ÇOCUKLAR İÇİN ŞİDDET KUTUSU; EKRAN Televizyon, internet, bilgisayar, tablet ve video oyunları günümüz çocuklarının günlük yaşamlarının neredeyse kaçınılmaz bir parçası hâline gelmiştir. Yazımın içerisinde tüm bu saydıklarımı genel bir tabirle ekran olarak adlandıracağım. Bilindiği gibi günümüz çocuklarının büyük bir kısmı günlerinin oldukça fazla saatini ekran karşısında geçirmektedirler. Birçok anne baba, bu nedenden dolayı endişe duymaktadır. Özellikle çocuklarının şiddet içeren oyunlar oynayıp saldırgan davranmalarından, bilgisayarla çok zaman geri kalan şeyleri ihmal etmelerinden, bilgisayar oyunlarına ve TV programlarına bağımlılık geliştirmelerinden çekinmektedirler. Ancak konuyla ilgili yapılan araştırmalar, doğru seçilmiş bilgisayar oyunlarının birtakım yetenek ve becerileri geliştirdiğini ortaya koymaktadır. Örneğin: değerlendirme yapma, yargılama, bilgi işleme, mantıklı düşünme, seçenekleri göz önüne alma, plan yapma, farklı sonuçların etkileşimi üzerinde düşünme, görselleştirme, yaratıcılık, eleştirel düşünme ve strateji kullanma gibi becerileri geliştiren bilgisayar oyunları vardır. Bu nedenle çocukların bilgisayar oyunlarını oynamalarını engellemek yerine bilgisayarı verimli kullanmalarını sağlayacak tedbirler almak daha doğru olacaktır. Televizyon ve internet de, geliştirici bilgisayar oyunları gibi çocuklara yarar sağlayabilmektedir. Sonuç olarak ekran, nasıl kullanıldığına bağlı olarak çocuk gelişimini olumlu ya da olumsuz yönde etkilemektedir diyebiliriz. Özellikle okul öncesi dönemde ekranın çocukların hayatına ne şekilde ve ne ölçüde girdiği oldukça önem taşımaktadır. 2 6 yaş çocuklarının en belirgin özelliği taklittir. Bu yaşlardaki çocuklar iyiyi kötüden net olarak ayıramadıklarından dolayı taklit yoluyla iyi davranışlar kazanabildiği gibi, kötü davranışları da öğrenebilmektedirler. Bu yaş grubundaki çocukların taklit kaynağı genellikle anne-baba, abla-ağabey, öğretmen, arkadaş gibi yakın çevrelerinde bulunan bireylerden oluşmaktadır. Televizyon ise eğer dikkat edilmez ise evdeki iletişimi, aile sohbetlerini azaltabilecek bir dış etken olarak karşımıza çıkabilmektedir. Yorucu bir günün ardından eve gelip televizyon karşısında dinlenmeyi tercih eden birçok ebeveynin çocukları, ilgi ve sevgi eksikliğinden yakınmaktadırlar. Dolayısıyla bu gibi durumlarda çocuk, taklidi ebeveyninin sevgi ve şefkat dolu havasından, televizyona yöneltmek durumunda kalabilmektedir. Çocuk televizyon seyrederek uygunsuz kimlikleri kendine örnek alabilmektedir. Geniş izleyici kitlesine sahip bir takım programlar ve çeşitli reklamlar çocuklara kötü model alternatifleri sunabilmekte ve bu alternatifler sonucunda seçim yapan çocuk yanlış mesajlar alarak, olumsuz davranışlar edinebilmektedirler. Yaşamda her bireyin sahip olması gereken saygı, sevgi ve benzeri birçok değerden uzaklaşabilmektedir. Televizyonun çocukları hareketsiz ve pasif bir yaşam tarzına sürüklemesi de televizyonun olumsuz etkilerindendir. Kuşkusuz çocukların televizyondan kazanabilecekleri olumlu birçok bilgi de vardır. Ancak televizyonla elde edilen bilgiler çocuklara araştırmadan, çabalamadan kendiliğinden geldiğinden çocuğun okuma ve araştırma zevkini köreltebilmektedir. Çocuk şiddet, sihir, korku vb. içerikli filmler, haberler, çizgi filmleri sürekli seyrederek yaşadığı dünyanın gerçeklerine yabancı kalabilmekte ve yaşam şeklini de bu yönde farklılaştırabilmektedir. Bu farklılaşma veya yabancılaşma çocukları saldırganlığa ve şiddete eğilimli hale getirerek yaşayan değerlerimizden yardımseverlik ve hoşgörüyü de zedeleyebilmektedir.
Şiddet ne demektir? Şiddet; güç, zorlama ve baskı uygulama yoluyla, bedensel ya da ruhsal zarara neden olan söz, yaklaşım, tutum ve hareketlerin tümüdür. Dolayısıyla, sadece saldırganlık ve kaba kuvvet içeren tutum ve davranışlar değil; hakaret etmek, aşağılamak, tehdit etmek ve zorla bir şey yaptırmak gibi, kişinin kendisine olan saygısını, kendisine ve çevresine olan güvenini azaltan; korku, kaygı ve rahatsızlık hissetmesine sebep olan söz, tutum ve davranışlar da şiddet tanımının kapsamı içinde yer alır. Şiddetin; fiziksel, cinsel, duygusal, sözel, ekonomik ve politik olmak üzere birçok çeşidinden söz etmek mümkündür. Televizyondaki şiddet 6 açıdan dikkat çeker; 1. Şiddetin sıklığı ve süresi 2. Şiddetin ayrıntıları, canlılığı 3. Şiddetin sunuluş biçimi, hikaye örüntüsü 4. Şiddetin sonuç ve etkilerinin gösterilip gösterilmediği 5. Şiddet uygulayanla şiddet uygulananın cinsiyeti ve yaşı 6. Şiddet uygulayanın kahramanlaştırılması Söz konusu bu etki 5 ana boyutta tanımlanabilir; 1. Çocuklar, model (örnek) alma ve sosyal öğrenme yolu ile televizyonda izledikleri diyalogları, sözleri, tutum ve davranışları taklit eder ve öğrenirler. Televizyondaki program ve dizilerdeki kahramanlarla özdeşleşerek, onlar gibi konuşmaya, onlar gibi davranmaya, onlar gibi var olmaya öykünürler. 2.Şiddeti ve saldırganlığı bir problem çözme yöntemi, bir var olma şekli ve bir kendini ifade etme yolu olarak benimsemeye başlarlar. 3. Şiddete, saldırganlığa, ölüme, acıya vb. karşı duyarsızlaşmaya, tepkisizleşmeye, adeta bağımlılık kazanmaya başlarlar. Bu kavramlar, görüntü ve davranışlar gittikçe normalleşmeye ve kabul görmeye başlar. Kurbanla, yani acı çekenle empati kurma yetilerini yavaş yavaş kaybederler. 4. Kızgınlık, öfke, kin, nefret, hiddet, intikam gibi duyguları hem daha sık hem de daha yoğun hissetmeye, yaşamaya ve dışa vurmaya başlarlar. 5. Dünyayı ve hayatı tanımaya anlamaya ve öğrenmeye çalıştıkları bu gelişim dönemlerinde; algıları ve düşünce kalıpları iyiler - kötüler, kahramanlar - anti kahramanlar olarak katı ve çarpık bir şekilde bölünmüş bir hal alır; gerçekçi ve işlevsel olmaktan uzaklaşır. TV izleme süreleri arttıkça; doğru ile yanlışı, gerçek ile kurguyu, olası ile imkansızı, uygun ile uygunsuzu ayırt etmekte zorlanırlar. Şiddet içeren olaylar, sahneler ve görüntüler ne kadar sık, ne kadar fazla ve ne kadar uzun ekrana gelirse, zararlı etkileri o oranda artar. Aynı şekilde bu şiddet sahnelerinin ayrıntıları arttıkça ve tekrar tekrar ekrana gelen canlandırmalar ve yakın çekimlerle pekiştirildikçe etkinin boyutları daha da tehlikeli bir hal alır. Filmin, dizinin ya da programın esas kahramanı şiddet uyguluyorsa ya da filmin ana örüntüsü şiddet üzerine kurulu ise, izleyiciler üzerindeki
özendirici ve tetikleyici etkisi o derece artar. Buna paralel ortaya çıkan şiddete karşı duyarsızlaşma ise sağlıksız bir diğer boyuttur. Yine televizyon dizilerinde, haber programlarında ve filmlerde sıklıkla karşımıza çıkan diğer olumsuz unsur ise şiddetin neden olduğu etki ve sonuçların, duygu ve sorumlulukların gösterilmemesidir. Bu da şiddetin, bir problem çözme yöntemi olarak benimsenmesine zemin hazırlar ve insanları gerçek dünyadan, duygulardan, değerlerden ve insan faktöründen uzaklaştırma riskini barındırır. Araştırmalara göre; - Çocuk televizyon kanallarında yayınlanan program ve çizgi filmler, saatte ortalama 20 şiddet eylemi içeriyor. - 800 ün üstünde çocukla yapılan uzun süreli bir araştırmaya göre, günde 2 saatten fazla TV seyreden çocukların; evde, okulda, sınıfta ve sosyal oyun alanlarında açık arayla daha fazla saldırgan tutum ve davranışlar sergilediği saptanmıştır. - 1998-2002 yılları arasında dünya genelinde yapılan bir çalışmaya göre, en çok izlenen saatler olan prime time (akşam) kuşağında şiddet içeren TV dizi, film ve programları % 81 oranında artış sergilemiştir. - Televizyon yayınlarının % 61 i şiddet içeriyor. Bunun % 54 ünün ölüm içerdi i; % 51 inde ise şiddetin sonuçları ve etkilerinin gösterilmedi i dikkat çekmiştir. saptanmıştır. - Çocuklar ve ergenlerin televizyon izleme süreleri arttıkça; kâbuslarının, korku ve kaygılarının, gerginliklerinin de doğru orantılı olarak arttığı kaydedilmiştir. Aynı zamanda TV izleme süreleri ile depresyon, travma sonrası stres bozukluğu, uyku ve yeme bozuklukları arasında da bir paralellik - Özellikle odasında televizyon olan ve/veya yatmadan önce televizyon seyreden çocukların belirgin derecede daha fazla kâbus ve gece korkuları sergiledikleri gözlenmiştir. Klinik ortamda korku, kaygı ya da kâbuslar nedeniyle başvuran çocuk ve ergenlerin % 92 sinin korkularının temeli televizyonda izledikleri şeylere dair olduğu görülmüştür. Sürekli televizyon izleyen çocukların yoğunlaşma zorluğu çektiği, durmaksızın ve düşünmeden hareket ettiği ve kafalarının çabuk karıştığı görülmektedir. Haftada 10 saat veya daha fazla televizyon izlemenin sonucunda zihin faaliyetlerinin olumsuz yönde etkilendiği gözlemlenmiştir. Günümüzde televizyon programlarında genellikle anormal ve popüler olanlar vurgulamaktadır. Bu yaş grubundaki çocukların, sağlıklı duygusal gelişim göstermeleri için öncelikli olarak barış, huzur, mutluluk gibi birçok güzel değeri kazanmaları gerekmektedir.
Olumsuz ve kabul görmeyen içerikli programlara maruz kalan çocuklar bozuk ve çarpık bir gerçeklik duyusu kazanabilmekte, hayata bakış açıları da değişerek dünyayı olduğundan daha değersiz ve korkutucu görebilmektedirler. Çocuklarınızın televizyon seyretme ve bilgisayar oynama alışkanlığını şekillendirirken şunlara dikkat etmenizde fayda olacağını düşünmekteyim: - Çocuğunuzun ekran karşısında geçirdiği süreyi sınırlı tutabilir, bilgisayar, televizyon vb. bütün ekranların karşısında geçirdiği toplam sürenin günde 1 saatten fazla olmamasına dikkat edebilirsiniz. - Ekran ın çocuğunuzla paylaşacağınız zamanları azaltmamasına özen gösterebilir, ailece geçirilen zamanların ya da oyun saatlerinin yerini almamasını sağlayabilirsiniz. -Çocuğunuzun çevresinde ekran a düşkün olmayan bir ebeveyn modeli olabilir, televizyonu odanın dikkat çekmeyen bir yerine koyabilirsiniz. -Yemek yerken televizyon izlememeye özen gösterebilir, yemek sofranızı, aile fertlerinin neşe içinde sohbet ettiği, iletişim kurduğu ortamlar olarak düzenleyebilirsiniz. durmasını sağlayabilirsiniz. -Çocuğunuzun izleyeceği program konusunda ebeveyn olarak sizin söz hakkınız olduğunu çocuğunuza hissettirebilir, problemlerini şiddet kullanarak çözen karakterlerin yer aldığı veya çocuğunuzu korkutabilecek programlardan uzak -Oynamak istediği oyunun, izlemek istediği programın türü ve amacı itibarıyla çocuğunuzun yaşına uygun olup olmadığına ve pedagojik değerlendirmeden geçmiş olmasına dikkat edebilirsiniz. -Televizyon, internet, bilgisayar, tablet ve video oyunlarının kullanımıyla ilgili kuralları çocuğunuzla birlikte belirleyebilirsiniz. -Çocuğunuzun; kötü modeller içermeyen, huzur dolu çizgi filmler izlemesinin kuşkusuz yapıcı bir etkisi vardır. Şiddet içerikli birçok çizgi film, çocuğa kötüleri öldürerek iyileri kurtaran olumsuz modeller oluşturmakla birlikte, çocuğunuzun saldırganlık ihtiyacını karşılamasına da yardımcı olabilir. Bu açıdan çocuklarınızı izledikleri çizgi film, dizi vb. programlarla baş başa bırakmayıp, onlarla birlikte izleyerek gerekli durumlarda iyi ile kötüyü ayırt etmesine yardımcı olabilirsiniz. Özellikle de çizgi film karakterlerinin insanların asla yapamayacakları şeyleri yaptıklarını çocuğunuzun fark etmesini sağlayabilirsiniz. -Çocuğunuzun ekran karşısında pasif kalmasına izin vermeyebilir, bunun için ekrandaki nesnelerin adlarını tekrar ettirilebilir, gördüğü şeyler hakkında soru sorularak aktif bir seyirci
olması kolaylaştırılabilir, duyduğu müziğe uygun olarak dans etmesi, oynaması, tempo tutmasını sağlayabilirsiniz. Dinleme becerilerini geliştirmek adına televizyon seyrederken arkasını döndürüp hangi karakterin konuştuğunu tahmin etmesini isteyebilirsiniz. -Çocuğunuzun hangi karakterleri niçin sevdiğini sorarak öğrenebilirsiniz. Çünkü çocuklar bu karakterleri kendilerine model olarak alabilmektedirler. -Çocuğunuzla oynadığı oyunun içeriği ve amaçları hakkında konuşulabilir, oyunun ona ne hissettirdiğini sorabilirsiniz. -Çocuğunuzun sıklıkla oynadığı oyunları anne baba olarak sizler de kendi kendinize oynayabilir, zevk almasanız bile çocuğunuzla üzerinde konuşulabileceğiniz bir malzeme haline getirebilirsiniz. -Çocuğunuzun birden fazla kişi ile oynanan oyunları seçip arkadaşlarıyla oynamasını teşvik edebilirsiniz. -Çocuğunuzun ekran oyunlarına fazlaca düşkünlük gösterdiğini fark ediyorsanız, oynamasını yasaklamak yerine çocuğunuza daha cazip gelebilecek seçenekler sunabilirsiniz. - Ekran ı ödül ve ceza aracı olarak kullanmamaya özen gösterebilirsiniz. Aksi hâlde ekran çocuğunuzun hayatında çok daha fazla önem taşımaya başlayabilir. -Çocuğunuzun seyrettikleri ve bunlardan edindiği bilgilerle ilgili bir şeyler yapmasını sağlayabilirsiniz. Örneğin televizyonda tarif edilen bir şeyin çocuğunuzla birlikte yapılması, televizyonda ilgisini çeken bir konuda kitap alınarak okumaya teşvik edilmesi gibi etkinliklerle ekran ı çocuğunuzun hayatında verimli hale getirebilirsiniz. Psk. Gizem Yıldız İstek Barış Anaokulu