TÜRKONFED Aylık Ekonomik Görünüm Raporu. Doç. Dr. Ümit İzmen Yasemin Özbal



Benzer belgeler
TÜRKon/HED/13-39 DEĞERLENDİRME NOTU. Faks: +90 (212) TÜRKİYE EKONOMİSİ. Sanayi üretiminde kritik gerileme.

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 22 Mayıs 2017, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 5 Aralık 2016, Sayı: 47. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 5 Haziran 2017, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 20 Şubat 2017, Sayı: 8. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 10 Ağustos 2015, Sayı: 22. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 15 Mayıs 2017, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 8 Mayıs 2017, Sayı: 19. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

Ekonomi Bülteni. 7 Ağustos 2017, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Temmuz 2014

TÜRKONFED KOBİ PERSPEKTİFİ MAYIS 2016

Ekonomi Bülteni. 13 Nisan 2015, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

2012 Nisan ayında işsizlik oranı kuvvetli bir düşüş ile 2012 Mart ayına göre 0,9 puan azalarak % 9 seviyesinde

Ekonomi Bülteni. 2 Ocak 2017, Sayı: 1. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Aralık Toplantı Tarihi: 24 Kasım 2015

Ekonomi Bülteni. 27 Mart 2017, Sayı: 13. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 9 Mayıs 2016, Sayı: 19. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

12,00 10,00 8,00 6,00 4,00 2,00 0,00

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ağustos 2013

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Aralık 2015 Ankara

Bankacılık sektörü değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

Ekonomi Bülteni. 21 Kasım 2016, Sayı: 45. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

İhracat azaldı, Merkez Bankası faiz indirdi

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

Ekonomi Bülteni. 8 Ağustos 2016, Sayı: 31. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 7 Kasım 2016, Sayı: 43. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 16 Mayıs 2016, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Makro Ekonomi ve Strateji. Haftalık Veri Akışı

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

Ekonomi Bülteni. 01 Aralık 2014, Sayı: 48. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 13 Şubat 2017, Sayı: 7. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 24 Şubat 2016 Ankara

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU

GÜNLÜK BÜLTEN 04 Nisan 2014

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Mayıs 2013

DÜNYA EKONOMİSİ. FED in faiz artırımı sürecine yönelik zamanlamayı fiyatlandırmakla güçlük çeken küresel piyasalar,

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

Ekonomi Bülteni. 26 Haziran 2017, Sayı: 26. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ekim 2014

Ekonomi Bülteni. 3 Temmuz 2017, Sayı: 27. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Enflasyon çift haneye yaklaştı, cari açık daralıyor

Ekonomi Bülteni. 19 Aralık 2016, Sayı: 49. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 31 Ekim 2016, Sayı: 42. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 10 Ekim 2016, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 29 Haziran 2015, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ocak 2014

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

Ocak 2015 HALI SEKTÖRÜ Ocak Aralık Dönemi İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği 01/2015 Page 1

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Büyüme Değerlendirmesi: Çeyrek

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Mart Toplantı Tarihi: 24 Şubat 2015

GÜVEN ENDEKSLERİ. Kaynak: TCMB & TÜİK SANAYİ SEKTÖRÜ

OCAK 2019-BÜLTEN 12 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

Ekonomi Bülteni. 17 Temmuz 2017, Sayı: 29. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

Kıvanç Duru 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Programı Değerlendirmesi

MİLLİ GELİR VE BÜYÜME 3,5. Kaynak: TÜİK SANAYİ SEKTÖRÜ

Ekonomi Bülteni. 27 Temmuz 2015, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 25 Mayıs 2016 Ankara

Ekonomi Bülteni. 16 Ocak 2017, Sayı: 3. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

GÜNLÜK BÜLTEN 23 Mayıs 2014

Ekonomi Bülteni. 11 Mayıs 2015, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

Ekonomi Bülteni. 4 Nisan 2016, Sayı: 14. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

%7.26 Aralık

Ekonomi Bülteni. 6 Şubat 2017, Sayı: 6. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi. Dünya Ekonomisi. FED varlık alımlarını durdururken, Avrupa Merkez Bankası negatif faiz uygulamaya. başlamıştır.

GSYH büyümesi 3. çeyrekte %1.6 ile beklentilerin altında kaldı

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

Mayıs. Sanayi sektörünün. Reel Kesimin Beklentileri İyileşti Tüketici Güveni Haziran da Zayıfladı. Kapasite Kullanımı Güçlenmeyi Sürdürdü

Ekonomi Bülteni. 18 Ağustos 2014, Sayı: 33

Ekonomi Bülteni. 10 Nisan 2017, Sayı: 15. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 22 Haziran 2015, Sayı: 16. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 12 Haziran 2017, Sayı: 24. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

TÜRKONFED Aylık Ekonomik Görünüm Raporu

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

Ekonomi Bülteni. 3 Ekim 2016, Sayı: 38. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2011, No:5

HAFTALIK RAPOR 17 Eylül 2018

MİLLİ GELİR VE BÜYÜME

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

Politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 4.5 ve MB borçlanma faiz oranıda yüzde 3.5 ile sabit tutulmuştur.

Ekonomi Bülteni. 08 Haziran 2015, Sayı: 14. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

MİLLİ GELİR VE BÜYÜME


EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Aralık 2011, No:14

ULUSLAR ARASI GELİŞMELER

Ekonomi Bülteni. 12 Aralık 2016, Sayı: 48. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Transkript:

TÜRKONFED Aylık Ekonomik Görünüm Raporu Doç. Dr. Ümit İzmen Yasemin Özbal TÜRKONFED tarafından hazırlanan Aylık Ekonomik Görünüm Raporu nun bu sayısı ODE Yalıtım Sanayi ve Ticaret A.Ş. nin katkılarıyla yayınlanmaktadır.

Giriş: Siyasi gerilim ekonomiyi vuruyor. 17 Aralık sonrasında belirsizlikler çok şiddetlendi Geçen sayıda yoğun belirsizlik nedeniyle 2014 hesaplarını yapmanın zorluklarına değinmiştik. Ancak 17 Aralık sonrasındaki süreç belirsizlikleri çok daha şiddetlendirdi. 2014 yılına siyasi belirsizlikler ve FED in tahvil alımını azaltma kararıyla girdik. Türkiye ekonomisinin performansının iki temel belirleyicisi olan küresel ekonomideki dalgalanmalar ve iç siyasette yaşanan belirsizlikler son 1 ay içerisinde döviz kurunda sert dalgalanmalara yol açtı. Yasamada, kolluk kuvvetlerinde, maliye bakanlığında, BDDK da yapılan görev değişiklikleri, HSYK nın yapısını değiştirmeyi amaçlayan kanun teklifi gibi olgusal gelişmelerin yanı sıra, paralel devlet iddiaları ve ses kayıtlarının yarattığı bir dizi şaibe, karşı karşıya olduğumuz siyasi riskin boyutlarını arttırıyor. Yükselen siyasi risk ve devam eden küresel kırılganlık, 2014 yılında Türkiye ekonomisinin performansını düşürecek. Bu performans düşüşünden en olumsuz etkilenecek kesimlerin başında ise KOBİ ler geliyor. Küresel ekonomi risk yaratmaya devam ediyor Döviz kurlarında sert dalgalanmalar görüldü. Artan kırılganlık ve düşen performans en fazla KOBİ leri etkileyecek. Dünya ekonomisinde 2008 krizinin etkileri yavaş yavaş ortadan kalkıyor. IMF ye göre 2013 te %2,9 büyüyen dünya ekonomisi 2014 te %3,6 büyüyecek. Ama dünya ekonomisindeki büyüme yine de potansiyelin bir hayli altında kalacak. ABD de ekonomi istikrarlı biçimde toparlanıyor. Büyüme %2 civarında; bu sene %3 e hızlanması mümkün görülüyor. Enflasyonun hala düşük seviyelerini korumasına rağmen, istihdam piyasalarında istikrarlı bir düzelme devam ediyor. ABD ekonomisindeki iyileşme nedeniyle, merkez bankası FED, Aralık ve Ocak aylarında varlık alımlarında aylık bazda 10 milyar dolar kısıntıya gitti. ABD ekonomisindeki bu olumlu gelişmelere karşılık Türkiye nin en büyük ticari partneri olan AB de finansal kriz riski azalmış olsa da kuvvetli ve yaygın bir toparlanmadan söz etmek zor. Yapısal sorunlarını çözmek yerine ertelemeyi tercih etmiş olan AB de toparlanma çok daha yavaş ilerliyor. AB ekonomileri deflasyon riski ile karşı karşıya. Gelişmiş ülkelerde büyüme hızlanırken gelişmekte olan ülkeler de ise büyümede kayda değer bir yavaşlama var. Dünya ekonomisinin lokomotifi gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere doğru kayıyor. FED in varlık alımlarındaki azaltma ve bu sürecin sonunda faiz oranlarında beklenen yükselme, gelişmekte olan ülkelerin kırılganlığını arttırıyor. Brezilya, Endonezya, Hindistan, Türkiye ve Güney Afrika, FED in bu politika değişikliğinden en olumsuz etkileneceği düşünülen Kırılgan 5 ülke olarak adlandırılıyor. Ancak bu 5 ülkenin arasına Şili, Macaristan ve Polonya da eklenmiş durumda. Diğer büyük yükselen piyasa ekonomilerini de 2014 te parlak bir performans beklemiyor. Rusya stagflasyon riski yaşarken, dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin de büyüme hızı azalmaya devam ediyor. 2014 te büyümenin %7,4 e kadar düşmesi ve 1990 yılından bu yana en düşük seviyeye inmesi bekleniyor. Büyüme hızı düşerken Dünya ekonomisi potansiyelin bir hayli altında büyüyor ABD ekonomisi istikrarlı biçimde toparlanıyor. AB ise deflasyon riskiyle karşı karşıya. Gelişmekte olan ülkelerin büyüme hızında kayda değer bir yavaşlama var. 1

borç/gsyh oranının %200 leri aşmış olması finansal piyasalardaki istikrar açısından risk yaratıyor. Küresel ekonominin 2014 görünümü, Türkiye için, ne dış talep ne de finansman olanakları açısından umutlu bir zemin ortaya koymuyor. FED in varlık alımını azaltmasına bağlı olarak gelişmiş ülkelerde beklenen getiri artışları, fonların gelişmekte olan ülkelerden çıkmasına yol açarak cari açığı yüksek ülkelerde finansman sorunları yaratabilecek. Bu sorunların şiddetli olması durumunda gelişmekte olan ülkelere giden fonların %80 azalabileceği tahmin ediliyor. Türkiye, uluslararası finansal piyasalardaki bu hareketlerden en olumsuz etkilenecek ülkeler arasında yer alıyor. Üretimde gelişmeler Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri için kritik olacak 2014 Mart yerel seçimleri arifesinde, yükselen piyasa ekonomilerinin finansman ihtiyaçlarını küresel piyasalardan fonlama olanaklarının daralmakta olduğu bir ortamda patlayan siyasetteki gerilim, ekonomideki beklentilerin hızla bozulmasına yol açtı. 1990 lı yıllarda siyasi istikrarsızlık ve ekonomik istikrarsızlık sarmalında olan Türkiye de siyasette tansiyonun yükselmesi, eski günlere geri dönme endişelerine yol açtı ve hanehalklarının ve şirketlerin davranışlarını bozdu. Diğer yükselen ekonomiler karşısında TL reel anlamda değer kaybetti. TL de oluşan değer kaybı karşısında merkez bankasının faiz oranlarında yaptığı sert ayarlama değer kaybını sınırladıysa da büyüme üzerinde olumsuz etki yapacak. İç talep yatay seyrediyor Döviz kurlarındaki hareketlilik tüketici güvenini doğrudan ve derinden etkiliyor. Bu etkiyi Ocak ayı rakamlarında görmek mümkün. Tüketici Güven Endeksi son 6 aylık dönemde aşağı yönlü bir eğilim seyrederek, tüketicinin piyasaya güveninde gerileme yaşandığına işaret ediyor. Endeks, Ocak ayında bir önceki aya kıyasla %3,5 gerileyerek 72,4 değerini aldı. Çin de büyüme 1990 dan bu yana en düşük seviyeye iniyor. Küresel ekonominin 2014 görünümü, Türkiye için, ne dış talep ne de finansman olanakları açısından umutlu bir zemin ortaya koymuyor.. Yurtdışı kaynaklı kırılganlıklar siyasette yükselen tansiyon ile birleşince piyasalar olumsuz etkilendi. Üretimde sert bir yavaşlamaya hazırlıklı olmak gerekiyor. Hem FED in aldığı miktar genişlemesinin tedricen azaltılması kararı hem de siyasi gerilimler nedeniyle artan belirsizlik ve TL deki sert değer kaybı ve risk priminin 2

yükselişi, tüketici güveninin yanı sıra reel kesim güven endeksinde de gerilemeye yol açtı. Önce TL nin hızlı değer kaybı ve ardından gelen sert faiz artışı, reel kesimde üretim kararlarını çok olumsuz etkiledi. TL nin hızlı değer kaybı ve sert faiz artışı, reel kesimi çok olumsuz etkiledi. Sanayi ve iş dünyasının piyasaya güvenini yansıtan Reel Kesim Güven Endeksi Ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 6 gerileyerek 104,2 değerini aldı. Geçtiğimiz sene ılımlı artış eğilimi sergileyen Reel Kesim Güven Endeksi, Ekim ayından bu yana gerilemeyi sürdürüyor. Hem tüketici hem de sanayicilerin piyasaya olan güveninde ekonominin genel gidişatı ve üretime yönelik güveninde Ocak ayında gerileme yaşandı. Güven endekslerine paralellik gösteren mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksi ise Aralık ayında bir önceki aya göre değişmedi ve 119,5 seviyesinde kaldı. Küresel ekonomideki kırılganlıklar ve siyasi tansiyon reel kesim güven endeksinde gerilemeye yol açıyor Kapasite kullanımı azalıyor. Türkiye de büyümenin lokomotifi olan dayanıklı tüketim malları üretimi Aralık ayında %0,3; dayanıksız tüketim malları %1,5 artarken sermaye malları üretiminde ise değişiklik olmadı. Sanayi üretiminde düşüş bekleniyor Aralık ayında İmalat Sanayi Kapasite Kullanım oranının ise 75,9 dan Ocak ayında 74,5 e düşmüş olması, sanayi üretim endeksinde de benzer bir gerileme olacağına işaret 3

ediyor. İhracat ve yurtiçi siparişlerdeki düşüş de üretim yavaşlamasını teyit eden bir başka gösterge. İstihdam yaratma kapasitesi düştü İç talepte yaşanan durgunluk istihdam piyasalarında görülen durgunluğu açıklayıcı bir gösterge niteliği taşıyor. İstihdam piyasalarında 2012 nin başından bu yana görülen bozulma Kasım ayında da devam ediyor. Mevsimsel etkilerden arındırılmış işsizlik oranı %9,9 a gerilemiş olmasına rağmen, bu gerilemenin istihdama katılımın azalması sayesinde gerçekleşmiş olduğunu göz önünde bulundurmak gerekiyor. İstihdam oranının gerilediği bir ortamda işsizlik oranının %10 da istikrar kazanması, iç talep açısından ümitli olmayı olanaklı kılmıyor. 2014 istihdam piyasaları açısından parlak görünmüyor İstihdam piyalarındaki kötüleşmenin durulması iç talepte bir toparlanma yaşanmasına bağlı. Üretici sektörler olan tarım ve sanayinin yeni istihdam yaratma kapasitesi zayıf istihdam yaratan başlıca sektör hizmetler Sektörler itibariyle yeni yaratılan istihdamı incelediğimizde, hizmet sektörünün yine en önemli istihdam yaratan sektör olmaya devam ettiği, inşaat ve sanayi sektörlerinde Kasım ayında bir kıpırdanma görüldüğü dikkati çekiyor. Tarım sektöründe ise istihdam azalmaya devam ediyor. 4

İşsizlik oranı %10 da istikrar kazandı. Kurulan firma sayısı artıyor ve karşılıksız çek kullanımı azalıyor. Önümüzdeki aylarda, iç talebin durağan seyri istihdam piyasalarını olumsuz etkilemeye devam edecek. İşsizlik oranının mevcut durağan seyrinin, son aylarda gündemi meşgul eden iç siyasetteki gelişmeler ve FED in tahvil alımını azaltma kararına bağlı olarak yeniden küresel kriz öncesindeki iki haneli rakamlar seviyesine dönme ihtimali var. Temmuz ayından bu yana işsizlik oranı %10 civarında istikrar kazandı. Tüketici ve ticari kredilerdeki yavaşlama da iç talebin sınırlanacağına işaret eden bir başka gösterge. Reel kesime ilişkin bu olumsuz göstergelere karşılık kurulan firma sayısındaki artışın ve tahsili gecikmiş alacak miktarındaki ve karşılıksız çek kullanımındaki azalmanın olumlu göstergeler olarak not edilmesinde yarar var. Gelecek dönemde siyasi gerilimin düşmesi, bu olumlu gelişmelerin üretime yansımasını mümkün kılacak. Kamu harcamalarındaki hızlı artışa rağmen Kamu gelirleri yüksek ve kamu açığının GSYH ya oranı %1 ler seviyesinde Kamu maliyesi Merkezi Yönetim Bütçesinde Ocak ayında geçen yılın aynı dönemine göre bütçe gelirleri %2,8 oranında artarken harcamalarda %4 oranında gerileme yaşandı. Böylelikle geçtiğimiz yıl Ocak ayında yaklaşık 6 milyar TL olan bütçe fazlası bu sene yaklaşık 2 milyar TL seviyesine geriledi. Bu yıl Ocak ayında faiz dışı harcamalarda %20,5; vergi gelirlerinde ise %9,5 oranında yaşanan artış, bütçe fazlasının geçen yıla kıyasla daralmasına neden oldu. Bütçe açığının düşük olması ve Avrupa Birliği tanımlı borç stokunun GSYH ya oranının bu yılsonunda %35 seviyesine inecek olması, seçimler öncesinde bütçe politikasının da iç talebi desteklemek için kullanılabileceğini gösteriyor. Bu nedenle 2014 te ve 2015 te bütçe dengesinde bir miktar bozulma muhtemel olmakla birlikte, bu bozulmanın tolere edilebilecek sınırlar dışına çıkmayacağı bekleniyor. Mart sonundaki yerel seçimlere kadar, faiz oranlarındaki yükselmenin iç talep üzerindeki olumsuz etkilerinin kamu harcamalarının artırılması yoluyla dengelenmeye Seçim döneminde bütçe açığında mali disiplini sarsmayacak ölçüde bozulma muhtemel 5

gidilmesi ve seçmen üzerinde psikolojik etkisi yüksek olan TL deki aşırı değer kaybının engellenmeye çalışılacağı bir politika bileşeninin izlenmesi kuvvetle muhtemel. Döviz kurlarındaki dalgalanmalar dış açık üzerinde baskı artırmaya devam ediyor Cari açık Türkiye ekonomisinde kırılganlık kaynağı olmaya devam edecek Dış Denge Gelişmekte olan ülkelere yönelen fonlarda süregelen azalma cari açığın finansmanı endişelerine yol açıyor. Altın hariç dış ticaret dengesi yatay seyrediyor 2013 yılı Ocak-Aralık dönemine ait dış ticaret verilerine göre ihracat %0,45 oranında azalırken, ithalat %6,4 oranında arttı. 2013 başından itibaren 12 aylık kümülatif ithalat yaklaşık olarak 237 milyar dolardan 251 milyar dolara yükselirken, ihracat ise 153 milyar dolardan 151 milyar dolara geriledi ve 12 aylık kümülatif dış ticaret açığı ise 99,7 milyar dolara ulaştı. Ancak bu artışta altın etkisi kuvvetli. FED in miktar azaltması devam ettiği sürece Türkiye gibi enflasyonu ve cari açığı yüksek ülkeler olumsuz etkilenecek. Altın hariç dış ticaret dengesine baktığımızda az da olsa bir iyileşme görülüyor 6

Altın hariç dış ticaret dengesini incelediğimizde, 2013 yılı başından bu yana süregelmekte olan düzelmenin yıl sonuna doğru 90 milyar dolar düzeyinde sabitlendiği görülüyor. Cari açığı yaratan nedenlerin uzun vadeli olmasına rağmen TL deki değer kaybı Cari açığın finansmanı korkutuyor 2013 yılında ihracattaki artışın en önemli belirleyicisi AB oldu. AB deki toparlanmanın henüz arzu edilen seviyede olmamasına karşılık 2013 yılında AB ye ihracat bir önceki yıla göre %6,2 artış gösterirken, Yakın ve Ortadoğu ülkelerine ihracat %16,2 oranında geriledi. Bu durumda Ortadoğu daki siyasi gelişmeler kadar İran dan enerji alımı karşılığında yapılan altın ihracatındaki gerileme de etkili. Dış ticaret açığının esas kaynağı hala enerji ithalatı olmaya devam ediyor. Dış açığı enerji dışı incelediğimizde, 38 milyar dolar seviyesinde seyrettiği görülüyor. Ancak öngörülebilir gelecekte Türkiye nin enerji kaynaklarında herhangi bir gelişme söz konusu değil ve enerji ithalatı cari açık üzerinde baskı yaratan yüklü bir kalem olmaya devam edecek. açığın 2014 te bir parça azalabileceğine işaret ediyor. Dış ticaret açığındaki bozulma sonucunda cari açık 2013 yıl sonunda beklentileri aşarak 65 milyar dolar olarak gerçekleşti. Altın hariç tutulduğunda ise cari açık geçen seneye göre azaldı. Açığın finansman kalitesinde bir düzelme görülmedi. Açığın finansmanında, olumsuz dış ve iç konjonktürün etkileri görüldü. Açığın finansmanında borçlanmanın payı azalırken uluslararası rezerv varlıklar, gerilemeyi sürdürdü. Rezervler 3,7 milyar dolar gerilerken, portföy yatırımlarda ve mevduatlarda çıkış oldu. Kredi temininde bir sıkıntı görülmemesi ve doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında 1,6 milyar dolarlık giriş ise finansman açısından olumlu gelişmelerdi. 2014 yılında gelişmiş ülkelerde büyümenin hızlanması ve TL deki değer kaybı Türkiye nin ihracatını destekleyecektir. Dış talebin hala güçlü olmamasına karşılık TL deki değer kaybının ve kredi talebini yavaşlatmak için alınan önlemleri sonucunda 2013 te büyümüş olan cari açığın 2014 de azalacağını söyleyebiliriz. İhracattaki olumlu etkisine rağmen TL deki değer kaybı ithal girdiler nedeniyle enflasyonu bozacak. 7

Yine de GSYH nın %7 si civarında seyreden cari açığın finansmanı 2014 ün temel konularından birisi olacaktır. ABD de miktar genişlemesinin tedricen azalması (QE) politikasına bağlı olarak uluslararası piyasalarda fonların gelişmekte olan ülkeleri terk etmesi, Türkiye nin finansman sorunlarını ağırlaştıracaktır. Bu durumda faiz oranları ve kurlara enflasyon üzerinden baskı oluşması kaçınılmaz olacaktır. Değer kaybeden TL de istikrar sağlanması durumunda dış ticaret açığı 2014 te gerileyecek. Parasal göstergeler Döviz kurlarındaki dalgalanma, reel sektörü olumsuz etkiliyor 2013 Haziran dan bu yana değer kaybeden Türk Lirası, 2014 yılı Ocak ayının son haftasında rekor kırdı. FED in tahvil alımlarını geçtiğimiz aydan bu yana tedricen azaltmaya devam etmesiyle birlikte yaşanan siyasi gerilim gelişmekte olan piyasa ülkeleri arasında en fazla değer kaybeden paranın Türk Lirası olmasına yol açtı. Siyasi tansiyon piyasa göstergelerinde bozulmaya yol açtı. FED in piyasalara sürdüğü para miktarının azalması Türk Lirası nın yeniden değer kazanma olasılığını düşürüyor FED Aralık ayında aldığı kararla Ocak ayında miktar genişlemesi programını 75 milyar dolara indirdikten sonra Şubat ayında da 10 milyar dolarlık indirime gitti. Önümüzdeki aylarda da varlık alımları azaltılmaya devam edecek. Bu nedenle Türk Lirası nda Dolar veya Euro ya karşı değer kazanımının yine 2013 yılı başındaki seviyelere dönmesini beklemek söz konusu değil. Önümüzdeki üç seçim dönemi boyunca yaşanabilecek olası bir siyasi tansiyonun göz ardı edilmemesi gerekiyor. Bu durumun yanı sıra FED in piyasalara sürdüğü para miktarının azalması ve bu paranın da 2014 boyunca gelişmekte olan piyasalardan gelişmiş piyasalara yöneleceği beklentisi, Türk Lirası nın yeniden değer kazanarak 2013 yılı başındaki değerlere dönme olasılığını düşürüyor. FED, sürdürdüğü tahvil alım programını 2014 yılı sonunda bitirmeyi hedefliyor. 2014 yılsonuna doğru, gelişmekte olan piyasalara yönelmekte olan paranın azalacağını da göz önüne alarak, Türkiye nin yabancı sermayenin yavaşlama ihtimaline karşı önlem alması gerekiyor. TL nin Dolar veya Euro karşısında 2013 yılı başındaki seviyelere dönmesi olası görünmüyor. Yabancı sermayenin yavaşlama ihtimaline karşı önlem alınması gerekiyor. Enflasyonla mücadele başka bahara Türk Lirası ndaki değer kaybı iç fiyatlara geçiş etkisi nedeniyle enflasyon üzerinde olumsuz etki yapmaya devam ediyor. Geçtiğimiz Aralık ayında tüketici fiyatlarında gerçekleşen %7,40 lık artış nedeniyle Merkez Bankası nın yıl sonu hedefi olarak 8

belirlediği %6,8 enflasyon oranına ulaşmak mümkün olmadı. Merkez Bankası nın %5 seviyelerinde hedeflediği enflasyon son 10 yıldır %8 oranının altına inemedi. Ocak ayında tütün ve alkollü içeceklerdeki kuvvetli artış ve gıda fiyatlarındaki değişim enflasyonun artış eğilimini sürdürmesine neden oldu. Ocak ayı itibariyle yıllık TÜFE enflasyonu % 7,53 olurken, çekirdek enflasyon göstergesi olarak kullanılan I- Endeksindeki yıllık artış hızı %7,6 olarak gerçekleşti. Siyasi TL deki gerilimin değer şiddetine kaybı bağlı olarak zaten ekonomi yüksek olan az, ya da çok, ama enflasyonun mutlaka olumsuz düşürülmesini etkilenecektir. zorlaştıracak. TL deki değer kaybının önlenememesi sonucunda Merkez Bankası, enflasyon beklentilerindeki ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın engellenmesi için güçlü ve önden yüklemeli bir parasal sıkılaştırmaya gidilmesinin uygun olacağına karar verdi. Faiz oranlarındaki sert artış, Türk Lirası ndaki değer kaybının önüne geçtiyse de, büyümenin zaten zayıflamış olduğu bir ortamda iç talebi olumsuz etkileyecektir. 2014 te bizi yüksek enflasyon, yüksek cari açık ve düşük büyüme bekliyor Kararın siyasi nedenlerle geciktirilmiş olmasının faturası, daha yüksek faiz artışı ve TL deki istikrarsızlığın reel sektör üzerinde yaratmış olduğu tahribat ile ödendi. Sonuç: Yüksek enflasyon, yüksek dış açık, düşük büyüme 2014, 2013 e kıyasla ekonomik performansın bozulacağı bir yıl olacak. Mart ayında yapılacak seçimler, sadece yerel yöneticilerin seçimi olarak değil, daha sonra yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri ve gelecek sene yapılacak milletvekilliği seçimleri açısından da önem taşıyor. Mart seçimlerinin sonuçlarına göre parlamentodaki partilerin yönetimlerinde de değişiklikler bekleniyor. Seçimler bunca önem taşımasına rağmen, yurtiçinde siyasi tansiyonun çok yüksek olması, yurtdışı kaynaklı tehditler karşısında ekonomi yönetiminin sadece önleyici tedbirlerle yetineceğini, yapısal değişiklikler yaratabilecek önemli kararların alınmasını zorlaştırıyor. Siyasi gerilimin 30 Mart 2014 seçimlerine kadar düşmeyeceği gözüküyor. Hatta daha da tırmanması bile olası. Siyasi gerilimin şiddetine bağlı olarak ekonomi az, ya da çok, ama mutlaka olumsuz etkilenecektir. Sorunun kökeninde iktisadi dengesizlikler değil, siyasi çatışma var böyle olunca, ekonomi politikası Faiz oranlarındaki araçlarının sert etki artış, alanı TL deki da sınırlı. değer kaybının önüne geçtiyse de, büyümenin zaten zayıflamış olduğu Çözüm ortamda ekonomide iç talebi değil olumsuz siyasette etkileyecek. aranmalı. 9

Siyasi riskin yükselmesi, TL deki aşırı dalgalanma ve faiz oranlarındaki sert yükseliş, üretim, tüketim ve yatırım kararlarının ötelenmesine yol açarak zaten yavaşlamış olan büyümeyi daha da aşağıya çekecektir. TL deki değer kaybı enflasyonda da hızlanmaya neden olacaktır. Bugünden baktığımızda, büyümenin düşeceği, enflasyonun yükseleceği ve iktidar partisinin oy oranının gerileyeceği, eğilim olarak söylenebilir olsa da, eğilimlerin hangi şiddette olacağını kestirebilmek bugünden bakıldığında kolay değil. Sorunun kökeninde iktisadi dengesizlikler değil, siyasi çatışma var böyle olunca, ekonomi politikası araçlarının etki alanı da sınırlı. Kısaca 2014 te ekonomiyi yüksek enflasyon, yüksek cari açık ve düşük büyüme bekliyor. Bu iç açıcı bir resim olmasa da, siyasi tansiyonun daha da bozulmaması varsayımı altında ufukta ciddi bir kriz ihtimali gözükmüyor. Çözüm ekonomide değil siyasette aranmalı. Ekonomi politikasının sonuçlar üzerindeki etkisinin sınırlı olacağı bir sürece giriliyor. Siyasette ve dünya ekonomisindeki gelişmelere bağlı olarak bu tablonun daha bozulması olası. Bu durumda ekonomi politikasının tablonun olumluya gitmesinde pek etkisi olmayacaktır. Çünkü Türkiye nin bugün karşı karşıya olduğu sorunlar ağırlıklı olarak siyasidir ve siyasi sorunların çözümü ekonomide değil siyasette aranmalıdır. 10

Kaynakça 1. Türkiye İstatistik Kurumu 2. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası 3. T.C. Maliye Bakanlığı 4. EUROSTAT 5. IMF World Economic Outlook October 2013 (January 2014 Update) 6. OECD 7. http://commons.wikimedia.org/wiki/file:ocean_waves.jpg (sayfa 1) 8. http://ak.picdn.net/shutterstock/videos/1103359/preview/stock-footage-timelapse-of-man-pushing-empty-trolley-around-supermarket-footage-loops-camera-fixedto-shopping.jpg (sayfa 2) 9. http://www.phoenix-fly.com/upload/fichiers24.jpg (sayfa 3) 10. http://3.bp.blogspot.com/_k- 33hXu9rCk/TUtTqBBwbMI/AAAAAAAAAt4/DVVaosZ4lNo/s1600/globalunemployment.jpg (sayfa 4) 11. http://cdn.business.transworld.net/wpcontent/blogs.dir/1/files/2013/05/how_to_balance-600x337.jpg (sayfa 5) 12. http://188.125.166.138/~ziraat121/assets/uploaded/ihracat1.jpg (sayfa 6) 13. http://cdn.hbrresim.gazetea24.com/cop-yerine-para-dolu-bavulu-atti.jpeg (sayfa 7) 14. http://thumbs.dreamstime.com/x/basket-currencies-1057824.jpg (sayfa 8) 15. http://fabiusmaximus.files.wordpress.com/2013/06/20130615-inflation_2008.jpg (sayfa 9) 16. http://iblog.milliyet.com.tr/imgroot/blogv7/blog333/2012/05/12/08/362467-3-4-55bdf.jpg (sayfa 10) Bu çalışma yalnızca bilgilendirme amaçlı hazırlanmıştır. Çalışmada yer alan analiz ve değerlendirmelerin kullanılması tamamen tercihe bağlı olup, hiçbir koşulda yatırım tavsiyesi biçiminde yorumlanmamalıdır. Çalışmada kullanılan veriler kamuya açık ve güvenilir olduğu düşünülen kaynaklardan derlenmiştir. Yine de, bu çalışmadaki bilgilerin ve yorumların kullanılmasının ve/veya sunulan verilerdeki hata ve eksikliklerin doğurabileceği her türlü olumsuz sonuçtan dolayı Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu ve her ne akitle bağlı olursa olsun her türlü çalışanı hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. 11 TÜRKONFED tarafından hazırlanan Aylık Ekonomik Görünüm Raporu nun bu sayısı ODE Yalıtım Sanayi ve Ticaret A.Ş. nin katkılarıyla yayınlanmaktadır