1. Doğru ve Alternatif Akım dalga şekilleri 2. Alternatif Akım =AC (Alternating Current) Değeri ve yönü zamana göre belirli bir düzen içerisinde değişen akıma AC denir. En çok bilinen AC dalga biçimi Sinüs dalgasıdır. Bununla birlikte farklı uygulamalarda

Detaylı

BÖLÜM 4 FREKANS DAĞILIMLARININ GRAFİKLE GÖSTERİLMESİ

BÖLÜM 4 FREKANS DAĞILIMLARININ GRAFİKLE GÖSTERİLMESİ BÖLÜM 4 FREKANS DAĞILIMLARININ GRAFİKLE GÖSTERİLMESİ Frekans dağılımlarının betimlenmesinde frekans tablolarının kullanılmasının yanı sıra grafik gösterimleri de sıklıkla kullanılmaktadır. Grafikler, görselliği

Detaylı

NEDEN-SONUÇ DIYAGRAMLARı

NEDEN-SONUÇ DIYAGRAMLARı NEDEN-SONUÇ DIYAGRAMLARı Neden-Sonuç Diyagramı? Belli bir sonuca neden olan temel faktörleri bulmaya ve bunların etkilerini belirlemeye yönelik bir analiz ve karar verme sürecidir. Balık Kılçığı Haritası

Detaylı

Davranışsal Öğrenmenin Temel İlkeleri Mehmet DOĞAN

Davranışsal Öğrenmenin Temel İlkeleri Mehmet DOĞAN Davranışsal Öğrenmenin Temel İlkeleri Mehmet DOĞAN 196-206 Kaynak II; Eğitim Psikolojisi Yazar;B.YEŞİLYAPRAK Hazırlayan;Mehmet DOĞAN 2005-2006 Ders Sor.; Doç. Dr. Nasip DEMİRKUŞ, 1-Önce Soruları Tıklayın

Detaylı

Genel olarak test istatistikleri. Merkezi Eğilim (Yığılma) Ölçüleri Dağılım (Yayılma) Ölçüleri. olmak üzere 2 grupta incelenebilir.

Genel olarak test istatistikleri. Merkezi Eğilim (Yığılma) Ölçüleri Dağılım (Yayılma) Ölçüleri. olmak üzere 2 grupta incelenebilir. 4.SUNUM Genel olarak test istatistikleri Merkezi Eğilim (Yığılma) Ölçüleri Dağılım (Yayılma) Ölçüleri olmak üzere 2 grupta incelenebilir. 2 Ranj Çeyrek Kayma Çeyrekler Arası Açıklık Standart Sapma Varyans

Detaylı

Pavlovian koşullamada uyarıcı ilişkileri.

Pavlovian koşullamada uyarıcı ilişkileri. Ek.1 2014 / 2015 Eğitim ve Öğretim Yılı GÜZ Dönemi Ders İçerikleri Dersin Adı Öğrenme Psikolojisi Kodu PSİ 222 DERS BİLGİLERİ Yarıyılı Güz T+L+U Saati T - 3 Kredisi 3 AKTS 5 Dersin Dili Dersin Türü Dersin

Detaylı

4 GİRİŞ BİLİŞ NEDİR?

4 GİRİŞ BİLİŞ NEDİR? Bilişsel Öğrenme 2 Öğrenme kuramları, araştırmacılar tarafından öğrenme olgusunu açıklamak üzere ortaya konulmuş açıklamalardır. Bir öğrenme kuramı, organizmanın davranışlarında meydana gelen ve hastalık,

Detaylı

ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ TARAMA-1 (UĞUR YILMAZER)

ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ TARAMA-1 (UĞUR YILMAZER) 1. Bir öğrenci öğretmenin bütün çabalarına rağmen matematik dersinden asla geçemeyeceğine inanmakta ve bu dersi öğrenmek için hiçbir etkinlikte bulunmamaktadır. Bu durum aşağıdakilerden hangisiyle ifade

Detaylı

Makine Elemanları I. Toleranslar. Prof. Dr. İrfan KAYMAZ. Erzurum Teknik Üniversitesi. Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü

Makine Elemanları I. Toleranslar. Prof. Dr. İrfan KAYMAZ. Erzurum Teknik Üniversitesi. Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Makine Elemanları I Prof. Dr. İrfan KAYMAZ Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü İçerik Toleransın tanımı Boyut Toleransı Geçme durumları Tolerans hesabı Yüzey pürüzlülüğü Örnekler Tolerans

Detaylı

Kişinin çevresiyle etkileşimi sırasında kişide ve çevrede oluşan gözlenebilir ve ölçülebilir değişikliklere davranış denir.

Kişinin çevresiyle etkileşimi sırasında kişide ve çevrede oluşan gözlenebilir ve ölçülebilir değişikliklere davranış denir. DAVRANIŞ PROBLEMLERİ VE ÇÖZÜMLERİ Özel Eğitim Öğretmeni Seyyar KILIÇ Davranış Nedir? Kişinin çevresiyle etkileşimi sırasında kişide ve çevrede oluşan gözlenebilir ve ölçülebilir değişikliklere davranış

Detaylı

CANLILAR DÜNYASINI OYUNLA ÖĞRENİYORUM AYÇA SAYLAK-ŞENAY TANKUŞ

CANLILAR DÜNYASINI OYUNLA ÖĞRENİYORUM AYÇA SAYLAK-ŞENAY TANKUŞ CANLILAR DÜNYASINI OYUNLA ÖĞRENİYORUM AYÇA SAYLAK-ŞENAY TANKUŞ 6. sınıf öğrencilerimiz Canlılar Dünyasını Öğrenelim. konusu çok ezber bilgiler içerdiği için öğrenciler tarafından öğrenilmesi uzun süren

Detaylı

Soru-2: Buna göre Emre, Kohlberg in ahlak gelişim kuramında hangi evrede yer almaktadır?

Soru-2: Buna göre Emre, Kohlberg in ahlak gelişim kuramında hangi evrede yer almaktadır? Edimsel Koşullanma Hedef ve Kanımlar 1. Olumlu ve olumsuz pekiştireçleri ayırt eder 2. Cezanın olumsuz etkilerini kavrar 3. Skinner in ceza yerine önerdiği seçenekleri bilir 4. Pekiştirme tarifelerinin

Detaylı

DUYGULAR - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

DUYGULAR - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ DAVRANIŞ BİLİMLERİ ve İLETİŞİM DUYGULAR - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ Duygu ile ilgili alanyazında araştırmacıların, biyolojik temelli olan, diğer hayvanlarla paylaşılan, tüm kültürlerde görülen ve evrensel

Detaylı

Okula o gün kırmızı çizgili gömleğinizle gittiniz. Arkadaşlarınız size çok yakıştığını söyledi. Sonraki davranışınız ne olurdu?

Okula o gün kırmızı çizgili gömleğinizle gittiniz. Arkadaşlarınız size çok yakıştığını söyledi. Sonraki davranışınız ne olurdu? EDİMSEL KOŞULLANMA (SKINNER) Giriş Edimsel Koşullanma İlkeleri Edimsel Koşullanma Süreci Edimsel Koşullanmada Temel Kavramlar Pekiştireçler Klasik ve Edimsel Koşullanma Arasındaki Farklar Eğitsel Sonuçlar

Detaylı

ALGI VE ALGISAL ÖRGÜTLEME YASALARI

ALGI VE ALGISAL ÖRGÜTLEME YASALARI ALGI VE ALGISAL ÖRGÜTLEME YASALARI Çevredeki nesneleri ve olayları, tanıma, kavrama ve anlama, etiketleme ve tepki vermeye hazırlanma gibi işlemlerdir. ALGI Duyu organlarıyla gelen bilginin anlamlandırılmasıdır.

Detaylı

2. REGRESYON ANALİZİNİN TEMEL KAVRAMLARI Tanım

2. REGRESYON ANALİZİNİN TEMEL KAVRAMLARI Tanım 2. REGRESYON ANALİZİNİN TEMEL KAVRAMLARI 2.1. Tanım Regresyon analizi, bir değişkenin başka bir veya daha fazla değişkene olan bağımlılığını inceler. Amaç, bağımlı değişkenin kitle ortalamasını, açıklayıcı

Detaylı

Ders İ zlencesi. Ders Başlığı. Dersin amacı. Önceden sahip olunması gereken beceri ve bilgiler. Önceden alınması gereken ders veya dersler

Ders İ zlencesi. Ders Başlığı. Dersin amacı. Önceden sahip olunması gereken beceri ve bilgiler. Önceden alınması gereken ders veya dersler Ders Başlığı İnternette Güvenliğinizi Arttırın Dersin amacı Ders İ zlencesi Bu dersin amacı, katılımcıların İnternet'te karşılaşılabilecek kullanıcı, donanım ve bilgisayar ağı kaynaklı tehditler ve bu

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Adnan Boyacı

Yrd. Doç. Dr. Adnan Boyacı YAPıLANDıRMACıLıK DISIPLIN VE SORUN DAVRANıŞLARıN YÖNETIMI (BÖLÜM3) Yrd. Doç. Dr. Adnan Boyacı Disiplin Modelleri Disiplin modelleri nelerdir? Davranış Değiştirme Modeli, Canter Modeli [Güvengen Davranış

Detaylı

Wertheimer, Köhler ve Kofka tarafından geliştirilmiş bir yaklaşımdır. Gestalt psikolojisi, bilişsel süreçler içerisinde özellikle "algı" ve "algısal

Wertheimer, Köhler ve Kofka tarafından geliştirilmiş bir yaklaşımdır. Gestalt psikolojisi, bilişsel süreçler içerisinde özellikle algı ve algısal Gestalt Psikoloji Wertheimer, Köhler ve Kofka tarafından geliştirilmiş bir yaklaşımdır. Gestalt psikolojisi, bilişsel süreçler içerisinde özellikle "algı" ve "algısal örgütlenme" konularında yoğunlaşmış

Detaylı

Eğitimin Psikolojik Temelleri

Eğitimin Psikolojik Temelleri Eğitimin Psikolojik Temelleri Eğitim sürecinin daima iki boyutu olmuştur. Bunlardan birincisi yukarıda değindiğimiz toplumsal ya da sosyal boyut, diğeri ise bireysel boyuttur. Eğitim ne kadar sosyal amaçlarla

Detaylı

Öğrenciler, Veliler ve Danışmanlar için ACT Uluslararası Bilgisayar Tabanlı Test Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Öğrenciler, Veliler ve Danışmanlar için ACT Uluslararası Bilgisayar Tabanlı Test Hakkında Sıkça Sorulan Sorular Öğrenciler, Veliler ve Danışmanlar için ACT Uluslararası Bilgisayar Tabanlı Test Hakkında Sıkça Sorulan Sorular S1: ACT bilgisayar tabanlı testlere (bilgisayar tabanlı sınavlara) ne zaman başlayacak? C:

Detaylı

SINIF DEĞERLENDĠRME TEKNĠKLERĠ. Prof.Dr. Ġnayet AYDIN

SINIF DEĞERLENDĠRME TEKNĠKLERĠ. Prof.Dr. Ġnayet AYDIN SINIF DEĞERLENDĠRME TEKNĠKLERĠ Prof.Dr. Ġnayet AYDIN Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Prof. Dr.İnayet Aydın EYT 6010 Çağdaş Denetim Yaklaşımları Doktora Dersi Açık Ders Malzemeleri Sınıf

Detaylı

Örnek...4 : İlk iki sınavında 75 ve 82 alan bir öğrencinin bu dersin ortalamasını 5 yapabilmek için son sınavdan kaç alması gerekmektedir?

Örnek...4 : İlk iki sınavında 75 ve 82 alan bir öğrencinin bu dersin ortalamasını 5 yapabilmek için son sınavdan kaç alması gerekmektedir? İSTATİSTİK Bir sonuç çıkarmak ya da çözüme ulaşabilmek için gözlem, deney, araştırma gibi yöntemlerle toplanan bilgiye veri adı verilir. Örnek...4 : İlk iki sınavında 75 ve 82 alan bir öğrencinin bu dersin

Detaylı

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR 1)ÖZELLİKLERİ 2)KARŞILAŞMA SIKLIĞI 3)TÜRKİYE VE DÜNYADA YAPILAN FAALİYETLER 4)EĞİTİMLERİ 5)AİLEYE VE ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER ÖZELLİKLERİ MOTOR GELİŞİM ÖZELLİKLERİ ZİHİNSEL GELİŞİM

Detaylı

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I İnsan Kaynakları Yönetimi Bilim Dalı Tezli Yüksek Lisans Programları Bilimsel Araştırma Yöntemleri I Dr. M. Volkan TÜRKER 7 Bilimsel Araştırma Süreci* 1. Gözlem Araştırma alanının belirlenmesi 2. Ön Bilgi

Detaylı

Benlik Bilgisinin Değişik Yönleri

Benlik Bilgisinin Değişik Yönleri Benlik Bilgisinin Değişik Yönleri Benlik Şemaları Biliş, bireyin kendi iç koşulları ve içinde yaşadığı fiziksel ve toplumsal çevreye ilişkin olarak işlediği bir bilgi, inanç ya da düşünce olarak tanımlanabilir.

Detaylı

KIMYA BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ENDÜSTRİYEL KİMYAYA YÖNELİK TUTUMLARI VE ÖZYETERLİLİK İNANÇLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ; CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ

KIMYA BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ENDÜSTRİYEL KİMYAYA YÖNELİK TUTUMLARI VE ÖZYETERLİLİK İNANÇLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ; CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ KIMYA BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ENDÜSTRİYEL KİMYAYA YÖNELİK TUTUMLARI VE ÖZYETERLİLİK İNANÇLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ; CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ Öğr. Gör. Gülbin KIYICI Arş.Gör.Dr. Nurcan KAHRAMAN Prof.

Detaylı

OTİZM NEDİR? ABA NEDİR? NİYE ABA? 3/3/12. Kişileş0rilmiş, Kullanım alanı geniş Bilimsel araş^rma kökenli Somut verilere dayalı Görsel değerlendirme

OTİZM NEDİR? ABA NEDİR? NİYE ABA? 3/3/12. Kişileş0rilmiş, Kullanım alanı geniş Bilimsel araş^rma kökenli Somut verilere dayalı Görsel değerlendirme OTİZM NEDİR? O0zm, yaşamın ilk 3 yılında ortaya çıkan, beynin sosyal ve komünikasyon beceri alanlarında normal fonksiyonunu etkileyen yaygın bir gelişim bozukluğudur. Genel olarak zorluk çek0kleri alanlar:

Detaylı

Ayrık Denemelerle Öğretim

Ayrık Denemelerle Öğretim Ayrık Denemelerle Öğretim Başarı, her gün toplanan küçük çabaların tekrarıdır. Robert Callier Ali Kaymak - Elmas Seyhan Tohum Türkiye Erken Tanı ve Eğitim Vakfı Oturumun Ana Hatları Ayrık Denemelerle Öğretimin

Detaylı

İstatistik, genel olarak, rassal bir olayı (ya da deneyi) matematiksel olarak modellemek ve bu model yardımıyla, anakütlenin bilinmeyen karakteristik

İstatistik, genel olarak, rassal bir olayı (ya da deneyi) matematiksel olarak modellemek ve bu model yardımıyla, anakütlenin bilinmeyen karakteristik 6.SUNUM İstatistik, genel olarak, rassal bir olayı (ya da deneyi) matematiksel olarak modellemek ve bu model yardımıyla, anakütlenin bilinmeyen karakteristik özellikleri (ortalama, varyans v.b. gibi) hakkında

Detaylı

Öğretim Sistemleri Tasarımı veya Öğretme-Öğrenme Süreçleri Tasarımı

Öğretim Sistemleri Tasarımı veya Öğretme-Öğrenme Süreçleri Tasarımı Öğretim Tasarımı veya Öğretim Sistemleri Tasarımı veya Öğretme-Öğrenme Süreçleri Tasarımı (Instructional Design Instructional System Design) Öğr.Gör. Şirin KARADENİZ 1 Öğretmeveöğrenme ile ilgili bilimsel

Detaylı

GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ AKTS

GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ AKTS GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ AKTS Dersin Adı Psikolojiye Giriş Dersin Kodu OKÖ105 Dersin Türü Zorunlu Dersin Seviyesi Lisans Dersin AKTS kredisi 4 Haftalık Ders

Detaylı

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Robot Topluluğu

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Robot Topluluğu Amaç: Orta Doğu Teknik Üniversitesi Robot Topluluğu Uluslararası ODTÜ Robot Günleri 2016 Arama Kurtarma Kategorisi Kuralları Yarışmanın amacı, küçük robotun ortamını analiz edip bunu büyük robota bildirmesi,

Detaylı

BÖLÜM 5 MERKEZİ EĞİLİM ÖLÇÜLERİ

BÖLÜM 5 MERKEZİ EĞİLİM ÖLÇÜLERİ 1 BÖLÜM 5 MERKEZİ EĞİLİM ÖLÇÜLERİ Gözlenen belli bir özelliği, bu özelliğe ilişkin ölçme sonuçlarını yani verileri kullanarak betimleme, istatistiksel işlemlerin bir boyutunu oluşturmaktadır. Temel sayma

Detaylı

TEKNOLOJİNİN BİLİMSEL İLKELERİ

TEKNOLOJİNİN BİLİMSEL İLKELERİ TEKNOLOJİNİN BİLİMSEL İLKELERİ Öğr. Gör. Fatih KURTULUŞ 4.BÖLÜM: STATİK MOMENT - MOMENT (TORK) Moment (Tork): Kuvvetin döndürücü etkisidir. F 3 M ile gösterilir. Vektörel büyüklüktür. F 4 F 3. O. O F 4

Detaylı

DENEY 3 ATWOOD MAKİNASI

DENEY 3 ATWOOD MAKİNASI DENEY 3 ATWOOD MAKİNASI AMAÇ Bu deney bir cismin hareketi ve hareketi doğuran sebepler arasındaki ilişkiyi inceler. Bu deneyde eğik hava masası üzerine kurulmuş Atwood makinesini kullanarak Newton un ikinci

Detaylı

ALIŞTIRMALAR. Sayısal Bilginin Özetlenmesi:

ALIŞTIRMALAR. Sayısal Bilginin Özetlenmesi: İSTATİSTİK I ALIŞTIRMALAR Y.Doç.Dr. Hüseyin Taştan AÇIKLAMA: N: P. Newbold, İşletme ve İktisat için İstatistik, 4. basımdan çeviri. Çift sayılı alıştırmalar için kitabın arkasındaki çözümlere bakabilirsiniz.

Detaylı

KUVVET, MOMENT ve DENGE

KUVVET, MOMENT ve DENGE 2.1. Kuvvet 2.1.1. Kuvvet ve cisimlere etkileri Kuvvetler vektörel büyüklüklerdir. Kuvvet vektörünün; uygulama noktası, kuvvetin cisme etkidiği nokta; doğrultu ve yönü, kuvvetin doğrultu ve yönü; modülüyse

Detaylı

V = g. t Y = ½ gt 2 V = 2gh. Serbest Düşme NOT:

V = g. t Y = ½ gt 2 V = 2gh. Serbest Düşme NOT: Havada serbest bırakılan cisimlerin aşağı doğru düşmesi etrafımızda her zaman gördüğümüz bir olaydır. Bu düşme hareketleri, cisimleri yerin merkezine doğru çeken bir kuvvetin varlığını gösterir. Daha önceki

Detaylı

DAVRANIŞI BİÇİMLENDİRME TEKNİKLERİ

DAVRANIŞI BİÇİMLENDİRME TEKNİKLERİ DAVRANIŞI BİÇİMLENDİRME TEKNİKLERİ Prof.Dr.Binnur YEġĠLYAPRAK Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi ( Türk PDR-DER BaĢkanı)2008 Davranışçı Yaklaşım Temel Önermesi:Çevre koģulları,uyarıcılar denetlenerek

Detaylı

Okul ve öğretmenine karşı sorumluluklarını bilir.

Okul ve öğretmenine karşı sorumluluklarını bilir. 40 Dakika Örnek olay, soru cevap, yaparak yaşayarak öğrenme Okul ve öğretmenine karşı sorumluluklarını bilir. Öğrencilere sınıfta uyulması gereken kurallar ve onlardan beklenilen davranışların neler olabileceği

Detaylı

b) Aşağıda verilen tanımlamalardan herhangi 5 adeti yazılabilir. Aritmetik Ortalama: Geometrik Ortalama:

b) Aşağıda verilen tanımlamalardan herhangi 5 adeti yazılabilir. Aritmetik Ortalama: Geometrik Ortalama: C S D Ü M Ü H E N D İ S L İ K F A K Ü L E S İ - M A K İ N A M Ü H E N D İ S L İ Ğ İ B Ö L Ü M Ü MAK-307 OM317 Müh. İstatistiği İstatistik ÖĞRENCİNİN: ADI - SOADI ÖĞREİMİ NOSU İMZASI 1.Ö 2.Ö A B Soru -

Detaylı

SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ

SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN cerdogan@yildiz.edu.tr Sınıf Nedir? Ders yapılır Yaşanır Zaman geçirilir Oyun oynanır Sınıf, bireysel ya da grupla öğrenme yaşantılarının gerçekleştiği

Detaylı

UYGULAMALARI BĠLGĠSAYAR EĞĠTĠMDE

UYGULAMALARI BĠLGĠSAYAR EĞĠTĠMDE UYGULAMALARI BĠLGĠSAYAR EĞĠTĠMDE Bilgisayar Destekli Eğitim (BDE) Gündem Eğitimde bilgisayar uygulamaları Bilgisayar Destekli Eğitim (BDE) BDE in Türleri Avantajları ve Sınırlılıkları Araştırma Sonuçları

Detaylı

Edimsel Koşullanmanın Tanımı

Edimsel Koşullanmanın Tanımı Edimsel Koşullanmanın Tanımı Edimsel koşullama, ödüle götüren ya da cezadan kurtaran bir davranımın yapılmasını öğrenmektir. 7.Edimsel Koşullanma fare deneyi 8.EDİMSEL KOŞULLANMA güvercin Pavlov'un geliştirdiği

Detaylı

Stratejiler 4. Sunuş yoluyla Buluş yoluyla Araştırma-inceleme yoluyla Tam öğrenme İşbirliğine dayalı öğrenme

Stratejiler 4. Sunuş yoluyla Buluş yoluyla Araştırma-inceleme yoluyla Tam öğrenme İşbirliğine dayalı öğrenme Strateji 1 Genel olarak; bir şeyi elde etmek için izlenen yol yada amaca ulaşmak için geliştirilen bir planın uygulanmasıdır. Eğitim açısından strateji; dersin hedeflerine ulaşmasını sağlayan; yöntem,

Detaylı

Bölüm Onbir Hataların Düzel4lmesi

Bölüm Onbir Hataların Düzel4lmesi Bölüm Onbir Hataların Düzel4lmesi Genel Bir Bakış Geri Bildirim Çeşitleri İçsel geribildirim Dışsal (destekleyici) geribildirim Hareke&n hemen arkasından ve Hareket sırasında verilen geribildirim Performans

Detaylı

Makina Mühendisliği Bölümü Makine Laboratuarı

Makina Mühendisliği Bölümü Makine Laboratuarı Makina Mühendisliği Bölümü Makine Laboratuarı Reynolds Sayısı ve Akış Türleri Deneyi 1. Genel Bilgi Bazı akışlar oldukça çalkantılıyken bazıları düzgün ve düzenlidir. Düzgün akım çizgileriyle belirtilen

Detaylı

DENEY 1 SABİT HIZLA DÜZGÜN DOĞRUSAL HAREKET

DENEY 1 SABİT HIZLA DÜZGÜN DOĞRUSAL HAREKET DENEY 1 SABİT HIZLA DÜZGÜN DOĞRUSAL HAREKET AMAÇ: Bir nesnenin sabit hızda, net gücün etkisi altında olmadan düzgün bir hat üzerinde hareket etmesini doğrulamak ve bu hızı hesaplanmaktır. GENEL BİLGİLER:

Detaylı

BMÜ-421 Benzetim ve Modelleme Kesikli Olay Benzetimi. İlhan AYDIN

BMÜ-421 Benzetim ve Modelleme Kesikli Olay Benzetimi. İlhan AYDIN BMÜ-421 Benzetim ve Modelleme Kesikli Olay Benzetimi İlhan AYDIN KESİKLİ-OLAY BENZETİMİ Kesikli olay benzetimi, durum değişkenlerinin zaman içinde belirli noktalarda değiştiği sistemlerin modellenmesi

Detaylı

GESTALT KURAMI Gestalt kuramcılarına göre bütün, parçaların toplamından daha anlamlıdır ve farklıdır. Birey herşeyi bir bütün olarak algılama

GESTALT KURAMI Gestalt kuramcılarına göre bütün, parçaların toplamından daha anlamlıdır ve farklıdır. Birey herşeyi bir bütün olarak algılama GESTALT KURAMI Gestalt kuramcılarına göre bütün, parçaların toplamından daha anlamlıdır ve farklıdır. Birey herşeyi bir bütün olarak algılama eğilimindedir. Gestalt kuramcıları Köhler Wertheimmer ve Koffka

Detaylı

x e göre türev y sabit kabul edilir. y ye göre türev x sabit kabul edilir.

x e göre türev y sabit kabul edilir. y ye göre türev x sabit kabul edilir. TÜREV y= f(x) fonksiyonu [a,b] aralığında tanımlı olsun. Bu aralıktaki bağımsız x değişkenini h kadar arttırdığımızda fonksiyon değeri de buna bağlı olarak değişecektir. Fonksiyondaki artma miktarını değişkendeki

Detaylı

MODELLERDEN ÖĞRENME Enver CANER

MODELLERDEN ÖĞRENME Enver CANER MODELLERDEN ÖĞRENME Enver CANER 224-235 Kaynak II; Eğitim Psikolojisi Yazar;B.YEŞİLYAPRAK Hazırlayan;Enver CANER 2005-2006 Ders Sor.; Doç. Dr. Nasip DEMİRKUŞ, 1-Önce Soruları Tıklayın Yanıtlamaya Çalışın.

Detaylı

TÜRKÇE AC-172N-1790 KURULUM KILAVUZU

TÜRKÇE AC-172N-1790 KURULUM KILAVUZU TÜRKÇE AC-7N-790 KURULUM KILAVUZU . ÖN AYARLI PANEL VE YARDIMCI TUTUCUNUN TUTUCU PLAKASININ DOĞRULANMASI Dikiş makinesini tesisinizde kurduktan sonra, ayarlayıcıları mutlaka ayarlayın ve dikiş makinesinin

Detaylı

İSTATİSTİKSEL PROSES KONTROLÜ

İSTATİSTİKSEL PROSES KONTROLÜ İSTATİSTİKSEL PROSES KONTROLÜ ZTM 433 KALİTE KONTROL VE STANDARDİZASYON PROF: DR: AHMET ÇOLAK İstatistiksel işlem kontrolü (İPK), işlemle çeşitli istatistiksel metotların ve analiz sapmalarının kullanımını

Detaylı

Yıldız Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü KARAR TEORİSİ MARKOV SÜREÇLERİ. Markov Analizi

Yıldız Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü KARAR TEORİSİ MARKOV SÜREÇLERİ. Markov Analizi Yıldız Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü KARAR TEORİSİ MARKOV SÜREÇLERİ Doç. Dr. İhsan KAYA Markov Analizi Markov analizi, bugün çalışan bir makinenin ertesi gün arızalanma olasılığının

Detaylı

Newton un ikinci yasası: Bir cisim ivmesi cisim üzerine etki eden toplam kuvvet ile doğru orantılı cismin kütlesi ile ters orantılıdır.

Newton un ikinci yasası: Bir cisim ivmesi cisim üzerine etki eden toplam kuvvet ile doğru orantılı cismin kütlesi ile ters orantılıdır. Bölüm 5: Hareket Yasaları(Özet) Önceki bölümde hareketin temel kavramları olan yerdeğiştirme, hız ve ivme tanımlanmıştır. Bu bölümde ise hareketli cisimlerin farklı hareketlerine sebep olan etkilerin hareketi

Detaylı

BEYİN GÜCÜNÜ KULLANARAK ZAMANI YÖNETMEK - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

BEYİN GÜCÜNÜ KULLANARAK ZAMANI YÖNETMEK - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Geri getirilmesi olanaksız tek şey zamandır. Bazı insanlar zamanı planlı kullanırken, bazıları da cömertçe harcar. Zaman, öncelikler doğrultusunda kullanılırsa kontrol altına alınabilir. Önceliklerin belirlenmesi,

Detaylı

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I HEDEFLER İÇİNDEKİLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I Gelişim Psikolojisinin Alanı Gelişim Psikolojisinin Temel Kavramları Gelişimi Etkileyen Faktörler Gelişimin Temel İlkeleri Fiziksel Gelişim Alanı PSİKOLOJİ Bu

Detaylı

Eski çağlara dönüp baktığımızda geçmişteki gç ş insan topluluklarının yazılı, yazısız kültür miraslarında Güneş ve Ay tutulmalarının nedeni hep doğaüstü güçlerle açıklanmaya çalışılmıştır. Yapılan tasvirlerde

Detaylı

kitabı olarak önerilen, Erdik ve Sarıkaya nın

kitabı olarak önerilen, Erdik ve Sarıkaya nın PERİYODİK CETVEL Aşağıda verilen özet bilginin ayrıntısını, ders kitabı olarak önerilen, Erdik ve Sarıkaya nın Temel Üniversitesi Kimyası" Kitabı ndan okuyunuz. Modern periyotlu dizge, elementleri artan

Detaylı

İÇİNDEKİLER. 2 Sınıfı ve Materyalleri Düzenleme 11

İÇİNDEKİLER. 2 Sınıfı ve Materyalleri Düzenleme 11 İÇİNDEKİLER 1 Sınıf Yönetimine Giriş 1 Sınıflar Karmaşık Yerlerdir 2 Sınıf Yönetimini Öğrenmek 3 Sınıf Yönetiminin Öğretimin Diğer Yönleriyle İlişkisi 7 Bölümün Özeti 9 Okunması Önerilen Yayınlar 9 Önerilen

Detaylı