Hiponatremiye güncel yaklaşım

Benzer belgeler
Şuur Bozukluğu Olan Bir Hasta

VAPTANLAR. Prof Dr Hülya Taşkapan İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı

HİPERNATREMİ. Doç. Dr. Halil Yazıcı. İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

Sıvı - Elektrolit. Tintinalli 2011 Haldun Akoglu

DR.YUSUF CAN YURT HİPONATREMİ 2014 REHBERİ

GÜÇSÜZLÜK VE ELEKTROLİT BOZUKLUKLARI. Dr.Ramazan KÖYLÜ Acil Tıp Uzmanı Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi

UYGUNSUZ ADH SENDROMU

SODYUM (Na + ) SODYUM METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI HİPONATREMİ HİPONATREMİ. Plazma Na + : meq/l,

Hiponatremi yönetimi. Dr. Hayriye Sayarlıoğlu

Arter Kan Gazı Değerlendirmesi. Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

Uygunsuz ADH Salınımı ve Serebral Tuz Kaybı Sendromları

DEHİDRASYON: Vaka Temelli İnteraktif Tartışma

Olgularla Sıvı-Elektrolit Dengesizliklerinin Yönetimi

Polikistik Böbrek Hastalığında Yeni Tedavi Yaklaşımları

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Sıvı-Elektrolit ve Asit-Baz Dengesi

Fizyoloji. Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri. Dr. Deniz Balcı.

SIVI ELEKTROLİT TEMEL BİLGİLER: SODYUM

DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE ETKİSİ

Kenan ATEŞ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı

Prof.Dr.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı Eğitim yılı

SIVI GEREKSİNİMİ ÇOCUKLARDA SIVI ELEKTROLİT TEDAVİSİ. Dr. Dilek DURMAZ AÜTF Acil Tıp ABD 25/05/2010. Vücut Sıvılarının Dağılımı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı

Çözeltiler. Sıvılar. Dr. Mehmet AKÇİMEN AÜTF Acil Tıp A.D.

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi

Nefrolog Bakış Açısıyla Konjestif. Tedavisi

[embeddoc url= /10/VÜCUT-SIVILARI.docx download= all viewer= microsoft ]

İntern Dr. Özkan ERARSLAN ADRENAL YETERSİZLİK. ADDİSON HASTALIĞI, BÖBREKÜSTÜ BEZ YETERSİZLİĞİ, SÜRRENAL YETMEZLİK Ekim 2013

İntrasellüler Sıvı (Hücre İçi Sıvı) Extrasellüler Sıvı (Hücre Dışı Sıvı) Total Vücut Suyu 60 = 42 lt Vücut Sıvı Bölmelerini Etkileyen Faktörler

PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA SIVI KONTROLÜ

FOKAL SEGMENTAL GLOMERÜLOSKLEROZ (FSGS) VAKA SUNUMU ÖZGE ÖZEROĞLU

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

Yakınması: Efor sonrası nefes darlığı, sabahları şiddetli olan ense ağrısı, yorgunluk

Doç Dr Ülkü Yılmaz Turay Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Merkezi Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI

İntradiyalitik Sıvı Elektrolit Bozuklukları

ASİD BAZ DENGESİ. Prof Dr Salim Çalışkan

Hiponatremi ve Uygunsuz ADH Sendromu

KAN GAZI VE ELEKTROLİTLER

RENAL PREOPERATİF DEĞERLENDİRME. Dr. Mürvet YILMAZ SBÜ. Bakırköy Dr. Sadi Konuk SUAM

Uygunsuz ADH salınımı ve serebral tuz kaybı sendromlarının ayırıcı tanısında plazma

SEREBRAL TUZ KAYBI. Prof. Dr. Bülent Altun Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

Ödem, hiperemi, konjesyon. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır.

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır.

İntrapartum veya Postpartum Şiddetli Hipertansiyon Tedavisinde Başlangıç Olarak LABETOLOL Kullanılan Yönetim Algoritması

MYOLOGIA CRUSH SENDROMU. Dr. Nüket Göçmen Mas

Aldosteron tansiyon ve vücut sıvı dengesini ayarlayan böbrek üstü bezlerinden salgılanan bir hormondur. Kandaki miktarına bakılır.

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever

Journal of Experimental and Clinical Medicine Deneysel ve Klinik Tıp Dergisi

KULLANMA TALİMATI. Etken madde: 10ml lik ampul de 0,75g Potasyum Klorür içerir.

SİSTİNOZİS KAYIT SİSTEMİ VERİ ALANLARI (*) ile belirtilen alanların doldurulması zorunludur. Hasta Demografik Bilgileri

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar?

HİPERKALSEMİ. Meral BAKAR Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Gündüz Tedavi Ünitesi

Hayatı Tehdit Eden Elektrolit Bozuklukları. Dr. Mutlu Kartal AÜTF Acil Tıp AD

Sıvı-Elektrolit ve Asit Baz Denge Farmakolojisi

Çocuklarda sıvı ve elektrolit tedavisi. Prof. Dr. Aydın Ece Dicle Üniv. Tıp Fak. Çocuk Sağ ve Hast AD

Hiponatremi; Güncel Tanı ve Tedavisi Hyponatremia; Current Diagnosis and Treatment

SIVI-ELEKTROLİT VE ASİT BAZ DENGESİ. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

Hiponatremi; Güncel Tanı ve Tedavisi Hyponatremia; Current Diagnosis and Treatment

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

SIVI ELEKTROLİT TEDAVİSİ. Dr.Esra TUNÇ YRD.DOÇ.Dr.Latif DURAN

27/04/16. Sunu Planı YANIKLI NON-SEPTİK HASTADA VOLÜM REPLASMANI. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Yanık tipleri Patofizyoloji Volüm Replasmanı

POTASYUM KLORÜR %7.5 IV İNFÜZYON İÇİN ÇÖZELTİ İÇEREN AMPUL

OLGULARLA SIVI ELEKTROLİT BOZUKLUKLARINA YAKLAŞIM. Doç.Dr. Ramazan ÇETİNKAYA Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği-2009

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

SIVI-ELEKROLİT İZLEMİ. Dr. Aykut SİFİLS Dokuz Eylül Üniversitesi

Malnutrisyon ve İnflamasyonun. Hasta Ötiroid Sendromu Gelişimine imine Etkisi

NEFRİTİK SENDROMLAR. Dr.LATİFE ERDOĞAN Ekim 2013

ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI

KULLANMA TALĐMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALĐMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

Hiponatremi tedavisinde Vaptan kullanımı. Use of Vaptans in treatment of hyponatremia. Dr. Aslı Tanındı, Dr. Hasan Fehmi Töre

Arş.Gör.Dr. Ahmet UZUNDURUKAN

Adrenal Yetmezlik. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

Sıvı-Elektrolit & Anestezi

SIVI ELEKTROLİT DENGESİZLİKLERİ. Çocuklarda sıvı elektrolit dengesizliklerini anlamak ve gerekli tedaviyi uygulayabilmek için

KISA ÜRÜN BİLGİLERİ Pozoloji ve uygulama şekli Sadece berrak ve partikül içermeyen ampuller kullanılmalıdır.

ADIM ADIM YGS LYS Adım BOŞALTIM SİSTEMİ 3

Hiponatreminin tanı ve tedavisi üzerine klinik uygulama kılavuzu

Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu

İÇ HASTALIKLARI 1.GÜN

OLGULARLA HİPONATREMİ. Dr. Erkan ŞENGÜL Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği

SIVI ELEKTROLİT TEMEL BİLGİLER: SU

AKUT BÖBREK YETMEZLİĞİ

Akut böbrek hasarının (ABH) önlenmesi: hangi sıvıyı tercih edelim? Doç.Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı

Diyabetik Nefropati Tanı ve Tedavide Güncelleme. Dr. Gültekin Süleymanlar Dr. Alper Sönmez

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

Yoğun Bakımda Sıvı, Elektrolit, Asit-Baz. Prof. Dr. Reha Erkoç YYÜ Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları AD, Nefroloji BD, Van

Uygunsuz Antidiüretik Hormon Salınımı Sendromu

Ca; Ca+2; Serum calcium; Ca++; Calcium blood test:

Arter Kan Gazları: Örnek Olgular. Prof. Dr. Turan Acıcan AÜTF Göğüs Hastalıkları ABD

genellikle böbrek yetmezliği göstergesi preanalitik hata kaynakları çok sağlıklı değerlendirme için

İshallerin En Yaygın 6 Nedeni

VÜCUT SIVILARI. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN. Copyright 2004 Pearson Education, Inc., publishing as Benjamin Cummings

Ders ve Staj Tarihleri 1.Grup 3.Grup 2.Grup 4.Grup SINIF 4. İç Hastalıkları :30 Bilimsellik komitesi

Transkript:

FNG & Bilim Tıp Dergisi 2016;2(1):63-68 doi: 10.5606/fng.btd.2016.014 Derleme / Review Hiponatremiye güncel yaklaşım Current approach to hyponatremia Neslihan Uslu, Ayşe Sinangil, Ahmet Vedat Çelik, Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Nefroloji Bilim Dalı, İstanbul, Türkiye ÖZ Hiponatremi en sık karşılaşılan elektrolit bozukluğudur. Hiponatremi, altta yatan nedene ve başlangıç şekline göre çok değişken klinik bulgular ile ortaya çıkabilir. Dolayısıyla, hiponatremi tedavisi her hastaya göre değişkenlik gösterir. Akut başlangıçlı hiponatremi beyin ödemine yol açabileceğinden acil tedavi gerektirirken, kronik hiponatremi agresif tedavi edilirse ozmotik demiyelinasyon sendromu adı verilen ciddi bir nörolojik tabloya yol açabilir. Bu derlemede hiponatremiye güncel yaklaşım olgu sunumları eşliğinde anlatıldı. Anahtar sözcükler: Beyin ödemi; hiponatremi; ozmotik demiyelinasyon sendromu. ABSTRACT Hyponatremia is the most common electrolyte disorder. Hyponatremia may appear with a great variety of clinical findings depending on the underlying cause and way of onset. Thus, management of hyponatremia varies according to each patient. While acute onset hyponatremia requires emergent therapy since it may cause brain edema, chronic hyponatremia may cause a severe neurological condition named osmotic demyelination syndrome if treated aggressively. This review explains the current approach to hyponatremia with case reports. Keywords: Brain edema; hyponatremia; osmotic demyelination syndrome. Serum sodyum konsantrasyonunun 135 mmol/l nin altında bulunmasına hiponatremi denir. Hiponatremi, en sık kar ıla ılan elektrolit bozuklu udur. Hastanede yatan hastaların yakla ık %10-15 inde hiponatremi saptanmaktadır. [1-6] Serum sodyum konsantrasyonu serum ozmolalitesini belirleyen temel faktördür. Serum sodyum konsantrasyonunun artması her zaman serum ozmolalitesinde artı ile birlikte iken, serum sodyum konsantrasyonunun azalmı olması, her zaman serum ozmolalitesinin azalması ile birlikte de ildir. Serum ozmolalitesinde azalma ile birlikte olan hiponatremilere hipoozmolar hiponatremiler adı verilir. Hiponatremilerde, serum ozmolalitesindeki azalma klinik bulgulardan sorumludur ve tedavisi gereklidir. Bu nedenle hipoozmolar hiponatremilere gerçek hiponatremiler adı da verilir. Hipoozmolar hiponatremilerin, serum ozmolalitesinin normal oldu u psödohiponatremiden ve serum ozmolalitesinin yüksek oldu u translokasyona ba lı hiponatremilerden ayrılması gereklidir. [1,7] Normal serum ozmolal tes le b rl kte olan h ponatrem (psödoh ponatrem ) Normalde plazmanın %93 ü sudur. Geriye kalan kısmını ise proteinler ve lipidler gibi makromoleküller olu turur. Ciddi derecede hiperlipidemi veya hiperproteinemi olan durumlarda, serumdaki su oranı azalır ve flame fotometri yöntemi ile bakılan serum sodyum konsantrasyonu yalancı olarak dü ük bulunur. Bunun nedeni bu yöntemin, serumun suyundaki sodyum konsantrasyonunu Geliş tarihi: 08 Ağustos 2015 Kabul tarihi: 01 Şubat, 2016 İletişim adresi: Dr. Tevfik Ecder. İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Nefroloji Bilim Dalı, 34394 Şişli, İstanbul, Türkiye. Tel: 0212-375 61 64 e-posta: tevfik.ecder@istanbulbilim.edu.tr

64 FNG & Bilim Tıp Dergisi de il, toplam serumdaki sodyum konsantrasyonunu ölçmesidir. Bu durumlarda, serumun suyundaki sodyum konsantrasyonunu tayin eden iyon selektif elektrot yöntemi kullanılmalıdır. Günümüzdeki modern laboratuvarlarda artık bu yöntemden yararlanılarak sodyum konsantrasyonu tayini yapılmaktadır. Psödohiponatremide serum ozmolalitesi normal oldu u için hiponatremiye ait herhangi bir klinik bulgu beklenmez. Artmı serum ozmolal tes le b rl kte olan h ponatrem (translokasyona ba lı h ponatrem ) Serumda çe itli solütlerin konsantrasyonlarının artmasına ba lı olarak geli en ozmolalite artı larında, ozmolaliteyi dengelemek amacıyla, su hücre içinden hücre dı ına geçer. Bu durumda, serumdaki su miktarının artması nedeniyle, sodyum konsantrasyonu azalır. Bu ekilde geli en serum sodyum konsantrasyonu azalmasına translokasyona ba lı hiponatremi adı verilir. En sık nedeni hiperglisemilerdir. Serum glukoz düzeyindeki her 100 mg/dl lik artı için, serum sodyum konsantrasyonunda 2.4 mmol/l lik bir azalma olur. Ayrıca, mannitol veya glisin infüzyonları sonrasında da benzer durumla kar ıla ılır. Bu ekilde geli en hiponatremilerde serum sodyum konsantrasyonunu normal de erlere getirme indikasyonu yoktur. Azalmı serum ozmolal tes le b rl kte olan h ponatrem (h poozmolar h ponatrem ) Hipoozmolar hiponatremilere gerçek hiponatremiler de denir. Bu durumlarda serum ozmolalitesi azalmı tır. Hiponatremilerde semptomlara ve klinik bulgulara neden olan asıl faktör serum ozmolalitesindeki azalmadır. Bu nedenle tedavileri arttır. Serum ozmolalitesinin dü üklü ü ile giden bir hiponatremi varlı ında, hastanın hacim durumu bilinmelidir. Hiponatremiler, hastanın hacim durumuna göre üç gruba ayrılır: (i) Hipovolemik hiponatremiler, (ii) Normovolemik hiponatremiler, (iii) Hipervolemik hiponatremiler. Gerek tanının konmasında, gerekse de tedavinin belirlenmesinde bu yakla ımın büyük önemi vardır. Hipovolemik hiponatremiler Hipovolemik hiponatremilerde, hem toplam vücut sodyum miktarında hem de toplam vücut suyunda azalma söz konusudur. Sodyum açı ı, su açı ından daha fazladır. Burada, hipovolemi nedeniyle uyarılmı olan antidiüretik hormon (ADH) salınımının da hiponatreminin geli imine katkısı olur. Oral veya parenteral yoldan verilen hipotonik solüsyonlar da hiponatremi olu umunu kolayla tırır. Hipovolemik hiponatremide sodyum ve su kaybı renal ya da ekstrarenal yolla olabilir. Renal kayıplar: Renal yolla olu an sodyum ve su kayıpları sonucunda geli en hipovolemik hiponatremilerde idrar sodyum konsantrasyonu 20 mmol/l nin üzerinde bulunur. Ayırıcı tanıda diüretik kullanımı, tuz kaybettiren nefropatiler, mineralokortikoid yetersizli i ve ozmotik diürez (glukoz ve mannitol gibi solütler) dü ünülmelidir. Diüretikler içinde en sık hiponatremiye yol açan grup tiyazidlerdir. Ekstrarenal kayıplar: Ekstrarenal yolla olu an sodyum ve su kayıpları sonucunda geli en hipovolemik hiponatremilerde idrar sodyum konsantrasyonu 10-20 mmol/l nin altındadır. Bunun nedeni, hipovolemi nedeniyle renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin uyarılması sonucunda tubuluslardan sodyum geri emiliminin artmasıdır. Ekstrarenal yolla olu an kayıplar arasında gastrointestinal kayıplar (kusma, diyare) ve üçüncü bo lu a kayıplar (pankreatit, peritonit) yer alır. Normovolemik hiponatremiler Normovolemik hiponatremilerde, serum ozmolalitesinin artı ı ya da efektif hacmin azalması gibi ADH salınımını uyaran faktörler olmadı ı halde, ADH salınımında artı vardır. Di er bir deyi le, ADH salınımı uygunsuz bir ekilde artmı tır. Normovolemik hiponatremiye yol açan durumlar arasında hipotiroidi, glukokortikoid yetersizli i, primer polidipsi, stres (fiziksel veya emosyonel), ilaçlar ve uygunsuz ADH sendromu sayılabilir. Uygunsuz ADH sendromu, normovolemik hiponatremilerin en sık nedenidir. Burada, idrar ozmolalitesi 100 mosm/kg ın üzerindedir ve idrar sodyum konsantrasyonu genellikle 40 meq/l nin üzerindedir. Uygunsuz ADH sendromu tanısı koyabilmek için, hastada kalp, karaci er, böbrek, sürrenal, tiroid ve hipofiz fonksiyonları normal olmalı ve diüretik kullanımı olmamalıdır. Uygunsuz ADH sendromu, çe itli karsinomlara

Hiponatremiye güncel yaklaşım 65 (akci er, duodenum, pankreas vb.), akci er hastalıklarına (küçük hücreli karsinom, pnömoni, apse, tüberküloz, aspergilloz vb.), merkezi sinir sistemi hastalıklarına (ensefalit, menenjit, serebrovasküler aksedan, tümör, subdural hematom vb.) ve ilaçlara (morfin, nikotin, siklofosfamid, klorpropamid, karbamazepin, nonsteroid antienflamatuvar ilaçlar vb.) ba lı olabilir. [8] Hipervolemik hiponatremiler Hipervolemik hiponatremilerde klinik olarak hücre dı ı sıvı hacminde artı vardır. Hem toplam vücut sodyum miktarında hem de toplam vücut su miktarında artı söz konusudur. Su fazlalı ı, sodyum fazlalı ına göre daha belirgin oldu u için, serum sodyum konsantrasyonu dü üktür. Hastaların hücre dı ı sıvı hacminde artı olmakla birlikte, efektif hacim azalmı tır. Hipervolemik hiponatremiye yol açan nedenler, kalp yetersizli i, siroz, nefrotik sendrom ve böbrek yetersizli idir. Hiponatremi, kalp yetersizli i ve sirozun çok ileri evrelerinde ortaya çıkar. Bu hastalarda efektif hacim çok azalınca, hacim ve basınç reseptörlerinin uyarılmasına ba lı olarak artan ADH salınımı sonucunda hiponatremi geli ir. Sodyumun tubuluslardan geri emiliminin artmasına ba lı olarak, idrar sodyum konsantrasyonu 10-20 meq/l nin altında bulunur. Akut veya kronik böbrek yetersizli inde de hipervolemik hiponatremi ile kar ıla ılabilir. Bu hastalarda, sodyumun geri emiliminde artı olmadı ı için idrar sodyum konsantrasyonu 20 mmol/l nin üzerindedir. H ponatrem n n Kl n k Bulguları Semptomlar, hiponatreminin derecesine ve geli me hızına ba lıdır. Semptomlar genellikle akut hiponatremide görülür ve ön planda merkezi sinir sistemini ilgilendirir. Bu semptomlar, geli en beyin ödemine ba lıdır. Burada, serum sodyum konsantrasyonunun azalması sonucu geli en hipoozmolalite nedeniyle hücre dı ındaki suyun hücre içine geçmesi rol oynar. Serum sodyum konsantrasyonunun yava bir ekilde dü tü ü durumlarda, beyin hücreleri içerdikleri elektrolitleri ve organik ozmolleri adaptasyon amacı ile hücre dı ı ortama verir, böylece beyin ödemi riski azalır. Hiponatremi semptomları arasında bulantı, kusma, kas krampları, ajitasyon, letarji ve apati yer alır. Hiponatremi bulguları ise derin tendon reflekslerinde azalma, hipotermi, patolojik refleksler, Cheyne-Stokes solunumu, uur bozuklukları ve konvülsiyonlardır. H ponatrem n n Tedav s Hiponatremisi olan bir hastanın serum sodyum konsantrasyonunun düzeltilebilmesi için yapılması gerekenler sodyum verilmesi veya su kısıtlamasıdır. Tedavinin belirlenmesinde iki faktör çok önemlidir: (i) Semptomların varlı ı, (ii) Hiponatreminin geli me süresi. [1,9] Hiponatreminin 48-72 saatten daha kısa sürede geli ti i olgularda, akut hiponatremiden söz edilir. Akut hiponatremiler ço u kez semptomatiktir. Hipotonik sıvı (%5 dekstroz, %5 dekstroz %0.45 sodyum klorür gibi) tedavisi alan hastalarda sık kar ıla ılan bir durumdur. Akut semptomatik hiponatremide serum sodyum konsantrasyonu, semptomlar ortadan kalkana kadar, saatte en fazla 2 mmol/l artırılmalıdır. Serum sodyum konsantrasyonunun normal düzeylere çıkarılması hedeflenmemelidir. Serum sodyum konsantrasyonunun 120 mmol/l düzeyine çıkması ço u kez hasta için güvenlidir. Hedeflenen sodyum konsantrasyonuna ula ılabilmesi için verilmesi gerekli sodyum miktarı, litredeki sodyum açı ı ile toplam vücut suyu (erkeklerde vücut a ırlı ının %60 ı, kadınlarda ise %50 si) miktarının çarpılması ile elde edilir. Buna göre hesaplanan sodyum, hipertonik (%3) sodyum klorür solüsyonu ile verilir. Serbest su atılımını artırmak için, beraberinde furosemid de verilebilir. Tedavi boyunca hastalar hem semptomlar ve bulgular açısından izlenmeli hem de serum elektrolitleri sık olarak kontrol edilmelidir. Avrupa Endokrinoloji Derne i (European Society of Endocrinology), Avrupa Yo un Bakım Derne i (European Society of Intensive Care) ve Avrupa Böbrek Birli i Avrupa Diyaliz ve Transplant Birli i (European Renal Association European Dialysis and Transplant Association) tarafından 2014 yılında yayınlanan ortak bir kılavuzda hiponatremi semptomlarının ciddi ya da orta derecede ciddi olu una göre tedavinin belirlenmesi önerilmektedir. [1] Buna göre kusma olmadan bulantı, konfüzyon ve ba a rısı orta derecede ciddi semptomlar olarak kabul edilirken, kusma, solunum ve dola ım bozuklu u, konvülsiyonlar ve

66 FNG & Bilim Tıp Dergisi koma ciddi semptomlar olarak bildirilmi tir. Bu kılavuza göre, ciddi semptomlarla ba vuran bir hastada 20 dakikalık bir süre içinde 150 ml %3 hipertonik sodyum klorürün intravenöz infüzyonu önerilmekte, 20 dakikanın sonunda serum sodyum konsantrasyonu için kan alınıp, ikinci kez 20 dakikalık bir sürede tekrar aynı tedavi tavsiye edilmektedir. Serum sodyum konsantrasyonunda 5 mmol/l lik bir artı olana kadar bu i lemler tekrarlanmalıdır. [1] Hiponatreminin 48-72 saatten daha uzun bir sürede geli ti i olgularda kronik hiponatremiden söz edilir. Bu hastalarda e er serum sodyum konsantrasyonu çok hızlı bir ekilde yükseltilecek olursa ozmotik demiyelinizasyon sendromu geli ebilir. Bu durum, uur de i iklikleri, dizartri, disfaji, görme kaybı ve kuadripleji ile seyreden ve ço u kez pons düzeyinde miyelin kılıflarının erimesine ba lı olan (santral pontin miyelinolizis) nörolojik bir tablodur. Kronik semptomatik hiponatremi, yava bir ekilde düzeltilmelidir. Semptomlar ortadan kalkana kadar saatte 1-1.5 mmol/l yi geçmeyecek ekilde tedavi edilmelidir. Semptomlar ortadan kalktıktan sonra serum sodyum konsantrasyonu günde 12 mmol/l yi geçmeyecek ekilde tedavi planlanmalıdır. Kronik asemptomatik hiponatremide altta yatan neden (hipotiroidi, sürrenal yetersizli i, uygunsuz ADH sendromu vb.) tedavi edilmelidir. Hiponatreminin nedeni hemen bulunamıyorsa, sıvı kısıtlaması yapılmalıdır. Primer polidipsisi olan hastalarda ve uygunsuz ADH sendromu olan hastalarda öncelikle sıvı kısıtlaması yapılmalıdır. Böyle hastalara günde 0.5-1 litre civarında sıvı verilebilir. Hipovolemik hiponatremilerde hücre dı ı sıvı hacmi yerine konmalıdır. Bu amaçla öncelikle parenteral yoldan izotonik sodyum klorür verilmelidir. Hastaya verilen sodyum klorür, bir yandan serum sodyum konsantrasyonunu artırırken, di er yandan da hipovoleminin düzelmesi sonucu ADH uyarısının ortadan kalkması ile serbest suyun vücuttan atılmasını sa layacaktır. Hipervolemik hiponatremilerde hem sodyum hem de su kısıtlanması yapılmalıdır. Bu hastalarda toplam vücut sodyum miktarı fazla oldu u için, hiponatremi semptomları olmadı ı sürece sodyum verilmemelidir. Hipervolemik hiponatremilerin tedavisi zordur ve prognozu kötüdür. Son zamanlarda kullanıma giren vazopressin reseptör antagonistleri (tolvaptan, satavaptan, liksivaptan) normovolemik veya hipervolemik hiponatreminin tedavisinde yararlanabilecek ilaçlardır. [10-12] Yukarıdaki bilgilerin ı ı ında, a a ıdaki dört farklı hiponatremi olgusuna nasıl yakla ılaca ı ve nasıl tedavi edilece i anlatılmaktadır. Olgu 1 Halsizlik ve i tahsızlık yakınması ile acil poliklini ine ba vuran hipertansiyonu olan 46 ya ında erkek hastanın öyküsünden, yakla ık bir yıldır devam eden kabızlık sorunu nedeniyle ba vurdu u bir dı merkezde iki hafta önce kolonoskopi yapıldı ı ve rektosigmoid bölgede tümöral kitle tespit edildi i, tümörün eksize edildi i ve takiben kolostomi açıldı ı ö renildi. Acil poliklini inde yapılan incelemelerde kreatinin 4 mg/dl, ürik asit 8.8 mg/dl, sodyum 116 mmol/l, potasyum 7 mmol/l ve klorür 82 mmol/l bulundu u için hasta yatırıldı. Hastanın arter kan gazı analizinde ph 7.2, pco 2 30 mmhg ve bikarbonat 13 mmol/l bulundu. Hastanın ameliyat öncesi biyokimyasal incelemelerinin normal oldu u bildirildi. Hastanın fizik muayenesinde dili kuruydu ve turgoru azalmı tı. Kan basıncı 110/80 mmhg ve nabız dakika sayısı 83/ritmik idi. Batında kolostomisi vardı. Di er sistem muayenelerinde bir özellik yoktu. Üriner sistem ultrasonografisinde bir patoloji yoktu. Bu hastada öykü ve fizik muayene bulgularına göre ön planda kolostomiden olan su, sodyum ve bikarbonat kayıplarına ba lı olarak prerenal akut böbrek yetersizli i, hipovolemik hiponatremi ve metabolik asidoz dü ünüldü. Hiperkalemi oldu u için kullanmakta oldu u kandesartan tedavisi kesildi ve potasyum ba layan reçine olan kalsiyum polistiren sulfonat tedavisi oral yoldan verildi. Hastaya sıvı ve bikarbonat replasmanı planlandı. Sıvı olarak 1000 ml %5 dekstroz, %0.45 sodyum klorür içine 80 mmol (8 ampul) sodyum bikarbonat konarak (1000 ml %0.45 sodyum klorür 77 mmol sodyum içerdi inden, içine 80 mmol sodyum bikarbonat eklenmesi ile 157 mmol sodyum içeren bir solüsyon elde edilmi oldu) infüzyon yapıldı. Hastanın günler içinde kan tablosu normalle ti. Kreatinin 1.3 mg/dl, sodyum 132 mmol/l, potasyum 5 mmol/l ve bikarbonat konsantrasyonu 20 mmol/l ye ula an hasta ayaktan takip edilmek üzere taburcu edildi. Olgu 2 Elli sekiz ya ında 60 kg a ırlı ındaki kadın hastada miyom nedeniyle yapılan

Hiponatremiye güncel yaklaşım 67 histerektomi ameliyatından 36 saat kadar sonra uykuya e ilim oldu u dikkati çekmesi üzerine yapılan fizik muayenesinde uur de i ikli i dı ında bir özellik saptanmadı. Acil olarak yapılan biyokimyasal incelemelerde glukoz 98 mg/dl, BUN 12 mg/dl, kreatinin 0.8 mg/dl, sodyum 110 mmol/l, potasyum 3.8 mmol/l olarak bulundu. Ameliyat sonrası dönemde hiponatremi geli en bu hastada ön planda uygunsuz ADH sendromu dü ünüldü. Özellikle hipotonik sıvı tedavisi verilen hastalarda bu durum daha belirgin bir ekilde ortaya çıkabilir. Bu nedenle ameliyat sonrası dönemdeki hastalarda kesinlikle hipotonik sıvı verilmemelidir. Bu hastada ön planda verilmi olan sıvı tedavileri kontrol edilmeli, %5 dekstroz veya %0.45 sodyum klorür gibi hipotonik solüsyonları alıyorsa bunlar derhal kesilmelidir. Hastada akut semptomatik hiponatremi oldu u için acil olarak hipertonik sodyum klorür ile tedavisi planlandı. Altmı kilogram a ırlı ında olan bu kadın hastada toplam vücut suyu 30 (60x0.5) litredir. Serum sodyum konsantrasyonunu 110 mmol/l den 120 mmol/l ye getirebilmek amacı ile a a ıdaki formül ile sodyum açı ı hesaplanabilir. Sodyum açı ı = (120-110)x30= 300 mmol Hastada akut semptomatik hiponatremi oldu u için serum sodyum konsantrasyonu, saatte 2 mmol/l lik bir hızda yükseltilmelidir. Bu nedenle hesaplanan sodyum açı ının (300 mmol) be saatte [(120-110) 2] verilmesi gerekir. Hesaplanan 300 mmol luk sodyum açı ını yerine koyabilmek için, litresinde 513 mmol sodyum içeren %3 lük (hipertonik) sodyum klorür solüsyonundan 600 ml verildi. Her dört saatte bir elektrolit takibi yapılması planlandı. Dört saat kadar sonra hastanın uuru düzeldi ve bu sırada bakılan sodyum 121 mmol/l bulundu. Olgu 3 Yetmi be ya ında erkek hasta, halsizlik ve huzursuzluk yakınmaları ile acil poliklini e ba vurdu. Hastanın öyküsünden akci er kanseri nedeniyle tedavi gördü ü ve takip edildi i, aynı zamanda beyin metastazı nedeniyle de radyoterapi gördü ü ö renildi. Hasta zayıf ve halsiz görünümde idi. Ödem yoktu. Kan basıncı 130/90 mmhg, nabız dakika sayısı 80/ritmik idi. Di er sistem muayenelerinde bir özellik yoktu. Kan biyokimyasında BUN 12 mg/dl, kreatinin 0.8 mg/dl, ürik asit 2.9 mg/dl, sodyum 122 mmol/l ve potasyum 3.3 mmol/l bulunması üzerine yatırıldı. Hastada öykü ve fizik muayene bulgularına dayanarak ön planda uygunsuz ADH sendromuna ba lı normovolemik hiponatremi dü ünüldü. Ayırıcı tanıya girmesi nedeniyle bakılan tiroid fonksiyon testleri ve bazal kortizol düzeyi normal sınırlarda bulundu. Serum ozmolalitesi 262 mosm/kg ve idrar ozmolalitesi 631 mosm/kg idi. Hastada sıvı kısıtlaması yapıldı. Takip eden iki gün içinde serum sodyum konsantrasyonu 130 mmol/l ye kadar yükseldi. Olgu 4 Seksen altı ya ında erkek hasta, nefes darlı ı, tüm vücutta i lik ve i tahsızlık yakınmaları ile acil poliklini e ba vurdu. Hastanın öyküsünden 30 yıldır kronik obstrüktif akci er hastalı ı ve 25 yıldır konjestif kalp yetersizli i oldu u ö renildi. Hasta ortopneikti. Tüm vücudunda yaygın ödem vardı. Her iki akci er kaidelerinde raller duyulmaktaydı ve ekspiryum uzundu. Kalp oskültasyonunda üçüncü ses duyulmaktaydı. Kan basıncı 160/90 mmhg, nabız dakika sayısı 83/ritmik idi. Hastanın laboratuvar incelemelerinde BUN 48 mg/dl, kreatinin 1.8 mg/dl, sodyum 121 mmol/l, potasyum 4.6 mmol/l idi. Üriner sistem ultrasonografisinde bir özellik yoktu. Hipervolemik hiponatremisi oldu u dü ünülen hastaya saatte 20 mg furosemid infüzyonu ba landı ve sıvı kısıtlaması yapıldı. Furosemid tedavisi altında diürezinde artı gözlendi. Günler içinde sodyum konsantrasyonu giderek artarak 138 mmol/l ye kadar yükseldi. Hiponatremi, altta yatan nedene ve ba langıç ekline göre çok de i ken klinik bulgular ile ortaya çıkabilir. Dolayısıyla, hiponatremi tedavisi her hastaya göre de i kenlik gösterir. Çıkar çakı ması beyanı Yazarlar bu yazının hazırlanması ve yayınlanması a amasında herhangi bir çıkar çakı ması olmadı ını beyan etmi lerdir. Finansman Yazarlar bu yazının ara tırma ve yazarlık sürecinde herhangi bir finansal destek almadıklarını beyan etmi lerdir.

68 FNG & Bilim Tıp Dergisi KAYNAKLAR 1. Spasovski G, Vanholder R, Allolio B, Annane D, Ball S, Bichet D, et al. Clinical practice guideline on diagnosis and treatment of hyponatraemia. Nephrol Dial Transplant 2014;29:1-39. 2. Adrogué HJ, Madias NE. Hyponatremia. N Engl J Med 2000;342:1581-9. 3. Adrogué HJ, Madias NE. The challenge of hyponatremia. J Am Soc Nephrol 2012;23:1140-8. 4. Sterns RH. Disorders of plasma sodium--causes, consequences, and correction. N Engl J Med 2015;372:55-65. 5. Upadhyay A, Jaber BL, Madias NE. Incidence and prevalence of hyponatremia. Am J Med 2006;119:30-5. 6. Anderson RJ, Chung HM, Kluge R, Schrier RW. Hyponatremia: a prospective analysis of its epidemiology and the pathogenetic role of vasopressin. Ann Intern Med 1985;102:164-8. 7. Schrier RW, Berl T, Anderson RJ. Osmotic and nonosmotic control of vasopressin release. Am J Physiol 1979;236:321-32. 8. Liamis G, Milionis H, Elisaf M. A review of drug-induced hyponatremia. Am J Kidney Dis 2008;52:144-53. 9. Verbalis JG, Goldsmith SR, Greenberg A, Korzelius C, Schrier RW, Sterns RH, et al. Diagnosis, evaluation, and treatment of hyponatremia: expert panel recommendations. Am J Med 2013;126:1-42. 10. Schrier RW, Gross P, Gheorghiade M, Berl T, Verbalis JG, Czerwiec FS, et al. Tolvaptan, a selective oral vasopressin V2-receptor antagonist, for hyponatremia. N Engl J Med 2006;355:2099-112. 11. Berl T, Quittnat-Pelletier F, Verbalis JG, Schrier RW, Bichet DG, Ouyang J, et al. Oral tolvaptan is safe and effective in chronic hyponatremia. J Am Soc Nephrol 2010;21:705-12. 12. Verbalis JG, Adler S, Schrier RW, Berl T, Zhao Q, Czerwiec FS. Efficacy and safety of oral tolvaptan therapy in patients with the syndrome of inappropriate antidiuretic hormone secretion. Eur J Endocrinol 2011;164:725-32.