Akciğer Kist Hidatiği



Benzer belgeler
Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

AKCİĞER KİST HİDATİĞİ. Dr. Salih TOPÇU Göğüs Cerrahisi AD

KİST HİDATİK. Yrd.Doç.Dr Süreyya YILMAZ

KİST HİDATİK. Yrd.Doç.Dr Süreyya YILMAZ

KİSTHİDATİK ve CERRAHİ TEDAVİSİ. Dr.Serdar Onat

Kist Hidatikli 44 Olguya Klinik Yaklaşım

Ekinokokus sestod sınıfının cyclopylldea takımının Taenidea familyasına ait bir parazit olup bugün için kabul edilen 4 alt cinsi bulunmaktadır.

Giriş. Akciğer Kist Hidatiği

Çocukluk çağı akciğer dev kist hidatiklerinde cerrahi tedavi

Akciğer Kist Hidatiği: 728 Olgunun Cerrahi Tedavi ve İzlemi

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir

Akciğer Hidatik Kisti

Karaciğerin Kistik Hastalıkları. Prof.Dr.Hasan Besim

Pulmoner Kist Hidatik Olgularında Kistlerin Boyutları ve Sayılarının Önemi

Plevral Boşluğun Nadir Enfeksiyonları Plevral boşlukta sıklıkla gözlenen enfeksiyonlar parapnömonik

Meltem Erol, Özgül Yiğit, Mehmet Toksöz*, Özlem Bostan Gayret, Seyithan Özaydın**, Fatih Akova***, Emine Kutanis

ECHİNOCOCCCOSİS/HYDATİDOSİS (Kist Hidatit) Zekai BASTEM Veteriner Hekim

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖĞÜS CERRAHİSİ ANABİLİM DALI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DÖNEM-V DERS PROGRAMI

Akciğerin Kistik ve Süpüratif Hastalıkları

Due to Rare Location And Difficulty in Diagnosis: Left Diaphragmatic Cyst Hydatid

Yöremizin Endemik Paraziter Hastalığı: Kist Hidatik

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 18 Ocak 12 Çarşamba

AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 01 Kasım 2010 Pazartesi

Göğüs Cerrahisi Sezai Çubuk. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

Çoklu Organ Kistlerine Yaklaşım

Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

Toraksta kist hidatik hastalığı nedeniyle cerrahi tedavi uygulanan 308 hastanın değerlendirilmesi

FİZYOTERAPİNİN PREOPERATİF ve POSTOPERATİF BAKIMDA YERİ Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı

PULMONER HİDATİDOZİSLİ OLGULARDA CERRAHİ TEDAVİ

Hasta Adı Dosya No Tarih / Saat

Pnömotoraks Tanım Akciğerler ile göğüs duvarı arasındaki plevral boşlukta hava birikmesine pnömotoraks denilmektedir.

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar

Asendan AORT ANEVRİZMASI

Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı 5. Sınıf ders programı:

AKCĠĞERĠN PARAZĠTER HASTALIKLARI. Ġstanbul Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi ABD

Pnömotoraks. Akif Turna. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı.

Pankreas Tümörü Ameliyatı Bilgilendirilmiş Onam Formu

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU)

Karsinoid Tümörler Giriş Sınıflandırma: Göğüs Cer rahisi rahisi Göğüs Cer Klinik:

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri

Akciğer Kist Hidatiğinin Tedavisi

HODGKIN DIŞI LENFOMA

İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı. Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

Çocukluk Çağında Akciğer Hidatik Kistine Yaklaşım

TORAKS RADYOLOJİSİ. Prof Dr Nurhayat YILDIRIM

Pankreas Kisti Ameliyatı Bilgilendirilmiş Onam Formu

Lokal İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri Tedavisi

Travmaya ba l bir akci er kist hidati i rüptürü: Olgu sunumu

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

NAZOGASTRİK (TÜP) SONDA UYGULAMASI. Nazogastrik Sonda Uygulaması. 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği. Nazogastrik Sonda Uygulaması

Karaciğer Metastazlarının Cerrahi Tedavisi. Dr. Orhan Bilge İ.Ü. İst. Tıp Fakültesi Genel Cerrahi ABD

Aşağıdaki 3 kriterin birlikte olması durumunda derin cerrahi alan enfeksiyonu tanısı konulur.

Hepatik Arter Anevrizması Ameliyatı Bilgilendirilmiş Onam Formu

Kan Kanserleri (Lösemiler)

TORAKS DEĞERLENDİRME KABUL ŞEKLİ 2 (Bildiri ID: 64)/OLGU BİLDİRİSİ: MEME KANSERİ İÇİN RADYOTERAPİ ALMIŞ OLGUDA RADYASYON PNÖMONİSİ

Bilateral Senkron Akciğer Tümörlerinde Cerrahi. Adem GÜNGÖR Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi Mart 2013 Kapadokya

(ANEVRİZMA) Dr. Dağıstan ALTUĞ

KARACİĞER KİST HİDATİĞİNİN PERKÜTAN TEDAVİSİNDE SEKDİNGER VE TROKAR TEKNİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI. Dr. Mustafa Özdemir

Kistik Ekinokokkozis: Aile Enfeksiyonu

BATIN BT (10/11/2009 ): Transvers kolon orta kesiminde kolonda düzensiz duvar kalınlaşması ile komşuluğunda yaklaşık 5 cm çapta nekrotik düzensiz

HASTALIKLARINDA. Dr.Gürsu Kıyan PhD. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım

Göğüs Cerrahisi Sedat Gürkok. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Karaciğer Kist Hidatik Olgularımız

Gerçek şilöz asit: yüksek trigliserid oranlarına sahip sıvı.

İnvazif Fungal İnfeksiyonlarda Tanı Klinik-Radyolojik Yaklaşım. Dr.Özlem Özdemir Kumbasar

Akciğer Kanserinde Evreleme SONUÇ ALGORİTMİ

PLEVRAL EFFÜZYON VE AMPİYEM

GÖĞÜS CERRAHİSİ CEP KİTABI

Torakal yaklaşım ile akciğer, karaciğer ve dalak kist hidatiklerinin cerrahi tedavisi

GAİTADA PARAZİT ARAŞTIRMASI

ÜRÜN BİLGİSİ. ETACİD, erişkinler, 12 yaş ve üzerindeki adolesanlarda mevsimsel alerjik rinitin profilaksisinde endikedir.

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

KAPAK HASTALIKLARINDA TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?

ÇEVİRMEN İHTİYACI Çevirmen gerekli miydi? Evet Hayır Gerekli ise onam sırasında nitelikli bir çevirmen yanınızda var mıydı?

1.2)) İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Tanı ve Tedavi

Bilinen, 5000 den fazla fonksiyonu var

Hazırlayan: Fadime Kaya Acıbadem Adana Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi Hazırlanma Tarihi:

Ders Yılı Dönem-V Göğüs Cerrahisi Staj Programı

Safra Yolu Tümörü Ameliyatı Bilgilendirilmiş Onam Formu

KADAVRADAN ORGAN ALINMASI. Özlem ERGİNBAŞ Ameliyathane Hemşiresi

SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI

Klinik ve Tanı. Clinic and Diagnosis BÖLÜM ÖZET ABSTRACT. Ülkü A. Aktürk, Dilek Ernam. Akciğer Hidatik Kisti Editör: Doç. Dr.

Hasta Adı Dosya No Tarih / Saat

AKCİĞER KANSERİ AKCİĞER KANSERİNE NEDEN OLAN FAKTÖRLER

TRANSBRONŞİAL İĞNE ASPİRASYONU (TBNA) Dr. Z. Toros Selcuk Hacettepe Ü. Tıp F. Göğüs Hastalıkları ABD.

Çocuk Hekimleri için Akıl Defteri / Radyolojik Değerlendirmeler*

Endometriozis. (Çikolata kisti)

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

Kalp Kapak Hastalıkları

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları BD Olgu Sunumu 15 Şubat 2018 Perşembe

Temel Cerrahi Aciller: Akut batın Travma

AKCĠĞER GRAFĠSĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ UZM.DR.UMUT PAYZA KATİP ÇELEBİ ÜNV. ATATÜRK EAH ACİL TIP ANABİLİM DALI

Olgu Sunumu. Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Özkan Saydam

BASİLLİ DİZANTERİ (SHİGELLOZİS) (KANLI İSHAL)

Postüral Drenaj Uygulama

Transkript:

Sezai Çubuk, Orhan Yücel Giriş Kist hidatik ekinokoklar tarafından oluşturulan bir enfestasyondur. Sestod grubunun bir üyesi olan parazit, hipokrat zamanından beri bilinmekle birlikte 1928 yılında Rudolphi tarafından kist hidatik olarak tanımlanmıştır. Hastalık, hayvancılıkla uğraşılan endemik bölgelerde sık rastlanan bir sağlık problemidir. İnsanlara bulaşması; köpek, kurt, çakal, dingo gibi hayvanların dışkıları ile kontamine olmuş besinler yoluyla veya direk temas yoluyla olmaktadır. Yaş ve cinsiyet olarak genel dağılımına bakıldığında hastalık genç yaş erkekleri tutma eğilimindedir. Parazitin bulunduğu ailenin dört üyesi bulunmaktadır. E. Granulosus, E. Multilokülaris, E. Oligartus, E. Vogeli. Bunlarda ilk ikisi insalarda hastalık oluşturup en sık E. Granulosus enfestasyonu gözlenmektedir. Parazitin primer konakçısı köpek ve kurtlardır. Primer konakçılar ara konakçının matür kist taşıyan iç organlarını oral yolla alması ile enfekte olurlar. Alınan matür kist primer konakçının barsağında baş, boyun ve 3 adet segmenti içeren matür parazite dönüşür. Parazitin son segmentinde 400-800 adet yumurta bulunur. Bu yumurtalar primer konağın feçesi ile dışarı atılır. Bu yumurtalarla enfekte olan çimen, meyve, sebze, su gibi maddeler ara konakçılar tarafından alındığında karaciğer ve akciğerlerine yerleşerek enfestasyona yol açar (Figür 1). Ara konakçı gastrointestinal sisteminde mide asidi ve safranın etkisiyle embriyo açılır ve barsak mukozasını penetre ederek mezenterik venüller ile portal dolaşıma katılarak karaciğere ulaşır. Burada fagositlerce yok edilemezse larval sürece geçerek kist formasyonu oluşur. Çapı 0.3 mm den küçük olan embriyolar karaciğer sinuzoidlerinden geçerek akciğere ulaşır. Alternatif olarak barsak mukozasını penetrasyon sonrası lenfatik sisteme giren embriyo duktus torasikus yoluyla sağ kalbe, oradan da akciğerlere gelerek yerleşir. Ayrıca Burgos ve ark. nın yapmış olduğu çalışmaya göre inhalasyon yoluyla da akciğer kist hidatiği olunabileceği ifade edilmiştir. Kalp, karaciğer ve iliak kemiğe yerleşimli kist hidatiğin venöz sisteme rüptürü ile sekonder kist hidatik oluşumu gözlenir. Akciğer kist hidatiği daha çok sağ akciğerde ve alt loblarda gözlenir. Aynı anda her iki akciğerde de gözlenebilir. Bu vakalarda her kist birbirin- 131

den bağımsız olarak gelişim gösterir. Çocuklar akciğer kist hidatiği oluşumuna daha yatkındırlar. Ayrıca, çocukların akciğerinde kistler erişkinlere göre daha hızlı büyüme göstermektedir. Yapılan bazı çalışmalarda akciğer kist hidatiği olan hastaların %8-36 sında karaciğer de de kist saptanmıştır. Parazit tarafından oluşturulan kist, kist duvarı ve kist sıvısından oluşur. Kist duvarı 3 tabakadan oluşur (Figür 2). En dıştaki tabaka perikist tabakası (adventisya, ektokist) olarak adlandırılır ve konak tarafından parazite karşı oluşturulan enflamatuar reaksiyon sonucu oluşur. Orta tabakada kutikula tabakası (egzokist) mevcut olup en içte germinatif membran (endokist) vardır. Germinatif membran protoskoleks (hidatik kum) ve kız veziküllerin oluşumunu sağlar. Kız veziküller akciğer kist hidatiğinde nadiren gözlenir. Protoskoleks taşıyan kistler fertil, taşımayanlar ise steril kistler olarak adlandırılır. Kist içi sıvıda bulunan maddeler antijenik özelliğe sahip olup kist rüptüre olduğunda anaflaksi gelişebilir. Kist sıvısı serum ile benzer elektrolit düzeylerine sahip olup kaya suyu diye adlandırılır. Akciğer kist hidatiği diğer organlarda görülen kist hidatiklere göre daha hızlı büyümektedir. Bunun nedeni sürekli intratorakal negatif basıncın olması ve akciğerin yüksek elastikiyetidir. Oluşan kist büyümeye başlar ve bu büyüme esnasında kist spon- 14 2

Figür 2. Kist duvarının kesitini gösteren şematik çizim tan veya öksürme gibi intratorakal basıncın arttığı durumlarda perfore olabilir. Ayrıca nadiren teşhis amaçlı iğne biyopsisi ile de perfore olabilir. Belirli büyüklükteki kistlerde patlama riski daha fazladır. Rüptür, perikistik doku tabaka sınırları içinde olabileceği gibi, komşu organlara, plevral boşluğa, bronşa veya kan damarına da olabilir. Rüptür sonrası kist enfekte olabilir. Karaciğer kist hidatiklerinde sıklıkla gözlenen kalsifikasyon akciğer kist hidatiklerinde sık saptanmaz ve saptandığında kistin canlılığını yitirdiği anlamına gelmez. Klinik Hastaların kabaca % 60 ında karaciğerde, % 30 unda akciğerde yerleşen kist hidatik, akciğerde genelde soliter olarak bulunur. Akciğer yerleşimli kistlerin %15-30 unda multiple olabilen kistler Solak ve arkadaşlarının yapmış olduğu çalışmada %2-30 oranında bilateral bulunmuştur. Hastalardaki semptom ve bulgular, kistin yerleşim yerine ve büyüklüğüne göre olmaktadır. Kist rüptüre olmadıysa, periferik yerleşimliyse ve küçükse asemptomatiktir. Boyut olarak büyük olanlar genelde bası semptomları oluştururlar. Hastalarda ilk semptom kuru öksürüktür. Ayrıca santrale yerleşmiş olanlarda kanlı balgam gözlenebilir. Bazı hastalarda akut göğüs ağrısı olabildiği gibi silik bir ağrı da saptanabilir. Kistin bronşa açılması ile hastanın ağzından su ve kist parçaları gelebilir. Ayrıca ekspektore edilemeyen bazı germinatif membran kalıntılarının trakeayı tıkaması nedeniyle dispne, bronkospazm gözlenebilir. Periferik yerleşimli olanlar plevral irritasyona bağlı göğüs ağrısı, diyafragmatik komşuluğu olanlar ise karın ağrısına neden olabilirler. Rüptüre kist enfekte olursa yeterli drenaj olmadığı takdirde ateş yüksekliği, pürülan balgam oluşumu gözlenebilir. Kist periferik yerleşimli olup da plevraya açılırsa total pnömotoraks ve buna bağlı semptom ve bulgu- 15 3

lar gözlenebilir. Ancak hastada plevral yapışıklık olması durumunda tablo daha silik olabilmektedir. Kistin lokalizasyonuna göre Horner sendromu veya Vena Cava Superior Sendromu gözlenebilir. Kistin ekspektore edilmesi sonrası tam şifanın gözlendiği vakalar da mevcuttur. Tanı Hastalığın tanısı radyolojik tetkikler ve serolojik analizlerle konur. Radyografilerde düzgün sınırlı yuvarlak radyoopak lezyonlardır. 1-2 cmlik lezyonlardan tüm hemisferi dolduran lezyonlar şeklinde olabilir. Genellikle sağ hemisferde ve alt loblarda karşılaşılan kistler apikal yerleşim gösterdiğinde pancoast tümörü ayrıcı tanısı oluştururlar. Yuvarlak görüntü derin inspiryumda eliptik şekilde gözlenebilir (Escudero-Nemerow belirtisi). Bronş basısına bağlı atelektazi oluşabilir. Şiddetli öksürük, gerilme veya travmaya bağlı olarak adventisya ile periveziküler alana hava girmesi ile hilal görüntüsü saptanabilir. Bu görüntü kistin kısa bir süre sonra rüptüre olacağının göstergesidir. Rüptüre kistin membranı içine hava girmesi ile çift kubbe arazı (double-dome arc ) gözlenir. Kist sıvısının bir kısmının ekspektore edilmesi ile germinatif zarın sıvı içinde yüzmesi ile nilüfer görüntüsü (water lily, camalotte sign)saptanır. Günümüzde ultrasonografi ve tomografinin yaygın kullanılması ile artık kullanılmayan bir tanı yöntemi de pnömoperiton oluşturulmasıdır. Burada sağ alt lob lezyonlarında karaciğer kubbe kistlerinden ayrımda kullanılır. Plevral yerleşimli kistlerin rüptürü ile pnömotoraks saptanır. Tomografi küçük kistlerin varlığının saptanması, diğer hastalıkları ayrıcı tanısı ve cerrahi sonrası takip amacıyla kullanılır. Hastaların %20-34 ünde eozinofili saptanır. Casoni deri testi ve Weinberg kompleman fiksasyon testi günümüzde artık kullanılmayan kist hidatik testleridir. Günümüzde kist hidatik antijenlerine karşı oluşturulmuş antikorların tespiti amacıyla indirek hemaglütinasyon testi, ELİSA, immunelektroforez kullanılmaktadır. Figür 3 de perfore olmuş kistlere ait akciğer grafileri ve toraks tomografisi kesiti bulunmaktadır. Tedavi Özellikle endemik bölgelerde önemli sağlık problemi oluşturan bu hastalık için korunma yollarının öncelikli olarak uygulanması gerekmektedir. Bu amaçla sokak köpekleri ile mücadele edilmeli, sahipli köpekler düzenli aralıklarla kontrollerden geçirilmeli, hayvan kesimleri veteriner hekim nezaretinde yapılarak hastalıklı iç organların usu- Figür 3. Perfore olmuş kist hidatiğe ait direk grafiler ve toraks ct kesiti 16 4

lüne uygun olarak imha edilmelidir. Tedavisi cerrahi ve medikal olarak gruplandırılır. Cerrahi Tedavi Kist hidatik hastalığının temel tedavisi cerrahidir. Cerrahi tedavideki amaç; paraziti eradike etmek, disseminasyonu önlemek için intraoperatif rüptürden kaçınmak ve olabildiğince akciğer parankimini koruyarak kaviteyi ortadan kaldırmak olmalıdır. Bu amaçla çoğu cerrah kist enükleasyonu, kapitonajın eklendiği veya eklenmediği bronş ağzı kontrolü ameliyatını tercih etmektedirler. Enükleasyon (Ugon yöntemi) perikistin kesilerek kutikular membranın intakt halde dışarıya alınması işlemidir. Kistin tahliyesi sonrası bası altında kalan akciğer dokusu rahatlıkla tekrar ekspanse olabildiği için gereksiz rezeksiyondan kaçınılmalıdır. Perez- Fontana metodunda perikistik doku ile birlikte membran rezeke edilir ve sonrasında kapitonaj uygulanır. Ancak bu yöntemde yüksek oranda hava kaçağı ve kanama oluşmaktadır, böylece morbiditesi yüksek olması nedeniyle terk edilmeye başlanmıştır. Bilateral kistli olgularda öncelikle büyük kistin veya sayıca fazla olan kistin veya eğer bir tanesi rüptüre ise rüptüre olmayan tarafın öncelikli olarak opere edilmesi ve 2-4 hafta sonra diğer tarafın opere edilmesi önerilir. Ancak bazı yazarlar, tek seansta bilateral torakotomi, median sternotomi, transsternal submamarian torakotomi (Clamshell inzsizyonu) ile ameliyat etmektedirler. Cerrahiye alınan hastalarda intraoperatif kist rüptürüne bağlı gelişebilecek komplikasyonlardan ve kontaminasyondan korunmak amacıyla anestezist uyarılmalı ve hastaya ameliyat başlamadan önce antihistaminik yaptırılması sağlanmalı ve ameliyatın bitimi sonrası cihaz solunum devresinin gerekirse değiştirilmesi sağlanmalıdır. Ameliyat esnasında sıvının yayılımını önlemek için kist etrafı gazlı tamponlarla örtülür(figür 4). Perikistik tabaka kesilerek kist enükle edilir. Kistin tahliyesi sonrası kavite hipertonik tuz solüsyonu ile irrige edilir. Perikistik dokudaki bronş ağızları sütür ile kontrol altına alındıktan sonra kavite bazal kısma konulan sütür çevresinde yan duvarlardan geçilerek kese ağzı büzer gibi kavite tahliye edilir. Enükleasyon esnasında kistin rüptüre olmaması için azami gayret gösterilmelidir. İç basıncı Figür 4. Kist çevresi parankim tamponlarla koruma altına alınarak kistotomi uygulaması sonrası germinatif membran çıkarıldıktan sonra akciğer parankiminde oluşan kavite 17 5

Figür 5. Kistotomi sonrası dışarı alınan germinatif membran Figür 6. Echinococcus Multilokülaris tarafından oluşturulan enfestasyona ait toraks ct kesitleri. Hastada bilateral ve multiple yerleşimli kistler (siyah oklar) mevcuttur. yüksek kistlerde perforasyonun kontrolsüz olarak oluşmasını önlemek amacıyla enjektör yardımıyla kistotomi uygulanabilir. Bu yöntemde bazı yazarlar 15-20 cc. Kaya suyu aspirasyonu sonrası kist içine germisid ajan enjekte edilmesini önermektedirler. Ancak istenmeyen bir rüptür durumunda bu sıvının trakeobronşial sisteme kaçmasıyla anaflaktik reaksiyon gelişebilmektedir. Bu nedenle kist içine germisid verilmesi tavsiye edilmez. Kistotomi sonrası germinatif membran dışarı alınır (Figür 5). Kapitonaj konusunda da tartışma mevcuttur. Kimi yazarlar fissür ve diyafram üzerindeki kistler dışında tüm kistlerin kapitone edilmesi gerektiğini savunurken kimi yazarlar bronş açıklıklarının kontrol altına alınmasını yeterli bulmaktadır. Sağ akciğerle birlikte karaciğer kubbesinde yerleşmiş kist hidatik olgularında alt seviyeli torakotomi ile akciğere müdehale edildikten sonra frenotomi ile batına girilip karaciğerdeki kiste müdehale edilebilir. Rezeksiyon rutin uygulamada kullanılmasa da preoperatif uygulanan medikal tedaviye cevap vermeyen enfeksiyon varlığında, broşektazi, fibrozis gibi sekellerin varlığında ve aynı lobda multiple kist varlığında uygulanabilir. Medikal Tedavi E. Granulosus tarafından oluşturulan kist hidatiklerde temel tedavi seçeneği cerrahi tedavi iken E. Multilokülaris tarafından oluşturulan kistlerde temel tedavi kistin küçük, multiple ve bilateral yerleşimli olması (Figür 6) nedeniyle medikaldir. Her iki parazitin medikal tedavisinde albendazol ve mebendazol kullanılmaktadır. Albendazolün daha etkin tedavi seçeneği olduğu düşünülmektedir ve bu nedenle sıklıkla tercih edilmektedir. E. Granulosus için medikal tedavi; inoperabıl karaciğer ve akciğer kist hidatiklerinde, iki veya daha fazla organda kist hidatik bulunması durumunda tercih edilmelidir. Ayrıca bazı yazarlara göre preoperatif albendazol kullanımı rekürrensi azaltmakta ve cerrahiyi kolaylaştırmaktadır. Albendazol ün en sık karşılaşılan yan etkisi karaciğer enzim yüksekliği ve alopesi oluşturmasıdır. Oluşum mekanizması bu maddenin metabolitlerinin kist sıvısına geçerek etki gösteriri. Albendazol glukoz alımını engelleyerek, Melbendazole ise mikrotübüller üzerinden etki göstermektedir. Her iki ilaç ile karın ağrısı, bulantı kusma, ateş, başağrısı, alerjik reaksiyon gözlenebilir. Tedavi esnasında karaciğer, böbrek ve kemik iliği fonksiyonları değerlendirilmelidir. Nötropeni ve karaciğer enzimleri takip edilmesi gereken en önemli yan etkisileri- 18 6

Akciğer Kist Hidatiği dir. Albendazol 10 mg/kg/gün dozunda 1-3 ay kullanılmalıdır. Kullanım 28 günlük periyotlar halinde ondört gün arayla diğer kür başlayacak şekilde olmalıdır. Mebendazol ise 50-200 mg/kg/gün dozunda kullanılmaktadır. Komplikasyonlar Hastalarda komplikasyonlar kistin boyutu, sayısı ve uygulanan cerrahi tekniğe göre değişmektedir. Hastalarda en sık plevral enfeksiyonlar ve uzamış hava kaçakları gözlenmektedir. Kaynaklar 1. Nickolaos N. Harlaftis, Homeros A. Aletras, Panagiotis N. Symbas. Hydatid Disease of the Lung. ln: Thomas W. Shields, Joseph LoCicero, Ronald B. Ponn, Valerie W. Rusch, editors. General thoracic surgery, sixth edition p.1299-1307 2. Yüksel M, Kalaycı G. Akciğer Kist Hidatiğinin Cerrahi Tedavisi. Yüksel M, Kalaycı G, editörler. Göğüs Cerrahisi, 1. Basım. İstanbul: Bilmedya Grup; 2001 sayfa 647-657 3. Burgos R, Varela A, Castedo E, Roda J, Montero CG, Serrano S, Téllez G, Ugarte J. Pulmonary hydatidosis: surgical treatment and follow-up of 240 cases. Eur J Cardiothorac Surg 16:628, 1999 4. Solak H, Ozgen G, Yüksek T, Eren N, Solak N, Kirca NK, Akkoç O, Göktoğan T, Ozpinar C. Surgery in hydatid cyst of the lung. A report of 460 cases. Scand J Thorac Cardiovasc Surg. 1988;22(2):101-4. 5. Dakak M, Genç O, Gürkök S, Gözübüyük A, Balkanli K. Surgical treatment for pulmonary hydatidosis a review of 422 cases. J.R.Coll.Edinb. 2002:47; 689-692 19 7