ÜNİTE ÜNİTE. EĞİTİM PSİKOLOJİSİ Yrd. Doç. Dr. Muhammed ÇİFTÇİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER

Benzer belgeler
ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI Yrd. Doç. Dr. FATİH ÇINAR TEMEL KAVRAMLAR. Öğretim teknolojisi

Eğitim: İstendik davranış değiştirme ya da oluşturma. Öğrenme: Bireyin kendi yaşantısı yoluyla davranışlarında meydana gelen değişmeye denir.

BİREY EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ. Biyolojik. Sosyal. Kültürel EĞİTİM VE ÖĞRETİM KAVRAMLARI

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1

Eğitim Bilimlerine Giriş

BAĞLAŞIMCILIK. HAZIRLAYAN: Mustafa GÜNENDİ

Trafik Psikolojisi Trafik psikolojisi,

Program Geliştirme ve Öğretim. Yard. Doç. Dr. Çiğdem HÜRSEN

Öğretim Tasarımı ve Eğitim Teknolojisi. Yrd.Doç.Dr. Gülçin TAN ŞİŞMAN

O Psiko-motor gelişim farklı değişikliklere uğrasa da bireyin tüm yaşamı boyunca devam eden bir süreçtir.

Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

Birey ve Çevre (1-Genel)

BĠLĠŞSEL GELĠŞĠM. Jean Piaget ve Jerome Bruner. Dr. Halise Kader ZENGĠN

KİŞİLER ARASI İLİŞKİLER ve İLETİŞİM. Feriha GÜNAY Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen

ÖĞRENME KURAMLARI. Davranışçı Kuram Bilişsel Kuram Duyuşsal Kuram

ogretiakademi 3240 SORU EĞİTİM BİLİMLERİ kpss TAMAMI ÇÖZÜMLÜ SORU BANKASI ÇÖZÜM KİTAPÇIĞI

ÖĞRENMENIN DOĞASI Gülay ÇENGEL

KPSS. Eğitim Bilimleri. ezberbozan. serisi. KPSS Ders Notları. özetlenmiş içerik pratik bilgiler kritik notlar ilgi çekici görseller

KPSS. Eğitim Bilimleri. ezberbozan. serisi. KPSS Ders Notları. özetlenmiş içerik pratik bilgiler kritik notlar ilgi çekici görseller

EĞİTİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR. 1. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

Gelişim Psikolojisinde Temel Kavramlar ve Gelişimi Etkileyen Faktörler

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ

MATEMATİK DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI. Programın Temel Yapısı

Örnek öğrenmeler söyleyin? Niçin?

kpss eğitim bilimleri Türkiye nin En Çok Satan Ders Notları ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ Hakan Araz ogretiakademi

Hedef Davranışlar. Eğitim Programının birinci boyutudur. Öğrencilere kazandırılması planlanan niteliklerdir (davranışlar).

OKUL ÖNCESİ REHBERLİK HİZMETİ

REHBERLİK VE İLETİŞİM 2

Sağlık Psikolojisi-Ders 8 Stres

BULDAN DAKİ İLKÖĞRETİM SINIF ÖĞRETMENLERİNİN YAPISALCI ÖĞRENME HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ

Eğitim Modeli Ve Avrupa Koleji

Eğitimin Psikolojik Temelleri

FEN TEKNOLOJİ PROGRAMI VE PLANLAMA

EĞİTİM (PEDAGOJİK) TEMELLERİ

Şu davranışçılar da sadist midir, anlamadım gitti yahu!!! Biri zavallı köpekleri et,et diye inletir, biri de kedileri kafese kapatır.

ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT ORTAOKULU MART 2016

GELİŞİM, KALITIM ÇEVRE ETKİLEŞİMİNİN BİR ÜRÜNÜDÜR.

İçerik. Duygunun Tanımı Bileşenleri Sınıflandırması Duyguların ifadesi Duygular ve psikosomatik bozukluklar Duygusal Zeka testi

Tüketici Satın Alma Davranışı Tüketici Davranışı Modeli

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

TEOG VE TERCİH DANIŞMANLIĞI

13:00-14:15 Eğitim Bilimine Giriş Yrd. Doç. Dr. Kamil YILDIRIM ED-105

BÖLÜM I GELİŞİM İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE 2. ÜNİTE. ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü MESLEKİ GELİŞİM EĞİTİM PROGRAMI

EĞİTİM VE ÖĞRETİM SÜRECİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

Motor Beceri Öğreniminin Seviyeleri

Eğitim Yönetimi ve Denetimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı (5 Zorunlu Ders+ 6 Seçmeli Ders)

T.C. DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ANABİLİMDALI İLKÖĞRETİM PROGRAM SINIF ÖĞRETMENLİĞİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDE YENİ YAKLAŞIMLAR

İÇİNDEKİLER. Test 11 (Bitişiklik Kuramı) Test 12 (Bilişsel - Davranışçı Kuramlar) Test 13 (Bilişsel - Davranışçı Kuramlar)...

YÖNETİM Sistem Yaklaşımı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3. SINIFLAR VELİ BİLGİLENDİRME MEKTUBU 2

VERİMLİ DERS ÇALIŞMA TEKNİKLERİ

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler.

OYUN TEMELLİ BİLİŞSEL GELİŞİM PROGRAMININ AYLIK ÇOCUKLARIN BİLİŞSEL GELİŞİMİNE ETKİSİ

GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ AKTS

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI

Medya Okuryazarlığı Programı NİLÜFER PEMBECİOĞLU

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

Gelişimle ilgili Temel Kavramlar

SINAV KAYGISI KİTAPÇIĞI

SINAV KAYGISI. Sınav Kaygısının Belirtileri Nelerdir? * Fiziksel Belirtiler

AFYONKARAHİSAR MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ VELİ GRUP REHBERLİĞİ PROGRAMI.. KASIM 2012

Gelişim Psikolojisi Ders Notları

DEĞİŞEN ANNE BABA ROLLERİ

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü. Mesleki Gelişim Programı

Öğrenme, Örgütsel Öğrenme

Anadolu Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Merkezi SOSYAL FOBĐ

DUYU MOTOR DÖNEM(0-2 YAŞ)

Öğrenme Alanları Bilişsel, Duyuşsal ve Devinişsel (Davranışsal) Öğrenme 1/61

2. PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİKTE HİZMET TÜRLERİ. Abdullah ATLİ

ERGENİM BEN!!! Nereden Çıktı Bu Sınav?

GÖRSEL SANATLAR DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI NIN GENEL AMAÇLARI

YETENEK ÖLÇÜMÜ VE YÖNLENDİRME. Y. Doç.Dr. R. Sürhat MÜNİROĞLU

MATEMATIK ÖĞRETIM YÖNTEMLERI. Yrd. Doç. Dr. Nuray Çalışkan-Dedeoğlu Matematik Eğitimi

3/7/2010. ÇAĞDAŞ EĞİTİMDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİNİN YERİ ve ÖNEMİ EĞİTİM EĞİTİM ANLAYIŞLARI EĞİTİM

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 18 Mayıs :56 - Son Güncelleme Pazartesi, 18 Mayıs :58

BÜRO YÖNETİMİ ve YÖNETİCİ ASİSTANLIĞI PROGRAMI - TÜRKİYE YÜKSEKÖĞRETİM YETERLİLİKLER ÇERÇEVESİ İLE PROGRAM YETERLİLİKLERİ İLİŞKİSİ

EĞİTİM-ÖĞRENME-ÖĞRETİM İLİŞKİSİ VE TEMEL KAVRAMLAR

BİLGİSAYAR DESTEKLİ ÖĞRETİM. TemplatesWise.com

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak

GÜDÜLENME. Doç.Dr. Hacer HARLAK - Psikolojiye Giriş I

Kavram ortak özelliklere sahip birbirine benzeyen nesneleri ya da olayları bir araya getirerek bir ad altına toplamaktır.kavram;

UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) PSİ354 - Prof.Dr. Hacer HARLAK

Meslekte Ruh Sağlığı. A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ

SINAV KAYGISI AŞIKPAŞA ORTAOKULU.

Öğr. Gör. Özlem BAĞCI

Öğretim içeriğinin seçimi ve düzenlenmesi

4/16/2010. Eğitsel Rehberlik? Eğitsel Rehberlik? Eğitsel Rehberliğin Amacı? Eğitsel Rehberlik Hizmetlerinin Kapsamı. Eğitsel Rehberliğin Amacı?

KOD 1 DAVRANIŞ MR (48-72 AY) xxxxxxx DAVRANIŞ VE UYUM RAPORU. "Sorun, sorun olmadan çözümlenmelidir."

22. Baskı İçin... TEŞEKKÜR ve BİRKAÇ SÖZ

Rehberlik bir süreçtir. Bir anda olup biten bir iş değildir. Etkili sonuçlar alabilmek için belli bir süre gereklidir.

Programın Denenmesi. Hazırlanan program taslağının denenmesi uygulama sürecinde programda gerekli düzeltmelerin yapılmasına olanak sağlamalıdır.

T.C. UFUK ÜNİVERSİTESİ

Bloomberg Businessweek. BASINDA GeniuSpy. Zihni Birleştirir, Zekâyı Geliştirir 1/6

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

NEDEN ÇiZGi OKULLARI. Yılların Tecrübesi Çizgi ye Dönüştü. Çünkü Çizgi Okulları;

Transkript:

HEDEFLER İÇİNDEKİLER ÖĞRENME PSİKOLOJİSİNİN TEMEL KAVRAMLARI VE ÖĞRENMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Öğrenme İle İlgili Kavramlar Bir Bilim Olarak Öğrenme Psikolojisi Öğrenme Psikolojisinin Temel Kavramları Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler EĞİTİM PSİKOLOJİSİ Yrd. Doç. Dr. Muhammed ÇİFTÇİ Bu üniteyi çalıştıktan sonra; Öğrenme ile ilgili kavramların neler olduğunu ve bu kavramların içeriğini öğrenebilecek, Öğrenme süreci ile ilgili kavramların birbiriyle ilişkisini kavrayabilecek, Öğrenme türlerinin neler olduğunu öğrenebilecek, Bir bilim olarak öğrenme psikolojisinin çalışma alanını, katkılarını ve amacını öğrenebilecek, Öğrenme psikolojisinin temel kavramları ve bu kavramların öğrenme sürecindeki rolünü anlayabilecek, Öğrenme sürecini etkileyen faktörleri fark edebileceksiniz. ÜNİTE 6 ÜNİTE 6

GİRİŞ İnsanın sahip olduğu en önemli becerilerinden birisi karşılaştığı bilinmeyen durumlarda yeni duruma uyum sağlayabilmek ve hayatta kalabilmek adına öğrenebilmesi dir. İnsanoğlunun hayat serüveni düşünüldüğünde, bu serüven içerisindeki varoluş tarihinin, karanlık çağlara kadar uzandığı görülecektir. Bu uzun tarihi geçmişte, insanoğlu zamanla bilgi birikimini sürekli artırmıştır. Böylece insanoğlu geçmişinden bugüne bilgi ve becerilerini artırarak, gelişip ilerleyerek diğer canlı türlerinden ayrılmıştır. Bu noktada karşımıza şu soru çıkmaktadır: İnsanoğlunun sahip olduğu ve onun bilgi birikimini bu kadar hızlı ve katlanarak artıran ve onu diğer canlı türlerinden ayıran yeteneği, becerisi nedir? İnsanoğlunun varoluş sürecinde ayakta kalmasında önemli rol oynayan ve diğer canlılardan ayrılmasında önemli bir araç olan en temel becerilerinden bir tanesi, karşılaştığı bilinmeyen durumlarda yeni duruma uyum sağlayabilmek ve hayatta kalabilmek adına öğrenebilmesi dir. Bununla beraber insanın sahip olduğu bir diğer önemli beceri ise öğrendiklerini kendisinden sonraki kuşaklara doğru, planlı ve sistemli aktarabilmedir. Yani insan eğitilebilen ve mevcut bilgi birikimini kendisinden sonraki kuşaklara aktarabilen, eğitebilen, kısacası öğrenme ve öğretme süreçlerinin her ikisinde de aktif olarak rol alabilen bir canlıdır ve bu özelliği sayesinde diğer canlı türlerinden farklılaşmaktadır. İnsanı diğer canlılardan ayıran bu özelliğini, yani öğrenebilme ve öğretebilme yeteneğini bilimsel olarak incelemek gerekmektedir. Bu incelemeye ise önce hem insanın kendisini hem de öğrenebilme ve öğretebilme sürecini tanıyarak başlamak gerekmektedir. Burada karşımıza bir bilim dalı olarak öğrenme psikolojisi çıkmaktadır. Öğrenme psikolojisi; insanın öğrenebilme ve öğretebilme özelliğini, bu öğrenme ve öğretim sürecinin sonucunda oluşacak davranış değişikliğini ve insanın öğrenme ve öğretme sürecini etkileyen faktörleri inceleyen bilim dalıdır. Öğrenme psikolojisinin çalışma ve bulguları sayesinde hem bireyin öğrenme ve öğretme sürecini anlayabilir, öğrenme ve öğretme faaliyetlerini kontrol edebilir ve düzenleyebilir hem de bireyin öğrenebilme ve bildiklerini eğitim yoluyla kendisinden sonraki kuşaklara öğretebilme becerisini doğru ve yeterli biçimde inceleyebiliriz. Bu yönüyle öğrenme psikolojisi sadece kuramsal değil, uygulamada da doğurguları olan bir bilim dalı olarak önem kazanmaktadır. Bu bölümün temel amacı, bireyin öğrenme sürecini ve bu süreci etkileyen faktörleri açıklayarak bireyin öğrenme sürecinin tanınmasını sağlamaktır. Bu kapsamda eğitim, öğretim, öğretme ve öğrenme kavramları ve bu kavramların birbirleriyle olan ilişkisi, öğrenme psikolojisinin temel kavramları ve bireyin öğrenme sürecinde etkili olan faktörler üzerinde durulacaktır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2

ÖĞRENME İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR Bireyin öğrenme süreci ile ilgili kavramları incelenmeye eğitim kavramından başlamak yerinde olacaktır. Çünkü eğitim, bireyin öğrenme süreçlerini içine alan ve bireyin yaşamı boyunca devam eden bir yapıdır. Eğitim Eğitim, bireyin davranışlarında kendi yaşantıları yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme sürecidir. Eğitim ilk insanın varoluşu ile beraber var olan, var olduğu günden bugüne her dönemde önemini sürdüren ve tarihsel süreç içerisinde farklı dönemlerde, dönemin özellikleri ile beraber farklı tanımlamaları yapılan bir kavramdır. Eğitim kavramını tanımlarken Eflatun, eğitimi insana olgunluk bağlamında en iyi seviyeye getirmenin bir aracı olarak belirtmiştir. Ünlü düşünür Kant; eğitimi, insanın doğuştan kendi potansiyelinde var olan bütün gizil güçlerin ve yeteneklerin ortaya çıkarılması ve geliştirilmesi olarak görmüştür. J.J. Rousseau ya göre ise eğitim, çocukları yetiştirebilmenin ve insanı insan yapmanın sanatıdır. E.Durkheim ise eğitimin nihai amacının sosyal olmayan bireyleri sosyalleştirip, toplumla uyumlu hâle getirmek olduğundan bahsetmektedir. Düşünürlerin bu tanımının yanında eğitim kavramı insanları belli amaçlara göre geliştirme süreci olarak, bireyin toplumda var olan yerleşik kuralları öğrenme aracı olarak çeşitli anlamlarda da kullanılmıştır. Bu tanımlamalar içerisinde en yaygın olarak kullanılan tanımlamaya göre eğitim, bireyin davranışlarında kendi yaşantıları yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme sürecidir. Bu tanımda eğitim ile ilgili dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar vardır. Bunlar: Eğitimin bir süreç olma özelliği, Eğitimin bireyin kendi yaşantısı yoluyla meydana gelmesi, eğitim sürecinde bireyin aktif olarak etkinlikte bulunması, Eğitim süreci sonunda ulaşılan kazanımın ve meydana gelecek olan davranış değişikliğinin istendik, toplumun ve bireyin beklenti ve ihtiyaçlarına uygun olması, Bilinçli ve kasıtlı olarak meydana gelmesi, Eğitimle elde edilecek kazanımın ve meydana gelecek davranış değişikliğinin zamanla nispeten kalıcı ve tutarlı olması, Eğitim süreci sonunda bireyde bir davranış değişikliği meydana gelmesidir. Yukarıda belirtilen bu özellikleri ile beraber eğitim kavramı bir sistemi ifade etmektedir. Eğitim faaliyetlerinin meydana gelişi ve işleyişi incelendiğinde eğitimin bir açık sistem özelliği gösterdiği görülür. Bir Sistem Olarak Eğitim Sistem kavramı, belli bir amaç doğrultusunda faaliyet gösteren ve birden çok öğeden oluşan, bu öğelerin kendi içerisinde sistemin amacına dönük olarak bütünlük içinde ve dinamik olarak faaliyette bulunduğu birimi ifade eder. Sistem kavramını oluşturan öğeler ise; girdi, çıktı ve süreçtir. Eğitim kavramı da bir sistem olarak bu üç öğeyi kendi içerisinde barındırmaktadır. Eğitim sisteminde bu öğeler: Eğitim sisteminin girdileri; öğrenci, öğretmen, eğitim programı, eğitim sürecindeki araç-gereç ve kullanılan materyaller, kurum olarak okul, sınıf, yöneticiler ve velilerden, Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3

Eğitim sisteminde süreç; eğitim öğretim faaliyetlerinin uygulanması ve öğrenmeyi düzenleme işlemlerinden, Eğitim siteminde çıktılar; ortaya çıkan üründen, öğrenciye kazandırılan davranıştan veya meydana getirilen kazanımdan oluşmaktadır. Ayrıca eğitim sisteminde dönüt öğesi de yer almakta ve sistemin dinamik bir nitelik kazanmasını ve eğitimin bir açık sistem özelliği göstermesini sağlamaktadır. Açık bir sistem özelliği gösteren eğitim kavramına ilişkin yukarıdaki bilgiler incelendiğinde eğitim kavramının geniş bir alanı ifade ettiği, aslında hayat boyu süren bir faaliyet olduğu ve insan yaşamının her alanı ile ilişkili olduğu görülür. Bu bağlamda hayatın her döneminde ve her alanında yer alan eğitim faaliyetlerini daha kolay ve detaylı inceleyebilmek adına genel olarak iki kategoride sınıflamak mümkündür. Bu sınıflama aşağıdaki diyagramda gösterilmiştir. Şekil 6.1. Eğitim Türleri Eğitim türlerini daha detaylı açıklamak gerekir ise: Formal eğitim: Eğitimin kurumsal nitelik kazanmış hâlidir. Formal eğitim kapsamında değerlendiren eğitim faaliyetleri bireye bir kurum aracılığıyla sunulmaktadır. Eğitim faaliyetlerinin kurumsallaşmış hâlinin en temel örneği okullardır. Okullarda bireye eğitim hizmeti kurumsal bir yapıda ve belli kurumsal işleyiş çerçevesinde sunulmaktadır. Yukarıdaki diyagramda da verildiği gibi formal eğitim faaliyetleri kendi içerisinde de ikiye ayrılmaktadır. Bunlardan: Örgün eğitim; belirli bir yaş gurubundaki ve önceki öğrenmeleri bakımından benzer seviyedeki bireylere, belirli hedeflere göre hazırlanmış programlar çerçevesinde ve okul çatısı altında belirli bir düzen içerisinde sunulan eğitim hizmetleridir. Örgün eğitimin uygulanma alanı ise; okul öncesi eğitim kurumlarından, ilkokullardan, ortaokullardan, liselerden ve yükseköğretim kurumlarından (üniversiteler, enstitüler, konservatuarlar vb.) oluşmaktadır. Yaygın eğitim; örgün eğitim sistemine hiç girmemiş, örgün eğitim sisteminin herhangi bir kademesinde bulunan veya örgün öğretim sistemini başarı ile tamamlamış veya herhangi bir kademesinden ayrılmış olan bireylere, kendi ilgi ve ihtiyaçları doğrultusunda sunulan eğitim hizmetlerini kapsamaktadır. Bu eğitim faaliyetlerine kurslarda, halk eğitim merkezlerinde verilen eğitim hizmetleri örnek gösterilebilir. İnformal Eğitim faaliyetleri ise: Bireyin günlük ve doğal yaşam faaliyetleri içerisinden, sistemsiz, plansız ve denetimsiz olarak meydana gelen, çevre ile etkileşimi ve kendi yaşantısı yoluyla oluşan gelişigüzel öğrenmeleri kapsamaktadır. İnformal eğitimin meydana geldiği yer ve durumlara aile, sokak, arkadaş grubu, sosyal medya, kitle iletişim araçları, iş yerleri örnek olarak verilebilir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4

Öğretim Öğreti;eğitimin amacına ulaşması, öğrenmenin gerçekleşmesi ve bireye istendik, planlanan ve kalıcı davranışların kazandırılması amacıyla gerçekleştirilen faaliyetlerin bütünüdür. Ancak öğretim sürecinin sahip olması gereken önemli nitelik şudur ki yapılan faaliyetlerin öğretim olarak değerlendirilebilmesi için bu faaliyetlerin bir eğitim kurumunda veya okullarda ve planlı olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda öğretim; okullarda veya diğer eğitim kurumlarında yürütülen, davranış değişikliği oluşturma, yönlendirme ve öğretme faaliyetleri olarak tanımlanabilir. Öğrenme; büyüme ve vücutta değişik etkilerle oluşan geçici değişmelere atfedilemeyecek, yaşantı ürünü olarak meydana gelen davranışta ya da potansiyel davranıştaki nispeten kalıcı izli değişmelerdir. Öğretme Öğretme; en genel ifade ile öğrenme sürecini düzenlemek ve öğrenmeyi kolaylaştırmak, öğrenmeyi planlanmak ve öğrenme sürecine rehberlik etmek için yapılan faaliyetleri içeren süreç olarak tanımlanabilir. Öğrenme Öğrenmenin ne olduğu, nasıl gerçekleştiği, niteliği ve kapsamı konusunda eğitim psikolojisi alanında çeşitli tanımlamalar mevcuttur. Öğrenme, davranışta ya da davranış potansiyelinde tutarlı görece bir değişikliğe sebep olan tecrübeye dayalı bir süreç olarak açıklanmaktadır. Bir diğer tanımda öğrenme, yaşantı sonucu davranışta meydana gelen nispeten sürekli bir değişiklik olarak tanımlanmıştır. Yaygın olarak kullanılan ve daha kapsamlı bir diğer tanımda ise öğrenme, büyüme ve vücutta değişik etkilerle oluşan geçici değişmelere atfedilemeyecek, yaşantı ürünü olarak meydana gelen davranışta ya da potansiyel davranıştaki nispeten kalıcı izli değişme olarak ifade edilmektedir. Öğrenmeye yüklenen anlam ve öğrenmenin tanımlanması bazı açılardan farklılaşsa da tüm tanımlarda ortak olan bazı noktalar mevcuttur. Bu ortak noktalar öğrenmenin sahip olduğu özelliklere ilişkindir. Öğrenmenin Özellikleri Öğrenme ürünü olan bir davranışın sahip olması gereken beş özellik şunlardır: Davranışta somut, ölçülebilir ve gözlemlenebilir bir değişim meydana gelmesi, Davranıştaki değişimin zamana göre tutarlı ve kalıcı olması, Davranışta değişim meydana gelirken, bireyin aktif olarak etkinlikte bulunması, yani davranış değişiminin yaşantı sonucu meydana gelmesi, Davranışta meydana gelecek olan değişimin ilaç, yorgunluk, duygu-durum şokları, hastalık gibi geçici ve yapay etkenlerle meydana gelmemiş olması, Davranıştaki değişimin sadece büyüme süreci ile açıklanmamasıdır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5

Öğrenme ile kazanılmış bir davranışın yukarıda sayılan beş özelliğini daha detaylı olarak açıklamak gerekirse: Öğrenme ile kazanılmış bir davranışta oluşan değişim, somut olarak gözlemlenebilmeli ve ölçümlenebilmelidir. Öğrenme süreci sonucunda bireyde üç tür davranışta değişiklik meydana gelebilmektedir. Bunlar; bilişsel-zihinsel davranış, duyuşsal davranış, psikomotor davranışlardır. Öğrenme bu üç davranış biçiminden hangisinde meydana gelirse gelsin, meydana gelen bu davranış değişimine öğrenme diyebilmek için bu davranışın değişiminin yukarıdaki belirtildiği gibi somut, gözlenebilir ve ölçülebilir olması gerekmektedir. Bu davranış değişikliklerinden bazıları doğrudan doğruya gözlemlenebilirken bazıları dolaylı olarak gözlemlenebilir ve ölçülebilir. Örneğin; duyuşsal bir davranış değişimi olan vefa duygusunu kazanma, içinde yaşadığı vatana ve millete duyulan sevgi gibi davranış değişimleri öğrenmeler sonucunda meydana gelir ve bireyin hâl, hareket, tavır ve davranışları aracılığıyla somut olarak gözlenebilir ve bu davranışın bireyde gelişip gelişmediği ölçümlenebilir. Öğrenme ile kazanılmış bir davranışın zamanla nispeten tutarlı ve kalıcı olması gerekmektedir. Bireyde öğrenme yolu ile oluşan bir davranış değişimi aradan zaman geçse de birey, benzer durumlarla karşılaştığında birbiri ile tutarlı ve kalıcı bir örüntü göstermelidir. Örneğin, bireyde meydana gelen okuma yazmayı öğrenme veya arabayı doğru ve yeterli biçimde kullanabilme gibi öğrenme yolu ile oluşan davranışlardır. Öğrenme ürünü olan bu davranışlar sürekli gösterilmeyip aradan zaman geçse de birey benzer durumlarla karşılaştığında, herhangi bir metni okuması gerektiğinde veya araba kullanarak bir yerden bir yere gitmesi gerektiğinde tekrar gösterilebilmeli böylece zamana göre kalıcılık göstermeli ve bu gösterilen davranışlar, zamanla görece olarak öncekilerle tutarlı olmalıdır. Öğrenme yolu ile kazanılmış bir davranış bireyin yaşantısı sonucu oluşmalıdır. Öğrenme ile oluşan bir davranış, incelendiğinde bu davranışın oluşum sürecinde bireyin aktif olarak etkinlikte bulunması gerektiği görülecektir. Aksi hâlde oluşan bu davranışın doğuştan getirilen ya da bireyin istemi dışında oluşan davranışlarla ayrımı yapılamayacaktır. Örneğin, bireyin göz bebeği ortamın ışık yoğunluğuna göre ya büyümekte ya da küçülebilmektedir. Peki, bu davranışların meydana gelmesinde bireyin rolü nedir? Göz bebeğinin büyüme davranışının meydana gelme süreci incelendiğinde bu davranışın oluşumuna bireyin aktif değil, pasif bir rolü olduğu ve bu davranışın biyolojik temelli olarak ve bireyin isteği dışında meydana geldiği görülür. Oysa 8. Sınıf öğrencisi olan Aslı nın İngilizce dersinde gelecek zaman kurallarına uygun olarak bir cümle kurabilme davranışının meydana gelebilmesi için ise bu süreçte aktif olarak etkinlikte bulunması gerekir. Bu süreçte Aslı önce konuyu öğretmeninden dinleyecek, dinlediği bu bilgileri zihni süreçlerinde Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6

Öğrenme davranışı incelendiğinde öğrenmenin tek bir yol ya da biçimde değil, birden çok farklı yol ve türde meydana geldiği görülür. işleyecek, öğrenecek ve öğrendiğini uygulayacaktır. Bu iki davranış incelendiğinde birinde bireyin edilgen rolü diğerinde etken, aktif rolü görülecektir. İşte öğrenme ile kazanılmış bir davranışın oluşum sürecinde de bireyin ikinci örnekte olduğu gibi aktif olarak etkinlikte bulunması gerekmektedir. Öğrenme yoluyla oluşan bir davranışın oluşumunda çeşitli hastalıkların, ilaçların, duygu-durum şoklarının ve yapay etkenlerin rol almaması gerekmektedir. Örneğin; bireyin yüksek ateş sonucu çeşitli sözler söylemesi ya da davranış örüntüleri göstermesi, öğrenme ürünü olarak kabul edilebilir mi? Ya da bireylerin yas durumunda gösterdikleri çeşitli davranışlar veya bireylerin depresyon, şok durumunda gösterdikleri davranışlar öğrenme ürünü olarak kabul edilebilir mi? Ya da bireyin almış olduğu çeşitli narkotik ilaçlar aracılığıyla yürümesinde, konuşmasında, el hareketlerinde meydana gelen davranışlar öğrenme ürünü müdür? Yukarıdaki örnekler incelendiğinde bu örneklerde verilen davranışların öğrenme ürünü olamayacakları görülecektir. Çünkü öğrenme ürünü bir davranış, ilaç, hastalık, duygu durum şokları gibi geçici ve yapay etkenler sonucu oluşamaz. Öğrenme süreci sonucunda oluşacak bir değişimin, sadece bireyde meydana gelen büyüme süreçleri ile açıklanmaması gerekmektedir. Öğrenme yoluyla kazanılmış bir değişimin oluşumunda büyüme sürecinin yanında bireyin aktif olarak etkinlikte bulunması, öğrenmeöğretme süreçlerin içinde yer alması gerekmektedir. Örneğin; lise öğrencisi Mert te meydana gelen boy ve kilo artışı, öğrenme ürünü olarak kabul edilemez. Çünkü bu meydana gelen değişimlerde etkili olan, sadece Mert in doğuştan getirdiği biyolojik potansiyelidir. Mert in kendisinin bu süreçte payı ya da aktif bir rolü bulunmamaktadır. Birbiriyle ilişkili olan eğitim, öğretim, öğretme ve öğrenme kavramları arasındaki ilişkin aşağıdaki diyagramda verilmiştir. Şekil 6.2. Öğrenme İle İlgili Kavramların Birbirleriyle İlişkisi Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7

Öğrenme Türleri İnsan öğrenme sürecinde sahip olduğu tüm potansiyeli ile etkinliklerde bulunur ve tüm bu etkinlikler sonucunda öğrenme davranışı bireyde meydana gelir. Öğrenme davranışı incelendiğinde öğrenmenin tek bir yol ya da biçimde değil, birden çok farklı yol ve türde meydana geldiği görülür. Bu nedenle öğrenme davranışını tam ve doğru olarak anlayabilmek için öğrenmenin türlerini incelemekte fayda vardır. Bireyde meydana gelen öğrenmeler beş farklı türde sınıflandırılmaktadır. Bunlar: Alışkanlık: Alışkanlık; önemli olmayan, birey için anlam ifade etmeyen uyarıcıları öğrenme sürecinin dışında bırakabilmeyi öğrenmektir. Örneğin; üniversitede ders dinleyen psikolojik danışma ve rehberlik bölümü öğrencileri, bu süreçte koridorlardan gelen sesleri, dışarıdan gelen araba seslerini veya sınıfın dışındaki konuşmaları sürecin dışında tutmayı ve onlardan etkilenmemeyi öğrenir. Bu öğrenmede insan organizmasının sahip olduğu bir yetenek önemli rol oynamakta ve alışkanlık öğrenmesinin temelini oluşturmaktadır. İnsan organizmasının sahip olduğu bu önemli yetenek, duyusal uyum dur. Duyusal uyum; herhangi bir duyu organının sürekli uyarılamaya maruz kalma sonucunda, uyarının şiddetinde ve niteliğinde bir değişim olmazsa kendi duyumsama yeteneğini kaybetmesi, sürekli aynı olarak algılanan uyarıcı duruma alışması ve ilgili uyarıcıya tepkide bulunmaması durumudur. Bu duyusal uyum süreci sayesinde, birey çevreden sürekli aynı olarak şiddeti ve niteliği değişmeyen uyarıcılara duyusal uyum gerçekleştirilir, bu uyarıcılar dikkate almamaya ve öğrenme sürecinin dışında bırakmaya başlar. Böylece dikkat;birey için anlam ifade eden, işe yarayan öğelere yöneltilerek işe yaramayan ve öğrenme sürecini olumsuz etkiletebilecek uyarıcılar sürecin dışında bırakılır. Alışkanlık süreci ve alışkanlık yolu ile oluşan öğrenmeler konusunda dikkat edilmesi gereken bir nokta şudur ki, alışkanlık süreci günlük hayat içerisinde sürekli var olan bir süreçtir. Bu süreç gerçekleşmediğinde çevredeki çok saydaki uyarıcılar arasından insanoğlu işine yarayacak, gerekli olan uyarıcı seçemez; dikkatini o uyarıcıya yoğunlaştıramaz dolayısıyla da etkili ve doğru öğrenmeler gerçekleştiremez. Ezberleme: Ezberleme; herhangi bir kavram, bilgi, beceri veya konunun gerektiğinde kullanılmaya hazır olarak bireyin belleğine yerleştirmesi durumudur. Ezberlemede bireyin bellek süreçleri rol oynamaktadır. Hatırlama ve Unutma ezberleme de iki temel süreçtir. Hatırlama sayesinde birey ezberlediği bilgi, beceri, kavram ve konuyu kalıcı olarak tekrar tekrar kullanır. Unutma ise ezberleme sürecinde bireyin belleğine aktardığı kavram, bilgi beceri ve konunun çeşitli nedenlerle bellekten kaybolan kısmını ifade etmektedir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8

Deneme Yanılma: Deneme-yanılma öğrenme türü özellikle psikomotor becerilerin kazanılma sürecinde sıklıkla kullanılan bir öğrenme biçimidir. Deneme yanılma türü ile gerçekleştirilen öğrenmeler ile ilgili ilk deneysel çalışmayı E.L.Thorndike gerçekleştirmiştir. E.L. Thorndike tarafından yapılmış olan deneysel çalışma şu şekildedir. E.L. Thorndike öncelikle aç bir kediyi dar bir kafese koymuştur. Kedinin bu kafesten çıkabilmesi için mandala basması gerekmektedir. Kedi kafeste ilk başta bir sürü gerekli ve gereksiz davranışta bulunmuştur, kafesten kurtulabilmek için birçok davranış denemiştir. Daha sonra ise kedi pedala basmış ve kafesten kurtulmuştur. Kedi tekrar kafese konularak bu deneysel işlem birkaç kez tekrarlandığında kedi daha önce denediği ve işe yaramayan davranışları giderek tekrarlamamaya, bu davranışları ortadan kaldırmaya ve giderek doğrudan doğruya işe yarayan ve kendisini kafesten kurtaran davranışı yapmaya yönelmiştir. E.L. Thorndike daha sonra bu çalışmalarını derinleştirmiş ve bağlantı kuramını ve etki yasasını oluşturmuştur. Thorndike ın yaptığı bu çalışmaların sonucunda ulaşılan nokta şudur ki; organizmaya fayda sağlayan, işe yarayan, hazza götüren davranışlar kalıcılık kazanıp tekrarlanma eğilimi gösterirken işe yaramayan davranışlar ise bireyin davranış repertuvarından ayıklanmaktadır. Koşullanma: Öğrenmenin temel biçimlerinden birisi de bireyin koşullanma yoluyla gerçekleştirdiği öğrenmeleridir. Koşullanm;, bireyin belirli uyarıcılara doğal olarak verdiği tutarlı ve belirli tepkileri, doğal süreç içerisinde bu tepkileri oluşturmadığı başka uyarıcılar karşısında da gösterebilmeyi öğrenmesidir. Örneğin, herhangi bir birey dişçiye gitmiş ve dişine dolgu yaptırmıştır. Bu işlem sırasında da acı çekmiş ve sıkıntı yaşamıştır. Bu süreç sonunda birey normal durumda korku tepkisi vermediği dişçinin giymiş olduğu beyaz önlüğü giyen başka bireyler ile karşılaştığında da benzer korku tepkisi vermeye başlamıştır. Problem Çözme: Bu öğrenme türünün ortaya çıkması, bireyin problem çözme davranışında bulunması için öncelikle ortamda bireyin çözmesi gerek bir problemin olması gerekmektedir. Problem çözme, ancak bir problemin varlığı ile önem kazanmaktadır. Ortamda eğer çözülmesi gereken bir problem varsa, birey tüm potansiyeli, önceki öğrenmeleri, duygusal, sosyal, psikolojik, bilişsel ve fiziksel tüm gücünü kullanarak bu probleme doğru ve işe yarar bir çözüm yolu bulmaya, böylece problemi çözerek ortadan kaldırmaya ve problemli duruma uyum sağlamaya çalışır. Bir Bilim Olarak Öğrenme Psikolojisi Bireyin yaşamının her anında meydan gelen, onu diğer canlılardan ayıran ve bugünkü sahip olduğu bilgi birikimine ulaşmasını sağlayan en önemli araç sahip olduğu öğrenme yeteneğidir. Bu nedenle bireyin öğrenme süreci, öğrenme davranışının doğası, öğrenme yoluyla kazanılmış olan davranışların özellikleri hakkında daha detaylı araştırma ve incelemeler yapılması gerekmektedir. Çünkü bu araştırmaların sonuçları eğitim ve öğrenme süreçlerimizi doğru ve fayda sağlayacak biçimde düzenlememizi kolaylaştıracaktır. Bu araştırma ve incelemenin gerekliliği karşımıza öğrenme psikolojisi alanını ve bu alana ilişkin çalışmaları çıkarmaktadır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9

Öğrenme psikolojisi bugün çağdaş psikolojinin uygulamaya dönük alt dallarından bir tanesi olarak değerlendirilmektedir. Uygulamaya dönük bir bilim dalı olan öğrenme psikolojisi kapsamında temel olarak; Öğrenme davranışının nasıl meydana geldiği, Öğrenmeyi oluşturan faktörlerin neler olduğu, Öğrenme süreçlerinin nelerden oluştuğu ve niteliği, Öğrenmeyi kolaylaştırmak için öğrenme ortamlarının nasıl düzenlenmesi gerektiği, Öğrenmeyi güçleştiren faktörlerin neler olduğu, Farklı yaşam dönemlerinde insanların öğrenme özellikleri ve bu özelliklere göre öğrenme etkinliklerinde nelere dikkat edilmesi, Öğrenmeyi etkileyen faktörlerin belirlenmesi gibi konularda detaylı ve sistemli bilgilere ulaşabilmek adına çalışmalar yapılmaktadır. Öğrenme Psikolojisinin Temel Kavramları Bireyin öğrenme süreci anlaşılmak isteniyorsa, öncelikle davranış kavramından ve davranış türlerinden başlamak gerekmektedir. Davranış, organizmanın gözlenen veya gözlenemeyen açık ya da örtük yapıp ettiği etkinlerin bütünüdür. Davranış Davranış, organizmanın gözlenen veya gözlenemeyen açık ya da örtük yapıp, ettiği etkinlerin bütünüdür. Diğer bir ifade ile davranış, bir organizmanın uyaranlara karşı göstermiş olduğu bütün tepkileri ifade etmektedir. İnsanın yapıp ettiği bütün etkinlikler davranış kapsamına girmekte ve bireyin davranış repertuvarını oluşturmaktadır. Bununla birlikte sadece bireyin yapı ettiği eylemleri değil; içinde bulunduğu durumları, sahip olduğu tutumları, düşünceleri, duyguları, zihinsel süreçleri de içine alan geniş kapsamlı bir terimdir. Ayrıca davranış kapsamında değerlendirilebilecek olan etkinlikler doğrudan ya da dolaylı yolla ölçülebilir ve gözlemlenebilirler. Örneğin; bireyin yazı yazma davranışı, ismini söyleme davranışı, gösterilen bir fiziksel beceriyi yapabilme davranışı doğrudan gözlemlenebilen ve ölçümlenebilen davranışlarıdır. Bireyin bilme, hatırlama, unutma, ezberleme, sevme, nefret etme gibi bilişsel ve duyuşsal davranışları ise dolaylı yollarla gözlemlenebilen ve ölçümlenebilen davranışlardır. Yazma davranışı doğrudan doğruya gözlemlenebilip ölçümlenebilirken bilme davranışı doğrudan değil bireye sorulan sorular, yapılan sınavlar gibi araçlar ile dolaylı olarak gözlemlenebilir ve ölçülebilir. Bireyin sahip olduğu davranışlar temelde üç farklı türde kategorize edilebileceği söylemektedir. Bunlar; Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10

Şekil 6.3. Davranış Türleri Yukarıda şekil 1.3. de verilen davranış türlerinden; Doğuştan getirilen davranışlar, doğuştan bireyin biyolojik potansiyeli temelinde kendiliğinden var olan ve öğrenme ürünü olmayan davranışlardır. Örneğin; nefes alma davranışı, acıkma davranışı, diz kapağının altına sert bir cisimle vurulduğunda bacağın ileriye doğru hareket etmesi, heyecan durumunda terleme ve kalp ritminin hızlanması gibi davranışlar doğuştan getirilen davranışlardır. Bireylerin sahip oldukları geçici davranışlar ise; alkol, ilaç, narkotik madde, hastalık ve çeşitli duygu-durum şokları gibi geçici veya yapay faktörlerin etkisiyle ortaya çıkan ve bu faktörlerin neden olduğu etki ortadan kalkınca kaybolan davranışları ifade etmektedir. Örneğin; almış olduğu alkolün etkisiyle bireyin söylediği sözler yada sallanarak yürüme davranışı, yüksek ateşin etkisiyle meydana gelen sayıklamalar ve el kol hareketleri ya da yas veya travma nedeniyle bireylerin göstermiş olduğu tepkiler bireyin gösterdiği geçici davranışlara örnektir. Sonradan kazanılan öğrenme ürünü davranışlar ise; doğuştan getirilmeyen, çeşitli geçici veya yapay faktörlerin etkisiyle oluşmayan, sonradan kazanılan ve öğrenme ürünü olan kalıcı davranışlarıdır. Örneğin; öğrenme psikolojisinin temel kavramlarını bilme, öğretmenin sahip olması gereken iletişim becerilerini söyleme, araba kullanabilme, dekoratif el yazısı yazabilme, Türkçe yi güzel ve akıcı konuşabilme gibi davranışlar sonradan kazanılan, bireylerin öğrenme sürecinin sonunda oluşan davranışlardır. Yaşantı Yaşantı, insanın diğer insanlarla ve çevresiyle etkileşiminin bireyde bıraktıklarıdır. Bir başka ifade ile yaşantı bireyin çevre ile kurduğu etkileşim sonucunda bireyde kalan izlerdir. Bilindiği gibi bireyin çevresi ile yaptığı her türlü etkileşim bireyde bir iz meydana getirmez. Bireyde yaşantının meydana gelebilmesi için, bireyin çevresi ile kuracağı etkileşimin yaşantı sınırını aşması gerekmektedir. Yaşantı sınırını örneklendirmek gerekirse, iş hayatında ya da sosyal hayatta birçok insanla karşılaşır, etkileşimde bulunuruz. Karşılaştığımız bu bireylerin birçoğu ile kısa etkileşimlerde bulunuruz. Ancak kurduğumuz kısa etkileşimlerin birçoğu, yaşantı sınırının altında kaldığı için yaşantı oluşmaz ve bireyde davranış değişimi ve öğrenme geçekleşmez. Yaşantının meydana gelmesi için bireyin uyarıcıya belli bir süre maruz kalması ve uyarıcı ile birey arasında yaşantı sınırını aşan derinlikte etkileşimde bulunması gerekmektedir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11

Örnek Öğrenme Psikolojisinin Temel Kavramları ve Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler İçgüdü İçgüdüler, organizmanın hayatta kalması için gerekli olan ve doğumdan önce organizmanın kendi potansiyeline programlanmış temel eğilimler olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca içgüdüler; doğuştan organizmada var olan, karmaşık ve öğrenilmemiş, türe özgü olan, kişiliğin gelişiminde rol oynayan temel psikolojik güçtür. Kaz sürüsünün belli bir düzen içerisinde uçarak göç etme davranışı, Arıların bal yapma davranışı, Deniz kaplumbağalarının daha yumurtadan çıkar çıkmaz denize doğru hareket etmeleri, Bazı hayvanların yapmış olduğu yuvalar (arılar, kırlangıçlar vb.), İnsanoğlunun ve diğer canlıların annelikle ilgili bazı davranışları, Canlıların sahip olduğu acıkma ve susama davranışları vb. İçgüdülerin özellikleri şu şekilde açıklanmaktadır: Refleks Doğuştan getirilir ve öğrenilme olmadan yapılırlar. Yapılma nedeni organizma tarafından bilinmez. Bir türün bütün bireylerinde aynı şekilde görülürler. Kalıtsal davranışlardır. Kendi içerisinde karmaşık bir örüntü barındırırlar. Otomatik davranışlardır ve ertelenmezler. Refleks;organizmanın belirli uyarıcılar karşısında gösterdiği, oldukça hızlı, tutarlı ve öğrenilmemiş, doğuştan getirilen türe özgü davranışlardır. Ayrıca refleksleri organizma için anlamlı kılan iki önemli özellik vardır. Bunlar: Refleksler normal olarak bilinç düzeyinde verilen tepkiler değildir. Reflekslerin organizma için organizmanın bütünlüğünü ve sağlığını koruyucu yaşamsal önemi vardır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12

Örnek Örnek Öğrenme Psikolojisinin Temel Kavramları ve Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler Bireyin gözüne doğru herhangi bir cisim yaklaştığında ya da gözüne doğru üflendiğinde hemen gözlerini kapatması Göz bebeklerinin ortamın ışık yoğunluğuna göre büyüyüp küçülmesi Bireylerin ellerine iğne ya da sert bir cisim batırıldığında ya da aşırı sıcak ya da soğuk bir nesneye temas edildiğinde hemen elin çekilmesi Bebeklerde var olan emme refleksi Bireylerin aniden meydana gelen gürültü durumunda tedirgin olma ve irkilme durumu vb. Reflekslerin meydana gelmesi için doğrudan doğruya bir iç veya dış kaynaklı uyarıcı gerekirken, içgüdülerin meydana gelmesinde herhangi bir uyarıcının var olma zorunluluğu bulunmamaktadır. Refleks olarak değerlendirilebilecek davranışların yukarıda verilen özellikleri ve refleks örnekleri incelendiğinde refleksler ile daha önce anlatılan içgüdülerin aynı davranışlar olduğu düşünülebilir. Ancak refleksler de aynen içgüdüler gibi doğuştan getirilen ve öğrenilmemiş davranışlar olsalar da refleksler ile içgüdüler arasında önemli bir fark vardır; Reflekslerin meydana gelmesi için doğrudan doğruya bir iç veya dış kaynaklı uyarıcı gerekirken, içgüdülerin meydana gelmesinde herhangi bir uyarıcının var olma zorunluluğu bulunmamaktadır. Davranım Davranım; bir organizmanın görülen ve görülmeyen her türlü bedensel, psikolojik ve zihinsel etkinliğidir. Davranım, aslında bir davranışın yapı taşları veya bir davranışı meydana getiren küçük ve birbirini tamamlayan etkinlikler olarak da değerlendirilebilir. Herhangi bir davranışın meydana gelmesi için yapılan küçük kas hareketleri fizyolojik temelde davranımları örneklendirmektedir. İlkokul birinci sınıftaki bir öğrencinin E harfini yazabilme davranışı çok sayıda davranımın peş peşe, sistemli ve bir bütünlük içerisinde meydana gelmesinden oluşur. Defteri yazı yazmasına uygun bir konumda yerleştirebilme, kalemi uygun biçimde tutabilme, dik bir çizgi çekebilme, bu dik çizgiye uygun olarak 3 tane birbirine paralel yatay çizgi çizebilme, bu çizgilerin tamamını düzgün biçimde birleştirebilme gibi eylemlerin her biri birinci sınıftaki bir öğrencinin E harfini yazabilme davranışını meydana getiren davranımlardır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13

Örnek Örnek Öğrenme Psikolojisinin Temel Kavramları ve Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler Performans (İcra) Performans, bir davranışa ilişkin olarak organizmanın hâlihazırda yapıp ettiklerini ifade etmektedir. Ayrıca performans; Olgunlaşma, Öğrenme, Güdü-Motivasyon, Fizyolojik durum gibi öğrenilmiş veya doğuştan getirilen birçok faktörden etkilenmektedir. Bireyin yazı yazabilmesi Salih in sorulan herhangi bir soruyu cevaplandırabilmesi Kurs sürecinin sonunda Aslı nın arabayı düzgün ve yeterli biçimde kullanabilmesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümü mezunu olan Ali nin sınav kaygısı sorunu olan öğrencisi ile kurallarına uygun bir psikolojik danışma yapabilmesi Beden eğitimi dersi sonunda Mehmet in kurallarına uygun olarak turnike atışı yapabilmesi vb. Uyarıcı Uyarıcı, bireyin duyu organlarınca algılanma potansiyeline sahip ve bu organlarca algılandığında bir uyarım ve davranış oluşturabilme yeteneği bulunan her türlü nesne veya enerjilerin bütünü olarak tanımlanmaktadır. Bu uyarıcıların kaynağı hem bireyin kendisinden ve onun kendi potansiyelinden, özelliklerinden hem de bireyin dışındaki varlıklardan, çevreden ya da durumlardan kaynaklanabilir. Bu uyarıcı türlerini örneklendirmek gerekirse; Bireyin kendisinden kaynaklanan içsel uyarıcılar; susuzluk, açlık, yorgunluk, hissetmek vb. Birey dışındaki faktörlerden kaynaklanan dışsal uyarıcılar; ses, koku, ışık, sıcaklık, diğer insanlar vb. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14

Örnek Örnek Öğrenme Psikolojisinin Temel Kavramları ve Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler Tepki Tepki; uyarıcıların etkisi ile organizmanın ortaya çıkardığı bilişsel, duygusal, psikomotor, fizyolojik her türlü davranışların bütünüdür. Örneğin; Bireyin açlık uyaranına karşılık yemek yeme tepkisi, Dışarıdaki karanlık sokak uyaranına karşı korku tepkisi, Ortamdaki aşırı soğuğa karşılık titreme ya da aşırı sıcağa karşılık terleme tepkisi, Sevilen bir kişi uyaranına karşılık (sevdiği kişiyi görme sonucunda) mutlu olma tepkisi gibi. Bireyin öğrenme sürecinde birçok faktör etkili olmakta ve bireyin öğrenme süreci birçok faktörün etkileşime girdiği çok boyutlu bir yapı oluşturmaktadır. Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler Bireyin öğrenme sürecinde birçok faktör etkili olmakta ve bireyin öğrenme süreci birçok faktörün etkileşime girdiği çok boyutlu bir yapı oluşturmaktadır. Bu faktörleri kendi aralarında beş grupta incelemek mümkündür. Bunlar: Öğrenen İle İlgili Faktörler, Öğrenme Yöntemi ile İlgili Faktörler, Öğrenme Malzemesi ile İlgili Faktörler, Öğrenme Ortamı ile İlgili Faktörlerdir. Bireyin öğrenme süreci ile ilgili bu faktörler aşağıda daha detaylı ve örneklerle açıklanmaktadır. Öğrenen İle İlgili Faktörler Türe Özgü Hazır Oluş Herhangi bir organizmanın kendisine kazandırılmak istenilen davranışı öğrenebilmek veya herhangi bir davranış gösterebilmek için gerekli olan biyolojik potansiyele sahip olması gerekmektedir. İşte, herhangi bir davranışı gösterebilmek veya kendisine kazandırılmak istenilen davranışı öğrenebilmek için gerekli olan bu biyolojik donanıma türe özgü hazır oluş adı verilmektedir. Ne kadar uğraşırsak uğraşalım kedi veya köpeklere konuşmayı, kalem tutmayı veya yazı yazmayı öğretemeyiz. İnsana suyun altında solunum yapmayı, nefes alıp verebilmeyi öğretemeyiz. Albert Einsten ın ifade ettiği gibi: Aslında herkes dâhidir. Ama siz kalkıp bir balığı, ağaca tırmanma yeteneğine göre yargılarsanız, tüm hayatını aptal olduğuna inanarak geçirir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15

Örnek Örnek Öğrenme Psikolojisinin Temel Kavramları ve Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler Olgunlaşma Olgunlaşma; vücut organlarının kendilerinden beklenen işlevi yerine getirebilecek düzeye gelmesi için, öğrenme yaşantılarından bağımsız olarak, kalıtımın etkisiyle geçirdiği biyolojik değişimler olarak ifade edilmektedir. Bir diğer ifade ile olgunlaşma, bireyin herhangi bir öğrenme yaşantısı geçirmeden, fizyolojik olarak bir organının kendisinden beklenen görevi yapabilir duruma gelmesidir. Olgunlaşma ile ilgili dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta şudur, birey gerekli olgunlaşma düzeyine ulaşmadan öğrenme sürecine dâhil olsa da gerekli davranışları kazanma ve öğrenebilme konusunda başarıya ulaşması güçleşmektedir. Bu nedenle olgunlaşma süreci öğrenmeye bir temel koşul oluşturmaktadır ve bu temel koşul oluşmadan öğrenme gerçekleşmez. Bir çocuğun kalem tutabilmesi ve yazı yazabilmeyi öğrenebilmesi için küçük el kaslarını belirli bir gelişim düzeyine ulaşması gerekmektedir. Yürüyebilme ve koşabilme davranışının öğrenilebilmesi için gerekli olan büyük ve küçük kaslarının belirli bir düzeyde gelişmesi gerekmektedir. Bireyin kelime öğrenebilmesi için gerekli zihinsel olgunlaşmayı (akılda tutabilme, hafıza gelişim vb. gibi) sağlaması gerekmektedir. Genel Heyecansal Durum Bireyin içinde bulunduğu genel heyecansal durum, bireyin genel uyarılmışlık hâlini ve kaygı düzeyini içermektedir. Genel uyarılmışlık hâli, bireyin içsel ve dışsal uyarıları almaya ve algılamaya açık ve hazır olduğu durumu ifade etmektedir. Genel uyarılmışlık hâli, bireyin maruz kalacağı içsel ve dışsal uyaranları algılayabilme potansiyelini belirlemektedir. Bireyin maruz kalacağı bu uyaranları algılama potansiyeli; onun öğrenme yaşantısında maruz kalacağı uyaranları algılayıp algılayamamasını, algıladığı bu uyaranlar ile öğrenme yaşantılarını oluşturup oluşturamaması açışından öğrenme sürecinde önem taşımaktadır. Bu bağlamda genel uyarılmışlık düzeyinin çok yüksek ve çok düşük olduğu durumlar bireyin öğrenme yaşantısı oluşturmasını ve öğrenmenin gerçekleşmesini olumsuz etkilemektedir. Uyku hâli, çeşitli biyolojik veya duygusal şok hâlleri, aşırı yorgunluk bireyin genel uyarılmışlık hâlinin düşük olduğu; aşırı kaygı, heyecan, aşırı panik durumları ise bireyin genel uyarılmışlık hâlinin çok yüksek olduğu ve bireyin öğrenme yaşantısı oluşturmasını ve zorlaştıran durumlardır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16

Öğrenme davranışının optimum düzeyde oluşabilmesi için bireyde orta düzeyde kaygı var olmalıdır. Kaygı; bireyin korku verici, tehdit edici veya bilinmeyen bir durum karşısında vermiş olduğu duygusal, bedensel ve psikolojik tepkileri ve bu durumlar karşısında içinde bulunmuş olduğu durumu ifade etmektedir ve bireyin kaygı durumu ile geçireceği öğrenme yaşantıları arasında önemli bir ilişki vardır. Bireyin içinde bulunduğu kaygı durumu ile geçireceği öğrenme yaşantıları arasında hem olumlu hem de olumsuz bir ilişki vardır ve bireyin doğru ve başarılı bir öğrenme yaşantısı geçirilebilmesi için orta düzeyde bir kaygı durumunun bireyde var olması gerekmektedir. Öğrenme ve kaygı arasındaki ilişki aşağıdaki grafikte görülebilir. Şekil 6.4. Öğrenme ile Kaygı Arasındaki İlişki Yukarıda verilen şekil 1.4. detaylı olarak incelendiğinde, öğrenme düzeyinin en yüksek olduğu durumun orta düzey kaygı durumu olduğu görülecektir. Bununla beraber bireyde kaygının yüksek olmasının veya düşük olmasının da bireyin öğrenme sürecini olumsuz etkilediği görülmektedir. Çünkü kaygısı çok düşük olan birey için öğrenme süreci bir anlam ifade etmezken kaygının aşırı yüksek olma durumu da başarılı öğrenme yaşantıları oluşturmasını engellemektedir. Güdü ve Güdülenme Güdü kavramı;en genel ifade ile organizmayı belirli bir nesneye veya duruma ulaşma yönünde eyleme sürükleyen itici güç, ruhsal veya fiziksel etkinliği başlatan, sürdüren ve yönlendiren süreç olarak tanımlanabilir. Diğer bir ifade ile güdü davranışların altında yatan, bireyi davranışta bulunmaya iten nedenlerdir. yarışabilmek adına çalışabilmeye yönlendirir. Bireyin sahip olduğu merak duygusu ise bireyi merak ettiği şeyler konusunda çaba sarf etmeye, araştırma yapmaya ve öğrenmeye yönlendirir. Bireyin sıcak bir günde sokaktan geçerken gördüğü dondurmacı onda dondurma yeme isteği uyandırır. Örnek Başkalarına karşı duyduğumuz rekabet duygusu bizi onlarla Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17

Yukarıdaki öreklerde rekabet duygusu, dondurmacı, merak duygusu birer güdü işlevi görmekte ve bireyi davranışta bulunmaya yönlendirmektedir. Bununla beraber güdüleri iki kategoride incelemek mümkündür: Birincil, fizyolojik, organik güdüler; açlık, susuzluk, cinsellik, uyku vb. İkincil, sosyal, psikolojik güdüler; rekabet, başarma, ilgi, yakınlık, sevgi vb. Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta da şudur; bireyin sahip olduğu birincil, fizyolojik, organik güdüler dürtü olarak da adlandırılmaktadır. Yani dürtü kavramı güdüden farklı veya ayrı bir terim değil; bireyin sahip olduğu birincil, fizyolojik, organik güdülerin diğer adıdır ve dürtüler de güdülerin kapsamında değerlendirilmektedir. Güdülenme kavramı ise; bireyin güdülerinin de etkisiyle davranışta bulunma, harekete geçme ve güdülerinden kaynaklı olan ihtiyaçlarını giderme durumunu ifade etmektedir. Örneğin, öğrenci yer çekimini merak etmektedir. Bu merak öğrencide güdü işlevi görerek onu yer çekimi konusunda araştırmalar yapmaya ve yer çekimi konusunu öğrenme yönünde çaba sarf etmeye yönlendirmektedir. Merak güdüsünün etkisiyle öğrenme çabasında bulunan birey daha sonra yer çekimi konusunu öğrenmekte ve bu merak ihtiyacını gidermektedir. Bu süreç güdülenme yi örneklendirmektedir. Daha sonra ise tekrar bir güdü nedeniyle birey harekete geçtiğinde güdülenme süreci tekrarlanmaktadır. Güdülerin etkisiyle güdülenme süreçlerinin tekrarlanarak devam etmesine ise güdülenme döngüsü adı verilmektedir. Güdülenme, bireyi bir konuda harekete geçirme özelliği nedeniyle de öğrenme sürecinde önemli rol oynamakta ve bireyin öğrenme davranışına temel oluşturmaktadır. Bununla beraber bireyin güdülenme süreci, öğrenme ortamında uyarılma, dikkat, kaygı, öğretim sürecinde yapılan faaliyet ve çalışımalar, konu, dersin işleniş biçimi, ders sürecindeki soru-cevap, dönüt ve pekiştirmeler gibi birçok değişkenden etkilenmektedir. Hazırbulunuşluk Öğrenme sürecinde etkili olan öğrenen birey ile ilgili önemli faktörlerden bir tanesi de hazırbulunuşluktur. Hazırbulunuşluk; bireyin doğru, etkili ve kalıcı öğrenmeler gerçekleştirebilmesi için gerekli olan fizyolojik, bilişsel ve duygusal özellikleri içermektedir. Ayrıca hazırbulunuşluk kavramı sadece gerekli olan özellikleri değil, bireyin hâlihazırdaki mevcut potansiyel durumunu ve yeterliliklerini de içermektedir. Hazırbulunuşluk, bireyin eğitim pazarına kendisi ile beraber getirdiklerini de kapsamaktadır. Diğer bir ifade ile hazırbulunuşluk; bireyin eğitim öğretim sürecine dâhil olurken kendisinde var olan potansiyel, beceri, yeterlilik ve gelişmeler gibi bireye ilişkin özelliklerdir. Bu bağlamda bireyin olgunlaşma düzeyi, büyüme düzeyi, ilgileri, yetenekler, değerleri, güdüleri, güdülenme düzeyi, önceki öğrenmeleri gibi birçok faktör bireyin kendi potansiyelinde var olan ve hazırbulunuşluğunu oluşturan faktörlere örnek olarak verilebilir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18

Örnek Örnek Öğrenme Psikolojisinin Temel Kavramları ve Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler Bireyin daha önceki yaşantıları ve öğrenmeleri onun öğrenme sürecinde kolaylaştırıcı etki yapabileceği gibi bireyin daha sonraki öğrenme sürecini olumsuz da etkileyebilmektedir. 24 yaşındaki Hasan ın kayak yapabilmeyi öğrenebilmesi için kas ve kemik sistemi, boy, fiziksel güç bakımından belli donanıma sahip ve kayak yapabilmeyi öğrenebilme konusunda isteğinin olması, Ayrıca Hasan ın kayak ile ilgi önceki deneyimleri, öğrenmeleri veya kayak yapabilme konusundaki mevcut beceri düzeyi Hasan ın bu konudaki hazırbulunuşluğuna örnektir. Geçmiş Yaşantılar- Önceki Öğrenmeler Bireyin öğrenme sürecinde etkili olan bir faktör de bireyin geçirmiş olduğu geçmiş yaşantılar ve bireyin daha önceki öğrenmeleridir. Bireyin daha önceki yaşantıları ve öğrenmeleri onun öğrenme sürecinde kolaylaştırıcı etki yapabileceği gibi bireyin daha sonraki öğrenme sürecini olumsuz da etkileyebilmektedir. Örneğin; bireyin öğrenme konusundaki daha önce edinmiş olduğu öğrenmeler, bireyin daha sonraki bu konu ile ilgili öğrenme yaşantılarına temel oluşturabilir ve bireylerin öğrenme süreçlerini kolaylaştırıcı etkiler yapabilir. Veya bireylerin daha önce geçirmiş olduğu başarısız ya da kendisini olumsuz etkileyen öğrenme yaşantıları ise bireyin sonraki öğrenme yaşantılarına da olumsuz etki yapabilir ve bireyi öğrenme yaşantısı oluşturma sürecinde tekrar etkinlikte bulunmasını engelleyebilir. Yukarıda belirtilen geçmiş yaşantıların veya önceki öğrenmelerin sonraki bilgi, beceri ve davranışların kazanılmasını, öğrenme yaşantılarını etkilemesi öğrenme sürecinde transfer veya aktarım olarak adlandırılmaktadır. Transfer veya aktarımı eğitim ve öğrenme sürecinin önemli bir değişkeni ve hedefidir. Çünkü eğitim ve öğrenme süreci sonunda bireyin önceki öğrenmelerini sonrakilere aktarması, önceki ön öğrenmeleri ile sonraki ön öğrenmelerine temel oluşturması ve böylece öğrenmenin kalıcılığının sağlanması beklenmektedir. Bireyin öğrenme süreci incelendiğinde bireylerin öğrenmelerinde iki tür transferin oluştuğu görülür. Eğer geçmiş yaşantılar veya önceki öğrenmeler sonraki bilgi, beceri ve davranışların kazanılmasını, öğrenme yaşantılarını kolaylaştırıyorsa bu durum olumlu aktarım veya pozitif transfer olarak adlandırılır. Manuel vitesli araba kullanmayı bilen Mete nin otomatik vitesli arabayı daha kolay kullanabilmesi, Daha önceki Milli Eğitim de matematik öğretmeni olan Yavuz un üniversite de öğretim görevlisi olduğunda, daha önce hiç öğretmenlik tecrübesi olmayan Murat a göre daha kolay ve etkili ders anlatabilmesi gibi Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19

Örnek Örnek Öğrenme Psikolojisinin Temel Kavramları ve Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler Ancak geçmiş yaşantılar veya önceki öğrenmeler sonraki bilgi, beceri ve davranışların kazanılmasını, öğrenme yaşantılarını engelliyor ve zorlaştırıyorsa bu durum olumsuz aktarım veya negatif transfer olarak adlandırılır. Tuşlu cep telefonu kullanmaya alışan Gül ün yeni aldığı dokunmatik telefonu kullanmakta zorlanması, Uzun yıllar otomatik vites araba kullanan Yücel in yeni aldığı manuel vitesli arabayı kullanırken zorlanması, İlk önce daktilo ile yazı yazmayı öğrenen Ömer in bilgisayarda Q klavye ile yazı yazmakta zorlanması, Anadili Arapça olan Abdullah ın Türkçenin yazı yazma biçimi ters yönde diye Türkçe yazı yazarken zorlanması gibi Eğitim ve öğrenme sürecinde önceki öğrenmeler ile ilgili olan bir kavram da ket vurma kavramıdır. Ket vurma kavramı, zaman zaman aktarım veya transfer terimleri ile karıştırılsa ve aynı anlamda kullanılsa bile transfer-aktarım ile ket vurma kavramları birbirinden farklı kavramlardır. Ket vurma;bir öğrenmenin başka bir öğrenmeyi bozucu etki yaparak zorlaştırması, unutmaya neden olması ve birey tarafından hatırlanmasını engelleme, güçleştirme durumudur. Ket vurma süreci bireyin öğrenme sürecinde iki farklı türde karşımıza çıkmaktadır: Geriye ket vurma; sonraki öğrenmelerin, daha sonra kazanılan bilgi, beceri ve davranışların önceki, eski öğrenilenlere bozucu etki yaparak onların unutturması veya hatırlanmasını güçleştirmesi durumudur. Daha önce uzun yıllar kullandığı telefon numarasını değiştiren Müge nin belli bir süre yeni numarasını kullandıktan sonra eskisini hatırlamakta zorlanması, Önce davranışçı öğrenme kuramlarını öğrenen bireyin bilişsel öğrenme kuramını öğrendikten sonra davranış kuramların temel kavramlarını unutması, Anadili Türkçe olan Kerem in uzun yıllar Kanada da yaşaması sonucunda Türkiye ye döndüğünde bazı kelimelerin Türkçe karşılıklarını hatırlamaması gibi İleriye ket vurma ise; önceki öğrenmelerin, daha önce kazanılan bilgi, beceri ve davranışların daha sonra, yeni öğrenilenlere bozucu etki yaparak onların unutturması veya hatırlanmasını güçleştirmesi durumudur. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20

Örnek Örnek Öğrenme Psikolojisinin Temel Kavramları ve Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler Yeni telefon hattı alan Müge nin kendisine sorulduğunda halen eski telefon numarasını söylemesi ve yeni telefon numarasını hatırlayamaması durumu, Bilişsel öğrenme kuramını bu haftaki derste öğrenen Umut un kendisine sorulduğunda bilişsel öğrenme kuramını hatırlayamaması ancak üç hafta önce öğrendiği davranışçı öğrenme kuramını hatırlayabilmesi, Anadili Türkçe olan Kerem in Kanada ya gittiğinde katıldığı İngilizce kursunda öğrendiği kelimelerin İngilizce karışlıklarını hatırlamakta zorlanması ve sürekli kelimelerin Türkçe karışlıklarını hatırlaması gibi. Örneklerden de anlaşılacağı üzere, transfer-aktarım ile ket vurma durumları birbirinden farklı durumlardır. Transfer- aktarım sürecinde daha önce öğrenilmiş bir bilgi, beceri veya davranışın daha sonraki öğrenilecek olan bilgi, beceri ve davranışı kolaylaştırması veya zorlaştırması söz konusu iken ket vurma daha önce öğrenileni, bilinen bilginin daha sonrakinin hatırlanmasını güçleştirmesi veya daha sonra öğrenilen bilginin daha önce öğrenilenin hatırlanmasını güçleştirmesi ile ilgili bir süreçtir. Kısacası, transfer-aktarım psikomotor davranışların öğrenme süreci ile ilgili iken ket vurma bilişsel alandaki davranışlar ile ilgili bir kavram olup bilgilerin hatırlanmasında yaşanan güçlükler veya unutma ile ilgilidir. Fizyolojik Durum Öğrenmede etkili olan önemli bir faktör de şüphesiz bireyin içinde bulunduğu fizyolojik ve bedensel durumdur. Bireyin eğitim ve öğrenme sürecinden tam kapasitede fayda sağlayabilmesi için öncelikle genel fizyolojik durumunun ve bedensel kapasitesinin bu öğrenme sürecine uygun olması gerekmektedir. Bireyin fizyolojik ve bedensel anlamda yaşayacağı hastalıklar, engeller, sorun ve sıkıntılar öğrenme sürecinde önemli düzeyde belirleyici olabilmektedir. Örneğin; bireyin yaşayacağı çeşitli engeller, sinirsel ya da ortopedik rahatsızlıklar, bireyin öğrenme sürecini olumsuz etkileyebilmektedir. Bununla beraber bireyin yaşayabileceği kronik rahatsızlıklar veya bireyin gen potansiyelinden kaynaklanan genetik hastalıkları onun öğrenme sürecini etkileyecek önemli değişkenlerdir. Bireyin doğuştan görme ve işitme engelli olması, Bireyin hormonları ile ilgili rahatsızlıkları, Fiziksel gelişimde veya duyu organlarının gelişiminde gerilik, Bireyin epilepsi, otizm, hidrosefali, mikro-sefali gibi rahatsızlıklarının olması gibi. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21

Örnek Öğrenme Psikolojisinin Temel Kavramları ve Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler Öğrenme ve öğretme süreçleri düzenlenirken bireysel farklılıklara dikkat edilmesi, öğrenme süreçlerinin başarıya ulaşabilmesi açısından önemlidir. Bireysel Farklılıklar Bireylerin öğrenme sürecini etkileyen bireysel farklılıklar; bireyin sahip olduğu genel yetenek düzeyi, bireyin özel yetenekleri, ilgileri, değerleri, tutumları, kişilik özelikleri, cinsiyeti, öğrenme tazı, bilişsel tarzı, yaratıcılık özellikleri, özel gereksinimleri, sosyoekonomik düzeyi, kültürü gibi kişiye has olan ve bireyden bireye değişen faktörlerdir. Bu faktörlerin bilincinde olunması ve öğrenmeöğretme süreçleri düzenlenirken bu faktörlere dikkat edilmesi, öğrenme süreçlerinin başarıya ulaşabilmesi açısından önemlidir. 11. Sınıf öğrenci Oğuz un canlılara duymuş olduğu ilgi nedeniyle biyoloji dersine daha çok ilgi göstermesi ve biyoloji dersindeki öğrenme-öğretme sürecinde daha aktif olması, daha çok araştırma yapması, Resim yeteneği gelişmiş olan Murat ın arkadaşlarına göre perspektif çizebilmeyi daha kolay ve daha çabuk öğrenebilmesi vb. Dil Gelişimi Bireyin öğrenme sürecinde dil gelişimi ve dili etkin ve doğru biçimde kullanabilme becerisi şüphesiz ki önemli bir faktördür. Özellikle formal eğitim sürecinde, bireyin derslerde kendisine anlatılanı algılayabilmesinde, algıladıklarını doğru olarak kavrayıp bunları doğru ve eksizsiz bir biçimde zihinsel süreçlerinde işlemesinde ve dolayısıyla da doğru ve eksiksiz öğrenme yaşantıları oluşturmasında dili doğru ve etkin kullanma becerisi ve dil gelişim düzeyi önemli rol oynamaktadır. Dikkat Bireyin öğrenme süreçlerinde ve oluşturduğu öğrenme yaşantılarında önemli bir belirleyici de dikkat faktörüdür. Dikkat; organizmanın etrafında bulunan birçok uyarıcıdan bir ya da birkaçı üzerine alıcılarını, düşüncesini yoğunlaştırması, odaklaması durumudur. Birey çevresi ile sürekli etkileşim hâlinde bulunmakta ve bireyin duyu organları çevreden gelen birçok uyarana maruz kalmaktadır. Organizmanın maruz kaldığı bu uyaranların tamamını tek seferde işlemesi mümkün değildir. Organizma belirli bir anda belirli sayıda uyaranı algılayabilme ve işleyebilmektedir. Bireyin bu uyaranları algılayabilmesi ve zihinsel süreçte işleyebilmesi o uyarana dikkat etmesini gerekmektedir. Bireyin herhangi bir uyarana dikkat etmesi ile beraber algılama oluşmakta, bu algılama daha sonra birey tarafından dikkat süreci ile işlenir ve daha sonra da öğrenmeler oluşur. Dolayısıyla, ancak dikkat edilen şey öğrenilebilir. Örneğin; öğrenciler, sınıfta ders esnasında sınıfta birçok uyarana maruz kalmaktadır. Ses, koku, ışık düzeyi, ortamın ısısı, çevredeki gürültü, sınıftaki diğer bireyler, anlatılan konu, öğretmen, sınıfta duvarda asılı olan nesneler gibi birçok uyaran sınıf ortamında mevcuttur. Ancak öğrencinin öğrenme gerçekleştirebilmesi, bu çok sayıdaki uyaranların içerisinden dikkatini konuya, öğretmenin anlattıklarına, öğrenmesi gereken materyale yöneltmesi gerekmektedir. Aksi hâlde, bu kadar çok sayıdaki uyaran arasında öğrenmenin gerçekleşmesi mümkün değildir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22

Ayrıca öğrenme dikkat sürecinin rolünü anlamak için dikkat ile ilgili şu üç kavramı da anlamakta fayda vardır: Duyum, organizmanın herhangi bir uyarıcının varlığını fark etmesidir. Örneğin, uzaktan gelen bir kişi olduğunu fark etmek duyumdur. Algı duyum sonucunda fark edilen uyarıcının anlamlandırılması, tanınmasıdır. Algı bu özelliği nedeniyle duyumdan sonra meydana gelen süreçtir. Örneğin, uzaktan gelen kişinin arkadaşımız Murat olduğunu anlamak algıdır. Dikkat süreci ile ilgili bir diğer kavram ise, algıda seçiciliktir. Algıda seçicilik süreci ise; organizmanın etrafında bulunan, birçok uyarıcıdan belirli uyarıcıları algılayıp diğerlerini algı sürecinin dışında bırakması durumudur. Örneğin; kalabalık bir ortamda birçok insan arasından arkadaşımızı, eşimizi, anne-babamızı seçip onlara yönelmemiz algıda seçiciliği göstermektedir. Kısacası bireyin öğrenme süreci sırasıyla önce herhangi bir uyarıcının varlığını fark etme ile yani duyum ile başlamaktadır. Daha sonra duyumsanan bu nesnelere tanınıp, anlamlandırılarak algılanır. Algılanan bu nesnelere dikkat yoğunlaştırılır. En son ise dikkatin yoğunlaştığı, algılanan bu nesnelerde bireyin dikkatini yoğun olarak çeken öğeler seçilerek öğrenme süreci bu seçilen öğeler için işletilir. Yaş Bireyin öğrenme sürecinde etkili olan faktörlerden bir tanesi de yaş tır. Öğrenmenin gerçekleşebilmesi için organizmanın belirli bir yaşa da gelmesi gerekmektedir. Örneğin; bireyin tuvalet eğitimini alabilmesi ve tuvaletini kontrol edebilmesi için gerekli fizyolojik donananıma, kas gelişim düzeyine ulaşması gerekmektedir. Bunun için de bireyin aşağı yukarı iki yaşına gelmesi gerekmektedir. Ayrıca bireylerin genel olarak ergenlik ve genç yetişkinlik döneninde daha hızlı ve kolay öğrenmeler gerçekleştirirken, yaşlılık dönemlerinde daha geç ve zor öğrenmeler gerçekleştirdiği bilinmektedir. Mesela; İngilizce öğrenmeye çalışan 72 yaşındaki Hüseyin Bey, 20 yaşındaki torunu Mete ye göre İngilizce öğrenmekte, kelime ezberlemekte, ezberlediği kelimeleri hatırlamakta zorlanacaktır. Ayrıca çocukluk döneminde gerek yaşantı gerekse olgunlaşma süreçlerindeki eksiklikler nedeniyle çocuklar bazı öğrenmeleri gerçekleştirmekte zorlanmaktadır. Tüm bu durumlar bize öğrenme sürecinde yaşın önemli bir etmen olduğunu göstermektedir. Zekâ Bireyin öğrenme sürecini etkileyen faktörler incelendiğinde üzerinde durulması gereken önemli bir faktör de bireyin sahip olduğu zekâ kapasitesidir. Bireyin zekâ kapasitesi onun öğrenme sürecinde neyi, ne düzeyde ve ne kadar sürede kazanacağında belirleyici olmaktadır. Örneğin diğer tüm faktörler (kullanılan materyal, ders anlatım biçimi, öğrenme fırsatı, öğrenmeye ayrılan süre, önceki öğrenmeler vb.) eşit olduğunda 2. Sınıfa giden ancak zekâ yaşı 12 olan Zeynep in akranlarından daha hızlı, daha kolay öğrenmeler gerçekleştirecektir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23

Ayrıca zekâ temel olarak bireylerin problem çözmelerinde, belirsizliklerin giderilmesinde, yeni karşılaştıkları ve bilinmeyen durumlara uyum sağlayabilmelerinde önemli derecede belirleyici olmaktadır. Bireyin öğrenme süreci de bireylerin problem çözmelerini, karşılaştığı belirsizlikleri gidermelerini, yeni karşılaştıkları ve bilinmeyen durumlara uyum sağlamalarını içerdiğinden zekâ öğrenme sürecinin önemli bir belirleyicisi ve öğrenme sürecinde etkili olan önemli bir faktördür. Öğrenme Yöntemi İle İlgili Faktörler Öğrenme sürecinde etkili olan önemli bir faktör de bireyin öğrenme yöntemi ile ilgili faktörlerdir. Bireyin öğreneceği konuyu, kavramı, bilgiyi ya da davranışı öğrenebilmek, kazanabilmek adına nasıl bir yöntem uygulayacağı şüphesiz ki öğrenme sürecinin niteliğini, kolay veya zor olmasını ve kalıcılığını etkileyecektir. Bireyin öğrenme yöntemi ile ilgili olan bu faktörler: Öğrenmeye Ayrılan Zamanın Kullanımı, Dönüt, Öğrenilecek Konunun Yapısı, Öğrenenin öğrenme sürecine katılım düzeyidir. Bu faktörleri daha detaylı inceleyecek olursak: Öğrenmeye Ayrılan Zamanın Kullanımı Toplu çalışarak öğrenme; öğrencinin öğreneceği konuyu hiç ara vermeden, zamanı bölmeden, bir oturuşta tamamını çalışarak öğrenme biçimini ifade etmektedir. Toplu çalışarak öğrenme; kalıcı öğrenmeler sağlamamakta, ancak öğrenilen bilgiler henüz yeni olduğu ve başka öğrenmeler üzerine eklenmediği, araya başka öğrenmeler girmediği için ket vurma sürecinin meydana gelmesini güçleştirmekte ve bireylerin kısa vadede ve sınavlarda başarılı olma şansını artırmaktadır. Örneğin, fizyolojik psikoloji dersinin finaline girecek olan Şahin in tüm konuları sabaha kadar çalışması. Ancak uzun vadede Şahin in öğrenme süreci incelendiğinde, Şahin in fizyolojik psikolojiye ilişkin öğrenmelerinin kalıcı olmadığı ve belli bir süre sonra ortadan kalktığı görülür. Aralıklı veya parçalara bölerek çalışma; bireyin öğreneceği konuyu bir bütün hâlinde ve tek seferde değil, parçalara bölerek, belirli bir çalışma ve zaman planı içerisinde çalışarak öğrenmesidir. Aralıklı veya parçalara bölerek çalışma, bu özelliği ile öğrenme ve çalışma sürecine sistematik, planlı ve programlı bir nitelik kazanır. Örneğin, üniversite öğrencisi Enes in psikolojiye giriş dersinde her gün düzenli olarak bir konuyu çalışarak final sınavının yapılacağı tarihine kadar kitabın tamamını çalışması gibi Geri Bildirim- Dönüt Geribildirim veya dönüt; öğrenenin öğrenme sonucu neyi ne kadar öğrendiğini bilmesi, farkına varmasını ifade etmektedir. Diğer bir ifade ile dönüt, öğrenenin öğrenmesinin doğru ve yeterli olup olmadığını bilmesidir. Geri bildirim sayesinde öğrenen, öğrenme durumu hakkında bilgi sahibi olmuş olur. Öğrenen geri bildirim almazsa, öğrenme düzeyinin ne olduğunu ve nerede hata yaptığını bilemez dolayısıyla da motivasyonu düşer, yanlış ve eksik öğrenmelerini Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 24

düzeltebilme olanağı azalır. Dönüt süreci; bireye öğrenmelerini tanıma, kontrol etme değerlendirme ve eksilikleri giderme fırsatı vermesi açısından öğrenme sürecinde önemli bir faktördür. Örneğin; öğretmenin ders sonunda derste anlattığı konuların tam olarak öğrenilip öğrenilmediğini kontrol etmesi, bu nedenle quizler ve izleme testleri yapması ve bunun sonucunda öğrencilere eksik veya yanlış öğrenmeleri konusunda geribildirimler vermesi ve bu yanlış ve eksik öğrenmeleri gidermek için çalışmalar yapması öğrenmede dönüt-geri bildirim sürecine örnektir. Öğrenilecek Konunun Yapısı Öğrenilmeye çalışılan konunun yapısına uygun olarak, konunun parçalara bölünerek veya bütün olarak öğrenilmesini içermektedir. Konular eğer uzun, karmaşık ve parçaları birbirinden bağımsız olarak öğrenilmeye müsait ise parçalara bölerek öğrenme yöntemi kullanılmalıdır. Bu durumda parçalara bölerek öğrenme yöntemi daha kolay, anlamlı ve kalıcı öğrenmeler sağlayacaktır. Ancak konu kısa, bütün ve anlamlı ise, konunun parçaları arasında anlamlı ve yakın ilişkiler varsa konuyu bütün halinde öğrenmek daha yerinde olacaktır. Aksi hâlde, konu parçalara ayrıldığında anlam ve konu bütünlüğü bozulacak ve öğrenmeler güçleştirilecektir. Bu nedenle konunun yapısına uygun olan öğrenme biçimin seçilmesi, öğreneme sürecinde önemli bir faktördür. Öğrenenin Öğrenme Sürecine Katılım Düzeyi Öğrenenin öğrenme sürecinde ne kadar aktif olduğu şüphesiz ki öğrenme sürecinde önemli belirleyicilerden biridir. Öğrenme sürecinde öğrenenin etkililiği arttıkça öğrenmenin meydana gelme olasılığı da o kadar artacaktır. Bu bağlamda bireyin katılım düzeyine göre öğrenmenin etkililiği ve verimliliği, azdan çoğa doğru; Okuma, Dinleme, İzleme, Yazma, Sorma, Tartışma, Anlatma, Yaşama düzeyinde katılım olarak sıralanmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta da şudur ki, öğrenenin öğrenme sürecine katılım düzeyi artıkça öğrenme sürecinde işe koşulan duyu organı sayısı dolayısıyla algılar ve öğrenmeler de artmaktadır. Öğrenme Malzemesi İle İlgili Faktörler Öğrenme malzemesi; öğrenme ve öğretme süreçlerinde konuyu, öğrenilecek bilgi, beceri, nesne veya kavramı belirlemesi açısından önemli bir faktördür. Bu nedenle öğrenme malzemesi öğrenme sürecini kolaylaştırabilmek, kalıcı ve doğru öğrenmelerin sağlanmasına katkı sağlayabilmek için bazı özelliklere sahip olmalıdır. Bu özellikler: Algısal Ayırt Edilebilirlik, Kavramsal Çağrışım, Kavramsal Gruplamadır. Algısal ayırt edilebilirlik; öğrenilecek malzemenin, konu, bilgi, beceri, kavram veya davranışın çevredeki diğer uyaranların arasından bireyin fark edebileceği, algılayabileceği ve üzerinde öğrenme yaşantıları oluşturabileceği bir nitelik taşımasını ifade etmektedir. Çevredeki diğer uyarıcılardan algısal olarak ayırt edilip, birey tarafından algılanabilen ve üzerinde öğrenme yaşantıları oluşturulan konuların birey tarafından öğrenilmesi kolaylaşmaktadır. Aksi hâlde birey tarafından çevredeki diğer uyarıcılardan ayırt edilemeyen, algısal olarak ayırt Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 25

edilemeyen konular üzerinde ise bireyin öğrenme yaşantıları oluşturması ve bu konu ile ilgili öğrenmeler gerçekleştirebilmesi güçleşmektedir. Örneğin; ders sürecinde verilmek istenen ana konunun, öğretilmek istenen ana fikrin konu ile ilgili diğer bilgilerden ayrı olarak tekrar eden bir biçimde, vurgulu olarak, öneminden bahsedilerek veya üzerinde daha fazla verilerek öğrenciye aktarılması algısal ayrıt edilebilirliğin artırılması ve dolayısıyla da öğrenmenin daha kolay ve kalıcı hale gelmesidir. Kavramsal çağrışım; öğrenilecek yeni malzemenin, konu, bilgi, beceri, kavram veya davranışın bireyin daha önceki öğrenmeleri, şemalarıyla, zihnindeki diğer konu, bilgi, beceri, kavram veya davranış ile benzerlik göstermesi ve bireyin zihninde çağrışımlar oluşturmasıdır. Bu sayede yeni öğrenilen malzemenin, konu, bilgi, beceri, kavram veya davranışın daha öncekilerle ilişkilendirilerek önceki şemaların içine yerleştirilmesi ve öğrenilmesi kolaylaşacaktır. Örneğin; bireye hayvanlar konusu öğretilmek istenildiğinde hayvanlar konusunda bireyin zihninde daha önce gördüğü ve çevresindekileri hayvan olarak adlandırılan kedi, köpek, kuş, balık gibi varlıkları çağrıştırması bireyin hayvanlar konusunu öğrenmesini kolaylaştıracaktır. Kavramsal gruplama- kavram haritası;birbiri ile anlam ve içerik açısında ilişkili kavramların birlikte, bir arada, şekil, şema, tablo şeklinde öğrenilmesi ve bireyin zihnine böyle aktarılmasıdır. Öğrenilen bilgi, beceri, davranış veya konunun bu şekilde birbirleri ile ilişkili, şekil şema veya tablo biçiminde gruplandırması bireyin öğrenmesini kolaylaştırıcı etki yapmakta ve öğrenme süreçlerini etkilemektedir. Örneğin, eğitim konusunda yapılacak olan aşağıdaki gruplama ve diyagram eğitim kavramının ve eğitim türlerinin öğrenilmesini kolaylaştıracaktır. Şekil 6.4. Eğitim Kavramına İlişkin Oluşturulmuş Örnek Bir Kavram Haritası Öğrenme Ortamı İle İlgili Faktörler Bireyin öğrenme sürecinde etkili olan önemli bir faktör de öğrenme süreçlerinin işlediği ve öğrenme yaşantılarının oluştuğu öğrenme ortamı dır. Öğrenme süreçlerinin meydana geldiği ve öğrenme yaşantıların oluştuğu ortamı fiziksel çevre ve sosyal çevre olarak iki grupta incelemek mümkündür. Öğrenme ortamında fiziki çevre, ortamın sıcaklığı, ışık ve ısı düzeni, gürültü durumu, ortamın fizik donanımları, büyüklüğü, genişliği, gibi fiziksel ve çevresel faktörleri kapsamaktadır ve bireyin öğrenme süreci düşünüldüğünde ortamın bu fiziki koşullarının öğrenme davranışının meydana gelmesinde etkili olduğu görülecektir. Örneğin;sınıfın ses, ısı, ışık düzeyi; çevreden gelen gürültü durumu, sınıfın fiziksel donanımları gibi fiziki çevreyi oluşturan özellikler bireyin öğrenme Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 26

sürecinde önemli düzeyde etkili olabilmektedir. Bu özelliklerin yerinde olması öğrenme davranışının oluşmasını kolaylaştıracakken bu koşulların gereğinden fazla veya gereğinden az olması ise meydana gelecek öğrenme davranışını zorlaştıracaktır. Öğrenme ortamında sosyal çevre, aile, akran grubu, sınıf arkadaşları, okulun sosyal ortamı, ekonomik şartlar, yaşanılan çevrenin sosyokültürel özellikleri gibi faktörler de öğrenme sürecinde sosyal çevreyi oluşturmaktadır. Bu sosyal çevre, sosyal çevre ile bireyin kuracağı etkileşimler veya sosyal çevrenin bireyin öğrenme sürecini zorlaştırması veya kolaylaştırması bireyin öğrenme sürecinde etkili olmaktadır. Örneğin;bireyin içinde yaşadığı ailede maruz kalacağı anne-baba tutumu, sınıf arkadaşları ile kuracağı sosyal ilişkiler, bireyin içinde yaşadığı çevrenin kültürel özellikleri bireyin öğrenme sürecinde etkili olmakta ve bu özellikler bireyin öğrenme sürecini destekleyip kolaylaştırabileceği gibi bu özelliklerin bireyin öğrenme süreci ile ters düşmesi öğrenme sürecini olumsuz etkileyecektir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 27

Özet Öğrenme Psikolojisinin Temel Kavramları ve Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler İnsanoğlunun varoluş sürecinde ayakta kalmasında önemli rol oynayan ve diğer canlılardan ayrılmasında önemli bir araç olan en temel becerilerinden bir tanesi karşılaştığı bilinmeyen durumlarda yeni duruma uyum sağlayabilmek ve hayatta kalabilmek adına öğrenebilmesi dir. Bununla beraber insanın sahip olduğu bir diğer önemli beceri ise öğrendiklerini kendisinden sonraki kuşaklara doğru, planlı ve sistemli aktarabilmedir. Öğrenme; büyüme ve vücutta değişik etkilerle oluşan geçici değişmelere atfedilemeyecek, yaşantı ürünü olarak meydana gelen davranışta ya da potansiyel davranıştaki nispeten kalıcı izli değişmeleri ifade etmektedir. Öğrenme ürünü olan bir davranışta somut, ölçülebilir ve gözlemlenebilir bir değişim meydana gelmesi, davranıştaki değişimin zamana göre tutarlı ve kalıcı olması, davranışta değişim meydana gelirken, bireyin aktif olarak etkinlikte bulunması yani davranış değişiminin yaşantı sonucu meydana gelmesi, davranışta meydana gelecek olan değişimin ilaç, yorgunluk, duygu-durum şokları, hastalık gibi geçici ve yapay etkenlerle meydana gelmemiş olması ve davranıştaki değişimin sadece büyüme süreci ile açıklanmaması gerekmektedir. Öğrenme psikolojisi; insanın öğrenebilme ve öğretebilme özelliğini, bu öğrenme ve öğretim sürecinin sonucunda oluşacak davranış değişikliğini ve insanın öğrenme ve öğretme sürecini etkileyen faktörleri inceleyen bilim dalıdır. Öğrenme, davranış, yaşantı, içgüdü, refleks, davranım, performans, uyarıcı ve tepki öğrenme psikoljisinin temel kavramlarıdır. Bireyin öğrenme sürecinde birçok faktör etkili olmakta ve bireyin öğrenme süreci birçok faktörün etkileşime girdiği çok boyutlu bir yapı oluşturmaktadır. Bu faktörler; öğrenen ile ilgili faktörler, öğrenme yöntemi ile ilgili faktörler, öğrenme malzemesi ile ilgili faktörler ve öğrenme ortamı ile ilgili faktörlerdir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 28

Ödev Öğrenme Psikolojisinin Temel Kavramları ve Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler Bireyin öğrenme sürecini etkileyen faktörlerin sınıflandırılmasını içeren bir diyagram hazırlayınız. Hazırladığınız diyagramdaki kavramların her biriyle ilgili ikişer örnek veriniz. Öğrenme psikolojisinin çalışmalarının, eğitim alanına katkılarını kısaca açıklayınız. Hazırladığınız ödevi sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan ödev bölümüne yükleyebilirsiniz. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 29