fizik güncesi MARMARİS KAMPÜSÜ Haftalık E-bülten Sayı:5 / 30.03.2015 Hazırlayan Damla Çelen Johannes Vermeer in ünlü tablosu: İnci Küpeli Kız
Sevgili Okurlar; Fizik, kesinlikle bildiğimiz karmaşık formülleri kullanıp biz öğrencilerin hiçbir zaman severek çözmediği kağıt üstünde bulunan sorulardan ibaret değildir. Çoğu kişi fiziği anlaşılması oldukça zor bir ders olarak tanımlayacaktır. Halbuki fizik bu değildir. Fizik dünyamızda gerçekleşen doğal olayların nasıl meydana geldiğini araştıran, neden-sonuç ilişkisi kurarak bu olayları açıklamaya çalışan ve nicel ölçümlerden yararlanan temel bir bilim dalıdır. Aynı şekilde fizik, bugün hayatımızn her köşesinde kendisine hiçbir şekilde boşluğu doldurulamaz yerler edinen, tıp alanında olsun, askeri alanda olsun ve daha birçok alanda bize çeşitli şekillerde yararı olan pek çok ürünün de temelini oluşturur. Başka bir deyişle fizik hayatımızın olmazsa olmazıdır. İleride fen okumayacak olan öğrencilerin çoğu fizik dersinin kendilerine bir yararı olmayacağını savunmakta. Öyle ki hangi mesleği seçersek seçelim, hangi bölümle uğraşırsak uğraşalım mutlaka çeşitli problemlerle karşılacağız. Bu problemlere en etkili çözüm yolunu bulmak için de analitik düşünce yeteneğimizin gelişmiş olmasına ihtiyacımız vardır. Bu bağlamda fizik, bizlere analitik düşünce yeteneği kazandırır. Neden-sonuç ilişkisi kurdurarak sorgulamayı öğretir. Yapıcı ve eleştirel düşünme yetimizi geliştirir. İTK Marmaris Kampüsü olarak hazırladığımız bu dergide amacımız; Fizik Bilimi nin hepimizce zor görünen okul dersi olmaktan çıkarıp aslında ne kadar zevkli bir bilim dalı olduğunu göstermektir. Fiziğin az önce de belirttiğim gibi hayattaki başarımız için mental olarak bize kattığı artıların farkındalığını yaratmak ve test kitaplarındaki fiziğin aslında günlük hayatımızın neresinde olduğunu, yaşadığımız Dünya nın da ötesine taştığını gözler önüne sermek istedik. Hayatımızdaki olmazsa olmaz buluşların mucitlerinin, kendilerini bilime adayarak insanlığı, her keşfinde bir adım öne ilerleten bilim insanlarının inişli çıkışlı ve şaşırtıcı emsalsiz hayat hikayelerine de yer vererek çoğunu zaten tanıdığımız bu kişileri ve icatlarını daha iyi tanıtmayı amaçladık Umarız ki fizik biliminin farklı yüzlerini göstermek adına çıktığımız bu yolda sizler de bizim kadar zevk alırsınız. Keyifli okumalar dileğiyle... Editör Damla Çelen 2
DAHİ BiR RESSAM VE BiR MUCiT Bir gün televizyonda kanalları geziyordum ve tesadüfen bir film kanalında Tim s Vermeer adlı bir belgesele rastladım. Konusuna baktım ve oldukça ilgimi çekti. Bunun üzerine izlemeye başladım. Ama belgeselin sonunda ağzımın açık kalacağını bilmiyordum. Belgeselde adı geçen Vermeer, aslında Johannes Vermeer, 31 Ekim 1962 doğumlu Hollandalı bir ressam. Çalışmalarında genellikle aşk ve sevgi konularını işlemiş olmakla birlikte ışığı oldukça iyi kullanımıyla da tanınır. Düzinelerce resmi yoktur. Ancak varolan resimleri ise tek kelimele mükemmeldir. Tim, yani Tim Jennisen ise bir mucit ve bilgisayar animasyonu uzmanı. İki farklı çağ ve iki farklı dal, sanat ve bilim. Hepsi izlediğim bu hayranlık uyandırıcı belgeselde birleş iyor. Sanat tarihinde yüzlerce ressam varken neden Vermeer? Yapılan araştırmalarda Johannes Vermeer in tablolarında oldukça ilginç bir şey keşfedilmiş. Genelde kendi stüdyosunu arka plan olarak kullandığı bu tablolarda, muazzam bir ölçü ve hesap olduğu ortaya çıkmış. Tüm bunları insan gözüyle kestirilemeyecek kadar ince hesaplarmış. Peki, yüzyıllar önce yaşamış bu büyük ressam, bu kadar ince hesapları, resimlerinde tek bir kurşun kalem izi bile olmadan dümdüz fırçayla nasıl yapmış? Vermeer in tablolarındaki teknik, Tim Jenison ın en büyük takıntısı haline gelmişti. Tablolar ona göre bir fotoğraf karesini andırıyordu. Mükemmel ışık, mükemmel tonlama, mükemmel hesaplar.... Bunlar gerçekten sadece boya, fırça ve doğru zaman kullanılarak mı yapılmıştı? Yoksa altında daha başka bir şeyler de var mıydı? 3
VERMEER İN TEKNİĞİ NEYDİ? Tim Jenison a göre vardı. Kendisi Vermeer in tablolarıyla ilgili düşüncelerini şu şekilde açıklıyor: Vermeer in resimlerine bakarken, yaptığı resimlerde sadece şekilleri değil aynı zamanda renkleri de çok doğru bir şekilde yakalamak için bir yolu olduğunu düşündüm. Bunu yapabiliyorsa, resimleri fotoğrafın bir formu olabilir, bunlar film ve kimyasallarla değilde insan eliyle çekilmiş fotoğraflardır. Vermeer in resimleri 350 yıllık renkli fotoğraflar olabilir. Olabilir miydi gerçekten? Vermeer bu tabloları nasıl yapmış tı? Böylesine büyük bir ressam, aslında bir mucit miydi? Tim Jenison bu soruların cevaplarını bulmayı kafasına koymuştu. Bunun için yıllar süren oldukça zahmetli ve sabır gerektiren çalışmalar yapacaktı ve umulmadık bir sonuç alacaktı. Birazcık başa saralım. Tim Jenison, bir gün banyoda aynaya bakarken aklına bir fikir geldi Bu fikir şöyleydi: Bir lens, küçük ve hafifçe derecelendirilmiş bir ayna üzerine odaklandırıldığında, ayna da ressam ve tuval arasında bir yere konumlandırılıp yansıtılırsa, ressam başını öne ya da geriye hareket ettirerek görüntüyü kopyalayabilirdi. Bu ne kadar mümkündü? Tim Jenison hemen bu fikrini denemeye koyuldu. Kayınpederinin siyah beyaz bir fotoğrafını kullanarak düzeneği kurdu. Her şey hazırdı. Lens, ayna, fotoğraf, tuval, boyalar... Tek bir şey eksikti. Tim Jenison daha önce hiç yağlı boya resim yapmamıştı. Eline daha önce hiç fırça dahi almamış olan bu insan, bir fotoğrafı tuval üzerine resmetmek üzereydi. Bunu yapabilir miydi? Öğrenmenin tek yolu denemekti. 4
BİR AYNA VE LENS KULLANARAK RESİM YAPILABİLİR Mİ? Jenison, fırçayı eline aldı ve bomboş tuvali doldurmaya baş ladı. Kural basitti. Doğ ru tonlamayı yaptığ ın anda aynanın kenarları kaybolacaktı. Aynadaki görüntü aynen tuvale yansımış olacaktı. Bu teknikle tonlama yapmak oldukça kolaydı. Doğ ru rengi buluncaya kadar deniyordunuz ve bulduğ unuzda ise aynanın kenarları kayboluyordu. Birkaç saatlik çalış manın ardından Jenison, bu fotoğrafı aynen resmetmeyi başarmış tı. Jenison, o anı şu sözlerle ifade ediyor: Gözlerime inanamadım. İlk kez resim yapmıştım ve harika görünüyordu. İş te Vermeer in tekniği buydu. Daha önce hiç yağlı boya resim yapmamış birisi optiği kullanarak bir fotoğrafı tuvale aktarmıştı. Fizikle sanat birleşmişti. Ama durun. Bu daha bir şey değ il. Asıl kısmına geliyoruz. Bu başarısı üzerine kendine güveni daha da artan Jenison, daha büyük bir projeyle çıkageldi. Bu kayınpederinin resmini birkaç saatte optik kullanarak resmetmek gibi bir şey değildi. Daha büyük bir şeydi. Jenison, Vermeer in bir tablosunu resmedecekti. Aynısını hem de. Jenison, hiç vakit kaybetmeden bu büyük planını hayata geçirmeye başladı. Vermeer in Müzik Odası adlı tablosunu yapacaktı. Bu tabloyu yapabilmek için de Vermeer in kullandığ ı birebir aynı ortama ihtiyacı vardı. Bunun üzerine Jenison, Vermeer in stüdyosunun aynısını kiraladığı bir depoda inşa etmeye başladı. Fayanslardan tutun da halının desenlerine, tablodaki kızın elbisesinin kumaşına kadar her şey aynı olmak zorundaydı. Özel sandalyeler, özel klavsen, hatta özel halı gibi tabloda bulunan dekorların hepsi teker teker yapıldı, bulundu. Tabloda klavseni çalan kıza Jenison in kızı ve öğretmene ise Jenison in bir arkadaşı modellik ediyor. MÜZİ K DERSİ TABLOSU 5
fizik güncesi Aralık Sayı 20145 Jenison in kullanacağı teknik ise camre obscura. Kamera Obscura dan biraz bahsedecek olursak, Kamera Obscura, çevresindekilerin resmini ekrana yansıtan optik bir alettir. Çizim ve eğlence amacıyla kullanılır ayrıca fotoğraf ve kameranın icadına yol açan buluşlardan biridir. Cihaz bir kutu veya oda ve onun bir yüzüne açılmış delikten oluşur. Dışarıdan gelen ışık delikten geçerek içerisindeki yüzeye düşer ve yansıdığı kaynağın perspektifini ve renklerini koruyarak ters dönmüş (180 derece, baş aşağı) görüntüsünü oluşturur. Resim bir kağıt üzerine düşürülerek yüksek kesinlikli çizimler elde edilmesini sağlar. En büyük kamera obscura Aberystwyth, Galler'de bulunan Constitution Hill'dedir. Aynalar kullanılarak, 18.yy'daki baş aşağı versiyonunda olduğu gibi resmi düz bir şekilde kutunun bir yüzeyine yansıtmak mümkündür. Daha portatif bir başka versiyonunda (çeşidinde) ise açılı aynalar yerleştirilmiş bir kutudan oluşur ve cam üst bölmeye yerleştirilmiş kopya kağıdına resmi dik olarak düşürür. İğne deliği küçüldükçe resim kesinleşirken görüntü daha karanlık olarak kağıda düşer. Fakat fazla küçük delikle kırınımdan dolayı keskinlik kötüleşir. Bazı pratik kamera obscuralar iğne deliğ i yerine lens kullanır. Çünkü bu daha geniş diyaframa izin verir ki bu da odağı koruyarak daha parlak ve kullanışlı resim oluşmasını sağlar. Vermeer in stüdyosu yeniden inşa edilmiş, Kamera Obscura nın düzeneği kurulmuştu. Şimdi sıra Tim Jenison deydi. KAMERA OBSCURA 6 KAMERA OBSCURA
fizik güncesi Sayı 5 TİM JENİSON BAŞARDI! Müzik Dersi tablosunu bitirmek Tim Jenison in aylarını aldı. Ama sonunda bitirmişti. Ve her şey ortadaydı. Jenison tezini kanıtlamıştı. Optiği kullanarak, asırlar öncesine ait profesyonel bir tabloyu tekrar resmetmişti. Jenison, deneyinin bu başarısını çeşitli uzmanlarla da paylaştı ve oldukça olumlu tepkiler aldı. Belgeselin sonuna geldiğ imde kendimi öylesine kaptırmıştım ki, o anda düşündüğüm tek şey yüzyıllar öncesinde, bu kadar gelişmiş bir teknolojiyi kullanmak kimin aklına gelebilirdi ki? Bu nasıl bir dehaydı? Fizikle sanatın birleşmesi nasıl mümkün olabilmişti? Kamera Obscura o dönemde çok yaygın olmasa da kullanımdaydı ama kimse bunu Vermeer gibi sanat alanında kullanıp böylesine bir başarı elde edememişti. Vermeer hem bir mucit hem de bir sanatçıydı. Bu araş tırmaya yıllarını vererek bu bulgulara ulaşan Tim Jenison ın hem kendisine hem de zekasına duyduğum saygı ve hayranlık ölçülemez. Eğer sizler de Vermeer in tablolarıyla ilgili yapılan bu araştırmaya dair daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız Tim s Vermeer adlı belgeseli mutlaka izlemelisiniz. Eminim ki izlemeyi bitirdiğinizde siz de bu iki adama benim kadar hayran kalacaksınız. 7