UYKU VE DİNLENME. Doç. Dr. Şebnem ÇINAR YÜCEL

Benzer belgeler
UYKU UYANIKLIK DÖNGÜSÜ. Dr.Ezgi Tuna Erdoğan İstanbul Tıp Fakültesi Fizyoloji A.D.

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ

BİLİNÇ. Doç. Dr.Lütfullah Beşiroğlu

BİLİNÇ FARKLI BİLİNÇ DURUMLARI. PSİ153 Psikolojiye Giriş I- Prof.Dr. Hacer HARLAK

EDA ÖZCAN ÇOCUK GELİŞİMİ ÖĞRETMENİ

PAZARTESİ İZMİR GÜNDEMİ

Menopozda Öz-bakım. Doç.Dr.Nevin Hotun Şahin İ.Ü Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi Öğretim Üyesi

ICSD3: Parasomniler. Farklar & Yenilikler. Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Nöroloji AD, Manisa

vardiyalı çalışma ve uyku bozuklukları

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

Perakende. Fiyat Listesi

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ

Uyku Fizyolojisi Uyku Hijyeni Obstrüktif Uyku-Apne Sendromu

REM UYKU ĠLĠġKĠLĠ PARASOMNĠLER. Dr Selda KORKMAZ Ģubat 2012

ICDS 3 İnsomnia sınıflaması. Dr. Fuat Özgen

Uykusuzluk Yakınması İle Gelen Hastaya Yaklaşım. Dr. Hakan KAYNAK

Uykusuzluk, Nedenleri ve Çözüm Önerileri. GRUP UYKUSUZLAR Todup D2 Danışman: Prof.Dr. Murat KASAP

PARASOMNİ. Prof.Dr.E.Esra OKUYUCU MKÜ Tıp Fak, Hatay

09/11/2015 ANEMİ (KANSIZLIK)

Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen

Gündüz Uykuluğunu Değerlendiren Nesnel Yöntemler

YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Dr. Çağlayan Üçpınar Nisan 2005

Uyku skorlama-2 (Temel EEG grafo elemanlar)

Aripiprazole Bağlı NREM Parasomni Olgusu

Uyku sorunları: Ruhsal bozukluklardaki önemi. Prof. Dr. Mustafa Tayfun Turan Erciyes ÜTF Psikiyatri AD

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite

ECZACI GÜZİN VELİTTİN BEKRİOĞLU MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ

Yasemin ELİTOK. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi. Pediatrik Hematoloji-Onkoloji BD, Erzurum

Bebeklerde Uyku Sorunları. Prof.Dr. Nurdan Evliyaoğlu Çukurova Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD Sosyal Pediatri Bilim Dalı

Çocuklarda Uyku ve İlgili Sorunlar


PIHTIÖNLER (KAN SULANDIRICI) İLAÇ KULLANIM KILAVUZLARI }EDOKSABAN (LİXİANA)

UYKU: Dış uyaranlara karşı bilincin tümden ya da bir bölümünün yittiği, tepki gücünün zayıfladığı ve her türlü etkinliğin büyük ölçüde azaldığı doğal

MADDE BAĞIMLILIĞINDAN KORUNMA

UYKU ADLİ TIBBI. Psk. Çiğdem Ünlü Çeber

BESLENME VE UYKU DÜZENİNİN SINAV İÇİN ÖNEMİ

YAŞLI DEĞERLENDİRME FORMU. Boy/kilo / BKİ):

Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları. Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU

KALP KRİZİ UZ.DR.MUHAMMET HULUSİ SATILMIŞOĞLU

Ayrıca sinirler arasındaki iletişimi sağlayan beyindeki bazı kimyasal maddelerin üretimi de azalır.

GEBELİK VE LOHUSALIK

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Eğer metabolizmanızda bir sorun varsa, başta kilo kontrolünüz olmak üzere vücudunuzdaki pek çok şey problemli hale gelir.

DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

UYKU HASTASINA KLİNİK YAKLAŞIM. Dr.Burcu Oktay Mardin Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniği

Narkolepsi..Dr.Zerrin.Zerrin Pelin Pendik Devlet Hastanesi Uyku Bozuklukları Birimi

ÇOCUK VE AİLENİN SERVİSE KABULU

Pediatrik Uyku Evrelemesi Ve Yetişkinle Karşılaştırması

9. Sigarayı bırakma zamanı

REHBERLİK SERVİSİ. Anne-Babalar Okula Hazır Mıyız?

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

ÖLÜM VE ÖLÜMCÜL HASTANIN BAKIMI

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

UYKUNUZU NASIL ALIRDINIZ?

4. BÖLÜM EGZERSİZ VE TOPARLANMA

UZ. DR. GÖNÜL ERDAL DAĞISTANLI

ALARM DURUMUNDA BEDENİMİZDE MEYDANA GELEN BAZI ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİKLER

OKUL ÖNCESİ ÇOCUĞUNDA UYKU SORUNLARI VE ÖNERİLER

HAFİF TRAVMATİK BEYİN HASARI (mtbi) ve GENEL TEDAVİ İLKELERİ

Uyku Bozuklukları. Dursun Karaman, Koray Kara, İbrahim Durukan

SAĞLIKLI KALP İÇİN AKTİF YAŞAM

Beynimizi Zinde Tutmak. Dr. Emre Esen Bilecik Devlet Hastanesi

UYKU BOZUKLUKLARI. Erişkin bir insan ortalama olarak günde 7-8 saat uyuduğuna göre, ömrümüzün üçte

Uykunun işlevleri nelerdir?

Beyin kan dolaşımının bozulması sonucu, dokunma ve sesli uyarılara cevap verememe haline BİLİNÇ KAYBI denir. KOMA UYKU

ÖNSÖZ... IX III

EMDR GÖZ HAREKETLERİ İLE SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME. (Eye Movement Desensitization and Reprossesing)

DEMANS ya da BUNAMA olarak bilinen hastalık

Psikofarmakolojiye giriş

MÜZİĞİN KANSER HASTALARININ UYKU KALİTESİ ÜZERİNE ETKİSİ

altında/rehberle yapar. özen gösterir. uygun çözüm yolları üretir. yapar.

Kalp Krizini Tetikleyen Durumlar ve Tedavisi. Doç. Dr. Bülent Özdemir Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI SINIFLAMA VE TANIMLAR

Ruhsal Travma Değerlendirme Formu. APHB protokolü çerçevesinde Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) tarafından hazırlanmıştır

Dr.İbrahim Öztura. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

SINAV KAYGISI. Sınav Kaygısının Belirtileri Nelerdir? * Fiziksel Belirtiler

İLKYARDIM.

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

DAVRANIŞ BİLİMLERİ STRES

GENEL ANTRENMAN BİLGİSİ

YATAN HASTA DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KOORDİNATÖRLÜĞÜ. Ergonomi. Prof.Dr.M.Sarper Erdoğan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD

ÇOCUKLARIN AKADEMİK BAŞARILARINDA YETERLİ VE DENGELİ BESLENME İLE HAREKETLİ YAŞAMIN ÖNEMİ VE ESASLARI

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın

DEKSAMETAZON SÜPRESYON TESTİ

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

İl Çevre ve Orman Müdürlüğü ile Birlikte Şehrin Gürültü Haritasının Çıkarılması

KRONOLOJİK YAŞ NEDİR?

GEBELİKTE FİZİKSEL AKTİVİTE ve EGZERSİZ

TRSM de Rehabilitasyonun

Kayıp, Ölüm ve Yas Süreci. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN

MSLT ve MWT çekimi. Prof. Dr. Serhan Sevim Mersin Ün. Tıp Fakültesi Nöroloji A. D. 11. Ulusal Uyku Tıbbı Kongresi, 2010, Antalya

Transkript:

UYKU VE DİNLENME Doç. Dr. Şebnem ÇINAR YÜCEL ÖĞRENME HEDEFLERİ 1. Konu içinde geçen kavramları tanımlayabilme 2. Uykunun evrelerini ve bu evrelerin özelliklerini sayabilme 3. Uyku yoksunluğu ve etkilerini tartışabilme 4. Uykuyu etkileyen etmenleri sayabilme 5. Farklı yaş dönemlerindeki normal uyku süresini tanımlayabilme KAVRAMLAR: Uyku, Sirkadiyen Ritm, Dinlenme, Dinlenme Türleri, Aktif Dinlenme, Pasif Dinlenme, Jet-Lag, Nonrem Uykusu, REM Uykusu (Paradoksal Uyku), İnsomnia, Hipersomnia, Parasomnia, Uyku Apnesi, Narkolepsi, Hipnotik, Sedatif. HEMŞİRELİK TANILARI: Uyku örüntüsünde bozulma, insomnia, uyku yoksunluğu, uykuyu güçlendirmeye hazır olma, KONU İÇERİK ÖZETİ Yaşamımızda uyku, yemek yeme, nefes alma, boşaltım kadar önemli bir faktördür ve insanın gerek fiziksel gerekse ruh sağlığı yönünden sağlıklı olması için önemli bir gereksinimdir. Uyku, insan yaşamının yaklaşık 1/3'ünü kapsar. Bireyin herhangi bir uyaranla uyandırılabileceği fizyolojik değişiklikler yanı sıra vücut fonksiyonlarında ve biyolojik ritimlerinde de değişikliklerin ortaya çıktığı farklı özellikteki evrelerin dönüşümlü olarak yaşanarak, organizmanın her türlü davranış ve tepkilerinin yavaşladığı bir durumdur. Uyku bedensel işlevler ile bağlantılı olan karmaşık bir biyolojik ritimdir. Vücut işlevlerinin düzenli olarak işleyişine CIRCADIEN RITM (uyku uyanıklık ritmi) adı verilmektedir. Circadien latince bir gün anlamındadır. Organizmada ritimlerin kontrolü; merkezi sinir sisteminde hipotalamus tarafından, uyku uyanıklık zamanlaması ise hipotalamusta suprachiasmatik nukleus tarafından düzenlenmektedir. UYKU VE DİNLENME Yaşamımızda uyku, yemek yeme, nefes alma, boşaltım kadar önemli bir faktördür ve insanın gerek fiziksel gerekse ruh sağlığı yönünden sağlıklı olması için önemli bir gereksinimdir. Uyku, insan yaşamının yaklaşık 1/3'ünü kapsar. Uyku bedensel işlevler ile bağlantılı olan karmaşık bir biyolojik ritimdir. Vücut işlevlerinin düzenli olarak işleyişine CIRCADIEN RITM (uyku uyanıklık ritmi) adı verilmektedir. Circadien latince bir gün anlamındadır. Organizmada ritimlerin kontrolü; merkezi sinir sisteminde hipotalamus tarafından, uyku uyanıklık zamanlaması ise hipotalamusta suprachiasmatik nukleus tarafından düzenlenmektedir. (Arıkan M K 1999, Reilly T. 1996) Uykusuz dinlenme mümkündür fakat uykusuz bir yaşam mümkün değildir. Öyleyse uyku nedir? Değişik tanımları yapılmıştır: Kişinin herhangi bir uyaranla uyandırılabileceği bağıntılı bir bilinçsizlik durumudur ve tekrardan oluşur. Bireyin herhangi bir uyaranla uyandırılabileceği fizyolojik değişiklikler yanı sıra vücut fonksiyonlarında ve biyolojik ritimlerinde de değişikliklerin ortaya çıktığı farklı özellikteki evrelerin dönüşümlü olarak yaşanarak, organizmanın her türlü davranış ve tepkilerinin yavaşladığı bir durumdur (Balkır K 1998). UYKUNUN FİZYOLOJİSİ Fizyolojik değişiklikler uykuya başlamadan gelişir; uykudan bir saat önce beden ısısı düşmeye başlar, uyku boyunca beden ısısında düşme hızı artar. Solunum yavaşlar, kan basıncı ve atım hızı düşer. Uyku sırasında mide asidi salgısının azaldığı görülmektedir. Ayrıca uyku sırasında büyüme hormonu, ACTH (adrenokortikotropik hormon), prolaktin salgılarının arttığı, ADH, TSH (tiroid stimülan hormon) salgılanmasının azaldığı düşünülmektedir. Beyin sapındaki iki özelleşmiş bölge uykunun kontrol edilmesinde önem taşımaktadır: 1. Beyin sapındaki retiküler aktive edici sistem (RAES). 1

2. Medulladaki bulber senkronize edici bölge. RAES: Görsel, işitsel, ağrı ve dokunma uyarıları biçiminde duygusal bilgiyi alır. Bu uyaranlar bireyin uyanık kalmasını sağlar. Bulber senkron edici bölge: Bu bölgenin aktivitesinin artması uykunun başlamasına neden olmaktadır, bireyin uyumasını sağlar.( Çoksevim, B. 2002, Işık E (1999) Kendisini uyandığı zaman dinlenmiş ve iyi hisseden kişi uykusunun iyi olduğunu düşünür. Oysa ki uykunun nitelik ve niceliği önemlidir. Nitelik ve niceliği etkileyen özellikler: 1. Uykuya dalmak için geçen sürenin uzunluğu, 2. Uykudan uyanma sayısı, 3. Uyku süresidir (Çakırcalı E 1998). UYKU EVRELERİ Uyku evrelerini kaydetmek için üç değerlendirme ölçütü gerekmektedir. Bunlar: Beyin dalgalarını kaydetmek için elektroensefalogram (EEG). Göz hareketlerini kaydetmek için elektrookülogram (EOG). Yanak kaslarının hareketleri için elektromyogram (EMG) (Aydın H 1994, Gözükırmızı E 1996) Uyku döngüsü birbirini izleyen iki devreden oluşmaktadır: 1. Non-rapid-eye-movement (NONREM-NREM) (derin uyku) 2. Rapid-eye-movement (REM) (paradoksal evre) NREM UYKUSU (hızlı olmayan göz hareketleri) Bu uykuya derin, sakin, rüyasız, delta dalgalı, normal uyku gibi değişik isimler verilmektedir. Dört evresi vardır: Birinci evre: Uyku ve uyanıklık arasında geçiş dönemi olup, uyku çok hafiftir. Göz küresi hareketleri vardır, birey hemen uyanabilir. Bu evre uykuya başlarken ve gece uykusunun bitiminde 1-7 dakika gibi kısa sürer. Tüm uykunun %5'ini kapsar. İkinci evre: Daha derin uyku olup uyandırma güçleşir. Tüm uykunun yaklaşık %45-50'sini kapsar. Gözler hareketsizdir, nabız ve solunum sayısı yavaş yavaş azalır. Beden sıcaklığı ve kan basıncı düşer. 10-15 dakika sürer. Üçüncü evre: Uykunun derinliği artmıştır, uyanmak daha zordur. Nabız ve solunum hızı düzenli, oldukça yavaş, beyin dalgaları düzensizdir. Bütün uykunun yaklaşık %1O'unu kapsar. Dördüncü evre: Çok derin uyku evresidir. Bireyi uyandırma çok güçtür. "Delta uykusu" olarak adlandırılır. EEG'de yavaş beyin dalgaları kaydedilir. Kan basıncı, nabız, solunum hızı, oksijen tüketimi normalin altına düşer. Kasların gevşediği ve dinlenmenin sağlandığı, vücudun iyileşme sürecinin yaşandığı evredir. Büyüme hormonu bu evrede daha çok salgılanır. NREM uykusunun bu dördüncü evresi özellikle asıl uykunun olduğu evre olup fiziksel sağlık ve iyi olma açısından gerekli bir bölümdür. Horlama, uykuda yatak ıslatma, uyurgezerlik bu evrede olur. Tüm uykunun %10 unu oluşturur. 2

Nrem Uykusu - Rüya görmeme - Derin dinlenme - Düşük kan basıncı - Düşük solunum hızı - Düşük metabolik hız - Yavaş göz hareketleri - Vücudun iyileşme sürecidir - Büyüme hormonu salgılanır - Fiziksel sağlık ve iyi olma sürecidir REM UYKUSU Aktif uyku ya da desenkronize uyku da denir. NREM'in dördüncü evre uykusuna eklenerek sürer.normal bir gece uykusunda 5-20 dakika süren paradoksal uyku periyodları ortalama 90 dakikada bir ortaya çıkar. Yetişkinlerde gece uykusunun %25'sini kapsar. Rem Uykusunun Özellikleri rastlanır) Aktif rüya görme (canlı, duygusal ve gerçekçi rüyalar) Kas tonüsünün azalması Kalp ve solunum hızı sıklıkla düzensiz ve yüksektir (kalp krizi en çok bu evrede olur) Bir kaç düzensiz kas hareketi olur, özellikle hızlı göz hareketleri. Gastrik salgısında artış (peptik ülserli bireylerin bu evrede salgı artışı nedeniyle akut ağrı ile uyanmalarına sık Metabolizma hızında artış. Ruhsal açıdan dinlenme ve onarılma evresidir (beyin sorunları çözer ya da sorunlu konular hakkında daha fazla çözümler üretir) Öğrenme, hafıza ve psikolojik uyum açısından önemlidir (Gözükırmızı E 1996, Kayalı 2001) UYKU İŞLEYİŞİ Her uyku döngüsünün ilerleyişi sıra ile olur. Hafif uykudan derin uykuya geçilir. Birey uykunun herhangi bir evresinde uyanırsa tekrar uykunun başlangıç evresi olan NREM 1'e döner, kaldığı yerden sürdüremez. Bir uyku döngüsü yaklaşık 90 dakika sürer. Bütün evrelerin yaşanması için 1.5 saat uyumak gerekir. Herkes uykuda 4-5 döngüden geçer. NREM dördüncü evre gittikçe azalır, REM uykusu artar. NREM dördüncü evrenin çoğu gecenin erken saatlerinde, REM uykusunun çoğu ise kalkmadan önceki bir kaç saat içinde gerçekleşir. İnsanlar bu yüzden uyanmadan önce daha fazla rüya gördüklerini belirtirler. Uyandırmak NREM uykusuna göre daha zordur (Çelikkol 1996, Gözükırmızı E 1996, Kayalı 2001). 3

UYKU GEREKSİNİMİ Yetişkin bireyin günlük uyku gereksinimi ortalama 7-8 saattir. Fakat bu gereksinim bireyden bireye değişir. Günde 3-4 saat uykuyla yetinen bireyler olduğu gibi, 8-9 saat uykunun yetmediği bireyler de vardır. Uyku miktarındaki gereksiniminin değişmesi biyolojik etkenler yanı sıra yıllar boyu süren öğrenme ve alışma etkenlerine de bağlıdır. Kısa uyuyanlar genellikle hızlı çalışan, hırslı, sosyal yönden aktif ve doyumlu kişilerdir. Uzun uyuyanlar ise depresyona meyilli, anksiyöz, çok fazla sosyal alışkanlıkları olmayan kişilerdir. Uyku ihtiyacının artması, fiziksel çalışma, egzersiz, hastalık, stres, gebelik ve mental aktivitenin artmasıyla ilişkilidir. Yaşlara göre uyku gereksinimleri şöyledir: Yenidoğan bebeklerde: Yeni doğanlar birinci ayın sonuna kadar 17 saat uyurlar. Uykunun %50'sini REM dönemi kapsar. Birinci yılın sonuna doğru bir bebek gündüz 1-2 defa uyur ve bir gün boyunca yaklaşık 14 saat uykudadır. Yeni yürümeye başlayan çocuklarda (1-3 yaş): Günde 10-14 saat uykuya ihtiyaç duyarlar. Uykularının %20-30'u REM evresidir. Okul öncesi çocuklarda (3-6 yaş): Günde 11 saat uyku gereksinimleri vardır. Uykularının %20'si REM evresidir. Okul çağındaki çocuklarda: Günde 10 saat uyku gereksinimleri vardır. Uykularının %18.5'i REM evresidir. Adölesanlarda: Günde yaklaşık 7,5 saat uyurlar. Uykunun %20'si REM evresidir. Yetişkinlerde: Her birey kendi gereksinimlerine göre uyku gereksinimlerini ayarlar. Çoğu genç yetişkin için günlük 7-8 saat uyku yeterlidir. Uykunun % 20-25'i REM evresidir. Orta yaş bireylerde: Ortalama 7 saat uyurlar. Uykunun 4. evresi kısalır. REM dönemi sürelerinde hafif bir artış görülür. Yaşlı bireylerde: Günde 6 saat uyku gereksinimleri vardır. Uykunun 4. evresi tamamen kaybolmuştur. Uykunun %20-25'i REM evresidir (Kaynak H 1998, Kaynak H 2003, Öztürk M O 1997). Uykuyu Etkileyen Etmenler Fizyolojik, psikolojik, çevresel faktörler ve yaş gibi etmenler uykunun kalite ve miktarını değiştirebilir. Yaş: Yaş tek başına, kişinin uyku fizyolojisinin en güçlü belirleyicisidir. Bebekler zamanlarının çoğunu uykuda geçirirken, yaşlılar daha az uyurlar. Gençlere göre yaşlılar uykuya dalmak için daha fazla zamana gerek duyarlar. Gece daha sık ve çabuk uyanırlar. Sabah erken kalkarlar. Cinsiyet: Yapılan araştırmalar erkeklerin kadınlara oranla daha az uyku düzeni bozukluklarından yakındıklarını göstermektedir. Hastalıklar: Hastalıklar fizyolojik ve ruhsal etkileri ile uyku düzenini bozarlar. Hasta olan kişiler normal kişilere göre daha çok uyumaya gereksinim duyarlar. Ağrı, solunum sıkıntısı olan, koroner kalp hastalıkları, gastrik ya da duodenal ülseri olan hastalar, bazı endokrin bozukluklar uyumayı etkiler (Hipertroidizm uykuya dalmayı uzatır veya zorlaştırır. Hipotroidizm ise uykunun 4.evresini azaltır). Gece boyunca idrara çıkma, uyku düzenini etkiler. Depresyon, mizaç bozukluğu uyku düzenini bozar. Çevre: Çevre kimi zaman uyumaya yardımcı olduğu gibi, kimi zamanda uykuyu engelleyen bir faktördür. Ses, aydınlatma, ortam ısısı uykuyu etkilemektedir. Bazı kişiler sessiz, sakin, ışıksız bir ortamda uyuyabilirken, kimileri de hafif ışıklı ortamı tercih edebilir. Egzersiz ve Yorgunluk: Gün boyunca aktif olan ve spor yapan kişilerin gece daha kolay uyuyabildiklerine inanılır. Yapılan araştırmalar orta derecedeki yorgunlukların rahat bir uyku sağladığını göstermekle birlikte uyku evrelerini etkilediğini göstermektedir. REM evresi aşırı yorgunluk durumlarında kısalmaktadır. Fakat egzersizlerin uyku saatinden en az 2 saat önce olması gerekmektedir. Sabah erken saatte yapılan egzersizin gece uykusuna katkısı çok azdır. Aynı şekilde yatmadan önce yapılan egzersizde olumsuz etki yapar. Egzersiz yapanların iyi uyumalarının nedeni yorgunluk değildir. Egzersiz sırasında bedende salgılanan serotonin adlı madde derin dinlenmeyi sağlar ve delta uykusunu düzenler. Emosyonel Durum: Günlük yaşamdaki anksiyete, stres, korku, üzüntü, yas, kuşku veya sevinç bireyin gevşemesini ve 4

uyumasını engeller. Ayrıca depresyonda uyku durumunu bozar. Depresyondaki bireyler uykuya dalmada güçlük çeker ve sık uyanırlar. Günlük yaşamlarından memnun olmayan endişeli ve mutsuz bireylerin uykularının doyumsuz ve endişeli olduğu görülür. Diyet: Besinlerle alınan aminoasit L-triptofan uykuyu başlatan en önemli nörotransmitter olan serotonin ön maddesidir. L-triptofan en çok ve en kullanılabilir haliyle sütte bulunmaktadır. Çağlayan ve Oktay, sütün uyku bozuklukları tedavisinde hemşirelik bakımı ve ilaç tedavisinden daha etkin olduğunu göstermişlerdir. Esansiyel aminoasitlerden yoksun diyet uykuyu bozarken, yeterli protein içeren diyet uykuyu arttırır. Kilo kaybetme ve kilo almanın da uykuyu etkilediği tespit edilmiştir. Kilo kaybı kesintili uyumaya, erken uyanmaya ve toplam uyku süresinin azalmasına neden olurken, kilo alımı uykuda geçen süreyi arttırmaktadır. Ayrıca sabah geç uyanmaya neden olur. İlaçlar: Bazı ilaçlar uyku düzenini etkiler; uyarıcılar, antidepresanlar, trankilizanlar, sedatifler, hipnotikler, ağrı ve bulantı için verilen ilaçlar uyku düzenini bozarlar. Barbituratlar, amfetaminler ve depresanlar REM uykusunu azaltırken, diüretikler uyanma sayısını arttırarak uykuyu olumsuz yönde etkilerler. Alkol ve Uyarıcılar: Fazla miktarda alkol kullanan bireylerin genellikle uyku düzeninde bozukluklar olduğu gözlenmiştir. Alkollü içecekler düzenli olarak kullanıldığında uykuya yardımcı olduğu görülmekle beraber, aşırı ve uzun süreli kullanımlarda REM ve DEL TA uykusunu sınırladığı saptanmıştır. Sigara: Nikotinin uyarıcı etkisi nedeni ile sigara içen bireyler uykuya dalmakta zorlanırlar, kolay uyanırlar ve kendilerini uykulu olarak tanımlarlar. Kafeinli İçecekler: Kafein merkezi sinir sistemini uyarır. Birçok bireyde uykuya dalma yeteneği zorlaşır. Kahve, çay, kakao, çikolata kafein içerir. Yaşam Tarzı: Değişik yaşam tarzları bireylerin uyku düzenlerini etkiler. Vardiya ve gece çalışmaları uyku düzenini etkilemektedir. Genel olarak gece çalışmalarından sonra gündüz uyuma süreleri kısa ve uykuya dalmak zordur. (Çetin T. A.1997, Çakırcalı 1998, Potter ve Perry 1997). UYKU BOZUKLUKLARI İnsanların 1/3'ünden fazlasında uyku problemi olduğu bilinmektedir. En sık rastlanan uyku bozuklukları yetişkinlerde insomnia, çocuklarda parasomniya'dır. 1) Insomnia (Uykusuzluk) Uykuya dalmada, uykuyu sürdürme de güçlük ya da uyuduğu halde bireyin uykusunu almamış, dinlenmemiş hissetmesidir. En yaygın uyku bozukluğu olan insomnia özellikle kadınlar ve yaşlılar olmak üzere her yıl erişkinlerin %20-40'ını etkilemektedir. Uykusuzluk 3 şekilde karşımıza çıkar Ruhsal bozukluğa bağlı uykusuzluk. Bilinen bir organik bozukluğa ya da ilaçlara bağlı uykusuzluk (artrit, parkinson, anjina pektoris, astım gibi bir fiziksel hastalığa ya da amfetamin, steroid, antidepresan, fazla çay-kahve alımına bağlı oluşan bozukluk). Belirgin bir ruhsal ya da bedensel sorun yok: Uyku bireyde saplantı durumu olmuştur. Bu kişiler uykusuz kalma paniği içinde uyanık kalırlar ve bu konudaki anksiyeteleri nedeniyle uyuyamazlar. 2) Hıpersomniya (Aşırı Uyku) En az 1 ay süren aşırı uykulu olma durumudur. Gece uykuları 8-12 saattir. Buna rağmen sabahları güçlükle uyanırlar. Hemen her gün, gündüz uyku epizodlarının olması ya da uzaması en önemli özelliğidir. Birey otururken, TV seyrederken, araba kullanırken aniden uykuya dalar. Bazı böbrek hastalıkları, karaciğer ve metabolik bozukluklarda, merkezi sinir sistemi hasarında, depresyon ve anksiyete de meydana gelebilir. 3) Parasomniya Uyku esnasında ortaya çıkan birtakım anormal davranış ya da fizyolojik durumlarla belirli bozukluklardır. Bu bozukluklar: A) Uyurgezerlik (Somnambulism): 5

5-12 yaş arasındaki çocuklarda daha çok ve erişkinlerde %1-7 arasında görülmektedir. Şahsın normal uyurken yatağından kalkması, gezinmesi ve tekrarlayan motor davranışları göstermesidir. B) Uykuda korku nöbeti: Uykuda iken kişide ani korkuların olması ve çığlık ya da ağlama ile uyanmasıdır. Uyuduktan birkaç saat sonra NREM döneminde rüya görülmeksizin uyanılır. Sabah bir şey hatırlanmaz. Uykuda korku bozukluğu 4-12 yaşlarında, erişkinlerde 20-30 yaş civarında daha çoktur. C) Enürezis: Çocuklarda sık yetişkinlerde nadir görülen, uykuda yatağı ıslatmadır. Çeşitli hastalıklar, kardeş kıskançlığı, ailede ölüm, ayrılıklar, okulda başarısızlıklar enürezise neden olabilir. D)Narkolepsi: Gündüzleri kontrol edilemeyen tekrarlayıcı uyku nöbetleri, kaslarda ani geçici tonüs kaybı (katapleksi), uyku ile uyanma arasındaki geçişte ortaya çıkan hareketsiz kalma atakları (uyku paralizisi) görülür. E) Uyku Apnesi: Uyku esnasında solunumun yineleyen nöbetler şeklinde durmasıdır. Nöbetler 15 saniyeden 1-2 dakikaya kadar sürebilir. Bireyin kan basıncının ani düşmesine ve kardiyak arreste neden olabilir. Jet Lag Uzun uçuşlarda ortaya çıkan Jet lag, uzun uçuş yapan yolcular da çok sıklıkla görülür. Bir hastalık olmamakla birlikte daha çok bir düzensizlik olarak bilinmektedir. Genellikle Atlantik aşımı veya uzak doğu uçuşları sonrasında ortaya çıkar. Kişinin biyolojik saatinin ileri gitmesi veya geri kalması şeklinde tanımlanır. Vardığınız ülke ile yola çıktığımız ülkeler arasında zaman farkının olması insanlarda uçuş sonrası eski saate uyumlu olmak zorunluluğu doğurur. Vardığınız ülkede öğleden sonra saatin 3 olması ile günü hala yaşıyor olsanız bile ülkenizdeki saat gece yarısı olduğundan doğal olarak uykunuz gelecektir. Vücudun direnmesi ve uyku ihtiyacına karşı koymanız bazı dengelerin değişmesine de neden olacaktır. Bundan mümkün olduğunca az etkilenmek için saatinizi yolculuk esnasında sık sık ayarlayarak beyninizi buna alıştırmalı, vücudunuzu, ellerinizi ve ayaklarınızı hareket ettirmelisiniz. Saat başı sık sık su içmekle vücudunuzdaki su oranını dengelemeli ve kan dolaşımınızı hızlandırmalısınız (Ardıç S. 2003, Balkır K. 1998, Barthlen G. B. 2002, Çelikkol A. 1996, Kaplan, H.1991, Kayalı M. 2001,Yetkin, S. ve Özgen, F. 2007). Bireylerin Uyku Gereksinimlerinin Karşılanmasına Yönelik Girişimler A) Uykuyu Tanılama 1) Uyku Öyküsü: Bireyden ayrıntılı bir hikaye alınmalıdır. Bu hikayede bireyin uyku süresine ilişkin sorular: Yatağına yatma saati Uykuya dalma süresi Uyanma Gün içinde uyuyup uyuyamadığı Bireyin uyku öncesi alışkanlıkları Uyku için tercih ettiği ortam Bireyin günlük aktiviteleri İlaç kullanma durumu Kafeinli içecek tüketimi ile ilgili sorular sorulur. 2) Uyku Probleminin Klinik Tanılaması: Yetersiz uykunun bazı bulgu ve semptomlarını içeren fiziksel değerlendirmenin yapılması gerekir. a) Yetersiz uykunun bazı erken belirti ve semptomları: Yorgunluk hissinin ifade edilmesi, 6

Huzursuzluk, Halsizlik ve apati, Gözlerin etrafında koyuluk, mor halkalar ve gözlerin yanması, Dikkat dağınıklığı, Baş ağrısı, Mide bulantısı b) Uzun süreli uyku kaybı uyku yoksunluğunda: Saldırganlık, İçe kapanıklık, Depresyon gibi davranış değişiklikleri, Sürekli hareketsiz kalmayı isteme, Algılamada bozukluklar, Duyusal halüsinasyonlar, Zamana ve yere göre uyumsuzluk, Koordinasyon bozukluğu, Anlamsız konuşma olabilir (Kara M. ve Yetkin A. 1997). B) Hemşirelik Bakımını Planlama - Hemşirelik Girişimleri 1) Uykusuzluğa neden olan ve uykusuzluk yaratan faktörlerin tespiti: Uyku bozukluğunun nedenleri çok çeşitlidir. Hastaneye yatan hastaların uyku problemleri, genellikle hastane ortamından ya da hastalıklardan kaynaklanabilir (bazen bir ağrı bazen de yan odada birinin horlaması). Kişinin uykusunu değerlendirmede en iyi kaynak kendisidir. Genellikle kişi uyku probleminin kaynağını bilir. Kişinin yatağını ya da odasını paylaştığı kişi de probleme neden olan faktörlerin tespitinde kaynaktır. 2) Uyku bölünmesinin ve ortama ait bozuklukların düzeltilmesine yönelik girişimler: Ortama ait bozukluklar, hastaneye yatan hasta için problem yaratır. Bunlar şu şekilde giderilebilir: Hastanın yattığı odanın kapısının kapatılması Hastanın yatağının çevresindeki perdelerin çekilmesi. Telefon sesinin kısılması Aydınlatmanın azaltılması İstenildiğinde gece lambasının temin edilmesi Hastanede çalışan personelin yüksek sesli konuşmaların azaltılması Hastanın kendisi ile uyum sağlayabileceği bir oda arkadaşı ile aynı odaya yerleştirilmesi Rahat, güvenli bir yatak Uygun yastık Temiz yatak takımların temini Odanın ısısı Uygun havalandırma sistemi Ayrıca hastanın uykusu mümkün olduğunca bölünmemelidir. Örneğin, hasta enjeksiyon için uyandırıldığında, yaşamsal belirtileri ve pozisyonu değiştirme işlemleri de yapılmalıdır. 3) Günlük aktivitelerin planlanması: Gündüz çok uyuyan hastalar gece uyuyamazlar. Bu nedenle hastaların sağlık durumları da göz önünde bulundurularak gündüz uyanık kalmayı sağlayacak bazı aktiviteler planlanması gece iyi bir uyku uyunmasına yardımcı olabilir. Bu 7

aktiviteler; hastaların birbirleriyle iletişim kurmalarının sağlanması, TV izlenmesi, iskambil oyunları vs olabilir. 4) Uyumaya yardımcı olmak: Uyumaya yardımcı bazı rahatlatıcı işlemler vardır: Yatmadan önce duş alma Süt içme Kitap okuma Kişisel hijyenik alışkanlıkların yapılması (diş fırçalama,el-yüz yıkama) 5) Yaralanmaları azaltmak: Bazı hastalar yataktan düşmekten, bazıları çevredeki eşyalara çarpacak ve yaralanacaklarım düşündüklerinden uyumak istemezler. Gece lambalarının kullanımı, yatak yerinin ayarlanması, karyola kenarlarının çekilmesi, çağırma zillerinin olması gibi önlemler alınarak hastaların korkularının giderilmesine yardımcı olunmalı. 6) Stresin azaltılması ve rahatlamanın sağlanması: Korku, şüphe, üzüntü ya da sevinç hastanın gevşemesini ve uyumasını engeller. Hastalarla iyi bir iletişim kurarak korku ve endişeleri hafifletilebilir, hastalık ve durumu ile ilgili bilgilendirilmeleri onları rahatlatabilir. 7) Yaşa uygun, sağlığı ve uykuyu destekleyici bazı özel hemşirelik girişimlerinin uygulanması: Bu girişimler bebek, çocuk ve yetişkinlere göre değişmektedir. Örneğin, çocuklar da uyku öncesi kitap okuma alışkanlıklarının yerine getirilmesi, yetişkinlerde hafif masaj uygulaması ve bazı gevşeme egzersizlerinin yapılması. 8) Uyumaya yardımcı girişimler uygulanmadıkça, ilaç kullanılmamaya çalışılmalıdır (Kara M. ve Yetkin A. 1997, Köroğlu E. ve ark. 1991) C) UYKUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ Uyku problemi olan hastanın değerlendirilmesinde bazı kriterler vardır. Bu kriterler yanı sıra kullanılan görsel skalalarda uykunun kalitesinin değerlendirilmesinde ve uygulanan hemşirelik girişimlerinin değerlendirilmesinde kullanılır. Bu çizelgelerde karşıt iki durum belirlenir. En iyi gece uykusu ve En kötü gece uykusu şeklinde milimetrik ve daha sıklıkla numaralı değerler hastaların memnuniyetlerini belirler. Değerlendirme yaparken bazı noktalar göz önünde bulundurulmalıdır: Hasta uyanmaksızın 8 saat uyuyabilmeli Uykuyu engelleyen faktörler azaltılmalı Uyumaya yardımcı olan yöntemler araştırılmalı Bireyin sağlık durumuna ve yaşına uygun aktivite ve dinlenme programı hazırlanmalı (Atalay, M. 1997) UYKU HİJYENİ İLE İLGİLİ KURALLAR Uyku süresini zamanında başlatmak ve uygun zaman süresinde uyumak Uykuyu azaltıcı içecekler: alkol, kolalı içecekler, kafein, çay, sigara gibi maddelerden uzak durmak Ortamın ısısı ne sıcak ne de soğuk olmalı Uyumak için kişi kendini zorlamamalı, uygun bir meşguliyet bulmalı ve uykusu gelince uyumalı Yatmadan önce mümkünse ılık duş almalı Gündüz düzenli aktivite yapılmalı Yukarıdaki kuralları uygulamadan önce hemen ilaç kullanılmamalı, ilaç seçiminde dikkat edilmeli. Özellikle alışkanlık yapmaması, kısa etkili olmasına dikkat edilmeli Tok ya da aç olarak yatağa girilmemeli (Taylor C. ve ark. 1993) 8

DİNLENME Dinlenme belli bir aktivitenin kısıtlı olarak kesilmesi, kişinin kendini rahatlatma girişimi olarak tanımlanabilir. Dinlenme sürekli hareketsizliği ifade etmez (aktif dinlenme). Hastalık durumunda yeterli dinlenme çok önemlidir. Bireyin hastaneye yatırılması birtakım engelleri ortaya çıkarır. Hastalığından dolayı kaygılı olan birey bilinmeyen bir çevreye, yeni yüzlere, alışık olmadığı gürültülere ve genellikle ağrılı ya da rahatsız edici olan tanı ve tedavi işlemleri ile karşı karşıyadır. Hastaya dinlendirici bir ortam sağlamak hemşirenin en önemli işlevidir. AKTİF DİNLENME; Aktif bir süreç olup, zamanı 5-10 dakikadan 4-5 haftaya kadar sürebilir. Aktiviteler: Gevşeme teknikleri (meditasyon, müzik, dinlenme vs.) Entelektüel uyaran (okuma, kurslara katılma, bulmaca çözme vs.) Fiziksel aktiviteler (Koşma, yürüme, spor yapma, egzersiz programları vs.) Yaratıcı aktiviteler (Örgü, bahçıvanlık vs.) Bireysel gereksinimleri karşılama (Banyo, alış-veriş yapma vs.) Sosyalizasyon (Arkadaşlıklar, klüpler, dernekler vs.) Yararları: Bireye; Güç kazandırır Motivasyonu arttırır Bir aktiviteden diğerine geçişi arttırır Mental ve fiziksel olarak rahatlatır Yaşam kalitesini arttırır Aktif dinlenmenin ön koşulları: Dinlenme gerektiğine inanma Kendine güvenin yeterli olması Kendini suçlu hissetmeme Öncelikleri belirleme yeteneği Aktif dinlenme sonucu kazanılan başarılar Aktif dinlenmeyi inhibe eden faktörler: Kültür, bilgi, mali durum (iki işte çalışma durumu), kişilik (işkolik, gergin olma), aile (kalabalık, hasta aile üyesi), çevre (gürültülü, mahremiyet). PASİF DİNLENME Özellikle hastalık nedeni ile hastaneye yatan hastayı örnek verebiliriz. Hasta çevresinde yapılanları kontrol edemez. Hemşirenin amacı, hastanın stresini mümkün olduğunca azaltmaktır. Böylelikle iyileşme süreci de hızlanır. Pasif dinlenmenin ön koşulları Hastanın belli aktiviteler ve tedavi programı arasında dinlenmesi için temel gereksinimleri karşılamalıdır. Hastanın kendini güvende hissetmelidir. Fiziksel ve psikolojik olarak rahat olmalıdır. Pasif dinlenmeyi sağlayacak faktörler Güvenlik (hastanın ihtiyacı olduğunda hemşire veya doktora ulaşabilmesi) Fiziksel rahatlık (ağrı gibi şikayetler engellenmelidir) Psikolojik güvenlik (hemşire kendini ve ortamı tanıtmalı) Kabul ve saygı görmesi (ismi ile hitap etmek, kültür veya farklılıkları göz önünde tutulmalı). Kendine güven (kendi ile ilgili kararlara bakımına katılmalı) Uyku ve Dinlenmenin Farkı: Kişi dinlenmede mental rahatlama hisseder, anksiyeteden uzaklaşır, psikolojik rahatlık sağlar. Her ne kadar dinlenme, sandalyeye yerleşmek, yatağa uzanmak olarak düşünülürse de, dinlenme hareketsizlik 9

anlamına gelmez. Dinlenme, bedensel çalışmanın azaltıldığı durumdur ki bu durum kişinin canlanmasını, kendini genç hissetmesini, günlük aktivitelere yeniden başlamaya hazır hale gelmesini sağlar. Uyku, dinlenme durumudur ki bu durum sürekli periyotlardan meydana gelmektedir. Uyku vücut sistemlerinin iyileşmesini sağlar. Uykudaki kişi çevreyle iletişimini en aza indirmiştir. Uyku kişinin enerji depolamasını ve iyi hissetmesini sağlar. Hemşire, dinlenme için bireyin ihtiyaçlarının farkında olmalıdır. Uygun dinlenme olmadığında kişi yorgundur, tedirgindir ve doğru kararlar alabilme yeteneği azalır. Hemşireler, bireye dinlenmenin önemi ve sağlanmasına yönelik girişimler konusunda, farkındalıklarını attırma açısından önemli rol oynar (Atalay, M. 1997, Kaynak H. 2003). KAYNAKLAR 1. Akpınar RV (2012). Hemşirelik Esasları. Hemşirelik Bilimi ve Sanatı. Ekim 2012. Akademi Basın ve Yayıncılık. 2. Ardıç S (2003). Uyku Hastalıkları, http://saglık tr net/uykubozukluklari1 shtml/baslik5 shtml (erişim tarihi: 05.01.2003) 3. Ay, F.A., (2007), Temel Hemşirelik, Kavramlar, İlkeler, Uygulamalar, İstanbul Medikal Yayıncılık, İstanbul. 4. Barthlen G B (2002). Obstructive Sleep Apnea Syndrome, Restless Legs Syndrome and Insomnia In Geriatric Patients, Geriatrics, 57: 11, 34-43. 5. Çakırcalı E (1998). Uyku ve Dinlenme, Hemşirelikte Temel İlke ve Uygulamalar, Geliştirilmiş 2 Baskı, İzmir. 6. Çelikkol, A., Uyku Bozuklukları, Ege Psikiyatri Sürekli Yayınları, Cilt 1, Sayı:1, 1996, İzmir 7. Çetin T A(1997). Hastanede Yatan Yetişkin Hastaların Uyku Gereksinimlerini Etkileyen Etmenlerin İncelenmesi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İzmir: Ege Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü. 8. Çoksevim, B., Fizyoloji Notları, Kayseri, 2002 9. Işık E (1999). Uyku Fizyolojisi, Organik Psikiyatri, 527-571. 10. Kaplan, H., Sadock, B., "Normal Sleep and Sleep Disorders", 7th edit., USA, 1991 11. Kara M, Yetkin A (1997). Hastanede Yatan Hastaların Uyku ile İlgili Sorunları ve Hemşirelerin Bu Soruna İlişkin Tutumları, V Ulusal Hemşirelik Kongresi Dokuz Eylül Üniversitesi Sabancı Kültür Sarayı, İzmir: 163-176. 12. Kayalı M (2001). Uyku ve Uyku Bozuklukları, (içinde) Yüksel N (ed). Ruhsal Hastalıklar, 2 Baskı, 361-383. 13. Kaynak H (1998). Uyku, Milliyet Yayınları, İstanbul. 14. Kaynak H (2003). Uyku İle İlgili Genel Bilgiler, http://www tsrs org tr/uyku htm (erişim tarihi: 06.01.2003) 15. Potter PA, Perry AG, Stockert P, Hall A (2012). Fundamentals of Nursing, The C.V. Mosby Company, Toronto, 8th Edition. 16. Reilly T.: Circadien Rhytms, Oxford Textbook of Sports Medicine, Ed.: Harris M, Williams C, Stanish WD, Micheli LJ, Oxford University Press, pp249-2s4, 1996 17. Yetkin, S., Özgen, F., (2007), Uyku Bozuklukları. Köroğlu, E., Güleç, C., (editörler), Psikiyatri Temel Kitabı,2. Baskı, Ankara: HYB Basın Yayın. Bölüm 50, s:461-47 10