PSİKİYATRİK GÖRÜNÜMLÜ NÖROLOJİK HASTALIKLAR. Uzm. Dr. Nilgün POLAT Nöroloji Uzmanı / Uçuş Hekimi Antalya Medicalpark Hastanesi

Benzer belgeler
SİNİR SİSTEMİ VE BEYİN ANATOMİSİ 2

Demans ve Alzheimer Nedir?

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

Nörolojik Hastalıklarda Depresyon ve Sitokinler

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 8 a

MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık

PSİKOZ İÇİN RİSK GRUBUNDA OLAN HASTALARDA OBSESİF KOMPULSİF VE DEPRESİF BELİRTİLERİN KLİNİK DEĞİŞKENLER VE BİLİŞSEL İŞLEVLERLE İLİŞKİSİ

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

Sinir sistemi organizmayı çevresinden haberdar eder ve uygun tepkileri vermesini sağlar.

BEYİN ANATOMİSİ TEMPORAL VE FRONTAL LOB

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri

İki Nörodejeneratif Hastalıkta Zihin Kuramı Becerileri ve İşlevsellik Düzeyinin karşılaştırılması: Alzheimer ve Parkinson Hastalığı

YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi

DEPRES DEPRE Y S O Y NDA ND PSİKOFARMAKOTERAPİ

anosognozi birincil sıra belirtiler görsel varsanılar

Bu bozukluk madde kullanımına veya genel tıbbi durumdaki bir bozukluğa bağlı değildir.

OBSESİF KOMPULSİF SPEKTRUMDA İMPULSİVİTE KOMPULSİVİTE

NİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ

DEMANS ya da BUNAMA olarak bilinen hastalık

HOŞGELDİNİZ. Dr. Dilek İnce Günal Nöroloji AD Öğretim Üyesi

Ayrıca sinirler arasındaki iletişimi sağlayan beyindeki bazı kimyasal maddelerin üretimi de azalır.

PSİKOFARMAKOLOJİ 6. Duygudurum Bozuklukları Tedavisi Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar.

Tepki Örüntüleri Olarak Duygular Duyguların İletişimi Duyguların Hissedilmesi

ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE İNTİHAR GİRİŞİMİ

Klinik Psikoloji: Ruh Hali Rahatsızlıkları. Psikolojiye Giriş. Günümüz Kriterleri. Anormallik nedir?

ALZHEİMER HASTALIĞINA BAKIŞ. Uzm. Dr. Gülşah BÖLÜK NÖROLOJİ BİLECİK DH 2015

Bipolar bozuklukta bilişsel işlevler. Deniz Ceylan 22. KES Psikiyatride Güncel Oturumu Nisan 2017

2014

Araş.Gör. Dr. Meltem Yanaş ESOGÜTIPFAK PSİKİYATRİ ABD

Genel T bbi Duruma Ba l Geli en Anksiyete Bozukluklar. Dr. Demet Gülpek zmir Atatürk E itim ve Ara t rma Hastanesi

Çekirdek belirtileri açýsýndan duygulaným alanýnda. Birinci Basamakta Depresyon: Tanýma, Ele Alma, Yönlendirme. Özet

EMDR GÖZ HAREKETLERİ İLE SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME. (Eye Movement Desensitization and Reprossesing)

Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri

HEMORAJİK İNME. Yrd. Doç. Dr. Aysel MİLANLIOĞLU Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji ABD

YÜKSEK KORTİKAL FONKSIYONLAR. Yrd.Doç.Dr.Adalet ARIKANOĞLU D.Ü.T.F.Nöroloji A.B.D

ICSD3: Parasomniler. Farklar & Yenilikler. Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Nöroloji AD, Manisa

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Santral (merkezi) sinir sistemi

GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE TIP FAKÜLTESİ DÖNEM 3 DERSLERİ

HAFİF TRAVMATİK BEYİN HASARI (mtbi) ve GENEL TEDAVİ İLKELERİ

Tıp ve Veteriner Fakülteleri Arasındaki Tek Fark Psikiyatri dir

ANKSİYETE BOZUKLUKLARININ KARDİYOVASKÜLER SİSTEM ÜZERİNE ETKİLERİ. Doç.Dr.Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD

ŞİZOFRENLERİN BEYİN YAPISI VE ORKİDELER. Dr. Bülent Madi- Nöroloji Uzmanı

MEZİYAL TEMPORAL LOB EPİLEPSİ HASTALARINDA KARAR VERME VE BİR SOMATİK İŞARET OLARAK DERİ DİRENCİ

Bir ruhsal belirti olarak ağrı

Olaya Ġlişkin Potansiyel Kayıt Yöntemleri Kognitif Paradigmalar

ÇOCUK VE GENÇLERDE DUYGUDURUM BOZUKLUKLARI

Psikofarmakolojik Tedavilerin Bilişsel İşlevler Üzerinde Etkisi

Genel Tıpta Anksiyete Bozuklukları. Dr. Selim Polat

Konu: Davranışın Nörokimyası. Amaç: Bu dersin sonunda öğrenciler davranışın biyokimyasal mekanizmalarını öğreneceklerdir. Öğrenim hedefleri:

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder

Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuğa yaklaşım Epileptik sendrom kavramı

Demansta görüntülemenin rolü Dr.Ercan Karaarslan Acıbadem Üniversitesi

Çocuk ve Ergenlerde Ruhsal Psikopatolojiler DERS 1: MENTAL RETARDASYON. Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül

Duygudur um bozuklarında bilişsel işlevler ve yapısal beyin görüntüleme bulguları. Dr. Emre Bora

KAFKAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM III DERS YILI GÖZ - SİNİR VE PSİKİYATRİ SİSTEM DERS KURULU

Açıklama Araştırmacı, danışman, konuşmacı: Herhangi bir maddi ilişki yoktur.

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

Doç. Dr. Şaziye Senem BAŞGÜL Hasan Kalyoncu Üniversitesi Psikoloji

Tikler Tik bozuklukları: Tik davranışlarını arttıran etmenler: Tik bozukluğuna yol açabilen diğer durumlar:

( iki uçlu duygulanım bozukluğu, psikoz manik depresif, manik depresif psikoz)

POSTPARTUM BAŞLANGIÇLI DEPRESYONDA GİDİŞ VE SONLANIM

YÜKSEK KORTİKAL FONKSIYONLAR. Dr.Adalet ARIKANOĞLU DAVRANIŞ NÖROLOJİSİ

KRONİK SOLUNUM HASTALIKLARINDA PSİKOSOYAL DEĞERLENDİRME VE TEDAVİ

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

BİPOLAR YAŞAM DERNEĞİ Bipolar II Bozukluk

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

PSİKOFARMAKOLOJİ 3. Antipsikotikler Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar.

HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ

İdrar veya Gaita İnkontinansına Neden Olan Primer Tanı Listesi Sıra No ICD-10 Kodu Tanı 1 C72 Spinal Kord Tümörleri 2 E80 Porfiria (Diğer,) 3 F01

Clayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125: Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL.

Dr. Halise Kader ZENGİN

HİPOGLİSEMİNİN KOMPLİKASYONLARI

Zorlu Yaşantılar Sonrası Stres Belirtileri (Travma Sonrası Stres Bozukluğu)

PsikiyatrideYeniden Cerrahi Girişimler. Yrd.Doç.Dr. Serap ERDOĞAN Gaziosmanpaşa Ünv. TıpFak. Psikiyatri AD Gazi Ünv. Nöropsikiyatri Merkezi

Unutkanlıktan Bunamaya

Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen

Dr. Dursun Hakan Delibaş Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi 21. KES ( /Antalya)

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

PSİKOLOJİK BOZUKLUKLAR. PSİ154 - PSİ162 Doç.Dr. Hacer HARLAK

Zihinsel Bozukluk Belirtileri ve Semptomları

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Dönem T+U Saat Kredi AKTS. Sinir Sistemi TIP Kurul Dersleri Teorik Pratik Toplam

Obsesif Kompulsif Bozukluk. Prof. Dr. Raşit Tükel İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı 5.

Şiddetin Psikolojisi Bahar Dönemi Adli Psikoloji Doktora Programı. Şiddetin nöropsikolojik, biyolojik ve genetik kökenleri

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ

Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları. Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU

Prof. Dr. Erbil Gözükırmızı İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fak. Nöroloji A.D. 11. Ulusal Uyku Tıbbı Kongresi 6-10 Kasım 2010, Antalya

Obezite ve Yeme Alışkanlıklarının Psikolojik Temelleri

HIV SÜRECİNDE DEPRESYON VE OLASI İLİNTİLİ DURUMLARI ELE ALMAK. Dr. M.Kemal Kuşcu. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri ABD

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

Otistik çocuklarda belli beyin bölgelerinde daha az nöron ve azalmış dendritik dallanma görülmektedir.

Transkript:

PSİKİYATRİK GÖRÜNÜMLÜ NÖROLOJİK HASTALIKLAR Uzm. Dr. Nilgün POLAT Nöroloji Uzmanı / Uçuş Hekimi Antalya Medicalpark Hastanesi 2

Nörolojik hastalıkların neden psikiyatrik görünüm verebileceğini anlamak için, duygusal beyin olarak adlandırılan Limbik Sisteme kısaca değinmek gerekir. 3

Mutluluk, limbik sistem tarafından harekete geçirilen zihinsel bir durumdur. * Antonio Damasio 4

LIMBIK SISTEMIN BILEŞENLERI 5

HIPOTALAMUS Küçük bir beyin yapısı olmasına rağmen, hayatta kalmamız için gerekli olan çok sayıdaki çekirdek ve liflerden oluşur. Neden mi? Çünkü ;otonom sinir sistemimizden ve endokrin sistemimizden sorumludur. Aynı zamanda türün hayatta kalmasıyla bağlantılı, en önemli davranışları da düzenler (mücadele, kaçış, beslenme ve üreme gibi). Birkaç hipotalamik çekirdek içerirler ve amigdala ve hipokampustan gelen impulsların alınmasından sorumludurlar. Ayrıca, bu dürtüleri talamusa iletirler. Bu nedenle bilgi almak ve iletmek için önemli bir araçtır. 6

Serebral korteks ve orta beyin arasında, beyin sapının hemen üzerinde bulunan gri maddeden oluşan küçük bir yapıdır. TALAMUS Talamusun ana işlevi; motor ve duyu sinyallerinin serebral kortekse aktarılmasıdır. Talamusun birçok görevi vardır. Sıcaklık, ışık ve fiziksel dokunuşa duyarlılığımızı yönetir, görsel, işitsel ve motor bilgi akışını kontrol eder. Motivasyon ve uyku-uyanıklık süreçlerinde rol oynar. Kol ve bacak gibi uzuvlarımızda denge ve vücudumuzun farkındalık duygusu olarak adlandırdığımız proprioseptif duyuyu kontrol eder. Tetikte olmamızda ve dikkat gibi işlevlerimizde de rol oynar. 7

HIPOKAMPUS Temporal lobda yer alan, ön beyinin bir yapısıdır ve bir denizatı şeklindedir. İnsan beyninin iyi bilinen,en eski bölgelerinden biridir. Hipotalamusa bağlı ana yapıdır ve hayatta kalma süreçlerinin düzenlenmesinde önemli bir rol oynar. Özellikle, uzak hafızayı yönetir, bu da bize geçmişte olan olayları hatırlama imkânı verir. Bu nedenle, kişiliğimizin deneyimlerimize dayanan kısmını yapılandırır. Ayrıca, yeni şeyler öğrenmek için, hipokampus çok önemlidir. 8

Temel işlevi, duyguları fizyolojik ve davranışsal olarak karşılık gelen tepki ile bütünleştirmektir. Bağlantıları sadece duygusal bir reaksiyon oluşturmaz, aynı zamanda frontal lob ile yakın bağlantısı nedeniyle, davranışların inhibisyonunu sağlar. AMIGDALA Böylece, duygusal kaçırma ya da Amigdala Kaçırma olarak bilinen duruma dâhil olur. 9

Nörolojik Bir Hastalığın Psikiyatrik Belirtiler Vermesi İçin Önemli Faktörler: 1-Nörolojik hastalığın lezyonunun yeri Lezyonların yerleri psikiyatrik belirtilere bir renk verebilir. Frontal lobu daha çok tutan bir hastalıkla, bazal gangliayı tutan bir hastalık, farklı psikiyatrik belirti dominansı gösterebilir. 2-Nörolojik hastalığın özellikleri MS hastaları yorgunluk halsizlik ve duygudurum belirtilerini daha fazla yaşarken, miyasteni hastaları anksiyete bozukluklarını daha fazla yaşarlar. Psikotik özellikler kas hastalıklarında neredeyse hiç görülmezken, Epilepsi, demans ve yer kaplayan lezyonlarda sık olabilirler. 3-Lezyonun yaygınlığı Beyni yaygın şekilde tutan vaskülit, ensefalit gibi hastalıklar hemen daima konfüzyonel durum ile seyrederken daha lokalize tutulumlarda bu özellik yoktur. 10

Aslında beyin-davranış ilişkisi oldukça karmaşıktır. Hiçbir psikiyatrik hastalığın belirli bir lokalizasyonu yoktur, ancak belirli nöroanatomik bölgeleri içine alan döngülerden, söz edilebilir. Tam ters yönden bakılınca da, belli bir beyin bölgesinin hasarı çok belirli bir psikiyatrik hastalığa yol açmaz. Yani beyinde bir mani merkezi ya da şizofreni merkezi yoktur. En bilinen hali ile; beynin belirli bölgelerini içine alan hastalıklarında nispeten benzer psikiyatrik, davranışsal belirtileri görmek mümkündür. 11

FRONTAL LOB Frontal lob tutulumunun söz konusu olduğu hastalıklar değişik patolojik süreçler içerir; travmalar, tümörler, serebrovasküler olaylar, infeksiyonlar, Pick hastalığı, diğer fronto-temporal bunamalar ve normal basınçlı hidrosefali bu bölgeyi etkiler. Bir frontal disinhibisyon sendromu görebiliriz. Klinik özellikler bazen mani ile karışabilir, daha sıklıkla medyal prefrontal veya orbitofrontal hasarlarda görülür:. Girişkenlik ve artmış atılgan davranış biçimi Uygunsuz şakacılık, öfori Duygusal kararsızlık, iritabilite Yetersiz yargılama ve kavrama Dikkat dağınıklığı, odaklanma zorluğu Duyarsızlık, aldırmazlık, kayıtsızlık Konfabulasyon(bellekteki boşlukların, gerçekte doğru olmayan ancak kişinin inandığı anılarla 12 bilinçdışı doldurulmasıdır.) Yargı ve geleceği öngörmede bozulma.

Bazen tam tersi biçimde aşırı inhibe, neredeyse apatik, dış dünya ile iletişimi azalmış olgular görülebilir. Frontal abulik sendrom olarak da adlandırabiliriz. Daha sıklıkla dorsolateral prefrontal hasarlarda görülür: Psikomotor yavaşlama, Merak ve üretkenlikte, yaratıcılıkta azalma, Motor tekrarlar, davranışı sürdürmede beceriksizlik, Uyaran bağımlılığı (yemek görünce yemek, kalem görünce yazmak gibi), Yetersiz soyutlama ve kategorize etme, Yetersiz spontane jest ve hareketler, Seyrek ve az miktarda konuşma, Yargı ve geleceği öngörmede bozulma. 13

TEMPORAL LOB Temporal lobları etkileyen, farklı patolojik süreçlerin psikopatolojik tablolara neden olabilmesine rağmen, en ilginci ve belki de en tartışmalı olanı temporal loblardan kaynaklanan epilepsi ile ilişkili davranış değişiklikleridir. 14

Özellikle temporal loblarında kronik beyin hasarları olan hastaların, organik beyin sendromunun direkt bir göstergesi olan kişilik değişiklileri gösterebileceklerini söylenmektedir. Kluver-Bucy sendromunda görüldüğü gibi, hayvanlarda iki yanlı temporal lobektomiden sonra; hiperfaji, hiperoralite gibi ciddi davranış değişiklikleri ortaya çıkmıştır. Temporal epilepsisi olan bireylerde detaycılık, saplantılı ve stereotipik düşünme biçimleri, felsefi ve dini konularla aşırı uğraşma, hipergrafi, hiposeksüalite sıkça görüldüğü belirtilen kişilik özellikleridir. Afektif bozukluklar ve psikoz da sıklıkla temporal tutulum gösteren hastalarda ortaya çıkar.

Bazal ganglianın psikiyatrik semptomların oluşmasında önemli bir rolü olduğu ve bazal ganglion hastalıklarının çoğu zaman psikopatolojik semptomlarla kendisini gösterdiği uzun zamandır kabul edilmektedir. Nöroanatomik araştırma teknikleri bu ilişkinin bazı nörobiyolojik temellerini ortaya çıkarmıştır. 16

Özellikle multipl paralel devreleri kapsayan kortikal yapılar ve bazal ganglion dorsal striatumun (neokorteks ile aralarındaki bağlantıları) ventral striatumdan (büyük ölçüde limbik, orbitofrontal ve singulat ile bağlantıları) ayırt edilmesine imkan vermiştir. Dahası, limbik sistemle bazal ganglia arasında hatırı sayılır ölçüde cross- talk ın olduğu kabul edilmiştir. Bu da duyusal ve motor hastalıklar arasındaki ilişkinin anlaşılmasına izin vermiştir. Amigdala, ventral striatum ve nukleus akumbens motivasyonel ve duygusal bilgilerin trafiğini sağlar ve emosyonların ortaya çıkmasında önemli rolleri vardır.

Huntington hastalığı nörolojik hastalıkların sıklıkla Psikiyatrik rahatsızlıkla kendisini göstermesine örnek teşkil etmektedir. Huntington hastalarının neredeyse % 50 si motor hastalıkları başlamadan psikopatoloji ile kendilerini göstermektedirler. Belirtiler, psikopatik davranışlar ve alkolizm gibi davranışsal bozukluklardan daha net manik-depresif psikoz, paranoid durum ve şizofreni benzeri durumlara kadar çeşitlilik göstermektedir. Parkinson hastalığında da neredeyse hastaların % 60 ında depresif şikayetler bulunmaktadır. Bu genellikle anksiyetenin eşlik ettiği atipik afektif hastalık görünümünde ya da klasik unipolar depresyon görünümünde olabilir. Uzun zamandır dopamin agonistleri kullanan hastalarda psikotik durumların arttığı bilinmektedir. Psikotik bozukluklar, obsesif 18 kompülsif belirtiler ve patolojik kumar oynama Parkinson hastalarında görülebilir.

HASTALIKLARDAN ÖRNEKLEMELER Multipl Sklerozda Görülen Psikiyatrik Tutulum Demiyelinizan hastalıklar da merkezi sinir Sistemini tutan diğer hastalıklar gibi hemen hemen her türlü psikiyatrik bozukluk tablosu oluşturabilir. Bunlardan en sık görülenler başta depresyon olmak üzere duygudurum bozukluklarıdır. Hastaların yarısından fazlası, depresif semptomlar ifade etmekte, mani, hipomani ve emosyonel labilitede sıklıkla bildirilmektedir. 19

Demiyelinizasyon odakları, net bir duygudurum bozukluğu oluşturmadan da emosyonel labilite ile uygunsuz gülme-ağlama gibi frontal lob patolojisi ile ilişkili olduğu düşünülen belirtilere yol açabilir. İstemsiz emosyonel dışavurum bozukluğu (Involuntary emotional expression disorder; IEED) olarak tanımlanan bir sendrom; inme, MS, Parkinson, amiyotrofik lateral skleroz ve Alzheimer hastalarında kontrolsüz gülme ve/veya ağlama epizodları ile seyreder. Duygu dışavurumuyla ilgili yolakların hasarı sonucu oluştuğu düşünülmektedir ve akılda tutulmazsa maniyle ya da depresyonla karışabilmektedir. MS aynı zamanda bipolar bozuklukla komorbid görüldüğü en iyi tanımlanmış nörolojik hastalıklardan biridir. Bipolar bozukluğun MS hastalarında %10 dan fazla görüldüğü bildirilmektedir.

21

Psikiyatrik semptomlar, ataklarla birlikte ortaya çıkıp, yeni bir demiyelinizasyon epizodunun temel göstergesi de olabilir. Yani bir MS hastası ilk olarak psikpsikiyatrik tabloyla karışması riski olduğu gibi, ilk epizod sırasında eşlik eden psikiyatrik semptom ve bulgular, davranış değişiklikleri gözden de kaçabilmektedir. Psikotik bozukluk tablosu şeklinde başlangıç ve alevlenme de olabilir. Duygudurum bozukluğu (mani, depresyon) ile başlayan vaka bildirimlerinin de psikotik özellikte olduğu iyatrik tablo ile başvurabilir. 22

MS in başlangıç semptomlarının çeşitliliği nedeniyle primer bir dikkat çekmektedir. MR incelemesi bu hastaları tanımak için en çok yardımcı olan görüntüleme yöntemidir. Ayrıca, psikiyatrik faktörlerin MS başlangıcındaki karmaşık rolü bu ayrımı yapmayı daha da zorlaştırabilir. Çünkü stres verici yaşam olaylarının MS ataklarını tetiklediği; bazen ilk epizodu ortaya çıkardığı, bazen de kronik seyirde semptom alevlenmesine yol açtığı bilinmektedir.

Epilepside Görülen Psikiyatrik Tutulum Epilepsili kişilerde ortaya çıkan psikiyatrik hastalıklar ve belirtiler son derece zengindir. Özellikle temporal lob epilepsileri, başlıca bir limbik sistem hastalığı olarak, hemen her zaman psikiyatrik hastalıkla birlikte bulunurlar. 24

Bu sık komorbidite için aşağıdaki sebepler sayılabilir: İktal veya sub-iktal firing: Nöbete yol açmayan ancak yine de limbik sistemin düzenini bozarak psikiyatrik bozukluğa yol açan Kindling fenomeni: Ortaya çıkan tekrarlayıcı, nöbeti tetikleyen aktivitenin başlattığı elektriksel bozulmanın ikincil aksiyon potansiyelleri ile nörokimyasal soruna yol açarak psikiyatrik bozukluğu tetiklemesi. Fokusun yeri: Temporal ve frontal lob epilepsilerinde daha fazla psikiyatrik komorbidite görülür. Medikasyonun etkileri: Verilen ilaçların doğrudan psikiyatrik bozukluğa yol açma potansiyeli vardır.

Serebral anomaliler: Bazı konjenital beyin anomalilerinde hem epilepsi hem de impulsivite, öğrenme güçlükleri, psikoz gibi psikiyatrik durumlar birlikte bulunurlar. Psikososyal faktörler: Epileptik olmanın kişinin günlük hayatına bazı kısıtlamalar getirdiği bir gerçektir. Sürekli ilaç kullanmak, kontrol altına alınamayan ve ne zaman geleceği belli olmayan nöbetler, epilepsi hastalarına karşı toplumun hoşgörüsüzlüğü bu faktörlerde önemli rol oynar.

Epilepside yaşam boyu psikoz beklentisi %10 civarındadır. Genel popülasyonda yaşam boyu şizofreni beklentisi ise % 0.8 dur. Psikotik belirtilerin nöbetlerle ilişkili olarak ortaya çıkma zamanına göre psikozu olan epileptik hastalar iktal, postiktal ve interiktal olarak üç gruba ayrılabilirler. Sadece nöbetler sırasında ortaya çıkan psikotik belirtiler iktal, nöbetlerden bir süre sonra ortaya çıkan psikotik belirtiler postiktal, nöbetle ilişkisi olmayan ve kalıcı psikotik belirtilerin olduğu şizofreni benzeri durum da interiktal psikoz olarak adlandırılır. Remisyonsuz halüsinasyon ve delüzyonu olan hastalar kronik psikoz olarak kabul edilir. 27

Yanlışlıkla aşağıdaki tanılar düşünülebilir: Şizofreni benzeri psikozlar, Kronik paranoid ve halüsinasyonlu psikozlar, Saf delüzyonel psikozlar, Mani benzeri psikozlar, Sistematize olmayan delüzyonlar ve elementer halüsinasyonlarla giden psikozlar.

29

İnmede Görülen Psikiyatrik Tutulum Frontal korteks, hipokampus, talamus, amigdala ve bazal ganglia gibi beyin yapılarını etkileyen nörolojik hastalıklar, tekrarlayıcı majör depresif bozuklukla aynı beyin alanlarını etkilemektedirler. Limbik-kortikostriatal-pallidotalamik yolakların depresyonun nörobiyolojisinde önemli rol oynadığı bilinmektedir. Bu nedenle nörolojik hastalıkların seyrinde depresyona sık rastlanması şaşırtıcı bir durum değildir. İnme hastalarında depresif bozukluk sıklığı %40 civarında bildirilmektedir. Serebrovasküler hastalıklarda da depresyon lezyonun yerine bağlı olarak sık ortaya çıkar. Beynin sol tarafını tutan lezyonların ve daha çok ön bölgelerdeki lezyonların depresyona yol açtığı söylenmektedir. Anksiyetenin, psikomotor yavaşlamanın, uyku bozukluklarının eşlik ettiği her türlü depresif hastalık inmede görülebilir. Akut dönemde, psikiyatrik belirtiler doğrudan lezyonun yeri ile ilgili olabileceği gibi, ortaya çıkan bu fonksiyon kaybı haline bir çeşit yanıt da olabilir. Yani; mutsuzluk ve üzüntü, aynı zamanda kayba veya bir olaya karşı normal tepkiler olabilir ve her zaman majör depresyon tanısına işaret etmez. Üzüntünün tersine depresyonda, 30 suçluluk ve değersizlik duygusuyla beraber özsaygıda bozulma da vardır

Demanslarda Görülen Psikiyatrik Tutulum Demans kişinin çeşitli sebeplere bağlı olarak günlük yaşantısını bozacak derecede beyin işlevlerinden bir ya da birkaçını kaybetmesi olarak tanımlanabilir. Alzheimer hastalığı (AH) en sık görülen demans çeşididir. Demans hastalarının %80-90 ında en azından bir stres verici nöropsikiyatrik veya davranışsal belirti görülür. Özellikle hastanın tedaviye uyumunu bozan, günlük bakımında önemli güçlüklere yol açan davranışsal sorunların tespiti ve tedavisi konusunda dikkat gerekmektedir. Önemli belirtiler arasında delüzyonlar, halüsinasyonlar, duygudurum bozuklukları, ajitasyon/eksitasyon, psikomotor bozukluklar ve kişilik değişiklikleri sayılabilir. 31

Bu belirtiler hastalığın her evresinde hatta klinik olarak demans tanısı konulmadan önce var olabilirler. Kişilik değişiklikleri, depresyon veya anksiyete çok erken dönemlerde görülebilir. Hastalık ilerledikçe farklı ve daha zorlayıcı karakter kazanabilirler ve hastalığın klinik görünümünü belirleyebilirler. Özellikle AH de delüzyonlar, halüsinasyonlar, kişilik değişiklikleri, duygudurum bozuklukları, uyku, iştah ve cinsel davranışla ilgili psikiyatrik sorunlar gerek hasta gerekse de aile için günlük yaşamı ileri derecede bozucu olabilmektedir.

Kognitif disfonksiyona ek olarak ortaya çıkan bu durum tedavi edilebilir ve hastanın yaşam kalitesine olumlu katkılar sağlanabilir. Vasküler demanslarda dirençli ve ilaca yanıtsız majör depresyon ve apati, frontotemporal demanslarda disinhibisyon, aldırmazlık, impulsivite ile giden mani benzeri tablolar, Lewy cisimcikli demans hastalarında erken dönemde görsel halüsinasyonlar ve hezeyanlar sık görülen ek psikiyatrik belirtilerdir. Halen Türkiye de 400,000 civarında AH olgusu olduğu tahmin edilmektedir. Bu hastaların nöropsikiyatrik, sosyal ve tıbbi zorlukları giderek günlük tedavi pratiğinin önemli sorunu haline gelecektir.

TEŞEKKÜRLER