OBEZİTE VE İMPULSİVİTE. Uzm.Dr.Bilge Burçak Annagür



Benzer belgeler
Obezite ve Yeme Alışkanlıklarının Psikolojik Temelleri

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD.

Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi

DAVRANIŞSAL KİLO KONTROLÜ VE PSİKOLOJİK FAKTÖRLER - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Obezitede Çeşitli Risk Faktörleri ve Dürtüsellik Risk Factors and Impulsivity in Obesity

Nedenleri tablo halinde sıralayacak olursak: 1. Eksojen şişmanlık (mutad şişmanlık) (Bütün şişmanların %90'ı) - Kalıtsal faktörler:

OBEZİTE Doç. Dr. Erdal Vardar 46. UPK

Obezitede Dürtüsellik ve Emosyonel Faktörler: Bir Ön Çalışma

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

MERVE SAYIŞ TUĞBA ÇINAR SEVİM KORKUT MERVE ALTUN

Fark edilir bir kilo kaybı. Gün geçtikçe içe kapanma eğilimi. Aşırı derecede spor yapmak. Kilo almaktan şiddetle korkmak

Obezite Nedir? Harun AKTAŞ - Trabzon

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

RATLARDA ANNE YOKSUNLUĞU SENDROMUNA ZENGĠNLEġTĠRĠLMĠġ ÇEVRENĠN ETKĠSĠ. Serap ATA, Hülya İNCE, Ömer Faruk AYDIN, Haydar Ali TAŞDEMİR, Hamit ÖZYÜREK

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından da obezite, sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanmıştır.

Bir Üniversite Kliniğinde Yatan Hastalarda MetabolikSendrom Sıklığı GŞ CAN, B BAĞCI, A TOPUZOĞLU, S ÖZTEKİN, BB AKDEDE

TIKINIRCASINA YEME BOZUKLUĞU

Tarifname OBEZİTENİN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON. Buluş, obezitenin tedavisine yönelik oluşturulmuş bir kompozisyon ile ilgilidir.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi. Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta

OBEZİTE VE DEPRESYON. Prof. Dr. Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD.

PSİKİYATRİ UZMANI: YRD. DOÇ. DR. GÜZİN M. SEVİNÇER

Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri

SAĞLIKLI OBEZLERDE FİZYOTERAPİ VE REFLEKSOLOJİ UYGULAMALARININ ZAYIFLAMAYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Erişkin Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu nda Prematür Ejakülasyon Sıklığı: 2D:4D Oranı İle İlişkisi

Özel Bir Hastanede Diyabet Polikliniğine Başvuran Hastalarda İnsülin Direncini Etkileyen Faktörlerin Araştırılması

Prof.Dr. Hatice ÖZYILDIZ GÜZ Ondokuz Mayıs Üniversitesi Psikiyatri ABD

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar

Hipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015

Prof. Dr. Fulya Maner. Kırklareli Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu Çocuk Gelişimi Bölümü

NİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ

Bilindiği üzere beslenme; anne karnında başlayarak yaşamın sonlandığı ana kadar devam eden yaşamın vazgeçilmez bir ihtiyacıdır

HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI

Tarifname OBEZİTEYİ ÖNLEYİCİ VE TEDAVİ EDİCİ BİR KOMPOZİSYON

Obsesif Kompulsif Bozukluk. Prof. Dr. Raşit Tükel İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı 5.

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler

Pazardan Sofraya:Pazarlama ve Tüketim Beslenmede Balığın Yeri ve Önemi

Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri

HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR

İnfektobezite: Çocuklardaki Obezitede Adenovirüslerin Rolü

OKUL ÇAĞINDA BESLENME

Bu olumsuzluklar nedeni "günümüzün en fazla zihinleri ve bedeni meşgul eden rahatsızlığı olan "OBEZİTE" meydana gelmektedir.

VAKA SUNUMU. Dr. Dyt. AYGÜN KUYUMCU

Açıklama Araştırmacı, danışman, konuşmacı: Herhangi bir maddi ilişki yoktur.

Çocuğumun Obezite Sorununa Karşı Nasıl Önlem Alabilirim?

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

DIABETES MELLITUS NEDİR? NEDENLERİ VE SONUÇLARI. Mümkün olduğunca normal bir yaşam. Lilly Deutschland GmbH Werner-Reimers-Straße Bad Homburg

HEMODĠYALĠZ HASTALARININ UMUTSUZLUK DÜZEYLERĠ

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI BESLENME: GLİSEMİK İNDEKS NEDİR? NEDEN ÖNEMLİDİR?

Vücut yağ dokusunun aşırı artışı olarak tanımlanır. Ülkemizde okul çağındaki çocuk ve adolesanlarında obezite oranı % 6-15 dolaylarındadır.

Cinsiyet Hormonları ve Nörogelişimsel Bozukluklar

Kontrolü Zor Diyabetin Sırları. Dr.Kubilay Karşıdağ İ.Ü.İstanbul Tıp Fakültesi

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

Şişmanlık (obezite); sağlığı bozacak düzeyde vücutta yağ miktarının artmasıdır.

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI ÇAPRAZ BAĞIMLILIK NEDİR?

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR?

Sağlıklı besleniyoruz Sağlıkla büyüyoruz. Diyetisyen Serap Orak Tufan

OBEZİTE NEDİR? Erkeklerde %20,5 Kadınlarda ise % 41,0 Toplamda % 30,3 olarak bulunmuştur. İstanbul 33,0 Orta Anadolu 32,9

ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE İNTİHAR GİRİŞİMİ

21 EKĠM 2011 SUPHĠ ÖNER ÖĞRETMEN EVĠ HOŞ GELDİNİZ. Hüseyin GÖKÇE İl Sağlık Müdürlüğü Eğitim Şube Müdürü

ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI. Doç. Dr. Suphi VEHİD

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

DENEYSEL RATLARDA ATOMOKSETİN VE OMEGA 3 ÜN SERUM ÇİNKO VE BAKIR DÜZEYLERİ ÜZERİNE ETKİSİ. Prof. Dr. Mevlüt Sait KELEŞ

KARACIGERINI KORU SIGORTAYI ATTIRMA!

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

OBEZİTE ÇOCUK SAHİBİ OLMA ORANINI AZALTIYOR! AKŞAM GAZETESİ

Diyabetlilerin sadece %37 sinde hedef glikoz değerine ulaşılabiliyor

Oytun Erbaş, Hüseyin Sedar Akseki, Dilek Taşkıran

OBEZİTE (ŞİŞMANLIK) ve SAĞLIK

Orta yaş kadınların çoğu için psikososyal ve fiziksel semptomlarla ilişkili olarak reprodüktif dönemin sonu ve menopozun başlangıcını gösterir

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

Yeme Bozuklukları. Anoreksiya Nervoza. Vücut Kitle İndeksi. Anoreksiya Nervoza (AN) Yrd. Doç. Dr. Emrah SONGUR. Normal sınırlarda VKİ;

OBEZİTE CERRAHİSİ GEÇİREN KİŞİLERDE KİLO VERMEK BEYNİ İŞTE BÖYLE ETKİLİYOR!

MS TE BESLENME VE EGZERSİZ. Dr. Özlem Taşkapılıoğlu

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

Hastalarla Ortaklık. Dikkat Eksikliği Sendromu. ESOGÜ Tıp Fak. Psikiyatri A.D. Dr.Ş.Soner ÖZDEMİR

PSİKOZ İÇİN RİSK GRUBUNDA OLAN HASTALARDA OBSESİF KOMPULSİF VE DEPRESİF BELİRTİLERİN KLİNİK DEĞİŞKENLER VE BİLİŞSEL İŞLEVLERLE İLİŞKİSİ

İnfertil çiftlerde bağlanma ve mizaç özellikleri tedavi başarısını etkiler mi? Stresin aracı rolü

Ergenlik döneminin gelişimsel özelliklerini konu edinen bir çok çalışma olmasına rağmen dönemin temel özellikleri ve yaş sınırları gibi konularda çok

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ BESLENME ÜNİTESİ BESLENME DEĞERLENDİRME KILAVUZU

Bireyin bedensel, ruhsal, zihinsel ve sosyal yönden tam bir iyilik ve uyum halidir. Sağlık nedir?

1. Yağ depolanmasını engellemek (iştahı kesmek, yağ emilimini azaltmak)

OBEZİTEYİ ANLAMAK! FAZLA KİLO İLE OBEZİTE ARASINDAKİ FARK NEDİR?

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

Türkiye de obezite cerrahisinde psikiyatrik değerlendirme: Uzlaşma ve kılavuz gereksinmesi

Son 10 yıldır ilaç endüstrisi ile bir ilişkim (araştırmacı, danışman ve konuşmacı) yoktur.

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Dikkat eksikliği/hiperaktivitenin, dürtüsellik ve obezite ile ilişkisi üzerine bir çalışma

MENOPOZ. Menopoz nedir?

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR

Reflü Hastaları Ne Yapmalı?

İNTEGRATİF TIP DERGİSİ TURKISH JOURNAL OF INTEGRATIVE MEDICINE

Diyabet Nedir? Diyabetin iki tipi vardır:

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler

ACOG Diyor ki! HER GEBE TAKİP SÜRECİNDE EN AZ BİR KEZ PERİNATAL DEPRESYON AÇISINDAN TARANMALIDIR. Özeti Yapan: Dr. Semir Köse

SoCAT. Dr Mustafa Melih Bilgi İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi

20-23 Mayıs 2009 da 45. Ulusal Diyabet Kongresi nde Poster olarak sunuldu.

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI

Transkript:

OBEZİTE VE İMPULSİVİTE Uzm.Dr.Bilge Burçak Annagür

Obezite son 20 yılda pek çok ülkede artış göstermiştir. Batılı yaşam biçimini benimseyen ülkelerde bir epidemi halini almıştır.

Obezitenin Genetiği Çok sayıda araştırmada obezitede genetik faktörlerin rolü önemli bulunmuştur. Monogenetik rat modellerine tamamen uyan juvenil başlangıçlı morbid obezitesi olan ailelerde çeşitli mutasyonlar saptanmıştır. Bunlar Leptin, Leptin reseptör, Proopimelamocortin, Prohormone convertase 1, melanokortin 4 reseptör gen mutasyonlarıdır.

Basit formdaki insan obezitelerinde genlerin önemi henüz tam belli değildir. Yapılan araştırmalarda 2, 10, 11, 20 numaralı kromozomun vücut ağırlığını dengeleyen genleri taşıdığı bilinmektedir. Bunların dışında polimorfizm saptanan bazı genler (β2 adrenopeseptör, β3 adrenoreseptör, hormon sensitif lipaz, TNFα) de insulin sensitivitesini düzeltir ve adiposit apopitozisini azaltır. Böylelikle yağ akümülasyonu artar.

Yakın zamanlardaki araştırmalar 5 HT2C reseptör alt tipinin iştahın düzenlenmesinde kilit bir rol oynadığını göstermektedir. Örneğin 5 HT2C reseptörü olmayan mutan fareler obezdir. İştah baskılayıcıları kullanan insanlarda da kilo kaybının altında 5 HT2C mekanizmasının yatması olasıdır. Seçici serotonin gerialım inhibitötlerinden olan fluoksetin en anoreksijenik olanıdır. Bulumia için özel endikasyonlara sahip olan fluoksetin 5 HT2C agonist aktivitesine sahip tek SSGİ dir.

Obezitenin genetiği

Obezitenin genetik

Obezitede Çevresel Faktörler Obeziteye yatkınlığa neden olan genetik ise aşırı kilolu popülasyonda son yıllarda olan büyük artışın nedeni nedir? Genlerimiz son birkaç dekadda değişime mi uğradı? Bu soruların cevabı sadece genetiğe bağlanamaz. Obeziteye neden olan davranışları etkileyen çevre bu artışın en önemli nedenidir. Yani gen ve çevre etkileşimi obezitenin gelişmesinde fizyopatolojik rol oynar. Hangi davranışlar obeziteye neden olur?

Bazı çevresel faktörlerin obeziteyi uyardığı açıktır. Günümüzde çevremiz kolaylıkla elde edilebilen, oldukça ucuz, lezzetli ve enerji içeriği yüksek gıdalarla doludur. Fast food tarzı beslenme şekli de giderek yaygınlaşmaktadır. Obez kişilerin yeme davranışları konusunda yazılan yayınlarda ise bu kişilerin zayıf olan kişilerle kıyaslandığında enerji içeriği yüksek ve yağdan zengin gıdaları tüketmeye eğilimli oldukları belirtilmektedir.

Fast food besinler

Obezite DSM IV de yeme bozuklukları (YB) içerisinde sınıflandırılmamıştır. Güncel klinik tanı vücut kitle indeksine dayanarak konmaktadır. Her ne kadar YB ları içerisinde yer almasa da YB larında yaygın olarak görülen psikolojik özellikleri taşır. Bunlar; impulsivite, düşük özdeğerlilik, vücut şeklinden hoşnut olmama, mükemmeliyetçi tutum ve disinhibisyon.

Yeme bozukluklarında saldırganlık ve öfke esas psikopatolojik özelliklerdir. Bazı yazarlar YB larında bozulmuş yeme davranışının düşük özdeğerlik ve yüksek kendine yöneltilmiş hostilite ile ilişkili olduğunu savunmuşlardır. Bu kişilerin öfkelerini açığa vurmakta zorluk çektiklerini belirtmişlerdir. Ayrıca bu bozukluklarda öfke dışavurumunda zorlukla birlikte impulsif bir patlama da olabilmektedir.

Obez hastalar bu konuda çalışma yapan kişilerce iki alt gruba ayrılmaktadır; tıkınırcasına yeme bozukluğu olan obezler ve tıkınırcasına yeme bozukluğu olmayan obezler. Tıkınırcasına yeme bozukluğu olan obezlerin kiloları fazla yemeleri ile ilişkili bulunmuş ve diğer gruba göre psikopatolojilerinin de fazla olduğu belirlenmiştir. Tıkınırcasına yemesi olanlarda özellikle de depresyon oranları yüksek olduğuna değinilmiştir.

Tıkınırcasına yeme bozukluğu Tıkınırcasına yeme bozukluğu (TYB), DSM IV de başka yerde sınıflandırılamayan yeme bozukluklarına dahil edilmektedir. Tekrarlayıcı tıkınırcasına yeme epizotlarının olması, bu epizotlar sırasında yeme kontrolünü kaybetme gibi bulguları ile bulumia nervozaya (BN) oldukça benzer.

Tıkınırcasına yeme bozukluğu Bulimiadaki kilo alımından sakınmak amacıyla yapılan laksatif kullanımı, aşırı egzersiz yapma, kusma gibi uygunsuz dengeleyici mekanizmalar TYB da bulunmaz. Ayrıca normalden hızlı yeme, fiziksel açlık olmaksızın yeme, rahatsızlık duyana kadar yemek yeme özellikleri bulunur. Yeme atakları haftada en az iki kez gerçekleşir.

Tıkınırcasına yeme bozukluğu

Tıkınırcasına yeme bozukluğu

Obezite ve impulsivite Obezite tedavisinde halen çok kısa mesafeler alındığı söylenebilir. Tedavi ile bazı kişiler kilo kaybettikleri halde kısa süre sonra kaybettikleri kiloları tekrar alabilmektedirler. Obez kişilerin 1 5 yıl içinde büyük bir çoğunluğunun başlangıçtaki BMI lerine geri döndükleri veya başlangıç BMI değerlerinin üzerine çıktıkları gösterilmektedir.

obezite tedavisi

Çoğu araştırmacı artık kilo kaybetmeye yönelik tedavi yanında kaybedilen kiloyu koruyabilmeye yönelik yaklaşımları araştırmaktadır. Tedavi sonrasında kaybettikleri kiloyu koruyabilenler ile koruyamayanlar arasındaki fark nedir? Bu konuda yapılmış olan bazı çalışmalarda impulsivitenin obesite tedavisinin relapsında önemli bir rol oynadığı ileri sürülmektedir.

Özellikle tıkınırcasına yeme bozukluğu olanlarda impulsif özellikler yüksek bulunmuştur. İmpulsif kişiler yeme davranışı üzerindeki kontrollerini sağlayamadıklarını ve lezzetli ve yüksek kalorili besinlere karşı ilgilerinin fazla olduğunu belirtmişlerdir. İmpulsivite ayrıca tedaviyi yarıda bırakma için öngörücü bir faktör olarak da gösterilmiştir.

Hollanda da 8 12 yaşlar arasındaki çocuklar üzerinde yapılmış olan bir çalışmada impulsivite davranışsal olarak ölçülmüş ve tedavi sonuçları değerlendirilmiştir. Altı ve 12. aylar sonundaki ölçümlerde impulsif özelliği olan çocukların daha az kilo kaybettikleri gösterilmiştir. Ayrıca impulsif çocukların lezzetli yiyeceklere karşı daha meyilli oldukları, bu nedenle de diyet programlarına daha fazla dikkat etmek gerektiğine değinilmiştir. (Nederkoorn C, et al. Impulsivity predicts treatment outcome in obese children. Behav Res Therapy 2006; 45:1071 1075)

Obezite ve impulsivite ilişkisini güçlendiren bir diğer konu da Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) olan çocuklardaki obezitedir. Obezite tedavisi gören çocukların büyük bir kısmında (%58) DEHB saptanmıştır. Yine DEHB olan çocukların BMI lerinin kontrol grubuna kıyaslandığında daha yüksek olduğu gösterilmiştir. (Odent M. Attention deficit hyperactivity disorder and obesity: Two facets of the same disease? Medical Hypothess 2010; 74: 139 141

Obezite ve DEHB

Bu konuda öne sürülen hipotezlere baktığımızda DEHB patofizyolojisinde dopamin disregülasyonuna yönelik kuvvetli kanıtlar vardır. İnsan ve hayvan deneylerinde Dopaminin iştah regülasyonu üzerinde ilişkisi gösterilmiştir. Ayrıca obez kişilerde striatumda elverişli D2 resept. nün azaldığına yönelik kanıtlar vardır. Prefrontal korteksde dopaminerjik değişiklikler olduğu öne sürülen DEHB nun bir alt tipi olan Dikkat Eksikliği Bozukluğu nda (DEB) yine obezite riski artmıştır.

Ayrıca çalışmalarda DEHB tedavisinde yaygın olarak kullanılan ve dopamin gerialım inhibisyonu yapan metilfenidatın özellikle diyette yağ alımını azaltarak enerji alımını azalttığı bildirilmektedir. Bu güçlü kanıtlar ışığında dopaminin frontostriato cerebellar halka yoluyla davranış ve kognisyon üzerine etkisi olan bir nöromodülator olduğu söylenebilir. Farmakolojik tedavide de bu sistemi hedefler ve impulsivite, dikkatsizlik ve hiperaktiviteyi düzeltmeye çalışır.

DEHB ve obezitenin birlikte görülmesine yönelik hipotezlere göre beynin ödül merkezindeki dopaminerjik yetersizliğin neden olduğu, büyük miktarda karbonhidrat ya da alkol alımının beyinde dopamin kullanımını uyardığı belirtilmektedir. DEHB da olan Dopaminerjik ödül sistemindeki yetersizlik madde kullanım bozukluğu için de bir risktir. Yani beyin ödül merkezini suni olarak tetikleyen madde ile dopaminerjik artış sağlamaktadır.

Benzer şekilde yüksek miktarda gıda alımı da dopaminerjik aktivasyonu sağlayarak bir çeşit teropatik etki oluşturmaktadır. Bu verilerden yola çıkarak obez kişilerin tedavisinde dopaminerjik uyarıyı sağlamak yararlı olabilir. Nitekim bazı çalışmalar DEHB da kullanılan stimülanların çocukluk çağı obezitesi ve DEHB nun birlikte görüldüğü durumlarda obeziteyi azaltıcı etkisinin kullanılabileceği belirtilmektedir.

İmpulsivite ve obesite birlikteliği üzerine yapılmış çalışmalardan bir diğeri de yeme bozukluğu olanlarda dürtü kontrol bozukluklarını (DKB) araştıran çalışmalardır. Avrupa ve Amerika da çok merkezli yürütülen bir çalışmada yeme bozukluğu olan kadınlarda DKB nın görülme oranlarına bakılmıştır (Aranda FF, Pinheiro AP, Thornton LM, Berrettini WH, Crow S, Fichter MM et al. Impulse control disorders in women with eating disorders. Psychiatry Res 2008; 157: 147 157).

Yeme bozukluğu tanısı almış (bulumia nevroza, anoreksiya nevroza ve başka yerde sınıflandırılamayan yeme bozuklukları) 709 kadın çalışmaya dâhil edilmiş. Yaşam boyu dürtü kontrol bozuklukları sıklığına, kişilik özelliklerine, impulsif özelliklerine, diğer psikiyatrik eş tanılarına bakılmış. Yaşam boyu DKB sıklığı %16,6 olarak saptanmış, en sık kompulsif satın alma (%11,8) rastlanırken ikinci sıklıkta kleptomani (%4,5) saptanmıştır.

Toplam grup tıkınırcasına yeme bozukluğu olanlar ve olmayanlar olarak ikiye ayrıldığında ise tıkınırcasına yeme bozukluğu olanlarda DKB ları istatistiksel olarak anlamlı oranlarda farklılık göstermiştir. Yaşam boyu eksen I ve eksen II bozukluk eş tanısı değerlendirildiğinde; DKB saptananlarda depresyon ve anksiyete bozukluklarının yüksek oranda görüldüğü gösterilirken kişilik özelliği olarak da B kümesi kişilik özellikleri (özellikle borderline kişilik) ve avoidan kişilik özellikleri yüksek saptanmıştır.

OBEZİTEDE DÜRTÜSELLİK VE EMOSYONEL FAKTÖRLER: Bir Ön Çalışma Çalışma iki merkezli yapıldı. Çalışmanın amacı dürtüsellik ve emosyonel faktörlerin obezite ile olan ilişkisini incelemektir. Çalışmaya dâhil edilen toplam 48 obez hasta, 48 sağlıklı kontrolle kıyaslanmıştır. Katılımcılara DSM IV ölçeklerine göre yapılandırılmış klinik görüşme formu (SCID I), Yeme Yutumu testi (YTT), Beck depresyon ölçeği (BDÖ), Barrat dürtüsellik ölçeği 11 (BİS 11) uygulandı.

Çalışmaya dâhil edilen 48 obez hasta tıkınırcasına yeme bozukluğu olanlar ve olmayanlar olarak iki alt gruba ayrıldı. Tıkınırcasına yeme bozukluğu olan 22 kişi (19 kadın, 3 erkek), tıkınırcasına yeme bozukluğu olmayan 26 kişiydi (25 kadın 1 erkek). Dürtüsellik puanlarında gruplar arasında bir fark saptanamadı(p>0.05).

karşılaştırılması TYB(+) AO±SS TYB( ) AO±SS Kontrol grubu AO±SS p BMI 33.5±3.2 34.7±3.6 *22.8±2.0 <0.001 Yeme tutum testi 29.1±10.9 25.1±11.2 *19.0±9.4 <0.001 Beck DÖ puanı 17.1±8.5 16.5±11.0 *8.5±6.6 <0.001 BIS toplam 67.6±10.3 64.2±10.7 63.1±8.3 0.189 BIS NP 26.2±4.8 24.3±5.5 24.6±3.9 0.337 BIS Dikkat 19.9±3.1 18.8±3.7 18.6±2.9 0.285 BIS motor 21.6±4.8 21.0±4.8 19.9±3.4 0.228 Tıkınırcasına yeme bozukluğu olan ve olmayanların depresyon ve dürtüsellik puanlarının karşılaştırılması

Depresyonu olan ve olmayan gruplarda dürtüsellik puanları karşılaştırıldı. Depresyon olan grupta dürtüsellik puanları depresyonu olmayanlara göre anlamlı oranda yüksek bulundu (p<0.05). Benzer şekilde obez hasta grubunda depresyon puanına göre ayrıldığında depresif puanı yüksek olanların dürtüsellik puanları diğer gruba göre anlamlı olarak yüksek saptandı (p<0.05).

Depresyon Var (n=33) AO±SS Yok(n=63) AO±SS p BIS np 26.1±4.8 24.3±4.4 0.06 BIS m 22.8±4.2 19.4±3.7 0.00 BIS d 20.6±3.3 18.1±2.9 0.00 BIS toplam 69.4±8.5 61.9±9.1 0.00 Tüm grupta depresyonu olan ve olmayanların dürtüsellik puanlarının karşılaştırılması

Var (25) AO±SS Depresyon Yok(23) AO±SS p BIS np 26.0±5.3 24.4±5.2 0.29 BIS m 22.9±4.7 19.6±4.3 0.02 BIS d 20.4±3.4 18.1±3.4 0.03 BIS toplam 69.1±9.4 62.2±10.8 0.02 Obez grupta depresyonu olan ve olmayanların dürtüsellik puanlarının karşılaştırılması

Bu çalışmada öne çıkan bulgu obezitenin emosyonel özelliklerle ilişkisinin dürtüsel özelliklerle ilişkisinden daha güçlü olduğudur. Çalışmada ayrıca depresyonu olanların dürtüsellik puanları da yüksek olarak saptanmıştır. Bu sonuç obezite ve dürtüsellik ilişkisinden çok depresyon ve dürtüsellik ilişkisine bağlanmıştır. Daha geniş örneklemlerin olduğu çalışmalara ihtiyaç vardır.

Obezite gelişimi ve tedavisi üzerine yapılan araştırmalarda psikiyatrik bir yaklaşım gereklidir. Sadece dahili sorunları ele almak başarıyı azaltır.

Sağlıklı bir gelecek için beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi ve davranış kontrolleri çocukluk dönemlerinde başlamalıdır.

Obezitede psikiyatrik yaklaşım önemlidir.