TORASİK CERRAHİDE PREOPERATİF DEĞERLENDİRME, POSTOPERATİF MORTALİTE VE MORBİDİTE İLİŞKİSİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "TORASİK CERRAHİDE PREOPERATİF DEĞERLENDİRME, POSTOPERATİF MORTALİTE VE MORBİDİTE İLİŞKİSİ"

Transkript

1 T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI SÜREYYAPAŞA GÖĞÜS HASTALIKLARI VE GÖĞÜS CERRAHİSİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 6. GÖĞÜS HASTALIKLARI KLİNİĞİ Klinik Şefi: Doç. Dr. Haluk C. ÇALIŞIR TORASİK CERRAHİDE PREOPERATİF DEĞERLENDİRME, POSTOPERATİF MORTALİTE VE MORBİDİTE İLİŞKİSİ Dr. Şule KIZILTAŞ GÖĞÜS HASTALIKLARI UZMANLIK TEZİ İSTANBUL 2009

2 TEŞEKKÜR Asistanlık eğitimim süresince kliniğinde çalışma şansı bulduğum, bilgi ve deneyimlerini büyük bir özveri ile aktaran, hiçbir zaman desteğini ve hoş görüsünü bizlerden esirgemeyen çok değerli hocam, klinik şefimiz Doç. Dr. Haluk C. Çalışır a; Hastanede sağladığı olanaklarla asistanlık eğitimimi başarıyla tamamlamamı sağlayan Başhekimimiz Doç. Dr. Adnan Yılmaz a; Asistanlık eğitimim süresince ve tezimin oluşumu sırasında yardım ve desteklerini esirgemeyen Uzm. Dr. Aylin Babalık a; Eğitimim boyunca bilgi ve deneyimlerinden yararlandığım klinik şeflerimiz Şef Dr. Hatice Türker, Şef Doç. Dr. Kemal Tahaoğlu, Şef Doç. Dr. Turan Karagöz, Şef Doç. Dr. Reha Baran, Şef Dr.Esen Akkaya, Şef Dr. Armağan Hazar, Şef Dr. Melahat Kurutepe, Şef Doç. Dr. Atilla Saygı, Şef Doç. Dr. Tülin Kuyucu, Şef Dr.Ali Atasalihi, Şef Doç. Dr. C. Asım Kutlu ve Şef Doç. Dr. İrfan Yalçınkaya ve eski Başhekimimiz Doç.Dr. Semih Halezeroğlu na; Rotasyonlarım boyunca eğitimime katkılarından dolayı S.B. Kartal Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1. Dahiliye Klinik Şefi Dr. Ali Yayla ve Klinik Şef Yard. Dr. Taflan Salepçi, S.B. Kartal Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Klinik Şefi Dr.Serdar Özer, Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyodiagnostik Klinik Şefi Dr.Alper Hayırlıoğlu na; Asistanlığım süresince klinikte kendilerinden çok şey öğrendiğim, çalışmaktan mutluluk duyduğum, her zaman sevgi ve saygıyla anacağım uzmanlarım Dr. Erol Aktürk, Dr. İpek Özmen, Dr. Nilüfer Aykaç Kongar, Dr. Hülya Arda, Dr. Gülbanu Horzum, Dr. Hilal Altınöz e; Klinikte birlikte zevkle çalıştığım ve birçok şey paylaştığım arkadaşlarım Dr. Gülgün Çetintaş, Dr. Ayşem Aşkım Öztin Güven, Dr. Korkmaz Oruç, Dr. Sinem Ağca Altunbey, Dr. Selda Çelik, Dr. Aslıhan Ak a; Asistanlığımın ilk yıllarında sevgi ve desteklerini hiç esirgemeyen, unutamayacağım kıdemlilerim Uzm.Dr. Elif Köse, Uzm.Dr. Fatma Küçüker ve Uzm.Dr.Emin Maden e; Solunumsal Yoğun Bakım eğitimim sırasında bilgi ve deneyimlerini esirgemeyen Dr.Tülay Yarkın, Dr Zuhal Karakurt ve hastanemiz tüm uzmanlarına; Eğitimim süresince aralarında olmaktan, birlikte çalışmaktan mutluluk duyduğum tüm asistan arkadaşlarıma ve birlikte çalışmaktan her zaman zevk aldığım 6. Göğüs Hastalıkları Kliniğinin tüm hemşire ve personeline; Yetişmemde hiçbir fedakarlığı esirgemeyen, sevgi ve desteklerini hep yanımda hissettiğim değerli aileme ve sevgisi ve anlayışı ile hep yanımda olan sevgili eşim Bülent e Sonsuz teşekkürler

3 İÇİNDEKİLER KISALTMALAR.. TANIMLAMALAR.. i iii GİRİŞ VE AMAÇ.. 1 GENEL BİLGİLER... 2 MATERYAL VE METOD 36 BULGULAR TARTIŞMA 57 SONUÇ ÖZET KAYNAKLAR. 64 EKLER. 74

4 KISALTMALAR 6DYT: 6DYTM: ACCP: Altı dakika yürüme testi Altı dakika yürüme testi mesafesi Amerikan Göğüs Hastalıkları Derneği AE veya AT: Anaerobik eşik ALI: Akut akciğer hasarı ( acute lung incury ) ARDS: ATP: BF: BPF: BR: BTS: CO 2 : DLCO: EKG: Akut solunum distress sendromu Adenozin trifosfat Solunum frekansı Bronkoplevral fistül Solunum rezervi İngiliz Toraks Derneği Karbondioksit Difüzyon kapasitesi Elektrokardiografi f: Dakika solunum sayısı FEV 1 : FEV 1 %: FVC: HR: HRR: IC: KOAH: Birinci saniyedeki zorlu ekspiratuar volüm Birinci saniyedeki zorlu ekspiratuar volüm yüzdesi Zorlu vital kapasite Kalp hızı Kalp hızı rezervi İnspiratuar kapasite Kronik obstruktif akciğer hastalığı i

5 KPET: La: MI: MVV: N 2 : Pa CO 2 : Pa O 2 : PEEP: Kardiyopulmoner egzersiz testi Laktik asit Myokard infarktusu Maksimal istemli ventilasyon Azot Parsiyel arteryel karbondioksit basıncı Parsiyel arteryel oksijen basıncı Ekspiryum sonu pozitif basınç [ PET CO2 ]: End tidal parsiyel karbondioksit basıncı [ PET O2 ]: End tidal parsiyel oksijen basıncı PPO: RER: so 2 : TV: VCO 2 : VE: VK: VO 2 : VO 2 maks: Postoperatif Solunum değişim oranı Saturasyon Tidal volum Üretilen karbondioksit Dakika ventilasyonu Vital kapasite Tüketilen oksijen Maksimum oksijen tüketimi ii

6 TANIMLAMALAR Altı dakika yürüme mesafesi: Altı dakika yürüme testi sonucunda 6 dakikada katedilen mesafe ( metre ) EKG: Elektrokardiogram. Cilt elektrotlarının belirli yerleşimleriyle vücut yüzeyinden ölçülen kalp siklusu sırasında ortaya çıkan elektriksel vektörlerin toplamı ( mv ve mm ) Kalp hızı: Dakikadaki kalp vuru sıklığı ( vuru / dk ) Maksimum kalp hızı: Kademeli artan egzersiz testinde zorlu eforla ulaşılan maksimum kalp hızı ( vuru/dk ). 220 yaş olarak hesaplanabilir. FEV 1 : Zorlu ekspirasyonun birinci saniyesinde atılan hava volümüdür ( lt ). Solunum hızı: Dakika başına gerçekleştirilen soluk sayısı ( dk -1 ). MVV: Maksimal istemli ventilasyon. 12 veya 15 saniye süre ile tidal hacim ve solunum hızının artışını zorlayarak sağlanır. Amplitüdü ve frekansı yüksek solunumla bir dakikada atılan volümdür ( lt ). Nabız oksijeni: Her kalp atımında dokular tarafından alınan oksijen miktarını gösterir (VO 2 / kalp hızı ). R ( RER ): Solunum değişim oranı: Çıkarılan karbondioksitin, alınan oksijene oranı. Bütün vücudun karbondioksit atımını ve oksijen alımını gösterir. VO 2 maks: Spesifik protokolle uygulanan kademeli artan egzersiz testi esnasında ölçülen en yüksek oksijen kullanımıdır ( ml/ kg/ dk ). iii

7 GİRİŞ VE AMAÇ Akciğer kanserli hastaların uzun süreli sağkalımında en ümit verici tedavi, tek başına veya diğer tedaviler ile birlikte cerrahidir. Bu nedenle anatomik olarak rezektabl olan akciğer kanserli hastaların, cerrahi açıdan rezektabl olup olmadıkları titizlikle incelenmeli ve değerlendirilmelidir. Fakat operasyon sonrası hastanın akciğer fonksiyonları ile egzersiz kapasitesinde düşme ve yaşam kalitesinde bozulma olabileceği de unutulmamalıdır. Birçok akciğer kanseri tanısı almış hastada, halen sigara içiyor veya daha önceden içmiş olması nedeniyle, operasyon sonrası mortalite ve komplikasyonlarda artışa neden olan kronik obstruktif akciğer hastalıkları veya diğer komorbidite faktörleri bulunmaktadır. Operasyon öncesi hastaların fizyolojik değerlendirilmesinin yapılması özellikle perioperatif dönemde komplikasyon ve mortalite açısından riskli hasta gruplarının belirlenmesinde önemlidir. Preoperatif değerlendirme ile postoperatif dönemde karşılaşacağımız komplikasyonları tahmin ederek; hastanın perioperatif bakım ( preoperatif tedavi, anestezi tipi, süresi gibi ), postoperatif bakım ve gerekli görüldüğü durumlarda tedavisini düzenlememize yardımcı olur. Ayrıca uygulanacak olan cerrahi işleme karar vermemizde yol gösterir. Preoperatif pulmoner değerlendirmede, postoperatif mortalite ve morbiditeyi tahmin edebilen tek, altın standart bir test yoktur. Özellikle solunum fonksiyonları sınırlı olan hastalarda birden fazla test ile hastanın pulmoner fonksiyonları değerlendirilir. Yapılan testlerin uygulama sırası ise ülkelerin ve kliniklerin algoritmalarına göre değişmektedir. Çalışmamızda solunum fonksiyonu sınırlı olan, akciğer kanserli hastalarda preoperatif değerlendirmede kullanılan basit bir test olan altı dakika yürüme testi sonucundaki yürüme mesafesi, solunum fonksiyon testinde ölçülen beklenen %FEV 1 değeri ve daha kompleks bir test olan kardiopulmoner egzersiz testi ile ölçülen VO 2 maks değerleri ile perioperatif mortalite ve morbidite arasındaki ilişkiyi araştırmayı amaçladık. 1

8 GENEL BİLGİLER CERRAHİNİN AKCİĞER FONKSİYONLARI ÜZERİNE ETKİSİ Cerrahi girişimler, uygulanan anestezi ve cerrahi sonrası uygulanan analjeziden dolayı oluşan fizyolojik değişiklikler, kardiyovasküler sistem ve savunma mekanizmalarını etkilemekte ve bunun sonucunda ortaya çıkan kardiyopulmoner komplikasyonlar önemli mortalite ve morbidite nedenlerini oluşturmaktadır. Anestezi sırasında kullanılan ajanlar yanında, anestezi tipi ve süresi akciğer fonksiyonları üzerine etki etmektedir. İnhalasyonel anestetik ajanlar (halotan, izofluran gibi) doğrudan göğüs duvarı ve akciğerleri etkileyerek gaz değişiminde bozulmaya neden olurlar 1. Genel anestezi ile alveoler makrofajların sayı ve fonksiyonları azalır, mukosilier klirens azalır, alveolokapiller geçirgenlik artar, sürfaktan salgılanması azalır, pulmoner damarların nörohumöral mediatörlere cevabı azalır. Anestezik madde uygulaması ile diafragma ve interkostal kaslarda tonus azalması ve sonuçta toraksın transvers çapında azalmaya neden olur. Fonksiyonel rezidüel kapasitenin azalması, diafragmanın yukarı doğru yer değiştirmesi, hipoksik pulmoner vazokonstrüksiyon yanıtının inhibisyonuna bağlı olarak ventilasyon/ perfüzyon dengesi değişir. Diafragmanın yukarı doğru yer değiştirmesi, komşu akciğer bölgelerinde atelektazi gelişmesini kolaylaştırır 2. Ayrıca sekresyon klirensindeki yetersizlik, nitrojenin inhalasyon anesteziklerle yer değiştirmesi ve genel anestezi sırasında yüksek oksijen konsantrasyonu, genel anestezi sonrasında rezorbsiyon atelektazisi gelişmesine yol açar. Atelektazilerin gelişmesi, ventilasyon/ perfüzyon dengesini bozar. Sonuçta %15 e kadar şantlar gelişir. Akciğerin üst alanlarında ventilasyon iyi ama perfüzyonu kötü alanlar, alt kısımlarında ise ventilasyonu kötü ancak perfüzyonu iyi alanlar gelişir. Alveolo-arteriyel oksijen gradiyenti yükselir. Özellikle yaşlı, obez ve KOAH hastalarında erken postoperatif dönemde daha belirgin olan ciddi hipoksi gelişir 3. Üst batın ve toraksı ilgilendiren cerrahi operasyonlar sonucu solunum fonksiyonlarında belirgin bir bozulma olur. Bu bozukluk genel anestezinin etkisinden daha şiddetli ve daha uzun sürer. Operasyonu takiben restriktif akciğer hastalığı tablosu 2

9 ortaya çıkar. Akciğer volümlerinin düşmesinde, postoperatif ağrı ve kasların disseke edilmesinin de payı vardır. Ama en önemlisi santral sinir sisteminin frenik sinir üzerindeki uyarısının azalması sonucu ortaya çıkan diafragma fonksiyonundaki bozulmadır 4. Supin pozisyonu cerrahi sırasında en sık kullanılan pozisyondur ve bilinç açık bir hastada zorlu vital kapasitede %20 ye varan azalmaya neden olur 5-6. Bu azalma obez bireylerde, nöromusküler hastalık, diafragma disfonksiyonu veya kronik obstrüktif akciğer hastalığı varlığında daha belirgin olmaktadır. Vital kapasite cerrahiden en fazla etkilenen akciğer kapasitesidir ve cerrahinin lokalizasyonuna göre vital kapasitedeki azalma değişir. Üst abdominal cerrahi VK de en büyük azalmaya neden olur (preoperatif değerlerin %37-53 üne düşme), bunu alt abdominal cerrahi (preoperatif değerlerin %58-75 i) ve non- rezeksiyonel torakotomi (preoperatif değerlerin %58 i) izler 2. Tüm cerrahi yöntemler arasında üst abdominal cerrahi ve toraks cerrahisi en fazla postoperatif komplikasyon görülen cerrahilerdir. Kesi diafragmaya ne kadar yakınsa postoperatif komplikasyon riski o kadar artar. Akciğer rezeksiyon cerrahisi ile akciğer parankiminin bir kısmı alındığı için akciğer fonksiyonlarında ani bir kayıp olur. Kaybın büyüklüğü, kantitatif akciğer sintigrafisi ile hesaplanabilir. Operasyondaki diğer bazı faktörler de bu kayba katkıda bulunur. Bu faktörlerden bazıları kesi yeri, büyüklüğü, operasyon süresidir. Torakotomi ile rezeksiyon yapılmasa bile, solunum fonksiyonlarında yaklaşık 6 hafta süreyle azalma olur. Eğer önceden obstrüktif akciğer hastalığı varsa, ağrı nedeniyle öksürük ve derin solunum baskılanması nedeniyle hipoksemi ile hiperkapni oluşabilir. Torakotominin bir diğer olumsuz yönü de hastanın lateral dekübit pozisyonunda hareketsiz kalışı sonucunda konsolidasyon gelişebilmesidir 4. 3

10 AKCİĞER CERRAHİSİNDEN KAYNAKLANAN POSTOPERATİF KARDİYOPULMONER KOMPLİKASYONLAR Özellikle akciğer kanser cerrahisi başta olmak üzere, akciğerin birçok hastalığında akciğer rezeksiyonu gereksinimi vardır. Gelişen operatif teknikler, perioperatif medikal bakım olanakları ile cerrahi mortalite ve morbiditede azalmalar olsa da, ileri yaş grubu hasta sayısındaki artış, beraberinde risk grubunun artması nedeniyle postoperatif akciğer komplikasyonları önemini korumaktadır 7. Pulmoner komplikasyonlar kardiak komplikasyonlara göre daha sık ortaya çıkmaktadır. Postoperatif akciğer komplikasyonları tanımına bağlı olmak üzere, torasik cerrahide akciğer komplikasyonları %10-40 tır. Üst abdominal cerrahide bu oran %13-33, alt abdominal cerrahide ise %0-16 dolayındadır 8. Preoperatif değerlendirmede hekimin iki amacı vardır. Bunlardan birincisi postoperatif komplikasyonları tahmin etmek, ikincisi ise komplikasyon riskini azaltmaktır. Komplikasyon oluştuğundaysa bunun tanınması ve en iyi şekilde tedavinin yapılması son derece önemlidir. Komplikasyonları pulmoner, hemorajik, kardiak, plevral, özofagial, nörolojik komplikasyonlar olarak sınıflayabiliriz. Cerrahi Sonrası Sık Karşılaşılan Pulmoner Komplikasyonlar - Solunum Yetmezliği Postoperatif solunum yetmezliği hastaların %0,2-2,6 sında görülür ve bu komplikasyon nedeniyle mortalite % arasındadır 9. Pnömonektomi sonrası solunum yetmezliği klinik olarak dispne, takipne, taşikardi, anksiyete ve mental konfüzyonla kendini belli eder. Özellikle yaşlı kişilerde erken dönemde hipoksi gözlenir. Erken dönemde arteryel parsiyel oksijen basıncı ( PaO 2 ) ve arteryel parsiyel karbondioksit basıncı ( PaCO 2 ) değerleri düşer, fakat sonra PaCO 2 yükselir. Kalan akciğere doğru mediastinal şift, sağ pnömonektomi sonrası görülebilen gastrik distansiyona bağlı sol hemidiafragmada yükselme, şiddetli ağrıya bağlı göğüs duvarı 4

11 hareketlerindeki kısıtlılık ve kalan akciğerdeki sekresyona bağlı atelektazi, pulmoner yetmezliği tetikleyen faktörlerdir Postpnömonektomik Pulmoner Ödem, ARDS ve Akut Akciğer Hasarı (ALI ) Toraks cerrahisi sonrası görülen akciğer hasarı, sık görülmeyen fakat mortalitesi yüksek olan bir komplikasyondur. Prevelansı %2,5-5 arasında, mortalitesi ise % olarak bildirilmiştir 11. Akciğer rezeksiyonunu takip eden ve kardiyojenik olmayan akciğer ödemi ilk kez Gibbon tarafından 1942 yılında tanımlanmıştır. Bu durum deneysel çalışmalarda da gösterildiği gibi kapiller yataktaki kan basıncı artışı ve akciğerin damar yatağındaki azalmaya bağlanmıştır. Zeldin ve arkadaşları, 10 hasta üzerinde yaptıkları çalışmada, postpnömonektomi pulmoner ödemini tanımlamışlar ve ayrıca sağ pnömonektomi yapılan hastalarda ve ameliyat sırasında fazla sıvı verilmesiyle fazla sıvı yüklenmesinin bir delili olan normalden fazla idrar çıkarımını risk faktörü olarak göstermişlerdir 12. Terminolojiye rağmen postpnömonektomi pulmoner ödem sadece pnömonektomi sonrası ile sınırlı değildir. Lobektomi ve daha küçük işlemlerden sonra sonra da meydana gelebilir. Oluşum mekanizması tam olarak bilinmemekle birlikte, muhtemel eşlik eden faktörlerle birlikte artan hidrostatik basınç ve kapiller permeabilitede değişiklik nedeniyle akut akciğer hasarı gelişir. Predispozan faktörler; perioperatif dönemde aşırı sıvı yüklenmesi, taze donmuş plazma transfüzyonu, aritmi, düşük serum kolloid osmotik basıncını içerir 13. Postpnömonektomi pulmoner ödem sağ pnömonektomi sonrası daha sık gelişir. Tanı için öncelikle aspirasyon pnömonisi, bakteryel pnömoni, kalp yetmezliği, tromboembolizm, bronkoplevral fistül gibi ARDS yapabilecek nedenler dışlanmalıdır. ARDS veya akut akciğer hasarı ( ALI ) tanısı pulmoner kapiller wedge basıncının 18 mmhg nın altında olması ve radyolojik olarak karakteristik bilateral pulmoner opasitelerin görülmesi ile konulur 14. Amerikan- Avrupa konsensus kararına göre ALI ve ARDS tanımları tablo 1 de verilmiştir 15. 5

12 Tablo 1. akut akciğer hasarı ( ALI ) ve akut solunum distres sendromu (ARDS) tanımları Başlangıç Oksijenizasyon (PaO 2 /FiO 2 ) Akciğer radyolojisi ALI Ani <300 mmhg Bilateral infiltrasyon ARDS Ani <200 mmhg Bilateral infiltrasyon * pulmoner kapiller wedge basıncı 18 mmhg den düşük olmalı veya sol atrium hipertansiyonu bulgusu olmamalıdır. Postoperatif dönemde eğer postoperatif pulmoner ödem şüphesi varsa, tedaviye ampirik olarak başlanmalıdır. Sıvı alımı kısıtlanmalı, morfin, diüretik, mekanik ventilatörle ekspiryum sonu pozitif basınç ( PEEP ) uygulanmalıdır Atelektazi Torakotomi sonrası atelektazi, olası komplikasyonlar içinde en sık görülenidir. Torakotomi sonrasın ağrı tam olarak ortadan kaldırılmadığı sürece atelektazi de devam eden bir komplikasyon olarak karşımıza çıkacaktır. Atelektazi %7 ile %30 arasında görülmektedir Atelektazinin nedeni bronşun mukus ya da kan ile kapanması ve buna bağlı olarak distal bölgede kalan havanın absorbsiyonu ile açıklanabilir. Ayrıca operasyon sonrası sürfaktan azalması ve solunumun ağrıya bağlı olarak yüzeyelleşmesi de nedenlerden bazılarıdır. Fizyolojik olarak atelektazi akciğer kompliansında azalmaya, fonksiyonel rezidüel kapasitenin düşmesine neden olur. Oluşan bu durum solunum işinin artmasına, gaz değişiminin bozulmasına yol açar. Klinik olarak hastada takipne, taşikardi, ateş ve değişik derecelerde siyanoz ortaya çıkar. Aynı zamanda akciğer enfeksiyon oluşmasına uygun duruma gelir. Atelektazinin radyolojik görünümü tutulumun genişliğine göre değişir. Küçük atelektazilerde alt loblarda lineer opasiteler görülür. Daha geniş atelektazilerde ise önce segmenter sonra bütün lob kollabe olur. Atelektazinin oluşumun önlemek için birçok önlem alınabilir. Bunlar arasında ameliyat öncesi mümkün olduğu kadar uzun zaman önce sigaranın bıraktırılması, yine ameliyat öncesi bronkospazm varsa bunun tedavi edilmesi, hastanın göğüs fizyoterapisi yönünden eğitilmesi ve bu durumun ameliyat 6

13 sonrası dönemde devam ettirilmesi ve postoperatif dönemde uygun analjezinin sağlanmasıdır. Korst un 218 hastalık lobektomi serisinde %7,8 oranında atelektazi saptanmış, görülen tüm komplikasyonlar içinde %25 lik bir dilimi kapsamıştır. Aynı seride sağ üst veya üst-orta lobektomilerde görülen atelektazi oranı, sağ alt veya sol lobektomilerden istatistiksel olarak anlamlı derecede fazla bulunmuştur. Bu komplikasyonun görüldüğü ve görülmediği gruplar kıyaslandığında predispozan bir faktör saptanmamıştır 18. Postoperatif atelektazi oluşması halinde küçük atelektazilerde yoğun fizyoterapinin yanında nazotrakeal aspirayon, yeterli olmadığı takdirde bronksokopik aspirasyon, tekrarlayan atelektazilede ise mini trakeostomi önerilmektedir Pnömoni Cerrahi sonrası gelişen pnömoni, hastane enfeksiyonları içinde ikinci sıklıkta görülür. Gerçek sıklığı bilinmemekle beraber, geniş rezeksiyon serilerinde %6-7 oranında saptanmıştır 19. Mortalitesi %40-50 arasındadır. En sık görülen mikroorganizmalar gram negatif enterik basiller veya kronik obstrüktif akciğer hastalığına bağlı hava yollarında kolonizasyon oluşturan hemofilus influenza ve pnömokoklar gibi bakterilerdir. Cerrahiden sonra pnömoni gelişimi etken mikroorganizmaların sayısı, alt solunum yollarındaki mekanik ve immunolojik savunma mekanizmalarındaki değişikliklerle de ilişkilidir. Mukosilier temizlemenin bozulması (KOAH, sigara içimi ), etkisiz öksürük refleksi, immünsüpresif ilaç kullanımı (kortikosteroidler gibi) mikroorganizmaların çoğalması ve sonuçta pnömoni gelişimine neden olur. Atelektazi gelişmesi de, pnömoni riskini arttırır. Pnömoni riskini azaltmak için uygulanacak önlemlerden bazıları cerrahi öncesinde başlar. Örneğin sigaranın elektif cerrahilerden en az 8 hafta öncesinde kesilmesi gereklidir. Cerrahiyi takiben nazogastrik ve endotrakeal tüpler mümkün olan en kısa sürede çekilmeli, öksürüğün etkili olabilmesi için gereken analjezikler verilmelidir. Cerrahi sonrası pnömoni gelişen hastalarda tedavinin temelini destek tedavisi ve antibiotikler oluşturur. Destek tedavisinde; hastanın pozisyonunun sık değiştirilmesi, öksürtülmesi, derin solunum yaptırılması, hidrasyonun sağlanması ve erken mobilize edilmesi, sekresyonların kolay atılmasını sağlayıp pnömoninin iyileşmesini hızlandırır

14 - Uzamış Hava Kaçağı Pnömonektomi dışındaki rezeksiyonlardan sonra da parankimal yüzeyden hava kaçağı oluşabilmektedir. Akciğerin komplet ekspansiyonu ve plevral boşluğun obliterasyonu sonucu 2-3 gün içinde hava kaçağı kesilir. Yedi günden fazla devam eden hava kaçaklarına uzamış hava kaçağı denir. Rice ve Kirby, 197 hastada yaptığı pulmoner rezeksiyon sonrası 35 hastada ( %15 ) hava kaçağı bildirmiş, bunların sadece 3 tanesi 7 günden fazla sürmüştür. Uzamış hava kaçağı saptanan grupta bu sebepten dolayı başka bir komplikasyon gelişmemiş fakat postoperatif hastanede kalış süresi diğerlerine göre 5.6 gün daha uzamıştır 20. Hava kaçağının uzaması halinde, toraks drenine negatif basınçlı aspirasyon, drenin provokatif olarak klemplenmesi, subsegmentlerin fibrin yapıştırıcı ile tıkanması, kaçak olan yüzeylere torakoskopik olarak fibrin yapıştırıcı uygulanması, pnömotoraksın eşlik etmediği biliniyorsa talk pudrası ile kimyasal plörodezi denenebilir veya hastanede kalış süresini kısaltmak için tek yönlü hava ve sıvı hareketine izin veren Heimlich valfi ( tek yönlü çek-valf sistemi ) uygulaması sonrası, hastalar ayaktan poliklinik takibine alınabilirler Bronkoplevral Fistül Ampiyemle birlikte veya bağımsız bronkoplevral fistül ( BPF ), pulmoner rezeksiyon uygulanan olgulardaki mortalite ve morbiditenin major nedenidir Postoperatif bronkoplevral fistül insidansı %1,6-6,2 dir. Ateş, steroid kullanımı, balgamda hemofilus influenza bulunması, eritrosit sedimantasyon hızında yükseklik ve anemi BPF gelişimi için preoperatif risk faktörleri arasında sayılmaktadır 23. Bronkoplevral fistüller en sık pnömonektomi sonrası gelişmektedirler ve %75 i sağ taraftadır. Erken BPF, rezeksiyondan sonra 1-2 gün içinde hatta 7. güne kadar meydana gelen fistüllerdir. Bunun nedeni bronş kapatılmasındaki teknik yetersizliktir. Masif hava kaçağı ve subkutanöz amfizemle kendini gösterir. Başlangıçtaki tedavi hemen toraks tüpü konulması ve fiberoptik bronkoskopi yapılmasıdır. Erken BPF de retorakotomi yapılarak fistül kapatılmalı ve bronş güdüğü interkostal kas, perikardial yağ yastıkçığı veya omentum ile desteklenmelidir. Çok küçük fistüllerde ( 3 mm den 8

15 küçük ) bronkoskopik olarak fibrin glue ile fistül kapatılması yapılmıştır 24. Eğer BPF 10 günden sonra gelişirse genellikle ampiyemle birliktedir ve bu durumda retorakotomi önerilmez. Tüp torakostomi ve uygun antibiotik tedavisi uygulanmalıdır. BPF ye bağlı mortalite çok değişken oranlarda bildirilmektedir. Oranlar %16-72 arasında verilmiştir. En sık mortalite nedeni ise sepsis, solunum yetmezliği ve malnütrisyondur. - Aritmiler Akciğer rezeksiyonlarından sonra atrial ve ventriküler aritmiler görülebilir. Postoperatif aritmilerin görülmesinde pek çok etken sayılabilir. Bunların arasında en sık görülenleri artmış vagal tonus, elektrolit bozukluğu, perikard irritasyonu, altta yatan koroner veya kalp kapak hastalığı, hipoksi ve intraoperatif dönemde 2 litreden fazla sıvı alımıdır. Aritmiler lobektomi sonrası % 3,1-14,3, pnömonektomi sonrası %19,4-40 arasında görülmektedir 10. Tüm aritmiler içinde en sık görüleni atrial fibrilasyondur. Sinüs taşikardisi, atriyal flutter, premature ventriküler atım ve hatta bradiaritmiler de görülebilmektedir. Ventriküler aritmiler ise çok nadir görülmektedir. Aritmiler genellikle ameliyat sonrası ilk hafta içinde ortaya çıkar. İleri yaş ve önceki kardiak hastalıklar aritmi gelişme olasılığını arttırır. Christophoros N. Foroulis ve arkadaşlarını erken postoperatif dönemde ( operasyondan sonraki ilk 7 gün) aritmi ile ilişkili faktörleri araştırmışlar ve sağ veya intaperikardial pnömonektomi yapılan hastalarda ve postoperatif sağ ventrikül sistolik basıncı yüksek ( > 35 mmhg ) saptanan hastalarda aritmi gelişimini daha sık saptamışlardır 25. PREOPERATİF DEĞERLENDİRME Akciğer kanserli hastaların çoğu halen sigara içen ya da uzun süre sigara içip bırakmış kişilerdir. Ayrıca sigaraya bağlı olarak gelişen kronik obstrüktif akciğer hastalığı, koroner kalp hastalığı gibi cerrahinin mortalite ve morbiditesini arttıran hastalıklara sahiptirler. Küçük hücre dışı akciğer kanserli hastalarda cerrahi tedavi şifa şansı en yüksek olan tedavi seçeneğidir. Bu nedenle evreleme sonucu operabl olan tüm hastalarda fizyolojik rezervlerini tespit için solunum fonksiyon testleri yapılmalı, perioperatif riskleri değerlendirilmelidir 26. 9

16 YAŞ Eşlik eden hastalıkların varlığı gibi yan faktörlerin değişkenliği sebebiyle yaşın postoperatif komplikasyonlara etkisi kesin olarak belirlenememekle birlikte, 80 yaşın üzerindeki olgularda mortalitenin arttığı düşünülmektedir 27. Ancak tek başına ileri yaş (> 80) küratif cerrahi rezeksiyon için kontrendikasyon oluşturmaz yaş üzeri hastalarda mortalite oranları lobektomi için %4 ile %7 arasında, pnömonektomi için %14 civarında bildirilmiştir 30. Bu oranlar 70 yaş altı opere olan hastalara göre oldukça yüksektir ( lobektomi için %1-4 arası, pnömonektomi için %5-9 arasında ) 29. KARDİOVASKÜLER RİSK Major operasyon planlanan, özellikle sigaraya bağlı aterosklerotik kardiovasküler hastalıklarına yatkın kişilerde mutlaka preoperatif kardiovasküler risk değerlendirmesi yapılmalıdır. Genellikle tablo 2 de gösterilen Amerikan Kardiyoloji Derneğinin Kardiak cerrahi dışı perioperatif kardiovasküler değerlendirme rehberinin tanımladığı risk değerlendirmesinin kullanılması önerilmektedir

17 Tablo2. Perioperatif kardiovasküler risk artışını ( kalp yetmezliği, myokard infarktüsü ve ölüm dahil ) gösteren klinik belirleyiciler Klinik belirleyiciler Major Unstabil koroner sendromlar Dekompanse kalp yetmezliği Belirgin aritmiler Şiddetli kapak hastalığı Orta Orta şiddette angina pektoris ( Kanada sınıf I veya II ) EKG de patolojik Q dalgası veya geçirilmiş MI öyküsü Kalp yetmezliği öyküsü Diabetes mellitus ( özellikle insülin bağımlı ) Böbrek yetmezliği Minör İleri yaş Anormal EKG (sol ventrikül hipertrofisi, sol dal bloğu ve ST- T değişiklikleri ) Sinüs ritmi dışındaki ritmler Düşük fonksiyonel kapasite Stroke öyküsü Kontrol altında olmayan hipertansiyon Tanımlar Klinik semptomlarla veya non invaziv olarak gösterilmiş, akut ( 7 gün içinde ) veya yeni ( 7 gün ile 30 gün arası ) gelişen myokard infarktüsü Unstabil veya şiddetli angina ( Kanada Sınıf III ya da IV) Yüksek derece AV blok Altta kalp hastalığı varlığında semptomatik ventriküler aritmiler ve ventrikül hızı kontrol altına alınamayan supraventriküler aritmiler Yukarıdaki tabloya göre major klinik belirleyiciye sahip hastaların artmış perioperatif kardiovasküler risk açısından mutlaka operasyon öncesi kardiak değerlendirmeleri yapılmalıdır

18 PULMONER FONKSİYON Perioperatif mortalite ve morbidite riskinde artış, postoperatif uzun dönem disability ve solunum yetmezliğinden dolayı yaşam kalitesinin bozulması gibi durumlardan dolayı solunum fonksiyonunun kısıtlılığının değerlendirilmesi önemlidir. Hasta klinik olarak stabil ve maksimum medikal tedavi altında iken solunum fonksiyonları değerlendirilmelidir 28. Preoperatif pulmoner fonksiyonların değerlendirilmesinde testler basamak basamak yapılır. Ülkeler ve kliniklerin kullandıkları algoritmalara bağlı olarak kullanılan testlerin sıralaması değişebilmektedir. ACCP, BTS ve kliniğimizde kullanılan preoperatif değerlendirme algoritmaları Ek de verilmiştir. 1. BASAMAK - Spirometri ve Diffuzyon Kapasitesi Spirometri ile ölçülen FEV 1, postoperatif komplikasyon tahmini için anlamlı ve kolay bir yöntem olması nedeniyle solunum fonksiyonlarının tayininde ilk basamakta yer almaktadır. İngiliz Toraks Derneği kılavuzuna göre 2000 in üzerine hastayla yapılan 3 büyük çalışma serisinde operasyon öncesi FEV 1 in pnömonektomi için 2 lt, lobektomi için 1,5 lt nin üzerinde olması durumunda mortalitenin %5 in altında olduğu saptanmıştır yılında Miller ve arkadaşları 2340 cerrahi uyguladıkları hastalarda, pulmoner rezeksiyon tiplerine göre solunum fonksiyon kriterlerini yayınladılar. Buna göre rezeksiyon için standart pulmoner fonksiyon değerleri belirlediler ( Tablo 3 ). 12

19 Tablo 3. Rezeksiyon için standart pulmoner fonksiyon değerleri Pulmoner Fonksiyon Test MVV ( % beklenen ) FEV 1 ( lt ) Normal 75 > 2 Pnömonektomi >55 > 2 Lobektomi >40 > 1 Wedge >35 > 0,6 Inoperabl <35 < 0,6 *FEV 1 : Birinci saniyedeki zorlu ekspiratuar volum, MVV: Maksimum istemli ventilasyon Lobektomi planlanan hastalarda FEV 1 >1,5 lt, pnömonektomi planlanan hastalarda ise FEV 1 değeri > %80 veya 2 lt üzerinde ise, ve altta yatan interstisyel akciğer hastalığı ya da açıklanamayan egzersiz dispnesi yok ise ileri fizyolojik değerlendirmeye gerek yoktur. Hastanın altta yatan bilinen veya şüpheli intestisyel akciğer hastalığı varsa FEV 1 %80 üzerinde olsa bile DLCO ölçümünün yapılması önerilmektedir Ferguson ve ark. 237 hasta ile yaptıkları çalışmada preoperatif DLCO ile postoperatif mortalite ve morbidite arasındaki ilişkiyi araştırmışlar ve bu çalışmada DLCO > %60 olması artmış mortalite ile ilişkili bulunmuş, aynı zamanda %80 altında DLCO değerinde pulmoner komplikasyonlarda 2-3 kat artmış risk saptamışlardır 33. Operasyon planlanan hastaların DLCO ve FEV 1 değerleri beklenenin %80 nin altında ise daha ileri incelemelere, 2. ve 3. basamak testlerine geçmek gerekir. 2. BASAMAK - Postoperatif Akciğer Fonksiyon Testlerinin Hesaplanması Preoperatif FEV 1 ve DLCO değerleri beklenin %80 altında olan hastalarda, cerrahi rezeksiyon ile kaybedilecek akciğer dokusunun fonksiyonu ölçülerek, prediktif postoperatif ( PPO ) akciğer fonksiyonları hesaplanır. Bu işlem ventilasyon scan, perfüzyon scan ve kantitatif CT taramaları ve anatomik hesaplama ile yapılabilir. 13

20 Anatomik hesaplamada PPO akciğer fonksiyonlarının gerçek değerlere göre daha düşük çıkabilmesinden dolayı, radyonüklid perfüzyon sintigrafisi pnömonektomi sonrası PPO FEV 1 ve PPO DLCO hesaplamasında daha çok tercih edilmektedir. Anatomik metod ise lobektomi sonrası PPO akciğer fonksiyonlarını hesaplamak için önerilir 28. Perfüzyon metoduyla pnömonektomi sonrası %PPO FEV 1 aşağıdaki formül ile hesaplanır. PPO FEV 1 Postpnömonektomi = Preoperatif FEV 1 x ( 1- rezeke edilecek akciğerin toplam perfüzyonu ) Postoperatif DLCO tahmini de bu formül ile aynı şekilde hesaplanabilir. Lobektomi için segment sayısına göre hesaplama yöntemi ise: PPO FEV 1 Postlobektomi= preoperatif FEV 1 x ( kalan segment sayısı/ total segment sayısı) Postoperatif DLCO tahmini de bu formül ile aynı şekilde hesaplanabilir. PPO FEV 1 ve DLCO %40 altında ise perioperatif risk artmaktadır. Markos ve arkadaşlarının yaptığı prospektif çalışmada 55 akciğer rezeksiyonu uygulanan ( 18 pnömonektomi, 29 lobektomi, 6 torakotomi rezeksiyonsuz ) hastaların PPO FEV 1 %40 üzerinde olanlarda postoperatif mortalite ile ilişki saptanmamış, %40 altında olanlarda ise %50 mortalite saptanmıştır 34. Cerrahi aday olan akciğer kanserli hastalarda PPO FEV 1 yada PPO DLCO değerleri %40 altında ise bu hastalarda perioperatif mortalite ve kardiopulmoner komplikasyon riski artmıştır. Bu hastalara preoperatif egzersiz testi önerilmektedir. PPO FEV 1 %30 altında ise operasyondan vazgeçilmelidir

21 3. BASAMAK: - Egzersiz Testleri Egzersiz testleri; kontrollü metabolik stres altında kardiovasküler sistem, solunum sistemi ve hücresel cevabın araştırılması esasına dayanır 35. Egzersizde rolü olan bütün organların fonksiyonel rezervini saptamanın yanısıra egzersizi sınırlayan faktörleri de ortaya çıkarmaya yardım eder. Klinikte egzersiz testleri hastalık semptom ve bulguları olan bireylerde teşhis, risk değerlendirmesi, hastalık seyrinin takibi ve tedavi girişimlerine cevabın ortaya konulması amacıyla kullanılır Merdiven çıkma testi ( Stair climbing test ) Bu test, merdiven çıkma gibi sabit bir iş yükü ile kişinin performans durumunu değerlendirmeyi içerir 37. Özellikle kardiyopulmoner komplikasyonların tayininde güvenli ve basit bir yöntem olması nedeniyle tercih edilmektedir 26. Merdiven çıkma testinin aynı zamanda pulmoner fonksiyonun bir göstergesi olduğu kabul edilir. J.W. Randolph Bolton ve arkadaşlarının 1987 yılında yayınladıkları bir çalışmada, yaş ortalamaları 56,8 olan 70 erkek hastanın pulmoner fonksiyon testleri ile çıktıkları basamak sayısı arasındaki ilişki bildirilmiştir. Bu çalışmada merdiven çıkma testinin pulmoner fonksiyonların göstergesi olduğunun belirtilmesi dışında kardiovasküler şikayetleri de taramamıza yardımcı olduğu belirtilmektedir. Örneğin test sırasında klaudikasyo, angina gibi semptomlar gelişen hastalarda, pulmoner rezeksiyon öncesinde kardiovasküler açıdan daha yoğun değerlendirme yapılması açısından bize yol gösterir. Gerekli olduğu durumlarda eforlu EKG, radyonuklid testler, koroner anjiografi, periferal vasküler testler gibi daha ileri testler yapılabilir 38. Yapılan bir çok çalışma retrospektif olarak dizayn edilmiş fakat genel olarak çalışmalarda 2 kat merdiven çıkamayan hastalarda, belirgin olarak postoperatif komplikasyon riskinde artış gösterilmiştir 39 (Tablo 4 ). 15

22 Tablo 4. Postoperatif risk göstergesi olarak merdiven çıkma Yazar- çalışma Hasta sayısı Sonuç Olsen ve ark. 54 > 3 kat ( kabul edilebilir risk) Holden ve ark. 16 ( yüksek risk ) > 44 basamak ( kabul edilebilir risk ) Van Nostrand ve ark > 2 kat ( kabul edilebilir risk) Ginsberg 2 kat = pnömonektomi 1 kat = lobektomi < 1 kat segmentektomi Pate ve ark. 12 ( yüksek risk ) > 3 kat = lobektomi > 5 kat = pnömonektomi 1 kat = 12 basamak 1968 yılında Van Nostrand ve arkadaşları ilk olarak, merdiven çıkma testini, akciğer rezeksiyon cerrahisi için preoperatif değerlendirmede kullanmıştır. 119 pnömonektomi planlanan hasta ile yapılan çalışmada; 1 kat merdiven çıkma ile minimal dispne gelişen hastalarda postoperatif mortalite %50, 2 kat merdiven çıkma ile minimal dispne gelişen hastalarda postoperatif mortalite %11 olarak bulunmuştur 40. Olsen ve arkadaşları, 54 erkek hasta ile yaptıkları çalışmada 3 kat merdiven çıkabilen ( 75 basamak ) hastaların torakotomi sonrası komplikasyon oranında düşme olduğunu bildirmişler 41. Girish ve arkadaşları tarafından, torasik ve üst batın cerrahisi uygulanan 83 hasta prospektif olarak, semptom sınırlı merdiven çıkma testi ve postoperatif kardiopulmoner komplikasyonlar açısından değerlendirilmiştir. Bu çalışmada 1 kat merdiven çıkamayan hastalarda %89 oranında komplikasyon geliştiği bulunmuştur. 7 kat merdiven çıkabilen hastalarda ise hiç komplikasyon gelişmemiştir. Aynı zamanda çıkılan basamak sayısı ile postoperatif hastanede yatış süresi arasında tersine bir ilişki bulunmuştur 42. Üç kat merdiveni rahatlıkla çıkan olgu lobektomi için, 5 kat merdiveni çıkan olgu da pnömonektomi için uygundur. Üç kat merdiven çıkabilen kişinin FEV 1 değeri 1,7 L nin üzerinde, 5 kat merdiven çıkabilen kişinin FEV 1 değeri ise 2 L nin üzerindedir. Buna karşın merdiven çıkma testi standardize edilememiştir 43. Testin 16

23 süresi, tırmanma hızı, katlardaki basamak sayısı, basamakların yüksekliği ve testi sonlandırma kriterleri değişkendir ve bunlar testin güvenirliğini azaltan etkenlerdir. Genel olarak 5 kat merdiven çıkabilen kişide VO 2 maks 20 ml/ kg/ dk nın üzerinde, bir kat çıkamayan kişide ise VO 2 maks 10 ml/ kg/ dk nın altında kabul edilir., - Mekik testi ( shuttle walk test ) Yürüme testlerini, kardiopulmoner egzersiz testleri ile karşılaştırdığımızda; daha az teknik bilgi ve donanım gerektirmesi, bu testleri daha ucuz ve daha kolay uygulanabilir yapmaktadır yılında Singh ve arkadaşları tarafından giderek artan 10 metre mekik yürüme testi geliştirilmiştir. Kronik hava yolu kısıtlılığı olan hastaların fonksiyonel kapasitelerinin değerlendirmesinde kullanılan ve tekrarlanabilir bir testtir 41. Hasta işaretlenmiş iki nokta arasında (10 metre ara ile konmuş 2 koni kullanılabilir) giderek artan hızda yürür. Kişiler önceden kaydedilmiş bir teypten yayılan sesli ipucu ile aynı anda çizgiye dokunmalıdır. Kişinin artık teypteki hıza uyum sağlayamadığında veya devam edemeyecek kadar nefes darlığı geliştiğinde test sonlandırılır. Pulse oksimetre ile her 30 sn de bir kalp hızı ve oksijen saturasyonu kaydedilir. Ayrıca testin başında ve sonunda Borg skoru ( tablo 5 ) kaydedilir. Aynı zamanda recovery zamanı ve testin sonlandırma nedeni kaydedilmelidir. Mekik test hızı ölçü birimleri saatte kilometredir veya alternatif olarak yükü, dakikada mekik sayısı olarak gösterilebilir Tablo 5. Borg skalası Grade Dispne 0 Yok 0,5 Çok çok hafif 1 Çok hafif 2 Hafif 3 Orta 4 5 Ağır 6 7 Çok ağır Çok çok şiddetli (maksimal) 17

24 - Altı dakika yürüme testi Altı dakika yürüme testi klinik araştırma ve rehabilitasyon çalışmalarında geniş ölçüde kullanılan, zamanlı mesafe testlerine popüler bir örnektir lı yıllarda sağlıklı bireylerde Kenneth H Cooper tarafından geliştirilen 12 dakika türüme testi fiziksel kondüsyon seviyesini belirlemek için kullanılmaktaydı 44. Bu dönemde Balke tarafından, belirlenen bir zaman aralığında yürüme mesafesinin ölçümü ile fonksiyonel kapasitenin değerlendirildiği basit bir test geliştirildi ve yürüme testi kronik bronşitli hastalarda sakatlık durumunu belirlemek için kullanılmaya başlandı. Yapılan çalışmalarda 6 dakika yürüme testinin diğer yürüme testlerine göre daha kolay yönetilmesi, daha iyi tolere edilmesi ve günlük aktiviteleri iyi yansıttığı gerekçeleri ile solunum yolu hastalığı olan hastalarda kullanımı önerilmektedir. Bir saha testi olarak kullanılan altı dakika yürüme testi, testi yapan kişi için ileri eğitim gerektirmeyen ve egzersiz ekipmanı ihtiyacı olmayan, günlük aktivitelerle uyumlu basit, ucuz bir testtir. Bu testte hastanın 6 dakikalık bir periyot süresince düz sert bir zeminde yürüyebildiği kadar maksimum hızla yürüdüğü mesafe ölçülür. Test klinikte en çok orta ve ağır şiddetteki kalp ve akciğer hastalığı olan hastalarda yapılan medikal müdahelelere yanıtın değerlendirilmesinde kullanılır. Ayrıca tek ölçümle hastaların fonksiyonel durumları belirlenir, bu mortalite ve morbidite için belirleyicidir. (Tablo 6 ). Altı dakika yürüme testi endikasyonları aşağıdaki tabloda belirtilmiştir

25 Tablo 6. Altı dakika yürüme testi endikasyonları Tedavi öncesi ve sonrası karşılaştırmalar Akciğer transplantasyonu Akciğer rezeksiyonu Akciğer volüm küçültücü cerrahi Pulmoner rehabilitasyon Kronik obstrüktif akciğer hastalığında ilaç tedavisi Pulmoner hipertansiyon Kalp yetmezliği Fonksiyonel durum belirlenmesi ( tek ölçümlerde ) Kronik obstrüktif akciğer hastalığı Kistik fibrozis Kalp yetmezliği Periferik vasküler hastalıklar Yaşlı hastalar Morbidite ve mortaliteyi belirlemek Kalp yetmezliği Kronik obstrüktif akciğer hastalığı Pulmoner hipertansiyon Klinikte birçok hastalıkta kullanılmasına rağmen, fonksiyonel kapasiteyi saptamada ya da fonksiyonel kapasitedeki değişiklikleri belirlemede en iyi, en kullanışlı test olarak kabul edilmemektedir. Testin tam olarak standardize edilememesi ve hastanın motivasyon faktörü ise dezavantajlarıdır 46. Çeşitli klinik durumlar için altı dakika yürüme testinin yararının değerlendirilmesinde ileri çalışmalar gerekmektedir. Kardiopulmoner egzersiz testi egzersiz yanıtını, fonksiyonel kapasiteyi ve egzersiz kısıtlığına neden olan faktörleri objektif şekilde gösterdiği gibi aynı zamanda altta yatan patofizyolojik mekanizmayı da anlamamızı sağlar. Altı dakika yürüme testi ile maksimum oksijen tüketimi, egzersizde dispne nedeni ya da egzersiz kısıtlılığının mekanizması veya nedenleri tespit edilemez. Bu yüzden gerektiğinde altı dakika yürüme testi ile elde edilen veriler kardiopulmoner egzersiz testi ile birlikte değerlendirilmelidir. Altı dakika yürüme testi, kardiopulmoner egzersiz testi yerine konmamalıdır 43. Bu iki fonksiyonel test arasındaki farklılıklara rağmen bazı çalışmalarda aralarında iyi korelasyon olduğu saptanmıştır 43. Akciğer 19

26 transplantasyonu için değerlendirilen end stage akciğer hastalığı olan 60 hastada yapılan çalışmada, altı dakika yürüme testinde ölçülen yürüme mesafeleri ve maksimal oksijen tüketimleri karşılaştırılmış. Yürüme mesafesi ve VO 2 maks arasında belirgin bir korelasyon saptanmıştır ( r:0,73 ) 47. Kliniğimizde yapılan benzer bir çalışmada ise preoperatif değerlendirme yapılan yaş ortalaması 59,9 olan toplam 30 ( 28 kadın, 2 erkek ) hastaya altı dakika yürüme testi ve kardiopulmoner egzersiz testi yapıldı. Altı dakika yürüme testindeki yürüme mesafesi kullanılarak maksimal oksijen tüketimleri hesaplandı. Hesaplanan VO 2 maks ile kardiopulmoner egzersiz testi ile ölçülen VO 2 maks arasında istatiksel olarak anlamlı bulunan korelasyon saptandı fakat bu korelasyon düşük oranda idi ( r: 0,588, p:0,001 ) 48. Bazı çalışmalarda altı dakika yürüme testinin, kişinin günlük aktivite performansını oksijen tüketimine göre daha iyi yansıtmakta olduğu saptanmıştır. Örneğin 6 dakika yürüme testi hayat kalitesi ölçümleri ile daha uyumlu bulunmuştur 49. Kronik obstrüktif akciğer hastalığı olan hastalarda altı dakika yürüme testinin tekrarlanabilirliği, 1. saniyedeki zorlu ekspiratuar volum tekrarlanabilirliğinden daha iyi saptanmıştır Mekik testi ile altı dakika yürüme testi birbirine benzer testler olmakla birlikte, mekik testinde yürüme hızı teypten duyulan sinyal doğrultusunda her dakikada giderek arttırılır ve hasta istenen sürede dönüş noktalarına yetişemediği zaman test sonlandırılır. Çalışmalar mekik testinin, altı dakika yürüme testine göre oksijen tüketimi ile daha iyi korele olduğunu gösterse de, testin daha az geçerli olması, daha nadir kullanılıyor olması ve kardiovasküler hastalıklar için daha fazla risk oluşturması dezavantajlarıdır. Altı dakika yürüme testinin kesin kontrendikasyonları: 1 ay içinde miyokard infarktusu ya da unstabil angina geçirmiş olmak. Dinlenme halinde kalp hızının 120 vuru/dk fazla olması ve sistolik kan basıncının 180 mmhg, diastolik kan basıncının ise 100 mmhg den fazla olması relatif kontrendikasyonlardır. Stabil egzersiz anginası olan hastalar için altı dakika yürüme testi kesin kontrendikasyon oluşturmaz. Fakat bu hastalarda test antianginal ilaç tedavisi ve nitrat tedavisi sonrasında yapılmalıdır. Test sırasında kardiovasküler kollaps veya aritmilerde artış saptanabilir. Buna rağmen EKG monitorizasyonu olmadan binlerce yaşlı kişiye ve kalp yetmezliği veya 20

27 kardiomyopatisi olan hastalara test yapıldığında ciddi yan etkiler saptanmamıştır. Test hızlı acil müdahelenin yapılabileceği ortamda yapılmalıdır. Oksijen, sublingual nitrat, aspirin ve albuterol ( ölçülü doz inhaler ya da nebül formda ) ihtiyaç halinde ulaşılabilir konumda bulundurulmalıdır. Hasta sürekli oksijen tedavisi alıyor ise test sırasında standart hızda ya da klinisyenin önerdiği hızda oksijen alımına devam etmelidir. Teknisyenin kardiopulmoner resusitasyon için minimum temel yaşam desteği sertifikası olmalıdır. Klinisyenin tüm test süresince bulunması şart değildir, klinisyen gözetiminde teknisyen de testi uygulayabilir. Altı dakika yürüme testi sırasında göğüs ağrısı, tolere edilemeyen dispne, bacak krampı, denge kaybı, terleme ve ciltte soluklaşma var ise test hemen sonlandırılmalıdır. Testi yapan kişi bu gibi durumlara karşı dikkatli olmalı, testi durdurduğunda hastayı hemen oturtmalı ya da süpin pozisyonunda yatırmalıdır. Bu hastalarda senkop gelişebilir. Hastayı oturttuktan sonra kan basıncı, kalp atım hızı, oksijen saturasyonu ölçülmeli ve muayene yapılmalıdır. Hastaya gerekiyor ise oksijen verilmelidir. Altı dakika yürüme testi koridor gibi uzun, sert ve düz bir zeminde yapılmalıdır. Testin kapalı alanda yapılması tercih edilse de uygun hava şartları sağlandığında dışarıda da yapılabilir. Yürüme alanı 30 metre uzunluğunda olmalıdır (Bazı çalışmalarda 20 ya da 50 metrelik koridorlar kullanılmaktadır ). Koridor her 3 metrede bir işaretlenmeli, dönüş noktalarına turuncu trafik konisi gibi bir koni konmalıdır. Test öncesinde hasta sürekli kullanmakta olduğu ilaçları almalıdır. Teste başlamadan 2 saat kadar öncesine aktif egzersiz yapmamış olması gereklidir. Hasta testi spor ayakkabısı ve rahat kıyafetler ile uygulamalıdır 43. Test ölçümlerinde dikkat edilmesi gerekenler: - Test öncesinde ısınma periyodu olmamalıdır. - Gün içi olabilecek değişiklikleri minimale indirmek için, tekrarlayan testler yaklaşık aynı zamanlarda uygulanmalıdır. - Test başlamadan önce hasta en az 10 dakika başlangıç noktasının yakınında sandalyede oturtularak dinlenmelidir. Bu süre içinde hastanın nabız, kan basıncı 21

28 ölçülmeli ve herhangi bir kontrendikasyon oluşturan durumun varlığı araştırılmalıdır. Bu sırada hastanın uygun şekilde giyinmiş olması gerektiği unutulmamalıdır. - Pulse oksimetre isteğe bağlı olmakla birlikte eğer bakılacak ise test öncesi kalp hızı ve oksijen saturasyonu mutlaka kayıt edilmelidir. Test sırasında sürekli so 2 takibi yapılmamalı, özellikle so 2 izlemek için teknisyen hasta ile birlikte yürümemelidir. Yürüyüş sırasında bir çok pulse oksimetre cihazları hareket artefaktı oluşturmaktadır. - Hastaların testin başlangıç ve bitişinde Borg skalası ( Tablo 5 ) kullanılarak yorgunluk ve dispne dereceleri kayıt edilmelidir. - Kronometre yardımı ile 6 dakika tutulmalı, tur sayıları da 60 metrede bir kaydedilmelidir. - Hastalara testin nasıl yapılacağı anlatırılırken Bu testin amacı 6 dakika süresince yürüyebildiğin kadar hızlı yürümek. 6 dakika boyunca bu koridorda koniler arasında gidip geleceksin. 6 dakika yürümek için uzun bir zaman, dolayısıyla harcadığın eforu kendin ayarlayacaksın. Test sırasında yorulup nefessiz kalabilirsin, istersen yavaşlabilirsin, dinlenebilirsin ya da testi durdurabilirsin. Dinlenirken duvara yaslanabilirsin fakat olabildiğince erken yürümeye devam etmelisin. şeklinde bilgi verilmelidir. Hasta hazır olduğu zaman test sırasında mümkün olduğunca hızlı yürümesi ( koşmamalı) gerektiği hatırlatılarak teste başlanır. - Test sırasında hasta izlenmeli, başkası ile konuşulmamalıdır. Testin ilk birinci dakikası sonunda hastaya çok güzel gidiyorsun, yürümen gereken 5 dakika daha var 3 dakika kaldığında çok güzel, testi yarıladın Son 1 dakikada aynen devam et, sadece 1 dakika kaldı şeklinde uyarılar yapılır. Hastayı cesaretlendirici, teşvik edici kelimeler kullanılmamalıdır. - Hasta test sırasında durdu ise ya da dinlenmek istiyorsa duvara yaslanabileceği, eğer devam edebilecek ise kendini iyi hissettiğinde devam etmesi söylenir. Bu süre içinde kronometre durdurulmaz. Eğer hasta, 6 dakika dolmadan önce 22

29 durdu ve teste devam edemeyecek ise sandalyeye oturtulur, yürüme mesafesi, kaç dakika yürüdüğü ve testi bitirme nedeni kaydedilir. - Yürüme testinde son 15 saniyesinde hastaya birazdan testin biteceği ve dur dendiği zaman olduğu yerde kalması gerektiği hatırlatılır. 6. dakikada hasta durduktan sonra yanına gidilerek yürüme mesafesi kaydedilir.. - Test sonrasında Borg skalası, kullanılıyor ise pulse oksimetre ve nabız sayısı kaydedilir. alınır. - Test yapıldıktan 1 saat sonra tekrarlanabilir. En yüksek yürüme mesafesi Eğer test sırasında pulse oksimetre kullanıldı ise, hastanın saturasyonunda istirahat so 2 değerine göre %4 veya daha fazla düşme var ise desaturasyon olarak değerlendirilir. Yapılan bir çalışmada kronik obstrüktif akciğer hastalığı olan olgularda egzersize bağlı desaturasyonu değerlendirmek için de altı dakika yürüme testinin bisiklet ergometrisine göre daha kullanışlı olduğu sonucuna varılmıştır 52. Yapılan çalışmalarda 40 yaş için altı dakika yürüme mesafesi yaklaşık 600 metre olarak verilmiştir, her 10 yaş artışı için yaklaşık 50 metre azalır yılında Paul L Enright ve Duane L. Sherrill in yaş ortalamaları 40 ile 80 arasında olan 117 sağlıklı erkek ve 173 sağlıklı kadın ile yaptıkları çalışmada, altı dakika yürüme testini beklenen yürüme mesafesi olarak standardize etmişlerdir. Yapılan çalışmada ortalama yürüme mesafesi kadınlarda 494 metre iken erkelerde 576 metre olarak bulunmuştur. Yaşlı, kilolu ve kısa boylu kadın ve erkeklerde yürüme mesafesi belirgin olarak düşük bulunmuştur. Çalışma sonucunda cinsiyet spesifik regresyon formülü; 6DYTM ( erkekler için ) = ( 7,57 x boy (cm) )- ( 5,02 x yaş ) ( 1,76 x kilo (kg ) ) -309 metre, kadınlar için ise 6DYTM = ( 2,11 x boy ) ( 2,29 x kilo )- ( 5,78 x yaş ) metre olarak bulunmuştur 53. Altı dakika yürüme testi sonucunu birçok faktör etkilemektedir. Kısa boy, ileri yaş kilolu olmak, bayan cinsiyet, kısa koridor ( daha sık dönüş ), pulmoner hastalıklar ( KOAH, astım, kistik fibrozis, interstisyel akciğer hastalığı ), kardiovasküler hastalıklar ( angina, myokard enfarktusu, inme ), kas iskelet sistemi hastalıkları ( artrit, ayak bileği, diz ve kalça yaralanmaları, kas zayıflığı ) gibi nedenlerde altı dakika yürüme mesafesi 23

30 azalır. Egzersiz ile ilişkili hipoksemisi olan hastalarda oksijen desteği ile yürümek, daha önceden testi yapmış olmak, erkek cinsiyet ve uzun boylu olmak, yüksek motivasyon da ise altı dakika yürüme mesafesinde artış olur. Sonuç olarak altı dakika yürüme testi orta ve ağır bozukluklarda kişilerin fonksiyonel kapasitelerinin bir ölçütü olarak kullanılmaktadır. Özellikle preoperatif ve postoperatif değerlendirmede ve pulmoner ve kardiak hastalıklarda tedavi müdahelelerine yanıtları değerlendirmede çok yaygın olarak kullanılmaktadır Kardiyopulmoner egzersiz testi ( KPET ) Klinik pratikte hastaların kesin tanıları konulmadan önce, ön tanılar sıralanırken çoğu zaman karşılaşılan en önemli güçlüklerden birisi, benzer semptom ve bulguları olan hastalıkların ayırıcı tanısının yapılmasıdır. Göğüs hastalıkları kliniklerine başvuran hastalarda en sık karşılaşılan semptomlardan olan efor dispnesi, aynı zamanda kalp hastalıklarının da birincil semptomları arasındadır. Ayırıcı tanı yapılırken bu semptoma ilişkin alınan detaylı sorgulama ve detaylı sistemik muayene her zaman için yeterli olmayabilir. Özellikle, orta ve ileri yaşlarda her iki hastalık grubunun bir arada bulunma sıklığının artmış olması durumu daha da karıştırılabilmektedir. Egzersiz performansını sınırlayabilen faktörlerin tespit edilmesi ve egzersiz kapasitesini belirlemenin bir aracı olarak egzersiz testi ve yorumlanması önemlidir 54. Kardiyopulmoner egzersiz testleri (KPET), egzersiz toleransının mekanizmasını ve intoleransının nedenlerini araştırmak için kullanılan önemli testlerdir. Egzersizde rolü olan bütün organların fonksiyonel rezervini saptamanın yanısıra egzersizi sınırlayan faktörleri de ortaya çıkarmaya yardım eder. Solunum fonksiyonlarındaki bozulmanın derecesini saptamakta ve işgörmezlik değerlendirmesinde de kullanılmaktadırlar 55. Egzersiz sırasında iskelet kaslarının artan enerji ihtiyacını karşılamak amacıyla oksijenin atmosferden alınıp mitokondrilere taşınması sırasında oluşan olayların koordine bir şekilde birbirini takip etmesiyle egzersiz normal bir şekilde tamamlanır. Alınan havadaki oksijen kan dolaşımıyla kaslara sunulduğunda burada substratla ( öncelikle glikojen ve yağ asitleri ) birleşir ve aerobik glikoliz yoluyla ATP üretimi gerçekleşir. Yan ürün olarak da karbordioksit (CO 2 ) üretimi olur. Enerji ihtiyacı 24

Ameliyat Riskinin Değerlendirilmesinde Akciğer Kapasitesi Akif Turna

Ameliyat Riskinin Değerlendirilmesinde Akciğer Kapasitesi Akif Turna Ameliyat Riskinin Değerlendirilmesinde Akciğer Kapasitesi Akif Turna Ameliyatın Riski Ameliyatın Riski Major akciğer ameliyatı yapılacak hastalarda risk birden fazla faktöre bağlıdır. Ameliyatın Riski

Detaylı

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV Sunu planı NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON DOÇ. DR. HAKAN TOPAÇOĞLU İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Neden Endikasyonlar Kontrendikasyonlar Hasta seçilmesi Komplikasyonlar Solunum yetmezliği IMV

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı Göğüs Cerrahisi Akciğer Kanserinde Anamnez ve Fizik Muayene Bulguları Giriş Akciğer kanseri ülkemizde 11.5/100.000 görülme sıklığına

Detaylı

EGZERSİZ TESTLERİ TİPLERİ ve KPET ENDİKASYON ve KONTRENDİKASYONLARI. Dr. Füsun Öner Eyüboğlu Başkent Üniversitesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı

EGZERSİZ TESTLERİ TİPLERİ ve KPET ENDİKASYON ve KONTRENDİKASYONLARI. Dr. Füsun Öner Eyüboğlu Başkent Üniversitesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı EGZERSİZ TESTLERİ TİPLERİ ve KPET ENDİKASYON ve KONTRENDİKASYONLARI Dr. Füsun Öner Eyüboğlu Başkent Üniversitesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Statik Testlerin tanıda kısıtlayıcı özellikleri: İstirahat

Detaylı

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş 12.06.2010. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE):

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş 12.06.2010. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE): Pulmoner Emboli Profilaksisi Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD m Pulmoneremboli(PE): Bir pulmonerartere kan pıhtısının yerleşmesi Distaldeki akciğer parankimine kan sağlanaması Giriş Tipik

Detaylı

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Nonkardiyojenik Akciğer Ödemi Şok Akciğeri Travmatik Yaş Akciğer Beyaz Akciğer Sendromu

Detaylı

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM Dünya genelinde 300 milyon kişiyi etkilediği düşünülmekte Gelişmiş ülkelerde artan prevalansa sahip Hasta veya toplum açısından yüksek maliyetli bir hastalık

Detaylı

SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİNDE TEMEL KAVRAMLAR

SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİNDE TEMEL KAVRAMLAR SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİNDE TEMEL KAVRAMLAR ÖĞRENİM HEDEFLERİ SFT parametrelerini tanımlayabilmeli, SFT ölçümünün doğru yapılıp yapılmadığını açıklayabilmeli, SFT sonuçlarını yorumlayarak olası tanıyı

Detaylı

AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ

AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ TTD 10. Yıllık Kongresi Antalya 2007 Dr. S.Ş. Erkmen GÜLHAN Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Akciğer apsesi, parankim destrüksiyonu

Detaylı

PaCO 2 = 31 mmhg FiO 2 =.70 (Venturi)

PaCO 2 = 31 mmhg FiO 2 =.70 (Venturi) Solunum yetmezliği Mustafa Bey (66y) Ayşe Hanım (34 y) ph= 7.24 PaO 2 = 66 mmhg PaCO 2 = 89 mmhg FiO 2 =.33 (Venturi) ph= 7.42 PaO 2 = 66 mmhg PaCO 2 = 31 mmhg FiO 2 =.70 (Venturi) Ayşe Hanım Sekreter,

Detaylı

Oksijen tedavisi. Prof Dr Mert ŞENTÜRK. İstanbul Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilimdalı

Oksijen tedavisi. Prof Dr Mert ŞENTÜRK. İstanbul Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilimdalı Oksijen tedavisi Prof Dr Mert ŞENTÜRK İstanbul Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilimdalı OKSİJEN TEDAVİSİ Kime uygulanmalı? Endikasyonlar? Kaç litre? Ne şekilde? Kime uygulanmalı? Gereksinimi

Detaylı

Trakea Rüptürü. Nadir Bir Entübasyon Komplikasyonu. Doç. Dr. Aydın KARAKUZU Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Lefkoşe, KKTC Nisan 2011

Trakea Rüptürü. Nadir Bir Entübasyon Komplikasyonu. Doç. Dr. Aydın KARAKUZU Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Lefkoşe, KKTC Nisan 2011 Trakea Rüptürü Nadir Bir Entübasyon Komplikasyonu Doç. Dr. Aydın KARAKUZU Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Lefkoşe, KKTC Nisan 2011 1 Klinik Öykü Ş.Ş., 75 yaş, erkek, Asenden Aort Anevrizması

Detaylı

Temel SFT Yorumlama. Prof. Dr. Gamze KIRKIL Fırat Üniversitesi Göğüs Hastalıkları AD

Temel SFT Yorumlama. Prof. Dr. Gamze KIRKIL Fırat Üniversitesi Göğüs Hastalıkları AD Temel SFT Yorumlama Prof. Dr. Gamze KIRKIL Fırat Üniversitesi Göğüs Hastalıkları AD SPİROMETRİ ENDİKASYONLARI A. Semptom, bulgu veya anormal laboratuar sonuçları varlığında akciğer hastalığı tanısını doğrulamak

Detaylı

OBEZİTE-HİPOVENTİLASYON SENDROMU

OBEZİTE-HİPOVENTİLASYON SENDROMU OBEZİTE-HİPOVENTİLASYON SENDROMU Dr. Gökhan Kırbaş Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Uyku Bozuklukları Merkezi TORAKS DERNEĞİ UYKU BOZUKLUKLARI ÇALIŞMA GRUBU MERKEZİ KURSLAR

Detaylı

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ Engraftman Sendromu Veno- Oklüzif Hastalık Engraftman Sendromu Hemşirelik İzlemi Vakamızda: KİT (+14)-

Detaylı

FLEKSİBL FİBEROPTİK BRONKOSKOPİ

FLEKSİBL FİBEROPTİK BRONKOSKOPİ FLEKSİBL FİBEROPTİK BRONKOSKOPİ DOÇ. DR. ARİF DURAN ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Bronkoskopi nedir? Solunum yollarının endoskopik olarak incelenmesi Bronkoskop çeşitleri

Detaylı

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALARINDA EVDE SAĞLIK UYGULAMALARI

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALARINDA EVDE SAĞLIK UYGULAMALARI SOLUNUM SİSTEMİ HASTALARINDA EVDE SAĞLIK UYGULAMALARI Yrd. Doç. Dr. Sibel KÜÇÜK Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Solunum Sistemi Hastalıklarında Evde Bakımın Amacı Progresyonu önlemek,

Detaylı

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016 Göğüs Ağrısı Olan Hasta Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016 Göğüs Ağrısı??? Yan ağrısı? Sırt ağrısı? Mide ağrısı? Karın ağrısı? Boğaz ağrısı? Omuz ağrısı? Meme ağrısı? Akut Göğüs Ağrısı Aniden başlar-tipik

Detaylı

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Arş.Gör.Dr.Engin ŞENAY 02.02.2010 Pnömotoraks : Viseral ve parietal plevra yaprakları arasına hava girmesidir Künt Spontan Travmatik olabilir İyatrojenik

Detaylı

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Bronşektazi Giriş Subsegmental solunum yollarının anormal ve kalıcı dilatasyonu şeklinde tanımlanır Hastalık olmaktan çok çeşitli patolojik süreçlerin

Detaylı

Türk Yoğun Bakım Derneği Mekanik Ventilasyon Kursu Şubat 2010, İstanbul.

Türk Yoğun Bakım Derneği Mekanik Ventilasyon Kursu Şubat 2010, İstanbul. Türk Yoğun Bakım Derneği Mekanik Ventilasyon Kursu 26-27 Şubat 2010, İstanbul Weaning MV desteğinin kademeli olarak azaltılıp, hastanın ventilasyonu üstlenmesi sürecidir. Weaning MV süresinin % 40 ı Nozokomiyal

Detaylı

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler Anestezi Uygulama II 2017-2018 Bahar / Ders:9 Anestezi ve Emboliler Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI Emboli Nedir? Damarlarda dolaşan kan içerisine hava ya da yabancı cisim girişine bağlı olarak, dolaşımı engelleyen

Detaylı

Lokal İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri Tedavisi

Lokal İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri Tedavisi Lokal İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri Tedavisi Lokal ileri evre akciğer kanserli olgularda cerrahi tedavi, akciğer rezeksiyonu ile birlikte invaze olduğu organ ve dokuların rezeksiyonunu

Detaylı

SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİ. Doç Dr Tunçalp Demir

SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİ. Doç Dr Tunçalp Demir SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİ Doç Dr Tunçalp Demir SFT-SINIFLANDIRMA A-)Spirometrik inceleme 1. Basit spirometri 2. Akım-volüm halkası a)maksimal volenter ventilasyon (MVV) b)reversibilite c)bronş provokasyonu

Detaylı

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK TORAKAL EPİDURAL ANESTEZİ VE FEMORAL BLOK YÖNTEMİ A.DOSTBİL*, H.BAŞEL**, Ö.TEKİN***, M.ÇELİK*, A.AHISKALIOĞLU*, AF.ERDEM* *ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

ARDS Akut Sıkıntıılı Solunum Sendromu. Prof. Dr. Yalım Dikmen

ARDS Akut Sıkıntıılı Solunum Sendromu. Prof. Dr. Yalım Dikmen ARDS Akut Sıkıntıılı Solunum Sendromu Prof. Dr. Yalım Dikmen ARDS nin Önceki İsimleri Şok akciğeri Islak akciğer Da Nang akciğeri Pompa akciğeri Hyalen membran hastalığı Artmış permeabilite akciğer ödemi

Detaylı

Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız

Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız Dr.Levent Alpay Süreyyapaşa Egitim vearaştırma Hastanesi Mart

Detaylı

GARD Türkiye Projesi. Kronik solunum hastalıkları Evde Sağlık Hizmetleri

GARD Türkiye Projesi. Kronik solunum hastalıkları Evde Sağlık Hizmetleri GARD Türkiye Projesi Kronik solunum hastalıkları Evde Sağlık Hizmetleri KBYM Triaj Bilgilendirme Eğitim İleri teknoloji hastaneleri 2. Basamak hastane Evde bakım I. basamak Acil Servisler Özel bakım kuruluşları

Detaylı

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 01 Kasım 2010 Pazartesi

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 01 Kasım 2010 Pazartesi Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi Doç.Dr. Akif Turna Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi Doç.Dr. Akif Turna Küçük Hücre-Dışı

Detaylı

Mekanik Ventilasyon Takibi. Dr.Yücel Yavuz OMÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD./Samsun

Mekanik Ventilasyon Takibi. Dr.Yücel Yavuz OMÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD./Samsun Mekanik Ventilasyon Takibi Dr.Yücel Yavuz OMÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD./Samsun Amaç Bu sunumda; Mekanik ventilasyon (MV) uygulaması sırasında takip edilmesi gereken parametreleri ve ortaya çıkması muhtemel

Detaylı

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Hastalıkların tedavisinde kat edilen yol, bulaşıcı hastalıklarla başarılı mücadele, yaşam koşullarında düzelme gibi

Detaylı

Postüral Drenaj Uygulama

Postüral Drenaj Uygulama Postüral Drenaj Uygulama AMAÇ Akciğerlerdeki sekresyonun yer çekimi yardımıyla drenajının gerçekleştirilmesidir. TEMEL İLKELER Spontan solunumda veya ventilatöre bağlı hastada akciğerlerin tüm bronş ve

Detaylı

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyak Yoğun Bakım Sertifika Programı

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyak Yoğun Bakım Sertifika Programı Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyak Yoğun Bakım Sertifika Programı Tanım: Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Ankara Hastanesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalında uygulanacak olan 2 yıllık kardiyoloji

Detaylı

FİZYOTERAPİNİN PREOPERATİF ve POSTOPERATİF BAKIMDA YERİ Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı

FİZYOTERAPİNİN PREOPERATİF ve POSTOPERATİF BAKIMDA YERİ Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı FİZYOTERAPİNİN PREOPERATİF ve POSTOPERATİF BAKIMDA YERİ Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı 1 PREOPERATİF BAKIM ve Hazırlık 2 Genel olarak, planlanmış ameliyat için hazırlık üç aşamada uygulanır: Hastanın

Detaylı

Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER***

Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER*** Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER*** Süleyman Demirel Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji AD*, Biyokimya AD**, Kalp Damar Cerrahi

Detaylı

Temel Solunum Fonksiyon Testi Uygulamaları. Dr. Şermin BÖREKÇİ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı

Temel Solunum Fonksiyon Testi Uygulamaları. Dr. Şermin BÖREKÇİ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Temel Solunum Fonksiyon Testi Uygulamaları Dr. Şermin BÖREKÇİ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Solunum fonksiyonlarını değerlendirmek için kullanılan testler nelerdir? Solunum

Detaylı

Çocuklarda Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu (ARDS) ve Tedavisi. Tolga F. Köroğlu Dokuz Eylül Üniversitesi

Çocuklarda Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu (ARDS) ve Tedavisi. Tolga F. Köroğlu Dokuz Eylül Üniversitesi Çocuklarda Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu (ARDS) ve Tedavisi Tolga F. Köroğlu Dokuz Eylül Üniversitesi 1967: 18.07.2013 2 Tarihçe 1967 Acute Respiratory Distress in Adults 1971 Adult Respiratory Distress

Detaylı

Ekstrakorporeal Yaşam Destek Tedavileri (ECLS)

Ekstrakorporeal Yaşam Destek Tedavileri (ECLS) Ekstrakorporeal Yaşam Desteği Ekstrakorporeal Yaşam Destek Tedavileri (ECLS) Dr. Nermin KELEBEK GİRGİN Uludağ ÜTF, Anesteziyoloji ve Reanimasyon AD Yoğun Bakım BD Ø Renal replasman tedavisi Ø Karaciğer

Detaylı

KRONİK OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALIĞI (KOAH) TANIMI SINIFLAMASI RİSK FAKTÖRLERİ PATOFİZYOLOJİSİ EPİDEMİYOLOJİSİ

KRONİK OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALIĞI (KOAH) TANIMI SINIFLAMASI RİSK FAKTÖRLERİ PATOFİZYOLOJİSİ EPİDEMİYOLOJİSİ KRONİK OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALIĞI (KOAH) TANIMI SINIFLAMASI RİSK FAKTÖRLERİ PATOFİZYOLOJİSİ EPİDEMİYOLOJİSİ ÖĞRENİM HEDEFLERİ KOAH tanımını söyleyebilmeli, KOAH risk faktörlerini sayabilmeli, KOAH patofizyolojisinin

Detaylı

TKD/TKYK KORONER BAKIM İLERİ KLİNİK UYGULAMALAR SERTİKASYON PROGRAMININ ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI

TKD/TKYK KORONER BAKIM İLERİ KLİNİK UYGULAMALAR SERTİKASYON PROGRAMININ ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI TKD/TKYK KORONER BAKIM İLERİ KLİNİK UYGULAMALAR SERTİKASYON PROGRAMININ ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI Kardiyovasküler olaylar tüm dünyada en önemli ölüm nedenidir. İnsan ömrünün uzaması kardiyak sorunu olan

Detaylı

ATRİYAL FİBRİLASYON Atriyal fibrilasyon En sık görülen aritmi Epidemiyoloji Aritmiye bağlı hastaneye yatanların 1/3 ü AF li. ABD de tahmini 2.3 milyon, Avrupa da 4.5 milyon insan AF ye sahip. Sıklığı

Detaylı

Solunum Fizyolojisi ve PAP Uygulaması. Dr. Ahmet U. Demir

Solunum Fizyolojisi ve PAP Uygulaması. Dr. Ahmet U. Demir Solunum Fizyolojisi ve PAP Uygulaması Dr. Ahmet U. Demir Solunum fizyolojisi Bronş Ağacı Bronş sistemi İleti havayolları: trakea (1) bronşlar (2-7) non respiratuar bronşioller (8-19) Gaz değişimi: respiratuar

Detaylı

Çalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı)

Çalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı) Sevgili Arkadaşlarım, CANTAB için en önemli çalışmamız CHARM Çalışmasıdır.. Eğitimlerde söylediğim gibi adınız-soyadınız gibi çalışmayı bilmeniz ve doğru yorumlayarak kullanmanız son derece önemlidir.

Detaylı

MEKANİK VENTİLASYON - 2

MEKANİK VENTİLASYON - 2 MEKANİK VENTİLASYON - 2 DR. M. ŞÜKRÜ PAKSU ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ ÇOCUK YOĞUN BAKIM ÜNİTESİ Endotrakeal entübasyon endikasyonları Tüp seçimi Başlangıç ayarları Mod seçimi Özele durumlarda mekanik

Detaylı

Hazırlayan ekip : Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çalışma Grubu. Üyeler - Dr.Baktash Morrad - Dr.Ayşe Hüseyinoğlu - Dr.

Hazırlayan ekip : Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çalışma Grubu. Üyeler - Dr.Baktash Morrad - Dr.Ayşe Hüseyinoğlu - Dr. Genç Kardiyologlar Grup Sorumlusu - Prof.Dr.Oktay Ergene Bilimsel İçeriğin Değerlendirilmesi, Son Düzenleme - Prof.Dr. Recep Demirbağ Düzenleme, Gözden Geçirme - Uz.Dr.Rida Berilğen - Uz.Dr.Barış Düzel

Detaylı

Takiplerde hastalarda hangi özelliklere dikkat edilmesi gerektiğini

Takiplerde hastalarda hangi özelliklere dikkat edilmesi gerektiğini Dönem IV Kardiyoloji Stajı Konu: Atrial fibrilasyonlu hastaya yaklaşım Amaç: Bu dersin sonunda dönem IV öğrencileri atrial fibrilasyonu tanımlayabilecek, hastaya yaklaşımdaki temel prensipleri belirtebileceklerdir.

Detaylı

KOAH Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı

KOAH Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı KOAH Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı KOAH Zararlı gaz ve partiküllere karşı havayolları ve akciğerin artmış kronik inflamatuar yanıtı ile ilişkili ve genellikle ilerleyici özellikteki kalıcı hava akımı

Detaylı

FAZ I. Değerlendirme Eğitim Fiziksel aktivite Psikososyal yaklaşım. Bileşenler. Tanım. Değerlendirme. Koroner yoğun bakım

FAZ I. Değerlendirme Eğitim Fiziksel aktivite Psikososyal yaklaşım. Bileşenler. Tanım. Değerlendirme. Koroner yoğun bakım Bileşenler KORONER YOĞUN BAKIMDA KARDİYAK REHABİLİTASYON NASIL OLMALIDIR? Prof. Dr. Mehmet Uzun GATA Haydarpaşa Hastanesi Psikososyal yaklaşım 1 4 Tanım Koroner yoğun bakım merkezi = coronary care unit

Detaylı

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS Aerobik Antrenmanlar Sonucu Kasta Oluşan Adaptasyonlar Miyoglobin Miktarında oluşan Değişiklikler Hayvan deneylerinden elde edilen sonuçlar dayanıklılık antrenmanları

Detaylı

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ BESLENME ÜNİTESİ BESLENME DEĞERLENDİRME KILAVUZU

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ BESLENME ÜNİTESİ BESLENME DEĞERLENDİRME KILAVUZU ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ BESLENME ÜNİTESİ BESLENME DEĞERLENDİRME KILAVUZU KLK-HAB-BES İlk yayın Tarihi : 15 Mart 2006 Revizyon No : 04 Revizyon Tarihi : 03 Ağustos 2012 İçindekiler A) Malnütrisyon

Detaylı

Solunum Sistemi Fizyolojisi

Solunum Sistemi Fizyolojisi Solunum Sistemi Fizyolojisi 1 2 3 4 5 6 7 Solunum Sistemini Oluşturan Yapılar Solunum sistemi burun, agız, farinks (yutak), larinks (gırtlak), trakea (soluk borusu), bronslar, bronsioller, ve alveollerden

Detaylı

PERİOPERATİF ANEMİ. Dr. Hüseyin İlksen TOPRAK İnönü Ün. Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Rean AD

PERİOPERATİF ANEMİ. Dr. Hüseyin İlksen TOPRAK İnönü Ün. Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Rean AD PERİOPERATİF ANEMİ Dr. Hüseyin İlksen TOPRAK İnönü Ün. Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Rean AD 1 SORU? Anemi Neden Önemli? 2 SORU? 3 İnsidans Önemi ANEMİ Tanı Tedavi 4 Anemi Nedir? WHO Hb < 13 g/dl Hb

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Künt Toraks Travmaları Ülkemizde künt toraks travmaları trafik kazalarına ve yüksekten düşmelere bağlı daha sıklıkla ortaya çıkmaktadır. Travmaya

Detaylı

CPAP ve BİPAP modları, cihaz özellikleri ve ekipmanları. Doç.Dr.Sedat Öktem Medipol Üniversite'si Tıp Fak. Çocuk Göğüs Hast. BD

CPAP ve BİPAP modları, cihaz özellikleri ve ekipmanları. Doç.Dr.Sedat Öktem Medipol Üniversite'si Tıp Fak. Çocuk Göğüs Hast. BD CPAP ve BİPAP modları, cihaz özellikleri ve ekipmanları Doç.Dr.Sedat Öktem Medipol Üniversite'si Tıp Fak. Çocuk Göğüs Hast. BD Ventilasyonun değisik modları Basıncın verilme yolu İnvaziv Noninvaziv Pozitif

Detaylı

AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ

AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ SUNU PLANI Açık ve kapalı cerrahide hemşirelik bakım amacı Açık ve kapalı cerrahide hemşirelik

Detaylı

UÜ-SK GÖĞÜS HASTALIKLARI VE TÜBERKÜLOZ ANABİLİM DALI HİZMET KAPSAMI

UÜ-SK GÖĞÜS HASTALIKLARI VE TÜBERKÜLOZ ANABİLİM DALI HİZMET KAPSAMI Rev. No : 03 Rev.Tarihi : 28 Şubat 2012 1 / 6 1. : Göğüs Hastalıkları ve Tb Anabilim Dalı, 12 yaşın üzerindeki ayaktan ve yatan hastalara tanı ve tedavi hizmetleri sunmaktadır. Bu hizmet haftada 7 gün

Detaylı

HASTANESİ KARDİYOLOJİ KLİNİĞİ HASTANIN BİLGİLENDİRİLMİŞ ONAM (RIZA) BELGESİ

HASTANESİ KARDİYOLOJİ KLİNİĞİ HASTANIN BİLGİLENDİRİLMİŞ ONAM (RIZA) BELGESİ HASTANESİ KARDİYOLOJİ KLİNİĞİ STRES EKOKARDİYOGRAFİ İÇİN HASTANIN BİLGİLENDİRİLMİŞ ONAM (RIZA) BELGESİ HASTANIN Adı Soyadı:..... Protokol Numarası:..... Doğum Tarihi:..... Telefon Numarası:.... Adresi:.....

Detaylı

Olgular. Kan Gazı Değerlendirilmesi Sunum planı. AKG Endikasyonları

Olgular. Kan Gazı Değerlendirilmesi Sunum planı. AKG Endikasyonları Sunum planı Olgularla Kan Gazı Değerlendirilmesi Dr. Ayhan ÖZHASENEKLER Acil Tıp Uzmanı Diyarbakır Devlet Hastanesi Neden Arteryel Kan Gazı ( AKG)? Değerlendirilen Parametreler Neler? Asit-Baz Dengesi

Detaylı

Pnömonektomi ve Modifikasyonları Akif Turna

Pnömonektomi ve Modifikasyonları Akif Turna Pnömonektomi ve Modifikasyonları Akif Turna 18 Ocak 12 Çarşamba Pnömonektomi Pnömonektomi Her ne kadar yapılma oranı giderek oranı azalıyor olsa da her zaman yapılmaya devam edilecek bir işlemdir. 18 Ocak

Detaylı

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: I- TEMEL BİLİMLER Anesteziye Giriş: Anestezide Fizik Kurallar Temel Monitörizasyon Medikal Gaz Sistemleri Anestezi Cihazı Vaporizatörler Soluma sistemleri,

Detaylı

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite Düzenli fiziksel aktivite ile kazanılmak istenen yaşam kalitesi artışı özellikle yaşlı nüfusta önemli görülmektedir. Bu kısımda yaşlılar için egzersiz programı oluşturulurken nelere dikkat edilmesi gerektiği

Detaylı

Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O.

Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O. Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O. Kan Gazı Nedir? Kanın a s i t ve b a z d u r u m u n u b e l i r l e m e a m a c ı y l a kan gazı değerlerinin belirlenmesi gerekir. Ortaya çıkan

Detaylı

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER Varlık Erol, Cengiz Aydın, Levent Uğurlu, Emre Turgut, Hülya Yalçın*, Fatma Demet İnce* T.C.S.B. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi,

Detaylı

U.Topuz, T.Akbulak, T.Altunok, G.Uçar, K.Erkanlı, İ.Bakır İstanbul Mehmet Akif Ersoy GKDC Eğ. Ar. Hastanesi

U.Topuz, T.Akbulak, T.Altunok, G.Uçar, K.Erkanlı, İ.Bakır İstanbul Mehmet Akif Ersoy GKDC Eğ. Ar. Hastanesi U.Topuz, T.Akbulak, T.Altunok, G.Uçar, K.Erkanlı, İ.Bakır İstanbul Mehmet Akif Ersoy GKDC Eğ. Ar. Hastanesi Tarihçe Tarihsel olarak ilk extrakorporeal dolaşım ve kardiyopulmoner bypas(kbp)larda prime volumu

Detaylı

KOAH lı Hastada Preoperatif Değerlendirme. Dr. Baykal Tülek Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı

KOAH lı Hastada Preoperatif Değerlendirme. Dr. Baykal Tülek Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı KOAH lı Hastada Preoperatif Değerlendirme Dr. Baykal Tülek Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı KOAH ve Akciğer Kanseri Önde gelen mortalite ve morbidite nedenleri Benzer

Detaylı

Kalp Krizini Tetikleyen Durumlar ve Tedavisi. Doç. Dr. Bülent Özdemir Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

Kalp Krizini Tetikleyen Durumlar ve Tedavisi. Doç. Dr. Bülent Özdemir Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Kalp Krizini Tetikleyen Durumlar ve Tedavisi Doç. Dr. Bülent Özdemir Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Kalp Krizini Tetikleyen Durumlar ve Tedavisi KALP KRİZİ Kalp krizi (miyokard

Detaylı

Kalp Yetersizliğinde Güncel Tedavi Doç. Dr. Bülent Özdemir

Kalp Yetersizliğinde Güncel Tedavi Doç. Dr. Bülent Özdemir Kalp Yetersizliğinde Güncel Tedavi Doç. Dr. Bülent Özdemir Kalp yetmezliği Ventrikülün dolumunu veya kanı pompalamasını önleyen yapısal veya işlevsel herhangi bir kalp bozukluğu nedeniyle oluşan karmaşık

Detaylı

SOLUNUM SİSTEMİ VE EGZERSİZ

SOLUNUM SİSTEMİ VE EGZERSİZ SOLUNUM SİSTEMİ VE EGZERSİZ Egzersiz sırasında çalışan kaslar, ihtiyaç duydukları enerji için oksijen (O 2 ) kullanır ve karbondioksit (CO 2 ) üretir. Akciğerler, hava ile kanın karşılaştığı ı organlardır.

Detaylı

Nabızsız Arrest. TYD Algoritması: Yardım çağır KPR başla O2 ver Monitöre veya defibrilatöre bağla. Ritim kontrolü

Nabızsız Arrest. TYD Algoritması: Yardım çağır KPR başla O2 ver Monitöre veya defibrilatöre bağla. Ritim kontrolü İKYD Kardiyak Arrest Algoritmi Tüm nabızsız kardiyak arrest vakalarında ritim (Şoklanabilir ve Şoklanamaz): Ventriküler fibrilasyon/nabızsız Ventriküler Taşikardi (Şoklanabilir) Nabızsız Elektriksel Aktivite

Detaylı

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 18 Ocak 12 Çarşamba

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 18 Ocak 12 Çarşamba Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi Dr. Akif Turna Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi Dr. Akif Turna Küçük Hücre-Dışı Akciğer

Detaylı

47 yaşında erkek hasta YBÜ e KOAH+ Tip 2 solunum yetmezliği nedeni ile yatırılıyor.

47 yaşında erkek hasta YBÜ e KOAH+ Tip 2 solunum yetmezliği nedeni ile yatırılıyor. 47 yaşında erkek hasta YBÜ e KOAH+ Tip 2 solunum yetmezliği nedeni ile yatırılıyor. Entübe edilen hastaya SVK+ arter katateri takılarak hemodinamik olarak monitorize ediliyor. Ekstübe edilen hasta NIMV

Detaylı

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr. Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi Dr. Aslı KANTAR GİRİŞ GENEL BİLGİLER Akut böbrek hasarı (ABH) yenidoğan yoğun bakım

Detaylı

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU TÜRKİYE YÜKSEK İHTİSAS HASTANESİ GASTROENTEROLOJİ CERRAHİSİ KLİNİĞİ DR.TAHSİN DALGIÇ GİRİŞ Laparoskopik kolorektal cerrahi son

Detaylı

Hazırlayan Oya SAĞIR Bahçelievler Aile Hastanesi Eğitim Gelişim Hemşiresi 2014

Hazırlayan Oya SAĞIR Bahçelievler Aile Hastanesi Eğitim Gelişim Hemşiresi 2014 Hazırlayan Oya SAĞIR Bahçelievler Aile Hastanesi Eğitim Gelişim Hemşiresi 2014 Sedasyon Uygulamaları Günübirlik Anestezi Sonrası Derlenme Safhaları Modifiye Aldrete Skoru Nedir ve Nerede Kullanılır? Modifiye

Detaylı

KARDİYOJENİK ŞOK ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI

KARDİYOJENİK ŞOK ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI KARDİYOJENİK ŞOK ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI KARDİYOJENİK ŞOK-TANIM Ø Kardiyojenik şok (KŞ), kardiyak yetersizliğe bağlı uç-organ hipoperfüzyonudur. Ø KŞ taki hemodinamik

Detaylı

Doç. Dr. Alev GÜRGÜN Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı

Doç. Dr. Alev GÜRGÜN Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı ALAN TESTLERİ Doç. Dr. Alev GÜRGÜN Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Sunum içeriği Egzersiz testi endikasyonları Egzersiz kapasitesinin değerlendirilmesinde kullanılan testler

Detaylı

UYKU. Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya...

UYKU. Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya... UYKU Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya... Sırça tastan sihirli su içilir, Keskin Sırat koç üstünde geçilir, Açılmayan

Detaylı

PULMONER REHABİLİTASYON ÜNİTESİ NASIL YAPILANDIRILMALI

PULMONER REHABİLİTASYON ÜNİTESİ NASIL YAPILANDIRILMALI PULMONER REHABİLİTASYON ÜNİTESİ NASIL YAPILANDIRILMALI Doç. Dr. PINAR ERGÜN Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi PULMONER REHABİLİTASYON ve EVDE BAKIM MERKEZİ Pulmoner

Detaylı

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Dönem IV Anesteziyoloji ve Reanimasyon Staj Eğitim Programı Genel Bilgiler: Staj süresi: 2 hafta ÇOMÜ kredisi: AKTS kredisi: 4 kredi 3 kredi Eğitim Başkoordinatörü: Dönem 4 Koordinatörü: Koordinatör Yardımcısı:

Detaylı

Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D.

Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D. Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D. Endotel zedelenmesi ATEROSKLEROZ Monositlerin intimaya göçü Lipid yüklü makrofajlar Sitokinler İntimaya kas h. göçü

Detaylı

Pnömotoraks Tanım Akciğerler ile göğüs duvarı arasındaki plevral boşlukta hava birikmesine pnömotoraks denilmektedir.

Pnömotoraks Tanım Akciğerler ile göğüs duvarı arasındaki plevral boşlukta hava birikmesine pnömotoraks denilmektedir. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Pnömotoraks Tanım Akciğerler ile göğüs duvarı arasındaki plevral boşlukta hava birikmesine pnömotoraks denilmektedir. Primer spontan pnömotoraks

Detaylı

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ Dr. Lale Sever Intradiyalitik Komplikasyonlar Sık Kalıcı morbidite Mortalite Hemodiyaliz Komplike bir işlem! Venöz basınç monitörü Hava detektörü

Detaylı

HİPERTANSİYON & EGZERSİZ

HİPERTANSİYON & EGZERSİZ HİPERTANSİYON & EGZERSİZ HTN %27.8 (ABD DE) 140/90 mmhg PREHİPERTANSİYON SBP:120-139 mmhg DBP:80-89 mmhg Kan basıncı sınıflaması Sistolik kan basıncı(mmhg) Diyastolik kan basıncı (mmhg) İdeal

Detaylı

YOĞUN BAKIM ÜNİTELERİ TEKNİK ÖZELLİKLERİ

YOĞUN BAKIM ÜNİTELERİ TEKNİK ÖZELLİKLERİ YOĞUN BAKIM ÜNİTELERİ TEKNİK ÖZELLİKLERİ Yoğun Bakım Bir ya da daha fazla organ veya organ sistemlerinde oluşan, ciddi işlev bozuklukları veya yetmezliklerinin ve altta yatan nedenlerin izlem, tanı ve

Detaylı

Taner KÜÇÜKCERİT, Atakan ERKILINÇ. Halide OĞUŞ, Füsun GÜZELMERİÇ, Tuncer KOÇAK Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul

Taner KÜÇÜKCERİT, Atakan ERKILINÇ. Halide OĞUŞ, Füsun GÜZELMERİÇ, Tuncer KOÇAK Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul Taner KÜÇÜKCERİT, Atakan ERKILINÇ. Halide OĞUŞ, Füsun GÜZELMERİÇ, Tuncer KOÇAK Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği Giriş ve Amaç

Detaylı

AKCÝÐER KANSERÝNDE PREOPERATÝF DEÐERLENDÝRME

AKCÝÐER KANSERÝNDE PREOPERATÝF DEÐERLENDÝRME AKCÝÐER KANSERÝNDE PREOPERATÝF DEÐERLENDÝRME Dr. Sedat GÜRKÖK (*) Gülhane Tıp Dergisi 47 (1) : 83-87 (2005) ÖZET Bütün cerrahi girişimlerin faydası olduğu kadar değişik oranlarda riskleri de mevcuttur.

Detaylı

Akciğer Rezeksiyonlarında Pulmoner Komplikasyonlar. Rıfat Özacar İzmir Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Akciğer Rezeksiyonlarında Pulmoner Komplikasyonlar. Rıfat Özacar İzmir Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Akciğer Rezeksiyonlarında Pulmoner Komplikasyonlar Rıfat Özacar İzmir Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Akciğer Rezeksiyonlarında Pulmoner Komplikasyonlar Postpnömonektomi akciğer

Detaylı

Solunum Fonksiyon Testleri. Prof Dr Mustafa Erelel İstanbul Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları

Solunum Fonksiyon Testleri. Prof Dr Mustafa Erelel İstanbul Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Solunum Fonksiyon Testleri Prof Dr Mustafa Erelel İstanbul Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Solunum Fonksiyon Laboratuvarı Göğüs Hastalıklarının En Gürültülü Yeri İyi ventile edilmiş Nem %2080 Isı 1430

Detaylı

AORT KAPAK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D.

AORT KAPAK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D. AORT KAPAK HASTALIKLARI Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D. AORT STENOZU Valvular Subvalvular Supravalvular VALVULAR STENOZ Romatizmal AS Akut romatizmal

Detaylı

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ Erhan Çalışıcı, Birgül Varan, Mahmut Gökdemir, Nimet Cındık, Özge Orbay Başkent Üniversitesi Çocuk Sağ.Has.ABD Göğüs ağrısı, çocukluk ve adölesan

Detaylı

Serap Kalaycı, Halide Oğuş, Elif Demirel, Füsun Güzelmeriç, Tuncer Koçak

Serap Kalaycı, Halide Oğuş, Elif Demirel, Füsun Güzelmeriç, Tuncer Koçak Koroner Arter Bypass Greftleme Operasyonlarında Esmolol Hidroklörür ve Magnezyum Sülfatın Laringoskopi ve Trakeal Entubasyona Bağlı Hemodinamik Yanıta Etkileri Serap Kalaycı, Halide Oğuş, Elif Demirel,

Detaylı

Pulmoner Hipertansiyon Ayırıcı Tanısında Solunum Fonksiyon Testleri Spirometri

Pulmoner Hipertansiyon Ayırıcı Tanısında Solunum Fonksiyon Testleri Spirometri Pulmoner Hipertansiyon Ayırıcı Tanısında Solunum Fonksiyon Testleri Spirometri Doç. Dr. Funda Coşkun Uludağ Üniversitesi Göğüs Hastalıkları 1. Ulusal ADHAD Kongresi 26-29 Mayıs 2016 Kıbrıs Amaç Solunum

Detaylı

ATS 16-20 mayıs 2015-Denver. Dr. Zühal Karakurt

ATS 16-20 mayıs 2015-Denver. Dr. Zühal Karakurt ATS 16-20 mayıs 2015-Denver Dr. Zühal Karakurt 1 17 mayıs 2015-Denver Oturum: Pulmonary critical care and sleep medicine: finding value in medicine in the era of modern medicine Bu oturumda hasta bakımı,

Detaylı

ÖLÜMCÜL EKG TANILARI VE ACİL YAKLAŞIMLAR. Uzm.Dr.Cesareddin DİKMETAŞ İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi

ÖLÜMCÜL EKG TANILARI VE ACİL YAKLAŞIMLAR. Uzm.Dr.Cesareddin DİKMETAŞ İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi ÖLÜMCÜL EKG TANILARI VE ACİL YAKLAŞIMLAR Uzm.Dr.Cesareddin DİKMETAŞ İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi BRADİKARDİ ve TAŞİKARDİ Hastanın klinik durumu en önemli parametredir.

Detaylı

PULMONER REHABİLİTASYONDA SOLUNUM İŞİ VE NEFES DARLIĞINI AZALTMA YÖNTEMLERİ. Doç. Dr. Fzt. Sema Savcı H.Ü. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu

PULMONER REHABİLİTASYONDA SOLUNUM İŞİ VE NEFES DARLIĞINI AZALTMA YÖNTEMLERİ. Doç. Dr. Fzt. Sema Savcı H.Ü. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu PULMONER REHABİLİTASYONDA SOLUNUM İŞİ VE NEFES DARLIĞINI AZALTMA YÖNTEMLERİ Doç. Dr. Fzt. Sema Savcı H.Ü. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu Ventilatuar Limitasyon Dispne Aktivitenin azalması Fonksiyon

Detaylı

Hipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015

Hipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015 Hipertansiyon HT Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015 Bu sunum Arş. Gör. Dr. Neslihan Yukarıkır ve Arş. Gör. Dr. Dilber Deryol Nacar

Detaylı

T.C BEÜ SAĞLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ HEMŞİRELİK HİZMETLERİ MÜDÜRLÜĞÜ 2017 YILI I. DÖNEM HİZMET İÇİ EĞİTİM PROGRAMI

T.C BEÜ SAĞLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ HEMŞİRELİK HİZMETLERİ MÜDÜRLÜĞÜ 2017 YILI I. DÖNEM HİZMET İÇİ EĞİTİM PROGRAMI T.C BEÜ SAĞLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ HEMŞİRELİK HİZMETLERİ MÜDÜRLÜĞÜ 2017 YILI I. DÖNEM HİZMET İÇİ EĞİTİM PROGRAMI EKG VE YORUMLANMASI Hemşire Burcu ER EKG Kalbin çalışması sırasında oluşan elektriksel

Detaylı

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü YOĞUN BAKIM ÜNİTELERİ

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü YOĞUN BAKIM ÜNİTELERİ T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü YOĞUN BAKIM ÜNİTELERİ Yoğun Bakım Bir ya da daha fazla organ veya organ sistemlerinde oluşan, ciddi işlev bozuklukları veya yetmezliklerinin ve altta

Detaylı

Konjestif Kalp Yetmezliğinde Solunum Desteği. Uzm. Dr. Nil ÖZYÜNCÜ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

Konjestif Kalp Yetmezliğinde Solunum Desteği. Uzm. Dr. Nil ÖZYÜNCÜ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Konjestif Kalp Yetmezliğinde Solunum Desteği Uzm. Dr. Nil ÖZYÜNCÜ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Solunum yetmezliği ile başvuran dekompanse kalp yetmezliği hastası 76 yaşında,

Detaylı

SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİ DEĞERLENDİRMESİ. Dr. Levent Cem MUTLU Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD

SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİ DEĞERLENDİRMESİ. Dr. Levent Cem MUTLU Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİ DEĞERLENDİRMESİ Dr. Levent Cem MUTLU Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD Spirometri üç temel ölçümü sağlar: FVC ( Zorlu vital kapasite) FEV1 (bir saniyedeki

Detaylı