pecya Bipolar Duygulan ım Bozukluklarında Hızlı Döngülü Kavramı Aytül GÜRSU HARİRİ *, Gülcan UZUNER ÖZER ** GİRİŞ



Benzer belgeler
Siklotimik bozukluk, hipomani ve hafif þiddette

PSİKOFARMAKOLOJİ 6. Duygudurum Bozuklukları Tedavisi Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar.

Bipolar bozuklukta bilişsel işlevler. Deniz Ceylan 22. KES Psikiyatride Güncel Oturumu Nisan 2017

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

Son 10 yıldır ilaç endüstrisi ile bir ilişkim (araştırmacı, danışman ve konuşmacı) yoktur.

Duygudurum bozuklukların tedavisinde amaç, Tedaviye Dirençli Bipolar Hastalarda Lamotrijin Kullanımı

Psikofarmakolojik Tedavilerin Bilişsel İşlevler Üzerinde Etkisi

Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri

OKB DE KOMORBİDİTENİN VARLIĞI TEDAVİYİ NASIL ETKİLER? Dr.Abdulkadir Tabo

BİPOLAR YAŞAM DERNEĞİ Bipolar II Bozukluk

Antidepresanlar. Duygu durumu dengeleyici ilaçlar. Timoleptik ilaçlar

Nörolojik Hastalıklarda Depresyon ve Sitokinler

Bipolar afektif bozukluk nedir?

Araştırmacı olarak: 2008: Janssen Cilag 2009: Janssen Cilag 2010: Janssen Cilag Danışmanlık: 2008: 2009: 2010: Konuşmacı olarak: 2008: 2009: 2010:

İki Uçlu Mizaç Bozuklu ğu Tedavisinde Valproat: Koruyucu tedavide yeni bir seçenek ÖZET. pecya SUMMARY

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

Depresyon 1. Depresyon nedir? 2. Depresyon (çökkünlük) sanıldığı kadar sık mı? 3. Depresif belirtiler ile depresyon farklı mıdır?

Bipolar bozukluk idame tedavisi: duygudurum düzenleyiciler mi atipik antipsikotikler mi? Prof. Dr. Cengiz AKKAYA

DEPRES DEPRE Y S O Y NDA ND PSİKOFARMAKOTERAPİ

(trankilizan ilaçlar)

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

AĞIR ŞİDDETTE DEPRESYON SAĞALTIMI


VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

Bipolar depresyonu ayırt etmek her zaman kolay mı?

Depresif semptomatoloji sadece psikiyatri

POSTPARTUM BAŞLANGIÇLI DEPRESYONDA GİDİŞ VE SONLANIM

Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

Ýnsanlýk tarihi kadar eski olan depresif bozukluðun. Depresyon Etiyolojisi. Özet

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem 5 PSİKİYATRİ STAJ TANITIM REHBERİ

SUNUM PLANI. Genel değerlendirme EKT TMU tdcs

DEPRENİL 50 mg 30 Tablet

GİRİŞ İki uçlu bozukluk: Manik episod Depresif episod Ötimi (iyilik hali) Kronik gidişli Kesin ilaç tedavisi gerektirir (akut episod ve koruyucu

Uyku sorunları: Ruhsal bozukluklardaki önemi. Prof. Dr. Mustafa Tayfun Turan Erciyes ÜTF Psikiyatri AD

ANTİDEPRESAN ve ANTİMANİK İLAÇLAR

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

Yaşlılarda Dirençli Anksiyete Bozukluklarının Tanı ve Tedavisi

Az sayıda ilaç. Uzun süreli koruyucu kullanım İlaç değişiminin uzun sürede olması. Hastayı bilgilendirme İzleme

İNGİLİZCE ÖZET SUMMARY

Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi. Figen Karadağ Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD

Tarifname PARKĠNSON HASTALIĞININ SEMPTOMATĠK TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON


ALKOL BAĞIMLILIĞINDA ALKOL KULLANIM ÖZELLİKLERİ İLE KLİNİK DURUM ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN ARAŞTIRILMASI*

TRAVMATİK SPİNAL KORD LEZYONLARINDA MEDİKAL TEDAVİ

Şizofreni ve Bipolar Duygudurum Bozukluğu Olan Hastalara Bakım Verenin Yükünün Karşılaştırılması

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları

hükümet tabibi olarak görev yaptıktan sonra, 1988 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi nde başladığım

Karma belirtili depresyon sağaltımı. Dr. Sibel Çakır İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi, Psikiyatri A.D Duygudurum Bozuklukları ve Geropsikiyatri Birimi

Ağrı ve psikiyatrik yaklaşım. Prof.Dr.Aslı Sarandöl Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD

Nöropatik Ağrı Tedavi Algoritması

Unipolar Mani. Fatih Volkan Yüksel 1, Aydýn Kurt 1, Verda Tüzer 2, Erol Göka 3 DERLEME SUMMARY ÖZET. Unipolar Mania

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA

Gebelikte Astım Yönetimi. Dr. Dilşad Mungan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ABD İmmünoloji ve Allerji BD

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

PSİKOFARMAKOLOJİ-5. ANTİDEPRESANLAR Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar.

Antipsikotik ilaçlar

Clayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125: Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL.

İntihar Girişimlerinde İlk Yardım: Yapılması ve Yapılmaması Gerekenler. Danışman: Halise DEVRİMCİ ÖZGÜVEN

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD.

Þizofreninin klinik özelliklerini anlatan kitap ya

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI QUET 25 mg film tablet

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ

Duygudurum Değişimi. Fiziksel Durumda Değişim (Uyku Aktivite Değişikliği) Düşünce ve Duygularda Değişim

Klinik Psikoloji: Ruh Hali Rahatsızlıkları. Psikolojiye Giriş. Günümüz Kriterleri. Anormallik nedir?

Depresyonda Güncel Tedaviler. Doç. Dr. Murat ERKIRAN

Şeker Hastaları için Genel Sağlık Önerileri

Major Depresif Bozukluk

Geriatrik depresyon tedavisinde idame EKT

HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR

EK-2 CUMHURĠYET ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ PSĠKĠYATRĠ ANABĠLĠM DALI DERS BĠLGĠLERĠ FORMU

Koç Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Güz Dönemi

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Tıpta Doktora Farmakoloji Marmara Üniversitesi 1989

Araş.Gör. Dr. Meltem Yanaş ESOGÜTIPFAK PSİKİYATRİ ABD

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

pecya Kronik Depresyonda Sosyodemografik ve Klinik Özellikler: iyile şen Majör Depresyon Olgular ı ile Karşılaştırma

Antidepresan Tedaviye Cevab ın Yaş, Epizod Sayısı, Epizodun Süresi ve Ailede Psikiyatrik Rahats ızl ık Öyküsü ile ili şkisi

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

( iki uçlu duygulanım bozukluğu, psikoz manik depresif, manik depresif psikoz)

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI

BAŞAĞRILARI 1- Primer başağrıları; 2-Sekonder (ikincil) başağrıları;

Karmakarışık Gebelik ve Lohusalık. Doç Dr Esra Yazıcı Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Zirvesi

Tarifname MONOAMĠNOKSĠDAZ B BASKILAMA NĠTELĠĞĠ GÖSTEREN MĠYOTROPĠK. BĠLEġENLER ĠÇEREN BĠR KOMPOZĠSYON

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri

Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu;

Manik Ataklı Hastalar ın Serum Sodyum-Potasyum Düzeyleri ve Lityum Tedavisinin Bu Elektrolit Düzeyleri Üzerine Etkisi ÖZET.

Bir Üniversite Kliniğinde Yatan Hastalarda MetabolikSendrom Sıklığı GŞ CAN, B BAĞCI, A TOPUZOĞLU, S ÖZTEKİN, BB AKDEDE

Depresyonda İşlevsel İyileşme ve Brintellix

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 05 Kasım :07 - Son Güncelleme Perşembe, 05 Kasım :29

Bu bozukluk madde kullanımına veya genel tıbbi durumdaki bir bozukluğa bağlı değildir.

ÖZET. pecya SUMMARY. Key words: Medical students, depressive symptoms, Beck Depression Inventory

Serhat Tunç 1, Yelda Yenilmez Bilgin 2, Kürşat Altınbaş 3, Hamit Serdar Başbuğ 4 1

Dr.ERHAN AKINCI 46.ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ

Transkript:

Bipolar Duygulan ım Bozukluklarında Hızlı Döngülü Kavramı Aytül GÜRSU HARİRİ *, Gülcan UZUNER ÖZER ** ÖZET Psikiyatrik hastalıklar içinde, Bipolar Duygulan ım Bozukluklar ı'mn tedavisi oldukça yüzgüldürücü sonuçlar yerse de, ne yaz ık ki h ızl ı döngülü tipleri klinisyenlerin hala önemli bir sorunu olmay ı sürdürmektedir. Bipolar Duygulan ım Bozuklu ğu'nun bu hızl ı döngülü formu, hem tedaviye dirençlidir hem de prognozu oldukça kötüdür. Diğer yandan, hastanın genel yaşantıs ın ı olumsuz etkileyerek ciddi düzeyde sosyal y ık ıma ve yeti yetimine sebep olmakta ve beraberinde çoğu zaman hastayı olduğu kadar, hasta yakınlarını ve tedavi ekibini de çaresiz bırakabilmektedir. Hızl ı döngülü kavram ı için çeşitli açıklamalar yapılm ış, beraberinde tedavisi açı - s ından standart yaklaşımların dışında birçok alternatif tedaviler ileriye sürülmüş olmasına rağmen, halen tam bir sonuca varılamam ıştır. Bu yaz ıda, hepimizin yak ından tanıdığı h ızl ı döngülü kavram ın ı tekrar gözden geçirerek, konu ile ilgili son gelişmeleri de literatür örnekleriyle aktarmaya çalıştık. Anahtar kelimeler: Bipolarite, h ızl ı döngü, kronik mani, duygulan ım bozuklu ğu tedavisi, Lityum, mizaç stabilizasyonu Düşünen Adam; 2001, 14(1): 17-23 SUMMARY Even though bipolar affective disorders are properly treated, the rapid cycle of these disorders become the prodominent problem for the psychiatrists. The psychiatrists and the medical team must on one hand evaluate the prognosis because of the disorder showing resistance to the treatment; on the other hand, the disorder causes serious social defects on the patients life-style and an important loss of his mental capacity which in return causes of hopeless feeling for the family and treatment team. Also we reviewed the concepts of the theory of rapid cycle, and in our literature we attempted to up grade the last findings for this disorder. Key words: Bipolarity, rapid cycle, kronicity of the mania, treatment of the affective disorders, Lithium, mood stabilisation. GİRİŞ Uzunlamas ına takip çal ışmalarına göre manik atakların % 15'i tam şifa, % 45'i multibl relapslar sonras ında iyile şme, % 30'u kısmi iyile şme, % 10'u ise kronikleşme göstermektedir. Bu rakamlar çe şitli çalışmalarda (1-41 farklılık gösterse de, ortak sonuç Bipolar Tip I bozuklu ğun yaklaşık 1/3'ünün kronik semptomlar gösterdi ği ve hastay ı ciddi sosyal yıkıma götürdü ğü yönündedir. * BRSHH 4. Psikiyatri Birimi Ba şasistan ı, Uz. Dr., ** Kocaeli Üniv. Medikososyal Birimi, Uz. Dr. 17

Bipolar Duygulanım Bozukluklar ında Hızl ı Döngülü Kavram ı Tablo 1. H ızlı döngülü bipolar bozukluk alt tipleri. 1. Görülme zamanına öre - Erken ba şlanglçh - Geç ba şlangıçh 2. Neden göre - Kendiliğinden - D ış etkenler ile (örn: TAD) 3. Döngü uzunluğuna göre - Klasik h ızl ı döngülü (1 yılda 4 ya da fazla atak) - Ultra h ızl ı döngülü (en az 48 saat en fazla 1 hafta içerisinde bir uçtan diğer uca geçi ş yapan ataklar) - Ultra ultra (ultradien) h ızl ı döngülü (24 saatten k ısa sürelerde bir uçtan di ğer uca geçi ş yapan ataklar) 1804'den itibaren Bipolar Duygulan ım Bozukluklan'nda h ızlı döngüden söz edilmeye ba şlanmışsa da, esas olarak 1960'lardan sonra h ızlı döngülü vakalar bildirilmiş ve ilk olarak 1974'de Dunner ve Fiewe, hızl ı döngüyü "bir y ıl içerisinde en az 4 atak geçirilmesi" şeklinde tan ımlamışlardır (2). 1988'de ise Kramlinger ve Post, "ultra ve ultra ultra (ultradien) hızlı döngülü" şeklinde bir derecelendirme yapm ışlardır (3) (Tablo 1). 1994'de yay ınlanan DSM IV'de ise h ızl ı döngülü kavram ı şöyle tarif edilmi ştir: "Bipolar I ve Bipolar II bozuklu ğuna uygulanabilir. H ızl ı döngülü bipolar bozukluğun en önemli özelliği, bozukluğun önceki 12 ay ında majör depresif, manik, mikst ya da hipomanik atak tan ı ölçütlerini karşılayan en az 4 duygu durum ata ğı geçirilmesidir. Ataklann ya en az 2 ay süren k ısmi ya da tam iyilik dönemiyle ya da kar şı uçtaki bir atağa kayma ile birbirinden ayr ılmas ı gerekir. Manik, mikst ve hipomanik ataldann ayn ı uçta yer ald ığı kabul edilir" (5). Tüm bipolar hastaları ele aldığım ızda sadece % 50'sinin Lityum'a yan ıt verdiği, en fazla da % 60-70 oranında yan ıt görüldüğü belirtilmekte ve yine tüm yayınlarda (1-4,6) Lityum'a az yan ıt veren 4 durumdan söz edilmektedir: 1. Disforik mani, 2. Mikst durumlar, 3. H ızlı döngü, 4. Madde bağımlılığı Tüm bipolar hastalar ın % 16-67'nün mist episod geçirdiği; bunların da, sadece % 30-40' ının Lityum'a yan ıt verebildiği bildirilmektedir. Yine, tüm bipolar hastaların % 13-20 aras ı hızl ı döngülü olduğu; bunların da, sadece % 20-30'unun Lityum'a yan ıt verdiği; fakat, tedaviye dirençli olgular ın tümü ele al ındığında, bunların % 37'sinin h ızl ı döngülü oldu ğu söylenmektedir (3 '4'6). Prognoz çal ışmalarında, tüm bipolar hastalar aras ında kötü prognozlu olanlar ın % 77'sinin h ızl ı döngülü olduğu belirlenmi ştir (3), Bu kötü prognozlu h ızl ı döngülülerin de bir k ısmının, zaman zaman normal döngü gösterebildikleri; kirnisinin kendili ğinden durduğu; çoğunluğunun ise gittikçe daha hızlanarak sürgit bir seyir gösterdi ği bildiriliyor (3'4'7). Kronik seyirli mani son yay ınlarda (3 '6'7), en az 2 y ıl süreyle hiç remisyonsuz ya da en fazla 3 haftal ık çok kısa remisyonlarla seyreden, kronik manik semptomların yan ısıra, duygularda ve davran ışlarda stereotipi, entellektüel kapasitede ve üretkenlikte belirgin azalma, sosyal ili şki ve becerilerde bozulma, işlevsellikte dü şüş ile giden bir süreç olarak tarif ediliyor. En az 2 y ıllık remisyonsuz dönem s ınıflamas ı getirilmeden önce yap ılan çalışmalarda, kronikle şme oranı % 25'den fazla olarak bulunmu şken; bu s ı- mrlamadan sonra bu oran, % 6-18 aras ında belirlenmiştir. Çe şitli yay ınlarda (1-4,6) hızl ı döngünün yanısıra mikst ataklann da tedaviye direnç göstermeye meyilli olmaları nedeniyle kronikle şme riskini diğer tip episodlara göre daha fazla ta şıdığı belirtilmi ştir. Hızl ı döngü risk faktörleri: Kraepelin (1921) manik-depresif hastal ığı sadece tarif etmek ve şizofreniden ay ırd etmekle kalmam ış; ayn ı zamanda, hastalığın uzunlamas ına seyrine dikkat çekmi ştir. Özellikle psikostresör faktörlerin spontan olarak bir atağın başlamasına neden olabilece ği gibi, tedaviye rağmen döngüyü hızlandırabilece ğini belirtmiş ve böyle durumlarda tedaviye direnç ihtimali üzerinde durmu ştur (4). Hızlı döngü ile ilgili yapılan çal ışmalarda en çok üzerinde durulan konulardan birisi de, bizzat tedavisinin kendisidir. H ızlı döngünün, Lityum tedavisine direnin ya da maninin ortaya ç ıkmas ından öncelikle sorumlu tutulan ilaçlar, trisiklik antidepresanlar (TAD) ile nöroleptiklerdir (6). Çeşitli çalışmalarda, TAD ile kayma (switch) oran ının % 25-35 oldu ğu bildirilmi ştir. Rouillon, Wehr, Godwin, Kukopulos gibi yazarlar antidepresanlann h ızlı döngüye, kontinu siklusa ve kronikle şmeye sebebiyet verdi ğini; ayrıca bu durumun da, hemen daima Lityum tedavisine direnç ile birlikte görüldü ğünü ısrarla vurgulamışlardır (3 '6-9). Psikotik özellikli ataklarda da Lityum'a yan ıtın az 18

Bipolar Duygulan ım Bozukluklarında Hızlı Döngülü Kavram ı olmas ından yola ç ıkarak, tipik antipsikotiklerin h ızlı döngüye neden oldu ğu iddia edilmi ştir. H ızl ı döngüye neden oldu ğu düşünülen bir diğer durum da, ilk atak depresyon, ard ından mani ve sonra iyilik dönemi gösteren D-M- İ grubu hastalard ır (3). Bu grupta Lityum'a yan ıtın daha az oldu ğu ve h ızlı döngü riskinin artt ığını bildiren çal ışmalar vard ır (9". Bir diğer ilginç bulgu da, D-M-I şeklinde seyredip, daha sonra h ızl ı döngülü hal alanlarda Karbamazepin yan ıtının da az olmas ıdır (3). Yine baz ı yayınlarda (2,4,12) tiroid eksen bozukluklarının hızlı döngüye neden olduğu; bunun da, s ıklıkla Lityum'un antitiroid etkisi ile ortaya ç ıktığı; bu nedenle h ızl ı döngülü ve Lityum'a dirençli olgularda tiroid horrnon replasmamn ın alternatif tedavi olabileceği belirtilmektedir. H ızlı döngünün kad ınlarda daha fazla görülmesini baz ı araştırmac ılar, kadınların lityumun antitiroid etkisine daha fazla duyarl ı olmas ına bağlamışlardır. Kadın cinsiyetinin h ızl ı döngü için risk faktörü oluşturmas ının Östrojen'e ba ğlı olduğuna ve postmenapozal dönemde Östrojen kullanan bipolar kad ınlarda hızl ı döngü s ıklığının arttığına dair kan ıtlar elde edilmi ştir (4,12,13). Hastalığın geç yaşlarda başlamasının da h ızlı döngüye neden oldu ğu ileri sürülmü şse de, bu konuda yapılmış değişik çalışmalarda (3'8'9' 13) birbirini desteklemeyen bulgular elde edilmi ştir. Ya şın ilerlemesiyle mikst ataldarm artt ığı ve bunlar ın da h ızlı döngüye neden oldu ğu ileri sürülmü şse de, son atakların mikst tipte olmas ının mı h ızl ı döngüyü olu ş- turduğu, yoksa hızl ı döngüye neden olan diğer risk faktörlerinin mi atak tipini mikst hale dönü ştürdüğü henüz tam olarak aç ıklanamamıştır. Mikst epizod ile hızl ı döngü aras ında yakın ili şki bulunduğunu düşündüren nedenler şunlar olabilir: 1. Mikst epizodların genelde hastal ığın ileri dönemlerinde görülüyor olmas ı, 2. Mikst epizodlar ile ultra ve ultradien h ızl ı döngülü aras ında ay ırıcı tam yap ılmasının güç olmas ı, 3. Mikst epizodlann t ıpkı h ızl ı döngülü gibi kötü prognoz kriterlerinden say ılması, 4. Her ikisinin de Lityum tedavisine kötü, antikonvülsan tedaviye k ısmen iyi yanıt veriyor olmas ı. Siproheptadin ile maniye kayma olduğu; Pribedil ile 1 olguda h ızlı döngü geliştiği; L-dopa'n ın döngü aralığın' kısalttığı; nonselektif MAOİ'lerin MAO-B inhibisyonuyla maniye kayma ve döngü aral ığında azalma yapt ıkları; uzun süreli steroid kullan ım ıyla ve östrojen replasmamyla da döngüde h ızlanma olduğunu bildiren yay ınların (3,10,11,13) yanısıra, Lityum'un bizzat kendisinin antitiroid etki ve nefrojenik diabetes insipidusa neden olarak direnç geli ş- mesine ve dolay ısıyla hızlı döngüye neden olabile: ceğini ileri süren yaymlar bulunmaktad ır (7 '8' 14). Genel tıbbi durumlardan, özellikle multipl skleroz, neoplazmalar, baz ı kronik ya da ağır enfeksiyonlar, subaracnoid kanamalar, posttravmatik ensefalopati, infarktlar, epilepsi (özellikle de kompleks parsiyel nöbetler) h ızlı döngü için birer risk faktörü olarak kabul edilmektedirler (3,4,6) Aile öyküsü bakımından yap ılan çe şitli çalışmalarda oldukça farkl ı sonuçlar elde edilmi şse de, bütün bu çalışmaların ortak yan ı hızlı döngü için kal ıtımsal bir geçi ş modelinin gösterilememi ş olmas ıdır. Premorbid ki şilik özellikleri üzerine de çal ışılmış ; özellikle Kukopulos ve ark.'nın 1983'de yapt ıktan bir çal ışmada, h ızlı döngülülerin % 44'ünün siklotimik, % 44'ünün hipertimik, % 5'inin distimik, % 7'sinin ise normotimik oldukları belirtilmi ştir. Ayn ı çalışmada başlangıçtan itibaren h ızl ı döngüye girenlerin premorbid olarak siklotimik, sonradan h ızl ı döngüye girenlerin ise prernorbid olarak hipertimik kişilik özelliklerini gösterdikleri saptanm ıştır (6). Olu ş Mekanizmalar ı: Hızl ı döngünün nasıl oluştuğu üzerine birçok biyolojik aç ıklamalar yap ılmış olup, burada en çok üzerinde durulan birkaç hipoteze kısaca gözatmak istiyoruz (Tablo 2). 1. H ızlı döngünün limbik sistemindeki nöbet aktivi tesi ile ilişkili olabileceği ve bu döngülerin kompleks parsiyel epilepsi ile örtülmü ş olabileceği ileri sürülmüştür (6). 2. Feniletilamin at ılım ındaki yükselmenin bipolar hastalar ın bir alt grubunda gün içinde de ğişen hızl ı mizaç dalgalanmalanyla birlikte görüldü ğüdür. Bu nedenle Fenilatilamin'in Noradrenalin ve Dopamin salınım ını ve ayn ı zamanda postsinaptik reseptör du- 19

Bipolar Duygulanım Bozukluklar ında Hızl ı Döngülü Kavram ı Tablo 2. Hızlı döngii oluşumuna dair hiporezler. Tablo 3. Hızlı döngüde Lityum'a alternatif tedaviler. 1. Limbik sistemdeki nöbet aktivitesi - Kompleks parsiyel nöbetler 2. BOS'ta feniletilamin art ışı - NE ve DA sal ımmındaki artış - Postsinaptik reseptör duyarl ıliğında artış 3. Davranışsal duyarhlaşma 4. Kindling hipotezi yarl ılığını artt ırdığı düşünülmüştür. Çünkü, ani olarak noradrenerjik aktivitedeki art ışm depresyondan maniye kaymaya (switch) neden oldu ğu bilinmektedir (3 '6). 3. Diğer bir olu ş mekanizmas ı da davran ışsal duyarlılaşmadır. Duygulamm bozukluklu hastalar ın aç ık ve potansiyel stresörlere kar şı psikolojik tepki göstermeye çok daha yatk ın oldukları bilinir. Bu tepkilerin mizaç kaymalanna ya da hastal ığın tetiklenmesine neden olabilece ği; benzer stresörler ve bunlara verilen tepkiler şeklinde psikomotor uyaranlann yinelenmesinde aynı doz uyarana kar şı her defas ında daha fazla davran ışsal yan ıt gözlenece ği ileri sürülmektedir. Buna davran ışsal duyarlılaşma denmektedir (10). 4. Ateşlenme (Kindling) modeli: Beynin belli bir bölgesi tekrar tekrar uyanld ığında, uyanlma e şiği giderek dü şer ve bu beynin diğer bölgelerine de yayılır. Sonraki uyar ılarda e şik düştüğünden bu uyar ı- lar başlang ıç için e şik altı bir uyan niteli ğindeyken, eğer uyarılma belli aralarla ve yeterince uzun süre tekrarlan ırsa, artık dışardan herhangi bir uyan gelmeksizin kendiliğinden nöbetler ortaya ç ıkabilir. Ateşlenme, duysal ve limbik bölgeler aras ında güçlü bağlantılar yarattığı için bu yolla davranışsal patoloji de gözlenir. Burada, tekrar tekrar ayn ı uyaramn gelmesiyle ataklar aras ı sürenin kısaldığı; yani, yeni bir atağın ortaya ç ıkmas ının kolaylaştığı ve belli bir aşamadan sonra hiçbir faktör olmaks ız ın atağın tetiklendiği; böylece h ızl ı döngünün olu ştuğu düşünülmektedir (3 '630). Hızlı Döngülü Bipolar Bozukluklarda Prognoz - Hızl ı döngülü olanlar, olmayanlara göre daha kötü 1. Antikonviilsanlar - Karbamazepin - Valproik asit - Klonozepam - Difenilhidantoin 2. Ca-kanal blokerleri - Verapamil - Nimodipin 6. Kolinerjik ajanlar - Fizostigmin 7. Tiroid hormonu 8. Selektif MAO-A İnhibitörü - Clorgylin - Moklobemid 9. Uyku deprivasyonu 3. B-blokerler - Propranolol 10. Serotonerjik ajanlar - L Triptofan 4. Atipik antipsikotikler 11. ElektrokonvüLsif terapi 5. Santral alfa 2 agonisti - Clonidin gidişlidir. Kötü prognoz gösteren bipolar olgulann % 78.6's ı hızlı döngülüdür. İyi progrozlulann ise sadece % 18.2'sinin h ızlı döngülü olduğu saptanmıştır (2'3). - Genelde, tek ba şına Lityum tedavisine yamts ızdır. Hızlı döngülülerin sadece % 20-30'u Li'a yan ıt verebilmektedir (3'4'830). - Tek başına Karbamazepin'e yan ıts ızdır veya çok az yanıt verebilir (10,11,14). - Hızlı döngülü zaman zaman normal döngülü hal alıp, sonra tekrar h ızlanabilir. Kimisi kendiliğinden durabilirse de, ço ğunluğu gittikçe daha h ızl ı döngülü (ultra veya ultradien) hal al ır (3'4). Hızlı Döngülü Tedavisi: Her ne kadar Lityum'a yüksek oranda direnç gösterdi ği bilinse de (10), hızlı döngülülerin başlangıçta Lityum tedavisine al ınması (% 20-30), yan ıt alınamadığı takdirde alternatif tedavilere geçilmesi gerekti ği kabul ediliyor (Tablo 3). Antikonvülsan ilaçlar: Okuma, hızlı döngülü olguların % 78'inin Karbamazepin'e (CBZ) yan ıt verdiğini; Joyce, bu oran ın % 83 oldu ğunu; Post ve ark. ise, CBZ'in tek ba şına kullanımında bile atak say ı- sını % 63 oranında azalttığını bildirmilşerdir (3'63033). Ancak hızlı döngülülerin tekbaşına Li tedavisine yanıts ız olduğu kadar, tek başına CBZ tedavisine de yanıts ız olabilece ği görü şü güncellik kazanmaktad ır (12,13) Disforik mani ya da mikst ataldarda, a ğır seyirli bipolar hastalarda, h ızlı döngülü olan ya da kronikleşenlerde CBZ+Li ya da CBZ+Valproat kom- 20

Bipolar Duygulanon Bozukluklar ında Hızl ı Döngülü Kavram ı binasyonunun etkili oldu ğunu bildiren çal ışmalar mevcuttur (13,14). Ancak, bu son kombinasyonda Valproat, CBZ'inin plazma proteinlerine ba ğlanmasını etkiler. Bundan dolay ı, CBZ dozu yüksek, Valproat dozu ise dü şük tutulmalıdır. Tek başına valproat, akut mani tedavisinde etkin bulunmu şsa da, profilakside ve özellikle h ızlı döngülü durumlarda Li veya diğer bir antikonvülsan ilaç ile kombinasyonu daha yararl ı bulunmu ştur (11-14). Valproat' ın Li'a CBZ'e ve Li+CBZ kombinasyonuna dirençli olgularda mutlaka denenmesi gerekti ği; böyle durumlarda günlük 1500 mg normal tedavi dozunun aşılabileceği ve bazen 5000 mg/gün dozuna kadar ç ıkmak gerekebilece ği belirtilmektedir (3' 13' 14). Literatürde Li'a dirençli h ızlı döngülü bipolar tip I bozuklukta, disforik manide, organik hallere ba ğlı duygudurum bozukluklannda ve özellikle de uyku bozukluğu ön planda olan, geç ba şlangıçl ı, atak süresi kısa olan hastalarda Valproat'a yan ıtın çok daha iyi (% 60 oran ında) olduğunu bildiren yay ınlar bulunmaktadır (13,14). Hızl ı döngülülerde kullanabileceği düşünülen Klonezepam' ın özellikle sedasyon gerektiren hastalarda denenebileceği; ancak, profilaktik olarak h ızl ı tolerans geli şmesi ve kesildiğinde manik ya da hipomanik atak ortaya ç ıkmasına sebebiyet verdi ği için sınırl ı kullanılabileceği bildirilmiştir (3"). Diğer bir antikonvülsan olan Difenilhidantoin ile birkaç olgu sunumu dışında kontrollü bir çalışma yoktur (3). Son zamanlarda feniltriazin grubu bir antiepileptik olan Lomotrigin, özellikle h ızl ı döngülü ve mikst episodlarda önerilmektedir (9). Bu ilacın -nöronal inaktivasyonu sağlamak için- sodyum kanallann ı etkileyerek h ızlı stimülasyonu inhibe etti ği; yani, ate şlenme (kindling) h ızını düşürdüğü ileri sürülüyor (9). Kalsiyum-Kanal Blokerleri: Bipolar hastalarda hücre içi kalsiyum (Ca) düzeyinde de ğişiklik olduğunun saptanmas ı üzerine gündeme gelen Ca-kanal blokerlerinden, öncelikle Verapamil önerilmi ştir. Ancak, yağda çözünen ve merkezi etkileri daha fazla olan Nimodipin ile son yayınlarda Li'a dirençli olgularda, özellikle ultra ve ultradien h ızlı döngülü hastalarda iyi yan ıt al ındığına dair bilgiler vard ır (3,8,11) Li, CBZ ve Valproat'a ya da bunlann kombinasyonlanna dirençli olgularda özellikle Varapamil önerilmektedir. Fakat ciddi ilaç etkile şimi ne- deniyle bu droglar ile hiçbir şekilde kombine kullan ılmaması gerekmektedir. Örne ğin; Li+Verapamil kombinasyonunda nörotoksisite, diskinezi ve bradikardi gibi yan etkiler görülmü ştür (1-3' 11). Beta Blokerler: Pindelol (Visken), Propranolol (Dideral) gibi beta-adrenejik blokerler, 5-HT la antagonist etki de gösterirler. Bu yolla antidepresan etkinlik ortaya ç ıkar. Çe şitli yaka bildirimlerinde bu droglann depresyon, mani, şizofreni ve genelle şmiş anksiyete bozukluklannda kullan ılabileceği bildirilmesine ve özellikle Propranolol'ün mizaç stabilizasyonunda alternatif terapilerden biri olarak önerilmesine rağmen, hızlı döngülü için birkaç olgu sunumu dışında çal ışma yoktur (1-3). Üstelik; mani tedavisinde tek ba şına etkili olabilecek Propranolol dozu 1000 mg/gün gibi çok yüksek düzeyde olmal ıdır ve bu dozda ciddi yan etkiler ortaya ç ıkacaktır (6'7' 11). Santral alfa 2 agonisti ve kolinomhnetik alanlar: Santral alfa 2 agonisti Klonidin ve kolinomimetik ajan Fizostigmin'in de nörotransmitterler üzerindeki etkileri nedeniyle antimanik özelli ğinden söz edilmiş; bu nedenle h ızlı döngülülerde önerilmi ş; fakat, konuyla ilgili kesin veriler henüz elde edilmemi ştir (2 '3'6). Klonidin'in manide Li ve CBZ ile kullan ıldığında sinerjistik etkiye sahip oldu ğu bilinmektedir (1,6,11) Selektif monoaminoksidaz İnhibitörleri: Nonselektif MAO İ'lerinin maniyi tetikledikleri ve dolay ısıyla hastal ık seyrini ağırlaştırdıklann ı biliyoruz. Mani ve döngülerin uyanlmas ıyla bağlantılı olduğu düşünülen enzimin MAO-B olması nedeniyle, selektif MAO-A blokerlerinin mani ve döngüler üzerine etkileri ara ştırılmış; Potter ve ark. taraf ından 1982'de Clorgylin'in hem Lityum'a hem de di ğer tedavi seçenekleri ve kombinasyonlar ına yan ıts ız hızlı döngülü olgularda profilaktik etkinli ği olduğu bildirilmiştir (3,6,11,12) Bundan yola çıkarak diğer selektif MAO-A inhibitörü olan Moclobemid üzerindeki çalışmalar halen sürmektedir. Tiroid Hormonu: Li'a dirençli h ızlı döngülü bipolar hastalarda tiroid hormon replasman ıyla iyi sonuçlar al ındığın dair tek vakal ık yay ınlar mevcuttur (2,4,12). Bauer ve Whybrow'un 1988'de yapt ıklan çalışmada, 11 hızlı döngülü ve Li'a yan ıts ız olguya tiroid hormonu eklenmesiyle 10'unda Li'a yan ıtın sağ- 21

Bipolar Duygulanım Bozukluklar ında Hızl ı Döngülü Kavram ı landığın ı bildirmişlerdir (12). Seratonerjik ajanlar: Serotonerjik ajanlardan özellikle serotonin prekürsörü olan L-triptofan' ın hızl ı döngülü bipolar bozuklukta etkili oldu ğunu ileri süren birkaç vakal ık çal ışma vard ır. Örneğin: Chouinaf ve ark. Li+L triptofan kombinasyonu ile hem depresif hem de manik ataklarda profilaktik etki görüldü ğünü, Beitman ve Dunner ise, tek ba şına L-triptofan ın etkin olduğunu bildirmişlerdir (2'3'6'11). Atipik antipsikotikler: Hızl ı döngü için risk faktörü olarak kabul edilmesine ra ğmen, tedavisi güç ve hızl ı döngülü hastalarda antipsikotikler de denenmi ştir. Fakat, tipik antipsikotikler uzunlamas ına gözlem çalışmalarında saptanan dü şük profilaktik etkinlikleri ve yüksek yan etki profilleri nedeniyle günümüzde h ızlı döngülü bipolar bozukluk tedavisinde önerilmemektedir. Son y ıllarda tipik antipsikotiklere yan ıts ız olgularda Klozapin kullan ım ı artmaktad ır. Calabrase ve ark. (1991), Priviterd ve ark. (1993), Zarate ve ark. (1995), h ızl ı döngülü bipolar hastalarda Klozopin kullan ımını araştırmışlar ve Klozapin'in özellikle psikotik belirtili, a ğır ve hızlı döngülü bipolar bozukluklar ın tedavisinde kullan ılabileceğini bildirmişlerdir (1,2,8,11,15,16). Risperidon, Klozapin'in agranülositoz ve epilepsi gibi yan etkileri nedeniyle kontrendike oldu ğu durumlarda ikinci seçenek olarak önerilmi şse de (15 ' 16) ; Risperidon'un hipomani'yi indüklediğine dair sadece birkaç olgu sunumu mevcuttur. Bupropion kullammından Haykal ve Akiskal 1990 y ılında söz etmişler ve özellikle Li ile kombine edildi ğinde duygudurum düzenleyici etkiyi potansiyalize etti ğini ileri sürmüşlerdir (1-3,11,13,15,16). Uyku Depdvasyonu: Uyku yoksunluğu tedavisinin denendiği az sayıdaki çal ışmaların -birkaç ı hariçhemen hepsinde olumlu yan ıt al ınamadığı belirtilmiştir (3). Elektrokonvülsif terapi: Bipolar olgularda EKT'nin dirençli ve uzun süreli depresif ata ğı sonland ırmada ve profilaktik olarak idame EKT yoluyla remisyon sağlamada etkin oldu ğuna yönelik 1986-1988 y ılları aras ında birkaç çal ışma yapılmışsa da, h ızlı döngülü olgularda idame tedavi ile ilgili literatürde sadece 1 çalışma vard ır. Vanella ve ark. 1995'de 7 h ızlı dön- gülü olguya 2 y ıl süreyle idame EKT uygulam ışlar ve olumlu sonuçlar elde etmi şlerdir (3). Bazı yazarlar (2'4' 11), EKT'nin hızlı döngülü vakalarda ilk seçenek olmas ı gerektiğini vurgularken; di ğer bir grup ise (1 '3 '8), tek başına ya da kombine kullan ılan ilaçlara yan ıtsız vakalarda EKT'yi önermektedir. Sonuç olarak, tüm alternatif tedavilerin yeterli doz ve sürede uygulanmas ına kar şın, yine de yan ıtsız kalan olgularda kabul edilen yayg ın görüş, haftada 1 veya 2 kez idame EKT uygulanmas ının yararl ı olacağı şeklindedir. Bu yöntemde, farmakoterapiye ek olarak EKT uygulanmas ını önerenlerin yan ısıra (1 '8), tek ba şına idame EKT uygulanmasının daha fazla yarar sağlayacağını ısrarla savunanlar da bulunmaktadır (2,11) Fakat, konu halen tart ışma niteliğini sürdürmektedir. Herşeyden önce, h ızlı döngiiye neden olabilecek risk faktörlerini (düzenli Lityum tedavisine ra ğmen yeni atak, Lityum'a ba ğlı hipotiroidi, tipik nöroleptikler ya da trisiklik antidepresanlar gibi psikotrop ajanlarla kayma (switch), postmenopozal östrojen kullanım ı, mikst ataldar, D-M- İ grubu hastalar, geç ba ş- langıçh olgular, organik sendromlar gibi) çok iyi belirleyerek, yatk ın olduğunu düşündüğümüz hastalarda h ızlı döngü geli şimini önleyici tedavi yaklaşım ına önem vermenin daha yararl ı olacağı kanısındayız. KAYNAKLAR 1.Janicak PG, Davis JM, Preskorn SH: Principle and Practice of Psychopharmacotherapy: Copyright 1993 by Williams and Wilkins, Baltimore, s.359-390. 2. Dunner DI: Current Psychiatric Therapy: Copyright 1993 by WB Saunders Company s226-231, 255-260. 3. Akdeniz F: H ızl ı Döngülü Bozukluk, Ege Psikiyatri Sürekli Yayınları, Kitap 3, Ocak 1997. 4. Kaplan HI, Sadock BJ: Synopsis of Psychiatry Behavioral Sciences/Clinical Psychiatry Eighth Edition Copyright 1998 Williams and Wilkins Baltimore s.572. 5. APA DSM-IV: Diagnostic and Statiatical Manual of Mental Disorders. Fourth Edition, APA Washington DC, 1994. 6. Post MR, Weis SRB: Psychopharmacology, The Fourth Generation of Progress Ed By Floyd E Bloom, David J Kupfer, New York, 1995. The Neurobiology of Treatment Resistant Mood Disorder s.1155-1168. 7. Kaplan H1, Sadock BJ: Pocket Handbook of Psychiatric Drug Treatment Second Edition Copyright 1996 Williams and Wilkins Baltimore s.29, 68, 69, 73, 124,145, 164, 185, 186. 8. Marneros A, Tsuang MT: Affective and Schizoaffective Disorders: Similarities and Differences. Springer-Verlag Berlin Heidelberg s.267-271, 1990. 22

Bipolar Duygulan ım Bozukluklar ında Hızl ı Döngülü Kavram ı 9. Colabrese JR: Lamotrigine in the Treatment of 13ipolar Disorder. The Int J Neuropsychopharmacolögy Vol. 1 Suppl. 1 July 1998 (Abstracts from the XXI st CINP Congress. Glaskow 1998) s.37. 10. Post RM, Weiss SRB: Sensitization, kliulling and anticonvulsants in mania. J Clin Psychiatry 50(Suppl 12):23-30, 1989. 11. Montgomery S: The treatment of bipolar disorder: Current limitations and future prospects. J Bipolar Disorder 1(1):20-21, 1997. 12. Bernstein JG: Handbook of Drug Therapy in Psychiatry: Third Edition, Copyright 1995 by Mosby-Year Book. Part 1 s.228-235. 13. Kora K: Duygudurum Bozukluklar ı I: Valproat ve Psi- kiyatride kullanımı Ed: Prof. Dr. Olcay Yaz ıc ı, Format Matbaac ılık Mart 1998, İstanbul, s.87. 14.Bowden CL: Valproat in the Treatment of Bipolar Affective Disorder. The Int Neuropsychopharmacloogy Vol.l Suppl 1 July 1998 (Abstracts from the XXI st CINP Congress, Glaskow 1998) s.36. 15. Meltzer HY: Atipical Antipsychotic Drugs in the Treatment of Bipolar Affective Disorder. The Int J Neuropsychopharmacology Vol.1 Suppl 1 July 1998 (Abstracts from the XXI st CINP Congress, Glaskow 1998) s.36. 16.Goodnick PJ: Use of antipsychotic medications in treatment and prophylaxis of bipolar disorder. The Int J Neuropsychopharmacology Vol.1 Suppl 1. July 1998 (Abstracts from the XXI st CINP Congress, Glaskow 1998) s.38.