ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ VE KURAKLIK: TÜRKĠYE ÖRNEĞĠ MERVE BOLAT
Ġklim sistemi, yerkürenin yaklaģık 4,6 milyar yıllık tarihi boyunca doğal olarak değiģme eğilimi göstermiģ, 19. yüzyılın ortalarından beri ise doğal değiģebilirliğe ek olarak, ilk kez insan etkinliklerinin de iklimi etkilediği bir döneme girilmiģtir.
ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ NEDĠR? Ġnsan etkinlikleriyle atmosfere salınan sera gazlarının doğal sera etkisini kuvvetlendirmesi sonucunda yerkürenin ortalama yüzey sıcaklığının artmasını ve iklimde oluģan değiģiklikleri ifade etmektedir (Dellal ve Butt, 2005).
IPCC nin 2014 yılında yayınladığı 5. Değerlendirme Raporu nda iklim değiģikliği üzerinde insan etkinliklerinin %95 etkiye sahip olduğu belirtilmiģtir.
TÜRKĠYE DE NELER OLUYOR? Son 42 yıllık dönemde sıcaklıklar Türkiye de her yerde artmaktadır. Yaz sıcaklıkları diğer mevsimlere göre daha fazla artmaktadır. Sıcak dönem geniģlemektedir. Aynı dönemde yağıģlarda çok fazla değiģim yoktur. Sadece ülkenin kuzeydoğu kesiminde bir miktar artıģ söz konusudur. Son 50-60 yıllık dönemde dağ buzullarında yılda yaklaģık 10 metrelik geri çekilme gözlenmiģtir. Son 40 yıllık dönemde karla beslenen nehirlerde tepe akımları bir hafta mertebesinde erkene kaymıģtır. Türkiye yi çevreleyen denizlerde deniz seviyesi yükselmektedir. Doğal afet sayıları sıcaklıklara benzer bir artıģ eğilimi göstermektedir. Kadınlar ve çocuklar iklim değiģikliğinden erkeklerden daha fazla etkilenmektedir.
NELER OLACAK? Sıcaklıklar her yerde ve her mevsim yükselecek, ama artıģ miktarı yaz mevsiminde kıģa göre daha fazla olacaktır. YağıĢ Türkiye nin güney kısımlarında azalacaktır. Kuzey ve özellikle kuzeydoğu kısımlarında ise bir miktar artabilir. Rüzgar potansiyeli Türkiye nin kuzeydoğu kesimlerinde bir miktar artabilir. Doğu kısımlarında ise azalma söz konusu olacaktır. GüneĢ enerjisi ülke genelinde bir miktar artacaktır, ancak artıģ ülkenin batı yarısında daha çok olacaktır. Deniz seviyesi yükselmesi nehir deltalarının (ÇarĢamba, Bafra, Çukurova gibi) ve kıyı kentlerinin düģük kotlu alanlarını etkileyecektir. Ġklimdeki değiģimler (artan sıcaklık ve azalacak yağıģ) Türkiye de su stresi çeken alanları artıracaktır. Doğu Karadeniz bölgesinde artacak yağıģ heyelan riskini artıracaktır. Azalacak kar örtüsü çığ tehlikesini azaltacaktır. Artacak sıcaklar ve azalacak yağıģ, kuraklık ve sıcak hava dalgalarının Ģiddeti ve sürelerinde artıģlara sebep olacaktır.
ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠNĠN BĠR SONUCU OLARAK KURAKLIK "Yağışların, kaydedilen normal seviyelerinin önemli ölçüde altına düşmesi sonucu, arazi ve su kaynaklarının olumsuz etkilenmesine ve hidrolojik dengenin bozulmasına sebep olan doğal olay"
Kuraklık meteorolojik karakterli doğal afetler içinde en kapsamlı etkiye sahip olanıdır. Kuraklığın frekansı, etki derecesi, süresi ve zamanının tahmin edilmesi oldukça güç olduğundan diğer doğal afetlerden farklıdır ve en önemli doğal afettir; yavaģ yavaģ kuvvetini artırır, kuraklık süreci bittiğinde bile etkileri devam eder.
Son 40 yılda Türkiye de kuraklık olaylarının en Ģiddetli ve geniģ yayılım gösterdiği yıllar 1971-1974, 1983-1984, 1989-1990, 1996, 2001 ve 2007-2008 yıllarıdır. Bu kuraklık olaylarının uzun süreli olanları meteorolojik kuraklık olarak baģlamıģ, tarımsal ve hidrolojik kuraklık halini almıģtır.
KURAKLIK KATEGORĠLERĠ Meteorolojik kuraklık; bir bölgenin yağıģ miktarında uzun yıllar ortalamalarına göre meydana gelen azalmadır. Tarımsal kuraklık; toprakta bitkinin kök bölgesi içinde bitkinin yararlanacağı suyun toprakta bulunmamasıdır. Hidrolojik kuraklık; uzun süren yağıģ azlığından dolayı yeryüzü ve yer altı su kaynaklarında meydana gelen azalmadır
IPCC 2014 KURAKLIK DEĞERLENDĠRMELERĠ Küresel ısınmanın artmasıyla evapotranspirasyon artacak ve böylece toprak nemi azalacaktır. Buna göre 2100 yılında 1950 yılına göre toprak neminin azalmasından kaynaklanan 4-6 ay süren kuraklıklar, alan büyüklüğü ve sıklık olarak 2 kat artacak; 12 aydan uzun süren kuraklıklar 3 katına çıkacaktır. Temiz su kaynakları normal filtreleme yöntemleriyle temizlenemeyecektir. Soğuk bölgeler hariç kara yüzeyinin %18-30 luk bölümünde hidrolojik kuraklığın artacak, %15-45 bölümünde azalacaktır. BiyoçeĢitlilik azalacak, bazı bitki türleri kutuplara doğru kayacaktır. Nehir sularındaki azalma nehir deltalarının deniz suyu ile tuzlanmasına neden olacaktır.
Kırsal yaģam ekonomik açıdan kuraklıktan daha fazla etkilenecektir. Kuraklığın yaratacağı ek stres gelir ve iģ azalmasına neden olacak, kentlere göçler yaģanacaktır. Temiz su bulma güçlüğü artacaktır. Hidrolojik kuraklık enerjisinin önemli bir kısmını hidroelektrik santrallerinden sağlayan ülkeleri önemli ölçüde etkileyecek, enerji kayıpları %25 e çıkacaktır. 2100 yılında küresel ortalama sıcaklıklar 4 derece artacak olursa, bu kuraklık felaketi ile karģı karģıya kalabilecek tarım arazilerinin oranını % 15 ten % 44 e çıkartacaktır. Aynı durum için kuzey yarım kürede sulamaya ihtiyaç duyulan tarım arazilerinin oranı da % 20 artacaktır.
KURAKLIK ĠNDĠSLERĠ 1. Standart YağıĢ Ġndeksi (Standardized Precipitation Index-SPI) Belirlenen zaman dilimi içinde yağıģın ortalamadan olan farkının standart sapmaya bölünmesi ile elde edilir. SPI değerleri 2 Kuraklık Kategorisi Çok Ģiddetli yağıģlı 1.50 ~ 1.99 Çok yağıģlı 1.00 ~ 1.49 Orta Ģiddetli yağıģlı 0.99 ~ 0 Normal 0 ~ -0.99 Normale yakın kuraklık -1.00 ~ -1.49 Orta Ģiddetli kuraklık -1.50 ~ -1.99 ġiddetli kuraklık - 2 Çok Ģiddetli kuraklık
2. Normalin Yüzdesi Ġndeksi (Percent of Normal Index-PNI) Belirlenen bir zaman dilimi içinde yağıģ miktarının ortalamasına bölünmesinin yüzde olarak ifadesidir. PERĠYOTLAR NORMAL VE ÜZERĠ (Risk Yok) 1 % 75 ten büyük 3 % 75 ten büyük 6 % 80 den büyük 9 % 83,5 tan büyük 12 % 85 ten büyük HAFĠF KURAK (Ġzlemeye BaĢla) ORTA ġġddette KURAK (Uyarı) ġġddetlġ KURAK (Acil Durum) % 65 % 75 % 55 % 65 % 55 ten küçük % 65 % 75 % 55 % 65 % 55 ten küçük % 70 % 80 % 60 % 70 % 60 tan küçük % 73,5 % % 63,5 % % 63,5 tan 83,5 73,5 küçük % 75 % 85 % 65 % 75 % 65 ten küçük
3. Palmer Kuraklık ġiddet Ġndeksi (Palmer Drought Severity Index-PDSI) PDSI genellikle aylık olarak hesaplanmaktadır. Girdi olarak yağıģ, sıcaklık ve toprağın su tutma kapasitesi kullanılmaktadır. Bu girdiler yardımıyla su dengesi eģitliğinin temel bileģenlerinden olan evapotranspirasyon, toprağa giren, yüzey akıģı ve yüzeyden olan nem kaybı belirlenebilmektedir PDSI değeri Sınıflandırma 4 veya daha fazla AĢırı Nemli 3.00-3.99 Çok Nemli 2.00-2.99 Orta Nemli 1.00-1.99 Az Nemli 0.50-0.99 Nemli Devre BaĢlangıcı 0.49- - 0.49 Normal Civarı -0.50- -0.99 Kuru Devre BaĢlangıcı -1.00- -1.99 Hafif Kurak -2.00- -2.99 Orta Kurak -3.00- -3.99 ġiddetli Kurak -4.00 veya daha az AĢırı Kurak
TÜRKĠYE NĠN DURUMU Grafik 1. Türkiye yıllık ortalama sıcaklık anomalisi Kaynak: MGM, 2013
Grafik 2. 2013 yılı aylık ortalama sıcaklıklarının uzun yıllar ortalaması ile karģıla Kaynak: MGM, 2013.
ġekil1. 2013 YıLı Kıġ MEVSIMI SıCAKLıK ANOMALISI Kaynak: MGM, 2013
ġekil 2. 2013 YıLı IKLBAHAR MEVSIMI SıCAKLıK ANOMALISI Kaynak: MGM, 2013
ġekil 3. 2013 YıLı YAZ MEVSIMI SıCAKLıK ANOMALISI Kaynak: MGM, 2013
ġekil 4. 2013 YıLı SONBAHAR MEVSIMI SıCAKLıK ANOMALISI Kaynak: MGM, 2013
ġekil 5. 2013 YıLıNDA SıCAK VE SOĞUK HAVA DALGALARı YAġANAN MERKEZLER Kaynak: MGM, 2013
TABLO 1. (1 EKIM 2013-27 AĞUSTOS 2014) BÖLGELERIMIZIN YAĞıġ DURUMLARı Bölge YağıĢ (mm) Normali (mm) Geçen yıl (mm) Artma-Azalma Oranı Normale göre (%) Türkiye 529.3 616.0 666.9-14.1-20.6 Marmara 662.8 626.0 722.1 +5.9-8.2 Ege 581.5 614.8 765.5-5.4-24.0 Akdeniz 546.6 753.9 884.5-27.5-38.2 Ġç Anadolu 319.2 383.3 374.1-16.7-14.7 Karadeniz 755.5 803.2 740.8-5.9 +2.0 Doğu Anadolu Güneydoğu Anadolu Kaynak: IPM,2014. 416.3 571.1 577.6-27.1-27.9 379.3 534.6 655.1-29.1-42.1 Geçen yıla göre (%)
ġekil 6. 2013 YıLı Kıġ MEVSIMI YAĞıġ ANOMALISI Kaynak: MGM, 2013
ġekil 7. 2013 YıLı ILKBAHAR MEVSIMI YAĞıġ ANOMALISI Kaynak: MGM, 2013
ġekil 8. 2013 YıLı YAZ MEVSIMI YAĞıġ ANOMALISI Kaynak: MGM, 2013
ġekil 9. 2013 YıLı SONBAHAR MEVSIMI YAĞıġ ANOMALISI Kaynak: MGM, 2013
ġekil 10. SPI METODUNA GÖRE 6 AYLıK KURAKLıK ANALIZI Kaynak: MGM, 2014
ġekil 11. SPI METODUNA GÖRE 9 AYLıK KURAKLıK ANALIZI Kaynak: MGM, 2014
ġekil 12. SPI METODUNA GÖRE 12 AYLıK KURAKLıK ANALIZI Kaynak: MGM, 2014
ġekil 13. PNI METODUNA GÖRE 6 AYLıK KURAKLıK ANALIZI Kaynak: MGM, 2014
ġekil 14. PNI METODUNA GÖRE 9 AYLıK KURAKLıK ANALIZI Kaynak: MGM, 2014
ġekil 15. PNI METODUNA GÖRE 12 AYLıK KURAKLıK ANALIZI Kaynak: MGM, 2014
Dünya nın % 70 i suyla kaplı olsa da, bunun % 97,5 i okyanus ve denizlerdeki tuzlu sudan oluģuyor. Kalan %2,5 lik tatlı suyun %1,5 i kutup bölgelerinde ve buzullarda bulunuyor. Su ticari bir meta haline dönüģmektedir.
Dünya da 1,1 milyar (%18) insan temiz içme suyuna eriģemiyor ve 2,6 milyar (% 42) insan temel temizlik koģullarından yoksun yaģıyor. Her yıl yaklaģık 2,2 milyon kiģi olumsuz su ve temizlik koģulları ile iliģkili hastalıklar nedeniyle yaģamını kaybediyor.
Türkiye de kiģi baģına düģen tatlı su miktarı 1.519 m3 tür. Artan nüfus, üretimin artması nedeniyle 2030 da 1.130 m3 civarına düģecektir. Gelecekte Türkiye su fakiri ülkeler arasına girecektir.
Türkiye de kullanılabilir su potansiyeli 112 milyar m3/yıldır. 112 milyar m3/yıl olan kullanılabilir su potansiyelinin sadece 42 milyar m3/yıl ını kullanabiliyoruz. 42 milyar m3/yıl olan kullanabildiğimiz su varlığının 29,6 milyar m3/yıl ını tarımda, 6,2 milyar m3/yıl ını içme ve kullanmada, geriye kalan 4,3 milyar m3/yıl ını da endüstride kullanıyoruz.
Tablo 2. 1 kg bitkisel ürün üretmek için gereken su miktarı (lt) Buğday Arpa Soya Mısır Patates Çeltik ġ. Pancarı Çay 1.827 1.420 2.145 1.220 290 2.500 132 8.860 Tablo 3. 1 kg hayvansal ürün üretmek için gereken su miktarı (lt) Piliç eti Sığır eti Koyun eti Keçi eti Yumur ta Süt Peynir Tereya ğ 4.330 15.400 10.400 5.520 3.300 940 5.060 5.550 Kaynak: Atalık, 2014
NELER YAPILMALI? Ġklim değiģikliği ve kuraklık ülkemizde tarımı, içme suyu kaynaklarını, enerji üretimini önemli ölçüde tehdit etmektedir. Gelecekte karģılaģılacak su sıkıntısının önüne geçilmesi için var olan su kaynakları daha etkin kullanılmalı, tarımsal sulamada basınçlı sulama sistemine geçilmeli gerçekçi su politikaları oluģturulmalıdır.
Yeraltı su kaynaklarının aģırı kullanım ve yanlıģ yönetiminden kaynaklanan sorunlar, bilimsel olarak ortaya konmalı, izlenmeli, uygulanabilir ve ciddi yasal düzenlemelerle denetim altına alınarak çözümlenmelidir. Ġklim değiģikliğinin su kaynakları, kuraklık ve çölleģme üzerine etkileri izlenmeli ve değerlendirilmelidir. Sıcaklığa ve kuraklığa dayanıklı bitki çeģitleri geliģtirilmelidir.
Sürdürülebilir tarım ve ormancılık ilkeleri uygulanmalı; tarım ve orman arazilerinin amaç dıģı kullanımı önlenmeli; ormanların birer karbon yutağı olduğu da dikkate alınarak, ormanlaģtırma, yeniden ormanlaģtırma, erozyon denetimi ve cayır/mera iyileģtirmesi için bütçeden yeterli kaynak aktarılmalıdır. Artmakta olan sıcaklıklar yangınlara sebep olarak Türkiye nin orman kaynaklarını tehdit etmektedir. Kuraklığa ve sıcaklığa dirençli ağaçların olduğu orman alanları artırılmalıdır.
ġehir ısı adası etkisi küresel ısınma ile beraber gerçekleģtiğinde kent yaģam koģullarını kötüleģtirecektir. Bu nedenle ĢehirleĢme Ģehir ısı adası etkisini minimize edecek Ģekilde planlanmalıdır. Doğru politikalar ile nüfusun Ģehir ölçeğinden ülke ölçeğine kadar daha düzenli dağılımı teģvik edilmelidir.
Ürün desenleri iklim değiģikliği hesaba katılarak düzenlenmelidir. Kuraklık olayları geniģ alanları etkisi altına alarak Türkiye de gıda güvenliğini tehdit edecektir. Türkiye bu tip durumların ortaya çıkarabileceği olumsuzluklara karģı tedbirli olmak amacıyla tahıl üretim alanlarını mümkün olduğunca değiģik bölgelere yaymalıdır. Kuraklık Yönetim Planı'nı (KYP) mutlaka yasama geçirilmeli ve uygulamalıdır.
Kentler kuruldu kurulalı ilk kez, Koca arazilerden tahıl alınamadı, Sulak arazilerden balık çıkmadı, Sulak bahçelerden ne Ģurup çıktı, ne Ģarap, ToplaĢan bulutlardan damla düģmedi yere, Masgurum büyüyüp yeģeremedi... Bir paraya çeyrek ĢiĢenin yarısı kadar yağ alabildin ancak Bir paraya çeyrek ĢiĢenin yarısı kadar tahıl alabildin ancak... Her kentin her pazarında hep bu fiyatlar vardı! Derken, damda yatan damda kaldı, Evinde yatanın cenazesi evde kaldı, Açlıktan insanlar göğsünü bağrını parçaladı... Kaynak: Akadlar, M.Ö 4300
TEġEKKÜRLER