işçiokulu FASİKÜL 14:



Benzer belgeler
SİYASET NEDİR? Araştırma Soruları

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

ÖRNEK SORU: 1. Buna göre Millî Mücadele nin başlamasında hangi durumlar etkili olmuştur? Yazınız. ...

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet

DEMOKRASİ ve SİVİL TOPLUM (SBK256) 10. Hafta Ders Notları - 09/04/2018 Yrd. Doç. Dr. Görkem Altınörs

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

Mahir Çayan Son Gençlik Hareketleri Üzerine SON GENÇLİK HAREKETLERİ ÜZERİNE (*)

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

İKİNCİ BÖLÜM ENDÜSTRİ DEVRİMİ, SOSYAL SORUN VE SOSYAL POLİTİKA İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM SOSYAL POLİTİKA BİLİMİNİN KONUSU, KAPSAMI VE TEMEL YAKLAŞIMI

işçiokulu FASİKÜL 22:

Kamu hukuku paradigmasında birey ÜÇÜNCÜ KUŞAK HAKLAR

REKABET KURUMU, ÖZERKLİK VE İŞLEVSELLİK

SİYASETİN BAĞIMLILIĞI VE GÖRECE ÖZERKLİĞİ

Kuzey Irak Kürt halkı kendi kaderini tayin edebilmelidir

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim

DEMOKRASİ ve SİVİL TOPLUM (SBK256) 11. Hafta Ders Notları - 16/07/2018 Yrd. Doç. Dr. Görkem Altınörs

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME

bilgilerle feminizm hakkında kesin yargılara varıp, yanlış fikirler üretmişlerdir. Feminizm ya da

ÜNİVERS ALIST TARİH. Prof. Dr. Karam Khella. Tarihin Yeniden Keşfi. Avrupa Merkezci Tarihsel Bilincin Yıkımı. Çeviren: İsmail KAYGUSUZ.

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

Atilla NALBANT ÜNİTER DEVLET. Bölgeselleşmeden Küreselleşmeye

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

Teröre karşı mücadele cephesi!

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Türkiye nin Milli Güvenliği: Güncel Durum ve Gelecek

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

işçiokulu FASİKÜL 19:

1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA!

işçiokulu FASİKÜL 16:

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri

SİYASET NEDİR? İnsan yaratılışı gereği sosyal bir varlıktır. İnsanlar eşit yaratılmamışlardır. SİYASET NEDİR?

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

SENDİKALAŞMA EYLEMİ İÇİN İLERİ

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi

Şafak EVRAN TOPUZKANAMIŞ. Türk Hukukunda Anayasal Gelişmeler Işığında Vatandaşlık

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır!

DÜNYA DA BARIŞ İSTİYORUZ!

Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler

İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler

TÜRK YEREL YÖNETİM SİSTEMİ

İ Ç İ N D E K İ L E R

Şimdi fazla ileri gitmiş bu gerici diktatörlüğü terbiye etmek, mümkünse biraz değiştirip halka kabul ettirmek istiyorlar.

işçiokulu FASİKÜL 15:

1: İNSAN VE TOPLUM...

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

İktisat Tarihi II

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ İKTİSDİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİŞLER BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

KİMLİK, İDEOLOJİ VE ETİK Sevcan Yılmaz

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK

Doç. Dr. SERDAR GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri

Dr. A. Tarık GÜMÜŞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı. Sosyal Devlet Anlayışının Gelişimi ve Dönüşümü

Uluslararası Kadın Hareketinin Uyanma ve Ayağa Kalkma Zamanı Gelmiştir! 2011 Venezüella Dünya Kadınları Konferansı için hep birlikte ileri!

Sınıf mücadelesi karşısında ilan edilmemiş ittifak: Esad- Merkel-Chavez Cephesi

Farklı Sistemlerde Kentleşme

Yeni anayasa neyi hedefliyor?

Ekonomi II. 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL

Tarihte, Günümüzde ve Devrimci Mücadelede Kadýnlar

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS

TÜRKİYE NİN ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNDE DEMOKRASİYE AYKIRI BİR DURUM VAR MI?

Karl Heinrich MARX Doç. Dr. Yasemin Esen

2. Iletisim Adresi : Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü,

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ!

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

Baskı: Estet Ajans Matbaacılık Merkezefendi Mah. Fazılpaşa Cad. 4. Zer San. Sit. No: 16/26 Topkapı / İstanbul Tel:

Dr. Serdar GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY

DERSİMİZİN TEMEL KONUSU

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

DEMOKRASİ VE SAYDAMLIK ENSTİTÜSÜ

TÜRKİYE PROLETARYASININ SOSYALİST VE DEMOKRATİK PLATFORMU

KAMU YÖNETİMİ PROGRAMI

ODTÜ G.V. ÖZEL LĠSESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ZÜMRESĠ Eğitim-Öğretim Yılı. Ders Adı : Siyaset ÇalıĢma Yaprağı 13 SĠYASET

DEMOKRASİ ve SİVİL TOPLUM (SBK256) 12. Hafta Ders Notları - 23/04/2018 Yrd. Doç. Dr. Görkem Altınörs

Cumhuriyet Halk Partisi

KARŞILAŞTIRMALI SİYASAL SİSTEMLER

Bilgi Toplumunda Sürekli Eğitim ve Yenilikçi Eğitimci Eğitimi

Siyaset Sosyolojisi Araştırma Konusu Nedir Siyaset Nedir Siyasi Olan Devlet Nedir Devlet türleri Devletsiz siyaset olur mu

CUMHURİYET HALK PARTİSİ GENEL MERKEZİ EMEK BÜROLARI YÖNETMELİĞİ

İÇİNDEKİLER KAPİTALİST ÜRETİM TARZI 41 I TEKEL-ÖNCESİ KAPİTALİZM 42

UIT-CI bildirisi: Kobane de Kürt halkının direnişiyle dayanışmaya!

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

ÜNİTE:1. Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2. Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3

MEVLÜT GÖL KARŞILAŞTIRMALI HUKUKTA ANAYASA BAŞLANGIÇLARININ SEMBOLİK VE HUKUKİ DEĞERİ

Türk-Alman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Ders Bilgi Formu

İNSAN HAKLARI SORULARI

Yerel Yönetim Vizyonu. Emin Dedeoğlu , Eskişehir

Türkler ve Kürtler üzerine yanlış düşünceler

DERS ÖĞRETİM PLANI. İktisat Tarihi. Dersin Adı Dersin Kodu Dersin Türü. Seçmeli Doktora

Türk-Alman Üniversitesi. Hukuk Fakültesi. Ders Bilgi Formu

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek!

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

Transkript:

Siyaset nedir? Siyaset, toplumun gündelik yaşamı içinde sürüklenmek yerine ona bilinçli olarak yön verme eylemidir. Siyasetin kökeninde yönetim olgusu vardır. Yönetim, özünde üretime yönelik işbölümüyle ilgilidir. Göçebe toplulukların yerleşik yaşama ve tarımsal üretime geçmeleriyle birlikte kafa emeği ile kol emeği birbirinden ayrılmıştır. Kafa emeği, kol emeğinin yönetimiyle ilgilenmeye başlamış, böylece kafa emeği egemen sınıfın hizmetine girmiştir. Kafa emeği, yöneten-yönetilen ayrımının, egemen sınıfın artık ürüne el koyma ve paylaştırma yönteminin toplum gözünde meşrulaştırılması ile ilgilenir. Arapça kökenli bir kavram olan siyaset seyislikten, yani at bakıcılığından gelir. Doğulu göçebe toplumda hayvanların ve insanların yönetimi aynı kavramla ifade edilmiştir. Avrupa da aynı anlama gelen politika kavramı ise polis kelimesinden, yani Yunanca kentten gelir. Batı toplumunda insanların bir arada yaşadığı mekânsal alanın yönetimi öne çıkmaktadır. Ne var ki gerek doğulu gerekse batılı toplumda egemen sınıf, siyasetin üzerine kurulu olduğu üretim biçimi yerine insanların yönetimini öne çıkarmaktadır. Tüm sınıflı toplumlarda eşyanın değil insanların yönetimi siyaseti belirler. Sömürünün meşrulaştırılması, temel sömürü biçiminin toplumda egemen düşünce olarak benimsetilmesini gerektirir. Sınıflı toplumlarda egemen sınıf temsilcisi olan hükümdarın kutsallaştırılması, sınıfların doğal görülmesi, mahrumiyetin ilahi kural sayılması gibi düşünceler egemen ideolojiyi meydana getirir. Egemen sınıf, yönetimi tartışma konusu olmaktan çıkarmak için egemen ideolojiyi kullanır. Ancak bu düşüncelerin gündelik hayatta etkili hale gelebilmesi için gündelik sorunlara yanıt verebilecek bir esnekliğe sahip olmaları gerekir. Siyaset işte tam da bunun için vardır. ÖRNEK: Türkiye de işveren kavramı, sermaye sınıfını işçileri sömüren değil onlara ekmek kazandıran bir kesim olarak gösterir. Bu ideolojik yaklaşım, örneğin TÜSİAD ın Türkiye nin Avrupa Birliği ne girmesini desteklemesi olarak güncel siyasete yansır. Siyaset sınıflı toplumun kalıbına göre kafa emeğinin örgütlenmesidir. Ekonomik altyapı üzerinde yönetsel üstyapının hukuksal kalıplara göre örgütlenmiş haline devlet denir. Kısaca devlet, sınıflı toplumlarda egemenlerin elindeki yönetim aygıtıdır. Bu hem emekçilere 1

baskı yapar hem de onların sömürüye rıza göstermelerini sağlar. Toplumdaki tüm alternatif arayışların, sınıflı toplum düzeni içinde kalmasını garanti eder. Ne var ki sınıf mücadelesi, yönetim konusunu bir mücadele alanı haline getirmektedir. Sömürülen sınıflar, egemen ideolojiden tatmin olmayarak ondan koptukları zaman kendi siyasetlerini oluşturmaya başlarlar. Sömürülen emekçi sınıfların isyanları, alternatif düzen kurma ufkuna sahip olmasa da egemen sınıf karşısında toplumların gelişimini etkileyen siyasi çıkışlar yaratmıştır. Bunlar bazen emekçiler lehine egemen sınıfın taviz vermesine neden olmuş, zaman zaman devleti biçimlendirmiştir. ÖRNEK: En büyük köleci devletlerden biri olan Antik Roma da Spartaküs ün başlattığı isyan tarihsel olarak ilk büyük emekçi kalkışması kabul edilir. Orta çağı sona erdiren dinamiklerden biri o dönemin köylü isyanlarıdır. Bizim tarihimizde emekçi kalkışmalarına örnek olarak Anadolu halkı içerisinde eşitlikçi bir düşünce akımına önderlik eden Şeyh Bedreddin gösterilebilir. Kapitalizmde siyaset Kapitalizmin temelinde meta üretimi olduğunu biliyoruz. Meta üretiminin gerçekleştiği piyasa, geliştiği coğrafyada dil, din, kültür gibi öğelerin türdeş hale gelmesi ihtiyacını doğurdu. Bu türdeşlik ulus kimliğini oluşturdu. Bu doğrultuda piyasanın geliştiği bölgeler feodal yapılardan ayrıştı veya daha gelişkin bölgelerle bütünleşti. Ülkelerin sınırlarını belirleyen ulus ve burjuva devrimleriyle kurulan devletlerin niteliği, siyasetin ölçeği hale geldi. Ulus sınıflara bölünmüş olduğu için devlet sınıflar üstü bir konum aldı. ÖRNEK: Fransa da bu durum 1789 daki Büyük Fransız Devrimi ile gerçekleşti. Balkanlarda piyasanın gelişmesi Osmanlı da ayrılıkçı ulusal hareketlere kaynaklık etti. Türkiye Cumhuriyeti de Osmanlı eyaletlerini dışarıda bırakan Misak-ı Milli sınırları içerisinde bir milli burjuvazi yaratmaya girişti. Burjuva devrimleriyle siyasetin toplumsallaşması, kutsallık, ayrıcalık gibi sorgulanmayan konuları sorgulanır hale getirirken, farklı toplumsal gruplar siyasi örgütlenmelere giriştiler, siyasi partiler oluşturdular. Siyasetin toplumsallaşması, her siyasi görüşün iktidar tarafından temsil edilmesi anlamına gelmedi. Ancak sermaye sınıfı kendi çıkarını toplumun tümünün çıkarları gibi sunmak suretiyle siyaset alanını belirledi. Burjuva devrimleri ile birlikte sermaye sınıfı diğer sınıfları da peşinden sürükledi. Siyasi 2

partiler esas itibariyle bu sürecin bir parçası olarak ortaya çıktılar. İşçi sınıfı siyasetinin güçlü bir şekilde ortaya çıkması ve tüm ezilen sınıfların kurtuluş yolunu aydınlatması için bir miktar daha zaman geçmesi gerekti. ÖRNEK: Çiftçilerin, küçük üreticilerin çıkarlarını savunduğunu iddia eden geleneksel sağ partilerin başında gelen 1950 lerin Demokrat Partisi, CHP den ayrılan büyük toprak sahipleri tarafından kuruldu. Ancak kuruluşundaki iddialarının aksine sermaye sınıfının çıkarlarını savundu. İşçi sınıfı mücadelesi güçlendiği zaman, sermaye sınıfı kendi hizmetindeki siyaset yelpazesini genişletti. Sermaye partileri birbirlerinden farklı söylemler benimseyip siyaset alanını düzen içi alternatiflerle doldurdular. Bunların esas görevi işçi sınıfını sermaye ile uzlaştırmaktı. Uzlaşma zemini, sömürü düzeni bozulmadan sömürü düzeyine ayar vermek şeklindeydi. İşçi sınıfı mücadelesi zayıfladığı zaman sermaye partileri kendi sınıflarının çıkarlarını hemen hemen aynı söylemlerle savunmaya başladılar. ÖRNEK: İşçi sınıfı siyasetinin baskın olduğu dönemde birçok kapitalist ülkede sosyal demokrat politikalar izleyen partiler iktidara geldi. İşçi sınıfı siyasetinin zayıfladığı dönemde sosyal demokrat partiler de sağ partiler gibi özelleştirmeci oldular. Türkiye örneğinde sağ partiler CHP den türedi. 1960 dan sonra işçi sınıfı hareketi ve Türkiye İşçi Partisi nin etkisinin artmasıyla CHP kendisini solda tarif etti. 1980 darbesinden sonra CHP kendisinden doğan sağ siyasete yeniden yaklaştı. sağlar. İşçi sınıfı yürütmede temsil edilemese de yasama düzeyinde işçi sınıfı dostlarının var olması, o da olmazsa yargının işçi sınıfının bazı haklarına sahip çıkabilmesi, sermaye düzenine boyun eğenler için avuntulara dönüşebilir. Bu tuzağa düşmemek için sermaye sınıfı ve işçi sınıfının tarihsel çıkarlarını bilmek gerekir. Sermaye sınıfının tarihsel çıkarı kapitalizmin sürmesidir. Güncel çıkarı ise sömürünün artmasıdır. Sermayenin tarihsel çıkarı ile güncel çıkarı her zaman birebir örtüşmez. Bu durumda sermaye siyaseti tarihsel çıkarı olan kapitalizmi ayakta tutmak adına güncel çıkarından taviz verebilir. Örneğin işçi sınıfının siyasallaşmasını engellemek için ekonomik konularda geri adım atabilir. Eğer işçilerin mücadelesini bu tavizle durdurabilirse sonrasında tavizini ziyadesiyle geri alır. ÖRNEK: İşçilerden yana yasal düzenlemeler ve yargı kararları, arkasında sınıf siyaseti ve örgütlülüğü olmadığı zaman uygulanmamaktadır. Örneğin sendikaların örgütlenmediği çok sayıda sektörde işçiler sigortasız çalıştırılmaktadır. Ancak sınıf siyaseti ve örgütlülüğü güçlü ise, sermaye lehine yasaların fiilen aşıldığı görülmüştür. Memurların grev yapması yasak olmasına karşın 25 Kasım 2009 da kamu emekçilerinin düzenlediği fiili grev buna örnektir. Sermaye sınıfının işçilere taviz vererek mücadeleyi düşürme taktiği izlediği en önemli örneklerden biri ise TEKEL işçilerinin 4-C direnişidir. Kapitalist devlet Kapitalizmin en ileri biçimi gibi gözüken liberal demokrasi de özünde bir sermaye diktatörlüğüdür. Sermaye kendi kurallarını işçi sınıfına dikte eder. Nasıl ki kapitalizmde sömürü doğrudan devlet eliyle değil piyasanın gizli eliyle yürütülüyorsa, devletin sermaye sınıfına bağlılığı da yasama, yürütme ve yargı erklerinin ayrılığı ile gizlenir. Birbirinden bağımsız gözüken bu erkler, devletin sınıflar üstünde bir konumda gözükmesini sağlar. Fakat erklerin kurduğu denge aslında sermaye diktatörlüğünü garanti altına alır. Siyasetin sınırlarını çizen erkler, bağımsız bir görüntü verseler de aslında sermayeye bağımlıdırlar. Dolayısıyla oluşturdukları bütünlük, sermaye düzeninin işçi sınıfı mücadelesi karşısında da kırılgan değil esnek olmasını 3

İşçi sınıfı siyaseti İşçi sınıfının tarihsel çıkarı, sınıfsız sömürüsüz bir toplumun kurulmasıdır. Güncel çıkarı ise sömürü koşullarının azaltılmasıdır. Ancak sömürünün azaltılması için işçi sınıfının siyasal bilinç kazanması gerekir. Dolayısıyla işçi sınıfı siyaseti, işçi sınıfının tarihsel çıkarları ile güncel çıkarlarını çakıştırmaktır. Sermaye sınıfının sömürüyü azaltmak konusunda vereceği bir taviz, ancak işçi sınıfının kendi mücadelesine uzun vadeli bakmasıyla bir kazanım haline getirilebilir. İşçi sınıfının siyasallaşması, kendi sorunu ile işçi sınıfının genel sorunları arasındaki bağı kurmasına bağlıdır. Buna karşı sermaye sınıfı işçi sınıfını siyasetsizleştirmeye çalışır. Emekçilerin siyaseti çıkar ilişkilerinin bir uzantısı, bir kurtlar sofrası olarak görerek siyasete hepten uzak durması sermayenin işine gelir. İşçi, ya bireysel çıkarı peşinde bu tarz bir siyasetin peşinden gitmeli ya da siyasetin kirli bir şey olduğunu düşünerek umutsuzca kendi köşesine çekilmelidir. Sınıf mücadelesi tümüyle ulusal sınırlar içerisinde cereyan etmez. Bu bakımdan emperyalist-kapitalist sistemin büyüme, daralma, kriz, saldırganlık evreleri ulusal düzeydeki sınıf siyasetlerini etkiler. İşçi sınıfı evrensel bir sınıf olarak dünyadaki emperyalist-kapitalist sistemi reddeder. Fakat işçi sınıfının sermaye siyasetini alt edebileceği öncelikli birim ulus devlettir. Bu yüzden her ülkenin işçi sınıfının öncelikle kendi ülkesinde siyasi iktidarı alma perspektifine sahip olması gerekir. ÖRNEK: Türkiye de emekçilerin Irak ın ABD emperyalizmi tarafından işgaline Türkiye yi ortak edecek tezkereyi kitlesel olarak reddetmesi Meclis oylamasına yansımıştır. Bu anlık tutumun anti-emperyalist bir iktidar perspektifiyle NATO ya, AB ye karşı da sürdürülmesi mümkün iken bunun yapılamadığı noktada, Türkiye yeni emperyalist işgal maceralarına Libya, Suriye örneklerinde olduğu gibi sürüklenmektedir. 4

İşçi sınıfı siyaseti nasıl geriledi? İşçi sınıfı siyaseti açısından iki önemli gerilemeden bahsedebiliriz. Dünyada, Sovyetler Birliği nin çözülüşü ile birlikte işçi sınıfı iktidarlarının devrilmesi bunlardan biridir. Diğeri de kapitalizmin 1970 lerde girdiği kriz sonrasında sermaye sınıfının artan saldırılarına işçi sınıfının yanıt verememiş olmasıdır. Bunların sonucunda güncel mücadelelerde inisiyatif sermaye sınıfına geçmekle kalmamış, tarihsel kazanımlar da geri alınmaya başlanmıştır. Türkiye de ise 12 Eylül darbesi bir kırılma noktasıdır. İşçi sınıfının siyasi örgütleri kapatılmış, ekonomik örgütleri olan sendikalardan sınıf siyaseti dışlanmıştır. İşçi sınıfını siyasetsiz hale getirmek için toplumun genelini siyasetsizleştirme yoluna gidilmiştir. Böylece sorunlarını sınıfsal değil bireysel olarak algılayan, sermaye siyasetinin içinde çare arayan bir işçi tipi yaratılmıştır. İşçi sınıfı siyasetinin zayıflığında Cumhuriyetin kazanımları tasfiye edilmiş, 2. Cumhuriyet rejimi inşa edilmeye başlanmıştır. Yürütme mutlak erk haline gelmektedir. Hukuk, Ergenekon gibi siyasi kampanyalarla yeniden şekillendirilerek adalet yargının elinden alınmaktadır. Kanun Hükmünde Kararname gibi siyasi iktidarın otoriterliğini gösteren düzenlemelerle yasama organı devre dışı bırakılmaktadır. Yani bir tür faşizme gidilmektedir. İşçi sınıfı siyasetinin zayıfladığı dönemde, siyasetin artık ulusal ölçeği aştığı izlenimi yaratılmıştır. Böylece işçi sınıfının iktidar hedefi bulanıklaştırılmaktadır. Bağımlı ülkelerin sermaye sınıfı, egemenliği tümüyle emperyalist siyasete devretmektedir. Buna bazen küreselleşme denilir, bazen yerelleşme. Ulus devletin üstüde veya altında siyaset alanları yaratmak sermayenin etkisini güçlendirmektedir. Çünkü ulus devlet işçi sınıfının mücadeleleriyle elde ettiği kazanımları taşımaktadır. Bunun karşısında emperyalizme AB, NATO gibi oluşumlarla entegre olmuş devletçikler yaratılmaktadır. Dolayısıyla ulus devlet içinde işçi sınıfı, bağımsızlık ve özgürlük getirebilecek tek sınıfsal güç olarak belirmektedir. ÖRNEK: Türkiye ye Avrupa Birliği nin benimsetmeye çalıştığı Yerel Yönetimler Özerklik Şartı, tüm kamu hizmetlerinin şirketlerin yönetimine devredilmesini önermektedir. Her yerel yönetim hem kendi kaynakları konusunda özerk olacak hem de yabancı sermaye ile ilişki kurabilecektir. Emperyalizmin el attığı sosyalist ülkelerde, zorla veya demokratikleşme adı altındaki programlarla işçi sınıfının kamucu kazanımları tasfiye edilmiştir, edilmektedir. 5

TARTIŞMA SORULARI 1-) Sermaye sınıfı kendi siyasetini işçilere karşı nasıl kullanmaktadır? 2-) Egemen ideoloji nasıl oluşur? Egemen ideoloji ve burjuva siyaseti arasındaki bağı gösteren örnekler verebilir miyiz? 3-) İşçi sınıfı siyaseti etki kazandığı ve örgütlenmeye başladığı zaman sermaye sınıfı ne gibi önlemler alır? 4-) İşçi sınıfının ve sermaye sınıfının tarihsel çıkarları ve güncel çıkarlarını örneklerle açıklayabilir misiniz? 5-) İşçi sınıfı siyasetinin en temel kuralları ve değerleri nelerdir? Burjuva siyasetinin bazı açılımlarının işçi sınıfı açısından hayrı olabilir mi? 6

7

8