Behçet hastalığı (BH) tekrarlayan oral, genital ülserler ve göz bulgularının yanı
|
|
- Pinar Akyürek
- 8 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 DERLEME Hacettepe T p Dergisi 2006; 37:14-20 Behçet hastal Zeynep Özbalkan 1, fiule Aprafl Bilgen 2 1 Uzman Dr., Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Romatoloji Kliniği, Ankara 2 Doç. Dr., Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Romatoloji Ünitesi, Ankara Behçet hastalığı (BH) tekrarlayan oral, genital ülserler ve göz bulgularının yanı sıra kas-iskelet, nörolojik ve gastrointestinal sistem (GİS) tutulumları ile seyreden geniş dağılımlı bir vaskülittir. Altta yatan patoloji arter ve venleri içine alan iltihabi yanıttır. Hastalık zaman içerisinde kendi kendini sınırlasa da, körlükle sonuçlanabilen posterior üveit, santral sinir sistemi (SSS) tutulumu, perforasyonla sonlanan gastrointestinal tutulum önemli morbidite ve mortalite nedenleri olarak ortaya çıkabilir [1]. EP DEM YOLOJ ve PATOGENEZ BH, en sık tarihi İpek Yolu coğrafyası boyunca yerleşim gösteren Akdeniz ve Doğu Asya kökenli etnik grupları etkiler ve genellikle yaş arasında başlar. Türk ve İran olgularında hafif erkek üstünlüğü göze çarparken, Japon ve Kore behçet olgu gruplarında oran hafifçe kadınlar lehine yükselir. Çocukluk çağında nadir görülür. Hastalığın, genç erkek olgularda daha ağır seyrettiği bilinmektedir. En yüksek hastalık insidansının ülkemizde olduğu bilinmektedir. Türkiye den yapılan iki çalışmada prevalans /100,000 olarak bildirilmiştir. Hastalık prevalansının Japonya da 13-20/100,000, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) nde ise 1-2/100,000 olduğu tahmin edilmektedir [2-4]. BH nin etyopatogenezi tam olarak bilinmemektedir. Genetik olarak eğilimli bireylerde infeksiyöz bir ajan tarafından tetiklenen yoğun inflamatuvar yanıta bağlı olarak ortaya çıktığı görüşü kabul edilmektedir. BH de pozitif aile öyküsü, genetik faktörlerin önemini vurgulayacak şekilde hastalık prevalansı yüksek toplumlarda %12 lere ulaşmaktadır [5]. Genetik eğilim BH de en sık çalışılan genetik lokus insan lökosit antijen kompleksidir. Hastalık eğilimi, HLA B genindeki polimorfizmlerle özellikle HLA-B*51 ile ilişkili görünmektedir. Bu ilişki Avrupa kökenli hastalara göre Türk ve Japonlar da daha kuvvetli olsa da, genel olarak tüm toplumlar için geçerlidir [5]. HLA-B*51 in en az 34 allellik varyasyonu vardır. En yaygın moleküler alt gruplar; HLA-B*5101 ve HLA- B*5108 dir [6]. Ancak HLA-B allellerinin hastalığa eğilimi hangi mekanizmalarla ortaya çıkardığı bilinmiyor, bunun dışında BH sık görülen toplumlarda HLA-B*51 prevalansının beklenenden az görülmesi ve HLA-B*51 negatif olguların da bulunması primer bir ilişkiden çok başka genetik faktörlerin de etkili olduğu kompleks mekanizmaların varlığını düşündürmektedir. Bunun dışında HLA-B*51 ile dağılım dengesizliği sonucu iletilen MICA gibi genlerin BH ye eğilimde majör rolü oynayabileceği düşünülmektedir. Sonuç olarak; aksi görüşler olsa da son çalışmalarda da HLA-B*51 in eğilime neden olan majör genetik lokus olduğu ve HLA-B*51 pozi- 14 H ACETTEPE T IP D ERG S
2 Behçet hastal tif BH olan bireylerde hastalığın daha ağır seyrettiği görüşü kabul görmektedir. Çevresel ajanların etkisi BH ye eğilimde genetik komponentin yanı sıra çevresel faktörlerin de etkisi vardır. Almanya da yaşayan Türkler de ve Hawai ve ABD de yaşayan Japonlar da hastalık riski Türkiye ve Japonya ya göre anlamlı olarak daha düşük bulunmuştur [8]. En olası çevresel tetikleyici olarak herpes simpleks virüs 1, hepatit virüsleri, parvovirüs B19, mikobakteriler, Streptococcus sanguis, Saccharomyces cerevisiae ve Helicobacter pylori gibi infeksiyöz ajanlar düşünülmektedir. Farklı infeksiyöz ajanların ortak özelliği olarak dikkati çeken ısı şoku proteinlerinin (HSP), insandaki homologları ile benzerliğinin çapraz reaksiyona yol açarak immün yanıtı tetikleyebileceği ileri sürülmektedir. Behçet hastalığı ve otoimmünite BH de HSP dışında da bazı otoantijenlere karşı inflamatuvar yanıt olduğu saptanmıştır. Örneğin; antiendotelyal hücre antikorları sık ancak nonspesifik bir bulgudur. Retinal S antijen esas olarak retinada yer alan bir otoantijendir. Diğer şüpheli otoantijenler olan killer immünglobulin benzeri reseptörler, tropomiyozin, ko-stimülatuar proteinler, okside LDL gibi moleküllerin gerçek anlamda mı patojenik, yoksa yoğun inflamasyona ikincil hedefler mi olduğu henüz bilinmemektedir [9]. Son yıllarda BH de anormal T-hücre yanıtları ile ilgili güçlü kanıtlar elde edilmiştir. Sağlıklı kontrollere göre dolaşımda yüksek oranda γδ T-hücreleri saptanmıştır. Bu hücreler erken aktivasyon belirteçleri taşır ve inflamatuvar sitokin üretir. αβ T-hücrelerince yüksek oranda interferon (IFN)-γ sentezlendiği, dolaşımdaki dominant T- hücre tipinin Th1 hücreler olduğu gösterilmiştir [10]. Ancak bütün bu anormalliklerin patogenezdeki yeri net değildir. Patoloji BH nin klinik bulgularından sorumlu olan histopatolojik lezyon, özellikle venülleri tutan vaskülittir. Lezyonun yaşına göre farklı lezyonlarda farklı hücreler rol oynasa da karakteristik olarak perivasküler lenfositik ve monositik hücresel infiltrasyon gözlenir. Nötrofil infiltrasyonu özellikle paterji reaksiyonunda erken dönemde dikkati çeken bir bulgudur [11]. KL N K BULGULAR Oral ülserler Tekrarlayan aftöz ülserler BH nin olmazsa olmaz bulgusudur. Genellikle hastalığın en erken bulgusu Cilt 37 Say olup, diğer sistemik belirtilerden yıllar önce ortaya çıkar. Lezyonlar düzensiz aralıklarla ortaya çıkar ve birden fazla sayıda olma eğilimindedir. En sık dil, dudak, diş etleri, yanak mukozasında, daha az olarak sert damak, tonsiller ve farenkste görülür. Oral ülserleri minör, majör ve herpetiform ülserler olarak sınıflandırmak mümkündür. Minör ülserler; çapı 10 mm den küçük, yüzeyel, eritemli halo ile çevrili, skar bırakmaksızın iyileşen lezyonlardır. Oral ülserler, hastaların %80 inde minör ülser tabiatındadır. Majör ülserler ise benzer morfolojide ancak daha büyük, daha ağrılı, daha persistan ve genellikle skar bırakarak iyileşen ülserlerdir. Herpetiform ülserler birbiriyle birleşme eğilimi gösterebilen multipl küçük lezyonlardan oluşur. Bazı Behçet olgularında tanımlanmıştır. Genital ülserler Genital ülserler olguların %72-94 ünde görülür, morfolojik olarak oral ülserlere benzer ancak skar bırakarak iyileşen lezyonlardır. Sıklıkla skrotum ve vulvada görülür. Penis, perianal ve vajinal mukozada da görülebilir. Bazen vajinal ülserler ağrısız olabilir ve fark edilmeyebilir. Ancak erkeklerde görülen ülserler ağrılı seyreder. Cilt bulguları Cilt tutulumu hastaların %80 inde görülür. Farklı cilt lezyonları sıklıkla birlikte gözlenir. Eritema nodozum özellikle kadınlarda olmak üzere sık görülür. Genellikle alt ekstremitelerde oluşur, hiperpigmentasyon bırakarak iyileşir ve tekrarlama eğilimindedir. Klasik eritema nodozumdan histolojik olarak farkı; histiyositik granülomlar içermemesidir. Bu yüzden eritema nodozum benzeri lezyonlar olarak adlandırılır. Behçet hastalarında yüz, boyun, göğüs açıklığı ve sırtta follikülit ve akne vulgaris benzeri erüpsiyonlar sıklıkla görülür. Bazı lezyonlar püstüler olabilir. Sıradan aknelerden ayrılması zordur. Süperfisiyal trombofilebit, nodüler deri lezyonları da BH de görülebilen lezyonlardır. Paterji İlk defa 1941 yılında BH de nonspesifik deri uyarılarına karşı hiperreaktivite olduğu görülmüştür. Steril iğne ile cilt delindiği zaman veya cilt içerisine steril serum fizyolojik enjekte edildiği zaman enjeksiyon yerinde saat sonra püstül veya 2 mm den büyük eritematöz steril papül oluşması ile test pozitif kabul edilir. Behçet hastalığı için oldukça spesifiktir ve doku travmasına karşı oluşan hiperreaktiviteyi gösterir. Paterji reaksiyonu sadece deri ile sınırlı değildir. Göz cerrahisinden sonra üveit ataklarının ortaya çıkması, arteryel kanül takılmasından sonra anevrizma oluşumu ve artro- 15
3 Özbalkan ve Aprafl Bilgen sentez sonrasında sinovit gelişimi de paterji reaksiyonu olarak kabul edilir. Histolojisinde genellikle lenfositlerin eşlik ettiği hızlı nötrofil infiltrasyonu saptanır [12]. Paterji reaksiyonunun pozitifliği de coğrafik farklılık gösterir. Japonya ve Türkiye de hastaların %60 ından fazlasında, Kore ve Avrupa kökenli hastalarda ise %15 ve %5 gibi oranlarda pozitif olduğu bildirilmiştir [9]. Göz tutulumu BH de göz tutulumu %27-70 oranında gelişmektedir. Erkeklerde daha sık ve daha ciddi seyreder. Japon ve İranlı Behçet hastalarında daha sık görülür. Genellikle ilk belirtilerin ortaya çıkmasından iki-üç yıl sonra görülür. Tutulum sıklıkla bilateraldir. Ancak başlangıçta tek taraflı olabilir. Ataklar şeklinde seyreder ve iki-dört hafta içerisinde tedavi edilmese de kendiliğinden geriler. Ön ve arka üveit veya tüm göz tabakalarının tutulumu görülebilir. Anterior ve posterior üveal bölge tutulumu ile karakterli kronik, tekrarlayıcı bilateral üveit önemli morbidite sebebidir. Hipopiyonlu anterior üveit oküler BH için karakteristik bir bulgu olsa da, günümüzde erken tedavi nedeniyle nadir olarak görülmektedir. Posterior üveit ve retinal vaskülit birlikte hastaların %25 inde görme kaybına neden olmaktadır. Sklerit, episklerit, keratit, glokom, vitröz hemoraji, optik nörit, retinal ven oklüzyonu ve retinal neovaskülarizasyon diğer göz lezyonlarıdır [13,14]. Eklem tutulumu Hastaların %50-60 ında özellikle alt ekstremitede oligo-monoartrit bulguları gelişir. Oligoartiküler tutulum simetrik veya asimetrik olabilir. Artrit birkaç haftada kendiliğinden geçer ve deformite bırakmaz. En sık diz eklemi, takiben ayak bileği, el bileği ve dirsekler gibi büyük eklemler tutulur [15]. El-ayak küçük eklemlerinin tutulumu nadirdir. Sakroiliyak eklem tutulumu %0.5-1 oranında bildirilse de, BH de sakroiliit bulunmadığını ileri süren çalışmalar da vardır [16]. Eklem ponksiyonu ile elde edilen sıvı genellikle inflamatuvar özelliktedir ve müsin pıhtı testi pozitiftir. Sinovyum histolojisi nonspesifiktir. Nadiren vasküler tutuluma bağlı aseptik nekroz görülebilir. Vasküler tutulum BH, her boyda arter ve venleri etkileyen sistemik bir vaskülittir. Küçük damar tutulumu patolojik belirti ve bulguların çoğundan sorumludur, büyük damar tutulumu ise hastaların %7-49 unda aşikar bir bulgu olarak ortaya çıkar. Vasküler tutulum özellikle genç erkeklerde gözlenen ve prognostik önemi olan bir bulgudur. Vasküler tutulumun göz tutulumu olanlarda daha az sıklıkta ortaya çıktığı ileri sürülmektedir. 16 Venöz lezyonlar arteryel lezyonlardan daha sıktır. Venöz tutulum sıklığı % oranında bildirilmektedir. Venöz tutulum daha çok alt ekstremitede süperfisiyal trombofilebit veya derin ven trombozu (DVT) şeklinde görülür. Geniş serilerde yüzeyel trombofilebitin hastaların yaklaşık yarısında görüldüğü ve DVT nin habercisi olabileceği belirtilmektedir. Üst ekstremite venlerinde tutulum nadirdir. Üst ve alt vena kava, hepatik ve kranial ven trombozları da görülebilir. Klinikte bu tür venöz tutulum vena kava süperior sendromu, vena kava inferior sendromu, Budd-Chiari sendromu ve dural ven trombozuna bağlı kafa içi basınç artışı sendromu olarak karşımıza çıkabilir. BH de majör ven tutulumu yüksek mortalite ile birliktedir. BH de arteryel lezyonlar, arterlerde tıkanıklık ve anevrizma oluşumuna yol açabilir. Arteryel tutulum sıklığı %1-3.2 olarak rapor edilmiştir ve venöz tromboz varlığı ile ilişkilidir. Arter tutulumu trombozdan çok anevrizma oluşumuna yol açar. Abdominal aorta, karotis, subklavyen, femoral, serebral, popliteal hatta koroner arter tutulumu görülebilir. Renovasküler hipertansiyon, nabızsızlık hastalığı, inme, ekstremitelerde iskemi, femur başı aseptik nekrozu gibi klinik tablolar gelişebilir. Anevrizmalar en sık aortada, takiben pulmoner arterde gelişir ve en önemli mortalite nedenlerindendir. Pulmoner arter anevrizmasının başlıca klinik bulgusu hemoptizidir. Periferal venöz tromboz varlığında, arteryel anevrizma rüptürünü pulmoner emboliye bağlı infarkt gelişiminden ayırt etmek zordur. Genel görüş olarak; BH de, pıhtı damar duvarına sıkıca yapışık olduğundan emboli beklenen bir bulgu değildir. Konvansiyonel anjiyografi ve venografi bu ayrımı yapmada yetersiz kalabilir. Helikal bilgisayarlı tomografi (BT) veya MRA tercih edilebilecek diğer tetkiklerdir. Gerek oklüzyon gerekse anevrizma sonrası yapılan cerrahiyi takiben yeniden anevrizma gelişimi sıktır ve olayın paterji fenomeni ile ilgisi olduğu sanılmaktadır. Venöz girişim sonrası tromboz gelişimi de BH de sık görülmektedir. Bu nedenle hem venöz hem de arteryel tutulumu olan kişilerde tanı veya tedavi amaçlı invaziv işlemlerden kaçınılmasında yarar vardır [17,18]. Nörolojik tutulum Hastaların %5-10 kadarında görülür. Nörolojik tutulum hastalığın ilk beş yılında görülür ve yüksek morbidite riski taşır, mortalite oranı %5-10 civarındadır. Erkeklerde daha sık gözlenir. Nörolojik bulguları parankimal veya parankim dışı bulgular olarak iki grupta incelemek mümkündür. En sık parankimal tutulum gelişir (%80) ve sıklıkla beyin sapı, bazal ganglionlar, beyin hemisferleri ve spinal kord tutulumu ile seyreder. Parankimal tutulumlu hastaların prognozu daha kötüdür. Dural sinüs trombozu, aseptik menenjit ve arteryel vaskülitle H ACETTEPE T IP D ERG S
4 Behçet hastal karakterli nonparankimal tutulum ise nispeten daha iyi prognozludur. Klinik prezentasyon oldukça değişkendir, en sık bilateral piramidal belirtiler, hemiparezi, davranış bozuklukları, baş ağrısı, sfinkter bozuklukları görülür. Anormal beyin omurilik sıvısı (BOS) bulgularıyla beraber parankimal tutulum kötü prognoz göstergesidir [19,20]. Lomber ponksiyonda açılış basıncında artış, pleositoz, protein miktarında artış ve glikozda azalma vardır. Periferik sinir tutulumu nadirdir. BH ye bağlı SSS vasküliti, BT ile hipodens, manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ile hiperdens alanlar olarak görülür. Lezyonlar en sık beyin parankiminde daha sonra omurilik, serebellum ve meninkslerde saptanır. Serebral atrofi gelişebilir. BH de kronik hastalık ve/veya steroid psikozuna bağlı psikiyatrik bozukluklar da görülebilir. Hastalarda akut bir nörolojik atak olmasa dahi düzenli nörolojik inceleme yapılmalıdır [21,22]. Gastrointestinal sistem (GİS) tutulumu GİS tutulumunun sıklığı etkilenen popülasyona göre farklılık gösterir. Japonya da BH lerin 1/3 ünde GİS tutulumu görülür. Ülkemizde ve Akdeniz ülkelerinde nadirdir. Klinik olarak semptomların geniş bir yelpazesi vardır; iştahsızlık, kolik tarzda karın ağrısı, zaman zaman kanlı ishal, kusma, bulantı, disfaji, şişkinlik hissi gibi yakınmalara neden olabilir. Tutulum en sık ilioçekal bölgede gelişir. İnflamasyon Crohn hastalığındaki gibi segmental mukozal inflamasyon ve ülsere lezyonlar şeklindedir. Histopatolojik olarak granülom oluşumu Crohn hastalığını BH den ayırmada önemli bir bulgudur. BH de GİS tutulumu ilioçekal bölgedeki ülserlerin perforasyon riski nedeniyle kötü prognostik bir faktördür [23]. Diğer bulgular Epididimit; hastaların yaklaşık %5 inde görülür. Biriki haftada kendiliğinden geçer, tekrarlama eğilimindedir. Kardiyak tutulum nadirdir. Ancak perikardit, endokardit, miyokardit, pankardit, kapak lezyonları, koroner vaskülit ve buna bağlı miyokard infarktüsü, ventriküler anevrizma, dilate kardiyomiyopati olguları bildirilmiştir. Geniş bir seride dört endomiyokardiyal fibrozis olgusu tanımlanmıştır. Literatürde semptomatik olmayan hastalarda sessiz miyokard iskemisi ve sol ventrikül fonksiyonlarında bozulma bulunduğunu gösterir yayınlar vardır [24,25]. Hastaların %5 ten azında pulmoner arter anevrizması, pulmoner arter veya ven oklüzyonu, pulmoner infarktüs, plevral sıvı ve fibrozan alveolit şeklinde pulmoner tutulum görülür. Klinik olarak; tekrarlayan hemoptiziler, öksürük ve yan ağrısı gibi yakınmalara neden olur [26,27]. Diğer vaskülitlerin tersine BH de renal tutulum nadirdir. Sporadik olgular halinde glomerülonefrit ve amiloidoz bildirilmiştir. Amiloidoz, 1330 hastalık bir çalışmada %1 oranında bildirilmiştir. Erkeklerde, çoklu organ tutulumu olanlarda ve uzun süreli hastalığı olanlarda daha sık görülmektedir. Amiloidozlu Behçet hastalarında da majör problem, ailesel Akdeniz ateşinde olduğu gibi nefrotik sendromdur. Kresentrik glomerülonefrit gelişimi de nadiren bildirilmiştir [28-30]. LABORATUVAR BULGULARI BH nin laboratuvar bulguları nonspesifiktir. Hastaların yaklaşık %15 inde kronik hastalık anemisi ve lökositoz görülür. Eritrosit sedimentasyon hızında artış ve C-reaktif protein (CRP) yüksekliği gözlense de hastalık aktivitesi ile doğrudan korelasyon göstermez. Aktif orogenital, göz ve SSS tutulumuna rağmen normal olabilir. Serum immünglobulinlerinde ve C9 daha belirgin olmak üzere serum komplemanlarında artış gözlenebilir. Romatoid faktör ve antinükleer antikorlar negatiftir [31]. HLA tiplendirmesi, HLA-B*51 in düşük sensitivitesinden dolayı yararlı değildir. TANI BH nin tanısı spesifik bir laboratuvar bulgusunun olmaması nedeniyle klinik bulgulara dayanılarak konur yılında oluşturulmuş olan Uluslararası Çalışma Grubu sınıflandırma kriterleri tanıda yardımcıdır (Tablo 1) [32]. Oral aft ile birlikte diğer bulgulardan birinin varlığında inkomplet BH den bahsetmek gerekir. Tablo 1. Behçet hastalığı uluslararası çalışma grubu tanı kriterleri Tekrarlayan oral aft ve aşağıdakilerden ikisi; Tekrarlayan genital ülser Göz lezyonları Cilt lezyonları Paterji pozitifliği Bir yıl içerisinde en az üç defa tekrarlayan ve hekim tarafından tespit edilen minör, majör aftöz veya herpetiform lezyonlar Hekim ya da hasta tarafından gözlenen aftöz ülser ya da skar Anterior üveit, posterior üveit, yarık lamba ile vitreusta hücre ya da retinal vaskülit Hekim ya da hasta tarafından gözlenen eritema nodozum, psödofollikülit ya da papülopüstüler lezyonlar Hekim tarafından saatte değerlendirilen Cilt 37 Say
5 Özbalkan ve Aprafl Bilgen AYIRICI TANI Tipik destekleyici laboratuvar bulgularının olmaması nedeniyle diğer hastalıklarla karışabilir. Ayırıcı tanıda düşünülmesi gereken hastalıklar Tablo 2 de verilmiştir. BEHÇET HASTALI ININ KL N K SEYR ve TEDAV S BH relaps ve remisyonlarla seyreder, klinik seyri oldukça değişkendir. Genellikle oral aft, genital ülser ya da göz tutulumu ilk ortaya çıkan lezyonlardır. SSS ve vasküler tutulum daha geç dönemlerde gelişir. İlk beşyedi yıl ataklar sıktır, sonrasında ataklar arası seyrekleşir. Göz semptomları geç dönemde kronikleşir, uzun dönemde körlükle sonlanabilir. SSS tutulumu ve GİS tutulumu sonrası gelişen bağırsak perforasyonu veya vasküler tutuluma bağlı büyük arter rüptürü ortaya çıkmazsa yaşam süresi genellikle iyidir. Hastalık SSS, vasküler, GİS tutulumun sık olduğu gençlerde, erkeklerde ve Japonlar da ağır seyretmektedir [33]. BH nin tedavisinde primer amaç; semptomları kontrol etmek, inflamasyonu baskılamak ve organ hasarını önlemektir. Tedavi, klinik prezentasyona, yani tutulan organlara ve tutulum şiddetine göre belirlenmelidir. Çoğu zaman kombinasyon tedavisi tercih edilmelidir. Ancak hayatı tehdit edici SSS ve büyük damar tutulumu olan olgularda konvansiyonel tedaviler ile her zaman yüz güldürücü sonuçlar alınamamaktadır [34,35]. Mukokütanöz lezyonlar Topikal steroidler, oral ve genital ülserlerin tedavisinde faydalıdır. Kolşisin mukokütanöz lezyonların tedavisinde nötrofil fonksiyonlarını inhibe ederek etki gösterir. Yazıcı ve arkadaşlarının yaptığı bir çift-kör, randomize çalışmada, genital ülser, artrit, artralji, eritema nodozum benzeri lezyonların tedavisinde etkili olduğu, özellikle kadın hastalarda daha faydalı olduğu bildirilmiş; bunun kadınlarda hastalığın daha hafif gidişine bağlı olabileceği belirtilmiştir. Talidomidin de oral ve genital ülserlerle beraber psödofollikülit tedavisinde etkili olduğu bildirilmiştir. Kolşisine dirençli eritema nodozum tedavisinde sistemik kortikosteroidlerden faydalanılabilir. Streptokokların hastalık patogenezindeki olası rolleri düşünülerek yapılan streptokok eradikasyonuna yönelik benzatin penisilin tedavisinin de mukokütanöz lezyonlar üzerinde etkili olduğu görülmüştür [36-39]. Göz bulguları Göz tutulumu olan hastaların %25 inde tedaviye rağmen körlük gelişmektedir. Erken hastalık başlangıç yaşı ve erkek cinsiyet göz bulguların seyrinde kötü prognostik faktörlerdir. Tedavide hedef atakların sıklığını ve şiddetini azaltmaktır. Anterior üveit ataklarında topikal midriyatik damlalar ve steroidli damlalar önerilmektedir. Hem etkili hem de yan etkisi az ajanlardır. Posterior üveit ataklarında bazen topikal enjeksiyon ve sistemik oral steroid kullanımı önerilmektedir. Tek ajan olarak oral kortikosteroid kullanımının oküler ataklarda palyatif etkisinin yanı sıra görmeyi artırıcı etkisi yoktur. Hatta sekonder retinal tromboza ve katarakta da neden olabilir. Sitotoksik ajanlardan azatioprin, klorambusil ve siklofosfamid %50-70 oranında oküler atakların oluşmasını engeller. Azatioprin ve klorambusilin uzun dönem görme üzerine olumlu etkileri de belirtilmiştir [40,41]. Tablo 2. Behçet hastalığında ayırıcı tanı Hastalık Bulgu Destekleyen bulgu/test Herpes simpleks Herpetiform oral aft Veziküler lezyonlar, Zank testi Stevens-Johnson sendromu Oral erode ülser Deri bulguları, ilaç öyküsü Tekrarlayan oral aft Oral aft Başka bulgu yok Sarkoidoz Eritema nodozum, üveit, parotis şişliği PA akciğer grafisi, biyopsi Multipl skleroz Ensefalit Kranial manyetik rezonans Chron s hastalığı Kabızlık, ishal, üveit İnce bağırsak biyopsisi Ülseratif kolit Kabızlık, ishal, üveit İnce bağırsak biyopsisi Reiter s sendromu Oligoartrit, Üretrit, tipik deri lezyonları, Entesopati, üveit, HLA-B*27 mukokütanöz lezyonlar Seronegatif artrit Oligo-mono artrit Sakroiliit, HLA-B*27 18 H ACETTEPE T IP D ERG S
6 Behçet hastal Kolşisin, kortikosteroid, azatioprin ve klorambusil gibi konvansiyonel tedavilere dirençli hastalarda siklosporin %70-80 oranında etkili bulunmuştur. Ancak etkinliği zamanla azalır. Siklosporine bağlı olarak böbrek fonksiyon bozukluğu, hipertansiyon, hiperglisemi gibi majör yan etkiler ortaya çıkabilir. Doz ayarlamak için ilacın serum seviyeleri düzenli aralıklarla ölçülmelidir. Siklosporin nadiren nörotoksik olabilir, sebep olduğu SSS bulgularını, BH nin nörolojik bulgularında ayırmak zordur. Bulguların çoğu ilaç kesildiği zaman kaybolur ve steroidlerle ek tedavi bulguların ortadan kalkmasına neden olur. Bazı hastalarda siklosporine bağlı irreversibl nörolojik hasar görülebilir. Bu nedenle nörolojik bulguları olan hastalarda ilaç kontrendikedir [42,43]. Hastalarda var olabilecek subklinik bulguların da MRG ile tespit edilmesi önemlidir. Son yıllarda yapılan çalışmalarda IFN-α nın, BH tedavisinde yüz güldürücü etkileri ortaya konmuştur. Bir çalışmada, oküler tutulumu olan Behçet hastalarında %95 tedavi cevabı olduğu görülmüştür. Bir başka çalışmada da IFN-2α ile oküler semptomların tedavisinde dört ay içerisinde %67 komplet remisyon oranı elde edilmiştir. Kliniğimizce de benzer çalışma sonuçları bildirilmiştir [44,45]. İntravenöz immünglobulin infüzyonu (IVIG) ve plazmaferez ve granülositoferez küçük hasta gruplarında çalışılmıştır. Veriler bugün için oldukça sınırlıdır. Artrit Nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlar (NSAİİ) ve kolşisin BH ye bağlı artrit semptomlarının tedavisinde etkili ajanlardır. Yanıtsız hastalarda sülfasalazin, artrit bulgularının kontrolünü önemli ölçüde sağlamaktadır. Genellikle diğer hastalık düzenleyici ajanlar nadiren kullanılmaktadır. NSAİİ lere, kolşisine, sülfasalazine rezistan olgularda düşük doz kortikosteroidler ve azatioprin önerilmektedir. IFN-α, artrit tedavisinde de etkili bulunmuştur [45]. Gastrointestinal semptomlar İnflamatuvar bağırsak hastalıklarının tedavisinde kullanılan ajanlar, BH nin GİS lezyonlarının tedavisinde de kullanılır. Sülfasalazin ve kortikosteroidler temel ilaçlardır. Steroid dozu hastalığın ciddiyetine bağlıdır. Akut abdomeni ve kanaması olanlarda bağırsak istirahati, bağırsak perforasyonu olan veya persistan kanaması olan hastalarda ise cerrahi tedavi önerilir. İnvaziv cerrahi girişimler o bölgeye inflamatuvar hücre göçüne neden olur ve genellikle anastomoz kaçağı ile sonlanır. Bunu engellemek için hastalara cerrahiden birkaç gün sonra orta doz steroid başlanır. Hastaların yarısında operasyon başarılı olsa bile olayın tekrarlayıcılığı nedeniyle yeni operasyonlara ihtiyaç duyulabilir. Santral sinir sistemi (SSS) lezyonları SSS tutulumunda yüksek doz oral steroidle beraber, pulse steroid ve siklofosfamid tedavisi iyi bir alternatiftir. Aseptik akut menenjit veya meningoensefalit hastalığın erken fazında steroid tedavisine iyi cevap verir. Ancak kronik, ilerleyici SSS hastalığı kullanılan tedavilere rezistandır. Bir çalışmada, kronik nörolojik tutulumu olan hastaların %20 sinin yedi yıl içerisinde kaybedildiği bildirilmiştir. Büyük damar tutulumu Arteryel tutulum, steroid ve sitotoksik ajan kombinasyonu ile tedavi edilmektedir. Antikoagülan ve antiplatelet ajanlar derin ven trombozu (DVT) nun tedavisinde kullanılır, beraberinde orta doz, kısa dönem steroid de verilmesi gereklidir. Antikoagülan ajanların, pulmoner anevrizması olan hastalarda, potansiyel fatal hemoptizi riski nedeniyle dikkatli verilmesi gerekir. Pulmoner tutulumu olan hastaların yarısı hemoptizinin başlangıcından itibaren üç yıl içerisinde kaybedilmiştir. Refrakter büyük damar hastalığı olanlarda cerrahi tedavi önerilebilir. Yine BH ye bağlı damar tutulumu olan hastalarda IFN-α tedavisinin etkili olabileceğine dair kontrolsüz bir ön çalışma mevcuttur. Son yıllarda BH tedavisinde anti-tnf-α grubu ajanların, özellikle infliksimabın etkili olduğu ileri sürülmektedir. Ancak bu ajanların etkinlik verileri yetersiz, konvansiyonel ajanlara üstün olup olmadıkları belli değildir. Maliyet ve fırsatçı infeksiyonlara yatkınlık gibi çekinceleri de göz önüne alarak seçilmiş hastalarda kullanılabilecekleri ileri sürülmektedir [9,46]. Kaynaklar 1. Kaklamani VG, Vaiopoulos G, Kaklamanis G. Behcet s disease. Semin Arthritis Rheum 1998; 27: İdil A, Gürler A, Boyvat A, et al. The prevalence of Behcet s disase above the the age of 10 years. The results of a pilot study conducted at the Park Primary Health Care Center in Ankara, Turkey. Ophtalmic Epidemiology 2002; 9: Azizlerli G, Akdağ Köse A, Sarıca R, et al. Prevalence of Behcet s disease in Istanbul, Turkey. International Journal of Dermatology 2003; 42: Sakane T, Takeno M, Suzuki N, Inaba G. Behcet s disease. N Engl J Med 1999; 341: Kone-Paut I, Geisler I, Weschler B, et al. Familial aggregation in Behcet s disease: high frequency in siblings and parents of pediatric probands. Journal of Pediatrics 1999; 135: Verity DH, Marr JE, Ohno S, Wallace GR, Stanford MR. Behcet s disease, the silk road and HLA-B51. Tissue Antigens 1999; 54: Kotter I, Gunaydın I, Stubiger N, et al. Comparative analysis of the associations of HLA-B*51 suballeles with Behcet s Cilt 37 Say
7 Özbalkan ve Aprafl Bilgen disease in patients of German and Turkish origin. Tissue Antigens 2001; 59: Zoubulis CC, Kotter I, Djawari D, et al. Epidemiological features of Adamantiades-Behcet s disease in Germany and in Europe. Yonsei Medical Journal 1997; 38: Marshall SE. Behcet s disease. Best Practice and Research Clinical Rheumatology 2004; 18: Frassanito MA, Dammacco R, Cafforio P, Dammacco F. Th1 polarization of the immune response in Behcet s disease. Arthritis and Rheumatism 1999; 42: O Duffy JD. Vasculitis in Behcet s disease. Rheum Dis Clin North Am 1990; 16: Gilbar A, Winterstein G, Turani H, Landau J, Etzioni A. Skin hyperreactivity response (pathergy) in Behcet s syndrome. J Am Acad Dermatol 1989; 19: Michaelson JB, Friedlaender MH. Behcet s disease. Int Ophthalmol Clin 1990; 30: Ben Ezra D, Cohen E. Treatment and visual prognosis in Behcet s disease. Br J Ophtalmol 1986; 70: Çalgüneri M, Kiraz S, Ertenli I, Erman M, Karaaslan Y, Çelik I. Characteristics of peripheral arthritis in Behcet s disease. New Zeland Medical Journal 1997; 110: Yazıcı H, Tuzlacı M, Yurdakul S. A controlled survey of sacroiliitis in Behcet s disease. Ann Rheum Dis 1981; 40: Lie JT. Vascular involvement in Behcet s disease: arterial and venous vessels of all sizes. J Rheumatol 1992; 19: Park JH, Han MC, Bettmann MA. Arterial manifestations of Behcet s disease. AJR 1984; 143: Akman-Demir G, Baykan-Kurt B, Serdaroglu P, et al. Sevenyear follow-up neurological involvement in Behcet syndrome. Arch Neurol 1996; 53: O Duffy JD, Goldstein NP. Neurologic involvement in seven patients with Behcet s disease. Am J Med 1976; 61: Tajima T, Homma S, Sinpo K, Maruo Y, Morıwaka F, Tashiro K. Clinico-radiological findings of neuro-behcet s syndrome. Intern Med 1994; 33: Wechseler B, Isola DB, Vidailhet M, et al. MRI in 31 patients with Behcet s disease and neurological involvement: prospective study with clinical correlation. J Neurol Neurosurg Psychiatry 1993; 56: Bayraktar Y, Ozaslan E, Van Thiel DH. Gastrointestinal manifestations of Behcet s disease. J Clin Gastroenterol 2000; 30: Mogulkoc N, Burgess MI, Bishop PW. Intracardiac thrombus in Behcet s disease: a systematic review. Chest 2000; 118: Güllü İ, Benekli M, Müderrisoğlu H, et al. Silent myocardial ischemia in Behcet s disease. J Rheumatol 1986; 23: Candan I, Erol Ç, Sonel A, Akalın H. Behcet s disease: cardiac and pulmonary involvement. Eur Heart J 1986; 7: O Duffy JD. Pulmonary involvement in Behcet s disease. Eur Respir J 1993; 6: Malik GH, Sirwal IA, Pandit KA. Behcet s syndrome associated with minimal change glomerulonephritis and renal vein thrombosis. Nephron 1989; 52: Hamuryudan V, Yurdakul S, Kural AR, Ince U, Yazıcı H. Diffuse proliferative glomerulonephritis in Behcet s sydrome. Br J Rheumatol 1991; 30: Yurdakul S, Tüzüner N, Yurdakul I, Hamuryudan V, Yazıcı H. Amyloidosis in Behcet s syndrome. Arthritis Rheum 1990; 33: Adinolfi M, Lehner T. Acute phase proteins and C9 in patients with Behcet s syndrome and aphthous ulcers. Clin Exp Immunol 1976; 25: International Study Group for Behcet s disease. Criteria for diagnosis of Behcet s disease. Lancet 1990; 335: Yazıcı H, Başaran G, Hamuryudan V, et al. The ten year mortality in Behcet s syndrome. Br J Rheumatol 1996; 35: Akpolat T. Management of the patient with Behcet s disease. Nephrol Dial Transplant 1998; 13: Yazıcı H, Barnes CG. Practical treatment recommendations for pharmacotherapy of Behcet s syndrome. Drugs 1991; 42: Aktulga E, Altaç M, Müftüoğlu A, et al. A double blind study of colchicine treatment in Behcet s disease. Haemotologica 1980; 65: Ghate JV, Jorizzo JL. Behcet s disease and complex aphthosis. J Amer Acad Dermatol 1999; 40: Kaklamani VG, Kaklamanis PG. Treatment of Behcet s disease An update. Semin Arthritis Rheum 2001; 30: Calgüneri M, Kiraz S, Ertenli İ, et al. Effect of prophylactic benzathine penicillin on mucocutaneous symptoms of Behcet s disease. Dermatology 1996; 192: Yazıcı H, Pazarlı H, Barnes CG, et al. A controlled trial of azathioprine in Behcet s syndrome. N Engl J Med 1990; 322: O Duffy JD, Robertson DM, Goldstein NP. Chlorambucil in the treatment of uveitis and meningoencephalitis of Behcet s disease. Am J Med 1984; 76: Masuda K, Urayama A, Kogure M. Double masked trial of cyclosporin in Behcet s disease. Lancet 1988; 1: Wechsler B, Mertani EB, Le Hoang P. Cyclosporin A is effective, but not safe, in the management of Behcet s disease. Arthritis Rheum 1986; 29: Zouboulis CC, Orfanos CE. Treatment of Adamantiades- Behcet disease with systemic interferon alfa. Archives of Dermatology 1998; 134: Calguneri M, Ozturk MA, Ertenli İ, Kiraz S, Apras S, Ozbalkan Z. Effect of interferon alpha treatment on the clinical course of refractory Behcet s disease: an open study. Ann Rheum Dis 2003; 62: Sfikakis PP. Behcet s disease: a new target for anti-tumour necrosis factor treatment. Ann Rheum Dis 2002; 61 (Suppl 2): H ACETTEPE T IP D ERG S
BEHÇET HASTALIĞI. Dr. Melike Ersoy. MAA Acıbadem Üniversitesi, Romatoloji BD
BEHÇET HASTALIĞI Dr. Melike Ersoy MAA Acıbadem Üniversitesi, Romatoloji BD Konuşma Planı: Behçet Hastalığı kliniği Tanıda güçlükler Tedavi yaklaşımları Behçet Hastalığı (BH) tekrarlayan oral aftöz ülserler,
DetaylıBehçet Hastalığı Son II Yıl Damar Tutulumu ve Tedavisi
Behçet Hastalığı Son II Yıl Damar Tutulumu ve Tedavisi Dr. Kenan Aksu Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çıkar Çatışması Çıkar Çatışması Yoktur. Vasküler tutuluş (% 25-62) Venöz lezyonlar arteriyel lezyonlardan
DetaylıFULYA DÖKMECİ. Ankara Üniversitesi Tıp Faültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A. D.
FULYA DÖKMECİ Ankara Üniversitesi Tıp Faültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A. D. AÜTF BEHÇET GÜNLERİ Hasan Ali Yücel Konferans Salonu 19.03.2013 Türk dermatolog Hulusi Behçet Tanımı* AĞIZDA ÜLSERLER GENİTAL
DetaylıÇOCUKLARDA BEHÇET HASTALIĞI. Özgür KASAPÇOPUR Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Romatoloji Bilim Dalı
ÇOCUKLARDA BEHÇET HASTALIĞI Özgür KASAPÇOPUR Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Romatoloji Bilim Dalı Özcan, 12 yaşında erkek çocuğu Başvuru yakınması : Baş Ağrısı
DetaylıGenel bilgiler. Behçet Hastalığı & Vasküler bulgular vasculo-behçet Disease. Dr.Mustafa SAÇAR. v 1937 Hulusi Behçet Oral aftöz ülserler Üveit
Behçet Hastalığı & Vasküler bulgular vasculo-behçet Disease Dr.Mustafa SAÇAR Genel bilgiler v 1937 Hulusi Behçet Oral aftöz ülserler Üveit Otoimmün hastalık Vasküler patolojiler (%2-46) Arteryel (%85?)
Detaylıwww.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Behçet Hastaliği 2016 un türevi 2. TEŞHİS VE TEDAVİ 2.1 Nasıl teşhis edilir? Tanı çoğunlukla klinik olarak konulur. Bir çocuğun Behçet hastalığı için tanımlanmış
DetaylıBehçet Hastalığı. Neden benim çocuğumda bu rahatsızlık var? Olması engellenebilir miydir? Hastalığın nedeni belli değildir. BH önlenemez.
Pædiatric Rheumatology InterNational Trials Organisation Behçet Hastalığı Behçet hastalığı nedir? Behçet sendromu veya Behçet hastalığı(bh), nedeni bilinmeyen sistemik bir vaskülittir (yani kan damarlarının
Detaylıwww.pediatric-rheumathology.printo.it BEHÇET HASTALIĞI
www.pediatric-rheumathology.printo.it BEHÇET HASTALIĞI Nedir? Behçet sendromu ya da Behçet hastalığı (BS), tekrarlayan oral (ağız) ve genital (cinsel organlar) ülserlerle, göz, deri, eklem, damar ve sinir
DetaylıNÖROBEHÇET TEDAVİ ALGORİTMASI. Prof. Dr. SABAHATTİN SAİP İ.Ü.CERRAHPAŞA T.F. NÖROLOJİ AD TND NÖROBEHÇET ÇALIŞMA GRUBU
NÖROBEHÇET TEDAVİ ALGORİTMASI Prof. Dr. SABAHATTİN SAİP İ.Ü.CERRAHPAŞA T.F. NÖROLOJİ AD TND NÖROBEHÇET ÇALIŞMA GRUBU BenediktosAdamantiades (1875 1962) BEHÇET HASTALIĞI TANI KRİTERLERİ A.Tekrarlayıcı
DetaylıJuvenil SPondiloArtrit/Entezit İle İlişkili Artrit (SPA-EİA)
www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Juvenil SPondiloArtrit/Entezit İle İlişkili Artrit (SPA-EİA) 2016 un türevi 1. JUVENİL SPONDİLOARTRİT/ ENTEZİT İLE İLİŞKİLİ ARTRİT (SPA- EİA) NEDİR? 1.1 Nedir?
DetaylıBEHÇET SENDROMU NDA GÖZ TUTULUMU VE TEDAVİSİ
BEHÇET SENDROMU NDA GÖZ TUTULUMU VE TEDAVİSİ Y. Doç. Dr. Şengül Özdek GÜTF Göz Hastalıkları Anabilim Dalı BEHÇET SENDROMU Tıkayıcı tipte vaskülit Hulusi Behçet, 1937 Üveit, retinal vaskülit, Oral ve genital
DetaylıKocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi
Detaylı28.02.2015. Sarkoidoz. MSS granülomatozları. Sarkoidoz. Sarkoidoz. Granülom / Granülomatoz reaksiyon
Granülom / Granülomatoz reaksiyon Non-enfektif granülomatozlar: Sinir sistemi tutulumu ve görüntüleme Küçük nodül Bağışıklık sisteminin, elimine edemediği yabancı patojenlere karşı geliştirdiği ve izole
DetaylıBehçet Hastalığında Kardiyovasküler Tutulum
Kitap Bölümü DERMAN Behçet Hastalığında Kardiyovasküler Tutulum İlknur Balta Giriş Behçet hastalığı (BH), kronik, rekürren sistemik inflamatuvar bir hastalıktır. Hastalık ilk tanımlandığı gibi bir trisemptom
DetaylıBEHÇET. Behçet Hastalığı; Behçet Sendromu; Behçet hastalığının sebebi nedir? Behçet hastalığı kimlerde görülür:
BEHÇET Behçet Hastalığı; Behçet Sendromu; Behçet hastalığı ilerleyici kronik damar iltihabıdır. Behçet hastalığı; ağız ve genital bölgede tekrarlayan ülserler ile birlikte göz iltihapları ile karakterize
Detaylımm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3
24 P. I. AĞRAS ve Ark. GİRİŞ Ürtikeryal vaskülit histolojik olarak vaskülit bulgularını gösteren, klinikte persistan ürtikeryal döküntülerle karakterize olan bir klinikopatolojik durumdur (1). Klinikte
DetaylıİNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı. Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir
İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir AMAÇ Radyolojik olarak algoritm Tanı ve bulgular Tedavi sonrası takip İnvazif Asperjilloz Akciğer
DetaylıLOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ
LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ Prof.Dr.Ayşe Kılıç draysekilic@gmeil.com AMAÇ Lokomotor sistemin temel yapılarını ve çocuklarda görülen yakınmalarını, öykü, fizik muayene ve basit tanı yöntemlerini öğrenmek
DetaylıHIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi
Uzm. Dr. Sinem AKKAYA IŞIK Sultan Abdülhamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi AIDS CMV; nadir ölümcül İlk vaka 1983 Etkili ART sıklık azalmakta, tedavi şansı
DetaylıRomatolojik Aciller. Sistemik Lupus Eritemtozus. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD. Dr. M. Murat Özgenç
Romatolojik Aciller Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD. Dr. M. Murat Özgenç Sistemik lupus eritematozus (SLE) vücut boşluklarında poliserozite yol açan deri, renal, hematolojik, nörolojik bulgularla
DetaylıTANIM. Ankilozan Spondilit (spondilartrit) Spondilit = vertebraların (omurların) inflamasyonu
ANKİLOZAN SPONDİLİT TANIM Ankilozan Spondilit (spondilartrit) Spondilit = vertebraların (omurların) inflamasyonu Nedeni belli olmayan, kronik gidişli, ilerleyici karakterde inflamatuvar bir hastalıktır.
DetaylıBehçet Hastalığı. I. Epidemiyoloji. II. Patogenez ve Patoloji. Nurşen DÜZGÜN
378 Behçet Hastalığı Nurşen DÜZGÜN Behçet hastalığı (BH) ilk olarak 1937 yılında, Türk dermatoloğu Prof. Dr. Hulusi Behçet tarafından tekrarlayan oral ve genital aftöz ülserler ve hipopiyonlu üveit ile
DetaylıGirişimsel Aritmi Komplikasyonlar ve Tedavisi. Doç.Dr.Enis Oğuz Anadolu Sağlık Merkezi - Gebze
Girişimsel Aritmi Komplikasyonlar ve Tedavisi Doç.Dr.Enis Oğuz Anadolu Sağlık Merkezi - Gebze Hasta grupları ve ablasyon endikasyonları (n=5330) AVNRT A.Yol AV nod A.Flatter AT Diğer Has. n 2243 1147 803
Detaylıwww.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Behçet Hastaliği 2016 un türevi 1. BEHÇET HASTALIĞI NEDİR 1.1 Nedir? Behçet sendromu ya da Behçet hastalığı, sebebi bilinmeyen bir sistemik vaskülittir (vücuttaki
DetaylıVASKÜLİTİK NÖROPATİ TEDAVİ REHBERİ Hazırlayanlar: Dr. Can Ebru Kurt, Dr. Yeşim Parman, Dr. Ersin Tan
VASKÜLİTİK NÖROPATİ TEDAVİ REHBERİ Hazırlayanlar: Dr. Can Ebru Kurt, Dr. Yeşim Parman, Dr. Ersin Tan Kas ve sinirlerdeki damarların çapları 50 ila 300 μm arasında değiştiğinden vaskülitik nöropatiler çoğunlukla
DetaylıAksiyal SpA da Güncellenmiş ASAS anti-tnf Tedavi Önerileri ve Hedefe Yönelik Tedavi Stratejileri
Aksiyal SpA da Güncellenmiş ASAS anti-tnf Tedavi Önerileri ve Hedefe Yönelik Tedavi Stratejileri Prof.Dr. M.Pamir ATAGÜNDÜZ Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı 11 Nisan 2014 Ana Başlıklar
Detaylıİlaç ve Vaskülit. Propiltiourasil. PTU sonrası vaskülit. birkaç hafta yıllar sonrasında gelişebilir doza bağımlı değil ilaç kesildikten sonra düzelir.
PTU sonrası vaskülit İlaç ve Vaskülit Propiltiourasil birkaç hafta yıllar sonrasında gelişebilir doza bağımlı değil ilaç kesildikten sonra düzelir. Propiltiourasil Daha çok P-ANCA pozitifliği PTU ile tedavi
DetaylıAnkilozan Spondilit BR.HLİ.065
Gençlerde Bel Ağrısına Dikkat! Bel ağrısı tüm dünyada oldukça yaygın bir problem olup zaman içinde daha sık görülmektedir. Erişkin toplumun en az %10'unda çeşitli nedenlerle gelişen kronik bel ağrıları
DetaylıKocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi
DetaylıENDOJEN POSTERİOR ÜVEİTLERDE MEDİKAL TEDAVİ YÖNTEMLERİ DR ŞENGÜL ÖZDEK
ENDOJEN POSTERİOR ÜVEİTLERDE MEDİKAL TEDAVİ YÖNTEMLERİ DR ŞENGÜL ÖZDEK Uveitler - Prognoz %22 sinde en az bir gözde kanuni körlükle sonuçlanmakta Morbidite İMMÜN MEKANİZMA Ön Üveit: MHC class I/CD8+ sitotoksik
DetaylıNADİR Mİ, YOKSA?! Doç. Dr.Hülya KAŞIKÇIOĞLU. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi HAZİRAN 2010
NADİR Mİ, YOKSA?! Doç. Dr.Hülya KAŞIKÇIOĞLU Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi 11-12 HAZİRAN 2010 1.Olgu 55 yaşında erkek hasta Akut inferior miyokard infarktüsü nedeniyle
DetaylıRENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ
RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ 20.05.2010 Giriş I Renovasküler hipertansiyon (RVH), renal arter(ler) darlığının neden
DetaylıT.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ. Sağlıklı yaşam, mutlu bireyler, güler yüzlü toplum ÜVEİT EL KİTABI
T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Sağlıklı yaşam, mutlu bireyler, güler yüzlü toplum ÜVEİT EL KİTABI Üveit nedir? Üveit atağı nedir? Gözün iris (gözün renkli kısmı), siliyer
DetaylıAnestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler
Anestezi Uygulama II 2017-2018 Bahar / Ders:9 Anestezi ve Emboliler Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI Emboli Nedir? Damarlarda dolaşan kan içerisine hava ya da yabancı cisim girişine bağlı olarak, dolaşımı engelleyen
DetaylıMULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık
MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık MS Hasta Okulu 28.05.2013 Multipl skleroz (MS) hastalığını basitçe, merkezi sinir sistemine
DetaylıJÜVENİL SPONDİLOARTROPATİLER. Özgür KASAPÇOPUR İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı
JÜVENİL SPONDİLOARTROPATİLER Özgür KASAPÇOPUR İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Jüvenil spondiloartropatiler 16 yaş altındaki çocuklarda, özellikle
DetaylıArka Vitreus Dekolmanı, Retina Yırtıkları ve Latis Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi)
Arka Vitreus Dekolmanı, Retina Yırtıkları ve Latis Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi) İlk Muayenede Hiakye (Anahtar ögeler) AVD semptomları (II+, Retina dekolmanı, ilişkili genetik bozukluklar
DetaylıHenoch-Schöenlein Purpurası
www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Henoch-Schöenlein Purpurası 2016 un türevi 1. HENOCH-SCHÖENLEİN PURPURASI NEDİR? 1.1 Nedir? Henoch-Shöenlein purpurası (HSP), küçük kan damarlarının (kapilerlerin)
DetaylıProf.Dr.Kemal NAS Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon AD, Romatoloji BD
Prof.Dr.Kemal NAS Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon AD, Romatoloji BD Kronik enflamatuar hastalıklar, konak doku ve immun hücreleri arasındaki karmaşık etkileşimlerinden
DetaylıNörovasküler Cerrahi Öğretim Ve Eğitim Grubu Hasta Bilgilendirme Formu
Nörovasküler Cerrahi Öğretim Ve Eğitim Grubu Beyin-Omurilik Arteriovenöz Malformasyonları ve Merkezi Sinir Sisteminin Diğer Damarsal Bozuklukları Hasta Bilgilendirme Formu 5 AVM ler Ne Tip Sağlık Sorunlarına
DetaylıMENENJİTLİ OLGULARIN KLİNİK VE LABORATUAR ÖZELLİKLERİNİN RETROSPEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ
MENENJİTLİ OLGULARIN KLİNİK VE LABORATUAR ÖZELLİKLERİNİN RETROSPEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Mine SERİN 1, Ali CANSU 1, Serpil ÇELEBİ 2, Nezir ÖZGÜN 1, Sibel KUL 3, F.Müjgan SÖNMEZ 1, Ayşe AKSOY 4, Ayşegül
DetaylıBöbrek kistleri olan hastaya yaklaşım
Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım Dr. Ayşegül Örs Zümrütdal Başkent Üniversitesi-Nefroloji Bilim Dalı 20/05/2011-ANTALYA Böbrek kistleri Genetik ya da genetik olmayan nedenlere bağlı olarak, Değişik
DetaylıPERİNATAL HERPES VİRUS İNFEKSİYONLARI. Uzm.Dr.Cengiz Uzun Alman Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları
PERİNATAL HERPES VİRUS İNFEKSİYONLARI Uzm.Dr.Cengiz Uzun Alman Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Perinatal dönemde herpesvirus geçişi. Virus Gebelik sırasında Doğum kanalından Doğum
DetaylıTip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü
Tip 1 diyabete giriş Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü ENTERNASYONAL EKSPER KOMİTE TARAFINDAN HAZIRLANAN DİABETİN YENİ SINIFLAMASI 1 - Tip 1 Diabetes
DetaylıVaskülit nedir? Dr Figen Yargucu Zihni Ege Üniversitesi İç Hastalıkları-Romatoloji 07.03.2015
Vaskülit nedir? Dr Figen Yargucu Zihni Ege Üniversitesi İç Hastalıkları-Romatoloji 07.03.2015 Sunum akışı Tanım Sınıflama Klinik bulgular Tedavi Vaskülit Kan damarlarının nekroz ve inflamasyonu ile seyreden
DetaylıAORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015
AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Ani ölümün önemli bir nedenidir Sıklığı yaşla birlikte artar 50 yaş altında nadir rastlanır E>K Aile
DetaylıYaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011
Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını
DetaylıAKUT PULMONER EMBOLİDE RADYOLOJİK ÖNEMLİ MESAJLAR
Pulmoner Vasküler Hastalıklar AKUT PULMONER EMBOLİDE RADYOLOJİK ÖNEMLİ MESAJLAR Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir AKCİĞER HASTALIKLARI VE YOĞUN BAKIM GÜNLERİ TANI VE TEDAVİDE
DetaylıBlau Hastalığı/ Jüvenil Sarkoidoz Nedir
www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Blau Hastalığı/ Jüvenil Sarkoidoz Nedir 2016 un türevi 1. BLAU HASTALIĞI/ JÜVENİL SARKOİDOZ NEDİR 1.1 Nedir? Blau sendromu genetik bir hastalıktır. Hastaların
Detaylı(ANEVRİZMA) Dr. Dağıstan ALTUĞ
ANEURYSM (ANEVRİZMA) Arteriyel sistemindeki lokalize bir bölgeye kan birikmesi sonucu şişmesine Anevrizma denir Gerçek Anevrizma : Anevrizma kesesinde Arteriyel duvarların üç katmanını kapsayan Anevrizma
DetaylıSEREBRAL TROMBOZLU ÇOCUKLARDA KLİNİK BULGULAR VE TROMBOTİK RİSK FAKTÖRLERİ
SEREBRAL TROMBOZLU ÇOCUKLARDA KLİNİK BULGULAR VE TROMBOTİK RİSK FAKTÖRLERİ Ankara Çocuk Sağlığı Hastalıkları Hemotoloji Onkoloji Eğitim Araştırma Hastanesi 2 Amaç Klinik bulguların özellikleri Kalıtsal
DetaylıT.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ AĞIZ, DİŞ, ÇENE HASTALIKLARI VE CERRAHİSİ ANABİLİM DALI SABE PROJE NO:
T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ AĞIZ, DİŞ, ÇENE HASTALIKLARI VE CERRAHİSİ ANABİLİM DALI SABE PROJE NO: 06202038 BEHÇET HASTALIKLI VE REKÜRRENT AFTÖZ S TOMATİTLİ HASTALARIN SERUM VE
DetaylıRadyoloji Dersleri 3: Behçet Hastalığında Akciğer Tutulumu
Radyoloji Dersleri 3: Behçet Hastalığında Akciğer Tutulumu Banu ERİŞ GÜLBAY*, Akın KAYA*, Turan ACICAN*, Mutlu GÜLBAY* * Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Anabilim Dalı,
DetaylıBugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi
Hipertansiyon Tedavisi: Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi Hipertansiyon Sıklık Yolaçtığı sorunlar Nedenler Kan basıncı hedefleri Tedavi Dünyada Mortalite
DetaylıRomatizma ve Tedavisi Hakkında Yanlışlar ve Doğrular
Romatizma ve Tedavisi Hakkında Yanlışlar ve Doğrular BR.HLİ.067 Romatizma hastalıkları toplumda oldukça sık görülen hastalıklardır. Bunların sıklıkla günlük yaşamı etkilemesi, kişinin yaşam kalitesini
DetaylıDr Talip Asil Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı
Dr Talip Asil Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Karotis Arter Hastalığı İskemik İnmelerin yaklaşık %20-25 inde karotis arter darlığı Populasyonda yaklaşık %2-8 oranında
DetaylıKasık Komplikasyonları ve Yönetimi. Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler
Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler Femoral Komplikasyonlar External kanama ve hematom (%2-15) Psödoanevrizma (%1-5) Retroperitoneal hematom (
DetaylıORAL ÜLSERLER Oral ülser nedenleri;
ORAL ÜLSERLER En sık ağız mukozasının herhangi bir yerinde lokalize, GİS ve ürogenital bölgede de görülebilen, değişik çap ve görünümde olabilen mukoza epitelinin bazen alt dokulara uzanan kaybı ile karakterize
DetaylıKAWASAKİ HASTALIĞI Kawasaki Sendromu; Mukokütanöz Lenf Nodu Sendromu;
KAWASAKİ HASTALIĞI Kawasaki Sendromu; Mukokütanöz Lenf Nodu Sendromu; Kawasaki hastalığı sebebi bilinmeyen ateşli çocukluk çağı hastalığıdır. Nadiren ölümcül olur. Hastalık yüksek ateş, boğazda ve dudaklarda
DetaylıBehçet Hastalığında Nörolojik Tutulum: Klinik Özellikler, Tanı ve Tedaviye Yaklaşım
Journal of Neurological Sciences [Turkish] 23:(1)# 2;3-7, 2006 http://www.jns.dergisi.org/text.php3?id=72 Davetli Derleme Behçet Hastalığında Nörolojik Tutulum: Klinik Özellikler, Tanı ve Tedaviye Yaklaşım
DetaylıTedavi. Tedavi hedefleri;
Doç. Dr. Onur POLAT Tedavi DVT tanısı konduktan sonra doğal gidişine bırakılırsa, ölümcül komplikasyonu olan PE ve uzun dönemde sakatlık oranı son derece yüksek olan posttromboflebitik sendrom ve Pulmoner
DetaylıADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği
ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği SUNU PLANI Tanım ve Epidemiyoloji Adrenal bez anatomi Etiyoloji Tanı Klinik Tedavi TANIM-EPİDEMİYOLOJİ Adrenal
Detaylıİnvazif Fungal İnfeksiyonlarda Tanı Klinik-Radyolojik Yaklaşım. Dr.Özlem Özdemir Kumbasar
İnvazif Fungal İnfeksiyonlarda Tanı Klinik-Radyolojik Yaklaşım Dr.Özlem Özdemir Kumbasar Bağışıklığı baskılanmış hastaların akciğer komplikasyonları sık görülen ve ciddi sonuçlara yol açan önemli sorunlardır.
DetaylıENFEKTİF ENDOKARDİT: KLİNİK VE EKOKARDİYOGRAFİ BULGULARI
ENFEKTİF ENDOKARDİT: KLİNİK VE EKOKARDİYOGRAFİ BULGULARI Dr. Sadık Açıkel Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji
DetaylıGöğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016
Göğüs Ağrısı Olan Hasta Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016 Göğüs Ağrısı??? Yan ağrısı? Sırt ağrısı? Mide ağrısı? Karın ağrısı? Boğaz ağrısı? Omuz ağrısı? Meme ağrısı? Akut Göğüs Ağrısı Aniden başlar-tipik
DetaylıBehçet Hastalığı ve Gastrointestinal Tutulum
Behçet Hastalığı ve Gastrointestinal Tutulum (Son II Yıl) Prof. Dr. Mehmet Sayarlıoğlu İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı-Romatoloji Bilim Dalı, İstanbul/Samsun Behçet hastalığı
Detaylıİmmünyetmezlikli Konakta Viral Enfeksiyonlar
İmmünyetmezlikli Konakta Viral Enfeksiyonlar Dr. Dilek Çolak 10 y, erkek hasta Olgu 1 Sistinozis Böbrek transplantasyonu Canlı akraba verici HLA 2 antijen uyumsuz 2 Olgu 1 Transplantasyon öncesi viral
DetaylıARTRİT Akut Romatizmal Ateş. Dr. Gülendam Koçak Maltepe Üniversitesi
ARTRİT Akut Romatizmal Ateş Dr. Gülendam Koçak Maltepe Üniversitesi Sunum Planı Akut Romatizmal Ateş Romatizmal Poliartrit Olgu sunumları ile ayırıcı tanı ARA ARA-Yaş ARA GAS Tonsillofarenjiti Yetersiz
DetaylıKriyopirin İlişkili Periyodik Sendrom (CAPS)
www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Kriyopirin İlişkili Periyodik Sendrom (CAPS) 2016 un türevi 1. CAPS NEDİR 1.1 Nedir? Kriyopirin İlişkili Periyodik Sendromlar (CAPS), nadir görülen otoenflamatuar
DetaylıKAWASAKİ HASTALIĞI-7 VAKANIN DEĞERLENDİRİLMESİ
KAWASAKİ HASTALIĞI-7 VAKANIN DEĞERLENDİRİLMESİ Canan Hasbal Akkuş, Tolga Erkum, Mehmet Bedir Akyol, Zilha Şentürk, Burcu Bursal, Zeynep Kıhtır, Sami Hatipoğlu Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma
DetaylıİSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul
İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul Öğrenim hedefleri Mezenterik vasküler olay şüphesi ile gelen hastayı değerlendirmede kullanılan
DetaylıGebede HSV İnfeksiyonu. Dr. Süda TEKİN KORUK Koç Üniversitesi Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü
Gebede HSV İnfeksiyonu Dr. Süda TEKİN KORUK Koç Üniversitesi Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü Olgu 14 günlük, erkek bebek Şikayeti: Sol kol ve bacakta kasılma, emmeme Hikaye:
DetaylıDural AVF lerde Tedavi. Prof.Dr.Saruhan Çekirge Bayındır Hastanesi Koru Hastaneleri Ankara
Dural AVF lerde Tedavi Prof.Dr.Saruhan Çekirge Bayındır Hastanesi Koru Hastaneleri Ankara İntrakraniyal dural AVF Dural arterler ile dural venöz sinüsler veya kortikal venler arası patolojik şantlardır.
DetaylıGastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM
Gastrointestinal Sistem Hastalıkları Dr. Nazan ÇALBAYRAM ÇÖLYAK HASTALIĞI Çölyak hastalığı bir malabsorbsiyon sendromudur. Hastalık; gluten içeren unlu gıdalara karşı genetik bazda immünojik bir intolerans
DetaylıATRİYAL FİBRİLASYON Atriyal fibrilasyon En sık görülen aritmi Epidemiyoloji Aritmiye bağlı hastaneye yatanların 1/3 ü AF li. ABD de tahmini 2.3 milyon, Avrupa da 4.5 milyon insan AF ye sahip. Sıklığı
DetaylıTanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak
Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak Göğüs Cerrahisi Metastatik Akciğer Tümörleri Giriş İzole akciğer metastazlarına tedavi edilemez gözüyle bakılmamalıdır Tümör tipine
DetaylıVAKA SUNUMU. Dr. Arif Alper KIRKPANTUR Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Ünitesi
VAKA SUNUMU Dr. Arif Alper KIRKPANTUR Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Ünitesi ÖYKÜ 58 yaşında, erkek hasta, emekli memur, Ankara 1989: Tip 2 DM tanısı konularak, oral antidiyabetik
DetaylıDAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR
T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI D.P.Ü. KÜTAHYA EVLİYA ÇELEBİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR PROF. DR. AHMET HAKAN VURAL OP. DR. GÜLEN SEZER ALPTEKİN ERKUL OP. DR. SİNAN ERKUL
DetaylıBruselloz: Klinik Özellikler
Bruselloz: Klinik Özellikler Uzm. Dr. Mustafa Aydın ÇEVİK Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği Bruselloz - Etkenler B. melitensis B. abortus
DetaylıDr. Seçkin Pehlivanoğlu. Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi İstanbul Hastanesi
Dr. Seçkin Pehlivanoğlu Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi İstanbul Hastanesi Ö, K 47 y, E Şikayeti: Bilinen sistemik hastalığı olmayan hastanın, 3 gün önce yağmurda ıslanma sonrası kuru öksürük ve nefes
DetaylıNefropatolojide Sınıflandırmalar. Amiloidoz Sınıflandırması. Banu Sarsık Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi
Nefropatolojide Sınıflandırmalar Amiloidoz Sınıflandırması Banu Sarsık Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Amiloidoz Doku ve organlarda aşırı miktarda amiloid fibrili birikimi ile karakterli bir grup hastalık
DetaylıBEHÇET HASTALIĞINDA İNFLAMATUAR BİR MARKER OLARAK ORTALAMA TROMBOSİT HACMİNİN (MPV) ROLÜ. UZMANLIK TEZİ Dr. Müge ÜZERK
T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI BEHÇET HASTALIĞINDA İNFLAMATUAR BİR MARKER OLARAK ORTALAMA TROMBOSİT HACMİNİN (MPV) ROLÜ UZMANLIK TEZİ Dr. Müge ÜZERK TEZ DANIŞMANI
DetaylıÇOCUKLUK ÇAĞINDA KRONİK KARIN AĞRISI
ÇOCUKLUK ÇAĞINDA KRONİK KARIN AĞRISI Prof. Dr. Aydan Kansu Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Bilim Dalı 7 y, ~ 1 yıldır karın ağrısı Göbek çevresinde Haftada
DetaylıNEFROTİK SENDROM. INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013
NEFROTİK SENDROM INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013 NEFROTİK SENDROM NEDİR? Nefrotik sendrom ; proteinüri (günde 3.5gr/gün/1.73 m2), hipoalbüminemi (
DetaylıKawasaki Hastalığı (mucocutaneous lymph node syndrome)
Kawasaki Hastalığı (mucocutaneous lymph node syndrome) Dr.Mustafa SAÇAR Genel bilgiler 1967: Dr. Tomisaku Kawasaki Ateşli, döküntülü, çocukluk çağı hast. Multiorgan vasküliti E/K: 1.5/1 Ateş Döküntü El
DetaylıNocardia Enfeksiyonları. Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji
Nocardia Enfeksiyonları Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Nocardia Enfeksiyonları Nocardia insanlarda ve hayvanlarda lokalize veya dissemine enfeksiyonlardan sorumlu olabilen
DetaylıVIII. FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU BÖLÜM ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013
ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013 FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ VIII. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KALITSAL FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ Dr. M. Cem Ar ve THD Hemofili Bilimsel
DetaylıNörolojik Hastalıklarda Depresyon ve Sitokinler
46.ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ, 2010 Nörolojik Hastalıklarda Depresyon ve Sitokinler Dr.Canan Yücesan Ankara Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Akış Sitokinler ve depresyon Duygudurum bozukluklarının
DetaylıII. BÖLÜM HEMOFİLİDE KANAMA TEDAVİSİ
HEMOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU Önsöz... IX-X Türk Hematoloji Derneği Yönetim Kurulu... XI Hemofili Bilimsel Alt Komitesi Üyeleri (2014-2018 dönemi)... XI Kısaltmalar... XII I. BÖLÜM HEMOFİLİ TANISI TANIM...
Detaylı6 Mart 1993 tarihinde, ani başlayan akut deri. Bu yakınması bir hafta önce sol kolun üst tarafında. Lezyon, kısa süre içinde büyümüş, kontakt dermatit
Lyme Olguları 1. Olgu 30 yaşında erkek hasta Buharla dezenfeksiyon yapan bir firmada işçi 6 Mart 1993 tarihinde, ani başlayan akut deri rahatsızlığı Bu yakınması bir hafta önce sol kolun üst tarafında
DetaylıAKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015
AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Nonkardiyojenik Akciğer Ödemi Şok Akciğeri Travmatik Yaş Akciğer Beyaz Akciğer Sendromu
DetaylıBEHÇET HASTALIĞINDA KLİNİK VE DEMOGRAFİK BULGULAR
T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI HASEKİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DERİ VE ZÜHREVİ HASTALIKLARI KLİNİĞİ BEHÇET HASTALIĞINDA KLİNİK VE DEMOGRAFİK BULGULAR Dr. Yalçın BAŞ UZMANLIK TEZİ Tez Danışmanı Doç. Dr. Emine
DetaylıMembranoproliferatif Glomerülonefriti Taklit Eden Trombotik Mikroanjiopatili Bir Olgu
Membranoproliferatif Glomerülonefriti Taklit Eden Trombotik Mikroanjiopatili Bir Olgu Sevcan A. Bakkaloğlu, Yeşim Özdemir, İpek Işık Gönül, Figen Doğu, Fatih Özaltın, Sevgi Mir OLGU 9 yaş erkek İshal,
DetaylıKRİYOGLOBÜLİN. Cryoglobulins; Soğuk aglutinin;
KRİYOGLOBÜLİN Cryoglobulins; Soğuk aglutinin; Kriyoglobülin kanda bulunan anormal proteinlerdir ve 37 derecede kristalleşirler. Birçok hastalık sırasında ortaya çıkabilirler ancak vakaların %90ı Hepatit
Detaylıİçerik AKUT APANDİSİT TANISINDA TESTLERİN DEĞERİ VE KULLANIMI. Testler. Öykü ve fizik muayene. Öykü
1 2 AKUT APANDİSİT TANISINDA TESTLERİN DEĞERİ VE KULLANIMI İçerik Karın ağrısı olan hastanın akut apandisit olup olmadığını değerlendirmede kullandığımız testlerin değerliliği kullanımları tartışılacaktır
DetaylıEpilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;
Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak
DetaylıHEMORAJİK İNME. Yrd. Doç. Dr. Aysel MİLANLIOĞLU Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji ABD
HEMORAJİK İNME Yrd. Doç. Dr. Aysel MİLANLIOĞLU Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji ABD İntraserebral kanamalar inmelerin %10-15 ini oluşturmaktadır. İntraparenkimal, subaraknoid, subdural ve
DetaylıPeriferik arter hastalıklarının tanısını ve yaklaşım stratejilerini öğrenecek.
Dönem IV Kalp Damar Cerrahisi Stajı Konu: Periferik Arter Hastalıkları Amaç: Bu dersin sonunda dönem IV öğrencileri Periferik Arter Hastalıklarının neler olduğunu öğrenecekler. Periferik arter hastalıklığı
DetaylıGÖZ TUTULUMU NEDENİ İLE BEHÇET HASTALIĞI TANISI ALAN OLGULARDA KLİNİK, NÖROPSİKOLOJİK VE NÖRORADYOLOJİK BULGULAR
T.C Sağlık Bakanlığı Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi 2. Nöroloji Kliniği Başhekim: Doç. Dr. Medaim Yanık Klinik Şefi: Doç. Dr. Sevim Baybaş GÖZ TUTULUMU NEDENİ İLE BEHÇET HASTALIĞI TANISI
DetaylıİÇİNDEKİLER. Önsöz... iii Ulusal Tanı ve Tedavi Kılavuzu Çalışma Grupları... iv Kısaltmalar... vii Tablolar Listesi... xiii Şekiller Listesi...
HEMOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU İÇİNDEKİLER Önsöz... iii Ulusal Tanı ve Tedavi Kılavuzu Çalışma Grupları... iv Kısaltmalar... vii Tablolar Listesi... xiii Şekiller Listesi... xiii I. BÖLÜM HEMOFİLİ TANI
Detaylı