ZORAN MATEVSKİ KSENOFON UGRİNOVSKİ SOSYOLOJİ MESLEKİ LİSE EĞİTİMİ I. SINIFLAR İÇİN (TÜM BÖLÜMLER)



Benzer belgeler
DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI

ÜNİTE:1. Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2. Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3. Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4

SOSYOLOJİNİN TEMELLERİ

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

1.Ünite: SOSYOLOJİYE GİRİŞ A) Sosyolojinin Özellikleri ve Diğer Bilimlerle İlişkisi

1. Sosyolojiye Giriş, Gelişim Süreci ve Kuramsal Yaklaşımlar. 2. Kültür, Toplumsal Değişme ve Tabakalaşma. 3. Aile. 4. Ekonomi, Teknoloji ve Çevre

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.

TOPLUMSAL TABAKALAŞMA ve HAREKETLİLİK

kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler

SOSYOLOJİSİ (İLH2008)

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS

Eğitim Sosyolojisi. YAZAR Prof. Dr. Hikmet Yıldırım CELKAN

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

Editörler Prof.Dr. Ahmet Onay / Prof.Dr. Nazmi Avcı DİN SOSYOLOJİSİ

T.C. İSTANBUL RUMELİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU AMELİYATHANE HİZMETLERİ PROGRAMI 2. SINIF 1. DÖNEM DERS İZLENCESİ

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar)

Yaşam Boyu Sosyalleşme

SOSYAL TABAKALAŞMA SOSYAL TABAKALAŞMA Taylan DÖRTYOL Akdeniz Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Pazarlama Bölümü

T.C. İSTANBUL RUMELİ ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEK OKULU SOSYAL HİZMETLER PROGRAMI 1. SINIF BAHAR DÖNEMİ DERS İZLENCESİ

SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ

Dünyanın İşleyişi. Ana Fikir. Oyun aracılığıyla duygu ve düşüncelerimizi ifade eder, yeni anlayışlar ediniriz.

AVRUPA DA MEYDANA GELEN TEKNİK GELİŞMELER : 1)BARUTUN ATEŞLİ SİLAHLARDA KULLANILMASI: Çinliler tarafından icat edilen barut, Çinlilerden Türklere,

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ

Temel Kavramlar Bilgi :

Genel Devlet Teorileri (LAW 423) Ders Detayları

YARATICI ÖĞRENCİ GÜNLERİ Her Öğrenci Yaratıcıdır

ANTROPOLOG TANIM A- GÖREVLER

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

1 SOSYOLOJİNİN DÜNYADA VE TÜRKİYE DE GELİŞİMİ

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

SAAT KONULAR KAZANIM BECERİLER AÇIKLAMA DEĞERLENDİRME

DERS PROFİLİ. POLS 433 Güz Mehmet Turan Çağlar

2 Aile yapısı ve yaşam şekli, yaşam evresi merasimleri ve dini bayramlar. 5 Çocuk hakları ve aile rolü. 8 Demokrasi ve değerler

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

TERAKKİ VAKFI ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ ANAOKULU EĞİTİM YILI Bilgi Bülteni Sayı:7 4 5 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM BASAMAKLARI

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ DORA KİTABEVİ, EYLÜL 2018, 302 SAYFA

YÖNETİCİ DURUMUNDA OLANLARIN

Çalışma Hayatında Psikolojik Sorunlar. Doç. Dr. Ersin KAVİ

11/26/2010 BİLİM TARİHİ. Giriş. Giriş. Giriş. Giriş. Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri. Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir?

ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı. ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri. ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri

Güncel Liderlik Yaklaşımları: Hizmetkar ve Vizyoner Liderlik. Spor Bilimleri Anabilim Dalı

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ... iii GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM SOSYOLOJİYE GİRİŞ

TÜRKİYE NİN TOPLUMSAL YAPISI

KENDİMİZİ DÜZENLEME BİÇİMİMİZ

Kariyer ve Profesyonel Ağlar

Özellikle tıp ve teknoloji alanındaki gelişmeler sonucu yetenek seçimi ve yönlendirme çalışmalarında araştırmacılar genetik ve laboratuvar

SOSYAL PSİKOLOJİ II KISA ÖZET KOLAYAOF

içindekiler BÖLÜM 1 GİRİŞ 1 B Ö L Ü M 2 PUBERTE, SAĞLIK VE BİYOLOJİK TEMELLER 49 B Ö L Ü M 3 BEYİN VE BİLİŞSEL GELİŞİM 86

İ Ç E R İ K. M i s y o n & V i z y o n S o s y o l o j i B ö l ü m l e r i n i n Ö n e m i N e d e n S o s y o l o j i B ö l ü m ü?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

SİSTEM. Sosyal Sistem Olarak Sınıf. Okulun Sosyal Sistem Özellikleri. Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN

1.4.Etik Sistemleri Etik ilkelerin geliştirilmesinde temel alınan yaklaşımlar hakkaniyet ilkesi, insan hakları, faydacılık ve bireysellik

DERS PROFİLİ. Siyaset Kuramı I POLS 305 Güz

Tabakalaşma ve Sınıf. Lütfi Sunar. Sosyolojiye Giriş / 11. Ders

EĞİTİM VE ÖĞRETİM SÜRECİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

AKTIF (ETKİN) ÖĞRENME

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS Ön Koşul Dersler

SOSYOLOJİ DERSİ 2.ÜNİTE TOPLUMSAL YAPI

4 -Ortak normlar paylasan ve ortak amaçlar doğrultusunda birbirleriyle iletişim içinde büyüyen bireyler topluluğu? Cevap: Grup

ÇOKLU ZEKA ÖZELLİKLERİ

İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ

Kuşaklararası Öğrenme

Orhan KAYA KPSS ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME PROGRAM GELİŞTİRME

EĞİTİMİN TOPLUMSAL(SOSYAL) TEMELLERİ. 5. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

Şehir devletlerinin merkezlerinde tapınak bulunurdu. Yönetim binası, resmî yapılar ve pazar meydanları tapınağın etrafında yer alırdı.

Sosyoloji. Konular ve Sorunlar

SOSYAL BİLGİLER DERSİ ( SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF SOSYOLOJİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Yunan Medeniyeti kendinden sonraki Hellen ve Roma Medeniyetleri üzerinde etkili olmuştur.

DERS PROFİLİ. Diplomasi Tarih I POLS 205 Güz

ÖZEL YUMURCAK ANAOKULU

BATI MÜZİĞİ TARİHİ 1. ÜNİTE İLK ÇAĞ DÖNEMİ MÜZİĞİ

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar

EK-2: İnşaat Mühendisliği Öğrenci Anketi

Dersin Adı D. Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS003 IV Ön Koşul Dersler

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği İhtisas Komitesi Fatma YÜCEL

Çağdaş Siyaset Kuramları (KAM 401) Ders Detayları

İÇİNDEKİLER. Önsöz... v İçindekiler... ix Tablolar Listesi... xv Şekiller Listesi... xv BİRİNCİ BÖLÜM SOSYOLOJİ VE TURİZM SOSYOLOJİSİ

3.SINIFLAR BURSLULUK SINAVI MATEMATİK DERSİ KAZANIMLARI Üç basamaklı doğal sayıları okur ve yazar içinde herhangi bir sayıdan başlayarak birer,

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI... ORTAOKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 7. SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI

ÜNİTE:1. Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2. Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3

DUYGULAR - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

araştırma alanı Öğrenme Bellek Algı Heyecanlar PSİKOLOJİNİN ALANLARI Doç.Dr. Halil EKŞİ

2. Hafta: Klasik Sosyolojide Endüstri Toplumu Düşüncesi

İNSAN MÜHENDİSLİĞİ 1

ORGANİZASYONLARDA ÇEVREYE UYUM ve DEĞİŞİMLE İLGİLİ YAKLAŞIMLAR

HALKLA İLİŞKİLER (HİT102U)

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ YÖNETİM ANLAYIŞINDAKİ GELİŞMELER

SOSYAL BİLGİLER DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI KAZANIMLARI İLE EŞLEŞEN ARA DİSİPLİN ALAN KAZANIMLARI TABLOSU

İş Yeri Hakları Politikası

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar

KAYNAK: Birol, K. Bülent "Eğitimde Sanatın Önceliği." Eğitişim Dergisi. Sayı: 13 (Ekim 2006). 1. GİRİŞ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI 6. SINIF SOSYAL BİLGİLER DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU PLANI, KAZANIMLARI VE TESTLERİ

TOPLUM TANILAMA SÜRECİ. Prof. Dr. Ayfer TEZEL

Gruplar Şebekeler Örgütler

Skolastik Dönem (8-14.yy)

Transkript:

ZORAN MATEVSKİ KSENOFON UGRİNOVSKİ SOSYOLOJİ MESLEKİ LİSE EĞİTİMİ I. SINIFLAR İÇİN (TÜM BÖLÜMLER)

DEĞERLENDİRİCİLER: Prof. Dr. İliya Atseski, Üsküp Felsefe Fakültesi, Sosyoloji Enstitüsü Profesörü Mr. Violeta Stoyanoviç, Üsküp Nikola Karev Lisesi öğretmeni Yane Bonçanoski, Üsküp Yosip Broz Tito Lisesi öğretmeni Redaksiyon: Prof. Dr. Arif Ago Denetleyici: Dr. Aktan Ago Çeviri: Filiz Nezir TASARIM VE BİLGİSAYAR HAZIRLIĞI: MagnaSken, Üsküp Yayıncı: Makedonya Cumhuriyeti Eğitim ve Bilim Bakanlığı Basımevi: Grafiçki Centar Ltd., Üsküp Tiraz: 100 Milli Kitap Komisyonun 22-1010/1 sayılı 14.06.2011 yılındaki kararnamesiyle, bu kitap I. (birinci)sınıf mesleki lise eğitimin tüm bölümlerinde Sosyoloji dersinde kullanılmasına izin verilmiştir. CIP - Каталогизација во публикација Национална и универзитетска библиотека Св.Климент Охридски, Скопје АВТОР : Матевски, Зоран - автор ОДГОВОРНОСТ: Угриновски, Ксенофон - автор НАСЛОВ : Социологија за I година средно стручно образование ИМПРЕСУМ : Скопје : Министерство за образование и наука на Репубкика Македонија, 2011 ФИЗИЧКИ ОПИС: 146 стр. : илустр. ; 26 см ISBN : 978-608-226-230-7 УДК : 316(075.3) ВИД ГРАЃА : монографска публикација, текстуална граѓа,печатена ИЗДАВАЊЕТО СЕ ПРЕДВИДУВА: 07.11.2011 COBISS.MK-ID: 89006090

ÖNSÖZ Mesleki lise eğitimi alan öğrencilerin temel bilgi ihtiyaçlarını gidermek amacı ile hazırlanan bu ders kitabı, Eğitim ve Bilim Bakanlığı nın belirlemiş olduğu Sosyoloji dersi ders programına göre hazırlanmıştır. Malzeme, yedi ana konuda verilmiştir. Her konu ders programında öngörülmüş başlık sayısına uygun olarak, ders ünitelerine ayrılmıştır. Ders kitabı; öğrencilerin öğrenmesi, daha doğrusu sosyolojinin bilim alanına dahil olabilmesi amaçlanarak, toplumdaki genel kavramları tanımlıyor ve açıklıyor. Verilmiş malzemenin ilginç hale getirilmesi ve gençlerin kendi toplumları hakkında eleştirilsel ve yaratıcı düşünmelerini teşvik etmek amacı ile ders kitabı yazmaya kalkıştık. Toplumun temel kavramlarını sosyal gerçeklik ile bağdaştırarak öğrencilerin kendi yaşam mesleğini algılamaları konusunda ilgi ve motivasyonlarının uyandırılması amaçlanmıştır. Batı ülkelerindeki sosyoloji kitaplarının yazılması sırasında, toplumun temel kavramlarının önce kendi, daha sonra da diğer toplumların örnekleri ile verilmesi mecburiyeti bulunmaktadır. Ancak araştırmalar sayesinde örneklere ulaşılabilir. Bu ders kitabında verilmiş örneklerin çoğu başka toplumlardan alınmıştır. 3

4 Bilim ve toplumuzun gelişmiş dünyaya doğru açılım yaptığı için, biz de bu bilim ve toplumun bulgularına bağlı olarak öğrenmemiz gerekmektedir. Sosyolojinin kurucularından ortaya çıkmış konulardan, öğrenciler sosyologların bilim ve toplumdan, farklı beklentiler içinde olduklarını göreceklerdir. Sosyolojik teoriler toplumsal şartlanmaya uğrarlar ve sosyologlar toplumsal olayları açıklarken sıklıkla kişisel değer tespitlerinden yola çıkmaktadırlar. Sosyologlar, mevcut olan toplumun doğasını açıklamak ve Toplum değiştirilebilir mi, değiştirilemez mi, ya da neden değiştirilsin sorusuna cevap vermek zorundadırlar. Toplumdaki eşitsizlikler genellikle mevcut ve kaçınılmaz mıdırlar ya da egemen grup tarafından uygulanmış ve kaldırılabilirler mi? Kitabın temel fikri, toplumun hiyerarşik gruplardan oluştuğunu göstermektir. Toplumda birileri üst, diğerleri ise alttır. Buna bağlı olarak da, toplumsal tabakalaşma merkezinin sosyal olgu olduğunu görmekteyiz. Güç ve siyaset, fakirlik, eğitim, iş bölümü, organizasyon, aile, toplumda kadının konumu, sapkın davranışlar ve din gibi toplumsal olguların açıklanmasındaki farklı sosyolojik yaklaşımlar, toplumun sınıf ve katmanlara ayrılmasından yola çıkarak anlaşılabilmektedir. Bu ders kitabının, eğitim ve elde edilecek bilgilere mütevazi bir katkı sağlayacağının inancındayız. Yazarlardan

SOSYOLOJİNİN TANIM VE GELİŞİMİ SOSYOLOJİNİN ÖNCÜLLERİ Ne iş yapacağımız, seçeceğimiz eğitim ve meslek çeşidi, ailemizdeki ilişkiler, yaşlılıktaki güvencemiz, sağlık hizmetlerinde göreceğimiz yaklaşım, kısacacı yaşamımız, yaşadığımız toplumun nasıl işlediğine bağlıdır. Bu yüzden de toplumu tanıma ihtiyacı ve isteği de son derece doğaldır. Bilimsel düşüncenin gelişiminde derin bir çelişki vardır: insana en yakın olan şey, en son bilimsel araştırma konusu oluyor. Gerçekten de insana kendi varlığı, sosyal yaşamı, yakınları ile ilişkileri, hatta yabancı kişilerle ilişkilerinden kendine daha yakın birşey var mı? Bilim olarak sosyoloji; matematik, astroloji, fizik, kimya veya biyoloji gibi bilimlerden çok sonra, on dokuzuncu yüzyılda ortaya çıkmıştır. Ancak, dünya için sorular sorma ve onun nasıl çalıştığına dair sosyolojik araştırma notları, eski antik çağlardan itibaren görülmektedir. Örneğin, eski Yunan filozofu Platones (Eflatun), millattan önce V. yüzyılda, insanlar arasındaki bireysel farklılıklar yanında, dünyanın nasıl korunacağını merak etmiştir. Toplum üzerinde yapılan sistematik düşünceler araştırmalar, Eski Yunanistan da başlar. Yunanlar eleştiri düşüncelerini, mitolojik düşünce ile halk bilgeliğinden ayırt eden ilk halktır. Kendi kitaplarında, toplum sorunlarını yansıtan en ünlü düşünürler filozoflar, Platon (Eflatun) ve Aristoteles tir (Aristo). Platon, insanların kendi kendilerine yetmemelerinden dolayı toplumun ortaya çıktığı ve yaşatıldığına inanır. Bir grup insanın korunabilmesi için onların faaliyetlerinin organize edilmesi gerekiyor. Toplum dışında birey olarak insanlar, kendi temel ihtiyaçlarını bile karşılayamazlar. Bu yüzden de insanlar toplum (devlet) kurup, onu koruyorlar. Devlet kurulması ise, orada insanların nasıl yaşayacaklarına bağlıdır. Devletin işleyişini organize edebilecek belli özelliklere sahip insanlar ye- 5

tiştirmediğimiz sürece, iyi bir devlet oluşturabileceğimize de ümit edemeyiz. Devletler iyi veya kötü olabilirler. Devletin nasıl olması gerekli olduğunu, onu yöneten insanlara bağlıdır. En iyi devletler, anlayışlı ve devlet kurma eğiliminde olan insanların yönettiği devletlerdir. Zenginleşme isteği olan kişilerin, çalışmaları ve ekonomiyi yönlendirmeleri; ün ve ödüller kazanmak isteyenlerin de devleti düşmanlardan koruma ve savaşmaları gerekiyor. Soruları cevapla Platon a göre aşağıdaki türden insanların ne tür özelliklere sahip olmaları gerekiyor? a) Devleti yönetenlerin, b) Ekonomiyi yönetenlerin, c) Devleti savunan ve devlet için savaşanların. Aristo, Eski Yunanlılarda organize yaşam şekli olan bağımsız şehir devletlerin çöktüğü dönemde yaşamış ve yazmıştır. O, Büyük İskender krallığının ortaya çıktığı dönemde varlığını göstermiştir. Küçük Yunan devletlerinin çökmesi ile Atina demokrasisinin temeli olan orta toplum katmanları da yok oluyormuş. Aristo iki tür toplumsal yaşam ayırt eder: siyasi ve ekonomik. Siyasi hayat serbest insanların tartışma ve kararlarına yer vermektedir. Siyasi faaliyet ve siyasi kararlar, insanın değerli özellikleridir, çünkü bu faaliyetler sayesinde insan, toplumdaki özgürlülüğünü kullanır. Bu nedenle Aristo, insanı siyasi hayvan (zoon politikon) olarak tanımlar. Ekonomik yaşam ise, insanların maddi ihtiyaçlarını tatmin etmesi olarak tanımlanır ve bu zorunlu bir faaliyettir. Kölelik, doğal bir olay olarak kabul edilir. Köle, konuşabilen bir araçtır. Devleti, birçok yerleşim yerinden oluşmuş kendi kendine yeten bir toplum olarak algılamaktaymış. Devletin amacı, üyeleri arasındaki dayanışmayı kurmak ve korumaktır. Çarpışmaların olmaması için, orta katmanın en kalabalık olması gerekmektedir. Orta katman veya orta sınıf, devleti zenginlerin şiddeti ve fakirlerin kararsızlığından koruyabilme yeteneğine sahiptir. 6

Soruları cevapla: 1. Aristo, toplumun siyasi faaliyetlerini neden önemser? 2. Demokratik toplumlardaki istikrarın temeli nadir? Orta Çağ daki toplum fikirleri doğrudan din ve kilisenin etkisi altındadırlar. Felsefe teolojinin (din bilgisi) hizmetkârı haline geliyor ve onun görevi kilise öğretisini haklı çıkarmaktır. Yeryüzündeki yaşam geçici ve önemsiz görülüp, ahiret için hazırlık olarak yaşanır. Siyasi yaşam durdurulur ve devlete karşı her isyan, kiliseye karşı yapılmış bir isyan olarak görülür. Kilise eğitimi, laik eğitimin önüne çıkar ve her tür özgür düşünce bastırılır ve cezalandırılır. Bu dönemdeki en ünlü kilise düşünürleri Aurelius Augustinius ve Akinolu Thomas tır (Thomas Aquinas tır). Yeni yüzyıldaki düşünce, özgürlük ile karaktize edilir ve Amerika nın keşfi, kilisenin reformasyonu (Roma Katolik Kilisesi nin uygulamalarına karşı isyan), Bizans ın düşmesi, Gutenberg in hareketli harf icatı ve Kopernik in güneş sistemi buluşu gibi önemli olaylarla başlar. Bu buluşlar; felsefe, güzel sanatlar ve diğer bilimlerdeki bilgilerin yenilenmesine yardımcı olmuşlardır. Rönesans dönemi, Tanrı nın yerine insanı koyar. Insanın toplum ve devleti oluşturduğu inancı yayılır. Hristiyan din adamı Aurelius Augustinius eğer Anlayabilmek için, inanıyorum kuralına uymuşsa, bilim adamı Rene Descartes da tamamen farklı bir yaklaşım ortaya çıkarıp, Birşey kurabilmem için, şüpheleniyorum kuralına inanmaktadır. XV. yüzyıldan sonra gelişen ve sosyolojinin oluşmasında etkili olan sosyal öğretiler arasında devletin oluşması ve gelişmesi teorileri vardır. Onlar iki yönde bölünebilirler. Niccolo Machiavelli ve Jean Bodin, güç yolu ile devletin oluşması teorisinin temsilcileridirler. Devletin toplumsal anlaşma yolu ile oluşması teorisinin temsilcileri ise, John Locke ve Jean Jacgues Rousseau dur. Niccolo Machiavelli, Rönesans döneminin siyasi düşünürüdür. O, sosyal düşünceyi din ile ahlaktan ayırmıştır. Sosyal gerçeği gördüğü ve hisettiği gibi ortaya koymaktadır. Ona göre devlet yaşamının amacı, hü- 7

küm sürmek yönetmektir. Siyasette hüküm süren, sadece devlet çıkarları tarafından yönetilmelidir. Devletin amaç ve çıkarlarına ulaşabilmek için, ahlaksız yolların bile kullanılmasına izin verilir. Amacın, kullanacağın yolları özürler sözü ona aittir. Hristiyanlıktaki ahlak normlarının, sadece insanın özel hayatı için önemi ve değeri olduğunu düşünmektedir. Siyaset, devlet çıkarlarının tatmin edildiği bir beceri türüdür. Bireyler, devlet ve onun çıkarlarına hizmet etmek için vardırlar. Jean Bodin, toplumun gelişimini açıklamak için uğraşmıştır. Toplum aileden gelişmiştir. Ailenin gelişmesiyle yeni aileler ortaya çıkmış ve onlar üretim, ticaret ve ortak dini ayinler sayesinde bir toplum içerisinde birleşmişlerdir. Devlet güç yolu ile ortaya çıkmış; bu süreçte güçlü toplumlar, zayıf toplumları esaretleri altına almışlardır. XVII. yüzyılda Thomas Hobbes, İnsanlar neden toplumda yaşar? sorusuna kendi cevabını veriyor. Platon gibi Hobbes da, insanların korunma ihtiyaçlarından dolayı toplumda yaşadıklarını düşünüyor. Ancak toplumsal hayat, insan doğasından ortaya çıkmamaktadır. Insan, doğası gereği sosyal değildir ve bu yüzden toplumsal hayatı kendisine yapılan şiddet olarak görmektedir. İnsan doğası gereği bencildir, temel özelliği; kendi bencilliğine memnuniyet sağlama amacı ile güç isteğidir. Diğer insanlara karşı kurt gibi davranır ve bu yüzden insanlar, kendi bireysel çıkarlarına ulaşmak ve kendilerini yükseltme, diğerlerini ise yenmek ve küçümsemek amacı ile, aralarında sürekli savaş ve rekabet içerisindedirler. İnsanlar birbirleriyle sürekli savaş içerisindedirler. Herkesin herkese karşı yürüttüğü bu savaşların, tüm insanları tahrip etmemeleri için, insanlar bir araya gelip devlet oluşturuyorlar. Her nekadar toplumsal yaşam insan için doğal olmasa da, yine de insan onsuz yapamaz. Onun başkalarına yapmak istediklerini, başkalarının ona yapması korkusundan, insan toplumsal örgüt oluşturur, onu kabullenir ve korur. Devlet, insanın eseridir ve anlaşma temeline dayanır. Egemen gücü oluşturan bir veya birden fazla kişiyi yönetebilmeleri amacıyla, bir bölgedeki tüm insanlar kendi doğal haklarını bu güce aktarmışlardır. İktidar bir kişide (monarşi), tüm halkın oluşturduğu mecliste (demokrasi) veya halkın bir bölümünün (aristokrasi asiller) elinde olabilir. Egemen güç, iktidarını uygulamakta sınırlı değildir ve iktidarını kimse elinden alamaz. 8

John Locke, devleti insanların doğal durumu ile bağdaştırmaktadır. Ona göre, doğal durum insanların özgürlüğü ve eşitliği demektir ve bu durum sayesinde insanlar arası savaşlar ortaya çıkmamaktadır. Doğal kanunlar sayesinde insanlar, özgür ve bağımsız olmalarına rağmen, diğerlerine zarar vermemeyi öğreniyorlar. İnsanlar her zaman doğal kanunlar ile yönetilemedikleri için, doğal durumda ortaya çıkan anlaşmamazlıkları önlemek amacı ile devletler ortaya çıkarlar. Özel mülkiyet, sivil toplumun temelidir. Özel mülkiyet dediğimizde sadece maddi zenginliklerin kazanılması değil, özgürlük ve hayatın korunması da anlaşılmaktadır. Jean-Jacgues Rousseau, Thomas Hobbes un anlayışlarına benzer olan, toplumsal yaşamın insanların doğal durumunu göstermediğini savunmaktadır. Toplumsal yaşam, insanları ortak yaşama zorlayan dış sebeplerden (yoksulluk, düşman saldırıları) dolayı ortaya çıkar. Bu yüzden insanlar beraber yaşamak için anlaşıyorlar. Devletin kurulmasından önce tüm insanlar eşit haklara sahip ve özgürdürler. Kendilerine özel mülkiyetleri olmadığı için başkalarına ait hiçbir şeyi de almıyorlar. O dönemde insanlar, iyiyi ve kötüyü ayırt edemiyorlarmış. Toplumun oluşması ile, insan değişime uğruyor ve iyi ya da kötü olarak adlandırılabilecek özelliklere sahip oluyor. Hatta, özel mülkiyete dayalı toplumun ortaya çıkmasının ardından, rekabet ve yarış ortaya çıkar ve insanlar hırs ile kıskançlık gibi özelliklere sahip olmaya başlarlar. Toplumsal hayat insanı değiştiriyor ve toplumun değişmesi ile insanın özellikleri de değişiyor. Sorular ve ödevler: 1. Eğer Machiavelli nin dediğine göre siyasetteki egemen gücün sadece devlet çıkarları için uğraşması gerekiyorsa, bireyin devlete karşı ilişkisi nasıl olacaktır? 2. Hobbes e göre toplumsal hayat insan için doğal değildir, ancak buna rağmen insan toplum olmadan yapamaz. Neden? 3. Locke, insanların doğal durumunu özgürlük ve eşitlik durumu olarak açıklamaktadır. O zaman, neden onları zorlayacak bir devlet olmalıdır? 4. Rousseau ya göre, özel mülkiyet insanlarda ne tür özellikler ortaya çıkarır? 9

BİLİM OLARAK SOSYOLOJİNİN ORTAYA ÇIKMASI Sosyolojinin bağımsız bir bilim dalı olarak ortaya çıkmasının üzerinde iki önemli olay etkili olmuştur: XIX. yüzyılın ortasında ortaya çıkan ve açıklama ile çözüm bekleyen ekonomik kriz ve diğer bilim dallarının gelişme derecesi. Kriz bilinci ve krizden çıkış için birşeylerin yapılabileceği inancı yanında, düşünce özgürlüğünün de sosyolojinin gelişimi üzerinde önemli etkileri olmuştur. Halk tabakası, kölelerin feodal topraklarına bağımlı olması zorunluluğu gibi toplumdaki feodal (derebeylik) engelleri yıkmıştır. Ancak özgürleşmiş ve fakirleşmiş köleler yeni oluşturulmuş fabrikalarda da işverelenler tarafından istismara uğramışlardır. Fransız devrimi, mutlak monarşi egemenliğini bitirmiştir ve demokratik özgürlükler ile halkın doğal haklarını ilan etmiştir. Ancak bazı batı toplumlarında en fakir halk tabakaları ile kadınların oy hakkı kazanmalarına kadar, bir asır daha geçmiştir. Her ne kadar genç burjuvaziler, toplumun gelişmesinin bilime bağlı ol10

duğuna inanıyorsalar da, kolonilerin fethedilmesi Avrupa da da insanların şiddet eğilimlerinin azalmadığını göstermiştir. O zamana kadar teknik esası sadece makine olan yeni sanayi üretim şekli ve benzeri görülmemiş değişiklikler ortaya çıkarmıştır. Birçok meslek grupları yok olurken, yeni imkânlar sağlayan yeni meslek grupları ortaya çıkmaya başlamışlardır. Göçler, güvensizlik ve halkın bir bölümünün köylerden şehirlere taşınması, toplumda belirsizlik ve kaygı yaratmıştır. Birçok kişi orientasyonunu kaybedmiş, diğerleri de yeni ufuklar peşinden gitmişlerdir. Bu dönemlerde Auguste Comte, toplum çalışmalarını felsefe ve teolojiden ayrı tutarak bilimselleştirmeye çalışmıştır. O, bilimsel eğitim sayesinde toplumun şekillenmesi ve gelişmesine katkı sağlayacak olan toplumsal sosyal düzeni yöneten yasaların keşfedilebileceklerine inanıyormuş. Sosyoloji terimi Auguste Comte nin eseridir. Öğretisini, sosyal istatistik ve sosyal dinamik olarak ikiye ayırmıştır. Sosyal istatistikte toplum istikrarını yaratan mekanizmaları araştırıyor. Onun düşünce öncelikleri, toplumda istikrar ve düzendir. Belki de bu öncelikler, yaşadığı toplum olan Fransa da, o dönemde istikrar ve düzenin olmamasıymış. Toplumsal düzeni ayakta tutmak için gerekli olan üç faktör ortaya koymuştur: - İlişkilerin kurulması için önemli bir araç olan dil; - Ritüel ve inançlar üzerinden toplumsal düzeni güçlendiren din; ve - Karşılıklı dayanışmaya katkı sağlayan iş bölümü. AUGUSTE COMTE Aile ve din gibi kurumların önemini vurgulamış ve onların ana görevinin, toplumu uyumlu bir bütün olarak tutmaları olduğunu söylemiştir. 11

Sosyal dinamikte ise toplumsal gelişim ve insan evrimi konularında sorulara cevap aranmaktadır. Gelişimi sırasında toplum, üç aşamadan geçmiştir: - İlahi (Dini) - Metafizik - Pozitif Toplumun gelişimi sırasındaki dini aşama, insanın çocukluğu ile kıyaslanır. Bu aşamada, toplumsal kurumların Tanrı tarafından yaratılmış olduğuna dair inanç vardır. Kurumların Tanrı kökenli olduğu inancı, toplumda yüksek derecede birlik sağlamıştır. Toplumun gelişimi sırasındaki metafizik aşama, dini aşamanın terk edilmesine sebep olmuştur. Bu da, insanın gençliğine uymuştur. Dini açıklamalar, bilimsel araştırmalara dayanan felsefi düşüncelerle yer değiştirmiştir. Toplumun gelişimi sırasındaki pozitif aşama, bilimsel aşamadır. İnsan büyük beklenti ve hayallerden uzaklaşıp, bilimsel tahmin ile sosyal değişimlerde rehberlik fikirleri kabul eder. Pozitif bilim dalı olarak sosyolojiden toplumun yararı vardır, çünkü bu bilim dalı, varolan düzenin güçlenmesine sebebiyet verecek olan yaşamın düzelmesi konusunda öneriler verir. Comte dışında, sosyal düşüncenin gelişmesinde, Karl Marx, Emile Durkheim ve Max Weber in de büyük katkıları vardır. Bu araştırmacılardan her biri, bireylerin toplum ile nasıl bağdaştığı sorusuna cevap vermeye çalışmışlardır. Comte ve Durkheim değer ile inançların toplumu ayakta tuttuklarını savunurken, Karl Marx baskı ve dolandırıcılığı vurgular. Karl Marx toplumu, ayrıcalık sahibi kişilerin öncülüklere sahip oldukları, grup çatışmaları arenası olarak görür. Toplumlar tarihinin en önemli özelliği, egemen ile sömürülen gruplar arasında sosyal yardımlar için yapılan mücadeledir. Tarihin farklı evrelerinde, egemen ve sömürülenlerin görüntüsü farklıymış. Onların ortak yanı sahip oldukları güçteki eşitsizlikmiş. Antik Yunan ve Roma da temel savaşlar özgür insanlar ve köleler arasında gerçekleşiyormuş. Orta Çağ Avrupa da baskın gruplar; soylular, yüksek din adamları ve tarımcılarmış. Köylü ve köleler, küçümsenen gruplarmış. Marx döneminde, burjuvazi ve proleterya arasında eşit olmayan bir yarış varmış. Marx, burjuvazinin üç üretim aracının ikisini elinde tutmasından dolayı, toplumda etkili grup konumunda olduğunu farkediyormuş. Burjuvazi nin elinde toprak ve sermaye (fabrikalar, atölyeler, makineler ve para) varmış. Bu anlamda, köleler Feodallerin elinde olduklarından, işçiler kendi ellerinde değiller. 12

KARL MARX Marx Alman asıllı olmasına rağmen, gazetecilikteki devrimci faaliyetlerinden dolayı yaşamının büyük bir kısmını yurtdışında geçirdi. Onun en ünlü eserleri, endüstri devriminin iyi ve kötü taraflarını yaşadığı İngiltere de yazılmışlardır. Yaşadığı siyasi ve toplumsal kaosa karşı anlayışı, eserlerinin yazılması için kaçınılmazmış. Marx ın sosyolojiye yaptığı en büyük katkı; birey ve toplumsal grupların toplumsal çerçeve içerisinde ve aralarındaki karşılıklı ilişkilerle araştırılmalarını istemesi olmuştur. Örneğin; öğretmen mesleğinin toplumsal konumunun öğrenilebilmesi için, öncelikle onun toplumunun eğitime verdiği değere ve eğitim sisteminin organizasyonuna (sistemi kim maddi olarak destekliyor ve çalışmalarını kim kontrol ediyor) bakmak gerekiyor. Öğretmen olabilmek için nasıl bir hazırlık gerekiyor ve bu meslek halkın hangi kesiminin ilgisini çekmektedir, gibi konuları ortaya çıkarmak gerekiyor. Bilindiği gibi; öğretmen maaşlarını öğretmenlikle eşit düzeydeki mesleklerde alınan maaşlar ile kıyasladığımızda, öğretmen maaşlarının daha düşük olduğunu görürüz. Çünkü öğretmenlik mesleğini daha fazla kadınlar seçer. Emil Durkheim, Fransız sosyologtur. Sosyolojiden, toplumsal olayları nesne şeklinde gözlemlemelerini istemektedir. İnançlar, gelenekler, kurumlar ve değerlerin; bireylerin istek ve düşüncelerinden bağımsız olarak, kendi varlığı vardır. Bu toplumsal gerçekler, bireyi belirli şekilde davranmaya zorluyor. Buradan yola çıkarak, bireyin davranışının açıklanabilmesi için, davranışın ne ölçüde olduğu ve toplumsal şartların o davranışı nasıl etkiledikleri araştırmalıdır. İntiharı araştırıp, intiharın sadece bireysel bir hareket daha doğrusu sadece bireyin akıl durumu olarak açıklanamayacağını, bunun yanında bireyin kontrolu dışında gelişen toplumsal güçlerin de üretimi olduğunu göstermiştir. Sebepler toplumda bulunabilirler. Durkheim huzursuzluk dolu bir toplumda yaşıyormuş. Gecikmiş sanayi devrimi halkın köylerden şehirlere göç etmesine neden olmuştur. 13

Değerler ile sosyalleşmiş olan insanlar, ortamın değişmesi ile birlikte önem verdikleri değerlerinin önemsenmediği - kullanılmadığı kendilerini bir dünyada bulurlar ve bu durum onlarda şaşkınlık yaratmaktadır. Durkheim bu tarz değişikliklerin, intihar oranlarını artıracağına karar vermiştir. EMİL DURKHEİM Emeğin yüksek özelleştirilmiş bölümü sayesinde, insanlardaki birbirlerine muhtaç oldukları bilincinin de artacağını düşünüyormuş. Vücudun bir bütün olarak işlemi gerçekleştirebilmesi için, nasıl böbrek, kalp, beyin ve diğer organlar kendilerine özel iş yapmak zorundaysalar, toplumun yaşatılabilmesi için de her gruп kendi işini yapması gerekiyor. Günümüzde yaşananlar bu öngörüyü onaylamamıştırlar. Kamu уlaşım şirketi çalışanları, doktorlar, anaokulu öğretmenleri veya öğretmenler grev yapınca, günlük hayat ciddi şekilde zarar görüyor. Yenileri ortaya çıkmadan, eski ortak değerlerin kaybolduğu sosyal düzenin değişme durumlarını Durkheim anomi olarak adlandırmıştır. Anomi, toplumda norm, değer ve toplum ilişkilerinin düzenlenmesi kurallarının eksikliğidir. Max Weber, Alman asıllıdır. Almanya daki gecikmiş sanayi devriminin ortaya çıkardığı büyük değişiklikleri gözlemlemiştir. Bürokrasinin örgütlenmede etkili model olmasından çok önce, bu gelişmeyi öngörmüştür. Modern toplum üyeleri, örgütlenme modeli olarak bürokrasiye; hastahane, okul, özel şirket ve daha birçok yerlerde rastlarlar. Bürokrasi, belirlenmiş hedeflere ulaşabilmek için başarılı bir model olmasına rağmen, Weber bu olayın tersinin yaşanıp, insanlar arası ilişkilerin bozulabileceğinden endişe duymuştur. O, toplumdaki olayların araştırılmaları sırasında anlayış isteğini ortaya koymuştur. Anlamak, sosyologların öğrenenler gibi düşünmeye çalıştıkları bir araştırma metodudur. 14

MAX WEBER İnsan faaliyetlerini anlamak ve açıklamak ile onlardan yola çıkarak toplumsal gelişmenin öngörülmesinin, sosyolojinin işi olduğunu düşünüyormuş. Weber özellikle, özel sosyo tarihi durumlar çerçevesinde bireylerin kişisel girişimlerine verdikleri önemi anlamaya özen göstermiştir. Doğu Prusya çiftçilerinin şehirlere göç etmelerinin sebeplerini açıkladığı bir makale yayınlar. Onlar kalabalık sayıda, hızla gelişen şehirlere göç ediyorlarmış. Onlardan fazlasının, gelişmiş merkezlerdeki emek pazarında satabilecekleri yetenekleri olmadığı için, fakirlik içinde yaşarlarmış. Weber, şehirde önceden yaşadıklarından daha kötü şartlara maruz kalmalarına rağmen, onların buralarda yaşama ısrarını, çocuklarına daha iyi bir gelecek sağlama umutlarında aramak gerektiği sonucuna varmıştır. Başka bir deyişle, bu işçilerin eylem ve motiflerini, çocuklarının gelişmeleri için yaptıkları olumlu fırsat değerlendirmelerini ve bunun sadece şehirde yapılabileceği dair inançlarını algılamadan anlayamayız. Soruları cevapla: Sosyoloji, topluma karşı eleştirsel bir tutum olarak ortaya çıkmıştır. 1. Kurtarılmış kölelerin pozisyonu nasılmış? 2. Demokratik özgürlük ve doğal haklar neden herkes için mevcut değildi? 3. Endüstriyel mal üretiminin ortaya çıkardıkları değişiklikler nelerdir? 4. Auguste Comte nin toplum bilimi sosyolojiden beklentileri nelermiş? 15

SOSYOLOJİNİN KONUSU, YÖNTEM VE TEKNİKLERİ Sosyoloji bir toplum bilimi olarak ortaya çıkmasında, özel kültürel tarihi faktörler (toplumsal kriz) ile toplumun pratik ihtiyaçları etkili olmuştur. Bu özelikler, sosyoloji konusunun belirlenmesinde de rol oynayacaktır. Konu, bilimin neyi incelediğini açıklayacaktır. Bilimlerin doğal ve toplumsal olarak bölünmeleri gelenekseldir. Sosyoloji toplumsal bilimler grubuna girer. Hem doğal hem de toplumsal bilimler; inceledikleri konulara göre genel ve özele; bilimsel yaklaşımlarına göre, teorik ve tarihsel; bilimsel hedeflerine göre de, temel ve uygulamalı bilimler olarak ayrılırlar. Bu bölünmeye bağlı olarak sosyolojinin; genel, teorik ve temel toplumsal bilim dalı olduğunu söyleriz. Sosyoloji toplum için genel bir bilim dalı olduğu tespiti, onun bir bütün olarak toplumu incelediğini gösterir. İnsanın toplumsal hayatı üzerinde ailesi, eğitimi, ekonomi, kanunlar ve etnik köken etkilidir. Toplumsal hayatın bu alanları, ekonomi ve hukuk bilimleri gibi özel toplumsal bilimlerin veya örneğin eğitim sosyolojisi gibi özel sosyoloji alanlarının araştırma konusudur. Genel toplumsal bilim dalı olarak sosyoloji, toplumun yapısı ve toplumsal hareketleri, bütün olarak toplumdaki ilişkileri, bağları, karşılıklı etkileşimleri ve toplumun temel elemanları ile o elemanların aralarındaki ilişki ve etkilerini inceler. Eğer sosyolojinin tüm toplumsal olayları incelemekle uğraşan, genel ve temel toplumsal bir bilim olduğunu bilirsek, onun konusunu incelediği özel yöntemleri olduğunu da tahmin edebiliriz. Daha geniş anlamda yöntem; bir başarıya ulaşma, bir gerçeğe ulaşma amacı ile yapılan bir araştırma şekli veya yerinde ve planlı çalışmayı ifade eder. Demek ki yöntem, bilimin ayrılmaz bir parçasıdır. Sosyolojinin kullandığı yöntem için küresel yaklaşım karakteristiktir. Bu yöntemi kullanarak, sosyoloji belirli toplumsal olay ve süreçleri araştırıyor ve onların yerini, rolünü, fonksiyonunu, karşılıklı koşulluluklarını ve birbirlerine bağlılıklarını keşfeder. Bilimsel araştırma işi birkaç aşamada gerçekleşir: ampirik malzemenin toplanması, onların toparlanması ve sonuçların hazırlanıp, araştır- 16

ma sonuçlarının açıklanması. Bu aşamaların her birinde araştırma teknikleri kullanılır. Onlar: veri toplama teknikleri, verilerin toparlanması teknikleri, sonuçların yorumlanması ve açıklanması teknikleri. Toplumsal olay verileri genelde sosyal gözlemleme veya yapılacak konuşmalarla toplanırlar. Gözlemleme, doğrudan veri toplama yöntemidir. Ancak her gözlemleme de bilimsel değildir. Bilimsel gözlemler, önceden belirlenmiş bir plana bağlı olarak yapılır. Belli bir hedefe ulaşılması gerektiği için seçicidir. Toplumsal olaylar iki şekilde gözlemlenebilirler: gözlemcinin gözlemlediği kişilerin faaliyetlerine dahil olmasıyla ya da olayın içinde veya kişilerin arasında bulunmadan gözlemlemek. Konuşmak, sosyolojide en çok kullanılan veri toplama yöntemlerinden biridir. Bu yöntem, araştıranın araştırılana sorduğu sorulardan oluşur. Mülakat ve anket, iki temel konuşma şeklidir. Mülakat sözlü soru sorma şeklidir, ankette ise sorular sorulara yazılı olarak cevap verilir. Anketler açık veya kapalı türden olabilirler. Anketler genellikle, aktüel sorulara cevaplar arandığı zaman yapılan kamuoyu yoklamaları sırasında kullanılırlar. Deneme, iki veya daha fazla olay arasında sürekli bir bağ olup olmadığını araştırmak için yapılan planlanmış gözlemlemedir. Karşılaştırma yöntemini sosyolojide ilk defa, Emil Durkheim uygulamıştır. Bir olay; örneğin ailenin genişliği ve evliliğin rolü hakkında tarım ile endüstri toplumları arasında kıyaslama yaparsak, değişme sonuçların sebeplerini öğrenebiliriz. 17

SOSYOLOJİNİN DİĞER BİLİM DALLARI İLE İLİŞKİLERİ Sosyoloji ve Felsefe Toplum ile onun örgütlenmesi hakkındaki ilgi, Eski Antik Yunan döneminden itibaren felsefenin bir bölümünü oluşturmuştur. Sosyolojinin bağımsız bir bilim dalı olabilmesi için, yirmi yüzyıldan fazla bir sürenin geçmesi gerekiyormuş. İnsan ve toplum bilgisinin gelişmesi hakkındaki felsefi düşüncelerden, XIX. yüzyılda sosyoloji doğacaktır. Hellenler de (Eski Yunan) altın çağ inancı varmış. Şairler Homeros ve Hesiodos, altın çağı daha mutlu, daha güzel, daha cesur, kaybedilmiş ve tekrar geri dönmesi gereken birşey olarak kutluyorlarmış. Orta Çağ Hristiyanlığı için tarih, insanların acı ve ıstıraplarının kaydını teşkil eder. Yeni Çağ da, iş aletleri ve silahların geliştirilmesi, yeni coğrafi keşifler ve ticaretin genişlemesi ile insanlar için yeni imkânlar sağlanmıştır. Tüm bunlar, düşünürlerin tarihi olayları, insanlığın az mükemmellikten çok mükemmelliğe doğru ilerlemesi olarak yorumlamalarına sebebiyet vermişlerdir. İlerleme fikri ile beraber, insanın bir eseri olarak insan toplumu değişebilir bir olgu olarak kabul edilmesi fikri ortaya çıkmıştır. Modern felsefeciler; bilginin gelişmesinde inançtan önce mantığın önemini vurgulamıştırlar. İlerleme fikrini insan bilgisi ile bağdaştırmaktadırlar. Montaigne, öğrenme amacının, insanları nasıl daha başarılı yaşayabileceklerini öğretmek olduğunu söylemiştir. Bilgi gücünün vurgulanması, Hristiyanlıktaki karamsarlıktan dolayı insan aklındaki olanaklarda yönlendirilmiştir. Sosyoloji ve Tarih Sosyoloji ve tarih bilimleri, araştırma konuları tüm toplum olduğu için, toplumu genel olarak araştıran bilim dalları arasına girerler. Sosyoloji ve tarih birbirlerini bütünleyen iki bilim dalıdır. 18

Sosyologlar, tarih biliminde araştırmaları için veriler ararlar, tarihçiler ise, bazı olayları açıklayabilmek için, sosyoloji sonuçlarını kullanırlar. Tarih, şimdiye kadar sadece en önemlilerle değil, belli toplumsal olaylarla ilgilenmiştir. Siyasi olayları takip edip, bireyleri hükmedenleri, askeri liderleri, kahramanları araştırmıştır. Tarih bireysel, kesin olayları araştırır. Tüm olayları araştırabilmesi mümkün olmadığından onların arasından seçim yapar. Bu yüzden de bilim dalı olarak tarih, tek başına toplumu tümüyle kapsayamaz. Sosyoloji ve Psikoloji Sosyolojide, birşeyin örneğin teknoloji gelişimin toplumu nasıl etkilediği sorusu sorulur. Çünkü toplum, araştırma konusudur. Psikolojide ise, araştırma konusu psikolojik süreçler ve toplumun etkilediği kişidir. Demek ki psikoloji ile sosyolojiyi kıyasladığımız zaman, sosyolojinin toplumu etkileyen psikolojik süreçleri (hatırlamak, düşünmek, inanmak), psikoloji ise toplumsal ilişkilerin (gruplarda ya da gruplar arasında) psiklojik süreçlere etkisini inceler. Psikoloji bireylere daha fazla önem verirken, sosyoloji ise toplumsal ilişkilerle ilgilenir. Bu süreçte de sosyoloji, bireyi belirli toplumsal rolü kabul etmiş olarak (örneğin, bir tabaka temsilcisi olarak insanı) inceler. Sosyoloji ve Ekonomi Toplum, üretim ve mal değişimi yapılmadan ayakta duramayacağı için, insan toplumu ekonomi olmadan araştırılamaz. Toplumsal ekonomik gelişimin sebep ve faktörlerini inceleyen bir bilim dalı olarak ekonomi, sosyolojiye önemli sonuçlar sağlamaktadır. Siyasi ekonominin kurucusu olan Adam Smith in keşfedip Ulusların Zenginliği (1776 y.) isimli kitabında yayınladığı araştırmaları, modern sosyolojinin gelişmesi için önemli rol oynarlar. O, halkların zenginliğinin, merkantilistlerin savunduğu gibi altına değil de, insanın çalışmasına bağlı olduğunu savunmuştur. İnsanın üre- 19

tim gücünü artırılabilmesi için, temel önkoşulun iş bölünmesi olduğunu da vurgulamıştır. Onun siyasi liberalizm anlayışı, sermaye birikiminin ilk aşamasında önemli rol oynamıştır. Siyasi liberalizm, devletin uyguladığı kurallar ve vergiler sayesinde, üretim ve ticaretin engellendiğini savunur. Ekonomiye; arz, talep ve rekabet sayesinde, serbest hareket alanı verilmelidir. Serbest ekonominin kurduğu ilişkiler, eğitimin bazı genel çıkarları veya toplumsal savunmaya zarar vermeye başlarsa, devlet harekete geçebilir. Sosyoloji ve ekonomi ortaklaşa, toplumu yakın ve uzak gelecekte etkileyebilecek faktörleri bulmak için çalışıyorlar. 20