GENEL DOĞRULAR TAZE BALIK SEÇİMİ



Benzer belgeler
Hangi balık ne zaman yenir? Çipura: Akdeniz ve Ege kıyılarında yaygın olan çipura ya seyrek de olsa Marmara da da rastlanır. Ege de Kasım, Akdeniz de

Aylara Göre Meyve, Sebze ve Balık Tüketimi

Sağlıklı ve lezzetli balık tarifleri ile birlikte BALIĞIN FAYDASINI ARTIRACAK 6 ÖNEMLİ ÖNERİ

Yediyol Şirketler Grubu. Güzelçamlı Kocagöl Lagünü. Doğal Balık Üretimi

Dersin Adı Alan Meslek / Dal Dersin Okutulacağı Dönem / Sınıf Süre. Dersin Amacı. Dersin Tanımı Dersin Ön Koşulları

Balık nasıl alınır ve saklanır?

T.C. MUĞLA TİCARET BORSASI AYLIK BORSA BÜLTENİ. Ortalama Fiyat. Enaz Fiyat. Ençok Fiyat MISIR , KG 4,

2.d. Su Ürünleri. Su ve Yaşam 21/11/2018

DOMATESLİ PİRİNÇ PİLAVI

KIRLANGIÇ L: Chelidonichthys lucerna M: Kırmızı Kırlangıç Đ: Tub gurnard A: Roter Knurrhani F: Grondin perlon

ADIM ADIM YGS-LYS 52. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-12 HAYVANLAR ALEMİ 3- OMURGALI HAYVANLAR SORU ÇÖZÜMÜ

TITANIUM SERİSİ YAPIŞMAZ PİŞİRME ÜRÜNLERİ. Kullanım Kılavuzu

Mercan. Mercan Tava: Akyaka Su Ürünleri Kooperatifi Balık Tarifleri. Malzemeler: Tarif:

Çevremizde Sayısız Madde Vardır

kahvaltı çorbalar Günün Çorbası (az) Günün Tam Çorbası Balık Çorba (az) Balık Çorba Lahana Çorba(az) Lahana Çorba

Kremalar; pastacılıkta hemen hemen tüm çeşitlerde lezzet vermek, dolgu yapmak, süslemek ve pastanın kurumasına karşı koruyucu bir tabaka oluşturmak

SAĞLIKLI BESLENME TABAĞI

Silikon poşetleri. Ürün Bilgisi

PALAMUT ÜREME DÖNEMĐ: AV YASAĞI :

FENER BALIĞI. L: Lophius piscatorius Đ: Angler A: Seeteufelm F: Baudroie commune

3 YAŞ EKİM AYI TEMASI

1- Süt ve Sütten Yapılan Besinler

Prof. Dr. Sedat BOYACIOĞLU

TÜRKİYE DE EN FAZLA GÖRÜLEN BESLENME HATALARI

2.2. ÇANAKKALE ÇANAKKALE MERKEZ

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ

ĐSTAVRĐT L: Trachurus trachurus Đ: Atlantic horse mackerel A: Holzmakrele F: Chinchard d'europe

NE YİYECEĞİNİZİ PLANLAYIN! YENİ BİR YAŞAM İÇİN

KILIÇ BALIĞI. L: Xiphias gladius Đ: Swordfish A: Schwertfisch F: Espadon

Huzur Veren Yer... Alkolsüz, Balık, Ocakbaşı ve Taşfırın

Okuma- Yazmaya Hazırlık. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim. Fen Ve Doğa Etkinlikleri. Sohbetler

YİYECEK İÇECEK HİZMETLERİ

Devrim MEMİŞ İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi, Yetiştiricilik Bölümü

VÜCUDUMUZDA SISTEMLER. Destek ve Hareket

5. Sınıf Fen ve Teknoloji

Öğr. Gör. Osman ÇULHA 1/30

Kişiye Özel SDM Protokolü Tarifler

BİLİNÇLİ TÜKETİCİ KİMDİR?

HELLMANN'S İLE DAYANILMAZ TARİFLER ELİNİZİN ALTINDA!

Cakepop pişirme kalıbı

Bu yüzden kendinizi ve de özellikle çocuğunuzu suçlamak için en ufak bir nedeniniz yoktur!

T.C. MUĞLA TİCARET BORSASI AYLIK BORSA BÜLTENİ. Enaz Fiyat. Ençok Fiyat. Ortalama Fiyat ARPA YEMLİK MTS , KG 7,400.

Waffle pişirme kalıpları

Olta Çubukları (Kamışlar)

DENGELİ BESLENME NEDİR?

Günümüzde diş ve diş eti hastalıkları bütün dünyada yaygın ve önemli bir sorundur. Çünkü ağız ve diş sağlığı genel sağlığımızla yakından ilişkilidir.

GEBELİKTE YETERLİ ve DENGELİ BESLENME


BESİN GÜVENLİĞİ. Besin güvenliğini sağlamaya yönelik 5 ilke; 1. Temizlik/Hijyen. 2. Pişmiş besinlerle çiğ besinlerin ayrılması. 3.

TÜRKiYE NiN KEYiFLi LEZZETLERi

ÜRÜN KATALOĞU

SU ÜRÜNLERİ TÜKETİM ALIŞKANLIKLARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA: DİYARBAKIR İLİ ÖRNEĞİ YAŞAM ODABAŞI

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türk Gıda Güvenliği Gereklilikleri

EMZİREN ANNELERİN BESLENMESİ. Kendiniz ve bebeğiniz için sağlıklı olan gıdaları seçin

Detox Beslenme Programı

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK

Son 40 yıl için teşekkür ederiz

Manda Ürünlerini Ekonomik Değeri Nasıl Artırılabilir Yrd. Doç. Dr. Zeki GÜRLER

Bu yüzden kendinizi ve de özellikle çocuğunuzu suçlamak için en ufak bir nedeniniz yoktur!

RAMAZAN BÜFESİ TL (%18 KDV eklenecektir)

neden az yağlı az kolesterollü diyet?

Zengin Açık Büfe Çeşitleri 17.50

SURİMİ TEKNOLOJİSİ. 12. Hafta


Çizelge 5. Edremit Körfezi su ürünleri kooperatifleri ve üye sayıları (Ceyhan ve diğ. 2006) S.S. Altınoluk Su Ür. Koop.

Devamı4. - portakal,mandalina vb.. narenciye çeşitlerinin gece

Yaza özel 5 yöresel çorba tarifi

Böbrek Hastalıklarında BESLENME. TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ Hayat sağlıkla güzeldir. BESLENME ve DİYET POLİKLİNİĞİ

SU ÜRÜNLERİ TÜKETİMİ VE TANITIMI

Kapaklı pasta kalıbı

Muffin kalıpları. Ürün bilgisi ve tarif

TAHRAN İRAN SOFRASI ANKARA

[XV. ULUSAL SU ÜRÜNLERİ SEMPOZYUMU, Temmuz 2009, Rize]

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI

İçindekiler. Saklama Ürünleri Pişirme Ürünleri Çöp Torbaları Büzgülü - Kokulu Çöp Torbaları Endüstriyel Çöp Torbaları Kullan - At Ürünleri

Canlıların enerji kazanabilmeleri için beslenmeye gereksinimleri vardır.

Türkiye Balıkları ve Temel Morfolojisi

1 porsiyon(3 adet) için besin değerleri: *1 bardak ayranla birlikte tüketiniz.

DiYABET VE BESLENME N M.-

YILLIK BÜLTEN 2014 BÜLTEN NO : 1 SAYFA NO : 1 MUAMELE GÖREN MADDELERİN CİNS VE NEVİLERİ

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu

Hakkımızda. Alaçatı muhallebicisi Ege nin kendine özgü doğasından ilham alır. Alaçatı doğallığı temel değer olarak benimsenmiştir.

GEZ ARASTIR ÖGREN EGLEN. llkokul 1., 2. ve 3. sınıflar için.

Sporcu Beslenmesi Ve Makarna. Prof. Dr. Funda ELMACIOĞLU Beslenme ve Diyetetik Bölümü Bölüm Başkanı

Mikroskobun Yapımı ve Hücrenin Keşfi Mikroskop: Robert Hooke görmüş ve bu odacıklara hücre demiştir.

İÇİNDEKİLER Birinci Bölüm HİJYEN ve SANİTASYON İkinci Bölüm GIDA HİJYENİ, TANIMI ve ÖNEMİ Üçüncü Bölüm PERSONEL HİJYENİ

DENİZDEN GELEN LEZZET. İçindekiler HANGİ OT VE BAHARATLAR BALIKLA GİDER 2 BALIK NASIL ALINIR VE SAKLANIR 3 BALIK NASIL TEMİZLENİR 4

İznikli Zeytin ve Zeytinyağı

SERVĠS ELEMANLIĞI KONUK MASASINDA SERVĠS DERSĠ ÇALIġMA SORULARI

BİLMEN LAZIM BİTKİLERİN VE HAYVANLARIN DÜNYASINA TEFEKKÜR PENCERESİNDEN BAKALIM

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

U Y A R I. Lütfen kullanmadan önce kılavuzu okuyunuz. Güle güle kullanınız.

1990 yılında sebze - meyve, su ürünleri ve pizza çeşitleriyle perakende pazarına giren ilk marka olan SuperFresh, Türk tüketicisini dondurulmuş ürün

DOSTLAR beni tanıdınız değil mi? Ben HACĐVAT.

B unl a r ı B i l i yor mus unuz? MİTOZ. Canlının en küçük yapı biriminin hücre olduğunu 6. sınıfta öğrenmiştik. Hücreler; hücre zarı,

Pazardan Sofraya:Pazarlama ve Tüketim Beslenmede Balığın Yeri ve Önemi

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK KURULUŞLARI BESLENME ve DİYET BİRİMİ KOAH LI HASTANIN BESLENMESİ FR-HYE

1. Buzdolabı Kullanımı 6. Ellerin Yıkanması

DÜLGER L: Zeus Faber M: Peygamber Balığı;Güneş Balığı Đ: John dory A: Europäischer Heringskönig F: Dorede

Transkript:

BALIK HAKKINDA... Peşinen şunu söyleyebilirim. Balığın lezzetini, değerini ve farkını, onunla haşır neşir olanlar, ona dokunanlar, onunla bir şekilde ilişki kuranlar daha iyi kavrıyor. Hijyenik ve pasif bir tavırla, şef garsona "Bana en iyi balığı getir" diyenler değil. Peki şu ana kadar böyle bir ilişkiye girme şansı olmayanlar, balıkla sadece restorandaki tabakta tanışanlar ne yapmalı? Sanırım bu yazı da onlar için yazıldı. Tabii ki yukarıda yaşam ipuçları verilen Egelinin penceresinden ve onun doğrularıyla... GENEL DOĞRULAR Tüm genetik şifreleri ve mevsimselliği bir kenara atarsak, genel olarak balığa lezzetini veren, onun beslenme biçimi ve çeşitliliğidir. Etobur balıkların (belki de bu ta nım ilk kez yapılıyor), yani kendisinden kaçma şansı olan diğer balık ve deniz canlılarını yiyerek beslenen balıkların (lüfer, levrek, sinarit, palamut), otobur balıklardan, yani balık yakalama şansı olmayan küçük ağızlı, ısırıcı değil emici balıklardan (kefal, sarpa, kaya balığı, ot balığı, kupes) daha lezzetli olduğu söylenebilir. İstisnalar yok mudur? Olmaz mı? Barbunya otoburdur ve çok lezzetlidir, köpekbalığı da lezzetsiz. İkinci önemli kriter ise beslenmenin çeşitliliği ve balığın gezginliğidir. Bu noktada da yiyeceğin daha çeşitli olduğu derin suda yaşayan balıkların (mercan, fangri, karagöz, kırlangıç, lagos) ve gezerek-göçerek değişik denizlerin tatlarını vücutlarında barındıran balıkların (hamsi, sardalye, uskumru, lüfer, palamut) göreceli olarak daha lezzetli olduğu söylenebilir. Bu teorinin en basit kanıtı çiftliklerde yetiştirilen balıklar ve en uçtaki örneği ise akvaryum balıklarıdır. Çamurdan ya da betondan ya da camd an yapılmış havuzlarda tek tip yapay yemle beslenen ve hantallaşan balık lezzetini de kaybeder. TAZE BALIK SEÇİMİ Denizden yeni çıkmış ve dolaba girmemiş "çok taze" balık insana büyük keyif verir, "taze" balık idare eder, "bayat" balık süründürür, "çok bayat" balıksa öldürür. Dolayısıyla çok bayat balık satan balıkçı katildir ve katiller vardır. Bunlar, kırk yılda bir balık alan, tanımadıkları, gelip geçici müşterileri vururlar. Gerçekten de tazeyken bol A, B, D vitamini ve protein içeren, kalp rahatsızlıklarına karşı koruyucu görev üstlenen ve madensel tuzlar (iyot,

fosfor, kalsiyum, klor) bakımından oldukça zengin olan balık, bayatladığında aynı özellikleri göstermez, aksine tehlike arz eder. Bayatlamış balıktaki toksinler zehirlenmelere ve ölümlere yol açabilir. Ayrıca taze balık pişirildiğinde, bayat balıkla karşılaştırılamayacak kadar daha lezzetli olur. Bu nedenle taze balık almak sağlığımı z ve damak tadımız açısından şarttır. Bu gerekliliği yerine getirmek ise birkaç özelliğe dikkat etmekle mümkün. Gözlerden başlamak doğrudur. Çünkü gözler, balığın orasını burasını kurcalamadan size ilk ipucunu verir. Gözler canlı ve saydam olmalıdır. Ferini yitirmemiş olmalıdır. Sanki size "beni al" dercesine, sanki canlıymış gibi bakmalıdır. Bakmıyorsa siz de ona bakmayın, yan tezgâha geçin. Bakıyorsa, onu aşağıdaki testten geçirin. 1. Taze balığın eti serttir. 2. Derisi, pulları parlaktır. Pulları kolayca kopmaz. 3. Taze balığın solungaçları kırmızı renkli ve nemlidir. Bayat balığın solungaçlarının rengi ise turuncuya dönüktür. 4. Taze balık suya bırakıldığında dibe çöker. 5. İnanmayacaksınız ama sinekler taze balıkla daha yakından ilgilenir. BALIĞIN SAKLANMASI Burada da genel bir kuraldan bahsetmek mümkün. Balığı, buzdolabında ya da buzlukta ya da şokta bekletmek, onun lezze tini ve doğal dokusunu kaybetmesine neden olur. Balık, denizden çıktıktan sonra ne kadar az sürede midenize girerse o kadar keyif verir. Buzluğa giden balıktaki lezzet kaybı balık çeşitlerine göre de farklılık gösterir. Sözgelimi zargana, hamsi, sardalye gibi kendini çabuk salan balıklardaki buzluk sonrası lezzet kaybı daha fazladır. Ömer'in Notu: Balığın pullarını temizlemeden sadece iç organlarını; balığın kendi yaşadığı su ile temizlersek ve ağzı kilitli poşet torbada aynı su ile birlikte derin dondurucuda dondurursak Balık lezzetind en fazla kaybetmez. Ancak çoğu kez balığı günü gününe tüketmek mümkün olmadığı için buzlukla ilgili birkaç öneri sunmakta da fayda var. Balığı mümkünse temizleyerek buzluğa kaldırın. Çünkü ölü bir balığın iç organlarının tadı, zaman içinde onun etine nüfuz edebilir. Balığı buzluğa koyarken mümkün olduğu kadar kuru olmasına özen gösterin ve gazete kâğıdına sarın. Balıkları toplu halde (birbirine değecek biçimde) buzluğa atmaktan ve ani şoklamalardan kaçının. Donmuş balığı çözerken de aynı mantık geçerli. Hızla çözülen balık kendini bırakır ve gevşer. Bu yüzden su ve özellikle ılık su kullanmayın. Balığı

oda sıcaklığında yavaş yavaş çözün. Tuz balığı sertleştirir, bu yüzden buzluğa atmadan önce asla tuzlamayın. BALIĞIN TEMİZLENMESİ Balığın temizlenmesi, en az pişirilmesi kadar önemlidir. Formunu bozmadan, gerekli temizliği yapmak, iyi bir balık yemeğinin ilk aşamasıdır. 1. Öncelikle işe pulları temizlemekle başlayabilirsiniz. Pulların kabarması için bir miktar suyun içinde bekletebilirsiniz. Balığın yüzeyini pulların tersi yönünde (çok sert hareketlerden kaçınarak) bıçakla kazıyarak temizleyin. Özellikle sırta, karına, başa ve kuyruğa yakın yerlere özen gösterin. Çünkü en çok bu bölgelerde pul kalır. Balığın pullarını tamamen temizlediğinizden emin olmak için, tıpkı sakal tıraşı sonrasında olduğu gibi, balığın bedeninde pulların çıkma yönünün tersinde parmak uçlarınızı gezdirin. 2. Pulları temizledikten sonra, ikinci aşama, balığın iç organlarını çıkarmak. Keskin bir bıçakla balığın solungaçlarından başlayarak karnındaki deliğe kadar tek ve sert bir hareketle yarın. Balığın solungaçları dahil iç organlarını, (başparmağınızla destek alarak) işaret ve orta parmak yardımıyla çıkarın. İsteğe göre yüzgeçleri de keskin bıçakla kesin. Balığın etine zarar vermemeye dikkat edin. 3. Son aşama olarak balığı bol suyun altında iyice yıkayın. Yıkarken dikkat etmeniz gereken nokta, kılçık kısmının üzerine yapışık olan siyah zarı da parmağınızla sıyırarak almak ve yine kılçık üzerinde birikmiş kanı bıçak ucuyla yararak akıtmak. Aksi takdirde balığınız tam olarak temizlenmiş sayılmaz. 4. Küçük balıkları temizlerken elinizden kaymamaları için, balıkları geniş bir kabın içine koyun ve üzerine bir miktar mısır unu serpip balıkları una bulayın. Böylece hem balıkları daha kolay temizlemiş hem de ellerinizde kalacak olan balık kokusunu azaltmış olursunuz. BALIĞIN PİŞİRİLMESİ Balık pişirirken de genel bir kuraldan bahsetmek mümkün: Izgara, balığın öz lezzetine en az müdahale eden pişirme biçimidir. Dolayısıyla lüfer, levrek, sinarit, çipura, palamut, mercan, kalkan, kılıç gibi "makbul balıkları" ızgara yapmanız daha doğru olur. Aynı şekilde yağlı olduğu zamanlarda ızgarası yapılırsa balık lezzet kazanır. Izgara kısık ateşte yapılmalıdır. Mangalda yapacaksanız korun üzerine bir miktar tuz atarak etkisini azaltmak

ve balığın yanmasını engellemek doğru olur. Bu noktada kızartma, buğulama, pilaki gibi pişirme biçimlerinin, göreceli olarak daha az lezzetli balıklara "ek kaynaklarla" (yağ, domates, patates, soğan, maydanoz vs) lezzet kattığı söylenebilir. Hamsi,istavrit ve mezgit gibi küçük balıkları kızartırken, tavaya yağ koyup kızdırdıktan sonra, unladığınız balıkları tavaya aralıksız olarak, düzgünce dizin. Balıkları tek tek çevirmek yerine tıpkı mücver yapıyormuşsunuz gibi, tavanın üzerine bir tabak kapatarak, tek bir hamlede tüm balıkların pişen ve pişmeyen tarafını ters yüz edin. Böylece balıkları dağıtmadan pişirmiş olursunuz ve hepsini aynı sıcaklık seviyesinde servis yapabilirsiniz. BALIĞIN AYIKLANMASI Temel prensip soğutmadan ayıklamaktır. Buğulama ve pilakide işiniz kolay çü nkü balık bir anlamda haşlandığı için parçalanarak kılçıklarından çok çabuk ayrılır. Küçük balıkların, ya da küçük parçalara ayrılmış (fileto, halka) büyük balıkların tavasında da sorun yok. İsterseniz bütün bütün yutun. Ama büyük balıkların ızgarası ve tavasında bazı noktalara dikkat etmekte fayda var. Balığın başı ve kuyruğuyla pişirildiğini varsayarsak önce kuyruğu etin başladığı yerden kesin. Çatalınızla destek olup bıçakla balığın sırt kılçığını çıkarın. Balığın bir yüzünü yatay olarak, baştan kuyruğa doğru bıçakla (bıçak orta kılçığa değecek şekilde) çizin. Çizdiğiniz yere bıçağı sokarak sırtına kadar olan kısmı kaldırın. Sırt kılçığını aldığınız için balığın o kısmında kılçık yoktur. (Dikkat ederseniz şu ana kadar balığın dörtte birine müdahale ettiniz, dolayısıyla balık soğumadı) İkinci aşamada balığın kuyruğuyla "göbek deliği" arasındaki blok kılçığı çıkartın. Yine bıçakla orta kemikten destek alarak balığın diğer dörtte birlik kısmını açın. Burası balığın en kılçıklı (tane tane kılçıklı) ama en lezzetli yeridir. Özellikle balığın göbek deliğiyle başı arasındaki bölgedeki kılçıkları (ki burası balığın adeta ana iskeletine bağlanan kaburgası gibidir) iyi temizleyin. Gördüğünüz gibi, balığın daha yarısını yediniz ve orta kılçığı henüz çıkarmadınız, dolayısıyla soğumasını da büyük ölçüde engellediniz. Şimdi artık işiniz daha kolay. Orta kılçığı kuyruktan başlayıp kafaya doğru (kafa da dahil) sıyırın. Tabakta kalan balık ilk iki etapta yediğinizin simetriği aslında. LİMON TARTIŞMASI Son olarak "Balığa limon sıkılır mı?" sorusunu yanıtlamakta fayda var.

Soruya kesin bir yargı ile yaklaşmanın doğru olmadığına inanıyorum. Aslında bu, size ve damak zevkinize bağlı... Ben her zaman sıkarım, ama "balıktan iyi anladığını iddia edenler", "Balığa limon sıkmak cinayettir" diyebilir. Limon olayının II. Dünya Savaşı sırasındaki yiyecek kı tlığı sırasında Fransa'da çıktığına dair söylentiler var. Balıklar genelde bayatlamak üzere olduğu için, Fransızlar hem biraz lezzet katmak hem de doğal bir dezenfektan görevi görsün diye balığın üzerine limon sıkarlarmış. Ancak dediğim gibi bu tamamen zevk ve alışkanlık meselesi... BALIK ÇEŞİTLERİ Evet, gördüğünüz gibi balığı aldınız, sakladınız, temizlediniz, pişirdiniz, ayıkladınız ve yediniz. Ama bunları hangi balığa yaptınız? İsterseniz şimdi de Türkiye'deki belli başlı, en bilinen ve bulunabilen balık çeşitlerine bir göz atalım. Bakalım hangisi size ve damak zevkinize uygun. BARBUNYA: Kırmızı ve morumsu rengiyle bilinir. İnce derili ve iri pullu oluşuyla kolay temizlemeye uygundur. İri olanlarının ızgarası iyi olur. ÇİPURA: İstanbul ve Marmara'da "alyanak" adıyla bilinir. Bence balıkların şahıdır. Hem göçmen, hem yerleşik, hem etobur hem otobur bir balıktır. Hem derin hem de alç ak su da yaşar. Bu özellikleriyle şahsına münhasırdır. Tabii bütün bu sayılanlar artık nadiren bulunan deniz çipuraları için geçerlidir. Değerli olduğu için çiftliklerde er çok yetiştirilen balık türüdür. Deniz çipurası çiftlik çipurasına göre daha açık renkte olur ve başı biraz daha büyüktür. Beyaz etlidir, ızgarası iyi olur. Kafası da ayıklanarak yenebilir, özellikle yanakları lezzetlidir. Küçüğüne lidaki denir. Porsiyonluk yani 200-500 gr arasında olanların en lezzetli olduğu söylenir. DİL BALIĞI: Ayıklaması son derece kolay lezzetli bir balıktır. Pişirirken kıvrılmaması için iki yerinden kırılır. DÜLGER BALIĞI: Kılçıkları kemik halinde olduğundan balıkçıya ayıklatılmalıdır. GELİNCİK BALIĞI: Musevi vatandaşlarımız arasında "gaya balığı" olarak da bilinir. Musevilerin Sina Çölü'nde aç kaldıktan sonra ilk yedikleri balık olduğu inancıyla kutsallık kazanmıştır. Musevilerde cuma günleri gelincik bal ığı pişirme geleneği vardır. Az çıkan bir balıktır. Ekşi erikle, buğulama usulü pişirilen balık çok lezzetli olmasına karşın pek bilinmez. GÜMÜŞ: Siyah etli bin balıktır. Tavası iyi olur.

HAMSİ: Kış mevsiminde yağlı ve lezzetlidir. İlkbahar ve yaz aylarında, yumurtasını ve spermlerini dökmüş olduğundan yağsız durumdadır. İSKORPİT: Lipsos ile çok benzer. Lipsos daha az çıkar. Dikenleri zehirli olduğundan kesinlikle balıkçıya ayıklatılmalıdır. İSTAVRİT: Denizlerimizde 3 çeşit istavrit vardır. Bunlar sarıkanat istavrit, karagöz istavrit ve Karadeniz istavritidir. Her üçünün de yavrularına kraça denir. En lezzetli cinsi sarıkanat istavrittir ve kasım ayından itibaren Marmara'da görülür. İZMARİT: Yaz aylarında sahillerde ve rıhtım kenarlarında avlamak mümkündür. İrilerine kanal veya pabuç istavriti, küçüklerine kancur ismi verilir. Derisi kalın, eti tatlımsıdır. KALKAN: Asıl yaşad ığı yer Karadeniz'dir. Omurgası ve kılçıkları çok kalın olduğundan balıkçıya temizletmek gerekir. KARAGÖZ: Sularımızın eti beyaz ve lezzetli balıklarından biridir. Kışın daha yağlı olur. Derin sularda yaşar. KAYABALIĞI: Sindirimi kolay, beyaz etli bir balıktır. KEFAL: Ülkemiz sularında 6 tür kefal yaşar. Bunlar haskefal, altınbaş kefal, topbaş kefal, pulaterina, ilarya, dudaklı kefaldır. Haskefaldan balık yumurtası çıkarılır. Pulaterinadan da likorinos denilen tütsülü balık yapılır. Kefalin Patates ve soğan dilimleriyle fırınlaması çok lezzetli olur KILIÇ: En lezzetli olduğu dönem, Karadeniz'den Marmara'ya göç devresidir. Marmara'da ilkbahar sonuna kadar zıpkınla avlanır. KIRLANGIÇ: En az kokusu olan balık türüdür. Çorbasını yapmak için en uygun balıktır. Buğulaması da iyi olur. KOLYOZ: Uskumruya benzese de daha lezzetsizdir. Mavimtrak renktedir. Tuzlama yapmak içi n uygun bir balıktır. LAGOS: Beyaz etli lezzetli bir balıktır. Ege ve Akdeniz'de boldur. Grida adı da verilir. LEVREK: Beyaz etli, sindirimi kolay bir balıktır. Alçak sularda yaşar.

Pişirmede sonsuz seçenek sunabilir. Küçüğüne ispendek ya da Ege'de palaz denir. LÜFER: Yavru halinden itibaren iriliğe ulaşana dek, defne yaprağı, çinakop, lüfer ve kofana isimlerini alır. Çinakopun ızgarası iyi olur. Lüferin ise ilkbaharda yağsız olduğu için ızgarası iyi olmaz. MERCAN: Lezzetli, beyaz etli bir derin su balığıdır. Saroz Körfezi'nden başlayarak tük Ege sahillerinde görülür. Kendine özgü yosunumsu bir kokuya sahiptir. Mandagöz mercan, fangri isimleriyle anılan türleri vardır. Yavrularına litrinoz denir. Karadeniz'de avlanmaz. MEZGİT: Trol ağlarıyla avlandığı için pazarlarda sık sık bulunabilir. Ege'de bakkalyaros ismiyle anılır. ORFOZ: Beyaz etli bir derin su balığıdır. Ka fasından çorba yapılabilir. PALAMUT: Toriğin yavrusu olan palamut, geçici balıklardandır. Eylülün ikinci haftası Karadeniz'den Marmara'ya iniş ve ilkbaharda Marmara'dan Karadeniz'e çıkış yapar. Küçüğüne çingene palamudu ya da deniz bıldırcını denir. Karadeniz'in az tuzlu ve bol gıdalı sularında büyüyerek eylül ortalarında normal birer palamut olurlar. A ve D vitamini açısından diğer balıklara göre daha zengindir. SARDALYE: Ateş balığı olarak da bilinir. Kasım ayı ortalarından ertesi senenin haziranına kadar lezzetli olmaz. SİNARİT: Çok lezzetli beyaz etli bir balıktır. Saros Körfezi'nde bolca bulunur. Kafasından çorba yapılabilir. TEKİR: Barbunya ile aynı familyadandır. Derisi pembemsidir ve üzerinde kırmızı lekeler taşır. Barbunyadan daha lezzetlidir. USKUMRU: Yağlı ve lezzetli bir balıktır. Yaz mevsiminde yağlı olmadığı için lezzetini kaybeder. ZARGANA: Uzun, ince, yeşilimsi renktedir. Buğulaması dışında pişirilen yemekleri çok kılçıklı olduğu için iyi olmaz. Ama çok taze olduğunda tavası da yapılabilir.

MEYHANE DUVARLARINDAN İNCİLER Horoz ötsün ötmesin, sabah mutlaka olacaktır. Zirveye çıkarken herkese selam ver, çünkü inerken onlarla karşılaşacaksın. İnsanlar topraktan yaratılmıştır, her an çamurlaşabilirler. Başımızdan geçenlere değil, kafamızdan geçenlere içelim. Büyük Adam olmaya gerek yok, bizler yalnızca "Adam" olalım yeter. Dünyada oturarak başarıya ulaşan tek canlı tavuktur. Akıllı olup ta dünyanın kahrını çekeceğine, deli ol dünya senin kahrını çeksin. Dal, rüzgarları affetmişse de, kırılmıştır bir kere. Eşek nereden bilecek ki zevki sefayı; sor bakalım hiç çekmiş mi kafayı? Dünyanın en cesur yaratıkları insanlardır, öleceklerini bilerek yaşarlar. Madem dünya hiç, gece de,

gündüz de iç. Hayatın tadını borçlanarak çıkar, sakın ödemeye kalkma tadı kaçar. Şarabın adı kötüye çıkmış, tadı hoş, Hele bir güzelle içersen, daha bir hoş. Eğer sana içki dokunuyorsa, sen de içkiye dokun. Yirmi yaşına kadar hayatı öğrenmeyenin, Otuz yaşına kadar evlenmeyenin, Kırk yaşına kadar köşeyi dönmeyenin, Doksan yaşına kadar ölmeyenin İşi çok zor bu dünyada. ŞEREFİNİZE... Neden içki içilirken ŞEREFİNE denir? Her ülkenin kendine has deyişleri vardır bu konu ile ilgili. Kimi "sağlığına" der, kimi "mutluluğuna"... Ruslar "nazdrovya" der, Rumlar "stinigia"... Bizde ise konu daha hoş ve de farklıdır... Biz "şerefe" ya da daha da

özelleştirip "şerefine" deriz... Eee bize de bu yakışırdı değil mi!!!.. Bu " şerefe" sözünün nereden geldiğini hiç merak ettiniz mi, ya da niye "şerefe" dendiğini? Zamanın zaman olduğu dönemlerde, içki içmek bir adap, usül işiymiş. İçki masasına oturan ağır ağabeyler, içmeye başlamadan önce kendi aralarında şu anlaşmayı yaparlarmış: " Arkadaşlar bu meret şişede durduğu gibi durmaz, her ne kadar yakın ahbap olsak da, bir süre sonra çenemizin bağı çözülür ve olmadık şeyler söyleyip sonradan pişman olacağımız şeyleri anlatabiliriz. Bu masada konuşulan ve anlatılanlar sadece ve sadece bu masada kalacak, söz mü? Söz!.. Şerefine mi? Şerefine!!.. " O günlerde belki de bir yeminmiş bu "şerefine" sözü.. İşte tüm hikaye bu...

İsterseniz,"iyiliğe,sağlığa" da diyebilirsiniz...