Osmanl Devleti nin Kuruluunda TASAVVUFUN ROLÜ



Benzer belgeler
Kesir Örnek Çözüm. 1. Yandaki şekilde bir TEST Taralı alanı gösteren. bütün 8 eş parçaya bölünmüş ve bu parçalardan 3 tanesi

PROSES FMEA FORMUNUN KULLANIMI

Do ufl Üniversitesi Matematik Kulübü Fen Liseleri Yar flmas 2005 Soru ve Yan tlar

OKUL DENEYİMİ VE KAYNAŞTIRMA UYGULAMALARI

Ö rendiklerimizi Nerelerde Kullanabiliriz? Alan tahmin etmede kullanabiliriz.

JOVO STEFANOVSKİ NAUM CELAKOSKİ. Sekizyıllık İlköğretim

Komisyon. ALES EŞİT AĞRILIK ve SAYISAL ADAYLARA TAMAMI ÇÖZÜMLÜ 10 DENEME ISBN

PLAJLARDA ÇEVRE BİLİNÇLENDİRME PROJESİ. (19-22 Ağustos 2013 Akyaka)

Yerel Topluluklar ve Yönetimler Arasında Sınır-Ötesi Đşbirliği Avrupa Çerçeve Sözleşmesine Ek Protokol

KULLANIM KITAPÇIĞI EFL50555OX

Mil li E i tim Ba kan l Ta lim ve Ter bi ye Ku ru lu Bafl kan l n n ta rih ve 334 sa y l ka ra r ile ka bul edi len ve Ö re tim

Sistem Dinamiği ve Modellemesi. Doğrusal Sistemlerin Sınıflandırılması Doğrusal Sistemlerin Zaman Davranışı

SAYILARIN ÇÖZÜMLENMESĐ ve BASAMAK KAVRAMI

Komisyon DİKEY GEÇİŞ SINAVI TAMAMI ÇÖZÜMLÜ ÇIKMIŞ SORULAR ISBN Kitapta yer alan bölümlerin tüm sorumluluğu yazarlarına aittir.

Yrd. Doç. Dr., Süleyman Demirel Üniversitesi, Yalvaç Meslek Yüksek Okulu

BİLİMSEL SÜREÇLERİN KAZANIMINA YÖNELİK BİR PROGRAM ÇALIŞMASI

ege yayıncılık Oran Orant Özellikleri TEST : 91 a + 3b a b = 5 2 0,44 0,5 = 0,22 oldu una göre, a + b en az kaçt r? A) 3 B) 11 C) 14 D) 15 E) 16

Kontak İbreli Termometreler

Mustafa YAĞCI, Parabolün Tepe Noktası

1. Değişkenler ve Eğriler: Matematiksel Hatırlatma

SAYIM FORMÜLERİ (31 Mart saat 24 itibarıyla durumu) SAYIM ÇEVRESİ KONUT AİLE (EV HALKI) KİŞİ. Doğum tarihi. Çalışan kişi aile üyesi olarak ikamet eder

Bahçe Mah. Soğuksu Cad. No:73 MERSİN Tel : : Gsm :0.

RASYONEL SAYILAR KESİR ÇEŞİTLERİ Basit Kesir. olduğuna göre, a, b tamsayı ve b 0 olmak üzere, a şeklindeki ifadelere

SAYI KÜMELERİ. Örnek...1 :

ÜNİTE - 7 POLİNOMLAR

BÖLÜM 5. MATRİS ve DETERMİNANTLAR 5.1. MATRİSLER. Taşkın, Çetin, Abdullayeva. reel sayılardan oluşan. olmak üzere tüm a.

2005 ÖSS BASIN KOPYASI SAYISAL BÖLÜM BU BÖLÜMDE CEVAPLAYACAĞINIZ TOPLAM SORU SAYISI 90 DIR. Matematiksel İlişkilerden Yararlanma Gücü,

Bir a C temel dizisini (tüm diziler -dizileridir) [a] gerçel

Uzunluklar Ölçme. Çevre. Alan. Zaman Ölçme. S v lar Ölçme. Hacmi Ölçme

TÜRKİYE DE İLLERİN TRAFİK GÜVENLİĞİNİN ANALİTİK HİYERARŞİ PROSESİ (AHP)İLE BELİRLENMESİ

FONKS YONLAR. Fonksiyon. Fonksiyon Olma Şartları. çözüm. kavrama sorusu. çözüm. kavrama sorusu. çözüm. kavrama sorusu

Limit. Kapak Konusu: Gerçel Say lar V: Süreklilik ve Limit


YÜZDE VE FAĐZ PROBLEMLERĐ

Veri, Sayma ve Olasılık. Test / 30. soru 1. soru 5. soru 2. soru 6. soru 3. soru 7. soru 8. soru 4

Anadolu Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Endüstri Mühendisliği Bölümü. Doç. Dr. Nil ARAS ENM411 Tesis Planlaması Güz Dönemi

ÖLÇME TEKNĠKLERĠ DERSĠ

Hiperbolde Yolculuk (ve Poncelet Teoremleri)

Yükseköğretime Geçiş Sınavı (Ygs) / 1 Nisan Matematik Soruları ve Çözümleri

OKS DENEME SINAVI II

İlişkisel Veri Modeli. İlişkisel Cebir İşlemleri

ASAL SAYILAR. Asal Sayılar YILLAR MATEMATĐK ĐM

İstatistik I Bazı Matematik Kavramlarının Gözden

2009 Soruları. c

DENEME 6 SAYISAL BÖLÜM ÇÖZÜMLERİ

TÜM HAREKETLER 4 KEZ TEKRARLANMALIDIR.

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

DGS. Tamamı Çözümlü SORULAR SON 10YIL

YILLAR ÖSS-YGS

KARŞI AKIŞLI SU SOĞUTMA KULESİ BOYUTLANIDIRILMASI

Bu ürünü kullanmadan önce verilen talimatları dikkatlice okuyun ve daha sonra tekrar faydalanmak üzere saklayın.

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

BÜYÜK BALKANLAR. Pegasus hava yolları ile. 7 gece 8 gün

Örnek...1 : a, b ve c birbirlerinden farklı birer rakamdır. a.b+9.b c en çok kaçtır?

TEST - 1 KATI BASINCI. I. yarg do rudur. II. yarg yanl flt r. Buna göre, fiekil-i de K ve L cisimlerinin yere yapt klar bas nçlar eflit oldu una göre,

S ralama. Kapak Konusu: S ralamalar

ÇOKGENLER Çokgenler çokgen Dışbükey (Konveks) ve İçbükey (Konkav) Çokgenler dış- bükey (konveks) çokgen içbükey (konkav) çokgen

on8 S İ G O R T A C I L I K S E K T Ö R Ü K U R U M S A L W E B S İ T E L E R İ G E N E L A N A L İ Z Ç A L I Ş M A S I

Sylvac Visio. Kullanıcı dostu. Entegre üç farklı aydinlatma. teknik uzmanlıðı. Atölye ve Laboratuar Uygulamalari Ýçin Görüntülü Ölçüm Sistemlerİ

Çevre ve Alan. İlköğretim 6. Sınıf

MADDESEL NOKTALARIN DİNAMİĞİ

c

63032 / ELEKTRONİK SICAKLIK KONTROL CİHAZI KULLANIM KILAVUZU

TEST 17-1 KONU KÜRESEL AYNALAR. Çözümlerİ ÇÖZÜMLERİ 6. K Çukur aynada cisim merkezin dışında ise görüntü

KÜRESEL AYNALAR. 1. Çukur aynanın odağı F, merkezi M (2F) dir. Aşağıdaki ışınlar çukur aynada yansıdıktan sonra şekillerdeki gibi yol izler.

Cevap: Cevap: Cevap: Cevap: Sayfa 1

Dr.Mustafa Altun Türk Halk Edebiyatı I Ders Notları 16 Kasım Gezme ceylan bu dağlarda seni avlarlar Anandan babandan yardan ayrı koyarlar.

ÖZEL EGE LİSESİ OKULLAR ARASI 18. MATEMATİK YARIŞMASI 8. SINIF TEST SORULARI

LKÖ RET M MATEMAT K 8 Ö RETMEN KILAVUZ K TABI. Lokman GÜNDO DU

TYT / MATEMATİK Deneme - 2

2013 YILI TÜRKİYE RADYO VE TELEVİZYON YAYINCILIĞI SEKTÖR RAPORU

Şirket Yönetici ve Ortaklarının Şahsi Sorumlulukları Kasım 2004

B R NC Amaç, Kapsam, Dayanak ve. Kanun: Entegre Devre Topo Entegre devre: Elektron k b r lev veya bunun g b d er

ORAN ORANTI ÖYS. = = yazılabilir. veya ALIŞTIRMALAR

MATEMATÝK TESTÝ. 1. K = {Okuldaki ceketli öðrenciler} = <K<L olmak üzere,

DÜZGÜN DAİRESEL HAREKET ÜÇ AŞAMALI KAVRAM YANILGISI TESTİ (DDHKYT)

12. SINIF MATEMATİK DERSİ İLERİ DÜZEY ÖĞRETİM PROGRAMI

Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý.

SAYILAR DERS NOTLARI Bölüm 2 / 3

Velilere Yönelik Soru Formu

A A A A A TEMEL MATEMAT K TEST. + Bu bölümdeki cevaplar n z cevap ka d ndaki "TEMEL MATEMAT K TEST " bölümüne iflaretleyiniz. 4.

İDEAL PERFORMANS DEĞERLENDİRME FORMU TASARIMINDA ANALİTİK HİYERARŞİ YÖNTEMİ YAKLAŞIMI

ÇOCUK HAKLARINA DA R SÖZLEfiME

Çözüm Kitapçığı Deneme-1

Parabol, Elips ve Hiperbol Cebirsel Tan mlar ve Geometrik Çizimler

TEOG. Tam Sayılar ve Mutlak Değer ÇÖZÜM ÖRNEK ÇÖZÜM ÖRNEK TAMSAYILAR MUTLAK DEĞER

b göz önünde tutularak, a,

a a a a a a P A L E T Y P A L E T Ahşap paletlerle rekabet edebilir fiyattadır İç içe geçebildiğinden daha az stok yeri tutar

Plakall 151 E~anjorleri Slcak ye Soguk Su Akumulatorleri. ve fazlasl...

Üslü Sayılar MATEMATİK. 5.Hafta. Hedefler. Öğr.Gör. Esrin PALAS BOZKURT Öğr.Gör. Muhsin ÇELİK. Bu üniteyi çalıştıktan sonra;

BULANIK MANTIK. Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Matematik Bölümü, Tokat.

Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı. ALES / Sonbahar / Sayısal I / 27 Kasım Matematik Sorularının Çözümleri

1-Fan kontrolu (iki konumlu)

gençler bulacak Türkiye kazanacak

VEKTÖRLER ÜNİTE 5. ÜNİTE 5. ÜNİTE 5. ÜNİTE 5. ÜNİT

Cevap D. 6. x = 3, y = 7, z = 9 olduğundan x + y < y ve. Cevap C. 7. x ile y aralarında asal olduğundan x 2 ile y sayıları da. Cevap A.

Geometri Köflesi. Napoléon un bilimi ve matemati i sevdi i, hatta. Napoléon ve Van Aubel Teoremleri. Mustafa Ya c

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma

LYS 2016 MATEMATİK ÇÖZÜMLERİ

1.BÖLÜM SORU SORU. Reel say larda her a ve b için a 2 b 2 = (a+b) 2 2ab biçiminde bir ifllemi tan mlan yor.

Transkript:

Osmnl Devleti nin Kuruluund TASAVVUFUN ROLÜ Osmnl târihini yzm oln yerli ve ybnc bütün müellifler, dh ziyde zâhirî sebepler ve hâdiseler üzerinde dururlr. Anck bu sebepler ve hâdiselerin bir de ledünnî iklîmi, yâni iç dünyâs vrdr ki, bunun sl özü ve mys, ilk kurulu yllrnd çok dh net olrk görülür. Bu ilk kurulu yllr ise, ekseriyetle menkbelere, hlk rivâyetlerine ve rü yâlr dynn bir millî mîrâstr. Osmnllr n ilk târihçileri oln Âkp-zâde nin eseri kurulutn yklk yüzelli sene sonr kleme lnm oldu'undn blngçtki skerî ve siyâsî hâdiselerin nklinde de bu mânevî mîrâs büyük bir yer tutr. Bu, hlkn devletine bkn ksettirmesi yönünden Osmnl nn millî vicdndki târihî kisleri demektir. Umûmî bir surette de'erlendirildi'i zmn u vsf ve istikâmetleri ifâde eder:. Mo'ol istilâlryl d'ln Selçuklu Devleti nden sonr Andolu Türk-/slâm birli'i prçlnmt. Ayrc Mo'ollrn Ortsy dn blyn igâl ve istilâlr krsnd m'lûb ve periân oln kitleler, Bt y do'ru göç etme mecbûriyetinde klmlrd. Anck bu, Andolu nun nüfusç dh kesif bir ekilde Türk ve müslümn kitlelerce iskân neticesini do'urmutur. Bu khr içinden zuhûr eden lutf r'men siyâsî bir birlik ve otorite mevcûd olmd' için Andolu nun bölünmü mnzrs âdetâ bir kör dövüüne dönümütü. Böylesine buhrnl bir devirde zdrplrn teskîni ve siyâsî bir otoritenin teekkülünün zrûreti, mânevî rehberli'e oln ihtiyc hd sfhy yükseltmiti. /te Andolu d Yûnuslr, Mevlânâ lr ve Hc Bektâlr l blyn tsvvufî irâd n nesinin 2eyh Edebli de zirvelemesi, bu ihtiyç ve zrûretle idi. Bunu idrâk eden ve beylikler rsnd gerek hlâkî vziyeti, gerekse co'rfî mevkii itibryle en müsâidi oln Osmnllr n yldznn prlms d, bu Hkk dostlrnn irâdlr neticesi gerçeklemitir. Çünkü di'er beylikler, güçlerini birbirleriyle kysy bir mücâdele ile tüketirlerken Osmnl Beyli'i, krde kvglrn iltift etmeyerek yüzünü küffâr çevirmi ve /slâm n gzâ ve cihâd rûhunu en güzel bir surette ve mânevî bir heyecnl ymtr. Neticede /slâmî irâdn bereketiyle sür tle büyüyüp serpilmitir. Zîrâ di'er beyliklerin mümtz hsiyetleri, bu mücâdelede vicdânî bir rhtszlk hissettiklerinden lttn lt Osmnl y iltihk etmilerdir. Bugün de /slâm dünyâsndki kitleler rs benzer bir krg yyn müslümnlrn, bu üslûbun bereketi üzerinde bsîretle durmlr gerekir. Gerçekten yüksek bir mânevî irâdn neticesi olrk Osmnllr, dh blngçtn itibren bir benlik dâvâs gütmemi kuru bir istiklâl ve cihngirlik sevdâsyl orty çkmmlrdr. Selçuklulr, onlrn muvffkiyetlerini tkdîr etmi ve kendilerine yr bir de'er vermilerdir. Bunun bir niânesi olrk d kös, dvul ve snck gibi istiklâl lâmetleri syln târihî hediyeleri göndermilerdir. Bununl birlikte Osmnllr, Selçuklulr, onlr târih shnesinden çekilene kdr b'l klm ve hukûken bizzt Selçuklu sultn trfndn müstkil hâle getirilmelerine r'men böyle iddil bir dvrnt bulunmmlrdr. Bunun mânâs, Osmnl nn yeni bir siyâsî vrlk olmyp frkn sdece hnedn dn münhsr klms rtyl Selçuklu nun bir devm olrk tezâhür etmi oldu'udur. Dolysyl Osmnllr, Selçuklulr n vâris-i tbiîsidirler. Nitekim Orhn Gâzî nin, o'lu I. Murâd Hn ypt' nsîhtinde: Nsl Selçuklu nun vâris-i tbiîsi biz isek, Rom nn d vârisi biz olc$z! demesi, bu hkîktin net bir ifâdesidir.

Di'er trftn bu keyfiyet, dh d ümûllendirilmi ve Osmnl Devleti Devlet-i Aliyye-i Muhmmediyye olrk d zikredilmitir. Böylece bu devmllk uûrunun Hzret-i Peygmber - sllâllâhü leyhi ve sellem- e kdr dyndrlms ile /slâm târihinin bütünü tevârüs edilegelmitir. Ayrc Osmnl Devleti, en kritik zmnlrd onun te yîd-i ilâhîye mzhr oln /slâm için vr oldu'u, bu sebeple de ebediyyen yyc' telkîn edilerek «Devlet-i Ebed-Müddet» sftyl d nlgelmitir. Osmnllr, ykl lâmetleri zuhûr etti'inde bu tâbirin ye si d'tmktki rolüne dh fzl 'rlk verebilmek için de «Bu devlet, Devlet-i Aliyye de'il Devlet-i Aliyye-i Muhmmediyye dir.» ibresine skç yer vermilerdir. Bununl hem târihî devmllk uûrunu ve hem de bu devletin mânevî temellerini bir kere dh htrltmnn lüzumunu hissetmilerdir. Meselâ, 1821 Ptrs hâdisesi 1 ne sebep oln ptrik Gregoryus un idm fermânnd bu tâbir resmî bir 'zl ve çkç ifâde edilmi, böyle gâilelerin onu ykmyc' orty konulmutur. Di'er trftn Osmnllr n son pâdiâh Sultn Vhîdüddîn, m'dûr ve mzlûm oldu'u gurbet yllrnd Mekke de yynld' beyân-nâmede de bu «Devlet-i Aliyye-i Muhmmediyye» tâbirini kullnrk umûmîleen ümidsizlik ve fütûru d'tmk istemitir. b. Târihte birçok millet, büyük fetihlere mzhr olbilmitir. Anck bunlrn ekserîsi târih içinde uzun bir ömür sürme nsn mzhr olmmtr. Bunun çeitli sebeplerinden biri de, bu fütûhât gerçekletiren kumndnlrn, srf nefsânî bir otorite gâyesi gütmeleridir. Anck böylelerinin tbiî âfetlerden bir frk yoktur. Onlr, etrf thrîb eden bir sel suyun benzerler. Büyük /skender in Mkedony dn Hindistn kdr uznn seferi, Hun hükümdâr Atill nn Ortsy çöllerinden Rom y kdr vrn igl ve istilâlr ile Cengiz, Hülâgu ve Timur un skerî gâlibiyetleri hep bu kbîldendir. Ardlrnd brktklr d, sdece zulüm, gözy ve toprklrn knl sulnmsdr. Bu gerçekleri çok iyi kvrm bulunn Osmnllr ise, kendilerini irâd ve terbiye eden mâneviyt rehberlerinin himmet ve rûhâniyeti ile zferlerine dâimâ bir mânevî temel bulmulrdr. Böylece onlr, muvffkyetlerini nefsânî hâkimiyet heveslerine de'il, Cenâb- Hkk n rzâsn dyndrmy bilmi ve fütûhâtlrn hep bu ölçü içinde gerçekletirmeyi brbilmilerdir. Bunun için mâneviyt rehberlerinin terbiyesi ile önce nefislerini fethetmiler ve bu zferleri nefsânî hâkimiyetin sults yerine Allâh rzâs için gerçekletirme dirâyetini göstermilerdir. Bu brlrdn nefislerine py vermekten kçnmlr, hreketlerine nefsin gölgesini düürmemek için ihtimâm, dikkt ve gyret göstermilerdir. Nitekim dâsitânî zferlere nâil oln Yvuz Sultn Selim, fânîlerin iltiftndn py lmmk için Msr seferi dönüü /stnbul girerken geceyi beklemiti. /te bu hâlet-i rûhiyye içinde bulunn Osmnl sultnlr, devletin kuruluundn ykln kdr ml skerlerine her cum selâml'n gidip gelirken: M&rûr olm pâdi,âh-m, senden büyük Allâh vr!.. diye b'rtrk kendilerine hâricen ypln mânevî irâd ve îkâz resmîletirmek yolun bile gitmilerdir. Tpk Hzret-i Ömer - rdyllâhü nh- n bir kimseye belli bir ücret mukâbili devml bir surette: Yâ Ömer! Unutm, ölüm vr! diye söyletmesi gibi... Bütün bunlrn mânâs udur ki, Osmnl fetihlerini gerçekletirmi bulunn pâdiâh ve kumndnlr, /slâm n cihâd diye ifâde eyledi'i ve bunun en ehemmiyetli bir ekli oln büyük cihâd, yâni nefis mücâdelesini titizlik içinde öne lmlrdr. Bu istikmette kendilerini irâd edecek oln mânevî rehberlerin îkâzlrn dâimâ müstesnâ bir kymet izâfe etmilerdir. Her biri, gönül terbiyesini zrûrî ddetmitir. Denilebilir ki, Osmnl pâdiâhlr içinde seyr u sülûk yolun girmemi bir tek hs gösterilemez. Öyle ki gâfil ve hâin devlet dmlrnn te sîri ltnd kln II. Mhmûd bile,

pâdiâhlrnd yedi evliyâ kuvveti tevehhüm eden hlkn «gvur pâdiâh» dedirtecek kdr bir vicdânî buruklu' sebebiyet vermi bir kimse olmsn r'men son nefesini verirken zdrbn dile getirerek: Beni bir câmîye götürün! Son nefesimi Allâh n bir mâbedinde vermek istiyorum... diyebilmitir. c. Târih içinde devletlerin devmll'n s'lmk için dyndklr ideolojinin hk vey bâtl olmsndn dh ehemmiyetli bir husus dâlettir. Zîrâ bir devlet, bâtl bir dâvây kendine mesned edinerek de pâyidâr olbilir. Am zulmedenin pâyidâr oldu'u görülmemitir. Bu gerçe'e binâen mânevî rehberlerin himmet ve irâdyle /slâm, zhir hkâm kdr mânevî iklîmi ve rûhuyl d temsîle muktedir bir durum getirilmi bulunn Osmnl devlet dmlr, târih boyunc dâletten yrlmm husûsund büyük bir hssâsiyet göstermilerdir. Bu hssâsiyet, birçok gyr-i müslim topluluklr rsnd kendili'inden Osmnl idâresine girmeye bir tevîk rolü de oynmtr. Öyle ki Rumeli fütûhâtnd ppzlrn Bizns zulmü ltnd inleyen hlk öncülük etmesi neticesinde birçok memleketlerin Osmnl kumndnlrn dâvetiyeler göndermi bulunduklr târihî bir gerçektir. Osmnllr, Allâh n kullr rsnd frk gözetmemi ve târihte Emevîler in ypt' gibi idâresi ltndkileri eritme gyreti gütmemilerdir. Bu d, btnn thrîkleri ve milliyetçilik cereynlrnn zuhûrun kdr yetmiikibuçuk milleti bir buyruk ltnd sulh ve sükûn içinde ytbilmelerini mümkün klmtr. Herkesin diline, dînine, örf ve âdetine müsâmh nzryl bkrk bugün milletler için rtk bir olgunluk sebebi sylmy blnn çok kültürlülü'ü târihte kâ bn vrlmz bir seviyede gerçekletirmilerdir. Gyr-i müslimlerin kendi rlrnd orty çkn ihtilflrn, onlrn innç ve knunlrn göre muhâkeme etmeye kdr müsâmh göstermilerdir. Bu mksdl ptrikhânede ve elçiliklerde mevcûd oln husûsî mhkemeler, bu devletin ykln kdr fâliyet göstermilerdir. Bu müstesnâ dâletin -sr- seâdet hriç- târihte bir emsâli olmd' gibi bugün de yeryüzünde hiçbir ülkede ttbikt yoktur. Osmnllr, müslimlerle gyr-i müslimlerin dâlet önündeki eitli'ini /slâm n verdi'i yüce bir rûh ile titiz bir surette korumulrdr. Bunun târihte emsâlsiz misâllerinden biri de Fâtih in bir Rum mîmârl müsâvî rtlrd muhâkeme edilmesidir ki, bu, cihn târihinde eine rstlnmyn pek prlk bir dâlet örne'idir. /te Osmnl d idârecinin önce nefsini tezkiye etmesini, sonr d icrtn hsî sults yerine Allâh dn ve ilâhî bir mes ûliyet duygusuyl gerçekletirmesini s'lyn ve her vesîleyle tems etmeye çlt'mz mânevî rehberler silsilesinin temel t 5eyh Edebli Hzretleri dir. Gerçekten 2eyh Edebli Hzretleri, devletin kurulu yllrnd onun velî bânîsi oln Osmn Gâzî nin rûh ve irâdesini en mükemmel surette yönlendirerek târihte mübârek ve muzzez bir rol oynmtr.

Osmnl nn Mânevî Mîmâr 5EYH EDEBAL: HAZRETLER: (1206-1326) Edebli Hzretleri, Osmnl Devleti nin mânevî bânîsi, Osmn Gâzî nin kynpederi ve üstâddr. 120 sene ömür sürmütür. Thsîlinin blngc, muhtemelen do'um yeri oln Krmn d, ikmâli ise 2m ddr. Zmnn tnnm bütün âlimlerinden ders okumu ve hem zâhirî hem de bâtnî ilimler itibryl esiz bir durum gelmitir. Yukrd d bhsedilmi oldu'u gibi Mo'ol istilâsnn rdndn büyük bir çlknt ve buhrn yyn müslümn Andolu nun, içinde bulundu'u bu girdptn kurtulms için büyük gyretler srf eden hsiyetlerin bnd Edebli Hzretleri gelmektedir. O, beyliklere bölünüp prçlnrk ciddî yr lm oln Andolu birli'ini yeniden te sîs ile /slâm snc'n ehl-i küfür krsnd muzfferen dlglndrmk için çrpnyordu. Bu gâyesini gerçekletirebilmek yolund bütün Andolu beyliklerini hsss bir de'erlendirmeye tâbî tutmutu. Birbirleriyle Selçuklu nun yerini lmk mksdyl devml ve kysy bir surette kvg hâlinde oln beyliklerin durumu, 2eyh Edebli ye ümîd vermiyordu. Nihâyet henüz dörtyüz tl kdr bir kuvvete mâlik olup uç beyli'i ypmkt oln ve hiç kimsenin ilerisi hkknd prlk eyler düünmedi'i Osmnl Beyli'i ni thlil eden Edebli Hzretleri, bu küçük beylikte rd' ulvî cevheri buldu. Gerek Osmnl Beyli'i nin mevcûd co'rfî durumu, gerekse fertlerindeki /slâm hizmet heyecn ve k ile dolu bir i lâ-y kelimetullâh nly, 2eyh Edebli Hzretleri için mükemmel bir zemin idi. Bunun için bütün efrâd ile birlikte Osmnl mülküne yerleti ve cümle gyret ve himmetini bu beyli'in mdden ve mânen büyüyüp gelimesi için srf etmeye bld. Öncelikle Bilecik te bir zâviye kurrk hlk ve husûsiyetle bt Osmn Gâzî olmk üzere beyli'in idârecilerini irâd seferberli'ine giriti. Târihçi Âkp-zâde, zâviyesinin hiç bo klmd'n, 2eyh Edebli nin gelip geçen dervi ve fukrânn her türlü ihtiycn giderdi'ini, httâ bu gâye ile dâimâ bir koyun sürüsü bulundurdu'unu kydeder. Evvelce bhsinde nltlm oldu'u üzere Osmn Gâzî, gençli'inden itibren ilim ve tsvvuf ehlini çok sever, husûsiyle mübârek günlerde üstâd Edebli Hzretleri nin ynn giderek ondn feyz lrd. 2eyhin, Osmn Gâzî nin Kur ân- Kerîm e hürmet ve t zîminin neticesinde gördü'ü rü yây tâbir etmesi ve on kzn zevce olrk vermesi mehurdur. 2eyh Edebli Hzretleri nden sonr mensub oldu'u hî eyhli'inin kime intikâl etti'i bilinmemekle berber tlebesi Dursun Fkîh e icâzet vermi oldu'u rivâyeti kuvvetlidir. Anck bu icâzet ve hilâfet dh sonrlr torunu I. Murâd Hn intikl etmitir. Edebli Hzretleri, yn zmnd ilk Osmnl kds ve müftüsüdür. Yllrc hlkn huzur ve feyiz sçrk uzun bir ömür sürmü, 1326 d veft etmitir.

Rhmetullâhi Aleyh! Edebli Hzretleri çok syd tlebe yetitirmitir. Önde gelen tlebelerinden Dursun Fkîh, kendisinden sonr Osmnl Devleti nin ikinci müftüsü ve bkds olmutur. 5eyh Edebli Hzretleri Osmn Gâzî ye ne verdi? 2eyh Edebli Hzretleri, Osmn Gâzî ye dh önce îzâh etmi oldu'umuz üzere gerçek zferin nefsini,mk ve onun ldtmclr-n knmmk oldu'unu ö'retti. Kendisinden sonr gelen mânevî ricâl de, Osmn Gâzî silsilesine yn teveccühte bulundu. Bu Allâh dostlr, devlet ve milletin ibtilâ, musîbet ve gâilelerden bunln ve yoruln gönüllerine birer merhem ve efkt kuc' olmulrdr. Devletlerin kderlerinde rol shibi khrmnlr, her zmn bu irâd ve rûhâniyete muhtç olgelmilerdir. Hkk dostlr, bu khrmnlrn gönül âlemlerini zenginletirerek onlr, /slâm, Kur ân ve sünnetin dillere destn bir hürmet ve muhbbetiyle feyizlendirmilerdir. Zferlerinin slî sebeplerinin ve srrnn uûrun erdirmilerdir. Dünyânn en heybetli neslini orty çkrmlr, bu k ve vecd, I. Murâd n ehâdeti gibi fedâkârlklrl kemâle ermitir. Medîne-i Münevvere müdâfs için Yemen çöllerinde krrgâh kurn bu nesil, i lâ-y kelimetullâh dünyânn dört bir ynn erefle tmtr. /te bu cengâver rûhlr, knlrnn son dmllrn ve nefeslerinin son ânn kdr Hzret-i Peygmber -sllâllâhü leyhi ve sellem- in mânevî, erefli neferleri oldulr. Bu nesil, /stnbul surlrn te lvlr rsnd trmnrken âdetâ ehîdli'i pylmyrk: Bugün,ehîdlik s-rs- bizde! diyerek birbiriyle yr ediyordu. Zîrâ bu yr-,-n temelini olu,turn kâmil ve rûhânî gönüller, toprk lt-nd çürümez. :,te 623 senelik Osmnl- :mprtorlu&u d, Edebli silsilesinin böyle bir gönül eseridir. Denilebilir ki, Edebli Hzretleri nin eseri, birçok zevât-- kirâm-n ypt-&- gibi kitplr de&il, birbirini tkip eden îmân ve :slâm yolund seferber mücâhid nesiller olmu,tur. Böylece Hzret-i Peygmber -sllâllâhü leyhi ve sellem- den iktibs olunup shâbe neslinde tezâhür eden o rûh, 5eyh Edebli ve emsâli Hkk dostlr-n-n,k, vecd ve rûhâniyetleri ile Osmnltârihinin müteselsil cengâver nesillerine intikâl ettirilmi,tir. Bundn dolydr ki Osmnllr, yukrd tems etmi oldu'umuz gibi kendilerini yeni bir devlet ddetmeyip Hzret-i Peygmber -sllâllâhü leyhi ve sellem- in Medîne-i Münevvere de kurmu oldu'u devletin bir devm suretinde telâkkî eylemek bsîretini göstermilerdir. Anck Allâh -celle celâlühû- bu âlemde bekâ sftn tecellî ettirmemi bulundu'undn her vrl'n fânîlikle mhkûm olms ilâhî tkdîri neticesinde Osmnl d büyüyüp gelimi, kemâle ermi ve nihâyet mâlum ve meçhûl birtkm esbâbn zuhûruyl ortdn klkmtr. Fkt dünyâ ve hâssten Ortdo'u, Osmnl nn s'ld' sulh ve sükûn muhtç bir durumd bulunmktn zmnmz kdr kurtulmmtr. Çünkü onu ortdn kldrn emperylist zihniyet, zemini istismârn müsâid klbilmek için Osmnl y vâris-i tbiî olbilecek mddî ve mânevî bir güçte bir vârisin orty çkmsn engellemek üzere onun mîrâsn krk ykn prçy yrm ve böylece bilinen devletçikler orty çkmtr. Kscs btl, bir rsln postunu prçlyp krk tilkiye kürk ypm yolun gitmi, nck bunlrdn hiçbiri bir yvru rsln olmmtr. Bu istîdâd nisbeten hâiz bulunn bugünkü Türkiye nin yükselmek ve gelimek için kr kry bulundu'u engeller de, bu dümn üslûb ve gâyesinin eseridir. Anck bt cihn siyonizmi olmk üzere tâbî yrdkçlrnn bütün fitne ve fesdn r'men /slâm n ülkemizdeki silkini ve uyn önlenememektedir. Zîr insnlr ne kdr pln yprlrs ypsnlr, en hyrl ve thkkuk ns oln

pln dâimâ Cenâb- Hkk âiddir. Ve O nun ilâhî murâd krsnd bütün güçler, sefil bir çöp mnzûmesi olmktn kurtulmz. Gerçekten bugün mdde-perest dünyâ teistlerinin menfî tvrn r'men bt Andolu olmk üzere bütün âlem-i /slâm d o muhteem ruhâniyetin bkyyesi mevcûddur. Önümüzdeki günler, bu bkyyeden, kurumu 'çlrn kökünden filizlenen yeni sürgünler gibi mübârek bir nev ü nemâ imkân ve ihtimâli htrdn uzk tutulmmldr. Zîrâ Hzret-i Peygmber -sllâllâhü leyhi ve sellem- in rûhâniyetinin bir tezâhürü oln bu dâvânn kyâmete kdr zâil olmyc' bir îmân umdesidir. Azlp ço'lmlr, bir yolun ini çklr gibidir. Komünizmin çöküünden sonr mterylizmin yeni dümn(!) olrk /slâm göstermesi ve eski demirperde ye tebîhen dünyâ üzerinde bir ye,il ku,k tesbiti de hep bu /slâm n v detti'i gelecek sebebiyledir. Mü minler bilirler ki Allâh n nûrunu tmmlmsn hiçbir engel mânî olmz. Dünyây yutmk iddiâsndki komünizmin, topsuz-tüfeksiz ykl ve hzin âkbeti, yrnlrdn ümidvâr olmk için kâfîdir. Allâh Teâlâ buyurur: (Ey Rsûlüm!) :nkârd yr-,nlr seni mhzûn etmesin! Çünkü onlr, Allâh hiçbir zrr veremezler. Allâh onlr, âh-retten yn nsîb vermemek istiyor. Onlr için çok büyük bir zâb vrd-r. (Âl-i imrân, 176) Cenâb-- Hkk, :slâm -n yeniden dirili, ve,hln-,-n- gerçekle,tirecek mel-i sâlihlerden bizlere de semereli bir py ihsân buyursun! Âmîn!..

Cihn Pâdiâhlrn Yön Veren Esiz Bir Mâneviyt Sultn AZÎZ MAHMÛD HÜDÂYÎ HAZRETLER: (1541-1628) Osmnl devri /stnbul velîlerinin büyüklerindendir. Asl d Mhmûd dur. Hüdâyî ismi ve Azîz sft kendisine sonrdn verilmitir. Cüneyd-i B&dâdî Hzretleri nin neslinden olup, seyyid dir. Bunu ilâhîlerinin birinde: diyerek kendisi de ifâde eder. Ceddim ü pîrim sultn Sensin yâ Rsûlllâh Koçhisr d do'mu, çocuklu'u Sivrihisr d geçmitir. O, bir sr ykn ömür sürmü ve sekiz pâdiâh devrini idrâk etmi bir gönül sultndr. Asrnd, gerek eserleri, gerekse sohbet, irâd, vz ve nsîhtleri ile ümmet için bir feyiz kyn' olmutur. /lim, tsvvuf ve edebiyt shlrnd prlk bir hüviyete ship bulunn Hüdâyî Hzretleri, mâneviyt rehberleri rsnd müstesnâ bir mevkii hâizdir. O, kurulu yllrnd 2eyh Edebli Hzretleri nin ypm oldu'u kymetli irâd, hizmet ve fâliyeti, yn k, vecd ve heyecnl yürütebilen nâdir bir mânevî hsiyettir. Allâh rzâs istikâmetinde ihlâs, smîmiyyet ve gyret üzere hreket eden Hüdâyî Hzretleri, ship oldu'u zâhirî ve bâtnî liyâkt sebebiyle de hem pâdiâhlrn hem de bütün teb nn sevdi'i bir Hkk dostu olrk tebârüz etmitir. Osmnl nn yükseliten yv yv durklmy do'ru seyir tkip eden bir devrinde yyn Hüdâyî Hzretleri, bir yndn sultnlrn âdil, gyretli ve mâneviyt bkmndn zinde olmlr için büyük himmetler srfetmi, bir yndn d birtkm krgdn bunln devlet ricâlinin ve hlkn gönül yrlrn âdetâ hâzk bir hekim gibi srmsn bilmitir. Bundn doly hemen herkes, onun sohbet, irâd ve hizmet sofrsn kork ferhlm; dergâh, bir seâdet ve gönül mekân olmutur. Gerçekten onun devri, seâdetle felâketin birbirini tkip etti'i çileli bir zmn rstlmktdr. Zîrâ siyâsî bkmdn gittikçe rtn ve ictimâî bünyeyi de son derece srsn çlkntlr, bu devirde görülmeye blmtr. Askerdeki disiplin ve nizmn srslp bozulmsnn fecî bir surette II. Genç Osmn ktletme derecesine ult' ve IV. Murâd n thtnn önünde sdrzm Hâf-z Ahmed P, nn yeniçeriler trfndn prçlnp knlrnn tht bile bulm oldu'u düünülürse, o günlerin siyâsî hvâli dh iyi nllr. /te böyle çlkntl bir devirde /slâm tsvvufunun tesellî edici nefhsyl Hkk n ve hkîktin sesine ç'rn Hüdâyî Hzretleri, dergâhn di'erlerine nzrn çok frkl bir hüviyet kzndrmtr. Öyle ki, devlet idâresinde zl ve nefyedilen kimselerin ve cemiyette zuhûr eden nrinin önünden kçnlrn yegâne s'ndklr yer, onun dergâh- erîfi olmutur. Nitekim Hlil P, Dilâver P ve Ali P gibi zevât, blr her dr dütükçe bu dergâh s'nmlrdr. Bu yönüyle Hüdâyî Hzretleri nin dergâh--,erîfi, kimsenin zrr ve ziyân-n-n eri,emeyece&i, günümüz tâbiriyle bir nevî dokunulmzl-&- oln emîn bir mekân hüviyetine bürünmü,tür. Denilebilir ki, o zmnlr Osmnlmülkünde bu mekândn b,k hiçbir dergâh, bu kdr nâil-i hürmet ve ihtirâm de&ildi.

Burd Azîz Mhmûd Hüdâyî Hzretleri nin böyle bir mkm hâiz oluu ve ship bulundu'u müstesnâ liyâkti elde ediinin nsl thkkuk etti'i üzerinde hâssten ve dikktle durmk gerekir. Zîrâ onu bu kemâle ultrn metod, yn yold yürüyenlere müstesnâ bir nümûne-i imtisâldir. Hüdâyî Hzretleri, tlebelik yllrnd ciddî bir ilim thsîli ynnd tsvvufî bir lâk ile gönül âlemini de z-çok yo'urmutu. Gyret ve çlknl' sebebiyle de medresede kendisiyle husûsî bir ekilde ilgilenen hocs Nâz-rzâde nin muîdi olmutu. Sonrki yllrd hocs Nâzrzâde ile birlikte muhtelif kdlk vzîfelerinde bulundu. Son olrk d Burs y tâyin edildiler. Hocs bkd, kendisi de Ferhâdiye medresesinde müderrisli'in ynnd Câmi-i Atîk mhkemesinde kd nâibi oldu. Onun kâmil mânâd tsvvuf sülûk edip mârifetullâh nâil olms d ite bu zmn rstlr. 2öyle ki: Her türlü ilmî liyâkt ve mkmn r'men Hüdâyî Hzretleri, o zmnlr Burs kdl' vzîfesini yürüten Kd- Mhmûd Efendi dnd sysz kddn sdece biriydi. Birgün krsn o güne kdr hiç rstlmd' türden pek frkl bir dâvâ çkt. /ki gözünden sel gibi ylr ktn bir kdnc'z, kocsndn ikâyetle mhkemeye mürâct etmiti. Kendisini dinleyen Kd Mhmûd unlr söyledi: Kd Efendi! Kocm her sene hcc gitmeye niyet eder, fkt bir türlü fkirlikten doly gidemez. Bu sene de hcc gidece$im diye tutturdu. Httâ: «E$er bu sene hcc gidemezsem seni boyc$m!» dedi. Dh sonr kurbn byrmn ykn ortlktn kyboluverdi. Be lt gün sonr d orty çkp hcc gidip geldi$ini söyledi. Hiç böyle birey olur mu? Kd Efendi! Artk bu ylnc dmdn bonmk istiyorum!.. Kd Mhmûd Efendi, ypln ikâyetin thkîki için kdnn kocsn ç'rtt ve on hnmnn söylediklerinin do'ru olup olmd'n sordu. Adm cevben: Kd Efendi! Hnmmn söyledikleri de do$rudur, benim söylediklerim de. Bilesiniz ki ben gerçekten hcc gidip gelmi bulunmktym. Httâ o mübârek beldelerde bz Bursl hclrl d görütüm ve kendilerine getirmeleri için birtkm hediyeler emânet ettim.. dedi. Kd Mhmûd Efendi, rd: Bu nsl olur efendi?!. diye sordu. Admc'z d nltmy bld: Efendim, her sene oldu$u gibi bu sene de hcc gidemeyince, büyük bir üzüntüyle Eskici Mehmed Dede ye gittim. O d, benim elimi tutrk gözümü yummm istedi. Gözümü çt$md ise Kâbe deydim!.. dedi. Böyle bir mânevî hâdiseye ilk def âhid oln Kd Efendi, bunun mümkün olmyc'n söyleyerek dmn ifâdelerini kbul etmedi. Bunun üzerine hâlâ mukddes toprklrdki rûhâniyet ve mâneviyt iklîminin tze hissiyât içinde oln dmc'z, sf, fkt mânidr bir cevpl hykrd: Kd- efendi! Allâh Teâlâ n-n dü,mn- oln,eytn bir nd bütün dünyây- dol,-yor d, Allâh dostu oln hs bir kul niçin bir nd Kâbe ye gidemesin? dedi. Kd Mhmûd Efendi de, bu cevb gâyet mânidr bulrk krr Bursl hclrn dönüüne tehir etti. Bursl hclr döndü'ünde de ypt' thkîkt neticesinde mes eleyi oldu'u gibi ö'rendi ve büyük bir hyret ve knlk içerisinde dâvây iptl etmek zorund kld.

Fkt, yüre'ine mumml bir kor dümü, zihni krmkrk olmutu. Rûh ve irâde ç'lyn, srho bir hlde kmy bld. Ne ypc'n düünürken gönlüne dmlyn bir ilhâml derhl Eskici Mehmed Dede ye kotu. Hkîkt ve esrâr deryâsn dlbilmek için on intisâb etmek istedi. Anck Eskici Dede: Kd Efendi! Nsîbiniz benden de'il, zmnn mürid-i kâmili Muhmmed Üftâde Hzretlerindendir. dedi. Bu def Kd Mhmûd, yn niyet ve sâikle Üftâde Hzretleri nin dergâhn yöneldi. Fkt hikmet-i ilâhî olrk dergâh yklt'nd tnn yklr kylr splnd. O d, tndn indi ve yürüyerek dergâh vrd. Pîr in önünde el b'lyp onun tlebesi olmk istedi. Mehûr Burs kds Mhmûd Efendi yi l kftnlr içinde gören Hzret-i Pîr, gelien hvâlden mânen hberdrd. Anck Kd Efendi nin niyet ve smîmiyet derecesini iyice ölçmek istercesine tlebeli'e hemen kbul etmedi: Gidin Kd Efendi! Sizin öhrete bo$ulmu, ml ve mkâm debdebesi içinde l bir hyâtnz vr. Bu kp ise, yokluk kpsdr. Zten tnz bile bury gelmek istemedi$inden kylr splnmd m? dedi ve dergâhn kpsn do'ru yürüdü. Bir yndn eyhin mânevî câzibesi, di'er yndn d gördü'ü çk kerâmetler krsnd hyret vâdîlerinde doln Kd Mhmûd Efendi, hkîkti idrk etmiti. Krr kesindi. Zîrâ nefs engelini p vâsl- ilâllâh olbilmesi için vkit geçirmeden rtk böyle bir kpy teslim olms zrûrî idi. Hemen eyhin rksndn koup boyun büktü ve: Efendim! Hrâdesiz ve kn bir vziyetteyim. Adetâ dipsiz bir uçurum düer gibiyim. Ne olur bn himmet ve yrdm elinizi uztnz. Bu bîçâreyi tlebeniz olmkl ereflendiriniz! dedi. Bunun üzerine tebessüm eden Üftâde Hzretleri, tlebelik için kd-l-k ve müderrisli&i b-rkms-, elindeki bütün ml ve mülkü fkirlere d&-tms- ve nefsini terbiye edebilmek için s-k- bir riyâzât girmesi gibi üç büyük rt kotu. Çünkü nefsini tnyp terbiye etmesi zrûriydi. Kd Mhmûd Efendi nin cn ü gönülden teslim olms ile de onu mürîdlerinin rsn dâhil eyledi 1. Sonr d Kd Mhmûd un klbindeki kesâfetin temizlenmesi için, yâni kdlk mkmnn kendisine verdi'i gurur, kibir ve ucûbu imhâ etmek için srtndki kftnyl Burs sokklrnd ci'er stmsn emir buyurdu. Ayrc dergâhn helâ temizleyicili'i vzîfesini ypmsn istedi. Üftâde Hzretleri nin huzûrun tm bir teslîmiyyet ve hâlisiyyet içinde gelen Kd Mhmûd Efendi, üstdnn emirlerine cn ü gönülden tâbî oldu. Nefsâniyetini besleyen bütün dünyevî lâklrdn el çekti. Kendisini smîmiyetle müridinin tlimtlrn râm ederek ks zmnd büyük mesâfeler ld. Öyle ki, O nu srtndki süslü kftnyl ci'er strken gören hâlînin: Bizim kd efendi, delirmi gâlibâ! Kdl$ brkm m, kftnn brkmm zvll!. eklindeki sözlerine dhî ldrmdn üstdnn verdi'i vzîfeleri evkle îfây çlt. Böylece yüce bir olgunlu' hzl bir ekilde yol lmy bld. 2eyhinin gözünde ve gönlünde gittikçe kdr u kymet shibi oldu. Nefsindeki son vrlk emâresini bertrf etmesi ise, pek mehurdur: Birgün Kd Mhmûd, helâ temizlemekle megulken, drdn kul'n kdr gelen bir nidâ duydu: Ey âhâli! Duyduk-duymd-k demeyin;,ehrimize yeni kd- geliyor!..

O n gönlünü zyf buln nefsi, birden büyük bir vesvese frtns koprd: Demek yerime yeni bir kd geliyor!. Âh bîçâre Mhmûd, sen böylesine erefli bir mesle$i brktn d, tuttun helâ temizleyicili$i ypyorsun! Söyle bklm, bunc yldr ne kzndn! dedi. Nefsinin bu tehlikeli serkeli'i krsnd hemen toprlnn Kd Mhmûd Efendi, büyük bir iç ürperiiyle hocsn htrld. Zîrâ on kendisine rt kouln emirleri yerine getirece'ine dâir söz vermiti. Derhl tevbe ve isti'fâr ile nefsinin son derece tehlikeli vesvesesine iddetli bir ekilde müdâhle ve mukâbele etti: Ey Mhmûd! Sen, nefsini yklr ltn lc$n dâir üstâdn söz vermedin miydi? Nerede imdi sözün? Söyle bu hâlin nedir?.. Anck Kd Mhmûd, bu hâle o kdr üzülmütü ki, nefsinin i'fâline kr birtkm zrlrl tvr koymk, gönlündeki pimnlk ve teessürü teskîn etmedi. Hiç düünmeden elindeki süpürgeyi bir trf frltt ve nefsine cezâ olrk helâ tlrn sklyl temizlemeye krr verdi. Tm bu esnâd Üftâde Hzretleri kpd göründü. Kd Mhmûd mütebessim bir çehre, yumuk bir ses ve ltîf bir edâyl, hitb etti: Evlâdm Mhmûd! Bilirsin ki skl mübârek bir sünnet-i seniyyedir. dedi ve yerleri sklyl temizlemesine mânî oldu. Sonr öyle buyurdu: Evlâdm Mhmûd! Seyr u sülûk yolund verdi$im hizmetlerin gâyesi, ite bu mertebeyi geçebilmen içindi. Muvffk kln Allâh hmdolsun! Gyri bundn böyle vzîfen benim bdest suyumu hzrlyp döküvermendir!.. Kd Mhmûd, bu vzîfeyi de kemâl-i gyretle îfây çlt. Hiç kstmdn her sbh bdest suyunu hzrld ve hocsn bdest ldrd. Bir k günüydü. Kd Mhmûd, birz gecikerek klkmt. Bu sebeple hocsnn suyunu stmy vkit bulmd. Büyük bir üzüntüye grk oldu ve gözlerinden ylr dmld. Gyr-i irâdî bir ekilde su testisini gö'sünün üzerine bstrrk Allâh lfzn söylemekten bk bir ey ypmd. O esnâd hocs kpd göründü. Kendisinden bdest suyunu getirip dökmesini istedi. O d çresiz ve irâdesiz bir ekilde bu emre b kesti ve büyük bir endie içinde suyu hocsnn ellerine dökmeye bld. Su, mübârek ellerine de'er de'mez Üftâde Hzretleri, yvç bn kldrd ve tlebesinin kygl hâline nzr ederek tebessümle: Su birz fzl snm evlâdm! dedi. Bun pek rn Kd Mhmûd Efendi, hfif bir sesle: Nsl olur efendim? Suyu stmmtm ki!.. dedi. Üftâde Hzretleri de: Evlâdm! Frknd de$ilsin; bu su, odun teiyle de$il, gönül teiyle snm!.. cevbn verdi. Zîrâ Hüdâyi Hzretleri, girdi'i sk bir riyâzâtl nefsinin terbiyesi yolund helâllerden istifâdeyi bile sgrîye indirmi ve gönlünü tmmen Hkk râm ederek rûhunu kuvvetlendirmeye muvffk olmutu. Neticede bu güzel hâlin bereketlerine nâil olmu, yrc dirilerden çok ölülerle görüüp konuur bir hâle gelmiti. Bir defsnd dergâhn yolu üzerinde dh evvel vefât etmi bulunn bir müezzine rstlyp on selâm verdikten sonr bunu üstâdn rzetti. Hzret-i Üftâde de:

Evlâdm! Ypm oldu$un riyâzât syesinde ruhunu iyice kemâle erdirip kuvvetlendirmisin. Biz dhî riyâzâtmz zmnnd yn hâl içinde idik. buyurdulr. Birgün Üftâde Hzretleri, mürîdleri ile berber bir kr sohbetine çkmt. Emri üzerine bütün derviler, krn en güzel yerlerini dolrk hoclrn birer demet çiçek getirdiler. Anck Kd Mhmûd Efendi nin elinde sp krlm solgun bir çiçek vrd sdece. Di'erlerinin ne eyle elindekileri hoclrn tkdîminden sonr Kd Mhmûd, boynunu bükerek bu krk ve solmu çiçe'i Üftâde Hzretleri ne tkdim etti. Üftâde Hzretleri, di'er mürîdânn merkl bklr rsnd sordu: Evlâdm Mhmûd! Herkes demet demet çiçek getirdikleri hlde, sen niçin sp krk solgun bir çiçek getirdin?.. Kd Mhmûd, edeble bn önüne indirerek cevp verdi: Efendim! Size ne tkdim etsem, zdr.! Anck hngi çiçe$e koprmk için elimi uzttysm onu «Allâh Allâh» diyerek Rbbi ni tesbîh eder bir hlde buldum. Gönlüm onlrn bu zikirlerine mânî olmy râz olmd. Çresiz ben de elimdeki u tesbîhine devm edemeyen çiçe$i getirmek zorund kldm!.. Bu güzel ve mânâ dolu cevb son derece memnûn oln Üftâde Hzretleri nin dilinden o nd: Hüdâyî, Hüdâyî.. Evlâd-m! Bundn sonr ismin Hüdâyî olsun!.. Ey Hüdâyî! Bu k-r gezisinden yln-z sen nsîblenmi,sin.. ifâdeleri döküldü. Böylece Kd Mhmûd, Hüdâyî oldu. Zîrâ o, rtk kâinâttki esrâr- ilâhiyyeye ve kudret klrn âinâ olmutu. Âdetâ kâinât, kendisine srlrn çn cnl bir kitp hâline gelmiti. Bundn böyle Hüdâyî diye nln Kd Mhmûd Efendi, hâiz bulundu'u üstün ve müstesnâ mânevî mertebesi dolysyl hürmeten ismine Azîz sft d ilâve edilerek Azîz Mhmûd Hüdâyî diye yâd olundu. Anck üç sene gibi ks bir zmnd Üftâde Hzretleri nin b tlebesi durumun gelmi bulunn Hüdâyî Hzretleri nin bu yükselii dolysyl eski derviândn bzlrnd honudsuzluk görülmeye blmt. Bunun frkn vrn Üftâde Hzretleri, onlrn gönül âlemlerini tshîh için u güzel usûle bvurdu: Bir k kmyd. Üftâde Hzretleri, tlebelerine mâneviyt dolu bir sohbet yptktn sonr sofrnn hzrlnmsn emir buyurdu. Ardndn tlebelerinin sofry getirdikleri nîmetlere nzr ederek mânidr bir ekilde: Evlâdlrm! Acbâ smsndn dh yeni kopmu tze üzüm bulmk mümkün müdür? dedi. Bütün derviler, bu suâle rrk birbirlerinin yüzlerine bktlr. Httâ bir ksm: «Bu k mevsiminde tze üzüm olmz ki!» diye düündü. Anck üstâdn büyük bir teslîmiyyetle b'l oln ve birçok merhleyi geçmi bulunn Mhmûd Hüdâyî Hzretleri, bu tlebde bir hikmet oldu'unu düünerek edeble: Hocm! Müsâdeniz olurs, rzunuzu yerine getireyim! dedi.

Verilen izin üzerine de hemen b' gitti. Bütün smlr kr ltndyd. Birini seçip krlrn temizledi'inde slkm slkm tze ve olgun üzümlerle krlt. Bunun üstdnn bir kerâmeti oldu'unu düünerek elindeki sepeti doldurdu ve do'ruc dergâhn yolunu tuttu. Yold zikrullâh ile megul bir vziyette gelirken her trf kr içinde olms sebebiyle frkedemedi'i bir kuyunun içine dütü. Kuyu derin oldu'u için bir türlü de içinden çkmd. Çresiz bir hlde idi ki, yukrdn bir ses duydu: Evlâdm! Uzt elini! Bkt; nûr yüzlü bir zâtt. Elini uztt ve kuyudn çkt. Hzret-i Hüdâyî, kendisini kurtrn bu zât, henüz kim oldu'unu sorckt ki, o bir nd ortlktn kyboldu. Nihâyet elinde tze üzüm sepeti ile dergâh vrn Hüdâyî Hzretleri, bndn geçenleri üstâdn nkletti. Üftâde Hzretleri de, onu kuyudn kurtrn kimsenin H-z-r -leyhisselâm- oldu'unu beyândn sonr di'er dervilere: Evlâdmz Hüdâyî nin kemâli tmm olmutur. O hilâfeti çoktn hk etmiti zten. dediler. Bundn sonr Üftâde Hzretleri, onu hlîfesi olrk Sivrihisr gönderdi. Bir müddet ord hizmet eden Hüdâyî Hzretleri, bilâhre mânevî bir iâretle Burs y döndü. Son demlerini yyn üstâd Üftâde Hzretleri ne büyük bir gönül itiyâk içinde hizmet etti. Bu hizmetten gâyet memnun kln Hzret-i Üftâde birgün: O$lum! Pâdiâhlr rikâbnd yürüsün! diye duâd bulundu 1. Hüdâyî Hzretleri, üstâd Üftâde nin veftndn sonr 2eyhülislâm Hoc Sâdeddin Efendi nin delâletiyle /stnbul yerleti. O nun Üsküdr d kurdu'u dergâh, ks zmnd her tbkdn insn hitb eden mâneviyt ve irfân mektebi hâline geldi. Cihn sultnlrnn teveccüh ve lâksn celb etti. Onlr d dergâhn dervileri rsn ktt. Husûsiyle III. Murâd Hn, I. Ahmed Hn, II. Genç Osmn Hn ve IV. Murâd Hn, Hüdâyî Hzretleri nin ykn irâdn mzhr oldulr. Hüdâyî Hzretleri, bunlrdn IV. Murâd Hn n klç kunm merâsiminde bizzt bulunmu ve âdet oldu'u üzere Ebû Eyyûb el-ensârî Hzretleri nin türbe-i seâdetlerinde Hzret-i Ömer in klcn yeni pâdiâh bizzt kundrmtr. Azîz Mhmûd Hüdâyî Hzretleri nin /stnbul geldi'i yllrd Osmnl thtnd III. Murâd Hn bulunmktyd. Bu pâdiâh, blngçt gerek Devlet-i Aliyye nin geni snrlrn ve ihtiâmn, gerekse ynn gençli'ine ve zindeli'ine ldnrk r bir güven ve rhtlk içinde hreket ediyordu. Bu sebeple birtkm noksnlklr d hâliyle ynyordu. /te bunu frkeden Hüdâyî Hzretleri, hiç kimsenin cür et dhî edemeyece'i bir vzîfeyi, yâni sultn irâd vzîfesini zrûreten üstlendi. III. Murâd Hn onu Hkk ve hkîkte yönlendirici mektuplr yzd. Bu mektuplrn, mâhiyetlerine göre, gerekti'inde yumuk, gerekti'inde sert bir üslûbu hâiz olms, Hzret-i Hüdâyî nin bu irâd vzîfesinde ne kdr slâhiyet, tsrruf, nüfûz ve te sîre mâlik oldu'unu göstermesi bkmndn câlib-i dikkttir. Zîrâ celâdeti sebebiyle III. Murâd bu îkâzlrn, yüksek seviyede bir mânevî tsrrufu bulunmynlr trfndn yplms mümkün de'ildi. Muhtelif zmnlr âid mektublrdn bz bölümler öyledir: Sultnm! Merît gemisine binip tkvâ yelkenlerini çrk hkîkt denizinde Hkk muhbbet rüzgâryl itidl ve istikmet üzre yol l! Zâhirin ve bâtnn rtlrn, yâni erît hkâm ile trîkt ve hkîkt esslrn tm olrk yerine getir! Adâlet dedikleri, ite budur.!

Seâdetli Pâdiâhm! Sizin sltntnz zmnnd oln kuvvet, kudret ve evket hiçbir zmn olmmtr... Anck biliniz ki, Allâh ve Rsûlü nün biricik rzusu, zulmün kldrlp dâletin ikâmesidir. Bid tlerin tlp sünnetlerin icrâsdr. Sultnm! Allâh n kullr sizden efkt ve merhmet bekler. E$er hlk efkt ve merhmetle muâmelede bulunmzsnz ihânet etmi olursunuz! Bu durumd onlr, krk gönüllerle nefret içerisinde sizden yüz çevirirler. Ypgeldikleri hyr-duây d keserler... Sultnm! Skry suyunu geçip odun tedârikini murâd etmisiniz. Hlk bundn çok memnun olmutur. Zîrâ ihtiyç çoktur. Merhûm dedeniz Sultn Süleymn Hn, Kâ$thâne suyunu getirip hlk bununl ziyâfet çekmiti. Siz de odun getirerek fukrây sevindirdiniz. Sultnm! Bizim iimiz shâb- gurur ve gflet olnlr nsîht ve vz ile îkâz ve irâd eylemektir. Tkvâ yolun girip mel-i sâlih ilemeye teviktir. Böylece slâh edici sâlihlerden olmk, Cenâb- Allâh dn murâdmzdr. Müfsid ve müstedriclerden olmktn Allâh s$nrz. Bu ekilde kymetli nsîht ve irâdlryl bt sultn olmk üzere bütün devlet ricâli rsnd te sîr ve nüfûzu rtn Hüdâyî Hzretleri, Ferhd P ile Tebriz seferine de ktlm ve orduy mnevî kumndnlk ypmtr. Azîz Mhmûd Hüdâyî Hzretleri nin Sultn I. Ahmed ile münâsebet hlksnn ilkini tekil eden rü yâ tâbiri hâdisesi pek mehûrdur. Bu tâbirle birlikte Hüdâyî Hzretleri ne lâk ve hürmeti son derece rtn I. Ahmed Hn, Hzret-i Pîr in ilâhîlerine nzîre yzck kdr ond fânîlemitir. Hzret-i Yûsuf -leyhisselâm- n rü yâ tâbiri ilminden son derece nsîbdr oln Hüdâyî -kuddise sirruh- un, bu yönüyle cihn sultnlrn istikâmetlendirmesi ve ypm oldu'u tâbirlerdeki isbeti, onun bu husustki liyâkt ve slâhiyetinin bir niânesidir. Birgün Sultn Ahmed Hn, çok sevdi'i üstâd Hüdâyî Hzretleri ne kymetli bir hediye göndermiti. Fkt Hzret-i Hüdâyî kbûl etmedi. Bunun üzerine Sultn Ahmed, hediyeyi uhdesinden çkrm bulundu'u için onu devrin eyhlerinden Abdülmecîd Sivâsî Hzretleri ne gönderdi. Abdülmecîd Sivâsî Hzretleri nin hediyeyi kbul etmesi münâsebetiyle de bir ziyâret esnâsnd: Efendi Hzretleri! Ben bu hediyeyi dh evvel Hüdâyî Hzretleri ne göndermitim. Kbul buyurmmt. Fkt siz kbul buyurdunuz! dedi. /fâdelerdeki nükteyi nlyn Sivâsî Hzretleri de u mânidr cevb verdi: Sultnm! Hzret-i Hüdâyî bir nkâdr ki, lâeye tenezzül etmez! d: Bu cevptn memnun oln Sultn, rdn birkç gün geçtikten sonr Hüdâyî Hzretleri ne u'rd. On Efendim! Sizin kbul etmemi oldu'unuz o hediyeyi Abdülmecîd Efendi kbul buyurdu. dedi. Hzret-i Hüdâyî de mütebessim bir çehre ile: Sultnm! Abdülmecîd Efendi bir deryâdr. Koc deryây bir dmlck mâsivâ kiri dümesi, onun sâfiyetine zrr vermez! buyurdu. Bu menkbe, iki büyük Allâh dostunun birbirlerine oln muhbbet ve tzimlerini, husûsiyle Hüdâyî Hzretleri nin kemâlini göstermektedir. Zîrâ mânevî münâsebetlerde irâd vzîfesi dolysyl, pâdiâhl yknlk kurn Hüdâyî Hzretleri, mddî münâsebetlerde ise son derece müst'nî idi. Zîrâ

dünyây meyl ü muhbbeti rtrp mânevîyt zedeleyebilecek bir tehlike rzeden mddî ikrâmlr, onun sl vzîfesi oln irâd fâliyetine mânî olbilirdi. Anck bz durumlrd pâdiâh ihsânnn reddedilmemesinin de bir ikrâm oldu'u n nesine riâyet etmise de, ldklrn dergâh inâsnd, mürîdân hizmette ve kurdu'u vkf hizmetlerinde kullnmtr. Bz hllerde de kendisine tkdîm edilen hediyeleri geri göndermitir. I. Ahmed Hn dn sonr II. Genç Osmn ile de irtibâtn devm ettiren Hüdâyî Hzretleri, bu yeni ve heyecn dolu genç pâdiâh d istikmetlendirmek husûsund büyük gyretler srfetti. II. Genç Osmn ki, Devlet-i Aliyye nin durklm devrine girdi'ini görerek bu gidit dur diyebilmek için yeni hmleler tsrlyn idel shibi bir pâdiâhd. Bu rd hcc gitmeye niyetlendi. O zmn kdr pâdiâhlrdn hiçbiri, o devirlerde hcc gidi-geli tkriben bir yl sürmesi dolysyl devlet nizâm bozulmsn diye eyhülislâmlrn müsâde vermemeleri üzerine hcc gitmemi, hepsi de vekil göndermek suretiyle bu frîzy îfâ etmilerdi. Burdki nükteyi çok iyi bilen Hüdâyî Hzretleri, Sultn Genç Osmn n hcc niyetlenip kdîm n neyi bozmsn do'ru bulmyrk onu îkâz etti, hcc gitmekten vzgeçirmeye çlt. Anck Sultn, gençli'i ve tecrübesizli'i sebebiyle bu rzusundn vzgeçmedi ve Hüdâyî Hzretleri nin srrl îkâzlrn r'men teslîmiyyette zf göstererek bu niyetini gerçekletirme yolund teebbüse geçti. Neticede bu teebbüs, yeniçeriler rsnd ciddî bir rhtszl' yol çt. Birtkm fitnecilerin de müdâhil olmsyl Sultn n Hicz gitmesinden mksdn orlrdn toprlyc' bir ordu ile yeniçerileri bertrf edece'i eklinde nlld. Sultn n bu hmlesini kâmete u'rtmk isteyen zorbblr, derhl hâdiseyi körükleyerek trftrlrn hrekete geçirdiler ve târihte hâile, yâni drm diye nlgelmekte oln mâlum çirkin cinâyeti ilediler. Bu hâdise, Hüdâyî Hzretleri nin mânevî îkâzndki sr dolu srrn ehemmiyetini hzin bir ekilde sergilemitir. Devlet ricâlinden di'er bzlr ise, ortl' srn nriden korunbilmek için Hüdâyî Hzretleri nin dergâhn s'nmlr, böylece kendilerini zîm bir tehlikeden muhâfz edebilmilerdir. Zîrâ Hüdâyî Hzretleri nin dergâhn gerek devlet, gerekse ehl-i ekâvet herhngi bir müdâhlede bulunmzd. Bugünkü tâbirle dergâhn âdetâ dokunulmzl' vrd. Dolysyl bury s'nnlr, öldürülmek istenen kimseler bile ols, kln dhî zrr gelmez, hkl iseler Hzret-i Pîr in delâletiyle Hlil P gibi iâde-i itibr mzhr olurlrd. II. Genç Osmn n ehâdeti üzerine tht geçen IV. Murâd Hn, henüz ondört ynd idi. Eyüp te ypln klç kunm merâsimine evvelce beyân etti'imiz üzere devrin en mûteber eyhi sftyl Azîz Mhmûd Hüdâyî Hzretleri ç'rld ve Hzret-i Pîr, hyr-duâ ile yeni sultn klç kundrd. IV. Murâd Hn, tht geçti'inde çok küçük ylrd oldu'undn ipler vâlidesinin ve birtkm devlet ricâlinin elindeydi. Zmn zmn bu durumdn bunln IV. Murâd Hn, tebdîl-i kyfetle Hüdâyî Hzretleri nin dergâhn giderek gönlünü zindeletirir, ileriki günlere hzrlnrd. Bu ziyâretleri smîmî bir derviin edeb ölçüleri içinde gerçekletiren IV. Murâd Hn, birgün ynn llsn d lmt. Dergâhn kpsn vrp tokm' hfifçe çldklrnd içerden bir derviin: Kimdir? suâline ll, lkn oldu'u üzre derhl: Yedi iklîm pâdiâh es-sultân ibnü s-sultân Murâd Hn- Râbi Efendimiz terîf eylediler. Hemen Meyh Hzretlerine bildirile!.. deyiverdi.

Dervi de: Bu kp sltnt kps de$il! cevbn vererek kpy çmd. Llsnn hâline tebessüm eden IV. Murâd Hn: Ll! Bu kp kulluk ve gönül kpsdr. dedi ve tokm' tekrr tkltt. /çerden gelen yn suâle büyük bir edeble: Meyh Hzretleri ne Murâd kulunuz geldi deyiniz! ifâdesiyle mukâbele etti. Bunun üzerine kp çld ve içeri lndlr. O srlr hyli ylnm bulunn Hüdâyî Hzretleri, her türlü liyâktle kemâle erebilmesi için IV. Murâd Hn müstesnâ bir lâk göstermekteydi. /te bu lâk ve muhtelif irâdlrnn bir bereketidir ki IV. Murâd Hn, gün geçtikçe mdden ve mânen tekâmül, tecrübe ve seviye kznd. Büyük dâvâlr omuzlybilecek bir kvm geldi. Vkti gelince de ypt' ciddî hmlelerle ordudki ve hâlî rsndki disiplini s'lyrk dh o gün yklm tehkilesiyle kr kry bulunn devleti büyük bir bâdireden kurtrd. /te Hüdâyî Hzretleri nin en büyük kerâmetleri, cihn sultnlrn bu ekilde yönlendirebilmesi olmutur. Bununl birlikte onun, erbâbn gönül hissiyâtn besleyici birçok kerâmetleri de bulunmktdr. Hüdâyî Hzretleri nin pek mehûr oln kerâmetlerinden biri de, gâyet frtnl bir hvd hiçbir kykçnn denize çlmd' bir zmnd kendi ky'n tlyp birkç müridiyle Üsküdr dn sâlim bir ekilde kry geçmesidir. Allâh Teâlâ nn izniyle ky'n tkip etti'i yol, gâyet süt limn olmu ve dört bir ynd âh klkm dlglr bu Allâh dostunun ky'n hiçbir zrr vermemiti. Hâlen Üsküdr ile Sryburnu rsndki bu yol Hüdâyî Yolu denir. Bilen kykçlr, iddetli frtnlrd bu yolu tkip ederler. Bu durum, Hüdâyî Hzretleri nin günümüze kdr uznn bâriz bir kerâmetidir. Nitekim bugün bile lodoslu hvlrd Bo'z vpur seferlerinin sdece Üsküdr-Eminönü httnd yplbilmesi, oldukç düündürücüdür. Osmnl Devleti nin son günlerine kdr Bo'z d deniz seferi ypn kptnlr; yolculrn, Üsküdr dn geçerken Azîz Mhmûd Hüdâyî -kuddise sirruh- dergâhn, Beikt önünden geçerken Yhyâ Efendi dergâhn, Beykoz dn geçerken de Hzret-i Yû,â -leyhisselâm- trfn do'ru tevcîh ederek Fâtih y dâvet ederlerdi. Bir zmnlr hlkn, /stnbul d medfûn oln büyük velîlere kr edebi ite böyleydi! Bir kimse Hüdâyî Hzretleri nin kimyâ ilmine vâkf oldu'unu duyrk Hzret-i Pîr e geldi ve: Efendim! Sizin kimyâ ilmine vâkf oldu'unuzu duydum, ne buyurursunuz? dedi. Hüdâyî Hzretleri, hiçbir ey söylemeden yknndki sm dlndn üç yprk koprd ve üzerlerine üfledi. Allâh n izniyle yprklr, birer ltn vrk hâline geldi. Hâdiseyi kn bir ekilde seyreden zvll dm d, yn eyi yptys d bun muvffk olmd. Adm mânidr bir ekilde seyreden Hüdâyî Hzretleri öyle buyurdu: O'lum! Bilesin ki kimyâ ilmini ö'renmek, nefsini kimyâ etmekten ibrettir...

/stnbul d çok iddetli bir tâun hstl' zuhûr etmiti. Her gün binlerce kii bu hstlktn ölüp gitmekteydi. Elinden bir ey gelmeyen hâlî, çresiz bir hlde Azîz Mhmûd Hüdâyî Hzretleri ne kotu. Gözylryl duâ tleb etti. O d öyle buyurdu: Bu türlü mânevî ilere krmk bizim merebimize uygun de'ildir. Anck mâdem ki hstl'n iddeti dolysyl srâr ediyorsunuz, öyleyse Krchmed kbristnn gidiniz! Ord bir servi 'cnn ltnd bir hsr srlp ytn ve «Hs-r-pû, Dede» denilen bir zât vrdr. O n bvurun! E'er kbul etmeyecek olurs, selâmmz söyleyin!.. Bunun üzerine hlk, do'ruc denilen hs gitti. Fkt meczûb merep oln bu zât, hlkn merâmn dinleyince büyük bir öfke ile b'rp ç'rrk herkesi kovdu ve hsrn bürünerek ytt. Çekine çekine tekrr ynn geldiler ve bu def Hzret-i Pîr in selâmn tebli' ettiler. Selâm lr lmz y' frlyn meczûb Hsr-pû Dede, hemen kendisinden istenilen duây bld. Duâdn sonr d: Bugün bir kimsenin dh cenâzesi kldrldktn sonr bu hstlk d klksn! dedi. Ardndn Hüdâyî Hzretleri nin bk bir emri olup olmd'n sordu ve tekrr hsrn büründü. Gerçekten o gün tâundn bir kii dh veft ettikten sonr hstlk tmmyl ortdn klkt. Hüdâyî Hzretleri nin ilmî hüviyeti syesinde ulemâdn d birçok mürîdân vrd. 2eyhülislâm Hoc Sdeddin Efendi, o'lu Es d Efendi gibi zâtlr, onun irâd hlksn ktlnlrdnd. Tsvvuf, tefsîr, fkh gibi muhtelif lnlrd otuz ykn eser vermitir. Kdlk ve müderrislik vzîfelerini brkms d, bu onun bir nevî vzîfe de'iikli'i sebebiyledir. Yoks dîn-i mübîn yolund ne ilmi bir kenr brkmk, ne de irfân meyletmemek do'ru de'ildir. Zîrâ ilimsiz bir irfân ve irfânsz bir ilim, serâpâ ziyândr. Bunun için tsvvuf girdikten sonr: Hlâhî çün hlâs ettin müderrislik kzâsndn Visâlinle lutfedip kurtr bizi vrlk zâbndn demekle birlikte bizzt eyhinin emri muvâcehesinde vâizlik vzîfesine devm etmitir. Ayrc kendisinden önceki büyük sûfîler gibi tefsîr ve hdîs derslerini de sürdürmütür. Çünkü o, bunlr de'il, nefsini terk ve terbiye etmiti. Hüdâyî Hzretleri nin ypm oldu'u bu tefsîr ve hdîs derslerine itirâk edip de icâzet ln bir hyli tlebesi vrdr. Hlîfelerinden Sçl- :brhim Efendi ve Filibeli :smil Efendi de bunlrdndr. Bu meyând :smâîl Hkk- Bursevî Hzretleri öyle der: Velîler rs-nd klem ehli olnlr, peygmberler rs-nd rsûl olnlr gibidir. Hzret-i Hüdâyî de, yzm-, oldu&u eserleriyle bu rütbeyi hâiz olrk,eyhi Üftâde Hzretleri ne bir yn vzîfesi görmü,tür. /râd ve mânevî terbiyesini iirleriyle de devm ettiren Azîz Mhmûd Hüdâyî Hzretleri, bu shd d gönülleri tenvîr eden pek te sîrli eserler vermitir. Bugün dhî büyük bir gönül hzz içinde söylenegelen pek çok bestelenmi iirleri vrdr. Hüdâyî Hzretleri, bu iirlerinden birinde gönülden mâsivânn çkrlp srf Allâh muhbbetinin yerletirilmesi husûsunu öyle ifâde eder: Neyleyeyim dünyây

Bn Allâh m gerek. Gerekmez mâsivây Bn Allâh m gerek. Ehl-i dünyâ dünyâd Ehl-i ukbâ ukbâd Her biri bir sevdâd Bn Allâh m gerek. Dertli dermnn ister Kullr sultânn ister Âk cânânn ister Bn Allâh m gerek. Bülbül güle kr zâr Pervâneyi ykm nâr Her kulun bir derdi vr Bn Allâh m gerek. Beyhûde hevây ko Hkk bul-gör yâ hû Hüdâyî nin sözü bu Bn Allâh m gerek. Hüdâyî Hzretleri, iirlerinde Yûnus Emre Hzretleri nin tkip etti'i yoldn giderek gönülleri mâneviyt ile yo'urur. Kullr, bu dünyânn ldtc ve geçicili'i krsnd îkâz eder: Kim umr senden vefây, Yln dünyâ de$il misin? Muhmmedü l-mustfâ y Aln dünyâ de$il misin? Yürü hey bî-vefâ yürü, Sensin hod bir köhne kr. Nice yüz bin erden geri Kln dünyâ de$il misin? Kstedip hlkn özüne, Toprk doldurup gözüne, Ehl-i gfletin yüzüne Gülen dünyâ de$il misin? E$er, âh u e$er bende Her kiiyi sln sende Kimse mekân tutmz sende Vîrân dünyâ de$il misin? Kimisini nâlân edip Kimisini giryân edip Âhir-i kâr uryân edip Soyn dünyâ de$il misin? Hin gücün dâim yln

Çok kiiden rt kln Nice kerre boluben Doln dünyâ de$il misin? Bu ekilde dünyânn hkîktini insn htrltn Hüdâyî Hzretleri, insnn ship oldu'u yüce mkâm, yâni hlîfetullâh olm srrn dikkt çeker. Bu srr, insnn Hkk ktndn bu vrlk âlemine gelii ve yine Hkk dönüü hkîkti çerçevesinde öyle nltr: Ezelden k ile biz yâne geldik! Hkîkt, em ine pervâne geldik! Tenezzül eyleyip vhdet ilinden, Bu kesret âlemin seyrâne geldik! Geçip fermân ile bunc vâlim Gezerken âlem-i insâne geldik! Fenâ buldu vücûd-i fânî mutlk, Brktk ktreyi ummâne geldik! Nemiz ol Hudâyâ sn lâyk Hemân bir lutf ile ihsâne geldik! Umrz erelim bâkî hyât, Civâr- Hzret-i Rhmâne geldik! Geçip âhir bu kesret âleminden, Hüdâyî hlvet-i sultâne geldik!. Bütün evliyâullâh gibi Hzret-i Peygmber -sllâllâhü leyhi ve sellem- in dâsitânî muhbbetinde zirveleen Azîz Mhmûd Hüdâyî -kuddise sirruh-, gönlündeki Rsûlullâh kn öyle dile getirir: Kudûmun rhmet ü zevk u sfâdr yâ Rsûlllâh Zuhûrun derd-i uâk devâdr yâ Rsûlllâh Nebî idin dhî Âdem dururken mâ ü tîn içre Hmâmü l-enbiyâ olsn revâdr yâ Rsûlllâh Hüdâyî ye efât kl e$er zâhir e$er bâtn Kpn intisâb etmi gedâdr yâ Rsûlllâh. Hüdâyî Hzretleri, birgün mürîdleriyle birlikte kykl Bo'z geçerken iddetli bir frtn çkm, u iirle Cenâb- Hkk ilticâ etmitir: Allâhümme yâ Hâdî Âsân eyle yolumuz! Sehhil ubûr l vâdî Tiz geçir tut elimiz! Yâ Rbb fzl u cûd ile Kemâl-i uhûd ile Hkkânî vücûd ile Islâh eyle hâlimiz!

Görüldü'ü gibi hizmetini geni bir shy yyp muvffkyetle sürdürmü oln Hüdâyî Hzretleri, ym oldu'u sr ve sonrki yüzyllr silinmez bir mühür vurmu olrk 1628 mildi trihinde rdndn sysz muhib, müntesib ile pek çok eser ve vkf brkrk bhtiyr bir ekilde rhmet-i Rhmân yürümütür. Rhmetullâhi Aleyh! O nun ypm oldu'u hizmetler, devletin ve milletin selâmeti çsndn pek mühim bir ehemmiyeti hâizdir. O, cihn pâdiâhlrn dhî yönlendirebilmi, böylece koc bir mülkün emîn ellerde temâdîsini te mîn etmiti. O dönemlerde yv yv blyn tekke-medrese mücâdelesi dolysyl sryd ve ilim erbâb rsnd bir hyli nüfûz ve te sîri zln tsvvufî hyt, tekrr dirilterek cemiyete yeni bir zindelik kzndrmt. O nun mânevî tsrrufu veftndn sonr d devm etmitir: 1638 de B'dd seferine çkn IV. Murâd n dirâyetini bilen Sfevî hükümdr, onun B'dd önlerine gelmesi hâlinde ehri mutlk surette kybedece'ini bildi'inden Sultn bir suikstle ortdn kldrmnn dh yerinde oldu'unu düünerek üç husûsî yetitirilmi csusu Osmnl ordusun göndermiti. Bunlr, bir gece sekiz kdr nöbetçiyi rk Sultn n ynn kdr girmeyi brdlr. Hemen hnçerlerini çekip yt'n bn ykltlr. Uyumkt oln Sultn, o nd bir rü yâ görmeye bld: Çok sevdi'i rhmetli üstâd Azîz Mhmûd Hüdâyî Hzretleri, kendisine misâfir olmutu. Birlikte oturuyorlrd. Anck o esnâd Hzret-i Pîr in o vkte kdr görülmedik bir sür tlilikle birden y' klkmsyl hykrms bir oldu: O'lum Murâd! Ay' klk! Zten hocs dh y' klkrken edeben y' klkmy dvrnn IV. Murâd Hn, gelen emirle dh bir hzl yerinden do'ruldu. Rü yâd gerçekleen bu do'rulul birlikte uynrk gerçekte de yt'ndn klkverdi ve bnd bulunn eli hnçerli üç hs frketti. Derhl üzerlerine yorgnn frltt ve b ucund durn yklk üç yüz kiloluk topuzunu kvrd' gibi üçünü de yere serdi. Böylece hocs Hüdâyî Hzretleri nin yeni bir tsrrufuyl mutlk bir suikstten kurtulmu oldu. Hzret-i Pîr in vefâtndn sonr gerçekleen bu tsrrufu, günümüzde de hâlen cârîdir ve birçok ynm misâlleri vrdr. /bret ve mâlumt bkmndn bir misâl dh zikredelim: Yl bir 1975. Ö'le nmzn ykn bir vkitte Hzret-i Pîr in türbesi önüne nûr yüzlü, bu'dy tenli ve tknz boylu bir genç gelmiti. O n tesâdüfen Azîz Mhmûd Hüdâyî Câmii nin imâmn rstld ve: Efendim! Ben Azîz Mhmûd Hüdâyî yi görmeye geldim! Kendisiyle nsl görüebilirim? Acbâ u n burd mdr? diye sordu. Böyle bir suâl krsnd rn imâm Muhrrem Efendi: O'lum! Evet Azîz Mhmûd Hüdâyî burd! dedi. Hzret-i Pîr in ord oldu'unu duyn genç, sevinçle: Lütten beni onunl görütürünüz! dedi. Fkt bun bir mânâ veremeyen Muhrrem Efendi, türbenin ynnd olduklrndn tekrr:

O'lum! Azîz Mhmûd Hüdâyî burd! dedi. Genç de, tlebini tekrrld: O zmn benimle görütür! Ben onunl görümek istiyorum! dedi. Muhrrem Efendi, hâlâ gencin hâlinden bir ey nlmd'ndn mes eleyi çözebilmek için: Evlâdm! Sen Azîz Mhmûd Hüdâyî yi tnyor ve biliyor musun diye sordu. Yüzü gibi sînesi sâf oln deliknl d, lfn böyle uzyp gitmesine ve muhâtbnn kendisini neden Mhmûd Hüdâyî ile görütürmek istemedi'ine hyret ederek: Ben Azîz Mhmûd Hüdâyî yi ykndn tnyorum. Beni bury o dâvet etti. Biz onunl ziyâret husûsund sözlemitik. Benim gelece'imden hberi vr. dedi. Sözün bursnd Muhrrem Efendi, mes elenin frkl bir vechesi ve srl bir nüktesi mevcûd oldu'unu nihâyet idrâk etti ve merkl sordu: Evlâdm! Nsl sözletiniz? Genç nltmy bld: Efendim ben 1974 Kbrs hrekâtnd prütle indirilen komndo grubundndm. Biz, ordumuzun denizden, Rumlr n d Beprmk d'lrndn krlkl mücâdelelerini sürdürdükleri bir hengâmd prütlerle tldk. Anck hv pek rüzgârl oldu'undn her birimiz bir trf svruluyorduk. Ben de dümn htlrn dütüm. A'çlk bir mevkîde iki yndn gelen cehennemî bir te ltnd kldm. Ne ypc'm bilemez bir hlde büyük bir knlk içindeyken krm uzun boylu, heybetli ve nûr yüzlü ihtiyr bir bb çkt. Bn ttl ve mütebessim bir çehre ile bkt ve: «O'lum! Burs dümn httdr. Ne iin vr burd? Niçin tek bn bu htt girdin?» dedi. Ben de: «Bb! Ben gelmedim, rüzgâr bury düürdü.» dedim. Nûr yüzlü ihtiyâr, hfifçe bn slld: «Ben de hrbe geldim. Sizden evvel gönderildim. Burlr çok iyi bilirim. Hngi birliktensin o'lum? Gel seni onlrn ynn götüreyim!» dedi. Birlikte müthi bir te topu ltnd yol koyulduk. O mübârek insn, gâyet sâkin bir yold yürüyormuçsn rhtt. Her hâli beni yr bir knl' sevkediyordu. Bn ismimi, nereli oldu'umu v.s. birçok suâller sordu. Ben de istedi'i cevplr verdikten sonr iyice merk edip kendisini sordum: «Bb! Y sen kimsin?» O d: «O'lum! Bn Azîz Mhmûd Hüdâyî derler.» dedi. Sonr: «Bb! Sen bn çok büyük bir iyilikte bulundun? 2âyet memlekete s'-sâlim dönersem, bir vefâ borcu olrk seni ziyâret etmek isterim. Adresini verir misin?» dedim. O güzel yüzlü mübârek insn, dres olrk sdece: «O&lum! Üsküdr gelip kime sorsn beni sn gösterirler!» dedi.