Neonatal Tuz Kaybı Tablosunun Nadir Bir Nedeni: Primer Psödohipoaldosteronizm



Benzer belgeler
Konjenital adrenal hiperplazi

Konjenital adrenal hiperplazi. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

Adrenal Yetmezlik. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır.

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

Adrenal Yetmezlik. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

Yrd. Doç. Dr. Ali DUMAN Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A. D.

Aldosteron tansiyon ve vücut sıvı dengesini ayarlayan böbrek üstü bezlerinden salgılanan bir hormondur. Kandaki miktarına bakılır.

Konjenital adrenal hiperplazi (KAH) Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

İkiz olgu raporunda tuz kaybının farklı klinik yansıması: izole hipoaldosteronizm

GÖRSEL VAKA TANITIMLARI: Adrenal Yetmezlik / Cushing -Sendromu. İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi

AKUT ADRENAL YETMEZLĐK TEDAVĐ PROTOKOLÜ

[embeddoc url= /10/VÜCUT-SIVILARI.docx download= all viewer= microsoft ]

TUBULOPATİLER. Dr Salim Çalışkan

HİPERNATREMİ. Doç. Dr. Halil Yazıcı. İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

Yenidoðanda Ýki Tuz Kaybý Olgusu: Primer ve Sekonder Psödohipoaldosteronizm

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı

Polikistik Over Sendromu ve Hiperandrojenemi

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde Akut Periton Diyalizi Yapılan Hastaların Değerlendirilmesi: 8 Yıllık Tek Merkez Deneyimi

Konjenital adrenal hiperplazi. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

Sürrenal Yetmezlik. Dr. Mustafa Burak SAYHAN Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilimdalı

İntern Dr. Özkan ERARSLAN ADRENAL YETERSİZLİK. ADDİSON HASTALIĞI, BÖBREKÜSTÜ BEZ YETERSİZLİĞİ, SÜRRENAL YETMEZLİK Ekim 2013

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

SİSTİNOZİS KAYIT SİSTEMİ VERİ ALANLARI (*) ile belirtilen alanların doldurulması zorunludur. Hasta Demografik Bilgileri

Araş. Gör. Dr. Duygu Köse

Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu

PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA SIVI KONTROLÜ

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Yenidoğan Dönemde Diyabet Yönetimi. Uzm. Hemşire Nurdan YILDIRIM

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Nefroloji BD Olgu Sunumu 19 Eylül 2017 Salı Araş. Gör. Dr.

Olgular. Kan Gazı Değerlendirilmesi Sunum planı. AKG Endikasyonları

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI

Adrenal yetmezlik var mı? Kortikosteroid verelim mi? Prof.Dr.Bilgin CÖMERT Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Yoğun Bakım BD

Arter Kan Gazı Değerlendirmesi. Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

DÖNEM 4 PEDİATRİ STAJI DERS PROGRAMI B GRUBU (12/11/ /01/2019) 14/11/2018 Çarşamba

ACTH (Synacten) STİMÜLASYON TESTİ

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

Yakınması: Efor sonrası nefes darlığı, sabahları şiddetli olan ense ağrısı, yorgunluk

TIPTA UZMANLIK EĞİTİMİ GİRİŞ SINAVI (TUS) (Sonbahar Dönemi) KLİNİK TIP BİLİMLERİ TESTİ 25 EYLÜL 2016 PAZAR ÖĞLEDEN SONRA

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Dehidroepiandrosteron- sülfat; DHEA-sülfat testi;

SIVI GEREKSİNİMİ ÇOCUKLARDA SIVI ELEKTROLİT TEDAVİSİ. Dr. Dilek DURMAZ AÜTF Acil Tıp ABD 25/05/2010. Vücut Sıvılarının Dağılımı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

DEKSAMETAZON SÜPRESYON TESTİ

VAPTANLAR. Prof Dr Hülya Taşkapan İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı

MULTİVİTAMİN PREPARATI KULLANIMINA İKİNCİL GELİŞEN D VİTAMİNİ İNTOKSİKASYONU: 3 OLGU SUNUMU

OLGULARLA HİPOKORTİZOLEMİ. Doç Dr. Gonca Tamer Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Diyabetik Nefropati Tanı ve Tedavide Güncelleme. Dr. Gültekin Süleymanlar Dr. Alper Sönmez

VAKA SUNUMU. Dr. Neslihan Çiçek Deniz. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi Bölümü

SDÜ TIP FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı DÖNEM-IV, GRUP A PEDİATRİ STAJ PROGRAMI GÖREVLİ ÖĞRETİM ÜYELERİ Prof. Dr.

UYGUNSUZ ADH SENDROMU

SDÜ TIP FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı DÖNEM-IV, GRUP D PEDİATRİ STAJ PROGRAMI GÖREVLİ ÖĞRETİM ÜYELERİ Prof. Dr.

DOĞUMSAL BÖBREK VE ÜRİNER SİSTEM ANOMALİLERİNDE PRENATAL RİSK FAKTÖRLERİ

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır.

Topaloğlu R, ÖzaltınF, Gülhan B, Bodur İ, İnözü M, Beşbaş N

11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER)

SDÜ TIP FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı DÖNEM-IV, GRUP B PEDİATRİ STAJ PROGRAMI GÖREVLİ ÖĞRETİM ÜYELERİ Prof. Dr.

Meyan Kökü (likoris) Kullanımına Bağlı Hipertansiyon ve Hipokalemi İle Seyreden 5 Vakanını Değerlendirilmesi

GÜÇSÜZLÜK VE ELEKTROLİT BOZUKLUKLARI. Dr.Ramazan KÖYLÜ Acil Tıp Uzmanı Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Malnutrisyon ve İnflamasyonun. Hasta Ötiroid Sendromu Gelişimine imine Etkisi

ÖZEL BİR HASTANEDE YENİDOĞAN ÜNİTESİNE YATIRILAN İNDİREKT HİPERBİLİRUBİNEMİLİ OLGULARIN RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ

ADDİSON HASTALIĞI ve AKUT ADRENAL YETMEZLİK. İnt. Dr. Utku TURAN Mart 2014

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Endokrinoloji Polikliniği Olgu Sunumu 6 Kasım 2018 Salı

SIVI ELEKTROLİT DENGESİZLİKLERİ. Çocuklarda sıvı elektrolit dengesizliklerini anlamak ve gerekli tedaviyi uygulayabilmek için

SDÜ TIP FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı DÖNEM-IV, GRUP B PEDİATRİ STAJ PROGRAMI

Çocuklarda sıvı ve elektrolit tedavisi. Prof. Dr. Aydın Ece Dicle Üniv. Tıp Fak. Çocuk Sağ ve Hast AD

ADH Anti Diüretik Hormon

DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE ETKİSİ

Diyabetes Mellitus. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

KAFKAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM III DERS YILI GENİTOÜRİNER SİSTEM DERS KURULU

İntradiyalitik Sıvı Elektrolit Bozuklukları

Prof.Dr.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı Eğitim yılı

SODYUM (Na + ) SODYUM METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI HİPONATREMİ HİPONATREMİ. Plazma Na + : meq/l,

Dehidroepiandrosteron- sülfat; DHEA-sülfat testi;

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi

MERKEZİMİZDE SİSTİNÜRİ TANISIYLA İZLENEN ÇOCUK HASTALARIN UZUN DÖNEM RENAL SONUÇLARI

İDRAR YOLU ENFEKSİYONUNA SEKONDER PSÖDOHİPOALDOSTERONİZM SECONDARY PSEUDOHYPOALDESTERONISM WITH URINARY TRACT INFECTION

AKUT BÖBREK YETMEZLİĞİ

SDÜ TIP FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı DÖNEM-IV, GRUP A PEDİATRİ STAJ PROGRAMI

Büyüme sorunlarına yaklaşım. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

Cinsel Kimlik Bozuklukları

SDÜ TIP FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı DÖNEM-IV, GRUP 3 PEDİATRİ STAJ PROGRAMI

BÜYÜMENİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Prof Dr Zehra AYCAN.

OLGU SUNUMU. Doç.Dr. Egemen Eroğlu Çocuk Cerrahisi ABD

Şuur Bozukluğu Olan Bir Hasta

MYOLOGIA CRUSH SENDROMU. Dr. Nüket Göçmen Mas

NEFROTİK SENDROM. INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013

DEKSAMETAZON SÜPRESYON TESTİ

Alkalozlar. Prof. Dr. Tevfik Ecder. İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

Gebede HSV İnfeksiyonu. Dr. Süda TEKİN KORUK Koç Üniversitesi Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü

Membranoproliferatif Glomerülonefriti Taklit Eden Trombotik Mikroanjiopatili Bir Olgu

v2

Dr.Şua Sümer Selçuk Üniversitesi Selçuklu Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD KONYA

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 10 Ağustos 2018 Cuma

ALİ BÜLBÜL, DERYA GİRGİN, SİNAN USLU, SELDA ARSLAN, EVRİM KIRAY BAŞ, ASİYE NUHOGLU

SEVELAMER HEMODİYALİZ HASTALARINDA SERUM ELEKTROLİT DÜZEYİ, METABOLİK VE KARDİOVASKÜLER RİSKLERİ VE SAĞKALIMI ETKİLER

Transkript:

Olgu Sunumları / Case Reports DOI: 10.5350/SEMB.20141103060305 Neonatal Tuz Kaybı Tablosunun Nadir Bir Nedeni: Primer Psödohipoaldosteronizm Adil Umut Zübarioğlu 1, Ali Bülbül 1, Mesut Dursun 1, Ebru Türkoğlu Ünal 1, Hasan Sinan Uslu 1 ÖZET: Neonatal tuz kaybı tablosunun nadir bir nedeni: Primer psödohipoaldosteronizm Tuz kaybı tablosu, vücudun sodyum tutma özelliğini kaybederek böbreklerden ya da diğer ekzokrin bezlerden sodyum kaybetmesi sonucu görülen hiponatremi, hipernatriüri ve dehidratasyon tablosudur. Psödohipoaldesteronizm, aldesterona periferik direnç sonucu gelişen bir tuz kaybı durumudur. Periferik direnç; primer olarak mineralokortikoid reseptörü veya epitelyal sodyum kanalındaki mutasyon sonucu reseptör defekti nedeniyle olabileceği gibi, sekonder olarak enfeksiyon, üropati ve ilaçlara bağlı reseptör direnci olarak da gelişebilir. Genellikle yenidoğan döneminde hiponatremi, hiperkalemi ve metabolik asidoz ile bulgu verip yapılan tetkiklerde belirgin olarak yükselmiş plazma renin aktivitesi ve aldosteron seviyelerinin saptanması ile tanı konur. Yenidoğan döneminde tuz kaybı tablosuna bağlı ağır dehidratasyon ile başvuran 11 günlük kız bebek, oldukça nadir rastlanan primer psödohipoaldesteronizm tanısı alması nedeniyle sunuldu. Anahtar kelimeler: Yenidoğan, psödohipoaldosteronizm, tuz kaybı ABSTRACT: A rare cause of neonatal salt wasting: primary pseudohypoaldosteronism Salt wasting is a situation of hyponatremia, hypernatriurea and dehydration because of body s inability to hold sodium and as a result of lose sodium from kidneys and other exocrine glands. Pseudohypoaldestorenism is a salt wasting condition because of peripheral resistance to aldosterone. Peripheral resistance can be seen primarily because of receptor defect from a mutation at mineralocorticoid receptor or epithelial sodium channel, and receptor resistance secondary to infection, uropathy and drugs. Generally in newborn period give findings as hyponatremia, hyperkalemia and metabolic acidosis and diagnose as significantly elevated plasma renin activity and aldosterone levels at investigations. Here in this case report; 11 days old girl applied with severe dehydration because of salt wasting presented because of primary pseudohypoaldosteronism which is a rare disorder. Key words: Newborn, pseudohypoaldosteronism, salt wasting Ş.E.E.A.H. Tıp Bülteni 2015;49(1):80-4 1 Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Yenidoğan Kliniği, İstanbul-Türkiye Yazışma Adresi / Address reprint requests to: Adil Umut Zübarioğlu, Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Yenidoğan Kliniği, İstanbul-Türkiye Telefon / Phone: +90-505-787-7533 E-posta / E-mail: uzubari@hotmail.com Geliş tarihi / Date of receipt: 7 Ekim 2014 / October 7, 2014 Kabul tarihi / Date of acceptance: 3 Kasım 2014 / November 3, 2014 GİRİŞ Tuz kaybı tablosu, vücudun sodyum tutma özelliğini kaybederek böbreklerden ya da diğer ekzokrin bezlerden sodyum kaybetmesi sonucu görülen hiponatremi, hipernatriüri ve dehidratasyon tablosudur. Yenidoğan döneminde pek çok nedene bağlı olarak gelişebilen ve hayatı tehdit eden bu tablo, en sık konjenital adrenal hiperplazide (KAH) gelişirken, daha az sıklıkta konjenital adrenal hipoplazi, konjenital hipopitüatirizm, Bartter sendromu, izole aldesteron eksikliği ve pseudohipoaldosteronizmde de görülür. Konjenital adrenal hiperplazili hastalar genellikle yenidoğan döneminde cinsiyet farklılaşma bozuklukları ya da tuz kaybı tablolarıyla hastaneye başvurmaktadırlar (1). Tuz kaybı tablosunun daha nadir kar- 80 Şişli Etfal Hastanesi T p Bülteni, Cilt: 49, Say : 1, 2015 / The Medical Bulletin of Şişli Etfal Hospital, Volume: 49, Number 1, 2015

A. U. Zübarioğlu, A. Bülbül, M. Dursun, E. Türkoğlu-Ünal, H. S. Uslu şılaşılan nedenleri de en az KAH kadar önemlidir. Bu durumlarda dehidratasyon, şok ve elektrolit dengesizliğinin klinik bulgularına primer hastalığa özgü özellikler eşlik eder. Psödohipoaldesteronizm (PHA), aldesterona periferik direnç sonucu gelişen bir tuz kaybı tablosudur. Periferik direnç; primer olarak mineralokortikoid reseptörü veya epitelyal sodyum kanalındaki mutasyon sonucu reseptör defekti nedeniyle olabileceği gibi, sekonder olarak enfeksiyon, üropati ve ilaçlara bağlı reseptör direnci olarak da gelişebilir (2). Genellikle yenidoğan döneminde hiponatremi, hiperkalemi ve metabolik asidoz ile bulgu verip yapılan tetkiklerde belirgin olarak yükselmiş plazma renin aktivitesi ve aldosteron seviyelerinin saptanması ile tanı konur (3). Bu olgu sunumunda yenidoğan döneminde tuz kaybı tablosuna bağlı ağır dehidratasyon ile başvuran 11 günlük kız bebek, oldukça nadir rastlanan primer psödohipoaldesteronizm tanısı alması nedeniyle hastalığın klinik özelliklerini irdelemek amacıyla sunuldu. OLGU SUNUMU Aralarında birinci derece kuzen akrabalığı olan ebeveynlerden, 27 yaşındaki annenin sorunsuz geçen ikinci gebeliğinden, ikinci canlı doğum olarak mükerrer sezaryen yolla, özel merkezde, term olarak, 3480 gram (50-75 persantil), 50 cm (50 persantil) doğduğu öğrenilen 11 günlük kız bebek; emmeme, halsizlik ve uykuya meyilli olması şikayetleri ile doğduğu tıp merkezine götürülmüş, yapılan tetkiklerinde hiperpotasemi ve hiponatremisi saptanması üzerine KAH ön tanısıyla tarafımıza sevk edilmişti. Bebeğin muayenesinde genel durumu düşkün, cilt turgoru azalmış ve tüm vücutta yaygın deskuamasyon saptandı. Kalp atım hızı 136/dakika, solunum sayısı 40/dakika ve tansiyonu 86/59 mmhg (normal sınırlarda) saptandı. Bebeğin geliş ağırlığı 3020 gram (%13 tartı kaybı) olarak ölçüldü. Genital sistem muayenesinde genital bölgede ve meme areolasında pigmentasyon artışı yoktu, haricen normal idi. Diğer sistem muayeneleri doğal saptandı. Yapılan laboratuar tetkiklerinde üre değeri 43.4 mg/dl ve kreatinin değeri 0.2 mg/dl, kan şekeri 76 mg/dl, Na: 126 meq/l (hiponatremi) ve K: 7.6 meq/l (hiperpotasemi) ve kan gazında metabolik asidoz (ph: 7.18, HCO 3 : 12 meq/l, BE: -12) saptandı. Tam kan sayımı, C-reaktif protein ve idrar analizi değerleri normal sınırlardaydı. Spot idrarda bakılan Na değeri 181 mmol/l (normal sınırları: 40-115 mmol/l) olarak yüksek; K değeri 2.3 mmol/l (normal) idi. Hipovolemi ve hiponatremi esnasında olgunun kan örnekleri alındıktan sonra prednisolon (20 mg/m 2 /24 saat) ve sıvı desteği (200 cc/kg/gün) verildi. Hiperpotasemiyi düzeltmek için tedaviye intravenöz insülin-glikoz sıvısı ve bikarbonat başlandı. Oral olarak kalsiyum polistiren sulfonat (antipotasyum granül) 1 gr/kg dozunda tedaviye eklendi. Bebeğin yapılan ileri tetkiklerinde 17-OH progesteron 3.36 ng/dl, ACTH 28.66 pg/ml, Kortizol 6.47 ng/dl ölçüldü ve bu değerler normal sınırlarda idi. Sürrenal tuz kaybı krizi tedavisinde verilen hidrokortizon (10-20 mg/m 2 /gün) ve elektrolit tedavisine rağmen serum elektrolitlerinde ve idrar tuz kaybında düzelme görülmedi. Bunun üzerine bakılan Plazma Renin Aktivitesi (PRA) değeri 46.09 ng/ml/saat (N: 2-35) ve aldesteron düzeyi > 5000 (N: 50-1950) olarak saptandı. İdrarda sodyum atılımının fazla olması, plazma renin aktivitesi ve aldesteron düzeylerinin yüksek olması, ek olarak kan basıncı değerlerinin normal olması nedeniyle olguda primer PHA düşünüldü. Sekonder PHA yı dışlamak için yapılan üriner sistem ultrasonografisi normal bulundu. Hastanın aldığı steroid tedavisi kesilerek mamasına 1 gr/kg sofra tuzu katıldı ve antipotasyum granül tedavisine devam edildi. Hastanın tuz kaybına bağlı elektrolit dengesizliği ve klinik tablo beslenmeye tuz eklenmesi ile kontrol altına alındı. Alınan kontrol Na: 137 meq/l, K: 4.3 meq/l saptandı. Olgu yatışının 15. Gününde 3560 gram (gelişine göre +540 gr) olarak, oral tuz desteği ve antipotasyum tedavisi ile ayaktan Çocuk Endokrinoloji ve Yenidoğan poliklinik kontrolüne gelmek üzere taburcu edildi. TARTIŞMA Yenidoğan döneminde tuz kaybı sendromları farklı klinik tablolar şeklinde ortaya çıkmaktadır. Beslenme bozukluğu, tartı alamama, kusma ve halsizlik gibi spesifik olmayan yakınmalarla başvuru olabile- Şişli Etfal Hastanesi T p Bülteni, Cilt: 49, Say : 1, 2015 / The Medical Bulletin of Şişli Etfal Hospital, Volume: 49, Number 1, 2015 81

Neonatal tuz kaybı tablosunun nadir bir nedeni: Primer psödohipoaldosteronizm Tablo 1: Yenidoğan ve erken bebeklik döneminde görülen tuz kaybı sendromları (1). Primer adrenal yetmezlik Sekonder adrenal yetmezlik Renal Kayıplar Diğer Hastalıklar StAR* mutasyonları Hipotalamik gelişim defektleri Renal displazi Transplasental hiponatremi (anneye oksitosin verilmesi) Konjenital adrenal Konjenital hipopituitarizm Obstrüktif üropatiler Anneye diüretik ve laksatif hipoplazi/aplazi verilmesi Konjenital Adrenal Hiperplazi Akiz hipopitüitarizm Akut piyelonefrit Psödo-Bartter sendromu (travma,kanama, tümör) Neonatal Adrenolökodistrofi İzole ACTH** eksikliği Tübülopatiler Pilor Stenozu İnfantil gliserol Kinaz eksikliği ACTH direnci Bartter sendromu Konjenital klor ve sodyum diareleri İzole aldosteron eksikliği Anneden geçen steroidler Diüretik ve diğer ilaçlar İleostomi (hipo-hiperreninemik) (cushing sendromu, eksojen (aminofilin, dopamin) glukokortikoid alımı) Wolman hastalığı Postnatal steroid tedavisi Akut Tübüler Nekroz Konjenital Hipotiroidi (poliürik faz) Psödohipoaldosteronizm Ozmotik diürez (mannitol, Anne sütüne bağlı hiponatremi (primer, sekonder) hiperglisemi) İzole glukokortikoid eksikliği Uygunsuz ADH*** sendromu İatrojenik Adrenal kanama Geçici adrenal yetmezlik Konjenital nefrotik sendrom Ağır sistemik enfeksiyonlar ve ilaçlar Kortizol direnci Refsum hastalığı Abetalipoproteinemi Smith-Lemni Opitz sendromu Kearne-Sayre sendromu Serebral tuz kaybı Prematürenin tuz kaybı tablosu *StAR (steroidojenik akut regülatör protein), **ACTH (adrenokortikotropik hormon), ***ADH (antidiüretik hormon) ceği gibi bazı vakalar şok tablosuna kadar giden ağır dehidratasyon ve hipoglisemi gibi bulgular ile acil polikliniklere başvurmaktadırlar (4). Yenidoğan döneminde tuz kaybı bulguları saptanan olgularda öncelikle KAH düşünülmelidir. Olgular sıklıkla cinsiyet farklılaşma bozuklukları ve tuz kaybı tablosu ile başvururlar. Tuz kaybettiren KAH türlerinden en sık (%90-95) görülen tip 21-Hidroksilaz eksikliğidir. Klinik olarak klasik ve klasik-olmayan tip şeklinde sınıflandırılır. Klasik KAH, aldesteron eksikliğinin derecesine göre; tuz kaybettiren ve tuz kaybettirmeyen tip olarak sınıflandırılır. Olguların %75 i tuz kaybettiren kalanı da basit virilizan tiptir. KAH olgularında tuz kaybı tablosu en erken hayatın ilk haftası içinde gelişebilirse de genellikle 2-3 haftada belirti verir. Bebeklerde kusma, dalgınlık, hipotansiyon, hipoglisemi ve düzeltilemeyen dehidratasyon görülür. Fizik muayenede erkeklerde makrogenitalya, kızlarda ise şüpheli genitalya saptanır. Her iki cinsiyette de genital bölge ve meme areolasında hiperpigmentasyon dikkati çeker (1). İkinci sırada ise 3-ß Hidroksisteroid Dehidrogenaz eksikliği görülür. Klinik tablo erkek çocuklarda hipospadiastan inmemiş testis, bifid skrotum ve psödovajene kadar uzanan spektrumda cinsel farklılaşma sorunları iken kız çocuklarında kliteromegali ve labial füzyon yapabilir. Çocukluk yaş grubunda tuz kaybı sendromuna neden olan hastalıklar Tablo 1 de özetlenmiştir. Yenidoğan döneminde tuz kaybı sendromu saptanan bebeklerde öncelikle konjenital adrenal hiperplazi düşünülerek tedavi hızla hiperpotasemi başta olmak üzere sıvı elektrolit dengesini düzeltmeye yönelik olmalıdır. Hastaların klinik ve laboratuar bulguları yakın takip edilmeli ve tedavi başarısına göre altta yatan diğer nadir sebeplerde göz önünde bulundurulmalıdır. Hiponatremi, hiperpotasemi ve meta- 82 Şişli Etfal Hastanesi T p Bülteni, Cilt: 49, Say : 1, 2015 / The Medical Bulletin of Şişli Etfal Hospital, Volume: 49, Number 1, 2015

A. U. Zübarioğlu, A. Bülbül, M. Dursun, E. Türkoğlu-Ünal, H. S. Uslu bolik asidozu olan hastalarda uygun sıvı-elektrolit ve steroid replasmanına rağmen klinik ve laboratuar yanıt alınamıyorsa aldesteron direnci düşünülmeli ve plazma renin, aldesteron düzeyleri incelenmelidir. Plazma aldosteron ve renin düzeyleri yüksek ise psödohipoaldesteronizm, yüksek renine düşük aldosteron eşlik ediyorsa hipoaldosteronizm, aldosteron ve renin düzeyleri düşük ise hiporeninemik hipoaldosteronizm düşünülmelidir (5,6). Olgumuzda bakılan renin ve aldosteron düzeylerinin yüksek olması nedeniyle psödohipoaldosteronizm tanısı konuldu. Böbrek tubülüslerinin, kolon, ter ve tükrük bezlerinin aldesterona direnci olarak bilinen psödohipoaldesteronizm, yenidoğan ve infantlarda görülen konjenital adrenal hiperplaziye benzeyen bir tuz kaybı sendromudur (7-10). Laboratuar özellikleri hiponatremi, hiperkalemi, metabolik asidoz, yüksek plazma aldosteron ve renin düzeylerine rağmen oluşan yüksek üriner sodyum ve düşük potasyum atılımı ile karakterizedir (11,12). Hastalık, mineralokortikoid reseptörleri veya amilorid bağımlı epitelyal sodyum kanallarındaki mutasyonlar sonucunda primer olarak ya da enfeksiyonlar, üropati ve ilaçlara sekonder olarak oluşabilir. Tip 1 PHA hem otozomal dominant (sporadik-renal form) hem de otozomal resesif (sistemik form) olarak kalıtım göstermektedir. Otozomal dominant tip 1 PHA formunda aldosterona renal direnç mineralokortikoid reseptör mutasyonundan dolayıdır ve vakalarda renal tuz kaybı, hiperpotasemi, tartı alamama, artmış renin-aldosteron düzeyi ve metabolik asidoz ile seyreder (13-15). Hastalığın bu formu ile ilgili 13 mutasyon tanımlanmıştır (14). Sistemik form olan otozomal resesif PHA da ise aldosterona direnç, amilorid bağımlı epitelyal sodyum kanallarındaki mutasyon sonucu böbrek tübülleri dışında solunum sistemi, ter bezleri ve kolon ve tükrük bezlerinden sodyum kaybı görülür. Bazı olgularda generalize mineralokortikoid direnci hayatı tehdit eden tuz kayıplarına neden olurken bazı olgular ise yüksek renin-aldosteron seviyelerine rağmen belirti vermemektedir. Bunun nedeninin mutasyonlu gendeki polimorfizmdir(15,16). Bu hastalarda araya giren enfeksiyon gibi durumlar tuz kaybı krizini başlatabilir. PHA tip 2, Gordon Sendromu veya ailesel hiperkalemik hipertansiyon olarak bilinmekte, genetik geçişin otozomal dominant kalıtım ile olduğu bilinmektedir. Hipertansiyon, hiperkalemi, metabolik asidoz bulguları ile beraber normal böbrek fonksiyonu, düşük-normal plazma renin aktivitesi ve aldosteron konsantrasyonu ile karakterize bir klinik durumdur (17). Primer hastalıkta, tuz kaybı krizi sırasında standart mineralokortikoid replasmanına cevap yoktur. Bu durumda yüksek miktarlarda (50 meq/kg/güne kadar çıkabilen) sodyum replasmanı yapılmalıdır. Hiperpotasemi hayatı tehdit edecek kardiyak sorunlara yol açtığında diyaliz yapılması gerekir. Uzun dönemde fludrokortizon tedavisine ek olarak diyete fazladan tuz eklenmesi gerekir. Olgular dehidratasyondan, sistemik ve üriner sistem enfeksiyonlarından korunmalıdır. Sekonder gelişen psödohipoaldesteronizm olgularında, tuz kaybı kriz tedavisi acilen yapıldıktan sonra tablodan sorumlu olan neden düzeltilmelidir (15,16). Sonuç olarak, hayatın ilk haftalarında görülen ve hayatı tehdit eden tuz kaybı sendromlarının ayırıcı tanısı güç olsa da kesin tanıya gidilmesi önemlidir. Tuz kaybı tablosu hızla düzeltilirken eşlik eden bulgular ve öykü iyi değerlendirilmelidir. Yenidoğanlarda en sık ve en önemli sebep KAH iken, diğer nedenleri de düşünüp ve ayırıcı tanı için gerekli tetkikleri hızla yapılması hayat kurtarıcı olacaktır. Planlanan KAH tedavisine yeterli yanıt alınamaması durumunda psödohipoaldosteronizm ayırıcı tanıda değerlendirilmelidir. KAYNAKLAR 1. Kurtoğlu S, Hatipoğlu N, Büyükayhan D. Neonatal tuz kaybı tablosu. Türkiye Klinikleri Journal of Pediatric Science (Özel Sayı) 2008; 4: 90-105. 2. Belot A, Ranchin B, Fichtner C, Pujo L, Rossier BC, Liutkus A et al. Pseudohypoaldosteronisms, report on a 10-patient series. Nephrol Dial Transplant 2008; 23: 1636-41. 3. Amin N, Alvi NS, Barth JH, Field HP, Finlay E, Tyerman K, et al. Pseudohypoaldosteronism type 1: clinical features and management in infancy. Endocrinol Diabetes Metab Case Rep 2013;2013:130010. 4. Akın MA, Çoban D, Kurtoğlu S, Akın L, Akçakuş M. Yenidoğanda İki Tuz Kaybı Olgusu: Primer ve Sekonder Psödohipoaldesteronizm. Erciyes Tıp Dergisi 2010; 32: 207-12. Şişli Etfal Hastanesi T p Bülteni, Cilt: 49, Say : 1, 2015 / The Medical Bulletin of Şişli Etfal Hospital, Volume: 49, Number 1, 2015 83

Neonatal tuz kaybı tablosunun nadir bir nedeni: Primer psödohipoaldosteronizm 5. Arai K, Chrousos GP. Syndromes of glucocorticoid and mineralocorticoid resistance. Steroids 1995; 60: 173-9. 6. Zennaro MC, Lomb`es M. Mineralocorticoid resistance. Trends Endocrinol Metab 2004; 15: 264-70. 7. Rodríguez-Soriano J, Vallo A, Oliveros R, Castillo G. Transient pseudohypoaldosteronism secondary to obstructive uropathy in infancy. J Pediatr 1983; 103: 375-80. 8. Heijden AJVD, Versteegh FGA, Wolff ED, Sukhai RN, Scholtmeijer RJ. Acute tubular dysfunction in infants with obstructive uropathy. Acta Paediatr Scand 1985; 74: 589-94. 9. Marra G, Goj V, Claris-Appiani A, Dell Agnola CA, Tirelli SA, Tadini B et al. Persistent tubular resistance to aldosterone in infants with congenital hydronephrosis corrected neonatally. J Pediatr 1987; 110: 868-72. 10. Vaid YN, Lebowitz RL. Urosepsis in infants with vesicoureteral reflux masquerading as the salt-losing type of congenital adrenal hyperplasia. Pediatr Radiol 1989; 19: 548-50. 11. Levin TL, Abramson SJ, Burbige KA, Connor JP, Ruzal-Shapiro C, Berdon WE. Salt losing nephropathy simulating congenital adrenal hyperplasia in infants with obstructive uropathy and/or vesicoureteral reflux-value of ultrasonography in diagnosis. Pediatr Radiol 1991; 21: 413-5. 12. Bülchmann G, Schuster T, Heger A, Kuhnle U, Joppich I, Schmidt H. Transient pseudohypoaldosteronism secondary to posterior urethral valves-a case report and review of the literature. Eur J Pediatr Surg 2001; 11: 277-9. 13. Akcakus M, Koklu E, Poyrazoglu H, Kurtoglu S. Newborn with pseudohypoaldosteronism and miliaria rubra. Int Dermatol 2006; 45: 1432-4. 14. Riepe FG, Krone N, Morlot M, Peter M, Sippell WG, Partsch CJ. Autosomal-dominant pseudohypoaldosteronism type 1 in a Turkish family is associated with a novel nonsense mutation in the human mineralocorticoid receptor gene. JCEM 2004; 89: 2150-2. 15. Viemann M, Peter M, López-Siguero JP, Simic-Schleicher G, Sippell WG. Evidence for genetic heterogeneity of pseudohypoaldosteronism type 1: identification of a novel mutation in the human mineralocorticoid receptor in one sporadic case and no mutations in two autosomal dominant kindreds. J Clin Endocrinol Metab 2001; 86: 2056-9. 16. Akçay A, Yavuz T, Semiz S, Bundak R, Demirdöven M. Pseudohypoaldosteronism type 1 and respiratory distress syndrome. J Pediatr Endocrinol Metab. 2002; 15: 1557-61. 17. Bonny O, Rossier BC. Distrurbances of Na/K balance: pseudohypoaldosteronism revisited. J Am Soc Nephrol 2002; 13: 2399. 84 Şişli Etfal Hastanesi T p Bülteni, Cilt: 49, Say : 1, 2015 / The Medical Bulletin of Şişli Etfal Hospital, Volume: 49, Number 1, 2015