Genç bireylerde dental anksiyete ve ilişkili faktörler

Benzer belgeler
KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN

İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018

Psoriazis vulgarisli hastalarda kişilik özellikleri ve yaygın psikiyatrik tablolar

Hemşirelerin Hasta Hakları Konusunda Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi

Üniversite Öğrencilerinde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

ARAŞTIRMALAR. Tamer TÜZÜNER* Nevra KARAMÜFTÜOĞLU* Tezer ULUSU f ÖZET

Melek ŞAHİNOĞLU, Ümmühan AKTÜRK, Lezan KESKİN. SUNAN: Melek ŞAHİNOĞLU. Malatya Devlet Hastanesi Uzman Diyabet Eğitim Hemşiresi

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı : Dilek (KARA) YILMAZ 2. Doğum Tarihi : 13/10/ Unvanı : Öğretim Görevlisi 4. Öğrenim Durumu :

Normal ve Sezaryen Doğum Yapan Kadınların Doğum Konfor Düzeyine Göre Karşılaştırılması

YASLANMA ve YASAM KALİTESİ

TEŞEKKÜR. Araştırmacı bu çalışmanın gerçekleşmesinde katkılarından dolayı aşağıda adı geçen kişi ve kuruluşlara içtenlikle teşekkür eder.

HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR

Doç. Dr. Ahmet ALACACIOĞLU

Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi

BİRİNCİ BASAMAKTA DİYABETİK AYAK İNFEKSİYONLARI EPİDEMİYOLOJİSİ VE ÖNEMİ. Doç. Dr. Serap Çifçili Marmara Üniversitesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı

Diş Hekimliği Korkusu ve Kaygısı. Dental Fear and Anxiety

BASKETBOL OYUNCULARININ DURUMLUK VE SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

İnfertil çiftlerde bağlanma ve mizaç özellikleri tedavi başarısını etkiler mi? Stresin aracı rolü

HEMġEHRĠ ĠLETĠġĠM MERKEZĠ ÇALIġANLARIYLA STRES VE KAYGI DURUMLARI ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME

THE IMPACT OF AUTONOMOUS LEARNING ON GRADUATE STUDENTS PROFICIENCY LEVEL IN FOREIGN LANGUAGE LEARNING ABSTRACT

ABSTRACT $WWLWXGHV 7RZDUGV )DPLO\ 3ODQQLQJ RI :RPHQ $QG $IIHFWLQJ )DFWRUV

ACOG Diyor ki! HER GEBE TAKİP SÜRECİNDE EN AZ BİR KEZ PERİNATAL DEPRESYON AÇISINDAN TARANMALIDIR. Özeti Yapan: Dr. Semir Köse

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

Endodonti hastalarının tedavi öncesi durumluluk-süreklilik anksiyete düzeylerinin tedavi memnuniyetine etkisi

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Pedodonti Anabilim Dalı

TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNDE GÜNDÜZ AŞIRI UYKULULUK HALİ VE DEPRESYON ŞÜPHESİ İLİŞKİSİ

Serhat Tunç 1, Yelda Yenilmez Bilgin 2, Kürşat Altınbaş 3, Hamit Serdar Başbuğ 4 1

ÖZGEÇMİŞ. Görev Kurum/Kuruluş Yıl Araştırma Görevlisi. Erzincan Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu. Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu

AYNI YÖREDE BULUNAN 242 BİREYİN PROTETİK MUAYENE BULGULARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

Knee Injury and Osteoarthritis Outcome Score: Reliability and Validation of the Turkish Version

YOĞUN BAKIM HEMŞİRELERİNİN İŞ YÜKÜNÜN BELİRLENMESİ. Gülay Göçmen*, Murat Çiftçi**, Şenel Sürücü***, Serpil Türker****

AĞRI YÖNETİMİ PROSEDÜRÜ

TİP 1 DİYABETİ OLAN İNSÜLİN POMPASI KULLANAN BİREYLERE BAZAL İNSÜLİN DOZ DEĞİŞİKLİĞİ EĞİTİMİ VERMELİ MİYİZ?

DİŞ TEDAVİSİ ÖNCESİ ENDİŞENİN HASTANIN TEDAVİYE BAKIŞ AÇISINA ETKİSİ*

AĞRIİLE HUZUR EVİ OLUR MU? DR. FİLİZ ŞÜKRÜ DURUSOY

Prof.Dr. Hatice ÖZYILDIZ GÜZ Ondokuz Mayıs Üniversitesi Psikiyatri ABD

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

1 Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji 2 FMC Türkiye 3 İzmir Katip Çelebi Üniversitesi

DİŞ HEKİMLİĞİ UYGULAMALARINA İLİŞKİN BİLİŞLER ÖLÇEĞİ-DBÖ: ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNDE GEÇERLİLİK VE GÜVENİRLİK ÇALIŞMASI

Dr. Dursun Hakan Delibaş Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi 21. KES ( /Antalya)

THD 7th International Medical Hypnosis Congress

Bilge Togay* Handan Noyan** Sercan Karabulut* Rümeysa Durak Taşdelen* Batuhan Ayık* Alp Üçok*

Temel Hemşirelik Uygulamalarına İlişkin Hizmet İçi Eğitimin Değerlendirilmesi

POSTPARTUM DEPRESYON VE ALGILANAN SOSYAL DESTEĞİN MATERNAL BAĞLANMAYA ETKİSİ

Doç. Dr. Fatih Öncü. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Orta yaş kadınların çoğu için psikososyal ve fiziksel semptomlarla ilişkili olarak reprodüktif dönemin sonu ve menopozun başlangıcını gösterir

ANESTEZİ UYGULAMALARINDA HASTA ANKSİYETESİNİ NASIL AZALTABİLİRİZ?

Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek. Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU

Yoğun Bakım Ünitesinde Gelişen Kandida Enfeksiyonları ve Mortaliteyi Etkileyen Risk Faktörleri

Mizofoni: Psikiyatride yeni bir bozukluk? Yaygınlığı, sosyodemografik özellikler ve ruhsal belirtilerle ilişkisi

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2015;7 (2):

Dr. Semih Demir. Tez Danışmanı. Doç.Dr.Barış Önder Pamuk

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN BAŞARILARI ÜZERİNE ETKİ EDEN BAZI FAKTÖRLERİN ARAŞTIRILMASI (MUĞLA ÜNİVERSİTESİ İ.İ.B.F ÖRNEĞİ) ÖZET ABSTRACT

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi. Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta

Bilişsel Davranışçı Terapi de Diploma Programı (BDT) Tanıtım Broşürü

HASTANELERDE YAPILAN TIBBİ HATALARIN TÜRLERİ VE NEDENLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

Bir Üniversite Hastanesinin Yoğun Bakım Ünitesi Hemşirelerinde Yaşam Kalitesi, İş Kazaları ve Vardiyalı Çalışmanın Etkileri

Dişhekimliği Uygulamalarında Başarıyı Etkileyen Yeni Yaklaşımlar

GENÇ BADMiNTON OYUNCULARıNIN MÜSABAKA ORTAMINDA GÖZLENEN LAKTATVE KALP ATIM HIZI DEGERLERi

Özgün Problem Çözme Becerileri

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: Arif ŞAYBAK. İletisim Bilgileri. Adres: Toros. M S. Özbey APT K:11 D:11 Çukurova/ ADANA(Aile) Telefon:

PSİKOZ İÇİN RİSK GRUBUNDA OLAN HASTALARDA OBSESİF KOMPULSİF VE DEPRESİF BELİRTİLERİN KLİNİK DEĞİŞKENLER VE BİLİŞSEL İŞLEVLERLE İLİŞKİSİ

ŞİZOFRENİ HASTALARINDA TIBBİ(FİZİKSEL) HASTALIK EŞ TANILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

14 Aralık 2012, Antalya

7tepeklinik. Dental implant cerrahisinde. preoperatif ve postoperatif anksiyete durumunun değer-lendirilmesi

Bir Üniversite Kliniğinde Yatan Hastalarda MetabolikSendrom Sıklığı GŞ CAN, B BAĞCI, A TOPUZOĞLU, S ÖZTEKİN, BB AKDEDE

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD.

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK ( )

HOŞGELDİNİZ. Diaverum

SEZARYEN İLE DOĞUM YAPAN ANNELERİN EPİDURAL ANESTEZİ SEÇME NEDENLERİNİN İNCELENMESİ

The Study of Relationship Between the Variables Influencing The Success of the Students of Music Educational Department

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

Bilim Uzmanı İbrahim BARIN

KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HALK SAĞLIĞI ANABİLİM DALI

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ

Bir Sağlık Yüksekokulunda Öğrencilerin Eleştirel Düşünme Ve Problem Çözme Becerilerinin İncelenmesi

Gelişimsel Endişeler ve Kaçırılmış Fırsatlar. Tuba Çelen Yoldaş, Elif Nursel Özmert, Yıldırım Beyazıt, Bilge Tanrıkulu, Hasan Yetim, Banu Çakır

Hemodiyaliz Hastalarının Psikolojik Dayanıklılık Durumları ve Etkileyen Faktörlerin Değerlendirilmesi

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

HEMŞİRELİK ÖĞRENCİLERİNİN İLK KLİNİK DENEYİM ÖNCESİ ANKSİYETE DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ. Nilüfer ERBİL* Azize Nuran KAHRAMAN* Özgül BOSTAN*

GERİATRİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA KOMORBİDİTE VE PERFORMANS SKORLAMALARININ PROGNOSTİK ÖNEMİ; TEK MERKEZ DENEYİMİ

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

S.Ü. DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DEKANLIĞI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILINDA OKUTULACAK DERSLER VE DERS KODLARI

Hastaların Ameliyat Öncesi Döneme Ait Bilgi Gereksinimlerinin Belirlenmesi

SAĞLIK YÜKSEKOKULU BİRİNCİ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN KLİNİK UYGULAMAYA İLİŞKİN KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ*

SĠSTEMĠK ĠZOTRETĠNOĠN TEDAVĠSĠ ALAN AKNE VULGARĠSLĠ HASTALARDA SERUM B12 VE FOLĠK ASĠT DÜZEYLERĠ

Araştırma. Yücel DEMİRAL 1, Yıldız AKVARDAR 2, Alp ERGÖR 1, Gül ERGÖR DEÜ TIP FAKÜLTESİ DERGİSİ CİLT 20, SAYI 3, (EYLÜL) 2006, S:

Transkript:

ARAŞTIRMA/ORIGINAL ARTICLE Genç bireylerde dental anksiyete ve ilişkili faktörler Gülhane Tıp Derg 2015;57: 160-164 Gülhane Askeri Tıp Akademisi 2015 doi: 10.5455/gulhane. 153609 Yusuf Çetin Doğaner (*), Ümit Aydoğan (*), Hande Üçler Yeşil (*), Oktay SarI (**), Bayram Koç (**), ÖZET Dental tedavi yaklaşımlarındaki modern teknolojik uygulamalara rağmen, diş hekimliği uygulamaları kaygı yaratan stres yaratan faktörlerden biri olmaya devam etmektedir. Bu çalışmada, genç yaştaki bireylerde dental anksiyete (DA) düzeyleri ve ilişkili faktörler incelenmiştir. Çalışma, Mart-Eylül 2012 tarihleri arasında, birinci basamak diş sağlığı merkezine başvuran 14-30 yaş arasındaki 588 diş hastasını kapsamaktaydı. Katılımcılardan, kısa sosyodemografik özellikleri ile önceki dental öykülerini sorgulayan anket formu ve dental anksiyetelerini ölçen Modifiye Dental Anksiyete Ölçeği ni doldurmaları istenmiştir. Çalışma grubunun %75,2 sini 20-25 yaş grubu hastalar oluşturmaktaydı. Daha önce diş hekimine gitme durumu ve sıklığı sorgulandığında, %17,5 i hiç gitmemişken, sadece %6,1 i düzenli olarak 6 ayda bir kontrole gittiklerini belirtti. DA ye sahip birey oranı %14,3 olarak saptandı. Yüksek DA ya sahip olan hastalarla olmayanlar arasında; eğitim seviyeleri (p=0,013), hangi sıklıkta diş hekimine gittikleri (p=0,047), daha önceki deneyimlerinde problem yaşama durumları (p=0,005) ve tedavi sonrasında gelişen komplikasyonlar (p=0,017) yönünden istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptandı. Dental anksiyete gelişimini önlemede, en önemli faktörlerden birinin eğitim düzeyinin yükseltilmesi olduğu saptanmıştır. Ağız ve diş sağlığı uygulamalarından önce geçmiş deneyimlerin sorgulanması ve kötü tecrübelerin etkilerini azaltmaya uygun yaklaşım sergilenmesi, buna bağlı kaygı düzeylerini azaltacaktır. Dental tedaviye uyum süreci, sadece diş sağlığı değil, diğer sistemik hastalıklardan da korunmaya yardımcı olacaktır. Anahtar Kelimeler: Dental anksiyete, diş sağlığı, dental tedavi. SUMMARY Dental Anxiety and Associated Factors in Young Individuals Despite modern technological applications in dental treatment, dental practices still continue as one of the stressor concerns. In this study, dental anxiety (DA) levels and associated factors were investigated. The study included 588 dental patients between 14-30 years old and applied to the dental health unit of primary care in March-September 2012. Participants were asked to fill out the questionnaire examining sociodemographic features, previous dental history and "Modified Dental Anxiety Scale" measuring dental anxiety. Approximately seventy five percent of the study sample was comprised of 20-25 years old patients. When the state and frequency of going to dentist were queried 17.5% of patients had never gone, only 6.1% emphasized that they had visited every 6 months regularly. The ratio of individuals had high DA levels was detected as 14.3%. The statistically significant difference was detected in terms of educational levels (p=0.013), the frequency of dental visits (p=0.047), problematic dental history (p=0.005) and complications after dental treatment (p=0.017) among the high DA patients comparing to normal ones. It was ascertained that enhancing the educational level is one of the significant factors to prevent the DA development. Questioning of past dental history and execution of proper approach to mitigate the effects of bad experiences before oral and dental health practices will reduce the related anxiety levels. The compliance process of dental treatment will be helpful not just for dental health, but also to protect other systemic diseases. Key words: Dental anxiety, dental health, dental practice. *Kara Harp Okulu, Birinci Basamak Muayene Merkezi, Ankara. **GATA Aile Hekimliği AD, Ankara. Ayrı Basım İsteği: Yusuf Çetin Doğaner Kara Harp Okulu, Birinci Basamak Muayene Merkezi, Ankara. e-mail: ycetindoganer@hotmail.com Makalenin Geliş Tarihi: Mar 03, 2014 Kabul Tarihi: Apr 23, 2014 Çevrim İçi Basım Tarihi: 30 Haziran 2015 Giriş Dental anksiyete ve korku, hemen hemen tüm toplumlarda oldukça yaygın bir sorundur. Bu problemin Amerika Birleşik Devletleri ndeki yetişkin bireylerde yaklaşık olarak %20, İngiltere de ise %25 oranında diş hekimi randevularınındaki gecikmelerden sorumlu olduğu bildirilmiştir (1, 2). Benzer şekilde katılımcılarda %10-20 gibi yüksek oranlarda dental anksiyete saptanan birçok çalışma mevcuttur (3, 4). Türkiye de yapılan bazı çalışmalarda dental anksiyete oranları %21,3-23,5 gibi yüksek saptanmıştır (5, 6). Dental anksiyetesi olan bireyler; sıklıkla negatif düşünce, duygu ve korkular nedeniyle, mesleki ve sosyal hayat kalitesinde bozulma, uyku bozuklukları gibi problemler yaşayabilmektedir. Bu tür bireyler dental tedaviler için istekli olmadıklarından, ağız sağlığına ilişkin sorunlar yaşayabilirler (7). Dental anksiyeteyi etkileyen en önemli faktörlerden birisi, daha önce yaşanmış dental deneyim öyküsüdür. Bu tür deneyimlere neden olan faktörler; dental tedaviler, artmış ağrı algısı ve negatif bilişsel fonksiyonlarla ilişkilidir (8). Çocukluk dönemindeki travmatik deneyimler, ailenin dental tedaviye yaklaşımdaki etkisi, anksiyöz mizaç ve sosyal çevre faktörleri dental aksiyetenin gelişiminde etkili faktörlerdendir (9). Farklı dental tedavi seçenekleri, hastalarda çok değişken stress cevapları yaratabilir. Lokal anestezi altında yapılan küçük girişimler çok kısa sürede tamamlanan alışıldık yöntemler olsa da, hasta açısından çok stresli geçen bir psikolojik ve fiziksel deneyim olarak değerlendirilebilir (10). Yüksek dental anksiyeteye sahip bireylerin, düşük anksiyete sahip olanlara göre önemli ölçüde daha travmatik bir dental tedavi deneyimlerine sahip oldukları belirtilmiştir. Yüksek dental anksiyete düzeyine sahip bireylerin %41 inde, diş tedavisi ile ilgili yaşadıkları kötü tecrübeden dolayı, travma sonrası stress bozukluğu (TSSB) semptomlarından en az bir tanesine (uykusuzluk, kaçınma, vb) sahip olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle dental travma sadece ağız sağlığını etkileyen tedaviden kaçışa neden olmayıp, mental sağlığı da negatif yönde etkileyerek TSSB gibi ciddi sonuçlar doğurabilir (11). Çalışmamızdaki amacımız, genç erişkin bireylerdeki dental anksiyete düzeylerini ve şiddetini araştırmak, dental anksiyete şiddetine etki eden faktörleri saptamaktır. Gereç ve Yöntem Çalışma grubu Çalışma örneklemi, Mart-Eylül 2012 tarihleri arasında, birinci basamak ağız ve diş sağlığı merkezine başvuran 14-30 yaş grubundaki gençleri ve genç erişkin bireyleri kapsamaktadır. Herhangi bir psikiyatrik hastalık nedeni ile tedavi almakta olan bireyler calışmadan çıkarıldı. Çalışma için gerekli etik kurul onayı ve katılımcıların, çalışmayla ilgili onamları alındı. Katılımcıların kısa sosyodemografik özellikleri ile dental öykülerini 160 Haziran 2015 Gülhane Tıp Derg

sorgulayan anket formu ve dental anksiyete düzeylerini ölçen Modifiye Dental Anksiyete Skalası nı doldurmaları istendi. Anket ve Ölçekler Dental öyküyü sorgulayan anket formunda; daha önce diş hekimine gitme durumu, en son ne zaman diş hekimine gidildiği, yapılan işlemler sonrasında problem yaşama durumu, daha önce dental sağlıkla ilgili hangi işlemleri yaptırdığı sorgulandı. Eğitim seviyeleri 0-8 yıl, 9-12 yıl, 13 yıl ve üzeri şeklinde sınıflandırıldı. Katılımcılar 20 yaştan küçük, 20-25 yaş, 26-30 yaş olmak üzere kendi içinde üç yaş grubuna ayrıldı. Dental anksiyete düzeyini belirlemek için Modifiye Dental Anksiyete Skala (MDAS) formu kullanıldı. Toplam 5 sorudan oluşan bu form, Dental Anksiyete Skalası na enjeksiyon ile ilgili kaygı düzeyinin de belirlenmesini sağlayan bir soru eklemesi ile Humphris ve ark. tarafından geliştirilmiştir (12). MDAS formunda yer alan sorular sırası ile şu şekildedir: Yarın diş hekimine gidiyor olsanız, kendinizi nasıl hissederdiniz?, Tedavi için bekleme odasında oturuyor olsanız, kendinizi nasıl hissedersiniz?, Eğer bir dişinize dolgu yapılacak olsa, kendinizi nasıl hissedersiniz?, Eğer dişleriniz temizlenecek ve parlatılacak olsa, kendinizi nasıl hissedersiniz?, Üst arka dişinizin üstünde diş etinize lokal anestezi enjeksiyonu yapılacak olsa, kendinizi nasıl hissedersiniz?. Bu skaladaki sorulara verilen cevaplar ise Endişesiz, Çok az endişeli, Az endişeli, Çok endişeli, Aşırı endişeli olmak üzere beş seçenekten oluşmaktadır. Cevap seçeneklerinin her biri için, 1 ile 5 puan arasında bir puanlama yöntemi esas alınmaktadır. Tüm anket üzerinde alınacak toplam en düşük puan 5, en yüksek puan 25 dir. Hastaların anksiyete seviyeleri tedavi öncesinde bekleme sırasında değerlendirildi. Türkiye de yapılan çalışmalarda skalanın geçerli ve güvenilir olduğu bildirilmiştir (6, 13). MDAS için dental anksiyete sınır değeri, Tunç ve ark.nın çalışmasında (6) açıklandığı gibi 15 olarak kabul edilmiştir. İstatistiksel Analiz Elde edilen verilerin istatistiksel değerlendirmesinde, SPSS 15.0 for Windows (Chicago-USA) paket programı kullanılarak, yüzdelik oran, ortalama ve standart sapma değerleri, Ki-Kare testi uygulandı. İstatistiksel anlamlılık için p değeri 0,05 olarak kabul edildi. Bulgular Çalışmaya katılan 588 diş hastasının yaş ortalaması 21,03± 2,33 (14-30) olarak saptandı. Katılımcıların yarıdan fazlasının (%56,3) eğitim durumu 13 yıl ve üzeriydi. Çalışma grubunun büyük çoğunluğunu (%75,2) 20-25 yaş grubu hastalar oluşturmaktaydı. Daha önce diş hekimine gitme durumu ve sıklığı sorgulandığında, %17,5 i hiç gitmemişken, sadece %6,1 i düzenli olarak 6 ayda bir kontrole gittiklerini belirtti (Tablo 1). O günkü yapılacak dental işlem öncesinde, en son ne kadar süre (ay cinsinden) önce diş hekimine geldikleri sorulduğunda ortanca değeri 12 ay (1-120 ay) olarak saptandı. Daha önceki diş hekimi deneyimlerinde hangi işlemleri yaptırdıkları sorgulandığında, katılımcılar en fazla dolgu (%49,7), en düşük oranda ise diş taşı temizliği işlemi (%2,5) yaptırmışlardı (Şekil 1). Daha önce diş hekimine gidenlere, önceki deneyimlerinde problem yaşayıp yaşamadıkları sorulduğunda, %28,9 u ciddi problem yaşadıklarını belirtti. Problem yaşayanlar arasında ise en fazla ağrı (%65,7), en düşük oranda da şişlik (%15) yakınması saptandı (Tablo 1). Yüksek dental anksiyete seviyesini belirlemede, MDAS toplam skoru için sınır değeri 15 ve üzeri kabul edildiğinde, DA ye sahip birey oranı %14,3 (n=84) olarak saptandı. Yüksek dental anksiyeteye sahip olan hastalarla olmayanlar arasında; eğitim düzeyleri (p=0,013), hangi sıklıkta diş hekimine gittikleri Şekil 1. Daha önceki diş tedavisi deneyimlerinde yaptırılan işlemler. Tablo 1. Katılımcıların demografik özellikleri ve diş tedavisi deneyim durumu (n=588) Parametreler n % Yaş grupları < 20 yaş 115 19,6 20-25 yaş 442 75,2 26-30 yaş 31 5,3 Eğitim Düzeyi 0 8 yıl 124 21,1 9 12 yıl 133 22,6 >12 yıl 331 56,3 Diş hekimine gitme sıklığı Hiç gitmedim 103 17,5 Şikayetim oldukça 449 76,4 Düzenli olarak 6 ayda bir 36 6,1 Problem yaşadınız mı?* Evet 140 28,9 Hayır 345 71,1 Önceki tedavi sonrası komplikasyonlar** Ağrı 92 65,7 Şişlik 21 15,0 Kanama 27 19,3 * n=485 (Diş hekimine giden hastaların problem yaşama durumu değerlendirmesi) **n=140 (Daha önceki dental tedavi sonrası yaşanan komplikasyonların değerlendirilmesi) (p=0,047), daha önceki deneyimlerinde problem yaşama durumları (p=0,005) ve önceki tedavileri sonrası gelişen komplikasyonlar (p =0,017) arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptandı (Tablo 2). Daha önce diş tedavisine giden hastalarda, tedavi şekilleri ile dental anksiyete düzeyleri arasında da istatistiksel olarak anlamlı ilişki tespit edildi (p=0,009) (Tablo 3). TARTIŞMA Çalışmamızda, yüksek dental anksiyete düzeyleri ile eğitim seviyeleri, diş hekimine gitme sıklığı ve önceki diş tedavilerinde problem yaşama durumları arasında anlamlı bir ilişki saptandı. Daha önce diş tedavisi olan hastalarda yaşanılan komplikasyonlar ve uygulanan diş tedavi yöntemleri ile dental anksiyete düzeyleri arasında da anlamlı ilişki tespit edildi. Günümüze kadar yapılan calışmalarda, çoğunlukla dental Dental Anksiyete 161

Şekil 2. Daha önceki diş tedavisi deneyimlerinden sonra en sık karşılaşılan problemler anksiyete ile yaş arasında negatif yönde bir korelasyon olduğu bildirilmiştir. Holtzman ve ark.nın bu negatif ilişki ile ilgili tutarlı çalışmasından sonra (14), Liddell ve ark. da Kanada da yaptıkları çalışmada yaşca daha büyük bireylerin, daha genç olanlara göre dental anksiyete düzeylerini daha düşük saptadılar (15). Bu çalışmalara karşıt olarak, yaşla dental anksiyete arasında pozitif yönde bir ilişki olduğunu gösteren çalışmalar da mevcuttur (6, 16). Türkiye de yakın zamanda Oktay ve ark. nın çalışmasında ise yaş grupları ile dental anksiyete arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark saptanmadı (17). Çalışmamızda ise Oktay ve ark.nın çalışmasına parelel olarak, üç yaş grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptayamadık. Çalışmalar arasındaki yaş grupları yönünden saptanan bu farklılıklar, sosyal ve kültürel çevre değişimlerinden kaynaklanıyor gibi gözükmektedir. Dental anksiyeteyi belirleyici faktörlerin bir diğerinin de cinsiyet farkı olduğu bildirilmektedir. Kadınların erkeklere göre Tablo 2. Dental anksiyetesi olan ve olmayan hasta gruplarının değerlendirmesi (n=588) Parametreler DA olan grup DA olmayan grup % (n) % (n) X 2 p* Yaş grupları 0,099 0,951 < 20 yaş 19 (16) 19,6 (99) 20-25 yaş 75 (63) 75,2 (379) 26-30 yaş 6 (5) 5,2 (26) Eğitim Düzeyi 8,755 0,013 0 8 yıl 29,8 (25) 19,6 (99) 9 12 yıl 28,6 (24) 21,6 (109) >12 yıl 41,7 (35) 58,7 (296) Diş hekimine gitme sıklığı 6,132 0,047 Hiç gitmedim 23,8 (20) 16,5 (83) Şikayetim oldukca 75 (63) 76,6 (386) Düzenli olarak 6 ayda bir 1,2 (1) 6,9 (35) Problem yaşadınız mı?* 7,955 0,005 Evet 43,8 (28) 26,6 (112) Hayır 56,3 (36) 73,4 (309) Önceki tedavi sonrası komplikasyonlar 8,116 0,017 Ağrı 42,9 (12) 71,4 (80) Şişlik 25 (7) 12,5 (14) Kanama 32,1 (9) 16,1 (18) DA, dental anksiyete * Ki-kare testi **n=485 (Diş hekimine giden hastaların problem yaşama durumu değerlendirmesi) ***n=140 (Daha önceki dental tedavi sonrası yaşanan komplikasyonların değerlendirilmesi) Tablo 3. Daha önce diş tedavisine giden hastalarda tedavi şekilleri ile dental anksiyete ilişkisi (n=485) Diş tedavisi seçenekleri Çekim Dolgu Kanal tedavisi Diş taşı MDAS 15 n(%) n(%) n(%) temizliği n(%) X 2 p* DA olan grup 36 (56,3) 20 (31,3) 7 (10,9) 1 (1,6) DA olmayan grup 150 (35,6) 221 (52,5) 39 (9,3) 11 (2,6) 11,617 0,009 DA, dental anksiyete; MDAS, modifiye dental anksiyete skalası. *Ki-kare testi 162 Haziran 2015 Gülhane Tıp Derg

daha yüksek dental anksiyeteye sahip olduklarını bildiren pekçok çalışma mevcuttur (9, 18). Thomson ve ark. ile Oktay ve ark yaptıkları çalışmada ise katılımcıların cinsiyeti ile dental anksiyete arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır (16, 17). Dental korkunun cinsiyetler arasındaki farklılığı, beynin yapısal ve fonksiyonel değişikliğinden kaynaklanıyor olabilir. Yapılan görüntüleme çalışmasında, dental korkusu olan erkek ve kadınların provakatif testlere cevaplarında, beynin farklı bölgelerinin etkin olduğu saptanmıştır (19). Çalışmamızda ise araştırmanın yapıldığı merkezin hasta profilinden dolayı kadın hasta sayısı çok az olduğu için, kadın katılımcılar çalışma dışı bırakılmıştır. Kadınların daha yüksek dental anksiyeteye sahip olduklarını gösteren çalışmalar, buna neden olarak kadınların ağrı uyaranına erkeklere göre toleransının daha düşük olmasını gerekçe göstermektedir. Ayrıca erkeklerin kaygılarını açık şekilde dile getirmekten korkmaları da diğer bir etken olabilir. Dental anksiyetenin eğitim düzeyindeki artışla birlikte azaldığı belirtilmektedir. Acharya ve ark.nın Hindistan da yaptıkları çalışmada liseden mezun olanların daha düşük anksiyete seviyelerine sahip oldukları saptanmıştır (20). Tunç ve ark.nın çalışmasında MDAS toplam skoru ile eğitim düzeyleri arasında negatif bir korelasyon vardı (6). Bu çalışmalardaki bulgulardan farklı olarak, Haugejorden ve ark. eğitim düzeyleri ve dental anksiyete skorları arasında anlamlı bir ilişki saptayamamıştır (21). Türkiye de Ay ve ark.nın cerrahi tedavi için bekleyen hastalarda yaptıkları çalışmada da anksiyete düzeyleri ile eğitim düzeyleri arasında farklılık saptanmamıştır (22). Çalışmamızda ise, Acharya ve Tunç un çalışmalarına benzer şekilde, özellikle on üç yıl ve üzeri eğitim düzeyinde olan hastalar daha düşük dental anksiyete seviyelerine sahipti. Bu negatif ilişki, bilinçli ve ne yapılacağı konusunda yeterince öngörüsü olabilen hastaların, dental girişim öncesi daha az kaygılı olduğu gerçeğini yansıtmaktadır. Oktay ve ark. nın çalışmasında, çocukluk dönemindeki yaşanan travmatik deneyimlerin yüksek DA ye neden olduğu saptanmıştır (17). Acharya ve ark. nın çalışmasında daha önce yaşanan dental deneyimlerin DA oluşumunda etkili olduğunu saptamıştır (20). Çalışmamızda ise saptadığımız diş hekimliğine gitmeme oranı hiç de azımsanmayacak düzeyde idi (%17,5). Bu yüksek sayılabilecek oranın sosyokültürel farklılıkların yanısıra, yüksek DA düzeyine bağlı da gelişebileceği değerlendirilmektedir. Daha önceki dental tedavi girişimleri sonrasında problem yaşayanların DA seviyelerinin de yüksek olması daha önceki çalışmaların bulguları ile örtüşmektedir. Şirin ve ark.nın ağız cerrahisi işlemleri için bekleyen hastalar üzerinde saptadıkları bulgulara parelel olarak (23), çalışmamızda da diş çekimi gibi cerrrahi bir prosedürü içeren dental girişim deneyimi yaşayan hastaların DA düzeyleri yüksek saptandı. Ayrıca daha önceki deneyimlerinde, şişlik ve kanama gibi komplikasyonları yaşayanların, DA olan grupta daha fazla olduğu saptandı. Dental girişim öncesi duyulan kaygı, vücuttaki kortizol düzeylerinde artışa neden olmaktadır. Kortizol seviyelerindeki artış, katekolamin düzeylerini etkileyerek kan basıncını artırabilmektedir. Kan basıncının artması kardiyovasküler hastalıklara bağlı komplikasyonların gelişmesine neden olabileceği için bu tür kronik hastalığı olan bireylerin dental tedavileri sırasında dikkatli olmak gerekmektedir (24). Akut emosyonel stresin miyokard infarktüsü, taşiaritmi ve stres kardiyomiyopatisi gibi ani kardiyak olaylara da yol açma riski göz önünde bulundurulmalıdır (25). Ani gelişen, travmatik, kaygı yaratan olaylar; şiddetli olgularda başlangıçta akut stres bozukluğuna, uzun süreçte de travma sonrası stres bozukluğuna yol açabilmektedir (26). Çalışmamızın en büyük kısıtlıklarından birisi, çalışma örnekleminin genç yaş grubundan ve sadece erkek cinsiyetteki katılımcılardan oluşmasıdır. Bu nedenle toplumun bütün yaş gruplarına ve her iki cinsiyete genellenemez. Yaş grupları arasında, DA yönünden istatistiksel olarak anlamlı fark olmaması da çok yakın yaş gruplarının birbirleri ile karşılaştırılmasından kaynaklanıyor olabilir. Diğer yandan bu sınırlamayla oluşan çalışma grubu, diş sağlığı ile ilgili daha çok bilgi verilebilecek ve yanlış inançları düzeltilebilecek genç yaşları içeren bir kohort çalışma grubunu kendiliğinden oluşturmuştur. Sonuç olarak; DA düzeyleri ile eğitim düzeyi, diş hekimine gitme sıklığı, daha önceki dental girişim öyküsünde problem yaşama durumu ve girişim sonrası yaşanılan komplikasyonlar arasında bir ilişki mevcuttur. Dental girişim için bekleyen hastanın kaygı düzeyinin tedavi öncesinde belirlenmesi, tedavi sırasındaki karşılaşılabilecek bazı reaksiyonlara hazırlıklı olunmasına olanak sağlar. DA düzeyi yüksek hastaların tespiti ile bu bireylerin kaygılarını giderici yol ve yöntemler bulunmaya çalışılabilir. Toplumun ve hastaların dental girişimler ve önemi hakkında bilgilendirimesi, dental tedaviyi erteleme, düzensiz dental bakım ve periyodik muayene şekillerine olumlu katkı saglayacaktır. Düzenli dental muayene ve gereken tedavi yöntemlerinin karşılanması sadece ağız sağlığına değil, tüm vücut sağlığına etki edecek faktörlerdir. Bu noktada hastaların ve toplumun bilgilendirilmesi, sadece diş hekimlerinin değil, başta aile hekimleri olmak üzere tüm sağlık çalışanlarının sorumluluğundadır. Kaynaklar 1. Boyle CA, Newton T, Milgrom P. Who is referred for sedation for dentistry and why? British dental journal. 2009; 206: 322-323. 2. Smith TA, Heaton LJ. Fear of dental care: are we making any progress? Journal of the American Dental Association. 2003; 134: 1101-1108. 3. Humphris GM, Dyer TA, Robinson PG. The modified dental anxiety scale: UK general public population norms in 2008 with further psychometrics and effects of age. BMC oral health. 2009; 9: 20. 4. Sohn W, Ismail AI. Regular dental visits and dental anxiety in an adult dentate population. Journal of the American Dental Association. 2005; 136: 58-66. 5. Firat D, Tunc EP, Sar V. Dental anxiety among adults in Turkey. The journal of contemporary dental practice. 2006; 7: 75-82. 6. Tunc EP, Firat D, Onur OD, Sar V. Reliability and validity of the Modified Dental Anxiety Scale (MDAS) in a Turkish population. Community dentistry and oral epidemiology. 2005; 33: 357-362. 7. Cohen SM, Fiske J, Newton JT. The impact of dental anxiety on daily living. British dental journal. 2000; 189: 385-390. 8. De Jongh A, Adair P, Meijerink-Anderson M. Clinical management of dental anxiety: what works for whom? International dental journal. 2005; 55: 73-80. 9. Bergdahl M, Bergdahl J. Temperament and character personality dimensions in patients with dental anxiety. European journal of oral sciences. 2003; 111 :93-98. 10. Eli I, Schwartz-Arad D, Baht R, Ben-Tuvim H. Effect of anxiety on the experience of pain in implant insertion. Clinical oral implants research. 2003; 14: 115-118. 11. De Jongh A, Fransen J, Oosterink-Wubbe F, Aartman I. Psychological trauma exposure and trauma symptoms among individuals with high and low levels of dental Dental Anksiyete 163

anxiety. European journal of oral sciences. 2006; 114: 286-292. 12. Humphris GM, Freeman R, Campbell J, Tuutti H, D'Souza V. Further evidence for the reliability and validity of the Modified Dental Anxiety Scale. International dental journal. 2000; 50: 367-370. 13. Ilguy D, Ilguy M, Dincer S, Bayirli G. Reliability and validity of the Modified Dental Anxiety Scale in Turkish patients. The Journal of international medical research. 2005; 33: 252-259. 14. Holtzman JM, Berg RG, Mann J, Berkey DB. The relationship of age and gender to fear and anxiety in response to dental care. Special care in dentistry : official publication of the American Association of Hospital Dentists, the Academy of Dentistry for the Handicapped, and the American Society for Geriatric Dentistry. 1997; 17: 82-87. 15. Liddell A, Locker D. Gender and age differences in attitudes to dental pain and dental control. Community dentistry and oral epidemiology. 1997; 25: 314-318. 16. Thomson WM, Locker D, Poulton R. Incidence of dental anxiety in young adults in relation to dental treatment experience. Community dentistry and oral epidemiology. 2000; 28: 289-294. 17. Oktay EA, Koçak MM, Şahinkesen G, Topçu FT. The role of age, gender, education and experiences on dental anxiety. Gulhane Med J. 2009; 51: 145-148. 18. Abrahamsson KH, Berggren U, Hakeberg M, Carlsson SG. The importance of dental beliefs for the outcome of dental-fear treatment. European journal of oral sciences. 2003; 111: 99-105. 19. Schienle A, Scharmuller W, Leutgeb V, Schafer A, Stark R. Sex differences in the functional and structural neuroanatomy of dental phobia. Brain structure & function. 2013; 218: 779-787. 20. Acharya S. Factors affecting dental anxiety and beliefs in an Indian population. Journal of oral rehabilitation. 2008; 35: 259-267. 21. Haugejorden O, Klock KS. Avoidance of dental visits: the predictive validity of three dental anxiety scales. Acta odontologica Scandinavica. 2000; 58: 255-259. 22. Ay DS, Özdemir D, Öztürk DM, Polat DS. An assessment of dental anxiety in oral surgery patients. Gulhane Med J. 2002; 44: 395-398. 23. Sirin Y, Humphris G, Sencan S, Firat D. What is the most fearful intervention in ambulatory oral surgery? Analysis of an outpatient clinic. International journal of oral and maxillofacial surgery. 2012; 41: 1284-1290. 24. Can HE, Can M, Üçtasli MB, Ömürlü H. Evaluation of changes in salivary cortisol level during the simple restorative treatments. Balkan Journal of Stomatology. 2000; 4: 150-152. 25. Steptoe A, Kivimaki M. Stress and cardiovascular disease: an update on current knowledge. Annual review of public health. 2013; 34: 337-354. 26. Bryant RA. Acute Stress Disorder as a Predictor of Posttraumatic Stress Disorder: A Systematic Review. J Clin Psychiat. 2011; 72: 233-239. 164 Temmuz 2015 Gülhane Tıp Derg