İSTİSMAR VE İHMALİN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ FİZİKSEL VE PSİKOLOJİK ETKİLERİNİN İNCELENMESİ Meltem CAN ÖZCAN YÜKSEK LİSANS TEZİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE



Benzer belgeler
Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımın belirtileri ve etkileri Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımı önlemek için yapmamız gerekenler

ÇOCUKLARIMIZI İHMAL VE İSTİSMARDAN NASIL KORUYABİLİRİZ?

İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI. Yrd. Doç. Dr. Mustafa Yaşar. Ç.Ü. Eğitim Fak. İlköğretim Böl. Okul Öncesi Öğretmenliği Anabilim Dalı

ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI

İhmal ve İstismara Uğrayan Çocuklar ve Müdahale Yaklaşımları. SHU Tülin KUŞGÖZOĞLU Çocuk İstismarı ve İhmalinin Önlenmesi Derneği ANKARA- 2011

ADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ. Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ

içindekiler BÖLÜM 1 GİRİŞ 1 B Ö L Ü M 2 PUBERTE, SAĞLIK VE BİYOLOJİK TEMELLER 49 B Ö L Ü M 3 BEYİN VE BİLİŞSEL GELİŞİM 86

İNFERTİL ÇİFTLERDE, İNFERTİLİTE TEDAVİSİ ESNASINDA ERKEKLERDEKİ PSİKOSOSYAL DURUMUN İNCELENMESİ

ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE İNTİHAR GİRİŞİMİ

Prof.Dr.Bahar Gökler Hacettepe Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Emekli Öğretim Üyesi Çocuk İstismarını ve

Dr. Oğuzhan Zahmacıoğlu Yeditepe Üni. Tıp Fak. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı

Ruhsal Travma Değerlendirme Formu. APHB protokolü çerçevesinde Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) tarafından hazırlanmıştır

Eğitim Tarihleri: 5-6/ 11 /2016 ve / 11 /2016 (2 hafta Cumartesi ve Pazar toplam: 32 saat) Eğitim Ücreti: 400 TL + KDV (Öğrencilere %25 indirim

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I

MUTLU ÇOCUKLAR DERNEĞİ

ÖZET Yüksek Lisans Tezi İlköğretim II. Kademe Öğrenci Korkuları: Akademik Başarıya Etkisi. Burhan ÇELEBİ

TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR

OYUN TEMELLİ BİLİŞSEL GELİŞİM PROGRAMININ AYLIK ÇOCUKLARIN BİLİŞSEL GELİŞİMİNE ETKİSİ

Ebeveyne Duyulan Güvenin Psikolojik Kontrol ve Zorbalık / Zorbalığa Maruz Kalma Arasındaki Aracı Rolünün İncelenmesi*

ŞİDDET NEDİR? ADEM TOLUNAY ANADOLU LİSESİ REHBERLİK SERVİSİ

Çocuk Psikiyatrisi Uygulamalarında İstismar Olgularının Tanınması. Prof. Dr. Elvan İŞERİ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatri A.D.

İŞYERİNDE SAĞLIĞI GELİŞTİRME ve PROGRAM PLANLAMA. Prof.Dr.Ayşe Beşer Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi

Çocuk İstismarı: KAZA MI İSTİSMAR MI?

ÇOCUĞUNUZUN RUH SAĞLIĞI Bu yazıyla ilgilenip okuduğunuza göre bir yetişkin olmalısınız. Çocuğunuza sevginizi göstermenin ya da ona yardımcı olacak en

Doç. Dr Yaşar TIRAŞÇI. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı

Psikolog Seda BİLGEN IŞIK İÇİNDEKİLER: 1. TIRNAK YEME 2. ÇOCUKLARDA BİLGİSAYAR KULLANIMI 3. SINAV KAYGISI 4. KAYNAKÇA

ÇOCUK HAKLARI VE YOKSULLUK Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı Faks

ERGENDE AİLE KRİZLERİNE MÜDAHALE. Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuç: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT The Evaluation of Mental Workload in Nurses Objective: Method: Findings: Conclusion:

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI AİLE İÇİ ŞİDDET

Cinsel istismarlı hastaya yaklaşım. Doç. Dr. Mücahit KAPÇI ADÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD.

EĞİTSEL DEĞERLENDİRME SÜRECİ

RATLARDA ANNE YOKSUNLUĞU SENDROMUNA ZENGĠNLEġTĠRĠLMĠġ ÇEVRENĠN ETKĠSĠ. Serap ATA, Hülya İNCE, Ömer Faruk AYDIN, Haydar Ali TAŞDEMİR, Hamit ÖZYÜREK

Birleşmiş Milletler Kadın Mahpuslar için. Bangkok Yasaları El Rehberi

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler.

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI SÜMER ANAOKULU AİLE EĞİTİMİ PROGRAMI

Yerinde Masaj ın İş Hayatına Etkileri İstanbul Konulu Akademik Araştırma Sonuçları Sayfa 1/4

Anadolu Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Merkezi SOSYAL FOBĐ

Aile İçi Şiddete Maruz Kalan ve Korunmaya Muhtaç Ailesiz Çocuklarda Akran Zorbalığının

SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ

Örnek Araştırma Tek Ebeveynli Aileler

ANKARA ÜNİVERSİTESİ UYGULAMA ANAOKULLARI ÇOCUK BİLGİ FORMU. 2) Az sorunlu ya da çok sorunlu geçtiyse bu sorunların neler olduğunu kısaca yazınız:

Bir Hak İhlali: ÇOCUK İHMALİ VE İSTİSMARI

Adli Tahkikat ve Sosyal İnceleme Raporu Özeti

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

(ISPARTA-SÜTÇÜLER İLÇESİ ÖRNEĞİ) -ŞUBAT-MART SUNUM PROF. DR. NAZMİ AVCI. MAYıS, 2015

Meslekte Ruh Sağlığı. A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD

ÖNSÖZ... IX III

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

RUHSAL BOZUKLUKLARDA DAYANIKLILIK VE YATKINLIK DUYGU DIŞAVURUMU

Doç. Dr. Fatih Öncü. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Açıklama Araştırmacı, danışman, konuşmacı: Herhangi bir maddi ilişki yoktur.

EMDR GÖZ HAREKETLERİ İLE SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME. (Eye Movement Desensitization and Reprossesing)

BİR ÜNİVERSİTE HASTANESİNDE ÇALIŞAN SAĞLIK ÇALIŞANLARININ RUHSAL SAĞLIK DURUMUNUN BELİRLENMESI VE İŞ DOYUMU İLE İLİŞKİSİNİN İNCELENMESİ

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLARDA CİNSEL EĞİTİM

Nedensellik. BBY606 Araştırma Yöntemleri Güleda Doğan

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetin Kadın Sağlığına Etkileri. Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi

AFYONKARAHİSAR MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ VELİ GRUP REHBERLİĞİ PROGRAMI.. KASIM 2012

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Yrd. Doç. Dr. H. Coşkun ÇELİK Arş. Gör. Barış MERCİMEK

Travmaya Maruz Kalmɩş Çocuklarda Saldɩrganlɩk. Victoria Condon and Panos Vostanis

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler

MELLİTUS HASTALIGI VE HEMŞİRELİK BAKıMı

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri

MANİSA AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR İL MÜDÜRLÜĞÜ. Melek Arslan Serdaroğlu Sosyal Hizmet Uzmanı

PSİKOLOJİK YILDIRMANIN ÖNCÜLLERİ VE SONUÇLARI: HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ. Hacettepe Üniversitesi Psikometri Araştırma ve Uygulama Merkezi HÜPAM

ÇOCUK YETİŞTİRME VE ANNE BABA TUTUMLARI EĞİTİMİ

Engelli Öğrencilerin İhmal ve İstismarı

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK KÜLTÜR VE SPOR DAİRE BAŞKANLIĞI KREŞ VE ANAOKULLARI ÖĞRENCİ TANIMA FORMU ÖĞRENCİNİN AİLE BİLGİLERİ

YAŞAM BOYU DÖNEMLERİNE GÖRE KADIN CİNSİYETİNİN KARŞILAŞTIĞI SORUNLAR / OLAYLAR

AÇEV AİLE EĞİTİM PROGRAMLARI

Bir Sağlık Yüksekokulunda Öğrencilerin Eleştirel Düşünme Ve Problem Çözme Becerilerinin İncelenmesi

GÜÇ KOŞULLAR ALTINDAKİ ÇOCUKLAR. Doç. Dr. Günay SAKA DÜTF HSAD Mart 2009

Akran Zorbalığı. AD Kasım m 2004

OKAN EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ

Aile Avukatlığı ve Aile Rehberliği

Zihinsel Bozukluk Belirtileri ve Semptomları

Okul fobisi nasıl gelişir?

OKUL FOBİSİ. Bir çocuğun okul deneyiminin beyin işlevi ve anatomisinde gerçek değişimler yarattığı biliniyor Mel Levine

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ. MOBBING ve ÖRGÜTSEL DIŞLANMA - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

Yrd. Doç. Dr. Ayda ÇELEBİOĞLU Proje Araştırmacısı

Beden Eğitimi Öğretmenlerinin Kişisel ve Mesleki Gelişim Yeterlilikleri Hakkındaki Görüşleri. Merve Güçlü

ANNE-BABA TUTUMLARI. Aşırı Koruyucu Tutum

1. BÖLÜM ÇOCUK PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ

T. C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJESİ KESİN RAPORU

1.ÇAĞDAŞ EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ VE REHBERLİK. Abdullah ATLİ

Çocuk İstİsmarı. Çocuk: 18 yaşına erişmemi ş insan. İlkay Soykal, Psikolog, Yedikule Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Psikiyatri Servisi 10/06/16

5 Yaş : En sevdiğim arkadaşım Yaş : Kurallar ve törenler 9-11 yaş : Kuvvetlenen Arkadaşlık Bağları

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü MESLEKİ GELİŞİM EĞİTİM PROGRAMI

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

Sağlık Psikolojisi-Ders 8 Stres

Özel Bir Hastane Grubu Ameliyathanelerinde Çalışan Hemşirelerine Uygulanan Yetkinlik Sisteminin İş Doyumlarına Etkisinin Belirlenmesi

POSTER BİLDİRİ PROGRAM AKIŞI

Transkript:

İSTİSMAR VE İHMALİN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ FİZİKSEL VE PSİKOLOJİK ETKİLERİNİN İNCELENMESİ Meltem CAN ÖZCAN YÜKSEK LİSANS TEZİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ ANABİLİM DALI Doç. Dr. Ayda ÇELEBİOĞLU 2010 Her hakkı saklıdır

T.C. ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ ANABİLİM DALI İSTİSMAR VE İHMALİN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ FİZİKSEL VE PSİKOLOJİK ETKİLERİNİN İNCELENMESİ Meltem CAN ÖZCAN Tez Yöneticisi Doç. Dr. Ayda ÇELEBİOĞLU Yüksek Lisans Tezi ERZURUM -2010

I İÇİNDEKİLER Sayfa TEŞEKKÜR... III TABLOLAR DİZİNİ... IV ÖZGEÇMİŞ... V ÖZET... VI ABSTRACT... VII 1. GİRİŞ... 1 2. GENEL BİLGİLER... 4 2.1. Çocuk İstismarı ve İhmali... 4 2.1.1. Çocuk istismar ve ihmalinin tanımı... 4 2.2. Çocuk İstismarı ve İhmalinin Tipleri... 6 2.2.1. Fiziksel istismar ve ihmal... 6 2.2.2. Duygusal istismar ve ihmal... 8 2.2.3. Cinsel istismar ve ihmali... 11 2.2.4. Ekonomik istismar ve ihmali... 12 2.3. Çocuk İstismar ve İhmalinin Nedenleri... 14 2.3.1. Anneye ve babaya yönelik nedenler... 14 2.3.2. Çocuğa ait nedenler... 17 2.4. İstismar ve İhmalin Çocuklar Üzerindeki Fiziksel ve Psikolojik Etkileri... 18 2.5. Çocuk İstismarı ve İhmalinin Önlenmesi... 20 2.6. Çocuk İstismarı ve İhmalinin Önlenmesinde Hemşirelerin Rolü... 21

II 3. MATERYAL METOD... 24 3.1. Araştırmanın Şekli... 24 3.2. Araştırmanın Yapıldığı Yer ve Zaman... 24 3.3. Araştırmanın Evren ve Örneklemi... 24 3.4. Araştırmanın Değişkenleri... 24 3.5. Veri Toplama Araçları... 25 3.6. Verilerin Toplanması... 28 3.7.Verilerin Değerlendirilmesi... 28 3.8. Araştırmanın Sınırlılıkları ve Genellenebilirliği... 29 3.9. Araştırmanın Etik Yönü... 29 4. BULGULAR... 30 5. TARTIŞMA... 42 6. SONUÇ ve ÖNERİLER... 48 7. KAYNAKLAR... 50 EKLER... 58 EK-1... 58 EK-2... 60 EK-3... 62 EK-4... 64 EK-5... 65 EK-6... 66

III TEŞEKKÜR Yüksek lisans eğitimim boyunca beni her konuda destekleyen ilgi ve yardımını esirgemeyen danışman hocam Sayın Doç. Dr. Ayda Çelebioğlu na, manevi desteğini her an yanımda hissettiğim sevgili eşim Recep Özcan a ve aileme sonsuz teşekkür ederim.

IV TABLOLAR DİZİNİ Tablo 1. Araştırmaya Alınan Okullardaki Öğrenci Sayısı... 25 Tablo 2. Çocukların Tanıtıcı Özelliklerine Göre Dağılımı... 30 Tablo 3. Ebeveynlerin Tanıtıcı Özelliklerine Göre Dağılımı... 31 Tablo 4. Ailelerin Tanıtıcı Özelliklerine Göre Dağılımları... 32 Tablo 5. Çocuklarda Son Zamanlarda Görülen Bazı Fiziksel Problemlerin Dağılımları... 33 Tablo 6. Çocukların İstismar ve İhmal Yaşama Durumları... 34 Tablo 7. Çocuğa Ait Özelliklere Göre İstismar ve İhmal Yaşama Durumunun Karşılaştırılması... 34 Tablo 8. Ebeveynlerin Özelliklerine Göre Çocukların İstismar ve İhmal Yaşama Durumunun Karşılaştırılması... 35 Tablo 9. Aile Özelliklerine Göre Çocukların İstismar ve İhmal Yaşama Durumunun Karşılaştırılması... 37 Tablo 10-a. Çocukların İstismar ve İhmal Yaşama Durumuna Göre Fiziksel Belirtilerin Karşılaştırılması... 39 Tablo 10-b. Çocukların İstismar ve İhmal Yaşama Durumuna Göre Fiziksel Belirtilerin Karşılaştırılması... 39 Tablo 11. Çocukların İstismar ve İhmal Yaşama Durumuna Göre Psikolojik Belirti Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması... 41

V ÖZGEÇMİŞ Meltem Can 1983 yılında Erzincan da doğdu. İlk ve orta öğreniminden sonra 2000 yılında liseden mezun oldu. 2001 yılında Atatürk Üniversitesi Erzincan Sağlık Yüksek Okulu Hemşirelik Bölümünde öğrenimine başladı. 2005 yılında bu bölümden birincilikle mezun oldu. Aynı yıl Atatürk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalında yüksek lisans öğrenimine başladı. Halen Erzincan Devlet Hastanesi nde hemşire olarak görev yapmaktadır.

VI ÖZET incelenmesi İstismar ve ihmalin çocuklar üzerindeki fiziksel ve psikolojik etkilerinin Bu çalışma çocukların istismar ve ihmalle karşılaşma durumları ve etkileyen faktörler ile istismar ve ihmalin çocuklar üzerindeki fiziksel ve psikolojik etkilerini incelemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Araştırma, Eylül 2008-Ağustos 2010 tarihi arasında, Erzincan ilinde bulunan n 3 ilköğretim okulunun 6. 7. ve 8. sınıfında okuyan öğrencileri ile yürütülmüştür. Veriler, Soru Formu, Çocuk İstismarı ve İhmali Tanılama Anketi Tarama Formu ve Kısa Semptom Envanteri ile toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde; yüzdelik dağılımlar, ortalamalar, ki kare, t testi ve Cronbach Alfa katsayı hesaplaması kullanılmıştır. Araştırmada çocukların % 92.3 ünün istismar ve ihmale maruz kaldığı belirlenmiştir. Bu çocukların %67.8 oranında duygusal istismar, %42.1 oranında fiziksel istismar, %39.1 oranında ekonomik istismar ve %97.0 oranında ihmalle karşılaştığı saptanmıştır. Çocuğun cinsiyeti ve yaşı ile kardeş sayısı, okul dışında çalışma durumu, anne eğitim düzeyi, anne-baba çalışma durumu ve anne-baba evlilik durumunun istismar ve ihmal üzerinde etkili olmadığı belirlenmiştir. Baba eğitim durumu, aile gelir düzeyi ve aile yapısının istismar ve ihmal üzerinde etkili faktörler olduğu saptanmıştır. İstismar ve ihmalin çocukların son dönemlerde yaşadıkları fiziksel belirtiler üzerinde etkili olmadığı (p>0.05), ancak istismara ve ihmale maruz kalan çocuklarda daha yüksek oranda psikolojik belirti gözlendiği ve gruplar arasındaki farkın önemli olduğu saptanmıştır (p<0.05). Bu araştırma sonuçları doğrultusunda, bazı ailesel özelliklerin istismar ve ihmal davranışlarını tetikleyebileceği ve özellikle psikolojik belirti gösteren çocuklarda istismar ve ihmal olasılığının göz ardı edilmemesi gerektiği önerilebilir. Anahtar kelimeler: İstismar, İhmal, Çocuk, Hemşire.

VII ABSTRACT Examination of the physical and psychological effects of abuse and neglect on children This study was carried out as descriptive to determine child abuse and neglect, related factors and physical and psychological effect of abuse and neglect on children. The study was conducted over the grade 6, 7 and 8 primary school students from 3 primary schools in Erzincan. Data was obtained using questionnaire Form, scanning form of children abuse and neglect description questionnaire and Short Symptom Inventory. In the evaluation of data, percentage distribution, means, chi square, t test and cronbach alpha coefficient were calculated. In the study, 92.3 % of children were found to face abuse and neclect by getting 0 point. These children were faced with emotional abuse, physical abuse and economic abuse and neclect in the rates of 67.8, 42.1, 39.1, and 97.0, respectively. The factors such as gender, age, the number of siblings, working out of work, education level of mother, occupational status of parents, and marital status of parents were found not to be effective on abuse and neglect. Education level of father, income level, and family structure are the effective factors on abuse and neglect. Abuse and neclect were found not to be effective on the physical signs in recent periods of children (p>0.05), however, children facing abuse and neclect showed more apparent psychological signs and the difference between the groups are significant (p<0.05). As the consequence of the study, it was determined that some familial characteristics could accelerate abuse and neglect and it was suggested that in children with psychological symptoms the possibility of abuse and neglect should be considered. Key words: Abuse, Neglect, Child, Nurse

1 1. GİRİŞ Bir toplumun ilerleyebilmesi ve kalkınabilmesi o toplum içinde yetişen çocukların sağlıklı gelişmesiyle mümkündür 1. Toplumların geleceklerinin sağlam temellere oturtulabilmesi yarının sosyal yapısını oluşturacak olan çocukların beden ve ruh sağlığı bakımından korunmalarına ve en iyi biçimde eğitilmelerine bağlı olduğu halde, çocuk ihmal ve istismarı dünyanın birçok yerinde olduğu gibi ülkemizde de görülmektedir 2. Son yıllarda dünyada çocuk istismarı konusu, gerek tıbbi, gerekse toplumsal açıdan giderek önem kazanmaya başlamıştır. Bu durum, Türkiye için de geçerlidir. Konunun yeterince bildirilmemesi, tanı konulmasındaki güçlükler, inkâr edilmesi ve gizli kalması sorunun önemini daha da artırmaktadır. Bahar ve arkadaşlarının 1 belirttiği gibi Dünya Sağlık Örgütü nün verilerine göre dünyada 1-14 yaş grubundaki 40 milyon çocuk istismar veya ihmale uğramakta, desteğe ihtiyaç duymaktadır. Çocuk istismarı oranı dünyada %1 ile % 10 arasında değişirken ülkemizde bu rakam %10 ile %53 arasındadır ve duygusal istismarın %78; fiziksel istismarın %24; cinsel istismarın ise %9 oranında görüldüğü bildirilmektedir 3. Çocuk istismarı ve ihmali, anne, baba, bakıcı, öğretmen, tanıdık ya da yabancı bir erişkin tarafından çocuğa yöneltilen, toplumsal kurallar ve profesyonel kişilerce uygunsuz ya da hasar verici olarak nitelendirilen, çocuğun gelişimini engelleyen ya da kısıtlayan eylem ve eylemsizliklerin tümüdür. Bu eylem ya da eylemsizliklerin sonucu olarak çocuğun fiziksel, ruhsal, cinsel ya da sosyal açıdan zarar görmesi, sağlık ve güvenliğinin tehlikeye girmesi söz konusudur 4 7.

2 İnsanın doğasında var olan şiddetin savunmasız olan çocuğa yönelmesi ilk bakışta bir çelişki gibi görünüyor olabilir. Özellikle de bunun çocuğun en güvendiği ortam olan aile içinde, önemli bir oranda görülüyor olması olgunun trajedi boyutunu daha da artırmaktadır. Aileler çocuk yetiştirme sürecinde bilerek ya da farkında olmadan çocuklarının gelişimini olumsuz yönde etkileyecek, kimi zaman şiddet, kimi zaman da ihmal şeklinde davranışlar gösterebilmektedirler 8,9. Ana babaların çocuklarına karşı tutumları, kendi kişilik özelliklerinden, içinde yetiştikleri sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik koşullardan, eğitim düzeyinden, çocuklarına ait özelliklerden ve içinde bulundukları toplumun geleneksel çocuk yetiştirme yöntemlerinden etkilenmektedir. Düşük sosyoekonomik düzey, dar yaşam alanı, geniş aile yapısı, göç olgusunun varlığı, düşük eğitim düzeyi, tek ebeveynli aile, düşük evlilik kalitesi, zayıf ebeveyn çocuk ilişkisi, ebeveyn madde kötüye kullanım öyküsünün varlığı çocuğa yönelik ihmal ve istismarın ortaya çıkmasında zemin hazırlayıcı etkenler olarak bildirilmektedir 1,10. İstismara maruz kalan çocuklarda, bu duruma bağlı olarak birçok fiziksel, psikolojik ve sosyal problem görülmektedir. İlgili literatür incelendiğinde, istismar ve ihmale maruz kalan çocuk ve ergenlerde; gelişimsel gecikme, beyin hasarları, öğrenme bozuklukları, konuşma bozuklukları, depresyon, düşük akademik başarı, zayıf akran ilişkileri, suça eğilimli olma, alkol, madde kullanımı, uyku bozuklukları, yeme bozuklukları, düşük benlik saygısı, aşırı hareketli veya yıkıcı/zarar verici davranış örüntüsü, saldırganlık, öfke gibi birçok olumsuz sonucun görüldüğü çeşitli araştırmalar ile ortaya konmuştur 8,11-13. Ayrıca, çocuklukta karşılaşılan istismarın, yetişkinlikteki suça yönelen davranışlara, duygusal bozukluklara, kişiler arası ilişkilerde uyumsuzluğa,

3 antisosyal davranışlara, saldırganlığa ve kendi çocuklarına yönelik istismar edici davranışlara sebep olduğu görülmektedir 8,14. Toplumda çocuğa kötü davranma, ihmal etme bazı bireylerce kötü bir davranış olarak değerlendirildiği için bu durum çoğu kez inkâr edilebilir veya görmezlikten gelinebilir. Hemşire ve ebeler bulundukları özel konumları ve mesleki eğitimleri nedeniyle bu soruna eğilmeye ve toplumda bu çocukların erken tanı ve tedavisinde rol oynamaya, toplumda istismar ve ihmal olaylarını önlemeye çalışmalıdır. Çocukla ilgilenen tüm hemşireler konumları ne olursa olsun istismar ve ihmalin erken tanı ve tedavisinde, önlenmesinde, aile ve toplumu bu konuda bilinçlendirmede aktif bir rol alabilirler 15. Bu çalışmada, istismar ve ihmalin çocuklar üzerindeki fiziksel ve psikolojik etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bunun yanında istismar ve ihmal durumu demografik değişkenler açısından da değerlendirilmiştir.

4 2. GENEL BİLGİLER 2.1. Çocuk İstismarı ve İhmali 2.1.1. Çocuk istismar ve ihmalinin tanımı Çocuğun büyüme ve gelişmesini olumsuz yönde etkileyen her türlü davranış olarak tanımlanabilen çocuk istismarına, insanlık tarihi boyunca her kültürde rastlanmaktadır 15. Çocuk istismarı, günümüzde çok sık rastlanan ve meşru görülen bir şiddet biçimidir. Yasalarımıza göre, 18 yaş altındaki herkesin çocuk olarak kabul edildiği ülkemizde çocuk istismarı, ciddi yaralanmalara, sakatlıklara ve hatta ölümlere neden olabilen tıbbi, hukuki, sosyal yönleri olan önemli bir halk sağlığı sorunudur 10,16. Dünya Sağlık Örgütü nün tanımına göre çocuk istismarı, çocuğun, sağlığını, fizik gelişimini, psiko-sosyal gelişimini olumsuz yönde etkileyen, bir yetişkin tarafından bilerek veya bilmeyerek yapılan davranışlardır. Tanım aynı zamanda çocuğun istismar veya şiddet olarak algılamadığı veya yetişkinlerin istismar olarak kabul etmediği davranışları da içine alır. Davranışın mutlaka, çocuk tarafından algılanması veya yetişkin tarafından bilinçli olarak yapılması koşul değildir 8,17. Polat a 8 göre, çocuk istismarı çok geniş anlamda belli bir zaman dilimi içerisinde bir yetişkin tarafından çocuğa o kültürde kabul edilmeyen bir davranış uygulanmasıdır. Başka bir ifadeyle çocuğun büyüme ve gelişmesini olumsuz yönde engelleyen her türlü davranış çocuk istismarıdır. Cüceloğlu 18 ise çocuk istismarını; 0-18 yaş grubundaki çocuğun kendisine bakmakla yükümlü kişi veya kişiler tarafından zarar verici olan, kaza dışı ve önlenebilir bir davranışa maruz kalması şeklinde tanımlamaktadır. Bunun çocuğun fiziksel,

5 psikososyal gelişimini engelleyen, gerçekleştiği toplumun kültür değerleri dışında kalan ve uzmanı tarafından da istismar olarak kabul edilen bir davranış olması gerekmektedir. "Çocuk ihmali" ise, başta anne ve baba olmak üzere, bakmakla yükümlü kimseler ve diğer yetişkinlerin, çocuğun beslenme, giyinme, barınma, eğitim, sağlık ve sevgi gibi temel gereksinimlerini ihmal etmeleri sonucu, çocuğun bedensel, duygusal, ahlaksal ya da sosyal gelişiminin engellenmesi olarak tanımlanmaktadır 1,19,20. Çocuğun ihmal edilmesi de, istismar davranışı kadar önemlidir. Bir çocuğu ihmal etmek onu hırpalamak kadar zararlı olabilmektedir. Amerika da resmi kurumlara ait ihbar bilgilerine göre, ihmal olaylarının %10 u ciddi fiziksel zararlara neden olmuştur 21. İhmal ve istismarı birbirinden ayıran en temel nokta istismarın aktif ihmalin ise pasif bir olgu olmasıdır. Çocuk ihmal ve istismarı çocuğun normal fiziksel ve zihinsel gelişimini kısıtlayıcı olan fiziksel, duygusal, cinsel, ekonomik ihmal ve istismarı içermektedir. Ancak bunları birbirinden ayırmak oldukça zordur 22,23. Çocuk istismarı ve ihmali konusunda en sık rastlanan görüşlerden birisi değişik ülkelerdeki kültürler arası farklılıklardır. Farklı kültürlerde o kültürün çocukla ilgili değerlerinden veya yaygın olarak kabul edilen ve uygulanan disiplin yöntemlerinden kaynaklanan sorunlar nedeniyle çocuk istismarını evrensel biçimde tanımlamak oldukça zordur 8. Dünyada istismara uğrayan çocuk sayısı oldukça fazladır. Avrupa ve Asya merkezli bir çalışma 9-17 yaşlar arasındaki her 10 çocuktan 6 sının yanlış bir şey yaptıkları zaman anne-babaları tarafından dayak yediklerini göstermektedir. İngiltere'de haftada dört çocuk istismar ve ihmal nedeniyle ölmekte, dört yaş altında her 1000

6 çocuktan biri fiziksel istismara uğramaktadır. 0-4 yaş arasında çocuk istismarının görülme sıklığı, 5-14 yaşa göre 2 kat fazladır 17. Türkiye'de çocuk istismarı konusunda yapılan araştırmalarda, %78 gibi yüksek bir oran ile duygusal istismarın ilk sırada olduğu görülmektedir. Fiziksel istismar %24 ve cinsel istismar %9 oranındadır. 1980-1982 yılları arasında sekiz ilde yapılan bir diğer araştırmada, istismara uğrama oranı %33, tokat atma, kulak ve saç çekme oranı %25, sopa ile dövme oranı %14 olarak bulunmuştur. Eğitimsiz ailelerin %40'ı çocuklarını istismar ederken, eğitim düzeyi yüksek ailelerde bu oran %17'dir. Bir diğer araştırmada, 7-14 yaş grubundaki çocukların yaklaşık %40'ı anne veya da babaları tarafından dayak yediklerini belirtmişlerdir 20. 2.2. Çocuk İstismarı ve İhmalinin Tipleri 2.2.1. Fiziksel istismar ve ihmal Fiziksel istismar; çocuğun, kaza dışı fiziksel açıdan zarar görmesi ve bedensel bütünlüğünün bozulmasıdır. İstismar türleri içerisinde fiziksel istismar, tanımlanması ve belirlenmesi en kolay olanıdır. Kaza sonucu olmayan, çocukta fiziksel bir hasara, yaralanmaya ve hatta ölüme neden olabilen tüm erişkin davranışlarını kapsamaktadır 24. Çocuklarda kazalar sık görülmekle birlikte, yaşına uygun olmayan, kendi kendine olma olasılığı çok düşük olan hasarlarda istismardan şüphelenmek gerekir. Kaza dışı travmalar genellikle çocuk anne-babası tarafından cezalandırılmak istendiğinde veya anne-baba kontrolünü kaybettiğinde ortaya çıkar. En sık olarak dövme şeklinde görülür. Tipik başvuru şekli anne-baba tarafından nasıl meydana geldiği çok iyi açıklanamayan morarmalardır 10.

7 Fiziksel istismar için çok sayıda tanım olmasına karşın hepsinin ortak noktası; çocuğun sağlığını olumsuz etkileyen ve vücutta iz bırakan lezyonların ve yaralanmaların bulunmasıdır. Fiziksel istismarın çeşitli kategorilerde incelendiği ve farklı alt başlıkların bulunduğu görülmektedir. Bunlar: İstismarı yapan kişilere göre; 1. Ebeveyn tarafından istismar: Aile içinde çocukların kaza dışı yaralanmaları sonucu ortaya çıkar. 2. Kurumda istismar: Okul, yuva, yetiştirme yurdu veya kamp gibi kurumlarda yönetici ya da öğretmenler tarafından uygulanan istismar olgularıdır. Fiziksel istismar uygulama şekline göre ise iki başlık altında incelenmektedir. 1. Aletsiz saldırılar: Bunlar istismarın bir alet kullanmaksızın yapıldığı olayları kapsamaktadır. Tokat, yumruk, itip-kakma, tekme, sarsma ve çimdikleme gibi uygulamalar ile çocukta lezyonların oluştuğu gözlenmektedir. 2. Aletli Saldırılar: Bu tür saldırılar ise istismarın bir alet kullanılarak, çocukta çeşitli lezyonların oluşturulduğu durumlardır. Kullanılan araçlar genellikle kemer, kayış, herhangi bir ev eşyası, hortum, sigara, ütü veya sıcak su kullanımıdır 8,25,26. Fiziksel ihmal ise, çocuğun başkaları tarafından yaşam için gerekli olan beslenme, tıbbi bakım, giyim ve korunma gibi temel ihtiyaçlardan yoksun bırakılması ve bunların sağlanmaması durumu olarak ifade edilmektedir. Fiziksel ihmalin de fiziksel istismar gibi kolay belirlenebildiği belirtilmektedir 14.

8 Theodora 27, çalışmasında, 0-17 yaş arası çocuğu olan 1435 anneye telefon ile ulaşmış ve fiziksel istismar oranını %4.3 olarak belirlemiştir. Toplum temelli bu çalışmada ulaşılan oranın, resmi kayıtlarda çok daha fazla olduğu bildirilmiştir. Başbakanlık Aile Kurumu nun 1995 yılında yaptığı Aile içi şiddetin Sebep ve Sonuçları isimli çalışmada 14 yaş grubundaki çocukların yaklaşık %40 ının anne ve/veya babaları tarafından şiddete maruz bırakıldıkları belirlenmiştir. Yine Aral ın 1997 de yaptığı çalışmada çocukların %65.72 sinin anne ya da baba tarafından fiziksel olarak istismar edildikleri belirlenmiştir 26. 2.2.2. Duygusal istismar ve ihmal Duygusal istismar ve ihmal, çevredeki yetişkinler tarafından gerçekleştirilen çocuğun kişiliğini zedeleyici, duygusal gelişimini engelleyici eylemler ya da eylemsizlikler olarak tanımlanır. Duygusal istismar; sözel istismar, fiziksel olmayan ancak çok ağır olan cezalar ya da tehditleri içerir. Duygusal ihmal ise çocuğa bakmakla yükümlü kişinin bu yükümlülüğünü yerine getirmemesi, beslenme, giyim, tıbbi, sosyal ve duygusal gereksinimler ya da yaşam koşulları için gerekli ilgi ve sevgiyi göstermemek ayrıca çocuğun şiddetle karşı karşıya kalmasına izin vermektir,6,28. Duygusal istismar, kapsamı ve sınırlarının tanımlanması çok zor olan bir istismar türüdür. Çocuğuna çok düşkün olan aşırı koruyucu anne, gence özgürlük ve sorumluluk tanımayan baskıcı baba, kız çocukların eğitim ve öğrenimini engelleyen aileler, gereksiz yere çocuk ve gençleri suçlayan toplumsal kurumlar vb. duygusal istismarın günlük yaşamda yer alan, ancak fark edilmeyen yansımalarıdır. Bundan başka alaylı konuşma, değer vermeme, isim takma, sık eleştirme, aşırı baskı, aşırı

9 sorumluluk ya da özgürlük, kardeşler arasında ayırım yapma gibi birçok ailede görülen davranışlar da duygusal istismar kapsamı içinde yer alır 29. Polat a 30 göre, duygusal istismarın temelinde çocuğun psikolojik hasar yaşaması bulunmaktadır. Bunun da iki temel nedene bağlı olduğunu, bunlardan birinin çocukların kendilerine bakmakla yükümlü kişiler tarafından olumsuz olarak etkilendikleri tutum ve davranışlara maruz kalmaları, ikincisinin de gereksindikleri ilgi ve sevgi bakımından mahrum bırakılmaları olduğunu belirtmektedir. UNICEF duygusal istismar ve ihmali çocuğun nitelik, kapasite ve arzularının devamlı kötülenmesi, sosyal ilişki ve kaynaklarla ilişkiden yoksun bırakılması, çocuğun sürekli olarak insan üstü güçlerle, sosyal açıdan ağır zararlar verme veya terk etme ile tehdit edilmesi, çocuktan yaşına ve gücüne göre olmayan taleplerde bulunulması ve çocuğun, topluma aykırı düşen çocuk bakım yöntemleri ile yetiştirilmesi olarak tanımlamıştır 26 Erkman a 31 göre duygusal istismara neden olan davranışlar, daha çok çocuk ve ergenin yakın çevresinde onunla ilişkili olan yetişkin kişiler tarafından gösterilir. Bu davranışlar aşağıdaki biçimde sıralanmaktadır 32, 33 : Reddetme, kabul etmeme Aşağılama Yalnız bırakma, yalıtma, ayırma Korkutma, yıldırma, tehdit etme Suça yöneltme Duygusal bakımdan ihtiyaçlarını karşılamama Aşırı koruma

10 Ayırım ve karşılaştırma yapma Kendi çıkarına kullanma ve yaşının üstünde sorumlulukları bekleme. sıralanabilir: Duygusal istismar olarak algılanan başlıca ebeveyn davranışları şöyle Reddetme: Yetişkin bireyin çocuğun ihtiyaçlarını karşılayamaması, onu ayrı bir birey olarak kabul etmemesi, o yokmuş gibi davranması, çocuğun olumlu yönlerini ortaya çıkarmak, motive etmek için her hangi bir şey yapmaması, yardım taleplerini reddetmesi, çocuğa hiçbir işe yaramıyor duygusu vermesi, fiziksel temastan kaçınması ve ona dokunarak yakınlığını belli etmemesi 8,33. Tek başına bırakmak: Ebeveynin çocuğu toplumsal ilişkilerden ve kendinden uzak tutması, çocuğun bu tip ilişkilere girmesini sağlayacak fırsatlar sağlamaması veya kasıtlı olarak bu fırsatları engellemesi, çocuğun yalnız olduğuna inandırılması 8,33. Yıldırma: Ebeveynin sözel ve fiziksel saldırılar ile çocuğu korkutması, tehdit etmesi, gözdağı vererek korku dolu bir ortamda yaşamasına neden olması 8,33. Suça yöneltme: Antisosyal davranışlara yöneltmesi, buna özendirilmesi, çocuğa toplumsal açıdan kötü örnek olunması, kötü örnekler gösterilerek o yola yöneltilmesi 8,33. Duygusal tepki vermeyi reddetme: Bu tip eylemlerin kökeninde çocuğun sağlıklı olarak hem duygusal hem de sosyal gelişimini sağlayacak tepkilerin verilmemesi bulunmaktadır 8,33. Aşağılama: Ebeveynin çocuğun küçük düşmesine neden olacak, onurunu zedeleyecek davranışlarda bulunması, çocukta yetersizlik duygusu uyandıracak takma isimlerle çağırması ve bu tip davranışların sistematik olarak uygulanması 8,33.

11 Kendi çıkarına kullanma: Ebeveynin kendi çıkarları için çocuğu kullanmasıdır. Bu tip olaylar özellikle sorunlu evliliklerde çocuğun evlilik güvencesi olarak kullanılması olarak görülür 8,33. Vaktinden önce yetişkin rolü verme: Çocuktan gerçekçi olmayan beklentilerin olması ve bu tip başarıların beklenmesi, yapamayacağı şeyleri başarması için baskılamak, yaş gelişimine uygun olmayan sorumlulukları verilmesidir 8,33. Johnson 34, istismara etken olan nedenleri doğum sonrası çocuk ile anne arasında sıcak bağın kurulamaması, bozuk iletişim, olgunlaşmama, geniş aileler ve psikolojik problemler olarak sıralamıştır. Güler ve arkadaşları 35 tarafından yapılan bir çalışmada anneleri tarafından çocuklara uygulanan duygusal istismar/ihmal davranışlarına baktığımızda; annelerin çoğunluğu (%81.1) çocuklarına sevdiklerini belli etmeme, bağırma-azarlama (%77.6) davranışlarında bulunduklarını ifade ederken, daha düşük oranda (%8.4) odaya kapatma, ellerini ve ayaklarını bağlama (%2.1) gibi duygusal istismar/ihmal davranışlarında bulunduklarını ifade etmişlerdir. 2.2.3. Cinsel istismar ve ihmali Cinsel istismar, psikososyal gelişimini tamamlamamış ve yaşı küçük olan bir çocuğun bir yetişkin tarafından cinsel uyarılma (stimulasyon) için kullanılmasıdır. Yani bir erişkinin cinsel gereksinim ve isteklerini karşılamak amaçlı çocukları araç olarak kullanmasıdır. Çocuk istismarı tipleri içerisinde saptanması en zor olan ve çoğunlukla gizli kalan cinsel istismar, özellikle kısa ve uzun dönem ruhsal etkileri açısından önemli

12 bir olgudur. Genital bölgeleri elleme, teşhircilik, röntgencilik, pornografide kullanımdan ırza geçmeye kadar çok geniş bir yelpazedeki davranışları kapsamaktadır 36 38. Cinsel istismarın herhangi bir sosyo-demografik grupla bağlantısı saptanmamış ve her sosyo-ekonomik düzeyde görülebileceği belirtilmiştir. Tacizde bulunan kişilerin çoğunluğu erkeklerdir. Boşanma, şiddet, alkol ve madde kullanımı olan ailelerde cinsel istismar daha sık görülmektedir. Çocuğun bakımıyla doğrudan ilgilenen babaların daha az istismar uyguladığı saptanmıştır. Cinsel istismarın sık görüldüğü aileler genel olarak işlevselliği bozuk aileler olarak tanımlanmakta ve bu ailelerde olaya yol açtığı düşünülen çeşitli patolojiler bulunmaktadır 39. 2.2.4. Ekonomik istismar ve ihmali Ekonomik istismar, çocuğun gelişimini engelleyici, haklarını ihlal edici işlerde ya da düşük ücretli iş gücü olarak çalışması veya çalıştırılmasıdır. Çocukların küçük yaşta çalışma veya çalıştırılma nedenleri, sosyal, ekonomik ve kültürel sorunlarla yakından ilgilidir. Gelir dağılımındaki adaletsizlik, yaygınlaşan yoksulluk, köyden kente hızlı bir şekilde göç ve bunun sonucunda ortaya çıkan toplumsal ve ekonomik sorunlar, kaçak işçiliğin artması, çocuk emeğinin ucuz olması ve işverenin de ucuz işgücünü tercih etmesi sonucunda çalışan ya da çalışma hayatına itilen çocuk sorunu ortaya çıkmaktadır 39. Çalışan çocukların sayısı, kendi yaş grubundaki çocukların %8,5 ini oluşturmakta ve bu, çocukların asgari çalıştırılma yaşı olan 15 Yaş ın altında çalışmaya başladığını göstermektedir 23.

13 Günümüzde pek çok ülkede çalışan milyonlarca çocuk, ailedeki iş bölümüne katılmaktan çok daha ciddi işgücü istismarı biçimleriyle karşılaşmaktadır. Endüstrileşme sürecinde geniş halk yığınlarının hazırlıksız olarak kırdan kente göçmeleri, kentlerde yoksul kitlelere yeterli geçim olanaklarının sağlanamaması ve etkili toplumsal hizmetlerin götürülememesi, çocukların aile dışındaki işgücüne artan oranlarda katılmalarıyla sonuçlanmıştır. Bu ise, aile korunmasında da yoksul kalan, toplumsal haklarının bilincinde olmayan çocuk işgücünün, istismar edilme riskini giderek artırmıştır 40,41. Çocuk emeğinin kullanımı veya çocuğun erken yaşta çalışma yaşamında yer alması sorunu, birçok ülkede olduğu gibi, ülkemizde de yaşanan temel problemlerden biri haline gelmiştir. Ülkemizde yaklaşık 3.8 milyon çocuk çalışmakta olup bunların büyük çoğunluğu yaşına uygun olmayan işlerde ve güç koşullarda çalışmaktadır. Ancak, çocukların çalışmalarına neden olan toplumsal etkenler, ülkeden ülkeye veya ülke içinde yaşanılan kentin özel şartlarına göre değişiklik gösterebilir. Her ne kadar farklı toplumsal ve kültürel kaynakları olsa da, erken yaşlarda çalışma yaşamına katılma çocuk açısından çeşitli sorunlara sebep olabilmektedir. Bu sorunlar; sosyal, psikolojik ve fiziksel problemler şeklinde tezahür edebilir 40-42. Dünyada ise 250 ile 400 milyon arasında çocuk aktif olarak çalışmaktadır. Bu çocukların büyük çoğunluğu haftada 40 saatin üzerinde ve sigortasız çalışmaktadır 42. Çocuk Hakları Bildirgesi ne göre, çocukların sömürüden, bedensel, akılsal ve ahlaki gelişimlerine uygun olmayan işlerden korunması gerekmektedir. Çünkü çocukluk çağı, çocuğun sürekli büyüme, gelişme, değişme sürecinde olduğu, fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden erişkinliğe hazırlandığı bir dönemdir. Bu bağlamda çocukların

14 çalıştırılması, çocuğun, fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir 42. 2.3. Çocuk İstismar ve İhmalinin Nedenleri 2.3.1. Anneye ve babaya yönelik nedenler İstismar ve ihmalin biyolojik, psikolojik ve sosyolojik incelemelere göre farklı nedenleri bulunmaktadır. Tüm nedenler bir arada ele alındığında çocuk istismarı ve ihmalinin genellikle ailenin yaşam stresi ile ilgili olduğu görülmektedir. Ailedeki ekonomik, sosyal, çevresel ve kültürel stres kaynakları iç ve dış stres kaynakları olarak değerlendirilmektedir 14. Dış stres kaynakları: Aile için ekonomik yetersizlik en önemli stres kaynaklarından biri olup, yoksulluk, işsizlik ve borçlanma şeklinde kendini gösterebilmektedir. Yapılan çalışmalar çocuk istismarı ve ihmali ile ilgili en önemli risk faktörünün ailenin ciddi ekonomik sıkıntısı olduğunu göstermiştir. Özellikle aile içinde evin gereksinimlerini ve bütçe ayarlamalarını yapmak zorunda kalan kişinin anne olduğu düşünülecek olursa ciddi ekonomik sıkıntıların anneyi olumsuz etkileyeceği söylenebilir 13,35,43-45. Sosyal ve çevresel stres yapıcı faktörler de aile ilişkilerini olumsuz etkilemektedir. Anne-babaların kısıtlı bir sosyal çevreye sahip olmaları, arkadaşlarının olmaması ya da çevreleriyle uyumsuzluk içinde olmaları sorunlara neden olabilmektedir. Ayrıca aile çevresinde meydana gelen hastalık ve kazaların, diğer sosyal sorunların ailenin iç yapısını etkileyerek çocuk ihmal ve istismarına neden olabileceği belirtilmektedir 22,46,47.

15 İç stres kaynakları: Çocuğun ihmal ve istismarına neden olan iç stres faktörleri çok yönlü olup, anne-babaların kişilik yapısı, çocuğun özellikleri ve çevreye bağlı olarak çocuktan çok şey beklenmesi şeklinde ifade edilmektedir 18-22. Eşler arasında anlaşmazlık, çocuklarla ilgili gerçekçi olmayan beklenti içine girme, çocuk sayısının fazla olması, çocukların yaşlarının birbirine yakın olması, ailede tek ebeveyn olma, çocuk yetiştirme bilgi ve becerisine sahip olmama, ailede sert disiplin kurallarının olması da ailesel risk faktörlerindendir 33,48. Ölüm, boşanma veya ayrı bir yerde çalışma nedeniyle parçalanmış aileler çocuk istismarında önemli bir risk grubunu oluşturmaktadır. Çünkü tek ebeveynli aileler daha fazla finansal ve duygusal desteğe ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle tek kalan ebeveynin duygusal ya da zihinsel gerginlik yaşaması istismar için risk oluşturmaktadır 13,49. Annebaba tarafından ihmal ve istismar edilme, anne-baba arasındaki şiddete tanık olma, parçalanmış aileden gelme veya çeşitli aile sorunlarının çocukta yarattığı duygular çocuğun yaşam biçimini ve ilişkilerini önemli ölçüde etkileyerek çocuğun bunları öğrenerek taklit etmesine, dolayısıyla istismarcı bir kişilik kazanmasına neden olabilir 46. Çocukluğunda istismara uğramış annelerin kendi çocuklarını istismar etmeye daha yatkın olduğu da yine çalışmalarla gösterilmiştir 50. Anne babanın kendi çocukluk yıllarındaki deneyimleri, şimdiki tutumlarında rol oynayabilir. Çocukluk yıllarında kendi anne babasıyla sağlıklı bir iletişim kuramayan, yeterli sevgi göremeyen bir babayla, genç kızlık yıllarında aşırı baskı gören bir annenin tutumları, bu kötü deneyimler nedeniyle olumsuz olabilmektedir 51. Sevgiden yoksun ve yegane davranış şekli kötü davranma modeli olan bu anne babalar, bir stres durumunda kullanabilecekleri tek davranış biçimini sergilemektedir. Bu da kendilerinden daha güçsüz olan çocuklarına saldırma ve dövme olmaktadır 8.

16 İstismarcı anne babalar genellikle kendi kişisel memnuniyetini çocuğunkinden üstün tutan, çocuğun gereksinimlerini karşılayacak bir alet yerine koyan, çocukla ilgili gerçekçi olmayan beklentileri olan katı, duygularını kontrol edemeyen kişilik yapısındadır. Çocuk anne babasının beklentilerini kaçınılmaz olarak karşılayamadığında anne baba bunu hıyanet olarak algılar ve kızar, sık sık çocuğu cezalandırma yöntemine başvurmaya başlar 10. Çocuğunu istismar ve ihmal eden anne-babaların fiziksel ve ruhsal sağlıklarının bozuk olduğu, olumsuz bir benlik kavramına sahip oldukları, toplumsal açıdan dışlandıkları ve anti sosyal davranışlar içinde bulundukları belirtilmektedir 14. Ailesel özelliklerden bir tanesi de ebeveyn yaşının genç olması ve annenin hamileliğe hazır olmamasıdır. Anne ve babanın küçük yaşta evlenmiş olması ve erken yaşta çocuk sahibi olmaları o çocuğun istismar ve ihmale uğramadaki riskini artırır. Yeterince olgunlaşmamış ebeveynlerin bir çocuğun bakımından sorumlu olduklarında, onun yoğun ihtiyaçlarıyla karşılaştıklarında çocuklarını duygusal olarak istismar edebilecekleri düşünülmektedir. Çocuklarını istismar eden anneler genç yaşta, sık aralıklarla doğum yapmış, yeteri kadar doğum öncesi bakım almamış, büyük olasılıkla ölü doğum yapmış veya çocuklarını düşürmüş annelerdir 26,33,52. Çocuk istismar ve ihmalini arttıran diğer bir neden de anne ve babanın eğitim seviyesinin düşük olmasıdır. Bilir ve arkadaşlarının 47, yaptıkları bir çalışmada, anne ve babaların eğitim seviyeleri yükseldikçe çocukların istismar edilme olasılığının azaldığı ortaya konmuştur. Hiç eğitimi olmayan anneler çocuklarını %36.7 oranında istismar etmekte iken, yüksek öğrenim görmüş olan anneler ise %11.6 oranında istismar etmektedirler. Babalarda ise hiç eğitimi olmayan babalar çocuklarını %40.7 oranında

17 istismar etmekte iken, yüksek öğrenim görmüş olanlar ise %16.9 oranında istismar ettikleri görülmüştür. 2.3.2. Çocuğa ait nedenler Ailedeki bütün çocuklar istismara maruz kalmazlar. Ancak bazı çocuklar istismar açısından risk altındadır. Araştırmalar; erken doğum, öğrenme yetersizliği, fiziksel engeli olan ya da konuşmada problem yaşayan çocuklar ile duygusal, davranışsal bozuklukları olan çocukların istismar için daha çok risk altında olduklarını göstermektedir. Çocuklar için diğer risk faktörleri; düşük doğum kilosu, kronik hastalık, hiperaktivite ve saldırganlıktır 13,26,53. Dünya Şiddet ve Sağlık Raporu nda belirtildiği üzere 54, şiddet için tanımlanmış risk faktörlerine bakıldığında, çocuklar için belirleyici olan faktörlerin öncelikle yaş ve cinsiyet olduğu belirtilmektedir. Dünya Şiddet ve Sağlık Raporun da belirtildiği üzere; küçük çocuklar fiziksel istismara, daha büyük, özellikle, kız çocuklar da cinsel istismara maruz kalmaktadır 53,54. Çocukların istismar ve ihmal edilmesinde, istismar ve ihmalin nedenini genellikle çocukların davranışlarının olduğu belirtilmektedir. Söz dinlememe, saygısızlık gibi davranışlarla çocuk istismar ve ihmali davet etmektedir. Bunun yanında çocukların bitmek tükenmek bilmeyen ve karşılanamayan yüksek istekleri çocuk istismarının nedenleri arasındadır 23,53,55. Evdeki çocuk sayısının fazlalığı ve çok fazla sayıda kardeşe sahip olma istismar olaylarını artırmaktadır. Çünkü aile genişledikçe anne babaların çocuklarına olan ilgisi azalmakta ve çocuklar arasında bölünmektedir 26.

18 Çocukların doğum sırası da istismar ve ihmal olgusunun ortaya çıkmasında etkili olmaktadır. İlk doğan çocuklardan anne babaların beklentileri daha yüksek olmakta ve bu durum çocukların üzerinde başarılı olma yönünde baskı yaratmaktadır 26. 2.4. İstismar ve İhmalin Çocuklar Üzerindeki Fiziksel ve Psikolojik Etkileri İstismar ve ihmal çocuğun gelişimsel sürecini olumsuz yönde etkiler. Genel olarak her türlü istismar çocukta davranışsal, duygusal ve sosyal sorunlara neden olur. Fiziksel istismar birçok kişilerarası, bilişsel, duygusal ve davranışsal sorun, madde kötüye kullanımı ve psikiyatrik hastalıklarla ilişkilidir. Fiziksel ihmal de çocuğun sosyal, bilişsel, duygusal ve davranışsal gelişiminde ağır ve uzun dönemli sonuçlar doğurabilmektedir 56. Fiziksel istismara maruz kalan çocuklarda uyku bozuklukları, konuşma bozuklukları, tikler ve davranış bozuklukları fiziksel istismara maruz kalmayan çocuklara göre daha yüksek oranda görülmektedir. Ayrıca bebek gibi konuşma, alt ıslatma, parmak emme gibi yaşına uygun olmayan davranışlar gösterme, arkadaşlarına, yetişkinlere ya da diğer nesnelere karşı saldırganca davranma, zayıf arkadaşlık ilişkileri, evden kaçma girişimlerinde bulunma, okula erken gitme ve okuldan eve dönmeyi istememe şeklinde davranış biçimleri de görülebilir 8,23,47. Duygusal istismarın etkileri yaşam boyunca kendini gösterebilmektedir. Duygusal İstismar çocuğun fiziksel ve zihinsel gelişimini olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bu çocuklarda zihinsel kapasite normal olmasına rağmen, öğrenme güçlüğü ve dikkat dağınıklığı gibi sorunlar görülmektedir. Dolayısıyla duygusal istismar çocuğun hem kişiliğini hem de başarısını olumsuz yönde etkilemektedir 57.

19 Duygusal istismara maruz kalan çocuklarda aileden uzaklaşma, gergin olma, bağımlı kişilik, değersizlik duyguları geliştirme, uyumsuzluk ve saldırgan davranışlarda bulunmaya sık rastlanır. Duygusal istismar, fiziksel istismar ve cinsel istismar veya ihmale eşlik edebileceği gibi tek başına da görülür. Aynı zamanda duygusal istismara bağlı hasarlar fiziksel istismar kadar zedeleyicidir, buna karşın bulguları daha gizlidir 8,10. Duygusal istismara uğrayan çocukların davranışlarından bazıları: depresyon (çevresel koşullara bağlı), davranışlarda aşırıcılık (aşırı şikayetçi tutum, pasif, saldırgan, talepçi), davranış bozuklukları (tırnak yeme, parmak emme, enürezis, yeme bozuklukları), nevroz (gereksiz korku ve intihar davranışlarını gösteren jestler), davranış ve öğrenme bozuklukları,(antisosyal davranışlar, hırsızlık), endişe ve duygusal, zihinsel gelişim gecikmeleridir 8,23,31,58. Cinsel istismar yaşamış çocuklarda yüksek oranda depresyon gözlenmekte ve benlik saygısı ciddi hasara uğramaktadır. Bu çocuklarda intihar düşünceleri ve girişimleri sık görülmektedir. Erişkin yaşta başlayan majör depresyon, çocukluktaki cinsel istismarla ilişkili bulunmuştur 7. Cinsel istismara uğrayan çocuklardaki duygusal ve davranışsal etkileri tanımlayan araştırmalara göre, bu çocuklarda korku reaksiyonu, anksiyete, depresyon, kızgınlık, düşmanlık, travma sonrası stres bozukluğu, uygunsuz cinsel davranışlar sık görülmektedir. Dikkat eksikliği-hiperaktivite bozukluğu, ikincil enürezis ve enkoprezis cinsel istismar kurbanlarında daha sık ortaya çıkmaktadır 7,39,59. Ekonomik istismarında çocuklar üzerinde fiziksel ve psikolojik etkileri oldukça fazladır. Çalışan çocukların fiziksel gelişimi, okula giden çocuklarla karşılaştırıldığında,

20 önemli derecede geri kaldığı görülmüştür. Bunun yanında bazı işlerde çalışanların diğer istismar tiplerine maruz kaldıkları saptanmıştır. Örneğin, ev işlerinde çalışan çocuklar sözel, cinsel ve fiziksel kötü muamele ile karşılaştıkları ve aç bırakıldıkları belirlenmiştir 23. Çocukların sömürüden, bedensel, akılsal ve ahlaki gelişimlerine uygun olmayan işlerden korunması gerekmektedir. Çünkü çocukluk çağı, çocuğun sürekli büyüme, gelişme değişme sürecinde olduğu, fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden erişkinliğe hazırlandığı bir dönemdir. Bu bağlamda çocukların çalıştırılması, çocuğun, fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir 42. 2.5. Çocuk İstismarı ve İhmalinin Önlenmesi Çocuk istismarını önleme, hükümet ve çok çeşitli kurumların işin içine girdiği karmaşık ve hassas bir konudur. Daha olumlu bir çocuk ebeveyn etkileşimi ile sonuçlanacak erken müdahalenin, risk altında bulunan çocuklar ve toplum açısından çok önemli yararları olduğu bilinmektedir. Çocuk büyüdükçe bu yararlar daima kendilerini gösterecektir. Travmanın önlenmesi, başta çocuğun kendine güveninin üzerindeki etkisi olmak üzere, korku, endişe ve diğer psikopatolojik durumların ortaya çıkmasını engelleyecek ve dolayısıyla sağlık durumunu da olumlu etkileyecektir 26,31. Çocuk istismarının önlenmesi konusunda yapılacaklar, hem alanlarına hem de eylemlerine göre iki farklı grupta değerlendirilmelidir. Öncelikle evde, okulda, toplumsal düzeyde ve hükümet ya da karar vericiler düzeyinde yapılacakları değerlendirmek önemlidir. Diğer taraftan yapılacak eylemleri değerlendirmek gerekmektedir. Bunların başında da eğitim gelmektedir. Eğitim denilince hem bu konuda çalışan profesyonellere yönelik eğitim hem de toplum eğitimi yapılmalıdır 60.

21 Şu anda ülkemizdeki mevcut durumda; doktorlar, hemşireler, ebeler istismara maruz kalan çocuğu ilk fark edebilecek kişiler olmaktadırlar. Bu durumda istismarı fark eden sağlık çalışanının görevi sadece tanı koymak ve tedavi sürecini başlatmak değil ama birey olarak daha fazlasını yapmayı gerektirmektedir. Sağlık çalışanlarının daha fazlasını yapmaları da birey olarak sorumluluk almalarını ve sivil inisiyatif içerisinde gönüllü olarak çocuğa yardım etmesini içermektedir. Ayrıca çocuğun hukuksal sürecinde yardımcı olmak ve sonrasında da desteklemesi, bizim gibi bu konularda yok denebilecek olanaklara sahip ülkelerde bir mecburiyet olarak karşımıza çıkmaktadır 60. 2.6. Çocuk İstismarı ve İhmalinin Önlenmesinde Hemşirelerin Rolü Hemşireler, birey, aile ve toplumun sağlığının korunması ve geliştirilmesinde önemli rolleri olan sağlık profesyonelleridir. Hemşire gerek koruyucu, gerekse tedavi ve rehabilite edici alanda çocuk ve aile ile ilk karşılaşan meslek üyesi olma özelliği ile anahtar konumdadır. Bu durum özellikle hemşirelere büyük sorumluluklar getirmektedir 1,61. Hemşirenin yapacağı ilk girişim istismarın ve ihmalin belirtilerini tanıyıp ortaya koymaktır. Hemşire istismar ve ihmal edilen çocuk ve aile hakkında kapsamlı bir bilgiye sahip olmalı, iyi bir gözlemci olmalı, çocukların büyüme ve gelişme sürecini iyi bilmelidir. Hemşirelik öyküsü alırken, ailenin güvenini kazanmaya çalışmalı ve bazı ailelerden olumsuz davranışlar gelebileceğini bilmelidir. İstismar olgusuna yaklaşımda sadece çocuğun durumunun değil, anne, baba veya istismarı uygulayan bireyin durumunun da değerlendirilmesi gerekmektedir. Hemşire aileden ve çocuktan aldığı bilgilerle gözlemlerini birleştirerek, istismar ve ihmali saptayabilir ve ekibin diğer üyeleri ile gerekli işbirliğini başlatabilir 62.

22 Mesleki eğitimleri nedeniyle hemşireler, çocuk istismarı ve ihmali sorununa eğilme ve toplumda bu çocukların erken tanı ve tedavisinde rol oynamaya, istismar olaylarını önlemeye çalışmalıdırlar. İstismarı önleme, sağaltıma kıyasla daha ekonomiktir. Bu tür toplumsal sorunların topluma maliyeti yüksektir ve bunlar önlenebilir sorunlardır Erken müdahale ederek çocukların evden kaçmaları, okulda sorun yaşamaları, suç işlemeleri, ilaç ve alkol bağımlısı olmaları ve fahişeliğe yol açabilen ciddi duygusal ve gelişimsel zorluklardan zarar görmeleri engellenmiş ve giderlerden tasarruf edilmiş olur 63,64. Konu ile ilgilenen koruyucu sağlık hizmeti veren kurumlarda çalışan hemşirelerin, çocuk sağlığı ve hastalıkları hemşirelerinin, adli hemşirelikte görev yapan hemşirelerin istismar ve ihmalin erken tanılanmasında, tedavisinde, risk grubunda yer alan kişilerin tespit edilip önlemlerin alınmasında bireyleri, aileyi ve toplumu bu konuda eğitilmesinde aktif olarak rol almaları gerekmektedir. Çocukların en çok güvende olacakları yer ailelerinin yanı olmasına karşın aynı zamanda istismar olgularında en çok risk altında oldukları yerde aileleridir. Özellikle annelerinin çocuklarını yetiştirmede ya da problem çözme süreçlerinde sıklıkla fiziksel ya da duygusal istismar/ihmal davranışı uyguladıkları bilinmektedir. Ancak bu toplum tarafından ailenin kendi sorunu olarak görüldüğü için sağlık çalışanları tarafından da göz ardı edilen ve koruyucu önlemlerle önlenebilir olan toplumsal bir sorundur. Çocuğun yaşantısının ilk bir iki yılında müdahale edilebilir ve tehlikeyi yok etmek için tarama teknikleri kullanılabilirse ciddi örselenmeler önlenebilir Temel hemşirelik felsefesi olarak aile merkezli bakım hedef alınıp çocuğun bakımı, beslenmesi, korunması konusunda aile bilinçlendirilmeli, aile içi ilişkileri geliştirmede, sorun çözmede ailenin de katkıları sağlanarak aileye destek olunmalıdır 26.

23 Çocukla ilgilenen tüm hemşireler ve hekimler konuları ne olursa olsun kötü davranma ve ihmalin erken tanı ve tedavisinde, önlenmesinde, aile ve toplumu bu konuda bilinçlendirmede aktif bir rol almalıdırlar. Gerek koruyucu sağlık hizmetlerinde, gerekse tedavi edici kurumlarda çalışan hemşire veya hekimler aileyi bir bütün olarak ele almalı, çocukların sağlığının korunması, bakımı, beslenmesi ve eğitimi ile ilgili konular hakkında aileleri bilinçlendirmeli, aile içi ilişkileri geliştirmeli, sorunları çözmeli, onların da katkılarını sağlayarak ailelere destek olmalıdırlar 26.

24 3. MATERYAL METOD 3.1. Araştırmanın Şekli Araştırma, çocukların karşılaştıkları istismar ve ihmal durumları, etkileyen faktörler ile istismar ve ihmalin çocuklar üzerindeki fiziksel ve psikolojik etkilerinin incelenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. 3.2. Araştırmanın Yapıldığı Yer ve Zaman Araştırma Eylül 2008-Ağustos 2010 tarihi arasında yapılmıştır. Araştırma verileri, Erzincan il merkezinde bulunan Ziya Gökalp, Göktürk ve Kurtuluş İlköğretim okullarında 2 Mart-31 Mart 2009 tarihleri arasında toplanmıştır. 3.3. Araştırmanın Evren ve Örneklemi Araştırmanın evrenini Erzincan il merkezinde bulunan 34 ilköğretim okulunun 6. 7 ve 8. sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini, üç farklı sosyoekonomik durumu temsil eden okullar arasından kura ile tespit edilen, Ziya Gökalp, Göktürk ve Kurtuluş İlköğretim okullarının, 6. 7. ve 8. sınıflarının A ve B şubeleri oluşturmaktadır. Bazı okullarda C şubesinin bulunmayışı nedeniyle araştırma A ve B şubelerinde, veri toplama formlarının dağıtıldığı gün okulda bulunan toplam 434 öğrenci ile yapılmıştır (Tablo 1). Çocukların tamamı çalışmaya katılmayı kabul etmiştir. 3.4. Araştırmanın Değişkenleri Bağımsız Değişkenler: Çocukların, ebeveynlerin ve ailelerinin tanıtıcı özellikleri bağımsız değişkenleri oluşturmaktadır.

25 Bağımlı Değişkenler: Çocuklarda gözlenen fiziksel ve psikolojik belirtiler bağımlı değişkenleri oluşturmaktadır. Tablo 1. Araştırmaya Alınan Okullardaki Öğrenci Sayısı OKUL A Şubesi 6. Sınıf 7. Sınıf 8. Sınıf B Şubesi A Şubesi B Şubesi A Şubesi B Şubesi Göktürk İlköğretim Okulu 19 18 27 28 18 20 Kurtuluş ilköğretim okulu 17 16 19 21 15 16 ZiyaGökalp İlköğretim Okulu 31 32 34 36 33 34 3.5.Veri Toplama Araçları a) Soru Formu: Araştırmanın bağımsız değişkenleri hakkında veri toplamak amacıyla araştırmacı tarafından literatür doğrultusunda geliştirilen soru formu, çocuklar ve aile ile ilgili soruları içermektedir. Soru formunda, çocuğun cinsiyeti, yaşı, sınıfı, anne babasının sağ/ölü ve bir arada/ayrı oluşu, kardeş sayısı, anne babasının öğrenim düzeyi ve mesleği, ailesinin gelir düzeyi, aile yapısı, bir işte çalışıp çalışmaması ile ilgili sorular yer almaktadır. Ayrıca, ihmal ve istismar ile ilişkili olabilecek bazı şikayetlerin kendilerinde son zamanlarda var olup olmadığını belirleyen sorular bulunmaktadır (EK- 1). b) Çocuk İstismarı ve İhmalini Tanılama Anketi Tarama Formu (ÇİTA-T): ÇİTA-T, ilköğretim çağı çocuklarında çocuk istismarı ve ihmalini taramak amacıyla geliştirilmiştir (EK-2). Ölçeğin geçerlilik ve güvenilirlik çalışması Atamer 65 tarafından 2005 yılında yapılmıştır. Ölçek 6-8, 9-11 ve 12-15 olmak üzere üç yaş grubuna uygulanabilmektedir ve zaman sınırlaması yoktur. Her madde için hiç, zaman zaman ve sık sık şıklarından birinin seçilip işaretlenmesi gerekmektedir.

26 Ölçekte bazı maddeler için hiç, bazı maddeler için ise, sık sık yanıtlarına 0 puan verilir. Diğer şıklara da 1 ve 2 puan verilir. Çocuk istismar ve ihmalini taramak amacıyla geliştirilen ÇİTA-T anketi bir tarama envanteri olarak düzenlendiğinden herhangi bir toplam ya da kesme puanı yoktur. Ölçeğin değerlendirilmesinde 0 puanını üzerine çıkınca çocuğun herhangi bir tür istismar/ihmal davranışına maruz kaldığı anlaşılmaktadır. ÇİTA-T ile istismar ve ihmal 5 boyutta incelenmektedir. Bu boyutlar; fiziksel istismar, cinsel istismar, duygusal istismar, ekonomik istismar ve ihmal olarak belirlenmiştir. Her boyuta denk gelen maddeler şu şekildedir: 1-Duygusal İstismar (9 madde): 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9. madde. 2-Cinsel İstismar (13 madde): 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21 ve 22. madde. 3-Fiziksel İstismar (8 madde): 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29 ve 30 madde. 4-İhmal (21 madde):31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47 ve 48, 49, 50 madde. 5-Ekonomik İstismar ve Sömürü (6 madde):51, 52, 53, 54, 55 ve 56 madde. Ölçeğin güvenilirlik çalışmalarında iki-yarım test güvenirliliği kullanılmıştır. Buna göre, iki-yarım test güvenilirliği 86 ve iç tutarlılık katsayısı Cronbach s α= 0.82 olarak tespit edilmiştir. Ölçeğin yapı geçerliliği her bir alt ölçek için şu şekildedir: Duygusal istismar alt-ölçeği % 72, Fiziksel istismar alt-ölçeği % 77, Cinsel istismar alt-ölçeği % 72, İhmal alt ölçeği % 72, Ekonomik sömürü alt-ölçeği % 74. ÇİTA-T, faktör yapısı yoluyla yapı geçerliliği, yarım-test yolu ve iç-tutarlılık katsayısı yoluyla güvenirliği incelenmiş ve 6. 7. ve 8. sınıf öğrencileri düzeyinde geçerli ve güvenilir bir ölçek olduğu saptanmıştır. ÇİTA-T nin, 12-15 yaş grubu öğrenciler için %78 güvenirlik oranına sahip olduğu belirlenmiştir 65. Bu çalışmada ÇİTA-T testinin cronbah alfa katsayısı 0.87 olarak bulunmuştur.

27 c) Kısa Semptom Envanteri (KSE) (Brief Symptom Inventory): Ölçek psikopatolojik değerlendirme yapmak amacıyla kullanılmaktadır. Derogatis tarafından 1992 yılında geliştirilmiş olan ölçek kendini değerlendirme türü bir envanterdir (EK-3). KSE, Ruhsal Belirti Tarama Listesi (Symptom Distress Check List- SCL 90-R) ile yapılan çalışmalar sonucunda ortaya çıkan, SCL 90-R nin kısa formudur 66,67. KSE, SCL-90-R nin 9 faktörüne dağılmış olan 90 madde arasından, her faktörde en yüksek yükü almış toplam 53 madde seçilmesiyle, 5-10 dakikada uygulanabilen, benzer yapıda kısa bir ölçektir. Aynen SCL-90-R de olduğu gibi 9 alt ölçek, ek maddeler ve 3 global indeksten oluşur. Ölçek bireylerin kendisini değerlendirmesine dayanan ifadelerden oluşmaktadır. Bu ifadeler hiç yok, biraz var, orta derecede var, epey var, çok fazla var şeklinde 5 li Likert derece yöntemiyle değerlendirilmekte ve sırasıyla 0 ile 4 arasında puan verilerek ölçek puanlarına ulaşılmıştır. Puan ranjı 0-212 dir. Ölçekten alınan puanların yüksekliği, bireyin semptomlarının sıklığını göstermektedir. KSE nin Türkçe formunun ergen yaş grubu için güvenilirliğine ait bulgular, Cronbach alfa iç tutarlılık katsayılarının hesaplanmasıyla elde edilmiştir. Bulunan en düşük katsayının α.=.70 (somatizasyon), en yüksek katsayının ise α.=.88 (depresyon) olduğu görülmektedir 66. KSE nin Türkiye uyarlaması üç ayrı çalışma ile Şahin ve Durak 67 tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmalar da ölçeğin anksiyete, depresyon, olumsuz benlik, somatizasyon, hostilite adı verilen beş faktörden oluştuğu bildirilmekte ve geçerlilik güvenilirlik bilgilerine ayrıntılı bir biçimde yer verilmektedir. Bu çalışmada anksiyete alt ölçeği Cronbach alfa katsayısı 0.83, depresyon alt ölçeği Cronbach alfa katsayısı 0.87, olumsuz benlik alt ölçeği Cronbach alfa katsayısı 0.79, somatizasyon alt