T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 3102 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2017 TEMEL ZOOTEKNİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 3102 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2017 TEMEL ZOOTEKNİ"

Transkript

1 T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 3102 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2017 TEMEL ZOOTEKNİ Yazarlar Prof.Dr. Metin PETEK (Ünite 3, 4, 5, 6, 8, 9, 10) Prof.Dr. Mustafa OĞAN (Ünite 1) Doç.Dr. Serdal DİKMEN (Ünite 2, 5, 7) Doç.Dr. Abdülkadir ORMAN (Ünite 2, 4) Yrd.Doç.Dr. Hakan ÜSTÜNER (Ünite 2, 4, 7) Dr. Fazlı ALPAY (Ünite 2, 7) Editör Prof.Dr. Metin PETEK ANADOLU ÜNİVERSİTESİ

2 Bu kitabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Üniversitesine aittir. Uzaktan Öğretim tekniğine uygun olarak hazırlanan bu kitabın bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan izin almadan kitabın tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayıt veya başka şekillerde çoğaltılamaz, basılamaz ve dağıtılamaz. Copyright 2014 by Anadolu University All rights reserved No part of this book may be reproduced or stored in a retrieval system, or transmitted in any form or by any means mechanical, electronic, photocopy, magnetic tape or otherwise, without permission in writing from the University. UZAKTAN ÖĞRETİM TASARIM BİRİMİ Genel Koordinatör Prof.Dr. Müjgan Bozkaya Genel Koordinatör Yardımcısı Yrd.Doç.Dr. İrem Erdem Aydın Öğretim Tasarımcısı Doç.Dr. Murat Ataizi Grafik Tasarım Yönetmenleri Prof. Tevfik Fikret Uçar Öğr.Gör. Cemalettin Yıldız Öğr.Gör. Nilgün Salur Ölçme Değerlendirme Sorumlusu Öğr.Gör. Nazlı Öztopçu Kitap Koordinasyon Birimi Uzm. Nermin Özgür Kapak Düzeni Prof. Tevfik Fikret Uçar Öğr.Gör. Cemalettin Yıldız Dizgi Açıköğretim Fakültesi Dizgi Ekibi Temel Zootekni ISBN Baskı Bu kitap ANADOLU ÜNİVERSİTESİ Web-Ofset Tesislerinde adet basılmıştır. ESKİŞEHİR, Mart 2015

3 İçindekiler İçindekiler iii Önsöz... xi Dünya ve Türkiye Hayvancılığına Genel Bakış... 2 DÜNYA DA HAYVANCILIK... 3 Hayvancılığın Ekonomideki Yeri... 3 Dünya Hayvan Varlığı... 4 Dünyada Hayvansal Üretim... 6 HAYVANCILIĞIN BESLENMEDEKİ YERİ... 8 Dünya Ülkelerinde Hayvansal Besinler Bakımından Beslenme Düzeyleri... 9 TÜRKİYE DE HAYVANCILIK Hayvan Varlığı ve Hayvansal Üretim Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvan Varlığı Süt Üretimi Et Üretimi Yapağı, Tiftik, Kıl ve Deri Üretimi Kümes Hayvanları Hayvansal Ürünlerin Tüketimi İşletme Yapısı ve Yapısal Durumu Türkiye Ekonomisinde Hayvancılığın Yeri Özet Kendimizi Sınayalım Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Yararlanılan Kaynaklar Başlıca Yetiştiricilik Tanımları ZOOTEKNİ EVCİLTME, EVCİLTME ALANLARI, EVCİLTME YÖNTEMLERİ VE ETKİLERİ Hayvanların Evciltilmesi Evciltme Alanları Türlerin Evciltme Yer ve Zamanı Evciltmenin Etkileri TÜR Türlerin Oluşumu HİBRİDASYON Equidae Türlerinin Hibritleri Bovinae Türlerinin Hibritleri Ovinae Türlerinin Hibritleri IRK VE IRKLARIN OLUŞUMU Irkların Oluşumu IRK ÖZELLİKLERİ, IRKLARIN SINIFLANDIRILMASI, TÜRKİYE HAYVAN IRKLARININ BÖLGESEL DAĞILIMI Morfolojik ve Fizyolojik Irk Özellikleri Morfolojik Irk Özellikleri Fizyolojik Irk Özellikleri Irkların Sınıflandırılması ÜNİTE 2. ÜNİTE

4 iv İçindekiler Gelişmişlik Düzeylerine Göre Irkların Sınıflandırılması Verim Yönlerine Göre Irkların Sınıflandırılması Türkiye Hayvan Irklarının Bölgesel Dağılımı Türkiye de Yetiştirilen Küçükbaş Hayvanların Coğrafi Bölgelere Göre Dağılımları Türkiyede Yetiştirilen Büyükbaş Hayvanların Coğrafi Bölgelere Göre Dağılımları Özet Kendimizi Sınayalım Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı Yararlanılan Kaynaklar ÜNİTE Hayvan Irkları ve Özellikleri GİRİŞ SÜTÇÜ IRK HAYVANLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ Sütçü Sığır Irklarının Genel Özellikleri Sütçü Koyun Irklarının Genel Özellikleri Sütçü Keçi Irklarının Genel Özellikleri ETÇİ IRK HAYVANLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ Etçi Sığır Irklarının Genel Özellikleri Etçi Koyun Irklarının Genel Özellikleri Etçi Keçi Irklarının Genel Özellikleri TAVUK IRKLARI VE HİBRİT GENOTİPLERİN GENEL ÖZELLİKLERİ Tavuk Irkları Etlik Piliç Üretiminde Kullanılan Hibritlerin Genel Özellikleri Yumurta Üretiminde Kullanılan Hibritlerin Genel Özellikleri Beyaz Yumurtacı Hibritler Kahverengi Yumurtacı Hibritler HİNDİ VE DİĞER KÜMES HAYVANI IRKLARININ GENEL ÖZELLİKLERİ Hindi Irkları Bıldırcın Irkları Ördek Irkları Kaz Irkları Devekuşu Irkları Sülün Irkları Keklik Irkları KÖPEK IRKLARININ GENEL ÖZELLİKLERİ Spor Köpekleri Av Köpekleri Çalışan Köpekler Terrierler Oyun Köpekleri Sportif Olmayan Köpekler Sürü Köpekleri AT IRKLARININ GENEL ÖZELLİKLERİ Soğukkanlı At Irkları Sıcakkanlı At Irkları... 51

5 İçindekiler v Yerli At Irkları DÜNYADA VE TÜRKİYE DE YAYGIN BAŞLICA HAYVAN IRKLARININ GENEL ÖZELLİKLERİ Holstein Sığır Irkı (Siyah Alaca, Holştayn) Aberdeen Angus Sığır Irkı Kıvırcık Koyun Irkı Merinos Koyun Irkı Saanen Keçi Irkı Kıl Keçisi Leghorn Tavuk Irkı Denizli Tavuk Irkı Türk Çoban Köpekleri Akbaş Köpeği Kangal köpeği Kars Çoban Köpeği Türk Tazısı Çatalburun Alman Çoban Köpeği Özet Kendimizi Sınayalım Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı Yararlanılan Kaynaklar Hayvanlarda Verimler ve Verim Özellikleri ÜREME, DÖL VERİMİ VE DÖL VERİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Üreme ve Döl Verimi Sürü Büyüklüğünün Korunması Verimli Bir Üretimin Sağlanabilmesi Seleksiyon ve Ayıklamanın Etkin Yapılabilmesi Döl Verimini Etkileyen Faktörler Irk Vücut Yapısı Anatomik Bozukluklar ve Hastalıklar Yetiştirme Sezonu Bakım ve Besleme Çevre Sıcaklığı ve Işık LAKTASYON, SÜT VERİMİ VE SÜT VERİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Laktasyon ve Süt Verimi Laktasyon Süt Verimi Süt Verimini ve Bileşimin Etkileyen Faktörler Irk Yaş Kızgınlık ve Gebelik Vücut Büyüklüğü Kuruda Kalma Süresi Mevsim ve Çevre Isısı ÜNİTE

6 vi İçindekiler Sağım Sayısı ve Aralığı Besleme Meme Sağlığı ve Hastalıklar BÜYÜME, ET VERİMİ VE ET VERİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Büyüme ve Gelişme Et Verimi Karkas Bileşimi ve Kalitesi Kırmızı Et Et/Karkas kalitesi BeyazEt Beyaz Et Kalitesi ve Karkas Parçalarına Ayırma YUMURTA VERİMİ VE YUMURTA VERİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Yumurtanın Oluşması Yumurta Verimini Etkileyen Faktörler Genetik Yapı İlk Yumurtlama Yaşı Ölen ve Sürüden Ayıklanan Hayvan Sayısı Aydınlatma/Işık Programı Bakım-Yönetim ve Diğer Faktörler Yumurta Kalitesi ve Yumurta Kalitesini Etkileyen Faktörler Yumurta Dış Kalitesi Yumurta İç Kalitesi YAPAĞI VERİMİ VE YAPAĞI VERİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Kırkım Yapağı Özellikleri ve Yapağı Özelliklerini etkileyen Faktörler Morfolojik Özellikler; Fiziksel Özellikler Koyunlarda Elyaf Tipleri Özet Kendimizi Sınayalım Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Yararlanılan Kaynaklar ÜNİTE Çevre ve Hastalıklara Direnç ÇEVRE VE ÇEVREYE UYUM ADAPTASYON Adaptasyonun Sağlanabilmesi İçin Gerekli Koşullar STRES VE HASTALIKLARA DİRENÇ Stres Çeşitleri Stres Etkenleri Sıcak Stresi Sıcak Stresinin Etkilerini Azaltmak İçin Uygulanan Yöntemler Hastalıklara Direnç BİYOGÜVENLİK Hastalık Etkenlerinin İşletmeye Girişinin Engellenmesi ya da Uzakta Tutulması Hastalık Etkenlerinin Yokedilmesi ya da Öldürülmesi... 98

7 İçindekiler vii Yeterli Bağışıklığın Oluşturulması Güvenilir ve Konusunda Uzman Personel ile Çalışılması Bakım ve Besleme (Sağlıklı Yaşam Koşullarında Yetiştirme) Günlük Kontrol ve Otopsi Özet Kendimizi Sınayalım Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Yararlanılan Kaynaklar Yetiştirme Metodları GİRİŞ SAF YETİŞTİRME AKRABALI YETİŞTİRME (KAN YAKINLIĞI) Akrabalı Yetiştirmenin Etkileri Akrabalık Derecesi (Katsayısı) Akrabalı Yetişme Derecesi (Kan Yakınlığı Katsayısı) Akrabalı Yetiştirmenin Faydaları Akrabalı Yetiştirmenin Zararları KAN TAZELEME Kan Tazelemenin Etkileri MELEZLEME Melezlemenin Gerekçeleri Çevirme Melezlemesi Çevirme Melezlemesine Uygulamadan Örnekler Çevirme Melezlemesinde Başarılı Olabilmek İçin Dikkate Alınması Gereken Noktalar Kombinasyon Melezlemesi Kombinasyon Melezlemesinin Uygulanması Kombinasyon Melezlemesinin Uygulanmasında Dikkat Edilecek Özellikler 119 Kullanma Melezlemesi Rotasyon Melezlemesi Değiştirmeli Melezleme Melezlemenin Önemi Özet Kendimizi Sınayalım Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Yararlanılan Kaynaklar Seleksiyon ve seleksiyon Metotları KAREKTER, GENOTİP, FENOTİP VE ÇEVRE Karakter Fenotip Genotip Çevre Karakterlerde Genotip-Fenotip İlişkisi SELEKSİYON VE SELEKSİYON METOTLARI Genetik İlerleme ÜNİTE 7. ÜNİTE

8 viii İçindekiler Seleksiyonda Verimliliği Artırmak Seleksiyonda İsabet Derecesinin Artırılması Tek Bir Özellik Yönünden Uygulanan Seleksiyon Yöntemleri Bireylerin Kendi Fenotipik Değerlerine Göre Seleksiyon Akrabaların Fenotipik Değerlerine Göre Seleksiyon Kombine Seleksiyon Birden Fazla Özellik İçin Seleksiyon KALITIM VE TEKRARLAMA DERECESİ İLE SELEKSİYONDA ETKİSİ Kalıtım Derecesi Tekrarlama Derecesi Kalıtım Derecesi ve Tekrarlama Derecesinin Yetiştiricilikteki Önemi Özet Kendimizi Sınayalım Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Yararlanılan Kaynaklar ÜNİTE Kuluçka Bilgisi ve Tekniği GİRİŞ KULUÇKAHANELER Kuluçkahane Ekipmanları KULUÇKALIK YUMURTALAR VE KULUÇKALIK YUMURTALARA UYGULANAN İŞLEMLER Kuluçkalık Yumurtalar Kuluçkalık Yumurta Kalitesi Kuluçkalık Yumurtaların Depolanması Depolamada Kuluçkalık Yumurta Kalitesini Etkileyen Faktörler Kuluçkalık Yumurtalara Uygulanan İşlemler KULUÇKA VE KULUÇKA KOŞULLARI Kuluçka Kuluçka Koşulları Sıcaklık Rutubet Çevirme Havalandırma KULUÇKADA EMBRİYO GELİŞİMİ Yumurta Sarısı Zarı Amnion Allantois Korion Embriyo Gelişimi Kuluçka Süresince Embriyoda Meydana Gelen Başlıca Değişiklikler ÇIKIM, KULUÇKA SONUÇLARI, KULUÇKA SONUÇLARINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER Çıkım Kuluçka Sonuçları Kuluçka Sonuçlarını Etkileyen Faktörler Kuluçkada Çıkımla İlgili Sorunlar ve Bu Sorunların Olası Nedenleri Kuluçkada Oluşan Kayıpların Yüzde Payları

9 İçindekiler ix KULUÇKAHANELERDE GÜNLÜK CİVCİVLERE UYGULANAN İŞLEMLER Ayıklama-Sınıflandırma Cinsiyet Ayırımı Gaga Kesimi Aşılamalar Özet Kendimizi Sınayalım Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Yararlanılan Kaynaklar Hayvan Barınakları HAYVAN BARINAKLARI Sığır Barınakları Süt Sığırı Ahırları Kapalı Bağlı Ahırlar Serbest Açık Ahırlar Serbest Duraklı Ahırlar Besi Sığırı Ahırları Tavuk Barınakları Sofralık Yumurta Üretim Kümesleri Damızlık Tavuk Kümesleri Etlik Piliç Kümesleri Alternatif/Yeni Kümes Sistemleri Koyun-Keçi Barınakları HAYVAN BARINAKLARININ PLANLANMASI Planlamanın Gerekliliği Planlamada Dikkate Alınacak Faktörler HAYVAN BARINAKLARININ KURULUŞ VE KURULUŞ YERİ SEÇİMİ İşletme/Çiftlik Kuruluş Yeri Seçim Yöntemleri Hayvancılık İşletmelerinde Kuruluş Öncesi Çalışmalar Yeni Kurulacak Ticari Amaçlı Hayvancılık İşletmelerinin Yer Seçimi, Kuruluşu ve Çalışma İzinleri Hayvancılık İşletmesi Yer Seçim Raporu Hayvancılık İşletmesi Kuruluş İzni Hayvancılık İşletmesi Çalışma İzni HAYVAN BARINAKLARININ ÜRETİM İÇİN HAZIRLANMASI Etlik Piliç Kümeslerinde Üretim Dönemine Hazırlık Özet Kendimizi Sınayalım Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Yararlanılan Kaynaklar ÜNİTE

10 x İçindekiler 10. ÜNİTE Hayvancılıkta Yeni Yaklaşımlar, Türkiye Hayvancılığında Genel Durum, Türkiye Hayvancılığının Genel Durumu HAYVANCILIKTA YENİ YAKLAŞIMLAR Hayvan Refahı Gıda Güvenliği Doğal Üretim Yöntemleri Organik Üretim Organik Üretimin Tanımı, Kanun ve Yönetmelikler Türkiye de ve Dünya da Organik Hayvansal Üretim Organik Hayvansal Üretim Kuralları Hayvanlarda Bakım ve Yönetim Hayvan Besleme Hayvan Sağlığı ve Tedavi Sertifikasyon, Logo ve Etiketleme Organik Ürün Kalitesi İyi Tarım Uygulamaları Zenginleştirilmiş Gıdaların Üretimi TÜRKİYE HAYVANCILIĞINDA GENEL DURUM Türkiye Hayvan Varlığı, Kaliteli Damızlık Hayvan ve Hayvan Islahı İşletme Büyüklüğü ve Yapısı Hayvan Besleme ve Yem Hayvan Sağlığı ve Biyogüvenlik Tüketici Bilinci ve Eğitimi Hayvancılıkta Örgütlenme Üretim Planlamaları ve Yeni Kurulan Üretim Tesisleri Sanayi-Pazar İlişkileri Üretim Maliyetleri, Finans ve Teşvik Üretici, Sanayici, Bakanlıklar ve Üniversiteler Arası İşbirliği TÜRKİYE HAYVANCILIĞININ GELECEĞİ Damızlık Üretimi İlaç/Aşı Endüstrisi Araştırma ve Geliştirme Faaliyetleri Anahtar Teslimi Hayvancılık Projeleri ve Danışmanlık Hizmetleri İleri Düzeyde İşlenmiş Hayvansal Ürünler Teknoloji, Araç, Gereç ve Ekipman Üretimi Alternatif Yeni Yaklaşımlar ya da Üretim Dallarına Yatırım Özet Kendimizi Sınayalım Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Yararlanılan Kaynaklar

11 Önsöz Önsöz xi Dünya genelinde yeterli ve güvenli hayvansal gıda üretiminin önemi giderek artmaktadır. Türkiye hayvancılığında gelişme ve değişim süreci lı yıllarda başlamış, bu dönemde yapılan yatırımlar ile tavukçuluk tıpkı gelişmiş ülkelerde olduğu gibi modern ve entansif tarzda yapılmaya başlanmıştır. Bunun sonucu olarak Türkiye de kişi başı piliç eti tüketimi günümüzde Avrupa Birliği ülkeleri düzeyini yakalamıştır. İki binli yılların başından itibaren ise özellikle süt sığırcılığında devlet teşviklerinin de desteği ile büyük bir değişim başlamış, süt ve et sığırcılığı sadece köylünün yapmakta olduğu bir iş kolu olmaktan çıkmış, kurumsal işletmeciliğin ve ekonomik verimliliğin ön planda olduğu bir sanayi haline gelmiştir. Bu süreçte hem işletme kapasitelerinde hem de toplam ürün miktarı ve kalitesinde önemli bir gelişme yaşanmıştır. Hayvansal ürün üretiminde yaşanan bu gelişmeler ile ülkemiz kendi ihtiyacını kendi üretimi ile karşılarken ihracat gücü de giderek artmaktadır. Son yıllarda yaşanan oldukça önemli gelişmelere karşın başta damızlık hayvan yetiştiriciliği, üniversite, özel sektör ve araştırma kuruluşları arası işbirliği ve araştırma-geliştirme faaliyetlerinde yetersizlik gibi Türkiye hayvancılığının bazı sorunları bulunmaktadır. Türkiye hayvancılığının sorunlarının hızla çözümlenmesi ve her alanda gelişmiş, sürdürülebilir bir hayvancılık için zootekni alanında yetişmiş insan gücünün önemi giderek artmaktadır. Bu ders kitabının amacı; bölüm öğrencilerine başlıca yetiştiricilik tanımları, hayvan ırkları, başlıca hayvansal ürünler ve etkileyen faktörler, yetiştirme metotları, seleksiyon, kuluçka bilgisi, hayvan barınakları ve hayvancılıkta yeni yaklaşımlar konusunda temel bilgi ve beceriler kazandırmaktır. Yazarlar olarak faydalı olmasını diliyoruz. Editör Prof.Dr. Metin PETEK

12 TEMEL ZOOTEKNİ 1Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; Dünya hayvancılığı hakkında genel görüş sahibi olabilecek Hayvansal kökenli gıdaların beslenmedeki önemini kavrayabilecek Türkiye hayvan yetiştiriciliğinin genel yapısını açıklayabilecek bilgi ve becerilere sahip olabileceksiniz. Anahtar Kavramlar ünya Hayvancılığı Hayvancılığın nemi Hayvan al e inler ürkiye de Hayvancılık İçindekiler Temel Zootekni Dünya ve Türkiye Hayvancılığına Genel Bakış DÜNYA DA HAYVANCILIK HAYVANCILIĞIN E LENMEDEKİ YERİ TÜRKİYE DE HAYVANCILIK

13 Dünya ve Türkiye Hayvancılığına Genel Bakış DÜNYA DA HAYVANCILIK Tarihin derinliklerine inildiğinde, her canlının yaşama savaşı verdiği ortamlarda çok eski çağlardan beri insanın hayvanla yan yana ve karşı karşıya olduğu görülür. İnsanoğlu ilk zamanlar yabani hayvanları avlamış, etleri ile karnını doyurmuş, derilerinden giysiler yapmış, kemik ve boynuzlarından alet ve süs eşyaları yapmışlardır. Daha sonraki çağlarda bu hayvanları elinin altında ve çevresinde bulundurarak yararlanmayı düşünmüşlerdir. İnsanlar asırlar boyu ya da binlerce yıl gibi çok uzun dönemlerde yabani hayvanları evcilleştirmek için sabırla ve inatla çalışmış ve sonunda bunu başarmışlardır. Yaban hayvanlarını evcilleştirme ve evcil hayvan üretme insanoğlunun tarih buyunca elde ettiği başarıların belki de en parlak ve insanlık yararına olanıdır. Hayvancılığın Ekonomideki Yeri Hayvan yetiştiriciliği, hemen hemen bütün dünya ülkelerinin ekonomilerinde önemli bir yere sahiptir. Toplumların sosyal ve ekonomik gelişmesinde hayvancılığın önemli katkıları vardır. Hayvanlar, tarihin her döneminde insanların en önemli varlığı ve serveti olmuştur. Hayvan yetiştiriciliği toplumların kültür ve eğitim seviyesinin yükselmesi ve sanayileşme ile birlikte günümüzde bir endüstri haline gelmiştir. Bu sayede hayvanlardan elde edilen verimlerde önemli ölçüde artışlar sağlanmıştır. Hayvan yetiştiriciliğinin ekonomiye katkıları çok değişik yollardan olabilir. Hayvancılığın ekonomide yeri aşağıda belirtildiği gibi sıralanabilir; Hayvancılık her şeyden önce yetiştiricinin geçimini ve ekonomik yönden güçlenmesini sağlar. Tarım işletmelerinde (bitkisel ve hayvansal üretimi birlikte yapan işletmeler) hayvanlar işletmenin güvenilir gelir kaynaklarındandır. Her hangi bir nedenden dolayı işletmede verim düşüklüğü meydana gelirse, hayvancılıktan elde edilecek gelirlerle varlığını sürdürme olanağı bulabilir. Hayvan yetiştiriciliği ile elde edilen et, süt ve yumurta gibi değerli ürünler insanların dengeli ve yeterli beslenmesi bakımından önemli bir yere sahiptir. Hayvanlardan elde edilen yapağı, ti ik ve deri gibi bazı hayvansal ürünler ile hayvansal yan ürünler tekstil, deri, kozmetik ve ilaç sanayilerinin önemli ham maddelerini oluşturur. Hayvancılıktan elde edilen et ve sütü işleyen ve işlenmiş ürün haline getiren süt ve et sanayi de ülkelerin ekonomilerinin asıl unsurlarındandır. Hayvanlar insanlar tarafından yiyecek olarak değerlendirilemeyen bitkisel artıkları et, süt ve yapağı gibi hayvansal ürünlere dönüştürebilirler.

14 4 Temel Zootekni Hayvancılık çeşitli ülkelerin dış satım gelirlerinde önemli bir paya sahiptir Bu pay Avustralya, Arjantin, Yeni Zelanda ve Hollanda gibi ülkelerde genel dış satım gelirlerinin önemli bir bölümünü oluşturur. Hayvancılık tarım işletmelerinde yıl boyunca rasyonel bir iş gücü kullanımını sağlar. Dolayısı ile gizli işsizliği gidermede önemli bir rol oynar. Hayvan gübresi işletmenin toprak verimliğini sağlayarak bitkisel üretimin verimliliğini artırır ve toprak erozyonunun önlenmesine katkı sağlar. Tarım makinalarının kullanılmasının mümkün olmadığı birçok yerde hayvanların çekim gücünden yararlanılmaktadır. Hayvan yetiştiriciliğinin, yukarıda sözü edilen yararları ile ülkelerin ekonomileri ve sosyal yaşamlarında vazgeçilmez bir sektör olduğu açıkça görülmektedir. Dünya Hayvan Varlığı Dünyada, Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO 2012) istatistiklerine göre 2000 yılında toplam milyar olan çi lik hayvan mevcudu, yılında milyara yükselmiştir Bu istatistiklere göre yılına göre yılında çi lik hayvan sayısı artmıştır Dünya hayvan varlığının hayvan türlerine göre dağılımı Tablo 1.1 de ve Dünyadaki bazı seçilmiş ülkelerdeki çi lik hayvan sayıları Tablo de verilmiştir Tabloda görüldüğü gibi kanatlılar hariç tutulduğundan hayvan sayısı milyara düşmektedir Bu kanatlı dışındaki hayvan varlığı arasında sayı bakımından sığırlar ilk sırada yer almakta olup, bunu koyunlar, keçiler ve domuzlar izlemektedir ncak farklı türden hayvanların dünya ekonomisine katkılarını sayı ile ölçmek çok doğru bir yaklaşım değildir. Bunun en önemli nedeni hayvan türleri arasında var olan verim seviyelerinin farklı olmasındandır rneğin dünyadaki koyun sayısı sığır sayısına yakın olmasına karşın sığırlardan elde edilen et ve süt miktarı koyunlardan elde edilenlerden sırasıyla ve kat daha fazladır ynı şekilde domuz sayısı sığırdan daha az olmasına karşın yaklaşık yılda kat daha fazla et üretmektedirler ünyada yetiştirilen çi lik hayvan sayılarında son yılda - yıllarında sığırlarda lük, domuzlarda lik, koyunlarda lük, keçilerde lik ve kanatlı hayvanlarda ise lik bir artış vardır akamlar incelendiğinde tüm hayvan türlerinde sayı bakımından artışlar olduğu görülmektedir ncak en fazla artış keçi ve kanatlı hayvanlarda bulunmaktadır. Tablo 1.1 Dünyadaki farklı türden çiftlik hayvan sayıları Kaynak: FAO Production Yearbook, 2012 Hayvan Türü Hayvan Sayısı (milyon baş) M Domuz K K D At E K T H K ünya da yetiştirilen, milyar sığır varlığının kıtalara dağılımı i milyonu sya kıtasında, i milyonu merika kıtasında, si milyonu frika kıtasında, si milyonu vrupa kıtasında ve sı milyonu kya-

15 1. Ünite - Dünya ve Türkiye Hayvancılığına Genel Bakış 5 nusya kıtasında bulunmaktadır ünya da en çok sığır yetiştiriciliği yapılan ilk dört ülke arasında ise sırası ile Hindistan milyon, Brezilya milyon, in milyon ve merika Birleşik evletleri milyon gelmektedir ünya genelinde yetiştirilen, milyar koyun varlığından kıtalar arasındaki dağılımı i milyonu sya kıtasında, i milyonu frika kıtasında, i milyonu vrupa kıtasında, i milyonu kyanusya kıtasında ve ü milyonu merika kıtasında yetiştirilmektedir ünyada koyunun en yoğun yetiştirildiği ilk dört ülke arasında sırası ile in milyon, Hindistan milyon, vustralya milyon ve udan milyon yer almaktadır ünya da yetiştirilen milyon keçi varlığının kıtalara dağılımı si milyonu sya kıtasında, sı milyonu frika kıtasında, sı milyonu merika kıtasında, si milyonu vrupa kıtasında ve ü milyonu kyanusya kıtasında bulunmaktadır Bu rakamlardan anlaşılacağı üzere dünya keçi varlığının ü milyonu sya ve frika kıtalarında yetiştirilmektedir n çok keçi yetiştiriciliği yapılan ilk dört ülke arasında sırası ile in milyon, Hindistan milyon, akistan milyon, ve i erya milyon gelmektedir ünyada yetiştirilen milyon domuzun, u milyonu sya kıtasında, u milyonu vrupa kıtasında, i milyonu merika kıtasında, i frika kıtasında ve i milyonu kyanusya kıtasında bulunmaktadır ünyada domuzun en yoğun yetiştirildiği ülkeler ise sırası ile in milyon, merika Birleşik evletleri milyon, Brezilya milyon ve lmanya dır milyon ünyada milyar adet kanatlı hayvan tavuk, hindi, ördek, kaz vb yetiştirilmektedir Bu kanatlı varlığının kıtalara göre dağılımı i milyarı sya kıtasında, sı milyarı merika kıtasında, sı milyarı vrupa kıtasında, i milyarı frika kıtasında ve i milyarı kyanusya kıtasında bulunmaktadır Bir ülkede hayvan sayısının çok olması bu ülkelerde hayvancılığın iyi yapıldığının bir göstergesi değildir Burada önemli olan hayvan sayısının fazla olmasından çok birim hayvandan elde edilen verimlerin yüksek olmasıdır. Bu bağlamda dünyada hayvancılığın en teknik ve verimli yapıldığı ülkelere örnek olarak, İngiltere, Hollanda, Fransa, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Yeni Zelanda ve İsrail verilebilir. Türkiye hayvan sayısı bakımından dünyada sığır ve keçi sayısı için 22.ci sırada, koyun ve tavuk sayısı bakımından ise 12.ci sırada yer almaktadır. Türkiye sahip olduğu hayvan varlığı bakımından azımsanmayacak bir sayıya sahip olmasına karşın birim hayvandan elde edilen verimlerde dünya sıralamasında arzu edilen yerde bulunmamaktadır. Bir ülkede yapılan hayvancılığın yapısını belirleyen en önemli etkenler, o ülkenin coğrafi yapısı, tarımsal üretim düzeyi ve genel ekonomik seviyesidir üzenli olarak yağış alan ve sulama olanakları bulunan ülkelerde ilk yapılan hayvancılık faaliyeti sığır yetiştiriciliğidir. Buna karşın karasal iklimlerin egemen olduğu step özellik gösteren yerlerde veya ülkelerde koyun ve keçi yetiştiriciliği öne çıkar. Bunun en önemli nedeni ise koyunların fakir meraları ve bu beslenme koşullarını sığırlara göre daha iyi değerlendirmesidir konomik bakımdan gelişmiş ülkelerde hayvancılık içerisinde sığır yetiştiriciliği en önemli yere sahiptir. Bu gibi ülkelerde halkın sığır etine ve sütüne olan yüksek talebi sığır yetiştiriciliğini ön plana çıkarır konomik açıdan gelişmiş ülkelerde koyun etine talep az olduğundan koyunculuk ikinci planda yer almaktadır. Buna karşın az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ise koyun ve keçi etine talep daha fazla olduğundan bu hayvan türlerinin yetiştiriciliği ön sıralara çıkmaktadır. Halkın beslenme alışkanlıkları ve dinsel tercihleri ülkede yapılan hayvancılığın yapısını etkilemektedir. Örneğin; Orta-Doğu ülkelerinde koyun eti ve sütünün halk tarafından tercih edilmesi koyun yetiştiriciliğini desteklemektedir Ayrıca Müslüman ülkelerde dinsel inançları gereği domuz yetiştiriciliği sınırlanmaktadır.

16 6 Tablo 1.2 Bazı ülkelerde farklı türden çiftlik hayvan sayıları Kaynak: FAO Production Yearbook, 2012 Temel Zootekni Hayvan sayıları (milyon baş) Ülkeler Sığır Koyun Keçi Domuz Kanatlı İ A İ Y H R İ - H A Y A D A G A T Dünyada Hayvansal Üretim Dünya hayvansal üretimi, yıllık toplam üretim ve kişi başına üretim olarak incelenebilir. Tablo de dünyada yılda üretilen hayvansal ürün miktarları ve her bir üründen kişi başına düşen miktarlar verilmiştir Tablo incelendiğinde dünyada yılda milyon ton et üretilmektedir Hayvan türleri arasında domuz, milyon ton et üretimi ile ilk sırada yer alırken bunu milyon ton ile kanatlı hayvanlar izlemektedir Bu türleri milyon ton ile sığır, milyon ton ile koyun, milyon ton ile keçi ve milyon ton ile manda takip etmektedir ünya et üretiminde yılında yılına göre luk bir artış meydana gelmiştir. Dünya toplam et üretimindeki bu artış içinde en yüksek paya le tavuk eti üretimi sahiptir Bunu le keçi eti, le domuz eti, la sığır eti ve le koyun eti izlemektedir ünya daki toplam et üretimi içinde hayvan türlerinin payları incelendiğinde domuzlar ile ilk sırada yer almaktadır Bu sırayı ile kanatlı hayvanlar, ile sığırlar, ile koyunlar, ile keçiler ve ile mandalar takip etmektedir ünya geneli için verilen bu sıralama ülkelerin coğrafi koşullarına, beslenme alışkanlıklarına, dini ve kültürel yapısına göre farklılıklar göstermektedir rneğin vrupa ülkelerinin birçoğunda dünya geneli için verilen sıralama geçerli iken Türkiye de kanatlı hayvanların et üretime katkısı ilk sırada yer almaktadır. Bunu sığır ve koyun izlemekte olup domuzun et üretimine katkısı ise yok denecek kadar azdır. ünya et üretimi sadece kırmızı et olarak ele alındığında kırmızı et üretiminin ini tek başına domuzlar sağlamaktadır Bunu ile sığırlar, ile koyunlar, ile keçiler ve ile mandalar izlemektedir ünya Gıda ve Tarım rgütü F verilerine göre dünyada toplam milyon ton süt üretilmektedir Bu üretimin milyon ton gibi büyük bir bölümü sığır inek yetiştiriciliğinden elde edilmektedir Bunu milyon ton ile manda sütü, milyon ton ile keçi sütü, milyon ton ile koyun sütü ve milyon ton ile deve sütü takip etmektedir

17 1. Ünite - Dünya ve Türkiye Hayvancılığına Genel Bakış 7 Ürün Çeşidi Toplam Üretim Kişi Başına Üretim (milyon ton) (kg) M K K D D Kırmızı et toplamı K Toplam et İ M K K D Toplam süt T Tablo 1.3 Dünyada yılda üretilen hayvansal ürün miktarları ve kişi başına üretim Kaynak: FAO Production Yearbook, 2012 Dünya hayvansal ürünler üretimi yıllık kişi başına düşen üretim bakımından ele alınmıştır. Böylece hayvancılığın gerek ekonomideki ve gerekse insan beslenmesindeki yeri daha iyi anlaşılmış olacaktır Tablo de görüleceği üzere dünyada yaşayan her bir insana düşen yıllık toplam kırmızı et miktarı kg dır Bu kırmızı et içinde hayvan türlerinin payları ise kg domuz eti, kg sığır eti, kg koyun eti, kg keçi eti ve kg manda eti olmak üzere sıralanmaktadır Bunun yanında dünyada kişi başına yıllık kg kanatlı hayvan eti düşmektedir. Kanatlı eti ile birlikte kişi başına düşen toplam et miktarı ise kg olmaktadır tin yanında dünyada kişi başına yıllık ortalama kg süt ve kg yumurta düşmektedir. Gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen hayvansal ürün miktarları bu ortalama değerlerin üzerinde olmasına karşın gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerde ise ortalamanın altındadır rneğin yıllık kişi başına et üretimi merika Birleşik evletleri nde kg, Brezilya da kg, r antin de kg, vustralya da kg, Yeni elanda da kg iken İran da kg, tiyopya da kg ve Hindistan da kg dır Bunun gibi kişi başına yıllık süt üretimi merika Birleşik evletleri nde kg, lmanya da kg, Fransa da kg, Hollanda da kg, iken İran da kg, tiyopya da kg ve Hindistan da kg dır işi başına düşen et ve süt üretimi vrupa ülkelerinde kg ve kg, frika ülkelerinde kg ve kg, merika kıtasında kg ve kg, sya ülkelerinde kg ve kg, kyanusya ülkelerinde kg ve kg dır eçilmiş bazı ülkelerde farklı çi lik hayvanlarından yılı itibariyle elde edilen et ve süt üretim sonuçları Tablo de verilmiştir unulan bu tablodaki sonuçlara göre dünyada en fazla sığır eti üreten ilk üç ülke sırasıyla merika Birleşik evletleri milyon ton, Brezilya milyon ton ve in milyon ton dir oyun eti üretiminde ilk üç sırayı in milyon ton, vustralya bin ton ve Yeni elanda bin ton almaktadır Bu sıralama domuz eti üretiminde in milyon ton, merika Birleşik evletleri milyon ton ve lmanya milyon ton şeklinde olmaktadır anatlı eti üretiminde ilk üç sırayı alan ülkeler ise merika Birleşik evletleri milyon ton, in milyon ton ve Brezilya milyon ton dır ynı tablodan izlenebilineceği üzere, inek süt üretimi en fazla olan ilk üç ülke merika Birleşik evletleri milyon ton, Hindistan milyon ton ve in mil-

18 8 Temel Zootekni yon ton dir oyun sütü üretiminde ilk üç sırayı alan ülkeler ise in milyon ton, Türkiye milyon ton ve uriye bin ton dir eçi sütü üretimindeki sıralama ise Hindistan milyon ton, Bangladeş milyon ton ve udan milyon ton olarak bildirilmiştir t ve süt üretiminin yanında yumurta üretiminde ilk üç sırayı alan ülkeler in milyon ton, merika Birleşik evletleri milyon ton ve Hindistan milyon ton dır Dünya hayvan yetiştiriciliğinde et, süt ve yumurta gibi hayvansal ürünlere ilave olarak genelde deri ve tekstil sanayide ham madde olarak kullanılan deri ve yapağı elde edilmektedir yılı Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) istatistiklerine göre dünyada toplam milyon ton yaş deri ve milyon ton yapağı üretilmektedir Yapağı üretiminde ilk sırayı in, vustralya ve Yeni elanda almaktadır Tablo 1.4 Bazı ülkelerde farklı tür çiftlik hayvanlarında et, süt üretimi (bin ton) Kaynak: FAO Production Yearbook, Sığır Koyun Keçi Domuz Kanatlı Ülkeler Et Süt Et Süt Et Süt Et Et İ A - İ Y H - - R İ - H - A - - Y - - A D A G A - - T - Hayvancılığın önemini nasıl açıklayabilirsiniz? HAYVANCILIĞIN BESLENMEDEKİ YERİ İnsanın bedenen, aklen, ruhen ve sosyal bakımdan iyi gelişmiş bir vücut yapısına sahip olabilmesi ve bunu sürdürebilmesi kısaca sağlıklı üretken olarak yaşayabilmesi diğer faktörlerin yanında beslenme ile yakından ilgilidir. Yetişkin bir insanın dengeli olarak beslenebilmesi için aldığı besinler ile bir günde - kalori ve - g protein alması gerekir lınan bu proteinin - g ının hayvansal kökenli olması gereklidir Bitki kökenli besinler genel olarak karbonhidratlarca zengin ve proteince fakirdir Bunun yanında insanlar tarafından sindirilmesi çok güç olan selülozu bol miktarda içerirler Buna karşın hayvansal kökenli besinler proteince zengin olmasının yanında içerdiği proteinin biyolojik değerliliği de yüksektir. Karbonhidratlar ya hiç yoktur ya da çok az vardır, bu besinlerde selüloz hiç yoktur. Bir insanın hayatını sürdürebilmesi için bu besin maddelerini dengeli bir şekilde alması gerekmektedir. Besin maddeleri karbonhidratlar, proteinler, vitaminler ve minerallerden oluşurlar. Bütün besin maddeleri az veya çok bu bileşikleri içerir ancak bazı besinler bu maddelerin bir ya da birkaçını daha çok içerebilir. Bundan dolayı hayvansal orjinli

19 1. Ünite - Dünya ve Türkiye Hayvancılığına Genel Bakış 9 besinler protein oranın fazlalığı ve biyolo ik değerinin daha yüksek olması nedeniyle insan beslenmesine daha uygundurlar. Burada bir örnek vermek gerekirse; insan beslenmesi açısından önemli olan amino asitlerden lizin bitkisel proteinlerde çok olmasına karşın süt ve et proteinlerinde yüksek miktarda bulunur. Hayvansal kökenli besinlerde proteinin yanında enerji kaynağı olan yağ da mevcuttur. Bu da hayvansal besinlerin iyi bir protein kaynağı olmasının yanında iyi bir enerji kaynağı olarak da sayılmasına yol açar. Besin maddelerinin içerdiği protein genelde ham protein olarak verilir bu da proteinin besin değeri hakkında yeterli bilgi vermez. Bundan dolayı proteinlerin biyolojik değerlilikleri içerdikleri amino asitlerin oranlarına göre saptanır roteinlerin biyolo ik değerliliğinin en yaygın ölçüsü net protein kullanımıdır. Burada yumurtanın net protein kullanım ölçüsü 100 alındığında, buna göre diğer bazı besinlerin net kullanım seviyeleri; domuz eti, sığır eti, inek sütü, balık, pirinç, buğday unu, mısır ve baklagiller dir Görüldüğü gibi hayvansal proteinler net kullanım bakımından bitkisel proteinlere göre önemli ölçüde üstündür. Farklı tür hayvan etleri - protein, - yağ ve - mineral madde içerir, kalan kısım ise sudur. Memeli hayvan yavrularının tek besin kaynağı olan süt ideal bir besin maddesidir. Günde bir kg süt içmekle üç aylığa kadar bir bebeğin tüm gereksinimi, yaşına kadar çocukların - ini, - yaş arasındakilerin sini ve emzikli kadınların ünü karşılar Bunların yanında yumurta da taşıdığı amino asitler, doymamış yağ asitleri, başlıca vitaminler ve mineraller yönünden zengin bir besin kaynağıdır. Dünya Ülkelerinde Hayvansal Besinler Bakımından Beslenme Düzeyleri Günümüzde yedi milyarı aşan nüfusu ile dünyanın karşı karşıya kaldığı en önemli sorunlardan birisi insanların beslenmedir. Gelişmiş ülkelerde (bu ülkelerde hayvancılık da ileri düzeydedir) alınan günlük diyetin büyük bir bölümü hayvansal proteinlerden oluşur. Bireyler önemli miktarda et, süt ve yumurta tüketirler. Buna karşın geri kalmış ve az gelişmiş ülkelerde yaşayan insanlar bitkisel besinlerle beslenmektedir. Hatta bunlardan yoksun ve açlık çeken azımsanmayacak kadar çok insan dünyada yaşam mücadelesi vermektedir. ünya beslenme durumu ünya Gıda ve Tarım rgütü F yılı istatistiklerine göre kişi başına günlük kalori, günlük toplam protein ve günlük hayvansal protein tüketimi dünya genelinde kalori, g ve g dır Bu değerler kıtalara göre değişim göstermektedir Yukarıda belirtilen parametreler, merika kıtasında kalori, g ve g, vrupa kıtasında kalori, g ve g, kyanusya kıtasında kalori, g ve g, sya kıtasında kalori, g ve g ve frika kıtasında ise kalori, g ve g dır ünya beslenme durumunu ülkeler bazında Tablo deki değerler dikkate alındığında daha iyi bir fikir sahibi olmak olasıdır öz konusu tabloda farklı ülkelerde birey başına düşen günlük kalori, toplam ve hayvansal protein değerleri verilmiştir. Tabloda sunulan ülkeler arasında günlük kalori bakımından merika Birleşik evletleri kalori ile ilk sırada yer alırken tiyopya kalori ve ad kalori ile son sıralarda yer almıştır Toplam protein bakımından yine merika Birleşik evletleri g la ilk sırada yer alırken, Bangladeş g ve Hindistan g la son sıralarda yer almıştır Hayvansal protein tüketimi sıralamasında da ülkeler arasın da büyük farklılıklar bulunmakta olup merika Birleşik evletleri ve Fransa da gramın üzerinde iken ad, tiyopya, Bangladeş ve i- erya gibi ülkelerde gramın altındadır Türkiye de yediğimiz gıdalardan günlük kalori ve gram protein almamıza karşın günlük hayvansal protein tüketimi yıllar itibariyle artarak g lardan g a kadar yükselmiştir Buna rağmen bu miktar halen dünya ortalamasının altında olup yeterli bir düzeyde değildir.

20 10 Temel Zootekni Tablo 1.5 Bazı ülkelerde birey başına alınan günlük kalori, toplam protein ve hayvansal protein miktarları Kaynak: FAO Production Yearbook, 2009 Ülke Adı Kalori (cal) Toplam Protein (g) Hayvansal Protein (g) A İ İ T İ H A D A G A E N M Y A Bazı ülkelerde kişi başına ortalama yıllık et, süt ve yumurta tüketim miktarları Tablo da gösterilmiştir Tabloda görüldüğü gibi gelişmiş zengin ülkelerde gerek et ve süt ve gerekse yumurta tüketimi geri kalmış ve az gelişmiş ülkelerden açık ara daha fazladır rnek olarak Amerika Birleşik Devletleri ve Avustralya gibi ülkelerde et tüketimi yıllık 100 kg ın üzerinde iken tiyopya ve i erya da kg ın altındadır ynı durum süt ve yumurta tüketimlerinde daha da vahim görülmektedir. Bu da geri kalmış ve az gelişmiş ülke insanlarının nitelik ve nicelik bakımından yetersiz beslendiklerinin ve hatta açlığın söz konusu olduğunun en önemli göstergelerindendir Türkiye de ise yıllık kişi başına ortalama et tüketimi kg, süt tüketimi kg ve yumurta tüketimi de kg a ulaşmıştır Tablo 1.6 Bazı ülkelerde birey başına yıllık ortalama et, süt ve yumurta tüketimi Kaynak: FAO Production Yearbook, 2009 Ülke Adı Et (kg) Süt (kg) Yumurta (kg) İ A İ A D A M A H T R R E N

21 1. Ünite - Dünya ve Türkiye Hayvancılığına Genel Bakış 11 ünyada üretim olanaklarını daha etkin kullanarak artan nüfusu bugünkünden daha iyi besleme olanağı olasıdır. Bunun için bitkisel ve hayvansal üretimleri teknoloji ve bilimin olanakları kullanılarak artırmak için gerekli çaba gösterilmeli ve geri kalmış ülkelere tarım ve hayvancılıkta gelişmiş ülkeler üretim konusunda gerekli teknik ve mali yardımları yapmalıdır. Ancak bu şekilde geri kalmış ülkelerde yaşayan insanların beslenmeleri konusunda ilerleme sağlanabilir. Dünya hayvansal ürün tüketiminde nasıl bir dağılım vardır? TÜRKİYE DE HAYVANCILIK İnsan beslenmesi açısından uygun olmayan yem kaynaklarının kaliteli insan gıdasına dönüştürülmesinin yanında tarıma dayalı et, süt, yem, yünlü tekstil ve deri sanayilerine hammadde ve istihdam sağlaması bakımından hayvancılık tarımsal üretimin lokomotifi konumundadır Türkiye de özellikle lı yıllardan sonra tarım dışındaki sektörlerin daha hızlı büyümesi tarımın ülke ekonomisindeki payının azalmasına neden olmuştur. Türkiye gayri safi yurtiçi hasılanın yıllarda tarım sektöründen gelirken bu miktar de e düşmüş, den sonra ise un altına gerilemiştir Tüm bunlara karşın tarım ve hayvancılık ülke ekonomisinde önemli bir yere sahip olup Türkiye tarım ülkesi görünümünü sürdürmektedir. Tarım sektöründe çalışanlar toplam istihdam içinde lık önemli bir paya sahiptir Türkiye de hayvancılığın durumunu anlayabilmek için öncelikle hayvan varlığını ve hayvansal üretimi bilmek gerekir. 2 Hayvan Varlığı ve Hayvansal Üretim Türkiye sahip olduğu hayvan varlığı ile dünyada önde gelen ülkelerden birisidir Türkiye de kanatlı hayvan dışındaki çi lik hayvanlarının toplam sayıları yıllar itibariyle belirgin bir şekilde azalmıştır öz konusu hayvan sayıları de milyon baş iken bu sayı da milyon, de milyon ve yılında ise milyona gerilemiştir Bu hayvanların aksine Türkiye de kanatlı sektörü özellikle tavukçuluk hızlı bir şekilde gelişmiştir Bunun göstergesi olarak da Türkiye de yılında milyon kanatlı var iken bu sayı da milyona, de milyona ve de ise milyona yükselmiştir Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvan Varlığı Türkiye de yetiştirilen çi lik hayvanlarına ait sayısal değerler Tablo de verilmiştir dı geçen tablodan izlenebilineceği gibi Türkiye de yetiştirilen büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar arasında en çok sayıya koyunlar sahiptir. Bunu sırasıyla sığırlar, keçiler ve mandalar izlemektedir yılı verilerine göre hayvan varlığının ini koyun, ini sığır, sini keçi ve sini manda oluşturmaktadır umhuriyetin ilk yıllarından itibaren Türkiye de sığır yetiştiriciliği önemli bir hayvancılık kolu olarak görülmüştür. Özellikle son yıllarda hayvancılık denince akla ilk gelen sığır yetiştiriciliğidir. Burada sığır yetiştiriciliğinin avantajları ile sığır ticaretinin gelişmiş ülkelerde de önemli bir yere sahip olmasının payı büyüktür. Dünya Gıda ve Tarım Örgütü F verilerine göre dünya süt üretiminin tamamına yakını ve et üretiminin de ini tek başına sağlamaktadır Bu durum sığırcılığın bazı önemli avanta larından ileri gelmektedir. Bu avantajlar arasında; kaba ve konsantre yemi et ve süte çevirme yeteneğinin yüksek olması, süt veriminin yüksek olması, laktasyon süresinin uzun olması ve yılın her ayında süt üretiminin olması, farklı iklim koşullarına kolay adapte olmaları sayılabilir Türkiye de sığır yetiştiriciliği li yıllara kadar ağırlıklı olarak aile işletmeciliği tarzında yapılmış, yılından itibaren ekonomik ölçekte sığır işletmeleri kurulmaya başlanmış, son yıllarda ise büyük kapasiteli modern süt sığır yetiştiriciliği işletmelerinin Laktasyon: Memeli hayvanlarda doğumla birlikte meme bezlerinden süt salgılanmaya başlanması ve bu süt salgılamasının belirli bir süre devam etmesi.

22 12 Temel Zootekni sayısı hızla artmıştır. Ülkemizde yetiştirilen sığır ırkları yerli, kültür ve melez ırklar olmak üzere üç grupta incelenebilir. Yerli sığır ırkları Yerli Kara (Karasığır), Boz ırk, Doğu Anadolu Kırmızısı (DAK) ve Güney Anadolu Kırmızısı (GAK) ırklarından oluşmaktadır. ültür ırk sığırları olarak ise Holstein siyah-beyaz alaca, smer ontafon, ersey ve immental ırkları yetiştirilmektedir Türkiye de yetiştirilen sığır varlığı yılında yılına göre azalmış olup milyon başa gerilemiştir Bu azalmaya karşın süt üretiminde herhangi bir azalma meydana gelmemiştir. Bu durumun en önemli nedenlerinden birisi birim hayvandan elde edilen süt miktarının yaklaşık iki kat artırılmış olmasındandır. Manda sayısındaki azalma ise daha çok olmuştur anda sayısındaki bu hızlı düşme ise üretiminin ekonomik olmaması gibi nedenlere bağlanabilir. Ancak manda yetiştiriciliği son yıllarda devlet tarafından teşvik kapsamına alınmıştır Bu bağlamda manda sayısında bir miktar artış kaydedilmiştir. oyun yetiştiriciliği ülkemiz çi çisinin tarih boyunca uğraştığı en önemli hayvancılık kollarından biri olmuştur. Koyun yetiştiriciliği et, süt, yapağı (yün) ve deri üretimi bakımından ülkemiz ekonomisinde önemli bir yere sahiptir Türkiye de koyun yetiştiriciliği özellikle Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgelerinde yaşayan halkın önemli bir geçim kaynağıdır lkemizde, kkaraman, orkaraman, ağlıç, ıvırcık, akız, erinos, arayaka, aragül, İvesi, Bafra, alya, cıpayam ve Tahirova koyun ırkları yetiştirilmektedir Ülkemizde yetiştirilen keçilerin çok büyük bir bölümünü, kıl keçileri oluşturmaktadır. on yıllarda keçi sütünün öneminin anlaşılması ile artan talep doğrultusunda ve süt keçi yetiştiriciliğinin teşvik kapsamına alınması üzerine süt keçi ırkları aanen, ilis vd da entansif koşullarda yetiştirilmeye başlanmıştır Türkiye de yetiştirilen küçükbaş hayvan sayılarında yılına göre de koyunlarda lık ve keçilerde ise lik bir azalma meydana gelmiştir ağlık ve ormanlık bölgelerde yetiştirilen keçiler burada yaşayan halkın en önemli geçim kaynağı olmasına rağmen ormandaki genç sürgünlere verdikleri zararlardan dolayı sayılarının azaltılması planlı dönemde öngörülmüştür. Bu nedenle keçilerdeki azalma normal kabul edilebilirse de koyunlardaki azalma nedenlerinin araştırılması ve sayılarının artırılması yönünde acilen çalışmalar yapmak gerekmektedir. Koyunların azalma nedenleri arasında mera alanlarının tahrip edilerek giderek azalması, Güney ve oğu nadolu daki terör olayları ve koyun yetiştiriciliğin yeterince teşvik edilmemesi sayılabilir. Ülkemizde yetiştirilen tek tırnaklı hayvan ve deve sayılarında sürekli bir azalma olduğu gözlenmektedir. Bunun en önemli nedeni ise tarımda ve taşımada makineleşmeye bağlı olarak hayvan gücüne gereksinim duyulmamasıdır. Dünyadaki pek çok ülke et gereksiniminin büyük bir kısmını domuz yetiştiriciliğinden sağlamasına karşın Türkiye de domuz eti tüketiminin dinen yasak olması nedeniyle domuz yetiştiriciliği kısıtlı bir alanda sürdürülmektedir. Tablo 1.7 Türkiye de yıllar itibariyle farklı türden çiftlik hayvan sayıları Kaynak: TÜİK tarım istatistikleri 2012 Hayvan Türü Hayvan Sayıları (1000 baş) M K K At K E Domuz

23 1. Ünite - Dünya ve Türkiye Hayvancılığına Genel Bakış 13 Süt Üretimi Türkiye de yıllara göre toplam süt üretimi, toplam süt üretiminde hayvan türlerinin payları ve birim hayvan başına düşen laktasyon süt verimleri Tablo de verilmiştir Tablo incelendiğinde görüleceği gibi yıllar itibariyle hayvan sayılarında azalmaya bağlı olarak sağılan hayvan sayılarında da azalma meydana gelmiştir. Buna rağmen toplam süt veriminde bir azalma meydana gelmemiş aksine yılına göre de lik bir artış olmuştur. Bu durum hayvan başına süt verim düzeyinin artması ile açıklanabilir. Özellikle inek başına bir laktasyon periyodunda elde edilen süt verimlerinde yıllar itibariyle iki kat artışlar olmuştur ncak bu gelinen nokta kg gelişmiş ülkelerde yetiştirilen hayvanlardan elde edilen rakamlara - kg göre halen düşük bir seviyededir Türkiye de Türkiye İstatistik urumu T İ verilerine göre yılı itibariyle toplam milyon ton süt üretilmiştir Bu üretimin içinde hayvan türlerinin payları inekler için milyon ton, koyunlar için milyon ton, keçiler için bin ton ve mandalar için bin ton süt olarak bulunmuştur ığırlardan elde edilen sütün toplam süt üretimi içindeki payı yıllar itibariyle yükselmiştir Bu pay yılında iken de ye yükselmiştir oyun sütü üretimi ve toplam süt içindeki payı yıllar itibarı ile azalmış, da lik bir paya sahipken bu oran yılında ya gerilemiştir Buna rağmen Türkiye koyun sütü üretiminde dünyada ikinci ve vrupa da birinci sırada yer almaktadır on yıllarda keçi sütü ve ürünlerine olan talep ile süt keçi yetiştiriciliği de teşvik kapsamına alınmıştır. Bu bağlamda gerek keçi sayısında artış meydana gelmiş ve gerekse keçi sütü üretiminde artışlar meydana gelmiştir. Türkiye, Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) 2012 yılı verilerine göre, süt üretimi bakımından dünyada onuncu sırada ve Avrupa Birliği ülkeleri arasında ise üçüncü sırada yer almaktadır. Toplam Toplam sütte türlerin payı (%) Birey başına verim ortalama kg Yıllar süt (bin ton) Sığır Koyun Keçi Manda Sığır Koyun Keçi Manda Et Üretimi Türkiye de yıllara göre toplam kırmızı et üretimi, toplam kırmızı et üretiminde hayvan türlerinin payları ve birim karkas başına düşen ortalamalar Tablo de verilmiştir Türkiye de et üretimi ile bilgiler sadece mezbaha kesimlerine dayanmaktadır Bunun yanında sayıları tespit edilemeyen köylerde ya da kasabalarda hatta kurban amacı ile şehirlerde bile mezbaha dışında kesilmektedir. Bu da hayvan türleri üzerindeki tahminlerin sağlıklı olmamasını doğurmaktadır. Bu bağlamda tabloda görüleceği gibi Türkiye toplam kırmızı et üretiminde 2010 yılından itibaren mezbaha ve mezbaha dışı kesimler birlikte verilmeye başlanmıştır. Bundan dolayı 2010 yılından sonra et üretiminde ani bir yükseliş bulunmaktadır Türkiye de yıllarından yılına kadar - bin ton bandında bulunan et üretimi, yılında bin ton ve yılında ise bin tona yükselmiştir Türkiye toplam kırmızı et üretiminde sığırların payı yılında iken bu oran ye yükselmiştir Buna karşın koyun eti yılında lik bir paya sahipken de ya kadar düşmüştür oyun etinde görülen bu düşüş keçi etinde de gözlenmektedir Bu rakamlardan anlaşıldığına göre Türkiye de kırmızı et üretiminde sığır etinin Tablo 1.8 Türkiye de toplam süt üretimi, toplam süt üretiminde türlerin payı ve hayvan başına verim ortalamaları Kaynak: TÜİK tarım istatistikleri 2012 Karkas: Hayvan kesilip baş, ayaklar, deri ve iç organlar çıkarıldıktan sonra kalan kemikli et (gövde)

24 14 Temel Zootekni oranı oldukça fazladır lkemizde özellikle koyun yetiştiriciliğin teşvik edilerek kuzu eti üretimin artırılması gerektiği açık olarak görülmektedir. rtalama sığır karkas ağırlığı yılında kg iken yıllar itibarı ile artarak yılında kg a yükselmiştir ığır karkas ağırlığı geçen yılda oranında artmıştır oyunda aynı yıllarda kg olan karkas ağırlığı a yükselmiş olup artış oranı olmuştur eçilerde ise kg olan karkas ağırlığı kg çıkmış olup artış oranı hesaplanmıştır. Tablo 1.9 Türkiye de toplam kırmızı et üretimi, toplam et üretiminde türlerin payı ve birim karkas ortalamaları Kaynak: TÜİK tarım istatistikleri 2012 Toplam Toplam Kırmızı Ette Payı (%) Birim Karkas Ortalaması (kg) Yıllar Et (binton) Sığır Koyun Keçi Manda Sığır Koyun Keçi Manda Yapağı, Tiftik, Kıl ve Deri Üretimi Türkiye de yıllar itibariyle üretilen yapağı, ti ik, kıl ve deri değerleri Tablo da gösterilmiştir lkemizde yılında bin ton yapağı, ton ti ik, ton kıl ve bin adet deri elde edilirken bu rakamlar yılında bin ton yapağı, ton ti ik, ton kıl ve bin adet deri olarak bulunmuştur Görüleceği gibi yılı üretimine göre yılı üretiminde yapağı üretiminde, ti ik üretiminde, kıl üretiminde ve deri üretiminde ise lük bir azalma meydana gelmiştir Türkiye de yapağı, ti ik ve kıl üretimi çeşitli yönlerden önem taşır retilen yapağının i yerli koyun ırklarından elde edilir ve bu yapağılar genellikle kaba ve karışık yapağı olup halı ve kilim dokumasına elverişlidir. Bunun yanında daha az kısmını kumaş dokumaya uygun bir örnek ve ince yapağı erinos Yapağısı oluşturur Ti ik elyafı yapağı ile karıştırılarak kumaş dokumasında kullanıldığı gibi trikotaj ve kaliteli döşemelik kumaş yapımı için de çok elverişlidir. Kıl keçilerinden elde edilen kıl ise orman içi köylerde yaşayan halkın ev ve giyim eşyaları ile kilim dokumada kullanılır. Türkiye hayvansal üretiminde deri de önemli bir yere sahiptir. Deri giyim sanayi (elbise ve ayakkabı) ve ihracatımız için değerli bir üründür. Tablo 1.10 Türkiye de yıllara göre yapağı, tiftik, kıl ve deri üretim değerleri Kaynak: TÜİK tarım istatistikleri, 2012 Yıllar Yapağı (ton) Tiftik (ton) Kıl (ton) Deri (bin adet) Kümes Hayvanları Türkiye de yıllar itibariyle kanatlı hayvan sayıları Tablo de gösterilmiştir Görüleceği gibi yumurta tavuğu ve hindi sayılarında küçük dalgalanmalar olmasına karşın et tavuğu sayısında önemli artışlar olmuştur t tavuğunda yılda altı parti üretim yapıldığından bu sayının altı katı hayvan üretimde kullanılmaktadır. Bunun dışındaki kaz ve ördek sayılarında önemli azalma meydana gelmiştir Türkiye de yılında toplam milyon baş olan tavuk sayısı, artarak yılında milyon başa çıkmıştır

25 1. Ünite - Dünya ve Türkiye Hayvancılığına Genel Bakış 15 Tür Y T E T H K Türkiye ekonomisinde önemli bir yere sahip olan ve diğer tür hayvanlara göre dünyadaki gelişmeleri daha yakından takip eden kanatlı hayvan sektörü özellikle son yıllarda halkın dengeli beslenmesinde önemli bir yere sahip olmuştur Tablo de görüldüğü gibi, Türkiye de piliç eti üretimi yılında bin ton iken yılında milyon tona çıkmıştır öz konusu yıllar arasında piliç eti üretimindeki artış beş kat olmuştur Türkiye toplam et üretimi olan milyon ton için piliç eti üretimini payı tür iliç eti üretimi yanında hindi eti üretiminde de azımsanmayacak bir düzeye sahip olup yılı itibarı ile bin tona yükselmiştir yrıca bu sektörde yılda yaklaşık milyar yumurta üretilmektedir Türkiye kanatlı sektörü tarafından üretilen bu ürünlerin büyük bir bölümü yurt içinde tüketilirken bir kısmı da yurt dışına ihraç edilmektedir. Gelecek yıllarda kanatlı sektörüne gerekli destekler verilirse Türkiye ekonomisine önemli katkılar sağlayabileceği açıkça görülmektedir. Tablo 1.11 Türkiye de yıllar itibariyle farklı türden kanatlı hayvan sayıları (bin adet) Kaynak: TÜİK tarım istatistikleri 2012 Tür E H E - K E E Y Hayvansal Ürünlerin Tüketimi İnsanların beslenmesinde önemli bir yere sahip olan hayvansal ürünler hem büyüme ve gelişmede ve hem de zeka gelişiminde önemli bir yer tutar. Dünya genelinde enerji bakımından yetersiz beslenmenin yanında yeterli hayvansal protein tüketilmemesi dengesiz beslenmeye yol açmaktadır. Bununda ötesinde dünyanın önemli bir bölümü açlıkla karşı karşıyadır. Dünya genelinde kişi başına düşen hayvansal protein tüketimi 31.2 g olduğu halde, Bu rakam az gelişmiş ülkelerde g, frika ülkelerinde g, sya da g, merika da g, vrupa ülkelerinde g ve Türkiye de ise g dır Bu rakamlardan anlaşılacağı gibi Türkiye dünya ortalamasının altında hayvansal protein tüketmektedir. Bunun en kısa sürede günlük gramın üzerine çıkarılması için üretim olanaklarının artırılması gerekmektedir. Türkiye kişi başına düşen hayvansal ürün tüketimi bakımından süt, kanatlı eti ve yumurtada dünya ortalamalarının üzerinde, domuz dışındaki kırmızı et tüketiminde dünya ortalamasının gerisinde bulunmaktadır. Özellikle ülkemizde domuz eti üretimi ve tüketiminin olmadığı dikkate alındığında halkın beslenmesi bakımından kırmızı et üretiminin artırılması gerekliliği ortaya çıkmaktadır Bu konuda özellikle domuz etine alternatif olarak ülkemizde koyun ve keçi eti üretiminin artırılması gerekliliği açıkça görülmektedir. Tablo 1.12 Türkiye de yıllar itibariyle farklı türden kanatlı hayvan et üretim miktarları Kaynak: TÜİK tarım istatistikleri 2012

26 16 Tablo 1.13 Yıllık kişi başına tüketilen hayvansal ürünler Kaynak: FAO Production Yearbook, 2009 Temel Zootekni Süt ( kg ) Sığır, Koyun vd Kırmızı Et (Kg) Domuz Eti Kanatlı Eti (kg) Yumurta (kg) D A T - İşletme Yapısı ve Yapısal Durumu Türkiye de genel tarım sayımı sonuçlarına göre yaklaşık milyon tarım işletmesi bulunmaktadır Bu işletmelerin sinde hem bitkisel hem de hayvansal üretim yapılmakta, unda sadece bitkisel üretim yapılmakta ve sında sadece hayvansal üretim yapılmaktadır. Yalnız hayvansal üretim yapılan işletme sayısı 73 bin civarındadır. Türkiye Ekonomisinde Hayvancılığın Yeri Türkiye konumu ve değişik ekolojik yöreleri hayvan yetiştiriciliğine elverişli olup ülke kaynakları harekete geçirilmemiş büyük potansiyellere sahiptir. Hayvan sayısı bakımından önemli bir yapıya sahip olmasına karşın verimleri genellikle düşük olan yerli hayvanların çoğunlukta olması bir dezavantaj olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun yanında bulaşıcı ve salgın hastalıkların tehdidi, çayır ve mera alanlarının tarıma açılmış olması, yem bitkileri üretiminin yetersizliği ve yem açığının bulunması bu sektörde öncelikle çözümlenmesi gereken sorunların bazılarıdır. anayileşerek gelişen ülkelerin ekonomilerinde bilindiği gibi tarım sektörünün payı diğer sektörlerin gelişmesine paralel olarak giderek düşmektedir. Türkiye ulusal gelirlerinde tarım gelirlerinin payı lardan son yıllarda un altına gerilemiştir Tarım gelirleri içinde hayvancılığın payı ise - dolayındadır Bunun yanında tüm istihdamın sı tarım sektöründe çalışmakta böylece ülke işsizliğinin giderilmesinde önemli bir yere sahiptir. Hayvansal üretim düzeyi çeşitli önlemler alındığı zaman ulusal gelirlerin de artmasına büyük katkı sağlayacaktır. Hayvancılık ulusal geliri artırıcı bir kaynak olmasının yanında dış ticaret dengemiz ile de yakından ilgilidir. Hayvan ve hayvansal ürün dış satımından önemli bir miktarda döviz elde edebilir Türkiye yılında hayvansal ürün ihracatından milyar dolar gelir elde etmiştir (TÜİK 2013). Hayvancılık çeşitli sanayi kollarının ham madde gereksinimini sağlayan bir sektördür. Bu sanayiler arasında et, süt, tekstil, deri, ilaç ve kozmetik sanayi sayılabilir. Adı geçen bu sanayi kolları ülkede özel sektörün de bu alanlara yatırım yapmasıyla gelişmiş ülkelerle rekabet edebilecek duruma gelmiştir Bu sanayi kollarının gelişmiş olması diğer tara an bu ürünlerin daha kaliteli ve yeterli miktarda üretilmesini özendirmekte, yeni iş alanları yaratarak işsizlik sorununun önlenmesine yardımcı olur. Ayrıca hayvansal ürünlerin işlenerek değerinin yükseltilmesini ve dolayısıyla ulusal gelirin artması sağlar. Bütün bunların yanında hayvancılığın gelişmesi ile bu sektörle ilgili yem sanayi, veteriner ilaçları sanayi ve hayvan yetiştirme ekipmanları sanayinin gelişmesi sağlar. Hayvancılıktan elde edilen değerli ürünlerin yanında yan ürün olarak ortaya çıkan gübre ile de tarım arazilerinin fiziksel özelliklerini iyileştirmesi ve bitkilerin ana besin maddelerini sağlaması ile önemlidir. Gelişen ve değişen dünyada insanoğlunun geçmişte var olan, bugün yaşanan ve gelecekte de hissedilecek önemli ve değişmez sorunların başında yeterli ve dengeli beslenme gelmektedir. Bu olgu söz konusu olduğunda, hayvansal ürünler taşıdıkları biyolojik özellikleri nedeniyle vazgeçilmez ve diğer besin maddeleri ile ikame edilemez bir konumdadır. Hayvansal proteinler bir ülkenin iş gücünden ve kafa gücünden en iyi bir biçimde yarar-

27 1. Ünite - Dünya ve Türkiye Hayvancılığına Genel Bakış 17 lanılmasında, genç nesillerin sağlıklı büyümesinde, yıpranan vücut hücre ve dokularının onarılmasında, hastalıklara karşı direnç sağlanmasında ve bağışıklık mekanizmasının iyi çalışmasında özel bir yeri olan değerli besin maddesidir. Bu nedenle halkın yeterli ve dengeli beslenmesinde hayvancılık önemli bir yere sahiptir Bu gün Türkiye de çi lik hayvanlarından elde edilen et, süt ve yumurta gibi ürünler gereksinimin altında olmasına rağmen, kişi başına g kadar hayvansal protein sağlanabilmektedir Bu miktarın günde g ın üzerine çıkarmak için gerekli tedbirlerin bir an önce alınması gerekmektedir Türkiye hayvancığı hakkında neler söyleyebilirsiniz. 3

28 18 Temel Zootekni Özet 1 2 Dünya hayvancılığı hakkında genel bilgi Geçmişte insanoğlu, yabani hayvanları avlamış, etleri ile karnını doyurmuş, derilerinden giysiler yapmış, kemik ve boynuzlarından alet ve süs eşyaları yapmışlardır. Hayvan yetiştiriciliği, hemen hemen bütün dünya ülkelerinin ekonomilerinde önemli bir yere sahiptir. Toplumların sosyal ve ekonomik gelişmesinde hayvancılığın önemli katkıları vardır. Dünyada, Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) 2012 yılı istatistiklerine göre milyar dolayında çi lik hayvanı mevcuttur. Kanatlılar hariç tutulduğunda hayvan sayısı milyara düşmektedir Bu hayvan varlığı arasında sayı bakımından sığır ilk sırada gelmekte, bunu koyun, keçi ve domuz izlemektedir. Dünyada yılda milyon ton et üretilmekte ve bu üretimde en büyük katkıyı domuzlar daha sonra ise sırasıyla kanatlılar, sığırlar ve koyunlar yapmaktadır. Dünya kırmızı et üretiminin ini tek başına domuzlardan sağlanmaktadır Bunu le sığırlar ve le koyunlar izlemektedir Bunun yanında dünyada yılda toplam milyon ton süt elde edilmekte ve bu sütün ü ineklerden elde edilirken bunu la manda, dü keçi ve ile koyun sütü takip etmektedir. Dünyada yaşayan her bir insana düşen hayvansal ürün miktarları kg sığır eti, kg koyun eti, kg domuz eti olmak üzere toplam kırmızı et kg dır Bunun yanında kişi başına kg kanatlı hayvan eti, kg yumurta ve kg süt düşmektedir. Hayvansal kökenli gıdaların beslenmedeki önemi Yetişkin bir insan dengeli olarak beslenebilmesi için aldığı besinler ile bir günde - kalori ve - g protein alması gerekir lınan bu proteinin - g ının hayvansal kökenli olması gereklidir Bitki kökenli besinler genel olarak karbonhidratlarca zengin ve proteince fakirdir Buna karşın hayvansal kökenli besinler proteince zengin olmasının yanında içerdiği protein biyolojik değerliliği de yüksektir. Günümüzde yedi milyara yaklaşan nüfusu ile dünyanın karşı karşıya kaldığı en önemli sorunlardan birisi beslenmedir. Dünyada seçilmiş ülkeler arasında, günlük kalori bakımından merika Birleşik evletleri kalori ile ilk sırada yer alırken ad kalori ile son sırada yer almıştır. Toplam protein bakımından yeni Amerika Birleşik evletleri g la ilk sırada yer alırken, 3 Hindistan g la son sırada yer almıştır Hayvansal protein tüketimi sıralamasında da ülkeler arasında büyük farklılıklar bulunmakta olup merika Birleşik evletleri nde g iken ad, tiyopya, Bangladeş ve i erya gibi ülkelerde - g arasında değişmektedir Türkiye de günlük hayvansal protein tüketimi g lardan g a kadar yükselmiştir Türkiye hayvan yetiştiriciliğinin genel yapısı Türkiye de özellikle lı yıllardan sonra tarım dışındaki sektörlerin daha hızlı büyümesi tarımın ülke ekonomisindeki payının azalmasına neden olmuştur. Türkiye gayri safi yurtiçi hasılanın yıllarda tarım sektöründen gelirken bu miktar de e düşmüş, den sonra ise un altına gerilemiştir. Türkiye büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar arasında en çok sayıya sırasıyla koyunlar gelmekte bunu sığırlar ve keçiler izlemektedir yılı verilerine göre hayvan varlığının unu koyun, sini sığır, ünü keçi ve sini manda oluşturmaktadır Türkiye de hayvan sayılarında azalmaya bağlı olarak sağılan hayvan sayılarında da azalma meydana gelmiştir. Buna rağmen toplam süt veriminde bir azalma meydana gelmemiş aksine yılına göre de lik bir artış olmuş, yıllık süt üretimi milyon tona yükselmiştir. Türkiye toplam kırmızı et üretiminde 2010 yılından itibaren mezbaha ve mezbaha dışı kesimler birlikte verilmeye başlanmıştır. Bundan dolayı 2010 yılından sonra et üretiminde ani bir yükseliş bulunmaktadır Türkiye de yıllarından yılına kadar - bin ton bandında bulunan et üretimi, yılında bin ton ve yılında ise bin tona yükselmiştir ığırlar tek başına Türkiye kırmızı et üretimin sini karşılamaktadır Türkiye ekonomisinde önemli bir yere sahip olan ve diğer tür hayvanlara göre dünyadaki gelişmeleri daha yakından takip eden kanatlı hayvan sektörü özellikle son yıllarda halkın dengeli beslenmesinde önemli bir yere sahip olmuştur Türkiye de piliç eti üretimi hızlı bir atış göstermiş ve yılı üretimi yılına göre yaklaşık beş kattan fazla artmıştır Yılık piliç eti üretimi iki milyon tona yaklaşmıştır. Ayrıca bu sektörde yılda yaklaşık milyar yumurta üretilmektedir

29 1. Ünite - Dünya ve Türkiye Hayvancılığına Genel Bakış 19 Kendimizi Sınayalım 1. ünya daki toplam hayvan varlığı kaç milyardır a b c d e 2. ünya da sayı olarak en çok yetiştirilen hayvan türü aşağıdakilerden hangisidir a ığır b. Domuz c. Koyun d. Keçi e. Tavu k 3. ünya daki et üretimine en çok hangi hayvan türü katkı verir a ığır b. Keçi c. Koyun d. Domuz e. Tavu k 4. ünya daki süt üretimine en çok hangi hayvan türü katkı verir a. Manda b. At c ığır d. Keçi e. Koyun 5. Aşağıdaki kıtaların hangisinde, kişi başına hayvansal protein tüketimi en azdır? a. Amerika b. Okyanusya c. Asya d. Avrupa e frika 6. Farklı tür hayvan etlerindeki yağ oranı ortalama kaçtır a - b c - d - e - 7. Türkiye de kişi başına düşen ortalama günlük hayvansal protein miktarı kaç gr dır a b c d e 8. Türkiye deki et üretimine en çok katkı sağlayan hayvan türü aşağıdakilerden hangisidir a ığır b. Tavuk c. Koyun d. Keçi e. Hindi 9. Türkiye de kişi başına düşen ortalama süt miktarı kaç kg dır a b. 101 c d e 10. Türkiye de kanatlı hariç çi lik hayvanları arasında sayıca en fazla olan hayvan türü aşağıdakilerden hangisidir a ığır b. Manda c. Keçi d. Koyun e. Domuz

30 20 Temel Zootekni Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı 1. d Yanıtınız yanlış ise Dünyada Hayvancılık konusunu yeniden gözden geçiriniz. 2. e Yanıtınız yanlış ise Dünyada Hayvancılık konusunu yeniden gözden geçiriniz. 3. d Yanıtınız yanlış ise Dünyada Hayvancılık konusunu yeniden gözden geçiriniz. c Yanıtınız yanlış ise Dünyada Hayvancılık konusunu yeniden gözden geçiriniz. e Yanıtınız yanlış ise Hayvancılığın Beslenmedeki Yeri konusunu yeniden gözden geçiriniz. b Yanıtınız yanlış ise Hayvancılığın Beslenmedeki Yeri konusunu yeniden gözden geçiriniz. 7. d Yanıtınız yanlış ise Türkiye de Hayvancılık konusunu yeniden gözden geçiriniz. b Yanıtınız yanlış ise Türkiye de Hayvancılık konusunu yeniden gözden geçiriniz. c Yanıtınız yanlış ise Türkiye de Hayvancılık konusunu yeniden gözden geçiriniz. 10. d Yanıtınız yanlış ise Türkiye de Hayvancılık konusunu yeniden gözden geçiriniz. Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1 Hayvancılık her şeyden önce yetiştiricinin geçimini ve ekonomik yönden güçlenmesini sağlar. Tarım işletmelerinde hayvanlar işletmenin güvenilir gelir kaynaklarındandır. Hayvan yetiştiriciliği ile elde edilen et, süt ve yumurta gibi değerli ürünler insanların dengeli ve yeterli beslenmesi için gereklidir Hayvanlardan elde edilen yapağı, ti ik ve deri gibi bazı hayvansal ürünler ile hayvansal yan ürünler tekstil, deri, kozmetik ve ilaç sanayilerinin ham maddelerini oluşturur. Hayvancılıktan elde edilen et ve sütü işleyen ve işlenmiş ürün haline getiren süt ve et sanayi de ülkelerin ekonomilerinin lokomotifidir Hayvanlar insanlar tarafından yiyecek olarak değerlendirilemeyen bitkisel artıkları et, süt ve yapağı gibi hayvansal ürünlere dönüştürür. Hayvancılık çeşitli ülkelerin dış satım gelirlerinde önemli bir paya sahiptir. Hayvancılık tarım işletmelerinde yıl boyunca rasyonel bir iş gücü kullanımını sağlar. Dolayısı ile gizli işsizliği gidermede önemli bir rol oynar. Hayvan gübresi işletmenin toprak verimliliğini sağlayarak bitkisel üretimin verimliliğini artırır ve toprak erozyonunun önlenmesine katkı sağlar. Tarım makinelerinin kullanılmasının mümkün olmadığı birçok yerde hayvanların çekim gücünden yararlanılır. Sıra Sizde 2 Yedi milyara yaklaşan nüfusu ile dünyanın karşı karşıya kaldığı en önemli sorunlardan birisi beslenmedir. Dünyada beslenme durumu bakımından kıtalar arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Gelişmiş ülkelerde alınan günlük diyetin büyük bir bölümü hayvansal proteinlerden oluşur. Bireyler önemli miktarda et, süt ve yumurta tüketirler. Buna karşın geri kalmış ve az gelişmiş ülkelerde bitkisel besinlerle beslenmektedirler. Hatta bunlardan yoksun ve açlık çeken azımsanmayacak kadar çok insan dünyada yaşam mücadelesi vermektedir ünya beslenme durumu F yılı istatistiklerine göre kişi başına günlük kalori ve günlük hayvansal protein tüketimi dünya genelinde kalori ve g dır Bu değerler kıtalara göre değişim göstermektedir. Yukarıda belirtilen parametreler, merika kıtasında kalori ve g, vrupa kıtasında kalori ve g, kyanusya kıtasında kalori ve g, sya kıtasında kalori ve g ve frika kıtasında ise kalori ve g dır lkeler arasında günlük kalori bakımından merika Birleşik evletleri kalori ile ilk sırada yer alırken ad kalori ile son sırada yer almıştır. Toplam protein bakımından yeni Amerika Birleşik evletleri g la ilk sırada yer alırken, Hindistan g la son sırada yer almıştır. Hayvansal protein tüketimi sıralamasında da ülkeler arasında büyük farklılıklar bulunmakta

31 1. Ünite - Dünya ve Türkiye Hayvancılığına Genel Bakış 21 olup merika Birleşik evletleri, Fransa ve vustralya da g dolaylarında iken ad, tiyopya, Bangladeş ve i erya gibi ülkelerde - g arasında değişmektedir Gelişmiş zengin ülkelerde gerek et ve süt ve gerekse yumurta tüketimi geri kalmış ve az gelişmiş ülkelerden açık ara daha fazladır Bu da geri kalmış ve az gelişmiş ülke insanlarının nitelik ve nicelik bakımından yetersiz beslendikleri ve hatta açlığın söz konusu olduğunu göstermektedir. Yararlanılan Kaynaklar kçapınar, H, zbeyaz, Hayvan Yetiştiriciliği Temel Bilgileri, Kariyer Matbaacılık Ltd. Şti. Ankara. F T T FAO StatisticsDivision, TÜİK. Hayvancılık İstatistikleri, tuik.gov.tr Yalçın,B, Genel Zootekni, azın Terzioğlu atematik raştırma nstitüsü Baskı tölyesi İstanbul Sıra Sizde 3 İnsan beslenmesi açısından uygun olmayan yem kaynaklarının kaliteli insan gıdasına dönüştürülmesinin yanında tarıma dayalı et, süt, yem, yünlü tekstil ve deri sanayilerine hammadde ve istihdam sağlaması bakımından hayvancılık tarımsal üretimin lokomotifi konumundadır Türkiye de özellikle lı yıllardan sonra tarım dışındaki sektörlerin daha hızlı büyümesi tarımın ülke ekonomisindeki payının azalmasına neden olmuştur Türkiye gayri safi yurtiçi hasılanın yıllarda ı tarım sektöründen gelirken bu miktar de e düşmüş, den sonra ise un altına gerilemiştir. Tüm bunlara karşın tarım ve hayvancılık ülke ekonomisinde önemli bir yere sahip olup Türkiye tarım ülkesi görünümünü sürdürmektedir. Tarım sektöründe çalışanlar toplam istihdam içinde lık önemli bir paya sahiptir Türkiye sahip olduğu hayvan varlığı ile dünyada önde gelen ülkelerden birisidir Türkiye de anatlı hayvan dışındaki çi lik hayvanlarının toplam sayıları milyon baştır anatlı hayvan sayısı ise milyon adettir Bu hayvan varlığından Türkiye milyon ton süt, bin ton kırmızı et, milyon ton kanatlı eti beyaz et, bin ton yapağı, bin ton ti ik-kıl ve bin ton deri elde edilmektedir Bu yapısı ile Türkiye hayvancılığı halkın beslenmesinde ülke ekonomisinde önemli bir yere sahiptir. Hayvancılığa verilecek destek ile bu katkı hak ettiği yere çıkartılabilecektir.

32 TEMEL ZOOTEKNİ 2Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; Zootekni Evciltme ve evciltme yöntemleri Tür, ırk ve hibridasyon Irkların oluşumu ve ırk özelliklerini açıklayabilecek bilgi ve becerilere sahip olabileceksiniz. Anahtar Kavramlar tekni vciltme ür Hi rida y n rk İçindekiler Temel Zootekni Başlıca Yetiştiricilik Tanımları ZOOTEKNİ EVCİLTME EVCİLTME ALANLARI EVCİLTME Y NTEMLERİ VE ETKİLERİ TÜR Hİ RİDA Y N IRK VE IRKLARIN LUŞUMU IRK ELLİKLERİ IRKLARIN INI LANDIRILMA I TÜRKİYE HAYVAN IRKLARININ LGE EL DAĞILIMI

33 Başlıca Yetiştiricilik Tanımları ZOOTEKNİ Zootekni; et, süt, yumurta, yapağı, tiftik, gibi hayvansal ürünler elde etmek ya da hayvan yetiştirme, ıslah, bakım ve besleme gibi konularda çeşitli üretim araçlarını bir arada kullanarak hayvansal ürün yada sanayi hammaddesi üretimi için çeşitli bilim, teknoloji ve benzeri uygulamaların bütünüdür. Zootekni; bilime uygun hayvan yetiştirme ve ıslahı bilgisi ya da hayvan yetiştirme bilim ve teknolojisi şeklinde de özetlenebilir. Zootekni terimi Çiftlik hayvanları birer makinedir, tüketirler ve üretirler şeklinde yorumlayan Fransız Bilim Adamı J. Baudement tarafından 1848 yılında yaşayan makinelerin teknoloji bilimi olarak tanımlanmıştır. Zootekni temel bilimleri içeren birçok bilim kolundan faydalanır. Temel bilimlerle üretim kaynağı olan genotipleri daha iyi tanırken, gıda mühendisliği gibi uygulamalı bilimlerle bunlardan üretilen ürünlerin (örneğin süt) yağ, protein gibi özelliklerinin düzenlenmesini sağlar. Birçok alanda üretilen ürün, hammadde ya da üretim tekniği bir şekilde zootekni bilimiyle bağlantılıdır. Zootekni bilimi evrensel, ulusal, bölgesel ve hatta yöresel olarak farklılık arz edebilen bir bilimdir. Bu zootekninin temelinde yer alan genotip ve çevrenin etkileşimi sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Zootekni genel ve özel olmak üzere iki şekilde bölümlendirilir. Yetiştirme, besleme, barındırma ve hayvan yetiştirme esaslarının kullanımı genel zootekni konularına girerken, hayvan yetiştirme ve yönetimi tekniği özel zootekni kapsamındadır. Genel zootekninin; Yetiştirme; esas olarak evcil hayvanlarda kalitatif ıslah ve kantitatif popülasyon büyüklüğü, araştırmaları ve evcil hayvanları etkileyen yeni yöntemlerle ilgilenir. Kalite artırımı; hayvansal ürün üretimi (et, süt, yumurta ve yapağı gibi) ve yeni yetiştirme tekniklerinin gelişimi; hayvan seçimi (seleksiyon), saf ya da melez yetiştirme, hibridasyon ve buna benzer tekniklerle sağlanır. Çiftlik hayvanları yetiştirme bilimince teorik ve uygulama bu alanda ayrıntılı olarak kullanılır. Besleme; araştırmalarla protein, yağ, karbonhidrat ve vitamin gibi çiftlik hayvanlarınca önemli olan besin öğelerinin besleme standartlarında ayarlanması ve yemlerin kimyasal ve besin değeri düzeyinin tespitiyle ilgilenir. Barındırma; ahır, serbest barınak sistemi ya da grup barınak sistemi gibi çiftlik hayvanları için gelişen koruma metodları, bunların etkinliği, mekanizasyon ve otomatikleşme konularıyla ilgilenir. Zootekni teriminden ne anlıyorsunuz? 1

34 24 Temel Zootekni EVCİLTME, EVCİLTME ALANLARI, EVCİLTME YÖNTEMLERİ VE ETKİLERİ Evciltme temel olarak yabani yapıdaki hayvan ve bitkilerin insanların kendi amaçları doğrultusunda ve kontrolünde kullanılması olarak ifade edilir. Evciltmenin günümüzden yaklaşık 15 bin yıl önce başladığı tahmin edilmektedir. Başlangıçta insanlar genel olarak kendi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla hayvan ve bitkileri evciltmeye başlamıştır. Evciltmeye temel oluşturan insanların bu ihtiyaçları arasında; beslenme, giyecek yapma (kürk ve yün kullanımı), iş gücü kullanımı (atın çeki gücünden yararlanılması) ve avlanmada yardımcı olması yer almaktadır. Bu amaçla insanlar atların çeki gücünden yararlanmış, köpeği av amacı ve barındıkları yerleri koruması amacıyla kullanmıştır. Bunların yanı sıra insanlar çeşitli bitkileri evcilterek kendi amaçları doğrultusunda kullanmıştır. Bitkilerin evciltilmesi ilk olarak Asya kıtasında gerçekleşmiştir. Bu alanda ilk olarak çeşitli tahılların insan ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla kullanımı gerçekleşmiştir. Hayvanların Evciltilmesi Hala daha günümüzde hayvanların evciltilmesinin nasıl yapıldığı üzerinde ortak bir görüş bulunmamaktadır. Hayvanların evciltilmesi ile ilişkili olarak farklı teoriler mevcuttur. İnsanlık tarihinde çok önceleri gerçekleşen bu olaylara ışık tutmak amacıyla arkeolojik kazılar yapılarak elde edilen sonuçlar evciltme alanları ve türlerin ne zaman evciltildiğine dair bilgiler vermiştir. Bu alanda yapılan çalışmalarda insanların yerleşim alanlarında bulunan hayvan iskeletleri ve bunlardan elde edilen bilgiler ışığında evciltmenin temelleri anlaşılmaya çalışılmaktadır. Kimilerine göre, evciltmenin zaman içinde oluşan doğal değişimler sonucunda hayvanların insanlara daha yakınlaşması ve insanların da bu hayvanları kendi amaçları doğrultusunda kontrolleri altına alması şeklinde olduğu sanılmaktadır. Buna örnek olarak kurtların insanlarla olan ilişkileri örnek verilmektedir. Genetik bazı değişiklikler sonucunda kurtların insanlara saldırmayan bir çeşidinin ortaya çıktığı ileri sürülmektedir. Bunun yanı sıra kurtların insanların yanında yiyecek bulmaları da evciltilmelerinde önemli bir rol oynadığı bilinmektedir. Diğer bir görüşte ise; insan eliyle yapılan seçim yoluyla evciltmenin olduğudur. Bu görüşe örnek olarak ise buğday verilmektedir. Yabani buğday olgunlaştıktan sonra tanelerini döker ve bir sonraki yıl bu dökülen buğdaylardan yeni buğdaylar elde edilir. Ancak insan eliyle üretilen buğdayda ise olgunlaşan buğday taneleri dökülmez. Bu şekildeki bir değişimin ancak insan tercihlerine bağlı olarak buğdayın yetiştirilmesi görüşü ileri sürülmektedir. Bu görüşler doğrultusunda evciltme, insanların tercihleri doğrultusunda belirli gereksinimlerin karşılanması amacıyla yapıldığı yaygın şekilde kabul edilmektedir. Çünkü doğal değişimler veya bazı genetik değişikliklerin oluşması oldukça uzun zaman gerektirmekte ve oluşan değişimlerin her zaman insanların istekleri doğrultusunda olamayabileceği açıktır. Hayvanların evciltilebilmesi için bazı özellikleri sahip olması gerektiği düşünülmektedir. İlk olarak evciltilecek olan hayvanın insanlarla aynı şeyleri tüketmemesi gerekir. Bu durumda köpeğin evciltmesi bu kritere ters bir durummuş gibi karşımıza çıkmaktadır. Ancak köpekler insanların tüketemedikleri etleri yiyebilmelerinden dolayı bu kriteri yerine getirmektedirler. İkinci özellik ise hızlı büyüme ve gelişme yeteneğidir. İnsanlar kendi amaçları doğrultusunda kullanacakları hayvanları hızlı gelişen ve çabuk üreyen türlerden seçmişlerdir. Hızlı büyüme ve gelişme yeteneği aynı zamanda generasyon süresi ile de yakından alakalı bir durumdur. Generasyon süresi hayvan yetiştiriciliğinde de önemli parametrelerden

35 2. Ünite - Başlıca Yetiştiricilik Tanımları 25 birisini oluşturmaktadır. Örneğin bir seleksiyon yapıldığında, diğer tüm parametrelerin sabit kalması şartıyla, generasyon süresi kısaldıkça seleksiyonda elde edilen genetik ilerleme artar. Ayrıca, birçok öğretici tarafından yanlış yorumlanan bu terim aslında dört farklı ebeveyn hattından gidilerek hesaplanmaktadır. Yapılacak olan seleksiyonun etkinliğini hesaplamak istediğinizde anne tarafı ve baba tarafı olmak üzere 4 farklı şekilde hesaplamak mümkündür. Bu amaçla yapılan çalışmalarda, sığır yetiştiriciliği için generasyon süresinin 5 ila 8 yıl arasında değiştiğini, koyun ve keçi yetiştiriciliğinde ise 3 ila 5 yıl arasında değiştiğini göstermektedir. Bu temel çiftlik hayvanları için (sığır, koyun ve keçi) generasyon süresi için ortak bir tanımlama yapılması ve hatırlanabilirliğinin artırılması için tek bir rakam ile ifade etmek gerekirse koyun, keçi ve sığır gibi türlerde generasyon süresi yaklaşık 5 yıl olarak tanımlamak mümkündür. Tavukta ise bu süre 1 yıldır. Bu süreleri insan yaşamıyla karşılaştırdığınızda oldukça kısa olduğu görülmektedir. Ancak köpek balığı, balina veya fil gibi hayvanları göz önüne aldığımızda ise bu sürelerin çok daha yüksek olduğu görülmektedir. Generasyon süresinin farklı türlerde daha detaylı karşılaştırmasının yapılabilmesi ve gerçek değerleri incelemek istediğinizde; Gregoire ve ark., 2013 yılında yayınladığı Methods to estimate effective population size using pedigree data: Examples in dog, sheep, cattle and horse çalışması incelenebilir. Üçüncü kriter, bakımı ve üretimi kolay olması gerekir. Evciltme sonucunda hayvanlar küçük alanlara hapsolurlar. Evciltilecek olan hayvan türünün bu küçük ortamlarda yetiştirilmesi gerekir. Eğer sinirli bir yapıya sahip ise veya küçük alanlarda yetiştirmeye uygun değilse evciltme kriterini yerine getirmediği düşünülür. Dördüncü kriter olarak, insanların çeşitli ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla evciltilen bir hayvan türü insanlara karşı iyi olmalıdır. İnsanlara zarar vermesi veya yaralanmalarını sebep olacak şekilde saldırgan tavırlar sergilemesi istenmez. Generasyon Süresi: Yavrular doğduğunda anne ve babalarının yaşları ortalamasıdır. Bu tanımlama tüm dünyada kabul edilmiş olan en basit anlatım şeklidir. Evciltme Alanları Hayvanların evciltilmesi insanlık tarihinde oldukça uzun zaman almıştır. İnsanlara alıştırılan hayvanların yavrularının da insan eliyle yetiştirilmesi, üretilmesi ve amaçlar doğrultusunda özelliklere sahip hayvanların elde edilmesi çok uzun yıllar almıştır. Genel kanı evciltmenin başlangıcının taş devrinde olduğu yönündedir. İnsanlar bu dönemde avlanarak karınlarını doyururlarken bitki ve yaralı hayvan yavrularını bulundukları ortamlara taşımışlardır. Bu hayvan ve bitkileri daha sonraları kendileri yetiştirip üretmek suretiyle kendi amaçları doğrultusunda kullanması sonucunda evciltme başlamıştır. Hayvanların evciltilmesi oldukça erken dönemde başlarken (M.Ö ) bitkilerin çoğaltılması çok daha geç olmuştur. Hatta şeker kamışının üretilmesi geçtiğimiz yüzyılda gerçekleşmiştir. Türlerin Evciltme Yer ve Zamanı Bilimsel çalışmalarda elde edilen bilgiler ışığında ilk evciltilen tür köpektir. Köpekler doğu Asya ve Afrikada evciltilmiştir. Köpekten sonra diğer türlerin evciltmesi ise çok sonraları gerçekleşmiştir (M.Ö ). Bunun temel sebeplerinden birisi olarak köpeklerin o dönemde insan artıklarıyla beslenmeleri ve bu sebepten dolayı insanların yaşam alanlarına yakın yerlerde bulunmalarından ileri geldiği düşünülür. Köpeğin evciltilmesinden sonra, arı yetiştiriciliğinin yapıldığına dair çeşitli kaynaklar mevcuttur (M.Ö ). Koyunların ilk evciltildiği tarih M.Ö bin yılları arasında olmuştur. Koyunların ilk defa Asyanın güneyinde evciltildiği düşünülmektedir. Domuzlar M.Ö. 9 bin yıllarında Çin de evciltilmiştir. Keçinin evciltilmesi ilk defa İran da M.Ö. 8 bin yıllarında olmuştur.

36 26 Temel Zootekni Sığırın evciltilmesinin yine M.Ö. 8 bin yıllarında Hindistan, Ortadoğu ülkeleri ile Kuzey Afrikada olduğu düşünülmektedir. Kedinin Kıbrıs ve yakın doğuda M.Ö yıllarında evciltildiği bilinmektedir. Tavuk ilk olarak Hindistan ve Güneydoğu Asyada M.Ö. 6 bin yıllarında evciltilmiştir. At ise M.Ö. 4 bin yıllarına doğu Avrupada evciltilmiştir. Kaz M.Ö. 3 bin yıllarında Mısırda evciltilmiştir. Tavşanın evciltilmesi ise M.S yılarında Avrupada olmuştur. Morfoloji: Hayvanların dış görünüş özelliklerine verilen ad. 2 Evciltmenin Etkileri Doğal ortamlarında yabani formda yaşayan hayvanlar evciltildiklerinde bazı değişikliklere maruz kalmıştır. Bu değişiklikler özellikle vücut yapılarının değişmesi şeklinde olabildiği gibi vücut fonksiyonlarının işleyişinin değişmesi şeklinde de gerçekleşmiştir. Bu şekildeki değişiklikler her türde farklı şekillenmiş olup, evciltmenin amacı doğrultusunda farklılıklar göstermektedir. İlk evciltilen tür olan köpeklerdeki değişiklikler oldukça farklılık göstermektedir. İlk değişim köpeklerin kafatası yapısında şekillenmiştir. Yabani formlarına göre evcil köpeklerin kafaları ve dişleri daha küçüktür. Burunları daha kısa, gözleri ise daha yuvarlaktır. Köpeklerde evciltmenin etkileri genelde kurtlarla karşılaştırmak suretiyle yapılmaktadır. Bu sebeple köpeği atası olarak bilinen kurt ile karşılaştırıldığında bazı davranış değişiklikleri de şekillenmiştir. Kurtlarda sadece yavrular havlarken, ergin kurtlar kesinlikle ses çıkarmazlar. Avlanma amacıyla kullanılan köpekler farklı durumlar karşısında havlarlar. Bu özellikleri evciltmenin bir etkisidir. Köpeklerde evciltmenin bir diğer etkisi ise yakaladıkları yada öldürdükleri avlarına ne yapacaklarını bilmezler. Köpekler evciltilmeden önce beslenme amacıyla avlanırken evciltmenin etkisiyle bu özelliklerini unutmuşlardır. Ayrıca evciltmenin köpekler üzerindeki bir diğer etkisi de zekâlarının daha çok gelişmesi yönünde olmuştur. İlk evciltilen hayvan köpekte olduğu gibi diğer türlerde de bazı morfolojik ve fizyolojik değişiklikler şekillenmiştir. Evciltmenin hayvanlar üzerindeki etkilerini genel özellikleri itibariyle açıklayınız. Genel olarak evciltmenin türler üzerindeki etkilerini şu şekilde sıralamak mümkündür. Öncelikle türlerin vücut büyüklükleri azalmıştır. Daha küçük yapılı hale gelmişlerdir. Diş yapıları daha küçülmüş ve sayısal olarak da azalmıştır. Yabani formlarında daha güçlü boynuzlara sahiplerken, evciltildiklerinde daha ince ve narin bir boynuz yapısına sahip oldukları görülmektedir. Hayvanların yabani formlarının daha büyük ve kalın boynuzlara sahip olmaları kendilerini koruma amaçlı kullanmalarından ileri gelmektedir. Evciltme ile birlikte kendilerini diğer yırtıcılardan korumalarına eskisi kadar gerek kalmamıştır. Evciltilen hayvanların davranışları da daha sakin bir yapıya dönüşmüştür. Yabani formları çok saldırgan olabilen türler evciltilmenin etkisiyle oldukça uysal olabilmektedir (Köpek). Evciltme sonucunda hayvanların verim özellikleri de değişmiştir. Özelikle; süt, et, yapağı ve yumurta verimleri çok yükselmiştir. İnsanların beslenmesinde de oldukça önemli yer tutan bu verim özelliklerinin artırılması amacıyla hayvanlar özellikle seçilmiş ve en yüksek verimli olanlarının üretilmesine devam edilmesi sonucunda bugünkü verim düzeylerine çıkılmıştır. Evciltme sonucunda hayvanlar üzerinde bu şekilde yapısal ve fonksiyonel değişimler gözlemlenebildiği gibi zararlı etkilerde ortaya çıkmıştır. Zararlı etkilerin en başında hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıklar gelmektedir. Evciltme ile birlikte hayvanlarla daha fazla temas halinde olan insanlara çeşitli hastalıklar da bulaşmıştır.

37 2. Ünite - Başlıca Yetiştiricilik Tanımları 27 TÜR Ortak özellikler taşıyan ve kendi aralarında döllenerek üreyebilen canlıları içeren biyolojik gruba tür denir. Bir hayvan grubunun tür olarak tanımlanabilmesi için, öncelikle grubu oluşturan bireylerin kendilerini başka gruplardan ayıran özelliklere sahip olması ve kendi içlerinde üreyerek meydana getirdikleri döllerin de üreyebilir olmaları gerekmektedir. Türler birbirlerinden sahip oldukları morfolojik ve fizyolojik karakterler ile ayrılabilirler. Morfolojik karakterler çevresel faktörlerden neredeyse hiç etkilenmeyen özellikler olup, gözlem yoluyla ayırt edilebilirler. Örnek olarak vücut örtüsünün rengi ile boynuzlara sahip olunması ya da olunmaması verilebilir. Fizyolojik karakterler ise ölçülerek saptanabilen verim değerleri ile anatomik özellikler gibi çevresel faktörlerin etkisiyle farklı derecelerde değişiklik gösterebilen karakterlerdir. Günümüzde tanımlanan hayvan türlerinin sayısı 1.5 milyonu aşmış bulunmaktadır. Karl Linne tarafından geliştirilen sınıflandırma sisteminde, ortak özellikler taşıyan türler cinslerde, cinsler familyada, akraba olan familyalar aynı takımda, takımlar sınıflarda, sınıflar şubelerde (filum) ve şubeler alemler başlığı altında toplanmışlardır. Sınıflandırmada hayvanlar aleminde, zootekni yönünden üzerinde duracağımız hayvanların bulunduğu kordalılar (Chordata) şubesinin bir alt şubesinde bulunan omurgalılar (Vertebrata) kendi içinde memeliler sınıfı, kuşlar sınıfı ve balıklar sınıflarını da içeren toplam 9 sınıfa ayrılmaktadır. Süt salgılayan göğüs bezlerine sahip olmaları ve bu bezlerin salgıları ile yavrularını besleyen memeli sınıfı (Mammalia), yumurtlayan memeliler (Prototheria), keseli memeliler (Metatheria) ve plasentalı memeliler (Placentalia) olmak üzere 3 alt sınıftan oluşmaktadır. Yumurtlayan memelilerin, diğer memelilerden ayrıldıkları en önemli özellik yavrularını doğurmayıp yumurtlamalarıdır. Öte yandan yumurtadan çıkan yavrularını emzirebilirler. Bu memelilerde cinsel organ, idrar yolu ve bağırsak tek bir delikte, kloaka denilen açıklıkta birleşmektedir. Ornitorenk ve Dikenli karıncayiyenler bu alt sınıfta bulunurlar. Keseli memelilerde, göğüs bezlerinin bulunduğu bölgede, özel kaslardan oluşmuş bir kese bulunmaktadır. Bazı gruplarda bu kese, sadece üreme döneminde gelişir. Kısa bir gebelik süresi sonrasında, belirli bir embriyo evresinde doğurulan yavrular, kese içerisine alınırlar ve gelişimlerini burada tamamlarlar. Plasentalı memeliler, yavrularını meydana getirdikleri embriyo ile anne arasında bağlantı sağlayan plasentaya sahip oldukları için sınıflandırmada bu şekilde isimlendirilmişlerdir. Bugün var olan evcil memeliler bu alt sınıfın içindeki 4 takımda bulunmaktadırlar. Bunlar, çift tırnaklılar (Artiodactyla), bir tırnaklılar (Perissodactyla), etçiller (Carnivora) ve kemiriciler (Rodentia) takımlarıdır. Çift tırnaklılar takımına giren evcil hayvan türleri sığır, zebu, manda, gayal, banteng, yak, ren geyiği, deve, lama, alpaka, koyun, keçi ve domuzdur. Tek tırnaklılar takımında at ve eşek türleri, etçiller takımında köpek ve kedi, kemiriciler takımında ise tavşan en önemli evcil türlerdir. Omurgalılar grubunun zootekni yönünden memeliler dışındaki diğer önemli sınıfı olan kuşlar (Aves) sınıfında evcilleştirilmiş olan türlere tavuk, hindi, kaz, ördek, bıldırcın, keklik, sülün ve tavuskuşu örnek olarak verilebilirler. Başlıca çiftlik hayvanı türlerinin zoolojik sistemdeki yerleri Tablo 2.1. de gösterilmiştir.

38 28 Temel Zootekni Tablo 2.1 Bazı Çiftlik Hayvanı Türlerinin Zoolojik Sistemdeki Yerleri Alt Şube Sınıf Alt Sınıf Takım Familya Alt Familya Cins Tür Sığır Vertebrata Mammalia Placentalia A Koyun Vertebrata Mammalia Placentalia A Keçi Vertebrata Mammalia Placentalia A Caprinae Capra C Domuz Vertebrata Mammalia Placentalia A At Vertebrata Mammalia Placentalia E E E Eşek Vertebrata Mammalia Placentalia E E E Tavşan Vertebrata Mammalia Placentalia R L L Tavuk Vertebrata A Carinata G G G 3 Türlerin birbirlerinden nasıl ayırt edilebileceğini düşünüyorsunuz? Türlerin Oluşumu M.Ö. 500 yıllarında yaşamış olan Yunan filozoflarından Empedocles, bitkilerin tomurcuklanma ile çeşitli hayvan kısımlarını meydana getirdiğini ve bu kısımlarında bir araya gelip çeşitli hayvanları oluşturduğunu, çevreye uyum sağlayan kombinasyonların kendini devam ettirdiğini ileri sürmüştür. M.Ö. 570 yıllarında Anadolu da yaşamış olan Heraclitos, tüm canlıların yeni şekillere değiştiğini, yine aynı yüzyılda Anadolu da yaşamış olan Thales ise denizin canlılığın anası olduğunu savunmuştur. M.Ö. 4. yüzyılda yaşamış olan Aristoteles, canlıların en ilkel düzeylerde kendiliğinden oluştuğunu, organizmaların basitten daha karmaşık formlara doğru geliştiğini ve canlıda organların ihtiyaca göre oluştuğunu söylemiştir. 18. yüzyılda yaşamış olan Karl Linne tarafından ortaya atılan Yaratılış Teorisi tek tanrılı dinler tarafından da kabul edilen, yeryüzünde bulunan ne kadar tür varsa bunların hepsinin Tanrı tarafından birbirlerinden bağımsız olarak yaratılmış olduklarını ifade eder. Linne ile aynı görüşü savunan Georges Cuvier, paleontolojik (fosilbilim) verilerin yorumlanmasında jeolojik devirlerin birbirini izlemediğini Katastrof (Kıyamet) Teorisi ile açıklamaya çalışmıştır. Bu teori yaratılış teorisini destekleyecek şekilde bir devrin tufan gibi felaketlerle sona erdiğini, yeni devirde yine Tanrı tarafından bütün canlıların yeniden meydana geldiklerini açıklıyordu. Ancak Charles Lyell, 1830 yıllarında yeryüzünde jeolojik değişimlere yol açan kuvvetlerin yavaş bir şekilde etkili olduğunu ve günümüzde de devam ettiğini savunmuş ve Cuvier in teorisini sarsmıştır. Comte de Buffon ile Erasmus Darwin (Charles Darwin in büyük babası) dış faktörlerin etkileri ile meydana gelen değişimlerin ve yeni özelliklerin kalıtımsal olduğunu düşünüyorlardı. Bu görüşü geliştiren Fransız doğa bilgini Jean-Baptiste Lamarck ın evrim teorisinde, çevre etkisiyle bitkilerde doğrudan doğruya, hayvanlarda ise sinir sistemi ile değişimler oluştuğunu, bir organın kullanılmasının onun gelişmesine, kullanılmamasının ise onun atrofiye olmasına neden olduğunu ve son olarak bu değişimler sonucunda kazanılan özelliklerin kalıtsal hale geldiğini öne sürmüştü. Fransız zoolog St. Hilaire, Lamarck ın çevre koşullarının meydana getirdiği değişikliklerin kalıtsal olduğunu kabul etmiş, ancak bu değişmelerin ergin fertlerde olmaktan çok embriyonik hayatta şekillendiğini iddia etmiştir. Charles Darwin, Lamarck ın teorisini geliştirerek iki temel nokta üzerinde durmuştur: (1) Canlıların, yeni türlerin oluşumuna yol açan sürekli ama yavaş giden değişimi; (2) Doğal Seleksiyon dediğimiz, doğanın hayatta kalan hayvanların üremesine olanak sağlayan düzeneği. Evcil hayatta ise bu durum Yapay Seleksiyon olarak yetiştiricilerin kendi amaçlarına uygun hayvanları seçmesiyle gerçekleşiyordu. Hayvanların hızlı çoğalma yetenekleri sonucunda besin kaynakları yeterli olmamaya başladığında, yaşam mücadelesinin zorlaşması nedeniyle Darwin, hayvanların diğer canlılara üstünlük sağlamaları için yaşam koşullarına yüksek uyum göstermeleri gerektiğini savunuyordu. Hayvanlarda meydana gelen değişikliklerin bazıları yaşam mücadelesine uygun, bazıları ise değildi.

39 2. Ünite - Başlıca Yetiştiricilik Tanımları 29 Doğal seçilimin gücünü en iyi ortaya koyan süreçlerden biri de benzeştiren evrim dir. Bu süreç, akrabalıkları olmayan canlı gruplarının, aynı seçilim baskısı sonucunda benzer özellikler edinmesini içerir. Bu yakınlaşma farklı düzeylerde olabilir: Örneğin kuşların ve yarasaların kanatları, benzeştiren evrim sonucunda oluşmuştur. Her iki çözüm de, bir uçma organı yaratmak şeklindeki evrimsel sorunu paylaşır. Kuş ve yarasa kanatları temelde bütünüyle farklıdır elbette (örneğin, kuşkanadı kuşun yalnızca ön ayağını, yarasa kanadıysa hem ön hem de arka ayakları içerir). Ayrıca bu iki canlı grubunun, uçma yeteneğini birbirlerinden bağımsız olarak kazandıkları da çok açıktır. Taksonomistlerin yarasayı kuş olarak sınıflandırma tehlikesi yoktur; çünkü bu canlılar ortak olan sorunlarını çok farklı yollarla çözmüşlerdir. Darwin in evrim kuramı, canlıların değişim gösterdiğini, yani ebeveynleri ile aynı olmadıklarını ve bu farklılıkların kalıtsal olabileceğini belirterek üremedeki artış nedeniyle yaşama mücadelesinde başarılı olanların daha fazla döl bırakma şansına sahip olduklarını açıklar. Darwin in Türlerin Kökeni isimli kitabının yayınlanmasından yıllar sonra moleküler biyolojide kaydedilen ilerlemeler ile genetik materyalin (DNA) bulunması, Darwin in teorisinin biyolojide kendisini izleyen tüm gelişmelere ters düşmeden ayakta kalmasını sağlamıştır. Darwin, genetik çeşitliliği bir kara kutu gibi ele aldı. Hem bir doğa bilimci, hem de hayvan yetiştiriciliğiyle ilgili literatürü izleyen bir okuyucu olarak, çeşitliliğin her zaman var olduğunu biliyordu ve bu onun için yeterliydi. Ayrıca, doğal seçilimin hammaddesi olan çeşitliliğin her kuşakta yenilendiğinden ve dolayısıyla her zaman var olacağından da emindi. Diğer bir deyişle, doğal seçilim kuramının öncülü olarak doğru bir genetik kurama gereksinimi yoktu. Embriyonal gelişimin başlangıcında bütün omurgalı türler birbirine benzemekte, gelişimin ilerleyen safhalarında embriyo ait olduğu familyaya, cinse ve türe ait özellikleri sırasıyla kazanmaktadır. Bu şekilde organizmanın; yumurtanın döllenmesinden ergin bir fert olana kadarki gelişimine ontogeni denir. Bu organizmanın bağlı olduğu türün binlerce yıllık gelişme tarihi ise filogeni olarak tanımlanmaktadır. Paleontolojik bilgiler, yerkürenin alt katmanlarından yukarı katmanlarına doğru çıkıldıkça, hayvanlara ait fosil kalıntılarının aşağı organizmalara göre gelişme gösterdiklerini, hayvan coğrafyası açısından ise köken aldıkları bölgeden uzaklaştıkça değişimlerinin gittikçe arttığını göstermektedir. Karşılaştırmalı anatomi bilgileri de evrim teorisini destekler niteliktedir. Örnek olarak, bütün memeli hayvanlardaki iskelet sistemlerinin benzer yapıda olması, insanlarda embriyonik hayatta bir çift solungaç yarığının ve kuyruk benzeri iz organcıkların bulunması (bunlar doğumdan önce kaybolmaktadır), kıl örtüsünün fazla olması ve ergin insanlarda kuyruk kasları ile apandis in bulunması verilebilir. HİBRİDASYON İki tür arasında yapılan birleştirmelere hibridasyon, bunun sonucunda elde edilen döllere de hibrit denir. Erkek hibritler, sahip oldukları spermatozoitlerin yaşama yeteneği olmaması sebebiyle sterildirler (üreme yetenekleri yoktur). Dişi hibritler ise kendilerini meydana getiren türlerin (anne veya baba tarafındaki) erkekleri ile birleştirildiklerinde çoğunlukla döllenme meydana gelse de embriyolar çoğunlukla atılır. Doğabilen yavrular genellikle çok zayıf oldukları için yaşama güçleri çok düşüktür. Equidae Türlerinin Hibritleri At ve eşek türlerinin birleştirilmeleri sonucunda elde edilen hibritlerdir. Erkek eşek ile dişi atın (kısrak) birleştirilmesiyle katır, Erkek at (aygır) ile dişi eşeğin birleştirilmesiyle bardo denilen hibritler elde edilmektedir.

40 30 Temel Zootekni Atta, 31 çift otozomal kromozom bulunmakta olup, bunların 13 çifti metasentrik, 18 çifti ise akrosentrik yapıdadırlar. Eşekte ise 30 çift otozomal kromozomun 19 çifti metasentrik, 11 çifti ise akrosentrik yapıdadır. At ve eşekte bulunan kromozomların hem sayı hem de yapı olarak farklı olmaları, meydana gelen erkek katırların testislerinde mayoz bölünmenin profaz devresinde erkek cinsiyet hücrelerinin dejenerasyonu sebebiyle spermatozoit gelişmesi olmamaktadır. Dişi hibritlerde ise bazı durumlarda yavru alındığı bildirilmektedir. Bu tanımları Fuat Odabaşıoğlu nun, Veteriner Genetik (Konya: S.Ü.Basımevi,2005) adlı kitabından aldık. Bu kitabın 2. Bölümünde konu ile ilgili detaylı bilgi bulabilirsiniz. Katırların en azından 3 binyıl önce Anadolu da yük hayvanı olarak kullanıldıkları bilinmektedir. Tarımın ve taşımacılığın hayvanlarla yapıldığı yıllarda diğer çeki ve yük hayvanlarının çoğuna göre zor koşullara yatkınlığı ve dayanıklılığı nedeniyle, günümüzde de dünyanın birçok yerinde katırlar kullanılmaya devam edilmektedir. Bardo ise katıra benzemesine rağmen katırdan daha az dayanıklı olduğu için seyrek olarak yetiştirilir. Zebranın at ve eşekle çiftleştirilmesinden elde edilen zebroid isimli hibritler, katırlar gibi dayanıklı hayvanlardır. Erkekleri steril olan bu hibritlerin dişileri ise ebeveyn türlerin erkeklerinden gebe kalabilmektedirler. Bovinae Türlerinin Hibritleri Sığır ile zebu türleri morfolojik, fizyolojik ve genetik özellikler bakımından birbirlerine çok benzer olmaları nedeniyle ikisi arasında yapılan birleştirmelerden elde edilen hem erkek hem de dişi yavruların normal döl verme kabiliyetleri bulunmaktadır. Zebuların kurak iklim koşulları ile dış parazitlere dayanıklılığı gibi nedenlerden dolayı bu birleştirmeler yapılmaktadır. Amerika Birleşik Devletlerinde bulunan Brahman olarak isimlendirilen zebular, Shorthorn sığır ırkı ile birleştirilerek Santa Gertrudis, Angus sığır ırkı ile birleştirilerek Brangus, Hereford sığır ırkı ile birleştirilerek Braford ve Charolais sığır ırkı ile birleştirilerek Charbray isimli hibritler elde edilmiştir. Sığır türü ile Gayal, Yak ve Banteng türlerinin birleştirilmelerinden de döl alınabilmektedir. Genel olarak doğan erkekler steril olurken, dişi yavrular fertildirler. Bizon türü ile yapılan hibridasyonda ancak bizonun erkeği kullanıldığında yavru alınabilmekte, elde edilen dişi yavruların tekrar bizon erkekleriyle çiftleştirilmeleri sonucunda çevre koşullarına dayananıklılığı fazla olan Cattalo olarak isimlendirilen hibritler elde edilmektedir. Sığır ve Manda türü arasındaki birleştirmelerin ise başarılı olmadığı bildirilmiştir. Ovinae Türlerinin Hibritleri Her ne kadar koyun ve keçi türleri birbirlerine çok yakın türler olarak görünseler de genetik olarak aralarında farklılıklar bulunmaktadır. Koyunda 27 çift kromozom bulunurken bu sayı keçi türünde 30 çifttir. Bu türlerin birleştirilmelerinde döllenme meydana gelse de embriyonun gelişmemesi nedeniyle yavru alınamamasının nedenini araştırmacılar kromozom sayılarından ileri gelen genetik farklılığa bağlamaktadırlar. IRK VE IRKLARIN OLUŞUMU Zoolojik sınıflandırmanın en son basamağında bulunan tür, mümkün olan en fazla karakter bakımından benzer olan bireylerin oluşturduğu bir grup olarak kabul edilmekte ve

41 2. Ünite - Başlıca Yetiştiricilik Tanımları 31 daha alt ünitelere ayrımı yapılmamaktadır. Zootekni ise konusu içine giren hayvan türlerinden her birini ırk denilen alt gruplara ayırarak yararlı yönlerinin geliştirilmesi amacıyla inceler. Bir tür içinde ortak karakterleri olan ve bu karakterleri kalıtım yolu ile yavrularına geçiren hayvan grupları ırk olarak tanımlanmaktadır. Her evcil hayvan türü içinde birbirlerinden belirli farklarla ayrımı yapılabilen birçok ırk bulunmaktadır. Sığır türü içinde Holstein, Jersey, Simmental, Boz ırk, Doğu Anadolu Kırmızısı; koyun türü içinde, Merinos, Morkaraman, Sakız, İvesi; keçi türü içinde Saanen, Ankara ve Kilis keçileri; at türü içinde İngiliz, Arap, Haflinger, Akhal-Teke, Uzunyayla; tavuk türü içinde, Leghorn, Sultan, Gerze ırkları örnek olarak verilebilirler. Irkların Oluşumu Hayvanların evciltilmesi, yeni ırkların meydana getirilmesinde önemli bir noktadır. Bu türlerin hayvan yetiştiricileri tarafından farklı coğrafi bölgelerde evciltilmeleri ve sonrasında kendileri ile beraber farklı yerlere göç etmeleri sonucunda çevresel etkenlere bağlı olarak hayvanlardaki adaptasyon sonucunda görülen bir takım morfolojik ve fizyolojik farklılıklar, yeni ırkların oluşmasındaki diğer etkenlerdendir. Farklı bölgelerde gelişen bu ırklarda belirli karakterlerinin geliştirilmesi amacıyla daha sonra yine insanlar tarafından çeşitli ıslah metotları uygulanmış, seçilmiş bireylerin damızlıkta kullanılması ile amaca uymayanların yetiştirme dışında bırakılması neticesinde hem morfolojik hem de verimler yönünden kendi içinde birbirine çok benzeyen ırklar geliştirilmiştir. Yeni ırkların meydana gelmesindeki diğer bir faktör, oluşturulan bu saf hayvan gruplarının sahip oldukları özelliklerin bir araya getirilmesi amacıyla iki veya daha fazla ırkın birleştirmeleri (melezleme) yapılmıştır. Bu birleştirmeler neticesinde bir çok melez ırk oluşturulmuştur. Melezleme ile meydana getirilen popülasyonlarda oluşan genetik çeşitliliğin fazla olması, ortaya farklı tiplerde bireylerin çıkmasını sağlayarak istenen karakterlere sahip hayvanların seleksiyonuna imkan yaratmaktadır. Belirli karakterler için düzenli olarak üstün bireylerin seçilmesi ve damızlıkta kullanılması, bu karakterlere ait pozitif etkili genlerin oranının artırılmasını ve homozigot bir yapıya sahip olmalarını sağlamakta oldukça etkili bir yöntemdir. Verimlerle ilişkili karakterleri etkileyen gen sayısının fazla olmasına ilave olarak çevresel faktörlerin etkileri, istenilen özellikler açısından popülasyonun bir örnek hale getirilmesini zorlaştırmaktadır. Düzenli seleksiyon uygulanarak yetiştirilmeye devam edilen ırklar genelde verimle ilişkili karakterleri etkileyen genler bakımından hala belirli derecelerde heterezigot yapıdadırlar. Dünyada ve Türkiye de ekonomik nedenlerden dolayı yüksek verim yeteneğindeki kültür ırkları ne yazık ki yerli ırkların azalmalarına ve hatta yok olmalarına neden olmaktadır. Günümüzde, yerli ırkların sahip oldukları (çevre koşullarına dayanıklılık, hastalıklara dirençli olmaları vb.) özellikler açısından biyolojik ve genetik çeşitliliğin azalmasının engellenmesi amacıyla yerli ırkların (yerli gen kaynaklarının) korunması çalışmalarına başlanmıştır. Yerli gen kaynaklarının korunması ile ilgili daha fazla bilgiye data/index.asp adresinden ulaşabilirsiniz. Melezleme ile meydana getirilen popülasyonlarda oluşan genetik çeşitliliğin fazla olması nelere olanak sağlamaktadır? 4

42 32 Temel Zootekni IRK ÖZELLİKLERİ, IRKLARIN SINIFLANDIRILMASI, TÜRKİYE HAYVAN IRKLARININ BÖLGESEL DAĞILIMI Aynı tür içerisindeki ırklar bazı temel özellikler bakımından birbirlerine benzemelerine rağmen, bazı karakterler yönünden birbirlerinden farklıdırlar. Bir ırkı karakterize eden ve onu diğer ırklardan farklı yapan özelliklere Irk Özellikleri denir. Irk karakterleri morfolojik ve fizyolojik ırk özellikleri olarak incelenebilir. Morfolojik ve Fizyolojik Irk Özellikleri Morfolojik Irk Özellikleri Bu özellikler hayvanlara dışarıdan bakılarak kolayca fark edilebilir. Örneğin; tüy ya da deri rengi, vücut yapısı morfolojik birer ırk özelliğidir. Morfolojik ırk özellikleri; lçüm ya da tartımla tespit edilemezler, evresel faktörlerden ya hiç etkilenmezler ya da çok az etkilenirler, z sayıda gen tarafından kontrol edilirler Bedeni örten kıl, tüy ya da yapağının rengi, ırklar için en belirgin özelliklerin başında gelir. Aynı türün farklı ırkları arasında beden örtüsü açısından ayırt edici farklar vardır. Örneğin; Angus ırkının düz siyah beden rengi, Holstein ırkında siyah-beyaz alaca şeklindedir ve bu ırklar için ayırt edici niteliktedir. Bazı ırklar için bedeni örten kıl, tüy ya da yapağının rengi kadar yapısı da ırk özelliklerindendir. Bu özelliğe daha çok koyun ve keçi ırklarında rastlanır. Örneğin; Merinos ırkı ince bir yapağıya sahipken, Akkaraman ırkı kaba karışık bir yapağı yapısına sahiptir. Bazı sığır ya da koyun ırklarında boynuzsuzluk ya da boynuzluluk hatta boynuzların yapısı da birer ırk özelliği olarak değerlendirilir. Örneğin; Akkaraman koyun ırkının boynuzsuz oluşu, yerli sığır ırklarından Boz ırkta boynuzların büyük olması birer ırk özelliğidir. Türlere özgü bazı özellikler yönünden de ırk özellikleri arasında farklılıklar söz konusudur. Örneğin; kuyruk yapısı koyun türü içerisinde bir ırk özelliği olarak karşımıza çıkar. Morkaraman ırkı yağlı bir kuyruk yapısına sahipken, Kıvırcık ırkı yağsız ince bir kuyruk yapısına sahiptir. Sığır ırkları içerisinde kuyruk yapısı itibariyle ayrıma gidebilmek ya da morfolojik ırk özelliği sayılabilecek belirgin bir fark görmek mümkün değildir. Benzer şekilde tavuk ırkları arasında da sadece tavuk türüne özgü bazı özellikler görmek mümkündür. Örneğin; ibik ya da sakalın rengi, büyüklüğü, şekli gibi bazı özellikler ırklara özgü farklılıklar gösterir ve morfolojik ırk özelliği olarak kabul edilir. Çiftlik hayvanları yetiştiriciliğinde morfolojik ırk özelliklerine bakılarak hayvanların verimleri hakkında bilgi sahibi olmak mümkün değildir. Yani morfolojik ırk özellikleri ekonomik öneme sahip değillerdir. Örneğin; Holstein sığır ırkında siyah ve beyaz lekelerin büyüklükleri ya da şekilleri ile hayvanların verimleri arasında herhangi bir ilişki yoktur. Damızlık seçiminde morfolojik ırk özelliği olmayan bazı morfolojik özellikler dikkate alınır. Örneğin; damızlık düve seçiminde sağrının eğimi ve genişliğinin kolay doğum için belirli bir düzeyde olması istenir. Sağrının eğimi ve genişliği herhangi bir sığır ırkına ait bir özellik olmayıp, her sığır ırkında bu özellikler yönünden farklı değerlere sahip bireyler bulunabilir. Dolayısıyla bu özellik morfolojik bir özellik olmasına rağmen ırka özgü morfolojik bir özellik değildir. 5 Morfolojik ırk özelliklerinin sahip olduğu 3 temel özellik nelerdir?

43 2. Ünite - Başlıca Yetiştiricilik Tanımları 33 Fizyolojik Irk Özellikleri Fizyolojik ırk özellikleri, hayvanların direkt (et, süt, yumurta, yapağı verimi v.b.) ya da dolaylı olarak (yemden yararlanma, erken gelişme v.b.) verimlerle ilgili olan özelliklerini kapsar. Bu özellikler morfolojik ırk özelliklerinin aksine verimlerle ilgilidir. Fizyolojik ırk özellikleri; lçüm ya da tartımla tespit edilebilirler, evresel faktörlerden az ya da çok mutlaka etkilenirler, ok sayıda gen tarafından kontrol edilirler Fizyolojik ırk özellikleri açısından hem ırklar arasında hem de ırklar içerisinde farklar mevcuttur. Ancak ırklar arasındaki farklılıklar ırkların kendi içindeki farklılıklara oranla çok daha fazladır. Bu özelliklerin değişik düzeylerde çevreden (beslenme, iklim, barınak v.b.) etkilenmeleri nedeniyle aynı ırkın bireyleri arasındaki farklılıklar, morfolojik ırk özelliklerine göre çok daha fazladır. Yani, morfolojik ırk özellikleri yönünden aynı ırkın bireyleri birbirlerine daha çok benzerlerken, fizyolojik ırk özellikleri yönünden aynı ırkın bireyleri arasındaki farklar çok daha belirgin ve fazladır. Diğer bir ifade ile morfolojik ırk özelliklerine bakılarak hayvanın hangi ırka ait bir birey olduğunun tespiti mümkün iken, fizyolojik ırk özelliklerine bakılarak hayvanların ırklarına ilişkin bilgi sahibi olabilmek mümkün değildir. Örneğin; sadece süt verimine bakılarak bir ineğin Holstein ya da İsviçre Esmeri olup olmadığını söyleyebilmek ya da ağırlıklarına bakılarak karkasın Kıvırcık mı yoksa Akkaraman koyun ırkına ait olup olmadığını söyleyebilmek mümkün değildir. Fizyolojik ırk özellikleri içinde erken gelişme kabiliyeti, hayat boyu verimlilik gibi özelliklerin her bir hayvandan elde edilebilecek ekonomik değerin büyüklüğü yönünden oldukça önemli bir role sahiptir. Erken gelişme yeteneği, yetiştirilen hayvanların hem direkt verim yetenekleri (et, süt, yumurta v.b.) hem de damızlık kabiliyetlerine erken ulaşmaları nedeniyle yavru sayısına bağlı olarak dolaylı elde edilebilecek verim yetenekleri açısından yetiştiricilikte büyük öneme sahiptir. Vücut büyüklüğü ya da ergin canlı ağrılık da ekonomik verimlilik yönünden dikkate alınması gereken özelliklerden biridir. Nitekim, beden ağırlığı yüksek bireyler, beden ağırlığı daha düşük olanlara oranla daha yüksek et, süt ya da yapağı verimine sahiptirler. Günümüz çiftlik hayvanları yetiştiriciliğinde yemden yararlanma oranı, verimliliğin yükseltilebilmesi açısından giderek daha da önemli hale gelmektedir. Yem giderleri, en yüksek verim performansının yakalanması halinde bile, tüm giderlerin yarısından fazlasını hatta kimi zaman ¾ ünü oluşturur. Yem hammaddelerinin fiyatları tüm dünyada giderek artmaktadır. Tüm bunlar, tüketilen her birim yemin mümkün olduğunca yüksek oranda ürüne (et, süt, yumurta v.b.) dönüştürülmesini zorunlu hale getirmektedir. Huy ya da mizaç da bir ırk karakteridir. Aynı ırkın bireyleri arasında bu açıdan farklılıklar olmasına rağmen, ırklar arasında da farklılıklar mevcuttur. Örneğin; yerli sığır ırkları (Boz ırk, Yerli Kara v.b.) kültür sığır ırklarına (Holstein, İsviçre Esmeri v.b.) göre daha hareketli ve agresif bir mizaca sahiptirler. Uyum yeteneği de fizyolojik ırk özelliklerinden biridir. Uyum yeteneği, hayvanların hem iklim şartlarına hem de bakım ve besleme şartlarındaki değişikliklere adapte olabilmeleridir. Bazı hayvan ırklarında bu yetenek gelişkin olduğu halde, bazılarında gelişmemiştir. Örneğin; yerli koyun ırklarından Sakız ırkı bulunduğu bölgenin dışında yetiştirilemezken, Kıvırcık ırkı farklı coğrafi bölgelerde yetiştirilebilir. Ayrıca, yerli ırklar kültür ırklarına göre daha yüksek uyum yeteneğine sahiptirler. Çiftlik hayvanları yetiştiriciliğinde morfolojik ırk özelliklerinin aksine fizyolojik ırk özellikleri ekonomik öneme sahip özelliklerdir. Nitekim süt, et ya da yumurta verimi çiftlik hayvanları yetiştiriciliğinde hedeflenen kazancın sağlanabilmesi için gerekli unsurların başındadır.

44 34 Temel Zootekni Irkların Sınıflandırılması Çiftlik hayvanları, belirli kriterler gözetilerek pek çok şekilde sınıflandırılırlar. Ancak bu sınıflandırmalar içinde en yaygın kullanılanları, hayvanların gelişmişlik düzeylerine ve verim yönlerine göre sınıflandırılmalarıdır. Bu sınıflandırmalar, hayvanların sahip oldukları potansiyele uygun kullanımı, yetiştirilmeleri, bakım ve beslenmelerinin uygun şekilde yapılabilmesi açısından da önem taşır. Gelişmişlik Düzeylerine Göre Irkların Sınıflandırılması Yerli (İlkel) Irklar: Büyük oranda doğal seleksiyon sonucu şekillenmiş ırklardır. Doğa şartlara dayanabilen bireyler hayatta kalmıştır, bu nedenle yetiştikleri bölgenin şartlarına (iklim, hastalıklar v.b.) iyi uyum sağlamışlardır, yemden yararlanma yetenekleri yüksek olmasa da kalitesiz yemleri kültür ırklarına göre daha iyi değerlendirebilirler. Verim yetenekleri düşük, gelişmeleri yavaştır. Meydana gelmelerinde bir ıslah çalışmasının rolü yoktur. Düşük verimli olsalar da hastalıklara ve çevre şartlarına dayanıklı olmaları, düşük kaliteli yemleri de değerlendirebilmeleri bu ırkların daha çok gelişmemiş ülkelerde yetiştirilmesine neden olmuştur. Yerli Kara, Boz Irk sığır ırkları; Akkaraman, Dağlıç koyun ırkları yerli ırklara örnek olarak gösterilebilir. Islah Edilmiş (Onarılmış) Yerli Irklar: Yerli ırkların bakım ve besleme koşullarının iyileştirilerek, yapılan seleksiyon sonucu verimlerinin yükseltilmesi ve beden yapılarının geliştirilmesi sonucu elde dilen ırklardır. Kimi zaman bu ırklar, yüksek verimli ırklarla melezleme yoluna gidilerekde ıslah edilirler, yapılan melezleme ile yerli ırkların verimleri yükseltilirken beden yapılarının bozulmasına izin verilmez. Doğu Anadolu Kırmızısı sığır ırkı ile Kıvırcık koyun ırkı bunlara örnek olarak gösterilebilir. Kültür Irkları: Yerli ırklardan, saf yetiştirme ve seleksiyon metotlarıyla elde edilmişlerdir. Ancak unutulmaması gereken nokta, her coğrafi bölgede bu metotların kullanılmasıyla yerli ırkların kültür ırklarına dönüştürülemeyeceğidir. Söz konusu metotların yanında; yeterli miktar ve kalitede yem bitkisi üretimi ve mera için iklim koşullarının elverişli olması, gelişmiş bir tarıma sahip olunması da gerekir. Kültür ırkları yerli ırklara ya da ıslah edilmiş yerli ırklara göre daha yüksek verimlidirler. Ancak hastalıklara, çevresel koşullara karşı daha hassastırlar. Günümüzde yetiştirilen kültür ırklarının sistemli bir şekilde geliştirilmesine 18. yüzyılda başlanmıştır. Jersey ve Hereford sığır ırkları, Ost Friz ve Hampshire koyun ırkları, İngliz atı, Saanen ve Togenburg keçi ırkları, Leghorn tavuk ırkları kültür ırklarına birer örnektirler. Verim Yönlerine Göre Irkların Sınıflandırılması Tek Verim Yönlü Irklar: Bazı ırklar tek bir verim özellikleri yönünden yetiştirilirlerken, sahip oldukları diğer verimleri, düşüklüğü ya da orta düzeyde olması nedeniyle dikkate alınmaz. Örneğin; Angus, Hereford, Charolais gibi etçi sığır ırkları et verimleri yönünden yetiştirilirlerken süt verimleri ancak buzağılarını besleyebilecek düzeydedir ve süt amaçlı yetiştirilmezler. Benzer şekilde, Ankara keçisi tiftiği için yetiştirilirken et ve süt üretimi daha geri planda kalır. Ost Friz koyun ırkı ve Saanen keçi ırkı ise yüksek süt verimleri nedeniyle yetiştirilirler. Kombine Verimli Irklar: Bazı ırklar iki ya da daha çok verim özellikleri yönünden yetiştirilirler. Rambouillet, Columbia ve Targhee koyun ırkları hem kaliteli yapağıları hem de et verimleri yönüyle yetiştirilirler. Simmental sığır ırkı et-süt kombine verimli bir ırktır. Yerli ırklar ise genellikle kombine verimli ırklardır. Bazı ırklar farklı ülkelerde farklı yönleriyle geliştirilerek yetiştirilmektedirler. Örneğin; Holstein sığır ırkı Avrupa da süt-et yönlü kombine bir ırk olarak yetiştirilirken ABD ve Kanada gibi bazı ülkelerde süt verimleri yönünden geliştirilip yetiştirilmektedirler.

45 Türkiye Hayvan Irklarının Bölgesel Dağılımı 2. Ünite - Başlıca Yetiştiricilik Tanımları 35 Türkiye de Yetiştirilen Küçükbaş Hayvanların Coğrafi Bölgelere Göre Dağılımları Koyun yetiştiriciliğinde, kültür ırklarının saf yetiştirilmesi yerine bunların melezlerinin ya da yerli ırkların yetiştirilmesi daha çok tercih edilmektedir. Nitekim Türkiye koyun varlığının %5 ini kültür ırkı melezleri oluştururken, % 95 ini yerli ırklar oluşturur. Ancak sığır yetiştiriciliğinde yerli ırklardan daha çok kültür ırklarının saf olarak ya da melezleri yetiştirilmektedir. Türkiye yerli koyun ırklarının bölgesel dağılımı şöyledir: kkaraman Batıda skişehir ve ütahya dan başlayarak oğuda ivas a kadar, sahil bölgeleri dışında Orta Anadolu da ve geçit bölgelerinde yetiştirilir. orkaraman Genel olarak oğu İllerimizde yetiştirilir ağlıç oyunu akarya nehrinden başlayıp ge Bölgesinin kıyı İllerine kadar uzanır akız oyunu İzmir İlinde özellikle eşme İlçesinde yetişir ıvırcık oyunu Trakya ve armara nın Güneydoğusundaki İllerde ge Bölgesinin Manisa, İzmir, Aydın İllerinde yetişir. arayaka oyunu aradeniz kıyı şeridinde özellikle inop, amsun, rdu, Giresun ve Tokat İllerinde yetiştirilir. İvesi oyunu uriye sınır boyunda anlıurfa, Gaziantep ve Hatay İllerinde yetişir aracabey erinosu Balıkesir, Bursa yörelerinde yetiştirilir Gökçeada oyunu Gökçeada ve anakkale çevresinde yetişir Tu oyunu Türkiye nin uzeydoğu İlleri ars, rdahan ve ğdır bölgelerinde yetiştirilir. Herik oyunu ivas, masya, inop, amsun, Trabzon ve orum İllerinde dağlık bölgelerde yetişir. Hemşin oyunu aradeniz sahillerinde rtvin dolaylarında yetişir Tahirova oyunu ge ve armara Bölgesinde yetişir demiş oyunu Batı nadolu da demiş çevresinde yetişir Türkiyede Yetiştirilen Büyükbaş Hayvanların Coğrafi Bölgelere Göre Dağılımları Türkiye sığır varlığının %24 ünü yerli ırklar, %41 ini yerli ırk-kültür ırkı melezleri ve %35 ini de kültür ırkları oluşturur. Kültür ırkı sığırlar içerisinde en yoğun yetiştiriciliği yapılanlar Holstein, İsviçre Esmeri ve Jersey ırklarıdır. Bu ırklar hemen her bölgede yetiştirilmesine rağmen baxı ırklar belirli bölgelerde daha yoğun yetiştirilmektedir. Örneğin; Holstein ırkı daha çok Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetiştirilirken; İsviçre Esmeri daha çok İç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde; Jersey ırkı ise daha çok Karadeniz bölgesinde yetiştirilmektedir. Türkiye yerli sığır varlığının bölgesel dağılımı şöyledir: Boz ırk armara Bölgesi Yerli ara İç nadolu Bölgesi oğu nadolu ırmızı oğu nadolu Bölgesi Güney nadolu ırmızısı Güney oğu nadolu bölhgesinin batısı özellikle, ilis, Gaziantep ve anlı rfa illeri Yerli Güney arısı kdeniz Bölgesinin doğusu, özellikle ersin, dana ve smaniye illeri. avot oğu nadolu Bölgesi nin doğusu, özellikle ars ve rdahan illeri Bu ırklar yoğun olarak bu bölgelerde yetiştirilmelerine rağmen bölgeye komşu illerde de bu ırklara ve bunların melezlerine rastlanabilir.

46 36 Temel Zootekni Özet Zootekni Zootekni; Bilime uygun hayvan yetiştirme ve ıslahı bilgisidir, Hayvan yetiştirme bilim ve teknolojisidir, ya da yaşayan makinelerin teknoloji bilimi olarak tanımlanabilir. Zootekni temel bilimleri içeren birçok bilim kolundan faydalanır. Birçok alanda üretilen ürün, hammadde yada üretim tekniği zootekni bilimiyle bağlantılıdır. Zootekni bilimi evrensel, ulusal, bölgesel ve hatta yöresel olarak farklılık arz edebilen bir bilimdir. Evciltme ve evciltme yöntemleri Evciltme temel olarak yabani yapıdaki hayvan ve bitkilerin insanların kendi amaçları doğrultusunda ve kontrolünde kullanılması olarak ifade edilir. Hayvanların evciltmesi insanlık tarihinde oldukça uzun zaman almıştır. İnsanlara alıştırılan hayvanların yavrularının da insan eliyle yetiştirilmesi, üretilmesi ve amaçlar doğrultusunda özelliklere sahip hayvanların elde edilmesi çok uzun yıllar almıştır. Ancak evciltmenin ilk başlangıcının taş devrinde olduğu yönündedir. Elde edilen bu bilgiler ışığında ilk evciltilen tür köpektir. Doğal ortamlarında yabani formda yaşayan hayvanlar evciltildiklerinde bazı değişikliklere maruz kalmıştır. Bu değişiklikler özellikle vücut yapılarının değişmesi şeklinde olabildiği gibi vücut fonksiyonlarının işleyişinin değişmesi şeklinde de gerçekleşmiştir. Bu şekildeki değişiklikler her türde farklı şekillenmiş olup, evciltmenin amacı doğrultusunda farklılıklar göstermektedir. Tür, ırk ve hibridasyon Ortak özellikler taşıyan ve kendi aralarında döllenerek üreyebilen akraba canlıları içeren biyolojik gruba tür denir. Günümüzde tanımlanan hayvan türlerinin sayısı 1.5 milyonu aşmış bulunmaktadır. Türler birbirlerinden sahip oldukları morfolojik ve fizyolojik karakterler ile ayrılabilirler. Tahmini olarak M.Ö. 500 yıllarında yaşamış olan Yunan filozoflarından Empedocles ile başlayan ve 1830 lara Charles Darwin öne sürdüğü Evrim Teorisi ne kadar geçen sürede birçok bilim adamı tarafından türlerin oluşumu açıklanmaya çalışılmıştır. İki tür arasında yapılan birleştirmelere hibridasyon, bunun sonucunda elde edilen döllere de hibrit denir. Equidae türlerinin hibritleri; At, eşek ve zebra türlerinin birleştirilmeleri sonucunda elde edilen hibritlerdir. Bovinae türlerinin hibritleri; Sığır ile zebu, gayal, yak, banteng ve bizon türleri arasında 4 yapılan birleştirmeler sonucunda elde edilen hibritlere denilmektedir. Bir tür içinde ortak karakterleri olan ve bu karakterleri kalıtım yolu ile yavrularına geçiren hayvan grupları ırk olarak tanımlanmaktadır. Her evcil hayvan türü içinde birbirlerinden belirli farklarla ayrımı yapılabilen birçok ırk bulunmaktadır. Türlerin hayvan yetiştiricileri tarafından farklı coğrafi bölgelerde evciltilmeleri ve sonrasında kendileri ile beraber farklı yerlere göç etmeleri sonucunda çevresel etkenlere bağlı olarak hayvanlardaki adaptasyon sonucunda görülen bir takım morfolojik ve fizyolojik farklılıklar sonucunda ırklar oluşmuş ve bu sahip oldukları özelliklerin bir araya getirilmesi amacıyla iki veya daha fazla ırkın melezlemeleri yapılarak yeni ırklar meydana getirilmiştir. Irkların oluşumu ve ırk özellikleri Bir ırkı karakterize eden ve onu diğer ırklardan farklı yapan özelliklere Irk Özellikleri denir. Irk karakterleri morfolojik ve fizyolojik ırk özellikleri olarak incelenebilir. Morfolojik ırk özellikleri, hayvanlara dışarıdan bakılarak kolayca fark edilebilir (tüy ya da deri rengi, vücut yapısı). Morfolojik ırk özelliklerine bakılarak hayvanların verimleri hakkında bilgi sahibi olmak mümkün değildir. Fizyolojik ırk özellikleri, hayvanların direkt (et, süt, yumurta, yapağı verimi v.b.) ya da dolaylı olarak (yemden yararlanma, erken gelişme v.b.) verimlerle ilgili olan özelliklerini kapsar. Fizyolojik ırk özellikleri morfolojik ırk özelliklerinin aksine verimlerle ilgilidir. Çiftlik hayvanları, belirli kriterler gözetilerek pek çok şekilde sınıflandırılırlar. Bu sınıflandırmalar içinde en yaygın kullanılanları, hayvanların gelişmişlik düzeylerine ve verim yönlerine göre sınıflandırılmalarıdır. Gelişmişlik düzeylerine göre ırklar; Yerli (ilkel) Irklar (Yerli Kara, Akkaraman), Islah Edilmiş (onarılmış) Yerli Irklar (Doğu Anadolu Kırmızısı, Kıvırcık) ve Kültür Irkları (Jersey, Ost Fritz, İngliz atı, Saanen) olarak sınıflandırılırlar. Verim yönlerine göre ise ırklar, Tek Verim Yönlü Irklar (Angus etçi sığır ırkı, Ost Friz sütçü koyun ırkı) ve Kombine Verimli Irklar (Rambouillet koyun ırkı, Simmental sığır ırkı) olarak sınıflandırılır. Koyun yetiştiriciliğinde, kültür ırklarının saf yetiştirilmesi yerine bunların melezlerinin ya da yerli ırkların yetiştirilmesi daha çok tercih edilmektedir. Sığır yetiştiriciliğinde daha çok kültür ırklarının saf olarak ya da melezleri yetiştirilmektedir.

47 2. Ünite - Başlıca Yetiştiricilik Tanımları 37 Kendimizi Sınayalım 1. İlk evciltilen hayvan aşağıdakilerden hangisidir? a. Kedi b. Köpek c. At d. Arı e. Domuz 2. Atın evciltme yeri ve zamanı aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir? a. Doğu Avrupa M.Ö. 4 bin b. Batı Avrupa M.Ö. 5 bin c. Doğu Asya M.Ö. 3 bin d. Doğu Afrika M.Ö. 7 bin e. Hiçbiri 3. Bilime uygun hayvan yetiştirme ve ıslahı bilgisine ne denir? a. Genetik b. Zooloji c. Zootekni d. Hayvan ıslahı e. Zoogenetik 4. Aşağıdakilerden hangisi Tür ün tanımıdır? a. Irkların birleştirilmeleri sonucunda ortaya çıkan ve kendi aralarında çiftleşerek üreyebilen canlı grubu. b. Ortak özellikler taşıyan ve kendi aralarında döllenerek üreyebilen akraba canlıları içeren biyolojik grup. c. Farklı özelliklere sahip olmasına rağmen kendi aralarında döllenerek üreyebilen canlı topluluğu d. Melezleme sonucunda elde edilen biyolojik grup. e. Akraba canlıların birleşmesi sonucunda üreme yetenekleri olmayan canlı grubu. 5. Doğal Seleksiyon un tanımı aşağıdakilerden hangisidir? a. Hayvanların doğada özgür bir şekilde üremelerine denir. b. İnsanlar tarafından yapılan seçilime denir. c. Canlı grupları arasında yapılan yaşam mücadelesine denir. d. Doğanın hayatta kalan hayvanların üremesine olanak sağlamasına denir. e. Türler arasında gerçekleşen birleştirilmelere denir. 6. Hibridasyonla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? a. İki tür arasında yapılan birleştirmelere hibridasyon denir. b. Koyun ve keçi türleri arasında yapılan hibridasyonlardan yavru alınamamaktadır. c. Genel olarak erkek hibritlerin üreme yetenekleri vardır. d. Erkek eşek ile dişi atın birleştirilmesiyle elde edilen hibritlere katır denir. e. Zebranın at ve eşekle çiftleştirilmesiyle elde edilen hibritlere zebroid denir. 7. Irk ın tanımı aşağıdakilerden hangisidir? a. Türler arasında yapılan birleştirmeler sonucunda ortaya çıkan gruplara denir. b. Bir tür içinde ortak karakterleri olan ve bu karakterleri kalıtım yolu ile yavrularına geçiren hayvan gruplarına denir. c. Farklı bölgelerde bulunan türlerin insanlar tarafından birleştirilmesiyle elde edilen gruplara denir. d. Çevresel etkiler sebebiyle farklılaşmış türlere denir. e. Çiftlik hayvanlarına denir. 8. Aşağıdakilerden hangisi ırkların oluşumunu açıklamamaktadır? a. Türlerin hayvan yetiştiricileri tarafından farklı coğrafi bölgelerde evciltilmeleri.. b. Türlerin hayvan yetiştiricileri ile birlikte göç etmeleri. c. Çevresel etkenlere bağlı olarak hayvanlarda oluşan adaptasyon neticesinde. d. İki veya daha fazla ırkın melezlenmesi. e. Türler arasında yapılan birleştirmeler. 9. Aşağıdaki kültür sığır ırklarından hangisi Ege Bölgesinde daha çok yetiştirilmektedir? a. Jersey b. İsviçre Esmeri c. Holstein d. Simmental e. Hereford 10. Aşağıdakilerden hangisi Irk Özellikleri nden biri değildir? a. Tüm ırklar için ortak özelliklerden biridir. b. Bir ırkı karakterize eder. c. Bir ırkı diğer ırklardan farklı yapar. d. Morfolojik özellikler olarak incelenebilir. e. Fizyolojik özellikler olarak incelenebilir.

48 38 Temel Zootekni Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı 1. b Yanıtınız yanlış ise Türlerin Evciltme Yer ve Zamanı konusunu yeniden gözden geçiriniz. 2. a Yanıtınız yanlış ise Türlerin Evciltme Yer ve Zamanı konusunu yeniden gözden geçiriniz. 3. c Yanıtınız yanlış ise Zootekni konusunu yeniden gözden geçiriniz. 4. b Yanıtınız yanlış ise Tür konusunu yeniden gözden geçiriniz. 5. d Yanıtınız yanlış ise Evciltme konusunu yeniden gözden geçiriniz. 6. c Yanıtınız yanlış ise Hibridasyon konusunu yeniden gözden geçiriniz. 7. b Yanıtınız yanlış ise Türlerin Evciltme Yer ve Zamanı konusunu yeniden gözden geçiriniz. 8. e Yanıtınız yanlış ise Irk ve Irkların Oluşumu konusunu yeniden gözden geçiriniz. 9. c Yanıtınız yanlış ise Türkiye Hayvan Irklarının Bölgesel Dağılımı konusunu yeniden gözden geçiriniz. 10. a Yanıtınız yanlış ise Irk Özellikleri konusunu yeniden gözden geçiriniz. Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1 Zootekni; et, süt, yumurta, yapağı, tiftik, gibi hayvansal ürünler elde etmek ya da hayvan yetiştirme, ıslah, bakım ve besleme gibi konularda çeşitli üretim araçlarını bir arada kullanarak hayvansal ürün yada sanayi hammaddesi üretimi için çeşitli bilim, teknoloji ve benzeri uygulamaların bütünüdür. Zootekni; bilime uygun hayvan yetiştirme ve ıslahı bilgisi ya da hayvan yetiştirme bilim ve teknolojisi şeklinde de özetlenebilir. Zootekni terimi Çiftlik hayvanları birer makinedir, tüketirler ve üretirler şeklinde yorumlayan Fransız Bilim Adamı J. Baudement tarafından 1848 yılında yaşayan makinelerin teknoloji bilimi olarak tanımlanmıştır. Sıra Sizde 2 Genel olarak evciltme tüm türlerin vücut yapılarında bazı değişikliklere neden olmuştur. Evcilmenin türler üzerindeki etkilerini şu şekilde sıralamak mümkündür. Öncelikle türlerin vücut büyüklükleri azalmıştır. Daha küçük yapılı hale gelmişlerdir. Diş yapıları daha küçülmüş ve sayısal olarak da azalmıştır. Yabani formlarında daha güçlü boynuzlara sahiplerken, evciltildiklerinde daha ince ve narin bir boynuz yapısına sahip oldukları görülmektedir. Hayvanların yabani formlarının daha büyük ve kalın boynuzlara sahip olmaları kendilerini koruma amaçlı kullanmalarından ileri gelmektedir. Evciltme ile birlikte kendilerini diğer yırtıcılardan korumalarına eskisi kadar gerek kalmamıştır. Evciltilen hayvanların davranışları da daha sakin bir yapıya dönüşmüştür. Sıra Sizde 3 Türler birbirlerinden sahip oldukları morfolojik ve fizyolojik karakterler ile ayrılabilirler. Morfolojik karakterler çevresel faktörlerden neredeyse hiç etkilenmeyen özellikler olup, gözlem yoluyla ayırt edilebilirler. Sıra Sizde 4 Melezleme ile meydana getirilen popülasyonlarda oluşan genetik çeşitliliğin fazla olması, ortaya farklı tiplerde bireylerin çıkmasını sağlayarak istenen karakterlere sahip hayvanların seleksiyonuna imkan yaratmaktadır. Sıra Sizde 5 Ölçüm ya da tartımla tespit edilemezler, çevresel faktörlerden ya hiç etkilenmezler ya da çok az etkilenirler, az sayıda gen tarafından kontrol edilirler.

49 2. Ünite - Başlıca Yetiştiricilik Tanımları 39 Yararlanılan Kaynaklar Akçapınar, H. & Özbeyaz, C. (1999). Hayvan Yetiştiriciliği Temel Bilgileri. nkara ariyer atbaacılık td ti Arıtürk, E. (1983). Genel Zootekni. Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi. Berry, A. (2001). Darwin ve Moleküler Devrim, Çev. A. Turak, Ankara: Bilim ve Teknik Dergisi. Demirsoy, A. (2000). Kalıtım ve Evrim, Ankara: Meteksan Kaymakçı, M. (2007). Küreselleş(tir)me Sürecinde Zootekni Bilimi ve Eğitimi, 5.Ulusal Zootekni Bilim Kongresi, Eylül 2007, VAN. ahin, Y Hayvan Sistematiği, Ankara: Osmangazi Üniversitesi Yayınları. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü (2009). Türkiye Evcil Hayvan Genetik Kaynakları, Ankara. Türkiye İstatistik Kurumu (2009). Tarım Hayvancılık İstatistikleri. 06 Mayıs 2011 tarihinde tr/veribilgi.do?tb_id=46&ust_id=13 adresine erişildi. Yalçın B.C. (1981). Genel Zootekni, İstanbul: İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Yayınları, Nazım Terzioğlu Matematik Araştırma Enstitüsü Baskı Atölyesi. Yıldırım, C. (1993). Darwin, Ankara: Bilim ve Teknik Dergisi.

50 TEMEL ZOOTEKNİ 3Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; Sütçü ırk büyükbaş ve küçükbaş hayvanların genel özellikleri Etçi ırk büyükbaş ve küçükbaş hayvanların genel özellikleri Tavuk ırkları ve hibrit genotiplerin genel özellikleri Hindi, bıldırcın, devekuşu, ördek, kaz gibi kümes hayvanı ırklarının genel özellikleri Köpek ve at ırklarının genel özelliklerini açıklayabilecek bilgi ve becerilere sahip olabileceksiniz. Anahtar Kavramlar üt ü ve t i rklar üme Hayvanları t ek rk ellikleri İçindekiler Temel Zootekni Hayvan Irkları ve Özellikleri GİRİŞ ÜT Ü IRK HAYVANLARIN GENEL ELLİKLERİ ET İ IRK HAYVANLARIN GENEL ELLİKLERİ TAVUK IRKLARI VE Hİ RİT GEN Tİ LERİN GENEL ELLİKLERİ HİNDİ VE DİĞER KÜME HAYVANI IRKLARININ GENEL ELLİKLERİ K EK IRKLARININ GENEL ELLİKLERİ AT IRKLARININ GENEL ELLİKLERİ DÜNYADA VE TÜRKİYE DE YAYGIN AŞLICA HAYVAN IRKLARININ GENEL ELLİKLERİ

51 Hayvan Irkları ve Özellikleri GİRİŞ Hayvan ırklarının dış görünüş ve verim özelliklerinin tanımlanması Zootekni biliminin kapsadığı en önemli konulardandır. Irk; bir tür içinde ortak özelliklere sahip olan ve bu özelliklerini kalıtsal yolla yavrularına geçiren hayvan grubuna denir. Hayvanlar genel olarak verim yönüne göre değişik beden yapılarına sahiptirler. Dış görünüşe göre seleksiyon işlemlerinde de hayvanların bu verim yönü özelliklerini göstermeleri istenir. Etçi bir sığır ırkı ile sütçü bir sığır ırkının, etçi bir koyun ırkı ile sütçü bir koyun ırkının vücut yapısı aynı değildir. Vücut yapısındaki bu farklılık yanında bir tür içindeki ırkların verimlerle ilgili özellikleri, erken gelişme, mizaç ve diğer fizyolojik özellikleri arasında da farklılıklar vardır. Bu bölümde et, süt, yumurta gibi insan gıdası olarak tüketilen hayvansal proteinleri üreten çiftlik hayvanlarının genel ırk özellikleri ile Dünya da ve Türkiye de en fazla yetiştirilen bazı hayvan ırkları genel olarak anlatılacaktır. SÜTÇÜ IRK HAYVANLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ Sütçü Sığır Irklarının Genel Özellikleri Holstein (Siyah alaca, Holştayn), Jersey, Guernsey, Angler gibi ırklar sütçü sığırların en önemli bireyleridir. Süt verimi denilince ilk akla gelen sığır ırkı Holsteindir. Holstein sığır ırkı tüm dünyada yaygın olarak yetiştirilmektedir. Türkiye de mevcut sığır varlığının yaklaşık yarısı Holstein ırkı ve melezlerinden oluşmaktadır. Bunun yanında Karadeniz bölgesinde Jersey sığır ırkı yaygınlık kazanmıştır. Sütçü sığır ırkları arasında morfolojik (dış görünüş) ve fizyolojik (verim özellikleri) özellikler yönünden önemli farklılıklar vardır. Holstein sütçü sığır ırklarının en iri yapılısı iken, Jersey ırkı en küçük yapılısıdır. Sütçü hayvanlarda genel olarak bedenin genişlik ve derinliği arkaya doğru giderek artar. Baş asil, zarif, deri ince ve yumuşak, tüyler kısa ve parlaktır. Uzun ve belirgin süt damarları, büyük, yumuşak ve iyi şekillenmiş memeler iyi bir sütçülük kabiliyetinin göstergesidir. Sütçü Koyun Irklarının Genel Özellikleri Koyun yetiştiriciliğinde önceleri yapağı verimi, sonraları yapağı ve et verimine önem verildiğinden süt verimi belirgin şekilde yüksek olan koyun ırkı sayısı dünya genelinde oldukça azdır. Koyunlarda süt verimi yönünden ırklar arasında ve bir ırkın bireyleri arasında önemli farklılıklar vardır. Günümüz dünya genelinde koyun yetiştiriciliğinin başlıca amacı kuzu eti üretimidir ve koyunlardan elde edilen kuzu sayısının ikiz-üçüz gibi mümkün olduğu kadar fazla olması arzulanmaktadır. İkiz kuzuların yeterli bir şekilde

52 42 Temel Zootekni beslenebilmesi içinde süt veriminin yüksek olması oldukça önemlidir. Bunun yanında son zamanlarda koyun sütü ve ürünlerine olan talebin artması da koyun yetiştiriciliğinde süt verimini yeniden önemli hale gelmiştir. Sütçü koyun ırkları genellikle aile işletmelerinde küçük sürüler halinde yetiştirilirler. Sakız koyun ırkı bunun en güzel örneğidir. Yine Türkiye ye özgü sütçü bir koyun ırkı olan İvesiler ise sürüler halinde yetiştirilirler. Sütçü, koyun ırklarının en genel özellikleri yüksek süt verimleri yanında genelde döl verimlerinin de yüksek olmasıdır. Doğu Friz (Ost Friz) koyunu ise dünyaca ünlü önemli bir sütçü koyun ırkıdır. Sütçü koyun ırkları genelde yüksek bacaklı, nisbeten ince kemik yapılı, kas gelişimi etçi ırklarda olduğu gibi iyi olmayan, genelde erken gelişen ve yıl boyu üreme isteği gösteren, süt verimleri yanında döl verimleri de yüksek hayvanlardır. Resim 3.1 Sütçü ırk koyunlardan İvesi ırkı (U.Ü.Veteriner Fak. Araşt.ve Uyg.Merkezi) Sütçü Keçi Irklarının Genel Özellikleri Süt tipi keçiler erken gelişme yeteneğine sahiptirler, oğlak verimleri yüksektir. İkiz doğum normal olup, üçüz, dördüz doğumlar ile sıkça karşılaşılır. Canlı ağırlıkları ile karşılaştırıldığında süt verimleri daha yüksektir. Bir sağım döneminde ağırlıklarının çok üstünde süt verebilirler. Bakım ve yönetimleri oldukça kolaydır ve diğer çiftlik hayvanlarına göre hastalık ve parazitlere karşı daha dayanıklıdırlar. Sütçü keçi ırklarının bütün dünyada en tanınmışı Saanen keçi ırkıdır. Genel olarak süt tipi keçilerin adaptasyon yetenekleri yüksektir. Aşağı yukarı her türlü iklimde verim yetenekleri iyidir. Sütçü keçi ırkları genelde kısa tüylü, iri hayvanlardır. Ön göğüs iyi gelişmiştir. Sırt ve bel geniş, hafif ve asildir. ETÇİ IRK HAYVANLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ Etçi Sığır Irklarının Genel Özellikleri Etçi sığır ırkları et verimi yönünde geliştirilmiş, canlı ağırlık kazançları ve yemden yararlanma yetenekleri iyi, karkas randımanları ile değerli et oranları sütçü ve kombine verimli ırklara göre daha yüksektir. Süt verimleri ancak yavrularına yetecek kadardır. Genelde yeterli ve yıl boyu yeşil tutulabilen mera imkanlarına sahip İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Yeni Zelanda, Avustralya gibi ülkelerde en fazla yetiştirilirler. Yerli hayvanlarımız içinde doğrudan etçi bir sığır ırkımız yoktur. Aberden Angus ya da kısaca Angus, Hereford, Limousine, Charollais gibi ırklar bütün dünyada kabul görmüş et ırkı sığırların en önemli bireyleridir. Geçmişte Türkiye ye getirilse de fazlaca yayılma alanı bulamamışlardır. Son yıllarda bir miktar damızlık olmak üzere besi ve kasaplık

53 3. Ünite - Hayvan Irkları ve Özellikleri 43 amaçlı etçi ırk sığırlar Türkiye ye getirilmiştir. Kaliteli ve yeter miktarda mera olmaması, yıl boyu meraların yeşil tutulamaması Türkiye de et ırkı sığır yetiştiriciliğinin önündeki en büyük engeldir. Çünkü kaliteli ve ucuz yem temin edilemezse damızlık materyalin yem maliyetleri de besiye alınacak yavrularının et maliyeti üzerine yansıyacağından maliyetler artacak ve rekabet etme şansı azalacaktır. Bundan dolayı Türkiye de az miktardaki bu ithalat dışında genel olarak kırmızı et ihtiyacı sütçü ırk sığırların erkekleri besiye alınarak karşılanmaktadır. Türkiye de et ırkı sığır yetiştiriciliğinin yaygınlaşmasında en büyük engelin ne/neler olduğunu düşünüyorsunuz? Etçi Koyun Irklarının Genel Özellikleri Etçi ırk koyunlar denince İngiliz etçi koyun ırkları akla gelir. Kısa yapağılı ve siyah başlı, uzun yapağılı ve beyaz başlı ile dağ koyunları olmak üzere üç gruba ayrılan bu koyun ırkları dünyanın değişik bölgelerine götürülmüşler ve hem saf olarak yetiştirilmişler, hem de melezleme ile yeni etçi tip koyun ırklarının geliştirilmesinde kullanılmışlardır. Bunların en önemli verimleri et olup, döl verimleri de yüksektir. Süt verimleri ise ancak yavrularına yetecek kadardır. İngiliz etçi koyun ırkları dışında Ile De France, Suffolk, Alman Siyah ve Beyaz Başlı Koyun ırkı ve Texel dünyaca meşhur olan etçi koyun ırklarından bazılarıdır. Etçi ırk koyunlarda vücudun ön, orta ve arka bölümleri yaklaşık olarak birbirine eşittir. Vücut genişliği ve derinliği belirgindir. Vücut köşeleri yuvarlaklaşmış dikdörtgene veya fıçıya benzer. Vücut derinliği ile bacak yüksekliği birbirine yakındır. Etçi ırk koyunlarda morfolojik yani dış görünüş olarak yeter genişlik ve derinlikte dolgun bir vücut, kısa ve geniş bir baş, kısa ve kalın bir boyun, geniş ve derin bir göğüs, dışa doğru kıvrılmış kaburgalar, geniş ve kuvvetli bir sırt, geniş ve kalın bir bel, uzun ve dolgun bir but, geniş ve etli bacaklar, iyi ve sağlam bir kemik yapısı, düz ve yere yakın ayaklar gözlenir. Etçi ırk koyunlarda fizyolojik yani verim özelliği olarak ise; damızlık erkeklerinde iyi besi kabiliyeti, iyi yemden yararlanma, iyi et tutma, etçilik kabiliyeti ve et kalitesi yüksek olma, damızlık dişilerde; yüksek döl tutma ve anaç koyun başına bir doğumda fazla sayıda kuzu, düşük kuzu ölümü, her mevsim üreme isteği gösterme özelliği, kuzularında; erken gelişme, yüksek canlı ağırlık artışı, iyi yemden yararlanma, iyi karkas kalitesi, sert ve kötü şartlara dayanıklılık, ağıl ve padok tipi koyunculuğa elverişli olma gibi özellikler aranır. 1 Etçi Keçi Irklarının Genel Özellikleri Bu grubun en önemli bireyi Boer keçi ırkıdır. Et kaliteleri yüksektir. Döl-yavru verimleri yüksek olup, süt verimi orta düzeydedir. Sütü ancak doğacak yavrularını besleyecek kadardır. Yavrularında canlı ağırlık kazancı ve yemden yararlanma yetenekleri yüksektir. Yıl boyu üreme isteği gösterdiklerinden iki yılda üç yavru alma, yılda iki yavrulatma uygulanabilir. Genel olarak adaptasyon kabiliyetleri iyi olsa da rutubetli bölgelere adapte olmada güçlük çekilebilir. Damızlık hayvan seçiminde etçi ırk koyunlarda ne gibi dış görünüş yani morfolojik özelliklere dikkat edersiniz? TAVUK IRKLARI VE HİBRİT GENOTİPLERİN GENEL ÖZELLİKLERİ Dünya da ve Türkiye de 1980 li yıllara kadar yumurta üretimi Hacıkadın, Denizli gibi lokal tavuk ırkları ya da Leghorn, New Hampshire gibi kültür ırkı saf tavuk ırklarından, tavuk eti üretimi bu ırk tavukların erkeklerinden elde edilirken, günümüzde bu alanda etçi ve yumur- 2

54 44 Temel Zootekni Hibrit: Genetik yapı olarak birbirinden farklı ebeveyn tavuk ırk, soy ve hatların kendi aralarında birleştirilmeleri ile elde edilen, yüksek verimli, ancak bu üstün özelliklerini yavrularına geçiremeyen hayvan grubuna denir. Entansif: Yatırım, sermaye, teknoloji kullanımı gerektiren, teknik ve ekonomik verimliliğin ön planda olduğu planlı bir üretim şeklidir. Soy: Saf tavuk ırklarının uzun süre değişik coğrafi bölgelerde yetiştirilmesi ile elde edilen yeni hayvan grubuna denir. Hat: Saf tavuk ırklarının kendi içinde uzun süre akrabalı yetiştirilmesi ile elde edilen yeni hayvan grubuna denir. tacı hibrit tavuklar kullanılmaktadır. Tavukçuluğun modern ve entansif olarak yapıldığı ülke ve bölgelerde tavuk eti ve yumurta üretiminde lokal ve saf kültür ırkı tavukların yerini genetik mühendisliği ve ıslah teknikleri yardımı ile geliştirilen yüksek verimli bu ticari hibrit tavuklar almıştır. Hibrit tavuklar yıllarca süren ıslah çalışmaları ile saf tavuk ırkları ile saf tavuk ırkları arasından geliştirilen soy ve hatlar arası yapılan birleştirmeler ile elde edilmişlerdir. Etçi ve yumurtacı hibritlerin verim performansları arasında bir takım farklılıklar olsa da genelde verim özellikleri birbirine benzemektedir. Buna göre yetiştiricilikte kullanılan tavuklar lokal ve saf tavuk ırkları ile etçi ve yumurtacı hibritler şeklinde incelenmektedir. Türkiye de üretimde kullanılan hibrit hayvanların anne ve babaları damızlık olarak yurt dışından getirilmekte, bunlardan elde edilen döllü yumurtalar kuluçka edildikten sonra üretilen hibrit civcivler piliç eti ve yumurta üretiminde kullanılmaktadır. Tavuk Irkları Modern ve entansif tavukçuluğun yapıldığı ülkelerde lokal ya da saf kültür ırkı tavuklar; yüksek verimli hibrit hayvanların elde edilmesinde ebeveyn hattı olarak kullanılırken, gelişmesi geri kalmış ülke ve bölgelerde ise doğrudan yumurta ve tavuk eti üretimi amacı ile kullanılmaktadırlar. Bu tavuk ırkları, genetik, renk, ağırlık, deri rengi, genel görünüş, bacak tüylenmesi, ibik şekli gibi fiziksel özellikler bakımından birbirinden farklı özellikler göstermektedirler. Et verim yönlü ırklar daha ağır olup, yumurta verimleri daha düşüktür. Yumurtacı ırkların ise et verim yönlü ve kombine verimli ırklara göre canlı ağırlıkları daha düşüktür. Bundan dolayı yaşama payı yem tüketimleri daha azdır. Yumurtacı ırkların yumurta verimleri etçi ve kombine verim yönlülere göre daha yüksektir. Lokal ya da saf kültür ırkı tavukların yumurta ve et verimleri ile ekonomik verimlilikleri hibrit hayvanlardan önemli düzeyde daha düşüktür. Saf tavuk ırkları coğrafi dağılıma göre; Amerika, Asya, İngiliz ve Akdeniz ırkları, verim yönlerine göre; yumurta ırkları, et ırkları, yumurta ve et verim yönü kombine ırklar ve süs ırkları, beden ağırlıklarına göre; hafif, orta ve ağır ırklar olarak değişik şekillerde sınıflandırılabilir. 3 Yumurtacı saf ırk tavukların et verim yönlü ırklardan farklılıkları hakkında neler düşünüyorsunuz? Ancona, Leghorn, Minorka, Australop, New Hampshire, Plymouth Rock, Rhode Island Red, Brahma, Cochin, Cornish, Dorking, Orpington, Sussex kültür ırkı hayvanların Dünya genelindeki önemli temsilcileridir. Leghorn tavuk ırkı dünyaca meşhur olan iyi bir beyaz yumurtacı saf tavuk ırkıdır ve hemen hemen bütün beyaz yumurtacı hibrit tavukların geliştirilmesinde ıslah işletmeleri tarafından anaç ırk olarak kullanılmıştır. New Hampshire, Rhode Island Red gibi ırklar kombine verim yönlü, kahverengi yumurtacı ya da etçi hibritlerin geliştirilmesinde yaygın olarak kullanılan saf kültür ırkı tavuklardır. Cornish, Susex ve Brahma gibi ırklar et verim yönlü saf ırklar olup, genelde et verim yönlü hibritlerin geliştirilmesinde anaç ırk olarak kullanılmışlardır. Denizli, Gerze ve Sultan tavuk ırkları ise yerli saf ırklarımız olup, günümüzde sayıca oldukça azalmışlardır. Yerli tavuk ırklarımız Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yerli gen kaynağı olarak koruma altına alınmış olup, saf olarak korunmaya çalışılmaktadır. Etlik Piliç Üretiminde Kullanılan Hibritlerin Genel Özellikleri Tavuk eti üretimi amacıyla kısa sürede, daha az yem tüketimi ile daha fazla ve ekonomik canlı ağırlık kazanan, yüksek yaşama gücüne sahip hibrit genotiplerin geliştirilmesine önem verilmiştir. Bu hayvanlarda yumurta verimi ön planda olmayıp, pratikte yumurta

55 3. Ünite - Hayvan Irkları ve Özellikleri 45 verme yaşına kadar bakılıp büyütülmeleri de ekonomik değildir. Renkli tüylerin yeterince temizlenemeyip karkas üzerinde kalması ve tüy yolmadaki kolaylık nedeni ile etçi hibritler genelde beyaz tüy rengine sahiptir. Son zamanlarda özellikle doğal ya da köy tavuğu üretimi amacı ile renkli tüye sahip hibritler geliştirilse de fazla yaygınlaşmamıştır. Bu genotipler genelde geliştirildiği ticari firmanın ismi ya da ticari firma tarafından belirlenen isimler ile tanınmaktadırlar. Hangi firma tarafından geliştirilirse geliştirilsin verim özellikleri birbirine yakın olan bu hibritler arasında çok az farklılıklar bulunmaktadır. Genel olarak tamamı bir örnek yapıya sahip olan bu hibritler günlük yaşta kg. canlı ağırlığa ulaşmakta, bu süreçte bir kg canlı ağırlık kazancı için kg yem tüketmektedirler. Oldukça kısa bir zamanda kesim ağırlığına ulaşan bu hibritler yüksek bir yaşama gücüne sahip olup, büyütme dönemi süresince yaşama gücü yaklaşık %95 civarındadır ve %5 e kadar olan ölümler normal kabul edilmektedir. Doğal ya da organik etlik piliç üretiminde kullanılan yavaş gelişen hatlar ise günlük yaşta kesilmektedirler. Karkas: Kasaplık hayvanlar kesilip, büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarda deri ve iç organlar, kanatlı hayvanlarda tüyler ve iç organlar alındıktan sonra bütün olarak geriye kalan kemikli et. Resim 3.2 Hibrit genotip etlik piliçler (U.Ü.Veteriner Fak. Araşt.ve Uyg. Merkezi) Piliç eti üretimi amacıyla geliştirilmiş hibrit hayvanlarda hangi verim özellikleri üzerinde durulmuştur. Etlik piliçlerin neden beyaz tüylü olarak geliştirildiğini düşünüyorsunuz? 4 Yumurta Üretiminde Kullanılan Hibritlerin Genel Özellikleri Günümüzde ana ve babaları yurtdışından ithal edilen, beyaz ve kahverengi yumurta üretimine dönük çok sayıda yumurtacı hibrit tavuk bulunmaktadır. Bunlar genel olarak bir örnek yapıda, lokal ya da kültür ırklarına göre daha küçük yapıda, daha çok sayıda yumurta veren, yumurta kalitesi daha iyi, yemden yararlanma yeteneği daha gelişmiş (birim yumurta üretimi için daha az yem tüketen ya da bir kg yem tüketimi ile daha fazla sayıda yumurta üreten) tavuklardır. Uluslararası ticari firmalar tarafından geliştirilen bu hibritlerin ana ve babaları yumurta ya da civciv olarak yurtdışından Türkiye ye de getirilmektedir. Bunlardan elde edilen döllü yumurtalar kuluçka edilerek üretilen kullanma melezi hibrit hayvanlar işletmelerce satın alınarak yumurta üretiminde kullanılmaktadır. Yeterince yaygınlaşmamış olsa da T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı na bağlı araştırma enstitülerinde uzun süre devam eden ıslah çalışmalarından sonra geliştirilmiş yerli yumurtacı hibrit tavuk ırkları mevcuttur. Beyaz Yumurtacı Hibritler Genel olarak beyaz yumurtacı hibritler balta ibikli beyaz Leghorn tavuk ırkının ileri düzeyde akrabalı yetiştirilmesi yoluyla geliştirilmiş soy ve hatlar arası melezlemeler yoluyla elde edilmişlerdir. Günümüzde beyaz kabuklu yumurta üretiminde kullanılan yumurtacı hibrit tavuklarda az ya da çok beyaz Leghorn geni bulunmaktadır.

56 46 Temel Zootekni Resim 3.3 Beyaz yumurtacı hibrit genotip tavuk ve horoz (U.Ü.Veteriner Fak. Araşt.ve Uyg.Merkezi). Beyaz yumurta üreten bu hibritlerin tüy renkleri de beyazdır. Kahverengi yumurtacılar ile karşılaştırıldıklarında yılda yumurta verimleri daha fazla olup, 300 âdetin üzerindedir. Canlı ağırlıkları daha düşük olduğu için kahverengi yumurta ile karşılaştırıldığında beyaz yumurta üretimi için tüketilen yem tüketimi de daha azdır. Kahverengi yumurtacılara göre yumurtalarının kabuk kaliteleri daha düşük olup, yumurtaları kaynatma esnasında çatlayabildiğinden haşlanmış rafadan yumurta amaçlı çokca tercih edilmezler. Günde yem tüketimleri g. olup, bir kg yem tüketimi ile 7-8 adet yumurta üretilmesi normal kabul edilir. Kahverengi Yumurtacı Hibritler Rhode Island Red, New Hampshire gibi kahverengi yumurtacı saf kültür ırkı tavuklar ve bunların soy ve hatlarından geliştirilmiş yüksek verim yeteneğine sahip hibrit tavuklardır. Kahverengi tüylüdürler ve kahverengi yumurta üretirler. Beyaz yumurtacılara göre canlı ağırlıkları daha yüksek, yumurta verimleri bir miktar daha az, tavuk başına ve ürettikleri yumurta başına yem tüketimleri daha yüksektir. Yumurtaları daha iri, kabukları daha sağlam ve kalındır. Özellikle free-range gibi serbest dolaşımlı gezinti-otlama sistemine sahip barındırma sistemleri ile ızgara-altlık ve derin altlık sistemi barınaklarda kahverengi yumurtacı tavukların yetiştirilmesi daha uygundur. Bu hibritlerin tavuk başına yılda yumurta sayıları üçyüz adetin üzerinde olup, tavuk başına günlük yem tüketimleri beyaz yumurtacı hibritlerden biraz daha fazla, bir kg yem tüketimi ile üretilen yumurta sayısı beyaz yumurtacılara göre bir miktar daha düşüktür. 5 Beyaz yumurtacılar ile karşılaştırıldığında kahverengi yumurtacı hibrit tavukların başlıca farklılıklarının neler olduğunu düşünüyorsunuz? HİNDİ VE DİĞER KÜMES HAYVANI IRKLARININ GENEL ÖZELLİKLERİ Türkiye de ve genel olarak Dünya da insan gıdası olarak tüketilen ve yetiştirilen kümes hayvanı tavuktur. Tavuktan sonra entansif olarak en fazla yetiştirilen kümes hayvanı ise hindidir. Bunların dışında aile tipi ya da modern entansif yetiştiricilikte bıldırcın, kaz, ördek, keklik, sülün ve devekuşu en fazla yetiştirilen kümes hayvanlarıdır. Hindi yetiştiriciliğinin başlıca amacı et üretimi iken, bıldırcın hem et, hem yumurta, ördek, kaz, keklik ve sülün eti için, devekuşu ise hem eti hem de derisi için yetiştirilmektedir. Türkiye de hindi eti üretimi tıpkı piliç eti üretiminde olduğu gibi modern ve entansif bir tarzda yapılmaktadır. Devekuşu ve az sayıda yumurta üretimine dönük bıldırcın işletmesi yanında, kaz, ördek, keklik ve sülün yetiştiriciliği daha çok aile işletmeciliği tarzında ya da amatörce küçük kapasitelerle yapılmaktadır. Hindi Irkları Hindi eti üretimi genelde yılbaşına dönük mera besiciliği şeklinde yapılırken, günümüzde etlik piliçlerde olduğu gibi yüksek verimli kullanma melezi hibrit hindilerin geliştirilmesi ile yılboyu modern ve entansif bir tarzda yapılmaktadır. Türkiye de önceleri hindi eti üre-

57 3. Ünite - Hayvan Irkları ve Özellikleri 47 timinde Amerikan Bronz hindi gibi saf hindi ırkları kullanılırken, günümüzde tıpkı ileri ülkelerde olduğu gibi hibrit hindiler kullanılmaktadır. Hibrit hindiler beyaz tüylü olup, erkek dişi bir arada yetiştirilip et üretimi için kesilmektedirler. Hibrit hindiler de etlik piliçler gibi beyaz tüylüdürler. Yaklaşık dört aylık sürede 8-10 kg kadar canlı ağırlığa ulaşırlar. Ancak tüketici talebine bağlı olarak daha düşük canlı ağırlıkta kesime giden beyaz hibrit hindiler de mevcuttur. Hibrit hindilerin tükettikleri yemi ete dönüştürme yetenekleri de saf ırk hindilere göre daha yüksektir. Dünya genelinde Beyaz Hollanda hindisi, Geniş Göğüslü Bronz hindi, Geniş Göğüslü Beyaz hindi, Küçük Beyaz Beltswille hindisi ve Beyaz Nicholas hindisi yaygın olarak yetiştirilmektedir. Geniş göğüslü Bronz hindi hindi ırkları içinde canlı ağırlığı en yüksek olan ırktır. Göğüs kısmının geniş ve etli olması nedeniyle dünya genelinde yaygın olarak yetiştirilmektedir. Beyaz hindiler renkli olanlara göre güneş ışınlarının olumsuz etkilerinden daha az etkilenirler. Beyaz renkli ve geniş göğüslü ağır hindilerden olan Beyaz Nicholas Hindisi hibrit bir hindi olup, ticari olarak et üretimi amacıyla geniş ölçüde kullanılmaktadır. Bıldırcın Irkları Dünya genelinde en fazla yayılmış olan bıldırcın ırkı Coturnix familyasındaki bıldırcınlardır. Bu familyadaki Japon bıldırcını (Coturnix coturnix Japonica) en yaygın olanıdır. Türkiye de icari olarak en fazla yetiştirilen bıldırcındır. Bu familyanın bir başka üyesi Pharaoh bıldırcını (Coturnix coturnix Pharaoh) Japon bıldırcınından sonra en fazla yetiştirilen bıldırcınlardır. Her ikisi de yumurta verim yönlüdür. Erkeklerinden de et elde edilir. Ergin canlı ağırlıkları altı-yedi haftalık yaşta g kadardır. Dişiler erkeklerden daha ağırdır. Üç haftalık yaştan sonra göğüsteki tüy renklerinin farklılığına göre cinsiyet ayırımı rahatlıkla yapılabilir. Yumurtaları siyah-beyaz benekli görünümlü olup, 9-15 g ağırlıktadır. Yumurtalarının iç zarı tavuk yumurtasına göre daha kalındır. Yabanıl formda saf ırk hayvanlar oldukları için hem damızlık hem de üretim hayvanı olarak değerlendirilebilirler. But ve göğüs eti oranları ya da et-kemik oranları piliçler kadar yüksek değildir. Yumurtadan ziyade et üretimi amacıyla yetiştirilen bir diğer bıldırcın familyası Bobwhite familyasıdır. Ticari amaçla en fazla yetiştirilen Adi Bobwhite bıldırcınıdır ve bunlar Coturnix familyasındaki bıldırcınlardan daha iridirler. Bu iki familyanın dışında California ve Dağ bıldırcını familyaları en yaygın olan bıldırcınlardır. Bıldırcınlar biyolojik verimlilikleri oldukça yüksek olan hayvanlardır. Coturnix familyasına ait bıldırcınlar kuluçkadan çıktıktan sonra en fazla iki ay içinde yumurtlamaya başlarlarken, erkekler de eti için kesilebilirler. Buna bağlı olarak biyolojik verimliliği yanında ekonomik verimliliği de oldukça yüksektir. Tek sorun pazarlama sorunudur. Hem eti hem yumurtası doyumluk değil tadımlık özel bir gıda gibi işlem görmektedir. Talep azlığı pazarın büyümesini engellemektedir. Pazarlama sorununun çözülmesi durumunda bıldırcın yetiştiriciliği ekonomik verimliliği en yüksek yatırım kollarından birisidir. Ördek Irkları Genel olarak ördek tüm dünyada eti için yetiştirilmektedir. Et üretimine dönük olarak dünya genelinde en fazla yetiştirilen ırk Pekin ördeği olup, canlı ağırlığı daha düşüktür. Üreme yeteneği ve yumurta verimi daha yüksektir, buna bağlı olarak ekonomik verimliliği daha yüksektir. Türkiye de lokal ve yerli ördek ırkları yanında son yıllarda et üretimine dönük olarak Pekin ördeği yetiştiriciliği giderek gelişmektedir. Aylesbury Amerika Birleşik Devletleri nde geliştirilmiş beyaz tüylü, kg ergin canlı ağırlığa sahip bir ırktır. Pennine ırkı ördekler Aylesbury ile karşılaştırıldığında karkas yani et verimi ile yumurta verimi daha yüksektir. Bu ırkların yanında yumurta ve et verimine dönük olarak modern hibrit ördek hatları da geliştirilmiştir.

58 48 Temel Zootekni Kaz Irkları Dünya genelinde genel olarak kaz yetiştiriciliği çok yaygın olmadığından bu alanda ıslah ve verimlilik açısından çok az ilerleme olmuştur. Türkiye de kaz yetiştiriciliği aile işletmeciliği tarzında en yoğun olarak Kars ilinde yapılmaktadır. Genel olarak üretimde kullanılan ırklar ise lokal ve yerli ırklardır. Örneğin Isparta ilinde yapılan bir çalışmada bölgede yaygın olarak yetiştirilen yerli ya da lokal kaz ırklarının Ala kaz, Kara kaz, Şam kaz, Tülü ve Beyaz kaz oldukları belirlenmiştir. Avrupa da ise en fazla yetiştirilen ırklardan birisi İngiliz grisi ve İngiliz beyazı kaz ırkları olup, yıllık yumurta verimleri arasında, ergin canlı ağırlıkları 7-9 kg arasında değişmektedir. İtalyan Romanola ve Fransız Beyazı (Inra) kazları da bu iki ülkede ve diğer bazı ülkelerde yetiştirilmekte olup, Türkiye ye de getirilmişlerdir. Devekuşu Irkları Günümüzde yaygın olarak yetiştirilen başlıca 3 devekuşu ırkı vardır. Bunlar kırmızı, siyah ve mavi boyunlu devekuşlarıdır. Kırmızı boyunlu devekuşları; Kuzey afrika veya Massai devekuşu olarak tanınmakta olup, et üretimleri fazladır, ancak yönetimi güç ve yumurta verimleri daha azdır. Ergin canlı ağırlıkları kg. dır. Anavatanı Tanzanya ve Kenya dır. Boynun alt yarısından başlayıp gövdeye kadar uzanan beyaz halka erkekler için çok tipiktir. Üreme sezonunda erkeklerin bacak ve boyun derilerinin parlak pembe kırmızıya dönmesi dışında bacak ve kanat derileri krem beyazı renktedir. Siyah boyunlu devekuşları; Kırmızı ve mavi boyunlu devekuşlarının melezleme ve seleksiyonu ile elde edilmiştir. Afrika siyahı olarak bilinir. Tüy kalitesi diğer devekuşlarına göre daha iyi olup, optimal kalitede et, tüy ve deri üretimine sahiptirler. Adaptasyon kabiliyeti çok iyi olan bu devekuşu ırkı oldukça sakindir. Mavi boyunlu devekuşları; Guerney ya da Damara devekuşu olarak tanınmıştır. Ergin canlı ağırlığı kg olup en küçük ve gösterişli devekuşudur. Kırmızı ve siyah boyunlu devekuşları arası özelliklere sahiptirler. Çevresel koşullara daha hassas olsa da oldukça iyi yönetilirler. Boyun, kanat ve bacakları mavi-gri renktedir. Ergin erkekler kanatlarında beyaz tüylerin yer aldığı siyah iken, dişilerin tüy rengi açık griden koyu griye kadar değişir. Çevre koşullarına karşı diğer devekuşlarına göre daha hassastırlar. Devekuşu ırkları ve yetiştiriciliği ile ilgili daha fazla bilgiyi Metin PETEK in Devekuşu-El Kitabı (Ankara:Medisan Yayınevi, 2003) isimli kitabında bulabilirsiniz. Sülün Irkları Dünya üzerinde yetiştirilen sülünler genelde yüksek arazi dağ sülünleri ve alçak arazi sülünleri olarak iki ana grupta sınıflandırılmaktadır. Bu ana gruplarda Gökkuşağı sülünleri, Orman tavukları, Gallo sülünler, Kapüşonlu sülünler, Tragopan sülünleri, Kan sülünleri gibi bir çok sülün yer almakta olup, bir çoğunun nesli tükenmek üzeredir. Entansif olarak sülün yetiştiriciliğinin başlıca amacı et üretimi olup, bu amaç için en fazla yetiştirilen sülün de Phasianus ailesinde yer alan halkalı sülünlerdir (Phasianus colchicus). Türkiye de en fazla entansif olarak ticari amaca dönük yetiştirilen Halkalı sülünlerdir. Halkalı sülünlerde erkeklerin baş ve boyunları mavi-yeşil renkli, boyunlarında beyaz bir halka bulunmaktadır. Morumsu kırmızı renkli, kanatlar büyükçe sarı ve siyah renktedir. Dişiler tepeleri siyah renkli kahverengi boyun tüylerine sahiptirler. Siyahımsı-kahverenklidirler. Karın soluk kahve-renklidir. Ortalama olarak yılda adet yumurta verebilirler. Sülün ırkları ile ilgili detaylı bilgiyi Kemal KIRIKÇI nın Doğanın Gizemli Kuşları Sülünler (Ankara:Dörtrenk Yayın Tanıtım, 2012) isimli kitabında bulabilirsiniz.

59 3. Ünite - Hayvan Irkları ve Özellikleri 49 Keklik Irkları Dünya genelinde çoğu nesli tükenmekte olan keklik türü bulunmaktadır. Bunların en çok bilinenleri Kınalı keklik, Kaya veya Taş kekliği, Kırmızı ayaklı keklik, Berberi kekliği, Çil keklik ve Kum kekliğidir. Kınalı keklik Türkiye nin yerli bir hayvanı olup, en fazla tanınanlardandır. Gözlerinin üzerinden başlayıp boyunlarının alt tarafında birleşen kravat benzeri bir bant en önemli özellikleridir. Gaga, ayaklar ve ergin hayvanların ayak parmakları kırmızı renktedir. Erkekler g canlı ağırlıktadır. Kaya veya Taş kekliği av ve et amaçlı yetiştiriciliğe en uygun kekliktir. Ege ve Marmara bölgesinde yaygınlık kazanmıştır. Kınalı kekliğe çok benzer. Yan tarafındaki siyah-beyaz ve kahverengi şeritler daha ince, sık ve karışıktır. Gerdanı çevreleyen kolye daha geniştir. Türkiye de ve Dünya da tavuktan sonra en fazla yetiştirilen kanatlı hayvan türü ve yetiştirilme amacı hakkında neler düşünüyorsunuz? 6 KÖPEK IRKLARININ GENEL ÖZELLİKLERİ Dünya genelinde dörtyüzden fazla köpek ırkı bulunmaktadır. Ancak bu ırklardan 137 tanesi Amerikan Köpek Kulübü tarafından, 167 tanesi İngiliz Köpek Kulübü tarafından ırk standartlarına göre tanımlanmıştır. Amerikan Köpek Kulübü köpek ırklarını spor köpekleri, av köpekleri, çalışan köpekler, terrierler, oyun köpekleri, sportif olmayan köpekler ve sürü köpekleri olmak üzere 7 sınıfta tanımlamışken, İngiliz Köpek Kulübü köpek ırklarını bekçi köpekleri, iz süren (koklayarak) av köpekleri, gözle izleyen av köpekleri, silah köpekleri, kuzey köpekleri, sürü köpekleri, terrierler ve rehber (arkadaş) köpekler olarak 8 sınıfa ayırmıştır. Bu sınıflandırmaların dışında vücut yapılarına göre köpek ırkları minyatür, orta ve iri yapılı ırklar olmak üzere 3 sınıfta incelenmektedir. Spor Köpekleri Spor köpekleri asırlardır yüksek araziler ile su ve bataklıklarda yer alan kuşların avlanmasında insanların en büyük yardımcıları olmuştur. En büyük özellikleri keskin koku alma duyularıdır. Bu gruptaki köpeklerin hemen hepsi pointerler, setterler, retrieverler ve spanieller olmak üzere gruplara ayrılırlar ve bunların başlıcaları; Alman Kısa Tüylü Pointer, Labrador Retriever, Golden Retriever, İrlanda Setteri gibi ırklardır. Av Köpekleri Bu gruptaki köpekler görünüşleri, büyüklükleri ve avcılık yeteneklerine göre birbirlerinden ayrılırlar. Av köpekleri spor köpeklerinde olduğu gibi aynı tarzda avlama yapmazlar. Toprağı koklayarak veya avını uzun mesafelerden izleyerek takip ederler. Bu nedenle bu grup köpekler avını gözle izleyenler ve koklayarak takip edenler olmak üzere iki gruba ayrılırlar. Beagle, Basenji koklayarak avını takip edenlere, Afgan tazısı ve Saluki izleyerek avını takip edenlere örnek ırklardır. Çalışan Köpekler Çalışan köpekler köpek ırkları arasında en sosyal, en sadık ve en fazla yanlış anlaşılan köpek ırklarıdır. Çalışan köpekler bekçi köpeği olarak, zanlıların yakalanmasında, körler için rehber olarak kullanılmaktadır. Bu köpeklerin doğal hali oldukça soğuk yapılı olmaları ve uyumak için karda dahi derin çukurlar kazmalarıdır. Bu nedenle pet hayvan olarak bakılmak istendiğinde bu doğal davranışlarından vazgeçirmek için epeyce uğraşmak gerekmektedir. Boxer, Doberman Pinscher, Mastiff, Rotweiler, Saint Bernard, Samoyed ve Siberian Husky bu grup köpeklerin başlıcalarıdır.

60 50 Temel Zootekni Terrierler Bu grup köpekler arasında büyüklük, vücut şekli ve vücut örtüsüne göre farklılıklar bulunmaktadır. Bütün terrierler avcıdır. Pek çoğu sinirli ve kavgacıdır. Amerikan Köpek Kulübüne kayıtlı olan 25 Terrierden çoğu günümüzde pet ya da gösteri köpeği olarak değerlendirilmektedir. Terrierlerin büyük çoğunluğu kısa bacaklı, uzun vücutlu, minyatür ya da orta irilikte hayvanlardır. Border Terrier, Minyatür Bull Terrier, Minyatür Schnauzer bu grup köpeklerin başlıcalarıdır. Oyun Köpekleri Çok küçük vücut yapısına sahiptirler. Ancak birbirlerinden oldukça farklı görünüştedirler. Bütün oyun köpekleri oldukça sevimli köpeklerdir. Hemen hepsi büyük bir ilgi ve sevgi isterler. Genelde kendilerini ailenin bir bireyi, hatta bebeği, olarak kabul ederler ve kendilerini unutturmak iste - mezler. Malteze, Yorkshire Terrier, Pekineeze bu grup köpeklerin başlıcalarıdır. Sportif Olmayan Köpekler Bu grup köpeklerin hemen hiçbiri birbirleri ile ortak özelliklere sahip değildir. Mükemmel bir arkadaş, iyi bir oyuncu, dost ve bazen oldukça inatçıdırlar. Chow chow, Dalmatian, Buldog, Tibetian Terrier bu grup köpeklerin başlıcalarıdır. Sürü Köpekleri Sürü köpeklerinin çoğunluğu aynı zamanda çalışan köpekler grubunda yer alır. Çünkü bu grup köpeklerin çoğunluğu bekçi köpeği, kızak köpeği hatta bazen av köpeği olarak kullanılmaktadır. Asıl görevleri sürüleri kurt, ayı gibi yırtıcılara ve yabancılara karşı korumaktır. Sürü köpekleri grubunda 15 ırk yer almaktadır. Mükemmel bir sürü yönetme yeteneğine sahiptirler. Her tür insan ve iklime kolaylıkla alışabilirler. Mükemmel bir görme ve izleme, işitme kabiliyeti ve yüksek zekaya sahiptirler. Belçika Malinois, Collie, Alman Çoban Köpeği, Türk Çoban Köpekleri bu grubun başlıcalarıdır. AT IRKLARININ GENEL ÖZELLİKLERİ İnsanoğlunun en eski dostlarından birisi atlardır. Özellikle Türk kültüründe atın önemli bir yeri vardır. Asya ve Avrupa arasında yaşanan büyük göçlere bağlı olarak atlar geniş bir yayılma alanı bulmuş, aynı zamanda çok değişik at ırkları ortaya çıkmıştır. Günümüzde at denince iş hayvanından ziyade yarışlar ön plana gelmekte ve yarış atları önem kazanmaktadır. Hangi amaçlı olursa olsun atlar genel olarak soğukkanlı ve sıcakkanlı at ırkları olarak iki grupta incelenmektedir. Bunun dışında her ülkenin yerli at ırkları mevcuttur.sayıları giderek azalsa da Türkiye de de azımsanmayacak sayıda yerli atlar bulunmaktadır. Atlar genel olarak soğukkanlı ve sıcakkanlı ırklar olarak iki gurupta incelenir. Burada sıcak ve soğukkanlılık hayvanın daha çok mizacı ile ilgili olup, dış görünüş olarak sıcakkanlı ve soğukkanlı at ırkları arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Soğukkanlı At Irkları Bu gruptaki atlar genelde çok iri ve ağır, kasları fazlaca gelişmiş olup, sakin ve ağır hareketlidirler. Beden yapısı kaba ve kalın görünüşte, kemikler kalın, baş ve gözler küçük, boyun kısa, omuzlar kuvvetli, sağrı iyi gelişmiştir. Sağrı Haflinger ırkında olduğu gibi oluklu ya da çift sağrı şeklindedir. Soğukkanlı atlar daha çok iş hayvanıdırlar, ağır çekim işlerinde kullanılırlar. Günümüzde makineleşmenin bir sonucu olarak iş hayvanları önemini kaybetmiş olduğundan ancak geri kalmış ülke ve bölgelerde bağda, bahçede, taşımacılıkta kullanılmakta ya da gelişmiş ülkelerde gen kaynağı olarak muhafaza edilmektedirler. Sıcakkanlı at ırklarına göre daha erken yaşta gelişirler. Haflinger atı bu grubun en önemli örneklerindendir.

61 3. Ünite - Hayvan Irkları ve Özellikleri 51 Sıcakkanlı At Irkları Daha hafif ve ince vücut yapısına sahiptirler. Süratli ve canlı yürüyüşlü, kıllar kısa, spor, hafif çekim ve taşıma işlerinde kullanılan at ırklarıdır. Soğukkanlı ırklara göre daha geç gelişirler. Sıcak ve ılıman iklim bölgelerinde çok yaygındırlar. Yarış dünyasının en önemli iki atı olan Arap ve İngiliz atları sıcakkanlı at ırklarının en önemli örneklerindendir. Yerli At Irkları Yüzyıllardır özellikle göçebe yaşımın bir sonucu olarak göçler ve buna bağlı hayvan hareketleri, kontrolsüz birleştirmeler gibi nedenlerden dolayı Türkiye deki yerli at ırkları çok değişik özellikler gösterirler. Bu nedenle morfolojik ve fizyolojik ırk özelliklerini tanımlamak oldukça güçtür ve bunları ırk yerine yerli at tipleri olarak tanımlamak daha doğru olacaktır. Türkiye de karşılaşılan yerli at tipleri Anadolu, Çukurova, Uzunyayla at tipleri ile Midillilerdir. Bunlar daha çok küçük ve yerden yapılı, Anadolunun şartlarına uyum sağlamış, daha çok bağda, bahçede iş hayvanı olarak kullanılan atlardır. At ırklarının sıcak ve soğukkanlı olarak sınıflandırılmasının nedeninin neler olabileceğini düşünüyorsunuz? 7 DÜNYADA VE TÜRKİYE DE YAYGIN BAŞLICA HAYVAN IRKLARININ GENEL ÖZELLİKLERİ Dünya genelinde çiftlik hayvanı olarak kullanılan yüzlerce, binlerce hayvan ırkı mevcuttur. Bu bölümde en yaygın olanları ve özellikle Türkiye de yetiştirilenlerin genel özellklerinden bahsedilecektir. Holstein Sığır Irkı (Siyah Alaca, Holştayn) Bütün dünyaya yayılmış önemli bir sütçü sığır ırkıdır. Siyah ve beyaz tüy renklerinden dolayı siyah-beyaz alaca ya da sadece alaca diye tanınır. Türkiye sığır varlığının yaklaşık yarısı Holstein ırkı ve melezlerinden oluşmaktadır. En önemli verimi süt olup, aynı zamanda et verimi de ön planda olan etçi-sütçü Holsteinler de geliştirilmiştir. Ancak en yaygın olanı sütçü tip Holsteinlerdir. Yıllık olarak yaklaşık 300 günde 15 ton süt veren (günde litre) hayvanlar oldukça yaygındır. Ancak süt verimi yükseldikçe mastitis gibi meme hastalıkları, ayak problemleri ve üreme problemleri gibi rahatsızlıklar arttığından günümüzde sığır yetiştiriciliğinde çok yüksek süt verimi yerine sütü daha düşük ama problemi de olmayan hayvanlar istenmektedir. Türkiye de kırmızı et üretiminin önemli bir bölümü sütçü ırk olan bu hayvanların erkeklerinden elde edilmektedir. Et ırkı sığır yetiştiriciliğinin yaygın olduğu ülkelerde ise bu ırkın erkeklerinin et üretiminde ekonomik bir önemi yoktur. Resim 3.4 Holstein (siyahalaca, holştayn) sığır ırkı (U.Ü.Veteriner Fak. Araşt. ve Uyg. Merkezi)

62 52 Temel Zootekni Aberdeen Angus Sığır Irkı İskoçya orijinli olan bu ırk et ırkı sığır yetiştiriciliğinin yaygın olduğu birçok ülkede yetiştirilmektedir. Etinin özel bir müşteri kitlesi olup, Amerika Birleşik devletleri, İngiltere gibi ülkelerde diğer kırmızı etlerin yanında Angus eti olarak ayrıca satılmaktadır. Son yıllarda damızlık ve besi amaçlı Angus ırkı Türkiye ye de kırmızı et açığının kapatılması amacıyla getirilmiştir. Ancak Angus gibi et ırkı sığır yetiştiriciliği yapılan ülkeler oldukça geniş ve sürekli yeşil tutulabilen meraları olan ülkelerdir. Türkiye de ise mera oldukça yetersiz olup, mevcut olanları da kalitesiz ve yıl boyu yeşil tutulamamaktadır. Bundan dolayı damızlık saf Angus ya da bir başka et ırkı yetiştiriciliğinde kaliteli ve ucuz yem kaynağı olarak mera yok ise damızlık hayvanların yem masrafları da et maliyetine ekleneceğinden işletme yönetiminde çok dikkatli olunmalıdır. Angus ırkının değişik çevre koşullarına adaptasyon kabiliyeti oldukça iyidir. Vücudu örten kıllar tamamen siyahtır. Baş küçük, alın geniş, boynuz yoktur. Bacak kemikleri kısa, beside canlı ağırlık kazancı, aldığı yemi ete dönüştürme kabiliyeti ve karkas randımanı yüksektir. Kas lifleri arasında yağın dağılımı mermerleşme şeklinde olduğundan et kalitesi yüksektir. Kıvırcık Koyun Irkı Trakya başta olmak üzere Marmara bölgesinin başlıca koyun ırkıdır. Aynı zamanda balkan ülkelerinde Tsigai ve Güney Rusya da yetiştirilen Çigaya ırkı koyunlar ile akraba olduğu kabul edilmektedir. Sütçü koyun ırkları hariç, Türkiye nin diğer koyun ırklarına göre süt verimi fazla olmakla birlikte en önemli özelliği etinin kalitesidir. Kuyrukta yağ toplanmaz, et lifleri arasında dağılır. Bu özellik etin lezzetini artırıp, yumuşacık yapar. Kıvırcık koyun ırkı Doğu Friz, Alman Siyah Başlı gibi ithal koyun ırkları ile melezlenerek, yeni koyun tiplerinin geliştirilmesi çalışmalarında kullanılmıştır. Resim 3.5 Kıvırcık koyun ırkı (U.Ü.Veteriner Fak. Araşt. ve Uyg. Merkezi). Merinos Koyun Irkı Bütün dünyada ince, yumuşak ve bir örnek yapağı veren koyun ırkı denince ilk akla gelen ve ince yapağılı koyun ırklarının en önemlisi olarak tanınan bir ırktır. Dünyada koyunculuğun geliştirilmesine en fazla katkı sağlayan ırklardan birisidir. Anavatanı İspanya dır. İspanya daki merinosların çok değişik tipler göstermesi ve değişik iklimsel koşulları olan ülkelere götürülmesi yeni ve farklı merinos tiplerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Merinosların çuha yapağısı veren merinoslar ve tarak yapağısı veren merinoslar olmak üzere değişik tipleri vardır. Kuzu eti üretiminin ön plana çıkması ile yapağı et tipi merinoslar geliştirilmiştir. Türkiye de Kıvırcık ve Akkaraman ırkı koyunlar ile Alman et merinosları melezlenmiş ve Karacabey ile orta Anadolu merinosları ya da Türk Merinosları geliştirilmiştir.

63 3. Ünite - Hayvan Irkları ve Özellikleri 53 Saanen Keçi Irkı İsviçre den köken almış ve bütün dünyaya yayılmış en önemli sütçü keçi ırklarından birisidir. Türkiye ye de zaman zaman getirilmiştir. Keçi sütü ve bundan yapılan ürünlerin değerinin anlaşılması ile son yıllarda Türkiye de modern ve büyük kapasiteli Saanen keçi çiftlikleri kurulmuştur. Resim 3.6 Dünyanın en önemli sütçü keçi ırklarından Saanen keçisi (U.Ü.Veteriner Fak. Uyg. ve Araşt. Merkezi). Saanen keçi ırkının çevreye adaptasyon kabiliyeti oldukça iyi olup, götürüldükleri ülkelerde saf olarak yetiştirilmeleri yanında, yerli ırklarla melezleme çalışmalarında da kullanılmışlardır. Beyaz tüylü olan bu keçi ırkının Türkiye de de yerli ırklar ile melezleme çalışmaları yapılmış, ancak ırk sabitleştirme çalışmaları tamamlanmadığından bir ırk olarak tanımlanmamıştır. Erken gelişirler. Döl ve süt verimleri oldukça yüksektir. Yıl boyu üreme isteği gösterip yaklaşık 300 gün sağılabilirler. İkiz doğumların yanında üçüz ve dördüz doğumlara sıkça rastlanır. Özellikle başkaca bir gelir kaynağı olmayan küçük aile tipi işletmeler ile tarıma elverişli olmayan bölgeler için Saanen süt keçi yetiştiriciliği iyi bir gelir kaynağıdır. Bunun yanında süt ürünleri ve dondurma sanayine dönük olarak modern ve entansif üretimde alternatif bir hayvansal üretim faaliyeti olarak düşünülebilir. Kıl Keçisi Daha çok Akdeniz, Ege ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yetiştirilen Türkiye ye özgü bir keçi ırkıdır. Türkiye keçi varlığının büyük bir çoğunluğunu oluşturur. Oldukça dayanıklı ve kanaatkar bir hayvan olup, iri vücutlu, et verimi iyi ve yağsız, süt verimi orta düzeyde olup, oldukça yüksek süt verenlere de rastlanır. Leghorn Tavuk Irkı Adını İtalya daki bir kasabadan alan, beyaz renkli yumurta veren, ibik ve tüy rengine göre çok sayıda çeşidi bulunan yumurtacı saf bir kültür ırkı tavuktur. Bütün dünyada yaygın ünlü bir yumurtacı tavuktur. Dünya genelinde birçok yumurtacı hat ve soyun geliştirilmesinde kullanılmıştır. Beyaz yumurta veren yumurtacı hibrit tavuklarda az ya da çok Leghorn etkisi bulunmaktadır. Denizli Tavuk Irkı Denizli ili ve komşu illerde yetiştirilen, oldukça uzun ve güzel ötüşü ile ünlenmiş yerli bir tavuk ırkıdır. Sayıca oldukça azalmış olup, Ulusal yerli gen kaynaklarını koruma projesi kapsamında koruma altına alınmıştır. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına bağlı araştırma enstitülerinde ve Denizli ilinde az sayıdaki saf yetiştirilmiş örnekleri mevcuttur.

64 54 Temel Zootekni Yumurta ve et verimleri hibrit tavuklar kadar yüksek olmadığından ekonomik önemleri giderek azalmıştır. Denizli tavuk ırkında erken ve geç tüylenme genleri bulunduğundan tüylerin gelişim hızına göre cinsiyet ayırımına imkan sağlayan hibritlerin geliştirilmesi amacıyla kullanılabilirler. Türk Çoban Köpekleri Türk Çoban Köpekleri adı altında üç köpek ırkından bahsetmek mümkündür. Bunlar; Akbaş Köpeği, Kangal ya da Karabaş Köpeği ve Kars Köpeğidir. Akbaş Köpeği adını beyaz baş renginden alan ve yerleşim bölgesi ile fenotipik dış görünümü bakımından Kangal köpeğinden belirgin biçimde ayrılan bir köpek ırkıdır. Kangal yada Karabaş köpeği ise Sivas ilinin Kangal yöresinden adını almıştır. Her ne kadar Kangal için Karabaş ifadesi de özellikle yurtdışında kullanılmaktaysa da Kangal adı daha doğru olacaktır. Genelde Amerikan ve İngiliz Köpek Kulübü kayıtlarında ve çoğu yabancı kaynakta Türk Çoban Köpekleri; Akbaş ve Anadolu Çoban Köpeği olarak yer almaktadır. Kars köpeği ise uluslar arası köpek kulüpleri tarafından saf bir ırk olarak tanınmamaktadır. Akbaş Köpeği Türkiye ye özgü bir ırk olup, sürü köpeği olarak müthiş yetenekleri bulunmaktadır. Bu özelliği hem Türkiye de hem de Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere yurtdışında bilinmektedir. Vücut büyüklüğü, formu ve işlevleri bakımından Avrupa beyaz sürü koruma köpeklerine büyük benzerlik göstermektedir. Hatta bazı araştırmacılar bu ırkların atası olarak Akbaş köpeğini kabul etmektedirler. Cesaretli ve uyanık bir sürü koruma köpeğidir. Sahibine ve tüm aile bireylerine son derece sadık, sakin ve sevecendir. Yabancılara karşı her zaman şüphecidir. Genel mizacı gereği doğada bağımsız hareket etmeyi tercih etse de temel ve ihtisas eğitimine cevap verme yeteneği vardır. Akbaş köpeği çabuk öğrenir ama çabuk sıkılır, bu nedenle itaat eğitimi vermek oldukça güçtür. Bu köpeklerde en başta aranan fonksiyonel özellik ait olduğu sürüyü dış etkenlere karşı korumaktır. Akbaş ırkı köpeklerin en iyi örneklerini Eskişehir, Kütahya, Afyon ve Kütahya yı içine alan geniş bir bölgede bulmak mümkündür. Son zamanlarda yetiştiriciliğinin özel ve kamuya ait çiftliklerde artması ile Türkiye nin değişik bölgelerine yayılmıştır. Süt beyazı beden rengine sahip olup, ergin dönemde canlı ağırlık erkeklerde kg, dişilerde kg arasında, cidago yüksekliği erkeklerde cm, dişilerde cm arasında değişmektedir. Genel görünüm itibarıyla vücudu örten kılları beyaz olan Akbaşların uzun ve kısa tüylü olarak iki varyetesi bulunmaktadır. Uzun tüylü olanlar soğuk iklim bölgeleri, kısa tüylü olanlar ise sıcak iklim bölgelerinde daha yaygındır. Kangal köpeği ile karşılaştırıldığında daha estetik olan Akbaşlar, aynı zamanda daha da çeviktir. Son derece şüpheci olup, sahibi ve aile bireylerinden başka herkese karşı zarar verici olabilir gözüyle bakarlar. Kangal Köpeği Türkiye nin en tanınmış köpek ırkı olup, yurtdışında Karabaş, Anadolu Çoban Köpeği olarak da tanınmaktadır. Kangal köpekleri ırka özgü karakteristik özellikleri ve sürü koruma konusunda gösterdiği üstün başarısı ile Türk kültürünün dünyaya tanıtılmasında önemli bir yere sahiptir. Irk özelliklerini en iyi gösteren Kangal köpekleri daha çok Sivas başta olmak üzere Orta Anadolu nun yüksek ovalık arazilerde bulunmaktadır. Sivas ve çevresinde yetiştirilen Kangal köpekleri ırk karakterlerini yansıtması bakımından daha homojen bir yapıya sahiptirler. Kangal köpeği iri cüssesi, cesareti, Mastif tip görünümü, büyük bir baş üzerinde bulunan siyah bir maskesi, sarı renkli postu ve karakteristik geriye doğru kıvrık helezoni kuyruk yapısı ile ünlüdür.

65 3. Ünite - Hayvan Irkları ve Özellikleri 55 Kangal köpeğinin kuyruğu kıvrımlı, yukarı doğru kalkık ve halka biçimindedir. Kök kısmı kalın, uç kısmı çok ince olmayan bu kuyruk gövde renginden biraz daha koyudur. Kuyruğun halka şeklinde, kök ve üst kısmının siyah kırçıllı, en uç kısmının ise beyaz ya da siyah olması iyi özellik sayılır. Beyaz ve benekli vücut rengi, yüzde belirgin biçimde siyah maskenin olmayışı, helezonik kuyruk tutma özelliğinin olmayışı, çenenin çok kısa olması ile ürkek ve çekingen davranışlar bu ırkta istenmeyen özelliklerdir. Yüzün burun kısmından alına doğru az veya çok karalığı Kangal ırkının belirleyici özelliğidir. Kangallarda kafa iri, alın kısmı geniş ve yüksek, çene kalın ve güçlü, dişler çok iridir. Gövde kirli beyaz, bazen gri bazen de açık kahverengi kırçıllıdır. Ön ayak parmakları dört adet olup kalın ve küt tırnaklıdır. Tabandaki tırnaksız olan beşinci yassı parmak topuk görevi yapar. Bazılarında, ayak pençesinin üzerinde de bir tırnak bulunabilir. Bu tırnak arka ayaklarda çift olabilmektedir. Bedeni kısa ve sık tüylerle kaplı olup bozdan çelik rengine kadar farklılık gösterir. Göğüste beyaz bir madalyon bulunabilir. Kars Çoban Köpeği Kafkas dağ köpeğine çok benzeyen bir sürü koruma köpeğidir. Türkiye nin Kuzey-Doğusuna özgü, temel işlevi sürü korumak olan, güçlü, iyi bir vücut yapısına sahip, dikkatli bir köpektir. Kars, Artvin, Ardahan, Ağrı, Iğdır ve civarı yaygın olarak bulunduğu illerdir. Kars köpeğinin bu illerde bulunan yerli ırklar ile Kafkas dağ köpeğinin melezlemesi sonucu ortaya çıktığı bildirilmektedir. Kars Köpeğinde bütün renkler ve renk kombinasyonları görülebilir. Postu genellikle uzun kıllardan oluşur. Boyun bölgesindeki kıllar yele görünümündedir. Bol kıllı, uzun ve genellikle ayaklara kadar uzanan kuyruğu sakin iken ucu kıvrımlı ve aşağıdadır. Baş oldukça büyük, geniş ve iridir. Kuyruk uzun tüylü, iri ve yukarıya doğru kıvrımlıdır. Bacakları kuvvetli, iri pençeli ve güçlüdür. Çok iyi koruyucu özelliğe sahip ve uyumludur; düşmana karşı hırçındır, pençe vurma özelliği vardır. Çenesi kuvvetlidir. Akıllı ve zeki, koruma içgüdüsü gelişmiştir. Soğuk ve çevre şartlarına karşı adaptasyonu kuvvetlidir. Türk Tazısı Türkiye nin özellikle Güney Bölgelerinde bulunan, çok uzun zamandan beri tavşan avlamak amacıyla yetiştirilen, diğer çoban Köpekleri ile Anadolu nun kültürüne yerleşmiş köpek ırklarından biridir. Türk tazısı görerek avlanan tazı grubuna mensuptur. Oldukça keskin bir göze ve koklama duyusuna sahiptir. Gözleri parlak ve kahve renklidir. Vücut örtüsünün rengi oldukça farklı ve vücut ölçüsü çok ince, soğuğa karşı direnci düşük, baş yapısı ince, uzun narin bir ırktır. Türk Tazısı nın ayakları uzun, tüyleri kısa, kuyruğu ince ve tüysüz, boyun uzun, göğüs derin ve karnı çekiktir. Türk tazıları, ince bir bele, derin bir göğüse, küçük bir kafaya, uzun bacaklara ve kuyruğa sahiptir. Bu köpekler çok hızlı hayvanlar olup, avını gördüğünde yakalamaması mümkün değil gibidir. Osmanlı İmparatorluğu zamanında Kanuni Sultan Süleyman ın avlarında Türk tazısını kullandığı bildirilmektedir. Çatalburun Pointer ırkı köpeklere çok benzediğinden, Türk Pointer i olarak literatüre alınması için çalışmalar devam etmektedir. Tarsus ve civar köylerde uzun yıllardır av köpeği olarak beslenmektedir. Sayılarının bugün itibarıyla 200 kadar olduğu tahmin edilmektedir. Munis, sevecen ve itaatkar bir köpektir. Sahiplerinin sözünden çıkmaz, efendilikleri ile bilinmektedir. Tam ortadan ikiye bölünmüş gibi duran burunları ile meşhurdurlar. Bu yüzden de onlara çatalburun denilmektedir. Kontrolsüz ve bilinçsiz bir şekilde yapılan birleştirme-

66 56 Temel Zootekni ler sonucunda çok sayıda farklı varyetesi oluşmuş olan Çatalburun köpeğinin ırk ıslahı ile ilgili olarak, literatür ve bilimsel kaynak araştırmaları ve gen etütleri üzerine yapılan bir çalışma ile Türkiye deki orijinale en yakın örnekleri tespit edilerek bir damızlık kolonisi oluşturulmaya çalışıldığı bildirilmektedir. Alman Çoban Köpeği Almanya dan köken almış dünyaca tanınan önemli bir köpek ırkıdır. Irk standartları belirlenmiş köpek ırkları arasında sayıca en fazla olan köpek ırkıdır. Halk arasında Kurt köpeği, Alman Kurt Köpeği, Alsation gibi isimlerle de tanınmaktadır. Çoban Köpekleri gurubunun önemli bir üyesi olmasına rağmen pratik hayatta çok değişik amaçlar için kullanılmaktadır. İyi bir sürü köpeği olması yanında, körler için rehber köpek, bekçi köpeği ve iyi bir polis köpeğidir. Emniyet kuvvetleri tarafından arama kurtarma, iz takip, narkotik köpeği olarak başarı ile eğitilip kullanılmaktadır. Cesareti ve sürüyü ani tehlikelerden koruma yeteneği üstündür. Bindokuzyüzlü yıllarda ırk olarak tanınmış, koruma amaçlı görevleri yanında günümüzde özürlülere refakat, arama ve kurtarma amaçlı geniş ölçüde kullanılmaktadır.

67 3. Ünite - Hayvan Irkları ve Özellikleri 57 Özet Sütçü ırk büyükbaş ve küçükbaş hayvanların genel özellikleri Sütçü ırk hayvanlar genel olarak etçi ırklara göre daha narin bir bedene sahip olup, bedenin genişlik ve derinliği arkaya doğru giderek artar. Baş asil, zarif, deri ince ve yumuşak, tüyler kısa ve parlaktır. Uzun ve belirgin süt damarları, büyük, yumuşak ve iyi şekillenmiş memeler iyi bir sütçülük kabiliyetinin göstergesidir. Etçi ırk büyükbaş ve küçükbaş hayvanların genel özellikleri Etçi sığır ırkları et verimi yönünde geliştirilmiş, canlı ağırlık kazançları, yemden yararlanma yetenekleri, karkas randırmanları ile değerli et oranları sütçü ve kombine verimli ırklara göre daha yüksektir. Süt verimleri ancak yavrularına yetecek kadardır. Tavuk ırkları ve hibrit genotiplerin genel özellikleri Tavuk ırkları lokal veya yerli tavuk ırkları, kültür ırkı tavuk ırkları ve hibrit tavuklar olarak sınıflandırılabilir. Tavukçuluğun entansif olarak yapıldığı ülkelerde yüksek verim yeteneği yönünde geliştirilmiş kullanma melezi hibrit tavuklar kullanılmaktadır. Bu hibrit tavuklardan döl alma yoluna gidilmeyip, ebeveyn işletmelerden temin edilirler. Ticari üretim yönlü bu hayvanlar etlik piliç sürüler ile beyaz ve kahverengi yumurtacı sürüler olarak sınıflandırılır. Et verim yönlü hibritler hızlı gelişen, canlı ağırlık kazancı, yemden yararlanma ve yaşama gücü yüksek, iri ve ağır hayvanlardır. Kahverengi yumurtacı hibritler orta ağırlıkta olup, beyaz yumurtacılar ile karşılaştırıldığında yumurtaları daha iri, kabuk kalitesi daha iyi ve kalın kabuklu, canlı ağırlıkları daha yüksek, yem tüketimleri daha fazla ve yumurta verimleri biraz daha düşüktür. 5 tiştiricilik kollarında saf ırk hayvanlar kullanılmakta olup, aynı hayvandan hem anaç yani damızlık hem de üretim hayvanı olarak yararlanılabilmektedir. Bu yetiştiricilik kollarının yaygınlaştığı ölçüde hindide olduğu gibi birim alanda daha yüksek verimlilik için çalışmalar yüksek verimli hayvan ırkları ya da hibrit hayvanların geliştirilmesi üzerinde yoğunlaşacaktır. Köpek ve at ırklarının genel özellikleri Köpekler en önce evcilleştirilen hayvan ırkı olmasına ve atlar da insanlar ile oldukça uzun zamandır birlikte yaşamasına rağmen bu iki tür üzerinde yapılan çalışma sayısı oldukça azdır. Son yıllarda atlar yarış hayvanı olarak önem kazanmıştır. Köpeklerin saf ırk olarak sayıca önemli düzeyde azaldığının fark edilmesi ile köpek ırklarının korunması büyük önem kazanmıştır. Dünya genelinde dörtyüzden fazla köpek ırkı mevcut olup, bunlar Amerikan ve İngiliz Köpek Kulubü standartlarına göre yedi veya sekiz sınıfta değerlendirilmektedir. Türkiye ye özgü köpek ırkları bu sınıflandırmada Anadolu Çoban Köpeği ve Akbaş Köpeği olarak tanınmakta, Kangal, Türk Tazısı gibi köpek ırklarının saf olarak korunması ve bu standartlarda yer alması için çalışmalar devam etmektedir. At ırkları genel olarak sıcakkanlı, soğukkanlı ve yerli at ırkları olarak üç bölümde sınıflandırılmaktadır. Atlar teknolojinin gelişmesi ile iş hayvanı olarak önemini kaybetmiş, bundan dolayı da iş hayvanı olarak kullanılan ırklardan çok yarış atı olarak kullanılan Arap ve İngiliz ırklarının saf olarak korunması ve yetiştiriciliği giderek artan bir önemde devam etmektedir. 4 Hindi, bıldırcın, devekuşu, ördek, kaz gibi kümes hayvanı ırklarının genel özellikleri Tavuk dışında diğer kümes hayvanlarından hindi yetiştiriciliği et üretimi için bütün dünyada yaygın olarak yapılmaktadır. Hindi eti de tıpkı etlik piliçlerde olduğu gibi yaygın olarak bu amaç için geliştirilmiş hibrit genotip hayvanlar ile üretilmektedir. Hindi dışında kümes hayvanı olarak yetiştirilen bıldırcın, devekuşu, ördek, kaz, sülün ve keklik gibi kanatlı hayvanların yetiştiriciliği oldukça sınırlı olup, bazı ülke ve bölgelerde daha yoğun olarak yapılmaktadır. Alternatif kümes hayvanları diyebileceğimiz bu ye-

68 58 Temel Zootekni Kendimizi Sınayalım 1. Sütçü keçi ırklarının dünyaca en tanınmışı hangisidir? a. Holştayn b. Boz ırk c. Saanen d. Kıvırcık e. Leghorn 2. Türkiye de kırmızı et üretimi yaygın olarak hangi hayvanlardan sağlanır? a. Etçi ırk sığırlardan b. Sütçü ırk sığırların erkeklerinden c. Etçi ırk sığırlardan d. Sütçü ırk koyun ve keçilerin erkeklerinden e. Yurtdışından ithalat yoluyla 3. Dünya genelinde etçi ırk keçilerin en önemli bireyi hangisidir? a. Boer b. Saanen c. Kilis keçisi d. Kıl keçisi e. Togenburg keçisi 4. Tavukçuluğun modern ve entansif olarak yapıldığı ülkelerde yumurta ve piliç eti üretimi hangi hayvanlardan sağlanmaktadır? a. Lokal ırklar b. Saf kültür ırkları c. Yerli ırklar d. Hibrit genotip tavuklar e. Melez soy ve hatlar 5. Yarış dünyasının iki önemli at ırkı Arap ve İngiliz ırkları hangi grupta yer almaktadır? a. Soğuk kanlı at ırkları b. Ilık kanlı at ırkları c. Yerli at ırkları d. Lokal at ırkları e. Sıcak kanlı at ırkları 6. Kangal ve Akbaş ırkı köpekler hangi ırk gurubunda yer almaktadır? a. Spor köpekleri b. Av köpekleri c. Sürü Köpekleri d. Terrierler e. Çalışan köpekler 7. Denizli tavuk ırkının modern ve entansif üretimde önemi ne olabilir? a. Uzun ve güzel ötüşleri b. Yumurta verimleri c. Et verimleri d. Güzel renkli tüyleri e. Yavaş ve hızlı tüylenme genlerine sahip olmaları 8. Tavuk dışında hangi kümes hayvanları yetiştiriciliğinde yüksek verimli hibrit genotip hayvanlar kullanılmaktadır? a. Hindi b. Bıldırcın c. Keklik d. Sülün e. Devekuşu 9. Angus sığır ırkının başlıca verim yönü nedir? a. Süt b. Et c. Süt yönü ağırlıklı süt-et kombine d. Et yönü ağırlıklı et-süt kombine e. Deri ve sakatat 10. Etlik piliç üreiminde kullanılan hibritler neden beyaz tüylü olarak geliştirilmişlerdir? a. Tüketici tercihi b. Beyaz tüylülerin geliştirilmesi daha kolay olduğu için c. Daha temiz ve güzel görünmesi için d. Renkli tüyler kolay yolunmayıp karkas üzerinde kaldığından e. Üreticinin zevk ve tercihi

69 3. Ünite - Hayvan Irkları ve Özellikleri 59 Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı 1. c Yanıtınız yanlış ise Sütçü Irk Keçilerin Genel Özellikleri konusunu yeniden gözden geçiriniz. 2. b Yanıtınız yanlış ise Etçi Irk Sığırların Genel Özellikleri konusunu yeniden gözden geçiriniz. 3. a Yanıtınız yanlış ise Etçi Keçi Irklarının Genel Özellikleri konusunu yeniden gözden geçiriniz. 4. d Yanıtınız yanlış ise Tavuk Irkları ve Hibrit Genotiplerin Genel Özellikleri konusunu yeniden gözden geçiriniz. 5. e Yanıtınız yanlış ise At Irklarının Genel Özellikleri konusunu yeniden gözden geçiriniz. 6. c Yanıtınız yanlış ise Köpek Irklarının Genel Özellikleri konusunu yeniden gözden geçiriniz. 7. e Yanıtınız yanlış ise Dünyada ve Türkiye de Yaygın Başlıca Hayvan Irklarının Genel Özellikleri konusunu yeniden gözden geçiriniz. 8. a Yanıtınız yanlış ise Hindi ve Diğer Kümes Hayvanı Irklarının Genel Özellikleri konusunu yeniden gözden geçiriniz. 9. b Yanıtınız yanlış ise Dünyada ve Türkiye de Yaygın Başlıca Hayvan Irklarının Genel Özellikleri konusunu yeniden gözden geçiriniz. 10. d Yanıtınız yanlış ise Etlik Piliç Üretiminde Kullanılan Hibritlerin Genel özellikleri konusunu yeniden gözden geçiriniz. Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1 Kaliteli ve yeter miktarda yıl boyu meraların yeşil tutulamaması Türkiye de et ırkı sığır yetiştiriciliğinin önündeki en büyük engeldir. Çünkü kaliteli ve ucuz yem temin edilemezse damızlık materyalin yem maliyetleri de besiye alınacak yavrularının et maliyeti üzerine yansıyacağından maliyetler artacak ve rekabet etme şansı azalacaktır. Sıra Sizde 3 Yumurtacı ırklar et verim yönlü ve kombine verimli ırklara göre daha hafif olup, bundan dolayı yaşama payı yem tüketimleri daha az, yumurta verimleri ise daha fazladır. Sıra Sizde 4 Etlik piliç eti üretimi amacıyla kısa sürede, daha az yem tüketimi ile daha fazla ve ekonomik canlı ağırlık kazanan, yüksek yaşama gücüne sahip hibrit genotiplerin geliştirilmesine önem verilmiştir. Bu hayvanlarda yumurta verimi ön planda olmayıp, pratikte yumurta verme yaşına kadar bakılıp büyütülmeleri de ekonomik değildir. Renkli tüylerin yeterince temizlenemeyip karkas üzerinde kalması ve tüy yolmadaki kolaylık nedeni ile etçi hibritler genelde beyaz tüy rengine sahiptir. Sıra Sizde 5 Beyaz yumurtacılara göre kahverengi yumurtacılarda canlı ağırlıkları daha yüksek, yumurta verimleri bir miktar daha az, tavuk başına ve ürettikleri yumurta başına yem tüketimleri daha yüksektir. Yumurtaları daha iri ve kabukları daha sağlam ve kalındır. Özellikler free-range gibi serbest dolaşımlı gezinti-otlama sistemine sahip barındırma sistemlerinde kahverengi yumurtacı tavukların yetiştirilmesi daha uygundur. Sıra sizde 6 Türkiye de ve Dünya da tavuktan sonra en fazla yetiştirilen tür hindidir. Tıpkı etlik piliçlerde olduğu gibi modern ve entansif bir tarzda et üretimine dönük olarak yapılmaktadır. Sıra sizde 7 Atlarda sıcak ve soğukkanlılık hayvanın daha çok mizacı ile ilgili olup, dış görünüş olarak sıcak ve soğuk kanlı at ırkları arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Sıra Sizde 2 Etçi ırk koyunlarda vücudun ön, orta ve arka bölümleri yaklaşık olarak birbirine eşittir. Vücut genişliği ve derinliği belirgindir. Vücut köşeleri yuvarlaklaşmış dikdörtgene veya fıçıya benzer. Vücut derinliği ile bacak yüksekliği birbirine yakındır. Etçi ırk koyunlar morfolojik olarak yeter genişlik ve derinlikte dolgun bir vücut, kısa ve geniş bir baş, kısa ve kalın bir boyun, geniş ve derin bir göğüs, dışa doğru kıvrılmış kaburgalar, geniş ve kuvvetli bir sırt, geniş ve kalın bir bel, uzun ve dolgun bir but, geniş ve etli bacaklar, iyi ve sağlam bir kemik yapısı, düz ve yere yakın ayaklara sahip olmalıdır.

70 60 Temel Zootekni Yararlanılan Kaynaklar Akçapınar, H., Özbeyaz, C. (1999). Hayvan Yetiştiriciliği Temel Bilgileri, Ankara: Kariyer Matbaacılık Ltd.Şti. Alpan, O. (1992). Sığır Yetiştiriciliği ve Besiciliği, Ankara: Medisan Yayınevi. Arıdoğan, M.K. (2002). Isparta ili ekstansif kaz yetiştiriciliğinin incelenmesi. S.D.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Isparta. Arpacık, R. (1994). At Yetiştiriciliği, Ankara:Şahin Matbaası. Balcı, F., Petek, M., Başpınar, H., Oğan, M. (2003). Farklı genotipten yumurtacı tavukların eşdeğer çevre koşullarında karşılaştırmalı verim özellikleri, İ. Ü. Vet. Fak. Derg., 29 (1), Çetin, O., Kırıkçı, K. (2000). Alternatif Kanatlı Yetiştiriciliği Sülün Keklik, Konya: S.Ü.Vakfı yayınları. Kartay, D. (2011). Türk çoban Köpeği Akbaş, İzmir:Tibyan yay.matb. Kaymakçı, M., Sönmez, R. (1992). Koyun Yetiştiriciliği, İstanbul: Hasad yayıncılık no:3. Kırıkçı K (2012) Doğanın Gizemli Kuşları Sülünler. Dörtrenk Yayın Tanıtım Matbaacılık Ltd.Şti., Ankara. Petek, M. (1999). Bursa il merkezine yakın çevre yumurtacı işletmelerde farklı genotiplerin üretim parametreleri ve ekonomik verimlilik, U.Ü.Vet.Fak.Derg., 18 (1-2): Petek, M. (1999). Bursa il merkezine yakın çevre broyler işletmelerinde farklı genotiplerin üretim parametreleri ve ekonomik verimlilik, Lalahan Hayv. Araşt. Enst. Derg., 39 (1) : Petek,.M, Balcı, F., Başpınar, H., Oğan, M., Dikmen, S. (2000). Bir ticari tavuk sürüsünde bacak uzunluğunun bazı yumurta verim özellikleri üzerine etkileri, Uludağ Üniv. Vet.Fak.Derg. 19: Petek, M. (2003). Devekuşu-El Kitabı, Ankara: Medisan yayınları. Petek, M. (2011). Küçük Hayvan Yetiştiriciliği Öğrenci Ders Notları. Uludağ Üniv. Vet. Fak. Bursa. Petek, M., Dinçel D (2011) Çatalburun Köpekleri. Türkiye Köpek ırkları çalıştayı. İ.Ü. Köpek psikolojisi ve Eğitimi Kulübü, 21 Mart, Istanbul. Özcan, M. (1995). Küçükbaş Hayvan Yetiştirme, Adana: Ç.Ü.Ziraat Fakültesi yayınları no:11. Özhan, M. (1992). Büyükbaş Hayvan Yetiştirme, Erzurum: A.Ü. Ziraat Fakültesi yayınları no:134. Sainsbury, D. (1992). Poultry Health and Management. Third edition. Blacwell Science, UK. Sevimli, A, Petek, M. (2008). Labrador Retriever ve Alman Çoban Köpeği Irkı Köpeklerde Başlıca Döl Verimi Özellikleri ve Eğitim Performansı, U.Ü.Vet.Fak.Derg Stockman, M. (1998).The new guide to Dog Breeds, New York: Annes Publishing Limited. Yalçın, B.C. (1981). Genel Zootekni, İstanbul: İ.Ü.Veteriner Fakültesi yayınları no:1.

71

72 TEMEL ZOOTEKNİ 4Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; Üreme, döl verimi ve döl verimini etkileyen faktörler Laktasyon, süt verimi ve süt verimini etkileyen faktörler Büyüme, et verimi ile et verimini etkileyen faktörler Yumurta verimi ve yumurta verimini etkileyen faktörler Yapağı verimi ve yapağı özellikleri hakkında bilgi ve becerilere sahip olabileceksiniz. Anahtar Kavramlar l erimi üt erimi t erimi m rta erimi a ağı erimi İçindekiler Temel Zootekni Hayvanlarda Verimler ve Verim Özellikleri ÜREME D L VERİMİ VE D L VERİMİNİ ETKİLEYEN AKT RLER LAKTA Y N ÜT VERİMİ VE ÜT VERİMİNİ ETKİLEYEN AKT RLER ÜYÜME ET VERİMİ VE ET VERİMİNİ ETKİLEYEN AKT RLER YUMURTA VERİMİ VE YUMURTA VERİMİNİ ETKİLEYEN AKT RLER YA AĞI VERİMİ VE YA AĞI VERİMİNİ ETKİLEYEN AKT RLER

73 Hayvanlarda Verimler ve Verim Özellikleri ÜREME, DÖL VERİMİ VE DÖL VERİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Üreme ve Döl Verimi Hayvan yetiştiriciliğinde et, süt, yapağı gibi üretim yönü ne olursa olsun başarılı olmanın temel şartı düzenli yavru (döl) almaktır. Döl veriminin başlıca 3 temel amacı vardır. Bunlar: ürü büyüklüğünün korunması, erimli bir üretimin sağlanabilmesi, eleksiyon ve ayıklamanın etkin yapılabilmesidir Sürü Büyüklüğünün Korunması Hayvancılık işletmelerinde karlılığın devamı için üretimin belirli bir düzeyde tutulabilmesi şarttır ve bunun içinde sahip olunan hayvan sayısının belirli düzeyde muhafaza edilebilmesi gerekir. Farklı dönemlerde, değişik sebeplerden ötürü (ölüm, mecburi kesim v.b.) hayvan sayısı azalır. Bu durum işletmenin üretim düzeyinin dolayısıyla karlılığının korunabilmesi için belirli bir planlamayı ya da belirli tedbirlerin alınmasını zorunlu kılar ki bunların başında da üreme etkinliğinin devamı gelir ürü büyüklüğünün korunmasını zorlaştıran bir diğer önemli sebep de işletmelere göre (süt ineği, koyun v.b.) değişen oranlarda işletmenin önemli gelir kalemlerinden biri olan damızlık ya da kasaplık amaçlı hayvan satışıdır ürü büyüklüğünün korunamaması halinde işletmeler hayvan satışına bağlı olan kazançlarının bir bölümünü kaybederler. Verimli Bir Üretimin Sağlanabilmesi erimli bir üretimin sağlanabilmesi de etkin bir üremeye bağlıdır Hayvanlar yaşamlarının ancak belirli dönemlerinde ve sağlıklı oldukları sürece verimli olabilirler. Hayvanlar yaşlandıkça ya da bazı hastalıklar (mastitis v.b.) sonrası bazı verim özelliklerini ya tamamen kaybederler ya da verim düzeyleri ekonomik olarak kıymetini yitirir ki tüm bunlar hayvanların yetiştirmeden çıkarılmalarını gerektirir. Üretimdeki verimlilik, işletmelerin üretim maliyetlerini dolayısıyla karlılıklarını etkileyen bir faktördür ve bu da önemli oranla üremeye bağlıdır. Seleksiyon ve Ayıklamanın Etkin Yapılabilmesi Üretimin devamlılığının sağlanması, farklı sebeplerden ötürü verimleri düşen hayvanların sürüden çıkarılmasını (ayıklama) ve çıkarılan bireylerin yerine de daha genç ve en az onlar kadar yüksek verimli bireylerin seçilmesini (seleksiyon) gerektirir. Ayıklama ve

74 64 Temel Zootekni seleksiyonun etkin bir şekilde yapılabilmesi yeterli yavru elde edilebilmesine ya da döl veriminin aksamadan devamına bağlıdır. Döl verimindeki aksama ayıklama ve seleksiyon için yeterli yavru üretilememesi anlamına gelir ki, bu durum aynı zamanda hayvan satışına (damızlık ya da kasaplık) bağlı kazancı da düşürür. İşletmelerin bu durumda yapması gereken, ya hayvan satışını azaltmak ya da damızlık olarak işletmeye dışarıdan hayvan almaktır. Her iki yol da belirli riskler taşır. Nitekim hayvan satışının düşmesi kazancı da düşürürken, dışarıdan hayvan alımı ise özellikle taşıdığı hastalık riskleri nedeniyle işletmeler için ciddi sorunlar yaratabilir. 1 Hayvan yetiştiriciliğinde başarının temel şartının ne olduğunu düşünüyorsunuz? Döl Verimini Etkileyen Faktörler Döl verimi pek çok faktöre bağlı olarak değişebilir. Bu faktörlerin bilinmesi döl veriminin dolayısıyla üretimin devamlılığının sağlanabilmesi için büyük önem taşır. Irk Irk döl verimini etkileyen faktörlerin en önemlilerinden birisidir. Nitekim çoklu doğumun istendiği koyun ve keçi yetiştiriciliğinde bazı ırklar çoklu doğum özellikleri ile öne çıkmaktadır rneğin st Friz ve akız koyun ırkları ile aanen ve alta keçi ırklarının ikiz hatta üçüz doğum oranları diğer ırklara göre daha yüksektir. Ancak, döl veriminin %5 ile %15 arasında değişen küçük bir kısmı genetik kaynaklıdır. Döl veriminin büyük bir bölümü ise çevresel faktörlerden kaynaklanır. Dolayısıyla, çevresel faktörlerde (bakımbesleme) yapılacak bazı düzenlemeler sayesinde döl veriminin yükseltilmesi mümkündür. Bu durum önemli bir konuya dikkat çekmektedir ki bu, seleksiyonla yani sürü içerisindeki ikiz ya da üçüz doğuranların damızlık olarak seçilmesi halinde sürünün ikizlik oranının artırılmasının oldukça uzun zaman alacağı ve ilerlemenin yavaş olacağıdır. Bu nedenle ikiz doğum oranının artırılmasında döl verimi yüksek bir başka ırkla melezleme yapılması seleksiyona oranla daha hızlı ilerleme sağlar. Vücut Yapısı Döl verimini etkileyen faktörlerden biri de vücut yapısıdır. Nitekim aynı türün daha iri olan ırkları ya da aynı ırkın daha iri bireyleri hem daha fazla yavru verirler hem de yavruların yaşama gücü daha yüksektir. Özellikle dişilerin yeterli büyüklüğe ulaşmadan gebe kalmaları, bu hayvanların büyüme geriliği nedeniyle daha küçük kalmalarına ve buna bağlı olarakda doğum güçlüğü ve yavru ölümleri gibi sorunların ortaya çıkmasına neden olur. Daha ağır doğan yavruların yaşama şansı daha yüksek olduğu gibi, günlük ağırlık kazançları, dolayısıyla da erken gelişme yetenekleri diğer yavrulara göre daha yüksektir. Ancak unutulmamalıdır ki memelilerde ergin canlı ağırlığın %3 ünden daha zayıf doğan yavruların yaşama şansı düşük olduğu gibi, ergin canlı ağırlığın %10 undan daha ağır doğan yavruların yaşama güçleri de daha düşüktür. Büyük doğan yavruların yaşama şansının düşük olmasının en büyük nedeni doğum güçlüğüne bağlı yavru kaybıdır. Normal sınırlar içerisinde daha ağır doğan yavruların gelişmeleri daha erken tamamlanır ve hayat boyu verimlilikleri emsallerine göre daha yüksek olur. Hayvanın yaşı, döl verimi üzerinde etkisi olan faktörlerden biridir. Özellikle koyun ve keçi yetiştiriciliğinde hem erkek hem de dişilerin döl verimi belirli bir yaşa kadar artar. Örneğin; koyunlarda en düşük yavru sayısı ilk tohumlamada (1,5 yaş) elde edilirken, en yüksek döl verimi tohumlamada, yaş elde edilir ığır yetiştiriciliğinde ise ilk kez tohumlanan düveler daha kolay gebe kalırlarken, 2. ya da daha sonraki tohumlamalarda gebe kalmaları daha zordur.

75 4. Ünite - Hayvanlarda Verimler ve Verim Özellikleri 65 Anatomik Bozukluklar ve Hastalıklar Anatomik bozukluklar genel olarak tedavi şansının olmadığı, doğmasal olarak ortaya çıkan ve döl verimini olumsuz etkileyen faktörlerden biridir. Erkeklerde testislerin yokluğu, karın boşluğunda kalması ya da bazı hastalıklara bağlı olarak fonksiyonlarını yitirmeleri döl veriminde sorunlar yaşanmasına neden olur. Benzer şekilde dişilerde iç genital organların yeterince gelişmemesi (örneğin; freemartinismus), genital organların bazı enfeksiyonları kalıcı ya da geçici döl verimi sorunları meydana getirir. Genital organların hastalıkları tedaviye genellikle zor cevap verirler ve tedavileri mümkün olsa bile zor, pahalı ve kısırlık meydana getirme ihtimalleri yüksektir. Bazı hastalıklar Brucellosis, eptospirosis, Trichomoniasis, ibriosis v b ise anne üzerinde meydana getirebileceği problemler yanında, gebeliğin farklı dönemlerinde yavru atmaya, hatta canlı olarak doğan yavruların ölmelerine neden olarak döl verimini olumsuz etkilerler. Yetiştirme Sezonu Özellikle yerli koyun ve keçi ırkları mevsimlere bağlı olarak kızgınlık gösterirler ve kızgınlık gösterdikleri dönem, günlerin kısalmaya başladığı Haziran ayından Kasım ayına kadar sürer. Ancak sürü içerisinde yıl boyu kızgınlık gösteren hayvanlara da rastlamak mümkündür. Kızgınlığın görüldüğü zaman aralığı ve doğum sezonu koyun ve keçilerin evrim süreçleri ile ilgilidir. Nitekim böylece doğumun yem olanaklarının en uygun olduğu döneme rastlaması, gerek annenin süt verimi gerekse yavrunun gelişimi açısından son derece önemlidir. Bazı uygulamalarla kızgınlık sezonu değiştirilebilir. Örneğin; günlerin uzamaya başladığı dönemde hayvanlar, kapalı ve loş bir ortamda tutulup, kısa süreli gün ışığına maruz bırakılarak kızgınlık göstermeleri sağlanabilir. Böylece işletmeler pazar şartlarına uygun üretim ve iş planlaması yapabilme imkânına da sahip olurlar. ığırlar yıl boyu gebe kalmadıkları sürece kızgınlık gösterirler, ancak kızgınlıkların tespiti ve tohumlamaların uygun zamanda yapılabilmesi konusu sığır yetiştiriciliğinde ciddi bir sorundur. Özellikle yüksek süt verimli ineklerin kızgınlıklarının tespiti zordur. Koçlar yıl boyu çiftleşmeye hazırdırlar ancak gün uzunluğunun azaldığı dönemde onlarda da testis aktivitesi en üst noktaya çıkar. Günlerin uzamaya başladığı bu dönem yaz mevsimini de içine aldığından aşırı hava sıcaklıkları sperma kalitesini olumsuz etkilerken tohumlanan dişilerde kısırlık oranını da artırır. Kızgınlık: Dişilerin erkekleri kabul ettikleri, çiftleşmeye hazır oldukları dönem Bakım ve Besleme Hayvanlara uygulanan bakım ve besleme döl verimini etkiler. Yetersiz besleme, döl verimi sorunlarına yol açarken kimi zaman bakım ve beslemenin iyi olduğunun sanıldığı durumlarda, aslında aşırı beslemeye bağlı olarak döl verimi sorunlarının yaşanmasına neden olunduğu da bilinmektedir. Dengesiz besleme (enerji-protein dengesizliği, bazı vitaminlerin yetersizliği v.b.) besleme maliyetlerini artırırken beklenen yararın aksine zarar da vermektedir. Aşırı yağlanma hem erkek hem de dişi hayvanlarda döl verimini olumsuz etkiler. Aşırı yağlanan erkeklerin aşım yetenekleri azalırken, dişilerde de gebe kalmada zorluklar yaşanır. Yeterli egzersiz imkânının olmayışı hem dişi hem de erkek hayvanlarda döl verimine ilişkin sorunlar yaşanmasına neden olur. Hareketsizlik sadece tohumlamada ve gebe kalmada sorun yaratmaz aynı zamanda doğum sırasında da sorunlar yaşanmasına neden olur. Çevre Sıcaklığı ve Işık Hayvanların yetiştirildikleri ortamın ya da çevrenin sıcaklığı ile gün ışığı döl verimi üzerinde etkinliği olan faktörlerdir. Çevre sıcaklığı özellikle yüksek süt verimine sahip hay-

76 66 Temel Zootekni vanlar için son derece önemli bir etkinliğe sahiptir. Yüksek süt verimine sahip hayvanlar, mümkün olan en yüksek verimi elde edebilmek için yoğun bir beslemeye tabi tutulurlar. Yüksek enerji içeriğine sahip yemler ve yüksek üretim metabolizma hızlarını da yükseltir. Dolayısıyla hayvanlar sindirim ve üretim esnasında yoğun bir ısı üretimi gerçekleştirirler. Bu sırada çevre sıcaklığının yüksekliği hayvanların sıcak stresine girmelerine neden olur. Ortamın nem içeriğinin yüksekliği sıcaklığın etkinliğini daha da artırır. Aslında daha düşük nem de sorun oluşturmayacak sıcaklıklar yüksek nemle birlikte daha olumsuz bir etkiye sahip olurlar. Erkek hayvanların sperma kalitesi sıcaktan olumsuz etkilenir. Nitekim sperma kalitesinin en düşük olduğu dönem yaz aylarının en sıcak günlerine rastlar. Yaz aylarında spermanın kalitesinin en yüksek olduğu zaman, sabah ve akşamın serin saatleridir. Çevre sıcaklığının yüksek olduğu durumlarda serinletilen hayvanların döl verimleri de iyileşmektedir crotum çevresindeki kılların kırkılması bile erkeklerde sperma kalitesini olumlu etkilemektedir. Işık, koyun, keçi, tavuk gibi hayvanların üremelerinde anahtar bir role sahiptir. Koyun ve keçiler genellikle gün ışığındaki azalmaya bağlı olarak kızgınlık gösterirlerken tavuklar gün uzunluğundaki artışa duyarlıdır ve artan gün ışığı ile birlikte yumurta verimleri de artar. LAKTASYON, SÜT VERİMİ VE SÜT VERİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Laktasyon ve Süt Verimi Laktasyon emeli hayvanların yeni doğan yavrularını besleyebilmek için meme bezlerinden süt salgılamalarına laktasyon denir üt üretiminin temel amacı yavruları beslemektir, ancak yüksek süt verimi yönünde yapılan seleksiyon ve bakım-beslemenin düzenlenmesi neticesinde evcil memeli hayvanların süt verimleri yavrularının ihtiyacının üzerine çıkarılmıştır. Süt Verimi üt memeli hayvanların yavruları için hayati bir öneme sahiptir ünkü yavruların sindirim sistemi belirli süre ancak annelerinin sütünü sindirebilecek yapıdadır. Zorunlu bazı hallerde o türe ait bireylerin sütlerine benzer yapıdaki diğer türlerin sütleri ile de yavrular belirli bir süre beslenebilir. Ancak günümüzde, özellikle süt ineği yetiştiriciliğinde süte göre daha ucuz olması nedeniyle, inek sütüne benzer yapıda yapay mamalarda kullanılmaktadır. Yavrunun erken gelişmesi, yüksek bir verim yeteneğine sahip olması için de yavru iken yeterli anne sütü ile beslenmesi gerekir. Ancak bu ifade günümüz büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde yavruların annelerini istedikleri kadar emmeleri anlamına gelmez. Çünkü anneleri yavruların ihtiyacından çok daha fazla süt verimine sahiptirler ve süt aynı zamanda insan beslenmesinde de büyük öneme sahip ekonomik bir üründür. ütün salgılanması hem gün içerisinde hem de tüm laktasyon boyunca farklı sebeplere bağlı olarak değişiklik gösterir. İneklerde süt verimi ırklara göre fazla değişiklik göstermeden standart bir eğriye uyum gösterirken, koyunlarda her ırk kendine özgü farklı bir laktasyon eğrisine sahiptir. Bu eğriler, doğum sonrası belirli bir süre yükseldikten sonra kısa bir süre sabit seyreder ve daha sonrada süt veriminin azalmasına bağlı olarak giderek düşer üt salgılanmasının durmasına kuruya çıkma denir. Koyun yetiştiriciliğinde belirli bir süre sonra hayvanlar kendiliğinden süt verimini keserken, süt üretim amaçlı inek ve keçi yetiştiriciliğinde ise kuruya çıkma planlı olarak insanlar tarafından gerçekleştirilir.

77 4. Ünite - Hayvanlarda Verimler ve Verim Özellikleri 67 üt veriminin ulaştığı maksimum düzey süt veriminin geneli hakkında bir fikir verebilir. Dolayısıyla maksimum süt verimine bakılarak tüm laktasyon süresince elde edilecek süt miktarı hakkında bir tahminde bulunulabilir. Çünkü maksimum süt verimi ile tüm laktasyon boyunca üretilen süt verimi arasında sıkı bir ilişki vardır. aktasyon süresi hayvan türlerine göre değişiklik gösterir üt inekleri gebe kalmadıkları dolayısıyla doğum öncesi kuruya çıkarılmadıkları sürece süt verimleri azalarakda olsa devam eder. Elbette böyle bir üretim ekonomik değildir. Ancak koyun ırklarında laktasyon süt ineklerine göre çok daha kısa sürer. Örneğin; yerli koyun ırklarında 4-5 ay süren laktasyon etçi ırklarda 3-4 ay, sütçü ırklarda ise 7-8 ay kadardır. Keçi ırklarında da laktasyon süreleri koyunlara benzerlik gösterir (kıl keçilerinde 5-6 ay, tiftik keçilerinde 3-4 ay) ancak yüksek süt verimli keçi ırkları tıpkı süt ineklerinde olduğu gibi 300 günlük laktasyon süresine sahiptirler. Memeli hayvanların yavruları neden sütle beslenmek zorundadır? Süt Verimini ve Bileşimin Etkileyen Faktörler üt verimini ve bileşimi pek çok faktörden etkilenmektedir Bunlar ırk, yaş, kızgınlık ve gebelik, vücut büyüklüğü, kuruda kalma süresi, mevsim ve çevre ısısı, sağım sayısı ve aralığı, besleme, meme sağlığı ve hastalıklar olarak incelenebilir. 2 Irk üt verimi ve bileşimi yağ, protein, laktoz v b yönünden hayvan türleri arasında farklılıklar olduğu gibi aynı türe ait ırklar arasında da farklılıklar görülür. Aynı çevre şartlarına maruz kalmaları, aynı şekilde beslenmeleri halinde bile ırklar arasında süt verimi ve bileşimi farklılıklar gösterir. Bu farklılığın temel nedeni genetiktir. Aynı ırkın bireyleri arasında da özellikle süt verimi yönünden farklılıklar görülebilir. Irk faktörü sütün bileşiminde etkin faktörlerdendir, ancak süt verimi de sütün bileşimini etkileyen faktörlerden biridir. Yani süt verimi yükseldikçe sütteki kuru madde (protein, laktoz, yağ v.b.) oranı düşerken, süt verimi düşerken kuru madde oranı artar. Kısaca süt verimi ve sütün kuru madde miktarı arasında ters bir korelasyon söz konusudur. Yaş Hayvanlar belirli bir yaşa ulaşana kadar süt verimleri giderek artar ve süt veriminin en yüksek olduğu yaşa ergin yaş denir. Ergin yaş sığır türü için 6-8 yaşlar, koyun ve keçi türlerinde ise 4-6 yaşlar arasında değişir ve bu süre ırklara göre küçük farklılıklar gösterebilir. Örneğin; İsviçre Esmeri inekler 7-8 yaşında ergin çağa ulaşırlarken, Holstein ırkı inekler 6 yaşında ergin çağa ulaşırlar. Ergin çağdan sonra süt verimi giderek azalır. Hayvanların süt verimleri yönünden karşılaştırılabilmeleri için süt verimlerindeki yaşın etkisinin giderilmesi gerekir. Çünkü 3 yaşındaki bir inek ergin yaşa geldiğinde daha yüksek süt verimine sahip olacaktır. Nitekim ergin yaştaki bir inek; 2 yaşında doğuran bir ineğe göre %25, 3 yaşında doğuran bir ineğe göre %15, 4 yaşında doğuran bir ineğe göre %10, 5 yaşında doğuran bir ineğe göre de % 5 daha yüksek süt verir. Dolayısıyla, 3 yaşında iken bir ineğin süt verimi yönünden 7 yaşındaki (ergin yaştaki) bir inekle karşılaştırmasının yapılabilmesi için 3 yaşındaki ineğin ergin yaşta verebileceği süt miktarının hesaplanması gerekir. Bu amaçla süt inekleri ve sütçü keçiler için düzeltme faktörleri hesaplanmıştır. Kızgınlık ve Gebelik Kızgınlık süt verimini olumsuz etkiler. Ancak kızgınlık süresinin kısalığı süt verimindeki düşüşün net olarak görülmesini engeller. Benzer şekilde gebelikte süt verimini olumsuz

78 68 Temel Zootekni etkiler, özellikle gebeliğin 5. ayından sonra ineklerde süt verimi önemli düzeyde düşer. Bu durum hem fötusun gelişmesinin hızlanmasından hem de hormonal faktörlerden kaynaklanır. Nitekim gebe kalmayan ineklerin laktasyon sürelerinin uzaması bu yargıyı desteklemektedir. Koyun yetiştiriciliğinde laktasyon kısa olduğundan genel olarak gebelik ve laktasyon çakışmaz, dolayısıyla koyunlarda gebeliğin süt verimi üzerinde herhangi bir etkinliği söz konusu değildir. Keçi yetiştiriciliğinde de yüksek süt verimli ırklar hariç gebelik ve laktasyon kesişmez ncak aanen gibi yüksek süt verimine sahip keçi ırkları tohumlama ve doğum mevsimleri itibariyle koyun yetiştiriciliğine benzerlik gösterse de süt verimi açsından süt ineği yetiştiriciliğine benzer. Yani hayvanlar gebe iken de sağılmaya devam ederler ve gebeliğin son 2 ayında kuruya çıkarılırlar. Vücut Büyüklüğü ücut büyüklüğü süt verimini olumlu yönde etkileyen faktörlerden biridir itekim vücut büyüklüğü daha fazla olan bireyler daha büyük bir sindirim sistemine ve meme dokusuna sahiptirler. Dolayısıyla küçük yapılı hayvanlara göre daha yüksek süt verirler. Ancak aynı ırk hayvanlardan oluşan bir sürü içerisinde iri yapılı olanlardan daha fazla süt veren küçük yapılı hayvanlar da bulunabilir, fakat bu daha nadir rastlanan bir durumdur. Çok sayıda küçük yapılı hayvan yerine daha az sayıda iri yapılı hayvanın yetiştirilmesi işletmenin karlılığını olumlu yönde etkiler. Kuruda Kalma Süresi Kuruya çıkarma, özellikle yavrunun anne karnındaki gelişiminin önemli bir bölümünü gebeliğin son döneminde sağladığından dolayı, annenin daha sağlıklı ve yeterli büyüklükte yavru doğurabilmesi aynı zamanda doğum sonrası başlayan süt veriminin sağlıklı bir şekilde ve mümkün olan en yüksek düzeyde gerçekleşebilmesi için son derece önemlidir. Kuruda kalma süresi özellikle süt verimi yüksek inek ve keçi yetiştiriciliğinde son derece önemlidir. Kuruda kalma süresinin belirli değerler içinde olması gerekir. Bu süre ineklerde gün arasında değişirken yüksek süt verimine sahip keçi ırklarında da bu süre yaklaşık 60 gündür. Kuruda kalma süresinin daha uzun olması sağılabilecek hayvanların daha erken kurutulması dolayısıyla alınabilecek sütün alınamaması anlamına gelir. Diğer yandan, kuruda kalma süresinin gereken süreden daha kısa tutulması buzağının gelişimini olumsuz etkilerken, hayvandan hayat boyu alınabilecek süt miktarını da düşürür. Koyun yetiştiriciliğinde laktasyon ve gebeliğin çakışmaması nedeniyle kuruda kalma süresi fazla önem taşımaz. Mevsim ve Çevre Isısı evsimin süt verimi üzerindeki etkisi, yem kaynaklarının otlaklar, meralar v b durumu ile hava sıcaklığı ve nemin ortaklaşa etkilerinden oluşur üt ineği yetiştiriciliğinde sonbahar (son aylarında) ve kış aylarında doğuran inekler tüm laktasyon boyunca ilkbahar ve yaz aylarında doğuran ineklere göre daha yüksek süt verimine sahiptirler. Bu durum günümüzde besleme ve bakım koşullarının daha kontrollü hale gelmiş olmasına rağmen; sonbahar ve kış aylarında doğuran ineklerin kaba yem kaynaklarının artışına ve kalitesine bağlı olarak daha etkin beslenmesinin, ilkbahar ve yaz aylarında doğuranların süt verimlerinin yükseldiği dönemde metabolizma hızlarının yükselmesi ve sıcaklık artışından olumsuz etkilenmelerine bağlıdır. Nitekim artan hava sıcaklığı nemle birlikte hayvanlar üzerinde olumsuz bir etki yaratmaktadır. Nem düzeyine bağlı olarak süt inekleri 25 o C de bile sıcak stresine girebilmekte, ölümcül kabul edilen sıcaklık sınırı yine neme de bağlı olarak 40 o C den başlayabilmektedir. Özellikle süt inekleri kış aylarında herhangi bir ilave

79 4. Ünite - Hayvanlarda Verimler ve Verim Özellikleri 69 ısıtmaya ihtiyaç duymazlarken yaz aylarında mutlaka serinletmeye ihtiyaç duyarlar ıcaklık ortalamaları Türkiye ortalamasının altında olsa bile gelişmiş ülkelerde serinletme sistemleri süt ineği yetiştiriciliğinde daha fazla kullanılmaktadır. İri vücut yapısına sahip hayvanlar (Örneğin; Holstein) soğuğa karşı küçük yapılı hayvanlara (Örneğin; Jersey) göre daha dayanıklı iken, sıcaktan küçük yapılı ırklara göre daha olumsuz etkilenirler. Sağım Sayısı ve Aralığı üt üretimi yapılan işletmelerde inek, keçi, koyun iki kez sağım yapılır ncak hayvanların sahip oldukları verime bağlı olarak sağım sayısı özellikle süt ineği işletmelerinde üçe çıkarılabilir ağım sayısının artırılması meme içi basıncın azalmasına bağlı olarak süt üretimini artırır. Günde üç kez sağılan inekler iki kez sağılan ineklere göre %13 ile arasında değişen oranlarda daha yüksek süt üretmektedirler ağım sayısının dörde çıkarılması halinde ise süt üretimi iki sağıma göre %20-%25 arasında değişen oranlarda artmaktadır. Ancak üretilen fazla süte rağmen fazla sağım nedeniyle yapılan harcamanın miktarı, süt fiyatlarına bağlı olarak bazen süt üretimini ekonomik olmaktan çıkarmaktadır. Bu nedenle, fazla sağım yoluyla elde edilen süt miktarı her zaman için karlı olmamaktadır. Dolayısıyla üç sağım uygulaması bazen yüksek süt verimine rağmen tercih edilen bir uygulama değildir. ağım sayısı gibi sağım aralığı da süt verimini etkileyen faktörlerden biridir n uygun olanı sağım aralığının eşit olmasıdır. Yani iki sağım yapılırken 12 saat, üç sağım yapılırken sekizer saat aralıklarla sağım yapılmasıdır. Onbeş ve dokuz saat aralıklarla yapılan sağımda sütün %60 ve %38 i, onaltı ve sekiz saat aralıklarla yapılan sağımlarda ise sütün %63 ve %33 ü elde edilmektedir. Bir diğer faktör de, sabah sağımında elde edilen sütün diğer sağımlardan daha yüksek olmasıdır. Bu durumun nedeni, özellikle geceyi hayvanların yatarak geçirmesi ve bu esnada süt üretiminin daha yüksek olmasıdır. Çünkü memeye giden kan akımı yatan hayvanlarda ayakta duranlara göre %22 daha fazladır. Besleme Hayvanların doğumu takiben laktasyona girmeleri ile ortaya çıkan sorunlardan bir kısmı özellikle de metabolik sorunlar (ketozis, hipokalsemi v.b.) kuru dönem beslemesine yeterince önem verilmediğini gösterir. Benzer şekilde düvelerin aşırı beslenmesi özellikle meme dokusunun gelişimini olumsuz etkileyerek memelerin yağlanmasına neden olur ve hayvanlar doğum yapıp laktasyona girdiklerinde memeleri görsel olarak yeterli büyüklüğe sahip olmasına rağmen hem süt verimleri düşüktür hem de sağımları diğer hayvanlara göre daha uzun sürer. Dolayısıyla hızlı büyüme için yapılan aşırı besleme hayvanların hayat boyu verimlilikleri yönünden olumsuz sonuçlar doğurur. Besleme, yapılan üretimin ekonomik olmasını sağlayan en önemli etkendir. Nitekim hayvanların verim düzeyleri ve yaşam payları hesaba katılarak yapılan besleme sayesinde ancak üretim ekonomik olabilir. Hayvanların ihtiyaçlarının üzerinde beslenmeleri üretimi artırmadığı gibi üretim maliyetini de yükseltir. Ayrıca hayvanların sahip oldukları üretim potansiyelini ortaya koyabilmeleri için de yeterli beslenmeleri gerekir. Yetersiz besleme kadar aşırı besleme de sorunlar doğurur. Rasyondaki, kaba-konsantre yem oranları ve bunların kaliteleri hayvanların verdikleri hem süt miktarını hem de sütün bileşimini (özellikle yağ oranını) etkiler. Hayvanların farklı dönemlerde (kuru dönem, erken laktasyon, geç laktasyon v.b.) ihtiyaçları da farklıdır ve bazı sağlık sorunlarının (ketozis, asidoz v.b.) ortaya çıkma ihtimalleri vardır, dolayısıyla farklı dönemlere uygun miktar ve kalitede yemleme ile en yüksek verim elde edile-

80 70 Temel Zootekni bilir. Ayrıca aşırı sıcak dönemlerde süt veriminin ve özelikle de yağ oranının düşmemesi, asidoza bağlı sorunların (tırnak sorunları) ortaya çıkmaması için hayvanların yemlerine belirli müdahalelerin yapılması gerekir. Meme Sağlığı ve Hastalıklar Doğum öncesi dönemle yakından ilişkili olan bazı meme sorunları, doğum sonrası herhangi bir müdahaleye ihtiyaç duymadan kendiliğinden ortadan kalkar. Örneğin; doğumdan birkaç hafta önce şekillenmeye başlayan meme ödemi (fizyolojik ödem) doğumu takiben birkaç hafta içerisinde genel olarak kendiliğinden ortadan kalkar. Ancak bazen beklenenden uzun süren meme ödemi meme kanallarını daraltarak sütün sağımını engeller ve müdahale edilmemesi halinde bu durum meme bezinin gerilemesine dolayısıyla da memenin körelmesine neden olabilir. Diğer önemli bir meme sorunu da mastitis yani meme iltihabıdır. Kuru dönemde uygulanan meme içi ilaçlar doğum sonrasına kadar geçen uzun sürede, meme dokusunu bakterilere karşı koruyarak, doğum sonrası karşılaşılabilecek bir mastitis sorununu elimine etmekte oldukça etkindir. BÜYÜME, ET VERİMİ VE ET VERİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER İnsan beslenmesinde oldukça önemli bir yeri olan hayvansal proteinler bakımından en zengin gıda maddesi ettir. Dünya genelinde en fazla tüketilen hayvansal protein olan kırmızı etin önemli bir çoğunluğu sığırlardan karşılanmaktadır ığır etinden sonra en fazla tüketilen kırmızı et koyun/kuzu eti olup, keçi/oğlak ve diğer büyük ve küçükbaş hayvanlardan da bir miktar kırmızı et üretilmektedir. Dünya genelinde beyaz et gereksiniminin büyük çoğunluğu broyler olarak tanımlanan etlik piliç ve etçi hindilerden sağlanmaktadır. Beyaz et üretiminde kullanılan kullanma melezi hibrit hayvanlar olan ve bunlardan döl alma yoluna gidilmeyen etlik piliç ve hindiler yanında az miktarda da olsa ördek, kaz gibi kümes hayvanları da dünya genelinde beyaz et üretimi amacıyla kullanılmaktadır Büyüme ve Gelişme Büyüme ergin canlı ağırlığa ulaşana kadar hayvanların ağırlık kazanmasıdır. Canlının beden yapısının çeşitli görevleri yapabilecek şekilde farklılaşması olarak tanımlanabilecek gelişme büyüme ile birlikte canlının ağırlık artışı ve beden yapısında gelişme olarak ele alınmaktadır. Hayvanlarda gerçek büyüme ise kas, kemik ve organlardaki dokuların bir artışıdır. Dokulardaki yağ birikmesinden meydana gelen değişiklik bir canlı ağırlık artışı değildir. anlı ağırlık artışı büyümenin ilk ha alarında çok düşüktür onra en yüksek düzeye ulaşır ve ergin yaşa doğru tedrici olarak azalır. Genç yaşlarda büyüme hızı yüksek iken, ergin döneme yaklaştıkça büyüme hızı azalır. Türler ve ırklar arasında en yüksek büyüme düzeyine ulaşma zamanı bakımından genetik olarak farklılıklar bulunmaktadır. Bu büyüme düzeyine ulaşmak için de uygun bakım ve besleme uygulanmalıdır. Büyüme hızı hayvanın metabolizmasına bağlı olup, değişik dokularda bile büyüme hızı farklı olabilir. Büyüme veya hayvanın ağırlık kazanmasında hücre sayısının ve hücre hacminin artışı birlikte rol oynar. Canlılarda büyüme doğum öncesi ve doğum sonrası olmak üzere iki bölümde incelenir. Doğum öncesi büyüme zigotun oluşması ile başlayan, genetik ve anasal çevrenin etkisi ile şekillenen büyüme dönemidir. Doğum sonrası büyüme ise doğumla başlar ve ergin döneme kadar devam eder. Doğumdan sonraki büyüme ve gelişme çok sayıda faktörün etkisi ile şekillenir. Büyüme ve gelişme dişilerde erkeklere göre daha düşüktür.

81 4. Ünite - Hayvanlarda Verimler ve Verim Özellikleri 71 Büyüme ve et kalitesi ile bileşimini kontrol eden başlıca sistem endokrin sistemidir. Yani normal bir büyüme ve gelişme için vücutta hormonal sistemin yeterli olması ve düzenli çalışması gereklidir. Büyümenin belirlenmesinin ekonomik önemi oldukça fazladır. Büyüme ya da ağırlık artış hızı hayvanın doğum ağırlığının iki katı ağırlığa ulaşana kadar geçen süre olarak tanımlanır. Bu süre sığırda gün, koyunlarda gündür. Büyüme ya da ağırlık artışı sığırlarda yaklaşık 5 yaş civarında, koyunlarda 3 yaş civarında sona erer. Et Verimi Et hayvanların kasları olup, ekonomik ve pratik olarak ise hayvanlardan elde edilen yenilebilir kısımlardır. Hayvanların kasları ve kas lifleri arasına dağılmış vücut yağı da ete dâhildir. Karkas kesilmiş bir kasaplık hayvanın baş, ayaklar, deri ile yenilebilir ve yenilemeyen iç organlar ayrıldıktan sonra geriye kalan kemikli gövdeye denir. Et verimi ise kasaplık büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar ile tavuk, hindi gibi kümes hayvanlarının kesilmesi sonucu elde edilen karkas miktarıdır. Et üretiminde en öncelikli konu karkas randımanı ile karkastaki yenilebilir et miktarı, pirzola, bonfile gibi birinci sınıf etlerin miktarı ve karkasta kemik oranıdır. Karkas randımanı kemikli et miktarının canlı ağırlığa oranıdır. Yenilebilir et ve birinci sınıf et miktarı ne kadar yüksek, kemik oranı ne kadar düşükse ekonomik açıdan verimlilik o kadar yüksektir. Kasaplık hayvanlarda karkas ve et verimi tanımlarından ne anlıyorsunuz? Karkas Bileşimi ve Kalitesi Kasaplık hayvanların deri ve iç organları alındıktan sonra geriye kalan kemikli et karkas olarak tanımlanmaktadır. Kanatlı hayvanlarda ise tüyler yolunduktan ve iç organlar alındıktan sonra geriye kalan kemikli et karkas olarak değerlendirilmektedir. Besi performansı ve karkas bileşimi ile kalitesi birçok faktör tarafından etkilenmektedir. Bunların bir kısmı hayvana ait faktörler iken bir diğer kısmı barınak, besleme gibi hayvan ile ilgili olmayan faktörlerdir. Kasaplık büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar ile kanatlı hayvanlarda et verimi büyüme hızından büyük ölçüde etkilenir. 3 Kırmızı Et İnsan beslenmesinde kırmızı et büyük ölçüde sığırlardan az miktarda da koyun, keçi ve diğer kasaplık hayvanlardan sağlanmaktadır. Kırmızı etin kalitesini karkas bileşimi ile karkastaki et ve yağın durumu belirlemektedir. Karkas; et, yağ ve kemiklerden oluşur. Karkas randımanı ve bileşimi besleme, cinsiyet, yaş, hayvanın ırkı gibi hayvana bağlı olan, barınaklar ve sürü yönetimi gibi hayvana bağlı olmayan birçok faktörden doğrudan etkilenir. Beside hızlı ve ekonomik et üretimini etkileyen faktörler aşağıdaki gibidir. Hayvanın cinsiyeti; Büyük ve küçükbaş hayvanlarda erkek hayvanlar dişilere göre daha hızlı canlı ağırlık kazanarak hedef kesim ağırlığına daha erken ulaşırlar. Bunun yanında dişi hayvanların yemden yararlanma yetenekleri erkeklere göre daha düşük, yağlanma düzeyi daha yüksektir. Besi başlangıç yaşı; Genç hayvanlarda canlı ağırlık kazancı daha hızlı ve buna bağlı olarak et miktarı daha fazladır. Aynı zamanda genç hayvanların yemden yararlanma yeteneği yaşlı hayvanlara göre daha yüksek olup bir kg canlı ağırlık kazancı ya da et birikimi için daha az yem tüketirler. Bu nedenle karlı bir işletmecilik için beside mümkün olduğu kadar genç hayvanlar seçilmelidir.

82 72 Temel Zootekni Irk, Etçi ırktan sığır, koyun ve keçilerin sütçü ırk ya da kombine verimli ırklara göre canlı ağırlık kazancı, karkas ağırlığı ile yemden yararlanma yetenekleri daha yüksektir. Besiye alınan hayvanların beden yapısının besideki ağırlık artışına önemli bir etkisi vardır. Derin, geniş ve uzun gövdeli, küçük başlı, kısa boyunlu, geniş ve düz sırtlı, geniş ve uzun sağrılı hayvanlar besi açısından daha uygundurlar. Uzun bacaklı, dar gövdeli, keskin sırtlı, dar ve kısa sağrılı, kalın derili, uzun boyunlu, iri başlı hayvanlar besi açısından uygun değildirler. Kondisyon; Besi başlangıcında besiye alınacak hayvanların kondisyonu mutlaka dikkate alınmalıdır. Besiye alınacak hayvanların genel olarak yaşına uygun besiye elverişli bir kondisyonda olması istenir. Zayıf kondisyondaki hayvanların satın alma fiyatları daha düşük olduğundan zaman zaman sığır besiciliğinde zayıf hayvan alıp beslemenin avantajlı yönleri de olabilir. Fiziksel olgunluklarını tamamlamamış genç ama zayıf kalmış hayvanlar besiye alınabilir. Orta ve iyi bir besi durumuna sahip olan sığırlar ise daha ziyade kısa süreli besiler için uygun olabilirler. Buzağılık döneminde iyi bir bakım besleme geçirmiş, iskelet çatısı kurulmuş, ancak daha sonra değişik nedenlerden dolayı (hastalık dışı nedenlerle) cılız kalmış hayvanlar ile başarılı bir besi yapılabilir. Bu hayvanlar besi öncesinde gerekli koşullar sağlandığında eşdeğerlerine göre daha hızlı besi performansı sağlarlar. Orijin: Aynı bölgede uzun yıllardır yetiştirilmekte olan sığırlar o bölgenin her türlü koşuluna adapte olmuş hayvanlardır. Bölgeye adapte olmuş hayvanların besiye alınması durumunda o hayvanlardan elde edilecek teknik ve ekonomik verimlilik daha yüksek olabilir. Örneğin, Doğu Anadolu Kırmızı sığırı göğüs yapısı geniş, iskelet yapısı yüksek bir hayvan olduğundan Doğu Anadolu şartlarına ve bu bölgeye yakın özellik gösteren bölgelerde besicilik için uygun bir sığır ırkıdır. Besi sonu canlı ağırlık: Besi erken ya da geç değil teknik ve ekonomik açıdan kesim için en uygun zamanda bitirilmelidir. Zorunlu kesimler dışında besiye zamanından daha önce son vermek hem kârlılığı hem de üretimi azaltır. Uygun besi sonu canlı ağırlığına ulaşıldığı halde besiye devam edilmesi, hayvanların günlük canlı ağırlık kazançları düştüğü ve yemden yararlanma yetenekleri kötüleştiği için besinin erken bitirilmesinden daha zararlı olabilir. Ayrıca ileri yaşta sağlanan canlı ağırlık artışının büyük bölümü yağ dokusunun artışı şeklinde olur. Holstein, Esmer gibi kültür ırkı sığırlar için ideal besi sonu canlı ağırlığı kg, melezler için kg arası olması teknik ve ekonomik yönden daha uygun olabilir. Besleme; Beside toplam maliyetin yaklaşık %60-70 ni yem oluşturur. Besi süresince hayvanlar yaşına ve fizyolojik ihtiyaçlarına uygun dengeli bir yem ile beslenmelidirler. Beslemede kullanılan yemin enerji düzeyinin yüksek olması yağlanmayı artırmaktadır. ürekli ya da zaman zaman meradan yararlanan, merada otlayan hayvan ile kapalı barınaklarda sürekli olarak entansif beside yoğun yemle beslenen hayvanların karkas randımanı kalitesi birbirinin aynı değildir. Barındırma ve Bakım; Kasaplık hayvanların fizyolojik ihtiyaçlarına ve davranışlarına uygun barınaklarda barındırılmaları esastır. Kasaplık hayvanlar entansif ortamda kapalı ve yarı açık barınaklarda bağlı duraklı veya serbest olarak barındırılabildikleri gibi, Amerika Birleşik Devletleri nde oldukça yaygın olan ve benzeri az miktarda da olsa Türkiye de yaylalarda uygulanan, oldukça geniş alanlarda hayvanların serbestçe gezinip otladığı sistemlerde bakılıp beslenebilmektedirler. Hareket imkanı sınırlı olan kapalı ya da yarı açık sistemlerde yoğun yemle beslenen hayvanlar daha az enerji harcar iken geniş alanlarda gezinip otlayan hayvanlar ise aldıkları enerjinin bir kısmını bu yolla harcamaktadırlar. Entansif ortamda kapalı ve yarı açık barınaklarda bakılan hayvanlar ile yaylalarda geniş alanlarda bakılan hayvanların besi performansları yanında et kaliteleri de farklı olmaktadır. Hayvan Sağlığı ve Tedavi: Besiye alınacak hayvanların sağlık durumları besi öncesi kontrol edilmelidir. Canlı görünüşlü olmayan, durgun hayvanlar muayene ve tedavi edilmeden besiye alınmamalıdır. Besiye alınacak hayvanlar, iç ve dış parazitlere karşı ilaçlanmış ve gerekli aşılamaları yapılmış olması gerekir.

83 4. Ünite - Hayvanlarda Verimler ve Verim Özellikleri 73 Et/Karkas Kalitesi Günümüzde et üretiminde kalite ön planda olup, özellikle gelişmişlik düzeyine bağlı olarak toplumda önemi giderek artmaktadır. Et kalitesi genel olarak duyusal yani yenilebilme özellikleri ve karkas randımanı gibi fiziksel olarak ölçülebilen özellikleri üzerinden belirlenmektedir. Duyusal olarak etin kalitesini fiziksel, kimyasal ve organoleptik özellikleri belirlemektedir. Bu özellikler aynı zamanda insanlar için sağlıklı beslenebilme açısından da önemlidir. Et kalitesi saklama, duyusal ve pişirilme özellikleri, ph, renk, gevreklik ve su tutma kapasitesi gibi kriterlere bağlıdır. Bu kriterler hayvanların ırk, yaş, cinsiyet, beslenme şekli ve yemin kalitesi gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir. Büyüme döneminde olan genç hayvanların eti yumuşak ve lezzetli iken, yaşlı hayvanlarda bağdoku gelişimi arttığından eti sert ve lezzetsiz olur. Kültür ırklarına göre kas lifleri daha kalın olan yerli ırkların etleri daha sert olur. Kas lifleri kalınlaştıkça su tutma özelliği azalır ve et sertleşir. Değeri yüksek olan et; ince, yumuşak ve nemliliği yüksek kas liflerinden oluşmakta olup, kas lifleri fazladır, pembe renkli ve uygun aromaya sahiptir. Genel olarak karkas randımanı ve değerli etlerin oranı et kalitesinin iyi bir göstergesidir. Karkas derecelendirme canlı hayvanların ve karkasın derecelendirilmesi şeklinde subjektif yöntemler ile ve ultrason, bilgisayarlı tomografi, nükleer manyetik rezonans gibi objektif metotlar ile olmak üzere iki şekilde incelenebilir. Canlı hayvanlar üzerinde derecelendirme hayvanın bel, sırt, sağrı gibi vücut bölümlerini inceleyerek hayvanların zayıf, orta, iyi, yağlı, çok yağlı kondisyonda gibi sınıflandırılması ile olur. Kasaplık hayvanların kesildikten sonra karkaslarının derecelendirilmesi ya da karkas kalitesinin tespiti çeşitli faktörlere bağlı olarak değişik ülkelerde farklı şekillerde gruplandırılır ve kalitesine gore sınıflara ayrılır. Örneğin, sığır karkasları cinsiyete gore; A (genç boğa), B (erişkin boğa), C (dana), D (inek) ve E (düve); yağ içeriğine göre zayıftan en yağlıya doğru 1-5 sınıfa, karkas gelişimi ve uygunluk açısından; E (En iyi), U, R, O ve P (en zayıf) derecelendirmeye tabi tutulmaktadır. Karkas kalitesi ve derecelendirme hakkında daha fazla bilgiye Prof.Dr. Halil AKÇAPINAR ın Hayvan Yetiştiriciliği Temel Bilgileri (Kariyer Matbaacılık, Ankara, 1999) kitabından ulaşabilirsiniz. Et kalitesini belirleyen özellikler nelerdir? Etin ph, renk, gevreklik gibi özelliklerinin hangi faktörlere göre değişebileceğini düşünüyorsunuz? 4 Beyaz Et Beyaz et denilince genel olarak kanatlı hayvanlardan ve özellikle tavuklardan elde edilen yenilebilir et anlaşılır. Tavuk eti denilince de ilk akla gelen broyler ya da etlik piliçlerden elde edilen piliç etidir. Piliç ya da tavuk eti üstün besleyici özellikleri ve ucuz bir hayvansal protein olması nedeni ile bütün dünyada yaygın olarak tüketilmektedir. Tavuk eti yanında son yıllarda hindi eti de beyaz et tüketiminde önemli bir yer tutmaktadır. Yaklaşık otuz yıl öncesine kadar tavuk eti ihtiyacı yumurtacı hayvanların erkeklerinden karşılanırken, günümüzde yüksek verim yeteneği yönünde geliştirilmiş olan hibrit genotip etlik piliç hibritleri bu amaç için kullanılmaktadır. Gen ve genetik mühendisliği alanındaki ilerlemelerden yararlanılarak geliştirilen bu hibritler başta butlar ve göğüs eti olmak üzere kas oranı oldukça yüksektir. Aynı zamanda ideal kesim ağırlığına daha erken bir yaşta ve daha ekonomik olarak ulaşırlar. Piliç eti üretiminde yüksek verim yeteneği yönünde geliştirilmiş, gün gibi kısa bir sürede kg canlı ağırlık kazanan, yemden yararlanma yeteneği ve yaşama gücü yüksek hibrit hayvanlar kullanılmaktadır. Bunların genetik olarak bu üstün verim yeteneklerini gösterebilmeleri için damızlık hayvan yetiştiriciliği dahil kuluçkadan kesime kadar bir dizi faktör etkili olmaktadır.

84 74 Temel Zootekni Etlik piliç yetiştiriciliğinde teknik ve ekonomik verimliliği belirleyen başlıca faktörler, kesim öncesi canlı ağırlık, kesim yaşı, kg canlı ağırlık kazancı için tüketilen yem miktarı ve yaşama gücü gibi üretim dönemi parametreleri ile karkas miktarı ile but ve göğüs eti gibi değerli etlerin bütün karkasa olan oranıdır. Etlik piliçlerde karkas randımanı yani kemikli bütün et miktarının toplam canlı ağırlığa oranı %70-75 civarındadır. Toplam yenilebilir karkasta göğüs etinin payı yaklaşık %25-30, Butların payı %30-35 ve kanatların payı da %8-10 arasında değişmektedir. Genelde dişilerde karkasta yenilebilir et oranı ve yenilebilir iç organların payı daha yüksektir. Erkek hayvanların gelişme hızı dişilere göre daha hızlı olup, erkek etlik piliçler dişilere göre aynı kesim ağırlığına yaklaşık 3-4 gün kadar daha erken ulaşırlar. Aynı zamanda erkek hayvanların yemden yararlanma yetenekleri, yani bir kg canlı ağırlık kazançları için tükettikleri yem miktarları dişilere göre daha düşüktür. Yaş ilerledikçe cinsiyetler arasında canlı ağırlıklar arası fark oransal olarak artar. Etlik piliçlerde ağırlık kazancı haftadan haftaya artarak yedinci haftada en yüksek düzeye ulaşır. Yedinci haftadan sonra ise günlük ya da haftalık ağırlık kazancı düşmeye başlar. Ağırlık kazancına bağlı olarak hayvanların yem tüketimleri de yaşla birlikte artar. İlk haftalarda etlik piliçlerin yemden yararlanma yetenekleri daha yüksektir. Yani ilk haftalarda birim canlı ağırlık kazancı için tüketilen yem miktarı daha düşüktür. Bu faktörlerin yanında günlük civciv kalitesi etlik piliçlerde gelişme hızını etkileyen en önemli faktörlerdendir. Günlük civciv kalitesi ise kuluçkalık yumurta ağırlığı başta olmak üzere, damızlık hayvanların sevk ve idaresi, kuluçkalık yumurtaların depolanması ve kuluçka koşullarına bağlı olarak az ya da çok değişiklik gösterir. Üretim dönemi öncesi bu faktörler ile civciv performansı ve karkas miktarı arasında doğrusal bir ilişki vardır. Etlik piliç yetiştiriciliğinde erkek ve dişilerin ayrı ayrı büyütülmeleri de birim alandaki et verimini etkilemektedir. Tavuk ve hindi gibi kanatlı hayvan etlerinin toplam yağ içeriği, kırmızı etlere göre düşüktür. Kırmızı etlerde vücutta yer alan yağ, et/kas lifleri arasına dağılmış durumda iken, kanatlı hayvan etlerinde deri altında birikir. Kanatlı etleri derisiz tüketildiği takdirde alınan toplam yağ miktarı önemli oranda azalır. Ayrıca kanatlı hayvan etlerinin beyaz kısmı, koyu kısmına göre daha az yağ içerir. Bu da kırmızı etlere göre tavuk ve hindi etinin enerji değerinin daha düşük ve protein içeriğinin daha yüksek olmasını sağlar. Buna göre tavuk ve hindi etinin düşük yağ, düşük enerji içeriği ve yüksek protein içeriği ile yeterli ve dengeli beslenme açısından önemli bir besin maddesidir. Beyaz Et Kalitesi ve Karkas Parçalarına Ayırma Tavuk ve hindilerde hayvanın yaşı, cinsiyeti, genotipi, yem ve besleme, yağın dağılımı, etin içerdiği su ve şeker miktarı ile etin bulunduğu çevrenin ışık miktarı ve işleme tekniklerin et kalitesi üzerinde etkili olduğu bildirilmektedir. Kesim öncesi hayvanların yakalanması, taşınması ve bekletme aşamasında yara, bere ve çürükler, kemik kırılmaları ile kesim esnasındaki tüy yolma, temizleme, soğutma, paketleme ve dondurma gibi faktörler de beyaz et kalitesini etkilemektedir. Kesim öncesi aç bırakma hayvanın yaşına, uygulama süresine, su kısıtlamasına, kümes ve kesimhane şartlarına bağlı olarak karkas verimini ve kalitesini etkilemektedir. Piliç karkasları bütün olarak satılabildiği gibi, günümüz tüketici alışkanlıklarına bağlı olarak genelde but ve göğüs gibi parçalara ayrılarak da satılmaktadır. Ticari koşullarda genel olarak piliç karkası göğüs, but, kanat, sırt ve boyun gibi parçalanmakta ve satışa sunulmaktadır. Göğüs alt ve üst göğüs halinde, but üst parça ile birlikte veya üst parçasız olarak, kanatlar da ucunda bir parça beyaz etinde bulunduğu dip parça ve ızgaralık uç parça şeklinde parçalanabilir. Bunun yanında göğüs etinin kemiksiz kısmının fleto, butların kemikli olarak pirzola gibi, piliç karkasları değişik şekillerde parçalanıp pazarlanabilmektedir.

85 4. Ünite - Hayvanlarda Verimler ve Verim Özellikleri 75 YUMURTA VERİMİ VE YUMURTA VERİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Yumurta insanların gıdalar ile dışarıdan alması gereken amino asitlerin tamamını içerdiğinden tam proteinli gıda olarak tanımlanır. Bir başka gıda maddesinin protein değeri ortaya konurken yumurtanın protein değeri %100 alınır ve karşılaştırma buna göre yapılır. Aynı zamanda yumurta; içinde embriyonun eksiksiz bir şekilde gelişimini sağlayacak bütün besin maddelerini dengeli ve yeterli bir şekilde içeren mükemmel bir besindir. Yumurta mükemmel bir besin maddesi ve içindeki embriyonun gelişmesi için de eksiksiz bir gıda kaynağı olması yanında yumurta sarısı kuluçka çıkışına yakın civcivin karın boşluğuna çekilerek çıkımdan birkaç gün sonrasına kadar civcivin gıda ihtiyacını da karşılayabilir. Kanatlı yumurtası temelde yumurta sarısı, yumurta akı, kabuk altı zarları ve kütiküla ile sarılı olan küçük bir üreme hücresinden ibarettir. Yumurtanın Oluşması Yumurta; yumurtalık ile başlayan ve üreme sisteminin dıştan görünen kısmı olan geri vent ile sonlanan üreme kanalında şekillenir ürü içerisinde horoz bulunması halinde yumurtalar döllü, diğer durumda dölsüz olarak yumurtlanır. Yumurtalık tavukların vücut boşluğunun sırt kısmında yerleşmiş olup bir çifttir. Yumurta verimi başlamadan hayvanlar gelişim çağında iken yumurtalık; bazıları görülebilecek kadar büyük, bazıları ise çok küçük mikroskopik yapıda follikül kümesi halindedir. Yumurta verim döneminde olan bir tavuğun yumurtalığında değişik büyüklüklerde binlerce yumurta vardır. Bu sayı e kadar çıkabilir. Yumurta sarısına renk veren tavukların yedikleri yemle alınan ve bir karotin pigmenti olan ksantofildir. Yumurta sarısının kenarında dölsüz yumurtada blastodisk veya germinal disk, döllü yumurtada blastoderm olarak ifade edilen yumurtanın canlı kısmı dişi üreme hücresi bulunur. Tavuğun beden ve fizyolojik gelişimini yeterince tamamlamasıyla yumurtalıklardaki follüküller gelişerek yumurta verimi başlar. Yumurtalıklarda follükül gelişimi ve yumurtlama olayı F H ve H hormonları vasıtası ile olur F H hormonu yumurtalıkta veya ovumda follikül gelişimini sağlarken, LH hormonu da yumurtalıktan ovumun serbest bırakılmasını sağlar. Ovumun serbest bırakılmasına yumurtlama ya da ovulasyon denir. Bu olaydan sonra vücut boşluğuna düşen yumurta sarısı yumurta kanalının ilk kısmı olan huni şeklindeki infindibulum tarafından yakalanır onrasında yumurta kanalının magnum, isthmus, uterus ve vagina bölümlerinde ilerleyerek yapısını tamamlar ve kloakadan dışarı çıkarılarak yumurtlanır. Yumurtanın yumurta kanalına düşüp tam olarak şekillenerek yumurtlanması 24 saatten biraz daha uzun bir sürede gerçekleşir. Gün ışığının arttığı zamanlarda ve tavuğun yoğun olarak yumurtladığı zamanlarda bu süre 24 saatin çok az altına inse de genel olarak bir yumurtanın şekillenip olgunlaşarak yumurtlanması için geçen süre 24 saatten uzun olduğu için bir tavuk aynı günde iki kez yumurtlamaz. Tavukların ard arda ara vermeden yumurtladığı süreye tavukçulukta klaç uzunluğu denir. Bu süre tavuklar genç iken 6-8 gün iken, hayvanlar yaşlandıkça 3-4 güne kadar iner. Yani genç tavuklar ara vermeden 6-8 gün üst üste her gün yumurtlayabilir. Tavuklarda yumurtlama olayının başlamasında etkili olan hormonlar ve fonksiyonları hakkında ne düşünüyorsunuz? Yumurta Verimini Etkileyen Faktörler Yumurtlama olayının uyarılması ve başlaması tavukların yeterince iskelet gelişimini tamamlamasından sonra olması gerekir. Eğer yeterince iskelet gelişimi tamamlanmadan 5

86 76 Temel Zootekni yumurtlama olayı başlayacak olursa tavuklar küçük yumurta verirler ve yumurta üretim dönemi süresince irileşmez. Daha da kötüsü erken yumurtlamaya başlayan tavuklarda kloaka prolapsusu (barsaklar ve kolakanın geri kısımdan vücut dışına çıkması) gibi istenmeyen durumlar ile karşılaşılır. Kolakası yani geri kısmı dışarı çıkmış tavuklar ise verim yeteneğini kaybedebileceği gibi genelde diğer tavuklar tarafından gagalanarak öldürülür. Üretimde kullanılacak civciv ya da pilicin genetik yapısı, kuluçkalık yumurta ağırlığı, gaga kesimi, mevsim, büyütme dönemi sonu canlı ağırlık ve bir örneklilik, besleme, büyütme dönemi aydınlatma programı, büyütme dönemi bakım ve sürü yönetimi, yumurtlamaya başlama yaşı, hastalıklar ve tedavi, aşılamalar, ekipmanlar gibi faktörler büyütme dönemi performansını dolayısı ile yumurta verimini doğrudan etkileyen faktörlerdir erim döneminde ise en önemli faktörler başta aydınlatma programı olmak üzere bakım ve yönetim ile beslemedir. Yumurta verimini etkileyen faktörlerin en önemli bazıları şöyle tanımlanabilir: Genetik Yapı Yüksek verim yönünde geliştirilmiş yumurtacı tavuklarda yumurta verimini etkileyen faktörlerin başında genetik yapı gelir. Günümüzde sofralık yumurta üretimi yüksek verim yeteneği yönünde geliştirilmiş ve yumurtlama yetenekleri aşağı yukarı benzer olan yumurtacı hibrit tavuklardan sağlanmaktadır. Hibrit tavukların yumurta verimleri birbirine benzer iken hibrit tavuklar ile lokal ya da saf ırk tavukların yumurta verimleri birbirinden oldukça farklıdır. İlk Yumurtlama Yaşı Yumurta verimini etkileyen en önemli faktörlerden birisi de civcivlerin iyi bir büyütme dönemi geçirerek verim dönemine hazırlanmalarıdır. Yumurtacı civciv/piliç büyütme döneminin öncelikli amacı hayvanları verim dönemine hazırlamaktır. Bu dönemde yumurtacı hayvanların standart canlı ağırlıkta, bir örnek olarak, yeterli bağışıklığı kazanmış ve yeterince iskelet gelişimini tamamlamış bir şekilde mümkün olduğu erken yumurta verimine başlatmak hedeflenmektedir. Yumurtacı tavukların yeterince iskelet gelişimini tamamlayarak mümkün olduğu kadar erken yumurtlamaya başlaması arzulanır. Çünkü verim alınmayan büyütme dönemin uzaması ekonomik açıdan bir kayıptır. Yumurtlamaya başlama yaşı ile ilgili olarak hibritler arasında genetik farklılıklar bulunmaktadır. Bunun yanında yumurtaya giriş yaşı büyütme dönemi aydınlatma programından doğrudan etkilenmektedir. Işık uyarısı ile tavuklar erken veya geç yumurtlatılabilmektedir. Ayrıca yumurtasının bir an önce irileşmesini arzulayan üreticiler tarafından da yumurtaya giriş yaşı ışık ve besleme kontrolü ile geciktirilebilmektedir. Genelde sofralık yumurta üreten hibrit tavuklar haftalık yaşta ilk yumurtalarını verirken, haftalık yaşta sürünün %5 i, haftalık yaşta %95-96 ı yumurtlamaya başlamaktadır ofralık yumurta üretiminde kullanılan hibrit tavukların ebeveynleri damızlık tavuklar ise yumurtlamaya daha geç bir yaşta başlamaktadırlar. Damızlık tavuklar haftalık yaşta ilk yumurtasını verirken, en yüksek verime haftalık yaşta ulaşmaktadırlar. Ölen ve Sürüden Ayıklanan Hayvan Sayısı ürüde büyütme ve verim döneminde ölen hayvan sayısı arttıkça yumurta verimi de buna paralel olarak azalmaktadır. Genel olarak yumurta verim döneminde ayda %03-04 ölüm oranı normal kabul edilmekte, %1 i aşması durumunda hatalı bakım yönetimden kaynak-

87 4. Ünite - Hayvanlarda Verimler ve Verim Özellikleri 77 landığı kabul edilmektedir. Ölen hayvanlar yanında sürüde yumurtlamayan hayvan sayısının artması hem yumurta veriminde azalmaya neden olmakta, hem de yumurtlamayan hayvanların yem tüketimi nedeni ile ekonomik açıdan da bir yük getirmektedir. Özelikle verim döneminde 40 haftalık yaştan sonra sürü dikkatle izlenmeli, yumurtlamayan hayvan sayısının %2 si aşması durumunda bunlar sürüden ayıklanmalıdır. Bu tavukların ya yeniden yumurtlatılmasına çalışılmalı ya da kasaplık olarak değerlendirilmelidir. Aydınlatma/Işık Programı Işık hormonal yolla yumurta verimini doğrudan etkileyen bir faktördür. Yumurtacı tavukların yeterince iskelet gelişimini tamamlamasına kadar artan bir ışık uyarısı ile karşı karşıya kalması önerilmez. Bu dönemde en azından sabit bir ışık alması istenir. Aksi takdirde iskelet gelişimini tamamlamadan yapılan ışık uyarısı erken yumurtlamaya başlama, küçük yumurta verimi, yumurtanın irileşmemesi, prolapsus ve ölümlere yol açarak işletmede teknik ve ekonomik verimliliği olumsuz yönde etkiler erim döneminde ise yumurtacı tavuklara uygulanan aydınlık süre asla azaltılmamalıdır. Bu dönemde toplam aydınlık sürede oluşacak bir azalma ya da dalgalanmalar yumurta veriminde düşmeye neden olur. Bakım-Yönetim ve Diğer Faktörler Genetik olarak tavuk ırkları ya da genotipleri arası farklılıklar yanında büyütme ve verim döneminde tavuklara uygulanan bakım ve yönetim yumurta verimi ve kalitesini etkilemektedir. Bütün bu faktörlerin yanında damızlıklar ve kuluçka koşulları ile yumurtacı tavukların verimi arasında bir ilişki olduğu da unutulmamalıdır. Örneğin genç damızlıkların, ya da küçük yumurtalardan çıkan civcivlerin performansı ile uygun olmayan şartlarda kuluçka edilen yumurtalardan çıkan civcivlerin verim performansları daha düşük olmaktadır. Yumurta Kalitesi ve Yumurta Kalitesini Etkileyen Faktörler Yumurta kalitesi yumurtanın tazelik, tavukların beslenme ve hastalık durumu gibi pek çok özelliğin göstergesi olup, iç ve dış kalite olarak iki bölümde incelenir. Yumurta Dış Kalitesi Yumurta ağırlığı, rengi, kabuk kalınlığı, şekli, kırılma direnci gibi faktörler yumurta dış kalitesini oluşturur. Tüketiciler genel olarak orta ağırlıkta olan yumurtaları tercih etmektedirler. Avrupa Birliği ülkelerinde çok küçük ve çok iri yumurtalar sofralık olarak tüketilmemekte, sanayi yumurtası olarak değerlendirilmektedir. Tavuğun yaşı ilerledikçe iriliği artar. Yumurta iriliği besleme ile de yakından ilgilidir. Normalden ayrı olarak yumurta iriliğinde ani küçülme gibi nedenler yetersiz hayvan sağlığı ve kötü yumurta kalitesinin habercisi olabilir. Yumurta kabuk rengi tüketici zevki ve pazarlama açısından önemli olduğu kadar normalden açık veya koyu renkler bir hastalık belirteci ya da bir problemin göstergesi olabilir. Yumurtanın rengi başlıca genetik yapıdan etkilenir. Kahverengi yumurtalar beyazlara göre kabukları daha kalın olduğundan haşlama esnasında çatlamaya karşı daha dayanıklıdırlar. Yumurta kabuk kalitesi yumurtanın raf ömrü ile taşıma ve pişirme esnasında çatlamaya karşı dayanıklılık gibi özellikler açısından önemlidir. Kabuk kalınlığı yumurtanın üreme kanalında kalış süresine, tavuğun yaşına ve yumurtanın gün içinde yumurtlanma zamanına göre değişebilir. Yumurta kabuk direnci tavuğun yaşı ilerledikçe azaldığı gibi bazı hastalıklarda da azalabilir. Yumurtanın şekli ne çok uzun ne de çok yuvarlak olmalıdır.

88 78 Temel Zootekni Yumurta İç Kalitesi Yumurta sarı ve ak yüksekliği tazeliğinin en büyük göstergesi olup, taze yumurtada her ikisi de daha yüksektir ve dağılmaz. Bayatlamış yumurtalarda ise özellikle ak yüksekliği azalır ve daha akışkan bir hal alır. Yumurta sarı rengi beslemeye bağlı olarak açık ya da koyu renkte olabilir. Çayır merada otlayıp gezinen tavuklarda sarı daha koyu renkte olurken, yeme katılan özel katkı maddeleri ile de daha koyu renk elde edilebilir. Yoğun bir şekilde buğday ile beslenen tavukların yumurta sarısı mısır ile beslenenlere göre daha açık renkli olur. YAPAĞI VERİMİ VE YAPAĞI VERİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Koyunlardan kırkımla elde edilen elyafa yapağı denir. Yapağı tekstil sanayinde kumaş yapımından halı yapımına kadar insanın çeşitli ihtiyaçlarını karşılamak için elde edilen ana ürünlerdir. Yapağı, dokuma sanayi bakımından iki kısma ayrılır. Birincisi yerli koyunlardan elde ettiğimiz kaba ve karışık yapağılardır ki dokuma sanayine elverişli değildir. Ancak halı, kilim ve battaniye imalatında kullanılabilir. İkincisi merinos, merinos melezleri ve yapağıca ünlü yabancı koyun ırklarından elde edilen bir örnek, ince ve kaliteli yapağılardır. Yapağı derideki tüp şeklindeki kıl folikülü çöküntülerinden meydana gelir. Kılı meydana getiren papilla bu çöküntülerin tabanında yer alır. Bir yapağıda, elyafın oluşmaya başlamasıyla deri yüzeyine çıkması 3-8 hafta içinde olur. Yapağı protein yapılıdır. Tırnak ve boynuz gibi keratin tabiatındadır. Deriden ilk çıkan yapağıların ucu sivridir. Bu nedenle yün ile yapağı ayrımı; ucu sivri olan ve kuzudan ilk kırkılan gömleğin adı yün, diğer her dönemde kırkılana ise yapağı şeklinde yapılır. Eğer elyafın ucu küt ise kırkılan ürün yapağıdır. Yılda iki kırkım yapılan bölgelerde halk arasında ilk kırkılan ürüne yün ikinci kırkılan ürüne ise yapağı şeklinde bir tanımlama söz konusu ise de hayvanların daha önce kırkıldığı durumlarda elyafın ucu küt olması nedeniyle yapağı olarak tanımlanması daha doğru olacaktır. Kırkım Uzun yapağılı ırklarda ya da bazı bölgelerde yılda iki kez diğerlerinde yılda bir kez olmak üzere yapağı elde etmek ve hayvanın fizyolojik durumunun düzenlenmesi amacıyla kırkım makası ya da makinesiyle yapılan işlemdir. İyi bir kırkım yapılabilmesi için kırkım zamanı doğru seçilmeli, kırkım hazırlığının yapılması ve kırkımın uzman kişiler tarafından düzgün yapılması gerekmektedir. Kırkım zamanı bölgenin hava şartlarına göre değişmektedir. Kırkımın gömleğin kendi yağının yumuşayıp ortaya çıkacak sıcaklıkta yapılması önemlidir oğuk havalarda yani erken kırkım zor olur. Kırkım geç olursa yapağı kendiliğinden dökülmeye başlar. Doğum sonrası kırkım yavru atmaların önüne geçilmesi anlamında daha doğru olacaktır. Ülkemizde kırkım zamanları nisan ile haziran ayları arasında değişmektedir. Kırkım yerinin temiz olması önemlidir. Geniş, aydınlık, yağmur ve rüzgârdan korunmuş olmalıdır. Kırkılan yapağının idrar ve gübre ile temasından ve kirlenmesinden kaçınılmalıdır aman, sap, yem vb yabancı maddelerden uzakta kırkım yapılmalıdır Toprak zeminden kaçınılmalı zorunlu ise kırkım yerine kilim vb. bir sergi konularak kırkım yapılmalıdır. Tahta döşeme yâda kapılar bu amaç için uygun olabilir. İyi aydınlatılmış bir kırkım yeri kesilmeleri en aza indirecektir. Kırkım öncesi koyunlar teker teker elden geçirilerek eteklerindeki çakıldaklar, yapağının üzerine yapışmış olan ot, çöp gibi yabancı maddeler temizlenmelidir. Koyunlar akşamdan aç bırakılmalıdır. Tok yapılan kırkımlarda sindirim sistemi hastalıklarına neden olabilecektir. Koçlar, sağmallar, toklular ve kısırların ayrı ayrı gruplara ayrılmaları ve her grubun ayrı kırkılması gerekir.

89 4. Ünite - Hayvanlarda Verimler ve Verim Özellikleri 79 Kırkılacak hayvanların yapağısının kuru olması lazımdır. Islak yapağılar çabuk bozulur, küflenir ve küflü yapağılar da boyayı tam olarak almaz. Kırkımda yapağı gömleğin bir bütün halinde çıkarılması önemlidir. Bunun için kırkım göğüs ve karın altından başlanarak belirli bir düzende yapılmalıdır. Kırkım esnasında deri ve meme uçlarının kesilmemesine dikkat edilmelidir akine ile kırkım daha kısa zamanda yapılması, deri yaralanmalarının daha az olması, daha düzgün ve deriye daha yakın bir mesafeden yapılabilmesi itibariyle makasla yapılan kırkıma nazaran daha avantajlıdır. Kirli yapağı verimi (Gömlek ağırlığı): Bir hayvandan kırkımla elde edilen yapağı miktarıdır. Gömlek ağırlığını artırmak iyi bakım ve beslemenin yanı sıra fazla yapağılı koçlarla koyunların birleştirilmesiyle fazla yapağılı yavrular elde etmekle olur. Temiz gömlek ağırlığı: Bir koyunun kırkılmasıyla elde edilen kirli yapağı gömleğinin yıkanıp kuruduktan sonra geriye kalan temiz yapağı ağırlığıdır. Koyunlarda kirli yapağı ve temiz verimi tanımından ne anlıyorsunuz? 6 Resim 4.1 Kırkım makası ve kırkım makinesi Kaynak: Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Araştırma ve Uygulama Merkezi. Resim 4.2 Resim 4.3 Koyunlarda kırkım Kaynak: Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Araştırma ve Uygulama Merkezi. Yapağı Özellikleri ve Yapağı Özelliklerini Etkileyen Faktörler Morfolojik Özellikler; İncelik zunluk ıvrım Fiziksel Özellikler; lastikiyet ve mukavemet eçelenme kabiliyeti sneklik Yumuşaklık ve sertlik esafet enk Kırkımı tamamlanmış koyun Kaynak: Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Araştırma ve Uygulama Merkezi.

90 80 Temel Zootekni arlaklık Bir örneklik utubet emme kabiliyeti andıman Morfolojik Özellikler İncelik; Elyafın bir tek telinin çapıdır. Tekstil sanayinde önem arz eden incelik, kaliteli kumaş yapımında ince yapağıya ihtiyaç olmasıyla anlamlandırılır ikron ölçü birimiyle ifade edilir. Laboratuarlarda özel aletlerle ölçülür. İnce yapağılı ırklarda mikron, kaba ve karışık yapağılı ırklarda mikron arasında değişmektedir. Elyaf inceliği üzerine ırkın, yaşın, cinsiyetin ve beslemenin etkisi vardır. Elyafın kök kısmı daha kalın uca doğru incelen yapıdadır. Uzunluk; Yapağı gömleğini meydan getiren elyafın ve bunların birleşerek meydana getirdiği lülenin uzunluğudur. Yapağı sanayinde çoğunlukla lüle uzunluğu önem arz etmektedir. Elyaf ve lüle üzerindeki kıvrımlar düzeltilmeden cetvel üzerinde doğal haliyle ölçülen normal uzunluktur. Bunun yanında hakiki lüle uzunluğu (kıvrımlar düzeltilerek kopmadan alınan uzunluk) ve elastikiyet uzunluğu (kopuncaya kadar çekildikten sonra alınan uzunluk) şeklinde de uzunluk ifade edilebilir. Yapağı uzunluğu üzerine ırkın, yaşın beslemenin ve mevsimin etkisi vardır. Yazın kışa göre uzama daha fazladır. Elyaf inceldikçe uzunluk azalır. Ondulasyon (kıvrım); Yapağı telinin uzunluğu boyunca gösterdiği kıvrımlardır. Yapağı lifinde kıvrım ne kadar fazla ve birbiri ile aynı seviyede ise yapağı o kadar iyidir. Bir santimetredeki kıvrım sayısı en iyi yapağılarda on üç, en kötü yapağılarda üç adettir erinos ırkı koyunların yapağılarında kıvrım on bir - on üç adettir. Ondülasyondaki kalıtım derecesi fenotipik seleksiyonla bu konuda ilerleme sağlanabilecek düzeydedir. Yani dış bakıya göre yapılan seçimle istenen yönde bir ilerleme sağlanabilir. Yetersiz besleme ve rasyonda bakır düzeyinin eksikliği ondulasyonu azaltır. Lüleler düz görünüş alırlar. Fiziksel Özellikler Elastikiyet ve mukavemet; Elastikiyet, kuvvet uygulanarak elyafın kopma noktasına kadar uzaması olup, yüzdesi belirlenerek değerlendirilir ukavemet ise bir kuvvet etkisi ile kopmaya karşı gösterdiği dayanma gücü olup gramla ifade edilir. Keçelenme kabiliyeti; Yapağının basınç, nem ve mevsim etkisiyle birbiri içine girip kenetlenmesiyle şekillenir. Esneklik; Elyafın sıkıştırıldıktan sonra basıncın kalkmasıyla orijinal haline dönebilme kabiliyetidir. Yumuşaklık-sertlik; Yapağıya el temasıyla hissedilen bir özelliktir. Kesafet (sıklık); Belli bir deri alanındaki kıl sayısıdır. Kesafeti fazla olan hayvanlarda yapağı verimi de fazla olur. Renk; Elyafa rengi veren pigment maddesiyle meydana gelen renktir. Tekstil sanayinde aranan renk beyazdır. Parlaklık; Elyafın ışığı yansıtmasından ileri gelen bir özelliğidir. Tek elyafta fark edilmeyip lülelerde, iplikte ve kumaşta belirgindir. Tecanüs (bir örneklik); Yapağı gömleğini meydana getiren elyafın incelik ve uzunluk yönünden aynı olmasıdır. Koyunlarda önden arkaya doğru lüle uzunluğu artar, incelik azalır. Ankara keçilerinde bu durum tersine olup önden arkaya doğru lüle uzunluğu azalır, incelik artar. Rutubet emme kabiliyeti; Yapağı diğer bütün elyaf çeşitlerine göre daha fazla rutubet emme özelliğine sahiptir.

91 4. Ünite - Hayvanlarda Verimler ve Verim Özellikleri 81 Randıman; Bir yapağının bütün yabancı maddelerden arındıktan sonra kabul edilen standart şartlarda verdiği temiz yapağı miktarıdır. Yüzde (%) ile ifade edilir. Geri kalan kısmı ise firedir. Yüksek randımanlı temiz yapağı elde etmek için ağılın ve meranın temizliğine, bakım ve beslemeye dikkat etmek gerekir. Koyunlarda Elyaf Tipleri Koyunlarda elyaf 4 farklı tiptedir. Hakiki elyaf edullalı elyaf empli elyaf arışık tip elyaf Bu 4 farklı tip elyaf, yapağının değer tespitinde ve tekstil sanayinde kullanılma yönünde önemlidir. Her koyun ırkında farklı farklı elyaf tipleri mevcuttur. Örneğin ince yapağılı koyun ırklarında gömlekler hakiki elya an meydana gelmiştir elezleme ile elde edilmiş koyun ırklarında bu elyaf çeşitleri birlikte bulunabilir. Hakiki Elyaf: Yapısında medulla bulunmayan, kırkıma kadar devam eden sürede devamlı olarak büyüyen elyaf tipidir. İnce yapağılı koyun ırklarının elyaf tipi hakiki elyaftır. Medullalı Elyaf: Yapısında medulla bulunan, kırkıma kadar devam eden sürede devamlı olarak büyüyen elyaf tipidir edullaların durumuna göre parçalı, aralıklı, devamlı ve boncuklu medullalı şeklinde dörde ayrılır edullalı elyaf boya alma kapasitesi düşük olduğu için tekstil sanayinde tercih edilmeyen bir elyaf çeşididir elez, kaba ve karışık yapağılı koyun ırklarında genelde bu tip elyaf mevcuttur. Kempli Elyaf: İki kırkım arasında bir süre büyüdükten sonra dökülen, medulla kanalı geniş olan elyaf kempli elyaftır. Kempli elyafın boya alma kabiliyeti yoktur. Halı sanayinde az kempli olması sorun teşkil etmez ancak tekstil sanayinde iplik yapımı için uygun olmaması ve fire vermesi nedeniyle kempli elyaf istenmez. Kempli yada medullalı elyafın meydana gelmesinde; ırk, yaş, mevsim, beslenme ve çevre şartları önemlidir. Özellikle genotipin ırkın etkisi medullalı elya a -, kempli elya a - civarındadır eleksiyon yapılırken bu konu üzerinde dikkatle durulması gerekmektedir. Karışık Tip Elyaf: İki kırkım arası sürede sürekli büyümesi ve uzunluğu boyunca kısım kısım hakiki yapağı ve medullalı elyaf karakterlerini birlikte göstermesiyle tanınan elyaf türüdür.

92 82 Temel Zootekni Özet 1 Üreme, döl verimi ve döl verimini etkileyen faktörler Hayvan yetiştiriciliğinde üretim yönü ne olursa olsun başarılı olmanın temel şartı düzenli yavru (döl) almaktır. Döl veriminin temel amaçları; sürü büyüklüğünün korunması, verimli bir üretimin sağlanabilmesi, seleksiyon ve ayıklamanın etkin yapılabilmesidir. Döl verimi pek çok faktöre bağlı olarak değişebilir. Bu faktörlerin bilinmesi döl veriminin dolayısıyla üretimin devamlılığının sağlanabilmesi için büyük önem taşır. Döl verimini etkileyen başlıca faktörler; ırk, vücut yapısı, yaş, anatomik bozukluklar ve hastalıklar, yetiştirme sezonu, bakım ve besleme, çevre sıcaklığı ve ışık olarak özetlenebilir. 4 Yumurta verimi ve yumurta verimini etkileyen faktörler Kanatlı yumurtası yumurta sarısı, yumurta akı, kabuk altı zarları ve kütikül ile sarılı olan küçük bir üreme hücresinden ibarettir. Yumurta besin maddesi olması yanında sarısı aynı zamanda embriyonun gelişmesi için bir gıda kaynağıdır. Yumurta; yumurtalık ile başlayan ve üreme sisteminin dıştan görünen kısmı olan geri (vent) den ibaret olan üreme kanalında şekillenir ürü içerisinde horoz bulunması halinde yumurtalar döllü, diğer durumda dölsüz olarak yumurtlanır. Hayvanın ırkı/genotipi yanında, bakım ve besleme, yumurtaya giriş yaşı, aydınlatma gibi pek çok faktör yumurta verimi üzerine etkilidir. 2 Laktasyon, süt verimi ve süt verimini etkileyen faktörler üt üretiminin temel amacı yavruları beslemektir, çünkü yavruların sindirim sistemi belirli süre ancak annelerinin (ya da o türe ait diğer annelerin) sütünü sindirebilecek yapıdadır. Ancak yüksek süt verimi yönünde yapılan seleksiyon ve bakım-beslemenin düzenlenmesi neticesinde evcil memeli hayvanların süt verimleri yavrularının ihtiyacının üzerine çıkarılmıştır. ütün salgılanması hem gün içerisinde hem de tüm laktasyon boyunca farklı sebeplere bağlı olarak değişiklik gösterir üt verimini ve bileşimi etkileyen faktörler; ırk, yaş, kızgınlık ve gebelik, vücut büyüklüğü, kuruda kalma süresi, mevsim ve çevre ısısı, sağım sayısı ve aralığı, besleme, meme sağlığı ve hastalıklar olarak incelenebilir. 5 Yapağı verimi ve yapağı özellikleri Koyunlardan kırkımla elde edilen elyafa yapağı denir. Yapağı derideki tüp şeklindeki kıl folikülü çöküntülerinden meydana gelir. Kılı meydana getiren papilla bu çöküntülerin tabanında yer alır. Her koyun ırkında farklı farklı elyaf tipleri mevcuttur. 3 Büyüme, et verimi ile et verimini etkileyen faktörler Et kasaplık hayvanların kasları olup, ekonomik ve pratik olarak hayvanlardan elde edilen yenilebilir kısımlardır. Hayvanların kasları ve kas lifleri arasına dağılmış vücut yağı da ete dâhildir. Karkas kesilmiş bir kasaplık hayvanın baş, ayaklar, deri ile yenilebilir ve yenilemeyen iç organlar ayrıldıktan sonra geriye kalan kemikli gövdeye denir. Et verimi ise kasaplık büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar ile tavuk, hindi gibi kümes hayvanlarının kesilmesi sonucu elde edilen karkas miktarıdır. Et üretiminde en öncelikli konu karkas randımanı ile karkastaki yenilebilir et miktarı, pirzola, bonfile gibi birinci sınıf etlerin miktarı ve karkasta kemik oranıdır. Karkas randımanı kemikli et miktarının canlı ağırlığa oranıdır. Yenilebilir et ve birinci sınıf et miktarı ne kadar yüksek, kemik oranı ne kadar düşükse ekonomik açıdan verimlilik o kadar artacaktır.

93 4. Ünite - Hayvanlarda Verimler ve Verim Özellikleri 83 Kendimizi Sınayalım 1. Dünya genelinde beyaz et üretimi yaygın olarak hangi hayvan türünden sağlanmaktadır? a. Hindi b. Broyler etlik piliç c. Bıldırcın d. Yumurtacı tavukların erkekleri e. Ördek ve kazlar 2. Aşağıdakilerden hangisi kırmızı et üretimi üzerine etkili olan hayvan ile ilgili faktörlerden değildir? a. Irk b. Kondisyon c. Cinsiyet d. Orijin e. Besleme programı 3. Aşağıdakilerden hangisi besi performansını etkileyen faktörlerden değildir? a. Hayvanın ırkı b. Hayvanın cinsiyeti c. Hayvanın rengi d. Hayvan sağlığı ve tedavi e. Besleme 4. İnsan beslenmesinde oldukça önemli olan aşağıdaki besinlerden hangisi tam proteinli gıda olarak kabul edilir? a. İnek sütü b. Kırmızı et c. Beyaz et d. Keçi sütü e. Yumurta 5. Koyunlardan kırkımla elde edilen ürüne ne denir? a. Kıl b. Tüy c. Yapağı d. Kemp kıl e. Hiçbiri 6. Aşağıdakilerden hangisi döl veriminin temel amaçlarından biri değildir? a ürü büyüklüğünün korunması b erimli bir üretimin sağlanabilmesi c eleksiyonun etkin yapılabilmesi d. Ayıklamanın etkin yapılabilmesi e. Daha az yavru elde edilmesi 7. Aşağıdakilerden hangisi döl verimini etkileyen faktörlerden biri değildir? a. Irk b. Beden rengi c ücut yapısı d. Yaş e. Anatomik bozukluklar 8. emeli hayvanlarda süt üretiminin temel amacı nedir a. Yavrularını beslemek b. İnsanları beslemek c. Kendini beslemek d ücuttaki suyu atmak e ağlığını korumak 9. Aşağıdakilerden hangisi yapağının fizyolojik özelliklerinden değildir? a. Esneklik b. Uzunluk c. Kesafet d. Tecanüs e. Randıman Koyunlarda kaç farklı tipte elyaf vardır? a. 2 b. 5 c. 4 d. 8 e. 3

94 84 Temel Zootekni Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı b e c e c e b a b c Yanıtınız yanlış ise Büyüme, t erimi ile t erimini Etkileyen Faktörler konusunu yeniden gözden geçiriniz. Yanıtınız yanlış ise Büyüme, t erimi ile t erimini Etkileyen Faktörler konusunu yeniden gözden geçiriniz. Yanıtınız yanlış ise Büyüme, t erimi ile t erimini Etkileyen Faktörler konusunu yeniden gözden geçiriniz. Yanıtınız yanlış ise Yumurta erimi ve Yumurta erimini Etkileyen Faktörler konusunu yeniden gözden geçiriniz. Yanıtınız yanlış ise Yapağı erimi ve Yapağı zellikleri konusunu yeniden gözden geçiriniz. Yanıtınız yanlış ise reme ve öl erimi bölümünü yeniden okuyunuz. Yanıtınız yanlış ise öl erimini tkileyen Faktörler konusunu yeniden gözden geçiriniz. Yanıtınız yanlış ise aktasyon ve üt erimi bölümünün Laktasyon alt başlığını konusunu yeniden gözden geçiriniz. Yanıtınız yanlış ise Yapağı erimi ve Yapağı zellikleri konusunu yeniden gözden geçiriniz. Yanıtınız yanlış ise Yapağı erimi ve Yapağı zellikleri konusunu yeniden gözden geçiriniz. Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1 Hayvan yetiştiriciliğinde üretim yönü (et, süt, yapağı v.b.) ne olursa olsun başarılı olmanın temel şartı düzenli yavru (döl) almaktır. Sıra Sizde 2 emeli yavrularının sindirim sistemi belirli süre ancak annelerinin ya da o türe ait diğer annelerin sütünü sindirebilecek yapıdadır. Sıra Sizde 3 Karkas kesilmiş bir kasaplık hayvanın baş, ayaklar, deri ile yenilebilir ve yenilemeyen iç organlar ayrıldıktan sonra geriye kalan kemikli gövdeye denir. Et verimi ise kasaplık büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar ile tavuk, hindi gibi kümes hayvanlarının kesilmesi sonucu elde edilen karkas miktarıdır. Sıra Sizde 4 Etin kalitesini fiziksel, kimyasal ve organoleptik özellikleri belirlemektedir. Bu özellikler aynı zamanda insanlar için sağlıklı beslenebilme açısından da önemlidir. Etin saklama, duyusal ve pişirilme özellikleri ph, renk, gevreklik ve su tutma kapasitesi gibi kriterlere bağlıdır. Bu kriterler hayvanların ırk, yaş, cinsiyet ve beslenme şekli gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir. Sıra sizde 5 Tavuğun beden ve fizyolojik gelişimini yeterince tamamlamasıyla yumurtalıklardaki follüküller gelişerek yumurta verimi başlar. Yumurtalıklarda follükül gelişimi ve yumurtlama olayı F H ve H hormonları vasıtası ile olur F H hormonu yumurtalıkta veya ovumda follikül gelişimini sağlarken, LH hormonu da yumurtalıktan ovumun serbest bırakılmasını sağlar. Ovumun serbest bırakılmasına yumurtlama ya da ovulasyon denir. Sıra sizde 6 Bir hayvandan kırkımla elde edilen yapağı miktarına kirli yapağı verimi denir. Temiz gömlek ağırlığı ise bir koyunun kırkılmasıyla elde edilen kirli yapağı gömleğinin yıkanıp kuruduktan sonra geriye kalan temiz yapağı ağırlığıdır.

95 4. Ünite - Hayvanlarda Verimler ve Verim Özellikleri 85 Yararlanılan Kaynaklar Altın, T., Karaca O., Cemal İ. (1998). Halı Yapağısı Üretiminde Önemli Seleksiyon Ölçütleri. Ege Bölgesi 1.Tarım Kongresi 7-11 Eylül. Aydın. Akçapınar, H. & Özbeyaz, C. (1999). Hayvan Yetiştiriciliği Temel Bilgileri. nkara ariyer atbaacılık td ti Alpan, O. & Aksoy, A.R. (2009). Sığır Yetiştiriciliği ve Besiciliği rzurum afer fset atbaacılık an Tic td ti Başpınar, H Batmaz, Hayvancılık Bilgisi. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayınları No: 452. İmeryüz, F, andıkçıoğlu, Koyun Yetiştiriciliğinde Yapağı. Lalahan Zootekni Araştırma Enstitüsü Yayın No: 22. Ankara. Öznacar, K., (1974) Merinos Yetiştiriciliği.. Lalahan Zootekni Araştırma Enstitüsü Yetiştiriciye Öğütler ve Halk Yayınları No:3 Lalahan. etek,. Broylerlerde Cinsiyetin Karkas Özellikleri ve Sakatat Ürünlerine Etkisi, et fak erg, 1-2: etek,, lpay, F, Gezen,, ıbık, Effects of Non-Feed Removal Molting Methods on Egg Quality Traits in Commercial Brown Egg Laying Hens in Turkey. Tropical Animal Health and Production 40 (6) : Petek, M., lpay, F, Gezen,, ıbık, Effects of Housing System and Age on Early Stage Egg Production and Quality in Commercial Laying Hens. Kafkas Üniv.Vet.Fak.Derg.

96 TEMEL ZOOTEKNİ 5Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; Hayvansal üretimde çevre ve çevreye uyumu tanımlayabilecek, Hayvanların çevreye adaptasyonunu açıklayabilecek, Hayvanlarda stres ve hastalıklara direncini tanımlayabilecek, Hayvancılık işletmelerinde biyogüvenlik olgularını açıklayabilecek, bilgi ve becerilere sahip olabileceksiniz. Anahtar Kavramlar evre da ta y n tre iy güvenlik İçindekiler Temel Zootekni Çevre ve Hastalıklara Direnç EVRE VE EVREYE UYUM ADA TA Y N TRE VE HA TALIKLARA DİREN İY GÜVENLİK

97 Çevre ve Hastalıklara Direnç ÇEVRE VE ÇEVREYE UYUM Çevre, hayvanların yetiştirildikleri ve sürekli ilişkide oldukları ortamı ifade eder. Bir süt sığırı için çevre; yetiştirildiği barınak koşulları, barınaktaki alet ekipman, ona bakan işçi ve çiftliğin bulunduğu yerdeki meteorolojik (hava sıcaklığı, nem oranı gibi) değişkenlerden oluşur. Sürekli farklı değerler alabilen bu çevresel değişkenler, hayvanlar üzerinde farklı etkilere de sahiptir. Bu çevresel etkilerin değişimlerine karşın hayvanlarda oluşan bazı değişikliklere ise çevreye uyum denir. Bu geçici özellikteki uyum yeteneği hayvanların olumsuz çevresel etkiler karşısında yaşamlarını devam ettirebilmelerini sağlar. Bu olay hayvanların çevresel etkilere karşı verdikleri kısa süreli tepkidir. Buna örnek olarak soğuk bir ortama çıkan bir ineğin titremesi örnek olarak gösterilebilir. Böyle durumlar hayvanın vücut yüzeyine giden kan miktarını azaltır ve tüm kan iç organlara yönlendirilir. Soğuğun etkisine bir süre sonra alışıldıktan sonra ya da hayvan ısındığında tekrar kan akışı normal seyrine döner. Benzer şekilde sıcak stresine maruz kalan bir ineğin terlemesi de bu kapsamda değerlendirilebilir. Farklı türlerde uyum yeteneğinin örneklerini görmek mümkündür. Örneğin sığırlar, sıcak stresine maruz kaldıklarında terlerler ve hızlı solumaya başlarlar. Sığırlar oluşan bu değişiklikler sayesinde sıcağın etkisini en aza indirmeye çalışırlar. Bu değişiklikler sonucunda normal vücut sıcaklıklarını korurlar. Daha sonra sıcaklık düştüğünde solunum sayıları yavaşlar ve terlemeleri durur. Koyunlarda ise vücut kalın bir yapağı ile örtülü olduğundan dolayı sıcağa ve soğuğa karşı nispeten uyum yetenekleri daha fazladır. Kalın yapağı örtüsü sayesinde koyunlar sıcak yaz aylarında bile kendi vücut sıcaklıklarını normal düzeylerde tutabilmektedirler. Hayvanlarda uyum yeteneği üzerinde etkili olan bazı doğal ve yapay mekanizmalar mevcuttur. Doğal mekanizmalara en iyi örnek koyunlardaki yapağı gösterilebilir. Doğal mekanizmalardan bir diğeri ise hayvanların fizyolojik fonsiyonlarını düzenleme yetenekleridir. Bu yetenekleri genetik yapı tarafından kontrol edilmektedir. Ancak bazı durumlarda daha önce maruz kaldıkları zorluklara karşı daha iyi uyum sağlayabilmektedirler. Buna örnek olarak, kuluçka sırasında civcivlerin yüksek sıcaklıklara maruz kalmaları gösterilebilir. Kuluçka sırasında yüksek sıcaklığa maruz kalan civcivler yetiştirme aşamasında sıcak stresine daha iyi uyum sağlarlar. Bu örnekte de olduğu gibi hayvanlar daha önce maruz kaldıkları zorlukları hatırlayabilmekte ve daha kolay uyum sağlayabilmektedirler. Yapay mekanizmalara örnek olarak ise hayvan barınaklarındaki fan ve serinletme sistemleri gösterilebilr. Sıcak yaz aylarında hayvanların serinletilmesinde kullanılan fan ve petek sistemleri çevre sıcaklıkları çok yüksek düzeylerde olsa bile hayvanların vücut sıcaklıklarını normal düzeylerde tutmalarına yardımcı olur.

98 88 Temel Zootekni Bunun yanı sıra çevresel etkilere karşı hayvanların vücutlarında da bazı değişiklikler ortaya çıkabilir. Bu şekilde oluşan değişimlere de aklimatizasyon denir. Uyum yeteneğine göre nispeten daha uzun sürelidir. Aklimatizasyon sonucu hayvanlarda oluşan değişiklikler de geçicidir. Bunun oluşmasına neden olan etken ortadan kalktıktan sonra tekrar eski haline döner. Buna örnek olarak ise sürekli olarak çeki amacıyla kullanılan bir atın kaslarının aşırı şişmesi örnek verilebilir. Sürekli olarak ağır yük taşımak amacıyla kullanılan bu at, yük taşımayı bıraktıktan bir süre sonra kasları yine eski haline geri döner veya sürekli güneş altında kalan bir hayvanın derisinin koyulaşması da buna örnek olarak gösterilebilir. ADAPTASYON Adaptasyon, hayvanların herhangi bir çevre koşulundaki olumsuzluklardan en düşük düzeyde etkilenerek yaşamlarını devam ettirebilmeleri ve yavru verebilmeleri olarak tanımlanır. Çevresel etkilerden daha az etkilenmeleri ve yaşamlarını sürdürebilmeleri için hayvanların genetik yapılarındaki değişim adaptasyondur. Hayvanlarda birçok tür bulunmaktadır. Her türün de yaşamsal fonksiyonlarını devam ettirebilmesi ve yavru vererek nesillerini devam ettirebilecekleri belirli ortamlar vardır. Bu ortamlar o tür için normal koşullar olarak tanımlanır. Doğal yaşamlarında hayvanların maruz kaldıkları olumsuzluklara karşı uyum sağlama yetenekleri vardır. Bu uyum yetenekleri genetik yapılarından ileri gelir. Güç koşullarda yaşamalarını sağlayan bu genetik yapı sayesinde sadece bu hayvanlar sonraki generasyonu oluşturmak amacıyla yavrular verebilirler. Bu genetik yapıya sahip olmayan hayvanlar ise yavru veremezler ve soyları tükenir. Bu şekilde bir tür içinde zaten mevcut olan bu genetik yapının sonraki kuşaklara aktarılması sonucunda gerçekleşen olaya adaptasyon denir. Hayvanların farklı çevre koşullarında yaşama gücüne sahip olma yeteneği farklı değişiklikler sonucunda olur. Bu değişiklikler hayvanların dış görünüşlerinde, davranışlarında veya fizyolojik yapılarında oluşabilir. Tüm bu değişimler genetik yapıdaki değişime paralel olarak gerçekleşir. Adaptasyonun şekillenmesi için genetik yapının değişmesi gerektiğinden çok uzun zaman alır. Bu şekildeki bir değişime örnek olarak vahşi hayvan türleri verilebilir. Vahşi hayvanlar doğal seleksiyon sonucunda çok olumsuz koşullarda bile kendilerine yaşam alanı bulabilmekte, yavrularını doğurabilmekte ve yaşamlarını sürdürebilmektedirler. Bulundukları çevre şartları ne kadar güç olursa olsun yabani hayattaki hayvanlar o koşullara uyum sağlabilmektedirler. Diğer taraftan, günümüzde verim özellikleri için yetiştiriciliği yapılan çiftlik hayvanlarında ise çevre şartlarına karşı dayanıklılık bu kadar iyi değildir. Olumsuz çevre koşullarından çabuk etkilenirler. Hatta başka bir ülkeden ithal edilen bir inek getirildiği yeni yere uyum sağlaması zaman alabilmektedir. Çiftlik hayvanları yıllardır yüksek verim kabiliyetinin geliştirilmesi amacıyla yetiştirildiklerinden dolayı adaptasyon yetenekleri zayıflamıştır. Bu sebepten dolayı, çiftlik hayvanlarına uygun koşullar insanlar tarafından sağlanmak zorundadır. Adaptasyonun Sağlanabilmesi İçin Gerekli Koşullar Hayvanlarda belirli bir çevre koşuluna adaptasyonun sağlabilmesi için bazı önemli yeteneklerin, bunu sağlayacak genetik yapının bulunması gerekir. Adaptasyonun sağlanabilmesi için öncelikle bir hayvan türünün o koşullarda iyi üreme yeteneğinde olması çok önemlidir. Bu sayede türün devamlılığı sağlanır. Daha sonrasında, o koşullarda hayvanların sağlıklı bir şekilde yaşayabilir olması gereklidir. Ayrıca, ortadaki hastalık etkenlerine belirli düzeylerde dayanıklı olması ve yaşamsal fonksiyonlarını yerine getirebilmesi gereklidir. Bunun yanında türün devamlılığı için beslenmesi de şarttır.

99 5. Ünite - Çevre ve Hastalıklara Direnç 89 Ancak bazı koşullarda besinlere ulaşmak zor olabilir veya ulaşılan besinlerin miktarı çok az olabilir. Böyle durumlarda da o türün yaşama gücüne sahip olması gerekir. Buna örnek olarak, develer verilebilir. Develer çöl koşullarında uzun süre aç ve susuz kalabilmektedirler. Hörgüçleri sayesinde su ve besin ihtiyaçlarını karşılayarak, kısıtlı besin aldıklarında bile yaşamlarını devam ettirirler. Sınırlı besin maddelerinin ulaşılabilir olduğu durumlarda bile bir hayvan türünün büyümesi ve gelişmesini devam ettirmesi yine adaptasyona örnek olarak verilebilir. STRES VE HASTALIKLARA DİRENÇ Hayvanlarda fizyolojik fonksiyonların ve davranışlarının değişmesine neden olan etkenlere maruz kalınması durumuna stres denir. Normal değerlerin dışına çıkmaya zorlayan bu çevresel etkenler hayvanlar tarafından belli düzeylerde tolere edilir veya edilemez. Eğer bu etkiler tolere edilebilir düzeyde ise hayvanlar normal yaşamlarını devam ettirirler. Eğer tolere edilemez ise hayvanları ölümlerine bile neden olabilir. Hayvanların yetiştirildikleri ortamlar itibariyle çok farklı koşullara maruz kalabilmektedirler. Bu maruz kaldıkları koşullar eğer hayvanların normal yaşamlarını etkiliyor ise mutlak suretle kontrol altına alınmaları gerekir. Hayvan yetiştiriciliğinde stres terimi ilk defa 1878 yılında Claude Bernard tarafından tanımlanmıştır. Claude Bernard a göre stres; hayvanların yaşamsal fonksiyonlarını sabit düzeyde tutarken olumsuz çevresel etkenlere maruz kalma durumu olarak açıklamıştır. Burada yaşamsal fonksiyonlardan kastedilen; vücut sıcaklığının türe özgü düzeyde tutulması, kan akış hızının belli bir düzeyde devam etmesi, besin gereksinimlerinin karşılanması, oksijenin kanda yeterli düzeyde olması gibi durumlardır. Bu bahsedilen yaşamsal fonksiyonların normal düzeylerinde devam etmesi o hayvanın yaşamını devam ettirebilmesi bakımından önemlidir. Bu sebepten dolayı, hayvanlarda yaşamın devamlılığının sağlanması amacıyla stres etkenlerine maruz kaldıklarında bunların etkilerine karşı savaşırlar. Stres Çeşitleri Çevresel etkilerle başa çıkmak için hayvanda oluşan değişiklikler stres, distres ve ostres olmak üzere üç farklı başlık altında incelenir. Stres, hayvanın normal yaşam fonksiyonlarında oluşan küçük sapmalardır. Bu küçük değişiklikler vücudun düzenleme mekanizmaları sayesinde kontrol altına alınır. Bu çeşit değişiklikler normale dönme eğilimindedir. Distres, hayvanların normal yaşam fonksiyonlarının işleyişini ciddi şekilde etkileyen durumdur. Bu çeşit bir stres durumunda hayvanların normal yaşamsal fonksiyonlarına dönmesi oldukça uzun sürer. Vücuttaki düzenleme mekanizmalarının etkisi bile stres durumundan geri dönüşü durduramayabilir. Ostres, hayvanların olumlu koşullara (etkenlere) maruz kalması sonucunda yaşamsal fonksiyonlarında oluşan değişimleri ifade eder. Bu stres türünde geri dönüş daha kolaydır. Hayvanlarda çevresel etkiler sonucunda oluşan stres çeşitlerini karşılaştırınız? Stres Etkenleri Hayvanlarda görülen stres etkenleri; klimatik stres, metabolik stres, fizyolojik stres ve sosyal stres etkenleri gibi alt başlıklarda incelemek mümkündür. Klimatik stres etkenleri; bu çeşit stres daha çok hayvanın yetiştirildiği ortamdaki sıcak, soğuk, nem oranı veya rüzgâr hızından etkilenmesini ifade eder. Metabolik stres etkenleri; bu çeşit etki daha çok hayvanların beslenme durumları ile alakalıdır. Yedikleri yemin yetersiz veya bozuk olması ya da yedikleri yemi tam olarak 1

100 90 Temel Zootekni sindirememelerinden kaynaklanan beslenme yetersizlikleri buna örnek olarak verilebilir. Diğer taraftan hastalıklar da metabolik strese neden olur. Özellikle paraziter hastalıkların beslenme bozukluklarına neden olması metabolik stresin oluşmasında önemli etkenlerden biri olarak gösterilir. Fizyolojik stres etkenleri; günümüzde özellikle çiftlik hayvanları yüksek verim elde etmek amacıyla yetiştirilmektedir. Süt sığırlarında yüksek süt verimi veya tavuklardaki yüksek yumurta verimi de birer stres etkeni olarak değerlendirilir. Yaşamsal fonksiyonların değişmesine dönük olarak gerçekleşen her türlü etki stres etkeni olarak değerlendirilir. Bu açıklamadan yola çıkacak olursak, yüksek verim de hayvanlarda normal yaşamsal fonksiyonları az yada çok değiştirir. Bu sebepten dolayı verim düzeyide bir fizyolojik stres etkenidir. Sosyal stres etkenleri; bu tip etkenler ağırlıklı olarak bir arada yetiştirmeden kaynaklanan ve hayvan-hayvan etkileşimini ifade eder. Bir barınakta bir grup hayvanın birada yetiştirilmesi sonucunda bazı hayvanlar diğerlerine daha baskın olurlar. Baskın olan bu hayvanlar daha önce yeme ve suya giderler. Ayrıca baskın olan bu hayvanların barınak içinde belli alanları vardır. Gruptaki diğer hayvanlar üzerinde baskı kurmaları çekinik olan hayvanların strese girmelerine neden olur. Böyle durumlara sosyal stres denir. Homioterm: Hayvanların vücut sıcaklıklarını belirli düzeylerde tutabilme yeteneği. Sıcak Stresi Homioterm hayvanlardan en iyi düzeyde verim elde edilebilmesi ve yaşamlarını sürdürebilmeleri için çevre sıcaklılığının belirli aralıklarda olması gerekir. Çevre sıcaklığındaki bu değişim türlere göre farklılık göstermektedir. Genellikle bu aralık; 5-25 C arasındadır. Mesela; süt sığırlarında tahammül edilebilen alt sınır -16 C, üst sınır ise 25 C -26 C düzeyindedir. Bu sıcaklıkların dışında inekler kendilerini rahat hissetmezler ve vücutlarında bazı fizyolojik değişiklikler meydana gelir. Çevre sıcaklığının C üzerine çıktığı durumlarda inekler sıcak stresine girerler. Bunun yanısıra, çiftlik hayvanlarında sıcaklığın belli bir düzeyde tutulmasına termoregülasyon denir. Termoregülasyon üretilen ve kaybedilen ısı arasındaki dengeyi ifade etmektedir. Kazanılan ısı ve kaybedilen ısı arasındaki denge kazanılan ısı lehine bozulduğunda sıcaklık stresi meydana gelir. Özellikle çiftlik hayvanlarında verim düzeylerinin yükselmesi nedeniyle sıcak stresine maruz kalmaları sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Küresel ısınmanın etklileri ile hayvanlardaki verim düzeylerindeki artış da göz önüne alındığında sıcak stresi tüm çiftlik hayvanlarında üzerinde önemle durulması gereken bir konu haline gelmiştir. Özellikle son yıllarda bu alanda yapılan çalışmalarda sıcak stresinin etkilerinin azaltılması için çeşitli önlemler geliştirilmektedir. Sıcak Stresinin Etkilerini Azaltmak İçin Uygulanan Yöntemler Çiftlik hayvanlarında sıcak stresinin etkilerinin azaltılması amacıyla genellikle tek bir çözüm yolu bulunmamaktadır. Çevre sıcaklığının etkilerinin azaltılması amacıyla yapılan çalışmaların genel sonucu; farklı yöntemlerin kombine edilerek kullanılmasının daha uygun olacağı yönündedir. Bu sebepten dolayı çiftlik koşullarının, hayvanların verim düzeylerinin, bakım besleme durumunun ve maliyetlerin dikkate alınarak çözüm yollarının geliştirilmesi gerekir. Bu sebepten dolayı öncelikle çiftlik koşullarının iyi incelenmesi şarttır. Hayvanlarda sıcak stresinin etkilerini azaltmak amacıyla şu düzenlemeler yapılabilir; Barınak koşulları Bakım besleme koşulları Genetik Yapı Barınak koşulları; Genelikle başlangıç maliyeti yüksek olduğundan dolayı, daha çiftlik yapılırken gerekli değişikliklerin yapılması lazımdır. Bu amaçla; gölgelik, fanla serinletme ve su ile serinletme şeklinde yapılabilir.

101 5. Ünite - Çevre ve Hastalıklara Direnç 91 Sıcak stresinden korunmak amacıyla gölgelik kullanımı barınak maliyetlerini oldukça düşürür. Bu amaçla kullanılan siyah örtüler bulunmaktadır. Bu örtüler, güneş ışığını %90 düzeyinde yansıtarak bu gölgeliğin altındaki hayvanları korumaktadır. Güneş ışığının doğrudan hayvanlara ulaşmasının engellenmesi sonucunda hayvanların sıcak stresinden korunması bu uygulamada temel amaçtır. Resim 5.1 Süt sığırlarını sıcak stresinden korumak amacıyla gölgelik. İkinci olarak, sıcak stresinin etkisinden korunmak amacıyla fan sistemi uygulanmaktadır. Bu sistem barınak içine ve yerden 2.7 m yüksekliğe yere belirli bir açıda yerleştirilir. Genellikle bu çeşit sistemler nispeten daha maliyetlidir. Fan sistemi ortamdaki sıcak havanın uzaklaştırılması ve serinlik sağlanması temeline dayanmaktadır. Ancak barınak içinde rüzgarın etkisi ile serinletme sağlanması çok etkin olan bir yöntem değildir. Özellikle koyun yetiştiriciliğinde böyle bir yöntemin kullanılması önerilmez. Sığır yetiştiriciliğinde ise fan ile serinletme kullanılarak sıcak stresinin etkilerini ortadan kaldırmada tek başına yeterli bir çözüm yolu değildir. Bu yöntemin mutlaka bakım besleme yada su ile serinletme sistemleri ile kombine edilerek kullanılmasında fayda vardır. Resim 5.2 Barınak içinde sıcak stresinden korunmak amacıyla kullanılan fan sistemleri Son yıllarda fan sisteminin kullanıldığı tünel havalandırma sistemleri kullanılmaya başlanmıştır. Tünel havalandırma sistemlerine sahip barınakların maliyetleri çok yüksek olduğundan dolayı; sadece yüksek düzeyde sıcak stresine maruz kalan ve verim kabiliyeti yüksek hayvanlar için kullanılmaktadır. Çok özel olan hayvanlar için hazırlanan bu barınaklarda yetiştirilen hayvanlarda sıcak stresinin etkisi daha az olur ve verimlilikleri de yüksek düzeyde devam eder.

102 92 Temel Zootekni Resim 5.3 Yüksek verim kabiliyetindeki sığırların sıcak stresinden korunması amacıyla yapılmış tünel havalandırma sistemine sahip barınak (Dıştan Görünüm). Resim 5.4 Yüksek verim kabiliyetindeki sığırların sıcak stresinden korunması amacıyla yapılmış tünel havalandırma sistemine sahip barınak (İçten Görünüm). Resim 5.5 Süt sığırı barınaklarında kullanılan fan ve su ile serinletme sistemi genellikle yemlik üstüne yerleştirilir ve ineklerin yem yedikleri sırada serinlemelerine olanak sağlanır.

103 5. Ünite - Çevre ve Hastalıklara Direnç 93 Üçüncü tip serinletme sistemlerinde ise su ile ıslatma sistemleri kullanılmaktadır. Bu çeşit serinletme sistemleri genelde hayvanların üzerine suyun püskürtülmesi (sisleme ya da normal su) şeklinde uygulanmasından ibaret olan bir yöntemdir. Bu çeşit serinletme sistemleri sıcak stresine karşı en etkin olan yöntemlerden birisidir. Özellikle süt sığırlarında vücut sıcaklığının belirli aralıklarda korunması ve sıcak stresine karşın etkin bir çözüm yolu olarak gösterilen bu yöntem sıklıkla tercih edilmektedir. Sıcak stresi ile baş etmek amacıyla Bakım besleme koşulları da oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Bu amaçla yüksek verim kabiliyetlerine sahip hayvanlara verilen yemlerin özellikleri yaz aylarında farklı kış aylarında farklıdır. Özellikle yaz aylarında sıcak stresi etkisi altındaki hayvanların daha fazla su tüketmeleri ve daha fazla terlemelerinden dolayı yem içeriklerinin düzenlenmesinde dikkat edilmesi büyük önem taşımaktadır. Sıcak stresinin üstesinden gelmek için buraya kadar anlatılan yöntemlerin hepsi geçici yöntemler olarak değerlendirilmektedir. Bu yöntemler sadece o sürüde sıcak stresinin etkilerini azaltmakta ya da hayvanların daha rahat olmalarını sağlamaktadır. Ancak tüm bu önlemlerin bir maliyeti vardır. Özellikle çiftlik hayvanları yetiştiriciliğinde de maliyetler büyük önem taşır. Maliyetlerin düşük olması ve elde edilen kazancın fazla olması temel yetiştiricilik amaçlarından birisini oluşturmaktadır. Bu sebepten dolayı, hayvanlarda sıcak stresine dayanıklı ırkların oluşturulması üzerinde son yıllarda yapılan çalışmalara hız verilmiştir. Bu amaçla, farklı genler sıcak stresine dayanıklılığı önemli düzeyde etkilediği tespit edilmiştir. Bu genlerlerden en başta kısa tüylülük geni gelmektedir. Holstein ırkı süt sığırlarına aktarılan bu gen sayesinde ineklerin tüy uzunlukları çok kısalmış ve sıcağa dayanıklılıkları oldukça fazla düzeyde artmıştır. Bundan sonraki dönemde bu tip araştırmalara daha fazla yönelim olacağı kesindir. Çünkü bu çeşit bir ırk geliştirilmesi sayesinde sıcaktan daha az etkilenen, yüksek verim kabiliyetini en zor koşullarda bile sürdürebilen bir ırk elde edilmesi sonucunda elde edilen karlılığın daha da artmasını sağlayacak bir çözüm yolu olarak görünmektedir. Resim 5.6 Normal Holstein ırkı süt ineğinde tüylenme

104 94 Temel Zootekni Resim 5.7 Kısa tüylülük genine sahip Holstein ırkı süt ineğindeki tüylenme Parazit: Herhangi bir canlıda yaşayabilme özelliğinde olan ve çoğu zaman yaşadığı canlıya zarar veren organizmalardır. Hastalıklara Direnç Hayvan yetiştiriciliğinde özellikle de çiftlik hayvanları bakımından hastalıklar büyük önem taşımaktadır. Hastalıklar hem hayvanlarda verimlerin düşmesine neden olmakta hemde insanlara bulaşma riski taşıdığından dolayı önemlidir. Bu sebeplerden dolayı hayvanların hastalanmaması için aşılamalar yapılmaktadır. Hastalananlar içinde tedavi amacıyla çeşitli ilaçlar kullanılmaktadır. Ancak her iki durumda da hastalık yapan mikroorganizmalar direnç kazanabilmekte ve hayvanlarda yine hastalıklara neden olabilmektedirler. Hayvanlarda hastalıkların oluşmasında genetik yapı büyük önem taşır. Ayrıca bazı türler çeşitli hastalıklara karşı dirençlidir. Diğer bazı türler ise bir hastalığı tolere edebilir. Hastalıklara karşı dirençli olan türlerde bir hastalık etkeninin barınması mümkün olmaz dolayısıyla hastalık oluşmaz. Hastalığın tolere edilmesi durumunda ise; hastalık etkeni hayvanın vücudunda mevcuttur ancak hastalık belirtilerini göstermez. Ayrıca hastalık etkenleri hayvanın normal yaşamsal fonksiyonlarında çok önemli bir değişikliğe neden olmaz. Bu iki durum arasındaki fark çok önemlidir. Çünkü hayvanlardan insanlara geçen hastalıkların kontrolünde hayvanların vücudunda hastalık etkeninin kesinlikle bulunması istenmez. Hastalıklara karşı direnç veya tolerans istenilen verimlerin elde edilmesi bakımından da önemlidir. Hastalanmayan veya hastalığa dayanıklı hayvanlardan daha fazla verim elde etmek ve daha fazla kazanç elde etmek mümkündür. Bu durum çiftlik hayvanı yetiştiriciliğinin temellerinden birini oluşturan Ekonomiklik ilkesinin yerine getirilmesi bakımından önem taşır. Hastalıklara dirençli veya dayanıklı farklı türler bulunmaktadır. Mesela koyun, keçi ve sığır yetiştiriciliğinde ayak hastalıkları sıklıkla görülür. Ülkemizde de yetiştirilmekte olan İvesi koyunları, Doğu Friesian koyunları ile melezlendiklerinde ayak hastalıklarına daha dayanıklıdırlar. İvesi x Doğu Friesian melezi koyunlarda görülen bu olay hastalıklara dirençliliğe örnek olarak verilebilir. Ülkemizde yetiştirilmekte olan Güney Anadolu kırmızısı ırkı sığırlar ise kan parazitlerine karşı daha dayanıklıdırlar. Hastalıklara direnç veya dayanıklılık genetik yapının kontrolü altındadır. Bu sebepten dolayı genel olarak yerli ırklar kültür ırklarına göre hastalıklara daha dayanıklı olurlar. Bunun yanı sıra yerli ırklar içinde bile bazı türler diğer yerli ırklara göre daha dayanıklı olurlar.

105 5. Ünite - Çevre ve Hastalıklara Direnç 95 Mesela, Shaiwal sığırı Pakistan da süt verimi amacıyla yetiştirilmekte olan yerli bir sığır ırkıdır. Holstein (Siyah Alaca) sığırlarıda bugün tüm dünyada yetiştirilmekte olan sütçü bir ırktır. Bu iki ırk karşılaştırıldığında Shaiwal sığırları kan parazitlerine karşı daha dayanıklıdırlar. Suni yollarla bile hastalık etkenine maruz kalsalar daha az hastalık belirtisi gösterirler. İki yerli ırkın hastalıklara karşı direncini karşılaştırmak gerekirse buna en iyi örnek N Dama sığırı ile Zebu arasındaki fark gösterilebilir. Her iki ırkta yerli ırktır. N dama sığırı batı Afrikada yetiştirilen bir ırktır. Zebu ise hörgüçlü ve güney Asyada yetiştirilmekte olan bir sığır türüdür. Bu iki sığır kaşılaştırıldığında; N Dama sığırı sindirim sistemi parazitlerine karşı daha dayanıklıdır. Aynı yerde otladıklarında bile N Dama sığırlarının barsaklarında daha az parazit olduğu bilinmektedir. BİYOGÜVENLİK Modern ve entansif hayvancılıkta hastalıklara yer yoktur. Hayvan hastalıkları verimlerde düşme, tedavi giderleri ya da ölümlerden dolayı ekonomik kayba yol açması yanında, insan sağlığını da olumsuz yönde etkilemektedir. İnsan tüketimine sunulan hayvansal gıdaların herhangi bir hastalık etkeni, kimyasal ya da biyolojik bir kalıntı içermemesi temel esastır. Artan rekabet ve maliyetler ile gıda güvenliği gibi nedenler de dikkate alındığında sürü yönetimi ve sağlığı ile biyogüvenlik günümüzde çok daha fazla önem kazanmıştır. Biyogüvenlik ya da canlı güvenliği hastalık etkenlerinden arınmış ya da en aza indirilmiş bir ortamda hayvanların yetiştirilebilmesi için alınması gereken tedbirlerin tümünü içeren bir tanımdır. Bakteri, virüs, mantar, küf ve benzeri organizmalar gibi hastalık etkenlerinin hayvanlara bulaşmaması, değişik işletmeler arasında ve işletmelerin kendi içinde hastalık etkenlerinin yayılmaması için geliştirilmiş bir dizi kurallara biyogüvenlik kuralları denir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan Biyogüvenlik Kanunu nda Biyogüvenlik; insan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevre ve biyolojik çeşitliliği korumak için GDO (Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar) ve ürünleri ile ilgili faaliyetlerin güvenli bir şekilde yapılması, Biyogüvenlik sistemi ise biyogüvenliğin sağlanması için yürütülen her türlü faaliyet ile idari, hukuki ve kurumsal yapılanmanın tamamı olarak tanımlanmıştır. Genel olarak biyogüvenlik amaçlı önlemler oldukça basit kurallar/tedbirler olup, uygulanması basit ama genellikle ihmal edilebilecek önlemlerdir. Hastalanan hayvanlar genellikle verim vermezler, ölebilirler, ağırlık kaybederler, iyileşmeleri için belirli bir zaman geçmesi gerekir ve aynı zamanda tedavileri için ilaç masrafına ihtiyaç vardır. Genelde büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarda tedaviler bireysel yapılırken, kanatlı hayvanlarda tedavi sürü geneline yapılmaktadır. Kısaca hastalık hem performans kaybı hem ekonomik kayıp demektir. Her zaman hayvanların etkili bir bakım yönetimi ve koruyucu hekimlik tedavi masraflarından daha ucuz ve güvenlidir. Hiçbir zaman ilaç ya da tedavi iyi bir sürü yönetiminin yerini alamaz. Bilimsel çalışmalar ve pratik saha tecrübelerine göre hayvancılık işletmelerinde hastalıkların ortaya çıkmasında yetersiz biyogüvenlik uygulamaları ile ilgili başlıca faktörler şöyle tespit edilmiştir. Hayvancılık işletmelerinin başta damızlık işletmeleri olmak üzere diğer hayvancılık işletmelerine çok yakın kurulması, işletmelerin etrafında yeterli biyogüvenlik alanı oluşturulmaması Fare, sıçan gibi hayvanlar ile yetersiz mücadele Temizlik ve dezenfeksiyonda yetersizlikler Yetersiz personel eğitimi, personelin biyogüvenlik uygulamaları konusunda yeterince teşvik edilmemesi

106 96 Temel Zootekni İletişim ve bilgilendirme yetersizliği Biyogüvenlik ve bakım-yönetim ile ilgili diğer konular hakkında yetersiz kayıtlar Biyogüvenlik kurallarının yeterince uygulanıp uygulanmadığının denetlenmesinde eksiklikler Biyogüvenlik kuralları sadece hastalık anında değil sürekli olarak sıkı bir şekilde uygulanmalıdır. Biyogüvenlik sadece canlı materyalin barındığı işletmelerde değil, üretim işletmelerinin tedarikçisi olan kuluçkahane, yem fabrikası gibi işletmelerde de önemli bir uygulamadır. Genel biyogüvenlik uygulamaları yanında işletmeye ve sürüye özgü olarak çiftlikten sofraya güvenli biyogüvenlik ilkeleri temelinde özel önlemler de alınabilir. Havyancılık işletmelerinde sürü sağlığı ve gıda güvenliğinin korunması amacı ile geliştirilmiş biyogüvenlik kuralları genelde; hastalık etkenlerinin işletmeden uzak tutulması, hastalık etkenlerinin yok edilmesi ya da öldürülmesi, hastalıklara karşı yeterli bağışıklığın oluşturulması, işletmede ve sürülerde günlük kontroller ve otopsi, hayvanların yaşına ve fizyolojik ihtiyaçlarına uygun bakım ve beslenmesi ile sağlıklı yaşam koşullarının oluşturulması, güvenilir ve konusunda uzman personelle çalışılması gibi altı ana bölümde incelenmektedir. Hastalık Etkenlerinin İşletmeye Girişinin Engellenmesi ya da Uzakta Tutulması Hastalık etkenlerinin işletmeden uzak tutulması ya da işletmede yetiştirilen hayvanlara bulaşmasının önlenmesi için bir dizi basit ve uygulaması kolay tedbirler alınmalıdır. Resim 5.8 Biyogüvenlik kurallarına uygun kıyafetler Hastalık etkenlerinin işletmeye bulaşmasının önlenmesi için ana ilke personel ve misafir gibi ziyaretçi giriş çıkışı ile ekipman ve araç giriş çıkışını kontrol altında tutmaktır. İşletmelerin giriş ve çıkışlarında insan/personel, ekipman ve araç trafiği kontrol altına alınmalıdır. Ziyaretçilerin tek kullanımlık çizme, tulum, bone vs. kullanması sağlanmalıdır. Ziyaretçilerin kamera, fotoğraf makinesi gibi diğer işletmelerde de kullanılabilecek cihazlar ile işletme içine girmesine müsaade edilmemelidir. Ziyaretçilerin hayvanlar ile direk temas etmeleri önlenmeli, yem üretim ve dağıtımı ile ilgili alanlara girmeleri engellenmelidir. İşletmenin/kümesin/ahırın genel kullanıma açık sadece bir tane giriş ve çıkışı olmalıdır. Barınak kapıları önünde, personel giriş dezenfeksiyonu için gerekli tedbirler alınmalıdır. Bu amaçla tüm ünite girişlerine ayakkabı ve çizmelerin dezenfeksiyonu için kireç küveti, dezenfektanlı sünger kabı ve çizmeler için dezenfektanlı küvet konulmalıdır. Çizme ve ayakkabıların organik kalıntılardan temizlenmesi için fırça veya mekanik temizleyiciler sağlanmalıdır.

107 5. Ünite - Çevre ve Hastalıklara Direnç 97 Taşıtlar mümkün olduğunca dışarıda tutulmalı, eğer girmeleri çok gerekli ise işletmenin girişinde organik kalıntılardan arındırıldıktan sonra etkili dezenfektanlardan biri ile yıkanmalıdır. İşletmeye dışarıdan gelen araçların dezenfeksiyonu için işletme girişine dezenfeksiyon havuzu ya da özel dezenfeksiyon sistemi kurulmalıdır. İşletme girişlerine yapılan dezenfeksiyon çukurları iyi bir uygulama olsa da organik materyaller ile kirlenme, buharlaşma gibi nedenlerden dolayı sürekli aynı etkinliği sağlamak güçtür. Bu nedenle dezenfeksiyon işleminin özel yüksek basınçlı aletler ve taze dezenfektan ile yapılması daha doğrudur. Resim 5.9 İşletme/barınak girişinde otomatik araç dezenfeksiyon sistemi (U.Ü. Veteriner Fakültesi Araştırma ve Uygulama Merkezi) Yemler kimyasal, organik ve dışkı kalıntısı içermeyen, kalite kontrol prensiplerini dikkate alan işletmelerden temin edilmelidir. Diğer işletmelerden temin edilen damızlık yumurta, civciv veya piliçler hastalık kontrollerinin düzenli olarak yapıldığı bilinen, her bakımdan güvenilir, çalışma izni verilmiş ve sağlık sertifikası düzenlenmiş olan işletmelerden alınmalıdır. Barınak içi kadar, barınak dışı da temizlenmeli ve kontrol edilmelidir. Barınak dışındaki çöplükler, gelişigüzel atılmış malzemeler, barınak dışında yemlerin etrafa saçılmış olması farelerin ve diğer kemiricilerin kümese yaklaşmalarını ve kümese girmelerini kolaylaştırır. Kemirgenler dışkılarıyla yem ve altlığı kontamine ederler. Kemirgenlerle mücadele için etkili bir program yürütülmelidir. Göçmen su kuşlarının hastalığın yayılmasında taşıyıcı rol oynadığı dikkate alınarak, göl, gölet ve göçmen su kuşlarının işletmelere yakınlığı halinde aşırı tedbirli olunmalı, yeni işletme veya ünite kurulacaksa buralara yakın olmamalıdır. Kuşlar için tüneme alanı olabileceğinden kümes ve işletmeler etrafındaki ağaç ve çalılar kesilmeli, su birikintileri oluşmasına engel olunmalıdır. Bu yapılamıyorsa en yakın bitki örtüsü kümesten m mesafede olmalıdır. İşletmeye gelen veya işletmeden nakledilecek ürünler ana işletme giriş kapısında teslim edilmeli ya da alınmalıdır. Bir başka işletmeden alınan ekipman kesinlikle dezenfekte edilmeden işletmeye sokulmamalıdır. Altlık olarak kullanılacak materyaller çuvallar içinde ve kapalı ortamda muhafaza edilmelidir. Temizlik ve dezenfeksiyonun istenilen düzeyde olması için barınaklarda taban, duvar, tavanlarda çatlak, yarık bulunmamalı ve kolayca yıkanabilmelidir.

108 98 Temel Zootekni Aynı çiftlikte sadece bir türden hayvan yetiştirilmelidir. Özellikle kanatlı hayvan yetiştiriciliğinde hepsi içeri, hepsi dışarı kuralına uyulmalıdır. Yani hayvanlar aynı anda üretime alınmalı, hepsi aynı anda kesime gönderilerek kasaplık olarak değerlendirilmelidir. Sinekler başta olmak üzere paraziter mücadeleye önem verilmelidir. Pencere veya havalandırma alanları fens telleri ile kapatılarak kuşların girişi engellenmelidir. Yeni kurulacak işletme ya da üniteler en yakın hayvancılık işletmesinden en az km uzaklıkta kurulmalıdır. Özellikle damızlık işletmelerde buna çok daha fazla dikkat edilmelidir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı hastalık nedeniyle bakanlıkça belirlenerek illere bildirilen riskli sulak alanlar çevresindeki en az 1 km. mesafeli alanda kaz, ördek gibi suda yaşamaya ihtiyaç duyan kümes hayvanları için kümes kurulmasına izin vermemektedir. İşletme ve hayvan barınakları etrafında biyogüvenlik alanları oluşturulmalıdır. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yeni kurulacak hayvancılık işletmeleri için etrafında bir sağlık koruma bandı oluşturulmasını istemektedir. Sağlık koruma bandı belirlenirken hayvancılık işletmesinin çevre ve halk sağlığına yapacağı zararlı etkiler, kirletici maddeler ve hayvan hastalıklarının yayılışını en aza indirecek özellikler dikkate alınmaktadır. Özellikle lokal su kaynakları kullanılması durumunda yabani kuşların atıkları ile bulaşma ihtimali daha yüksek olacağından sıklıkla analiz ettirilmeli ve kuralına uygun olarak dezenfekte edilmelidir. Barınak ve ünite girişlerine mutlaka duş ve elbise değişim yerleri yapılmalı, günlük kıyafetler, burada bırakıldıktan sonra işyerine geçilmelidir. 2 Hastalık etkenlerinin işletmeden uzak tutulması ya da işletmeye bulaşmaması için uygulanması gereken ana ilkeler hakkında neler düşünüyorsunuz? Hastalık Etkenlerinin Yokedilmesi ya da Öldürülmesi Hastalık çıksın çıkmasın genelde her üretim dönemi öncesi hayvan barınakları ve ekipmanlar potansiyel hastalık etkeni taşıyıcısı gibi işlem görerek dezenfekte edilmelidir. Yüzey dezenfeksiyonu yanında aynı zamanda üretim öncesi en son işlem olarak bir de tütsüleme işlemi yapılmalıdır. Bakteri, virüs, mantar gibi hastalık etkenleri bu amaç için geliştirilmiş, sıvı ya da gaz halindeki dezenfektan ismi verilen özel kimyasal maddeler kullanılarak yok edilmeye ya da öldürülmeye çalışılmalıdır. Dezenfeksiyon; dezenfektan olarak isimlendirilen özel kimyasal maddeler ile bakteri, virüs gibi hastalık etkenlerinin öldürülmesi işlemidir. Piyasada ticari isimle anılan çok değişik dezenfektanlar mevcuttur. Bunların her birinin etki şekilleri, uygulama tarzları ve maliyeti farklıdır. Dezenfektan seçerken genel koruyucu amaçlı, yüzey dezenfektanı ya da belirli bir etkene dönük gibi amaca uygun seçilmelidir. Özellikle virüslere karşı etkili olan; geniş etkiye sahip; iyotlu ve klorlu gibi, kullanımına izin verilen dezenfektanlar tercih edilmeli, gerekirse duvarlar da badana edilmelidir. Bu işlem veteriner hekim kontrolünde gerekirse biyogüvenlik firmalarına yaptırılmalıdır. Tütsüleme ya da fumigasyon gaz formundaki özel kimyasal maddeler ile hastalık etkenlerinin öldürülmesi işlemidir. Tütsüleme işlemi ile genelde yüzeydeki hastalık etkenleri öldürülür ve bu amaçla en yaygın kullanılan kimyasal madde formaldehit gazıdır. Formaldehit gazının hastalık etkenlerini öldürücü etkisinden özellikle kuluçkahanelerde ve yüzey dezenfektanı olarak barınaklarda yaygın bir biçimde yararlanılmaktadır. Ancak insan sağlığına olan zararlı etkilerinden dolayı formaldehit gazının kullanımı yasaklandığından tütsüleme işleminde alternatif yöntemler ve ilaçlar uygulanmalıdır. Tütsülemede ne kullanılırsa kullanılsın veteriner hekim kontrolünde ve ilacın önerilen kullanım dozu miktarında, mümkün olduğu kadar uygulayıcılar ve diğer canlılar ile teması olmayacak

109 5. Ünite - Çevre ve Hastalıklara Direnç 99 şekilde kullanılmalıdır. Tütsüleme işleminden sonra 1-2 saat ya da yarım gün kadar barınak kapalı kalmalı, daha sonra yeteri kadar havalandırılmalıdır. Dezenfeksiyonun ancak temiz yüzeylerde etkili olacağı unutulmayarak, yüzeyler üzerindeki organik materyaller basınçlı su ile temizlenip yıkandıktan sonra dezenfeksiyon ve tütsüleme işlemi yapılmalıdır. Temizlik amacı ile kullanılan suyun basıncı bar düzeyinde olmalı, yıkama suyuna etkili deterjanlardan birisi katılmalı, en son deterjan kalıntılarının temizlenmesi için sadece su ile yıkanmalıdır. Yıkama suyunun çevreye dağılması önlenmelidir. Dönemler arasında canlı hayvanların bulunmadığı sırada işletmede yer alan yem siloları, yemlik ve suluk sistemi temizlenerek dezenfekte edilmelidir. Suluk sisteminden en son temiz su geçirilerek dezenfektan kalıntılarından temizlenmelidir. Hastalığa karşı etkinliği ispatlanmış dezenfektanlar kullanılmalı, dezenfektan seçiminde mevsim sıcaklığı ve rutubet dikkate alınmalı, bazı dezenfektanların düşük sıcaklıkta yeterince etkili olmadığı unutulmamalı, dezenfektanlar etkili konsantrasyonda ve sürede kullanılmalıdır. Hastalık çıkması durumunda hasta hayvanlar bölge dışına çıkartılmamalı, enfekte hayvanların bulunduğu bütün alanların temizlik ve dezenfeksiyonu sağlanmalıdır. Ölü, hasta hayvan imhasında çok titiz olunmalıdır. Mümkünse yakma kazanlarında yakılmalı ve külleri gömülmeli, mümkün olmadığı taktirde derin çukurlara gömülerek, dezenfekte edilmeli, üzeri kireç ve toprakla kapatılmalıdır. Yeterli Bağışıklığın Oluşturulması Hayvanlarda hastalık etkenlerine karşı aşılama ile yeterli bağışıklığın oluşturulması oldukça önemlidir. Sağlıklı bir vücut; bağışıklık organlarında üretilen özel bağışıklık hücreleri vasıtası ile karşılaştığı hastalık etkenlerini öncelikle bu organizmaların vücuda girmelerini engellemek veya girer ise vücuda girdikleri yerde etkisiz hale getirmek, yayılmalarını engellemek ya da geciktirmek şeklinde savaşarak yok eder. Bağışıklık sistemi etkeni önceden tanırsa başarı düzeyi daha da artar. İşte aşılar ile vücudun bağışıklık sistemi az miktarda etken ile tanışır ve hastalık anında etkeni tanıyarak yok eder. Üretim yönüne, bölgedeki hastalık durumuna vb. göre hastalık etkenlerine karşı aşılamalar eksiksiz bir şekilde gerçekleştirilmelidir. Çevrede bulunan hastalıklara karşı hayvanların bağışıklık düzeyleri belli aralıklar ile takip edilmelidir. Aşıların muhafazası ve taşınmasında soğuk zincire önem verilmeli, özellikle kanatlı hayvanlarda aşıların uygulanması ile ilgili (içme suyu ile hazırlanacak aşıların yeterli, 2-4 saatlik gibi bir sürede tüketilmesi, karşımın saf su ya da yağsız süt tozu ile karıştırılan su ile hazırlanması v.b) kurallara eksiksiz uyulmalı, boş aşı kapları derin çukurlara üzeri kireçle kapatılarak gömülmeli, üretim tarihi ve seri no. kaydedilmelidir. Hayvanlarda biyogüvenlik amacıyla yeterli düzeyde bağışıklığın oluşturulması hangi açılardan önemlidir. Güvenilir ve Konusunda Uzman Personel ile Çalışılması Hayvancılık işletmelerinde hastalıktan tam anlamı ile korunabilme üretim zincirinin her aşamasında alınan tedbirlerin sıkı bir şekilde uygulanması ile mümkündür. Üretim zincirinin herhangi bir halkasındaki hata önü alınamaz sorunlara yol açabilir. Bunun temini için en önemli faktör insandır. Eğitilmemiş, güvenilmeyen personel ile biyogüvenlik kuralarını tam olarak uygulamak olanaksızdır. Biyogüvenlik sistemi çalışanların tek başına uygulayabilecekleri bir sistem olmayıp, grup çalışması gerektiren ve bu konuda eğitim görmüş insanlar ile yapılmalıdır. Her noktada deneyimli ve eğitilmiş kişiler görev almalı ve mümkünse sistemin kontrolü ile ilgili kişilerin işletme dışından olması oldukça faydalıdır. 3

110 100 Temel Zootekni Hastalıkların kaynağı araştırıldığında genelde %90 ının insan kaynaklı olduğu tespit edilmiştir. İşletmelerde çalıştırılan tüm personel hastalıkların önemi ve korunma ile ilgili olarak sürekli olarak bilgilendirilmeli ve denetlenmelidir. Hayvanların bakım ve beslenmeleri yanında, biyogüvenlik kurallarını bilen ve uygulayan, hastalık belirtileri konusunda, ya da hayvanlardaki normal dışı davranışlar konusunda bilgili, hastalık durumunda yöneticileri derhal uyaran personel oldukça önemlidir. Bu da işini bilen, güvenilir ve dürüst personel ile ancak sağlanabilir. Tüm ünitelerde çalışan personel biyogüvenlik uygulamalarının geliştirilmesi için teşvik edilmeli, evlerinde veya iş dışı hayvanlar ile ilgilenmeleri yasaklanmalı, yabani herhangi bir hayvan ile temas etmeleri veya avcılık yapmaları engellenmelidir. Bakım ve Besleme (Sağlıklı Yaşam Koşullarında Yetiştirme) Hayvanların bakım ve besleme gibi yaşam kalitesinde meydana gelen kesintiler ya da eksiklikler hayvanlar üzerinde stres oluşturarak bağışıklık mekanizmasının zarar görmesine ve hastalıklara yatkın hale gelmesine yol açar. Hayvanların iyi bir bakım ve yönetimlerinin her zaman tedaviden daha kolay ve çok daha ucuz olduğu hatırlanmalıdır. Hayvanların bakım ve yönetimlerinde bilimsel yöntemler uygulanmalı, başlangıçta maliyeti yüksek ve uygulaması fazladan iş yükü getiriyor gibi görünen oldukça basit kuralların sonraki dönemlerde hem teknik hem de ekonomik açıdan işletmenin lehine olacağı unutulmamalıdır. Örneğin; etlik piliç işletmelerinde altlık kalitesine yeterince önem verilmemesine bağlı olarak ayak ve göğüs eti karkas kalitesi problemleri yanında, ıslanmış ve kötü kaliteli altlıkta amonyak düzeyi artarak hastalık etkenlerinin üremesi için bir ortam oluşturur. Yüksek düzeyde amonyak aynı zamanda solunum yolu hastalıklarına da yol açar. İşletmelerde hayvan sağlığı ve üretim kayıtları sürekli olarak takip edilmeli, hayvanların yaşına ve ırkına göre standardlara uygunluğu araştırılmalı, ani bir verim düşüşü, yem tüketiminde azalma, ölüm oranında artış gibi durumlarda ise derhal tedbir alınmalıdır. Barınaklarda sıcaklık, havalandırma, altlık kalitesi gibi hayvanların sağlıklı yaşam koşullarında kesinti olmamalı, bilimsel ölçütlerde hayvanların yaşına, üretim yönüne, v.s yeterli düzeyde sağlanmalıdır. Günlük Kontrol ve Otopsi Hayvanların genel davranış özellikleri, vücut kondisyonları, yem tüketimleri, canlı ağırlık kazançları gibi hayvanlara ait özellikler ile barınak altlık kalitesi, sıcaklık, rutubet düzeyi gibi barınaklara ait özellikler sürekli izlenmeli, normalden sapmaların hayvanlarda bir hastalığın işaretçisi ya da bir hastalığa yol açabileceği unutulmamalıdır. İşletmelerde sürekli olarak verim kayıtları incelenmeli, ani değişiklikler sorgulanarak nedeni ortaya çıkartılmalıdır. Üretim işletmeleri ve damızlık ünitelerdeki hayvanların sağlığı ve genel görünümleri, bölgede hastalık çıkması durumunda daha yoğun olmak üzere sıkı bir şekilde izlenmelidir. Otopsi ölmüş olan hayvanlar üzerinde yapılan tanısal amaçlı bir işlemdir. Hastalıklar belirli doku ve organlar üzerinde yerleşirler ve zarar verirler. Otopsi işlemi ile iç ve dış vücut yüzeyi ile organlar üzerinde ortaya çıkan değişiklikler incelenerek hastalık ya da ölüm nedeni ortaya konmaya çalışılır. Örneğin tavuklarda Gumbora hastalığında öncelikle Bursa Fabricius adlı organdaki, Salmonella etkenlerinde üreme organlarındaki değişiklikler ön plandadır. Sürüde normal dışı davranış ya da ölümler ile karşılaşıldığında konuda uzman veteriner hekimler tarafından hasta ve ölmüş hayvanlar incelenip, referans laboratuvarlara materyal gönderilerek kesin teşhis konulmalıdır. İşletmeler uğrayacakları ekonomik kayıpların büyüklüğüne karşın, hastalık ihbarlarında özverili olmalı ve civardaki işletmeleri ve yetkilileri derhal uyarmalıdırlar.

111 5. Ünite - Çevre ve Hastalıklara Direnç 101 Özet 1 2 Hayvansal Üretimde Çevre ve Çevreye Uyum Hayvanların yetiştirildikleri ve sürekli ilişkide oldukları ortama çevre denir. Bir hayvan için çevre; barınak koşulları, sıcaklık, nem oranı, rüzgar hızı gibi etkenleri ifade eder. Sürekli farklı değerler alabilen bu çevresel değişkenler, hayvanlar üzerinde farklı etkilere de sahiptir. Bu çevresel etkilerin değişimlerine karşın hayvanlarda oluşan bazı değişikliklere ise çevreye uyum denir. Hayvanların Çevreye Adaptasyonu Çevresel etkilerden daha az etkilenmeleri ve yaşamlarını sürdürebilmeleri için hayvanların genetik yapılarındaki değişim adaptasyondur. Adaptasyon genetik yapının değişmesi sonucunda şekillendiğinden dolayı daha uzun sürelerde gerçekleşir. 4 Hayvancılık İşletmelerinde Biyogüvenlik Biyogüvenlik ya da canlı güvenliği hastalık etkenlerinden arınmış ya da en aza indirilmiş bir ortamda hayvanların yetiştirilebilmesi için alınması gereken tedbirlerin tümünü içeren bir tanımdır. Hayvancılık işletmelerinde sürü sağlığı ve gıda güvenliğinin korunması amacı ile geliştirilmiş biyogüvenlik ilkeleri; hastalık etkenlerinin işletmeden uzak tutulması, hastalık etkenlerinin öldürülmesi, yeterli bağışıklığın oluşturulması, günlük kontroller ve otopsi, hayvanların yaşına ve fizyolojik ihtiyaçlarına uygun bakım ve beslenmesi ile sağlıklı yaşam koşullarının oluşturulması, güvenilir ve uzman personelle çalışılması gibi alt bölümlerde incelenmektedir. 3 Hayvanlarda Stres ve Hastalıklara Direnç Hayvanlarda fizyolojik fonksiyonların ve davranışların değişmesine neden olan etkenlere maruz kalması durumuna stres denir. Hayvanlarda vücut fonksiyonlarının normal değerlerin dışına çıkmaya zorlayan bu çevresel etkenler hayvanlar tarafından belli düzeylerde tolere edilir veya edilemez. Eğer bu etkiler tolere edilebilir düzeyde ise hayvanlar normal yaşamlarını devam ettirirler. Eğer tolere edilemez ise hayvanların ölümüne neden olabilir. Hayvan yetiştiriciliğinde özellikle de çiftlik hayvanları bakımından hastalıklar büyük önem taşımaktadır. Hastalıklara direnç veya dayanıklılık genetik yapının kontrolü altındadır. Bu sebepten dolayı genel olarak yerli ırklar kültür ırklarına göre hastalıklara daha dayanıklı olurlar. Bunun yanı sıra yerli ırklar içinde bile bazı türler diğer yerli ırklara göre daha dayanıklı olurlar.

112 102 Temel Zootekni Kendimizi Sınayalım 1. Hayvanların içinde yetiştirildikleri ve sürekli ilişkide oldukları ortama ne ad verilir? a. Çevre b. Çiftlik c. Ahır d. Kümes e. Ağıl 2. I. Adaptasyon genetik yapıdaki değişimin bir sonucudur. II. Adaptasyon türün devamlılığı bakımından önemlidir. III. Adaptasyon sonucunda canlılarda bazı değişiklikler görülebilir. IV. Adaptasyon daha uzun sürede gerçekleşir. Yukarıdaki ifadelerden hangileri doğrudur? a. Yalnız IV b. I ve III c. II ve IV d. I, II ve III e. I, II, III ve IV 3. Bir hayvanın normal yaşam fonksiyonlarında oluşan küçük sapmalara ne ad verilir? a. Stres b. Distres c. Ostres d. Uyum e. Adaptasyon 4. Hayvanların normal yaşam fonksiyonlarının işleyişini ciddi şekilde etkileyen duruma ne ad verilir? a. Stres b. Distres c. Ostres d. Uyum e. Çevre 5. Hastalık etkenlerinin işletmede yetiştirilen hayvanlara bulaştırılmaması için alınacak önlemlerden hangisi en az etkilidir? a. Araç giriş çıkış trafiğinin kontrol altına alınması b. Ekipman giriş çıkış trafiğinin kontrol altına alınması c. Video-kamera sistemiyle izlenmesi d. Personel ve ziyaretçi giriş çıkış trafiğinin kontrol altına alınması e. Kümes pencerelerinin kuşların girmemesi için tel örgüler ile kapatılması 6. Hastalık etkenlerinden arınmış bir ortamda hayvanların yetiştirilmesi için uygulanan tedbirlerin tümüne ne ad verilir? a. Gıda güvenliği b. Biyogüvenlik c. Adaptasyon d. Otopsi e. Enfeksiyon 7. Hayvancılık işletmelerinde yetiştirilen hayvanlarda yeterli düzeyde bağışıklığın oluşturulması hangi açıdan önemlidir? a. Canlı ağırlık kazancı açısından b. Yüksek bir yemden yararlanma açısından c. Daha az yem tüketimi sağlamak açısından d. Hastalık etkenleri ile savaşmak açısından e. Daha çok yem tüketimi açısından 8. Sığırlarda sıcak stresine dayanıklı türler geliştirilmesi amacı ile genetik olarak en fazla yararlanılan özellik, aşağıdakilerden hangisidir? a. Kısa tüylülük b. Boynuzluluk c. Beyaz başlılık d. Uzun tüylülük e. Kalın deri 9. Hayvanların olumlu koşullara maruz kalması sonucunda yaşamsal fonksiyonlarında oluşan değişimler hangi stres grubunda tanımlanır? a. Distreste b. Streste c. İyi streste d. Ostreste e. Monostreste 10. Hayvancılık işletmelerinde hastalık etkenlerinin öldürülmesi ya da yok edilmesi amacı ile yapılan işlemlere ne ad verilir? a. Biosecurity b. Temizlik c. Canlı güvenliği d. Biyogüvenlik e. Dezenfeksiyon

113 5. Ünite - Çevre ve Hastalıklara Direnç 103 Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı 1. a Yanıtınız yanlış ise Çevre ve Çevreye Uyum konusunu yeniden gözden geçiriniz. 2. e Yanıtınız yanlış ise Çevre ve Çevreye Uyum konusunu yeniden gözden geçiriniz. 3. a Yanıtınız yanlış ise Stres ve Hastalıklara Direnç konusunu yeniden gözden geçiriniz. 4. b Yanıtınız yanlış ise Stres ve Hastalıklara Direnç konusunu yeniden gözden geçiriniz. 5. c Yanıtınız yanlış ise Biyogüvenlik konusunu yeniden gözden geçiriniz. 6. b Yanıtınız yanlış ise Biyogüvenlik konusunu yeniden gözden geçiriniz. 7. d Yanıtınız yanlış ise Biyogüvenlik konusunu yeniden gözden geçiriniz. 8. a Yanıtınız yanlış ise Stres ve Hastalıklara Direnç konusunu yeniden gözden geçiriniz. 9. d Yanıtınız yanlış ise Stres ve Hastalıklara Direnç konusunu yeniden gözden geçiriniz. 10. e Yanıtınız yanlış ise Biyogüvenlik konusunu yeniden gözden geçiriniz. Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1 Çevresel etkilerle başa çıkmak için hayvanda oluşan değişiklikler stres, distres ve ostres olmak üzere üç farklı başlık altında gruplandırmak mümkündür. Stres, hayvanın normal yaşam fonksiyonlarında oluşan küçük sapmalardır. Genellikle, bu tip değişiklikler normale dönme eğilimindedir. Distres, hayvanların normal yaşam fonksiyonlarının işleyişini ciddi şekilde etkileyen durumdur. Bu çeşit etkiler nispeten daha uzun sürer ve vücuttaki düzenleme mekanizmalarının etkisi bile geri dönüşü durduramayabilir. Diğer bir stres türü de Ostres olarak adlandırılır. Bu tip stres durumları, hayvanların olumlu koşullara (etkenlere) maruz kalması sonucunda yaşamsal fonksiyonlarında oluşan değişimleri ifade eder. Bu stres türünde geri dönüş daha kolaydır. dolayı öncelikle çiftlik koşullarının iyi incelenmesi şarttır. Hayvanlarda sıcak stresinin etkilerini azaltmak amacıyla barınak koşulları, bakım-besleme ve genetik yapı üzerinde farklı değişiklikler yapılabilir. Bu yöntemler içinde barınak koşulları ve bakım-besleme koşullarının değiştirilmesi çevresel şartların iyileştirilmesini sağlar. Bunun dışında sonraki kuşaklarda sıcak stresine dayanıklılık bakımından bir iyileşme sağlamaz. Genetik yapı üzerindeki değişimler ise sonraki kuşaklarda sıcak stresine dayanıklılığı etkilediğinden dolayı uzun süreli bir çözüm yolu olarak gösterilmektedir. Genel çözüm yolları arasında; genetik yapıdaki değişim yavaş olmasına karşın en etkin olanıdır. Barınak koşulları bakımından ise tünel havalandırma sistemleri sıcak stresi ile başa çıkmak için etkin olan yöntem olarak gösterilebilir. Ancak bu yöntemin de maliyeti oldukça yüksektir. Sıra Sizde 3 Hastalık etkenlerinin işletmeye bulaşmasının önlenmesi için ana ilke personel ve misafir gibi ziyaretçi giriş çıkışı ile ekipman ve araç giriş çıkışını kontrol altında tutmaktır. İşletmelerin giriş ve çıkışlarında insan/personel, ekipman ve araç trafiği kontrol altına alınmalıdır. Sıra Sizde 4 Sağlıklı bir vücut bağışıklık organlarında üretilen özel bağışıklık hücreleri vasıtası ile karşılaştığı hastalık etkenlerini öncelikle bu organizmaların vücuda girmelerini engellemek veya girer ise vücuda girdikleri yerde etkisiz hale getirmek, yayılmalarını engellemek ya da geciktirmek şeklinde savaşarak yok eder. Bağışıklık sistemi etkeni önceden tanırsa başarı düzeyi daha da artar. İşte aşılar ile vücudun bağışıklık sistemi az miktarda etken ile tanışır ve hastalık anında etkeni tanıyarak yok eder. Sıra Sizde 2 Çiftlik hayvanlarında sıcak stresinin etkilerinin azaltılması amacıyla genellikle tek bir çözüm yolu bulunmamaktadır. Çevre sıcaklığının etkilerinin azaltılması amacıyla yapılan çalışmaların genel sonucu; farklı yöntemlerim kombine edilerek kullanılmasının daha uygun olacağı yönündedir. Bu sebepten dolayı çiftlik koşullarının, hayvanların verim düzeylerinin, bakım besleme durumunun ve maliyetlerin dikkate alınarak çözüm yollarının geliştirilmesi gerekir. Bu sebepten

114 104 Temel Zootekni Yararlanılan Kaynaklar Aksoy, F.T.(2011). Sürü Sağlığı ve Biyogüvenlik. Çiftlik Dergisi, Mart 3. Aksoy, F.T. (1999). Tavuk Yetiştiriciliği. Ankara: Şahin Matbaası. Anonim (2010). Biyogüvenlik Kanunu, Resmi Gazete. Kanunu No: 5977, Kabul Tarihi: , Yayımlandığı R.Gazete: Baker, R.L. (1998). Genetic resistance to endoparasites in sheep and goats. A review of genetic resistance to gastrointestinal nematode parasites in sheep and goats in the tropics and evidence for resistance in some sheep and goat breeds in sub-humid coastal Kenya. Animal Genetic Resources Information, 24: Claxton, J., Leperre, P. (1991). Parasite burdens and host susceptibility of Zebu and N Dama cattle in village herds in the Gambia, Veterinary Parasitology, 40(3-4): Glass, E.J., Preston, P.M., Springbett, A., Craigmile, S., Kirvar, E., Wilkie, G., Brown, C.G.D. (2005). Bos taurus and Bos indicus (Sahiwal) calves respond differently to infection with Theileria annulata and produce markedly different levels of acute phase proteins, International Journal for Parasitology, 35(3): Petek, M. (2006). Etlik Piliç İşletmelerinde Kuş Gribine Karşı Tehlike Analizi Kontrol Noktaları, Türktarım Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Dergisi Shimshony, A. (1989). Footrot in Awassis and the crosses with East Friesian sheep, New Zealand Veterinary Journal, 37(1): 44. Yalçın, C.B. (1981). Genel Zootekni, İstanbul.

115

116 TEMEL ZOOTEKNİ 6Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; Saf yetiştirme Akrabalık ve akrabalı yetiştirme Kan tazeleme Melezleme gibi yetiştirme sistemleri hakkında bilgi ve becerilere sahip olabileceksiniz. Anahtar Kavramlar af eti tirme kra alı eti tirme an a eleme ele leme İçindekiler Temel Zootekni Yetiştirme Metotları GİRİŞ A YETİŞTİRME AKRA ALI YETİŞTİRME KAN YAKINLIĞI KAN TA ELEME MELE LEME

117 Yetiştirme Metotları GİRİŞ Hayvancılık işletmelerinde temel amaç yüksek verimlilik yanında sürü büyüklüğünün korunması ve geliştirilmesidir. Hayvancılık işletmelerinde sürü büyüklüğünün korunması genellikle kendi içinden erkek ve dişilerin birleştirilmesiyle sağlanır. İşletmelerde genel olarak sürünün belirli bir oranı (%15-20 gibi) her yıl değişik nedenlerle sürüden çıkartılır, bunun yerine işletme içinden ya da dışarıdan hayvanlar sürüye katılır. Hem sürü büyüklüğünün korunması hem de herhangi bir özellikte genetik ilerleme sağlamak için damızlık olarak seçilen erkek ve dişilerin yetiştirilmesinde ya da birleştirilmesinde belli yöntemler kullanılır ki buna yetiştirme metotları denir. Damızlıkta kullanılacak hayvanlar aynı ırktan ise bunların birleştirilmesi ile yapılan yetiştiriciliğe saf yetiştirme denir. Saf yetiştirmenin daha yoğun yapılan şekline akrabalı yetiştirme, uzun süre akrabalı yetiştirilmiş sürülere bir defalık bir başka sürüden hayvan katılması ile yapılan birleştirmeye kan katma ya da kan tazeleme denir. İşletmede yer alan hayvanlar başka başka ırklardan seçilmişler ve aralarında değişik amaç ve şekillerde sistemli bir birleştirme uygulanmış ise buna da melezleme denir. Melezleme iki ya da daha fazla ırkı kapsayan bir birleştirme yöntemidir. SAF YETİŞTİRME Damızlıkta kullanılan hayvanların her ikisi de aynı ırktan ise bu erkek ve dişilerin birleştirilmesi ile yapılan birleştirme yöntemine saf yetiştirme denir. Teorik olarak aynı genetik yapıya sahip olan bireylerin birleştirilmesi anlaşılsa da pratikte aynı genotipe sahip bireylerin bulunması ve birleştirilmesi oldukça zor olduğundan pratik olarak saf yetiştirmeyi aynı ırk veya aynı ırktan soy ve hatların kendi aralarında yetiştirilmesidir diyebiliriz. Bir kıvırcık koyun sürüsünde Kıvırcık ırkı bir koç ile, Kıvırcık ırkı bir dişi koyunun, bir Saanen keçi sürüsünde Saanen ırkı bir teke ile Saanen ırkı bir dişi keçinin birleştirilmesi bir saf yetiştirmedir. Bir Lehgorn ırkı tavuk sürüsünde bu ırktan erkek ve dişilerin birleştirilmesi bir saf yetiştirmedir. Angus ırkı bir boğa ile Angus ırkı dişi bir ineğin birleştirilmesi saf yetiştirmeye güzel bir örnektir. Gelişen teknolojiye bağlı olarak ineklerin aynı ırktan boğaların sperması ile suni tohumlama yöntemi kullanılarak tohumlanması ya da aynı ırktan iki üreme hücresinin laboratuar ortamında bir araya getirilerek oluşturulan embriyonun taşıyıcı annelere aktarılması ile yavru elde edilmesi de birer saf yetiştirmedir. Saf yetiştirmede birbirleri ile akraba olan ya da olmayan erkek ve dişilerin birleştirilmesi yolu seçilebilir. Akrabalar arası birleştirme yolu ile saf yetiştirmeye akrabalı yetiştir- Koç: Ergin ve üreme yeteneği kazanmış erkek koyun Teke: Ergin ve üreme yeteneği kazanmış erkek keçi

118 108 Temel Zootekni me veya kan yakınlığı, aynı ırktan akraba olmayanların birleştirilmesine ise uzak yetiştirme denir. Akrabalı yetiştirme bir saf yetiştirme şekli olmakla birlikte öneminden dolayı ayrı bir yetiştirme metodu olarak incelenmektedir. Saf yetiştirme yeni geliştirilmiş at, sığır, koyun, keçi ırklarının korunması, ırkların herhangi başka bir ırkla karışmaması ve hayvanların ırk özelliklerini tam bir şekilde sergileyebilmeleri açısından, kısacası mevcut hayvan gen kaynaklarının korunması için oldukça önemlidir. Saf yetiştirme, lokal ya da yerli tavuk ırklarının oluşmasında ve kültür ırkı tavukların geliştirilmesinde yaygın olarak kullanılmıştır. Homozigot yapıda değişik soy ve hatların üretilmesinde yakın akrabalı saf yetiştirme sıklıkla başvurulan bir yoldur. 1 Hayvan yetiştiriciliğinde saf yetiştirme ve saf yetiştirmenin önemi hakkında ne düşünüyorsunuz? Dünya nın en önemli sütçü ırkı olan Holstein (Holştayn, siyah-alaca), Jersey gibi ırkların bugünkü verim özelliklerini kazanmasında saf yetiştirmenin önemli bir etkisi vardır. Bu ve benzeri ırkların saf olarak korunmasında pedigri yani soy kütüğü kayıtlarını tutup, ıslah çalışmaları, verim kontrol ve kayıtları gibi işlemleri yapan yetiştirme derneklerinin önemli bir katkısı vardır. Türkiye de gelişen ekonomik koşullar ve kontrolsüz birleştirmelere bağlı olarak ülkemize özgü yerli ırkların ırk özelliklerini koruyamayarak sayıca önemli düzeyde azaldığı gözlenmiştir. Örneğin Marmara bölgesine özgü bir ırk olan Boz sığır ırkı, Kıvırcık koyun ırkı, Yerli Kara sığır ırkı, Ödemiş koyunu, Denizli tavuk ırkı gibi hayvanlar kontrolsüz birleştirmeler neticesinde sayıca çok azalmışlar, bazıları neredeyse kaybolma tehdidi ile karşı karşıya kalmıştır. Bunun başlıca nedenlerinden birisi gelişen ekonomik koşullar ve tüketici talebine bağlı olarak halk elinde yapılan kontrolsüz birleştirmelerdir. Örneğin yapağı verimi amacıyla Türkiye ye getirilen ve Türk merinoslarının elde edilme işleminde kullanılan Merinos ırkında kuzu eti talebinin ön plana çıkması ve yapağının önemini kaybetmesi ile et verimine dönük birleştirmeler ön plana çıkmıştır. Örneğin Kıvırcık koyun ırkı Merinos ile, Merinos ırkının Alman Siyah Başlı koyun ırkı ile, yerli sığır ırklarımızın Holstein başta olmak üzere yüksek verimli ırklar ile çok sayıda melezlerini halk elinde görmek mümkündür. Bunun en büyük nedeni de yerli hayvan ırklarımızın düşük verimli olmasıdır. Saf yerli ırkların sayıca azalmaya başladığının fark edilmesiyle Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yerli ırkların Devlet Hayvancılık İşletmelerinde ve halk elinde korunması amacıyla uzun süreli bir ıslah projesi başlatmıştır. Bu amaçla önce yetiştirici dernekleri kurulmuş, hayvanlara küpe takılarak numaralandırılmış ve kimliklendirme çalışmaları yapılmıştır. Türkiye ye özgü yerli gen kaynaklarının korunması projeleri üniversitelerin de katkıları ile devam etmektedir. Yerli ırkların saf olarak muhafaza edilmesi ve gerçek verimlilik düzeylerinin de ortaya konması açısından önemli olan bu projelerin bir kısmı başlangıç aşamasında olup, kamu kuruluşları ve halk elinde sürdürülmeye çalışılmaktadır. Saf yetiştirmeden belirli amaçlara göre bazı özellikler yönünden en iyi hayvanların seçilmesi ile yani seleksiyon yapılarak uygulanan bir yetiştirme yöntemi anlaşılmalıdır. Bir ırkın saf olarak seleksiyonla ıslahında başarı oranı; üzerinde durulan özelliğin kalıtım derecesi yani genetik düzeyi ve seçilen hayvanların içinden seçildiği sürüden üstünlüğü yani seleksiyon üstünlüğünden doğrudan etkilenir. Örneğin genelde canlı ağırlık kazancı, karkas randımanı gibi et verimi ile ilgili özelliklerin kalıtım derecesi yüksektir. Kalıtım derecesi ne kadar yüksek, seçilenlerin oranı ne kadar fazla ve üzerinde durulan özellikteki fenotipik varyasyon yani ölçülüp, tartılabilen, gözlemlenebilen özelliklerde bireyler arası farklılıklar ne kadar fazla ise saf bir ırk veya sürünün verim düzeyinde genetik bir artış sağlamak o kadar kolay olur.

119 6. Ünite - Yetiştirme Metotları 109 Saf yetiştirme ile verim özelliklerini olumlu yönde etkileyen genler homozigot bir örnek hale gelerek verimlilikte bir artış sağlarken, aynı zamanda hayvanların genetik yapılarında resesif yani çekinik olarak geçen zararlı genler de homozigot hale gelerek istenmeyen özelliklerin ortaya çıkmasına neden olabilirler. Bu nedenle saf yetiştirmede çok dikkatli olunmalıdır. Genelde bu tarz olumsuz etkiler uzun süre saf yetiştirme yani akrabalı yetiştirme sonucu özellikle yaşama gücü ve döl verimi gibi özelliklerde ortaya çıkmaktadır. Saf yetiştirme diğer yöntemlere göre oldukça kolay ve emin olunan güvenilir bir birleştirme yöntemidir. Saf yetiştirmede en fazla dikkat edilmesi gereken konu sürü kurulurken başlangıç canlı materyali yani damızlık seçiminde çok dikkatli olmalı, ırk özelliklerini morfolojik ve fizyolojik olarak en iyi gösteren hayvanlar yetiştirmede kullanılmalıdır. AKRABALI YETİŞTİRME (KAN YAKINLIĞI) Bir ırk içinde akraba erkek ve dişilerin birleştirilmesi yolu ile yapılan yetiştirmeye akrabalı yetiştirme ya da kan yakınlığı denir. Bir başka tanımla saf yetiştirmenin daha yoğun uygulanan bir şekli olup, akraba bireyler arasında yapılan bir yetiştirme metodudur. Yetiştiricilik yönünden sürü ortalamasına göre birbirine daha çok akraba olan bireylerin birleştirilmesi yolu ile yapılan yetiştirmeye akrabalı yetiştirme diyebiliriz. Buradaki akrabalık ya da kan yakınlığı genetik yakınlığı ifade etmektedir. Genel anlamı ile akraba bir veya birden fazla ortak ataya sahip bireylere denilmektedir. Fakat geriye doğru gidildikçe bir noktada bireyler arasında mutlaka akrabalığa rastlanılacağı için kaçıncı generasyona kadar ortak ataya sahip bireylerin akraba sayılacağının belirlenmesi gerekir. Hayvan yetiştirmede pedigrilerinin geriye doğru ilk dört veya beşinci generasyonuna kadar bir veya birden fazla ortak ataya sahip bireylere akraba denilmektedir. Ortak ata ne kadar yakın bir generasyonda ise akrabalık derecesi o kadar fazladır. Pratik olarak hayvan yetiştiriciliğinde dört generasyondan daha uzak ortak ataya sahip bireyler akraba kabul edilmezler. Akrabalık genel olarak ebeveyn-yavru ilişkisi temelindedir. Akrabalık ne kadar yakın bir kuşakta ise genetik benzerlik o kadar fazla olur. En yüksek genetik benzerlik bir bireyin kendisi ile olan akrabalığı olup, derecesi tek yumurta ikizlerinde olduğu gibi %100 dür. Birleştirilen bireylerin yakın veya uzak akraba oluşuna göre kan yakınlığı sıkı, yakın ve uzak akrabalı yetiştirme olarak sınıflandırılır. Ebeveynle yavrular, erkek ve dişi tam kardeşler arası birleştirme sıkı ya da tam kan yakınlığı, yavru ile büyük ebeveyn veya bababir veya ana bir yarım kardeşler arasında yapılan birleştirmeler yakın kan yakınlığı, uzak akrabaların birleştirilmesi ise uzak kan yakınlığı olarak tanımlanır. Bir birey annesi, babası ve öz kardeşleri ile yakın akraba olup, akrabalık katsayısı %50 dir. Herhangi bir birey genlerinin yarısını anasından, yarısını da babasından aldığından yavru ile ana ve babası arasındaki akrabalık derecesi %50 dir. Bireyle büyük ebeveynler arasındaki akrabalık derecesi ise bunun yarısı %25 tir. Öz kardeşlerin birleştirilmesinden elde edilen birinci generasyon yavruların ortalama akrabalık derecesi %25 tir. Bu oran ikinci kuşakta %37.5, üçüncü kuşakta ise %50 ye çıkmaktadır. Akrabalı yetiştirme verim özelliklerini homozigot hale getirdiğinden özellikle damızlık işletmeler açısından son derece önemlidir. Çünkü damızlık işletmelerde bireylerin sahip oldukları kendi özelliklerini yavrularına geçirmeleri hem damızlık işletme açısından, hem de bunları satın alan üretici açısından son derece önemlidir. Akrabalı yetiştirme ya da kan yakınlığı damızlık hayvan üretiminde yaygın biçimde kullanılmıştır. Genelde yoğun akrabalı yetiştirme bir kural olarak akrabalı yetiştirilmiş hatları melezleme amacıyla kullanmak üzere hayvancılıkta uygulanmaktadır. Bunu dışında melezleme ile elde edilmiş yeni ırk ya da tipleri sabitleştirme için yine akrabalı yetiştirme uygulanmaktadır. Generasyon: Atalar ile yavrular arasındaki kuşak, nesil farkı. Pedigri: Soy kütüğü

120 110 Temel Zootekni Akrabalı Yetiştirmenin Etkileri Akrabalı yetiştirme bir sürüdeki hayvanları verim özellikleri yönünden homozigot bir örnek hale getirdiğinden taşıdığı genleri iyi olan bir bireyin bu üstünlüğünü yavrularına geçirme ihtimali daha fazla olacaktır. Akrabalı yetiştirme tek başına uygulandığı zaman verimleri etkileyen genlerin oranlarını değiştirmez, heterozigotluğu azaltarak genetik variyasyonun değişmesine neden olur. Heterozigotluğun azalması ise ileri durumda genelde verimlerde bir azalmaya, yaşama gücünde bir düşmeye neden olur. Bundan dolayı beklenen faydaların sağlanabilmesi için akrabalı yetiştirme seleksiyonla birlikte uygulanmalıdır. Akrabalı yetiştirme hayvanların üstün özelliklerini belirlemek için en uygun metottur. Ancak akrabalı yetiştirmenin her zaman istenileni vermediği, bazen bünyenin zayıflamasına, döl verimi ve yaşama gücünün azalmasına neden olduğu da görülmektedir. Akrabalı yetiştirme (kan yakınlığı) melezleme çalışmalarından sonra melez hayvanlara seleksiyonla birlikte uygulanarak ırk sabitleştirme çalışmalarında kullanılır. Tek başına seleksiyon uygulanması durumunda melezlemede kullanılan ırkların istenmeyen özellikleri de ortaya çıkmaya devam eder. Çünkü melez hayvanlar büyük ölçüde heterozigotturlar. Melez popülasyonlarda seleksiyonla birlikte akrabalı yetiştirme de uygulanırsa önemli özellikler ile ilgili genlerin kısa zamanda homozigotlaşması sağlanır. Bu şekilde istenilen özelliklerin sabitleştirilmesi, yani kendilerinde var olan özellikleri yavrularına güvenle geçirebilen tipler elde edilir. Melezleme ile elde edilen çoğu tipler ya da ırklarda belli bir süre kan yakınlığı uygulanmıştır. Akrabalı yetiştirme veya kan yakınlığının başlıca etkisi eklemeli olmayan gen etkilerinden etkilenen verim özelliklerinde azalmaya yol açmasıdır. Bu azalmanın en büyük nedeni artan homozigotluğun etkisi ile kötü etkilere sahip resesif etkili gizli genlerin ortaya çıkmasıdır. Akrabalı yetiştirme uygulayan damızlık hayvan üreticileri kendi sürülerinde bir miktar verim düşüklüğü olabileceğini baştan kabul etmelidirler. Çok üstün düzeyde akrabalı yetiştirilmiş sürüler meydana getirmek zaman alıcı, düzenli ve metotlu çalışmayı gerektirir. Bu iş için yeterince zaman, para ve bilgiye sahip olmak gerekmektedir. Akrabalı yetiştirmede beklenen başarının elde edilebilmesi için bir takım faktörlere dikkat edilmesi gerekmektedir. Bunlar; Akrabalı yetiştirme uygulamasının başlatıldığı başlangıç sürünün yapısı; sürüde yer alan hayvanlar dış görünüş ve kalıtsal özellikler yönünden, özellikle yaşama gücü, döl verimi ve verimler yönünden gizli kalmış zararlı genler taşımıyorsa akrabalı yetiştirmeden elde edilen başarı o kadar yüksek olur. Sürüde uygulanan seleksiyon düzeyi; Sürüde uygulanan seleksiyon düzeyi verim yönünden önemli özellikler üzerinde yapılmış ise akrabalı yetiştirme ile güzel bir sürü geliştirilmesi mümkün olur. Ekonomik önem taşıyan verimlerdeki düzeyi artırmak ya da en azından korumak buna bağlıdır. Kan yakınlığı artış oranı; Akrabalı yetiştirme uygulanan sürüde kan yakınlığı hızlı bir şekilde yükselirse sürüdeki gizli kalmış zararlı genler zamanında tespit edilip, saf dışı bırakılmayabilir. Bu yapılamadığı taktirde de zararlı genlerin düzeyi hızla artarak sürüde verimliliği artırmayı amaçlayan seleksiyon bile yapılamayabilir. Kısaca bir sürüde akrabalı yetiştirme ile başarılı olabilmek için; başlangıç hayvan materyali iyi bir sürü olmalı, sıkı ve yoğun bir seleksiyon programı uygulamalı, sürüde kan yakınlığı artış oranı aynı zamanda istenen özellikler yönünden seleksiyona imkan verecek bir düzeyde olmalıdır.

121 6. Ünite - Yetiştirme Metotları 111 Akrabalık Derecesi (Katsayısı) Ortak ataya olan uzaklığa bağlı olarak ortak ataya sahip akraba bireyler arasında benzer bazı özellikler bulunur. Bireyler arasındaki benzerliğe akrabalık ve bu benzerliğin derecesini belirten ölçüye de akrabalık katsayısı ya da derecesi denir. Bir başka anlatımla akrabalık derecesi ortak ataya sahip bireyler arasındaki genotipik benzerliğin derecesidir. Ortak ata ne kadar uzak ise bireyler arasında benzerlik de o kadar azdır. Akrabalı yetiştirme homozigotluğu artırdığından kan yakınlığı ile yetiştirilmiş bir hayvan kan yakınlığı ile yetiştirilmemiş olanlara göre yavrularına daha çok benzer genler geçirir. Birbirleri ile akraba oldukları bilinen iki birey arasındaki akrabalık derecesi bir formülle hesaplanabilir. Akrabalık derecesini hesaplama ele alınan fertler ile bunların ortak ataları arasındaki kuşak, nesil sayısına dayanır. Burada bireyler ile ortak ata arasındaki generasyon yani kuşak sayısının bilinmesine ihtiyaç vardır. Öncelikle ele alınan iki bireyin ortak ataları belirlenir, sonra atalarla her bir birey arasındaki kuşak sayısı, generasyon sayıları bulunur. Hayvan yetiştiricileri genellikle akrabalığı kan yüzdesi ya da kan bağı gibi tanımlarlar. Bunun hayvan vücudundaki gerçek kan ile ilgisi olmayıp halk arasında kan akrabalık yerine kullanılan bir deyimdir. Akrabalı Yetişme Derecesi (Kan Yakınlığı Katsayısı) Akrabalı yetişme derecesi ya da akrabalık derecesi; akrabalı yetiştirilme ya da kan yakınlığı sonucu heterozigotlukta meydana gelen azalmanın bir ölçüsüdür. Ya da akraba bireyler arasında yapılan birleştirmeler sonucunda bireyde ortaya çıkan homozigotluktur. Burada kastedilen akrabalık bir sürüde, bir popülasyondaki ortalama akrabalık derecesinden daha yakın bir akrabalığı ifade eder. Bir başka tanıma göre akrabalı yetişme derecesi bir hayvanın homozigotluğunun o ırk içinde akraba olmayan hayvanlara göre fazlalığının yüzdesi olarak da tanımlanabilir. Örneğin bir birey %5.15 akrabalı yetiştirilmiştir ya da bu bireyin akrabalı yetişme derecesi %5.15 ise bu bireyin gen çiftlerinde akrabalı yetiştirilmemiş olanlara göre heterozigotluk %5.15 kadar daha az demektir. Örneğin tam kardeşlerin akrabalık derecesi yani birbirleri ile akrabalıkları %50, tam kardeşlerin birleşmesinden doğacak yavrunun akrabalı yetişme derecesi ise %25 olup, oldukça yüksek bir akrabalı yetiştirme derecesidir. Kan yakınlığının amacı sürüde yer alan hayvanlarda üstün genlerin homozigotluğunu artırmaktır. Kan yakınlığı katsayısının hesaplanması, bir bireyin kan yakınlığının ana ve babası arasındaki akrabalığın yarısına eşit olduğu esasına dayanır. İki akraba bireyin birleştirilmesinden doğan akrabalı yetiştirilmiş bir bireyin akrabalı yetişme derecesi bir formülle hesaplanabilir. Akraba bireyler akrabalık derecesine bağlı olarak aynı popülasyonda akraba olmayan bireylerden daha fazla ortak genlere sahiptirler. Akrabalık derecesi (katsayısı) ve akrabalı yetiştirme derecesi ile ilgili formülleri Orhan Alpan ın Sığır Yetiştiriciliği ve Besiciliği (Ankara: Medisan Yayınevi, 1990) kitabında bulabilirsiniz. Akrabalı Yetiştirmenin Faydaları Bir işletmedeki hayvanlar verim özelliklerini kontrol eden genler yönünden ne kadar homozigot iseler, bu hayvanlar bu özelliklerini o kadar büyük bir ihtimalle yavrularına geçirirler ve sürü bir örnek hale gelir. Herhangi bir karakter yönünden heterozigot yapıda olan hayvanlar yavrularına arzulanan iyi genleri geçirebileceği gibi, iyi olmayan genleri de geçirebilir. Akrabalı yetiştirme, önemli verim özellikleri yönünden sürünün genetik düzeyinin bir örnek olmasına imkan verdiği gibi, diğer yetiştirme metotlarına göre az riskli ve daha güvenilirdir. Aynı zamanda diğer metotlara göre daha ekonomiktir.

122 112 Temel Zootekni Kan yakınlığı ya da akrabalı yetiştirme, melez popülâsyonlarda karakterleri tespit etme yönünden önem taşır. Melezleme ile elde edilen erkek ve dişilere sadece seleksiyon uygulanırsa, melezler heterozigot yapıda olduklarından, yavrularda uzun süre başlangıç ırklarının istenmeyen özellikleri de ortaya çıkmaya devam eder. Melez popülasyonlarda seleksiyon ile birlikte kan yakınlığı da uygulanırsa karakterleri etkileyen genlerin daha kısa zamanda bir örnek hale gelmesi ve karakterlerin sabitleştirilmesi mümkün olur. Dünya genelinde melezleme ile üretilen bir çok ırkta belirli bir süre kan yakınlığı uygulanmıştır. Akrabalı yetiştirme aynı zamanda sürüde gizli (resesif) olarak bulunan kötü etkili zararlı genlerin meydana çıkartılıp, sürüden uzaklaştırılmasına yardım eder. Tavukçulukta aynı ırkın uzun süre akrabalı yetiştirilmesi ile 8-9 generasyon sonra birbirinden genetik yapı bakımından farklı hatlar geliştirilmekte ve bu hatlar kendi aralarında birleştirildiğinde en yüksek verimli yavruları meydana getirenler belirlenmektedir. Belirlenen bu yüksek verimli hatlar hem saf olarak üretilir, hem de aralarında melezlenerek yüksek verimli hibrit etlik piliçler veya yumurta tavukları elde edilmektedir. Bu test birleştirmeleri bir ırkın akrabalı yetiştirilmiş hatları arasında değil de, farklı ırkların akrabalı yetiştirilmiş hatları arasında yapılırsa elde edilen melezlerin verimliliği daha yüksek olmaktadır. Akrabalı yetiştirilmiş hatlar ya da iki ayrı ırk arasında yapılan melezlemelerden elde edilen yavruların verimler ve yaşama gücü yönünden anne ve babalara göstermiş olduğu üstünlük heterozis ya da melez azmanlığı olarak tanımlanmaktadır. Çiftlik hayvanları yanında biyolojik araştırmalarda ve deneysel çalışmalarda kullanılan laboratuvar hayvanlarının genetik bakımdan bir örnek olması istenir. Genetik olarak bir örnek hayvanlarda akrabalı yetiştirme ile elde edilebilir. Akrabalı Yetiştirmenin Zararları Akrabalı yetiştirme derecesi belirli bir düzeyin üzerine çıktığında döl verimi ve yaşama gücü başta olmak üzere verimle ilgili özelliklerde bir gerileme başlar. Kan yakınlığı depresyonu olarak isimlendirilen bu olayın en önemli nedeni akrabalı yetiştirme ile değişik lokuslardaki gen çiftlerinin giderek homozigotlaşması ve bu homozigotlaşmanın faydalı olmayan resesif-gizli kalmış kötü etkili allel genler lehine olması ve buna bağlı olarak lokuslardaki heterozigotluk avantajının ortadan kalkmasıdır. İleri düzeyde kan yakınlığı ya da akrabalı yetiştirmeden en çok zarar gören karakterlerin üreme ile ilgili özellikler olan döl verimi, tavuklarda yumurta verimi ve yumurtadan civciv çıkış gücü gibi karakterler olduğu tespit edilmiştir. Akrabalı yetiştirmeye bağlı kan yakınlığı depresyonunun ortaya çıkmasında türler arasında farklılıklar olabileceği gibi, bunun kaçıncı kuşaktan sonra ortaya çıkabileceği kayıtlar ve verim kontrolleri ile izlenmelidir. Örneğin halihazırda devam etmekte olan bir çalışmada yaklaşık on yıldır dışarıdan herhangi bir kan katımı gerçekleşmeyen bıldırcın sürüsü kapalı olarak yetiştirilmesine rağmen döl verimi ve yaşama gücü başta olmak üzere verimlerde herhangi bir gerileme gözlemlenmemiştir. Bıldırcınların generasyon aralığı büyük ve küçükbaş hayvanlara göre oldukça kısadır. Bu hayvanlarda kuluçka süresi 17 gündür ve kuluçkadan çıkan bir civciv iki aydan daha kısa bir sürede hem yumurtlamaya başlayarak kendisinden döl alınabilmekte, hem de etlik olarak kesilebilmektedir. Kuzularda büyüme ve gelişme özellikleri ile akrabalı yetiştirme arasında önemli negatif ilişkiler tespit edilmiş olup, akrabalı yetiştirmede her %1 lik artış için koç altı koyun sayısına göre doğan kuzu sayısının bir adet kadar azalacağı bildirilmektedir. Yılda bir kez yavru veren sığırlarda anaç sürünün korunması oldukça güçtür. Yine sığırlarda istenmeyen özelliklere sahip hayvanların sürü dışı edilmesi için fazlaca bir hareket serbestliği de yoktur. Yani sığırlarda kötü etkili genlerin akrabalı yetiştirme ile homozigotlaşarak popülasyona yerleşme olasılığı daha yüksektir.

123 6. Ünite - Yetiştirme Metotları 113 Bir hayvan sürüsünde kan yakınlığının yükselmesi sürüde doğan yavruların ölümüne veya anomalilere yol açan lethal (öldürücü) faktörlerin ve kalıtsal bozuklukların daha sık bir oranda ortaya çıkmasına neden olabilir. Akrabalı yetiştirme yapılmadığı zaman böyle kötü etkili resesif zararlı genler etkilerini örten dominant (baskın) genlerle birlikte heterozigot halde bulunduklarından bu istenmeyen durumlar görülmez ya da etkisi çok az hissedilir. Kan yakınlığı ile bu gizli kalmış resesif etkili genler daha sık homozigot hale geldiklerinden yavrularda öldürücü etkiler ve kalıtsal bozuklukların ortaya çıkma ihtimali yükselir. Bu durum zararlı olduğu gibi faydalı da kabul edilebilir. Çünkü resesif olduğu için gizli kalarak nesilden nesile geçen ve etkisi hissedilmeyen kötü etkili genler tespit edilerek bu etkiye sahip hayvanlar ya yaşamadığı için ya da sürüde döl verme olanağı sağlanmadığından bu genlerin miktarı da zamanla azalmış olur. Akrabalı yetiştirme yapıldığı zaman ortaya çıkabilen gizli kalmış kötü etkili genlerin akrabalı yetiştirme yapılmadığı zaman görülmeme nedeni hakkında ne düşünüyorsunuz? KAN TAZELEME Hayvancılıkta saf olarak yetiştirilen sürü eğer sayıca yeter büyüklükte değilse ve uzun süre aynı ırktan ama başka bir sürüden bir damızlık hayvan bu sürüye katılmamış ise bu sürüde kaçınılmaz olarak akrabalı yetiştirme oranı artar. Akrabalı yetiştirme derecesi belli bir düzeyi aşınca döl verimi ve yaşama gücü başta olmak üzere verimlerde bir gerileme görülür. Hayvancılıkta döl verimi denince; kızgınlık yani üreme isteği gösterme oranı, gebe kalma oranı, ovulasyon yani dişi üreme hücresi oranı, gebe kalmak için gerekli birleştirme sayısı gibi özellikler anlaşılır. Yani sürüde kısır kalan hayvan sayısı artar, gebelik başına birleştirme ya da suni tohumlama sayısı artar, aynı zamanda doğan yavrularda çevresel şartlara ve hastalıklara dayanıklılık azalır ve yaşama gücü düşer ise akrabalı yetiştirmenin zararları görülmeye başlamıştır. Yaşama gücü ve döl veriminde azalma gibi uzun süre saf ya da akrabalı yetiştirmenin sakıncalı etkilerinden kaçınmak için, sürüye aynı ırkın başka sürülerinden özellikle erkek hayvan getirilerek damızlıkta kullanılır ki bu işleme kan tazeleme denir. Kan tazeleme sadece bir kez yapılır, tekrar dışarıdan kan katımı yoluna gidilmez ve sürü kapalı olarak yetiştirilmeye devam eder. Kan tazeleme aynı ırka ait sürüler arasında yapıldığından saf yetiştirme kapsamında değerlendirilmektedir. Günümüzde sürüsünü yıllarca kapalı olarak yetiştiren saf ırk yetiştiricileri kendi sürülerinde akrabalı yetiştirmenin sakıncalı etkilerinden kaçınmak için ırk içi melezleme de diyebileceğimiz kan tazeleme olayına çok sık başvurmaktadırlar. Bu özellikle birey sayısı az ve değerli ya da nesli azalmakta olan hayvan sürüleri için daha geçerlidir. 2 Kan Tazelemenin Etkileri Kan tazeleme sadece uzun süren akrabalı yetiştirmenin zararlı etkilerinden korunmak için uygulanmaz. Normalde yetiştirildiği bölgeden bir başka bölgeye götürülen ve adaptasyon problemi yaşayan ve verimlerde düşme yaşanan sürülerde de kan tazeleme uygulanabilir. Bunun yanında verimlerde belirli bir seviyeye ulaşan ve saf yetiştirme ile artık bir ilerleme sağlanamayan sürülerde de verimleri artırmak için kan tazeleme uygulanabilir. Kan tazeleme genetik olarak verim düzeyi yüksek olan sürülerden gerçekleştirilirse, eldeki sürünün ıslahını da sağlayabilir. Kan tazeleme ile sürüye dışarıdan yeni genlerin gelmesi ve mevcutların oranının da değişmesi gerçekleşebileceğinden verim özelliklerinin kalıtım dereceleri de değişebilir. Kan tazeleme heterozis etkisinden faydalanma olasılığını artırabilir. Kan tazelemeden sonra seleksiyon uygulanarak sürünün verim düzeylerinde daha hızlı ilerleme sağlanabilir.

124 114 Temel Zootekni Kan tazeleme akrabalı yetiştirmenin zararlı etkilerinden kaçınmayı sağladığı için hayvan yetiştiriciliğinde bundan sonra da uygulanmaya devam edecektir. Aynı zamanda aynı ırktan daha yüksek verimli bir hayvan ile kan tazeleme yapılıyor ise verimlerde de bir artış sağlayacaktır. Normalde de kan tazeleme yapılırken sürüye dışarıdan getirilecek damızlık hayvanın verim özelliklerinin sürü ortalamasından yüksek olmasına dikkat edilmelidir. Aksi taktirde kan tazeleme fayda yerine verimlerde düşmeye bile neden olabilir. Bu şekilde yetiştiriciler sürülerindeki dişi hayvanları bir başka sürüden akraba olmayan erkekler ile birleştirerek akrabalı yetiştirmenin hem zararlı etkilerinden korunabilmekte, hem de verimlerde bir artış sağlamaktadırlar. 3 Hayvan yetiştiriciliğinde kan tazelemenin etkileri hakkında ne düşünüyorsunuz? MELEZLEME Değişik ırklarda bulunan üstün verim özelliklerini belirleyen genleri bir araya toplayarak hayvan başına verimliliği ya da genel olarak toplam faydayı artırmak için aynı tür içindeki ırklar arasında yapılan birleştirmelere melezleme denir. Kısaca birbirinden farklı iki veya daha fazla ırk arasında yapılan birleştirmeler melezleme, bunun sonucunda elde edilen yavrulara da melez denir. İki ya da daha fazla ırk değişik sayıda arzu edilen genlere sahip olduklarından yeni ve üstün özelliklere sahip bir ırk geliştirmek için melezleme önemli bir potansiyel oluşturmaktadır. Aynı tür içinde yer alan hayvan ırkları arasında verim özellikleri bakımından önemli farklılıklar vardır. Örneğin sakız koyun ırkı döl ve süt verimi yüksek bir ırk iken, Merinos ırkı yapağı ve et, Kıvırcık koyun ırkı ise et kalitesi yönünden diğer ırklara belirgin bir şekilde üstün bir ırktır. Holstein sığır ırkı süt verimi, Simental et-süt kombine, Angus ise et verimi yönünden bütün dünya genelinde öne çıkmış, yaygın olarak kullanılan üstün birer ırktır. Tavuklarda Leghorn ırkı yumurta verimi yönünden tüm dünyada tanınmış bir ırk iken, New Hamsphire et-yumurta kombine verimli birer saf ırktır. Bunun yanında Karacabey Merinosu koyun ırkı Alman et merinosu ve Kıvırcık koyun ırkı arasında, Karacabey Esmeri sığır ırkı İsviçre Esmer ırkı ile Boz ırk arasında yapılan melezleme çalışmaları ve melezlere uygulanan saf yetiştirme ve seleksiyon ile ırk sabitleştirme çalışmaları yapılarak ırk özelliklerini kazanmış olan Türkiye ye özgü hayvan ırklarıdır. Melezlemenin Gerekçeleri Hayvan yetiştiriciliğinde aynı tür içinde yer alan ırklar arası birleştirmeler çok değişik gerekçe ve amaçlar ile yapılmaktadır. Bunlar bir ıslah programına bağlı olarak planlı bir şekilde yapılabildiği gibi, özellikle halk elinde plansız ve kontrolsüz bir şekilde de olabilmektedir. Gelişen dünya nüfusu, artan tüketici istekleri, ekonomik verimlilik gibi değişik nedenlere bağlı olarak; verimi düşük yerli ırkların yüksek verimli bir ırka dönüştürülmesi, iki ya da daha fazla ırkın istenen özelliklerinin yeni bir ırk üzerinde ortaya çıkartılması, et verimi amacıyla elde edilen yavruların hepsinin kasaplık olarak değerlendirildiği ticari amaçlı kullanma hayvanları elde edilmesi ve bir ırkta eksik ya da olmayan bir özelliğin kazandırılması amacı ile iki ya da daha fazla ırktan hayvanların birbirleri ile birleştirilerek melezlenmesi yoluna gidilir. Günümüze kadar değişik amaçlar ile birçok melezleme yöntemi geliştirilmiştir. Kısaca melezlemenin başlıca gerekçesi tüketici taleplerinin karşılanması ya da ekonomik gerekçelerdir diyebiliriz. Genel olarak hayvan yetiştiricileri belirgin bir şekilde planlı ya da plansız olarak tüketicilerden gelen taleplere göre istenen özelliklere sahip ırktan hayvanları kendi sürülerindeki ırklar ile birleştirebilmektedir. Örneğin Türkiye de özellikle kurban bayramı

125 6. Ünite - Yetiştirme Metotları 115 döneminde boynuzlu koçlar daha çok talep gördüğü için kendi sürüsünde yer alan ırk boynuzsuz ise Dağlıç gibi boynuzlu bir ırktan koç getirerek kendi sürüsünde dişiler ile birleştirerek kendine göre bir melezleme yapabilmektedir. Ya da siyah başlı hayvan hoşuna gittiği ve aynı zamanda et verimi de iyi olduğu için Marmara bölgesinde bir dönem adaptasyon çalışmaları yapılan Alman Siyah Başlı Et ırkı koçlar ya da melezleri ile Merinos ırkını birleştirerek melez hayvanlara sahip olabilmektedir. Bu ve bunun gibi nedenler ile planlı ya da plansız bir şekilde yapılan birleştirmelerin bir sonucu olarak Türkiye sığır ve koyun varlığının büyük bir çoğunluğu melez hayvanlardan oluşmaktadır. Hayvan yetiştiriciliğinde genel olarak çevirme melezlemesi, kombinasyon melezlemesi ve kullanma melezlemesi olmak üzere üç çeşit melezleme yaygın olarak yapılmaktadır. Bunun yanında bir ırkta eksik olan bir özelliğin kazandırılması amacı ile ıslah melezlemesi adı verilen özel bir melezleme yöntemi de zaman zaman uygulanmaktadır. Hayvan yetiştiriciliğinde aynı tür içinde yer alan ırklar arası birleştirmelerin gerekçesi neler olabilir? Çevirme Melezlemesi Çevirme melezlemesi genelde düşük verimli bir ırkın üstün özellikleri olan bir başka ırka dönüştürülmesi amacıyla uygulanır. Çevirme melezlemesi genellikle düşük verimli ırkları yüksek verimli ırklara dönüştürmek amacıyla uygulanır. Pratikteki uygulama alanı ise düşük verimli ama bölgeye adaptasyon kabiliyeti yüksek olan yerli ırkların daha yüksek verimli kültür ırklarına dönüştürülerek hem adaptasyon kabiliyeti yüksek hem de istenen özellikler yönünden yüksek verimli bir ırk elde etmektir. Çevirme melezlemesi düşük verimli hayvan ırklarının en hızlı bir şekilde yüksek verimli ırklara dönüştürülmesi amacıyla uygulaması da oldukça kolay olan bir yöntemdir. Bu melezleme yönteminde düşük verimli bölgeye adapte olmuş yerli bir ırktan dişi hayvanlar sürekli olarak birbirini izleyen kuşaklar, generasyonlar boyunca bir başka ırktan erkekler ile birleştirilir. Yani bir ırka sürekli olarak bir başka ırkın genetik yapısı katılarak başlangıç ırkı ikinci ırka dönüştürülmeye çalışılır. Melezlemenin başlangıcında düşük verimli yerli ırkın dişileri ile kültür ırkının erkekleri birleştirilerek birinci kuşak melez yavrular elde edilir. Melezleme çalışmalarında melez yavrular F ile ifade edilir ve başlangıçta elde edilen birinci kuşak melez yavrular F 1 olarak tanımlanır. F 1 melezi dişiler tekrar yüksek verimli kültür ırkı erkekler ile birleştirilerek kültür ırkına birinci geriye melezler (G 1 ) elde edilir. G 1 dişiler yeniden kültür ırkının erkekleri ile birleştirilerek kültür ırkına geriye ikinci melez (G 2 ) yavrular üretilir. Bu şekilde her defasında geriye melez dişi yavrular kültür ırkı erkekler ile birleştirilerek ileriye doğru geriye melez nesiller elde edilir. Genel uygulama beşinci kuşak (G 5 ) yavrular elde edildikten sonra melezleme çalışmaları bırakılır. Çünkü beşinci nesilde, kuşakta yerli ırkın kalıtsal olarak payı yani genetik düzeyi %2-3 e düşer ve başlangıç ırkının dönüştürülmek istenen yüksek verimli ırka dönüştüğü kabul edilir. Çevirme melezlemesi çalışmalarında elde edilen melezlerde ortaya çıkan özellikler her kuşakta dikkatli bir şekilde incelenmelidir. Bazı durumlarda beşinci kuşağa gidilemeden melez kuşaklarda ortaya çıkan istenmeyen özellikler nedeni ile daha erken bir dönemde melezleme bırakılmak zorunda kalınabilir. Çevirme melezlemesi çalışmalarında F 1 kuşağında ya da ileri aşamalarda elde edilen erkek yavrular kesime gönderilir. Elde edilen dişiler ise kültür ırkı ya da dönüştürülmesi istenen ırkın erkeği ile birleştirilir. Bundan dolayı da çevirme melezlemesine geriye melezleme veya sürekli melezleme gibi isimler de verilebilmektedir. Çevirme melezlemesinde en büyük ilerleme F 1 olarak adlandırılan birinci generasyonda, nesilde olur. Sonraki generasyonlarda hayvanlar dönüştürülmek istenen ırka yaklaşır. 4

126 116 Temel Zootekni Bu melezleme programında yeni ırka dönüştürme tamamlandıktan sonra kültür ırkı erkeklerin kullanılmasına gerek yoktur. Bu aşamadan sonra elde edilen G 5 yavruların erkek ve dişilerinin verimlerine göre seleksiyona tabi tutulması ve kendi aralarında birleştirilmeleri ile devam edilmelidir. Elde edilen hayvanların en iyileri seçilerek yani seleksiyon uygulanarak ve seleksiyonla üstün verim özellikleri yönünden seçilen hayvanlar kendi içinde saf yetiştirilerek kültür ırkına dönüştürme işleminin tamamlanmalıdır. Yani ırk sabitleştirme çalışmaları ile sürüde artık istenmeyen özellikler ortaya çıkmıyorsa ve verim özellikleri dönüştürülmesi istenen ırk ile benzer ise artık yerli ırkın kültür ırkına dönüştürüldüğüne karar verilir. Çevirme melezlemesinde yüksek verimli kültür ırkına dönüştürülecek yerli ırkın genotipik yapısı süratli bir şekilde değişir. Yani bu melezleme ile düşük verimli yerli ırklara dışarıdan genler transfer edilerek yerli ırkların verimleri yükseltilir. Elde edilen hayvanlar dönüştürülmek istenen orijinal kültür ırklarına göre daha canlı, daha sağlam ve hastalıklara karşı daha dayanıklı olup, çevre koşullarına daha kolay uyum sağlayabilirler. Hatta bazı verimlerde bile yerli ırkın çevrilmesi planlanan kültür ırkından daha yüksek değerler elde edilebilir. Türkiye yerli hayvan ırklarının verim özellikleri dikkate alındığında özellikle düşük verimli yerli koyun ırklarının hızlı, güvenilir ve kolay bir şekilde yüksek verimli hale getirilmesi için en uygun ıslah ya da melezleme yöntemi çevirme melezlemesi olarak görülmektedir. Nitekim Marmara bölgesinde düşük verimli ama et kalitesi yüksek Kıvırcık koyun ırkının Alman Et Merinosuna dönüştürülmesi ile elde edilen Karacabey Merinosu, yine aynı amaçla elde edilen Orta Anadolu Merinosu bunun en güzel örneğidir. Çevirme melezlemesi hayvan yetiştiriciliğinde yaygın olarak kullanılabilir. Özellikle yüksek verim özelliğine sahip damızlık hayvan temininin pahalı ve güç olduğu, yılda bir yavru alınabilen et ve süt sığırcılığında uygulanması daha faydalı olabilir. Bu melezleme yöntemi tavuk ve domuz yetiştiriciliğinde fazla önem taşımazken, koyun yetiştiriciliğinde tavuk ve domuza göre daha büyük önem taşır. Çevirme Melezlemesine Uygulamadan Örnekler Türkiye de Marmara bölgesine özgü bir hayvan olan ve Balıkesir, Manisa, Bursa gibi illerde yaygın olarak yetiştirilen Kıvırcık koyun ırkının Alman Et Merinosları ile, yine bu bölgede bir yerli sığır ırkımız olan Boz ırk ile İsviçre Esmer ırkı arasında yapılan melezleme çalışmaları birer çevirme melezlemesidir. Bu melezleme çalışmalarında Kıvırcık koyun ırkının Alman Et Merinosu koyun ırkına, Boz sığır ırkının İsviçre Esmeri sığır ırkına dönüştürülmesi amaçlanmıştır. Her iki melezleme çalışması da Karacabey harasında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yapılmıştır. Harada ve bölgede yer alan koyun sürülerinde Kıvırcık x Alman Et Merinosu melezlemesi yapılarak, birinci kuşak F 1 melezi kuzulardan itibaren her kuşakta geriye melez dişi kuzular Merinos erkek hayvanlar ile birleştirilmiş, aynı zamanda melezlemede kullanılan erkek ve dişilerin istenen verim özellikleri yönünden seçimine özen gösterilerek Türk Merinosu veya Karacabey merinosu denilen bir koyun ırkı elde edilip bölgeye yayılmıştır. Türk merinosu elde etme çalışmasında beşinci kuşak merinosa geriye melezleme (G 5 ) düzeyine kadar melezleme çalışmaları devam etmiştir. Bu melezlemede Türkiye nin yapağı ihtiyacının karşılanması amacı ile kaba ve karışık yapağıya sahip yerli ırklarımızın bir örnek kaliteli yapağıya sahip merinos ırkına dönüştürülmesi amaçlanmıştır. Sonradan yapağının önemini kaybetmesine rağmen, et verimleri de gayet güzel olan Merinos ırkı bölgede geniş bir kabul görmüştür. Marmara bölgesinde yayılma alanı bulan düşük verimli Boz ırk sığırların et ve süt verimi daha yüksek olan ve adaptasyon kabiliyeti de sütçü hayvanlara göre daha yüksek olan İsviçre esmer ırkı sığırlara dönüştürülmesi amacı ile bölgede bir çevirme melezlemesi

127 6. Ünite - Yetiştirme Metotları 117 projesi başlatılmıştır. Bu proje ile Karacabey esmeri ya da Anadolu esmeri diye tanınan yeni bir sığır ırkı geliştirilmiştir. Geliştirilen bu sığır ırkı Marmara bölgesi dahil, özellikle deniz seviyesinden daha yüksek, iklimi sert olan bölge ve illerde geniş bir yayılma alanı bulmuştur. Çevirme Melezlemesinde Başarılı Olabilmek İçin Dikkate Alınması Gereken Noktalar Çevirme melezlemesinde kullanılacak yüksek verimli kültür ırkının cüsse vb. gibi özellikler bakımından yerli ırka benzer olması ve aralarında çok önemli farklılıkların bulunmaması gerekir. Melezlemede kullanılacak iki ırkın çok farklı bir genetik ve dış görünüş özelliklerine sahip olmaları istenen başarının sağlanmasını engelleyebilir. Örneğin küçük cüsseli Yerli Kara sığır ırkı ile oldukça iri cüsseli etçi bir sığır ırkını melezleme yerine bu etçi ırk ile Boz ırk gibi daha iri cüsseli bir ırkın melezlenmesi daha doğru olabilir. Her ne kadar melezlemede kullanılacak yerli ırkın çevreye uyum, hastalıklara dayanıklılık gibi özellikleri melezleme ile elde edilecek yeni ırka yansıyacak olsa da çevirici ya da dönüştürücü olarak kullanılacak ırkın yayılma alanı olan orijin aldığı bölgedeki bakım, besleme, yetiştirme şartları gibi koşulların getirildiği bölge ile benzer olması melezlemeden beklenen faydayı artıracaktır. Yüksek verimli kültür ırkının uyum yeteneği iyi olması yanında bakım ve besleme koşullarının da yerli ırka uygulanandan daha iyi olması melezlemeden elde edilecek başarıyı artırır. Yerli ırkın çevrileceği ırkın verim özelliği belirlenirken, bölgenin sosyal, coğrafi, pazar ve ekonomik koşulları da dikkate alınmalıdır. Örneğin, oldukça dağlık olan, yem üretimi, süt pazarlaması ve işlemesi problem olan bir bölgede melezleme ile sütçü bir sığır ırkı geliştirilmesi beklenen faydayı sağlamayabilir. Çevirme melezlemesi uygulanırken elden geldiğince az sayıda özelliğin ıslahı üzerinde durulmalı ve bu özellikler yönünden homozigot yapılı saf ırk erkek materyal çevirici ırk olarak kullanılmalıdır. Çevirme melezlemesinden beklenen faydayı yeterince sağlayabilmek için kullanılan erkek hayvanların genetik kapasiteleri de yüksek olmalıdır. Erkek hayvanlarda düşük gelişme hızı, düşük döl verimi ve süt verimi ya da yemden yararlanma yeteneğinin düşük olması, düşük karkas randımanı gibi özellikler beklenen faydanın elde edilmesini güçleştirebilir. Çevirme melezlemesi programında her kuşakta elde edilen melez dişi hayvanların en iyileri seçilerek kültür ırkı erkek hayvanlar ile birleştirilmelidir. Yani yoğun bir seleksiyon programı uygulanmalıdır. Hâlihazırda kültür ırkı ile yerli ırk arasında verimlerdeki farklılık nedeni ile hiç seleksiyon yapmadan bile elde edilen melez kuşaklarda verimler yerli ırka göre daha yüksek olur. Ancak yine de özellikle ileri kuşaklarda pratik olarak bu melezleme programı seleksiyon yapılmadan uygulanmamalıdır. Melezlemeden en yüksek verimliliği sağlayabilmek için melezlemenin değişik aşamalarında melezlemede kullanılan yüksek verimli kültür ırkı erkekler ile melez dişilerin arzulanan özellikler yönünden seçilmiş bireyler olmasına dikkat edilmelidir. Kombinasyon Melezlemesi Kombinasyon ya da birleştirme melezlemesi iki veya daha fazla ırkın istenen özelliklerini yeni bir ırkta bir araya getirmek için kullanılan bir melezleme yöntemidir. Bir başka tanımlama ile ayrı ırklardaki çeşitli karakterleri bir araya toplayarak yeni bir ırk elde etmek amacı ile uygulanan melezlemeye kombinasyon melezlemesi denir. Kombinasyon melezlemesi genel olarak hayvan yetiştiriciliğinde değişik ırkların üstün kabiliyetlerini bir araya getirmek, aynı zamanda melez azmanlığı denilen heterozis etkisinden yararlanmak amacıyla yapılır.

128 118 Temel Zootekni Bu melezlemede genellikle yerli ırkların hastalıklar, iklim ve coğrafi koşullara dayanıklılıkları ve uyumu, kültür ırklarının yüksek verim özellikleri geliştirilecek yeni bir ırkta bir araya getirilmeye çalışılır. Bölgeye adapte olmuş yerli ırkların bazı özelliklerinin korunarak ıslah edilmesinde en güvenilir melezleme yöntemidir. Kombinasyon Melezlemesinin Uygulanması Kombinasyon melezlemesi ikili veya ikiden fazla ırkın yer aldığı bir melezleme şeklinde uygulanabilir. Amaca uygun olarak iki saf ırkın kombinasyon melezlemesinde kullanılarak bu ırkların istenen özelliklerinin yeni bir ırkta toplanacağını düşünelim. Örneğin et verimi yüksek yeni bir koyun ırkı geliştirilmesi düşünülsün. Etçi koyun ırklarında amaç kuzu verimi, kuzu eti verimidir. Bu hayvanlarda etçilik özellikleri yanında fazla sayıda kuzu ve bu kuzuları beslemek için de anaçlarda yüksek süt verimi istenir. Bunun için etçi bir ırk ile süt ve döl verimi yüksek iki ırk birleştirilsin. Bu iki ırkın birleştirilmesinden %50 anne, %50 düzeyinde baba ırkın özelliklerin taşıyan birinci nesil F 1 melezi yavrular elde edilir. Bu melez yavruların etçilik özellikleri ile süt ve döl verimi iyi olanları seçilerek bu seçilen erkek ve dişi melez yavruların kendi aralarında birleştirilmesi ile ikinci nesil F 2 melezi hayvanlar elde edilir. Bu F 2 kuşağından da et verimi ile süt ve döl verimi özellikleri iyi olanlar seçilip kendi aralarında birleştirilerek elde edilen melezlerde istenen özellikler yönünden seleksiyon uygulanarak iki ayrı ırkta yüksek düzeyde bulunan et verimi ile süt ve döl verimi özellikleri yeni bir ırkta bir araya getirilmeye çalışılır. Bu özelliklerin her ikisi de anne ve baba ırkına yakın olan ve toplam verimliliği belirli koşullarda bu ırkların herhangi birinden yüksek olan yeni bir ırk elde edilir. Kombinasyon melezlemesine Columbia koyun ırkının geliştirilmesi örnek gösterilebilir. Bu ırkın elde edilmesi için Lincoln ve Rambouillet ırkları melezlenmiş ve melezlere uygulanan seleksiyonla Lincoln ırkının etçilik özellikleri, Rambouillet ırkının kaliteli yapağı özellikleri Columbia ırkında bir araya getirilmiştir. Kombinasyon melezlemesinin uygulanmasında genel olarak şöyle bir yol izlenebilir. Öncelikle geliştirilecek yeni tip ya da ırk tanımlanır. Bu hedef hayvan profilinin sahip olması düşünülen renk, ibik şekli, gaga yapısı, yapağı tipi gibi morfolojik ya da dış yapı özellikleri ile canlı ağırlık kazancı, et kalitesi, çoklu doğurma özelliği, süt verimi gibi fizyolojik özellikleri tanımlanır. Bunlardan morfolojik özellikler üzerinde genelde genlerin etki payı yüksek olduğundan kalıtım derecesi yüksektir ve daha kolay bir şekilde nesilden nesile aktarılabilirken, fizyolojik özelikler üzerinde genlerin etki payı genelde düşük olup kalıtım dereceleri düşüktür. Bundan dolayı daha çok çevre faktörlerinin etkisi altındadırlar. Geliştirilmesi planlanan ve tanımlanan hayvan profiline göre melezlemede kullanılacak yerli ırk ile kültür ırklarının özellikleri gözden geçirilerek tanımlanan prototipe uygun kültür ırkları belirlenir. Kombinasyon melezlemesi sadece bir yerli ırk ile kültür ırkı arasında planlanmayıp, ikiden fazla kültür ırkının istenen özelliklerinin yeni bir ırkta bir araya getirilmesi de düşünülebilir. Belirlenen ve geliştirilmesi planlanan hayvan profiline ulaşmak için izlenecek çiftleştirme ve seleksiyon yöntemi ya da yöntemleri belirlenir. Bu işlemlerden sonra amaçlı test birleştirmeleri yapılır. Çiftleştirmeler ikili veya üçlü olabilir. Bu birleştirmelerin amacı ırklar arasında beklenmeyen genetik etkileşimlerin ortaya çıkıp çıkmayacağını test etmektir. Aynı zamanda melezlemede kullanılan ırklar ile çevre arasında olumsuz yönde genotip x çevre etkileşimleri ortaya çıkabilir. Bunun yanında verimlerde beklenenin aksine bir düşme de yaşanabilir. Genotip x çevre etkileşimleri ve melezlemede kullanılan ırklar arası olumsuz etkileşimlerden dolayı kombinasyon melezlemesi çalışmalarında test birleştirmelerini amaca dönük çok sayıda ırkla başlamak en doğrusudur. Çünkü böyle bir melezleme çalışması ırk

129 6. Ünite - Yetiştirme Metotları 119 sabitleştirme çalışmaları da dikkate alınırsa yıllarca sürecek bir çalışmadır ve aynı zamanda maddi olarak da oldukça fazla bir yatırım yapılması gerekmektedir. Test birleştirmelerinden elde edilen melez döllerin performansına bakılarak tanımlanan prototipe uygun ya da benzer bireyleri veren ana ve baba ırklar ile melezlemeye devam edilmelidir. Melezlemede amaca ulaşıldıktan sonra sürü kapatılır ve ırk sabitleştirme çalışmaları yapılır. Yani sürüye dışarıdan erkek ve dişi damızlık katılmaz. Elde edilen melez dişiler, sürekli olarak melez erkekler ile çiftleştirilir. Fenotipik ve genotipik olarak birbirine benzeyenler bir soy içinde toplanırlar. Soylar oluşturularak birleştirmeler soylar arasında yapılır. Kapatılan sürüde seleksiyon yapılarak amaca uygun geliştirilmesi hedeflenen bireylerin çoğaltılması sağlanır. Melez döllerin kendilerinde görülen karakterleri yavrularına geçirecek şekilde sabit ve bir örnek duruma gelmesi sağlanır. Melez yeni hayvan tipi kendilerinde belirlenen özellikleri sabit ve bir örnek olarak yavrularına geçirdiklerinde ancak yeni bir ırk olarak tanımlanabilir. Kombinasyon Melezlemesinin Uygulanmasında Dikkat Edilecek Özellikler Kombinasyon melezlemesi çevirme melezlemesine göre çok daha zor ve çok daha fazla dikkat isteyen bir melezleme sistemidir. Çünkü kombinasyon melezlemesinde bir ırk diğer ırka çevrilmemekte, iki veya daha fazla ırkın arzulanan genleri ile yeni bir hayvan üzerinde yeni bir gen bileşimi oluşturulmaya çalışılmaktadır. Kombinasyon melezlemesi planlayabilmek için iyi bir genetik bilgiye sahip olmak ve dikkatli çalışmak gerekir. Bunun için de homozigot olarak özellikleri taşıyan saf ırk hayvanlar arasında melezleme yapılmalıdır ki kombinasyon melezlemesi ile elde edilen yeni hayvan grubu üzerinde toplanmış olan bu özellikleri yavrularına aynı şekilde iletebilmelidir. Bu nedenle özellikle kombinasyon melezlemesi çalışmalarından sonra ırk sabitleştirme çalışmalarının dikkatli bir şekilde gereken önemi vererek yapılması oldukça önemlidir. Kombinasyon melezlemesi planlanırken dikkat edilmesi gereken özelliklerin neler olduğunu düşünüyorsunuz? Kullanma Melezlemesi Kullanma melezlemesi daha çok pazar koşulları, tüketici talepleri dikkate alınarak ekonomik gerekçelerle uygulanan ticari amaçlı bir melezleme yöntemidir. Bu melezleme biyolojik bir olay olan heterozis yani melez azmanlığı gösteren melez döller elde edilmesi amacıyla yüksek verimli kullanma hayvanları elde etmek için uygulanır. Kullanma melezlemesi ile elde edilen melezler sadece üretim için kullanılır, bunlardan damızlık elde edilmesi amaçlanmaz. 5 Heterozis: Melez azmanlığı Hayvan yetiştiriciliğinde kullanma melezlemesinin hangi gerekçelerle ne amaçlanarak uygulanabileceğini düşünüyorsunuz? 6 Kullanma melezlemesinde ana ve baba hattı olarak kullanılan ırklar kendi içlerinde bir yandan saf olarak yetiştirilmeye devam edilirken, diğer yandan da birbirleri ile melezlenerek ticari kullanma hayvanları elde edilir. Günümüzde kullanma melezlemesi en yaygın olarak tavuk yetiştiriciliğinde uygulanmaktadır. Tavukçulukta yumurta ve piliç eti üretimi için daha çok birbirleri ile birleştiği zaman pozitif yönde melez azmanlığı gösteren, genetik açıdan farklı, akrabalı yetiştirilmiş hatlar kullanılmaktadır. Bu hatlar aynı ırkın ya da farklı ırkların akrabalı yetiştirilmiş hatları olabilir.

130 120 Temel Zootekni Günümüzde ticari üretimde kullanılan yumurtacı ve et üretim yönlü hibrit tavukların anne ve babaları ebeveyn işletmelerde bulunmaktadır. Her üretim dönemi sonunda hibrit tavuklar kasaplık olarak değerlendirilmekte, bunlardan döl alma yoluna gidilmemektedir. Üretim için kullanılan hibritler damızlık işletmelerde bulunan anne ve babalarından üretilen döllü yumurtaların kuluçka edilmesi ile üretilmektedir. Bu şekilde yumurta ya da etlik piliç işletmeleri ebeveyn işletmelere canlı materyal yönünden sürekli bağımlı konumdadır. Üretim işletmelerindeki hayvanların kullanma hayvanı olması yanında ebeveyn işletmelerdeki anne ve babalarda kendi içinde birer kullanma hayvanı olup, bunları da kendi içinde üretme yoluna gidilmez. Ekonomik kullanma ömrünü tamamladıklarında kasaplık olarak değerlendirilirler. Ebeveyn tavukçuluk işletmelerindeki dişi materyalin anne ve babası ile erkek materyalin anne ve babası büyük-ebeveyn işletmede ayrı ayrı sürüler halinde yetiştirilirler. Bu şekilde geriye doğru ıslah işletmelerinde yetiştirilen saf ırklara ya da bunlar içinden üretilen soy ve hatlara kadar ebeveynler birer kullanma melezi hayvan olup sadece bir sonraki kuşağı meydana getirmede ana hattı ya da baba hattı olarak kullanılırlar. Kendileri yaşlandığında ise kasaplık olarak değerlendirilirler. Kendilerini oluşturacak, kendilerine benzeyen yeni hayvanlar ise bir önceki ebeveyn işletmede yapılan melezlemeler ile yani kullanma melezlemesi yolu ile elde edilir. Sığır ve koyun yetiştiriciliğinde ise kullanma melezlemesinden hızlı büyüyen, yemden yararlanma yeteneği, canlı ağırlık kazancı, et verimi ve kalitesi yüksek kesim hayvanları elde edilmesi için yararlanılır. Örneğin; Hereford, Charolais gibi etçi ırk sığırların boğaları süt ırkı sığırların dişileri ile birleştirilerek hızlı ve ekonomik gelişen, et verimi yüksek melez hayvanlar elde edilip, erkek ve dişi tüm hayvanlar kasaplık olarak değerlendirilebilir. Etçi ırk hayvanlarla sütçü hayvanların melezleme işlemi özellikle yaşlı, damızlık özelliğini kaybetmiş sütçü ırk hayvanlar ve genç ama henüz damızlık değeri ortaya çıkmamış sütçü ırk dişiler arasında yapılırsa daha etkili bir şekilde kullanılmış olur. İngiltere de düşük verimli dağ koyunları döl verimi yüksek ırkların koçları ile birleştirilerek döl verimi yüksek melez anaçlar elde edilmekte, bu melez anaçların alçak arazilerde yetiştirilen etçi ırk koçlarla birleştirilmesi ile hızlı gelişen besi performansı ve et verimi yüksek kaliteli kesim kuzuları elde edilmektedir. Elde edilen bu kuzuların hem erkek hem de dişileri besiye alınmakta, kesim olgunluğuna geldiğinde toplu olarak kesime gönderilmektedirler. Ticari hayatta pratik olarak, kullanma melezlemesi; genlerin dominant veya epistatik etkilerinden yararlanılarak heterozis yani melez azmanlığı gösteren ticari kullanma hayvanları üretilmesi amacı ile uygulanır. Elde edilen erkek ve dişi yavruların her ikisinden de ticari kullanma hayvanı olarak yararlanıldığından bunların elde edildiği ebeveyn hayvanlar saf olarak yetiştirilir. Ebeveyn hayvanlar kendi aralarında birleştirilerek bunlardan kullanma melezi hayvan elde edilir. Ticari kullanma melezi hayvanlar işletmede yer alan damızlık hayvanların melezlenmesi ile elde edilebileceği gibi, tavuk yetiştiriciliğinde olduğu gibi başka işletmelerde üretilen ticari kullanma melezi hayvanlar satın alınarak da üretimde kullanılabilir. Melez azmanlığından yararlanmaya ve aynı zamanda melez dişilerin damızlık olarak kullanılmasına imkan veren daha çok domuz yetiştiriciliğinde kullanılan, koyunculukta da uygulama imkanı olan rotasyon melezlemesi ve değiştirmeli melezleme de kullanma melezlemesi olarak değerlendirilebilir. 7 Sığır ve koyun yetiştiriciliğinde kullanma melezlemesinden hangi amaçlarla yararlanılabileceğini düşünüyorsunuz?

131 6. Ünite - Yetiştirme Metotları 121 Rotasyon Melezlemesi Rotasyon melezlemesi de bir çeşit ticari kullanma melezlemesidir. Pratik olarak ticari hayatta rotasyon melezlemesinde üç farklı ırk kullanılır. Önce iki ırk birleştirilir. Elde edilen melez dişiler diğer üçüncü ırkın erkekleri ile birleştirilir. Bu birleştirmeden elde edilen dişiler birinci ırkın erkekleri ile birleştirilir, bunlardan elde edilen dişiler de ikinci ırkın erkeklerine verilir ve her birleştirmede elde edilen dişiler sırası ile üçüncü, birinci, ikinci ırkın erkeklerine verilerek yetiştirme sürdürülür. Her birleştirmede elde edilen melez erkeklerin tamamı, dişilerin damızlık fazlası olanlar kasaplık olarak değerlendirilir. Bu melezleme yönteminde melezlemede kullanılacak erkek hayvanlar sürekli elde bulundurulmalıdır. Aynı zamanda her kuşakta melezlemede kullanılacak dişi hayvanlar istenen verim özellikleri yönünden sıkı bir seleksiyon programına tabi tutulmalıdır. Değiştirmeli Melezleme Değiştirmeli melezlemede dişi hayvanlarda görülen heterozisten yararlanmak amacıyla yapılır. Bu melezlemede iki ayrı saf ırktan erkek damızlıklar dişi anaç materyalle sırası ile birleştirilir. Başlangıçta dişi hayvan materyali iki ırktan birisinin erkekleri ile birleştirilir. Elde edilmiş melezlerin dişileri diğer ırkın erkekleri ile birleştirilir. Bu şekilde elde edilen dişilerin iki ayrı ırktan erkekler ile nöbetleşe birleştirilmesine devam edilir. Örneğin; ırkların birisinin koçu ile anaç materyalin birleştirilmesinden elde edilen melez dişi yavru önce diğer saf ırkın erkeği ile birleştirilir, bundan elde edilen melez dişiler diğer ırkın erkeklerine verilir. Sonraki kuşaklarda sırası ile birinci ve ikinci ırkın erkekleri kullanılır. Melez erkekler ile damızlık fazlası dişiler kasaplık olarak değerlendirilir. Melezlemeye düzenli olarak devam edilirse bir noktada melez kuşak genotipin 1/3 nü bir ırktan, 1/3 ni diğer ırktan almış olacaktır. Seleksiyon yöntemleri toplamalı gen etkilerinden yararlanmayı hedeflerken, melezlemeleri de kapsayan özel seleksiyon yöntemleri toplamalı olmayan (dominant ve epistatik) gen etkilerinden yararlanmayı amaçlar. Bu özel seleksiyon metotları daha çok tavukçulukta uygulanır. Buna göre; bu seleksiyon metotları farklı ırklardan iki hat ya da bir ırkın akrabalı yetiştirilmiş iki ayrı hattı üzerinde uygulanır. Bu hatlar bir yandan saf olarak yetiştirilirken, bir yandan da birbirleri ile melezlenir. Her hattı saf olarak devam ettirecek erkek ve dişiler, diğer hatla melezlenmelerinden üretilen melez yavrularının verim performanslarına bakılarak seçilirler. Bunun gibi iki ırk ya da hat arasında çapraz melezlemeleri ve aynı zamanda saf yetiştirmeyi kapsayan seleksiyon metoduna tekrarlı çapraz seleksiyon denir. Bu seleksiyon yönteminde iki hat arasında melezleme yapılmakla birlikte, sadece hatlardan birinde melez performansa göre seleksiyon yapılırsa buna da tekrarlı seleksiyon denmektedir. Bu seleksiyon metotlarında her iki hattın özel kombinasyon yetenekleri geliştirilmeye çalışılarak elde edilen melezlerde ortalama verim düzeyi melez azmanlığından dolayı zamanla giderek artmaktadır. Melezlemenin Önemi Dünya da yaygın olarak kullanılan yüksek verimli hayvanların büyük çoğunluğu melezleme ile elde edilmiştir. Etçi koyun ırklarının çoğunluğu, Merinos, Columbia ve Corriedale koyun ırkları, safkan İngiliz ırkı başta olmak üzere Belçika, Haflinger ve Anglo-Arap at ırkları, Jersey, Guernsey gibi sığır ırkları, Plymouth Rock ve Rhode Island Red gibi tavuk ırkları iki ya da daha fazla ırk arasında yapılan melezlemeler ve elde edilen melezlere belirli amaçlara göre yıllar boyu süren seleksiyon uygulanması ile elde edilmişlerdir. Günümüzde melezleme yönteminden en fazla ticari kullanma hayvanları elde edilmesi için yararlanılmaktadır. Yumurta ve piliç eti üretiminde kullanılan hibrit hayvanlar, çeşitli tavuk ırklarının saf hatları ve bunlardan elde edilen melez gruplar arasında yapılan

132 122 Temel Zootekni kullanma melezlemesi ürünüdürler. Aynı şekilde Chrollais, Angus gibi etçi ırk boğaların sütçü ırk ineklerle birleştirilmesi ile canlı ağırlık kazancı ve yemden yararlanma yeteneği yüksek melez kasaplık hayvanlar birer kullanma melezidirler. Kuzu eti üretimi amacıyla etçi ırk koçlar ile döl ve süt verimi yüksek melez ya da saf koyunlar arasında kullanma melezlemesi yapılması yoluna gidilmektedir. Kullanma melezlemesi ile çeşitli ırk ya da hatların birleştirilmesi sonucu ortaya çıkan melez azmanlığından yararlanılırken, çeşitli verim özellikleri yönünden gelişmiş olan bu ırklardan bir kullanma ürününün elde edilmesi yönünde en uygun bir şekilde kullanılmaları sağlanmaktadır. Melezleme hayvancılıkta yeni ırkların ve tiplerin geliştirilmesi bakımından da önem taşıyan bir ıslah yöntemidir. Kombinasyon melezlemesi yöntemi ile iki veya daha fazla ırkın arzulanan özellikleri yeni bir ırk veya tipte bir araya getirilerek melez sürüler elde edilmiş, sonra da bu melez hayvanlara arzulanan amaca göre seleksiyon uygulanarak yeni ırklar meydana getirilmiştir. Türkiye de Eskişehir Çifteler Harası nda Rambouillet x Dağlıç melezlemesi ile elde Ramlıç koyun ırkı, Alman Et merinosu x Akkaraman melezlemesi ile elde edilen Orta Anadolu Merinosu birer kombinasyon melezlemesi ürünü olan yeni ırklardır. Çevirme melezlemesi yolu ile düşük verimli yerli ırkların yüksek verimli kültür ırklarına dönüştürülmesi mümkün olmaktadır. Türkiye de Marmara bölgesinin hayvanları olan Kıvırcık ırkının Alman Et Merinosu ile birleştirilmesi ve her generasyonda elde edilen dişilerin sürekli Alman Et Merinosu erkeklere verilmesi yoluyla elde edilen Türk Merinosu ya da Karacabey merinosu, yine aynı bölgede yerli sığır ırkı Boz ırkın İsviçre Esmer ırkı ile birleştirilmesi ve her generasyonda elde edilen dişilerin Esmer ırk erkekler ile birleştirilmesi ile elde edilen Türk esmeri ya da Karacabey Esmeri yerli ırk hayvanların yüksek verimli kültür ırklarına dönüştürülmesi amacıyla uygulamaya konulan birer çevirme melezlemesi ürünüdürler. Geliştirilecek özellik sayısının fazla olması, özelliklerin bir kısmının kalıtım derecesinin düşük olması, bir karaktere uygulanan seleksiyonun diğer karakterde gerilemeye yol açabilmesi gibi nedenlerden dolayı bir ırkta verim düzeyleri sadece seleksiyonla geliştirilmesi çok uzun süreli ve pahalı bir çalışmayı gerektirir. Melezleme ise yerli ırkların ıslahında daha kısa sürede ve aynı anda birkaç verim özelliğini geliştirmeye imkan tanıyan bir yetiştirme şeklidir. 8 Türkiye yerli koyun ırklarının yüksek verim özellikleri yönünden hızlı ve kolay bir şekilde ıslah edilebilmesi için hangi melezleme yönteminin uygun olduğunu düşünüyorsunuz?

133 6. Ünite - Yetiştirme Metotları 123 Özet 1 2 Saf yetiştirme Aynı ırktan erkek ve dişilerin birleştirilmesi ile yapılan yetiştiriciliğe saf yetiştirme denir. Saf yetiştirmeden belirli amaçlara göre seleksiyon yapılarak yapılan bir yetiştirme metodu anlaşılmalıdır. Kıvırcık ırkı bir koç ile Kıvırcık bir koyun, Angus ırkı bir boğa ile Angus bir ineğin birleşmesi gibi aynı ırktan hayvanların birleşmesi doğal yolla olabileceği gibi suni tohumlama ya da embriyo transferi yoluyla yapılan birleştirmeler de birer saf yetiştirmedir. Saf yetiştirme verim özelliklerini etkileyen genler homozigot hale gelerek verimlilikte bir artış sağlarken, aynı zamanda hayvanların genetik yapılarında resesif olarak geçen zararlı genler de homozigot hale gelerek istenmeyen özelliklerin ortaya çıkmasına neden olabilirler. Akrabalık ve akrabalı yetiştirme Yetiştiricilik yönünden bir ırk içinde sürü ortalamasına göre birbirine daha çok akraba olan bireylerin birleştirilmesi yolu ile yapılan yetiştirmeye akrabalı yetiştirme denir. Akrabalı yetiştirme bir sürüdeki hayvanları verim özellikleri yönünden homozigot hale getirdiğinden ve taşıdığı genleri iyi olan bir bireyin bu üstünlüğünü yavrularına geçirme ihtimali daha fazla olduğundan özellikle damızlık işletmeler açısından son derece önemlidir. Akrabalı yetiştirmeden beklenen faydaların sağlanabilmesi için akrabalı yetiştirme seleksiyonla birlikte uygulanmalıdır. Melez popülasyonlarda seleksiyonla birlikte akrabalı yetiştirme de uygulanırsa önemli özellikler ile ilgili genlerin kısa zamanda homozigotlaşması sağlanır. Akrabalı yetiştirmenin her zaman istenileni vermediği unutulmamalı, ileri düzeyde akrabalı yetiştirme bünyenin zayıflaması, döl verimi ve yaşama gücünün azalmasına neden olabileceğinden dikkatli uygulanmalıdır. 3 4 Kan tazeleme Kapalı yetiştirilen sürülerde akrabalı yetiştirme derecesi belli bir düzeyi aşınca döl verimi ve yaşama gücü başta olmak üzere verimlerde bir gerileme görülür. Bu sakıncayı önlemek için, ileri düzeyde akrabalı yetiştirilmiş sürülere aynı ırkın başka sürülerinden özellikle erkek havyan getirilerek damızlıkta kullanılır ki bu işleme kan tazeleme denir. Kan tazeleme sadece bir kez yapılır, tekrar dışarıdan kan katımı yoluna gidilmez ve sürü kapalı olarak yetiştirilmeye devam eder. Melezleme Birbirinden farklı iki veya daha fazla ırk arasında yapılan birleştirmeler melezleme, bunun sonucunda elde edilen yavrulara da melez denir. Hayvan yetiştiriciliğinde genel olarak çevirme melezlemesi, kombinasyon melezlemesi ve kullanma melezlemesi olmak üzere üç çeşit melezleme uygulanmaktadır. Düşük verimli yerli ırkların yüksek verimli kültür ırklarına dönüştürülmesi amacı ile çevirme melezlemesi, iki ya da daha fazla ırkın istenen özelliklerinin yeni bir ırkta toplanması amacıyla kombinasyon melezlemesi, melezlerinden döl alma yoluna gidilmeyip, ticari kullanma hayvanı elde edilmesi amacıyla kullanma melezlemesi veya bir hayvan popülasyonunun ırk özelliklerini bozmadan bazı karakterlerini kısa bir sürede olumlu yönde değiştirmek amacıyla ıslah melezlemesi şeklinde uygulanır.

134 124 Temel Zootekni Kendimizi Sınayalım 1. Aynı ırktan erkek ve dişilerin birleştirilmesi ile yapılan yetiştiriciliğe ne denir? a. Melezleme b. Kan yakınlığı c. Saf yetiştirme d. Akrabalı yetiştirme e. Kan tazeleme 2. Bir sürü içerisinde ayrı ırklardan erkek ve dişilerin birleştirilmesi ile yapılan yetiştiriciliğe ne denir? a. Kan tazeleme b. Akrabalı yetiştirme c. Kan yakınlığı d. Melezleme e. Pedigrili yetiştirme 3. İki ya da daha fazla ırkın istenen özelliklerinin yeni bir bireyde bir araya getirilerek yeni bir ırk veya tip geliştirmek amacıyla yapılan melezleme yöntemine ne denir? a. Kullanma melezlemesi b. Çevirme melezlemesi c. Kombinasyon melezlemesi d. Islah melezlemesi e. Ticari melezleme 4. Aşağıdakilerden hangisi ileri düzeyde akrabalı yetiştirmenin zararlarından değildir? a. Döl veriminde genel bir azalma b. Vücut/beden yapısında zayıflama c. Yaşama gücünde azalma d. Gizli kalmış kötü özelliklerin ortaya çıkması e. Melez popülasyonlarda istenen özelliklerin kısa zamanda homozigotlaşması 5. Türkiye de Alman Et Merinosu ve Kıvırcık koyun ırkı arasında yapılan birleştirmeler ile elde edilen Karacabey Merinosu koyun ırkı hangi melezleme çalışmasına örnektir? a. Çevirme b. Basit kombinasyon c. Kullanma d. Bileşik kombinasyon e. Ticari 6. Kombinasyon melezlemesinin uygulanmasında ilk basamak nedir? a. Uygun ıslah yöntemlerinin belirlenmesi b. Prototipe uygun ırkların belirlenmesi c. Geliştirilmesi istenen ırkın özelliklerinin ortaya konulması d. Test birleştirmelerinin yapılması e. Irk sabitleme çalışmaları 7. İki ırk arasında yapılan çevirme melezlemesinde kaçıncı geriye melezlemede bir ırkın diğer bir ırka yaklaşık olarak dönüştüğü söylenebilir? a. Birinci b. İkinci c. Üçüncü d. Dördüncü e. Beşinci 8. Genlerin dominant veya epistatik etkilerinden yararlanılarak heterozis (melez azmanlığı) gösteren ticari kullanma hayvanları üretilmesi amacı ile uygulanan melezleme yöntemi hangisidir? a. Kullanma b. Çevirme c. Islah d. Kombinasyon e. Değiştirmeli 9. Melezlemeleri de kapsayan özel seleksiyon yöntemleri ile toplamalı olmayan (dominant ve epistatik) gen etkilerinden yararlanmayı amaçlayan seleksiyon yöntemleri daha çok hangi türde uygulanır? a. Sığır b. Koyun c. Keçi d. Tavuk e. At 10. Hayvan yetiştiriciliğinde değiştirmeli melezleme daha çok hangi amaçla yapılır? a. Erkek hayvanlarda görülen melez azmanlığından yararlanmak için b. İki ırkın istenen özelliklerini yeni bir ırkta bir araya toplamak için c. İkiden fazla ırkın istenen özelliklerini yeni bir ırkta bir araya toplamak için d. Düşük verimli yerli ırk hayvanları yüksek verimli ırklara dönüştürmek için e. Dişi hayvanlarda görülen melez azmanlığından yararlanmak için

135 6. Ünite - Yetiştirme Metotları 125 Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı 1. c Yanıtınız yanlış ise Saf Yetiştirme konusunu yeniden gözden geçiriniz. 2. d Yanıtınız yanlış ise Melezleme konusunu yeniden gözden geçiriniz. 3. c Yanıtınız yanlış ise Kombinasyon Melezlemesi konusunu yeniden gözden geçiriniz. 4. e Yanıtınız yanlış ise Akrabalı Yetiştirme konusunu yeniden gözden geçiriniz. 5. a Yanıtınız yanlış ise Çevirme Melezlemesi konusunu yeniden gözden geçiriniz. 6. c Yanıtınız yanlış ise Kombinasyon Melezlemesi konusunu yeniden gözden geçiriniz. 7. e Yanıtınız yanlış ise Çevirme Melezlemesi konusunu yeniden gözden geçiriniz. 8. a Yanıtınız yanlış ise Kullanma Melezlemesi konusunu yeniden gözden geçiriniz. 9. d Yanıtınız yanlış ise Kullanma Melezlemesi konusunu yeniden gözden geçiriniz. 10. e Yanıtınız yanlış ise Melezleme konusunu yeniden gözden geçiriniz. Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1 Damızlıkta kullanılan erkeklerin her ikisi de aynı ırktan ise bu erkek ve dişilerin birleştirilmesi ile yapılan yetiştirmeye saf yetiştirme denir. Aynı zamanda saf yetiştirmeden sadece aynı ırktan hayvanların birleştirilmesi değil, bunla birlikte belirli amaçlara göre seleksiyon yapılarak yapılan bir yetiştirme metodu anlaşılmalıdır. Saf yetiştirmeden teorik olarak aynı genotipe sahip olan bireylerin birleştirilmesi anlaşılsa da pratikte aynı genotipe sahip bireylerin bulunması ve birleştirilmesi oldukça zor olduğundan pratik olarak aynı ırk veya alt ırk hayvanların kendi aralarında yetiştirilmesidir diyebiliriz. Saf yetiştirme yeni geliştirilmiş at, sığır, koyun, keçi ırklarının korunması, ırkların herhangi başka bir ırkla karışmaması ve hayvanların ırk özelliklerini tam bir şekilde sergileyebilmeleri açısından, kısacası mevcut hayvan gen kaynaklarının korunması için oldukça önemlidir. Sıra Sizde 2 Akrabalı yetiştirme yapılmadığı zaman kötü etkili resesif genler etkilerini örten dominant (baskın) genlerle birlikte heterozigot halde bulunduklarından bu istenmeyen durumlar görülmez ya da etkisi çok az hissedilir. Kan yakınlığı ile bu gizli kalmış resesif etkili genler daha sık homozigot hale geldiklerinden yavrularda öldürücü etkiler ve kalıtsal bozuklukların ortaya çıkma ihtimali artar. Sıra Sizde 3 Yetiştirildiği bölgeden bir başka bölgeye götürülen ve adaptasyon problemi yaşayan ve verimlerde düşme yaşanan sürülerde de kan tazeleme uygulanabilir. Verimlerde belirli bir seviyeye ulaşan ve saf yetiştirme ile artık bir ilerleme sağlanamayan sürülerde de verimleri artırmak için kan tazeleme uygulanabilir. Kan tazeleme ile sürüye dışarıdan yeni genlerin gelmesi ve mevcutların oranının da değişmesi gerçekleşebileceğinden verim özelliklerinin kalıtım dereceleri de değişebilir. Kan tazeleme heterozis etkisinden faydalanma olasılığını artırabilir. Kan tazelemeden sonra seleksiyon uygulanarak sürünün verim düzeylerinde daha hızlı ilerleme sağlanabilir. Sıra Sizde 4 Gelişen dünya nüfusu, artan tüketici istekleri, ekonomik verimlilik gibi değişik nedenlere bağlı olarak; verimi düşük yerli ırkların yüksek verimli bir ırka dönüştürülmesi, iki ya da daha fazla ırkın istenen özelliklerinin yeni bir ırk üzerinde ortaya çıkartılması, et verimi amacıyla elde edilen yavruların hepsinin kasaplık olarak değerlendirildiği ticari amaçlı kullanma hayvanları elde edilmesi ve bir ırkta eksik ya da olmayan bir özelliğin kazandırılması amacı ile iki ya da daha fazla ırktan hayvanların birbirleri ile birleştirilerek melezlenmesi yoluna gidilir.

136 126 Temel Zootekni Sıra Sizde 5 Kombinasyon melezlemesinde iki veya daha fazla ırkın arzulanan genleri ile yeni bir hayvan üzerinde yeni bir gen bileşimi oluşturulmaya çalışıldığından çok daha zor ve çok daha fazla dikkat isteyen bir melezleme sistemidir. Kombinasyon melezlemesi planlayabilmek için iyi bir genetik bilgiye sahip olmak ve dikkatli çalışmak gerekir. Bunun için de homozigot olarak özellikleri taşıyan saf ırk hayvanlar arasında melezleme yapılmalıdır ki kombinasyon melezlemesi ile elde edilen yeni hayvan gurubu üzerinde toplanmış olan bu özellikleri yavrularına aynı şekilde iletebilmelidir. Bu nedenle özellikle kombinasyon melezlemesi çalışmalarından sonra ırk sabitleştirme çalışmalarının dikkatli bir şekilde gereken önemi vererek yapılması oldukça önemlidir. Sıra Sizde 6 Kullanma melezlemesi daha çok pazar koşulları, tüketici talepleri dikkate alınarak ekonomik gerekçelerle uygulanır. Bu melezlemede biyolojik bir olay olan heterozis gösteren melez döller elde edilmesi amacıyla yüksek verimli ticari kullanma hayvanları elde edilmesi için uygulanır ve elde edilen melezler sadece üretim için kullanılır, bunlardan damızlık elde edilmesi amaçlanmaz. Sıra Sizde 7 Sığır ve koyun yetiştiriciliğinde ise kullanma melezlemesinden hızlı büyüyen, yemden yararlanma yeteneği, canlı ağırlık kazancı, et verimi ve kalitesi yüksek kaliteli kesim kuzuları elde edilmesi için yararlanılır. Örneğin; Hereford, Charolais gibi etçi ırk sığırların boğaları süt ırkı sığırların dişileri ile birleştirilerek hızlı ve ekonomik gelişen, et verimi yüksek melez hayvanlar elde edilerek, erkek ve dişileri kasaplık olarak değerlendirilebilir. Yararlanılan Kaynaklar Akçapınar, H., Özbeyaz, C. (1999). Hayvan Yetiştiriciliği Temel Bilgileri, Ankara: Kariyer Matbaası. Akçapınar, H. (2000). Koyun Yetiştiriciliği, Ankara, İsmat Matbaacılık. Alpan, O. (1990). Sığır Yetiştiriciliği ve Besiciliği, Ankara: Medisan Yayınları. Arıtürk, E. (1966). Yetiştirme Sistemleri, Ankara:A.Ü.Vet. Fak. Yay Arıtürk. E., Yalçın, B.C. (1966). Hayvan Yetiştirmede Seleksiyon, Ankara Üniv. Veteriner Fak. Yayınları: 194, Ankara: Ankara Üniv. Basımevi. Arpacık, R.(1982). Sığır Yetiştiriciliği, Bursa: Uludağ Üniversitesi Basımevi. Düzgüneş, O., Akman, N. (1991) Hayvan Islahı, Ankara: A.Ü. Ziraat Fakültesi Baskı Ofset Ünitesi. Kaymakçı, M., Sönmez, M. (1992). Koyun Yetiştiriciliği, İstanbul: Hasat Yayıncılık Hayvancılık serisi.3. Özcan, L. (1995). Küçükbaş Hayvan Yetiştirme I (Keçi Üretimi), Adana: Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Ofset ve Teksir atölyesi. Sönmez, R., Kaymakçı, M. (1987). Koyunlarda Döl Verimi, İzmir: E.Ü. Ziraat Fak. Ofset Basımevi. Vanlı, Y., Özsoy, M.K., Baş, S. (1993). Popülasyon ve Biyometrik Genetik, Van: Y.Ü. Ziraat Fakültesi Ofset tesisleri. Yalçın, C. (1981). Genel Zootekni, İstanbul: İ.Ü. Veteriner Fakültesi Yayınları Sıra Sizde 8 Türkiye yerli hayvan ırklarının verim özellikleri dikkate alındığında özellikle koyun ırklarının hızlı, güvenilir ve kolay bir şekilde yüksek verimli hale getirilmesi için en uygun ıslah ya da melezleme yöntemi çevirme melezlemesi olarak görülmektedir.

137

138 TEMEL ZOOTEKNİ 7Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; Karakter, genotip, fenotip, çevre konularını tanımlayabilecek, Seleksiyon ve seleksiyon metotlarını açıklayabilecek, Kalıtım derecesi, tekrarlama derecesi ve seleksiyon konularını açıklayabilecek bilgi ve becerilere sahip olabileceksiniz. Anahtar Kavramlar arakter Gen ti ve en ti elek iy n ve elek iy n Yöntemleri alıtım erece i ekrarlama erece i İçindekiler Temel Zootekni Seleksiyon ve Seleksiyon Metotları KARAKTER GEN Tİ EN Tİ VE EVRE ELEK İY N VE ELEK İY N MET TLARI KALITIM VE TEKRARLAMA DERECE İ İLE ELEK İY NDA ETKİ İ

139 Seleksiyon ve Seleksiyon Metotları KARAKTER, GENOTİP, FENOTİP VE ÇEVRE Koyun, sığır, tavuk gibi hayvan türleri içinde yer alan ırkların yüksek verim düzeyine ulaşması hem çevre koşullarının iyileştirilmesi hem de genetik yapının geliştirilmesi ile elde edilebilir. Hayvan ırklarından arzulanan verim özelliklerinin elde edilebilmesi için yapılan çalışmalara iyileştirme/geliştirme anlamında ıslah denilmektedir. Hayvan ıslahı ile ilgili konuların yeterince anlaşılabilmesi için karekter, genotip, fenotip ve çevre gibi konuların iyi anlaşılması gerekir. Karakter Canlıların anatomik, morfolojik (dış görünüş) ve fizyolojik (verim) özelliklerinden her birine karakter denir. Örneğin hayvanlarda organların büyüklükleri ve ağırlıkları, sütte yağ oranı veya süt verimi, yumurta verimi birer karakter olduğu gibi renk ve yapı ile ilgili özelliklerde karakterdir. Karakterler kalitatif ve kantitatif karakterler olmak üzere iki grupta incelenirler. Kalitatif karakterler genellikle renk ve şekil ile ilgili karakterlerdir. Hayvanları niteleyici özelliklerdir. Bu tür karakterler bir veya iki çift genin kontrolü altındadır ve çevre faktörlerinden hemen hiç etkilenmezler. Yani tamamen genler tarafından belirlenirler. Kalitatif bir karakter yönünden bireyler arasında devamlı nitelikte olmayan bir varyasyon bulunmaktadır. Çiftlik hayvanlarında vücut örtüsünün rengi, boynuzun olup olmaması, koyun ve keçilerde kulak yada kuyruk yapısı ve tavuklarda ibik şekli gibi özellikler kalitatif karakterlere örnek verilebilir. Kantitatif karakterler ise ölçülüp, tartılıp, sayısal olarak belirtilebilen karakterlerdir. Hayvanların verimleri, vücudun anatomik boyutları ve fizyolojik fonksiyonlarıyla ilgili olan karakterlerdir. Kantitatif bir karakter bireysel etkileri küçük, çok sayıda genin ve çevresel faktörlerin etkisi altındadır. Bu tip karakterler yönünden bireyler arasında devamlı nitelikte bir varyasyon vardır. Çiftlik hayvanlarında verimle ilgili karakterler bu gruba girmektedir. Sığır, koyun ve keçilerde süt verimi, sütteki yağ oranı, canlı ağırlık, koyunlarda yapağı verimi ve özellikleri, broylerlerde canlı ağırlık artışı, yumurtacı tavuklarda yumurta verimi ve yumurta ağırlığı, atlarda çekim gücü ve sürat gibi karakterler kantitatif karakterlere örnek verilebilir. Fenotip Fenotip canlıya dıştan bakıldığında herhangi bir özelliğinin görünüşüdür. Fenotip deyimi iki şekilde kullanılmaktadır. Kalitatif karakterlerde fenotip deyiminden renk ve şekil ile ilgili bir özellik anlaşılır. Örneğin; bir canlının beden rengi bakımından kırmızı veya beyaz

140 130 Temel Zootekni olması, şekil bakımından ise boynuzlu veya boynuzsuz olması gibi. Kantitatif karakterlerde fenotip deyiminden ise, kantite ile ilgili yani rakamsal bir özellik akla gelir. Örneğin, bir inek bir laktasyonda 4500 kg süt vermişse bu değer süt verimi yönünden o ineğin fenotipini belirler. Aynı şekilde bir tavuk bir üretim yılında 250 adet yumurta vermişse bu değer o tavuğun yumurta yönünden fenotipidir. Genotip Bir bireyin kök aldığı zigot ta var olan ve bu bireyin karakterlerinin oluşması için gerekli olan genlerin tümü genotipi meydana getirir. Gelecek nesillere aktarılan fenotipler değil genotiptir. Bu nedenle genotip genetik kişilik olarak adlandırılmaktadır. Bireylerin bir özellik veya bütün özellikler yönünden fenotipinde görülen farklılığın temelinde genotip farklılık yatmaktadır. Fakat kantitatif karakterler için bireyler arasında genotipte görülen farklılığın nedenlerinden birisi de çevresel faktörlerdir. Kantitatif karakterler çevreden etkilenirler. Sürünün genetik yapısının istenilen yönde değiştirilmesi için; damızlık olarak kullanılacak hayvanların seçimi ve seçilen hayvanlarda uygulanacak birleştirme metotları çok önemlidir. Çevre Genotip dışında bireylerin kantitatif karakterlerinin düzeyini etkileyen tüm faktörler çevre olarak isimlendirilirler. Bakım, beslenme ve hastalıklar birer çevre etkileridir. Aynı zamanda bir günde yapılan sağım sayısı da bir çevre faktörüdür. Yavru uterusta iken anneden gelen her türlü faktörde birer çevre faktörüdür. Çevre çoğunlukla kantitatif karakterlerin düzeyinde önemli etkiye sahiptir. Kalitatif karakterlerde ise çevrenin pozitif veya negatif yönde bir etkisi olmaz. Çevre etkileri kalıtsal olmayan bir niteliktedir. Yani kuşaktan kuşağa geçmezler. Hayvanların genetik potansiyellerini tam olarak gösterebilmeleri onlara uygun koşulların sağlanmasına bağlıdır. Hayvancılığı ileri olan ülkelerde yüksek verim düzeyine ulaşılmasında genetik yapı ve çevrenin zamanla iyileştirilmesinin önemi büyüktür. Çevre ile ilgili gelişmeler arasında yemleme ve otlatma metotlarının hayvanların ihtiyacına göre düzenlenmesi, hayvan barınaklarının bakımı ve idare koşullarının iyileştirilmesi, veteriner hizmetlerinin yaygınlaştırılarak çeşitli hayvan hastalıklarına karşı etkin savaşma yollarının bulunması, sağım sistemlerinin makineli olması ve hijyen koşullarına uyulması gibi önlemler sayılabilir. Çevre koşullarının iyileştirilmesi ile verimlerde önemli düzeyde ve hızlı gelişmeler sağlanabilir. Ancak bu konuda ekonomik sınırlar düşünülerek planlanmalıdır. Yani çevrenin düzenlenmesi için harcanan giderler elde edilecek verim artışlarından daha az olmalıdır. Çevre koşullarının düzeltilmesi ile elde edilen verim artışları geçici niteliktedir. İyi çevre koşulları ortadan kaldırıldığında verimlerin tekrar gerilediği görülür. Verimlerde kalıcı ilerleme ancak genotipin iyileştirilmesiyle sağlanabilir. Karakterlerde Genotip-Fenotip İlişkisi Kalitatif karakterlerde fenotip tamamen genotip tarafından belirlenir ve genotip ile fenotip arasında çok kuvvetli bir ilişki vardır. Çevrenin kalitatif karakterlerin oluşmasında herhangi bir etkisi yoktur. Kantitatif karakterlerde ise fenotip, genetik yapıdaki farklılığın yanı sıra çevre etkilerinden etkilenir. Çevre kantitatif karakterlerin oluşmasında oldukça etkilidir. Kalitatif karakterlerin az sayıda genle kontrol ediliyor olması ve çevreden etkilenmemesi nedeniyle bu karakterler yönünden bireyin fenotipine bakarak genotipi yönünde bir tahminde bulunulabilir. Dolayısıyla bu tür karakterlerde istenilen genetik yapılar kısa sürede ve kolayca oluşturulabilmektedir.

141 7. Ünite - Seleksiyon ve Seleksiyon Metotları 131 Kantitatif karakterlerde ise özelliklerin çok sayıda gen tarafından kontrol edilmesi ve çevreden etkilenir olması genotip-fenotip ilişkisini ortaya koymada zorluk çıkarmaktadır. Fenotipin oluşumunda önemli rolü olan çevre etkileri de ölçülebilen ve ölçülemeyen etkiler olabilmektedir. Kantitatif bir karakterde fenotipte görülen bir özelliğin ne oranda genotipten kaynaklandığı, ilgili kantitatif karakter yönünden bireyler arasında varolan fenotipik varyasyonun (farklılığın) ne oranda genetik, ne oranda çevre varyasyonundan ileri geldiği kolayca saptanamaz. Bu nedenlerle kantitatif bir karakter yönünden bireylerin fenotipik değerlerine bakılarak genotipleri hakkında isabetli sonuçlara varılamaz. Hayvancılıkta kalitatif ve kantitatif karekterler hakkında neler söyleyebilirsiniz? SELEKSİYON VE SELEKSİYON METOTLARI Hayvan yetiştiriciliğinde her yıl yaşlılık, verim düşüklüğü, anatomik bozukluk, analık içgüdüsünün iyi olmaması ve yetiştirme hastalıkları gibi nedenlerle ayıklanan hayvanların yerine sürü büyüklüğünü önceki sayıya ulaştırmak için genç hayvanlar seçilerek damızlıkta kullanılır. Bu işleme seleksiyon denir. En sade bir biçimde damızlık seçme olarak tanımlanabilir. Seleksiyonun temel fonksiyonu herhangi bir sürüde yüksek verimli hayvanların toplanmasını sağlamak yoluyla sürüde faydalı genlerin frekanslarını yani oranlarını artırmaktır. Seleksiyon yeni genler yaratmaz fakat bazı genlere ve gen kombinasyonlarına sahip bireylere bunları taşımayanlara göre daha fazla döl verme olanağı sağlar. Gerek doğal yaşamda ve gerekse insan, kendi amacına uygun genotipteki hayvanlara üreme şansı verir, amacına uymayanların üremelerini engeller. Bu olay insan eliyle ya da doğal olarak gerçekleşen birer seleksiyondur. Doğal seleksiyon genellikle yapay seleksiyona ters yönde etki ederek seleksiyon çalışmalarının olumlu sonuçlar vermesini güçleştirir, etkinliğini nispeten azaltabilir. 1 Genetik İlerleme Genetik ilerleme; seleksiyon uygulaması yapılan bir sürüde istenen özelliğin fenotipik ortalaması ile bu sürünün içinden seçilen hayvanlardan elde edilen yavruların sahip oldukları fenotipik ortalama arasındaki farklılıktır. Seleksiyon üstünlüğü, sürüde herhangi bir seçilim yapmadan önce bireylerin sahip oldukları fenotipik ortalama ile sürü içerisinden seçilmiş bireylerin sahip oldukları fenotipik ortalama arasındaki farktır. Eğer seleksiyon üstünlüğü erkek ve dişi hayvanlar arasında farklı ise her cinsiyet için ayrı hesaplanarak ortalamaları ile ifade edilir. Generasyon süresi yavruları doğduğu zaman ebeveynlerinin ortalama yaşından hesaplanabilir. Yani sürüde bulunan bireylerin yenilenmesi için gereken zamanı ifade etmektedir. Generasyon süresi çiftlik hayvanlarının gebelik süresi ve damızlıkta ilk kullanılma yaşı (cinsiyet) ile ilişkili olduğu için türler arasında farklılıklar göstermektedir. Bir generasyon süresi boyunca çevresel koşulların sabit tutulması pratikte mümkün olmamaktadır. Bunun yanında gerek sürü büyüklüğünün yeterli olmaması gerekse kayıtlardan elde edilen değerlerin yeterli hassasiyette olmaması durumlarında hesaplanan kalıtım derecesinin kesin sonuçlar vermemesi nedeniyle beklenen genetik ilerleme her zaman gerçekleşen genetik ilerleme ile aynı olmamaktadır. Dışarıdan damızlık hayvan kullanılmadan bir sürü içerisinde devamlı bir seleksiyon ile elde edilen genetik ilerleme, genetik varyansın miktarına bağlı olarak bir süre sonra azalma göstermeye başlamakta ve zamanla sıfır noktasına yaklaşırken çevresel etkilerin oluşturduğu küçük değişimler haricinde sabit kalma eğilimi göstermektedir. Seleksiyon üstünlüğünü nasıl açıklarsınız? 2

142 132 Temel Zootekni Seleksiyonda Verimliliği Artırmak Seleksiyon oranı ve buna bağlı olarak hesaplanan seleksiyon yoğunluğu; üzerinde ıslah çalışması yapılan türün döl verimine, yetiştirmedeki başarı düzeyine ve kullanılan reprodüktif teknolojilere göre değişiklik göstermektedir. Seleksiyonda verimliliği artırmak özellikle seleksiyon oranının düşük tutulması ile mümkün olabilmektedir. Tavuk ve domuz gibi yüksek döl verimine sahip türlerin seleksiyon oranı düşük tutularak seleksiyon yoğunluğunda artış yaratılmaktadır. Ancak sığır, koyun ve at gibi türlerde; dişi hayvanlarda görülen üreme yetersizlikleri, sürü büyüklüğünün korunması ve kan yakınlığı derecesinin yükselmesini önlemek amacıyla dişilerde seleksiyon oranı azaltılamamaktadır. Bu nedenle düşük değerlerde kalan seleksiyon yoğunluğunun artırılması için sadece erkek damızlıklarda seleksiyon oranının düşük tutulması mümkün olmakta, sonuç olarak bu türlerde genetik ilerlemedeki başarı özellikle erkek hayvanların seçimiyle sağlanmaktadır. Günümüzde suni tohumlama ve embriyo transferi gibi reprodüktif teknolojilerin kullanılması sayesinde sadece sürülerde bulunan erkeklerin damızlıkta kullanılması nedeniyle oluşabilecek yüksek kan yakınlığı derecelerinin önüne geçilebilmesinin yanında fenotipik ve genotipik varyasyonun artırılmasını sağlayarak seleksiyon üstünlüğünün artırılmasına da olanak sağlamıştır. Kalıtım derecesinin yükseltilebilmesi için, çevresel etkenlerin minimuma indirilerek fenotipik varyans üzerindeki etkilerinin azaltılması ile genotipik varyasyonun ve tutulan kayıtların sayısının artırılması gerekmektedir. Seleksiyonun erken yaşlarda yapılması ve dolaylı seleksiyondan yararlanılması ile generasyon süresini kısaltarak genetik ilerlemenin daha hızlı gerçekleşmesi de sağlanabilir. Dolaylı seleksiyon, geliştirilmek istenen özellik yerine bu özellikle genetik ilişkisi yüksek olan başka bir özellik üzerinde seleksiyon yapılarak yani dolaylı bir şekilde genetik ilerleme sağlanmasını amaçlamaktadır. Dolaylı seleksiyonun kullanılma amacı ve başarısı, doğrudan geliştirilmesi istenilen özelliğin; kalıtım derecesinin düşük derecede olmasına, diğer özelliğin kalıtım derecesinin ve bu özellikler arasındaki genetik ilişkinin ise yüksek derecelerde olmasına bağlıdır. Seleksiyonda İsabet Derecesinin Artırılması Seleksiyon uygulanan özellik yönünden bireyler arasındaki çevresel farklılıkların giderilmesi ile çevre varyansı azaltılarak kalıtım derecesinin dolayısıyla seleksiyondaki isabet derecesinin yükselmesi sağlanabilmektedir. Örneğin kuzuların sütten kesim ağırlıklarına göre seleksiyon uygulaması yapılmak isteniyor ise, bu özellik üzerinde etkili olan ananın yaşı, doğum tipi, doğum ağırlığı ve cinsiyet gibi faktörlerin etkileri rakamsal olarak hesaplanarak bireyler arasındaki çevre varyansı düzeltilmektedir. Elde edilen düzeltilmiş verilere göre yapılan seleksiyon daha güvenilir sonuçlara ulaşılmasını sağlamaktadır. Birey başına birden fazla kayıt tutulması, iklimsel değişiklikler ve verimleri geçici olarak etkileyen hastalıklar gibi etkileri ölçülemeyen veya ölçülmesi mümkün olmayan çevresel faktörlerin etkilerinin giderilmesine olanak sağlamaktadır. Çiftlik hayvanlarındaki birçok verim özelliği, örneğin: süt verimi, sütteki yağ ve protein miktarları, yapağı verimi, yıllık yumurta sayısı için her yıl bir verim kayıdı elde edilebilmekte, seleksiyonun iki veya daha fazla kayıdın ortalamasına göre yapılması ile hayvanların genetik verim yetenekleri daha doğru bir şekilde anlaşılabilmektedir. Seleksiyondaki isabet derecesi, seleksiyonun familya ortalamasına ya da yavru ortalamasına dayandırılması sayesinde de artırılmaktadır. Süt sığırcılığında, boğaların analarının verimleri yerine yavrularının verim ortalamalarına göre değerlendirilmeleri (Döl kontrolü / Progeny Testing) bu şekilde yapılmaktadır.

143 7. Ünite - Seleksiyon ve Seleksiyon Metotları 133 Tek Bir Özellik Yönünden Uygulanan Seleksiyon Yöntemleri Bir sürüde seleksiyon yapılmasının amacı istenilen özellikleri gösteren hayvanların sürüde bulunmasını sağlayarak bu karakter üzerinde etkili genlerin frekanslarını arttırmaktır. Özellikle ekonomik olarak önem taşıyan kantitatif özelliklerin hem çok sayıda gen çifti tarafından hem de çevresel faktörlerden etkilendikleri bilinmektedir. Seleksiyon ile seçilen hayvanların istenilen özellik bakımından sahip oldukları gen frekansı seçilmiş oldukları sürünün sahip olduğu gen frekansından yüksek olmaktadır. Bu nedenle seleksiyon ile sonraki generasyonda yeni gen kombinasyonları oluşabilmektedir. Kapalı bir sürüde devamlı olarak yapılan seleksiyon genlerdeki homozigotlaşmayı artırır ve bireyler arasında genetik farklılıkların gittikçe azalmasına ve sürünün gittikçe bir örnek hale gelmesine neden olur. Hayvan yetiştiriciliğinde tek bir özellik için kullanılan seleksiyon yöntemleri üç ana grupta incelenir. Bireylerin kendi fenotipik değerlerine göre seleksiyon ış görünüşe göre seleksiyon Fertlerin kendi bireysel verimlerine göre seleksiyon krabaların fenotipik değerlerine göre seleksiyon irekt akrabalara (pedigriye) göre seleksiyon oleteral akrabalara göre seleksiyon Familya ortalamalarına göre seçim ardeş verimlerine göre seçim Familya içi seçim Yavru verimlerine göre seleksiyon Progeny-testing) ombine seleksiyon Pedigri: Bir hayvanın ana, baba, büyükanne, büyükbaba, gibi direkt akrabalarının verim kayıtlarına pedigri denir. Progeny: Yavru, soy ya da nesil. Bireylerin Kendi Fenotipik Değerlerine Göre Seleksiyon Bireylerin kendi fenotipik değerlerine göre seleksiyon dış görünüş ve kendi bireysel verim değerlerine göre yapılır. Dış Görünüşe Göre Seleksiyon Dış görünüşe göre seleksiyon yöntemi isminden de anlaşılacağı gibi dıştan bakıldığında gözle görülen beden yapısına göre yapılan seçim yöntemidir. Verim kaydı tutulmayan işletmelerde ya da işletmeye yeni alınacak hayvan seçiminde kullanılabilir. Ancak beden formundaki pek çok özelliğin verimlerle olan ilişkisi düşük düzeyde olduğundan etkin bir seçim yöntemi değildir. Seçilecek hayvanların damızlıkta kullanma yaşına gelmiş olması gerekeceğinden yöntemin dezavantajı olarak düşünülmelidir. Ekonomik verim özelliklerinin dış görünüşle alakası oldukça zayıf düzeydedir. Bu yönteme göre örneğin sütçü sığır ırklarında sırtın düz olması, beden yandan bakıldığında önden arkaya doğru genişleyen bir dikdörtgen yapısında olması, başın ince uzun olması, ayakların ve tırnakların düzgün olması ve arka ayak açısının öne nazaran yüksek olması gibi özelliklere dikkat edilerek seçim yapılır. Besi sığırları için yandan bakıldığında kare şeklinde et alma kapasitesinin yüksek olması arkadan bakıldığında butların geniş olması, başın kısa ve geniş olması istenir. Bu özelliklerin görülüp ayırt edilmesi için hayvanın belirli bir yaşa kadar büyütülmesi gerekir. Bu da işletme için eğer sürü dışı bırakılacak hayvan varsa gereksiz bakım ve besleme masrafı demektir. Sütçü sığırlarda meme yapısının belirli olması meme başlarının düzgün olması gibi istenen özelliklere ayrıntılı bakılarak seçilmesi gerekir. Dış görünüşe göre seleksiyon yönteminde koyunlarda geniş ve derin göğüs, düz ve kalın bir sırt, gelişmiş iskelet yapısı istenen özelliklerdir. Bu özellikler koyunlarda et, süt ya da yapağı verimi için istenen özelliklerdir.

144 134 Temel Zootekni Atlarda ise diğer türlere nazaran dış görünüş daha önemlidir. Sağrının gelişmiş olması, göğüsün geniş ve derin olması akciğer kapasitesi açısından önemlidir. Ayrıca tırnak ve ayak tendolarının gelişmiş ve sağlam olması, bacaklarda çarpıklığın olmaması aranan özellikler arasındadır. Fertlerin Kendi Bireysel Verimlerine Göre Seleksiyon Sürüde yer alan bireylerin kendi fenotipik değerlerine göre seçim yapılan bir yöntemdir. Seçilecek bireyler verim değerlerine göre büyükten küçüğe doğru sıralanır ve seçilecek bireyler en büyükten başlayarak belirlenen sayı kadar seçilerek belirlenmektedir. Örneğin, koyun yetiştiriciliğinde canlı ağırlık bakımından bu tür bir seleksiyon uygulanıyorsa, sürüye girecek dişi ve erkek toklular, canlı ağırlık bakımından en yüksek verimliler arasından seçilmelidir. Bireylerin verim değerlerinin saptanması genellikle basit ve nisbeten kolay bir yöntem olması bu yöntemin bir avantajı olarak değerlendirilebilir. Bireylerin kendi fenotipik değerlerine göre seleksiyon kalıtım derecesi orta ve yüksek derecede olan özelliklerde uygulandığında iyi bir genetik ilerleme sağlanabilir. Bireysel seleksiyon uygulanabilecek bazı verim özellikleri sığırlarda; günlük canlı ağırlık artışı, yemden yararlanma gücü, koyunlarda birinci yaş canlı ağırlığı, yapağı verimi ve inceliği, tavuklarda canlı ağırlık ve yumurta ağırlığı gibi özelliklerdir. Bu yöntemin dezavantajı ise kalıtım derecesi düşük özelliklerde hızlı bir genetik ilerleme sağlanamamasıdır. Yumurta verimi, kuzu doğum ağırlığı, sütten kesim ağırlığı ve bir doğumdaki yavru sayısı gibi özelliklerin kalıtım dereceleri düşük olduğundan, bu karakterlerin geliştirilmesinde bireysel seçim etkili değildir. Bireylerin kendi verimlerine göre seleksiyon yönteminde ortalama et randımanı, karkastaki et, kemik, yağ oranı gibi kesimden sonra saptanabilen verim özelliklerine uygulanamaz. Ayrıca hayvanlar üreme yeteneği kazandıktan sonra (cinsel olgunluktan) saptanan özelliklerde de bu yöntem elverişli değildir. Akrabaların Fenotipik Değerlerine Göre Seleksiyon Aralarında belirli bir düzeyde kan yakınlığı bulunan bireylere akraba denilir. Öz kardeşler arasındaki akrabalık derecesi üvey kardeşler arasındakinin iki katıdır. Hayvanlar arasında ana, baba ve daha büyük ebeveynler direkt akrabalardır. Birleştirmelerin rastgele yapıldığı bir popülâsyonda herhangi bir yarım kardeş familyası içindeki bireylerin ortalama akrabalık derecesi, yani genetik benzerlik 0.25 tir. Direkt Akrabalara (Pedigriye) Göre Seleksiyon Bu yöntemde seçim ölçütü bireylerin ana ve babalarının verim değerleridir. Genelde büyükanne ve büyükbaba gibi uzak akrabaların verimleri bu amaç için kullanılmaz. Ancak ana-baba verim değerleri olmayan bireylerin seçimi için kullanılabilir. Damızlığa ayrılacak hayvanlar her iki cinsiyette de ana ve baba değerleri en yüksek olanlardan seçilir. Kalıtım derecesinin düşük olduğu özellikler yönünden seçimde, bireysel verim değerleri ile birlikte ana ve baba değerlerinin de değerlendirilmesi seçimin etkinliğini artıracaktır. Bu yöntemin en önemli avantajı süt ve döl verimi gibi ileri yaşlarda saptanabilen özellikler yönünden genç hayvanların erken seçimi için yararlanılabilecek kaynak ana ve babaların verimlerinin olmasıdır. Ayrıca sadece erkeklerde ya da sadece dişilerde görülen özelliklerde, diğer cinsiyetteki bireylerin seçimi bu yöntemle yapılabilir. Fakat ana ve baba yüksek verimli olduğu halde, bunlardan, düşük verimli yavrular elde edilebilir. Çünkü ana ve baba birçok gen bakımından heterozigot yapıda olabilir ve yavrularına genlerin

145 7. Ünite - Seleksiyon ve Seleksiyon Metotları 135 istenmeyen yarısını geçirebilir. Özellikle başka sürülerden damızlık alınıyorsa, pedigrilerindeki ana ve babaya ait verim kayıtları abartılmış veya bunların sadece yüksek kayıtları yazılmış olabilir. Pedigri kayıtlarının güvenilir olması bu yöntemde dikkat edilmesi gereken önemli bir noktadır. Kollateral Akrabalara Göre Seleksiyon Hayvan yetiştiriciliğinde aralarında belli düzeyde akrabalık bulunan bireylerin oluşturduğu gruplara familya adı verilmektedir. Örneğin, öz kardeşten kurulu gruba tam kardeşler familyası, yine yarım kardeşten kurulan gruba ana-bir veya baba-bir kardeş familyası denilmektedir. Yetiştirmede aynı anadan ve değişik babalardan olan yavrular grubu önemsizdir. Çünkü bu tip familyaların oluşması uzun yılları gerektirmektedir. Aynı baba fakat farklı anadan doğmuş yavruların oluşturdukları baba-bir kardeş familyaları hayvan ıslahı ve seleksiyonda önemli bir yer tutmaktadır. Örneğin 500 başlık bir koyun sürüsünde 20 adet koç tohumlamada kullanılıyorsa, elde edilen kuzuların tümü 20 grupta toplanabilir. Yani 20 adet baba-bir kardeş familyası oluşturulabilir. Ana ve babası aynı bireylerin oluşturduğu kardeş gruplarına öz (veya tam) kardeş familyası denir. Örneğin, bir doğumdan elde edilen tüm yavrular öz kardeş familyasını oluşturmaktadır. Tavuklarda bir horozun 8-10 tavukla birleştirilmesinden sonra elde edilen yumurtaların kuluçka makinesine konulduktan sonra çıkan civcivlerden kullanılan tavuk sayısı kadar öz kardeş familyası elde edilmektedir. Bu familyalar daha çok, dişilerin her seferinde çok sayıda yavru meydana getirdiği türlerde önem taşımaktadır. Damızlık seçiminde, yarım ve tam kardeş gibi kollateral akrabaların verim kayıtlarından yararlanılarak yapılan seçime familya seçimi denir. Familya: Aralarında belli düzeyde akrabalık bulunan bireylerin oluşturduğu hayvan grubuna denir. Familya Ortalamalarına Göre Seleksiyon Bu seleksiyon yönteminde üzerinde durulan özellik yönünden mevcut familyalardan her birinin ortalaması bulunduktan sonra, ortalama değeri en yüksek olan familyalardan başlanarak istenilen birey sayısını dolduracak kadar familya seçilmektedir. Buna göre bir familya bütün bireyleriyle birlikte seçilmekte veya tüm bireyleriyle birlikte damızlık dışı bırakılmaktadır. Damızlık dışı bırakılan bir familyada çok yüksek verimli bireyler bulunsa bile, familya ile birlikte atılmak zorundadır. Böylece ortalaması yüksek bir familya içinde fenotipik değerleri düşük bireyler seçilmiş olabileceği gibi, ortalaması düşük familyadaki yüksek fenotipliler dışarıda bırakılabilir. Bu seçim daha çok kalıtım derecesi düşük olan özellikler için elverişlidir. Örneğin tavukta yumurta verimi, koyun ve domuzlarda bir doğumdaki yavru sayısı gibi. Familya ortalamalarına göre seleksiyonun etkin olması için şu faktörlere dikkat edilmelidir; Familya ortalamalarına göre seçim, kalıtım derecesi düşük olan, yani çevre faktörlerinden fazla etkilenen özelliklerde etkindir. Familya büyüklüğü, yani her familyadaki birey sayısı arttıkça bu yöntemin etkinliği de artmaktadır. Bu yöntemden gereğince yararlanabilmek için, familyalar arasındaki sistematik farklılıklar yaratılmamalıdır. Yani familyalar arasında çevre faktörlerinin farklı olup birine iyi çevre şartları diğerine kötü şartlar gibi farklılıklar oluşturulmamalıdır. Familya sayısının fazla olması, etkinliği arttıran faktörlerdendir

146 136 Temel Zootekni Kardeş Verimlerine Göre Seleksiyon (Sib) Bir tür familya seçimi olan bu yöntemde de seçim kriteri yine familya ortalamasıdır. Ancak bu seçimin familya ortalamalarına göre yapılan seçimden farkı, familya içinden seçilecek bireylerin familya ortalamasına dahil olmamasıdır. Yani seçilecek bireylerin kendilerine ait değerleri saptanmaz veya saptanamaz. Seçilecek bireyler kardeşlerinin verim değerlerine bakılarak seçilir. Seçim yöntemi, kardeş seçimlerinin verim ortalaması en yüksek bireylerin damızlık olarak ayrılması biçimindedir. Bu seçim şekli karşı cinsiyette saptanan ve ayrıca et verimi gibi kesimden sonra saptanabilen özellikler yönünden bireylerin seçilmesinde kullanılmaktadır. Kardeş verimlerine göre seleksiyonun etkin olması için şu faktörlere dikkat edilmelidir; ardeş verimlerine göre seçim, kalıtım derecesi düşük olan yani çevre faktörlerinden fazla etkilenen özelliklerde etkindir. Familya büyüklüğü, yani her familyadaki birey sayısı arttıkça bu yöntemin etkinliği de artmaktadır. Bu yöntemden gereğince yararlanabilmek için familyalar arasındaki sistematik farklılıklar yaratılmamalıdır. Yani familyalar arasında çevre faktörlerinin farklı olup birine iyi çevre şartları diğerine kötü şartlar gibi farklılıklar oluşturulmamalıdır. Familya sayısının fazla olması etkinliği arttıran faktörlerdendir Familya İçi Seleksiyon Bu seçim şeklinde familya ortalamalarının önemi yoktur. Familya içi seleksiyon yöntemi, mevcut tüm familyalardan en yüksek verimlilerin belli bir oran dahilinde sürüye alınması şeklindedir. Bu oran tüm familyalara aynen uygulanmaktadır. Örneğin, bir koyunculuk işletmesinde dişi tokluların %50 si herhangi bir özellik yönünden seçilecekse ve tüm dişi toklular 15 adet familyadan oluşuyorsa, her familyaladan en yüksek verime sahip hayvanların %50 si seçilmektedir. Başlıca kullanılma alanları, familyalar arası çevre farklılıklarının söz konusu olduğu hallerdir. Örneğin, domuzlarda öz kardeş familyaları arasında, yani analardan bir batında doğmuş yavru grupları arasında, analarının süt veriminin değişik olması nedeni ile sistematik çevre farklılıkları vardır. Dolayısı ile domuzlarda yavruların büyüme hızına göre seleksiyon uygulanırken, familya ortalamalarına göre seçim iyi sonuç vermemektedir. Çünkü herhangi bir familyanın büyüme yönünden üstünlüğü, ananın süt veriminin yüksek olması ile yani çevresel bir etki ile ilgili olabilir. Bu durumda familya içi seleksiyon uygulanabilir. Familya içi seleksiyon yönteminde populasyonun yani sürünün kan yakınlığı derecesindeki artış da minimum düzeydedir. Çünkü damızlığa ayrılmış bireyler bütün familyaları temsil etmektedir. Buna karşın familya ortalamasına göre seçimde ve sib seleksiyonda seçilen hayvanlar sadece en yüksek ortalamaya sahip birkaç familyadan gelmişlerdir. Bu bakımdan her iki seleksiyon yöntemine üstünlük sağlamaktadır. Ayrıca familya içi seçimde her ananın yavru grubunda en yüksek verimliler eşit oranda seçildiklerinden anaya ait etkiler giderilmiş olmaktadır. Yavru Verimlerine Göre Seleksiyon (Progeny- Testing) Hayvancılık işletmelerinde bir hayvanın damızlık değerini yavrularının fenotipik değerleri yardımıyla saptamak için kullanılan bir seçim yöntemidir. Yöntem, yavruların verim değerlerine bakılarak babaların değerlendirilmesidir. Bu seçimde yavruların verim ortalaması en yüksek olan bireyler damızlık olarak kullanılır. Progeny testing özellikle yalnız dişilerde ölçülebilen süt verimi, yumurta verimi, yavru verimi gibi özellikler veya kesimden sonra saptanabilen özellikler yönünden erkeklerin damızlık değerlerinin saptanmasında

147 7. Ünite - Seleksiyon ve Seleksiyon Metotları 137 kullanılmaktadır. Ayrıca kalıtım derecesi düşük olan diğer verim özellikleri için de etkili bir seleksiyon yöntemidir. Örneğin, boğalar süt verimi yönünden kızlarının bir laktasyondaki süt verimi ortalamasına göre, et verimi yönünden de kesilen erkek yavrularının et verimi ve karkas özelliklerine göre değerlendirilmektedir. Progeny- testing yoluyla bir bireyin genotipik değerinin saptanması, babanın sahip olduğu genlerin her seferde rastgele bir yarısının yavruya geçmesi esasına dayanmaktadır. Bu nedenle her babadan çok sayıda yavru elde edilmişse, babanın genotipi yavru grubunun fenotipik ortalaması ile en yakın biçimde belirlenmektedir. Yani, o bireyin yavrularının fenotipik ortalaması, kendilerinin genetik değerini ifade etmektedir. Yavru sayısının çok fazla olması ve değişik babaların yavru grupları arasında çevre farklılıkları yaratılmaması halinde, progeny-test, bir erkeğin damızlık değerini %100 yansıtmaya olanak veren tek metoddur. Progeny-testing in verimli olabilmesi için: Yavruların genotiplerinin yarısını babasından alırken, diğer yarısını da analarından almış olmasından dolayı babanın birleştirildiği anaların az sayıda olması halinde bunların şansa bağlı olarak yüksek verimli olmaları ve böylece yavru ortalamasının pozitif yönde etkilenmesi olasıdır. Bu durumda yavruların fenotipik ortalaması babanın genotipini olduğundan daha iyi gösterecektir. Bu sakıncayı ortadan kaldırmak için test edilecek erkeklerin olabildiği kadar en fazla dişi ile ve rastgele çiftleştirilmesine çalışılmalıdır. Çok sayıda dişi ebeveynin verim yönünden üstünlük veya verimsizlikleri yavru ortalaması yönünden birbirininin etkisini giderebileceğinden anaların etkisi giderilmiş olacaktır. Böylece bir yavru grubunun diğer yavru grubuna üstün veya geride olması babanın genotipi ile açıklanmaktadır. Belirli yavru gruplarının değişik çevre koşullarına bağımlı kalması bu metodun etkinliği belirleyecek bir diğer faktördür. Bir erkeğin yavrularına iyi koşullar, diğerininkine kötü koşullar sağlandığında birinci yavru grubunun ortalaması diğerinkinden daha üstün olabilir. Böylece birinci erkek, gerçekte iyi bir genotipik yapıya sahip olmamakla birlikte belirtilen hatadan kaynaklanan iyi bir test sonucu verebilir ve damızlık olarak seçilebilir. Yani tüm yavru gruplarına aynı çevre faktörlerinin sağlanması ya da aynı çevre koşullarında değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu amaçla yavru grupları arasında bakım, besleme, idare ve diğer çevre koşulları yönünden ayırım yaratılmamalıdır. Progeny-test işleminin verimli olabilmesinin diğer bir koşulu da, üzerinde durulan özelliğe ait fenotipik değerlerin saptanmasından önce, yavru grupları içinde ayıklama yapılmamış olmasıdır. Test sona ermeden önce herhangi bir yavru grubundaki elverişli olmayan bireyler ayıklanmış ise, bu test hatalı sonuç verebilir. Üstelik doğacak hatayı düzeltmek de olanaksızdır. Bu nedenle test bitmeden hiçbir yavru grubunda ayıklama yapılmamalı ve test sonucu bütün yavruların fenotipik değerlerine dayandırılmalıdır. Bir yavru grubundaki her bireyin, babasının genlerinin rastgele bir yarısını aldığı bilinmektedir. Bir gruptaki her fazla birey aynı babanın genlerinin rastgele birer yarısını almaktadır. Yavru grubunda sadece 3-4 birey bulunması halinde, yine şansa bağlı olarak bunların hepsinin babanın sadece iyi genlerini almaları olasıdır. Böyle bir yavru ortalaması da baba genotipi için iyi bir gösterge değildir. Bu sakıncayı ortadan kaldırmak için testi yapılan her babadan olabildiğince fazla yavru alınmaya çalışılmalıdır. Yavru verimlerine göre seleksiyon işleminde teste alınacak genç boğalar ülkedeki en iyi boğalarla en iyi ineklerin birleşmesinden doğmalıdır. Her genç boğa en az üç yüz inekle birleştirilmelidir. Her boğaya verilecek inekler rastgele saptanmalı ve değişik koşullardaki işletmelerde bulunmalıdır. Boğa başına elde edilecek yavru sayısı yeterli olmalıdır. Süt verimi için en az yüz dişi yavru, et verimi için ise en az on beş erkek yavru kullanılmalıdır. Test sırasında değerlendirmeye alınan boğaların her birinden sürekli olarak sperma alıp dondurulmalı ve sak-

148 138 Resesif gen: Etkisini gösterebilmesi için her iki kromozomda da bulunması gereken yani homozigot olması gereken genlerdir. Temel Zootekni lanmalıdır. En başarılı seçilen boğaların saklanmış olan spermaları ülke düzeyinde yaygın olarak kullanılabilir. Başarılı sonuç vermeyen boğaların sperması imha edilir. Sığır ıslahında teste tabi tutulan boğa kendi kızları ile tekrar çiftleştirilirse sürüde mevcut olan ve arzu edilmeyen resesif genler ortaya çıkarılarak elimine edilebilir. Bu işlem için kendi kızlarının sayısı en az otuzbeş adet olmalıdır. Resesif genlerin ortaya çıkarılıp yok edilebilmesi progeny-test yönteminin diğer bir yararlı yönüdür. Kombine Seleksiyon Hayvancılıkta hem bireysel değerler hem de familya ortalamaları dikkate alınarak yapılan bir seleksiyon yöntemidir. Yüksek ortalamalı familyalardan yüksek verimli hayvanlar seçilir. Seçime girecek bireylerin her biri için bir indeks değeri hesaplanır. İndeks değeri en yüksek olan hayvandan başlanarak yeteri sayıda hayvan damızlık olarak sürüye katılır. Kombine seçim yöntemi familya seçiminin kullanıldığı bütün hallerde kullanılmaktadır. Hemen her zaman bireysel seçime üstündür. Birden Fazla Özellik İçin Seleksiyon Çiftlik hayvanlarında verim özelliklerinin sürekli olarak artırılması amacıyla seleksiyon yapılır. Seleksiyon sayesinde hayvanların genetik yapıları iyileştirilir ve daha yüksek düzeyde bir verim elde edilir. Özellikle ekonomik amaçlarla yetiştirilen çiftlik hayvanlarında (sığır, koyun, keçi, tavuk vs) genellikle tek bir özellik yerine birden fazla özelliğin aynı anda göz önüne alınması gerekmektedir. Bu şekilde farklı özelliklerin aynı anda göz önüne alınması sayesinde hayvanların genetik yapılarını istenen yönde değiştirmek daha kolay olur. Birden fazla özelliğin aynı anda göz önüne alınmasının bir diğer sebebi de özellikler arasındaki genetik ilişkilerdir. Bazı özellikler arasında negatif genetik ilişki bulunabilir. Böyle durumlarda özelliklerden birisine seleksiyon yapılırken diğeri değerlendirmeye alınmaz ise hayvanların genetik yapıları istenen yönde değiştirilemez. Mesela, sığır yetiştiriciliğinde süt verimi ile sütteki yağ oranı arasında negatif genetik ilişki vardır. Bu sebepten dolayı süt verimi artarken süt yağı oranı düşer. Eğer üretilen sütün satışında süt yağına prim alınıyorsa bu ekonomik anlamda kayıplara neden olacaktır. Bu sebepten dolayı süt sığırlarında seleksiyon yaparken süt veriminin yanı sıra mutlaka süt yağı oranının da göz önüne alınması gerekir. Benzer durum tavuk yetiştiriciliğinde de vardır. Tavuk yetiştiriciliğinde bu durumla ilgili olarak yumurta ağırlığı ile elde edilen toplam yumurta sayısı arasındaki ilişki gösterilebilir. Yumurta tavuklarının ürettikleri yumurtanın ağırlığı arttıkça hayatları boyunca üretecekleri yumurta sayısı azalmaktadır. Bu sebepten dolayı, yumurtayı adet olarak satan bir işletmeci için yumurtanın belli bir ağırlıkta olması daha önemlidir. Çünkü daha büyük yumurta elde etmesi ekonomik olarak bir gelir getirmez. Bu örneklerde de olduğu gibi seleksiyon yapılan özelliklerle başka özellikler arasındaki genetik ilişkilerin ne düzeyde olduğunun iyi bilinmesi gerekir. Eğer negatif genetik ilişki var ise diğer özelliğinde mutlaka seleksiyona tabi tutulması gerekir. Ancak bu şekilde verim özellikleri istenen yönde artırılabilir. Birden fazla özellikte seleksiyon işlemlerini yürütmek amacıyla geliştirilmiş çeşitli metotlar vardır. Bu metotlar şu şekilde sıralanbilir; ıra ile seleksiyon Bağımsız ayıklama seviyeleri yöntemi İndeks yöntemi

149 7. Ünite - Seleksiyon ve Seleksiyon Metotları 139 Sıra ile Seleksiyon Bu yöntemde hayvanların geliştirilmek istenen özellikleri tek tek seleksiyona tabi tutulur. Her özellik bir generasyon boyunca seleksiyona tabi tutulduktan sonra diğer özelliğe seleksiyon uygulanır. Bu tip seleksiyon işlemlerinde üzerinde durulan özellikler arasındaki genetik ilişkilerin düzeyi ve yönü önemlidir. Eger iki özellik arasında negatif genetik ilişki var ise bu yöntem işe yaramaz. Çünkü bir generasyon boyunca bir özelliğe seleksiyon uygulandığında belirli düzeyde bir artış olur. Daha sonra birinci özellikle negatif ilişki ikinci özelliğe seleksiyon uygulandığında ikinci özellik artarken birinci özellik geriler. Geliştirilmek istenen özellikler arasında pozitif ilişki var ise ve bu özellikler aynı yönde değiştirilmek isteniyorsa (ikisinide artırmak veya ikisinide azaltmak gibi) bu yöntem kullanılabilir. Bağımsız Ayıklama Seviyeleri Yöntemi Bu yöntemde hayvanların geliştirilmek istenen özelliklerinin hepsi aynı anda göz önüne alınır. Üzerinde durulan özelliklerin hepsi için ayrı ayrı seviyeler belirlenir. Ve bu seviyelerin üstüne çıkan hayvanlar seçilir diğerleri elenir. Genel olarak bu şekilde uygulanan yöntemde özelliklerin hepsi aynı anda ölçülemeyebilir. Mesela, koyunlarda sütten kesim ağırlığı, 6 ay ağırlığı ve ilk laktasyon süt verimine dönük olarak bir seleksiyon yapılmak istendiğinde bu yöntem kullanılabilir. Böyle bir durumda her özellik için (sütten kesim ağırlığı, 6 ay ağırlığı ve ilk laktasyon süt verimi) ayrı ayrı bir alt sınır belirlenir. Ve bu alt sınır geçen hayvanlar sırasıyla seçilerek sonraki generasyonu oluşturmak amacıyla sürüye alınırlar. Diğerleri sürüden çıkarılırlar. Bu özellikler karşılaştırıldığında önce sütten kesim ağırlığı, sonra 6 ay ağırlığı, en son da ilk laktasyon süt verimi özelliği ortaya çıkar. Bu yöntemin bazı sakıncaları vardır. Daha önce sütten kesim ağırlığı bakımından istenen düzeyin altında kaldığı için sürüden ayrılan bir hayvanın ilk laktasyon süt verimi yüksek olabilmektedir. Böyle durumlar yapılan seleksiyon işleminin etkinliğini azaltır. Bu sebepten dolayı geliştirilmek istenen özelliklerin hangisine ne kadar ağırlık verilmesi gerektiği önemlidir. İndeks Yöntemi Bu yöntemde de geliştirilmek istenen özelliklerin hepsi aynı anda göz önüne alınır. Özellikler arasındaki genetik ilişkiler ve her bir özelliğe verilecek olan ağırlık katsayıları ayrı ayrı belirlenir. Her özelliğe ait ekonomik önem derecesi bu indeks yönteminde göz önüne alınır. Ayrıca genetik ilişkilerin de göz önüne alınmasından dolayı seleksiyonla bir özellikte ilerleme sağlanırken diğer özellikte de istenen yönde bir değişim gerçekleşir. Bu yöntemin uygulanışı ile ilgili olarak verilebilecek en güzel örnek; günümüzde süt sığırlarında uygulanan indeks yöntemidir. Süt sığırlarında süt verimi, süt yağı ve protein miktarı, somatik hücre sayısı, verimlilik ömrü gibi birçok özellik aynı anda göz önüne alınır. Bu özelliklerin her birisi için ayrı ayrı damızlık değerleri hesaplanır ve aralarındaki genetik ilişkilerin düzeyi ile ekonomik önemlerine bağlı olarak her biri için ayrı ayrı ağırlık katsayıları hesaplanır. Daha sonra özelliklerin düzeyleri ile bu ağırlık katsayıları çarpılarak tek bir değer elde edilir. Ve sürüdeki tüm inekler bu değere göre en yüksekten en düşüğe doğru sıralanır. Bu sıralamada en yüksek hayvanlar en iyi hayvanları en düşük hayvanlar ise en kötü hayvanları göstermektedir. Ve seleksiyon işlemi bu değerler üzerinden yapılır. İndeks Yönteminin Pratik Olarak Uygulanması Seleksiyon indeksi çiftlik hayvanları yetiştiriciliğinde seleksiyon ile iki veya daha fazla karakterin genetik bakımdan geliştirilmesinde ve sıralanmasında kullanılan optimum doğrusal yöntemlerden birisidir. Bu yöntem aynı zamanda fertlerin bir karakter bakımından farklı akraba bilgilerinin birleştirilmesinde de kullanılabilmektedir.

150 140 Temel Zootekni Seleksiyon indeksinde genel olarak seleksiyonda kullanılacak n sayıda karakter (X1, X2, X3...Xn) sıralanarak aşağıdaki şekilde indeks formülü hazırlanır. I = b1 X1 + b2 X bn Xn Formülde kullanılan X değerleri, ferdin seleksiyonda istenilen karakterler bakımından sahip olduğu fenotipik değerleri, b değerleri ise karakterlere verilecek tartı değerlerini ifade etmektedir. Üzerinde durulan karakterlerin kalıtım derecesinin, relatif ekonomik değerlerinin ve aralarındaki genetik ve fenotipik korelasyonların bilinmesi ile b değerlerinin hesaplanması yapılarak her bir bireye uygulanmakta ve formülasyondaki yerlerine yerleştirilerek elde edilen seleksiyon indeksinin kullanılması mümkün olmaktadır. Yapılacak seleksiyonda bireylerin akrabalarına ait bilgiler olmaksızın sadece kendi fenotipik değerleri kullanılmaktadır. Seleksiyon indeksi metodunda kullanılacak olan genetik parametreler, genellikle daha önce yapılmış çalışmalardan elde edilmiş verilerin hesaplanması ile belirlenmektedirler. Tartı değerlerinin hesaplanmasında Pb = Ga eşitliği kullanılmaktadır. P, üzerinde durulan karakterler arasındaki fenotipik varyans-kovaryans matrisini; G, üzerinde durulan karakterler arasındaki genetik varyans-kovaryans matrisini; b, indekse ait tartı faktörlerini; a, ise ekonomik tartı değerlerini göstermektedir. Seleksiyon indeksinde kullanılan tartı değerleri, karakterler için gelecekte tahmin edilmesi oldukça zor olan ekonomik değerlerle ilişkilidir. Ekonomik değerler zaman içinde değişme göstermektedirler. Piyasalarda maliyet ve fiyatlar değişirken, yeni teknolojilerin kullanılmaya başlanması ile yönetim koşullarında da değişim gerçekleşmiştir. Üretimin seviyesi ise genetik eğilime göre değişmektedir. Tüm bu faktörlerdeki değişimler nedeniyle ekonomik değerlerin düzenli olarak güncellenmesi gerekmektedir. Ekonomik değerlerin hesaplanmasında maliyet analizlerinin farklı durumlarda verebileceği sonuçların çok dikkatli bir şekilde gözden geçirilmesi gerekir. Örneğin sığırlarda, çevre koşulları, yönetim ve üretim alanındaki farklılıklar sürüden sürüye değişmekte, bu durum farklı ekonomik değerlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Ekonomik değerler bu nedenle, üretimin seviyesine göre, özellikle üzerinde durulan karakterlerin üretimdeki optimal seviyelerine göre uygun (ne çok yüksek, ne çok düşük olacak) şekilde belirlenirler. İndekslerin oluşturulması sırasında seleksiyon kriteri olan özellik sayısı yanında özelliklere ait genetik parametre tahminleri ve ekonomik önem durumları kullanılır. Farklı ülkelerde kullanılan seleksiyon indeksleri incelendiğinde özellikler bakımından ülkeler arasında önemli varyasyonlar gözlenmektedir. Bu durumun en önemli nedeni seleksiyon kararlarının farklı olmasından kaynaklanmaktadır. Bunun yanında doğruluğu ve duyarlılığı artırılarak güncellenmiş genetik parametre tahmin hesaplamaları da seleksiyon kriterlerini ve ağırlıklarını doğrudan etkilemektedir. Seleksiyon İndeksi Yönteminin İstenen ve İstenmeyen Yönleri Seleksiyon indeksi, damızlık değerinin iyileştirilmesinde kullanılan en etkili ve hızlı yöntemlerden birisidir. Birçok özellik üzerinde bulunan çok miktardaki fenotipik veriyi tek bir değere indirgemesi (indeks değeri) ile bireylerin değerlendirilmelerinin yapılması ve bu değerlere göre sıralandırılmaları mümkün olmaktadır. İndeks değeri bireyin sadece istenilen özelliklerini ifade ederken bütün özelliklerini karakterize etmemekte, bu nedenle belirli özellikler için düzeltme birleştirilmelerinin yapılması mümkün olmamaktadır. Seleksiyon indeksinin kullanımı ile yaşanan diğer bir eksiklik ise metodun seleksiyona ait yönelimin belirlenmesine yardımcı olmasına karşın yetiştirici için ulaşılması gereken seleksiyon hedeflerini (hayvanların fenotipik olarak göstermeleri istenilen en yüksek değerlerin ne olması gerektiğini) belirlememesidir.

151 7. Ünite - Seleksiyon ve Seleksiyon Metotları 141 Seleksiyon indeks metodunda ekonomik değerlerin hesaplanmasında nelere dikkat edilmelidir? Bu konuda neler düşünüyorsunuz? 3 KALITIM VE TEKRARLAMA DERECESİ İLE SELEKSİYONDA ETKİSİ Seleksiyon işlemlerinde özelliklerin iyileştirilmesi amaçlanmaktadır. Yapılan seleksiyon işlemlerinin etkinliği sürünün bazı genetik özelliklerine de bağlıdır. Bu özelikler arasında kalıtım derecesi ve tekrarlama derecesini göstermek mümkündür. Bu paremetrelerin düzeylerine göre sürüde yapılacak olan seleksiyonun etkiliği de değişir. Kalıtım Derecesi Hayvanlarda herhangi bir özelliğin oluşmasında genetik yapı rol oynar. Genetik yapıda da birçok gen bulunmaktadır. Bazı özelliklerde herbir gen ayrı bir özelliği kontrol eder. Ancak çiftlik hayvanlarında ekonomik açıdan önemli olan özellikler (Süt verimi, yağ verimi, yavru verimi vs) etkisi küçük birçok gen çifti tarafından kontrol edilir. Bu açıklamalardan yola çıkarak kalıtım derecesini tanımlayacak olursak; hayvanlardaki özelliklerin oluşmasında (süt verimi, doğum ağırlığı, yarış atlarında koşu performansı vs) genetik yapının ne kadar belirleyici olduğunun ölçüsüdür. Bir diğer ifadeyle tanımlamak gerekirse; belirli bir hayvan grubunda herhangi bir özelliğin oluşmasında genlerin etki payının ne olduğunu gösterir. Bu açıklamalardan yola çıkacak olursak, kalıtım derecesinin bazı temel özellikleri vardır. Bunlarda ilki, kalıtım derecesi 0 ile 1 arasında değişir. Bu iki uç arasında herhangi bir değer alabilir. Özellikle çiftlik hayvanlarındaki kalıtım derecesi hiçbir zaman sıfır ya da bir olmaz. Bir özelliğin kalıtım derecesinin sıfır olması demek, o özelliğin tamamen çevre şartlarının etkisiyle oluştuğu anlamına gelir. Ve genetik yapının hiçbir katkısı yoktur demektir. Ancak çiftlik hayvanlarında bu çeşit bir yargı doğru değildir. Tüm özellikleri az ya da çok ama mutlaka genetik yapı tarafından kontrol edilir. Buda o özelliğin belirli bir düzeyde kalıtım derecesine sahip olması demektir. Yani kalıtım derecesi her zaman sıfırdan büyük birden küçüktür. İkinci olarak ise; hayvanlarda birçok özellik bulunmaktadır. Bu özelliklere örnek olarak; koyunlarda yapağı verimi, buzağıların doğum ağırlığı, süt ineklerinin sıcak stresine dayanıklılığı verilebilir. Bu özelliklerin her birisini kontrol eden genler farklı olduğu için, bu özellikler için hesaplanacak olan kalıtım dereceleri de farklıdır. Örneğin, koyunlarda yapağı veriminin kalıtım derecesi 0.35, buzağıların doğum ağırlığı 0.48 ve süt sığırlarında sıcak stresine dayanıklılığın kalıtım derecesi ise 0.21 düzeyindedir. Burada da görüleceği kalıtım dercesi sabit bir değer değildir ve her özellik için değişik değerler alır. Bunun yanı sıra aynı özellik için bile farklı ülkelerde, bölgelerde veya sürülerde hesaplandığında değişik değerler alır. Mesela, ineklerde laktasyon süt veriminin kalıtım derecesi Amerika daki inek sürülerinde 0.38, Türkiye deki çiftliklerde 0.18 düzeyinde tespit edilebilir. Bu şekilde aynı özellik için bile farklı değerler almasının temel nedeni hesaplamanın yapıldığı hayvanların genetik yapılarının farklılığından ve yetiştirildikleri çiftlik koşullarının (bakım, besleme, barınak vs) farklı olmasından ileri gelmektedir. Benzer değişiklik farklı ırklar için de geçerlidir. Süt verimi örneğinden yola çıkacak olursak, Jersey sığırlarında süt veriminin kalıtım derecesi 0.30 iken Holstein sığırlarında süt veriminin kalıtım derecesi 0.25 düzeyindedir. Jersey sığırlarında süt veriminin kalıtım derecesi Holstein sığırları ile karşılaştırıldığında daha yüksektir. Bu farklılığın temel sebeplerinden birisi de genetik yapılarının farklı olmasından ileri gelmektedir. Üçüncü olarak ise; herhangi bir özellik için kalıtım derecesi hesaplanırken bir sürüdeki tüm hayvanlar göz önüne alınır. Kalıtım derecesi bu sebepten dolayı sürünün bir özelliğidir.

152 142 Temel Zootekni Son olarakta; kalıtım derecesi genetik yapının özelliklerin oluşumunda ne kadar etkili olduğunun ölçüsü olduğundan dolayı, genetik yapıyı değiştirecek her türlü olay kalıtım derecesini de değiştirir. Bu sebepten dolayı sürüde yapılacak olan seleksiyon işlemleri belirli düzeylerde kalıtım derecesinin değişmesine neden olur. Yoğun seleksiyon işlemlerinden sonra (15-20 yıl sonra) bir sürüdeki özelliğin kalıtım derecesinin düzeyi genelde azalma eğilimindedir. Tekrarlama Derecesi Hayvan yetiştiriciliğinde önemli olan parametrelerden bir diğeri de tekrarlama derecesidir. Tekrarlama derecesi, bir sürüde herhangi bir özelliğin farklı yıllardaki kayıtları arasındaki ilişki düzeyini gösterir. Yani süt verimi için düşünülecek olursa; bir çiftlikte yetiştirilmekte olan Holstein ırkı ineklerin 2011 yılındaki süt verimi ile 2012 yılındaki süt verimi arasındaki ilişkinin ne kadar olduğunu gösterir. Bu özellikte sürünün bir özelliğidir. Tekrarlama derecesi sürüdeki tüm hayvanları göz önüne alınarak hesaplanır. Ve elde edilen değer o sürü için geçerlidir. Bu değer yine 0 ile 1 arasında değişir. Tekrarlama derecesinin sıfıra yaklaşması demek; sürüde o özelliği etkileyen çok fazla etken olduğunu ve tekrarlayan kayıtlar arasında ilişkinin zayıf olduğunun göstergesidir. Yani, birinci yıl yüksek yağ verimine sahip bir inek sonraki yılda çok düşük yağ verimine sahip olabilir demektir. Kayıtların bu denli değişken olması sürüde yapılacak olan seleksiyonun etkinliğinide değiştirir. Öte yandan tekrarlama derecesinin bire yakın olması demek birinci yılda yüksek düzeyde yağ verimine sahip olan ineğin ikinci yılda da yüksek düzeyde yağ verimine sahip olacağı anlamına gelir. Kayıtlar arasında bu çeşit bir ilişki düzeyi çiftlik hayvanlarında ekonomik özellikler için istenen bir durumdur. Özelliklerin tekrarlama derecesi ne kadar yüksek olursa hayvanların ilk elde edilen kayıtları o kadar güvenilirdir. Tekrarlama derecesinin diğer bir özelliğide aynı özellik için farklı sürü, ırk, bölge veya ülkelerde değişik değerler alır. Tekrarlama derecesinin düzeyini sürünün genetik yapısı ve o sürünün yetiştirildiği çiftlik koşulları etkiler. Bu sebeplerden dolayı kalıtım derecesi için geçerli olan etkenler benzer şekilde tekrarlama derecesi içinde geçerlidir. Kalıtım Derecesi ve Tekrarlama Derecesinin Yetiştiricilikteki Önemi Kalıtım derecesi ve tekrarlama derecesi hayvan yetiştiriciliğinde verimlerin artırılması için yapılacak olan seleksiyonun sonuçları ile ilişkilidir. Bir sürüde yapılacak olan seleksiyon işlemi sonucunda elde edilecek olan ilerleme ile kalıtım derecesi arasında doğrudan bir ilişki bulunmaktadır. Mesela bir özelliğin kalıtım derecesi ne kadar yüksek ise o sürüde yapılacak olan seleksiyon ile o denli hızlı bir ilerleme sağlanır. Ayrıca özelliğin kalıtım derecesinin yüksek olması daha isabetli seçim yapılabilmesine de olanak sağlar. Hayvanların genetik yapıların tam olarak bilinebilmesi güç ve pahalı bir işlemdir. Bu sebepler bir sürüde yüksek düzeyde kalıtım derecesine sahip bir özellikte seleksiyon yapılırken o özelliğe ait sürüdeki kayıtlar kullanılır. Ve kalıtım derecesi yüksek olan sürüde, üstün verim özelliğindeki hayvanlar daha isabetli seçilir. Ayrıca kalıtım derecesinin düzeyinin bilinmesi o sürüde hangi tür seleksiyon işleminin yapılacağının belirlenmesini sağlar. Çok farklı seleksiyon yöntemleri vardır. Her seleksiyon yönteminin tamamlanması da çok farklı sürelerde olabilir. Kalıtım derecesi yüksek özelliklerde daha kısa sürede tamamlanacak seleksiyon işlemleri tercih edilir. Kalıtım derecesi düşük özellikler içinse daha uzun süren seleksiyon yöntemleri tercih edilmek zorundadır. Kalıtım derecesinin bir diğer özelliği de, sürüde yapılacak olan seleksiyon ile ne kadar bir ilerleme sağlanacağının önceden hesaplanmasında kullanılır. Bu hesaplama ile seleksiyon işlemine daha başlamadan önce ne kadar bir ilerleme sağlanacağı ve bu ilerlemenin istenen düzeyde olup olmadığının kararı verilebilir.

153 7. Ünite - Seleksiyon ve Seleksiyon Metotları 143 Tekrarlama derecesinin seleksiyon işlemlerinde etkisi ise daha çok kayıtların değerlendirilmesi aşamasında olur. Bir özellik için sürüde yapılacak olan seleksiyonda kayıtlar kullanılır. Bu kayıtlarla ilgili bir özellik olan tekrarlama derecesi ne kadar yüksek ise hayvanların ilk verim yıllarına ait olan kayıtlarının kullanılması o kadar kolay olur. Tekrarlama derecesinin yüksek olması durumunda, ilk verim yılında yüksek bir verim değerine sahip olan bir hayvan sonraki yıllarda da yüksek verim değerinde olacaktır. Dolayısıyla, hayvanların ilk kayıtlarından yola çıkılarak hem zamandan kazanılmış olur hemde o özellik için daha hızlı bir ilerleme sağlanır. Kalıtım derecesi ve tekrarlama derecesinin seleksiyondaki etkilerini açıklayınız? 4

154 144 Temel Zootekni Özet 1 Karakter, genotip, fenotip ve çevre Canlıların anatomik, morfolojik ve fizyolojik (verim) özelliklerinden her birine karakter denir. Fenotip canlıya dıştan bakıldığında herhangi bir özelliğinin görünüşüdür. Kalitatif karakterlerde fenotip deyiminden renk ve şekil ile ilgili bir özellik anlaşılır. Kantitatif karakterlerde fenotip deyiminden ise kantite ile ilgili yani rakamsal bir özellik akla gelir. Bir bireyin kök aldığı zigot ta var olan ve bu bireyin karakterlerinin oluşması için gerekli olan genlerin tümü genotipi meydana getirir. Genotip dışında bireylerin kantitatif karakterlerinin düzeyini etkileyen tüm faktörler çevre olarak isimlendirilirler. 3 Kalıtım ve Tekrarlama Derecesi ile Seleksiyondaki Etkisi Kalıtım derecesi, hayvanlardaki özelliklerin oluşmasında genetik yapının ne kadar belirleyici olduğunun ölçüsüdür. Yani, belirli bir hayvan grubunda herhangi bir özelliğin oluşmasında genlerin etki payının ne olduğunu gösterir. Tekrarlama derecesi ise, bir sürüde herhangi bir özelliğin farklı yıllardaki kayıtları arasındaki ilişki düzeyini gösterir. Bu iki özellik, hayvan yetiştiriciliğinde verimlerin artırılması için yapılacak olan seleksiyonun sonuçları ile ilişkilidir. 2 Seleksiyon ve Seleksiyon Metotları Hayvan yetiştiriciliğinde her yıl yaşlılık, verim düşüklüğü, anatomik bozukluk, analık içgüdüsünün iyi olmaması ve yetiştirme hastalıkları gibi nedenlerle ayıklanan hayvanların yerine sürü büyüklüğünü önceki sayıya ulaştırmak için genç hayvanlar seçilerek damızlıkta kullanılması işlemine seleksiyon denir. Seleksiyon dış görünüş ve bireysel verimler gibi tek bir karekter yönünden ya da birden fazla özellikler için değişik yöntemler ile yapılır. Özellikle ekonomik amaçlarla yetiştirilen çiftlik hayvanlarında (Sığır, koyun, keçi, tavuk vs) genellikle tek bir özellik yerine birden fazla özelliğin aynı anda göz önüne alınması gerekmektedir. Bu şekilde farklı özelliklerin aynı anda göz önüne alınması sayesinde hayvanların genetik yapıları istenen yönde değiştirmek daha kolay olur. Birden fazla özelliğin aynı anda göz önüne alınmasının bir diğer sebebide özellikler arasındaki genetik ilişkilerdir. Bazı özellikler arasında negatif genetik ilişkiler bulunabilir. Böyle durumlarda özelliklerden birisine seleksiyon yapılırken diğeri değerlendirmeye alınmaz ise hayvanların genetik yapıları istenen yönde değiştirilemez.

155 7. Ünite - Seleksiyon ve Seleksiyon Metotları 145 Kendimizi Sınayalım 1. Jersey Süt Sığırlarında süt veriminin kalıtım derecesi ne kadardır? a b c d e Tekrarlama derecesi hangi değerler arasında değişir? a. -1 ile 0 b. -1 ile 1 c. 0 ile 1 d. 0 ile 3 e. 0 ile Genetik ilerleme nin tanımı aşağıdaki seçeneklerden hangisinde doğru olarak verilmiştir? a. İstenilen özelliğin sürüdeki bireylerde gözlenen fenotipik benzerliğinin ne kadarının genetik benzerlikten kaynaklandığını açıklamak için kullanılan bir değerdir. b. Bir sürüde istenen özelliğin fenotipik ortalaması ile bu sürünün içinden seçilen hayvanlardan elde edilen yavruların sahip oldukları fenotipik ortalama arasındaki farklılıktır. c. Fenotipik standart sapmaya göre standartlaştırılmış seleksiyon üstünlüğüdür. d. Bireyler arasında gözlenen genetik farklılıklardır. e. Akraba bireyler arasında gözlenen genetik benzerliktir. 4. Seleksiyon indeksi nin özellikleriyle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? a. Damızlık değerinin iyileştirilmesinde kullanılan en etkili ve hızlı yöntemlerden birisidir. b. Birçok özellik üzerinde bulunan çok miktardaki fenotipik verinin tek bir değere indirgenmesini sağlar. c. Metotta kullanılacak olan genetik parametreler, genellikle daha önce yapılmış çalışmalardan elde edilmiş verilerin hesaplanması ile belirlenmektedirler. d. Hayvanların fenotipik olarak göstermeleri istenilen en yüksek değerlerin ne olması gerektiğini söyleyebilmektedir. e. İndeks değeri bireyin sadece istenilen özelliklerini ifade ederken bütün özelliklerini karakterize etmemektedir. 5. Kaç farklı seleksiyon yöntemi vardır? a. 3 b. 4 c. 5 d. 6 e Bireysel seçim, hangi karakterler için kullanışlı değildir? a. Kalıtım derecesi yüksek olanlar için b. Kalıtım derecesi düşük olanlar için c. Kalitatif karakterler için d. Et verimi için e. Karkas randımanı için 7. Aşağıdakilerden hangisi hayvanların kantitatif özelliklerinden biridir? a. Koyunlarda kuyruk yapısı b. Tavuklarda ibik şekli c. Keçilerde kıl rengi d. Atlarda yele rengi e. Etlik piliçlerde canlı ağırlık 8. Aşağıdakilerden hangisi, birden fazla özellik için kullanılan seleksiyon yöntemlerinden biridir? a. İndeks yöntemi b. Familya seçimi c. Kardeş verimlerine göre seleksiyon, d. Familya içi seçim e. Progeny-test yöntemi 9. Verim kaydı tutulmayan hayvancılık işletmeleri için aşağıdaki seleksiyon yöntemlerinden hangisi önerilebilir? a. İndeks yöntemi b. Familya seçimi c. Dış görünüşe göre seleksiyon d. Familya içi seçim e. Progeny-test yöntemi 10. Bir sürüde istenen özelliğin fenotipik ortalaması ile bu sürünün içinden seçilen hayvanlardan elde edilen yavruların sahip oldukları fenotipik ortalama arasındaki farka ne ad verilir? a. Seleksiyon basıncı b. Seleksiyon üstünlüğü c. Seleksiyon kriteri d. Genetik ilerleme e. Seleksiyon yoğunluğu

156 146 Temel Zootekni Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı 1. b Yanıtınız yanlış ise Kalıtım ve Tekrarlama Derecesi ile Seleksiyonda Etkisi konusunu yeniden gözden geçiriniz. 2. c Yanıtınız yanlış ise Kalıtım ve Tekrarlama Derecesi ile Seleksiyonda Etkisi konusunu yeniden gözden geçiriniz. 3. b Yanıtınız yanlış ise Seleksiyon ve Seleksiyon Metotları konusunu yeniden gözden geçiriniz. 4. d Yanıtınız yanlış ise Seleksiyon ve Seleksiyon Metotları konusunu yeniden gözden geçiriniz. 5. a Yanıtınız yanlış ise Seleksiyon ve Seleksiyon Metotları konusunu yeniden gözden geçiriniz. 6. b Yanıtınız yanlış ise Seleksiyon ve Seleksiyon Metotları konusunu yeniden gözden geçiriniz. 7. e Yanıtınız yanlış ise Karakter, Genotip, Fenotip ve Çevre konusunu yeniden gözden geçiriniz. 8. a Yanıtınız yanlış ise Seleksiyon ve Seleksiyon Metotları konusunu yeniden gözden geçiriniz. 9. c Yanıtınız yanlış ise Seleksiyon ve Seleksiyon Metotları konusunu yeniden gözden geçiriniz. 10. d Yanıtınız yanlış ise Seleksiyon ve Seleksiyon Metotları konusunu yeniden gözden geçiriniz. Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1 Kalitatif karakterler genellikle renk ve şekil ile ilgili karakterlerdir. Bu tür karakterler bir veya iki çift genin kontrolü altındadır ve çevre faktörlerinden hemen hiç etkilenmezler. Yani tamamen genler tarafından belirlenirler. Çiftlik hayvanlarında vücut örtüsünün rengi, boynuzun olup olmaması, koyun ve keçilerde kulak yada kuyruk yapısı ve tavuklarda ibik şekli gibi özellikler kalitatif karakterlere örnek verilebilir. Kantitatif karakterler ise ölçülüp, tartılıp, sayısal olarak belirtilebilen karakterlerdir. Hayvanların verimleri, vücudun anatomik boyutları ve fizyolojik fonksiyonlarıyla ilgili olan karakterlerdir. Kantitatif bir karakter bireysel etkileri küçük, çok sayıda genin ve çevresel faktörlerin etkisi altındadır. Çiftlik hayvanlarında verimle ilgili karakterler bu gruba girmektedir. Sığır, koyun ve keçilerde süt verimi, sütteki yağ oranı, canlı ağırlık, koyunlarda yapağı verimi ve özellikleri, broylerlerde canlı ağırlık artışı, yumurtacı tavuklarda yumurta verimi ve yumurta ağırlığı, atlarda çekim gücü ve sürat gibi karakterler kantitatif karakterlere örnek verilebilir. Sıra Sizde 2 Seleksiyon üstünlüğü, sürüde herhangi bir seçilim yapmadan önce bireylerin sahip oldukları fenotipik ortalama ile sürü içerisinden seçilmiş bireylerin sahip oldukları fenotipik ortalama arasındaki farktır. Eğer seleksiyon üstünlüğü erkek ve dişi hayvanlar arasında farklı ise her cinsiyet için ayrı hesaplanarak ortalamaları ile ifade edilir. Sıra Sizde 3 Ekonomik değerlerin hesaplanmasında maliyet analizlerinin farklı durumlarda verebileceği sonuçların çok dikkatli bir şekilde gözden geçirilmesi gereklidir. Örneğin sığırlarda, çevre koşulları, yönetim ve üretim alanındaki farklılıklar sürüden sürüye değişmekte, bu durum farklı ekonomik değerlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Ekonomik değerler bu nedenle, üretimin seviyesine göre, özellikle üzerinde durulan karakterlerin üretimdeki optimal seviyelerine göre uygun (ne çok yüksek, ne çok düşük olacak) şekilde belirlenirler. Sıra Sizde 4 Kalıtım derecesi ve tekrarlama derecesi hayvan yetiştiriciliğinde verimlerin artırılması için yapılacak olan seleksiyonun sonuçları ile ilişkilidir. Bir sürüde yapılacak olan seleksiyon işlemi sonucunda elde edilecek olan ilerleme ile kalıtım derecesi arasında doğrudan bir ilişki bulunmaktadır. Daha seleksiyona başlamadan önce seleksiyon sonucununda ne kadar bir ilerleme elde edilebileceğini hesaplamak mümkündür. Diğer taraftan tekrarlama derecesi ise sürüdeki verim özelliğine ait kayıtların ne kadar güvenilir olduğunu gösterir. Eğer bir sürüdeki verim özelliğine ait tekrarlama derecesi yüksek ise o sürüde ilk verim kayıtlarını kullanarak seçim yani seleksiyon yapmanın mümkün olduğunu gösterir. Böyle durumlarda da generasyon aralığı kısalacağından seleksiyon sonucunda genetik ilerleme daha hızlı olur.

157 7. Ünite - Seleksiyon ve Seleksiyon Metotları 147 Yararlanılan Kaynaklar Arpacık, R. (1982). Sığır yetiştiriciliği. Bursa: Uludağ Üniversitesi Basımevi. Akbaş, Y. (1995). Seleksiyon İndeksi ve Farklı BLUP Uygulamalarının Karşılaştırılması, İzmir: II.Ulusal Ekonometri ve İstatistik Sempozyumu Akbaş, Y., Kaya, A., Kaya, İ., Önenç, A. (1998). Süt Sığırcılığında Boğa Seçimi için Kullanılan İndekslerin Karşılaştırılması ve Yararlanma Olanakları, Aydın: Ege Bölgesi l. Tarım Kongresi Altınel, A., Dağlıoğlu, S. (1993). Genetik Ders Notları. İstanbul. Başpınar, H., Batmaz, E.S. (1995) Hayvancılık Bilgisi. Anadolu Üniv. Yayınları No:856. Açıköğretim Fakültesi Yayınları No:452. Eskişehir. Başpınar, H. (1999). Hayvan Islahı, Bursa: Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Yayınları. Bourdan, R.M. (2000). Understanding Animal Breeding, USA: Prentice-Hall, Inc. Düzgüneş O., Eliçin A., Akman A. (1991). Hayvan ıslahı, Ankara. Evrim, M., Güneş H. (2000). Hayvan Islahı Ders Notları. İ.Ü. Veteriner Fakültesi Yayını, Ders Notu No:115. İstanbul. Kumlu, S. (2003). Hayvan Islahı, Ankara: Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Yayınları. Soysal, M.İ. (2000). Hayvan Islahının Genetik Prensipleri, Tekirdağ: Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları. Yalçın C.B. (1981). Genel Zootekni, İstanbul.

158 TEMEL ZOOTEKNİ 8Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; Kuluçkahaneler Kuluçkalık yumurtalar Kuluçka ve kuluçka koşulları Embriyo gelişimi Kuluçkada civciv çıkımı, kuluçka sonuçları ve kuluçka sonuçlarını etkileyen faktörler hakkında bilgi ve becerilere sahip olabileceksiniz. Anahtar Kavramlar l kahane l kalık m rta l ka lları m riy Geli imi İçindekiler Temel Zootekni Kuluçka Bilgisi ve Tekniği GİRİŞ KULUÇKAHANELER KULU KALIK YUMURTALAR VE KULU KALIK YUMURTALARA UYGULANAN İŞLEMLER KULU KA VE KULU KA K ŞULLARI KULU KADA EM RİY GELİŞİMİ IKIM KULU KA NU LARI KULU KA NU LARINI ETKİLEYEN AKT RLER KULU KAHANELERDE GÜNLÜK CİVCİVLERE UYGULANAN İŞLEMLER

159 Kuluçka Bilgisi ve Tekniği GİRİŞ Günümüzde entansif tavukçuluğun en önemli özelliklerinden birisi üretimin yığınsal olmasıdır. Yani binlerce onbinlerce yumurta aynı anda kuluçka edilmekte, binlerce civciv aynı anda kuluçkadan çıkmakta, aynı anda üretim kümeslerinde büyütülmekte ya da yumurtlatılmakta ve aynı anda binlercesi kesilmektedir. Tavukçuluğun günümüzdeki bu modern ve entansif yapıya ulaşmasında kuluçka bilgisi ve tekniği alanında yapılan bilimsel gelişmelerin önemli bir katkısı olmuştur. Doğal hayatta üretilen civcivler gurk tavuk olarak isimlendirilen üreme isteği gösteren tavuğun yumurtaların üzerine yatması ve bir takım çevresel koşulları yumurta içindeki embriyoya sağlaması ile elde edilir. Gurk bir tavuğun bir defada çıkartabileceği civciv sayısı en fazla adettir. Günümüzde ise binlerce civcivin aynı yaşta kümeslere alınıp büyütülerek yumurtlatılması ya da etlik piliç olarak kesilmesi binlerce yumurtanın aynı anda bir arada modern kuluçka makinelerinde kuluçka işlemine tabi tutulması ile mümkün olmaktadır. Kuluçkacılık faaliyeti modern tavukçuluğun en önemli bölümlerinden birisidir. Kuluçkada elde edilecek başarı; damızlık tavuk kümeslerinde döllü yumurta üretimi yani damızlık tavuk yetiştiriciliğine, döllü yumurtanın damızlık kümesi ve kuluçkahane arasında geçirdiği işlemler yani kuluçkalık yumurtaların depolanması ile kuluçkahane ve kuluçka koşullarına yakından bağlıdır. Bu bölümde döllü yumurtaların damızlık kümeslerde toplanması ile başlayan ve günlük civcivlerin kümeslere gönderilmesine kadar devam eden bir seri işlemler dizisinden bahsedilecektir. Damızlık tavuk yetiştiriciliği ile ilgili detaylı bilgileri Cemal Erensayın ın Bilimsel-Teknik- Pratik Tavukçuluk (Sivas: Dilek Ofset Matb, 1995) isimli kitapta bulabilirsiniz. KULUÇKAHANELER Kuluçkahaneler günümüzde modern tavukçuluğun en önemli bölümlerinden birisidir. Bir kuluçkahane yumurtaların muhafaza edildiği yumurta kabul ve ayırma odası, yumurta depolama bölümleri, kuluçka gelişim makineleri bölümü, kuluçka civciv çıkım makineleri bölümü, cinsiyet ayırımı, ayıklama, aşılama, gaga kesimi gibi işlemlerin yapıldığı odalar, bekletme odaları, yıkama ve atıkların çıkarıldığı oda, büro, duş, jeneratör vb. gibi bölümler halindedir. Kuluçhanelerde temizlik ve hijyen oldukça önemli olduğundan yer seçimi ve kuluçkahanede yer alan bölümlerin planlanması ile iş akışı oldukça önemlidir. Kuluçkahanede oturum planı çok iyi bir şekilde planlanmalı ve hareketler daima yumurta kabul yerinden

160 150 Temel Zootekni civciv çıkış yerine doğru olmalıdır. Kuluçkahanelerde hijyenik bir ortam sağlamaya dönük olarak sık sık yıkama gerektiği için planlama ve inşası kolay temizlenebilir ve dezenfekte edilebilir şekilde yapılmalıdır. Öncelikle kuluçkahaneler hayvancılık ile ilgili diğer işletmelerden tecrit edilmelidir. Özellikle diğer yumurtacı ve etlik piliç kümesleri ile kanatlı işletmeleri bir arada ve çok yakınında olmamalı ve biyogüvenlik tedbirleri çok sıkı bir şekilde uygulanmalıdır. Demiryolları ve karayollarından mümkün olduğu kadar uzakta kurulmalıdır. Önceleri havadaki oksijen düzeyinin giderek azalması nedeni ile deniz seviyesinden 1000 metreden daha yüksek yerlerde kuluçkahane kurulması tavsiye edilmezken, günümüzde ortamın atmosferik hava bileşimini otomatik olarak ayarlayan bilgisayar kontrollü kuluçka makineleri sayesinde bu sorun büyük ölçüde ortadan kalkmıştır. Kuluçkahane inşaatı ile ilgili detaylı bilgileri Nizamettin Şenköylü nün Modern Tavuk Üretimi (Tekirdağ: Anadolu Matbaacılık, 1995) isimli kitabında bulabilirsiniz. Kuluçkahane yönetiminde en önemli konulardan birisi kuluçka makinelerinin iyi çalışması ve makineler içerisinde uygun çevre koşullarının gereği gibi sağlanabilmesidir. Bunu karşılayabilmek için de kuluçka binasının temizliği yanında makinelerin bulunduğu ortamın sıcaklık, relatif nem ve havalandırmasına çok dikkat edilmelidir. Kuluçka gelişim makineleri, transfer odası, çıkım makineleri odası ve civciv işlem odasının sıcaklığı C, relatif rutubeti %60-65 arası olmalı, yeterli düzeyde taze ve temiz hava girişi ve kirlenmiş havanın atılımı sağlanmalıdır. Kuluçkahane Ekipmanları Kuluçkalık yumurtalara ışıkla kontrol edilmesinden, gelişim ve çıkım makinelerinde kuluçka edilmesi, çıkan civcivlere aşılama, gaga kesimi, cinsiyet ayırımı gibi çok değişik işlemler yapılmaktadır. Bunu sağlayabilmek içinde kuluçkahanelerde ana ve destek ekipmanları olmak üzere çok değişik malzemeler kullanılmaktadır. Bir kuluçkahanede kullanılan en önemli ekipman hiç kuşkusuz kuluçka gelişim ve çıkım makineleridir. Bu makineler çok düşük kapasiteli masa tipinden binlerce yumurtanın aynı anda inkübe edilip civciv çıkışının sağlandığı dolap ve oda tipi olmak üzere değişik ebat ve kapasitelerde olabilir. Bütün hepsi de elektrikle çalışır, masa tipi olanlarda genel olarak sadece ısıtma termostat ile kontrollü olarak sağlanırken, havalandırma; hava giriş ve çıkış delikleri, çevirme; elle, rutubet; makine tabanına konulan su ile sağlanır. Resim 8.1 Masa tipi kuluçka makinesi Resim 8.2 Masa tipi kuluçka makinesi Dolap tipi olanlar tam otomatik olabildiği gibi, ısıtma ve çevirme işlemi; otomatik, rutubet dolap altına konulan su, havalandırma ise hava giriş-çıkış delikleri vasıtası ile

161 8. Ünite - Kuluçka Bilgisi ve Tekniği 151 olanlar da mevcuttur. Oda tipi olanlar genelde büyük kapasiteli kuluçkahanelerde kullanılmakta olup, CO 2 dahil her türlü kuluçka koşulu otomatik olarak sağlanır. Dolap tarzı olanların bazıları ile oda tipi olanlar tabansız olup, yumurtalar raflı yumurta arabalarının yerleştirilmesine müsait, içleri kolayca yıkanıp temizlenebilen, sıcağa ve neme karşı dayanıklı materyalden yapılmışlardır. Resim 8.3 Dolap tipi kuluçka makinesi (U. Ü.Veteriner Fak. Araşt. ve Uyg. Merkezi) Resim 8.4 Kuluçka gelişim ve çıkım makinelerinde kullanılan yumurta tablaları (U.Ü.Veteriner Fak. Araşt. ve Uyg. Merkezi) Kuluçka çıkım makinelerinin kuluçka gelişim makinelerinden başlıca farkı; çıkım makinelerinde yumurtaların çevirme işleminin olmaması ve yumurta tablalarının farklı olmasıdır. Gelişim makinelerinde yumurtalar sivri kısmı aşağı gelecek şekilde dik olarak yerleştirilirken, çıkım makinelerinde yumurta tablalarına yatık olarak konulmaktadır. Kuluçka gelişim ve çıkım makinlerinde yumurta tablaları da buna göre farklı olmaktadır. Kuluçka makinelerinin dışında kuluçkahanelerde yumurta ve civciv taşıma araçları, yumurta sınıflandırma ve yıkama sistemleri, jeneratör, plastik yumurta kartonları, yumurta kontrol lambaları, servis masaları, cinsiyet belirleme ekipmanları, gaga, ibik, tırnak kesicileri, aşılama malzemeleri gibi çok değişik ekipmanlar kullanılmaktadır. Kuluçka gelişim makineleri ile çıkım makineleri arasında başlıca farklılıklar hakkında ne düşünüyorsunuz? 1 KULUÇKALIK YUMURTALAR VE KULUÇKALIK YUMURTALARA UYGULANAN İŞLEMLER Kuluçka makineleri belirli standarttaki yumurtalara göre yapılmıştır. Genç hayvanlar tarafından ilk yumurtlanan yumurtalar g gibi oldukça küçüktürler. İleri yaştaki hayvanların yumurtaları ise daha iridir. Aynı zamanda genç hayvan yumurtalarında dölsüzlük oranı daha yüksek, yaşlı hayvanlardan elde edilen yumurtaların ise kabuk kaliteleri daha zayıftır. Bazı yumurtalar ise çift sarılı halde yumurtlanır, bazıları ya çok sivri, ya çok yuvarlak, kırık, çatlak gibi anormal yapıya sahiptirler. Bundan dolayı ticari yaşamda kanatlı hayvanlardan elde edilen her yumurta kuluçkalık olarak değerlendirilmez. Kuluçkalık Yumurtalar Kuluçkalık yumurtalar; sağlıklı ve ergin damızlık sürüden elde edilmiş g ağırlığında, dölsüzlük, blastodermi bozuk, yumurta sarısının sallanması, vitellin membranı yırtılmış, kırık, çatlak, gereğinden fazla sivri ve yuvarlak, çift sarılı, hava kamerası ve sarısı yer değiştirmiş gibi kusurlu özellikleri olmayan yumurtalardır. Çok küçük ve çok iri yumurtaların kuluçka sonuçları çok yüksek değildir. Dölsüz, blastodermi bozuk, yumurta sarısı sallanan, hava kamerası yeri değişmiş, vitellin membranı yırtılmış, çift sarılı, çok iri, fazla uzun veya toparlak, kabuk rengi değişmiş, kabuğu kireçlenmiş, kirli vb. yumurtalar Blastoderm: Erken embriyo döneminde biçimlenen yumurta üzerindeki hücresel bir kapak. Vitellin Membran: Yumurta sarısı üzerinde yer alan ince bir zar.

162 152 Temel Zootekni kuluçkaya konulmamalıdır. Kabuk kalitesi düşük, kabuğu pürüzlü, pütürlü ve tebeşirimsi olan yumurtaların kuluçka sonuçları düşüktür. Çatlak yumurtalardan çıkım olmayacağı gibi böyle yumurtalar bakteriler için de bir kaynak olabilirler. Civcive olan talebin yüksek olduğu zamanlarda ise çok iri, fazla uzun veya toparlak gibi yumurtalar kuluçkalık olarak değerlendirilse de bunların kuluçka sonuçları normal yumurtalara göre daha düşüktür. 2 Üretilen her yumurta kuluçkalık olabilir mi? Kuluçkalık yumurtaların özellikleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Kuluçkalık Yumurta Kalitesi Civciv kalitesi, sürü performansı ve kuluçkalık yumurta kalitesi arasında çok yakın doğrusal bir ilişki vardır. Kuluçkalık yumurta kalitesi yükseldikçe civciv kalitesi ve sürü performansı da yükselir. Kuluçkalık yumurta kalitesini etkileyen en önemli faktör damızlık işletmelerdeki sürü yönetimidir. Damızlık işletmelerde kuluçkalık yumurta kalitesini, buna bağlı olarak civciv kalitesini etkileyen sürü yönetimi ile ilgili faktörlerden en önemlileri şunlardır; Damızlık sürülerin genetik yapısının çıkım oranı, kuluçka randımanı gibi kuluçka verimi ile ilgili özellikler bakımından iyi olması gerekir. Bu konuda yumurtacı ve etçi genotipler arasında, aynı üretim yönlü genotiplerin kendi arasında çok küçük de olsa farklılıklar olabilmektedir. Damızlık sürülerin barındırılacağı kümeslerin yer seçimi; damızlık kümeslerin diğer hayvancılık işletmelerine özellikle diğer kanatlı işletmelerine olan uzaklığı ve yerleşim pozisyonu, kümes içi çevre koşulları ve sürü yönetimi civciv kalitesini yakından etkileyen faktörlerin en önemlilerindendir. Sürü sağlığı ve aşılama programı; damızlık hayvanlardan yumurta yoluyla civcivlere bulaşan hastalıklar, özellikle Salmonella ve Mycoplasma etkenleri yönünden sürü tamamen sağlıklı olmalıdır. Stres oluşturmama bakımından sürüde uygulanan aşılama ve ilaçlama programları yumurta verim döneminden önce tamamlanmış olmalıdır. Besleme programı; Damızlık hayvanların yaşına ve üretim yönüne uygun, vitamin, mineral, iz elementler yönünden dengeli ve yeterince yem ve su verilmeli, yemlik ile yem depolarında küf, mantar vb. üremesine müsaade edilmemelidir. Sürüde erkek-dişi arası yeterlilik: Sürüde horoz sayısının yetersiz veya fazla olması durumunda kuluçka randımanı beklenenden düşük olur. Normal bir horoz günde aşım yapabilse de pratikte normal bir tohumlama olabilmesi için sürüde hafif ırklarda yani beyaz yumurtacı damızlıklarda on üç-ondört tavuk için bir horoz, ağır ırklarda yani etlik piliçlerde on tavuk için bir horoz bulunması tavsiye edilir. Kabaca sürüde erkek dişi oranı 1/10 gibi düşünülse de damızlık materyal hangi firmaya aitse, o firmanın tavsiyeleri dikkate alınarak sürüde erkek-dişi oranının belirlenmesi en doğrusudur. Normalde tavuğun döllü yumurta vermesi için haftada bir veya iki kez horozla birleşmiş olması yeterlidir. Damızlık sürünün yaşı; yumurta büyüklüğünü, kuluçka sonuçlarını ve civciv kalitesini etkilemektedir. Damızlık sürülerden ilk elde edilen yumurtalar normale göre daha küçüktürler ve bunlarda dölsüzlük oranı daha yüksektir. Küçük yumurtadan küçük civciv çıkacağı için böyle yumurtalardan elde edilen civcivler bir sonraki neslin küçülmesine neden olurlar. Aynı zamanda küçük civcivlerin performansı da düşük olacağı için yumurtalar g ağırlığa ulaşana kadar kuluçkaya konulmamalıdır. Damızlık hayvanların yaşı ilerledikçe yumurta irileşir, ileri yaşta ise kabuk kalitesinde bozulmalar başlar. Bundan dolayı çok yaşlı damızlıkların yumurtaları da kuluçkalık olarak değerlendirilmemelidir. Kuluçka randırmanının iyi olması için damızlık sürünün yaşı en az 28 hafta olmalı, haftalık yaşta da sürü dışı edilmelidirler. En iyi kuluçka sonuçları yaşları sekiz ile onüç ay arası olan damızlıklardan elde edilmektedir.

163 8. Ünite - Kuluçka Bilgisi ve Tekniği 153 Sürünün yumurta verim düzeyi; Genel olarak sürü performansı ile kuluçkalık yumurta kalitesi ve kuluçka sonuçları arasında pozitif bir ilişki vardır. Yumurta veriminin düşmesine yol açan herhangi bir faktör kuluçka sonuçlarını da olumsuz etkileyecektir. Doğal olarak hayvanın yaşı ilerledikçe sürü performansı ve yumurta kalitesi düştüğünden kuluçka sonuçları da kötüleşmektedir. Yeterli sayıda folluk; Otomatik taşıma sistemli koloni tip ya da bireysel folluk olsun önemli olan yeterli sayıda olmasıdır. Tavuklarda özellikle sabah saatlerinde yumurtlama en yoğun olup, bu saatlerde yumurtalar daha sık toplanmalıdır. Genelde beş tavuk için bir adet bireysel folluk hesaplanır. Kümeste yeterince folluk bulunmaması durumunda hayvanlar ızgara zemin ya da altlık üzerine yumurtlayacaktır. Bu yumurtalar genelde dışkı ile kirleneceğinden ya da kırılıp çatlayabileceğinden kuluçkalık olarak değerlendirilmemelidir. Ayrıca folluklar ışık kaynaklarından uzak bölümlere yerleştirilmelidir. Kuluçkalık Yumurtaların Depolanması Uzun süre depolamanın kuluçka sonuçlarını olumsuz etkilediği bilinse de modern sektörde yumurtaların depolanması kaçınılmazdır. Kuluçkalık yumurtalar kuluçka makinelerinin kapasitesi, civciv talebi gibi nedenlerden dolayı yumurtlanır yumurtlanmaz hemen kuluçkaya konulamazlar. En azından yumurtanın kümeste toplanması ve depolara taşınma ve ayırma işleminden dolayı en erken bir gün sonra kuluçlaya konulabilir. Kuluçkalık yumurtaların depolanmasında embriyo gelişiminin duraksatılması önemlidir. Bunun içinde yumurtalar 24 0 C ın altındaki bir ortamda depolanmalıdır. Kuluçkalık yumurtalarda erkek ve dişi üreme hücresi bir araya geldikten sonra zigot şekillenir ve sonra hızla bölünmeye başlar ve yumurtlandığında hücre sayısı birkaç bine ulaşmıştır. Eğer yumurtalar hemen kuluçkaya konulmayacaksa embriyo gelişimini durdurmak gereklidir. Embriyo gelişimini durdurmak için eşik sıcaklık değeri birçok literatürde 24 0 C olarak belirtilmektedir. Yani yumurtalar bu sıcaklığın altında depolanmalıdır. Depolama süresi uzadıkça albumin yüksekliği azalır ve albumin ph ı artar. Yumurta kalitesi yumurtlandığında en yüksektir, albumin viskozitesi ve ph da değişiklikler sonraki dördüncü günde ortaya çıkar. Depolama süresi uzadıkça kuluçka randımanı düşer. En yüksek kuluçka sonuçları bir iki gün depolanan yumurtalardan elde edilirken, pratik olarak ticari yaşamda yedi günden daha uzun süre depolanmış yumurtaların kuluçkaya konulması tavsiye edilmez. Uygun koşullar altında etçi damızlık yumurtalarının en fazla yedi gün, yumurtacı damızlık yumurtalarının en fazla beş gün depolanması tavsiye edilir. Yedi günden sonra her bir gün fazla depolama süresi için civciv çıkımı dk gecikir. Bıldırcınlarda yapılan bir çalışmada depolama süresinin 3 günden daha uzun olmaması bildirilmiş, ancak depolama süresinin kuluçka sonrası büyüme performansına herhangi bir etkisi tespit edilmemiştir. Kuluçkadan çıkan yumurtacı civcivlerde optimum yumurta verimi için en ideal depolama süresinin üç gün olduğu belirlenmiştir. Kuluçkalık yumurtaların taşınması ve depolanması esnasında çok dikkatli olunmalı, kuluçka randımanını olumsuz etkileyecek davranışlardan kaçınmalıdır. Yumurta kabuğunda kırık ve çatlaklar oluşmamasına, iç kalitenin bozulmamasına dikkat edilmelidir. Yumurtalar taşıma ve depolama esnasında sivri kısımları aşağı gelecek şekilde karton kutulara ve yumurta viyollerine konulmalıdır. Kuluçkalık yumurtalar özel depolarda belirli sıcaklık ve rutubet koşullarında depolanmalıdır. Ani ısı değişikliklerinde embriyo zarar görüp ölebilir. Soğuk yumurtalar da sıcak depolara birden bire alınırlarsa soğuk su buharı yumurtaları ıslatabilir veya yumurtaların üzeri rutubetli bir görünüm alır. Bu da yumurtanın üzerini saran koruyucu kütiküla tabakasının zarar görmesine neden olarak enfeksiyon etkenlerinin yumurtaya bulaşmasına neden olabilir. Viyol: Ticari yaşamda yumurtaların taşınması ve muhafazası amacıyla kullanılan kapaklı veya kapaksız plastik veya kartondan yapılmış, on, onbeş veya otuz yumurtanın bir arada taşınıp muhafaza edilebildiği maddeler.

164 154 Temel Zootekni Yumurta depolarında relatif nem %70-80 olmalıdır. Depolama bölümlerinin sıcaklığı kontrollü olarak değiştirilemiyorsa sabit olarak C olmalıdır. Normalde ise depolama süresi uzadıkça sıcaklık düşürülmelidir. Depolama odasının sıcaklığı üç güne kadar olan depolamalarda C, dört-yedi gün arası depolamalarda C ve yedi günden daha uzun süre depolamalarda C olmalıdır. Yumurtalar depolanırken eğer pratik olarak kolay bir şekilde uygulanabiliyorsa yumurtanın sivri ucu ilk üç gün aşağı doğru, daha sonra üç gün yukarı dönük ve yedinci günden sonra bir gün aşağı, bir gün yukarı dönük olacak şekilde depolanmalıdır. Civcive olan talebin az olması ya da bir başka nedenle yumurtalar daha uzun süre depolanacaksa bu durumda uzun süre depolamanın olumsuz etkisini azaltmak için bir takım tedbirler alınabilir. Depolamada Kuluçkalık Yumurta Kalitesini Etkileyen Faktörler Bu faktörler özellikle uzun süre depolanacak yumurtalarda çok daha fazla önemli olup, yedi günden daha uzun süre depolanacak yumurtalarda depolama süresinin olumsuz etkisini en aza indirerek yumurta kalitesini korumak ve civciv kalitesini artırmak için mutlaka dikkate alınmalıdır. Damızlık yaşı; genç damızlık yumurtaları daha uzun süre depolanabilir. Depolama sıcaklığı; depolama süresi uzadıkça depolama ortamının sıcaklığı düşürülmelidir. Rutubet; ortam rutubeti çok düşükse yumurta çok su kaybeder. Zayıf kabuklu yumurtalar ve yaşlı damızlıklardan elde edilen yumurtalar da rutubet kaybı fazladır. Normalde depolama bölümünün rutubeti %70-80 olmalıdır. Yaşlı damızlıklardan elde edilen yumurtalar uzak mesafelere nakledilecekse ortam rutubeti bir miktar daha artırılabilir. Çevirme; Özellikle uzun süre depolanacak yumurtalarda pratik olarak yapılabilirse çevirme işlemi oldukça faydalıdır. İnkübasyon öncesi ısıtma; daha üniform embriyonik gelişmeye yol açtığından inkübasyon öncesi ısıtma faydalıdır. Yapılan bir çalışmada C de 5-18 saat ısıtmanın 14 günün üzerindeki depolama süresinin kuluçka sonuçları üzerine olumsuz etkisini hafifletme bakımından etkili olduğu tespit edilmiştir. İnkübasyon sıcaklığı; Kuluçka işleminde embriyo gelişiminin ilk bir iki haftasında sıcaklık biraz yüksek tutulursa kuluçka sonuçları biraz daha yüksek olabilir. Yumurta pozisyonu; Yumurtalar sivri kısmı aşağı gelecek şekilde depolanmalıdır. Depolama öncesi ısıtma; Yapılan çalışmalarda depolama öncesi 38 0 C inkübasyon sıcaklığında altı veya sekiz saat gibi kısa süreli ısıtmaların embriyo gelişimini daha ileri bir aşamaya getirme, kuvvetli bir blastodisk şekillenmesi ve uzun süre depolamanın olumsuz etkisini hafifletme bakımından etkili olduğu tespit edilmiştir. Kuluçkalık Yumurtalara Uygulanan İşlemler Kuluçkalık yumurtalara kuluçka öncesi damızlık kümeslerde toplama, iç ve dış kalite yönünden kontrol edilmesi, yumurtaların temizlenmesi ve yıkama, dezenfeksiyon ve tütsüleme gibi işlemler uygulanmaktadır. Kuluçkalık yumurtalara ilk uygulanan işlem damızlık kümeslerde toplama işlemidir. Tavuklarda sabahleyin, bıldırcınlarda öğleden sonra yumurtlama en yoğundur. Özellikle sıcak stresinin yeterince kontrol altına alınamadığı kümeslerde yumurtlamanın yoğun olduğu saatlerde yumurtalar daha sık toplanmalıdır. Yumurtalar follukta bekledikçe yüzeyinde bakteri sayısı artabilir. Izgara ya da altlık üzerine yumurtlanmış yumurtalar fazla kirlenmeden hemen toplanmalıdır. Kuluçkalık döllü yumurtalar yumurtlandıktan sonra en kısa zamanda folluklardan alınması ve kuluçka işlemine kadar uygun bir yerde ve şekilde depolanması gerekir.

165 8. Ünite - Kuluçka Bilgisi ve Tekniği 155 Depolamadan önce kuluçkahaneye gelen yumurtalar kontrol edilmelidir. Kuluçkalık yumurtalar dış kalite yönünden kontrol edilmeli ve temizlenmelidir. Hatta bir miktar yumurta kırılarak iç kalite yönünden de muayene edilmelidir. Tespit edilen problemler damızlık ya da besleme ya da sebebi ne ise araştırılarak çözülmeye çalışmalıdır. Muayeneden sonraki işlem yumurtaların temizlenmesi ve yıkanmasıdır. Yıkama doğru bir şekilde yapılmazsa kuluçkaya zarar verebileceğinden genelde önerilmez. Çok gerekiyorsa yumurta yıkama makineleri kullanılmalıdır. Yıkama suyunun ısısı çok yüksek olmamalıdır. Az kirli yumurtalar temizlendikten sonra, temiz olanlar ise doğrudan dezenfekte edilmelidir. Kuluçkalık yumurtaları yıkama ve dezenfekte etme aşamasında çok dikkatli olmalı, uygun ve kullanımına müsaade edilen dezenfektan kullanılmalı ve yumurta kabuğunun dışındaki koruyucu kütiküla tabakasına zarar verilmemelidir. Genelde yıkama ile bu tabaka zarar gördüğü için, birçok ülkede gaz halindeki yüzey dezenfektanları ile dezenfeksiyon yapılmaktadır. Bazı ülkelerde sıvı maddeler ile yumurtaların yıkanması yasak olup, gaz dezenfektanlar kullanılmaktadır. Bu işleme tütsüleme denilmektedir. Kuluçkalık yumurtalara inkübasyon öncesi uygulanan son işlem gaz dezenfektanlar ile tütsüleme işlemidir. Tütsüleme ile dezenfeksiyon genelde kuluçka makinelerinde uygulanmaktadır. Ancak makine içinde değişik yaşlarda kuluçka edilen yumurtalar mevcut ise depolama ya da gaz odalarında bu işlemler yapılmalıdır. Dezenfeksiyon ve tütsüleme işlemlerinde çok dikkatli olmalı, veteriner hekim kontrolünde kuralına uygun olarak yapılmalı, özellikle gaz dezenfektanın insan ve diğer canlılar ile temasından kaçınmalıdır. Dezenfektan: Dezenfeksiyon işleminde kullanılan ticari olarak kullanımına izin verilen özel kimyasal maddelerdir. Kütiküla: Yumurta kabuğunun dışında yer alan hastalık etkenlerinin geçişine karşı bariyer görevi yapan, yıkama ya da yumurtlamanın bayatlaması ile özelliğini kaybeden özel koruyucu bir maddedir. Dezenfeksiyon: Belirli dozda ticari olarak kullanımına izin verilen özel kimyasal maddeler kullanılarak ortamın hastalık etkenlerden arındırılması işlemidir. KULUÇKA VE KULUÇKA KOŞULLARI Kuluçka Günümüzde tavukçuluğun entansif ve diğer hayvancılık alanlarına göre daha gelişmiş bir yapıya ulaşmasında en önemli bilimsel gelişmelerden birisi kuluçka bilgisi ve tekniği alanındaki ilerlemelerdir. Modern ve entansif tavukçuluğun en önemli özelliklerinden birisi üretimin yığınsal olmasıdır. Binlerce civciv aynı anda kuluçkadan çıkabilmekte, binlerce piliç modern kesimhanelerde kısa bir sürede kesilebilmektedir. Binlerce, onbinlerce çok sayıda yumurtanın aynı anda kuluçka işlemine tabi tutulup, binlerce civcivin aynı anda kuluçkadan çıkması ise doğal kuluçka ile mümkün değildir. Doğal kuluçkada annenin yumurtalara sağladığı koşullar taklit edilerek geliştirilen kuluçka makinelerinde binlerce yumurta aynı anda kuluçka işlemine tabi tutularak binlerce sağlıklı ve yeterince gelişmiş civciv elde edilebilmektedir. Kuluçka işlemi; belli bir oranda erkek ve dişi tavukların bir arada bulunduğu damızlık kümeslerinde döllü yumurtaların elde edilmesi işlemi ile başlayıp, yumurtaların depolanması, kuluçkahanelerde kuluçka-inkübasyon işlemine tabi tutularak elde edilen günlük civcivlerin üretim kümeslerine gönderilmesi ile sonuçlanan bir dizi işlemler dizisidir. Kuluçka Koşulları Kanatlı yumurtalarında embriyonun gelişip civciv olarak yumurtadan çıkması için gerekli koşullar doğal olarak anne tarafından sağlanmaktadır. Embriyo gelişimi üzerine sıcaklık, rutubet, yumurtaların çevrilmesi ve havalandırma başta olmak üzere, ışık yoğunluğu, hava-rüzgar hızı, gürültü-ses, sosyal çevre ve diğer bilinmeyen faktörler olmak üzere; normalde gurk tavuğun yumurtaya sağlamış olduğu ve kuluçka makinelerinde taklit edilmeye çalışılan birçok faktör etkilidir. Kuluçka koşulları devekuşu ve kaz gibi suda

166 156 Temel Zootekni yaşayan kanatlılar hariç aşağı yukarı çok küçük farklar ile benzerdir. Örneğin devekuşu yumurtalarında inkübasyon nem düzeyi diğer kanatlılara göre belirgin düzeyde düşüktür. Pek çoğu benzer olsa da ticari yaşamda tavuk yetiştiriciliği ön planda olduğu için kuluçka ve kuluçka koşulları ile ilgili olarak bu bölümde bahsedilenler genelde tavuk yumurtaları içindir. Türe özgü farklılıklar için ilgili kaynaklara bakılmalıdır. Kümes hayvanlarında kuluçka koşulları ile ilgili türe özgü farklılıklar için David Sainsbury nin Poultry Health and Management (Cambridge, UK: Blackwell Science Ltd., 1992) ve Metin Petek in Devekuşu (Ankara: Medisan Yayınları, 2003) isimli kitaplardan yararlanabilirsiniz. Sıcaklık Kuluçka makinelerinde sıcaklık özel elektrikli ve termostatlı rezistanslar ile sağlanır. Kuluçka makinesinde embriyo gelişimi için gerekli sıcaklığı sağlamada en önemli konu ısının makine içerisinde alt, üst, ön ve arka gibi her bölümde eşit ve üniform olarak dağılmasıdır. Yumurta içinde gelişmekte olan embriyo kısa süreli düşük sıcaklıklara daha dayanıklı olmasına rağmen, kısa süreli de olsa yüksek sıcaklık derecelerine karşı daha dayanıksızdır. Tavuk yumurtaları için kuluçka makinelerinde ilk 18 gün , gün C sıcaklık sağlanmalıdır. Bununla birlikte bütün yumurtalara uygulanacak ısı aynı değildir. Yumurta büyüklüğü (kuluçka makineleri normal ve orta büyüklükte yumurtalar için ayarlanmıştır), genetik yapı (genotip ve ırklar arası farklılık), yumurtanın yaşı ile ortam ve makinenin rutubetine göre uygulanacak sıcaklıkta küçük farklılıklar olabilir. Optimal koşullardan biraz sapmalar civciv çıkımını geciktirme ya da hızlandırma yönünde etki eder. Aşırı sıcak, bağışıklık sistemi organlarının gelişimini olumsuz yönde etkileyerek hastalıklara direnç yönünden problemlere neden olabilir. Aşırı sıcak koşullar kuluçka sonrası birçok civcivde gagada kızarıklık ile kendini belli eder. Aynı şekilde yüksek sıcaklıktan dolayı ölen embriyolarda deride hiperemiden dolayı kırmızı bir renk dikkati çeker. Aşırı sıcak koşullarda yumurtadan çıkış süresi kısalır, üniform bir çıkış gözlenmez, çıkım makinelerinde civcivlerin gagalarını açarak sık sık soludukları görülür. Yüksek sıcaklıkta inkübe edilen yumurtalardan çıkan civcivlerde ayakların çarpık ve parmakların kıvrılmış olduğu, ayakların küçük ve cılız olduğu görülür. İnkübasyon sıcaklılığı normalin altında ise çıkışta düzensizlik ve çıkış süresinde gecikme gözlenir. Göbek bağında zayıf kapanma ve ıslaklıktan dolayı iltihap, civcivler aşırı şişkin ve yumurta içeriği ile yapışkan bir görünümde oldukları gözlemlenir. Rutubet Kuluçka makinelerinde rutubet otomatik olarak özel cihazlar ile sağlandığı gibi, küçük kapasiteli yarı otomatik makinelerde makine tabanındaki bir kaba konulan su ile de sağlanabilir. Etkili bir inkübasyon işlemi için tavuk yumurtaları özellikle inkübasyonun ilk 18 gününde hergün ağırlığının %055 ni rutubet çıkışı yoluyla kaybetmelidir. Bunun için kuluçka makinelerinde ilk 18 gün %50-60, daha sonra çıkıma kadar %75-76 rutubet sağlanmalıdır. Bazı kuluçka makinelerinde higrometre yerine ıslak termometreler de kullanılabilir. Bu takdirde tavuk yumurtaları için gelişim makinesinde ıslak termometre değeri 84-88, çıkım makinesinde civarında olmalıdır. Kuluçkalık yumurtalarda rutubet kaybı çok hızlı olursa civciv ağırlığı düşük olabilir, kısa, kabarık, rengi solgun ve dokunulduğunda yapışkan civcivler ile karşılaşılabilir, büyütme döneminde bundan kaynaklanan ilk hafta ölümleri yüksek olabilir. Rutubet kaybı yavaş olursa iri civciv şekillenir. Fazla kuruma, kabuğa yapışık civcive neden olurken, yüksek rutubette diz ekleminde çizikler, aşırı nem oksijenin yumurta üzerindeki gözenekler-

167 8. Ünite - Kuluçka Bilgisi ve Tekniği 157 den geçişini güçleştirdiğinden boğulma, ıslaklık görülür, karın altları tamamen kapanmaz. Çıkış sırasında rutubetin az olması civcivin kuruyup kabuğa yapışmasına neden olurken, fazla rutubet civcivlerin ıslak ve karın altlarının da tamamen kapanmamasına neden olur. Çevirme Embriyonun yumurta kabuğuna yapışarak ölmesini engellemek için yumurtaların inkübasyonun gününe kadar düzenli olarak çevrilmesi gerekir. Kuluçkalık yumurtalarda çevirme işlemi gelişim makinesinde otomatik olarak uygulanır. Sivri kısımları aşağı gelecek şekilde yerleştirilen yumurtalar ilk 18 gün, 24 saatte 8-10 defa çevrilmelidir. Yumurtalar içinde bulundukları tabla yardımıyla düşey eksen ile 45 derecelik açı yapacak şekilde sağa ve sola doğru çevrilmeli, hiçbir zaman topaç gibi ekseni etrafında çevrilmemelidir. Yanlış çevirme allontoik zarda yırtılmalara neden olurken, yetersiz çevirme embriyonun kabuğa yapışmasına neden olur. Çevirme işlemi embriyonun sürekli olarak besinle temas etmesi yönünden de önemlidir. Genel olarak yaşlı damızlık yumurtalarında kabukta incelmeler meydana gelip daha fazla su kaybı meydana geleceğinden daha sık çevrilme ile bu durum önlenebilir. Havalandırma Normalde kuluçka makineleri yeteri kadar taze hava sağlanacak şekilde imal edilmektedir. İnkübatör ve çıkım makinelerinde bulunan fanlar ve hava giriş delikleri yardımı ile embriyo için gerekli havalandırma sağlanır. Embriyo solunum esnasında ortamın oksijen (O 2 ) i alıp, ortama karbondioksit (CO 2 ) verdiğinden ve ayrıca ölen embriyolardan kaynaklanan kötü kokuları atmak için iyi bir havalandırma sistemine gerek vardır. İnkübasyon esnasında embriyolara normal bir canlının yaşaması için gerekli olan hava ve gaz karışımı sağlanmalı, yaş ilerledikçe embriyonun O 2 gereksiniminin arttğı dikkate alınmalıdır. Normal havadaki %05 CO 2 düzeyi kuluçka makineleri için normal olup, 21. günde çıkımı teşvik etmek için bir miktar daha fazla olabilir. Deniz seviyesinden 1000 m kadar yüksek yerlerde O 2 düzeyi düşük olduğundan önceleri kuluçka için uygun değilken, CO 2 düzeyini otomatik olarak ayarlayabilen modern makinelerde bu sorun çözülmüştür. Kuluçka makinelerinde havalandırmanın yetersiz oluşu nem oranını yükseltebilir. Aşırı havalandırma ise nem oranının ve sıcaklığın düşmesine neden olabilir. Ancak bu durum modern kuluçka makinelerinde otomatik ayarlandığından sorun olmaktan çıkmıştır. Kuluçkada uzun süreli normalden biraz daha düşük sıcaklığın civcivlerde ne gibi değişikliklere yol açabileceğini düşünüyorsunuz? 3 KULUÇKADA EMBRİYO GELİŞİMİ Memelilerden farklı olarak kanatlı embriyoları anne vücudu dışında, yumurta içinde depolanmış besin maddelerinden yararlanarak gelişmelerini tamamlarlar. Kanatlı embriyoları memelilerden daha hızlı gelişir. Kanatlı hayvanlarda civciv embriyosu yumurtanın yumurtlanmasından önce anne karnında yumurta gelişim sürecinde, yumurtlamadan sonra kuluçka öncesi depolama esnasında ve kuluçka makinesi koşullarında olmak üzere üç aşamada gelişir. Depolama esnasındaki embriyo gelişimi için daha çok gelişmenin duraksatılması işlemidir denilebilir. Tavuk yumurtları için kuluçka yani embriyo gelişim süresi bir gün anne karnında (yumurtanın oluşup, yumurtlanması için geçen süre bir gündür), yirmi bir günü kuluçkada olmak üzere toplam yirmiki gün, anne karnındaki gelişim dikkate alınmazsa yirmibir gündür. Yumurtada gelişmekte olan embriyonun besin maddelerini alabilmesi, atık maddeleri atabilmesi ve dış etkilerden korunabilmesi için embriyo dışında bazı zar ve keseler vardır.

168 158 Temel Zootekni Döllü yumurtada zigotun embriyo olarak gelişimini sağlayan ve civciv olarak yumurtadan çıkmasına katkıda bulunan bu zarlardan embriyo gelişiminin ikinci gününde chorion ile amnion oluşur. Kuluçkanın üçüncü gününde chorion ve amnion arasında kan damarları ile kaplı allantois gelişir. Yumurta Sarısı Zarı Yumurta sarısını çevreler ve sarıyı eritip sindirilebilir bir hale çeviren bir enzim salgılayarak yumurta sarısının emilip gelişen embriyo içine çekilmesini sağlar. Kuluçka çıkışından birkaç gün önce, embriyo gelişiminin gününde yumurta sarısı zarı civcivin vücut boşluğuna çekilir ve civcive hayatının ilk günlerinde besin deposu görevi yapar. Bu besin deposu sayesinde civcive hayatının ilk günlerinde besin verilmese bile hayatiyetini devam ettirebilir. Amnion Embriyoyu içinde yüzdüğü sıvı ile mekanik dış etkilerden koruyan bu zar kuluçkanın ikinci gününde oluşur. Allantois Dolaşım sistemi şeklinde olup embriyonun solunum, boşaltım, sindirim gibi metabolik faaliyetlerinde yardımcı olur. Akciğer gelişene kadar embriyonun solunum organı olup, yumurta akının sindirilmesini sağlayan enzimleri sağlar. Korion Yumurta kabuğu iç zarı ile allontois arasında bulunan bu zar allantoik zara metabolik faaliyetleri tamamlamada yardımcı olur. Embriyo Gelişimi Doğal kuluçkada gurk tavuğun altında ya da kuluçka makinelerinde olsun zigottan embriyonun gelişerek civcivin çıkması yirmi bir günlük bir süreçte birbirini takip eden bir olaylar zinciridir. Başlangıçta yumurta sarısı üzerinde blastoderm üzerinde küçücük bir nokta iken günler ilerledikçe uygun koşulların sağlanması ile embriyo yumurtayı doldurarak civciv olarak yumurtadan çıkar. Yirmibir günlük bu süreçte embriyonik gelişim süreci dört ana dönemde tanımlanır. İç organların oluşmaya başladığı birinci dönem, dış organların oluşmaya başladığı ikinci dönem, embriyonun büyüme dönemi ve civciv çıkış dönemidir. Tavuk yumurtaları için birinci dönem ilk 5 gün, ikinci dönem; günler, üçüncü dönem yani büyüme dönemi; günler ve çıkış dönemi 21. gündür. Kuluçka Süresince Embriyoda Meydana Gelen Başlıca Değişiklikler 16. saat; Spinal Cord un her iki yanında kemik ve kasların oluşacağı somit hücreleri şekillenir. 42. saat ve bunu takip eden iki gün; kalp atışları başlar ve kan dolaşımı şekillenir. Bu dönem embriyonun yaşaması için oldukça kritik bir zaman aralığı olup, genelde embriyo gelişiminde birinci kritik dönem olarak adlandırılır. 5. gün; cinsiyet ortaya çıkar, kalp gerçek şeklini almaya başlar. Yumurta sarısının damarsal bölgesi sarının genelini kaplar. Yüz ile burun gerçek şeklini almaya başlamıştır. 7. gün; organlar gözle görülebilecek kadar büyümüştür. 8. gün; tüy ve telek hücreleri gelişir. 10. gün; gaga sertleşir, ayak parmakları görünmeye başlar.

169 8. Ünite - Kuluçka Bilgisi ve Tekniği gün; iskelet gelişip kemikleşmeye başlar, 14. gün; embriyo uzun eksenine paralel olacak şekilde, embriyonun baş kısmı yumurtanın geniş ve kalın ucunda olacak şekilde döner, 17. gün; embriyonun başı çevrilmiş, gaga sağ kanadın altında olacak şekilde embriyo hava kamerasının alt kenarı doğrultusundadır. Amnion sıvısı ve amnion tamamen tükenmek üzeredir. 19.günde; yumurta sarı kesesi civcivin vücut boşluğuna çekilmeye başlar. Sarı kese içindeki besinler civcivler kuluçkadan çıktıktan sonra 1-2 gün besin maddesi deposu görevi görür. Civcivler çıktığında sarı kesesinin tamamen vücuda çekilmiş ve göbek bölgesinin kapanmış olması gerekir. Özellikle yüksek rutubet koşullarında inkübe edilmiş yumurtalardan çıkan civcivlerde göbek bölgesinin iyi kapanmadığı görülebilir. İyi kapanmayan göbek bölgesi civciv kalitesini düşürdüğü gibi, büyütme döneminde enfeksiyona yol açarak verimliliği de olumsuz etkiler. Bu dönem embriyo gelişiminde ikinci kritik dönemdir. 20.günde; hava kamerası ve yumurta kabuğu civciv tarafından delinerek akciğer solunumu başlar. Bu dönem embriyo gelişiminde üçüncü kritik dönemdir. 21. gün; civciv saat ekseni tersi yönünde yumurta kabuğunu keserek kuluçkadan çıkar. Bu kesme işlemi civcivin üst gagasında bulunan ve sonradan dökülen yumurta kırma dişleri ile olur. Damızlık tavuk yumurtlarının kuluçka işleminde embriyonun en hassas olduğu kritik dönemler kaçıncı günler olabilir, bu dönemde meydana gelen değişimler hakkında ne düşünüyorsunuz? 4 ÇIKIM, KULUÇKA SONUÇLARI, KULUÇKA SONUÇLARINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER Çıkım Gelişimini tamamlayan embriyo kuluçkadan inkübasyonun 21. gününde civciv olarak çıkar. Bu dönemde embriyo hava kamerası hariç yumurtayı tamamen doldurmuştur. Göbek kapanmıştır ya da kapanmak üzeredir. Civciv gagası ile içteki yumurta kabuğu zarını delerek hava kamerasına girer ve akciğerlerine hava almaya başlar. Sonra da yumurta kabuğunu delerek dışarıdan hava alınmaya başlanır. Normalde tavuk yumurtalarında çıkım embriyo gelişiminin 21. gününde tamamlanır. Çıkım 21 günden sonra en fazla 6-12 saat devam etmelidir. Ancak bazı durumlarda ilk çıkan civciv ile son çıkan arasında 24 saatten daha uzun bir süre geçebilir. Bu süre uzadıkça ilk çıkan civcivlerde su kaybı ve zayıflama başlayarak civciv kalitesi düşer. Aynı zamanda geç çıkan civcivlerin de kalitesi düşük olur. Bu nedenle çıkım başladıktan kısa bir süre sonrasına kadar yumurtaların %90 ında çıkım tamamlanmış ve civcivlerin kuruyarak bir an önce bir takım işlemler serisinden geçirilerek kümeslere gönderilmesi gerekir. Çıkım süresi; yumurtaların depolama sürelerinin uzun veya kısa olması, iri olması, sıcaklığın gerekenden yüksek veya düşük olması, damızlık yaşına bağlı olarak değişebilir. Orta yaş grubu damızlıkların (8-13 ay) yumurtalarından normal zamanda civciv çıkarken, birkaç saat gecikme ile yaşlı damızlıklar onları da en genç damızlıklar izler. Kuluçka makinesinde sıcaklığın yüksek olması ve yumurtaların küçük olması çıkım süresini kısaltır. Kuluçka Sonuçları Kuluçka sonuçları damızlık kümesleri, depolama ve kuluçkahanedeki sevk ve idare ile yakından ilgilidir. Kuluçka sonuçları aynı zamanda damızlık kümeslerin, damızlık hayvanların verimliliğinin bir göstergesidir. Bundan dolayı ticari hayatta pratik olarak gerçek başarı ölçüsü damızlık tavuk başına satılabilir civciv sayısıdır.

170 160 Malpozisyonlar: Ölü civcivin yumurtada normal pozisyonda bulunmaması 5 Temel Zootekni Kuluçka sonuçları sürekli olarak kaydedilerek standart değerler ile karşılaştırılmalıdır. Sonuçlar beklenenden düşük ve tatmin edici değilse derhal durum değerlendirmesi yapılarak sorun çözülmelidir. Kuluçkada sorun arama ve çözme amacı ile taze yumurta kırma denemesi yapılarak döllülük kontrolü yapılır. Ayrıca kuluçkada embriyo gelişiminin 5-6. günlerinde ve 18. günde gelişim makinesinden çıkım makinesine aktarma esnasında yapılan yumurtaların ışıkla döllü olup olmadığı yönündeki sonuçlar değerlendirilir. Bunun dışında çıkım gerçekleşmeyen yumurtalar da kırılarak boş olup olmadığı, embriyo gelişip ölmüşse gelişme süreci ve kaçıncı günde öldüğü gibi değerlendirmeler yapılır. Örneğin çıkmayan yumurtalarda kırma denemesinde göz oluşmamışsa; yumurta dölsüzdür, beyaz benekli, kanlı halka gelişmise ilk 24 saat içinde ölmüştür. Yumurtada siyah göz oluşmuş, tüy çıkmamışsa embriyo 13. günden önce ölmüş, tüy çıkmışsa günler arası ölmüştür. Embriyo yumurta kabuğunu doldurmuş ve sarıkese civcin dışında ise günlerde ölmüştür. Kuluçka sonuçlarının rakamsal olarak değerlendirilmesinde; kuluçka randımanı, döllülük oranı ve çıkım oranı gibi parametreler kullanılır. Kuluçka randımanı kuluçkadan çıkan civciv sayısının kuluçkaya konulan toplam yumurta sayısına oranı olup en önemli ölçüm parametresidir. Döllülük oranı; çıkan civciv ve ölen embriyoların toplamından oluşan görülebilir döllü yumurta sayısının kuluçkaya konulan toplam yumurta sayısına oranıdır. Çıkım oranı ise; canlı çıkan civciv sayısının döllü yumurta sayısına oranıdır. Bu oranlar var ise kötü sonuçların damızlık, depolama veya kuluçkadan kaynaklandığı konusunda az çok bir fikir verir. Örneğin döllülük oranı yüksek, çıkım oranı düşük ise çıkım makinesinde ve çıkım koşullarında bir problem olduğunu gösterir. Kuluçka sonrası kuluçkadan çıkan sağlıklı civcivler yanında; kabuğa yapışık civcivler, çürümüş yumurtalar, içinde bakteri veya mantar gibi hastalık etkenleri üremiş yumurtalar, malpozisyonlar, başı bacaklar arasında, başı yumurtanın sivri ucu tarafında, başı yumurtanın kalın olan tarafında, başı sağ kanat altında normal durumda fakat gaga hava kamerasından uzakta gibi normal olmayan sonuçlar ortaya çıkabilir. Bunun yanında civcivin alt gaga veya üst gagası küçük, beyin dışarıda, iç organlar dışarıda, gözü yok, fazla bacak, boynun yukarı kısmı ile başın arka kısmında şişlik gibi anomaliler de gözlenebilir. Bunların yanında kuluçkada; erken veya geç çıkım, civcivlerin birlikte çıkmaması, göbekleri şiş ve şekli bozuk civcivler, buruşuk, kısa, solgun, üzerinde kabuk parçası yapışık civcivler, iri, üzerlerine yumurta artıkları yapışmış, iki bacak arası ıslak ve kirli, göbek deliği kapanmamış civcivler gibi durumlar ile karşılaşılabilir. Erken çıkım, geç çıkım; normalin altında ve üstündeki sıcaklık ve rutubet uygulamalarından kaynaklanır. Kuluçka makinelerinde ısı dağılımının dengesiz ve düzensiz oluşu, yani makinenin ön, arka, üst ve altına bir örnek olarak dağılmaması, taze ve eski yumurtaların aynı anda aynı makinede kuluçka edilmesi, iri ve küçük yumurtaların birlikte kuluçka edilmesi, genç ve yaşlı damızlık yumurtalarının birlikte kuluçka edilmesi gibi nedenlerden dolayı kuluçkadan civcivlerin hepsi birlikte çıkmayabilir, ya da ilk çıkan civciv ile son çıkan arasındaki süre uzyabilir. Kuluçka makinesinden civcivlerin hepsinin birlikte ya da birbirinden oldukça gecikmeli bir şekilde çıkmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Kuluçka Sonuçlarını Etkileyen Faktörler Kuluçkada elde edilen sonuçların ideal ölçülerde olup olmaması; kümeslerde damızlık hayvanların bakım ve yönetimi, üretilen döllü yumurtaların toplanarak depolanması ve kuluçkahaneye getirilene kadar ve kuluçkanede uygulanan işlemler ile kuluçka koşullarına bağlıdır.

171 8. Ünite - Kuluçka Bilgisi ve Tekniği 161 Damızlık hayvanlar ve kümesler ile ilgili olarak; damızlık hayvanların genetik yapısı, sürülerin bulunduğu kümeslerin durumu, sürü sağlığı, aşı programı, sürüdeki erkek-dişi oranı, besleme, damızlıkların yaşı, sürünün yumurta verim düzeyi, follukların yeterli sayıda olup olmaması gibi faktörler etkili olmaktadır. Yumurtaların yumurtlandıktan sonra kısa bir süre içinde toplanması ve bu yumurtaların uygun bir ısı ve rutubette depolanması gerekir. Eğer yumurtalar hemen kuluçkaya konulmayacaksa embriyo gelişimini durdurmak gereklidir. Embriyo gelişimini duraksatmak için eşik değer birçok literatürde 24 0 C olarak belirtilmektedir. Yani yumurtalar 24 0 C in altında depolanmalıdır. Ticari koşullarda yumurtalar en fazla bir hafta depolandıktan sonra kuluçka işlemine tabi tutulurlar. Daha uzun süreli depolamalar kuluçka sonuçlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Kuluçka sonuçlarını etkileyen en önemli faktör ise kuluçkanelerde uygulanan işlemler ve kuluçka koşullarıdır. Kuluçka koşullarındaki küçük sapmalar dahi kuluçka randımanı başta olmak üzere kuluçka sonuçlarını kötüleştirmektedir. Kuluçka sonuçlarını etkileyen damızlık hayvanlar ve kümes koşulları ile ilgili faktörler hakkında neler düşünüyorsunuz? 6 Kuluçkada Çıkımla İlgili Sorunlar ve Bu Sorunların Olası Nedenleri Dölsüzlük; Damızlıkların bakım ve yönetimindeki eksikliklerden kaynaklanır. Özellikle erkeklerin sevk ve idaresinde çok dikkatli olunmalı, sürekli olarak horozların yeterli sayıda ve aktif olup olmadıkları kontrol edilmelidir. Erken embriyonik ölümler; yumurtaların toplanma ve depolama esnasındaki yanlış uygulamalar ve kuluçka koşullarındaki hatalardan kaynaklanır. Orta çağ ölümleri; Genelde damızlıklar ve besleme problemlerinden kaynaklanır. Geç embriyonik ölümler; Yetersiz havalandırma, yetersiz çevirme gibi kuluçka koşulları ile damızlıkların beslenme ve hastalıklardan kaynaklanabilir. Kabuğa yapışık ölümler; Kuluçka makinelerinde yanlış ısı, nem, ani ve kısa süreli ısı artışları ile hastalıklardan kaynaklanabilir. Kuluçkada Oluşan Kayıpların Yüzde Payları Kuluçka ve kuluçka koşulları konusunda günümüze kadar yapılan bilimsel çalışmalar ve saha tecrübelerine göre genel olarak kuluçkada oluşan kayıpların oransal payları şöyle belirlenmiştir. Dölsüzlükden dolayı kayıplar %4-5, yumurtlama öncesi faktörlerden kaynaklanan kayıplar %04-06, kuluçkada embriyo gelişiminin 1-7. günleri arası % , kuluçkada embriyo gelişiminin 8-18 günler arası %05-06, kuluçkada embriyo çıkım makinesinde günler arası % , çıkımda kabuk altı ölümler % arasında değişmektedir. Kuluçkada bu kayıplar toplamının ideali %12-13 olup, %16 ı geçmemelidir. KULUÇKAHANELERDE GÜNLÜK CİVCİVLERE UYGULANAN İŞLEMLER Kuluçka çıkım makinesinde çıkım gerçekleştikten sonra civcivler üretim yönü ya da işletmelerden gelen talebe göre bir takım işlemlere tabi tutulduktan sonra karton ya da plastik kutulara 80 li ya da 100 lü sayılarda konularak özel araçlar ile işletmelere gönderilirler. Kuluçkahanelerde günlük yaştaki civcivlere uygulanan bu işlemlerin başlıcaları; yıklama ve sını andırma insiyet ayırımı Gaga kesimi şılama gibi işlemlerdir.

172 162 Temel Zootekni Ayıklama-Sınıflandırma Kuluçkadan çıkan her civciv satılabilir değildir. Bazılarında doğuştan bazı anatomik kusurlar olabilir. Bunların yanında çok küçük, çok zayıf olanlar gibi istenmeyen özelliklere sahip hayvanlar civciv büyütme işletmelerine gönderilmeden kuluçklahanede ayıklanmalıdır. Genel olarak civciv talep eden işletmeler en kaliteli hayvana sahip olmak istediklerinden ayıklama ve sınıflama önemli bir işlemdir. Ayıklama ve sınıflandırma işleminde civcivlerde aranacak başlıca özellikler aşağıdaki gibidir: ivcivlerin renk genotip ırka özgü ve genelde koyu renkli olmalı ivicivler uzun tüylü ve iri olmalı ivcivlerin göbek bölgesi iyi kapanmış olmalı, ivcivler atik, yem ve suyu rahatça bulabilmeli ivcivlerin ayak eklemleri ve burunda kızarıklık olmamalı ürü üniform bir örnek olmalı ivcivler ortalama ağırlıkta genelde - g aralığında olmalı ivcivlerde dehidrasyon su kaybı olmamalı İlk ha a ölüm oranı -, i aşmayacak şekilde sürü yaşama gücü yüksek olmalıdır. Cinsiyet Ayırımı Kuluçkahanelerde günlük civcivlere uygulanan bir başka işlem cinsiyet ayırımıdır. Cinsiyet ayrımı işlemi tüketiciden gelen talebe göre genelde yumurtacı civcivlere uygulanır. Tiari/pratik hayatta sofralık yumurta üretiminde sadece dişi hayvanlar kullanılmakta, erkek hayvanların ise ekonomik olarak bir değeri bulunmamaktadır. Damızlık tavuk yetiştiriciliğinde ise erkeklere sadece dişilerin %10 u oranında ihtiyaç bulunmaktadır. Bundan dolayı yumurtacı civcivlerin kuluçkahenelerde cinsiyet ayırımının yapılması gerekmektedir. Etlik piliç yetiştiriciliğinde ise genelde erkek-dişi karışık yetiştirildiğinden kuluçkahanelerde cinsiyet ayırımı işlemi yapılmamaktadır. Ancak bazı durumlarda erkek ve dişiler ayrı ayrı yetiştirilebilmektedir. Bu durumda etlik piliçler de de cinsiyet ayrımı yapılabilmektedir. Cinsiyet ayırımı bütün kanatlı türlerinde kloakal yöntem ile hayvanların üreme organlarına bakılarak yapılabilmektedir. Tavukçulukta da önceleri bu yöntem yaygın olarak kullanılmaktaydı. Ancak bu yöntem hayvanlar üzerinde fazla stres oluşturması, çok iyi bir tecrübe gerektirmesi, hata ihtimalinin fazlaca olması gibi istenmeyen özelliklere sahiptir. Gen mühendisliği tekniklerinin gelişmesi ile tavukçulukta uygulaması daha kolay ve pratik olan, hata ihtimali olmayan ya da düşük olan, daha pratik cinsiyet ayırımı yöntemleri geliştirilmiştir. Bunlar civcivlerin kanat tüylerinin gelişim hızlarına göre ya da renge göre cinsiyet ayırımıdır. Bu yöntemlere göre cinsiyet ayırmının yapılabilmesi için bu hatlarda/ genotiplerde genetik olarak bu özelliğin olması ya da kazandırılmış olması gerekmektedir. Kanat tüylerinin gelişim hızına göre cinsiyet ayrımı beyaz tüylü, renge göre cinsiyet ayırımı ise kahverengi tüylü hayvanlarda yapılmaktadır. Günlük civcivlerde cinsiyet ayırımı ile ilgili detaylı bilgileri Prof.Dr. Tahir AKSOY un Tavuk Yetiştiriciliği (Ankara; Şahin Matbaası, 3.Baskı, 1999) isimli kitabında bulabilirsiniz. Gaga Kesimi Gaga kesimi yumurtacı tavuklarda yaygın olarak kullanılan önemli bir uygulamadır. Modern tavukçulukta hayvanlar kapalı barınaklarda yoğun gruplar halinde barındırılması, eşinme, tüneme gibi doğal davranışlarını yaşayamamaları gibi nedenlerden dolayı yoğun bir stres altındadır. Stres yanında barınak tipi, yemler ve yemleme, hastalıklar gibi deği-

173 8. Ünite - Kuluçka Bilgisi ve Tekniği 163 şik hazırlayıcı faktörlerin de etkisi ile üretimde kullanılan hibrit hayvanlarda birbirlerini zarar verecek şekilde gagalama eğilimi oldukça yüksektir. Bundan dolayı ne tür tedbir alınırsa alınsın tavuk sürülerinde tüy çekme ve kanibalizm genelde ortaya çıkmaktadır. Bunu önleme ya da zararlı etkisini azaltma amaçlı olarak gaga kesimi bütün dünya da yaygın olarak kullanılmaktadır. Gaga kesimi amacı ile en fazla kullanılan sıcak-kesme dağlama yöntemi civcivlerin büyütüldüğü işletmelerde uygulanmaktadır. Ancak sıcak-kesme dağlama yönteminin hayvan refahı yönünden istenmeyen yönlerinin daha fazla olması nedeni ile bunun yerine infra-red ışınlar ile gaga kesimi yöntemi geliştirilmiştir. Hayvan refahı yönünden bunun da yasaklanması düşünülse de şimdilik kullanımına müsaade edilmektedir. İnfra-red ışınlar ile gaga kesimi işlemi kuluçkahanelerde uygulanmaktadır. Gaga kesiminin üretim işletmelerinde uygulanması durumunda ise gaga kesimi işleminde mümkün olduğu kadar hayvanlar serin koşullarda barındırılmalı, sabah veya akşam geç saatlerde uygulanmalıdır. Uygulamadan sonra hayvanlara sürekli taze ve soğuk su sağlanmalı, uygulamadan bir hafta öncesi ve sonrası hayvanlar taşıma, aşılama gibi bir başka strese maruz kalmamalıdır. Kesim sonrası yara kapanana kadar sürü izlenmelidir. Gagaların yeniden uzaması durumunda yeni bir kesim yapılabilir. Ancak bu işlem hayvanlar yumurtlamaya başlamadan en az 4-5 hafta önce tamamlanmalıdır. Kesme bıçağı aşırı sıcak veya soğuk olmamalıdır. Gaga kesimi 7-10 günlük yaşta uygulanmalı; dişilerin gagası kesilmeli, erkeklerin törpülenmelidir. Hasta hayvanların gagası kesilmemelidir. Acele etmemeli, kesimden 3-5 gün önce ve sonrası hayvanlara Vit K ve Vit C verilmeli, uygulamadan önce yemleme yapılmalı, uygulama sonrası derin yemlik kullanılmalı ve uygulama sonrası 1 hafta süre ile vitamin-mineral yönünden biraz daha yüksek yoğunlukta yem kullanılmalıdır. En önemli konu ise işini bilen uzman personel tarafından tekniğine uygun olarak gaga kesim işleminin yapılmasıdır. Normalde tavuklarda üst gaga alt gagadan biraz daha uzun olup, gaga kesimi ile alt ve üst gaga eşit hale getirilmektedir. Aşılamalar Aşılama işlemleri genelde büyütme döneminde işletmelerde uygulanmaktadır. Kuluçkahanelerde ise Marek, Infeksiyöz Bursal Disease gibi bazı hastalıklara karşı burun-gözdamla gibi yöntemler ile bazı aşılamalar gerçekleştirilmektedir. Bu amaç için geliştirilmiş özel cihazlar ile hem aşılama hem gaga kesimi gibi işlemler pratik olarak birlikte yapılabilmektedir.

174 164 Temel Zootekni Özet 1 Kuluçkahaneler Kuluçkahaneler günümüz modern tavukçuluğun en önemli bölümlerinden birisidir. Kuluçhanelerde yer seçimi ve kuluçkahanede yer alan bölümlerin planlanması ve iş akışı oldukça önemlidir. Bir kuluçkahane yumurtaların muhafaza edildiği yumurta kabul ve muayene odası, yumurta depolama bölümleri, kuluçka gelişim makineleri bölümü, kuluçka civciv çıkım makineleri bölümü, civciv ayırma, işlem ve bekletme odaları, yıkama ve atıkların çıkarıldığı oda, büro, duş, jeneratör vb. gibi bölümler halindedir. Kuluçkahane yönetiminde kuluçka makinelerinin iyi çalışması ve makineler içerisinde uygun çevre koşullarının gereği gibi sağlanabilmesi için kuluçka binasının temizliği yanında sıcaklık, relatif nem ve havalandırmasına çok dikkat edilmelidir Kuluçka ve kuluçkalık yumurtalar Kuluçka işlemi; belli bir oranda erkek ve dişi tavukların bir arada bulunduğu damızlık kümeslerinde döllü yumurtaların elde edilmesi işlemi ile başlayıp, yumurtaların depolanması, kuluçkahanelerde kuluçka-inkübasyon işlemine tabi tutularak elde edilen günlük civcivlerin üretim kümeslerine gönderilmesi ile sonuçlanan bir dizi işlemler dizisidir. Kuluçkalık yumurtalar; sağlıklı ve ergin damızlık sürüden elde edilmiş g ağırlığında, dölsüzlük, blastodermi bozuk, yumurta sarısının sallanması, vitellin membranı yırtılmış, çift sarılı, hava kamerası ve sarısı yer değiştirmiş gibi kusurları olmayan yumurtalardır. Kuluçkalık yumurtalara kuluçka öncesi damızlık kümeslerde toplama, iç ve dış kalite yönünden muayene edilmesi, yumurtaların temizlenmesi ve yıkama, dezenfeksiyon ve tütsüleme işlemleri uygulanmaktadır. Kuluçka koşulları Kuluçka koşulları devekuşu ve kaz gibi suda yaşayanlar hariç aşağı yukarı çok küçük farklar ile benzerdir. Kuluçka üzerine başlıca sıcaklık, rutubet, yumurtaların çevrilmesi ve havalandırma gibi doğal hayatta gurk tavuğun yumurtaya sağlamış olduğu ve kuluçka makinelerinde taklit edilmeye çalışılan bir dizi faktör etkilidir. 6 Embriyo gelişimi Doğal kuluçkada ya da kuluçka makinelerinde zigottan embriyonun gelişerek civcivin çıkması yirmi bir günlük bir süreçte birbirini takip eden bir olaylar zinciridir. Başlangıçta yumurta sarısı üzerinde blastoderm üzerinde küçücük bir nokta iken günler ilerledikçe uygun koşulların sağlanması ile embriyo yumurtayı doldurarak civciv olarak yumurtadan çıkar. Tavuk yumurtalarında yirmibir günlük bu süreçte embriyonik gelişim dört dönemde tanımlanır. İç organların oluşmaya başladığı birinci dönem, dış organların oluşmaya başladığı ikinci dönem, embriyonun büyüme dönemi ve civciv çıkış dönemidir. Çıkım, kuluçka sonuçları ve kuluçka sonuçlarını etkileyen faktörler Gelişimini tamamlayan embriyo kuluçkadan inkübasyonun 21. gününde civciv olarak çıkar. Bu dönemde embriyo hava kamerası hariç yumurtayı tamamen doldurmuştur. Göbek kapanmıştır ya da kapanmak üzeredir. Gaga ile içteki yumurta kabuğu zarını delerek hava kamerasına girer ve akciğerlerine hava almaya başlar. Sonra da yumurta kabuğunu delerek dışarıdan hava alınmaya başlanır. Kuluçkada elde edilen sonuçların ideal ölçülerde olup olmaması; kümeslerde damızlık hayvanların bakım ve yönetimi, üretilen döllü yumurtaların toplanarak depolanması ve kuluçkahaneye getirilene kadar ve kuluçkanede uygulanan işlemler ile kuluçka koşullarına bağlıdır. Kuluçkahanelerde günlük civcivlere uygulanan işlemler Kuluçkahanelerde çıkım gerçekleşmiş olan civcivler kuluçkadan çıkar çıkmaz hemen üretim işletmelerine gönderilmemekte, ayıklama ve sınıflandırma, gaga kesimi, cinsiyet ayırımı ve aşılama gibi bir takım işlemler uygulandıktan sonra özel araçlar ile büyütme kümeslerine gönderilmektedir.

175 8. Ünite - Kuluçka Bilgisi ve Tekniği 165 Kendimizi Sınayalım 1. Bir kuluçkahanede kullanılan en önemli ekipman hangisidir? a. Termometre b. Gaga kesme makinesi c. Aşılama makinesi d. Cinsiyet ayırma makinesi e. Kuluçka makinesi 2. Kuluçka koşulları ile ilgili hangisi yanlıştır? a. Kuluçkalık yumurtalar inkübasyonun ilk 18 gününde hergün ağırlığının %055 ni rutubet kaybı yoluyla kaybetmelidir. b. Kuluçka süresi uzadıkça sıcaklık artırılmalıdır. c. Kuluçka süresi uzadıkça relatif rutubet artırılmalıdır. d. Kuluçka süresi uzadıkça sıcaklık azaltılmalıdır. e. Yumurtalar kuluçka gelişim makinesinde sivri kısmı aşağı gelecek şekilde olmalıdır. 3. Hangisinin uzun süre depolamanın kuluçka sonuçları üzerine olumsuz etkisini azaltmada etkisi yoktur? a. Genç damızlıkların yumurtası b C gibi düşük sıcaklıkta depolama c. Kuluçka öncesi ön ısıtma d C den daha yüksek sıcaklıkta depolama e. Depolama öncesi ön ısıtma 4. Kuluçkalık yumurtaların depolanması ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? a. Depolama süresi uzadıkça oda sıcaklığı düşürülmelidir. b. Depolama odasının sıcaklığı kontrol edilemiyorsa sürekli sabit olmalıdır. c. Depolama odasının relatif rutubeti %50 nin altında olmalıdır. d. Depolama süresi uzadıkça oda sıcaklığı düşürülmelidir. e. Yumurtalar sivri kısmı aşağı gelecek şekilde depolanmalıdır. 5. Aşağıdakilerden hangisi kuluçkadan civciv çıkış süresi üzerine en az etkili olan faktördür? a. Yumurta depolama süresi b. Damızlıkların yaşı c. Kuluçka makinesinin bulunduğu ortam sıcaklığı d. Yumurta ağırlığı e. Kuluçka makinesi sıcaklığı 6. Kuluçkada oluşan toplam kayıpların en büyük bölümünü aşağıdakilerden hangisi oluşturur? a. Erken dönem embriyo ölümleri b. Orta dönem embriyo ölümleri c. Geç dönem embriyo ölümleri d. Kabuk altı ölümler e. Dölsüzlük 7. Kuluçkalık yumurtaları depolamada embriyo gelişimini durdurmak için bulunduğu ortam sıcaklığı ne olmalıdır? a. 24 derecenin altında b. 38 derece c. 0-4 derece arası d. 35 derece e. 30 derece 8. Embriyoda allontik zarın yırtılması hangi hatalı kuluçka uygulamasının sonucudur? a. Yumurtaların topaç gibi ekseni etrafında çevrilmesi b. Yumurtaların yüksek sıcaklıkta kuluçka edilmesi c. Yumurtaların düşük rutubet koşullarında kuluçka edilmesi d. Oksijen yetersizliği e. Kuluçka makinelerinin bulunduğu ortamdaki yüksek sıcaklık ve rutubet 9. Kuluçkadan çıkan civciv sayısının toplam döllü yumurta sayısına oranı nasıl tanımlanır? a. Verimlilik oranı b. Döllülük oranı c. Embriyonik ölüm oranı d. Çıkım oranı e. Kuluçka randımanı 10. Hangisi embriyo gelişiminde en kritik dönemlerden birisidir? a. Embriyo gelişiminde ilk altı saat b. Embriyo gelişiminin kırk ikinci saati ve takip eden iki gün c. 13. günde iskeletin kemikleşmeye başlaması, d. 14. günde embriyo uzun eksenine paralel olacak şekilde, baş yumurtanın kalın ucunda olacak şekilde dönmesi e. 17. günde civcivin başı çevrilmiş, gaga sağ kanadın altında olacak şekilde embriyo hava kamerasının alt kenarı doğrultusunda bulunması, amnion sıvısı ve amnion tamamen tükenmesi.

176 166 Temel Zootekni Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı 1. e Yanıtınız yanlış ise Kuluçkahaneler konusunu yeniden gözden geçiriniz. 2. b Yanıtınız yanlış ise Kuluçka ve Kuluçka Koşulları konusunu yeniden gözden geçiriniz. 3. d Yanıtınız yanlış ise Kuluçkalık Yumurtalar ve Kuluçkalık Yumurtalara Uygulanan İşlemler konusunu yeniden gözden geçiriniz. 4. c Yanıtınız yanlış ise Kuluçkalık Yumurtalar ve Kuluçkalık Yumurtalara Uygulanan İşlemler konusunu yeniden gözden geçiriniz. 5. c Yanıtınız yanlış ise Çıkım, Kuluçka Sonuçları, Kuluçka Sonuçlarını Etkileyen Faktörler konusunu yeniden gözden geçiriniz. 6. e Yanıtınız yanlış ise Çıkım, Kuluçka Sonuçları, Kuluçka Sonuçlarını Etkileyen Faktörler konusunu yeniden gözden geçiriniz. 7. a Yanıtınız yanlış ise Kuluçkalık Yumurtalar ve Kuluçkalık Yumurtalara Uygulanan İşlemler konusunu yeniden gözden geçiriniz. 8. a Yanıtınız yanlış ise Kuluçka ve Kuluçka Koşulları konusunu yeniden gözden geçiriniz. 9. e Yanıtınız yanlış ise Kuluçka ve Kuluçka Sonuçları konusunu yeniden gözden geçiriniz. 10. b Yanıtınız yanlış ise Embriyo Gelişimi konusunu yeniden gözden geçiriniz. Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1 Kuluçka çıkım makinelerinin kuluçka gelişme makinelerinden başlıca farkı çıkım makinelerinde yumurtaların çevirme işleminin olmaması ve yumurta tablalarının farklı olmasıdır. Gelişim makinelerinde yumurtalar dik olacak şekilde yerleştirilirken, çıkım makinelerine yatık olarak konulmaktadır. Yumurta tablaları da buna göre farklı olmaktadır. Sıra Sizde 2 Çok küçük ve çok iri yumurtaların kuluçka sonuçları çok yüksek değildir. Dölsüz, blastodermi bozuk, yumurta sarısı sallanan, hava kamerası yeri değişmiş, vitellin membranı yırtılmış, çift sarılı, çok iri, fazla uzun veya toparlak, kabuk rengi değişmiş, kabuğu kireçlenmiş, kirli vb. yumurtalar kuluçkaya konulmamalıdır. Kabuk kalitesi düşük, kabuğu pütürlü ve tebeşirimsi olan yumurtaların kuluçka sonuçları düşüktür. Çatlak yumurtalardan çıkım olmayacağı gibi böyle yumurtalar bakteriler için de bir kaynak olabilirler. Sıra sizde 3 İnkübasyon sıcaklılığı normalin altında ise çıkışta düzensizlik ve çıkış süresinde gecikme gözlenir. Göbek bağında zayıf kapanma ve ıslaklıktan dolayı iltihap, civcivler aşırı şişkin ve yumurta içeriği ile yapışkan bir görünümde oldukları gözlemlenir. Sıra sizde 4 Tavuk yumurtaları için kuluçka esnasında embriyoların en hassas olduğu üç kritik dönem mevcuttur. Bunlar embriyo gelişiminin 42. Saati ve takibeden iki gün, ondokuzuncu gün ve yirminci gündür. Embriyo gelişiminin 42. saat ve takibeden iki günde kalp atışları başlar ve kan dolaşımı şekillenir. Bu dönem embriyonun yaşaması için oldukça kritik bir zaman aralığıdır. Ondokuzuncu günde; yumurta sarı kesesi vücut boşluğuna çekilmeye başlar. Civcivler çıktığında sarı kesesinin tamamen vücuda çekilmiş ve göbek bölgesinin kapanmış olması gerekir. Yirminci günde; hava kamerası ve yumurta kabuğu civciv tarafından delinerek akciğer solunumu başlar. Bu dönemlerde embriyonun kuluçka istekleri konusunda daha dikkatli olunmalı, herhangi bir hata yapmamaya çalışılmalıdır. Sıra Sizde 5 Kuluçka makinelerinde ısı dağılımının dengesiz ve düzensiz oluşu, yani makinenin ön, arka, üst ve altına bir örnek olarak dağılmaması, taze ve eski yumurtaların aynı anda aynı makinede kuluçka edilmesi, iri ve küçük yumurtaların birlikte

177 8. Ünite - Kuluçka Bilgisi ve Tekniği 167 Yararlanılan Kaynaklar inkübe edilmesi, genç ve yaşlı damızlık yumurtalarının birlikte inkübe edilmesi gibi nedenlerden dolayı birlikte çıkım gerçekleşmeyebilir, ya da ilk çıkan civciv ile son çıkan arasındaki süre uzar. Sıra Sizde 6 Damızlık hayvanların genetik yapısı, sürülerin bulunduğu kümeslerin durumu, sürü sağlığı, aşı programı, sürüdeki erkek-dişi oranı, besleme, damızlıkların yaşı, sürünün yumurta verim düzeyi, follukların yeterli sayıda olup olmaması kuluçka sonuçlarını etkileyen damızlık hayvanlar ile ilgili başlıca faktörlerdir. Aksoy, F.T. (1999). Tavuk Yetiştiriciliği, Ankara: Şahin Matbaası, s: Erensayın, C. (1991). Bilimsel-Teknik-Pratik Tavukçuluk, Tokat:TDFO. Erensayın, C. (2001).Yeni Tavukçuluk Bilimi, İstanbul: Nobel Dağıtım, s: North, M.O., Bell, D.D. (1990). Commercial chicken production manual, New York&London: Chapman&Hall. Özen, N. (1989). Tavukçuluk, Samsun: Ondokuz Mayıs Üniversitesi Yayınları:48. Petek, M., Başpınar, H., Oğan, M. (2003). Effects of Egg Weight and Length of Storage on Hatchability and Subsequent Growth Performance of Quail, South African Journal of Animal Science 33 (4): Petek, M., Dikmen, S.(2004). The effects of prestorage incubation of quail breeder eggs on hatchability and subsequent growth performance of progeny, Animal Research 53:6, Petek, M., Başpınar, H., Oğan, M., Balcı, F (2005). Effects of Egg Weight and Length of Storage Period on Hatchability and Subsequent Laying Performance of Quail, Turkish Journal Of Veterinary And Animal Science,2: Petek, M., Dikmen, S. (2005) The effects of pre-storage incubation on hatching success of poultry and game bird eggs, Incubation and Fertility Research Group {WPSA Working group 6 (Reproduction)}, 2004 Meeting, 6th-7 th September, University of Lincoln, Lincoln, UK. Avian & Poultry Biology Reviews, 16(1):63-64). Şenköylü, N. (1995). Modern Tavuk Üretimi, Tekirdağ: Anadolu Matbaa Tic. Ve Ltd. Şti.

178 TEMEL ZOOTEKNİ 9Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; Hayvan barınakları Hayvan barınaklarının planlanması Hayvan barınaklarının kuruluş ve kuruluş yeri seçimi Hayvan barınaklarının üretim için hazırlanması konularında bilgi ve becerilere sahip olabileceksiniz. Anahtar Kavramlar Ahır, Ağıl, Kümes ve Diğer Barınak Tipleri Barınakların Planlanması r l eri e imi arınak ve Üretim İçindekiler Temel Zootekni Hayvan Barınakları HAYVAN ARINAKLARI HAYVAN ARINAKLARININ LANLANMA I HAYVAN ARINAKLARININ KURULUŞ VE KURULUŞ YERİ E İMİ HAYVAN ARINAKLARININ ÜRETİM İ İN HA IRLANMA I

179 Hayvan Barınakları HAYVAN BARINAKLARI Bir çiftliğin en önemli yapı elemanları hayvanların bir ömür boyu yaşadığı barınaklardır. Barınaklardan beklenen faydanın sağlanabilmesi için işletme tipi ve kapasitesi, üretim yönü gibi faktörler dikkate alınarak hayvan türüne özgü en uygun barınak tipi belirlenmelidir. Barınakların pahalı malzemeden yapılması ve lüks olması gerekli olmayıp, önemli olan fonksiyonel olması ve hayvanlara sağlıklı yaşam koşulları sunmasıdır. Hayvan barınakları planlanırken hayvanın türüne ve verim yönüne uygunluğu yanında hayvanların fizyolojik ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde hayvan davranışlarına uygun olmasına da özellikle dikkat edilmelidir. İşletme ya da çiftlik planlanmasında sadece barınak değil, sağım ünitesi, gübrelik, yem ve ot deposu, ekipmanlar vb. bir bütün olarak düşünülmeli ve planlanmalıdır. Bu bölümde sadece hayvanların barındığı sığır, koyun, keçi ve tavuk barınaklarından bahsedilecektir. Sığır Barınakları Sığır barınakları ahır olarak isimlendirilir ve hayvanın verim yönüne, yaşına, cinsiyetine, hayvanları bağlama şekillerine ve özellikleri ile çatı şekillerine, kapasitelerine vb. şekilde sınıflandırılmaktadır. Hangi ahır türü yapılırsa yapılsın hepsinde de en önemli konu hayvanların yeme, içme, hava cereyanından korunma gibi fizyolojik ihtiyaçlarını rahat ve doğal davranış özelliklerine uygun bir şekilde karşılama yanında, yağmur, rüzgar, kar ve güneş gibi iklimsel olayların olumsuz etkilerinden koruması öncelikle önemlidir. Sığır barınakları verim yönüne göre süt ve besi sığırı ahırları olmak üzere başlıca iki kısımda incelenir. Sığır barınaklarının hangi faktörler dikkate alınarak sınıflandırıldığını düşünüyorsunuz? Süt Sığırı Ahırları Süt sığırı ahırlarında genç hayvanlar, düve, sağmal ve süt vermeyen kurudaki hayvanlar gruplar halinde, buzağılar ise genelde bireysel buzağı bölmelerinde barındırılmaktadırlar. Buzağılar hariç diğer hayvanlar için kullanılan barınaklar genel olarak üç farklı tipte planlanmaktadır. apalı Bağlı hırlar erbest çık hırlar erbest uraklı hırlar 1 Düve: Doğum yapmamış genç dişi inek. Buzağı: Doğumdan itibaren iki üç aylık yaşta sütten kesime kadar olan dönemdeki yavru inek.

180 170 Resim 9.1 Kapalı bağlı ahır ve durak sistemi Kaynak: U.Ü.Veteriner Fak. Araşt. ve Uyg. Merkezi Resim 9.2 Serbest ve açık ahır sistemi Kaynak: U.Ü.Veteriner Fak. Araşt. ve Uyg. Merkezi Temel Zootekni Kapalı Bağlı Ahırlar apalı bağlı ahırlarda hayvanlar durak denilen bireysel bölmelerde barındırılırlar uraklar hayvanın ırkı, yaş ve ağırlığı, gübre temizleme sisteminin özelliğine bağlı olarak cm uzunluğunda ve cm genişliğinde ahır içinde hayvanların bağlandığı, aralarında genelde metal ayıraçların bulunduğu, birbirine paralel bireysel alanlardır. uraklar kısa, orta ve uzun durak şeklinde yapılabilir. Herbirinin kendine göre avantaj ve dezevantajı vardır. En çok tercih edileni 200 cm e kadar boyu olan orta uzunlukta duraklardır. Uzun durakların boyu 300 cm e kadar olabilir urak yerinin önünde yemlik ve yemliğin önünde de yemleme ya da servis yolu vardır urak yerinin arkasında bir idrar/gübre çukuru bulunur. Bağlı duraklı ahırlarda duraklar, hayvan sayısı, mekanizasyon durumu, istenilen genişlik ve uzunluğa göre tek sıralı, çift sıralı veya ikiden fazla sıralı yapılabilir. Hayvan sayısı 10 dan az ise tek sıralı uygundur. En yaygın kullanılanı hayvanların yüzünün birbirine dönük olarak, ya da yüzleri duvara dönük olacak biçimde planlandığı çift sıralı durak sistemidir. Bu farklılık, yem dağıtım ve gübre temizleme sistemi mekanizasyonuna göre belirlenir. Hayvan sayısının fazla olduğu ahırlarda yem dağıtımı çok sayıda yem hammaddesini karıştırarak uygun formda hayvanlara sunan özel römork tarzı makineler ile yapıldığından ve ahır genişliğini azaltmak amaçlandığından içe bakan düzenleme sisteminin planlanması daha uygundur. Bu ahır sisteminde, hayvanların dinlenme, yemleme ve sağım işlemleri duraklarda yapıldığından hayvan başına daha az alana ihtiyaç duyulur. İneklerin bakımı ve sağımı kolaylıkla yapılabilir. Etkili bir havalandırma sisteminin oluşturulması gerekir. Son on yılda işletme kapasitelerinin artması, hayvanların sevk ve idaresi, teknoloji düzeyindeki gelişmeye ve bazı hastalıklar ile barınak tipi arası ilişkilere bağlı olarak kapalı duraklı ahırlar önemini kaybetmiştir. Serbest Açık Ahırlar İnekler -5 ile 15 C' ler arasında verim düzeyleri ve sağlıkları olumsuz yönde etkilenmeden yaşayabilmektedirler. Hatta -15 C de bile herhangi bir sorun ile karşılaşılmamaktadır ncak burada sadece sıcaklık değil, sıcaklıkla birlikte rutubet de düşünülmeli, sıcak ve soğukla birlikte yüksek rutubetin de olumsuz etki yapabileceği unutulmamalıdır. Çok soğuk çevre sıcaklığında hayvanlar daha fazla yem tüketerek dayanabilmektedirler. Bundan dolayı, süt sığırcılığında tamamen kapalı ve pahalı ahırlar yerine maliyeti daha düşük, hayvanların doğal ortamlarına daha yakın açık ahırlar seçilmesi daha doğrudur. Serbest ve açık ahır sisteminde en yaygın uygulama üç tarafı kapalı güney veya doğuya bakan bir cephesi açık, hayvanların yağışlardan korunması için üzeri uygun bir çatı ile örtülmüş barınaklardır. Serbest açık ahırlar, ineklere serbestçe hareket etme olanağının tanındığı, dinlenme yeri, gezinme yeri ve yemleme yeri olmak üzere üç üniteden oluşan bir ahır sistemidir.

181 Genelde yemliklerin ve dinlenme yerlerinin üzeri sundurma veya çatı ile kapalıdır. Hayvanların bakımı yanında sağımı da bu ahırlarda yapılabilir inlenme yeri yoğun bir altlık tabakası ile kaplıdır urak sistemi olmayıp, yemleme esnasında hayvanların birbirini rahatsız etmemeleri ve sağım esnasında kolay zapt-ı rapta alınmaları için yemlik önünde bir kilit sistemi kullanılır. çık serbest ahırlarda gübre otomatik cihazlar ile ya da elle gerektiğinde temizlenebileceği gibi ahır içerisinde biriktirilip, yılda bir veya bir kaç kez temizlenebilir. Böylece gübre temizliği için harcanan zaman ve iş gücü azalacaktır. Sağım işinin ayrı bir sağım ünitesinde yapılması ve hayvanların yem yemelerinin kolaylaştırılmış olması nedeniyle de işgücünden tasarruf sağlanır. Bu ahırlarda hayvanlar hem normal ve doğala en yakın yaşamlarını sürdürebilmekte hem de yapım maliyeti oldukça ucuzlatılmaktadır. Bu sistemin diğer yararları, hayvan sayısındaki artışa kolayca uyum sağlaması, daha iyi kalitede ve fazla miktarda gübre elde edilmesi ve yangın, deprem gibi doğal afetlere karşı sürünün güvenliğinin daha kolay sağlanabilmesi sıralanabilir. Bu tür ahırların olumsuz yönü ise yataklık gereksiniminin çok fazla olmasıdır. Yataklık olarak kullanılacak sap miktarı sığır başına günlük yaklaşık - kg dır ullanılan sap miktarı, kış barındırma süresinin uzunluğu, sap kalitesi ve yerleşim sıklığına bağlıdır. hıra günlük olarak altlık ilavesi yapılmalı ve ideal koşullarda sığırların sabah sağımından sonra altlığı yenilenmiş yani taze altlığa sahip ahıra geri dönmesine olanak tanınmalıdır. 9. Ünite - Hayvan Barınakları 171 Serbest Duraklı Ahırlar Bağlı duraklı ahırlar ile serbest açık ahırların iyi ve istenen özelliklerinin bir araya getirildiği açık bir ahır sistemi olup, serbest açık ahırlardan tek farkı dinlenme yerlerinin serbest duraklı olmasıdır. Yemliklerin önünde yine yemleme kolaylığı ve tutma bağlama kolaylığı için kilit sistemi bulunur. Resim 9.3 Serbest duraklı ahır sistemi Kaynak: U.Ü.Veteriner Fakültesi Araşt. ve Uyg. Merkezi Günümüzde büyük kapasiteli modern entansif işletmelerde en fazla kullanılan ahır tipidir. Bu tarz ahırlarda genelde ortada bir yemlik servis yolu, bunun iki tarafında yemleme, gezinti ve dinlenme alanlarının olduğu iki ayrı bölme yer alır. Genelde yemliklerin ve servis yolunun üzeri sundurma veya çatı ile kapalıdır. Ya da çatısı tamamen kapalı, yanları bir dereceye kadar duvar ile kapatılmış olarak inşa edilebilirler. Serbest duraklı ahırlarda mekanizasyon ve teknoloji kullanımı daha kolay olduğu için işler kolaylaştırılmakta, işletmede işçilik oldukça azalmakta ve üretim maliyeti düşürülmektedir. Süt sığırı ahırlarında, süt sağım makineleri, barınak ve temizlik düzenekleri, suluklar ve yemlikler hakkında detaylı bilgiye Y.Yıldız, C.Karaca, M.Dağtekin in Hayvancılıkta Mekanizasyon (İstanbul:Hasad Yayıncılık Ltd.Şti., 2008) adlı kitabından ulaşabilirsiniz. Günümüzde büyük kapasiteli modern entansif işletmelerde en fazla kullanılan ahır tipi ve özellikleri hakkında ne düşünüyorsunuz? 2

182 172 Temel Zootekni Besi Sığırı Ahırları Besi sığırı ahırları kapalı, yarı açık veya açık ahır şeklinde olabileceği gibi, bağlı duraklı, serbest duraklı veya ızgara, beton ve toprak zeminli tabanlı ahırlar olarak da sınıflama yapılabilmektedir çık veya yarı açık sistemde yemliklerin ve istirahat yerinin üzeri sundurma ile kapatılır Bu sını amanın yanında açık besi barınakları çevresi ağaç veya suni rüzgâr önleyiciler ile çevrilmiş ve ortasında doğal ya da suni tepelerin bulunduğu doğal zeminli besi yerleri, sundurmalı ve ortasında doğal ya da suni tepelerin bulunduğu doğal zeminli besi yeri, sundurmalı betonarme zeminli besi yeri, üzeri tamamen kapatılmış yarı açık betonarme ya da ızgara zeminli besi yerleri gibi değişik şekillerde sınıflandırılabilir. merika Birleşik devletleri gibi geniş ve sürekli yeşil tutulabilen meraların bol olduğu ülkelerde Feed Lot denilen, sundurmaların olmadığı, geniş arazilerin etrafının çit telleri ile çevrildiği, yüzlerce, binlerce hayvanın aynı alanda barındırıldığı sistemler daha yaygındır. Önceleri Türkiye de kapalı duraklı besi ahırları yaygın iken, günümüzde açık veya yarı açık ahırlar giderek yaygınlaşmaktadır. Hangi tarz barınak yapılırsa yapılsın hayvanların rahat bir şekilde doğal davranışlarını sergileyebileceği bir şekilde inşa edilmesi ve hayvan başına yeterince alan bırakılmasına dikkat edilmelidir. Barınak zemin yapısı ne hayvanların kayarak düşmesine neden olacak materyalden yapılmalı, ne de ayak problemlerine yol açacak kadar sert olmaldıır. Üzerinde 9-10 mm derinliğinde olukların olduğu ya da kaydırmayacak şekilde işlem görmüş beton zemin genelde entansif kapalı ya da yarı açık işletmeler için en idealidir. apalı barınaklarda baca ya da fener ve pencerelerden oluşan doğal havalandırma sistemi ya da fanlardan oluşan mekanik havalandırma sistemi içerideki toz seviyesini 10 mg/m 3, amonyak düzeyini 25 ppm ve nisbi rutubeti %80 in altında tutacak kapasite ve yeterlilikte olmalıdır. apalı barınaklarda hayvanların göz hizasında en az lu şiddet gün ışığı düşecek şekilde pencere alanları düzenlenmelidir. çık ya da yarı açık barınaklarda hayvanları rüzg rdan ve yağışlardan koruyacak şekilde sundurma vb. düzenekler inşa edilmelidir. Hayvanlara normal istirahat pozisyonunda rahatlıkla yatabilecek şekilde, kuru, drenajı iyi olan yeterli zemin alanı bırakılmalıdır. Hayvanın ağırlığına ve yaşına göre değişmekle birlikte hayvanların serbestçe hareket ettiği açık ya da yarı açık sistemlerde kg ağırlıkta kesilecek bir besi hayvanı için m 2 zemin alanı düşünülmeli, bunun 5-6 m 2 si temiz ve kuru altlıklı bir alan olmalıdır. Her zaman hayvanın en yaşlı ya da ergin dönemi dikkate alınarak hayvan başına zemin alanı hesaplanmalıdır. ltlık ya da yataklık olarak - cm kalınlıkta odun talaşı ya da saman kullanılabilir ltlık ha ada en az üç kez karıştırılmalı, çamur kıvamında ve çok ıslak olan bölümler değiştirilmelidir. Besi sığırı barınakları düzenlenirken hayvan başına yeterince yemlik ve suluk alanı bırakılmalıdır. Hayvan başına cm yemlik olmalı, hayvanların %10-15 i aynı anda içebilecek kadar suluk olmalıdır. Hayvan Barınaklarında ısıtma, havalandırma, aydınlatma gibi iklimsel özeliklerin yönetimi konusunda detaylı bilgiyi Y.Yıldız, C.Karaca, M.Dağtekin in Hayvan Barınaklarında Çevre Denetimi (İstanbul:Hasad Yayıncılık Ltd.Şti., 2010) adlı kitapta bulabilirsiniz. 3 Hayvan barınaklarında hayvan başına zemin alanı hesaplanırken dikkat edilecek başlıca kriter ne olabilir?

183 Tavuk Barınakları Modern ve entansif üretimde kullanılan yüksek verimli hibrit tavuklar hastalıklara ve çevresel şartlara diğer çiftlik hayvanlarına göre daha duyarlıdırlar. Bundan dolayı iklimsel açıdan daha kontrollü şartlarda bakım yönetimlerinin yapılması gerekir. Tavuk barınaklarına kümes denilmektedir ve tavuklar verim yönüne göre farklı tipte kümeslerde barındırılırlar. Tavuk kümesleri inşa şekillerine göre pencereli-perdeli ve tamamen kapalı kümesler gibi sını andırılabileceği gibi, üretim yönüne göre damızlık tavuk kümesleri, etlik piliç üretim kümesleri ve sofralık yumurta üretim kümesleri olarak sınıflandırılırlar. Ticari/pratik hayatta ise zemin yapısına göre sınıflandırma en yaygın olup kümesler kafes sistemi, ızgara-altlık sistemi, tamamı ızgara sistemi ve derin altlık sistemi olarak sınıflandırılır. 9. Ünite - Hayvan Barınakları 173 Sofralık Yumurta Üretim Kümesleri Sofralık yumurta üretimi kafes sistemi, ızgara-altlık sistemi, tamamı ızgara sistemi ve derin altlık sistemi gibi geleneksel sistemlerde ya da kuşluklu (aviary), tünekli (perchery), zenginleştirilmiş modifiye kafes ve serbest dolaşımlı (free-range) gibi alternatif sistemlerde yapılmaktadır afes sisteminin başlangıç yatırım maliyeti daha yüksektir ncak birim alanda çok daha fazla hayvan barındırılabilir iğer sistemlere göre üretim maliyeti çok daha düşük olduğundan sofralık yumurta üretimi dünya genelinde yaygın olarak kafes sisteminde gerçekleştirilmektedir eğişik tipte kafesler mevcut olup, en yaygın kullanılanı apartman tipi kafes sistemidir partman tipi kafeslerde kafes bölmeleri apartman gibi kat kat olup, her kat arasında gübre temizleme bantı mevcuttur afesler genelde - cm uzunluğunda, cm derinliğinde olup, bir kafes bölmesinde 7-8 adet tavuk barınabilmektedir. Yumurtanın öne doğru yuvarlanıp toplanabilmesi için zemini eğimli olup, ön tarafında kanal tipi yemlik, içinde ise damlalıklı tip suluk mevcuttur. vrupa Birliği standartlarına göre kafes sisteminde tavuk başına 10 cm. yemlik, her kafes bölmesinde de 2 adet damlalıklı suluk bulunması gerekmektedir vrupa Birliği ülkelerinde her kafes sisteminde 4 tavuğun barınmasına müsaade edilirken, Türkiye de dahil genel uygulama her kafes bölmesine 6-8 adet tavuğun barındırılmasıdır. Yumurta üretimi kafes sistemi yanında küçük kapasiteli ya da tavukçuluğun geri kaldığı ülke ve bölgelerde ızgara altlık ya da derin altlık kümeslerde de yapılmaktadır. Bu kümes sistemlerinin yanında kafes sisteminin kullanımının yasaklandığı vrupa Birliği ülkelerinde kuşluklu, tünekli ve serbest dolaşımlı gibi yeni kümes sistemleri de sofralık yumurta üretiminde kullanılmaktadır. Resim 9.4 Kafes sistemi yumurta üretim kümesi Kaynak: U.Ü.Veteriner Fak.Araşt. ve Uyg. Merkezi Resim 9.5 Izgara-altlık sistemi yumurta üretim kümesi Kaynak: U.Ü.Veteriner Fak.Araşt. ve Uyg. Merkezi

184 174 Temel Zootekni vrupa Birliği ülkelerinde yılı başından itibaren sofralık yumurta üretiminde kafes sistemi kullanımı tamamı ile yasaklanmıştır. Türkiye de ise sofralık yumurta üretiminin tamamına yakını kafes sisteminde gerçekleştirilmektedir yılı sonunda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yayımlanan i lik Hayvanlarının orunmasına dönük yönetmelik gereği 2015 yılından itibaren Türkiye de de sofralık/ticari yumurta üretiminde kafes sisteminin yasaklanması planlanmaktadır. Yönetmeliğin yayımlanmasından itibaren yeni kurulacak kümeslerde kafes sistemine müsaade edilmemesi ve geleneksel kafes sistemini kullanan kümeslerde zenginleştirilmiş/modifiye kafes sistemlerine dönüşüm başlasa da oldukça kısa olan bu sürede bütün kümeslerde dönüşümün gerçekleştirilememesi ihtimali nedeni ile muhtemelen Türkiye de kafes sisteminin tam olarak kaldırılması daha ileri bir tarihe kalabilecektir. Resim 9.6 Serbest dolaşımlı (free range) yumurta üretim sistemi Kaynak: U.Ü.Veteriner Fak.Araşt. ve Uyg. Merkezi Damızlık: Erkek-dişi birlikte yetiştirilen ve kendisinden elde edilen döllü yumurtalardan civciv çıkan tavuklara denir. Damızlık Tavuk Kümesleri afes sisteminde tel ızgara zemin üzerinde üreme faaliyetleri rahatlıkla yapılamadığı için damızlık tavuk yetiştiriciliği en yaygın olarak ızgara-altlık sistemi zemini olan kümeslerde gerçekleştirilmektedir. Bu tip kümeslerde kümesin 1/3 ü veya 2/3 ü yerden cm yükseklikte ızgaralı, geri kalan diğer bölümü ise altlıklı zeminden bölümden oluşur. Çok yaygın olmamakla birlikte damızlık tavuk yetiştiriciliği çok sayıda tavuğun bir arada barındığı, daha geniş modifiye kafeslerde ya da ıslah işletmelerinde daha küçük bireysel kafeslerde de yapılmaktadır. Etlik Piliç Kümesleri Etlik piliçler hızlı gelişen, ağır ve sürekli yatma eğiliminde olan hayvanlar oldukları için ızgara ya da kafes zemin üzerinde göğüs eti kalitesi bozulabilmektedir. Bundan dolayı etlik piliçler dünya genelinde derin altlıklı zemin kümeslerde yetiştirilmektedirler ltlık materyali olarak ise en fazla büyük partiküllü odun talaşı ya da çeltik kavuzu, bunları temin etme güçlüğünde ise saman gibi rutubet emme kabiliyeti yüksek, toz yapmayan, hayvanları zeminin soğuğundan koruyan malzemeler kullanılmaktadır erin altlık sistemi kümeslerde altlık önemli bir maliyettir. Etlik piliçlerin de birim alanda 3-4 kat daha fazla hayvanın barınabildiği kafes ya da ızgara-altlık sistemlerde de yetiştirilebilmesi için geçmişten bu yana deneysel çalışmalar devam etmektedir. Son yıllarda zemininde yumuşak plastik ızgaranın kullanıldığı kafes ve ızgara-altlık zemin üzerinde de etlik piliç yetiştirilmesi için yapılan çalışmalarda olumlu sonuçlar elde edilmiş ve Türkiye de dahil olmak üzere bazı ülkelerde kafes sisteminde ticari olarak etlik piliç yetiştiriciliği yapılmaya başlanmıştır ümesin dikey alanını kullanan kafes sisteminde derin altlık sistemine göre birim alanda daha fazla hayvan yetiştirilebilmektedir. Başlangıç yatırım maliyeti yüksek olsa da uzun vadede derin altlık sistemine göre daha ekonomik olması beklenmektedir.

185 9. Ünite - Hayvan Barınakları 175 Şekil 9.7 Derin altlık sistemi etlik piliç üretim kümesi Kaynak: U.Ü.veteriner Fak. Araşt. ve Uyg. Merkezi Alternatif/Yeni Kümes Sistemleri afes sisteminde barındırılan tavuklar tüneme, eşinme, folluğa yumurtlama gibi doğal davranışlarını tam olarak karşılayamazlar Bundan dolayı vrupa Birliği ülkelerinde yılı başından itibaren kafes sistemi yasaklanmış ve 2015 yılından itibaren de Türkiye de de yasaklanması planlanmaktadır. On yıldan fazla bir geçiş sürecinden sonra bu ülkelerde sofralık yumurta üretiminde kafes sisteminin yerini tavukların tüneyebildiği, eşinebildiği, folluğa yumurtlayabildiği, daha fazla tavuğun bir arada barındığı derin altlık, ızgara altlık gibi eski sistemler ya da zenginleştirilmiş modifiye kafesler, kuşluklu, tünekli, serbest dolaşımlı gibi yeni sistemler almıştır uşluklu aviary ve tünekli perchery sistemler derin altlıklı alan yanında katlı ızgara sistemi ile kümesin dikey alanını da kullanmak amacı ile düzenlenmiştir. Bu şekilde hayvanlar eşinme, tüneme gibi doğal davranışlarını gerçekleştirebilirken, aynı zamanda tıpkı kafes sisteminde olduğu gibi birim alanda daha fazla hayvan barındırılabilmektedir. Serbest dolaşımlı (free range) sistemde ise kapalı barınak yanında tavuklar merada gezinip otlama imkanınada sahiptir. Tavuk Barınakları, ekipmanlar ve iklimsel özellikler hakkında daha geniş bilgiyi Editörlüğünü M. Türkoğlu ve M. Sarıca nın yaptığı, A.Altan ve H. Bayraktar tarafından yazılan Kümesler ve Donanımları (Ankara:Bey Ofset Matb.,,3.Basım, 2009) adlı kitapta bulabilirsiniz. Dünya genelinde sofralık yumurta üretimi en yaygın olarak hangi barınakta ve hangi nedenler ile yapıldığını düşünüyorsunuz? 4 Koyun-Keçi Barınakları oyunlar çevresel koşullara en dayanıklı evcil hayvanlardan biridir eğişken çevre şartlarına çabuk uyum sağlayabilirler alın yün tabakası ile ani sıcaklık düşmelerini kolaylıkla tolere edebilirler. Sıcak stresine karşı direnme yetenekleri de daha yüksektir. oyun ve keçi barınaklarına ağıl denilmektedir ve ağıllar planlanırken soğuktan çok sıcaktan korunma esası üzerinde durulmalı ve rutubeti yüksek olmayan bir ağıl içi ortam oluşturulmaya çalışılmalıdır oyun ve keçiler solunum sistemi hastalıklarına karşı çok hassas olduklarından yeterli düzeyde havalandırmanın sağlanması ve içeride hava ceryanı oluşmamasına çok dikkat edilmelidir ısacası verimi etkileyecek ve strese yol açabilecek ne çok soğuk ne de çok sıcak bir ortam oluşturulmalıdır. oyun keçi barınakları tamamen kapalı olabileceği gibi, üç tarafı ya da genelde kuzey tarafı kapalı yarı açık olarak da yapılmaktadır. Son yıllarda ise entansif yetiştiriciliğin gelişmesi ve kapasitelerin büyümesi ile daha çok teknoloji kullanımının ön plana çıktığı, sadece yemliklerin üzerinin sundurma ile kapalı, etrafının padok-çit demirleri ile sınır-

186 176 Temel Zootekni landığı açık sistemler ya da üstü tamamen kapalı, yanları yarıya kadar ya da tamamen açık çitler ile çevrili barınaklar yaygınlık kazanmaktadır. Ülkemizin büyük bir kesiminde kapalı ağıl tipi yerine, açık ağıl tipi uygulanabilir. Resim 9.8 Kapalı bir keçi barınağı Kaynak: U.Ü.Veteriner Fak. Araşt. ve Uyg. Merkezi eçi barınakları koyun barınakları ile aşağı yukarı aynı ise de keçiler daha hareketli, çevik ve meraklı olduklarından ağıl içi düzenlemelerde keçi bölmeleri koyun bölmelerinden farklı bir şekilde düzenlenir eçilerin özellikle sıçrama eğilimleri dikkate alınarak ya sıçrama davranışını engelleyecek engeller yapılmalı ya da bölmeler daha yüksek yapılmalıdır. oyun ve keçi barınaklarında hayvanın yaşı, verim yönü ve türüne göre yeterli zemin alanı ayrılacak şekilde düzenleme yapılmalıdır. Örneğin kuzusunu 6 haftalık yaşa kadar büyütecek bir koyun için 3 m 2 zemin alanı hesaplanmalıdır. Sütçü koyun ırkları için bu alan biraz daha fazla olabilir amızlık işletmelerde anaç hayvanlar yanında, kuzu, toklu, genç hayvan ve doğum bölmeleri de dikkate alınarak iç düzenleme yapılmalıdır. Keçi barınakları hakkında daha geniş bilgiyi M.Taşkın, M.Özdoğan, S.S. Önenç in Keçi Yetiştirme ve Besleme (İstanbul: Hasad Yayıncılık Ltd.Şti., 2010) adlı kitapta bulabilirsiniz. HAYVAN BARINAKLARININ PLANLANMASI Hayvancılık işletmelerinin kurulmasında en önemli konulardan birisi barınakların yapımı ve planlanmasıdır. Üreticiler ya da işletmeciler tarafından çoğu zaman pahalı damızlık hayvan alınmakta, beslemeye yeterince özen gösterilmekte, hastalıklara karşı duyarlı davranılmakta, ancak hayvanlara sağlıklı yaşam koşullarını sağlayacak barınak yapımı ve planlamasına gerekli özen gösterilmemektedir. Yüksek verimli ve sağlıklı hayvanlardan ancak modern barınaklarda barınması durumunda bu verimlerinden yararlanılabilir. Gelişmiş ülkelerde planlı ve sağlıklı bir barınak, üreticinin altyapısı, üretimin sigortası gibi değerlendirilmektedir. Üretimin düzgün bir biçimde yapılmasının sağlanması ve maliyetlerin azaltılmasına en önemli konu hayvanların fizyolojik durumlarına uygun modern barınakların yapımıdır. Hayvan barınaklarının planlaması denilince üretim yönüne göre barınak yerinin seçimi, planlamada dikkate alınacak özellikler, barınak ölçüleri, barınakların yapısal özellikleri, ekipmanlar ve barınak içi düzenlemeler akla gelmelidir. İşletme yönetimi ve ekonomisi dikkate alınırsa plan, sınırlı kaynakların, belirli amaçlar doğrultusunda hangi yönde, nasıl kullanılacağını, gelecekteki faaliyetleri beklenen sonuçları ile birlikte gösteren çalışmalar bütünü olarak tanımlanabilir aha geniş diğer bir tanımlama ile plan mevcut şartlarda, mümkün olduğu kadar en yüksek karlılığı elde edebilmek için işletmede hangi ürünlerin ne kadar ve nasıl yetiştirileceğini, bu yetiştirme sürecinde üretim faktörlerinin en uygun kombinasyonunu, kaynakların en ekonomik olarak nasıl değerlendirileceğini gösteren önceden hazırlanmış bir programdır.

TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF

TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF Kolayaöf.com

Detaylı

Türkiye de hayvancılık sektörünün önündeki sorunları iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar;

Türkiye de hayvancılık sektörünün önündeki sorunları iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar; Tarımı gelişmiş ülkelerin çoğunda hayvancılığın tarımsal üretim içerisindeki payı % 50 civarındadır. Türkiye de hayvansal üretim bitkisel üretimden sonra gelmekte olup, tarımsal üretim değerinin yaklaşık

Detaylı

T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 3275 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2138 HAVACILIK EMNİYETİ

T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 3275 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2138 HAVACILIK EMNİYETİ T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 3275 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2138 HAVACILIK EMNİYETİ Yazarlar Doç.Dr. Ender GEREDE (Ünite 1, 5, 7, 8) Yrd.Doç.Dr. Uğur TURHAN (Ünite 2) Dr. Eyüp Bayram ŞEKERLİ

Detaylı

ZOOTEKNİ (VETERİNER) ANABİLİM DALI DOKTORA PROGRAMI

ZOOTEKNİ (VETERİNER) ANABİLİM DALI DOKTORA PROGRAMI ZOOTEKNİ (VETERİNER) ANABİLİM DALI DOKTORA PROGRAMI I. YARIYIL D. KODU DERİN ADI Z/ Teo. Uyg. Top. Kredi VZD 101 Uzmanlık Alan Dersi Z 8 0 8 0 9 VZD 102 Tez Hazırlık Çalışması Z 0 1 1 0 1 eçmeli Dersler(eçmeli

Detaylı

BÜYÜKBAŞ-KÜÇÜKBAŞ HAYVAN VARLIĞI VE SÜT ÜRETİMİ MEVCUT DURUMU TÜRKİYE İZMİR KARŞILAŞTIRMASI

BÜYÜKBAŞ-KÜÇÜKBAŞ HAYVAN VARLIĞI VE SÜT ÜRETİMİ MEVCUT DURUMU TÜRKİYE İZMİR KARŞILAŞTIRMASI KÜRESEL KRİZ VE TARIM SEKTÖRÜ BÜYÜKBAŞ-KÜÇÜKBAŞ HAYVAN VARLIĞI VE SÜT ÜRETİMİ MEVCUT DURUMU Kenan KESKİNKILIÇ İzmir Ticaret Borsası Ar-Ge Müdürlüğü Aralık 2015 İZMİR TİCARET BORSASI Sayfa 0 BÜYÜKBAŞ-KÜÇÜKBAŞ

Detaylı

KANATLI HAYVAN BESLEME (Teorik Temel-Pratik Uygulama)

KANATLI HAYVAN BESLEME (Teorik Temel-Pratik Uygulama) KANATLI HAYVAN BESLEME (Teorik Temel-Pratik Uygulama) -Ders Notu- Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Yemler ve Hayvan Besleme Anabilim Dalı Adana ADANA-2008 ÖNSÖZ Hayvan beslemenin

Detaylı

KIRMIZI ET SEKTÖRÜNÜN SORUNLARI ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ. Dr. Ahmet YÜCESAN Ulusal Kırmızı Et Konseyi Bşk. İSTANBUL 2014

KIRMIZI ET SEKTÖRÜNÜN SORUNLARI ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ. Dr. Ahmet YÜCESAN Ulusal Kırmızı Et Konseyi Bşk. İSTANBUL 2014 KIRMIZI ET SEKTÖRÜNÜN SORUNLARI ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Dr. Ahmet YÜCESAN Ulusal Kırmızı Et Konseyi Bşk. İSTANBUL 2014 Ulusal Kırmızı Et Konseyi Ulusal Kırmızı Et Konseyi; 5488 sayılı Tarım Kanununun 11.maddesinde

Detaylı

Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı

Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı Nüfus ve İşgücü Katkısı Üretim ve Verim Katkısı Toplum Beslenmesine Katkı Sanayi Sektörüne Katkı Milli Gelire Katkı Dış Ticaret Katkısı Nüfus ve İşgücü Katkısı

Detaylı

Prof. Dr. Zafer ULUTAŞ. Gaziosmanpaşa Üniversitesi

Prof. Dr. Zafer ULUTAŞ. Gaziosmanpaşa Üniversitesi Prof. Dr. Zafer ULUTAŞ Gaziosmanpaşa Üniversitesi Beslenme için gerekli Protein İhtiyacı Sağlıklı beslenme için günlük tüketilmesi gereken protein miktarının kişi başı 110g arasında olması arzu edilir.

Detaylı

KONYA-EREĞLİ TİCARET BORSASI TÜRKİYE DE VE İLÇEMİZDE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ SORUNLARI

KONYA-EREĞLİ TİCARET BORSASI TÜRKİYE DE VE İLÇEMİZDE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ SORUNLARI KONYA-EREĞLİ TİCARET BORSASI 2015 TÜRKİYE DE VE İLÇEMİZDE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ SORUNLARI TÜRKİYE DE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ Ülkemiz coğrafi özellikleri bakımından her türlü hayvansal ürün üretimi için uygun

Detaylı

TÜRKİYE ET ÜRETİMİNDE BÖLGELER ARASI YAPISAL DEĞİŞİM ÜZERİNE BİR ANALİZ

TÜRKİYE ET ÜRETİMİNDE BÖLGELER ARASI YAPISAL DEĞİŞİM ÜZERİNE BİR ANALİZ TÜRKİYE ET ÜRETİMİNDE BÖLGELER ARASI YAPISAL DEĞİŞİM ÜZERİNE BİR ANALİZ Arş. Gör. Atilla KESKİN 1 Arş.Gör. Adem AKSOY 1 Doç.Dr. Fahri YAVUZ 1 1. GİRİŞ Türkiye ekonomisini oluşturan sektörlerin geliştirilmesi

Detaylı

Irkların Sınıflandırılması

Irkların Sınıflandırılması Irkların Sınıflandırılması Gelişmişlik düzeyine göre İlkel yerli ırk Islah edilmiş yerli (geçit) ırk Kültür ırkları Verim yönlerine göre Tek verim yönlü ırklar Kombine verimli ırklar İlkel yerli ırk; Genellikle

Detaylı

SÜT SEKTÖRÜNDE MEVCUT DURUM. Yusuf GÜÇER Ziraat Mühendisi İzmir İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü

SÜT SEKTÖRÜNDE MEVCUT DURUM. Yusuf GÜÇER Ziraat Mühendisi İzmir İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü SÜT SEKTÖRÜNDE MEVCUT DURUM Yusuf GÜÇER Ziraat Mühendisi İzmir İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü TARIMSAL ÜRETİM DEĞERİ BİTKİSEL VE HAYVANSAL ÜRETİMDE İZMİR İN ÜLKE SIRALAMASINDAKİ YERİ (TUİK-2014)

Detaylı

Dünyada ve Türkiye de Endüstriyel Süt İşleme

Dünyada ve Türkiye de Endüstriyel Süt İşleme Dünyada ve Türkiye de Endüstriyel Süt İşleme Dünyada üretilen toplam süt miktarı farklı kuruluşlar tarafından açıklanmaktadır. Bu kuruluşlar temelde birbirleriyle bağlantılı olmalarına rağmen veri toplama

Detaylı

Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG

Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG 1. KIRMIZI ET SEKTÖRÜNDEKİ GELİŞMELER a. Kırmızı Et Sektörü Pazar Analizi AVRUPA BİRLİĞİ: Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG Kaynak: Avrupa Birliği Komisyonu,

Detaylı

TÜRKİYE VE DÜNYADA KANATLI SEKTÖRÜNÜN GENEL DURUMU

TÜRKİYE VE DÜNYADA KANATLI SEKTÖRÜNÜN GENEL DURUMU TÜRKİYE VE DÜNYADA KANATLI SEKTÖRÜNÜN GENEL DURUMU Resim 1: Bakanlığımızca Geliştirilen Yerli Hibritlerimiz (ATAK S). 1. Kanatlı sektörü ile ilgili üretim, tüketim ve istihdam Bakanlığımız, 1930 lu yıllarda

Detaylı

ORGANİK MANDA YETİŞTİRİCİLİĞİ. Vet. Hek. Ümit Özçınar

ORGANİK MANDA YETİŞTİRİCİLİĞİ. Vet. Hek. Ümit Özçınar ORGANİK MANDA YETİŞTİRİCİLİĞİ Vet. Hek. Ümit Özçınar ORGANİK TARIM VE HAYVANCILIK NEDİR? Organik tarımın temel stratejisi, kendine yeterli bir ekosistem oluşturarak, bu ekosistemdeki canlıların optimum

Detaylı

Çukurova Bölgesi Sığır Yetiştiriciliğinin Yapısı. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ

Çukurova Bölgesi Sığır Yetiştiriciliğinin Yapısı. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ Çukurova Bölgesi Sığır Yetiştiriciliğinin Yapısı Prof. Dr. Serap GÖNCÜ Memeli hayvanlardan elde edilen süt, bileşimi türden türe farklılık gösteren ve yavrunun ihtiyaç duyduğu bütün besin unsurlarını içeren

Detaylı

KATALOG Küplüpınar Mah. İstanbul Caddesi No:15 Osmangazi/BURSA Tel Website.

KATALOG Küplüpınar Mah. İstanbul Caddesi No:15 Osmangazi/BURSA Tel Website. KATALOG 2017 35 YILDIR TAVUKCULUK SEKTÖRÜNDE FAALİYET GÖSTERMEKTEYİZ ÜLKEMİZİN PEK ÇOK YERİNE SATIŞLAR BİZİM TARAFIMIZDAN YAPILMAKTADIR. BURSA GÖKÇE KÖY'DEKİ KULUÇKAHANEMİZDE ÖRDEK,HİNDİ,ETLİK VE YUMURTALIK

Detaylı

Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG

Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG 1. KIRMIZI ET SEKTÖRÜNDEKİ GELİŞMELER a. Kırmızı Et Sektörü Pazar Analizi AVRUPA BİRLİĞİ: Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG Kaynak: Avrupa Birliği Komisyonu,

Detaylı

ÇİFTLİK HAYVANLARINDA LİF ÜRETİMİ. 2. Hafta. Prof. Dr. Gürsel DELLAL

ÇİFTLİK HAYVANLARINDA LİF ÜRETİMİ. 2. Hafta. Prof. Dr. Gürsel DELLAL ÇİFTLİK HAYVANLARINDA LİF ÜRETİMİ 2. Hafta Prof. Dr. Gürsel DELLAL Dünyada hayvansal lif üretimi -Dünyada ticari amaçlarla yaklaşık olarak 9 farklı hayvan türünden lif elde edilmektedir -Bu 9 türün içinde

Detaylı

1. KIRMIZI ET SEKTÖRÜNDEKİ GELİŞMELER a. Kırmızı Et Sektörü Pazar Analizi

1. KIRMIZI ET SEKTÖRÜNDEKİ GELİŞMELER a. Kırmızı Et Sektörü Pazar Analizi 1. KIRMIZI ET SEKTÖRÜNDEKİ GELİŞMELER a. Kırmızı Et Sektörü Pazar Analizi DÜNYA: FAO 2011 yılı verilerine göre Dünya da Sığır sayısı bakımından birinci sırada 213 milyon hayvan sayısı ile Brezilya gelmektedir.

Detaylı

Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü

Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü Tavukçuluk Araştırma İstasyonu Müdürlüğü (20-25 Temmuz 2013 Madagaskar Ziyareti) Serdar KAMANLI Ankara-2013 1 Sunu Akışı Madagaskar Madagaskarda yaptığımız

Detaylı

Tavuk yetiştiriciliği

Tavuk yetiştiriciliği Tavuk yetiştiriciliği Günümüzde tavukçuluk tüm dünyada yüksek verimli hibrit tavuklarla yapılmaktadır. Bir çok ülkede insanların tükettiği hayvansal proteinin yaklaşık 1/3-1/4 ü tavuk ve tavuk ürünlerinden

Detaylı

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi TARIMSAL FAALİYETİN ÇEVRE ÜZERİNE ETKİSİ Toprak işleme (Organik madde miktarında azalma) Sulama (Taban suyu yükselmesi

Detaylı

Akın Pala, akin@comu.edu.tr. http://akin.houseofpala.com

Akın Pala, akin@comu.edu.tr. http://akin.houseofpala.com Akın Pala, akin@comu.edu.tr http://akin.houseofpala.com 1 Küçükbaş Hayvan Yetiştirme 2 3 Kaç tür koyun var, verimlerine göre Etçi ırklar, Sütçü ırklar, Yapağıcı ırklar 4 Kaç tür koyun var, anatomi Yurdumuzda

Detaylı

SAYI : 3 ET ÜRETİM VE TÜKETİM ÜZERİNE SEKTÖREL ANALİZ

SAYI : 3 ET ÜRETİM VE TÜKETİM ÜZERİNE SEKTÖREL ANALİZ SUSURLUK SAYI : 3 ET ÜRETİM VE TÜKETİM ÜZERİNE SEKTÖREL ANALİZ 2016 Ekonomik kalkınma, Türkiye nin hür, müstakil, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin belkemiğidir. -1937- SUSURLUK

Detaylı

Ürün Raporu. Kümes Hayvancılığı T.C. GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI TARIMSAL EKONOMİ VE POLİTİKA GELİŞTİRME ENSTİTÜSÜ

Ürün Raporu. Kümes Hayvancılığı T.C. GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI TARIMSAL EKONOMİ VE POLİTİKA GELİŞTİRME ENSTİTÜSÜ Ürün Raporu Kümes Hayvancılığı 2014 T.C. GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI TARIMSAL EKONOMİ VE POLİTİKA GELİŞTİRME ENSTİTÜSÜ TARIMSAL EKONOMİ VE POLİTİKA GELİŞTİRME ENSTİTÜSÜ Ürün Raporu KÜMES HAYVANCILIĞI

Detaylı

ÖNSÖZ. Dr. Ahmet ALTIPARMAK Antalya Valisi BAKA Yönetim Kurulu Başkanı. Tuncay ENGİN BAKA Genel Sekreteri

ÖNSÖZ. Dr. Ahmet ALTIPARMAK Antalya Valisi BAKA Yönetim Kurulu Başkanı. Tuncay ENGİN BAKA Genel Sekreteri ÖNSÖZ Gelişmiş ülkelerde 1900 lü yılların başlarından itibaren kurulmuş olan kalkınma ajansları, ülkemizde yeni benimsenmiş bir modeldir. Kalkınma Ajansları; bölgesel düzeyde kamu kesimi, özel kesim ve

Detaylı

KOP BÖLGESİNİN ET ÜRETİM POTANSİYELİ

KOP BÖLGESİNİN ET ÜRETİM POTANSİYELİ KOP BÖLGESİNİN ET ÜRETİM POTANSİYELİ Kübra ÜNAL Mustafa KARAKAYA ÖZET Ülkemizde tarım sektörü, nüfusumuzun büyük bir bölümüne geçim kaynağı olması, gıda sanayine hammadde sağlaması nedeniyle önemli bir

Detaylı

Keçi sütünün Beslenmede Yeri

Keçi sütünün Beslenmede Yeri Keçi Sütü Dr. Akın Pala Yrd. Doç. akin@comu.edu.tr Zootekni, COMU Kuru madde Protein Kazein Laktoz Yağ Mineraller Kalsiyum Fosfor Keçi ile inek ve insan sütlerinin karşılaştırılması http://akin.houseofpala.com

Detaylı

ÇİFTLİK HAYVANLARINDA LİF ÜRETİMİ. 4. Hafta. Prof. Dr. Gürsel DELLAL

ÇİFTLİK HAYVANLARINDA LİF ÜRETİMİ. 4. Hafta. Prof. Dr. Gürsel DELLAL ÇİFTLİK HAYVANLARINDA LİF ÜRETİMİ 4. Hafta Prof. Dr. Gürsel DELLAL TÜRKİYE DE HAYVANSAL LİF ÜRETİMİ Türkiye de ticari olarak yapağı, tiftik, keçi üst kaba kılı ve ipek lifinin üretimi yapılmaktadır. Bununla

Detaylı

1. KIRMIZI ET SEKTÖRÜNDEKĠ GELĠġMELER a. Kırmızı Et Sektörü Pazar Analizi

1. KIRMIZI ET SEKTÖRÜNDEKĠ GELĠġMELER a. Kırmızı Et Sektörü Pazar Analizi 1. KIRMIZI ET SEKTÖRÜNDEKĠ GELĠġMELER a. Kırmızı Et Sektörü Pazar Analizi DÜNYA: Dünya da Sığır sayısı bakımından Nisan 2013 tarihi itibarı ile birinci sırada 327 milyon hayvan sayısı ile Hindistan gelmektedir.

Detaylı

Dünyada ve Türkiye de Organik Tarım

Dünyada ve Türkiye de Organik Tarım Dünyada ve Türkiye de Organik Tarım Organik tarım, dünyada yaklaşık 130 ülkede yapılmakta ve organik tarım üretim alanı giderek artmaktadır. 2011 yılı verilerine göre dünyada 37 milyon hektar alanda organik

Detaylı

2014 YILI SEKTÖR RAPORU

2014 YILI SEKTÖR RAPORU 2014 YILI SEKTÖR RAPORU 0 ET VE ET ÜRÜNLERİ... 5 1. DÜNYADA DURUM... 5 1.1. HAYVAN VARLIĞI... 5 1.2. HAYVANSAL ÜRETİM DEĞERİ... 6 1.3. ET ÜRETİMİ... 8 1.3.1. Büyükbaş Eti... 9 1.3.2. Domuz Eti... 9 1.3.3.

Detaylı

TÜRKİYE BEYAZ ET SEKTÖRÜ

TÜRKİYE BEYAZ ET SEKTÖRÜ TÜRKİYE BEYAZ ET SEKTÖRÜ 1. GİRİŞ Beyaz et insan beslenmesinde besin değeri açısından tartışılmaz bir öneme ve yere sahiptir. Tavuk eti; uluslararası terminolojide Kanatlı Eti kavramı içinde değerlendirilmektedir.

Detaylı

Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG

Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG 1. KIRMIZI ET SEKTÖRÜNDEKİ GELİŞMELER a. Kırmızı Et Sektörü Pazar Analizi AVRUPA BİRLİĞİ: Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG Kaynak: Avrupa Birliği Komisyonu,

Detaylı

önemli yer tutmaktadır. Çünkü Türkiye'nin coğrafi şartları, arazi durumu ve tarımsal ORTA ANADOLU'DA KOYUN YETİŞTİRiCİLİGİ VE EKONOMİK ÖNEMİ

önemli yer tutmaktadır. Çünkü Türkiye'nin coğrafi şartları, arazi durumu ve tarımsal ORTA ANADOLU'DA KOYUN YETİŞTİRiCİLİGİ VE EKONOMİK ÖNEMİ Selçuk Üniversitesi Vet. Fak. Dergisi özel Sayı (51.- 59), 19.84 ORTA ANADOLU'DA KOYUN YETİŞTİRiCİLİGİ VE EKONOMİK ÖNEMİ Doç. Dr. Halil AKÇAPINAR* Koyun yetiştiriciliği dünyanın bütün ülkelerinde, hayvancılık

Detaylı

KANATLI ET SEKTÖRÜ RAPORU

KANATLI ET SEKTÖRÜ RAPORU KANATLI ET SEKTÖRÜ RAPORU DÜNYA ÜRETİMİ VE TİCARETİ Dünyada 0207 Gümrük Tarife Pozisyonlu (GTP) kanatlı eti ve ürünleri üretiminde başı çeken ülkeler sırasıyla ABD (17,5 milyon ton), Çin Halk Cumhuriyeti

Detaylı

Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG

Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG 1. KIRMIZI ET SEKTÖRÜNDEKİ GELİŞMELER a. Kırmızı Et Sektörü Pazar Analizi AVRUPA BİRLİĞİ: Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG Kaynak: Avrupa Birliği Komisyonu,

Detaylı

Simental sığır ırkının anavatanı İsviçre dir. Simental hem süt ve hemde etçi olmalarından dolayı kombine bir sığır ırkıdır. Dünyada bir çok ülkede

Simental sığır ırkının anavatanı İsviçre dir. Simental hem süt ve hemde etçi olmalarından dolayı kombine bir sığır ırkıdır. Dünyada bir çok ülkede BESİLİK BÜYÜKBAŞ SIMMENTAL (SİMENTAL) Simental sığır ırkının anavatanı İsviçre dir. Simental hem süt ve hemde etçi olmalarından dolayı kombine bir sığır ırkıdır. Dünyada bir çok ülkede yetiştirilmektedir.

Detaylı

Trakya Kalkınma Ajansı. www.trakyaka.org.tr. Edirne İlinde Yem Bitkileri Ekilişi Kaba Yem Üretiminin İhtiyacı Karşılama Oranı

Trakya Kalkınma Ajansı. www.trakyaka.org.tr. Edirne İlinde Yem Bitkileri Ekilişi Kaba Yem Üretiminin İhtiyacı Karşılama Oranı Trakya Kalkınma Ajansı www.trakyaka.org.tr Edirne İlinde Yem Bitkileri Ekilişi Kaba Yem Üretiminin İhtiyacı Karşılama Oranı EDİRNE YATIRIM DESTEK OFİSİ EDİRNE İLİNDE YEM BİTKİLERİ EKİLİŞİ, MERALARIN DURUMU

Detaylı

TÜRKİYE DE TARIM ve HAYVANCILIK: SORUNLAR VE ÖNERİLER DOÇ.DR.BERRİN FİLİZÖZ

TÜRKİYE DE TARIM ve HAYVANCILIK: SORUNLAR VE ÖNERİLER DOÇ.DR.BERRİN FİLİZÖZ TÜRKİYE DE TARIM ve HAYVANCILIK: SORUNLAR VE ÖNERİLER DOÇ.DR.BERRİN FİLİZÖZ Tarım İnsanların toprağı işleyerek ekme ve dikme yoluyla ondan ürün elde etmesi faaliyetidir. Türkiye nüfusunun yaklaşık %48.4

Detaylı

İÇİNDEKİLER KIRMIZI ET, SÜT VE YEM SEKTÖRÜ ANALİZİ Kırmızı Et Sektöründeki Gelişmeler Yem Sektörü Pazar Analizi... 21

İÇİNDEKİLER KIRMIZI ET, SÜT VE YEM SEKTÖRÜ ANALİZİ Kırmızı Et Sektöründeki Gelişmeler Yem Sektörü Pazar Analizi... 21 İÇİNDEKİLER KIRMIZI ET, SÜT VE YEM SEKTÖRÜ ANALİZİ... 2 Kırmızı Et Sektöründeki Gelişmeler... 2 Yem Sektörü Pazar Analizi... 21 Süt Sektörü Pazar Analizi... 22 MEVZUAT... 24 1 KIRMIZI ET SÜT VE YEM SEKTÖR

Detaylı

YUMURTA ÜRETİMİ VE İHRACAT Yeni Hedefler ve Potansiyel Problemler DERYA PALA YUM-BİR HAZİRAN 2010 ANKARA

YUMURTA ÜRETİMİ VE İHRACAT Yeni Hedefler ve Potansiyel Problemler DERYA PALA YUM-BİR HAZİRAN 2010 ANKARA YUMURTA ÜRETİMİ VE İHRACAT Yeni Hedefler ve Potansiyel Problemler DERYA PALA YUM-BİR HAZİRAN 2010 ANKARA YUM-BİR Kuruluş :2006 Üye Sayısı: 15 Birlik 500 üretici Misyonu:Üreticilerin hak ve menfaatlerini

Detaylı

KANATLI ET SEKTÖRÜ RAPORU

KANATLI ET SEKTÖRÜ RAPORU KANATLI ET SEKTÖRÜ RAPORU TÜRKİYE DE ÜRETİM VE TÜKETİM Sağlıklı beslenme konusunda her geçen gün daha da duyarlı davranmaya başlayan tüketiciler kırmızı ete alternatif olarak, daha az yağlı ve daha ucuz

Detaylı

ET VE ET ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ

ET VE ET ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ ET VE ET ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ 2. ET VE ET ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ 2.1. DÜNYA DA ET VE ET ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ Et ve et ürünlerinin insan beslenmesindeki öneminin yanı sıra sosyal ve ekonomik fonksiyonları ile ülkelerin

Detaylı

BULDAN HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ

BULDAN HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ BULDAN HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ Behiye AKSOY(DENGİZ), Nazif EKİCİ Buldan Tarım İlçe Müdürlüğü ÖZET Bu çalışma da Buldan merkez, belde köylerinde hayvan yetiştiriciliği ve yakın gelecekteki durumu incelenmiştir.

Detaylı

SAĞLIKLI HAYVANSAL ÜRETİM

SAĞLIKLI HAYVANSAL ÜRETİM SAĞLIKLI HAYVANSAL ÜRETİM Halk sağlığı veteriner hekimlerinin yürüttükleri hizmetler bütünü içerisinde hayvansal gıdaların, özellikle de kırmızı et, beyaz et, süt ve bunlardan elde edilen mamul gıdalar,

Detaylı

Patatesin Dünyadaki Açlığın ve Yoksulluğun Azaltılmasındaki Yeri ve Önemi

Patatesin Dünyadaki Açlığın ve Yoksulluğun Azaltılmasındaki Yeri ve Önemi Patatesin Dünyadaki Açlığın ve Yoksulluğun Azaltılmasındaki Yeri ve Önemi Prof. Dr. Necmi İŞLER M.K.Ü. Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Antakya/HATAY Güney Amerika kökenli bir bitki olan patates

Detaylı

Hayvan Islahı ve Yetiştirme 2. ders

Hayvan Islahı ve Yetiştirme 2. ders Hayvan Islahı ve Yetiştirme 2. ders Akin Pala akin@comu.edu.tr Seleksiyona cevap Et sığırlarında doğum ağırlığını arttırmak istiyoruz. Ağır doğmuş olan bireyleri ebeveyn olarak seçip çiftleştiriyoruz.

Detaylı

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü TARIMSAL YAPILAR Prof. Dr. Metin OLGUN Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü HAFTA KONU 1 Giriş, İklimsel Çevre ve Yönetimi Temel Kavramlar 2 İklimsel Çevre Denetimi Isı

Detaylı

ULUSAL SÜT KONSEYĠ ARAġTIRMA VE DANIġMA KURULU SÜT SEKTÖRÜ 2010 YILI GENEL DEĞERLENDĠRME RAPORU 2.ÜLKEMĠZ SÜT HAYVANCILIĞINDA MEVCUT DURUM

ULUSAL SÜT KONSEYĠ ARAġTIRMA VE DANIġMA KURULU SÜT SEKTÖRÜ 2010 YILI GENEL DEĞERLENDĠRME RAPORU 2.ÜLKEMĠZ SÜT HAYVANCILIĞINDA MEVCUT DURUM ULUSAL SÜT KONSEYĠ ARAġTIRMA VE DANIġMA KURULU SÜT SEKTÖRÜ 2010 YILI GENEL DEĞERLENDĠRME RAPORU 1.GĠRĠġ Ülkelerin teknolojik alanda hızlı gelişmeleri, ülkede yaşayan bireylerin sağlıklı ve yeterli beslenmeleri

Detaylı

Kesilen Hayvan Sayısı

Kesilen Hayvan Sayısı 1. KIRMIZI ET SEKTÖRÜNDEKĠ GELĠġMELER a. Kırmızı Et Sektörü Pazar Analizi Hayvan Varlığı: TÜİK verilerine göre yılında büyükbaş hayvan sayısı bir önceki yıla göre %12,3 artarken küçükbaş hayvan sayısı

Detaylı

1. DÜNYADA DURUM... 3

1. DÜNYADA DURUM... 3 2013 SEKTÖR RAPORU 1. DÜNYADA DURUM... 3 1.1. Hayvan Varlığı... 3 1.2. Hayvansal Üretim Değeri... 4 1.3. Et Üretimi... 5 1.3.1 Büyükbaş Eti... 6 1.3.2. Domuz Eti... 6 1.3.3. Küçükbaş Eti... 7 1.3.4. Kanatlı

Detaylı

Balık Yemleri ve Teknolojisi Ders Notları

Balık Yemleri ve Teknolojisi Ders Notları Balık Yemleri ve Teknolojisi Ders Notları Giriş Balık, insanoğlunun varoluşundan itibaren değerli bir besin kaynağı olmuştur. Günümüzde ise kaliteli ve yüksek oranda vitamin, mineral ve protein yapısının

Detaylı

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ VETERİNER FAKÜLTESİ TARIMSAL UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİNİN AMAÇ

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ VETERİNER FAKÜLTESİ TARIMSAL UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİNİN AMAÇ ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ VETERİNER FAKÜLTESİ TARIMSAL UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİNİN AMAÇ ve KAPSAMI Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Sağlığı ve Hayvansal Üretim Merkezi, Uludağ Üniversitesi

Detaylı

TÜRKİYE DE VE DÜNYA DA DEVEKUŞU YETİŞTİRİCİLİĞİ

TÜRKİYE DE VE DÜNYA DA DEVEKUŞU YETİŞTİRİCİLİĞİ TÜRKİYE DE VE DÜNYA DA DEVEKUŞU YETİŞTİRİCİLİĞİ Dünya da genelde hayvansal üretim ticari işletmeler tarafından yapılmaktadır. Dünyadaki hayvansal gıda eksikliliğini gidermek, daha ekonomik ürün elde etmek

Detaylı

KATALOG Küplüpınar Mah. İstanbul Caddesi No:15 Osmangazi/BURSA Tel Website.

KATALOG Küplüpınar Mah. İstanbul Caddesi No:15 Osmangazi/BURSA Tel Website. KATALOG 2018 35 YILDIR TAVUKCULUK SEKTÖRÜNDE FAALİYET GÖSTERMEKTEYİZ ÜLKEMİZİN PEK ÇOK YERİNE SATIŞLAR BİZİM TARAFIMIZDAN YAPILMAKTADIR. BURSA GÖKÇE KÖY'DEKİ KULUÇKAHANEMİZDE ÖRDEK,HİNDİ,ETLİK VE YUMURTALIK

Detaylı

GİRİŞ I. PROJE ÖZETİ Projenin Genel Tanımı Giriş Projenin Amacı Projenin Kalkınma Planı ile İlişkisi...

GİRİŞ I. PROJE ÖZETİ Projenin Genel Tanımı Giriş Projenin Amacı Projenin Kalkınma Planı ile İlişkisi... İÇİNDEKİLER GİRİŞ... 1 I. PROJE ÖZETİ... 2 1. Projenin Genel Tanımı... 3 2. Giriş... 3 3. Projenin Amacı... 3 4. Projenin Kalkınma Planı ile İlişkisi... 4 II. PROJENİN AYRINTILI TANIMI... 5 1. Proje Uygulama

Detaylı

ÇİFTLİK HAYVANLARINDA LİF ÜRETİMİ. 5. Hafta. Prof. Dr. Gürsel DELLAL

ÇİFTLİK HAYVANLARINDA LİF ÜRETİMİ. 5. Hafta. Prof. Dr. Gürsel DELLAL ÇİFTLİK HAYVANLARINDA LİF ÜRETİMİ 5. Hafta Prof. Dr. Gürsel DELLAL TÜRKİYE DE HAYVANSAL LİF ÜRETİMİ Türkiye-Tiftik Tiftik Üretimi Türkiye de Yıllara Göre Kırkılan Ankara Keçisi Sayısı ve Tiftik Üretimi

Detaylı

Dünya Bakliyat Pazarı ve Son Gelişmeler

Dünya Bakliyat Pazarı ve Son Gelişmeler Dünya Bakliyat Pazarı ve Son Gelişmeler Bakliyat üretiminde artış trendi sonraki yıllarda da devam etmiş, 2013 yılında 77,2 milyon tona, 2014 yılında da 77,6 milyon tona çıkmıştır. Bu artışta hem ekim

Detaylı

Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği

Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği Doç.Dr.Tufan BAL I.Bölüm Tarım Ekonomisi ve Politikası Not: Bu sunuların hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.İ.Hakkı İnan ın Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği Kitabından

Detaylı

Besi Hayvanları Pazarlama Politikası ve Canlı Hayvan Borsaları Komitesi. Sonuç Raporu

Besi Hayvanları Pazarlama Politikası ve Canlı Hayvan Borsaları Komitesi. Sonuç Raporu Besi Hayvanları Pazarlama Politikası ve Canlı Hayvan Borsaları Komitesi Sonuç Raporu Ana Başlıklar Kayıt Sistemi Hayvan Pazarları ve Canlı Hayvan Ticaret Borsaları Desteklemeler Sektörel Paydaşlar Mevzuat

Detaylı

BÖLGE VE NÜFUSUN GENEL DURUMU. Doç.Dr.Tufan BAL

BÖLGE VE NÜFUSUN GENEL DURUMU. Doç.Dr.Tufan BAL BÖLGE VE NÜFUSUN GENEL DURUMU Doç.Dr.Tufan BAL GİRİŞ Türkiye Cumhuriyeti 1923 yılında kurulan, o tarihten bu güne kadar ekonomik ve sosyal yapısını değiştirme anlayışı içinde gelişmesini sürdüren ve gelişmekte

Detaylı

LAKTASYON VE SÜT VERİMİ

LAKTASYON VE SÜT VERİMİ LAKTASYON VE SÜT VERİMİ Prof.Dr. Selahattin Kumlu Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Antalya Tanım Laktasyon, buzağılama ile başlayan ve kuruya çıkma ile sona eren süt verme dönemidir.

Detaylı

İZMİR DE SÜT SEKTÖRÜNE BAKIŞ

İZMİR DE SÜT SEKTÖRÜNE BAKIŞ İZMİR DE SÜT SEKTÖRÜNE BAKIŞ Büyük tarımsal ekonomiler sıralamasında 7. sırada yer alan ülkemiz tarımının milli gelire, istihdama ve dış ticarete katkısı giderek artmaktadır. Tarım sektörü; 2008 yılında

Detaylı

TÜRKİYE DE SIĞIR YETİŞTİRİCİLİĞİ

TÜRKİYE DE SIĞIR YETİŞTİRİCİLİĞİ TÜRKİYE DE SIĞIR YETİŞTİRİCİLİĞİ Prof. Dr. Salahattin KUMLU DGRV-Türkiye Temsilciliği Eğitim Ekibi Merzifon, 2012 Türkiye de sığır varlığı ve süt verimi Eylül 2012 2 Sığır varlığı ve süt verimi İnek sayısı

Detaylı

BÜYÜKBAŞ HAYVANCILIK ARAŞTIRMALARI ÇALIŞMA GRUBU. Önder SÖZEN Koordinatör 19.03.2014

BÜYÜKBAŞ HAYVANCILIK ARAŞTIRMALARI ÇALIŞMA GRUBU. Önder SÖZEN Koordinatör 19.03.2014 BÜYÜKBAŞ HAYVANCILIK ARAŞTIRMALARI ÇALIŞMA GRUBU Önder SÖZEN Koordinatör 19.03.2014 SUNU PLANI Çalışma Grubu Bağlı Enstitüler/İstasyonlar Dünya ve Türkiye de Büyükbaş Hayvancılık Verileri Devam Eden, Sonuçlanan,

Detaylı

Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG. Grafik-2: Avrupa Birliğinde Haftalık Ortalama Canlı Dana Fiyatları / KG

Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG. Grafik-2: Avrupa Birliğinde Haftalık Ortalama Canlı Dana Fiyatları / KG 1. KIRMIZI ET SEKTÖRÜNDEKĠ GELĠġMELER a. Kırmızı Et Sektörü Pazar Analizi AVRUPA BĠRLĠĞĠ: Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG Kaynak: Avrupa Birliği Komisyonu,

Detaylı

ADANA İLİ TARIMSAL ÜRETİM DURUMU RAPORU

ADANA İLİ TARIMSAL ÜRETİM DURUMU RAPORU ADANA İLİ TARIMSAL ÜRETİM DURUMU RAPORU Ağustos 2013, Adana Hazırlayanlar Sabahattin Yumuşak; Adana Güçbirliği Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Sinem Özkan Başlamışlı; Çiftçiler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi

Detaylı

Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG

Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG 1. KIRMIZI ET SEKTÖRÜNDEKĠ GELĠġMELER a. Kırmızı Et Sektörü Pazar Analizi AVRUPA BĠRLĠĞĠ: Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG Kaynak: Avrupa Birliği Komisyonu,

Detaylı

2007 YILI VE ÖNCES TAR H BASKILI HAYVANCILIK B LG S DERS K TABINA L fik N DO RU YANLIfi CETVEL

2007 YILI VE ÖNCES TAR H BASKILI HAYVANCILIK B LG S DERS K TABINA L fik N DO RU YANLIfi CETVEL 2007 YILI VE ÖNCES TAR H BASKILI HAYVANCILIK B LG S DERS K TABINA L fik N DO RU YANLIfi CETVEL NOT: Düzeltmeler bold (koyu renk) olarak yaz lm flt r. YANLIfi DO RU 1. Ünite 1, Sayfa 3 3. DÜNYA HAYVAN POPULASYONU

Detaylı

AR&GE BÜLTEN 2016 OCAK-ŞUBAT SEKTÖREL SÜT SEKTÖRÜNE BAKIŞ

AR&GE BÜLTEN 2016 OCAK-ŞUBAT SEKTÖREL SÜT SEKTÖRÜNE BAKIŞ SÜT SEKTÖRÜNE BAKIŞ Şebnem BORAN Ülkemiz ve bölgemiz tarım ekonomisi içerisinde hayvancılık sektörünün oldukça önemli bir payı bulunmaktadır. Hayvansal ürünler toplumun yeterli ve dengeli beslenmesindeki

Detaylı

AR&GE BÜLTEN. İl nüfusunun % 17 si aile olarak ifade edildiğinde ise 151 bin aile geçimini tarım sektöründen sağlamaktadır.

AR&GE BÜLTEN. İl nüfusunun % 17 si aile olarak ifade edildiğinde ise 151 bin aile geçimini tarım sektöründen sağlamaktadır. İzmir İlinin Son 5 Yıllık Dönemde Tarımsal Yapısı Günnur BİNİCİ ALTINTAŞ İzmir, sahip olduğu tarım potansiyeli ve üretimi ile ülkemiz tarımında önemli bir yere sahiptir. Halen Türkiye de üretilen; enginarın

Detaylı

TÜRKİYE SÜT SEKTÖR İSTATİSTİKLERİ ÖZET RAPORU

TÜRKİYE SÜT SEKTÖR İSTATİSTİKLERİ ÖZET RAPORU TÜRKİYE SÜT SEKTÖR İSTATİSTİKLERİ ÖZET RAPORU BÜYÜKBAŞ VE KÜÇÜKBAŞ HAYVAN VARLIĞI Türkiye de Yıllar İtibariyle Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvan Sayıları (Bin Baş) Irklara Göre Sığır Sayıları Yıl Kültür Melez

Detaylı

ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI

ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI 2.3.2. ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI : Yumurtlama Öncesi Tüy Dökümünün Yumurtacı Tavukların Performansına Etkisi : TUAM -Veteriner Fakültesi Birimi : Metin PETEK*, Faruk BALCI, Hasan BAŞPINAR Yayınlandığı Yer

Detaylı

Koyun ve keçi sütü ve ürünlerinin üretiminde karşılaşılan temel sorunlar ile muhtemel çözüm önerileri

Koyun ve keçi sütü ve ürünlerinin üretiminde karşılaşılan temel sorunlar ile muhtemel çözüm önerileri Koyun ve keçi sütü ve ürünlerinin üretiminde karşılaşılan temel sorunlar ile muhtemel çözüm önerileri Prof. Dr. Veysel AYHAN Türkiye Damızlık Koyun-Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel

Detaylı

Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG

Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG 1. KIRMIZI ET SEKTÖRÜNDEKĠ GELĠġMELER a. Kırmızı Et Sektörü Pazar Analizi AVRUPA BĠRLĠĞĠ: Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG Kaynak: Avrupa Birliği Komisyonu,

Detaylı

Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye

Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye Günümüzde çok amaçlı bir kullanım alanına sahip olan Mısır, Amerika Kıtası keşfedilene kadar dünya tarafından bilinmemekteydi. Amerika Kıtasının 15. yüzyıl sonlarında keşfedilmesiyle

Detaylı

SIĞIR YETİŞTİRİCİLİĞİ VE BESİCİLİĞİ

SIĞIR YETİŞTİRİCİLİĞİ VE BESİCİLİĞİ SIĞIR YETİŞTİRİCİLİĞİ VE BESİCİLİĞİ Prof Dr. Orhan ALPAN Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Zootekni AnabilimDalı Emekli Öğretim Üyesi Prof Dr. Ali Rıza AKSOY Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi

Detaylı

Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG

Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG 1. KIRMIZI ET SEKTÖRÜNDEKĠ GELĠġMELER a. Kırmızı Et Sektörü Pazar Analizi AVRUPA BĠRLĠĞĠ: Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG Kaynak: Avrupa Birliği Komisyonu,

Detaylı

İLİMİZDE HAYVANCILIĞIN DURUMU

İLİMİZDE HAYVANCILIĞIN DURUMU İLİMİZDE HAYVANCILIĞIN DURUMU 1.AMASYADA TARIMSAL YAPI İlimiz ekonomisinde Tarım ilk sırada yer almakta olup 29.390 çiftçi ailesinden 146.948 kişi bu sektörden geçimini sağlamaktadır. 2011 yılı Bitkisel

Detaylı

FAO GIDA FİYAT ENDEKSİ

FAO GIDA FİYAT ENDEKSİ FAO GIDA FİYAT ENDEKSİ FAO gıda fiyat endeksi, uluslararası gıda emtia fiyatlarına ilişkin değişimleri aylık olarak ölçen bir endekstir. 5 emtia grubuna (et, mandıra, şeker, hububat ve yağ) dahil toplam

Detaylı

İspanya ve Portekiz de Tahıl ve Un Pazarı

İspanya ve Portekiz de Tahıl ve Un Pazarı İspanya ve Portekiz de Tahıl ve Un Pazarı İspanya da 120 un değirmeni olduğu bilinmektedir. Bu değirmenlerin çok büyük bir çoğunluğu yılda 2000 tonun üzerinde kapasiteyle çalışmaktadır. Pazarın yüzde 75

Detaylı

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı Polonya da 400-450 un değirmeni olduğu biliniyor. Bu değirmenlerin yıllık toplam kapasiteleri 6 milyon tonun üzerine. Günde 100 tonun üzerinde üretim gerçekleştirebilen

Detaylı

BVKAE www.bornovavet.gov.tr

BVKAE www.bornovavet.gov.tr Türkiye Veteriner İlaçları Pazarı Sorunlar ve Çözüm Önerileri Uluslararası Süt Sığırcılığı ve Süt Ürünleri Çalıştayı ve Sergisi 28-29 Nisan, 2008 - Konya İsmail Özdemir VİSAD - Veteriner Sağlık Ürünleri

Detaylı

Fao Gıda Fiyat Endeksi

Fao Gıda Fiyat Endeksi FAO Gıda Fiyatları Ticareti FAO gıda fiyat endeksi, uluslararası gıda emtia fiyatlarına ilişkin değişimleri aylık olarak ölçen bir endekstir. 5 emtia grubuna (et, mandıra, şeker, hububat ve yağ) dahil

Detaylı

Abalım bir markasıdır

Abalım bir markasıdır KÜÇÜKBAŞ YEMLERİ Abalım bir markasıdır İyi kalite, yüksek verim Ülkemizin önde gelen sanayi topluluğu Abalıoğlu bünyesinde faaliyet gösteren Abalıoğlu Tarımsal Üretim A.Ş., 1969 yılında ülkemizin ilk özel

Detaylı

DÜNYADA ve TÜRKİYE DE YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER TARIMI

DÜNYADA ve TÜRKİYE DE YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER TARIMI DÜNYADA ve TÜRKİYE DE YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER TARIMI Prof. Dr. Cemalettin Yaşar ÇİFTÇİ Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Ankara 2004 1 TMMOB ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI TEKNİK

Detaylı

SANAYİCİ GÖZÜYLE GIDA SEKTÖRÜ PANELİ KIRMIZI ET SORUNU

SANAYİCİ GÖZÜYLE GIDA SEKTÖRÜ PANELİ KIRMIZI ET SORUNU SANAYİCİ GÖZÜYLE GIDA SEKTÖRÜ PANELİ KIRMIZI ET SORUNU Dr. Sait KOCA 9. GIDA MÜHENDİSLİĞİ KONGRESİ 09-11 KASIM 2017 SİDE / ANTALYA DAHA FAZLA VE SÜRDÜRÜLEBILIR GıDA ÜRETIMINE IHTIYACıMıZ VAR 795 MİLYON

Detaylı

Kaynak (1) 03.04.2008. Dr. Cemal ÇAKMAK

Kaynak (1) 03.04.2008. Dr. Cemal ÇAKMAK TÜRK HAYVANCILIK SEKTÖRÜNÜN N YAPISI ve STRATEJİK ÖNCELİKLERİ Kaynak (1) Dr. Cemal ÇAKMAK 1. NEDEN HAYVANCILIK? 1. Açlık-Tokluk, iyi-kötü beslenme gibi insan odaklı konular dünya siyasetini de etkilemektedir.

Detaylı

5. Sınıf Fen ve Teknoloji

5. Sınıf Fen ve Teknoloji KONU: Besinler ve Dengeli Beslenme Besinlerin gerekliliği Bütün canlılar büyümek, gelişmek, ve yaşamını sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmek için beslenmeye ihtiyaç vardır. Canlılar koşmak, yürümek

Detaylı

MANİSA TİCARET BORSASI

MANİSA TİCARET BORSASI MANİSA TİCARET BORSASI KANATLI SEKTÖR RAPORU 2015 EĞİTİM ARAŞTIRMA BİRİMİ TÜRKİYE VE DÜNYADA KANATLI SEKTÖRÜNÜN GENEL DURUMU T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı nca Geliştirilen Yerli Hibritler (ATAK

Detaylı

İZMİR DE SÜT HAYVANCILIĞI

İZMİR DE SÜT HAYVANCILIĞI İZMİR DE SÜT HAYVANCILIĞI Şebnem BORAN Gözde SEVİLMİŞ Süt özellikle protein, yağ, vitamin (C vitamini hariç) ve mineraller (başta kalsiyum ve fosfor olmak üzere) gibi beslenmede çok önemli olan toplam

Detaylı

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR Halil AGAH Kıdemli Kırsal Kalkınma Uzmanı 22 Kasım 2016, İSTANBUL 1 2 SUNUM PLANI TARIMDA KÜRESELLEŞME TÜRK TARIM SEKTÖRÜ VE SON YILLARDAKİ GELİŞMELER TARIMDA

Detaylı

Islah Stratejileri ve Türkiye Ulusal Sığır Islah Programı

Islah Stratejileri ve Türkiye Ulusal Sığır Islah Programı Islah Stratejileri ve Türkiye Ulusal Sığır Islah Programı Prof.Dr. Selahattin Kumlu Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Antalya Islah Stratejileri Saf yetiştirme Melezleme a) Birleştirme

Detaylı

EIS526-H02-1 GİRİŞİMCİLİK (EIS526) Yazar: Doç.Dr. Serkan BAYRAKTAR

EIS526-H02-1 GİRİŞİMCİLİK (EIS526) Yazar: Doç.Dr. Serkan BAYRAKTAR GİRİŞİMCİLİK (EIS526) Yazar: Doç.Dr. Serkan BAYRAKTAR SAKARYA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Sakarya Üniversitesi ne aittir. "Uzaktan Öğretim" tekniğine

Detaylı

Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG

Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG 1. KIRMIZI ET SEKTÖRÜNDEKĠ GELĠġMELER a. Kırmızı Et Sektörü Pazar Analizi AVRUPA BĠRLĠĞĠ: Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG Kaynak: Avrupa Birliği Komisyonu,

Detaylı

ET VERİMİ. Et verimi kavramı. Karkas kalitesi. Karkas bileşimini etkileyen faktörler. Karkas derecelendirme. Karkas parçalama tekniği.

ET VERİMİ. Et verimi kavramı. Karkas kalitesi. Karkas bileşimini etkileyen faktörler. Karkas derecelendirme. Karkas parçalama tekniği. ET VERİMİ Et verimi kavramı Karkas kalitesi Karkas bileşimini etkileyen faktörler Karkas derecelendirme Karkas parçalama tekniği Et kalitesi 1 Et Verimi Kavramı Et verimi denilince: Genel anlamda; hayvanların

Detaylı