B RKAÇ SÖZ. Foreword / Par l éditeur

Benzer belgeler
SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRASIN KORUNMASINDA EĞİTİME YÖNELİK İLK ADIM: HALK KÜLTÜRÜ DERSİ

SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRAS VE KÜLTÜREL İFADE ÇEŞİTLİLİĞİ

Somut Olmayan Kültürel Miras. İrem ALPASLAN

UNESCO Kültür Sektörü. İrem ALPASLAN UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Kültür Sektör Uzmanı. 31 Ekim - 1 Kasım 2014, Antalya

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK HALKBİLİMİ ANABİLİM DALI

TÜRKSOY ÜYESİ ÜLKELER UNESCO MİLLÎ KOMİSYONLARI İKİNCİ TOPLANTISI ÇALIŞMA RAPORU

Somut Olmayan Kültürel Miras (SOKÜM) İhtisas Komitesi. Prof. Dr. Öcal OĞUZ Komite Başkanı

TED KDZ. EREĞLİ KOLEJİ VAKFI ÖZEL ORTAOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI SOSYAL BİLGİLER DERSİ 5. SINIF YILLIK PLANI

FOLKLOR (ÖRNEK: 2000: 15)

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK HALKBİLİMİ ANABİLİM DALI

İLKÖĞRETİM OKULLARI SEÇMELİ HALK KÜLTÜRÜ DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMLARININ SINIFLAR DÜZEYİNDE KARŞILAŞTIRILMASI

FEN BİLİMLERİ DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI (3, 4, 5, 6, 7 VE 8. SıNıF) TANITIMI. Öğretim Programı Tanıtım Sunusu

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

Köy Seyirlik Oyunlarında İnsan, Doğa ve Topluluk İlişkisi

1.Bireyden Kitleye. 2.Habere İlk Adım: Gazete. 3.Her Yerdeki Ses: Radyo. 4.Düş mü, Gerçek mi?: Sinema. 5.Evdeki Dünya Televizyon

3. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (13 Mayıs Haziran 2013) Sayın Velimiz, 13 Mayıs Haziran 2013 tarihleri arasındaki temamıza ait bilgiler

TERİM OLARAK SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRAS

IFLA/UNESCO Çok Kültürlü Kütüphane Bildirisi

Yrd.Doç.Dr. Serap YÜKRÜK GİRİŞ. Geleneksel Türk Müziği

AYIRAN SINIRLAR OLMADAN AVRUPA İÇİN PAYLAŞILAN TARİHLER

3. SINIF AKADEMİK BÜLTEN ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI

DÜNYA RADYO GÜNÜ PANELİ

Öğrencilerin Üst Düzey Zihinsel Becerilerinin Belirlenmesi. Öğrenci Portfolyoları

EKİM ÜNİTE II ÖĞRETİCİ METİNLER

Uluslararası Anlaşmalar İhtisas Komitesi

TÜRKÇE ANABİLİM DALI TÜRKÇE EĞİTİMİ BİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM ÖĞRETİM PLANI

b. Mevzuat Çalışmaları ( Yasa ve Anayasa çerçevesinde yapılması gereken mevzuat çalışmaları )

Diyalog İçin Halk Bilimi Projesi Ankara Etkinlik Haftası Çerçevesinde BALKANLAR VE TÜRKİYEDE HALK KÜLTÜRÜ KONFERANSI

Bulgaristan-Türkiye Sınırında Yaşayan Yerel Halkın Geleneksel Kültürleri ve Yaşayan Müzik Biçimleri

Müze Profesyonelleri için Eğitim Modülü. Prof. Dr. Ayşe Çakır İlhan*

2.SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ

Bireyler ve Toplumlar Öykü ve Öğretim

ÖĞRETMENLİK VE ÖĞRETİM YETİŞKİNLER İÇİN OKUMA YAZMA ÖĞRETİCİLİĞİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

4. SINIF - 3. SORGULAMA ÜNİTESİ VELİ BİLGİLENDİRME BÜLTENİ Öğretim Yılı

Elektrik, Plastik Cerrahi ve Prometheus: İlk BK Romanı Frankenstein 18 Ocak2014. Ütopyadan Distopyaya, Totalitarizm ve Anksiyete 25 Ocak 2014

Eğitimde ve Toplumsal Katılımda Cinsiyet Eşitliğinin Sağlanması Projesi

İLETİŞİMDE TASARIM TASARIMDA İLETİŞİM KONULU ULUSLARARASI KATILIMLI SEMPOZYUM VE SERGİ GERÇEKLEŞTİ

FIRAT ÜNİVERSİTESİ KURUMSAL AÇIK ARŞİV YÖNERGESİ. derlenmesi ve Kurumsal Akademik Arşivlerde korunmasını sağlamak,

İletişim ve Medya Çevirisi (ETI310) Ders Detayları

RTÜK VE MEB dev bir projeye imza attı (22 Ağustos 2006)

(09-11 Mayıs 2016, Ankara) Kıymetli İslam İşbirliği Teşkilatı Üye Ülkeleri Temsilcileri, Değerli Katılımcılar,

TÜRKİYE CUMHURİYETİ GİRESUN ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ TARİH BÖLÜMü BİLGİ FORMU

UNESCO Dünya Mirası.

3. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (17 Aralık Ocak 2013) Sayın Velimiz, 17 Aralık Ocak 2013 tarihleri arasındaki temamıza ait bilgiler bu

AVRASYA UNIVERSITY. Ders Tanıtım Formu

UNESCO Türkiye Millî Komisyonu 4. Türksoy Üye Devletleri UNESCO Millî Komisyonları Toplantısı 2. Kültürel ve Doğal Miras Semineri

Editör Salih Gülerer. Çocuk Edebiyatı. Yazarlar Fatma Şükran Elgeren Hülya Yolasığmazoğlu Mustafa Bilgen Orhan Özdemir Safiye Akdeniz

KENDİMİZİ İFADE ETME YOLLARIMIZ

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ DORA KİTABEVİ, EYLÜL 2018, 302 SAYFA

AVRUPA BİRLİĞİ HAYAT BOYU ÖĞRENME İÇİN KİLİT YETKİNLİKLER

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır.

Sosyal Bilgiler Öğretiminde Eğitim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı

SOSYAL BİLGİLER DERSİ ( SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN

Türkiye Sosyoekonomik Statü Endeksi Geliştirme Projesi. Proje Yürütücüsü Yrd. Doç. Dr. Lütfi Sunar İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü

UNESCO Türkiye Millî Komisyonu. Basın Duyurusu. UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Büyük Buluşması

Yaygın Eğitim Enstitüsü Müdürlüğü TÜRKİYE DE YAYGIN EĞİTİM

Avrupa'da Okullarda Sanat. ve Kültür Eğitimi

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DOKTORA PROGRAMI DERSLER VE KUR TANIMLARI

YARATICI DRAMA. 1 Ders Adi: YARATICI DRAMA 2 Ders Kodu: REH Ders Türü: Seçmeli 4 Ders Seviyesi Lisans

ANKARA SOSYAL BİLİMLER ÜNİVERSİTESİ BOLOGNA EŞGÜDÜM KOMİSYONU YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

SEYYİT MAHMUT HAYRANİ ANADOLU LİSESİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

HAZIRLIK SINIFLARI 2. SORGULAMA ÜNİTESİ VELİ BİLGİLENDİRME BÜLTENİ Eğitim - Öğretim Yılı

İ Ç E R İ K. M i s y o n & V i z y o n. N e d e n İ n g i l i z D i l i v e E d e b i y a t ı B ö l ü m ü?

ZfWT Vol 10, No. 2 (2018) 281-

HALKBİLİMİ ÇALIŞMALARININ YENİ DÖNEMİ: SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRASIN KORUNMASI SÖZLEŞMESİ

5. SINIF PERFORMANS DEĞERLENDİRME KİTAPÇIĞI (P-3) / Ders Kazanım A B Türkçe Sözcüklerde Çok Anlamlılık 1 11 Türkçe Mecaz Anlamlı Sözcükler

ANA SINIFI PYP VELİ BÜLTENİ. (19 Aralık Şubat 2017)

UNESCO VE ORGANLARI. Genel Konferans. Yürütme Kurulu

1. Çocukları Tanıma Çocukların fiziksel özelliklerini tanıma Çocukların sosyo-ekonomik özelliklerini tanıma

Kültür Bilimi ve Yönetimi

ÖZGEÇMİŞ. 4. Öğrenim Durumu :Üniversite Derece Alan Üniversite Yıl Türk Lisans. Halk Atatürk Üniversitesi Türk Halk Hacettepe Üniversitesi 1971

İlkokul Öğrencilerinin İstanbul un Kültürel Mirası Farkındalıklarını Arttırmaya Yönelik Bir Eğitim Programı. Gürsu Aşık Serkan Özel Meral Korzay

4. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ. (30 Mart 15 Mayıs 2015 )

Âşıklık Geleneği ve Medya Endüstrisi -Geleneksel Müziğin Medyadaki Serüveni-

ÖZGEÇMİŞ. Akdeniz üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Okul Öncesi Eğitimi Anabilim Dalı Dumlupınar Bulvarı/ANTALYA

İSTANBUL AREL ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK DEĞERLENDİRME VE KALİTE GELİŞTİRME ÇALIŞMA KOMİSYONU TOPLANTISI

HALE OZANSOY RESİM SERGİSİ DEFNE SANAT GALERİSİNDE AÇILDI

TÜRK EDEBİYATINDA 26 DURAK 254 ŞAİR VE YAZAR

CP PT-COMENIUS-C21

UNESCO Bilgi ve İletişim Sektörü

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

Uluslararası Süreçler Çerçevesinde Çevre Eğitimi

Okul Temelli Mesleki Gelişim Nedir?

KÜLTÜREL MİRASIN KORUNMASI VE ARKEOLOJİ BİLİNCİNİN GELİŞTİRİLMESİ

HAZIRLIK SINIFLARI 3. SORGULAMA ÜNİTESİ VELİ BİLGİLENDİRME BÜLTENİ Eğitim - Öğretim Yılı

UNESCO VE İNSANLIĞIN SÖZLÜ VE SOMUT OLMAYAN MİRASI BAŞYAPITLARI

YABANCI DİL ÖĞRETMENİ

Gazetecilik I (PR 491) Ders Detayları

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü MÜZİK VE GÖSTERİ SANATLARI ALANI DRAMA KURS PROGRAMI

1. Kültürel Miras Yönetiminde Çağdaş Yaklaşımlar. 2. Türkiye de Kültürel Mirasın Anlamı ve Yönetimi

Yapay Zeka (MECE 441) Ders Detayları

Yüksek. Eğitim bilimleri. Eğitim bilimleri

Prof. Dr. Mirjana Teodosiyeviç, Turski Jezik u Svakodnevnoj Komunikatsiji, Beograd, 2004, 327 s. Günlük Konuşmada Türkçe

UNESCO MİLLÎ KOMİSYONLAR TÜZÜĞÜ

ANASINIFI PYP VELİ BÜLTENİ. (07 Aralık Ocak 2016)

SOSYOLOG TANIM A- GÖREVLER

YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MEDYA ÇALIŞMALARI DOKTORA PROGRAMI

DİKMEN BÖLGESİ STRETEJİK GELİŞİM PLANI

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. İleri Araştırma Yöntemleri MES

Transkript:

B RKAÇ SÖZ Foreword / Par l éditeur Merhaba Sevgili Okur, Yeni bir sayıyla yine ellerinizdeyiz. Kültür çalışmalarının 82. sayıya ulaşan bu önemli koleksiyonu, hiç kuşkusuz sizlerin katkı, destek ve eleştirilerinizle oluştu. Kültür üzerine yapılan akademik araştırmaların yanında son yıllarda önem kazanan UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi kapsamındaki bilimsel çalışmalar, yönetimsel etkinlikler de derginin sayfaları arasında yer almaya başladı. Yeni yeni oluşmakta olan bu belleğin de diğer alanlarla birlikte Millî Folklor u önemli başvuru adreslerinden biri haline getireceğine inanıyoruz. TARİFSİZ KEDERLER İÇİNDEYİZ 80. sayıda Türk Halk Edebiyatı nın duayeni hocaların hocası Prof. Dr. Şükrü Elçin in (1912-2008) ve Halk Tiyatrosu araştırmalarının görkemli bilgini Prof. Dr. Metin And ın (1927-2008) aramızdan ayrılışlarını sizlerle paylaşmıştık. 81. sayıda Türk Halk Edebiyatı araştırmalarının seçkin hocası Prof. Dr. Muhan Bali nin (1936-2008) kaybını duyurduk. Bitsin bu yaprak dökümü diye dua ederken Türkoloji dünyasının önemli isimlerinden Prof. Dr. İréne Mélikoff un (1917-2009) ölüm haberini aldık. Ne yazık ki acı haberlerin sonu gelmedi. Öyle bir haber aldık ki, bu haber bize Acırım yiğit iken ölenlere/göğ ekini biçmiş gibi dizelerini söyletti Yunus Emre nin. Sonra Anadolu insanının sıralı ölüm dileğini hatırladık. Prof. Dr. Gürbüz Erginer (1945-2009) ne sıraya uydu ne sözünde durdu. her şeyi yarım bırakıp ayrıldı aramızdan. Nail Tan, İréne Mélikoff; Tuba Saltık Özkan, Gürbüz Erginer hakkındaki duygularımıza tercümanlık etti. PROF. DR. GÜRBÜZ ERGİNER ARMAĞAN SAYISI Millî Folklor Dergisi, beklenmedik bir zamanda aramazdan ayrılan değerli halkbilimci, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Halkbilim Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gürbüz Erginer için bir armağan sayı hazırlamaya karar vermiştir. Bildiğiniz üzere, Dergimizin 2009 yılının Aralık ayında çıkacak olan 84. sayısı Prof. Dr. Bilge Seyidoğlu ve 2010 yılının Mart ayında çıkacak ilk sayısı ise Prof. Dr. İlhan Başgöz Armağanı olarak daha önceden planlanmıştı. Dergimizin armağan sayıları Kış sayısından Bahar sayısına alması nedeniyle Prof. Dr. Gürbüz Erginer Armağanı 2011 yılının Bahar sayısı olacaktır. Bu duyuru Armağan sayıya katılmak isteyenlere çağrı niteliğindedir ve başka bir yöntemle dergimiz Armağan sayılara yazı talebinde bulunmamaktadır. http://www.millifolklor.com

BİLGE SEYİDOĞLU ARMAĞANI Millî Folklor un 84. sayısı daha önce duyurduğumuz gibi Bilge Seyidoğlu Armağanı olarak yayımlanacaktır. Armağan sayılarda yayımlanacak öz lü yazıların tamamının her bakımdan diğer yazılar gibi hakemlik süreçlerini tamamlaması gerekmektedir. Bu nedenle Seyidoğlu Armağan sayımıza katılmak isteyenlerin hakemlik süreçlerinin tamamlanmasına izin verecek şekilde yazılarını göndermeleri gerekmektedir. İLHAN BAŞGÖZ ARMAĞANI 84. sayının Bilge Seyidoğlu Armağanı olarak yayımlanmasıyla birlikte, armağan sayıları Bahar aylarına alacağımızı daha önce duyurmuştuk. Bu kapsamda 2010 yılının ilk sayısı olan 85. sayı halkbilimi çalışmalarının saygın isimlerinden İlhan Başgöz e Armağan edilecektir. YAYIN İLKELERİMİZ VE YAZILARINIZ Bilindiği üzere 21 Şubat 2009 tarihli genişletilmiş dergi toplantısında aldığımız kararlar sonucu Yayın İlkelerimizde önemli değişiklikler yaptığımızı 81. sayımızda duyurmuştuk. Dergimize yazı gönderen değerli yazarların bu ilkelere uymaları gerekmektedir. İlkelere uymayan yazılar için herhangi bir değerlendirme süreci başlatılamamaktadır. Bu nedenle yazılarınızı Yayın İlkelerimizi dikkate alarak hazırlamanızı bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. Ayrıca, yazılarınızı dergimizin kullanmakta olduğu e-mail adreslerinden yalnızca birine göndermenizi rica ediyoruz. Dergiye yazılarınız ulaşınca size alındı notu gönderilecek ve inceleme süreci başlatılacak ve hakem raporları doğrultusunda sizinle temasa geçilecektir. Yazarlarımızın İngilizce özet konusunda 150-200 sözcük kuralına uymalarını ve özetlerini mümkünse ana dili İngilizce olan birine kontrol ettirmelerini öneririz. Ayrıca dergimiz 2010 yılının ilk sayısından itibaren makalelerin hacminde en fazla 15 sayfa ve/ veya 5.000 sözcük kuralı getirmiştir. Yazarlarımıza saygıyla duyururuz. e-millifolklor Dergimizin Türk Dünyası Halkbilimi Dergisi alt adıyla çıktığı 14. sayıdan başlayarak bütün sayılarının elektronik ortamda okunurluğunu sağlama çalışmamız sürmektedir. Bu kapsamda 14-16. sayılar elektronik ortama konulmuştur. Kısa bir zaman içinde 17-45. sayıları da sizlerin hizmetine sunmayı amaçlıyoruz. Dergimizin basılı hali meraklıları için devam ederken, elektronik ortamda dizilen bütün sayılara internetten ve dünyanın her yerinden erişimi sağlamamız ulusal ve uluslararası alandaki görünürlüğümüzü artırmıştır. Bu kapsamda 01 Ocak 2008-01 Haziran 2009 tarihlerinde dergimiz 29.000 kişi tarafından ziyaret edilmiştir. 83. sayıda görüşmek üzere. M. Öcal Oğuz Yayın Yönetmeni http://www.millifolklor.com

SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRAS VE KÜLTÜREL İFADE ÇEŞİTLİLİĞİ Le patrimoine culturel immetariel et la diversite de l exression culturelle Prof. Dr. M. Öcal OĞUZ* ÖZ Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması düşüncesi, folklor kavramı ile ortaya çıkmış ve gelişmiştir. Bu düşünce UNESCO nun 1972 Doğal ve Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi nin hazırlık çalışmaları sırasında uluslararası bir araca dönüşmüştür. Bolivya, 1973 yılında Yazar Hakları Evrensel Sözleşmesi ne folklorun korunması ile ilgili bir protokol eklenmesini önermiştir. Bu öneriden sonra folklor bir UNES- CO terimi niteliği kazanmıştır. 1989 Geleneksel Kültür ve Folklorun Korunması Tavsiye Kararı, 1994 Yaşayan İnsan Hazineleri Programı, 1997/98 İnsanlığın Sözlü ve Somut Olmayan Başyapıtları İlan Programı ve nihayet 2003 yılında imzalanan Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi bu süreçte ve bu koruma düşüncesi içinde hazırlanmıştır. Bu arada İstanbul Bildirgesi ni de hatırlamak gerekir. 2002 yılında İstanbul da gerçekleşen Kültür Bakanları Üçüncü Yuvarlak Masa Toplantısı Kültürel Çeşitliliğin Aynasında Somut Olmayan Kültürel Miras başlıklı Kültür Bakanları Üçüncü Yuvarlak Masa Toplantısı, iki sözleşmenin ruhunu ve özünü yansıtmaktadır. Nitekim, bu toplantıdan bir yıl sonra Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi, üç yıl sonra ise Kültürel İfadelerin Çeşitliğinin Korunması ve Geliştirilmesi Sözleşmesi UNESCO da kabul edilmiştir. Birinci sözleşme somut olmayan kültürel mirasların korunmasını ve gelecek kuşaklara aktarılmasını istemektedir. İkinci sözleşme ise insanlığın kültürel ifade çeşitliliğini savunmaktadır. Sözleşmenin tanımladığı kültürel ifade çeşitliliğinin kaynaklarının büyük kısmı, somut olmayan kültürel miras alanındadır. Yani denilebilir ki, somut olmayan kültürel mirasını koruyamayan ülkelerin kültürel ifade çeşitliliğine katkı vermesi beklenemez. Türkiye, son dönemlerde çeşitli nedenlerle birçok somut olmayan kültürel mirasını örgün ve yaygın eğitim alanına, kent yaşamına ve medyaya taşıyamamıştır. Bunun sonucu olarak birçok referans kaynağı unutulmuş, onların yerini kitle kültürünün ürettiği örnekler almıştır: Nardaniye Hanım ın yerini Pamuk Prenses, Köroğlu nun yerini Robin Hood, Kerem ile Aslı nın yerini Romeo ve Juliet, Boz Atlı Hızır ın yerini Noel Baba almıştır. Bu durum hem somut olmayan kültürel mirasın yok oluşu hem de kültürel ifade çeşitliğinin kayboluşu olarak görülebilir. Bu örnekler de göstermektedir ki, kültürel ifade çeşitliliğinin korunması, somut olmayan kültürel mirasın yaşatılmasına bağlıdır. Anahtar Sözcükler UNESCO, Sözleşme, Somut Olmayan Kültürel Miras, Kültürel İfadelerin Çeşitliliği RESUME La pensé de la sauvegarde du patrimoine culture immatériel s est révélée et s est développée avec le concept de folklore. Cette idée est devenue un instrument international a l UNESCO au cours de la préparation du texte de la convention concernant la protection du patrimoine mondial, culturel et naturel en 1972. La Bolivie a proposé un protocole concernant la sauvegarde du folklore dans la convention universelle du droit de auteur en 1973. Après cette proposition, le terme de folklore est devenu un terme de l UNESCO. La recommandation sur la sauvegarde de la culture traditionnelle et populaire en 1989, Le commencement du programme des trésors humains vivants en 1994, le commencement de la proclamation des chefs-d œuvre du patrimoine oral et immatériel de l humanité en 1997/98 et enfin la convention pour la sauvegarde du patrimoine immatériel en 2003 ont été préparés dans cette processus et dans cette esprit de la sauvegarde. Dans cette signification, Il faut se rappeler la déclaration d İstanbul sur la protection de la culture immatériel, qui a été préparée au cours de la troisième table ronde des ministres de la culture, appelée le patrimoine culturel immatériel, miroir de la diversité culturelle en 2002. Le nom de Cette réunion reflétait l âme et l esprit de la convention 2003 et 2005. Après cette initiative, les deux conventions ont été préparées dans les conférences générales de l UNESCO en trois ans. La convention pour la sauvegarde du patrimoine culturel immatériel demande que le patrimoine culturel immatériel se transmette de génération en génération. Quant à la convention sur la protection et la promotion de la diversité des expressions culturelles, elle défend la diversité des expressions culturelles de l humanité. Le plus part des sources de la diversité des expressions culturelles, qui a été définie dans le texte de la convention, est dans le domaine du patrimoine culturel immatériel. A savoir, on peut dire que, si un pays ne sauvegarde pas son patrimoine culturel immatériel, il n est pas capable d avoir la diversité des expressions culturelles. Mots-cles UNESCO, Convention, Patrimoine culturel immatériel, Diversité de l expression culturelle * Gazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Halkbilimi Bölümü Öğretim Üyesi, ocaloguz@gazi.edu.tr http://www.millifolklor.com http://www.millifolklor.com

Brezilya yerlilerini soylu vahşi olarak selamlayan Romantik Akım veya James Macpherson (1736-1796) tarafından temeli atılan ve 18. yüzyıla damgasını vuran Ossiancılık daha bu çağlarda, kültürlerin kentsel ve teknolojik gelişmeler karşısında yok olduğu ve korunması gerektiği fikrini ortaya atmıştı. J. G. Herder (1744-1803) ile başlayan ve onun takipçilerince sürdürülen halkın ruhu görüşü, bu koruma duygusunun sistemli bir bilim dalı haline gelişinin başlangıcına konulması gereken önemli bir öyküdür. Kendisine disiplinin İngilizce adını borçlu olduğumuz W. J. Thoms (1803-1885), folklor adını önerdiği makalesinde geleneksel kültürlerin teknolojik ve kentsel dönüşüm süreçlerindeki yok oluşuna dikkat çekmiş, bunların derlenmesi, korunması ve gelecek kuşaklara aktarılmasının önemine işaret etmiştir. W.J. Thoms un 1846 yılında kaleme aldığı bu yazı, geleneksel kültürlerin ve popüler edebiyatların korunması fikrinin kurumlaşmasını sağlamış, bu tarihten sonra, bu alanda beliren kültürel verimleri derleme, arşivleme, yeniden üretme ve eğitim süreçlerine ekleme, denilebilir ki küresel bir tutuma dönüşmüştür. 19. yüzyıl, bu tutumun şahlanışına tanıklık etmiştir. Ziya Paşa nın (1825-1880) 1868 yılında Londra da yayımlanan Hürriyet gazetesinde yazdığı Şiir ve İnşa makalesi, bu düşüncenin Türk aydınları arasında da yeşermeye başladığının kanıtıdır. Bu yazısında Ziya Paşa özetle söylenecek olursa Divan Edebiyatı olarak adlandırılan edebî verimlerle Halk Edebiyatı olarak adlandırılanları karşılaştırır ve hangisinin millî veya Türk e ait olduğunu sorarak, unutulan ve taşraya hapsedilen halk edebiyatının gerçek Türk Edebiyatı olduğunu savunur. Her ne kadar Ziya Paşa Türkiye ye döndükten sonra birkaç yıl içinde bu fikrinden vazgeçmiş olsa da bu bakış açısı, -ara dönemdeki kimi cılız sesler bir yana- daha güçlü bir akım olarak 1908 de gerçekleşen İkinci Meşrutiyetle birlikte kitleleri peşinden sürükleyen bir akıma dönüşür. Ziya Gökalp (1876-1924), Fuad Köprülü (1890-1966) ve Rıza Tevfik (1869-1949) tarafından 1913 ve 1914 yıllarında kaleme alınan ve başlığında folklor veya ona Türkçe karşılık olarak önerilmiş halkiyat terimleri bulunan yazılar (Oğuz 2008a) da geleneksel kültürlerin ve popüler edebiyatların millî kimlik açısından önemine ve korunmasına yöneliktir. Türk folklor tarihinde folklorun ilk üç makalesi olarak tanınan bu yazıların açtığı çığır, günümüze kadar yapılan folklor çalışmalarının da temelini oluşturmuştur. Bu temel özetle şöyle ifade edilebilir: Kent ve Medrese merkezli yazılı Osmanlı edebiyatı, binlerce yıllık kültür kaynaklarını küçümsemiş ve bu kaynaklardan yararlanmamıştır. Oysa bu kaynaklar millete kimlik ve tarih veren ve ulus olarak farklılığını vurgulayan asli kaynaklardır. Bu kaynaklar aranmalı, derlenmeli, yeniden işlenmeli ve en önemlisi gelecek kuşaklar bu temel üzerinde yetiştirilmelidir. Osmanlı Döneminin son on yılında benimsenen ve biçimlenen bu görüş, Cumhuriyet döneminde de aynen sürdürülmüştür. İstanbul Üniversitesi bünyesinde kurulan Türkiyat Enstitüsü, Türk Ocakları, Halkevleri ve Milli Folklor Enstitüsü gibi önemli devlet kurumları veya bu kurumların düşüncelerini kitlelere ulaştıran dergi, dernek, vakıf gibi özel kuruluşlar, folklorun derlenmesi, arşivlenmesi, müzelenmesi ve gelecek kuşaklara aktarılması amacına hizmet etmişlerdir. Bugün üniversitelerimizin halkbilimi ile ilgili birimleri, yok olan kültürün korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması hedeflerine uygun monografiler hazırlamaya devam etmektedir. Türkiye de folklor alanında çıkan dergi ve kitapların satır aralarında bu http://www.millifolklor.com

hedef rahatlıkla görülebilir. Bir ülkeye, ulusa veya topluma millî kimlik duygusu veren kültürel mirasların korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması düşüncesi, küresel bir uygulama olarak bütün eğitim sistemlerinde yerini almaktadır. Yani geleneksel kültürü koruma ve gelecek kuşaklara aktarma çabası, Türkiye ile sınırlı bir hareket değildir. Hatta uluslararası toplum, bu konuda daha organize ve daha güçlü bir eylem ortaya koyma çabasını UNESCO çatısı altında yaklaşık 40 yıldır sürdürmektedir. UNESCO nun 17. Genel Konferansı sırasında 16 Kasım 1972 tarihinde kabul edilen Dünya Doğal ve Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi, yapmış olduğu ve korumayı hedeflediği kültürel miras tanımı ile somut olmayan kültürel mirasın da korunması gerektiği fikrini bir karşı görüş olarak ortaya çıkarmış, bu sayede folklorun korunması kabul gören bir düşünce olarak UNESCO belgelerinde 1973 yılından itibaren tartışılmaya başlanmıştır. 1989 Geleneksel Kültür ve Folklorun Korunması Tavsiye Kararı (Oğuz 2008b), 1994 yılında ortaya çıkan Yaşayan İnsan Hazineleri Programı (Oğuz 2008c) ve 1997/98 yıllarında başlayan İnsanlığın Sözlü ve Somut Olmayan Başyapıtları İlan Programı ve bu kapsamda 2001, 2003 ve 2005 yıllarında gerçekleşen 90 başyapıt ilanı (Oğuz 2008d) bu sürecin doğal uzantısı olarak görülmelidir. UNESCO nun 32. Genel Konferansı nda 17 Ekim 2003 tarihinde kabul edilen Somut Olmayan Kültürel Mirasın (SOKÜM) Korunması Sözleşmesi (Oğuz vd. 2005) ile 33. Genel Konferansı nda kabul edilen Kültürel İfadelerin Çeşitliliğinin (KİFAÇ) Korunması ve Geliştirilmesi Sözleşmesi (Oğuz vd. 2009), sözü edilen bu kırk yıllık çabanın meyvesidir. Şunu da unutmamak gerekir ki bu kırk yıllık çaba, bir anlamda yaklaşık iki yüzyıldır var olan folklorun korunmasının ulusal kimliğin ve kültürün korunması anlamına geldiği düşüncesinin hükümetlerarası bir enstrümana dönüşmesidir. Dünyanın iki yüzyıllık deneyiminin ve entelektüel belleğinin talebi, geçen süreçlerdeki gözlem ve değerlendirmelerin ortaya çıkardığı bir haklılık olarak görülmüş ve bu hüküm sözünü ettiğim bu iki sözleşme ile resmî belge niteliği kazanmıştır. Somut Olmayan Kültürel Mirasın (SOKÜM) Korunması Sözleşmesi, bir toplumun kendi kültürel kimliğinin bir parçası olarak gördüğü ve kuşaktan kuşağa aktarmak suretiyle günümüze kadar getirdiği somut olmayan kültürel miraslarını korumasına ve gelecek kuşaklara aktarmasına katkı sağlayacak yol, yöntem ve imkânları tanımlamaktadır. Bu sözleşme ile oluşacak Ulusal Envanterler, somut olmayan kültürel miras unsurlarının ulusal, İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Miras Temsili Listesi ve Acil Koruma Gerektiren Somut Olmayan Miras Listesi ise, hem ulusal hem de uluslararası süreçlerde sözleşmede tanımlanan mirasların nasıl korunması gerektiğini biçimlendirmekle, öteden beri hemen her toplumda dile getirilen kültürümüz ölüyor şeklindeki yakınmalara da bir anlamda cevap vermektedir. İki yüzyıllık folklor çalışmalarının ortaya koyduğu bu yargıya duyarsız kalmayarak konuyu entelektüeller arası bir yakınma ve kaygı konusu olmaktan çıkararak hükümetlerarası bir koruma belgesine dönüştüren UNESCO nun ürettiği metnin amaca ne denli hizmet edebileceği tartışılabilir olsa bile, küresel bir talebi karşılamaya çalıştığı gerçeği gözden kaçırılmamalıdır. Kültürel İfadelerin Çeşitliliğinin (KİFAÇ) Korunması ve Geliştirilmesi Sözleşmesi ise, kültürel ifadelerin çeşitliliğinin kültürel endüstri alanında http://www.millifolklor.com

korunmasını öngörmektedir. Yani, bu sözleşmeyle, sinema, müzik, televizyon, kitap, dergi, elektronik alan gibi kültüre dayalı bir çok endüstri dalındaki tektipleşmeye karşı, uluslararası toplumun harekete geçmesi ve küresel kültürler karşısında ulusal kültürlerin de endüstri alanında varlık göstererek kültürel ifade çeşitliğini sağlama hedeflerine katkı vermesi beklenmektedir. Bu sözleşmede, kültürel ifade çeşitliliği için özgün, bireysel ve çağdaş yaratımların yeri ve önemi vurgulanıyorsa da geleneksel kültürlerin -daha doğru bir ifadeyle SOKÜM ün Korunması Sözleşmesi nin tanımladığı alanlarda ortaya çıkan kültürün- bunu sağlamadaki rolü, yeri ve katkısı da kaydedilmektedir. KİFAÇ ın Korunması ve Geliştirilmesi Sözleşmesi kapsamında UNESCO çatısı altında bugüne kadar üretilmiş belgelerde kültürel ifade çeşitliliği ile somut olmayan kültürel miras arasındaki var olan ilişki hiçbir şekilde reddedilmemiştir. Nitekim, 2002 yılında Türkiye nin öncülüğünde ve ev sahipliğinde UNESCO Genel Müdürlüğü ile ortaklaşa İstanbul da düzenlenen Kültürel Çeşitliliğin Aynasında Somut Olmayan Kültürel Miras başlıklı Kültür Bakanları Yuvarlak Masa Toplantısı, gerek 2003 ve 2005 Sözleşmelerinin hazırlık çalışmalarını başlatan hükümetlerarası iradenin ortaya çıkması gerekse bu iki terimin birbirini bütünlediğinin bu denli güçlü bir şekilde vurgulanması bakımından sözleşmelerin öz ve amaçlarını belirleyen ilk adım olarak hatırlanmalıdır. Küreselleşmenin ve kitle kültürünün olumsuz etkileri her iki sözleşme metninde de açık bir şekilde vurgulanmıştır. (Oğuz vd. 2005:163; Oğuz vd. 2009:106-107). Her iki sözleşmede de tek bir merkezden yayılan ve insanlığın zengin yerel ve geleneksel kültürlerini ve bu kültürlere dayalı yeni üretimlerini tehdit eden kitle kültürü veya popüler kültür ürünlerinin hızla geleneksel kültürlerin yerini aldığı, ilgili toplulukların, grupların veya genel anlamda bütün toplumun içinde bulunduğu olumsuz koşullar veya iletişim çağının yarattığı birtakım algılar nedeniyle yeterli bilincin oluşturulamadığı, böylece insanlığın binlerce yılda ürettiği ve kuşaktan kuşağa aktardığı kültürlerin yok olma sürecine girdiği, bu kültürlerden esinlenen yeni üretimler yapma imkânının ortadan kalktığı, bunun sonucunda da insanlığın kültürel ifade çeşitliliğini kaybederek tek-tipleşmekte olduğu bu iki sözleşmenin satır aralarından okunabilir. SOKÜM ün Korunması Sözleşmesi, insanlığın kültürel ifade çeşitliliğinin sürdürülmesinin SOKÜM ün korunmasına bağlı olduğunu açık bir dille vurgulamaktadır. Sözleşmenin Giriş kısmında 1989 UNESCO Geleneksel Kültür ve Folklorun Korunması Tavsiye Kararında, 2001 Kültürel Çeşitlilik Evrensel Bildirgesinde ve Kültür Bakanları Üçüncü Yuvarlak Masa Toplantısında kabul olunan 2002 İstanbul Bildirgesinde vurgulandığı gibi, somut olmayan kültürel mirasın kültürel çeşitliliğin potası ve sürdürülebilir kalkınmanın güvencesi olduğu açık bir dille ifade edilmektedir. (Oğuz vd. 2005:163) Benzer şekilde KİFAÇ ın Korunması ve Geliştirilmesi Sözleşmesi nde de kültürel ifade çeşitliliğinin sağlanmasına yönelik en önemli unsurlar arasında SOKÜM ün Korunması Sözleşmesi nin tanımladığı kültür ürünleri gösterilmektedir. KİFAÇ ın Korunması ve Geliştirilmesi Sözleşmesi nin Giriş kısmında iki ayrı paragrafta Somut olmayan ve maddi zenginlik kaynağı olarak geleneksel bilginin veya Geleneksel olanlar da dahil olmak üzere kültürel ifadelerin çeşitliliğinin bireylerin ve halkların kendi düşünce ve değerlerini ifade etmelerine ve başkalarıyla paylaşmalarına imkân sağ- http://www.millifolklor.com

layan önemli bir etken olduğu (Oğuz vd. 2009:106) vurgulanmaktadır. Bu cümleler kültürel ifade çeşitliliğini korumak ve buna katkı sağlamak isteyen sanatçıların esin kaynaklarını da işaret etmektedir. Tam bu noktada tek merkezden yayılan kitle kültürlerinin etkisi altında kalan Türk toplumu gibi toplumların -her iki sözleşmenin de yorumlanabilecek başka amaç veya sonuçları bir yana bırakılarak bakıldığında- içine düştüğü insanlığın kültürel ifade çeşitliliğine katkı yoksunluğu, üzerinde durulması gereken bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu süreç hem somut olmayan kültürel mirasları yok eden hem de insanlığın kültürel ifade çeşitliğine katkı vermeyen iki yönlü bir olumsuzluk süreci olarak okunabilir. Bu konudaki en çarpıcı örnekler, ilgili topluluk veya grubun arasında bulunması ve kuşaktan kuşağa aktarılarak yaşatılması gereken somut olmayan kültürel miras unsurlarının kültürel ifade çeşitliliğini oluşturabilecek veya destekleyebilecek sinema, müzik veya televizyon gibi en yaygın kültür endüstrisi alanlarında var olamaması ve binlerce yılda oluşan ortak belleğin referans kaynakları olarak kullanılamaması ile ortaya çıkmaktadır. Grimm Kardeşlerin derlediği ve yaklaşık iki yüzyıldır uluslararası toplumun benimseyip kültür endüstrisi alanında birçok kez yeniden ürettiği Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler Masalı, insanlığın ortak belleğine yerleşmiştir. Çağdaş Türk toplumunda da bu masalı tanımayan ve bir şekilde onunla karşılaşmayan hemen hemen yoktur. Bu nedenle de bu masal önemli bir gönderme(referans) kaynağı olarak gündelik hayatta ve sanatsal yaratmalarda yerini almıştır. Gazi Üniversitesi Türk Halkbilimi bölümünde okuyan öğrencilerle yıllardır yürütmekte olduğumuz Medya ve Halkbilimi dersinin araştırma sonuçlarına göre Türk sinema ve dizi alanında, Pamuk Prenses veya Yedi Cüceler masalına metne bağlı olarak sayısız göndermeler yapıldığını gördük. Bu göndermelerin sağladığı açık ve kesin bir sonuç olarak Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler Masalı yediden yetmişe Türk toplumu tarafından bilinmektedir. Oysa, Türk halkı arasında bu masalın yüzyıllar boyunca anlatılan ve kuşaktan kuşağa aktarılan bir başka biçimi veya bir anlamda yerli versiyonu olan Nardaniye Hanım ve Kırk Haramiler (Boratav 1992: 96-101) veya Dürdane Hanım (Sivas İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Web Sayfası) masalları ise, örgün eğitim süreçlerinden geçenler ve kültür endüstrisi kullananlar arasında tamamen unutulmuştur. Bu masal hem somut olmayan kültürel miras olarak kuşaktan kuşağa aktarılamaz hem de kültürel ifade çeşitliliğine katkı sağlayacak şekilde kültür endüstrisine esin kaynağı oluşturamaz hale gelmiştir. Bu nedenle de kültürel gönderme yapılma şansı da ortadan kalkmıştır. Yani sokakta artık hiçbir kız çocuğuna sen Nardaniye Hanım gibi güzelsin demek mümkün değildir. Hem somut olmayan kültürel mirasın kuşaktan kuşağa aktarılamaması hem de kültür endüstrisinin bu alanı kullanmaması bu sonucu doğurmuştur. Türk halk kültürünün yaratılıp yaşatıldığı ve gelecek kuşaklara aktarıldığı önemli kültür alanlarından birini de Âşıklar oluşturmaktadır. Günümüzde Âşık edebiyatı deyip geçtiğimiz bu alanda oluşan ve halka mal olan kültür, bugün insanlığın sözleşmeyle oluşturmaya veya korumaya çalıştığı kültürel ifade çeşitliliğini ve zenginliğini binlerce yıllık bir süreçte oluşturmuştur. Âşıkların anlattığı Dede Korkut, Kerem ile Aslı, Emrah ile Selvi Han, Ferhat ile Şirin, Âşık Garip ile Şahsenem, Arzu ile Kamber ve Köroğlu gibi hikâyeler, toplumda aşk, kahramanlık, ayrılık gibi birçok alanda 10 http://www.millifolklor.com

referans kaynağı oluşturuyordu. Bugün kitle kültürü, bütün bu referans kaynaklarını ötelemiş, ölümüne sevmenin sembolü olarak Romeo ve Juliet, zenginden alıp fakire vermenin sembolü olarak Robin Hood gelip yerleşmiştir. Artık, kanatları olan ve uçan at denildiğinde zihinlerde Pegasus canlanmaktadır. Oysa, Türk anlatı geleneği içinde aşkı uğruna yanıp kül olan Kerem, dağları delen Ferhat veya sevgilisinin ölüm haberini alınca kendi canına kıyan Kamber gibi kahramanlar vardı ve onların hikâyeleri de en az Romeo nunki kadar trajikti. Onların sevgilileri Aslı, Şirin veya Arzu yu da Juliet inkinden daha iyi bir akıbet beklemiyordu. Ama artık günümüz Türk film ve dizilerinde ölümüne sevmek sadece Romeo ve Juliet ile anlatılmaktadır. Diğer yandan Zenginden alıp fakire vermek halk anlatı kültüründe Çamlıbel i kendine mesken tutan Köroğlu na ait bir özellikti ve onun iki yanında iki kanadı olan Kırat ı bu maceranın önemli bir motifi idi. Türk halk kültüründe nevruz ve hıdrellez, Boz Atlı Hızır ın geldiği, yeryüzüne bolluk, bereket, mutluluk, sağlık, sıcak, aydınlık yani kısaca yaz getirdiği yeni yılın ilk gününün adıdır. Hayvancı ve kırsal gruplarda nevruz, tarımcı ve kentli gruplarda hıdrellez olarak yaygınlaşan yeni yıl kutlamaları, 1926 yılından sonra yerini kentli toplumda miladi takvime bırakmış, bu süreçte de Noel Baba ve etrafında oluşan kültür benimsenmiştir. Noel Baba, kendisinden önce benzer bir role sahip olan Boz Atlı Hızır ı tamamen unutturmuş, kentli toplum için Hızır, marjinal bir İslami figüre dönüşmüştür. Bugün yeni yıl kutlamalarının ve kültür endüstrisinin hiçbir yerinde Hızır yoktur. Artık, Hızır ile yeni yıl arasında bir ilişki kurmak söz konusu değildir. Hızır la birlikte korunması gereken somut olmayan kültürel mirasın unutulması ve bunun yerini Noel Baba nın alması, kaçınılmaz bir sonuç olarak kültürel ifade çeşitliliğine de hizmet etmemektedir. Hazreti Ali Cenkleri, geleneksel Türk toplumunun en önemli hikâye ortamlarından birini oluşturmaktaydı. Hz. Ali, Allah ın aslanı ve Türk anlatı kültürünün epik kahramanı olarak elinde Zülfikâr ı ile zaferden zafere koşuyordu. Onu bu zaferlere eriştiren atının adı ise Düldül idi. Kitle kültürü son zamanlarda bir çizgi film yarattı. Bu çizgi filmin kahramanı olan Ret Kid in atı da Düldül dü. Bugün, sözlü kültür kaynaklarından beslenmeyen, örgün eğitim kurumlarının ve kitle kültürünün kaynaklarını tüketen kuşaklar için Hz. Ali nin atı olan Düldül, tarihin derinliklerinde kalmış ve unutulmuştur. Bugün genç kuşaklar arasında Düldül ün Hz. Ali nin atı olduğunu bilen hemen hemen yoktur. Son yollarda çekilen film ve diziler de bunu doğrulamakta, üniversiteli gençler arasında yaptığımız konuyla ilgili anket çalışmaları da bunu göstermektedir. Yaptığımız çalışmalarda ulaştığımız sonuçlar olarak genç kuşaklar, kendi mitolojilerinden, tarihlerinden, hikâyelerinden, masallarından veya efsanelerinden kaynaklanan kahramanları referans kaynağı olarak kullanamamaktadırlar. Yani Nardaniye Hanım gibi güzel olmak, Kerem gibi sevmek, Ferhat gibi dağları delmek, Köroğlu gibi zenginden alıp fakire vermek veya Hızır gibi yetişmek artık yaygın ve ortak bir kültür alanı oluşturmamaktadır. Buralardan esinlenen kültürel üretimler karşımıza çıkmamaktadır. 2008 yılında Medya ve Halkbilimi dersini alan öğrencilerle 1950 li yıllardan günümüze kadar çekilmiş 40 civarında sinema filmi üzerine çocuk oyunları açısından yapmış olduğumuz araştırmada gördük ki, eski filmlerde geleneksel Türk çocuk oyunlarına http://www.millifolklor.com 11

zengin örnekleriyle daha fazla yer verilirken bu oran günümüze doğru geldikçe düşmektedir. Bunun açıklanabilir sebebi, eski sinemacıların geleneksel kültürün kuşaktan kuşağa aktarıldığı zaman dilemlerinde çocukluklarını geçirmelerine karşılık, yeni kuşakların böyle bir imkândan mahrum oldukları ve geleneksel çocuk oyunlarını tanımadıklarıdır. Çünkü, kentsel alanda ve örgün eğitim kurumlarında geleneksel kültürün geçiş imkânları sınırlandırılmış, modernleşme, çağdaşlaşma batılılaşma gibi hedefler öne çıkarılarak kent ve eğitim alanı kitle kültürüne terk edilmiştir. Türk eğitim sisteminin ve kültür endüstrisinin, gerek somut olmayan kültürel mirasın yaşatılması gerekse kültürel ifade çeşitliliğinin toplumda benimsenmesi için yukarıda verdiğimiz birkaç örneğin dışında büyük bir zenginliğin bulunduğunu fark etmesi ve 2003 ile 2005 sözleşmelerinin kaygı duyduğu alanlarla ilgili olarak gerek eğitim mevzuatını gerekse kültür endüstrisi alanını yeniden gözden geçirmesi gerektiği bu örneklerden hareketle söylenebilir. Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması ve Kültürel İfadelerin Çeşitliliğinin Korunması ve Geliştirilmesi sözleşmeleri, küresel karşısında savunmasız kalmış yerelin ve ulusalın kendi bağlamlarında korunması ve kültürel ifade çeşitliliği için önemli bir kaynak olarak kullanılmasını hedeflemektedir. Bunu yapmak için de toplumsal bilinç, eğitim ve katılımı öngörmektedir. Genç kuşakların kültür konusunda daha duyarlı ve korumacı refleksler oluşturması ve bu kapsamda oluşacak farkındalıkların kültür endüstrisine aktarılarak çeşitliliğinin korunmasına katkı sağlanacağı her iki sözleşmede de vurgulanmaktadır. Sonuç olarak, UNESCO nun bu iki sözleşmesi, insanlığın binlerce yılda yarattığı ve bir şekilde günümüze getirdiği somut olmayan kültürel mirasların kaybolma tehlikesi altında olduğunu, bu kayboluşun ise kültürel ifade çeşitliliğini ortadan kaldırmakta olduğunu savunmakta ve bunu önlemeye çalışan hükümetlerarası birer uzlaşı belgesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Her iki Sözleşmenin de kısa sürede yürürlüğe girdiği ve taraf devlet sayılarının yüzü aştığı dikkate alınırsa, kültür tartışmalarında önemli birer uluslararası enstrüman olma potansiyeline sahip oldukları görülebilir. Bundan sonraki süreçte devletlerin ve aydınların gerek yönetimsel gerekse bilimsel nedenlerle bu belgelere daha fazla eğilecekleri beklenmelidir. KAYNAKLAR Chefs-d œuvre du patrimoine oral et immatériel de l humanite, Proclamations 2001, Paris: UNESCO Yayını, 2001. Chefs-d œuvre du patrimoine oral et immatériel de l humanite, Proclamations 2003, Paris: UNESCO Yayını, 2003. Chefs-d œuvre du patrimoine oral et immatériel de l humanite, Proclamations 2005, Paris: UNESCO Yayını, 2006. Kültürel İfadelerin Çeşitliliğinin Korunması ve Geliştirilmesi Sözleşmesi, (Çev. M. Öcal Oğuz, Yeliz Özay ve Ebru Demircan), Millî Folklor 81 (Bahar 2009) 106-115) Oğuz, M. Öcal Araştırmaların Tarihi, Türk Halk Edebiyatı El Kitabı, Ankara: Grafiker Yayını, 2008a. Oğuz, M. Öcal. UNESCO ve Geleneğin Ustaları Millî Folklor 77 (Bahar 2008c): 5-9. Oğuz, M. Öcal, UNESCO ve İnsanlığın Sözlü ve Somut Olmayan Mirası Başyapıtları, Millî Folklor 78 (Yaz 2008d):5-11. Oğuz, M. Öcal. SOKÜM ün Korunmasına Giden Yolda 1989 Tavsiye Kararı, Millî Folklor 80 (Kış 2008b): 26-32. Proclamation des chefs-d œuvre du patrimoine oral et immatériel de l humanité, Guide pourla preséntation des dossiers de candidature, Paris: UNESCO Yayını, 2001. Somut Olmayan Kültürel Mirasın Koruması Sözleşmesi. (Çev. M. Öcal Oğuz, Yeliz Özay ve Pulat Tacar) Millî Folklor 65 (Bahar 2005): 163-171. 12 http://www.millifolklor.com

SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRASIN KORUNMASINDA EĞİTİME YÖNELİK İLK ADIM: HALK KÜLTÜRÜ DERSİ The First Step at the Education of the Safeguarding of the Intangible Cultural Heritage: Folk Culture Course Doç. Dr. M. Muhtar KUTLU* ÖZ Somut Olmayan Kültürel Mirasın (SOKÜM) Korunması Sözleşmesi nin eğitime yönelik öngörüleri bağlamında, Millî Eğitim Bakanlığı na bağlı İlköğretim okullarının 6. 7. 8. sınıflarında halk kültürü adlı, 1 saatlik seçmeli ders, 2006 2007 Eğitim-Öğretim yılından itibaren aşamalı olarak uygulamaya konulmuştur. Bu gelişme somut olmayan kültürel mirasın korunmasına yönelik örgün eğitim alanında gerçekleştirilen ilk ve olumlu bir adım olmuştur. Bu gelişmenin ardında UNESCO ile gündeme gelen Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi ve buna bağlı izlenen süreçlerin önemli bir payı vardır. Kuşkusuz sözleşmenin öngördüğü eğitim çabaları örgün eğitimle sınırlı değildir. Yaygın eğitim alanında gerçekleştirilecekler için Halk Kültürü Dersi ni alacak öğrencilerin yaş grupları dikkate alındığında önemli bir zemin oluşturacaktır. Bu yazıda dersin temel gerekçeleri, Halk Kültürü Dersi Öğretim Programı hazırlık süreçleri, dersin yapısı ve gelecekte yapılması gerekenler konusu ele alınmaktadır. Anahtar Sözcükler Halkbilim, Halk Kültürü, Halk Kültürü Dersi, SOKÜM Sözleşmesi, Millî Eğitim Bakanlığı. ABSTRACT In the context of foresights of The Convention for the Safeguarding of the Intangible Cultural Heritage on education, one hour elective folk culture course has been put into action for Primary Schools (6. 7. 8. grades) of Ministry of National Education since 2006 2007 school year. This expansion has been the first positive step about the Safeguarding of the Intangible Cultural Heritage in the formal education field. The Convention of the Safeguarding of the Intangible Cultural Heritage which has been a current issue with UNESCO and process that is connected to the convention has the important contribution to this expansion. Definitely, convention s suggestions about encouraging the education is not limited only with the formal education. Folk Culture Course will constitute an important ground for the informal education when the age of Folk Culture Course students is considered. In this text, basic grounds of the course, preparation period of Folk Culture Course Teaching Program, structure of the course and future requirements are considered. Key Words Folklore, Folk Culture, Folk Culture Course, The Convention for the Safeguarding of the Intangible Cultural Heritage, Ministry of National Education. Giriş Bilindiği gibi UNESCO nun 17 Ekim 2003 tarihinde kabul ettiği, Türkiye nin de 27 Mart 2006 tarihinde resmen taraf olduğu Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi nin önemli amaçlarından biri, bu mirasın önemi konusunda yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde duyarlılığı ve farkındalığı artırmaktır. Dokuz bölüm ve kırk maddeden oluşan sözleşme, özellikle Eğitim, Duyarlılığın ve Kapasitenin Güçlendirilmesi adlı 14. maddede sözleşmeye taraf devletlerin uygun önlemlerle gerçekleştirmeye çalışacakları hususlara işaret etmektedir. Söz konusu 14. maddede belirtilenlerin ortak paydasında ve alınacak önlemlerin başında eğitim gelmekte; * Ankara Üniv. D.T.C.F Halkbilim Bölümü Öğretim Üyesi. mkutlu@humanity.ankara.edu.tr http://www.millifolklor.com 13

örgün ve yaygın eğitim programlarında somut olmayan kültürel mirasın korunmasının yer alması öngörülmektedir (Oğuz vd. 2005:163-171). Sözleşme her ülkenin kendi somut olmayan kültürel mirasını geliştirmesini ve başta eğitim ve iletişim kurumları olmak üzere, bütün kültürel aktarım ve süreçlerinde değerlendirilmesini de istemektedir. Süreçler Sözleşmenin eğitime yönelik öngörüleri bağlamında Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı ilköğretim ikinci basamak düzeyindeki öğretim programları içinde Halk Kültürü adlı bir dersin yer alması düşüncesi bu sürecin ilk adımı olmuştur. Bu başlangıç 1970 li yıllardan bu yana halkbilimcilerin gündeminden hiç düşmeyen ve girişilen birçok çabaya rağmen bu uzun süreçte kararsızlıklara, ertelemelere uğrayarak, gerçekleştirilemediği bir ortamda öğretim programlarında halkbilim disiplinine ilişkin ya da uzantısı olabilecek bir dersin yer alması önemli bir gelişmedir. Kuşkusuz bu gelişmenin ardında UNESCO ile gündeme gelen Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi ve izlenen süreçlerin önemli payı olmuştur. Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu, UNESCO Türkiye Millî Komisyonu ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü bu sürece dâhil edilerek, alan uzmanları ile yürütülecek hazırlık çalışmalarının ardından İlköğretim 6. 7. ve 8. sınıflarında sözleşmenin amaç ve ilkelerine uygun bir şekilde Halk Kültürü dersinin konulması kararlaştırılmıştır. Halk Kültürü Dersi Öğretim Programı hazırlık çalışmalarına, Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığınca -14.07.2005 tarih ve 192 sayılı kararı ile- oluşturulan ve içinde üniversitelerin ilgili bölümlerinden alan uzmanı akademisyenlerin, kurul üyelerinin ve program geliştirme uzmanlarının yer aldığı özel ihtisas komisyonunca başlanmıştır. Komisyon katılımcıları görev unvanlarıyla aşağıdaki tabloda verilmektedir: HALK KÜLTÜRÜ PROGRAM GELİŞTİRME ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU PROGRAM DANIŞMANLARI Prof. Dr. Gürbüz ERGİNER A.Ü. D.T.C.F. Halkbilim Bölümü Bşk. Prof. Dr. M. Öcal OĞUZ G.Ü. Fen Ed. Fak. Türk Halk Bilimi Bölümü Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi Hükümetlerarası Komite Türkiye Temsilcisi Doç. Dr. M. Muhtar KUTLU A.Ü. D.T.C.F. Halkbilim Bölümü UTMK Somut Olmayan Kültürel Miras İhtisas Komitesi Üyesi Yard. Doç. Dr. Ali YAKICI G.Ü. Eğitim Fakültesi Mehmet ÖZBEK Kültür ve Turizm Bakanlığı Halk Müziği Korosu Şefi KOMİSYON ÜYELERİ M. Latif ÇİÇEK Kurul Üyesi Dr. Vahap ÖZPOLAT Kurul Üyesi Kurul Bşk. Yardımcısı Selma UYSAL Halk Bilimi Uzmanı Rahime DEMİR Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Şükriye DOMBAYCI Felsefe Grubu Öğretmeni Mehmet Akif SÜTÇÜ Program Geliştirme Uzmanı ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME Çetin TORAMAN Ölçme ve Değerlendirme Uzmanı Banu ÖZDEMİR Ölçme ve Değerlendirme Uzmanı 14 http://www.millifolklor.com

Halk Kültürü Program Geliştirme Özel İhtisas Komisyonu, Halk Kültürü Dersi nin öğretim programlarını oluştururken, sözleşme ile eğitim alanında gündeme gelen yükümlülükleri ve bir kültür araştırma alanı olan halkbilim disiplininin temel ilke ve yaklaşımlarını bir arada benimsemiş, dersin kapsamı ve içeriği açısından bu iki alanın uyumuna büyük özen göstermiştir. Halkbilim, Halk Kültürü ve SO- KÜM Sözleşmesi Halk Kültürü dersi için hazırlanan öğretim programı ve kılavuz kitaplarında halk kültürü şöyle tanımlanmaktadır: üretilen, yaşatılan, sözlü ve yazılı olarak gelecek kuşaklara aktarılan, örgün olmayan ve geleneksel alanlarda yoğunlaşan ortak değer, davranışlarla yaşayış kalıplarının bütünüdür (MEB 2006:5). Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi halk kültürü bir ucuyla geçmişe, bir ucuyla geleceğe bağlı gelenek, davranış kalıpları ve uygulamalardan oluşmaktadır. Bir kültüre ait olmanın sözel ve geleneksel bütün yönlerini içerdiği gibi aynı zamanda bir toplumun belleği olarak geçmişle geleceği birbirine bağlamaktadır. Halk kültürünü köy ve köylüyle ilişkilendirme ve bu alandaki çalışmaları derleme ve sınıflandırma çabaları ile sınırlandırma alışkanlığının çok ötesinde bir yaklaşım söz konusudur. Modernitenin ortaya çıkardığı tarihsel, toplumsal ve kültürel bir dönüşümün ürünü olarak doğan folklor düşüncesi, tarihsel başlangıcında yeni bir araştırma alanı olarak doğarken aradan geçen zaman içinde sosyal bilimlerin değişen doğası ve disiplinlerarasılığın öne çıktığı bir dönemde daha geniş ve daha kuşatıcı bir çalışma çerçevesine oturtulması gerekmektedir. Bu nedenle halkbilim, bilim olarak gelişmesini sürdürdükçe konu alanı kırdan kente, sözlü ve yazılı gelenekten endüstriyel toplumun günlük ilişkilerine kadar genişlemektedir. Halk kültürünün modern toplumla ve bu toplum içinde -çağdaş kentin kültürel aktarım alanlarında- üretilen, yaratılan, yaşatılan kültürel formlarla yakından ilişkili olduğunu, moderniteyi ve günümüzde küresel dünyanın kültürel kodlarını anlama çabasına dönüştüğünü de söyleyebiliriz. Söze, eyleme, nesneye ve mekâna dayalı her türden kültürel anlamlı formu konu edinen bir araştırma alanının Halk Kültürü adı altında bir ders olarak öğretim programlarında yer alması, olumlu bir gelişme olarak değerlendirilirken sözü edilen çağdaş yaklaşımları içermesi beklenmektedir. Diğer yandan küreselleşmenin getirdiği tek tip leştirici etkilerle yok edilmekte olan kültürel çeşitliliği ve kültürel mirası korumaya, kültürlerarası itişme ve kutuplaşmanın yaşandığı bir dünyada bunun sıkıntılarını aşmaya çalışan SOKÜM Sözleşmesi nin somut olmayan kültür kavramı ve bu alanı tanımlayan yaklaşımı, koruma, yaşatma ve geliştirme amacı altında önemli fırsatlar yaratmaktadır. Sözleşmede tanımlanan somut olmayan kültürel miras tanımı (Oğuz vd. 2005:164 bkz. Madde 2: Tanımlar) doğrudan halkbilimcilerin ya da benzer disiplinlerin ilgi alanında görünüyor olmasına karşın miras ve koruma kavramlarıyla ortak bellek alanlarını korumayı hedeflemesi (Oğuz 2007:5-8) Halk Kültürü dersinin içeriğine ve öğrenme alanlarına yansıtılmasını gerektirmiştir. Bunun temel gerekçesi bir yandan sözleşmenin korumayı amaçladığı alanların örgün eğitim alanında http://www.millifolklor.com 15

kendine yer bulamaması, diğer yandan yaygın eğitim ve iletişim ortamlarında popüler kültürün bu alanın içini boşaltıyor olmasıdır. Halk Kültürü Dersi Öğrenme Alanları ve Kazanımlar Eğitimciler, Öğrenme alanı; birbiriyle ilişkili bilgi, beceri, kavram ve değerlerin bir bütün olarak görülebildiği, öğrenmeyi organize eden yapılar olarak tanımlamaktadır. Komisyon çalışmalarında Halk Kültürü Dersi Öğretim Programı yedi öğrenme alanı (Halk Bilimi, Toplumsal Uygulamalar, Halk Sanatları, Sözlü Anlatımlar, Halk Bilgisi, Müzik, Oyun Eğlence, Küreselleşme ve Halk Kültürü) üzerine yapılandırılmıştır. Öğrenme alanları 6. 7. ve 8. sınıflarda aynen devam etmekte, bir öğrenme alanı birden fazla üniteyi içermektedir. Dersin öğrenme alanları ile SOKÜM sözleşmesinde tanımlanan somut olmayan kültürel miras alanları ; a) Somut olmayan kültürel mirasın aktarılmasında taşıyıcı işlevi gören dille birlikte sözlü anlatımlar ve sözlü gelenekler; b) Gösteri sanatları; c) Toplumsal uygulamalar, ritüeller ve şölenler; d) Doğa ve evrenle ilgili bilgi ve uygulamalar; e) El sanatları geleneği (0ğuz vd. 2005:164), birlikte düşünülerek oluşturulmuştur. Komisyon, bir yandan sözleşmenin tanımladığı ve öğelerini belirlediği somut olmayan kültürel mirası ders içeriğine (müfredatına) yerleştirir- HALK KÜLTÜRÜ DERSİ ÖĞRENME ALANLARI VE ÜNİTELERİ ÖĞRENME ALANI 1. HALK BİLİMİ 2. TOPLUMSAL UYGULAMALAR 3. HALK SANATLARI 4. SÖZLÜ ANLATIMLAR 6. SINIF 7. SINIF 8. SINIF ÜNİTE ÜNİTE ÜNİTE Halk ve Kültür Geçiş Dönemleri Giyim Kuşam ve Süslenme Bilmece, Tekerleme, Masal Halk Kültürünün Kaynakları Bayramlar, Kutlamalar Geleneksel El Sanatları 1) Halk Şiiri 2) Fıkra 5. HALK BİLGİSİ Halk Mutfağı Halk Hekimliği 6. MÜZİK, OYUN, EĞLENCE 7. KÜRESELLEŞME VE HALK KÜLTÜRÜ Çocuk Oyun ve Oyuncakları Kültürel Mirası Koruma Bilinci 1) Halk Müziği 2) Halk Oyunları Kültür Turizmi Gelenek ve Değişme Halk İnançları Halk Mimarisi 1) Atasözleri, Deyimler 2) Mit, Efsane (Söylen, Söylence) 3) Destan, Halk Hikâyesi 1) Halk Hukuku 2) Halk Takvimi Halk Tiyatrosu Müze ve Halk Bilim Müzeciliği 16 http://www.millifolklor.com

ken diğer yandan 12 15 yaş aralığındaki çocukların eğlenerek, merak ederek ve en önemlisi sorgulayarak öğrenmesini sağlamaya yönelik teknikler/etkinlikler geliştirmeye özen göstermiştir. Millî Eğitim Bakanlığınca İlköğretim programlarında gerçekleştirilen son değişiklikler doğal olarak Halk Kültürü dersi programlarına yansıtılmıştır. Öğrenci merkezli, etkinlik temelli, öğrenme ve öğretmeyi içinde barındıran yeni öğretim programlarında olduğu gibi Halk Kültürü dersinde de görsellerden yararlanma, projeler geliştirme, kır-kent gezileri, müze ziyaretleri, derleme-araştırma denemeleri, yazılı kaynaklardan yararlanma vb. etkinlerle, somut olmayan kültürel miras eğitimini hayatın her alanına yayma hedeflenmiştir (MEB 2006). Eğitimci John Dewey in Okul hayatın kopyası değil, bizzat kendisi olmalıdır sözünden hareketle bugüne kadar hayatı okulun dışında öğrenen çocuklarımıza bu dersle hayatı okula taşıma imkânı doğacaktır. Bu dersin kazanımları öğrencilere kendi kültürünü ve farklı kültürel örüntüleri çok yönlü ve hoşgörülü bir yaklaşımla tanıma, benzerlik ve farklılıkları anlama, karşılıklı anlayış ve duygudaşlık geliştirme olacaktır. Halk kültürünün ve somut olmayan kültürel mirasın, kültürel yaratıcılığın yeni ve özgün yaratmaların esin kaynaklarından biri olduğu düşünülmektedir. Bu dersin temel kazanımlarını üç sözcükle formüle etmek ya da özetlemek mümkündür: kendi kültürünü tanıma, anlama ve farkında olma. Türkiye deki ilköğretim okullarının 6. sınıflarında okutulan Halk Kültürü dersi, aşamalı olarak 2007 2008 eğitim ve öğretim yılında 7. sınıflarda, 2008 2009 eğitim ve öğretim yılında da 8. sınıflarda okutularak uygulanmaya başlanmıştır. Aşağıda İlköğretim Halk Kültürü Dersi Öğretim Programı ve Kılavuzu kitaplarının kapakları yer almaktadır: Halk Kültürü Dersi Öğretim Programı ve Kılavuz Kitaplar 2006 2007 eğitim öğretim yılında bir saatlik seçmeli ders olarak http://www.millifolklor.com 17

Sorunlar, Çözümler Millî Eğitim Bakanlığı nın ilköğretim programlarında Halk Kültürü dersi seçmeli/seçimlik dersler arasında yer almaktadır. Eğitim sistemimiz içindeki yeri ve önemi dikkate alındığında bu durumun sakıncalı sonuçlarının olabileceği düşünülmektedir. Kültür eğitiminin bir parçası olan Halk Kültürü dersi, insanımızın toplumsal ve kültürel hayatın değişik alanlarında düşünce, eğilim, tutum ve davranışlarını yansıtan, besleyen, kaynak durumunda olan bir kültür dersidir. Bu dersin seçimlik derslere yönelik düşünce ve tutumlarla değerlendirilmemesi gerekir. Bu nedenle Halk Kültürü dersleri seçmeli değil zorunlu ders olarak okutulmalıdır. Mevcut uygulamada Halk Kültürü dersleri çoğunlukla Türk Dili ve Edebiyatı, Sosyal Bilgiler, Türkçe gibi alanların öğretmenleriyle sürdürülmektedir. Oysa Halk Kültürü dersinin başarısı bir kültür bilimi ve kültür araştırması alanı olan Halkbilim disiplininde uzmanlaşmış kişilerin öğretmen olarak atanmasına bağlıdır. Üç büyük üniversitemizin (Ankara, Hacettepe ve Gazi Üniversiteleri) bağımsız Halkbilim ve Türk Halk Bilimi Bölümlerinde Halk Kültürü dersinin içeriği ile uyumlu lisans ve lisansüstü programlar yer almaktadır. Bu programları bitirenler bu ders için gerekli öğretmen ihtiyacını karşılayacak düzeydedir. Halk Kültürü dersinden amaçlanan sonuçların elde edilmesi için mesleki yetkinliğe önem ve öncelik verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle Üniversitelerimizin Halkbilim Bölümlerinden mezun, gerekli formasyon eğitimini tamamlamış olanların bu dersin öğretmeni olarak atamalarının yapılabilmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Sonuç Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu nun kısa bir deneme döneminden sonra seçmeli statüden zorunlu statüye geçirmeyi planladığı bu dersin, somut olmayan kültürel mirasın korunması ve gelecek kuşaklara aktarılmasında etkin ve önemli bir araç olacağı düşünülmektedir. İlköğretim Okulları (6. 7. 8. sınıf) Halk Kültürü Dersi Öğretim Programları, halk kültürünü gelecek kuşaklarla örgün eğitim alanında buluşturma çabası olduğu kadar somut olmayan kültürel mirasın tanınmasını, saygı duyulmasını ve geliştirilmesini sağlamada, sözleşmeden doğan yükümlülüklerimizi yerine getirmede somut bir adım hatta ülkemiz adına övünebileceğimiz bir gelişmedir. KAYNAKLAR MEB (2006) Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı, İlköğretim Halk Kültürü Dersi (6.Sınıf) Öğretim Programı ve Kılavuzu, Ankara: Devlet Kitapları Müdürlüğü. Oğuz, Öcal vd. (2005) Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi, Millî Folklor, Sayı 65 (Bahar 2005), s.163-171. Oğuz, Öcal (2007) Folklor: Ortak Bellek veya Paylaşılan Deneyim, Millî Folklor, Sayı 74 (Yaz 2007), s.5-8. 18 http://www.millifolklor.com

SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRASI KORUMA, BİLİNÇ VE DUYARLILIK OLUŞTURMADA TÜRKÇE EĞİTİMİNİN ÖNEMİ The Importance of Turkish Language Education in Protecting and Raising Awareness on Intangible Cultural Heritage Yard. Doç. Dr. Emine KOLAÇ* ÖZ Küreselleşme rüzgârının hızlı bir şekilde estiği ve ulusal kültüre yöneldiği günümüzde ulusal kültüre, halk kültürüne bilinçle yaklaşma, koruma sorumluluğu her zamankinden daha fazla önem kazanmaktadır. Bu açıdan Türkçe ders kitaplarına ve Türkçe ders programlarına önemli görevler düşmektedir. Acaba, öğrencilere halk kültürünü sevdirme, onu koruma sorumluluğunu kazandırmada ders programları ve ders kitapları üstlendikleri bu görevi yerine getirebiliyor mu? Bu durumun araştırılması, ders programlarının, ders kitaplarının ve kitaplarda yer alan metinlerin incelenerek var olan durumun ortaya çıkarılması, sorunların gözler önüne serilerek çözüme yönelik öneriler sunulması, halk kültürü öğelerini tanıtma, korumaya yönelik bilinç oluşturulması açısından bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Betimsel nitelik taşıyan bu araştırmada Türkçe ders programları (1-5; 6-8) ve 2007 yılında Millî Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanarak okullara dağıtılan ilköğretim Türkçe ders kitaplarında (I-5; 6-8) yer alan metinler somut olmayan kültürel miras öğeleri dikkate alınarak incelenmiştir. Araştırma verileri nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi yoluyla toplanmıştır. Türkçe ders kitaplarında yer alan toplam (144+ 56) 200 metin tek tek incelenmiş, elde edilen bulgular frekanslarla tablolar hâlinde sunularak, incelenen metinlerden doğrudan alıntılar yapılmış ve yorumlanmıştır. Anahtar Sözcükler Somut olmayan kültürel miras, Türkçe ders kitapları, Türkçe ders programları ABSTRACT In contemporary global era it is highly important to approach the popular culture and national culture delicately and take essential precautions about the local and native cultures. In this respect, Turkish language course books and Turkish language curriculums have important duties. This paper questions the proficiency of the books and curriculums. The current study reports on a descriptive analysis of elementary Turkish language curriculums and the Turkish language textbooks (for grades 1-5; 6-8) distributed to the schools by the National Ministry of Education in 2007. Within the context of this paper, the genre and the quality of the texts have been investigated. And then, the features of the intangible cultural heritage are determined from the texts. A total of 200 (144+56) texts have been studied individually with respect to text type and their distribution. Findings have been reported in frequency tables in addition to samples from the texts. At the end the results are discussed and interpreted. Key Words Intangible cultural heritage,turkish Language Coursebooks, Turkish Language Curriculums GİRİŞ 1980 li yıllardan sonra bütün dünyada siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel boyutlarda hızlı bir değişim yaşanmaya başlanmıştır. Bu değişimle birlikte maddi, manevi değerler ve bu değerler çerçevesinde oluşmuş birikimler ulusal sınırları aşarak dünya çapında yayılmaya başlamıştır. Yaşanan bu süreç genel olarak küreselleşme olarak ifade edilmektedir (DPT, 1995: 1). Önüne geçilemeyecek olan bu sürecin ve süreçte yaşanan değişikliklerin çok boyutlu olarak tartışılması, değerlendirilmesi millet hayatındaki öneminden dolayı kültür ve kültürel miras boyutunun mercek altına alınma- * Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi. ekolac@gmail.com http://www.millifolklor.com 19